05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 8 ŞUBAT 1990 Meslek Odaları ve «Politika» Çağdaş bılım, artık salt evrenı tanımakla yetinmıyor, ınsanlığın daha guzel ve yaşanılır yarınlan ıçın dunyayı değiştirmeye uğraşıyor. Meslek odaları da ışte bu evrensel uğraş içınde, ulusal bır demokratık guç olarak yerlerını alıyorlar ve topluma, ulkeye \e insanlığa karşı tanhsel gorevlerinı >erıne getırıyorlar. 12 Eylul yasalarına ve "meslekçı" eğılımlere karşm!.. OKTAY EKİNCİ Y. Mimar Mimarlar Odası 2. Başkam Bugun, vaklaşık 200 bın uzraan teknık elemanı çatısı altında toplavan Turk Muhendıs \e Mımar Odaları Bırlığı (TMMOB) ve meslek odaları bellı çevrelerce, oteden ben, pohtıka \apmak"la eleş ünlmış, dahası suçlanmıştır Sankı pohtıka 'kırlı ' bır uğraşıvmış gıbı sureklı olarak da "bulaşmak" sozcuğu veğlenmış, bovlece meslek odalarının sozumona 'temız kalmalarının ' ıstendıgı ızlenı mı de verılrneve çahşılmıştır O>sa, odaların surdurduklerı savaşımın, partı lerın programlarından a>rı ve bağımsız bır nıtelık taşıdığı savunulan goruş ve onerılenn 'meslekı goz lem ve gerçeklere' davandığı bu anlamda takını lan (polıtık) tutumların da 'bılımsel \e teknık ıl kelerı savunmak la ozdeş olduğu gozardı edılmış- tır edılmektedır Aslında bu eleştırılenn, odaların hangı tur etkın lıklerıne bır tepkı olarak ortava çıktığına bak mak, ardındakı amaçları >akalama\a da >etmek tedır TMMOB ve odalar, ne zaman ulusal çıkarlara vonelık bır evlem \apsalar ne zaman bır toplum sal sorun uzerınde halktan >ana goruş bıldırseler >a da ne zaman ızlenen polıtıka>ı eleştırseler, pe şınden hemen avnı turden seslenn vukseldığı du vulmaktadır, ' mesleğınızle uğraşın, ulkevı vo netmeve kalkışmavın ' Kuşak olarak bızım tanık olduğumuz son on beş vırmı vıldır odalara >onelen bu "resmı" tutum hemen hıç değışmedı Daha oncekı vavımlardan da goruyoruz kı neredevse 1950 lı >ıliardan bu >ana da suruyor Denebılır kı meslek odalarını ' polıtı kadışında tutmak sa\ı altında 'ulke sorunların dan sovutlama" ıstemı bızde artık "gelenekselleşen ' bır devlet polıtıka^ı durumuna gelmış Buna karşın odalardakı "gelenek m bu ıstemın hemen her donem etkısız kılınması>la oluşmuş, gelışmış ve kokleşmış TMMOB nın tum bırımlerınde kongrelerın ya pıldığı şu aylarda, artık hemen herkes bılıvor kı " bız tarafsızız Odalara pohtıka sokma>acağız' dı>erek vönetımlere ada> olan gruplar da aslında en az obur eğılımler kadar "polıtıkaya bulaşmış" oluyorlar Çunku bo>le soyle>enler, ıster ıstemez odaların toplumsal ger<,eklerle ılgılenmesıru 'sakın calı bulan" çıkar çevrelerı tarafından vıllardır sa vunulagelen "resmı polıtıkanın" temsılulerı ve soz culerı konumuna gınyorlar 12 Eylül'u aşmak 12 Evlul'un demokratık kıtle örgütlerını çokert me vonundekı operasvonları meslek odaları uze rınde "TMMOB Yaiası nı değıştırmek' şeklınde de gerçekleşmıştı 1983 \ ılında ardı ardına çıkartılan 66 v e 85 sa> ı lı kanun hukmundekı kararnamelerle odaların ça lışma alanlarına kısıtlamalar getırıldı, var olan vasaklar" daha da arttırıldı \e guçlendırıldı A\rıca bu "onleme" koşut olarak, memur sta- tusundekı mımar \e muhendıslerın odalarına uve olmalan da "kendı ısteklerıne" bırakıldı Yanı 12 Eylul vonetımının sövledığı de avnı>- dı, "mımar \e muhendısler salt kendılerıne verı- len teknık ışlerle uğraşsınlar Memur olanlar ıse meslekı da>anışma>ı, odalarının ılkelerını falan bıraksınlar " TMMOB Yasası ndakı bu antıdemokratık değı- şıklıklere ılk vanıt (askerı vonetımın odalara olan ' vaklaşımı" bılınmesıne ve bu vaklaşımın kurum lar ve kadrolar uzerınde bır baskı ortamı da varat- mış olmasına karşın) oda uvelıklerınden ıstıfa eden kamu kesımındekı mımar ve muhendıs savısının '\ok duşuk bır duzejde kalması" olmuştur Böv lece 12 Evlul kararnamelerıvle amaçlanan "orgut sel dağılmaya" olanak tanınmamıştır Başka bır yanıt ıse 1983'ten bu yana TMMOB ve odalarda surdurulen savaşımda "oz olarak ' yıne 66 ve 85 savılı kararnamelerle amaçlanan >önde bır değışıklığın olmamasıdır Vlımar ve muhendıs odaları, dun olduğu gıbı bu gun de uzmanlık konularını ılgılendıren ulke ve top- lum sorunlan hakkında, bılımın >ol gösterıcılığı al tında, kamu >ararına çalışan bırer meslek orgutu olmanın sorumluluğuyla, doğruları ve gerçeklerı sa vunmavı surdurmektedırler Bu nıtelık, hem odaların "nesnel karakterlenn den" >am pozıtıf bılımlere dayalı mesleklenn "ob jektıf değerlendırme ozellıklennden" guç almak tadır hem de bırer «ıvıl toplum orgutu olarak kıtle tabanlannın emek ağırlıklı demokratık yapısından gelmektedır Onumuzdekı donem TMMOB'nın gundemındekı en ıvedı gorev, 12 Eylul'un karamamelenrun de yu- rurlukten kalkmasını sağlamak, boylece toplum hızmetındekı çalışma surecını demokratık bsr va sal duzenleme ıle daha da guçlendırmek, pekıştır mektır Dunvadakı obur ulkelere de baktığımızda, mes lek odalarının va da bırlıklerının bızdekıne koşut bır geleneğı surdurmekte olduklarını, halklarının karşılaştığı sorunlar uzennde hem ulusal ölçekte hem de uluslararası duzevde etkın bır sav aşıma gır dıklerını, "Bız teknık çalışmamıza bakalım gerısı polıtıkacıların gorevıdır ' dıverek sorumluluktan kaçmadıklarını tam tersıne sorunların çozumu yö- nunde polıtık onermelerı de gundeme getırebıldık lerını goruvoruz Bugun pek çok ulkede, meslek bırhklennın ça- lışmalan, goruş uretme" >a da "karşı önerıler gelıştırme" duzevını de aşmış bızım "henüz ta damadığımız bır demokratık hak olarak gerek tığınde partılerle açıkça ışbırlığı vapma, bırını va da bırkaçını destekleme dahası "pohtıkası yanlış bulunanları" da kıvası>a eleştırme olgunluğuna ulaşmıştır Dunva Mimarlar Bırhğı'nın (ULA), 18-20 ocakta Istanbul'da >aptığı merkez konseyı toplantısında, bu yondekı gozlemlerımızı guçlendıren göruşmelere de tanık olduk Orneğın, Latın \menka grubu sozcülennın dıle getırdıklerı 'meslekle ılgılı sorunlar" arasında, Ar- jantın ıle Paraguay sınırında yapılmakta olan bu- vuk bır barajın her ıkı ulkedekı sınır kentlerı ve halkları uzennde yaratacağı olumsuz etkıler onemlı bır gundem maddesı oldu Brezılva'dakı avlık yuzde 50'ye ulaşan enflasyon, tarıhsel Inka uvgarhğının korunması çabalarının önunu tıkavabılen bır başka önemlı sorundu Nıjervalı mimarlar, Afnka halklarının özgurluk ve kalkınma savaşımlarında uluslararası dayanış manın onemıne değındıler Gunev Afnka'da sure gelen ırkçı rejım, salt zencılerın haklarını gaspet- mekle kalmıyor, verlı ulusların geleneksel Afnka mımarısını vaşatmaları ve kulturlennı gelıştırme lerı önunde de cıddı bır polıtık engel oluşturuvor du Çın Halk Cumhurıvetı delegesının gündeme ge tırdığı konu, 1990 yılında ulkelerıne katılacak olan 'kapıtalıst" Hong-Kong'un, kentleşrae ve kültur polıtıkaları açısından, "sosvalıst' Çın'le entegras- >onunun varatacağı sorunlardı Macar ve Sovyet mırnarlara gebnce, onlar da Do- ğu Avrupa ulkelenndekı yenıden yapılanmarun mı marlık ve şehırcılık açısından değerlendırmelennı vapıyor yenı bır Avrupa Topluluğu anlayışının kül- turel etkıleşımlerı ne vönde etkılevebıleceğını tar tışmak ıstıvorlardı UIA Genel Başkanı Rod Hackne> ıse Buyukşe hır Beledıvesı'ndekı basın toplantısında konuşur ken "Modernleşme, hıçbır zaman Istanbul'un bu gun temsıl ettığı değerlerın ortadan kaldırılması de- mek değıldır" dıyerek tarıhı çevre yıkımlarına yol açan spekulatıf ımar uygulamalanmn uluslararası düzevde de kabul gormedığını vurguluvor ve ge çen dönemlerde ızlenen polıtıkavı "mımarca ' eleş- tırıvordu Butun bunlar Ul A Konsevı'nın toplantısında go ruşulurken yaklaşık 40 kadar ulkeden gelen tem sılcılerın hıçbırısı "Durun bevler' bu konular po lıtıkacıları ılgılendırır bız kendı sorunlarımıza bakalım" demedıler Çunku gundeme getırılenle rın tumu 'ozunde ' meslekle ılgılı sorunlardı ve "mımar olarak' vıne tum uyelerı yakından ılgılen dırıyordu Görulüyor kı mımar ve muhendıslerın, uzman lık alanlanyla ıç ıçe gırmış toplumsal iorunlar kar şısında duyarlı olmalan, meslek odalarının çalış malarında bu duvarlılığın ana eksenı oluşturması, salt bıze has olmayan evrensel bır eğılım, hatta bır ınsanlık gorevı nıtelığı taşımaktadır TMMOB ve odaları, "pohtıka dışında tutma" çabaları kuşkusuz salt bu kuruluşlan "meslekle- rıne voneltme" gıbı "masum" bır ıstekten kaynak lanmıvor Çunku çok az savıda da olsa bazı odaların şu belerınde 'bız tarafsızız" dıyerek vonetımlere se çılebılen ve kendılenru meslekte bırlık' grubu ola rak tanıtan kadroların >a>ın organlarında hemen "muhafazakâr" tezlen savunan goruşlere yer ver melen, gerçek amacın "polıtıkava bulajmamak" değıl odaların geleneksel savaşım çızgısını "değıştırmek" olduğunu kanıtlıvor Bu geleneksel çızgının ıse gerıulık yerıne ılerıcı- lığı, tutuculuk yerıne devnmcıhğı ve dıne davalı gö- ruşler >erıne laıklığı savunması, ınsan hakları ve demokrası konusunda ödunsuz bır tutumu veğle- mesı, mımarhk ve muhendıshk mesleğınm bılım sel" özunden ve kökenınde ınsanlığın mutluluğu yatan evrensel ereğınden kaynaklanıvor Bu nedenle TMMOB ve odalarda, kuruldukları yıllardan bu yana suregelen ulusal sorunlara karşı duyarlı ve savaşımcı geleneğın, "tarafsızlık" adı- na çıkar çevrelennın polıtıkalarını savunan çıkış- larla köreltılmesı ve vonunün değıştınlmesı olanak- sızdır Çağdaş bılım, artık salt evrenı tanımakla yetın- mıyor, ınsanlığın daha güzel ve yaşanılır yannları ıçın dunvavı değıştırmeye uğraşıyor Meslek oda- ları da ışte bu evrensel uğraş içınde, ulusal bır de- mokratik guç olarak yerlerını alıyorlar ve topluma, ülkeye ve msanlığa karşı tanhsel görevlennı yerı ne getmyorlar 12 Eylül yasalanna ve "meslekçı" eğılımlere karşın 1 EVET/HAYIR OKTAY AKBAL KİT'ler Konusunda Aydınlık... "Yüz Soruda" KIT'lerı oğrenmek ıster mısınız'? Bılen bılır do- ğal olarak ama buyuk halk yığınları KIT lerın neden nıçın na- sıl kurulduklarını yıllardan berı hangı koşullarda hızmet verdık- lerını bugun nıye ıç ve dış sermayeye satılmak ıstendığını bılır mı 7 Bu yuzden Prof Dr Yakup Kepenek ın Gercek Yayınları nın 'Yuz Soruda dızısınde yenı çıkan Gelışım Sorunlan ve Ozel- leştrrılrrtetertyie Turktye'de Kamu Ikitsadı Teşebbüsterı" rtgıyle okunması gereken bır kıtap Bılınmeyen konularda kamuoyunu yanıltmak gerçekten çok kolay oluyor Yanlış gorüşler kanılar yargılar çoğu kez bırıkımlı bır bıçımde yapılıyor kendı kendını besleyen bır nıtelık kazanı- yor KIT konusunda Turkıye yıllardır bu ılkellığı yasıyor Ozellıkle demokrasının askıya alındığı bır ortamda yanlış kanılar yone- tenlerın bılınçle yanlış ve yıkıcı karar almalarında gerekçe ola- rak kullanılıyor' Kepenek, onsozune boyle başlamış Gerçekten de en aydın yurttaşlarımızın bıle KIT ler konusunu gereğı gıbı bılmedığı soy- lenebılır Her seyden once KIT lerın kuruluşunda amacın kâr et- mek devlete para kazandırmak olmadığını bılmek gerekır Sü- merbankvb KİT'ler hızmet etmek yurttaşayardımcıolmak ıçın olusturulmuşlardır Yıllardır KIT lerın zarar ettığı söylenır oysa kımse bılmez KIT'lerın kuruluşunda kâr etmenın değıl halka hızmet etmenın başlıca amaç olduğunu Bır de şu var KIT lere gereğınden çok gorevlı sokulmuştur Gelen gıden her ıktıdar KIT lerın kadrolarını gereklı gereksız ata- malaı la daha doğrusu kendı yandaşlarıyla doldurmuştur Bu yuz- den de KIT ler kar etmek soyle dursun buyuk zararlara uğra- mış devlete mıllete yuk olmuşlardır Halka hızmet etmek ama- cı taşıyan KIT ler gıde gıde elden çıkarılması ozel gırısıme dev- redılmesı kaçınılmaz gorulen kuruluşlar olarak kamuoyuna su nulmuşlardır O kadar da değıl en çok kâr getıren KIT lerın ya- bancı sermayeye satılması bıle ANAP ıktıdarında soz konusu ol- muştur Işte Prof Yakup Kepenek Yuz Soruda KIT ler olayını ay- dınlatmak ıcın bu kıtabı yazmış Tanhsel gelışım ve ekonomı po- lıtıkalannda KIT ın yerı KIT ın ekonomıdekı yerı KITteserma ye ve ısgucu KIT ozel sektor ılışkılen, KIT ın yonetımı, ışleyış ve denetımı KIT ın ozelleştırılmesı ekonomının ve KIT'ın gele- ceğı Bu konular ayrıntılı sorularladerınlığıne araştırılmış Ke- penek bır bıl m adamıdır ama bu kıtapta her aydın okurun an- layabıleceğı tonuları kavrayabıleceğı bır anlatım basarısı gos- termış Kamuoyunun merak e*tığı pek çok sorudan bırı de KIT lerın ozel sektore karşı bır anlayısla kurulup kurulmadığıdır Kepenek e gore en az tartışılması gereken ancak en cok tartışılan konu- lardan bırı bu KIT czel sermayenın gelışmesıne degışık bıcım- lerde katkılar yapmıştır dıyor yazar Aralık 1933 te Iktısat Veka- letı tarafından hazırlanan bır raporda KIT-özel sektor ılışkılen şoyle acıklanmış Ana sanayı hususı teşebbus ve sermaye erbabma da da- ha cok genıs ve faydalı endustrı ımkânlan bahşedecektır Dev- let tesebbusı ıle kurulacak ana demır sanayıı hususı tesebbus- lerın yenıder tesıs edeceklerı mak ne tel cıvı fabrıkalarına ve sanayıye ucoz ve kolay tedarık edılır yarı mamul emtıa verecek- tır Yenı bez dokuma sanayımız pamuk ıp halat pamuk orme sanayııne deyen faalıyet ımkânlan bahşedecektır Bunlar gıbı etrafında husjsı tesebbuslerle takvıye edılebılecek ve memle- ketın sınaı ırnısafıyla mutenasıp bırcok sanayı şubatı dogacak- tır' Kepenek Konuyu bılımsel bır yansızlıkla ele almıştır Boyle ol- ması da gere^lıdır KIT lere karsı olmak ya da yandaş olmak an- cak sorun dci bır yonuyle ele ahndıktan sonra soz konusu ola bılır Aradan ounca zaman geçtı KIT ler gerçekten halkın sırtın da bır yuk mjdur, yoksa halka yararlı kuruluşlar mıdır1 ? Kepe- nek m yûz scruya verdığı yanıtları lyıce okuyup anladıktan son- ra bır karara .arılabılır Her şeyden once devletçı bırtutumun han- gı anlama geidığını bılmek gerekır Eskı başbakanlardan Sara- coğlu ıçın devletcılık sosyalızmın gelısmış bır bıçımı 'dır Oysa Celâl Bayard gore devletcılık ozel sermaye bırıkımıne buyuk ya- rarları olan tr tutumdur Korkut Boratav ıse devletcılığı Uçün- cu Dunya ukelerı ıçın kendı ozkaynaklarına dayanarak sanayı- leşme yontenı sayıyor Dıs merkezlere karşı korumacı önlem- lerın alınmas ıle gelışmekte olan ulkeler devlet onculuğunde sa- nayıleşmeye /ol açabılır sonucta da ulusal kapıtalızmı yaratabılır' dıyor Kepenek se şu yargıya vanyor Devletcılık uygulaması ve bunun devarı olan KIT olmasaydı Turkıye ekonomısı ne durum- da olurdu sc usunun yanıtını verme olanağının bulunmadığı bır gerçektır Sc-ıuç olarak ılgınç çoğu kez dayanıksız ve gerçek dışı algtlama bıçımlerı bır yana devletçılık-KIT olgusu Turkıye- nın yerlı ürern olanaklarının genışletılmesınde ozellıkle temel sanayılerın •urulmasında çok buyuk bır ışlev gormuştur' Yıllardan :erı uzerınde tartışılan ozellıkle ANAP ıktıdarınca dış ve ıç senaye guçlerıne teslım edılmesı gundemde bulunan bır konudacerınlığıne bılgı edınmek turlu yonden goruşlerı kar şılıklı anlamak ıcın Kepenek'ın araştırması yararlı bır çalışmadır Azerbaycan'da Şiilik-Türklük Sorunu Azerbaycan Turklerı, çağdışı mezhepçiliği, bizlerden yaklaşık 85 yıl once reddetmiş ve bunu da hayata geçirmıştır. Azerıleri sırf mezhep olçutu ile "bizden" saymamak ve Iran'ın kucağına atmak, tarihi gerçeklere olduğu kadar ulusal çıkarlarımıza da ters duşmek anlamına gelmektedır. Dr. NECİP HABLEMİTOĞLU A.Ü. TİT.E. Öğr. Gor. Doğu Bloku ülkelerınde orta>"a çıkan sı>a sal ve ekonomık değışımlerle bırlıkte ulusla rarası ılışkılerde yenıden yapılanma surecıne gırıldığı bu dönemde Turkıye'nın ızleveceğı dış pohtıka stretejısının rasyonellığı konusunda cıddı kuşkulan haklı çıkaran talıhsız be>an ve duvarsızlıklar bırbınnı ızlemektedır Bunlann başında, Azerı Turklerıne ulusal duygular ve ınsanı gerekçelerle sahıp çıkılması gerektığı halde, bu dınamık azınlığı Iran'ın kucağına ıte- cek Şıılık suçlaması gelmektedır Vatanları ve özgurluklerı uğruna Rus tankları altında ezılmekte olan \zen Turkle rını sırf mezhep olçutu ıle dışlamak, a>nı za manda vakın tanhı bılmemek gıbı bır ayıbı da ortava çıkarmıştır Azerı Turklerı, mezhepçı- lığın lslâm mantalıtesıne ve ulusçuluk bılın cine ıhanet olduğunu ve avrımcılığın Rus hu- kumetlerının ışıne geldığını farketmışler ve Şı ılık mı Turkluk mu sorununu daha 1905'te so- na erdırmışlerdır Sunni-Şii aynmcılığının sonu Çarlık Rus>ası'nın 1796'dan ıtıbaren Kaf- kasva ve Azerba>can'da adım adım gelışen ış- galı sıvasal, kulturel ve dını alanlarda gerçek- leştırılen bırtakım cebırı müdahalelerle ve bu volda uretılen polıtıkalarla kalıcı bır ışgale do- nuşturulmeye çalışılmıştır, Mısyonerlerın zorla Hırıstıyanlaştırma faalıyetlenne nıhayetınde Ermenı çetelerının Kafkasya ve Azerbaycan- dakı Turklere ve öbur Musluman etnık grup- lara yönelık katlıamlanna gözvumma' \e hatta açıkça destekleme' Aradan yuzyıh aş- kın bır sure geçmesıne ve rejımın değışmesı ne karşın bugun vaşanan olavlar hıv şuphe sız tarıhın tekerrürunden başka bırşey değıl VuzMİlar bovu kafkasva ve A2erba>can'dan klasık mustemleke pohtıkası uygulayan Çar- lık Rusyası, bölgede 'parçala yönet" zıhnıye tıvle "Sunnı-Şıı' ıhtılafını köruklemekten de gerı kalmamıştır Örneğın, Tıflıs'te Sunnı Muslumanlar ıçın muftuluk tesıs ederken, Ba ku'de de Şıı Müslümanlar ıçın Şeyhülıslâm- lık kurumunu tesıs etmıştır Böylece bölgede Islamıyetın başlangıcından ben süregelmek- te olan ıkılık, Rus devletının vasıtasıyla bır de resmıvet kazanmıştır ' 1905 Ihtılalı ıle ortaya çıkan nıspı özgürlük ortamında, Rusya'da yaşayan Türk asıllı azm lıkların temsılcılerı, genel bır kongre ıznı ala namalarına karşın 15 Ağustos 1905'te Oka Nehrı uzerınde (Nıjnı Novgorod) bır gezıntı vapuru guvertesınde gızlıce gerçekleştırdıkle rı "Rusya Muslamanlarının Bırıncı Kongresı"nde, >uzyıllar sonra ılk defa- Sün- nı ve Şıı delegeler bır arava gehp kucaklaşmış- lar ve bu akıl dışı, mantık dışı ve de tslam dı- şı bu duşmanlığa son vermışlerdır Aynı kong- rede, mezhepçılık mı yoksa Türkluk mü şup- helerını ıse Azerbavcanlı delege Alı Merdan Topçubaşı, akılcı konuşmasıyla sona erdır- mıştır 1917 İhtilalinde Azerbaycan Türkleri 1917 Ihtılalı ıle bırlıkte Çar hukümetlennın amansız baskısından kurtulan Azerbaycan Turklerı, özgurluk ve bağımsızhğa gıden yol da ılk sıvasal adımı atarak 10-20 Nısan 1917'de Baku'de toplanan 1 Kafkas Kurultavı'nı ger çekleştırdıler Burada alınan son derece onemlı kararları pekıştıren en önemlı c'ay ıse muftu ve şevhulıslamın kurultay salonunda bırbırle rıne sanlmaları ve guçlerını bırleştırmelerı ıdı Adı geçen kongrede, " maksadımız butun Turklerın medenı ve fikrı bırleşmelerı dıven Azerı delegesı Mehmet Emın Efendızâde'nın >anı sıra konuşmasını sadece Turk dılınde va pacağını belırten Azerba>can lıderı Mehmed Emın Resulzâde'nın konuşması da "Butun Rus>a Muslumanlan'nın I Kongresı"nın nı haı kararlarında belırlı>ıcı olmuştur Azeri Turklerinin Turkiye'ye bağlılığı Azerı Turklerı, Rusva'dakı dığer Turk asın lıkları ıle "Mıllı Şûra" 16 bunyesınde ortak hareket etmek yerıne, 28 Mavıs 1918'de bağım sızlığını ılan etmış ve ılk ış olarak da Turk hu kumetı ıle askerı, ekonomık ve sıyasal da>a nışma ıçıne gırmıştır Bu ışbırlığı, Azerbavcan Cumhunyetı'nın 27/28 Nısan 1920'de Kızılor- du tarafından ışgalı ıle resmen kesılmıştır Bu arada pek çok Azerı gencı -askerı, doktoru, zıraatçısı vb- Anadolu'ya geçerek mıllı muca deleye katkıda bulunmuştur Mustafa Kemal Paşa, Mehmed Emın Resulzâde başta olmak uzere yurtlanra terk etmek zorunda kalan tum lıder kadrosunu kabul etmış, maddı manevı ıl- gısını esırgememıştır BoyleceDr Huse>ınzâde Alı Bey ve Ahmet Ağaoğlu ıle temelı atılan ış bırlığı köprusu, Azerbaycanlı Turklerın bel- leğınde köklü bır ınanışın başlangıa olmuştur Azerı Turklerın Şıı oluşu nedenıyle Iran'a daha >akın oldukları varsayımına gelınce ön ce aşağıdakı hususlann göz onune alınması gerekır 1 Iran'da Şah Rıza Pehlevı dönemı de da- hıl Iran devletı şoven olçusunde bır Acem mıl lıyetçılığı ıle özdeşleşmıştır tran'da yaşayan Azenlerın, Turkmenlerın ve dığer Turk asıllı azınlıkların Türkçe okulları, resmı daırelerde Turkçe konuşmalan, mıllı kulturlennı surdur- me hakları hıçbır zaman söz konusu edılme mıştır Kulturel kımlıklen hıçbır zaman tanın (Arkası 17. Sayfada) PENCERE Ataturkçu duşuncenın, demokrası ve hukuk devletının, laık cumhurıyet ılkelermın yılmaz savunucusu, değerlı ınsan, hocamız MUAMMER AKSOY karanlık guçlerce ölduruldu Tum vurtseverlere başsağhğı dılerız Anısı sonsuza dek yaşayacaktır SttlŞTAY DENETÇİLERİ Insan hakları savunucusu, Demokrası \e hukuk devletı mucadelesının >ığıt savaşçısı, laık ve ozgur duşuncenın öncusu, bılım adamı, değerlı hemşerımız Prof. Dr. ML AMMER AKSOY'u vıtırmenın derın acısı ıçındeyız Anısı sonsuza dek yaşayacak, mucadelesı surdurulecektır SHP Manavgat Dçe Yönetimi adına Ilçe Başkanı Dr. MUSTAFA GUNER MİLAS'TAN KESAMA Barış, demokrası ve çağdaş hukuk devletının onurlu savaşçısı Prof. Dr. MUAMMER AKSOY'u katlederek barış ve demokrası mucadelesını sındırebıleceklerını duşünen ıdeolojılen ve savunucularını kınıyoruz Yolundayız NE\ZAT ÇACLAR TUFEKÇİ. HTOIR ÇA.M, FERtDlN DLRSU> EFENDİOĞLI OSMA1N K4RA. RECEP TABA>, MEHMET EMİIN BERBER E>\ER TU1N4. MEHMET BİLCE, TtRKER KIR. MLSTAF\ SOKELİ, DURMLŞ KAFKASU, HUSEYtN TUNA. MAHMLT OZGLL, HLSEYtS MAT, IGURAL YOLCU. KADİR B4LIK. ALl CA>. O OZKA>, HtTROL ONDER. VELİ ÖNDER Ataturkçu, laıklık ve demokrasının yılmaz savunucusu Prof. Dr. MUAMMER AKSOY'un öldurulmesını şıddetle kmıvoruz TRAKYA BOLGESt \TTERESER HEKIMLERI ODASI BAŞKAıNLIĞI DUYURL Demokrası, ınsan haklan ve laıklığın yılmaz savunucusu Prof. MUAMMER AKSOY'un demokrası düşmanlarınca ölduruluşunu camıamız adına kınıyoruz 20. BOLGE SAKARY4 ECZACI ODASI Buyük hukukçu, seçkın eğıtımcı, demokrasının yılmaz savunucusu buyuk ınsan MUAM\IER AKSOYdemokrası düşmanlarınca acımasızca öldurulmuştur Taşıdığı demokrası bayrağı >ere duşurulmeyecektır Egit-Der. ZONGULDAK ŞUBESI Uygarlık ve Politika "Uygariık" son yıllarda en çok kullanılan sözcuklerden bırısı- dır Pekı uygarlık nedır9 Soru gundeme tartışmayı da getırır Çunku 'uygarlık" ben- zerı nıce sözcuk gıbı zaman ve mekân içınde değışıme uğra- mıştır Eskıden uygarlık (medenıyet-cıvılısatıon) göcerlere karşı yerleşık toplumları vurgulamak anlamındaydı sureklı dönuşen bır kavram olduğundan ılk anlamından sıyrıldı Atatürk bu yol- dakı değışımı şoyle belırtıyor '— Uygarlık yolunda başan yenılığe bağlıdır Toplumsal yaşam- da, ekonomık yaşamda, bılım ve teknık alanında başan kazan- mak ıçın tek ılerteme ve gelışme yolu budur Hayat ve yaşayışa ogemen olan yasaların zamanla değışmesı gelışmesı ve yenı- lenmesı zorunludur Uygarlığın buluşlan, teknığın hankalan, ev- renı değışmeden değışmeye uğrattığı bır dönemde, asırtık köhne zıhnıyetterle geçmışe bağlılıkla varlığını korumak olanaksızdır' (Söylev ve Demeçler, cılt 2, 181 sayfa) Ataturk bu sözlerı 1920'lerde soylemıştı, gunumuz dunyası o yıllara gore başdondurucu bır evnlmenın ıvmesıne kapılmıştır "bılımsel ve teknolqık devnm"\n ıtıcı gucunu duyumsamayan top- lum yoktur yeryüzü butünleşıyor "gezegensel b/ftnç"in anfesın- deyız Uygarlık da bu değışımın dışavurumuna dönüşüyor "butun ınsanlann, eşıt ozgür, korkusuz, baskısız yaşayabılmelen, yaşam düzeylennı lyıleştırmelen, sosyal adaletın geçerlılığı, sömurunun ve zulmun ortadan kalkması uygarlığın gunumüzdekı anlatımı- dır Daha somut bır yaklaşımla "bılım sanat-kultur" üç'emesının yoğun bır ıletışımle çağdaş dünyada paylaşımı kaçınılmazdır * Çağımız uygarlığına ulaşabılmenm tek yolu hıç kuşkusuz "Ay- dınlanma"dır Aydınlanmanın en kısa tanımı aklın ınançtan bılımın dınden bağımsızlaşmasıdır Eğer ınanç aklı baskıya ahrsa, dlnsel bağ- nazlık bılımı gerıye ıterse uygarlıktan söz açmak olanaksızdır Ne yazık kı gunumüzdekı Islam dunyasında uygarlığa ters top- lum duzenlen geçerlıdır Turkıye, Islam dunyasında tek laık devlettır Bu nıtelığın değerını anlamak ıçın uygarlık tarıhını bıkmadan usanmadan okumak gerekır Insan aklının bağnazlıktan kurtul- ması ve özgurleşmesı kolay olmamıştır çağımızın uygarlığı da butunuyle bu surece bağlanmıştır Ancak bugun Ortadoğu'da tersıne bır yonelışın guç kazandığını ve Turkıye yı etkıtedığını gö- ruyoruz Anadolu'da laıklığın güncellık kazanması, gencı akım- ların gundeme gırmesıyle eşanlamlıdır Batı'da geçmış yuzyıllarda yaşanmış ve aşılmış bır olayın ül- kemız sıyasetınde yenıden ağırlık kazanması büyük bır olurnsuz- luktur Ve bır "tehlıke"d\r * Ne var kı bu tehlıke"y\ sıyasal anlamıyla ele almak yanıltıcı olabılır Pohtıka (ya da sıyaset) dar kapsamlı tammıyla ele alındığında "sryasal ıktidan ele geçırmek ıçın savaşım" dıye nıtelenebılır Uygar dunyada polıtıkanın partılerı akımları orgütlerı zengındır çağ- daş uygarlığa karşıt bır sıyaset de demokrasılerde yasal sayıla- bılır toplumun gelışmışlık düzeyını gerıye çekmek ısteyen polı- tıkacılar da her ülkede eksık değıldır Turkıye de butun bunlardan daha ötede bır duyarlılıkla uygarlık" ıle 'politika" ayrımını yapmak zorundayız Çunku Batı'nın 18'ıncı yüzyılda gerçekleştırdığı "Aydmlanma" devrımını Turkıye, ancak 20'ncı yuzyılın başında Ataturk'le ya- kalayabılmıştır, laıklığın devletın temel ılkesıne dönuşmesının bır başka anlamı yoktur Eğer bundan gerıye dönülürse, Turkıye'de bır 'sıyasef ger- çekleşmış olmayacaktır ulkemız çağdaş uygarlığın dışına sü- rulecek 18'ıncı yuzyıldan daha gerıye ıtılecektır • Ulkemızdekı çağdaş güçlerın uygarlık yolunda bırleşmesı ve butunleşmesı sorunu bu noktada gundeme gırıyor sıyasal ayrı- lıkları bu alanda one çıkarmak atı arabanın onune değıl, arka- sına bağlamak demektır OLUM Süheyla ve Cahıt Külebı'nın oğulları, Huceste ve Zekı Gödeklı'nın damadı, AU Küleb\ nın kardeşı, lna Külebı'nın kaynı, Ernre Külebı'nın amcası, Zeynep, Refık, Tolga Kıymaz'ın enıştelen, Baybars Külebı'nın babası, Dr Oya Kulebı'nın sevgılı eşı Dr. AHMET KÜLEBİ 7 Şubat 1990 çarşamba günu (dun) Ankara da anı bır yurek durmasıvla yaşama gözlenn. yumdu Bugün Maltepe Camısı'ndekı öğle namazından sonra Cebecı Mezarlığı'nda toprağa venlecekür Tanrı'dan rahmet dılerız AÎLESt Yurtdışında, surgunde kaybettığımız sanatçı arkadaşımız SÜMEYRAÇAKIR'ııı turkülerı ve mucadelesı önunde saygıyla eğılıvoruz RUHt SL DOSTLAR KOROSU VE SIDIKA SU Cenazesı perşembe |bugun) saal 12.00'de Şışlı Camısrnden kaldırılacaktır HALKIMIZA Prof M Aksoy'un katledılmesı ıle bır kısım cevreler, "yenı bır cunta hazırlığı mı 7 ", 12 Eylul oncesıne mı donuyoruz'" şeklınde panık ve korkuyu rfade eden yorumlarda bulunuyortar Egemen guçlenn asıl korkusu. halkın mucadeleye tHİınçlı ve orgutlu katılmasındadır Bunun ıçın 12 Eylul demagqısı yapı- lıyor Kıtleler yenı bır cuntayla korkutulmak ıstenıyor Bugun ıç ve dış koşulların yenı bır cunta ıçın uygıın olma- dığı bılınıyor Egemen guçler, geçmıştekı gıbı stvil feşıst terö- ru kullanarak halkın mucadelesını engelleyemıyor Tum baskı, yasak ve terore karşın kıtlelerın mucadelesının gelıştığını go- ruyor Devnmcı hareketlenn gelışmelennı engellemek tçın CIA ve onun yerlı uzantılan M Aksoy vb kanzmatık kışılen katle- derek hedef saptırma, duzene alternatrf radıkal çıkışlan en- gelleme ve duşuncelerde kargaşa yaratmak ıstemektedırier Egemen guçlenn provokasyonlannı bozmak tum devnmcı, ılencı, demokrat, bağımsızlık ve demokrasıden yana herke- sın gorevıdır Bunun ıçın egemen güçlerın ' yenıden 12 Eylul oncesıne mı donuluyor" demagqtsıne bılınçlı veya bılınçsız destek olmamak gerekıyor M Aksoy cınayetının ardındakı kım- selenn, halkın gelışen mucadeteanı engellemek ısteyen guçler olduğunu bılmelıyız. Geçmışte Kultur Sarayı'nı yakanlar gemılen bombalayıp ba- tırarak devnmcı hareketı provoke etmek ısteyenler Abdı Ipekçı, Bedrı Karafakıoğlu vb kışılen katledenler 1 Mayıs 77 katlıa- mını duzenleyerek halkı ve devrımcılerı sındırmek ısteyenler, bugun M Aksoy u katledıp hedef şaşırtarak 12 Eylul korkusu yaratıp devnmcı gelışmeyı engellemek ısteyenler aynı guçlerdır Bu gerçeğı ısrarta haykırarak provokasyonlan engellemek ıçın tum devrımcı, ılencı ve yurtseverlerı guç ve eylem bırlığıne ça- ğırıyoruz ÇOZUM DERGİSİ Evlenıyoruz MUKADDES ÇETİNKAYA CENGİZ CAN 821990 KAD1KOY
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle