25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 8 ŞUBAT 1990 Alüminyum, plastik, melamin derken çelik kaplar da çıkınca 'kalaycılık' mesleği bitme noktasına vardı Ne işlerin tadı kaldı ne yemeklerin Kaybolan Zanaatlar ERDAL YAZICI Anadolu'nun birçok yöresinde, eskisi kadar olmasa bile hâlâ mutfağa yönelik bakır dövülüyor. Bakır döven çekiçlerin yanında kalaycılar yerlerini alıyor. Kalaycıların varlığı bakırcılara bağlı. Çekiç sesleri dinmedikçe kalaycılık da yok olmayacak. — 3 — ERDAL YAZICI "Nerede günlük işlen haftalık bulsak opup başımıza koyacağız." Balat'ın kalaycısı Fngl Tüfekçi, haftaiık ışini yenı bitirmişti. Kan ter içinde kalmıştı; "eh kola> mı yazın sıcagında köıük çekip kalay yapmak?.." Kalaylanan sinıleri, tencereleri bir kenara bırakıp terini elinin tersıyle sildi ve bir 'cigara' çıkardı. Maşasıyla ocaktan bir köz alıp 'cigara'yı ateşledi. Fosur fosur içmeye başladı. Sanki ocağın ve nişadırların dumanı yetmezmiş gibi bir de tutununun dumanıyla ciğerlerini doldurdu. "Bu dumanlann hiçbir zaran yoktu." Hatta "faydası bile vardı" Fuat Usta içın. "Hele hele nişadır dumanlarının... İnsanın içinde hiç mikrop bırakmı\or"du. 'Alman Harbi' yıllan İstanbul'da kalaycılığa başlar Fuat Tufekçi. "O yıllar işler iyi"dir. Kalaycılık altın çağını yaşamaktadır. Balat Sutlaç Sokak'ta mekân tutar. 1958'den Balat'ın kalaycısı Fuat Tüfekçi, Alman harbi yıllannda İstanbul'da başlar kalaycılıga. Artık kuyrukta bekleyen muşteriler yok, ama o 'her şeye inat beyaz bayragr çekmemiş (Foloğraf: ErdaJ Yazıcı) bu >ana aynı dükkânda kaplan kalaylar... "Dukkânı ilk açtıgım vıllarda yanımda çıraklarla birlikte geceli gunduzlu çalışır, yine de işleri zamanında yetiştiremezdik. Hele bayram arifesinde muşteriler yalvanrlardı: 'Aman ustam gozunu seveyim..! Sonralan alüminyum ve plastik kaplar çıktı, bizim işler bozuldu; yalvaranlar vüzümüze bakmaz oldu. Birçok kalaycı dukkânını kapatmak zorunda kaldı. Son >ıllarda bir de çelik kaplar yaygınlaşınca bizim işler iyice bitme noktasına vardı. Ben de her şeye inat beyaz bayrağı çekmedim. Gelen işler için her gun ocak yaknuyorum; kaplan haftalık biriktirip kalaylıyorum..." Fuat Usta şimdilik Bağ-Kur ve köydeki birkâç dönüm tarlasına guvenerek 'beyaz bayragV çekip pes etmedi. Halasının oğlu Haydar'da, kendisi Balat'ta eski bakırları parlatmaya devam ediyorlar; şimdilik: Haftalık işler... Yann: Ne olacağı belirsiz... Şükrü KaJayman yeni "krfe" geçirmesine karşın yine işinin başındaydı. Ne yapsın "ekroek parası..." Yazın herkes güneşın altında yanarken ustamız da oca|ının başında yanıyor. TUristık yöremız Erdek'ın tek kalaycısı... Turizm mevsimiyle pansiyonlardan, kamp yerlerinden "iyi kötiı iş çikıyor"muş, ama kış mevsiminde "aylar boyu yatıyor"muş. Ne olursa olsun yıne de 'tekkeyi' açık tutuyormuş. ŞUkrü Usta emektar körüğunü kaldtrıp bir kenara koymuş; yerine motorlu ufleyici monte etmiş... "Korukle çalıştıgım yıllan anyorum. Zahmet, eziyet vardı, ama karşılıgı bereketliydi. Son yıllarda aluminynm çıktı, ne yemeklerin tadı kaldı ne de bizim işlerin..." Şukru Usta şimdilik var olan kaplarla idare ediyor; olanlar da çeliğe dönuşurse ne ile ıdare edecek acaba?.. Anadolu'nun birçok yöresinde mutfağa yönelik bakır dövülüyor. Bakırcı ustaları özellikle kırsal yörelerimize - köylerimize- yönelik bakır yapmaya devam ediyorlar. lçi on teneke su alabilen bulgur ve pekmez kazanlanndan ufak 'bakraç'lara kadar her turlü bakır kap yapılıyor. Ve hemen yanıbaşlarında da kaplar kalaylanıyor; bakır döven çekiçlerin gölgesinde kalaycılar yerlerini alıveriyorlar. Bir yerde kalaycıların varlığı bakırcıların ayakta kalmasına bağlı. Çekiç sesleri dinmedikçe kalaycılık da yok olmayacak... Tokat'ta Sanayi Sitesi'nde bakırcı Bahattin Çorbacıoglu ılerlemiş yaşına karşın bakırlan döverken hemen yanı başında kalaycı yerini aJmış. Satın alınan büyük kazanlar fazla uzağa göturülmeden kalaylanıyor. Sıvas'ta yaşı yetmişi aşmış Ahmet hem bakırcı hem kalaycı. Şimdilerde gücu pek bakır dövmeye yetmıyor... "Eskisi gibi guciım bakır dovmeye \etmi\or. Şimdilik stoklan eritme>e çalışıyoruz. Yanımdaki çalışan arkadaş kaplan kalaylıyor, ben de ufak ufak yardımcı oluyonım. İşlerin eskisi gibi tadı yok. Halbuki bakır kapta pişen yemegin tadını hiçbir kap vermez. Millet bir modadır tutturmuş gidiyor; önce alüminyum aldılar, sonra plastik ve melamin; bunlann saglıga ne kadar zararlı oldnga yıllar sonra ortaya çıktı; beraberinde bir süriı de dert turetti..." Anadolu'nun birçok yöresinde kalaycılarda emektar koruklere rastlanıyor. Elazığ'ın Bakırcılar Çarşısı'nda ikınci katta bir dukkân; penceresinden, bacasından öbek öbek dumanlar çıkıyor; sanki binada yangın var... Bakırcı Mustafa Taş, büyük boy kazanlarına çekiç sallarken duman çıkan yeri işaret ederek, "Orada yangın degil, kalaycı var" diyor. İkınci kata yaklaştıkça körüğün 'fosurtulan' artıyor; başında kalaycı körükle 'zor baş ediyor.1 Terler içinde... Ya dev kazana kalay akıtan... Onun işi daha da zor. Daracık bir mekân; en fazla 5-6 metrekare... Ortalık ocağın ve nişadırın dumanından göz gözu görmuyor. Kenarda bozuk bir minıbus koltuğu, yanında bir testı... Kıyısında tutun tabakası ve 'muhtar çakmagı...' Ikramları bir bardak su ve tütun... Ardından çay... Evet "zor zanaat..." Avuç içi kadar bir mekânda "mikrop temizleyen" bu dumanlar içinde bakıra ayrı bir kimlik katmak... İşleri zor, kazançlan kıt, ama gönülleri zengin... SCJRECEK E>ilifli v e Toknoloji Vakfı Bilim ve Teknoloji Vakfı'nın resmi senedinde yer alan gayelerinden biri de"... Bilim ve Teknoloji alanlarında çalışanları... ödullendirici her turlü teşebbüste bulunmak..."dır. İştebu gayeye yönelik olarak Vakıf Yönetim Kurulumuz 16.12.1989 tarihli toplantısında oy birliği ile Bilim. Teknoloji ve Ûstiin Hizmet ödülleri ihdas etmiş bulunmaktadır. Heryıl verilecek olan bu ödüllerin bilim ve leknolojimiz için müessir bir teşvik unsuru olmasını temennı ediyonım. // ^2 7 Enver Ören / Vakıf Yönetim Kunılu Başkanı üç dalda öoüllerA Dr. h. c. En ağıtıyornrBilim ve TeknolojiVakûnın ihdas ettigi Bilim, Teknoloji ve Ustiin Hizmet ödülleri biıer madalya ve ödül beratı ile 1990 yılı için net 5.000.000,- TL (beşmilyon lira) tutannda paradan ibarettir. Bu ödüllerin adaylannın Üniversiteler, Fakülteler, Milli Araştırma Kunımlan, Milli Araştırma Merkezleri, Vakfin mütevelliler heyeti üyeleri, ya da Vakrın yönetim kunılu üyeleri tara&ndan teklif edilmiş olmalan gereklidir. Adaylann: 1) hayat hMyesini, 2) bütün eserlerinin aynntılı listesini (başlık; yan müellifler; yaymlandığı dergi veyâ kitabın ismi, nâşiri ve fırması, yeri, sayfa numaralan veyâ sayfa adedi, yılı, vs...), 3) eserlerinden en önemli üçiinün birer nüshasını ya da fotokopilerini, 4) hangi ödüle niçin aday gösterilmekte olduğunun gerekçesini; ve eğer aday bir Üniversite, Fakiilte, Milli araştırma Kurumu ya da Milli Araştırma Merkezi tarafından öneriliyorsa, 5) öneriyi yapan yetkili kurulun karannın târih ve numarasını hâvi müracaat dosyası'nın en geç 30 Nisan 1990 giinü saat 17.00 ye kadar Bilim ve Teknoloji Vakfı Genel Müdürlüğüne teslim edilmiş olması gereklidir. Bilimve Teknoloji Vakfı "Bilim, Teknoloji, Üstün Hizmet Ödülleri" nin esaslarıücretsiz olarak Bilim ve Teknoloji Vakfı Genel Müdürlüğu Çatalçeşme Sokağı, Huzur Apt. 5412 34410 Cağaloğlu I İstanbul adresinden temin edilebilir. ı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle