Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 ŞUBAT 1990 KÜLTÜR-SANAT
SANAT GALERİLERtNDEBİR GEZİNTİ
CUMHURÎYET/5
Halit Refig üyelikten ayraldı
• ANKARA (Cumhuriyet Burosu) — Yönetmen Halit
Refiğ, 9-18 mart tarihleri arasında yapılacak olan Ankara
Film Şenliği jüri üyeliğinden aynldığını açıkladı. Şenlik
jürı başkanının bir yabana olmasını ayrılma gerekçesi
olarak gosteren Refiğ, juri başkanlığına getirilen Fee
Vaillant'ı bu karannda kişisel olarak hedef almadığını
belirterek, "Türkiye'de yapılan film şenlığinin jüri
başkanı da Türk olmalıdır" dedi. Türk sinemasını
yeterince tarumayan bir yabancının jüri başkanı ilan
edilmesinin sinemacılık anlayışı ve milli duygularla
bağdaşmadığını ileri suren Refiğ, ayrılma kararını diğer
jüri uyelerinden bağımsız olarak aldığıru söyledi.
Korsan kasetlere imha
• Kültür Servisi — Ispanya'nın başkenti Madrid'de ele
geçirilen 300 binden fazla korsan videokaset imha edildi.
Yaklaşık 4 milyon dolar değerindeki videokasetler
buldozerlerle ezilerek yok edildi. Korsan olarak
gerçekleştirildikleri belirtilen videokasetler, Ispanya'daki
Yasadışı Yayınlarla Mucadele Federasyonu tarafından
düzenlenen bir operasyonla ortadan kaldırıldı. (Fotoğraf:
Reuter)
"Hayvan Mezarhğı"
• Kültür Servisi — Stephen King'in aynı adlı
romanından beyazperdeye aktanlan "Pet Sematery"
(Hayvan Mezarlığı), 12 şubat pazartesi gunu Beyoğlu
Beyoğlu ve Kadıköy Sureyya sınemalarında gosterıme
giriyor. 1990 Avoriaz Film Festıvali'nde Halk Ödülu'nu
kazanan "Hayvan Mezarlığı", Türk Film Sansür
Kurulu'nca alınan karar doğrultusunda 16yaşından
kuçüklere yasaklandı. Mary Lambert'in yönetmenliğini
üstlendiği filmin Kuze>' Amerıka sinemalarındaki toplam
gişe hasılatı 57 milyon 470 bin dolar olarak belirlendi.
Türkiye'de 1984 yılında Mehmet Harmancı'nın çevirisiyle
"Gecenin Pençesi" adıyla yayımlanan "Hayvan
Mezarlığı"nın yonetmeni Lambert, Madonna, Sting,
Janet Jackşon ve Mick Jagger için hazırladığı video
cliplerle Amerika'da tanınıyordu.
Variety'nin
fc
show' ödülleri
• LONDRA (AP) —
Variety Club'un "shovv'"
ödülleri salı gecesi
Londra'da Hilton
Oteli'nde düzenlenen bir
torenle dağıtıldı. Ingiliz
sinema oyuncusu Pauline
Collins yıhn en iyi kadın
sinema oyuncusu
ödülüne değer göruldu.
1989 yılının en iyi erkek
sinema oyuncusu odülü
ise bir zamanların James
Bond'u, son yılların
"Gülun Adı" ve
"Indiana Jones: Son
Macera" gibi filmlerinin
basarılı oyuncusu Sean
Connery'ye verildi.
Ancak Sean Connery'nin katılamadığı törende, ödülü
Connery adına unlü oyuncu Michael Caine aldı.
Istıklal Cad No 140 Tel 151 18 65 • 66
PAZARTESI
12 Şubat 1990 Pazartesi 21.00
ZÜHALOLCAYYoğun llgl üzerine ek maflne 18.30
ittMTiHıKORHAN ABAY
KONSERLERİ
Sıletler Gıs« VakKorama ve
Gallena Damşma Burosunda YAPIM & ORGANlZASVÜN
K O N S
16 Şubat 1990 Saafc 18.30-21.00
KARTAL BEUEDİYE SİNEMASI
•
1"" Şubat 1990 Saat 18 30-21 00
BAHÇELİEVLER ÜNVERDİ SİNEMASI
Bitet SotJŞ: kılrtal Bıtetnr w Jî.j r "
Iknta vn }i~ 01 2K Hatırim Aana Vu •>-/_' ;/ "J
Rrıhvliıf hr lnurtİ! vrı 5 ^ J^î
(
VAPIM t ORGANlZAStOtıHEDEF
KARİKATÜRCÜLER DERNEĞİ
OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL
İLANI
Derneğımizın aşağıdakı gündemle toplanacak olan oiağanûstu ge-
nel kurulu, 24 Şubat 1990Cumartesı günü, saat 11.00'deCağaloğlu,
BasınSarayı'ndakılstanbulGazetedlerCemıyetiBurhanFelekKon-
ferans Salonu'nda yapılacaktır
İlk toplantıda çoğunluk sağlanamadığı takdırde. oiağanûstu genel
kurul 3 Mart 1990 Cumartesı günü aynı yer ve saatte toplanacaktır.
Üyelerımize duyurulur.
YÖNETİM KURULU
GÜNDEM:
1- Açılış,
2- Başkanlık divanı seçımi.
3- Kankatur ve Mızah Müzesı konusunun tarlışılmasi,
4- Uluslararası Akşehir Nasreddın Hoca Kankatur Yarışması
konusunun tartışılması,
5-Kapanış
Sanatın kendi gerçeklîğiFüsun Onur heykel sergisi / Garanti Sanat
Galerisi / 3-23 şubat.
Geleneksel Resim Sergisi / Galeri BM /
25 ocak-25 şubat.
Ferruh Başağa resim sergisi / Beyoğlu Vakkp /
1 şubat-12 mart.
Kezban Arca Batıbeki resim sergisi / Urart Sanat
Galerisi / 8-28 şubat.
Adnan Çoker resim sergisi / Mine Sanat Galerisi
2 şubat-8 mart.
Kültür Servisi — rüsun Onar,
son 8 aybk çalışmalarının ürünü
olan 7 heykelini Garanti Bankası
Harbiye Sanat Galerisi'nde sergi-
liyor. Son olarak Maçka Sanat
Galerisi'nde Ayşe Erkmen, Canan
Beykal ve Serhat Kiraz'la ortak bir
sergi de gerçekleştiren Onur, Ga-
ranti Sanat Galerisi'ndeki yeni ser-
gisinde yer alan işlerine "Zaman
Ikonlan" adını veriyor.
1970 yılından bu yana 10 kişi-
sel sergi açan Füsun Onur, "Za-
man tkonlan" için, "tşlenmiş de-
rinin gerilerek, esnetilerek. parca-
lanarak, yirtılarak, ahşap çerçeve
ve objeJere eklenmesi yoluyla. yü-
zcy dokulan arasında oluşan dı-
şan ve içeri derinlik. degişken ışık-
gölge merkezleri yoluyla uzamda
'Zaman tkonlan' ürettim " diyor.
Semih Kaplanoglu, Onur'un ye-
ni sergisindeki yapıtları şöyle de-
ğerlendiriyor: "Bilinen anlamda
göze hos gelen yapıtlar degildir
oaun işleri. Plastik bir estetikten
çok. issel, yognılmamış, ehlileşti-
rilmemiş psişik bir oyunun derin-
liginden uç boyuta ozgurce akta-
nlmış naif 'oyuncaklar'la karşı
karşıyayızdır. Fusun Onur'un bu
sergisinde yer alan işleri 'biçinı al-
mış derinlikler". 'biçim kazanmış
zaman', 'forma büninmüş ışık-
götge* olarak açunhunak bir yanü-
gı olmayacaktır kanısındayım..."
Yakın tarihten
Galeri BM, kuruluşundan bu
yana bilinçli bir seçimle yer ver-
diği gunümuz sanatçılarının çağ-
daş yapıtlarının yanı sıra "gele-
neksel resimler"e de yer vermeye
başladı. Galerınin ikinci salonun-
da 25 şubata kadar surecek olan
sergide, Vecih Bereketoğlu, tbra-
him Çallı. Namık Jsmail. Naci
Kalmıkoğlu, Avni Lifij, Mihri
Muşfik ve Nazmi Ziya'nın yapıt-
lan sunuluyor.
1984 yılından bu yana günümüz
sanat ortamını kuramsal yönden
de destekleyerek sergi etkinlikle-
rini sürdüren Galeri BM, gjderek,
günümüz sanatının altyapısını
oluşturan yakın tarihin sanat üre-
timine de eğilmiş oluyor. Galeri-
nin yöneticisi Beral Madra, "Ga-
lerimizin ikinci salonunu ayırdıgı-
mız jeni etkinliklerimizle, Türki-
ye'de yüzyılın sanatını bir butün
halinde ele almış olarak, izleyici-
ye ve alıcıya çok yonlu bir bilgi-
lenme, karşüaşürma, degeriendir-
rae ve yonım olanagı saglayacagı-
raıza inanıyoruz" diyor.
Çagın dinamizmi
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın
"Çok gizli güzelliklerin peşinde
kendine guçlukler icat ediyor" di-
ye söz ettjğj Femıh Basaga'nın son
dönem yapıtlarından oluşan yeni
sergisi, Vakko Beyoğlu Sanat Ga-
lerisi'nde. Türkiye'de soyut resmin
önçülerinden sayılan Başağa'nın
Istanbul'da 3 yıl aradan sonra aç-
tığı bu yeni sergisinde, sanatçuun
1989 ve 1990'da yaptığı 20 resmi
yer alıyor.
Nazmi Ziya, Leopold Levj ve
Zeki Kocamemi atölyelerinden ye-
BUGÜN UR.4RTTA AÇILrVOR — Kezban Arca BaDbeki'nin uçün-
cü kişisel resim sergisi, bugun tstanbul'da Urart Sanat Galerisi'nde
açılıyor. Sanatçının sergisi a) sonuna kadar açık kalacak.
tisen Başağa, ulkemizde soyut re-
sim çauşmalarına ilk başlayan res-
samlardan. Soyut çalışmalarını
moda akımlara bağlanmadan sür-
düren sanatçı, soyutu seçmesini
şöyle açıklıyor: "Soyut resimde,
resimsel düzenleme>e ilişldn salt
resimsel mantık on plana cıkıyor.
Bana gore bugun soyut resim ça-
gımıza uygun düsmektedir. Çafı-
mızu dioamizmini, akılcılı^ını,
geois görüsİBİügüDÜ simgdemek-
tedir.»"
Edinburgh Festivalı, Venedik ve
Sao Paolo Bienallerine de katümış
olan Ferruh Başağa, 1985 yılında
Sedat Simavi Vakfı Görsel Sanat-
lar ödulU'ne değer görülmüştü.
Yeni bir atılım mı?
Geçen yıl Derimod Kültür Mer-
kezi Galerisinde geniş kapsamlı
retrospektif bir sergi gerçekleşti-
ren Adnan Çoker, bu kez "Dö-
nemler^ini Kadıköy*deki Mine Sa-
nat Galerisi'nde sergiliyor. Çoker'i
"surekli olarak günceli yakalamıs
bir sanatçı" olarak tammlayan
Nur Kocak, sanatçının bugün ne
yaptığını şöyle açıklıyor:
"Sanalçı, 1968'de baslatnğı mi-
nimalist tavn günümüzde en oç
noktasına getirip dayandırmış bu-
lunuvor. Tuval yuzeylerinin orta-
sında yer alıp kimimize tstanbol-
un kubbelerini. kimimize de on-
lann ardında batan guneşi çagnş-
lıran yanm kure formlar, bu ışık-
b yfltulsama abnlan son resimler-
de yerierini salt yanar-döner serit-
lere bıraknuşlar. Boylece. resimler-
de dıs gerceUiği cagnşüran hiçbir
öğe kalmamış artık. Resmin ken-
di gerçckliği her şeye egemen ol-
muş... Daha ne kadar surecek bu
olay? Karşıdan baküğınuzda gö-
runen. siyaha boyanmış bez ynzey
yalnızca. Resimler giderek kendi
kendilerini yok ediyor olmasınlar?
Çoker, yeni bir atılıma mı hazır-
lanıyor dersiniz? Bekleyip göre-
lim?" '
O anın peşinde
Kezban Arca Batıbeki'nin
ucüncU kişisel resim sergisi, bugün
Urart Sanat Galerisi'nde açılıyor.
Bugtıne kadar çeşitli karma sergi-
lerin yanı sıra Günümüz Sanatçı-
ları tstanbul Sergileri'ne ve DYO
Sergileri'ne de katılan Batıbeki-
nin, bir önceki sergisinin teması-
nın bir devamı olan maskeler, bu
sergisinde düsüyor artık. Akrilik
ağırhklı karışık teknikle çalışan
Batıbeki, "neyin peşinde oldufn-
nu" şöyle dile getıriyor:
"Yan karanhkta bir kadın otn-
nır ya da bir adam. Belki bir ke-
disi ya da sevdigi bir obje vardır
yamnda, belki birkac. Zaman
yoktur, boynt yoktur, renk bile
yoktur bazen. Ama nefes almak-
tadır. Bir anı yaşamakta, bekle-
mektedir. Sonradan olacak ya da
oenüz olmus bir şe> lerin anlık du-
rağaniığıdır resimlenmek istenen.
O durgunlukta, patlama öncesi
ortaya çıkan enerji ve hemen son-
rası vardır Daha dognısu olma-
lıdır. Çünkü ben bep o anın pe-
şinde oldum. Bir an once olaaın
mutluluğu yu da hıiznıi, olacak
olanın ise merak ve gerginlifi.J'
Versailles'da
^Türkiye ile
buluşma9
Her yıl bir ülkeye aynlan
ve bu yıl "Türkiye ile
Buluşma" adı altında
tanıtım amacıyla
gerçekleştirilen geniş
kapsamlı etkinlikler
Paris'in banliyösü
Versailles yakıhlârındk"
bulunan La Chesnay
yerleşme merkezinde
yapıldı.
PARİS (Cumhuriyet) — Pa-
ris'in banliyosu Versailles yakııı-
lannda bulunan otuz bin nüfus-
lu "Le Chesnay" yerleşme mer-
kezinin belediye binasında,
"Turkiye ile Buluşma" (Ren-
contre Avec la Turquie) adı al-
tında 21 şubat günune dek sure-
cek olan sergi ve bir dizi sanat-
sal etkinliğin açılışı yapıldı.
Paris'teki Anadolu Kültür
Merkezi'nin Başkanı Dr. Fitnat
Önger'in özel koleksiyonundan
alınmış parçaları da içeren ser-
ginin gezilmesinden sonra, Le
Chesnay sakinlerinden oluşan
yaklaşık 300 kişi, Öraer Kavur-
un "Ynsuf ile Kenan" adlı filmi-
ni izlediler. Gosteri öncesinde,
gazetemiz sinema yazarlanndan
Mehmet Basutçu, fılmi ve Türk
sinemasını tanıtan kısa bir ko-
nuşma yaptı. Daha sonra, TUrk
mutfağından oluşan bir yemek
\erildi. Ardmdan, çoğunluğunu
Fransızlarıh oluşturduğu bir
müzik ve dans grubu, Türk mü-
ziğinden ve halk danslanndan
örnekler sundu.
Belediyenin sanat ve kültür
hızmetlerı arasında bulunan ve
her yıl bir ulkeye aynlan bu ge-
niş kapsamlı etkinlikler, soz ko-
nusu sergi yanında çeşitli konfe-
rans ve tiyatro gösterileriyle
surecek.
1. Uluslararası Uygulamalı Deneysel Tiyatro Semineh
Ortak bir dîl peşinde
ANNA TURAY
tstanbul Şehir Tiyatrolan'na bağlı Tiyatro Araştırma
Laboratuvarı, Italyan, Alman ve İsviçreli tiyatroculann
da katıldığı bir seminer düzenledi. Amaç, "Troya"dan
yola çıkarak tiyatroda ortak bir dile ulaşmak.
Troyalanm" aramaya başladılar.
TAL'ın kurucuları arasında yer
alan Beklan Algan bu arayışı an-
latıyor: "Seminerin amacı tiyatro-
nun kültür içi ya da kullurlerara-
sı bir olay olup olmadığını araş-
tırmak. Degişik külturlerden ge-
len tiyatroculann işbirligiyle ortak
bir dil bulunabilir mi? Bunun bir
produksiyona. bir oyona dönüşü-
mü nasıl olur?"
Beklan Algan, kültür birikim-
leri içinde başkalaşan insan var-
lığını, kültürlerarası aynhk ve ben-
zerlikleri çözmeye çalışırlarken
Troya'dan yola çıkmalannın nede-
nini de şöyle açıklıyor: "Troya ta-
rihten öteye ilk Dogııluyla Batılı
karşılaşması. Çok onemli, yaşadı-
ğımız topraklardaki uygariıklan
sentez edebilecek bir tramplen taşı
Troya. Biz Troya ya belki de 1.
Dunya Savaşı diye bakıyoruz. Ev-
rensel bir konu ve küllürlerarası
çabşmalara da alışverişe de olanak
sağlayan bir yapısı var."
Beklan Algan, TAL'ın Roma
Deneysel Tiyatro Merkezi'yle or-
taklasa hazırlayacağı ve Istanbul
Tiyatro Festivali ile diğer ulusla-
rarası festivallerde gösterime suna-
cağı Troya projesinin "kendi ulu-
sal kimligimiz" açısından da ka-
zançlar sağlayacağını belirtiyor.
"Toplumsal ve bireysel kimligimiz
tek başına araştınlabUecek bir şey
degil. Diğer külturlerin kimligi
Hızla değisen dünyaya tiyatro
sanatının aynasından bakmak. In-
sanın ınsanla, toplumla ve doğay-
la olan ilişkilerini sahne ışıklan al-
tında görmek, anlamak, yeniden
yorumlamak. Dunyayla birlikte
değişen, yenilenen tiyatro sanatı-
nı, oyuncusundan yönetmenine,
ışıkçısıdan izleyicisine tüm unsur-
lanyla araştırmak, yeniye ve de-
neysel olana kapılannı ardına ka-
dar açık tutmak...
lstanbul Belediyesi Şehir Tiyat-
rolan'na bağlı bir kuruluş olarak
1988 nisarundan bu yana çalışma-
larını sürdüren Tiyatro Araştırma
Laboratuvan'nın (TAL) amaçlan
bunlar. "Çagdaş insania bütünkş-
miş çagdaş bir ti>^tro anlayışı»."
Bu amaçlar doğrultusunda
oyunculuk eğitiminden seminerle-
re, bir dizi etkinlik gerçekleştiren
TAL bu kez "Troya" başlıklı öz-
gun bir projeyi uygulamaya koyu-
yor. Troya projesi temelde değişik
kültürlerden gelen tiyatro adam-
larınuı birlikte "bir ortak diT' ara-
yışı. Troya konusunda aylar suren
araştırmalar, içinde Troya'nın yer-
leşım planından, Anadolu ve Grek
tanrıçalarına, çeşitli verilerin yer
aldığı iki klasörden sonra bu pro-
jenin ilk somut adımı kısa bir sü-
re önce gerçekleştirilen "1. Ulus-
lararası L ygulamalı Deneysel Ti-
yatro Semineri" oldu. Seminerde
bir araya gelen Roma Deneysel Tı-
yatrosu, Berlin Schiller Theatre.
Isviçre Ebersberg Tiyatrosu ve
TAL'ın tiyatro adamlan, yazar, yö- ULLSAL DİLLERİN a^ESt^DE — Uluslararası Tiyatro Semineri'nde Çetin İpekkaya ve A>la Al-
netmen. tiyatro kuramcısı ve gan'ın da katıldığı uygulamalı çahşmalar da yapıldı. Kuramsal ve uygulamalı çalışmalarda ulusal dille-
oyuncular geçen ay içinde "kendi rin otesinde ortak bir tiyatro dilinin yakalanıp yakalanamayacagı araştırıldı.
Münir Nurettin Selçuk, en son teknolojiyle belgelendi
Taş plaktan compact discfeMünir Nurettin'in 1981'deki
ölümünü izleyen dönemde Yapı
Kredi, "Üstad" başhğı altında
bir dizi plak çıkarmıştı. Şimdi
bu plaklar "compact disc"
haline getirildi.
CEM BEHAR
Münir Nurettin Selçuk, Klasik Türk Mu-
zığı'nın seslı ıcralannda çeşitli bakımlardan
bir donum noktası oluşturur. Her şe>den
once Münir Nurettin, bilebildiğimiz kada-
nyla klasik gelenek içinden gelip özgün bir
ses eğitımı gormuş olan ilk ses sanatçısıdır.
Ondan onceleri, meşk silsileleri ıçinde pi-
şen hanendeler, seslerini teknik nitelikte bir
eğitıme muhtaç bir alet olarak gormezler-
di, goremezlerdi. İnsan sesinin ve onu mu-
zikte kullanmanın gerektirdiği özei eğıtim
teknikleri fark edilmemişiı henüz. Tann ver-
gısi guzel bir ses ancak eser icra etmekle ge-
lişebildıği kadar gelişirdi.
Işte Münir Nuretıin Selçuk'un önemli bir
ozeirıği de budur. Terbiye edilmiş bir sese
sahiptı; hukmettiği, herhangi bir muzik aleti
gibi kullanmayn bıldiği, en ince nüansları-
na dek olgun bir yorumcu anlayışıyla yön-
lendırdiği bir sese. Geniş, soluklu, esnek,
parlak, Klasik Turk Musikısı'mn gerektir-
diği gibi bir baş sesi olan fakat Paris'te bir
İCRADA DEVRİM — Münir Nurettin
Selçuk, bestelerinin yanı sıra klasik Turk
mnziğinin icra üslubunda yaptığı devrim-
le de unutulmazlar arasında.
göğus sesi gibi kullanmayı oğrendiğı bir ses.
Bu teknik yetkinliğiyle Münir Nurettin Kla-
sik Türk Müziği icralannın eksenini değış-
tirmiştır.
Münir Nurettin'in aşağı yukarı çağdaşı
olan diğer tanınmış erkek ses sanatçılarına
bir bakalım. Kımlerı göruruz? Hafız Kemal,
Hafız Sami. Hafız Burhan, Hafız Yaşar,
Hafız Sadett in (Kaynak) gibılerini. Klasik
Turk Muzıği'nin dindışı eserlerıni okuma-
ya muezzinlikten, mevlidhanliktan, na't-
hânlıktan, ayinhanlıktan geçmiş icracılar-
dı bunlar. Geleneksel olarak dinı eserlerin
icrasında makbul sayılan duz, dakik, nuans-
sız ve yuksek volümlu icra uslubunun tem-
silcileriydiler. Oysa Münir Nurettin farkh
bir kokenden gelip farklı bir icra ve yorum
bilıncine sahipti. Onunla birlikte de eski icra
üslubu kaybolmaya yuz tutmuştur. Bugün
ise (belki Kâni Karaca hariç) bu uslupla
okuyan ses sanatçısı yok gibidir. Niyazi Sa-
yın'ın neyde yaptığını Munir Nurettin Sel-
çuk ondan neredeyse yarım yuzyıl kadar ön-
ce klasik Turk müziğinin sesli icralannda
gerçekleştirmiştı.
Munir Nurettin üslubunu beğenmeyen,
onu bir ödün, hatta bir yozlaşma olarak nı-
telemek isteyen olabilir, ancak Klasik Turk
Miıziği'nın sesli icralannda bir Munir Nu-
retcın öncesi bir de Munir Nurettin sonrası
donemı olduğu inkâr edılemez. Klasik Turk
Muziği tarıhinde Munir Nurettin, bızce bes-
telennden ziyade icra üsluplarında onayak
olduğu bu devrimle hatırlanacaktır.
Bu eşsiz ses sanatçımızın 1981'deki olü-
münü izleyen yıllarda Yapı Kredi Bankası
"Üstad" başhğı altında Münir Nurettin'in
bir dizi plağını yayımlamıştı. Şimdi de bun-
lar dort tane compact disc haline getırilmiş
bulunuyor. Plakların içerdiği kayıtlar Mu-
nir Nurettin Selçuk'un ölumunden sonra y&-
yımlanmak şartıyla yapılmıştı. Discler "Allı
Vemeni" gibi bir tstanbul türküsunden
"Kalamış" şarkısına, "Şol Cennetin
Irmaklan" ilahisinden İlya'nın "Sazkâr
Ağır Semai"sine kadar çok geniş bir eser
yelpazesinı kapsıyor.
Kayıtların hemen tumü 1970/71 yıllann-
da İstanbul Radyosu'nda radyonun saz sa-
natçılarının eşlığinde yapılmış. Ancak bu
kayıtların hepsi mukemmel olmaktan uzak.
İstanbul Radyosu studyolannın teknik ola-
naklarıyla daha temiz \e dengeli kayıtlar
yapmak mümkün olmalıydı. Aynca 1970/71
yılları, 70 yaşındaki Munir Nurettin'in, yo-
rum inceliğini korumuş olsa bile sesinin vu-
ruculuğunun ve parlakhğımn büyük bir bö-
lümünü kaybetmiş olduğu bir dönemdir.
Munir Nurettin Selçuk'un üslup ve yo-
rumlarının özunu 1920'li 30'lu ve 4O'lı yıl-
larda doldurduğu yüzlerce taş plakta yaka-
lamak mümkundu oy-sa. Nitekim 1960'lann
sonlarında Sahibinin Sesi plak şirketi Mü-
nir Nurettin'in 1930 ve 40'lardan kalma 6
taş plağından aktarılmış güzel bir long -
play yayımlamıştı. Gerek Yapı Kredi Ban-
kası'nın, gerek ozel plak ve kaset yapımcı-
larının bu örntği izle>-erek koleksiyoncula-
rın tozlu raflarında durmakta olan güzel-
lıkleri en son teknolojinin yardımıyla bız-
lere ulaştırabileceklerini umit ediyoruz. Yine
de Munir Nurettin'in bu compact disc di-
zi si. belge niteliğinin otesinde tüm muzik-
severlerin edinmelerı gereken bir koleksiyon
oluşturfnus.
içerisinde onlann yanı sıra nasıl
evrensel bir boyut kazanır? Bunu
araştınyonız."
Bır seminerin temel sonısunu,
"Ulusal dillerin otesinde, tiyatro-
nun kendi ortak diliyle boyle bir
proje gerçekleştirilebilir mi?"yi
yanıtlayan, hem de olumlu olarak
yanıtlayan tiyatrocular 20 gun sü-
ren seminerden sonra ortaya çıkan
malzeme ile nisan ayında yeniden
buluşup, projeyi sonuçlandırma-
ya çaüşacaklar.
" ATde yer alma sürecinde,
dünya platformana çıkarken kül-
tür olanaklanmızdan çok daha
verimli ve onemli kültur olanak-
lanmız var" diyen Beklan Algan,
Troya projesini de bu çerçevede de-
ğerlendirmek gerektiğini vurgulu-
yor.
Özer Sezgin
İDSO Müdürü
• Kültür Servisi —
İstanbul Devlet Senfoni
Orkestrası Mudürlüğu'ne
Prof. Özer Sezgin atandı.
Doç. Yusuf Güler Aksöz'ün
istifasıyla boşalan İDSO
Mudürlüğu'ne, orkestranın
kuruluş yıllarında da
müdür yardımcılığı ve
müdurluk görevlerinde
bulunan MSÜ De\'let
Konservatuvarı viyola ve
oda müziği öğretim uyesi
Prof. özer Sezgin getirildi.
1960 yılında Ankara Devlet
Konservatuvarı'ndan mezun
olduktan sonra Ankara
Devlet Operası,
Cumhurbaşkanhğı Senfoni
Orkestrası, Yücelen
Dörtlusu üyeliklerinde
bulunan ve 1980-88 yıllan
arasında da tstanbul Devlet
Konservatuvarı müdürlüğü
yapan Prof. Özer Sezgin,
televizyonda yayımlanmakta
olan "Festivallerden",
"Gece Konseri" ve
"Bestecilerve Yorumcular"
programlarının da
danışmanhğını >-apıyor.
6
Umut'
Kırşehir'de
• ANKARA (UBA) —
Yılmaz Güney'in "Umut"
adlı fılmi 15 şubatta
Sosyalist Parti'nin
girişimleriyle Kırşehir'deki
Melek Seneması'nda
gösterilecek. Daha önce
başta İstanbul olmak uzere
bazı buyük kentlerde 16
şubatta sunulacağı
açıklanan Güney'in filmi,
Sosyalist Parti'nin kültürel
etkinlikleri kapsamında yer
alıyor.
Altaylı'nın
yapıtları
• Kültür Servisi —
Huseyin Altaylı Resim
Sergisi, 13 şubat tarihinde
Pamukbank Gayrettepe
Merkez Sanat Galerisi'nde
açılıyor. Devlet Guzel
Sanatlar Akademisi Resim
Bölümu'nü Zeki Faik Izer
Atölyesi'nde tamamlayan
Bulgaristan doğumlu
sanatçı, 1966 yılında
tspanya devlet bursu ile
gittiği lspanya'da ve 1%9
yılında Paris'te çeşitli
çahşmalar yaptı. Resim
Heykel Müzesi, İstanbul,
tzmir, Edinburgh, Chicago,
Wisconsin, Oregon ve
Sydney'de birçok özel
koleksiyonda yapıtlân yet
alan Altaylı'nınt
özellikle
, Türkiye doğası ve tstanbul
tutkunluğunu yansıtan
yağlıboya, pastel, suluboya
ve guvaş malzemesiyle
gerçekleştirdiği resimleri 23
şubat tarihine kadar
sergilenecek.
Pendik'te
! tiyatro
• • Kültür Servisi —
! Bulunmaz Tiyatro, dışa
! açılma politikasının bir
! uzantısı olarak Sait Faik
Abasıyanık'ın yapıtlarından
yola çıkarak oluşturulan
"öyle Bir öykü" ve Bulent
Demir tarafından yazılan
"Güvercinin Turküsü
Beyoğlu'nda Soylenmez"
adlı oyunları 12 şubat
pazartesi günü saat 20.00'de
Pendik Atatürk
Kulturevi'nde sergileyecek.
BUGÜN
• Bilsak'ta söyleşi
Gazetemizın Genel Yayın
Müdjrü Hasan Cemal
bugün saat 19.00'da
Bilsak'ta okurlarıyla
söyleşecek.
• Kadının yeri Ayla
Eryüksel, Bedri Baykam,
Cihan Ünal, Füsun Erbulak,
Füsun Önal, Mahinur Ergun,
Nuray Başsaray, Oya Başar
ve Yazgülü Aldoğan'ın
konuşmacı olarak
katılacakları "Kadının Sanat
Dünyasındaki Yeri" konulu
panel, saat 14.00'te Pendik
Ataturk Kulturevi'nde
ızlenebilir.
• "BirŞiirdirYaşamak "
Yüksel Yazıcı ve Nedret
Selçuker'in katılacağı "Bir
Şiirdir Yaşamak" başlıklı
söyleşi saat 16.00'da Kadıköy
Gençlik Kitabevi'nde
gerçekleşecek.
BİLSAK'TA
BUGÜN
8 Şubat Persembe:
19.00 YAZARLAR
OKURLARIYLA: Hasan
CEMAL
19.00 SANAT ESERINlN
OBJEKTIF ANLATIMI:
"Oyun Evi" Erol
COŞKUNER.
GÖRSEL SANAT
ATOLYELERİ
Mehmet GULERYUZ'le
Resim Çalışmaları.
Perşembe-Cuma
10.00-01.00 arası. CAFE-
FOYER-BAR
BİLSAK Herkese Açıktır.
BİLSAK Sıraselviler,
Soğancı Sk. No: 7
ClHANGİR
143 28 79-143 28 99