25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Curtıhuriyet Sahıbı Cumhurı>çl Matbaacılık \e Gazeıecıhk Tu*k Anonım Şırkelı adına Nadir Nadi 0 Genel Ya>ın Muduru Ha&an Cemal. Mues*-ei.e Muduru EmİK l'şakhgil, Vazı Işlcrı Muduru Ok«) Gonensın. % Haber Me>;.': Muduru Yalçın B « w . Sa>fa Duzenı Yoneımenı \lı Acar, 0 TetvsJtiter «ıNKARA Ahmel f»n. IZMtR Hikmel Çttinkoa, A D \ \ ^ Ç«nn 'kigenojlu I, Polmka Cttal BnstanRH. Dış Haberier Ergan B»ta, Ekonom Coıgiz Tortun, lş Sendıka Şukran KrttiKİ, Kuhur CıU Uscr. Eğıtıın Gencat ^ l a n . Haber Araşnrma. tsffld BofcM. Yun Haberkn NccdH Dogan. Spor Danışman. AbduJkjdır [>a Yaalar Ktrnn Çakşkın. Araşlınna. Şafeuı Alp». Duzeltme AbdıOblı Vına. # Koordınalor Munel KonıK»n. # Malı ijler tıul Irtul, • Muhasebe BaıkM ttmr # Bulçr-Planlama Sngl Osıunbtşeothı • RckUm Ajşt Toran. • Ek tavınlar Hulu \k»ı>l 0 Idare Hasoın Gıınr. • Ijletmr Omfcr Çdik. • Bılgj-lşle-n Nul InaL 9 Ptrand Scvp BosuncK£h. Bastm ve \man CumhunvK Maıbaaobk vr Gazncalık TA.Ş. Türk O a * Cad- 39/41 ı »41}4 Ia Pk 246-Iaanbul Td 512 05 05 120 hall, Tcla 22246 Fax. (ll 526 60 "2 9 Bûrvkn- A n k n Zıya Gokalp Blv Inkılap S. No 19'4. Td 133 11 *\-T Tckx 42344 fax. (4) 1J3 05 6< • lnt»r H Zıja Blv 1352 S i ' 3 , W U 12 30, TÖOL 52359 Fax. (51) 19 53 60 Inonu Cad 119 S- No 1 Kat I Td. 19 31 52 (4 hal), Tdet 62155, Faı. (71) 19 37 52 TAKVÎM: 27 ŞUBAT 1990 İmsak: 5.11 Guneş: 6.35 Öğle: 12.21 Ikındi: 15.26 Akşam: 17.59 Yatsı: 19.18 Sovyetler'de eğitim atağı Harvard'da 'Jön Ruslar'30 kadar Şovyet öğrenci bu yıl Amerikan Harvard Üniversitesi'nde maliye analizi, pazarlama, bilgisayar, muhasebe konularında eğitim görecekler. Gorbaçov'un da haziran ayında Harvard'da bir konuşma yapması bekleniyor. Dış Haberier Servisi — Dün- yaca unlü Harvard Üniversitesi ilk "Rus" öğrencilerini aldı. Moskova'da McDonald'm açılı- şından hemen sonra Doğu-Batı ilişkilerinin iyileştirilmesine kat- kıda bulunan Harvard, dört Sov- yet vatandaşını okula kabul ede- rek yüksek lisans derecesi için ça- lışmalanna olanak sağladı. Kapitalizmin "akademisi" olarak bilinen Harvard Business Scholl'da bu yıl açılan master programında 1600 kişi eğitim gö- recek. The Independem'in haberine göre geçen sonbaharda Mosko- va'ya giderek üniversheye başvu- ran 30 adayla mulakat yapan ve bunlardan dördunu seçen öğren- ci Kabul Bölümu MüdUrü Lau- ra Gordon Fissher, göruştuğu öğTencileri "oiaganüstü niteJikh"' olarak tanımladı. Harvard Üniversitesi, ABD ve SSCB'deki endustriyel uygula- malar konusunda yürutülen kar- şılaştırmalı bir çahştna dolayısıy- la bir süredir Moskova ile sıkı iliskiler içindeydi. Otomobil ve mühendislik sek- törlerinde karar alma mekaniz- masının incelendiği proje "Fab- rika Duvarlannın Otesinde" adı ile nisan ayında yayımlanacak. Harvard'a Sovyet öğrenci ka- bul edilmesi, üniversitenm bir sü- redir Doğu Avrupa ile uygula- makta olduğu yakınlaşma hare- ketinin sonucu olarak gerçekleş- ti. Üniversite, çok sayıda Rus ög- rencinin Harvard'da okumak is- tediğine dair Izvestia'da yayım- lanan habere dayanarak harekete geçtiklerini açıkladı. Diplomatik kaynaklar, hern haziran ayında Amerika'ya gide- cek olan Mihail Gorbaçov'un hem de Çekoslovak lideri Vadav Havd'in Harvard'ın bu yazki mezuniyet töreninde konuşma yapacaklarını haber verdi. Bu arada Varşova Universite- si de yönetici eğitimi programı- nın, Harvard Busines Review'un eski editörü profesör Theodore Levilt tarafindan yönetileceğitıi açıkladı. Harvard'a kabul edilen dört Sovyet öğrenci yaşlan 25 ile 38 arasında değişen evli erkeklerden oluşuyor. Amerika'ya aileleri ile gelecek olan bu gençler federal yasaklar yuzünden izinsiz olarak çalışma bölgelerinden 25.000 milden fazla aynlamayacak ve yüksek teknoloji kullanan kimi sektöflerde çahşamayacaklar. Harvard'da lisans-üstü prog- rarnına başlayacak olan Rus gençler, maliye analizi, pazarla- ma, bilgisayar kullanımı ve mu- hasebe gibi konularla daha ya- kından tanışmalanna olanak ve- recek işlere yerleştirilecekler. Şu anda tek sorun, yılda öğrenci ba- şına 60.000 dolar (yaklaşık 150 milyon TL) olan okul ucretini ki- min Ödeyeceği. Hava kirliligi 6 dikkat' diyor İstanbul ve Ankara'da oran dünya standardının üzerine çıktı. Bursa'da bazı semtler kirliligi yoğun biçimde yaşıyor. Haber Merkezi — Hava kirlı- liği yeniden gündemde. Ankaıa ve İstanbul'da kirlilik değerleri standartların uzerine çıktı. Bur- sa'da da hava kirliligi yeniden his- sedilmeye başlandı. Çevre Musteşarlığı yetkilileri, yer verziyonunun (ısı terseleme- si) 900 metre kalınlığa ulaşması ve nem oranının yuzde 91'e yuk- selmesinin, Ankara'da hava kir- liligi değerlerinin artmasına ne- den olduğunu belirttiler. Anka- ra'da yapılan ölçumlerin sonuç- larına göre bazı bölgelerde kükun dıoksıt oranı, standart de- ğerin ust sının olan 400 mikrog- ramı geçti. Önceki gun Ankara'- da bir metrekup havadaki kukürt dioksıt oranı 430 mikrograma ulaştı. Musteşarlık yetkilileri kasım, aralık ve ocak aylarında yapılan ölçümlere göre geçen yıla oranla kükürt dioksit miktannda yüzde 2.7'lık duşuş, havadaki partiku- ler madde miktannda ise vüzde 37'lik artış olduğunu belirttiler. Yetkililer, partiküler madde mik- tarındaki artışı, kalitesiz kömur kullanımına bağladılar. Dun İstanbul'da da kirlilik oranı 400 mikrogram sımrıtu aş- tı. Vali Yardımcısı Remzi Göksu, Ataturk Havalimanı ve Göztepe istasyonlannda yapılan ölçümler- de kükürt dioksit oranının bir metreküp havada 453 mikrogra- ma ulastığını bildirdi. Göksu, bu oranın dünya standardının biraz üzerinde olduğuna işaret ederek "Ancak tehlike laşımıyor" dedi. istanbul'da önceki gün başla- yan ve dün de etkili olan sis ise kentte ulaşımı aksattı. Sis nede- niyle dün şehir hatları vapurları Kadıköy-Karaköy, Kadıköy-Be- şiktaş ve Kadıköy-Eminonü sefer- leri gecikmeli olarak yapıldı. Bu kış hava kirliliğinden en fazla etkilenen illerin başında ge- len Bursa'da da bir sureden bu yana gorulen "temiz hava" yeni- den kirliliğin tehdidiyle karşılaş- maya ba^ladı. Türk turizmciler 80'liyıllardan ders çıkanyor Tıırizmde 90 urmıduCEM HAMULOĞLU Sezon başuıda doluluk oranla- nnın duşuk olması yuzünden ya- şanan "89 paniği" ile birlikte, tu- rizmde "sekscnli yıllar" bitti. Sek- törün gözu artık "doksanlı yıllar" da. Ama 1989 yılında yaşananlar- dan ileriye dönük dersler cıkarma- yı kimse gözardı etmiyor. "1989: da turizm durakladı mı?", "Bası- na yansıdığı kadar olumsuz mu geçti?" sörularından yola çıkarak 1989'un turizm istatistikleri değer- lendırildığinde, ortaya hiç de "olumsuz" bir tablo çıkmıyor. Bu kanı, 89'dan alınan derslerin unu- tulmaması şartıyla turizm sektö- nınde her duzeyde kabul goru- yor. Artışta düşiiş var Türizm Bakanlığı'nın Emniyet Genel Müdürlüğü'ne dayanarak verdiği sayılara göre 1989 yılında Türkiye'ye 4 milyon 459 bin 151 turist geldi. Yaklaşık 4.5 milyon turistin Türkiye'de harcadığı dö- viz tutan ise 2 milyar 524 milyon 700 bin ABD Dolan oldu. Bu sayılar, bir önceki sezonun, 1988'in sayılarıyla karşılaştırıldı- ğında; gelen turist sayısında yüz- de 6.36, elde edilen gelirde ise 7.19 oranında bir artış gözleniyor. Tu- rinde seyretti. Bu yüzden hem se- yahat acenteleri hem de oteller ge- çen yılı bıiyük zararlaria kapadı. Turizm sektörii, bir 89'u daha ya- şamayı kaldıramaz." Türkiye Seyahat Acentalan Bir- liği (TÜRSABl Baskaru Baha(tin Yiicel ise "Bence 1989'u tek başı- na eie almamalı. Çiınku bir de geçmişi var" diyerek şu değerlen- dirmeyi yapıyor; "1984-M yıllan arasında Tiir- kiye'ye gelen turist sayısındaki ar- tışın, o dönemde >atak arzındaki eksiklikten kaynaklanan kısır, kı- sa vadeli ve genelde ekonorainin kurallanna aylan girişimleri özen- dirdigi bir gerçek. Türkiye'de ta- lebin arza gore fazla olduğu do- nenüerde az sa>ıdaki yatak polan- siydine sahip olan işletmeler, yuk- sek fiyatla yabancı para birimle- rini Türkiye'de geçerii kılacak bir salış politikası izlediler." Turk turizminin 1989'daki "ekonomik" sorunu, turizm ista- tistiklerinden de anlaşılacağı gibi devlet geh'rlerine yansımadı. Oy- sa sektör içinde seyahat acentele- ri ile otelcilerin "fena halde canı yandı." Ama Turizm Bakanlıgı Masleşan Mustafa Türkmeu'e gö- re bu da "oyunun knralı" olarak değerlendirilmeli. Besim Tibuk, 1989 yılının ilk Besim Tibuk (Net Holding) Tanıtımın, pazarlamanın, işletmenin marka imajının önemi ortaya çıktı. Eski bakkal zihniyetinin yanlışlığı ortaya çıktı. Artık iş kurallarla oynanmaya başladı. Bahattin Yüoel (TÜRSAB) Türkiye turizmde bugüne kadar üretime pazarlamadan daha çok önem verdi. Pazarlamanın önemi 1990'ın ilk günlerinde geç de olsa anlaşıldı. Teşvik artmalı. Mustafa Türkmen (Turizm müsteşarı) Pazarlama konusunu teşviklerle çözeceğiz. Kaynak kullanımım destekleme primi, yatırım indirimi, kredi kullanma imkânı pazarlamaya da aynen uygulanacak. Ç e ş i t ç e ş i t m o d a v a r : K l a s i k ' P»««N v e o n c n - 5 y kentleri var: Paris, Roma, Londra, New york... Yannın çizgile- rini laşıyan "avant-garde" yani "öncü" giysileri taşımak için belli çevrelerde ve hızlı yaşamak gereki- yor. "Giincel"i giinii güniıne izlemek ise liim zamanını butiklerde barcaoıak ve faarcayamayacak kadar çok para sahibi olmak demek. Neresinden bakarsanız, modayı klasik çizgilerde izlemek en elverişlisi. Yukanda sizlere "Estilo" moda dergisinde yayımlanan fotoğrafta Cosla Rica'ya bağlı Kaplumbaga Adasında (Isla Tortuga) yapılan son ilkbahar-yaz defilesinden klasik bir "tnıvakar" sunuyonız. Tabii "tnıvakar" bölumu, açıkta kalan alan oluyor. Yore modasında kJasikten öte antika sayılan emprime parero aslında "döpiyes". Gordüğunüz gibi bu yıl şapkalarda meyveler var. Köpek balığı dişlerinden kolye takmak da pek revaçta. Ancak fotoğrafta gorulen mankenin aslında tspanyol olup Kaplumbaga Adası'nın turistik rekiamı için Madrid'den ozel olarak gittiğini ve soz konusu reklamda: "Bu gördüğu- niız yerde 1522 yılından beri Macellan'ın deniz seferlerinden sag kalanlann duyup da cennete geldikle- rini sandıklan aynı ezgilerin soylendiği"nin dile getirildiğini de belirtmeden gecmeyelim. rizm verilerinde artış bulunuyor. Ama bu artışın 87'den 88'e gözle- nen artış oranlarının çok altmda olması, "olumsuz" değerlendir- melerinin yapümasına neden olu- yor. Çünku 1987'den 1988'e, tu- rizm istatistiklerinde görülen ar- tış; gelen turist sayısında yüzde 46.13, gelirde ise ytizde 36.85 ora- nında olmuştu. tşletme belgeli yatak sayısı ise 89 sonu sayılarıyla 140 bin 364. Türk turizminin 1989 yılındakı sorunu "ekonomik" olarak değer- lendiriliyor. "Politik" nedenlerle bu görüş resmi duzeyde pek kabul görmuyor. Türizm sektörünun çeşitli alan- larında hizmet veren Net Hol- ding'in Yönetim Kurulu Başkanı Besim Tibnk, 89'u değerlendirir- ken şunları söylüyor: "Geçen seneye tnrizmde dam- gasını vuran konu. kurlar ve fiyat arüşlandır. 1980'den beri poüüka olarak Tiırk parası normalden da- ha fazla devalüe edilirdi. Bu. as- lında ihracatımızla turizmimiz için bir doping oldu. Turizm sektorun- de bu vüzden enflasyon yaşanma- dı. Ttanzmle uğraşanlar 89'a kadar çok keyifli besaplar yaptılar. An- cak 89'da her şey birdenbire ter- sine döndü ve enflasyon artışı do- viz kurlanndaki artışın çok uze- Uyduantenidilediğin gîbitiret,sat AYŞE SAYIN Türk Standartları Enstitüsü, çanak anten üretiminin çok yeni olduğu gerekçesiyle şimdiye kadar herhangi bir çalışma yapmadı. anlasmak koşuluyla kalite belge- si verdiklerini söyledi. Söz konusu TSE yetkilisi, şim- diye değin bu konuda ellerinde herhangi bir uluslararası standart da olmadığını belirtti. Konunun son aylarda gündeme geldiğine dikkat çeken yetkili, "Belki ma- yıs ya da haziran ayında bir ça- lışma başlayabiiir" dedi. Türkiye'de çanak anten üreti- ANKARA — Uydu yayınlan- nı evlere taşıyan "çanak antenler" standartsız üretiliyor. Türk Standartları Enstitüsü (TSE) "çanak üretiminin çok yeni olduğu" gerekçesiyle şimdiye de- ğin herhangi bir çalışma yapma- dı. TSE'den bir yetkili, Öretici firmalara, "asgari muştereklerde" minde çoğu firmanın "yerli aliiminyum" kullandığı, bunlann da sıcak hava koşullannda şekil bozukluklanna yol açtığı bildiril- di. Çanak anten üreticilerinden bazıları, cam elyaf-polyester ala- şımı bir maddeden yapılan "fiberglass" antenlerin göruntü kalitesi ve dayanıklılık açısından "olumlu sonuç verdiğini" be- lirttiler. Budak Elektronik'in sahibi Ali Unışak, her fiberglass antenin de her zaman kaliteli sonuç verme- diğine dikkati çekti. Uruşak, fi- berglass anten uretiminde, maddelerin karışımından, kalıp- ta bekletilme sürelerine kadar bir- çok etkenin rol oynadığını kaydetti. Firma olarak standart- laşma konusunda girişimleri oldu- ğunu belirten Unışak, Sanayi Bakanlıgı ve TSE yetkilileriyle bu konuda goruşmelerde bulunduk- larını söyledi. Türkiye'de çoğu firmanın çanak anten uretiminde "Seydişehir Aliiminyum İşletme- leri üriınu" kullandıklarını belir- ten Urusak, "Seydişehir'de levha olarak uretim yapılıyor. Biz bir- kaç ievhayı yany ana getirerek an- ten üretebiliyoruz. Bu da kaliteyi diişüriiyor" dedi. Uruşak, bir aıı- tenin kaliteli görüntu veı mesi için yansıtıcırun mekanik dayanıklilj- ğınm önemine de değindi. PTT Genel Müdürü Emln Ba- ser"in çanak antenfcrin "hiçbir işe yaramayacağı" şeklındeki sözle- rini de eleştiren Uruşak bu konu- da şunları söyledi: "Madem bu çanak antenler bir işe yaramayacak, kendileri niçin kablo sistemini genişietme duşün- cesindeler? Oimayan yayınlan mı rerecekler?" Ulusal Video Teknik Müdürü Mehmet Öndemir, kendilerinin üretim yapmadıklannı, montaj ve tesis işlemleriyle ilgilendiklerini belirtti. Ondemir, son zamarüar- da herhangi bir firmaya bağlı ol- maksızın bazı kişilerin anten tesisi yaptıklannı kaydederek, "Bunla- nn ne garanti belgesi var ne de >e- dek parçalan. tyi tesis edilmenıiş anten, kısa bir süre sonra kötii ha- va koşullan ya da iyi rnonte edi- iememeleri sebebiyle, kıniıyorlar" dedi. Atatürk, 1931 yılında Fransız pilot Costes'a hediye etmişti yazması Kuran'a 880 milyon SABETAY VAROL PARİS — Atatürk'un 1931 yı- lında Fransız pilot Dieudonne Costes'a hediye ettiği Kuran Pa- ris'te 2 milyon 100 bin Fransız Frangı'na (880 milyon TL) satıl- dı. Dün Drouot Müzayede Salo- nu'nda açık arttırmaya konan 1256 tarihli Fas kokenli Kuran'ı almak isteyenler arasında Turk yoktu. Buna karşıhk, aynı salon- da salılan Iznik seramikleri kolek- siyonunda yer alan parçalann ço- ğu Türk antikacı ve işadamları ta- rafından satın alındı. 1585 tarih- li kırmızı zemin üzerine beyaz mo-' tifier taşıyan İznik bakraç 660 bin Fransız Frangı'na satıldı (277.200.000 TL). Bankacı Erol Aksoy da Izniklerin bir çoğunda arttırmaya katılarak 16. yüzyıla ait iki tznik tabak satın aldı. Unlu Fransız tayyareci Dieu- donne Costes'un ailesi tarafından satışa çıkarılan Fas Marakeş ya- pımı 1256 tarihli Kuran'ın satışı- nın Drouot salonlannda tslam an- tikalan alanında önemli bir olay teşkil edeceği önceden belliydi. Nitekim Fransız televizyonlan da satışla yakından ilgilenmiş ve sa- tışı haber bültenlerinde duyur- muştu. Hem tznik koleksiyonla- rında hem de Kuran'ın satışına danışman olarak katılan iki Şark antikaları uzmanından biri olan Jean Soustiel Kuran'ın 2 milyon 100 bin franga satılmasından son- ra şunları söyledi: "En az altı yüz milyon frank ödemeye hazır olduğuna dair bi- ze haber veren 6 kişi vardı. Bun- lardan hangisinin aldığını bilemi- yoruz. Ancak şu kadannı söyle- yebilirim ki, aralannda Türk alı- cı yok. Kuran tahminimizin üze- rinde bir fiyata satıldı." Gercek- ten de katalogda tahmin fiyatı olarak 600 bin frank konmasına rağmen, satış gene bu rakamdan başladı. Genelükle, açış fiyatı tah- min bedelinin altında oluyor. Uzman Marie-Christine David ise, paha biçilmez Fas yapısı Ku- ranı Kerim'in Atatürk tarafından ünlü Fransız pilota hangi sebeple armağan edildiğinin tam olarak bilinmediğini, pilotun ailesinin de bu konuda bilgi sahibi olmadığ- nı belirtti. Bu konuda verilen ge- rekçe, "Araşürma daha uzun za- man alacağı ve ailenin eserin sa- blmasını istedi" oldu... İznik koleksiyonlarmın satışın- dan elde edilen rakamlar da tslam antikaları uzmanlarını gerçekten memnun etti. En değerli 16. yüz- yıl tzniklerinin değeri 700 bin frank civarında iken, çok değerli olmakla birlikte, piyasada goru- len en kaliteli parçalar oimayan bu îzniklerin rahatlıkla 400-500 bin franga çıkması, İznik fiyatla- rındaki "Dayanılmaz yükseliş"in hâlâ devam ettiğini gösterıyor. Uzmanlar, durmadan artan belli bir ülke ve donemeait eser fiyat- larının bir yerde duraklamasının beklenmesi gerektiğini, ancak İz- nik'lerin henüz bu duzeye ulaşma- dığmın ortaya çıktığını belirtıyor. Muhteşem Süleyman Sergisi'nin de bu artışta etkili olduğu sa- nılıyor. Satılan değerli Izniklerin 12 ta- nesi Fransa'nın guneyindeki kü- çuk Aubenas kasabasının eski Be- ledıye Başkanı Doktor Pierre Charnay'a aitti. Geçen ynlın son- larında ölen doktorun dul eşinin, eskiden beri iznik çinılerini "kıskandığı" ve kocası ölür öl- mez bunlan satmaya karar verdiği ıfade edildı. Tamamı 1575-159C yıllarına ait olan bu iznik tabak ve diğer seramik eşya gerçekten de değerıni buldu. Fransa'daki Ban- ques Internationale de Commer- ce'nin (B.I.C.) sahibi Erol Aksoy bıri 210 diğeri 260 hin frank ol- mak uzere iki iznik tabak satın al- dı. KAZAN, AL, GETİR PIŞIR, YEDİR yarısında yaşanan "kriz'Mn eğiti- ci olduğunu vurgulaya.~ak şunları söylüyor: "Tanıtmarun, pazaıiamanın, iş- letmenin, marka imajının onemi ortaya çıktı. Eski bakkal zihniye- tinin yanlışlığı anlaşıldı. 'Ben ote- limi açarım, millet gelir kalır, ben de para kazanınm, nasılsa gelip kalacaklar' imajı ortadan kalktı. Yanhş yere otel yapbğınız zaman, talebin olmadığı yere otel yapbğı- nız zaman boş kalacagmız anla- şıldı. Yani ticaretin kurallan işle- meye başladı. Daha önce bu ku- rallar turizmde işlemiyordu, çiin- kii yatak miktarı sınırhydı. Artık iş, oyunun kurallan ile oynanma- ya başlandı." 1990'm hemen başında yururlü- ğe giren ve turizmi pazarlayan se- yahat acentelerinin teşvik edilme- sini sağlayan kararname, 1989'un bir sonucu mu? Bu soruya bütü- nüyle "evet" yanıtı verilemez. Ama turizmde yatak yapmanın yeterli olmadığı, yapılan yatakla- rın doldurulabilmesi için tanıtım ve pazarlamanın da önemli oldu- ğu gerçeği, 1989'da oldukça "qır- pıcı" bir biçimde anlaşıldı. TÜRSAB Başkanı Bahattin Yü- cel, seyahat acentelerinin teşvik edilmesini, Türkiye'de yapılmış "en önemli aşama" olarak nitele- yerek şunları söyluyor: "Şu anda çağdaş ekonoroi, üre- timden çok pazarlamanın yönlen- dirdiği bir doğnıltuyH girdi. Bu biitün dünyada boyle. Türkiye ise turizm sektoründe bugüne kadar üretime pazariamanın çok uzerin- de önem verdi. Ve pazarlamanın önemi 1990'ın ilk günlerinde geç de olsa anlaşıldı. Fakat uygulama henüz hayata geçirilme aşamasın- da olduğu için bu teşviğin yeterli olup olmayacağını zaman gösterir demek, şu anda açıklıkia soyleye- bilirim ki yetersudir. Bunlann hız- la geliştirilmesi lazım." Mustafa Türkmen ise seyahat acentelennin teşvik edilmesi uze- rine şunları söylüyor: "Pazarlama Türk turizminin sontnlan arasında 1990'a girerken ele alınması gereken en acil ko- nuydu. 18 ocakta Resmi Gazete^ de yayımlanarak yururluğe giren pazarlama tesvikleri 1990 yılında pazarlama sonınunun üstesinden gelecek olan tedbirlerdir. Biz ay- nen 1980'deki yontemi izledik. Ya- ni iıst yapının, konaklamanın ba- şanya kavuşması için uyguiadığı- mız tesvikleri pazarlamaya da ge- tirdik. Pazarlamayı da bir yatınm olarak aidık. Kaynak kullammı- nı destekleme prinüni, yatınm in- dirimini, kredi kullanma imkânı- nı aynen pazarlamaya da uygula- dık." Sağlıkh dağılım Turizm Bakam tlhan Aküzüm, 1989'u değerlendirirken, "Her tiir- lü eksiklerine, her türlü sıkıntıla- nna karşın, 1989'un oteki ulkeler- le karşılaşnrdığımız zaman iyi geç- tiğini görüyoruz" diyor. Mustafa Türkmen ise 1989'da turizm uze- rine olumlu ya da olumsuz söyle- nenlerin, yazılanlann, "sektörün kurallannın konulmasında faydab olduğunu" belirterek şunları söylüyor: "Bir tehlike olduğu ihtimalinin belirmesi, bizim birtakım tedbir- leri geliştirmemizde, birtakım ted- birleri bir an önce almamızda fay- dalı oldu." Refakatçi yollukJan • ANKARA (ANKA) — Çalışma ve Sosyal Güvenlil Bakanlıgı, SSK tarafından muayene, tedavi ya da sağhk nedenleri dolayısıyla U. içi-iller arası nakle tabi tutulan sigortalıların yakınlanna verilecek zaruri masraf karşılıklarını yüzde 500 arttırdı. Hasta sigortalıya bir başkasının refakat etmesinin gerektiği hekim raponı ile belgelenen hallerde refakat eden kimselere, aynca 15 yaşına kadar çocuklar ile birlikte gideceklere, sağhk tesisine yatırıhncaya kadar geçecek günler için, il dahilindeki sevklerde 3 bin, iller arası sevklerde 6 bin lira ödenecek. Ödemeler daha önce 500 ve 1000 lira olarak yapılıyordu. Iincoln'ün portresi • NEW YORK (AA) — ABD'nin 16'ncı Başkanı Abraham Lincoln'ün amatör bir ressam tarafından yapılan bir portresi bulundu. ABD'de yayımlanan American Heritage dergisinin haberine göre Lincoln'ün ilk portresi, James L. Swanson ve Lloyd Ostendorf adh koleksiyoncular tarafından bulundu. Koleksiyoncular, Lincoln'ün portresinin 1856 yılında Philip O. Jenkins tarafından yapıldığını belirterek eski ABD Başkanı'nın o tarihlerde henüz ülke çapında üne kavuşmamış olduğunu ve Illinois'de avukatlık yaptığını söylediler. RTYK'na atama • ANKARA (Cumburiyet Bürosu) — Radyo Televizyon Yüksek Kurulu'nda görev süreleri dolan üyelerin yerine yeni atamalar yapıldı. Başbakanlık Müsteşan Ahmet Selçuk, cumhurbaşkanlığını temsilen yüksek kurul üyeliğine getirildi. Başbakan Yıldırım Akbulut ile aralarının "soğuk" olduğu belirtilen Selçuk, musteşarlık görevinı de sürdurüyor. RTYK üyeliğine YÖK'ü temsilen, Marmara Üniversitesi oğretim üyesi Prof. Dr. thsan Gök, Ataturk Dil ve Tarih Yüksek Kurumu'nu temsilen de Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Bozkurt Güvenç atandı. Başbakanlık temsilcisi uyenin ise bu hafta içinde belirleneceği öğrenildi. Fırtınada 25 ölü • LONDRA (AA) — Kuzey Avrupa'yı etkisi altına alan ve saatteki hızı 160 kilometreye ulaşan fırtına, 25 kişinin ölumüne yol açtı. Agaçların devrilmesine, elektrik hatlarının kopmasına neden olan fırtına, 25 ocaktan bu yana Kuzey Avrupa'yı etkisi altına alan ikinci şiddetli fırtına oluyor. Fırtına Ingiltere'de 12, Belçika ve Federal Almanya'da dörder, Fransa'da uç, İrlanda ve Hollanda'da birer kişinin ölümüne yol açtı. Tarihieser kaçakçılıgı • ADANA (Cumhuriyet Güney tlleri Bürosu) — Adana Emniyet Müdürlüğü Mali Şube ekiplerince gerçekleştirilen operasyonda piyasa değerinin 1 milyar liranın üzerinde olduğu bildirilen çok sayıda tarihi eser ele geçirildi. Emniyet müdurluğünden yapılan açıklamaya göre, bir ihbarı değerlendiren Mali Şube ekipleri Sadun Sincar adh kişinin evine düzenledikleri baskında Bizans dönemine ait olduğu oğrenilen 86 cm. boyunda bir heykel buldular. Gozaltına alınan Sadun Sincar'ın ifadelerinden yararlanılarak Halil İbrahim Tekayak'ın evine yapılan baskında da birçok tarihi eser ele geçirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle