04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 HABERLER 1 MART 1990 P A R L A M E N T O G U N D E M I • Adalet Komisyonu'nda üç uluslararası sözleşme ile Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası'nın bazı maddelerinde değişiklik yapan tasarı görüşülecek. TBMM Genel Kurulu'nda ise TEK dışındaki kuruluşların elektrik üretimi, iletimi ve dağıtımı ile görevlendirilmesi hakkında yasa gücündeki kararname ele ahnacak. Anayasa Komisyonu tarafından reddedilen DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel ve arkadaşlannın milletvekili seçimlerinin yenilenmesine ilişkin yasa önerisi hakkındaki rapor da Genel Kurul'da görüşülecek. (Ankara / Cumhuriyet Bürosu) P A R T İ L E R D E N Adana Bağımsız Milletvekili C ü n e y t C a n v e r T R T Yüksek Kurulu'na yapılan 4 atamayı TBMM'nin gündemine getirdi Canver, haklarında yolsuzluk ve usulsüzlük soruşturması bulunan thsan Gök ile Altemur Kılıç'ın TRT Yüksek Kurulu'na atanmasını eleştirdi. Cüneyt Canver, Başbakan Yıldırım Akbulut'un yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na verdiği soru önergesinde, TRT | Yüksek Kurulu'na atanan thsan Gök ve I AJtemur Kılıç'ın TRT eski Genel Müdüru Tunca Toskay'la birlikte çalıştıklarını belirterek, "Tunca Toskay dönemine ilişkin 40 milyar lira civannda bir usulsüz harcama soruşturması hâlâ sürmektedir. Bu soruşturma tamamlanmadan adı 40 milyar lira civarındaki usulsuz harcama soruşturmasına karışan Ihsan Gök ve Altemur Kılıç'ın TRT Yüksek Kurulu'na atanması ilginçtir" dedi. (Ankara / UBA) V p n î cr\\ f\Ctrf î SHP'den ihraç edilen ve istifa IC111 5 U 1 y<X.l 11 „}<.„ miiletvekillerinin solda yer alacak demokratik kitle partisi kurulması amacıyla düzenleyecekleri çalışma kurultayı 3-4 mart tarihlerinde yapılacak. Kurultaya, çeşitli illerden delegelerin katılacağı açıklandı. Demokratik Yeni Oluşum Komitesi adı altında, Aydın Güven Gürkan'ın önderliğinde yürutulen çalısmalar 3 martta toplanacak çalışma kurultayında değerlendırilecek. Demokratik Yeni Oluşum Komitesi yann düzenleyeceği bir toplantıyla kurultayın gündemine ilişkin açıklamalarda bulunacak. (Ankara / UBA) D Y P ' n i n h a m i e s i D Y P Genel Başkaıu L J L r l m l H a i l U C M süleyman Demirel'in "ilkbaharla birlikte demokrasi hamlesi" programını havanın durumuna ve yerel sorunlara göre yapacağı bildirildi. 26 Mart yerel seçimlerinden sonra I sürekli olarak "iktıdarın arkasında halk desteğinin kaybolduğunu ve erken genel seçimin şart olduğunu" ifade eden Süleyman I Demirel, baharla birlikte demokrasi hamlesine girişecek. DYP yetkilileri, Demirel'in ilk olarak Ege bölgesine giderek ! buradaki vatandaşlara hitap edeceğini bildirdiler. Demirel'in 5 marttan itibaren başlayacak Ege gezisi için ilk durak olarak seçtiği Aydın ve Manisa bölgesinde tütün üreticisinin sorunları işlenecek. DYP Genel Başkan Yardımcısı Selahattin Kılıç da "Bizim çalışmalanmıZ, büyük kongre de dahil hep erken bir genel seçim için. Şu anda erken genel seçim ilan edilse DYP bayram eder" dedi. (Ankara/UBA) Zamlar sorulamadı Alınak'ın zamlarla ilgili Başbakan Yıldırım Akbulut'a yönelttiği sonılar TBMM Başkanlığı'nca geri iade edildi. | TBMM Başkanvekili Abdülhalim Aras imzasını taşıyan geri gönderiliş gerekçesinde soruların, kısa, gerekçesiz ve şahsi görüş ileri I sürülmeksizin yazılabileceği hatırlatıldı. Alınak tarafından Başbakan'a yöneltilen ve TBMM Başkanlığı'nca geri gönderilen 20 _j Şubat 1990 tarihli önergede "THY ve Devlet Demiryolları taşıma ücretlerine yapılan son zamlardan sonra şeker, akaryakıt, sigara ve benzeri temel tuketim mallanna yeni zamlar yapmak üzere hükümetinizce herhangi bir çalışma yapılmakta mıdır? Toplumu yeni bir zam kasırgası beklernekte midir?" sorulan vardı. (Ankara/ANKA) SHP Genel Sekreter Yardımcısı Hikmet Çetin, zamlann televizyon ve gazetelerde günlük hava raponı gibi verilmeye başladığını belirterek, "Zamlar zulme dönüştü. Ortadirek kürdan haline dönüştü" dedi. Dün bir basın toplantısı düzenleyen Hikmet Çetin, elektriğe yapılan zamlann zincirleme zamlar getireceğini de ileri sürerek, "Belediyelerimiz, zamlar karşısında çaresiz durumda. Elektriğin getireceği zamlar, belediyekrimizi de güçlükle karşı karşıya bırakmaktadır" diye konuştu. Zamlann sorumlusunun "mahalledeki bakkal ve esnaf olmadığını, çünkü sattığı malın yerine yenisini koyamadığını" anlatan Çetin, "Sorumlu iktidardır" dedi. (Ankara / Cumhuriyet Bürosu) 'T\o1pt*|r > i1'3r E s k i lstanbul Belediye Başkanı J - / a i a i l ^ l l C U Bedrettin Dalan'm kuracağı Demokrat Merkez Partisi'nin tzmir'deki kuruculan, mart ayı ortalannda büyük bir toplantı düzenleyeceklerini açıkladılar. Kurulacak parti için çalışma yapanlar arasında ANAP, DYP, SHP ve DSP kökenlilerin de bulunduğu, ancak bunların kamuoyunda "bilinen" isimler olmadıkları bildirildi. Bu arada PUtS Başkanı DSP'li Kâmuran Sağlam da Dalan ile birlikte çalışıp çalışmama konusunda önümüzdeki günlerde kesin karar vereceğini söyledi. öte yandan parti henüz kurulmadan tzmir'de "il başkanı kim olacak" tartışmaları sürüyor. Dalan'ın okul arkadaşı eski DYP'li Ertuğnıl Doğuç'a "il temsilcisi" olarak görev verilmesi önce ANAP kökenlilerin tepkisine yol açarken daha sonra parti kuruluncaya dek birlikte çalışmaya karar verildi. • • Ozal-Jbrumtay görüşmesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) —Cumhurbaşkanı Turgut Özal, dün akşam saat 18.00 sıralarında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Tonımtay'ı kabul ederek bir süre görüştü. Görüşmeyle ilgili olarak Cumhuriyet'in sonılannı yanıtlayan Cumhurbaşkanlığı Basın Sözcüsü Toperi, görüşmenin haftalık olağan ziyaretler çerçevesinde gerçekleştiğini, görüşmede başbakanlığa vekâlet eden Mehmet Keçeciler'le ilgili bir konunun ele alınmadığını söyledi. Cumhurbaşkanı Özal ile Genelkurmay Başkanı Torumtay'ın dün akşam yaklaşık 1 saat süren görüşmeleri Genelkurmay Başkanı ile Cumhurbaşkamnın bu hafta içinde gerçekleştirdikleri ikinci ziyaret oluyor. Bursa'da 2 gözaltı • BURSA (AA) — Bursa'da yasadışı "TKP-ML Partizan" orgütü üyesi olduklan iddiasıyla gözaltına alınanların sayısı 7'ye yükseldi. Yetkililer, gözaltına alınanların sorgularının tamamlanmak uzere olduğunu ve hafta sonunda adliyeye gönderileceklerini bildirdiler. Gözaltına alınan 7 kişinin öğrenci olduklarını belirten yetkililer, sanıklarla birlikte yasaklanmış kitap ve molotof kokteyllerinin de ele geçirildiğini söylediler. Grizu davası hâkimi istenmiyor • MERZtFON (Cumhuriyet) — Merzifon'da Yeniçeltek Linyit Işletmesi'nde 7 şubat günü meydana gelen ve 69 kişinin yaşamını yitirdiği grizu davdsına bakacak olan Asliye Ceza Mahkemesi yargıcının değiştirilmesi istendi. Göçük altında kalanların yakınları tarafından Adalet Bakanlığı'na çekilen telgraflarda tedbirsizlik, dikkatsizlik ye mesleki acemilik suçlarından dolayı tutuklu bulunan İşletme Müdurü Hasan Santepe ile 8 martta görülecek davaya bakacak olan Asliye Ceza Yargıcı İsmail Bakırcfnın çok samimi arkadaş olduklan öne sürüldü. DÜZELTME • 27.2.1990 tarihli gazetemizde yer alan "ûydu anteni dilediğin gibi üret, sat" başlıklı haberde Ali Uruşak, Budak Elektronik'in sahibi olarak geçmiştir. Ali Uruşak, Budak Elektronik Pazarlama ve Tanıtım Bölüm Müdürü'dür düzeltirız. MYK bugün toplanacak Parti MeclisVne rapor hazırladı SHP'den dısa dönük mücadeleMYK raporunda, iç politika hedefi "seçimi sağlamak" olarak belirlendi. Bugün PM'ye sunulacak raporda, "Türkiye'de çarpık gelişme ve yatınmların durması", "insan haklan ve demokrasi konularında iktidarın tutumu" gibi konular da yer alıyor. ANKARA (Cumhnriyet Bürosu) — SHP, olağanüs- tü kurultayın ardından "dısa dönük miicade- leye" ağırlık vermek için kendi içinde toparlanma çabasma girdi. Bugün toplanacak parti meclisi üyelerine sunulmak üzere, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) dış ve iç politikadaki gelişmelere değinen yaklaşık 10 sayfalık bir rapor ha- zırladı. Raporda iki Almanya'nın birleşmesine "olumlu" bakılırken iç politikada "seçimi sağlamak" hedef olarak belirlendi. Gençlik ve kadın kurultaylannın toplanması, bugüne kadar yeterince çalışma- yan komisyonların çalıştırüması, değişik halk kesimlerinin örgüt- lenmesi ve parti içi eğitim çauşma- lannın başlatılmasına yönelik sap- tamalar, bu "toparlanma" çaba- sının örnekleri olarak gösteriliyor. Genel Sekreter Deniz Baykal- ın "zaferi" olarak değerlendirilen olağanüstü kurultây sonrasında, bu "kesimin" Genel Başkan Erdal tnönü ile "ayrı düşmüş" havasını vermemeye özeüikle dikkat ettiği gözleniyor. Hjkmet Çetin, Istemi- baa Talay gibi "üımlı" adların partide genel sekreter yardımcılık- lanru tlstlenmesi gend merkez yö- netimiıvn "berkesi kapsayan, dış- layıcı olmayan bir tutnma girdigi- ni gösterme" çabalan diye değer- lendiriliyor. Parti içi muhalefetin de genel merkez yönetiminin dü- zenlediği her organizasyonda yer alıp "dışandan eleştiri yönelti- yorlar" görüşlerae haklüık ka- zandırmayarak öeellikle parti meclisi toplantılarırm "ileriye yö- nelik, yapıcı ÖDerüeıV' girmeye hazırlandığı bildiriliyot. Ankara'nın ilçeleri dıjtnda, Amasya, Tokat ve son olarak Ela- zığ illerinde yapılacak kongreter, parti içi muhalefet ile genel mer- kez yönetimini bir kez daha karşı karşıya getirecek. Tüzük gereği ol- mamasına karşın Elazığ'da 45 gün içinde kongreye gitme karan alın- dığı da vurgulanıyor. Ancak her iki tarafın da 1991 yılına bırakıl- ması beklenen olağan SHP kunıl- tayına yonelik olarak il ve itçe ör- gütlerinde güçlenme çabalarını yıl boyunca da sürdürecekleri ifade ediliyor. Tabanın "partide iç mi- cadel var, derlenip toparlanamıyor" göruşu ile parti içi çıkışlan tepkiyle karşılaması, bu kon'uda, gerek genel merkez yönetiminin gerekse parti içi mu- halefetin "daha ılımlı davranmasına" yol açtığı kayde- diliyor. SHP MYK'nın son toplantıla- rında, özetle şu noktalar üzerin- de durduğu bildiriliyor: • Degişik halk kesimlerinin ör- gıitlenmesi. Her ilde parti içi egi- tira çalışmalanna başlanması. • Kitle agırlıklı toplantılanD arttınlması. Bu toplanülarda se- çimin gerektiliğinin ön piana çıka- nlması ve gttndemden düşüriilme- raesi. • Bu tür organizasyonlara ak- tif katılımın sağlanması. Öte yandan, hazırlanan rapor- da üzerinde durulan konular da özetle şu noktalarda toplanıyor: • Türkiye'de çarpık gelişme, sa- nayileşme ve yaünmlann durma- sı. • İnsan haklan ve demokrasi konnlannda siyasal iktidann tn- tumu. • Bu durum karşısında, diurya- daki değişimi, Türkiye ye getirebi- lecek çabalann içine girilraesi. • 'Ük bedefler bikürgesi'nin ya- yırolsjmı&sı. Dış politikadaki gelişmelere iliş- kin olarak raporda, dünyadaki de- ğismeler değerlendirilirken Erme- ni yasa tasansına değiniliyor. İki Almanya'nın birleşmesi olumlu karşılanırken yurtdışına yönelik olarak da tngilizce bir bültenin çı- kanunası hedefleniyor. ORHAN APAYDIN ODULU Türkiye'ninMÇleıine ödülOrhan Apaydın İnsan Hakları ve Hukuk Ödülü, çocuk yaşta komünizm propagandası yapmakla suçlanıp tutuklanan "Türkiye'nin MÇ'leri"ne verildi. "Hukuk ve İnsan Hakları Açısından 1989-1990'da Türkiye" konulu panelde, Orhan Apaydın'ın "barış savaşçısı" olduğu vurgulandı. PANEL — Orhan Apa\dın İnsan Haklan Ödütii töreninde, 'Hukuk ve tnsan Haklan Açısından 1989 - 1990'da Türkiye' paneJi yapddı. tstanbul Haber Servisi — Orhan Apay- dın İnsan Hakları ve Hukuk Ödulü, bu yıl "Türkiye'nin MÇIerine" verildi. tlhan Selçuk, Oktay Akbal, Ugur Mumcu, Er- dal Atabek, Öktay Kurtböke, Tank Akan ve Gülçin Çaylıgil'den oluşan odul kuru- lu, bu yılki odulü çocuk yaşta komünizm propagandası yapmakla suçlanıp mahke- melerde sürünen "Türkiye'nin MÇ*leri"ne verilmesini kararlaştırdı. Geçen yıl ödüle layık görülen ve kendilerine dışkı yediren binbaşı hakkında suç duyurusunda bulu- narak dava açılmasını sağlayan Yeşilyurt köylülerinin ödülü ise, gazeteci yazar İl- han Selçuk tarafından köylüler adına da- vadaki avukatları Hasip Kaplan ve Mus- tafa Malgir'e verildi. Hasip Kaplan, yap- tığı konuşmada, "Bizler 10 >ılı aşkın sü- redir sıkıyönetim ve olağanustu hal done- minde yörenin insanlan olarak buraya gel- dik. Bu ödiilun Yeşilyurt köylusüne veril- mesi ülkemizin içinde bulunduğu karan- lıgm artık yırtılmaya başladığını gösleriyor" dedi. Ödül töreninde bir konuşma yapan 11- han Selçuk, bir insanı tanımak için çok çalışmak gerektiğini belirterek, şunları söyledi: "Orhan Apaydın'ın bütön degerlerine inandıgımızdan ve Apaydın'ın her turlü eleştiriye dayanıklı yüce bir kişiliğe sahip oldugundan, ona >-aklaşımımız dognı ve gerçekçi yöntemlerle olacaktır" dedikten sora Apaydın'a ilişkin bilgi, belge, anı, fo- toğraf toplamak için bir çalışma başlatıl- dığını belirtti. "İnsan Haklan ve Hnkuk Ödülü bu yıl Türkiye'nin MÇIerine veri- liyor. MÇ olayı, hukuk devleti, hukukun üstünlüğü ve insan haklan tarihimizde unurulmayacak bir olaydır. Ancak MÇ'ler çoğaldıkça. bizim de çağdaş dünyaya açık alınla bakmamız olanaksızlaşır." Dr. Erdal Atabek ise, Türkiye'nin MÇ'ler sendromu içinde bulunduğunu be- lirterek, "15 yaşındaki gençtiğin gelecegüt- de de kendisini suçlu gibi hissetmesini sağ- Iayacak davranışlara girijonız" dedi. MÇ olayının "kişilik cinayetleri" olarak ele almması gerektiğini de söyleyen DT. Ata- bek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ülkemizde E tipi insanlar yetişmekte- dir. Kendisi için düşünen kendisi için du- yarlı insanlar bedeflenmektedir. Bunun dı- şında kalan katılımcı, eleştirel, laik ve cumhuriyet ilkelerine sahip çıkan insan- lar, baskı altına alınmak istenmektedir." Ödül dağıtımının ardından Orhan Apaydın anısına "Hukuk ve tnsan Hak- lan Açısından 1989-1990'da Türkiye" ko- nulu bir panel yapıldı. Avukat Gülçin ÇaylıgiFin yönettiği pa- nelde konuşan Uğıır Mumcu, Orhan Apaydın'ın "banş savaşçısı" olduğunu be- lirterek, "1990'larda insan haklannın han- gi maddelerini, hangi başlıklarını tartışı- yoruz hâlâ. Bugün, 73 yaşındaki bir ana- yasa profesorunu koru>-ama\an bu det let- le hangi anayasa tartışmasına gireceğiz. Orhan Apaydın ve Muammer Aksov'u MİT her an'izledi. Şimdi de Muammer Aksoy'un katilini aynı MİTin bulması ge- rekmiyor mu? Zaman zaman Orhan Apaydın'la ilgili anılannı anlatan Uğur Mumcu, sözlerini şoyle surdurdu: "Orhan Apaydın, 1961 Anayasası'ndan sonra toplusözleşme hukukunun ete ve ke- miğe burunmesinde birinci derecede kat- kısı bulunan insanlardan biridir. Bugün Türkiye'de bir sosyal sınıf, yani sermaye sınıfı, bir başka sosyal sınıfa yani işçi sı- nıfına, emekçiye açıkça tahakküm ediyor. 1402 uygulaması halen yüruriüktedir. Bu, komutan paşalanmızın beğenmedikleri ka.mu görevlilerini işten atmalandır. Apaydın'ın adı savunma hakkıyla bulün- leşti. Orhan Apaydın üç dönemde de çe- şitli sanıklan savundu. 27 Mayıs'ta Men- deres, 12 Mart'la Cemal Madanoglu ve 12 Eylül'de Abdullah Başturk." Şair Ataol Behramoglu ise, Türkiye'de aydın olmaktan utandığını anlattı. Behra- moğlu, "Yurtdışında jiışayanlann Tür- kiye'ye donmeleri için Sumeyra Çak'j gi- bi cenazelerinin mi gelraesi gerekiyor? Bir takım gizli güçler. Turkiye'nin dogal ge- lişim düzenini degiştiriyor" dedi. Behramoğlu'rfun ardından söz alan Avukat Ergin Türsoy, demokrasi ve insan haklannın, eğitim ve bilinç sorunu oldu- ğuna değinerek şunlan söyledi: "Halk bu bilince sahip olmadan iktida- nn insan haklannı tam olarak uygulaması işin dogasına aykındır. Bu savaşımda hal- kın desteğinin olması gerekir. Okullanmı- za konacak demokrasi ve insan haklan dersi, zonınlu din derslerine karşı bir bay- rak oluşturacaktır. îjimdiye kadar, imza- ladığımız sözleşmelerin hepsi kâğıt üzerin- de kaldı. Sanki, ihlal etmek için imzalı- yonız." İNSAN HAKLARI VE CEZALARIN INFAZI PANELİ: Cezaevlerînde reform şartDr. Nejat Eczacıbaşı'nın yönettiği panelde konuşan Ord. Prof. Sulhi Dönmezer, cezaevleriyle ilgili olarak ülkemizde sistemin değiştirilmesinden çok, reform istendiğini savundu. İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan da "Sağlıklı mekanizma kuramazsanız cezaevleri patlamaya gebe dinamit fıçısı olur" dedi. Istanbul Haber Servisi — Eko- nomik ve Sosyal Etütler Konfe- rans Heyeti'nce düzenlenen "İn- san Haklan ve Cezalann lnfazı" konulu panelde, cezaevlerimizdeki yasam standartlanrun uluslararası alanda belirlenen standartlann çok altında olduğu vurgulandı. Cezaevlerimizin, ülkemizdeki insan hakları sorununun önemli bir halkası olduğu belirtilen pa- nelde, ceza, adalet ve infaz sistem- lerinin bir an önce iyileştirilmesi gerektiği belirtildi. Panelde, ayn- I • İ i, i , • . t » i r CEZAEVLERİ PANELİ — Sulhi Dönmezer, Turgut Kazan, Koray Düzgören, Nejat Eczacıbası, Hü- seyin Turgut, Cihan Yamakoğlu ve Melda Türker katıldılar. (Fotoğraf: A. Tevfik Berber) ca infaz mahkemderinin kurul- ması istendi. Etap Marmara Oteli'nde dün yapılan ve konferans heyeti Baş- kanı Dr. Nejat Eczacıbaşı'nın yö- nettiği panelin ilk konuşmacısı Ord. Prof. Dr. Sulhi Dönmezer, ülkemizde ceza, adalet ve infaz sistemlerinin geleneksel olarak toplumdan tecrit edilmiş şekilde faâliyet gosterdiğini belirtti. Gide- rek bu sistemlerin daha da say- damlaştırılmasının istendiğine dikkat çeken Dönmezer, "Gerek miDeÜerarası sözleşmelerde gerek- se anayasamızda, insan haklan açısından cezalandırmanın zali- mane ve aşağılayıcı olamayacağı belirtilmiştir. Ama ceza ile de ula- şılması gereken amaçlar var. Bu amaçlann yerine getirilmesiyle, in- san haklan konulannda çok sıkı ilişkiler var"dedi. Cezaevleriyle il- gili olarak Ülkemizde sistemin de- ğiştirilmesinden çok reform isten- diğini savunan Dönmezer, cezaev- lerimizin Avrupa Konseyi tarafın- dan oluşturulan kurallara uygun olması gerektiğini söyledi. Çağdaş Gazeteciler Derneği İs- tanbul Şube Başkanı Koray Düz- gören de cezaevlerimizin son 10 yüda insan hakları ihlalleriyle bir- likte anıldığma dikkat çekti. Türk- iye*deki insan hakları ihlalleriyle ilgili olarak rakamsal veriler veren Düzgören, "Türkiye'deki cezaev- leri uluslararası standartlaria kar- şılaştınldığında artı haaesine ya- zılacak bir şey yok" diye konuş- tu. Konuşmasına, insan haklan ça- ğı yaşanırken kendi kafalanmu- daki duvarlan koruduğumuzu be- lirterek başlayan İstanbul Barosu Başkanı lurgut Kazan ise cezaev- lerimizin hak ve hukuk mücade- lesinin uğrak yeri olduğunu söy- ledi. Kazan, cezaevi sorununa yal- nız insan haklan için değil, de- mokrasinin gelişimine engel ola- rak da bakmak gerektiğini anla- tarak şöyle konuştu: "Cezaerlerinde sağlıklı kuraliar koymak gerekiyor ve o kurallann sağlıklı işleyebilmesi için sağlıklı bir mekanizma kurmak gerekiyor. Bu kadar kaypak, belirsiz kural- iar koyar, sağlıklı mekanizma ku- ramazsanız, cezaevleri patlamaya gebe dinamit fıçısı olur." Kazan, aynca cezalann kanuni- liği ilkesi uyannca ceza infaz mah- kemelerinin de bir an önce kurul- ması gerektiğini savundu. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tev- kif Evleri Genel Müdür Yardım- cısı Hüseyin Turgut, infaz siste- miyle hükümlüyü ıslah edip top- luma kazandırmanın amaçlandı- ğını, ancak uygulamada, personei, bina ve mevzuat sorunlarının gi- derilemediğini anlattı. Baykal: Türkiye hukuk krizindeSHP Genel Sekreteri Baykal, dün İstanbul Barosu'nu ziyaret etti. Baykal, Adalet Bakanlığı'run görevden alma işleminin demokrasiye ve hukuka aykın olduğunu söyledi. İç Politika Servisi — SHP Ge- nel Sekreteri Deniz Baykal, Ada- let Bakanlığı'nın, İstanbul Baro- su yönetim organlannı görevden alma işlemini başlatmasının "ak- la, saygıya, demokrasiye ve ho- kuka aykın" olduğunu söyledi. Baykal, Adalet Bakanlığı'na kar- şı verilen mücadelede, SHP ola- rak, İstanbul Barosu'nun yanııı- da olduklarını, dayanışma için- de bulunacak larını bildirdi. SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal, dün, beraberinde İstan- bul Büyükşehir Belediye Başka- nı Nurettin Sözen, bazı İstanbul milletvekilleri ve İstanbul ilce be- lediye başkanlarıyla birlikte ts- tanbul Barosu'nu ziyaret etti. Yapılan toplantıdan önce, Ba- ro Başkanı Turgut Kazan'ı ma- kam odasında ziyaret eden Bay- kal, burada, "Sizi başkan olarak görmeye, dunımunuzu tescil et- meye geldik" dedi. Baykal, bunun nezaket zdyarcti olmadığını, görev anlayışıyla gel- diklerini belirterek, "Kendileri- ne ve kamuoyuna duyurmak is- tiyoruz. İstanbul Barosu, Adalet Bakanlığı'nın görevden alma iş- lemine karşı verdiği mücadelede yalnız değildir. SHP'nin Genel Sekreteri olarak partim ve tstan- bul'un beiediye başkanlan adına, İstanbul Barosu'nu destekledigi- mizi, kendileriyle dayanışma içinde oldugumuzu bildirmek istiyorum" diye konuştu. Türkiye'nin bir "hokuk krizi" içinde bulunduğunu savunan Baykal, hükümetin toplumun kabulleneraeyeceği uygulama ve kararlan, mevzuatlann arkasına saklanarak yürürlüğe koyduğu- nu, cumhurbaşkanlığı seçüninin de "toplnma rağmen" yapılan- lara örnek olduğunu söyledi. İstanbul Barosu yönetim or- gan'arını görevden alacak baka- nın, bu işlemden sonra üç gün içinde yerinde rahat oturamaz hale geleceğini, Baro'nun, bu so- run karşısında verdiği mücadele- yi sürdürmesi gerektiğini ifade eden Baykal, "Kararlann huku- ka uygun olması yetmez, demok- rasi kurallanna ve halkın irade- sine de uygun olmalıdır" dedi. Bağımsız olarak çalışması ge- reken baroların, Cumhuriyet ta- rihinde ilk defa, bir hükümet ta- sarrufu ile görevden alınmak is- tendiğine işaret eden Baykal, bu- nu "sağlıksız bir girişim" olarak niteledi. Baykal, mahkemenin bu konuda vereceği kararı saygı ile karşılayacaklarım da belirtti. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen de bura- da yaptığı konuşmada, Baro'nun bir demokrasi savaşı verdiğini, kendilerinin de Maliye Bakanlı- ğı ile mücadele ettiğini söyledi. Sözen bu mücadelede, belediye olarak Baro'nun yanında yer ala- caklarını belirtti. Üniversitede toplu ııaıııaza tepkî İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nde öğrencilerin koridorlarda topluca namaz kılmalarını kınayan 56 öğretim görevlisi, ortak bir bildiri yayımladılar. Bildiride, "Toplu namaz kılma, şalvar ve potur giyme, türban takma, çember sakal bırakma gibi çağdaş görünümden uzak davranışları onaylamıyoruz" denildi. Eğitim Servisi — İstanbul Üni- versitesi Veteriner Fakültesi'nde bazı öğrencilerin fakulte koridor- larında toplu namaz kıldıklannı belirten öğretim üyeleri ile öğre- tim elemanlan, dün yayımladık- ları 56 imzalı bir bildiri ile "laik- lik karşıtı davranışlan onaylama- dıklanm" açıkladılar. Veteriner fakültesinde, Atatürk ilkeleri ve laiklik konularını derslerde işle- yen öğretim üyelerinden bazıları- nın da laikliğe karşı çıkan "kn- fürlu" mektuplar aldıkları öğre- nildi. Bir açıklama yapan 10 Veteri- ner Fakultesi'nden 56 öğretim uyesi ve öğretim elemaru, bazı öğ- rencilerin fakulte koridorlannda toplu namaz kıldıklannı, çağdaş görünümden uzak kılık ve kıya- fetle okula geldiklerini bildirdiler. Aralannda 9 profesörun de bu- lunduğu 56 öğretim üye ve elema- nının imzasını taşıyan açıklama- da şöyle denildi: "Fakültemizin bazı öğrencile- rinin toplu namaz kılma, şalvar ve potur giyme, türban veya başör- tüsü takma, çember sakal bırak- ma gibi çağdaş görünümden uzak kılık ve kıyafeti ile davraıuşlan- m onaylamıyoruz. Bu ve benzeri olayların Damstay 8. Dairesi'nin 1984/1574 sayı ve 13.12.1984 ta- rihli ve Anayasa Mahkemesi'nin 1989/2 sayı ve 7.3.1989 tarihli ka- rariannda açıklanan gerekçeler doğrultusunda laik devlet ilkele- rine aykın ve cumhuriyetimize yö- nelik yıkıcı eylemlerden olduğu göriişü ile bu gibi olaylann yine- lenmesuıi onlemek uzere ilgili ma- kamlann, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi'nin kararianm dikka- te alarak bir karar alması zorun- luluğuna inandığımızı kamuoyu- nun biigisine sunanz." Bu arada aynı fakültede, ders- lerde Atatürk ilkeleri ve laiklik konuları üzerinde duran baa öğ- retim üyeleri, laiklik karşıtı "küfürlü" mektuplar alıyorlar. İÜ Veteriner Fakültesi Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkla- n Anabilim Dalı öğretim üyelerin- den Prof. Dr. Servet Şenel, "AU- türk ilkeleri ve özellikle laiklik üzerine yaptığım konusmalardan sonra çeşitli mektuplar ahyonun" dedi. Prof. ŞeneTe gönderilen mektuplarda, Atatürk'e, laikliğe yönelik ağır küfürlere yer verildi. Bildiriye imza atan tstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi öğretim üye ve elemanlan şunlar: Profesörler: Ahmet Mengi, Muzaffer Beşe, Atilla Ilgaz, Ka- mil Göksu, Muammer Uğur, Mehmet Evrim, H. Servet Şenel, Rauf Yücel, Hasan Büyükönder. Doçentler: Suzan Dağlıoğlu, Ülker Çötelioğlu, Erkut Tuzer, Özer Ergün, Ahmet Altuıel, Hay- dar Özpınar, Nuri Arıkan, Tah- sin Yeşildere, Aysel özpınar. Yardımcı Doçentler: Aysan Tantaş, Hıdır Demir, Ayhan Ün- sal, Suphi Erme Acar. Doklorlar: Nuray Uzunören, Yeşim Çalışkan. Araşürma görevlileri: Serdal Uğurlu, Ihsan Çerekçi, Altan Armutak, Rufat Mutuş, Umay Banıçiçek Erkut, Vehbi Altunçul, Süleyman Korkut Tekeli, Ayşen Fırat, Seyyal Ak, Naciye Yakut Özgür, Ayşen Gargıh, Aynur Akın, Burhan Hacıislamoğlu, Şebnem Gündal, Müjdat Alp, II- han Tunalı, Neşe Tuğrul, Tanay Bilal, Recep Kahraman, Oya Ke- leş, Halil Mahsunlar, Murat Yıl- dınm, Kemal Ak, Mehmet Rağıp Mılışaçlan, Serhat Pabuççuoğlu, Sema Usta, Cengiz Sergen Ko- nuk, Aydın Gürel, S. Serhat Ann, Kadir Özcan, Erman Or. Ögretira görevlisi: Hüsniye Su- naçoğlu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle