Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 ŞUBAT1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURÎYET/5
LaıııbadaVılar TürkiyeVie
• Küllür Servisi —
"Lambada"
fırtınasının
yaratıcıları Kaoma ve
grubu iki konser
vermek uzere
Türkiye'ye geliyor.
Reebok firması
tarafından mart ayi
içinde satısa
sunulacak "Dance
Reebok"
ayakkabılarının
tanıtımı amacıyla
Türkiye'ye davet
edilen topluluk, 23 şubat cuma gunü Istanbul'a gelecek
ve aynı gece Discorium'da sahneye çıkacak. Bolivya
kaynakh müziği ve Brezilya kaynaklı dansı ile son
aylarda oldukça popiiler olan Lambada'nın öncüleri,
ikinci konseri de 25 şubat pazar günü 15.30'da Lütfı
Kırdar Spor Salonu'nda sunacaklar. Kaoma ve grubu,
müzisyen, dansçı ve teknisyen olmak üzere 30 kişiden
oluşuyor.
\aşar Kemal Makedoncada
• Kultür Servisi — Yaşar Kemal'in "Binboğalar
Efsanesi" adlı romanı Makedoncaya çevrildi. Üsküp'te
yayımlanan ve geçen ay içinde piyasaya çıkarılan
romanın Türkçesi İlhami Emin'in imzasım taşıyor.
Üsküp'te önümüzdeki günlerde de Melih Cevdet
Anday'dan yapılan seçmelerden oluşan bir kitap
yayımlanacak. Bu kitabı da Fahri Kaya Türkçeye çevirdi.
Strasbourg'da Türk sineması
• Kultür Servisi — Fransa'da yayımlanan Contreplongee
sinema dergisinin duzenlediği "2. Türk Sinema Haftası"
bugün Strasbourg'da başlıyor. 6 mart tarihine kadar
sürecek olan etkinlik dört bölum halinde gerçekleşecek.
Lutfü Akad, Türkân Şoray ve Erden.Kıral toplu
gösterileri dışında, "80'li Yıllarda Türk Sineması" başhkh
bir bölüm de hafta kapsamında izlenebilecek. Pek çok
sinema sanatçısının katılacağı "2. Türk Sinema Haftası"
çerçevesinde, Ara Guler'in Turk sinemasını anlatan ve 91
parçadan oluşan fotoğraf sergisi de Rohan Sarayı'nda
görülebilecek.
'Bahara Merhaba Şenliği'
• Kültür Servisi — Amatör Tiyatro Çevresi (ATÇ) ve
Pendik Belediyesi'nce, aralarında üniversite ve halkevi
tiyatro topluluklannın da bulunduğu 15 amatör tiyatro
grubunun katılımıyla "Bahara Merhaba Şenliği"
duzenleniyor. 23 şubat - 11 mart tarihleri arasmda
Pendik Atatürk Kultür Evi'nde düzenlenecek olan
şfenliğin bir yan programı da Istanbul Üniversitesi Avcılar
Kampusu'nda gerçekleştirilecek.
Michael Powell öldti
• LONDRA (AA) — Ingiltere'nin ünlü film
yönetmenlerinden Michael Powell önceki gece öldü.
İngiliz Ulusal Film Arşivleri Sözcüsü tarafından dün
yapılan açıklamada, ülkenin batısındaki Avening
kentinde ölen 84 yaşındaki ünlu yönetmenin iki hafta
once Nev» York'ta rahatsızlandığı bildirildi. Ünlu İngiliz
yönetmen Michael Powell, "Kırmızı Pabuçlar" ve "Albay •
Blimp" gibi filmlerle büyuk başarı kazanmıştı.
T)arbe' Beyazperde'de
Kültiır Servisi — Sinema ve tiyatro dünyasının ünlü
isimleri "Darbe" filminin Taksim Sanatevi'ndeki tanıtım
kokte>'linde bir araya geldiler. Daha önce.4 eseri sinemaya
uyarlanan Bekir Yıldız'ın "Darbe" isimli eseri, Haşmet
Ze>bek'in senaryo çalışmasıyla yönetmen Ümit Efekan
tarafından filme çekiliyor. 3 ay süren ön hazırlık
çahşmalarının sonunda 26 şubat pazartesi günü lstanbul'da
çekimlerine başlanacak olan filmin başrol oyuncusu Kadir
lnanır. Sanatçı ilk kez bu filmde çekim süresince 'aynı yüj'
gorüntüsüyle oynayacak. Pişmanhk yasasından yararlanan
bir itirafçıyı canlandıracak olan sanatçının yuz makyajını
tanınmış makyör 'Corci' yapıyor. "Darbe" isimli eserinin
film senaryosunda edebi ve görsel ağırhğın eşit biçimde
yansıtıldığını vurgulayan Bekir Yıldız, yaalı eserlerin sinema
sanatına uyarlanmasıyla, daha geniş kitlelere ulaşmanın
mümkün olduğunu belirtti. Yapımcılığını Tuğçe Filmcilik'in
ustlendiği "Darbe" filminin görüntü yonetmeni Ertunç
Şenkay. Filmde rol alan diğer oyuncular: Nilgün Akçaoğlu,
Bülent Bilgiç, Menderes Samancılar, İhsan Bavsal. Nevin
Aypar, Nuri Tuğ ve Ünal Gürel.
FİLM ÖNCESİ
YILMAZ GÜNEYIn yaşamından
kesitleri içeren, Grup YORUM'un
müzikleri eşliğinde dia gösteriml
Yalnızca SİNEMAMIZDA
Seanslar
12.00
14.15
16.30
18.45
21.00
DEREBOYU CAD NO 110 ORTAKÖY/İST TEL. 158 69 87
/ luud 'jtınırunuı:.... iılcuuiği hiç yuktt
(ilfnutltın 2 gümle geçecek \iiper rekııe hıızır.
Mıı\i kurdele chtıllenşie'i için bu teknenin plıını
itlttıiılıtki ini:ıı. bir Turk olan T.rhil Sertel'in.
Şııbuı \ayı\ı bavilerde. Tükenmeden alınız.
~fck Hnro\kop
hıitlıtı ve T.rkck ııyn tıyn kemliıiK.i At'.şJcılı.
BURÇ
MUZIK Ftıiz Aii
İDSO'nun hafta sonu konserlerini Isviçreli şef Thierry Fischeryönetti
Avrupadan îkı Türk solistÇalışmalannı îsviçre'de
sürdüren kemancı
Tayfun Bozok ve
Almanya'da yaşayan
flütçü Gülşen Tatu,
geçen hafta sonu İDSO
eşliğinde çaldılar.
Geçen hafta sonundaki senfo-
nik konserlerin iki solisti de Av-
rupa'da yaşayıp orada çalışan iki
Türk sanatçısıydı. Kemancı Tay-
fun Bozok tsviçre'de, Cenevre'de
yaşıyor, Cenevre Collegium Aca-
demicum Orkestrası'nın başke-
mancısı. Sanatçı aynı zamanda
Cenevre Konservatuvan'nda ke-
man öğretmeni.
Tayfun Bozok'un şimdi geldiği
yere ulaşmak için katettiği yollar
az buz dikenli değildi. tlk keman
derslerini Ankara'da Nuri Çeket*-
den alan Tayfun 1%7'de Ankara
Devlet Konservatuvan'na girdi.
Orada yedi yıl Jules Hignv ile ça-
lıştı. Jules Higny, Lico Amar'dan
sonra Ankara Devlet Konservatu-
varı'na keman pedagogu olarak
gelen ve arkasında güçlü bir ke-
man ekolü bırakan ikinci yaban-
cı hocaydı. Tayfun çalışmalannı
daha sonra lstanbul Devlet Kon-
servatuvarı'nda surdurdü ve Gül-
den TunuVnın sınıfından diploma
aldı.
Ancak, Tayfun için diploma al-
mak yeterli değildi. Daha da iler-
lemek, daha da çok şeyler öğren-
mek istiyordu. Hocalarmın da
yardımıyla tsviçre'ye, Cenevre"ye
GÜLŞEN TATU VE THIERBY FİSCHER - Flütçü Giilşen Tatu, konserde Carl Phillip Emmanuel
Bach'ın flüt konçertosunu yorumladı. İsviçreli Şef Thierry Fischer ise konuk yönetmen olarak İDSO'-
nun başındaydı. (Fotoğraf: Behzat Şahin)
gitti ve Ayla Erdnran'la çahşma-
ya başladı orada. 1979'da "virtü-
oate diploması", 1982'de de "li-
cence de concert" diploması ala-
rak okul eğitimini noktaladı. Tay-
fun, Ayla Erduran'ın kemana ait
bilgisini dipsiz bir kuyuya benze-
tiyor. Erduran, üç büyük hocanın,
üç büyük ekolün gizlerini, bilgi-
lerini taşıyor benliğinde. Galami-
an, David Oistrakh ve Zino Fran-
çescatti'nin öğrencisi olan Ayla-
nın öğrencisi olmarun, her yeni
gün yeni bir şey öğrenmek oldu-
ğunu vurguluyor Tayfun Bozok.
Nitekim son konserinde ve pi-
yanıst Aiexis Golovin ile yaptığı
Richard Strauss ile Johannes
Brahms keman sonatlarını içeren
"compact disc"te ilk dikkati çeken
şey Tayfun'un artık tam anlamıy-
la kusursuzluğa ulaşmış bir ke-
mancı olduğu doğrultusundaydı.
Kısaca, Tayfun Bozok usta olma
yolunda. Son birkaç yıl içinde na-
sıl bu kadar ilerlediğini sorduğum-
da Tayfun, "Hiç durmadan daha
iyiye varmak için çalışmak zorun-
dayım, yoksa insanın gözunun ya-
şına hakmadan işine son verirler"
diyor.
Cenevre'de de Bau'daki pek çok
orkestrada olduğu gibi, orkestra
üyeleri yıllık sözleşmelerle bağla-
myorlar. Kendilerinden istenen
randıman alınamazsa da islerine
son veriliyor. Aslına bakarsanız
ben Tayfun'un sadece işinden atıl-
mamak için çok çalıştığuu sanmı-
yorum. Çok çalışmaktan şikâyeti
olsaydı hemen Türkiye'ye döner,
istediği gibi az çalışma ortamım
derhal bulabilirdi. Bana öyle ge-
liyor ki Tayfun, iyi bir kemana ol-
mayı aklına koymuş bir kere, bu
yolda da sağlam adımlarla ilerle-
mekte. Hafta sonu konserlerinde
yorumladığı keman konçertosu,
ülkemizde az tanınan İsviçreli bes-
teci Frank Martin'in olağanüstü
guzellikler, renkler ve duyarlıklar
içeren koncertosuydu. Eseri, kon-
serin konuk şefi yine Cenevreli
Thierry Fischer'in çok iyi çalıştır-
dığı belli oluyordu.
Konserlerin ikinci solisti flütçü
Gölşen Tatu Almanya'da yaşıyor.
Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde
önemli orkestralarda çalan çok sa-
yıda müzisyenimiz var. Gülşen Ta-
tu herhangi bir orkestra ile çalma-
yan, solistlik ve öğretmenlik kari-
yerlerini birlikte sürdüren vatan-
daşlanmızdan biri. Tatu, hafta so-
nu konserlerinde J.S. Bach'ın
oğullarından Carl Pfaillip Emma-
aud Bach'ın re minör flut konçer-
tosunu çaldı. İDSO bu eserde de
gayet temiz ve titiz bir eşlik çıkar-
dı. Her iki konçertonun eşliğini
özenle çahştınp böyle iyi sonuç-
lar alan şef Fischer'i kutlamak
gerek.
Konserin son eseri ise her ne
hikmetse Leonard Bemstein'ın
"Baü Yakasımn Hikâyesi"nden
süit idi. Eser, dinleyici açısından
sevimli bir seçim olabilir, ancak
ben yine de programın tümünün
dengesi ve mantığı açısından altı
kaval üstü şişhane deyimini uygun
görmekteyim.
İSTANBUL RESİMLERİ — Gül Derman'ın tstanbul resimlerinden oluşan sergisi Cağaloğlu'nda So
fa Galerisi'nde açıldı. 17 şubat akşamı açılan sergi devam ediyor.
Gül Derman'ın sergisiflüt dinletisiyle açıldı
Antikacıda müzikli sergi
Gül Derman'ın İstanbul resimlerinin yer aldığı sergi,
dört genç flütçünün resitaliyle açıldı. Izleyiciler
antikacı dükkânının antik ortammda kendilerini bir
düş dünyasında buldular.
tstanbul her büyuk kent gibi
içinde binbirçeşitte.binbir renk-
te, binbir bilinçte ve düzeyde in-
san barındınyor. Biz, bu
birbirinden güzel insanlan gun-
delik yaşamımızda, işyerimizde
veya sokakta göremiyoruz çoğu
kez. Onlar kendi kozalarında
özenle seçtikleri dostlarıyla bir-
likte yasarlar ve üretirler genel-
likle.
Cağaloğlu'ndaki "Sofa" adlı
antikacı dükkânının sahipleri
Hacer ve Kâşif kardeşler böyle
özel İstanbul tipleridir. Cnleri ts
tanbul semalarını çoktan aşmış,
New York'a, Sydney'e, hatta
Tokyo'ya kadar ulaşmıştır. Çev-
re bilinci, tarih bilinci, sanat bi-
Iinci çok yüksek kişilerdir
Gündoğdu kardeşler. Uygarca
yaşamayı, çevTelerinde uygarca
bir ortam oluşturmayı, ince be-
ğeniye dayalı güzelliklerden dost-
lanyla ortaklaşa zevk almayı
severler.
Hacer ve Kâşif, 17 şubat ak-
şamı "Sofa"da lstanbul'da pek
alışılmamış bir "sergi-dinleti"
düzenlemişlerdi. Sergi, Gül Der-
man'ın İstanbul resimleriydi.
Dinletiyi ise dört genç flütçü sun-
du. Sofa Galerisi'nin en alt ka-
tında antikalar, eski haritalar,
Osmanlı gravürleri, resim, desen
ve baskılar arasında yerleştiril-
miş, yine antika iskemlelere otu-
ran konuklar, iri mumlann
aydınlattığı, çiçeklerle süslenmiş
bu mekânda kendilerini birden
yuzlerce yıl gerilere götüren bir
rüya ortamında buldular.
tstanbul Belediye ve Devlet
Konservatuvarlan'nda yetişmiş
olan dört genç flütçünün sun-
duklan kısa dirüeüde Telemann,
Çerepnin, Kuhlau ve
Rimski-Korsakov'un dört flüt
için uyarlanmış eserleri yer ah-
yordu. Sanatçılardan Aydın Bii-
ke halen lstanbul Devlet Senfoni
Orkestrası elemanı. Erkan
Alpay, 1984 yılından beri lstan-
bul Üniversitesi Devlet Konser-
vatuvarlan'nda flüt dersi
veriyor. Neslihan Çiçek ve Me-
tin Yavuz da Erkan Alpay'ın öğ-
rencileri.
Dileğimiz "Sofa"daki sergi-
dinletilerin devam etmesi.
Tbluy Uğurlu
ve dünyası
Dinleti diyorum, çünkü Tuluy Uğurlu dinleyicilere
normal bir resital vermedi. Bir lokma Bach, iki
dirhem Chopin, üç kaşık Rahmaninov ve bol bol
açıklamalı "Uğurlu ve Dünyası" ürünleri sundu.
6660 sayılı yasa kapsamında
"üstün yetenekli" çocuklara veri-.
len bursla Viyana Müzik Akade-
misi'nde yedi yıldır eğitim gör-
mekte olan piyanist Tuluy ligur-
lu, 15 şubat perşembe akşamı
Alarko Merkez Salonu'nda bir
dinleti sundu. Dinleti diyorum,
çünkü Tuluy Uğurlu, dinleyicile-
re normal bir resital verraedi.
Onun yerine bir lokma Bach, iki
dirhem Chopin, üç kaşık Rahma-
ninov ve bol bol açıklamalı "Tu-
luy Uğurlu ve Dünyası" ürünleri
sundu.
1965 doğumlu Tuluy hakkında
program niyetine dağıtılan kâgıt-
İarda yazüı bilgilerin dışında faz-
la bir şey bilmiyoruz. Bu kâğıtta
Uğurlu'nun yurtiçinde ye dışın-
da pek çok konser verdiği, "Bo-
ğaziçi L'niversitesi'nde zamanın
Cumhurbaşkanı Kenan Evren'e
verilecek resital için özel olarak
Vivana'dan getirtildiği" ve "Kenan
Evren'in sevgisine ve iltifatına
mazhar oldnj^u..." yazıyor. Daha
da onemüsi, yine aynı kâğıttan
Uğurlu'nun bestecilik çaltşmaları
yaptığı, "Anadolu Acısı" ve
"Semerkand" gibi yapıtlarının
pek çok yorumcu tarafından yıırt
dışında seslendirildiğini oğreniyo-
ruz. Son cümle ise şöyle: "Mini-
mal ve VVorld Music alanında ça-
lışmalan olan Uğurlu'nun muzik
parolası, Türkülerle evrensel ol-
maktır."
Bu bilgilerin ışığında tabii ben
çok değişik, şimdiye kadar hiç
duymadığım türden müzik buluş-
ları ile karşılaşacağımdan emiıı-
dim dinletiden önce. Ama Tuluy
Uğurlu'nun Amerika'yı yeni baş-
tan keşfetmekte olduğunu ve bu-
nu da safiyetle bizlere kabul ettir-
meye çalışacağını hiç mi hiç tah-
min etmemiştim.
Genç piyanist ya Türkiye'de son
60 yıldır yapılanlardan tümüyle
habersiz ya da bizleri karacahil sa-
nıyor. "Tiirkiilerle evrensel" ol-
mak fikrinin hiç de yeni bir bu-
luş olmadığımn farkında değil
genç arkadaşımız. Üstelik besbelli
hem türkulerimizı binbir çeşit de-
ğişik biçimde küıktan kılığa sokan
Turk Beşleri'ni, daha sonraki ku-
şaklardan Ferit Tüzün, Nevit Ko-
dallı,"Muammer Sun, vb. gibi bes-
tecilerin eserlerini taumıyor hem
de ülkemizde Rıza Silahlıpoda-
dan örneğin Şevket Uj^urluel'e,
Selçuk Sun'dan Tuna Ötenel'e,
hatta Ali Perret'ye kadar uzanan
son derece geniş bir piyano iîe pop
ve caz yelpazesi bulunduğunun ve
bu sanatçılann özel yetenekleri,
armoni bilgi ve sezgileriyle Türk
ezgilerini evrenselliğe yöneltmeye
çahştıklarını, bu yolda epey ilginç
ve değerli çalışmalar yapıldığjnm
bilincinde değil.
Tuluy Uğurlu'nun dinleyici kar-
şısına çıkıp o dinleyiciyi karaca-
hil yerine koymadan önce bu
memlekette şimdiye kadar neler
yapüıp neler yapılmadığını iyice
araştırması, sonradan kendisi bu
yapüanlar ustüne yepyeni ve çok
ilginç buluşlar ekleyecekse, ekle-
mesi gerekirdi.
Türkiye'de şu anda Tuluy Uğur-
lu gibi yetenekli en az 10 genç pi-
yanist adı sayabilirim. Bunlann
çoğu Tuluy gibi şanslı olmadıkla-
rından devlet bursu ile Viyana'da
okuma fırsatı bulamamışlardı. Ki-
mi caz kulüplerinde, kimi oteller-
de, kimi barlarda piyano çalarlar,
doğaçlamalar yaparlar, ekinek pa-
rası kazanırlar.
Genç piyanist-besteci adayı Tu-
luy Uğurlu'ya bu aşamada verile-
cek en iyi öğüt şudur: Amerika'yı
yeniden keşfeder durumuna düş-
memek için ilk önce kendi evren-
sel müzik tarihini iyice öğren.
Şimdiye kadar bestelenmiş eserleri
incele, evrensel muziğin tüm mo-
dern akımlannı çalış ve özümse,
sonunda bu birikimden süzülecek
olanlar senin özgün yaratıların
olacaktır.
40. Uluslararası Berlin Film Festivali'ndeAltın Ayı'yı ABD ve Çekfılmleri aldı
Altın Ayı'yı iki blok paylaştı
Sııbtıı \uvisi haviniz.de. Tükennıeden alını:,.
Büjiik ödül Altın Ayı'nın, ABD adına yarışan Fransız
Costa-Gavras'ın savaş suçlanna eğilen filmi "Müzik
Kutusu" ve büyük Çek sinemacısı Menzel'in, çevrildiği
1969 yılından beri yasak olan, ilk kez Berlin'de seyirci
önüne çıkabüen politik çağnşımlı filmi "Tele Konmuş
Tarla Kuşları" arasında paylaştırılması Berlin
Festivali'nin siyasal ağırlıklı konulara ve de Doğu
Bloku'nun yasaklanmış filmlerine duyduğu özel ilgiyi
vurguluyordu.
Ikincilik ödülü anlamına gelen
Jüri Özel Ödülü, Sovyet kadın yo-
netmeni Kira Mnratova'nın çok
değişik, ozgün ve soyut çağrışım-
h filmi "Asten Scndromu"na ve-
rildi. 2,5 saatlik bu uzun filmde,
deneyci tavırlı Sovyet yonetmeni,
birbirinden bağımsız biçimde ge-
lişir gibi gozüken bir dizi öykü ve
kişilikle, gunumüz Moskovalılan-
nın mutsuzluklannı, kopan aile ve
insan ilişkilerini anlatıyordu. Sov-
yetler'de ilk "kufürlü" film sayı-
lan "Asteni Sendromu" da yasak-
lanmış ve ancak birkaç ay once sı-
nırlı gosterim izni alabilmiş bir ya-
pımdı.
En iyi yönetmen ödülü, Alman
yonetmeni Michael Verhoeven'e
gitti. Verhoeven, bu ödülu Alman
toplumunun Nazi suçları karşısın-
daki bilinçli suçluluk duygusunu
başanylaişlediği "FelaketKız" fil-
miyle aldı.
En iyi aktör ödulü, "Sessiz
Çığhk" fılmiyle tngiliz lain Glen'e
ATILLA DORSAY
BERLtN — 40. Berlin Şenliği'-
nin bu yıl ozel bir dikkatle bekle-
nen sonuçlan, Berlin'in gelenek-
sel politik ağırlıklı sonuçlanna is-
tisna oluştunnadı ve Doğu-Batı
blokları arasında ustahklı biçim-
de bölüştüruldü.
Altın Ayı, yani büyük ödül,
ABD adına yanşan Fransız Costa-
Gavras'ın "Muzik Kutusu" ve Çek
yonetmeni Jiri Menzel'in "Tele
Konmuş Tarla Kuşları" arasında
paylaştırıldı. Cosla Gavras'm sa-
vaş suçlanna eğilen düzeyli me-
lodramı ve büyük Çek sinemacısı
Menzel'in çevirdiği 1969 yılından
beri yasak olan ve ilk kez Berlin'-
de seyirci önüne çıkabüen politik
çağnşımlı filminin birincilikleri,
40. Berlin Festivali'nin siyasal
ağırlıklı konulara ve de Doğu blo-
kunun yasaklanmış filmlerine bu
yıl duyduğu özel ilgiyi % urguluyor-
du
gitti. Amerikan filmi "Miss Da-
isy'yle GeantBer"in 2 oyuncusu,
Jessica Tandy ve Morgan Freeraan
ise bu filmden dolayı birlikte "or-
tak oyunculuk" ödülüne layık gö-
rülduler.
Diğer bir ödül, "azınlık sonın-
lanna ve insan sevgisi ve hoşgö-
nisiine içten yaklaşımı" ile eşcin-
sellik sorununa değinen Doğu Al-
man filmi "Çıkış - Coming Out"a
verildi. Aym değerde bir diğer
ödül de, "Siyah Kar" adlı filmi
için Çin Halk Cumhuriyeti'nden
Xie Fei'ye verildi.
Berlin Festivali'nin kurucusu
Alfred Bauer adına konan ödül,
şenlikte yanşan bir diğer Sovyet
filmi olan "Nöbetçi"ye verildi.
Sinema yazarlannın oluşturdu-
ğu FİPRESCt ödülleri ise bu yıl,
yine sovyet filmi "Nöbetçi", Çek
filmi "Tele Konmuş Tarla Kuşlan"
ve Doğu Alman filmi "Taşlann
lzi"ne verildi.
Festivalin son günlerde gösteri-
lerek büyük yankı yapan ve bu yıl
Oscar ödülleri için favori gözüken
Amerika filmi "Doğum Tarihi: 4
Temmuz" ise jüriden alamadığı
odulleri şenlik yönetiminden aldı
ve "40. Berlin Şenliği Özel Ödülü"
adlı bir odule layık göruldu. Yo-
netmeni Oliver Slone'un bir teşek-
kür telgrafıyla açıklanan bu ödül,
basından değişik tepkiler aldı.
Anadolu Ekini
çıktı
• Kultür Servisi —
Anadolu Ekini yayın
yaşamına basladı. 15 günde
bir yayımlanacak derginin
ilk sayısında Ismet Zeki
Eyuboğlu, Sami Karaören,
Talip Apaydın, A. Celal
Binzet, Behçet Aysan'ın
yazılarına, İsmail
Gümüş'ün bir öyküsüne
öner Yağcı'nın Vedat
Günyol ile Ümit
Sanaslan'ın Nezih Danyal'la
ve Hanefi Yeter'le yapılmış
söyleşilere yer veriliyor.
Ayrıca Ali Yüce, Ruşen
Hakkı, Abdülkadir
Paksoy'un şiirteri,
Sabahattin Eyübolu'nu
anma yazısı ve Fakir
Baykurt'un 60. yaşı ile ilgili
yazılar da sunuluyor.
Burhan Arpad
konuk
• Kultür Servisi —
Türkiye Yazarlar
Sendikasf nın duzenlediği
"Ustalara Saygı"
toplantılarının ikincisi,
Beyoğlu Karaca Tiyatrosu
salonunda yapılacak. 26
Şubat 1990 Pazartesi günü
saat 18.30'da yapılacak olan
"Ustalarımızla Birlikte 2"
başhkh toplantının konuğu
Burhan Arpad. Aralarında
Cem Karaca, Toto Karaca
ve Cüneyt .Gökçer'in de
bulunduğu geniş bir sanatçı
topluluğu, Burhan Arpad'ın
yapıtlanndan örnekler
sunarak konserler verecek.
Gecenin davetiyeleri,
sendikanın Galip Dede
Cad. 48/5 Tunel
adresindeki merkezinden,
Cumhuriyet Kitap Kulübü,
Akademi ve Gençlik
kitabevleri ve Karaca
Tiyatrosu gişesinden
sağlanabilecek.
Keman ikilisi
konseri
• Kültür Servisi — Nuri
Iyicil ve Zeynur Erengönül
keman ikilisi, 25 şubat
pazar günü Caddebostan
Kadıköy Belediyesi Kültür
ve Sanat Merkezi'nde saat
11.00'de bir konser verecek.
Kadıköy Beledıyesi'nin
"Pazar Konserleri"
etkinlikleri dizisinin ilki
olacak bu konserde
sanatçılar, Sergey
Prokofierin "Op.56 Do
Majör Sonat"ını, tlhan
Osmanbaş'ın "Mavi Kuş"
adlı yapıtını ve
Wieniawski'nin "Op.188
Kapris"ini yorumlayacaklar.
Turkcede
ingiliz şiiri
• Kültür Servisi — Türk-
Ingiliz Kültür Derneği
tarafından düzenlenen
"Türkçe'de İngiliz
Edebiyatı" başhkh
oturumlar dizisi
kapsamında bugün saat
18.30'da "Şiir" konusu ele
alınacak. Derneğin
Harbiye'deki Kültürel
Faaliyetler MeTkezi'nde
yapılacak oturumda Prof.
Cevat Çapan baskanlığında
Mehmet Doğan, Erdal
Alova, Güven Turan, Fatih
Özgüven bir araya gelecek.
Yarın aynı saatte "Roman-
öykü" konusunda -
yapılacak toplantıya ise
Prof. Dr. Ünal Aytür,
Ülker İnce, Dr. Pınar Kür,
Fatih Özgüven, Haluk
Şahin ve Tomris Uyar
katılıyorlar.
UGÜN
• Yazın eleştirisi Ahmet
Cemal'in yöneteceği, Şahin
Alpay, Beşir Ayvazoğlu ve
Atilla özkırımlı'nıfl yer
alacağı "Yazın Eleştirisi"
konulu toplantı 17.30'da
Avusturya Kültür
Ofısi'nde.
• Kısa film günleri
Fransız Kültür Merkezi
Salonu'nda süren "Kısa
Film Günleri" kapsamında
17.00'den itibaren "Alger
La Blanche", "Interim",
"Argeles", "Hans und
Anna", "Fotoğraf",
"Pasif Direniş", "Akan
Zaman", "Pas a Deux",
"Museum", "The Writer",
"Hor auf zu Heulen", "La
Baie de Souvenirs" adlı
filmler gösterilecek.
DÜZEY Lt BİR MELODRAM — Costa-Gavras'ın, Jiri Menzel'le
birincilik ödülıinii paylaşan "Müzik Kutusu" adlı filminde başlıca
rolleri Jessica Lange ve Armin Mueller paylaşıyor. Lange bu film
deki roluvle en iyi kadın oyuncu Oscan adaylan arasınada girmişti.
"Müzik Kutusu" savaş suçlanna eğilen düzeyli bir melodram.
BİLSAK'TA
BUGÜN
21 Şubat Çarsamba
18.00 TtYATRO: Kontrbas:
Adnan TÖNEL
19.00 HOKKA DERGtSt
Okuyucularıyla Tanışıyor
Seminer: Edebiyat - Tarih
Zaman
Yön: Enis Batur
Konuşmacı: Ekren Işın
10.00-01.00 arası
CAFE-FOYER-BAR
BİLSAK Herkese Açıktır.
BİLSAK. Sıraselviler,
Soğancı Sok. No: 7
ClHANGİR
14Î 28 79 - 143 28 99