05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 ŞUBAT 1990 KÜLTÜR-SANAT SANAT GALERİLERtNDEBİR GEZİNTİ CUMHURÎYET/5 Halit Refig üyelikten ayraldı • ANKARA (Cumhuriyet Burosu) — Yönetmen Halit Refiğ, 9-18 mart tarihleri arasında yapılacak olan Ankara Film Şenliği jüri üyeliğinden aynldığını açıkladı. Şenlik jürı başkanının bir yabana olmasını ayrılma gerekçesi olarak gosteren Refiğ, juri başkanlığına getirilen Fee Vaillant'ı bu karannda kişisel olarak hedef almadığını belirterek, "Türkiye'de yapılan film şenlığinin jüri başkanı da Türk olmalıdır" dedi. Türk sinemasını yeterince tarumayan bir yabancının jüri başkanı ilan edilmesinin sinemacılık anlayışı ve milli duygularla bağdaşmadığını ileri suren Refiğ, ayrılma kararını diğer jüri uyelerinden bağımsız olarak aldığıru söyledi. Korsan kasetlere imha • Kültür Servisi — Ispanya'nın başkenti Madrid'de ele geçirilen 300 binden fazla korsan videokaset imha edildi. Yaklaşık 4 milyon dolar değerindeki videokasetler buldozerlerle ezilerek yok edildi. Korsan olarak gerçekleştirildikleri belirtilen videokasetler, Ispanya'daki Yasadışı Yayınlarla Mucadele Federasyonu tarafından düzenlenen bir operasyonla ortadan kaldırıldı. (Fotoğraf: Reuter) "Hayvan Mezarhğı" • Kültür Servisi — Stephen King'in aynı adlı romanından beyazperdeye aktanlan "Pet Sematery" (Hayvan Mezarlığı), 12 şubat pazartesi gunu Beyoğlu Beyoğlu ve Kadıköy Sureyya sınemalarında gosterıme giriyor. 1990 Avoriaz Film Festıvali'nde Halk Ödülu'nu kazanan "Hayvan Mezarlığı", Türk Film Sansür Kurulu'nca alınan karar doğrultusunda 16yaşından kuçüklere yasaklandı. Mary Lambert'in yönetmenliğini üstlendiği filmin Kuze>' Amerıka sinemalarındaki toplam gişe hasılatı 57 milyon 470 bin dolar olarak belirlendi. Türkiye'de 1984 yılında Mehmet Harmancı'nın çevirisiyle "Gecenin Pençesi" adıyla yayımlanan "Hayvan Mezarlığı"nın yonetmeni Lambert, Madonna, Sting, Janet Jackşon ve Mick Jagger için hazırladığı video cliplerle Amerika'da tanınıyordu. Variety'nin fc show' ödülleri • LONDRA (AP) — Variety Club'un "shovv'" ödülleri salı gecesi Londra'da Hilton Oteli'nde düzenlenen bir torenle dağıtıldı. Ingiliz sinema oyuncusu Pauline Collins yıhn en iyi kadın sinema oyuncusu ödülüne değer göruldu. 1989 yılının en iyi erkek sinema oyuncusu odülü ise bir zamanların James Bond'u, son yılların "Gülun Adı" ve "Indiana Jones: Son Macera" gibi filmlerinin basarılı oyuncusu Sean Connery'ye verildi. Ancak Sean Connery'nin katılamadığı törende, ödülü Connery adına unlü oyuncu Michael Caine aldı. Istıklal Cad No 140 Tel 151 18 65 • 66 PAZARTESI 12 Şubat 1990 Pazartesi 21.00 ZÜHALOLCAYYoğun llgl üzerine ek maflne 18.30 ittMTiHıKORHAN ABAY KONSERLERİ Sıletler Gıs« VakKorama ve Gallena Damşma Burosunda YAPIM & ORGANlZASVÜN K O N S 16 Şubat 1990 Saafc 18.30-21.00 KARTAL BEUEDİYE SİNEMASI • 1"" Şubat 1990 Saat 18 30-21 00 BAHÇELİEVLER ÜNVERDİ SİNEMASI Bitet SotJŞ: kılrtal Bıtetnr w Jî.j r " Iknta vn }i~ 01 2K Hatırim Aana Vu •>-/_' ;/ "J Rrıhvliıf hr lnurtİ! vrı 5 ^ J^î ( VAPIM t ORGANlZAStOtıHEDEF KARİKATÜRCÜLER DERNEĞİ OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL İLANI Derneğımizın aşağıdakı gündemle toplanacak olan oiağanûstu ge- nel kurulu, 24 Şubat 1990Cumartesı günü, saat 11.00'deCağaloğlu, BasınSarayı'ndakılstanbulGazetedlerCemıyetiBurhanFelekKon- ferans Salonu'nda yapılacaktır İlk toplantıda çoğunluk sağlanamadığı takdırde. oiağanûstu genel kurul 3 Mart 1990 Cumartesı günü aynı yer ve saatte toplanacaktır. Üyelerımize duyurulur. YÖNETİM KURULU GÜNDEM: 1- Açılış, 2- Başkanlık divanı seçımi. 3- Kankatur ve Mızah Müzesı konusunun tarlışılmasi, 4- Uluslararası Akşehir Nasreddın Hoca Kankatur Yarışması konusunun tartışılması, 5-Kapanış Sanatın kendi gerçeklîğiFüsun Onur heykel sergisi / Garanti Sanat Galerisi / 3-23 şubat. Geleneksel Resim Sergisi / Galeri BM / 25 ocak-25 şubat. Ferruh Başağa resim sergisi / Beyoğlu Vakkp / 1 şubat-12 mart. Kezban Arca Batıbeki resim sergisi / Urart Sanat Galerisi / 8-28 şubat. Adnan Çoker resim sergisi / Mine Sanat Galerisi 2 şubat-8 mart. Kültür Servisi — rüsun Onar, son 8 aybk çalışmalarının ürünü olan 7 heykelini Garanti Bankası Harbiye Sanat Galerisi'nde sergi- liyor. Son olarak Maçka Sanat Galerisi'nde Ayşe Erkmen, Canan Beykal ve Serhat Kiraz'la ortak bir sergi de gerçekleştiren Onur, Ga- ranti Sanat Galerisi'ndeki yeni ser- gisinde yer alan işlerine "Zaman Ikonlan" adını veriyor. 1970 yılından bu yana 10 kişi- sel sergi açan Füsun Onur, "Za- man tkonlan" için, "tşlenmiş de- rinin gerilerek, esnetilerek. parca- lanarak, yirtılarak, ahşap çerçeve ve objeJere eklenmesi yoluyla. yü- zcy dokulan arasında oluşan dı- şan ve içeri derinlik. degişken ışık- gölge merkezleri yoluyla uzamda 'Zaman tkonlan' ürettim " diyor. Semih Kaplanoglu, Onur'un ye- ni sergisindeki yapıtları şöyle de- ğerlendiriyor: "Bilinen anlamda göze hos gelen yapıtlar degildir oaun işleri. Plastik bir estetikten çok. issel, yognılmamış, ehlileşti- rilmemiş psişik bir oyunun derin- liginden uç boyuta ozgurce akta- nlmış naif 'oyuncaklar'la karşı karşıyayızdır. Fusun Onur'un bu sergisinde yer alan işleri 'biçinı al- mış derinlikler". 'biçim kazanmış zaman', 'forma büninmüş ışık- götge* olarak açunhunak bir yanü- gı olmayacaktır kanısındayım..." Yakın tarihten Galeri BM, kuruluşundan bu yana bilinçli bir seçimle yer ver- diği gunümuz sanatçılarının çağ- daş yapıtlarının yanı sıra "gele- neksel resimler"e de yer vermeye başladı. Galerınin ikinci salonun- da 25 şubata kadar surecek olan sergide, Vecih Bereketoğlu, tbra- him Çallı. Namık Jsmail. Naci Kalmıkoğlu, Avni Lifij, Mihri Muşfik ve Nazmi Ziya'nın yapıt- lan sunuluyor. 1984 yılından bu yana günümüz sanat ortamını kuramsal yönden de destekleyerek sergi etkinlikle- rini sürdüren Galeri BM, gjderek, günümüz sanatının altyapısını oluşturan yakın tarihin sanat üre- timine de eğilmiş oluyor. Galeri- nin yöneticisi Beral Madra, "Ga- lerimizin ikinci salonunu ayırdıgı- mız jeni etkinliklerimizle, Türki- ye'de yüzyılın sanatını bir butün halinde ele almış olarak, izleyici- ye ve alıcıya çok yonlu bir bilgi- lenme, karşüaşürma, degeriendir- rae ve yonım olanagı saglayacagı- raıza inanıyoruz" diyor. Çagın dinamizmi Ahmet Hamdi Tanpınar'ın "Çok gizli güzelliklerin peşinde kendine guçlukler icat ediyor" di- ye söz ettjğj Femıh Basaga'nın son dönem yapıtlarından oluşan yeni sergisi, Vakko Beyoğlu Sanat Ga- lerisi'nde. Türkiye'de soyut resmin önçülerinden sayılan Başağa'nın Istanbul'da 3 yıl aradan sonra aç- tığı bu yeni sergisinde, sanatçuun 1989 ve 1990'da yaptığı 20 resmi yer alıyor. Nazmi Ziya, Leopold Levj ve Zeki Kocamemi atölyelerinden ye- BUGÜN UR.4RTTA AÇILrVOR — Kezban Arca BaDbeki'nin uçün- cü kişisel resim sergisi, bugun tstanbul'da Urart Sanat Galerisi'nde açılıyor. Sanatçının sergisi a) sonuna kadar açık kalacak. tisen Başağa, ulkemizde soyut re- sim çauşmalarına ilk başlayan res- samlardan. Soyut çalışmalarını moda akımlara bağlanmadan sür- düren sanatçı, soyutu seçmesini şöyle açıklıyor: "Soyut resimde, resimsel düzenleme>e ilişldn salt resimsel mantık on plana cıkıyor. Bana gore bugun soyut resim ça- gımıza uygun düsmektedir. Çafı- mızu dioamizmini, akılcılı^ını, geois görüsİBİügüDÜ simgdemek- tedir.»" Edinburgh Festivalı, Venedik ve Sao Paolo Bienallerine de katümış olan Ferruh Başağa, 1985 yılında Sedat Simavi Vakfı Görsel Sanat- lar ödulU'ne değer görülmüştü. Yeni bir atılım mı? Geçen yıl Derimod Kültür Mer- kezi Galerisinde geniş kapsamlı retrospektif bir sergi gerçekleşti- ren Adnan Çoker, bu kez "Dö- nemler^ini Kadıköy*deki Mine Sa- nat Galerisi'nde sergiliyor. Çoker'i "surekli olarak günceli yakalamıs bir sanatçı" olarak tammlayan Nur Kocak, sanatçının bugün ne yaptığını şöyle açıklıyor: "Sanalçı, 1968'de baslatnğı mi- nimalist tavn günümüzde en oç noktasına getirip dayandırmış bu- lunuvor. Tuval yuzeylerinin orta- sında yer alıp kimimize tstanbol- un kubbelerini. kimimize de on- lann ardında batan guneşi çagnş- lıran yanm kure formlar, bu ışık- b yfltulsama abnlan son resimler- de yerierini salt yanar-döner serit- lere bıraknuşlar. Boylece. resimler- de dıs gerceUiği cagnşüran hiçbir öğe kalmamış artık. Resmin ken- di gerçckliği her şeye egemen ol- muş... Daha ne kadar surecek bu olay? Karşıdan baküğınuzda gö- runen. siyaha boyanmış bez ynzey yalnızca. Resimler giderek kendi kendilerini yok ediyor olmasınlar? Çoker, yeni bir atılıma mı hazır- lanıyor dersiniz? Bekleyip göre- lim?" ' O anın peşinde Kezban Arca Batıbeki'nin ucüncU kişisel resim sergisi, bugün Urart Sanat Galerisi'nde açılıyor. Bugtıne kadar çeşitli karma sergi- lerin yanı sıra Günümüz Sanatçı- ları tstanbul Sergileri'ne ve DYO Sergileri'ne de katılan Batıbeki- nin, bir önceki sergisinin teması- nın bir devamı olan maskeler, bu sergisinde düsüyor artık. Akrilik ağırhklı karışık teknikle çalışan Batıbeki, "neyin peşinde oldufn- nu" şöyle dile getıriyor: "Yan karanhkta bir kadın otn- nır ya da bir adam. Belki bir ke- disi ya da sevdigi bir obje vardır yamnda, belki birkac. Zaman yoktur, boynt yoktur, renk bile yoktur bazen. Ama nefes almak- tadır. Bir anı yaşamakta, bekle- mektedir. Sonradan olacak ya da oenüz olmus bir şe> lerin anlık du- rağaniığıdır resimlenmek istenen. O durgunlukta, patlama öncesi ortaya çıkan enerji ve hemen son- rası vardır Daha dognısu olma- lıdır. Çünkü ben bep o anın pe- şinde oldum. Bir an once olaaın mutluluğu yu da hıiznıi, olacak olanın ise merak ve gerginlifi.J' Versailles'da ^Türkiye ile buluşma9 Her yıl bir ülkeye aynlan ve bu yıl "Türkiye ile Buluşma" adı altında tanıtım amacıyla gerçekleştirilen geniş kapsamlı etkinlikler Paris'in banliyösü Versailles yakıhlârındk" bulunan La Chesnay yerleşme merkezinde yapıldı. PARİS (Cumhuriyet) — Pa- ris'in banliyosu Versailles yakııı- lannda bulunan otuz bin nüfus- lu "Le Chesnay" yerleşme mer- kezinin belediye binasında, "Turkiye ile Buluşma" (Ren- contre Avec la Turquie) adı al- tında 21 şubat günune dek sure- cek olan sergi ve bir dizi sanat- sal etkinliğin açılışı yapıldı. Paris'teki Anadolu Kültür Merkezi'nin Başkanı Dr. Fitnat Önger'in özel koleksiyonundan alınmış parçaları da içeren ser- ginin gezilmesinden sonra, Le Chesnay sakinlerinden oluşan yaklaşık 300 kişi, Öraer Kavur- un "Ynsuf ile Kenan" adlı filmi- ni izlediler. Gosteri öncesinde, gazetemiz sinema yazarlanndan Mehmet Basutçu, fılmi ve Türk sinemasını tanıtan kısa bir ko- nuşma yaptı. Daha sonra, TUrk mutfağından oluşan bir yemek \erildi. Ardmdan, çoğunluğunu Fransızlarıh oluşturduğu bir müzik ve dans grubu, Türk mü- ziğinden ve halk danslanndan örnekler sundu. Belediyenin sanat ve kültür hızmetlerı arasında bulunan ve her yıl bir ulkeye aynlan bu ge- niş kapsamlı etkinlikler, soz ko- nusu sergi yanında çeşitli konfe- rans ve tiyatro gösterileriyle surecek. 1. Uluslararası Uygulamalı Deneysel Tiyatro Semineh Ortak bir dîl peşinde ANNA TURAY tstanbul Şehir Tiyatrolan'na bağlı Tiyatro Araştırma Laboratuvarı, Italyan, Alman ve İsviçreli tiyatroculann da katıldığı bir seminer düzenledi. Amaç, "Troya"dan yola çıkarak tiyatroda ortak bir dile ulaşmak. Troyalanm" aramaya başladılar. TAL'ın kurucuları arasında yer alan Beklan Algan bu arayışı an- latıyor: "Seminerin amacı tiyatro- nun kültür içi ya da kullurlerara- sı bir olay olup olmadığını araş- tırmak. Degişik külturlerden ge- len tiyatroculann işbirligiyle ortak bir dil bulunabilir mi? Bunun bir produksiyona. bir oyona dönüşü- mü nasıl olur?" Beklan Algan, kültür birikim- leri içinde başkalaşan insan var- lığını, kültürlerarası aynhk ve ben- zerlikleri çözmeye çalışırlarken Troya'dan yola çıkmalannın nede- nini de şöyle açıklıyor: "Troya ta- rihten öteye ilk Dogııluyla Batılı karşılaşması. Çok onemli, yaşadı- ğımız topraklardaki uygariıklan sentez edebilecek bir tramplen taşı Troya. Biz Troya ya belki de 1. Dunya Savaşı diye bakıyoruz. Ev- rensel bir konu ve küllürlerarası çabşmalara da alışverişe de olanak sağlayan bir yapısı var." Beklan Algan, TAL'ın Roma Deneysel Tiyatro Merkezi'yle or- taklasa hazırlayacağı ve Istanbul Tiyatro Festivali ile diğer ulusla- rarası festivallerde gösterime suna- cağı Troya projesinin "kendi ulu- sal kimligimiz" açısından da ka- zançlar sağlayacağını belirtiyor. "Toplumsal ve bireysel kimligimiz tek başına araştınlabUecek bir şey degil. Diğer külturlerin kimligi Hızla değisen dünyaya tiyatro sanatının aynasından bakmak. In- sanın ınsanla, toplumla ve doğay- la olan ilişkilerini sahne ışıklan al- tında görmek, anlamak, yeniden yorumlamak. Dunyayla birlikte değişen, yenilenen tiyatro sanatı- nı, oyuncusundan yönetmenine, ışıkçısıdan izleyicisine tüm unsur- lanyla araştırmak, yeniye ve de- neysel olana kapılannı ardına ka- dar açık tutmak... lstanbul Belediyesi Şehir Tiyat- rolan'na bağlı bir kuruluş olarak 1988 nisarundan bu yana çalışma- larını sürdüren Tiyatro Araştırma Laboratuvan'nın (TAL) amaçlan bunlar. "Çagdaş insania bütünkş- miş çagdaş bir ti>^tro anlayışı»." Bu amaçlar doğrultusunda oyunculuk eğitiminden seminerle- re, bir dizi etkinlik gerçekleştiren TAL bu kez "Troya" başlıklı öz- gun bir projeyi uygulamaya koyu- yor. Troya projesi temelde değişik kültürlerden gelen tiyatro adam- larınuı birlikte "bir ortak diT' ara- yışı. Troya konusunda aylar suren araştırmalar, içinde Troya'nın yer- leşım planından, Anadolu ve Grek tanrıçalarına, çeşitli verilerin yer aldığı iki klasörden sonra bu pro- jenin ilk somut adımı kısa bir sü- re önce gerçekleştirilen "1. Ulus- lararası L ygulamalı Deneysel Ti- yatro Semineri" oldu. Seminerde bir araya gelen Roma Deneysel Tı- yatrosu, Berlin Schiller Theatre. Isviçre Ebersberg Tiyatrosu ve TAL'ın tiyatro adamlan, yazar, yö- ULLSAL DİLLERİN a^ESt^DE — Uluslararası Tiyatro Semineri'nde Çetin İpekkaya ve A>la Al- netmen. tiyatro kuramcısı ve gan'ın da katıldığı uygulamalı çahşmalar da yapıldı. Kuramsal ve uygulamalı çalışmalarda ulusal dille- oyuncular geçen ay içinde "kendi rin otesinde ortak bir tiyatro dilinin yakalanıp yakalanamayacagı araştırıldı. Münir Nurettin Selçuk, en son teknolojiyle belgelendi Taş plaktan compact discfeMünir Nurettin'in 1981'deki ölümünü izleyen dönemde Yapı Kredi, "Üstad" başhğı altında bir dizi plak çıkarmıştı. Şimdi bu plaklar "compact disc" haline getirildi. CEM BEHAR Münir Nurettin Selçuk, Klasik Türk Mu- zığı'nın seslı ıcralannda çeşitli bakımlardan bir donum noktası oluşturur. Her şe>den once Münir Nurettin, bilebildiğimiz kada- nyla klasik gelenek içinden gelip özgün bir ses eğitımı gormuş olan ilk ses sanatçısıdır. Ondan onceleri, meşk silsileleri ıçinde pi- şen hanendeler, seslerini teknik nitelikte bir eğitıme muhtaç bir alet olarak gormezler- di, goremezlerdi. İnsan sesinin ve onu mu- zikte kullanmanın gerektirdiği özei eğıtim teknikleri fark edilmemişiı henüz. Tann ver- gısi guzel bir ses ancak eser icra etmekle ge- lişebildıği kadar gelişirdi. Işte Münir Nuretıin Selçuk'un önemli bir ozeirıği de budur. Terbiye edilmiş bir sese sahiptı; hukmettiği, herhangi bir muzik aleti gibi kullanmayn bıldiği, en ince nüansları- na dek olgun bir yorumcu anlayışıyla yön- lendırdiği bir sese. Geniş, soluklu, esnek, parlak, Klasik Turk Musikısı'mn gerektir- diği gibi bir baş sesi olan fakat Paris'te bir İCRADA DEVRİM — Münir Nurettin Selçuk, bestelerinin yanı sıra klasik Turk mnziğinin icra üslubunda yaptığı devrim- le de unutulmazlar arasında. göğus sesi gibi kullanmayı oğrendiğı bir ses. Bu teknik yetkinliğiyle Münir Nurettin Kla- sik Türk Müziği icralannın eksenini değış- tirmiştır. Münir Nurettin'in aşağı yukarı çağdaşı olan diğer tanınmış erkek ses sanatçılarına bir bakalım. Kımlerı göruruz? Hafız Kemal, Hafız Sami. Hafız Burhan, Hafız Yaşar, Hafız Sadett in (Kaynak) gibılerini. Klasik Turk Muzıği'nin dindışı eserlerıni okuma- ya muezzinlikten, mevlidhanliktan, na't- hânlıktan, ayinhanlıktan geçmiş icracılar- dı bunlar. Geleneksel olarak dinı eserlerin icrasında makbul sayılan duz, dakik, nuans- sız ve yuksek volümlu icra uslubunun tem- silcileriydiler. Oysa Münir Nurettin farkh bir kokenden gelip farklı bir icra ve yorum bilıncine sahipti. Onunla birlikte de eski icra üslubu kaybolmaya yuz tutmuştur. Bugün ise (belki Kâni Karaca hariç) bu uslupla okuyan ses sanatçısı yok gibidir. Niyazi Sa- yın'ın neyde yaptığını Munir Nurettin Sel- çuk ondan neredeyse yarım yuzyıl kadar ön- ce klasik Turk müziğinin sesli icralannda gerçekleştirmiştı. Munir Nurettin üslubunu beğenmeyen, onu bir ödün, hatta bir yozlaşma olarak nı- telemek isteyen olabilir, ancak Klasik Turk Miıziği'nın sesli icralannda bir Munir Nu- retcın öncesi bir de Munir Nurettin sonrası donemı olduğu inkâr edılemez. Klasik Turk Muziği tarıhinde Munir Nurettin, bızce bes- telennden ziyade icra üsluplarında onayak olduğu bu devrimle hatırlanacaktır. Bu eşsiz ses sanatçımızın 1981'deki olü- münü izleyen yıllarda Yapı Kredi Bankası "Üstad" başhğı altında Münir Nurettin'in bir dizi plağını yayımlamıştı. Şimdi de bun- lar dort tane compact disc haline getırilmiş bulunuyor. Plakların içerdiği kayıtlar Mu- nir Nurettin Selçuk'un ölumunden sonra y&- yımlanmak şartıyla yapılmıştı. Discler "Allı Vemeni" gibi bir tstanbul türküsunden "Kalamış" şarkısına, "Şol Cennetin Irmaklan" ilahisinden İlya'nın "Sazkâr Ağır Semai"sine kadar çok geniş bir eser yelpazesinı kapsıyor. Kayıtların hemen tumü 1970/71 yıllann- da İstanbul Radyosu'nda radyonun saz sa- natçılarının eşlığinde yapılmış. Ancak bu kayıtların hepsi mukemmel olmaktan uzak. İstanbul Radyosu studyolannın teknik ola- naklarıyla daha temiz \e dengeli kayıtlar yapmak mümkün olmalıydı. Aynca 1970/71 yılları, 70 yaşındaki Munir Nurettin'in, yo- rum inceliğini korumuş olsa bile sesinin vu- ruculuğunun ve parlakhğımn büyük bir bö- lümünü kaybetmiş olduğu bir dönemdir. Munir Nurettin Selçuk'un üslup ve yo- rumlarının özunu 1920'li 30'lu ve 4O'lı yıl- larda doldurduğu yüzlerce taş plakta yaka- lamak mümkundu oy-sa. Nitekim 1960'lann sonlarında Sahibinin Sesi plak şirketi Mü- nir Nurettin'in 1930 ve 40'lardan kalma 6 taş plağından aktarılmış güzel bir long - play yayımlamıştı. Gerek Yapı Kredi Ban- kası'nın, gerek ozel plak ve kaset yapımcı- larının bu örntği izle>-erek koleksiyoncula- rın tozlu raflarında durmakta olan güzel- lıkleri en son teknolojinin yardımıyla bız- lere ulaştırabileceklerini umit ediyoruz. Yine de Munir Nurettin'in bu compact disc di- zi si. belge niteliğinin otesinde tüm muzik- severlerin edinmelerı gereken bir koleksiyon oluşturfnus. içerisinde onlann yanı sıra nasıl evrensel bir boyut kazanır? Bunu araştınyonız." Bır seminerin temel sonısunu, "Ulusal dillerin otesinde, tiyatro- nun kendi ortak diliyle boyle bir proje gerçekleştirilebilir mi?"yi yanıtlayan, hem de olumlu olarak yanıtlayan tiyatrocular 20 gun sü- ren seminerden sonra ortaya çıkan malzeme ile nisan ayında yeniden buluşup, projeyi sonuçlandırma- ya çaüşacaklar. " ATde yer alma sürecinde, dünya platformana çıkarken kül- tür olanaklanmızdan çok daha verimli ve onemli kültur olanak- lanmız var" diyen Beklan Algan, Troya projesini de bu çerçevede de- ğerlendirmek gerektiğini vurgulu- yor. Özer Sezgin İDSO Müdürü • Kültür Servisi — İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası Mudürlüğu'ne Prof. Özer Sezgin atandı. Doç. Yusuf Güler Aksöz'ün istifasıyla boşalan İDSO Mudürlüğu'ne, orkestranın kuruluş yıllarında da müdür yardımcılığı ve müdurluk görevlerinde bulunan MSÜ De\'let Konservatuvarı viyola ve oda müziği öğretim uyesi Prof. özer Sezgin getirildi. 1960 yılında Ankara Devlet Konservatuvarı'ndan mezun olduktan sonra Ankara Devlet Operası, Cumhurbaşkanhğı Senfoni Orkestrası, Yücelen Dörtlusu üyeliklerinde bulunan ve 1980-88 yıllan arasında da tstanbul Devlet Konservatuvarı müdürlüğü yapan Prof. Özer Sezgin, televizyonda yayımlanmakta olan "Festivallerden", "Gece Konseri" ve "Bestecilerve Yorumcular" programlarının da danışmanhğını >-apıyor. 6 Umut' Kırşehir'de • ANKARA (UBA) — Yılmaz Güney'in "Umut" adlı fılmi 15 şubatta Sosyalist Parti'nin girişimleriyle Kırşehir'deki Melek Seneması'nda gösterilecek. Daha önce başta İstanbul olmak uzere bazı buyük kentlerde 16 şubatta sunulacağı açıklanan Güney'in filmi, Sosyalist Parti'nin kültürel etkinlikleri kapsamında yer alıyor. Altaylı'nın yapıtları • Kültür Servisi — Huseyin Altaylı Resim Sergisi, 13 şubat tarihinde Pamukbank Gayrettepe Merkez Sanat Galerisi'nde açılıyor. Devlet Guzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümu'nü Zeki Faik Izer Atölyesi'nde tamamlayan Bulgaristan doğumlu sanatçı, 1966 yılında tspanya devlet bursu ile gittiği lspanya'da ve 1%9 yılında Paris'te çeşitli çahşmalar yaptı. Resim Heykel Müzesi, İstanbul, tzmir, Edinburgh, Chicago, Wisconsin, Oregon ve Sydney'de birçok özel koleksiyonda yapıtlân yet alan Altaylı'nınt özellikle , Türkiye doğası ve tstanbul tutkunluğunu yansıtan yağlıboya, pastel, suluboya ve guvaş malzemesiyle gerçekleştirdiği resimleri 23 şubat tarihine kadar sergilenecek. Pendik'te ! tiyatro • • Kültür Servisi — ! Bulunmaz Tiyatro, dışa ! açılma politikasının bir ! uzantısı olarak Sait Faik Abasıyanık'ın yapıtlarından yola çıkarak oluşturulan "öyle Bir öykü" ve Bulent Demir tarafından yazılan "Güvercinin Turküsü Beyoğlu'nda Soylenmez" adlı oyunları 12 şubat pazartesi günü saat 20.00'de Pendik Atatürk Kulturevi'nde sergileyecek. BUGÜN • Bilsak'ta söyleşi Gazetemizın Genel Yayın Müdjrü Hasan Cemal bugün saat 19.00'da Bilsak'ta okurlarıyla söyleşecek. • Kadının yeri Ayla Eryüksel, Bedri Baykam, Cihan Ünal, Füsun Erbulak, Füsun Önal, Mahinur Ergun, Nuray Başsaray, Oya Başar ve Yazgülü Aldoğan'ın konuşmacı olarak katılacakları "Kadının Sanat Dünyasındaki Yeri" konulu panel, saat 14.00'te Pendik Ataturk Kulturevi'nde ızlenebilir. • "BirŞiirdirYaşamak " Yüksel Yazıcı ve Nedret Selçuker'in katılacağı "Bir Şiirdir Yaşamak" başlıklı söyleşi saat 16.00'da Kadıköy Gençlik Kitabevi'nde gerçekleşecek. BİLSAK'TA BUGÜN 8 Şubat Persembe: 19.00 YAZARLAR OKURLARIYLA: Hasan CEMAL 19.00 SANAT ESERINlN OBJEKTIF ANLATIMI: "Oyun Evi" Erol COŞKUNER. GÖRSEL SANAT ATOLYELERİ Mehmet GULERYUZ'le Resim Çalışmaları. Perşembe-Cuma 10.00-01.00 arası. CAFE- FOYER-BAR BİLSAK Herkese Açıktır. BİLSAK Sıraselviler, Soğancı Sk. No: 7 ClHANGİR 143 28 79-143 28 99
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle