25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 ŞUBAT1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURÎYET/5 LaıııbadaVılar TürkiyeVie • Küllür Servisi — "Lambada" fırtınasının yaratıcıları Kaoma ve grubu iki konser vermek uzere Türkiye'ye geliyor. Reebok firması tarafından mart ayi içinde satısa sunulacak "Dance Reebok" ayakkabılarının tanıtımı amacıyla Türkiye'ye davet edilen topluluk, 23 şubat cuma gunü Istanbul'a gelecek ve aynı gece Discorium'da sahneye çıkacak. Bolivya kaynakh müziği ve Brezilya kaynaklı dansı ile son aylarda oldukça popiiler olan Lambada'nın öncüleri, ikinci konseri de 25 şubat pazar günü 15.30'da Lütfı Kırdar Spor Salonu'nda sunacaklar. Kaoma ve grubu, müzisyen, dansçı ve teknisyen olmak üzere 30 kişiden oluşuyor. \aşar Kemal Makedoncada • Kultür Servisi — Yaşar Kemal'in "Binboğalar Efsanesi" adlı romanı Makedoncaya çevrildi. Üsküp'te yayımlanan ve geçen ay içinde piyasaya çıkarılan romanın Türkçesi İlhami Emin'in imzasım taşıyor. Üsküp'te önümüzdeki günlerde de Melih Cevdet Anday'dan yapılan seçmelerden oluşan bir kitap yayımlanacak. Bu kitabı da Fahri Kaya Türkçeye çevirdi. Strasbourg'da Türk sineması • Kultür Servisi — Fransa'da yayımlanan Contreplongee sinema dergisinin duzenlediği "2. Türk Sinema Haftası" bugün Strasbourg'da başlıyor. 6 mart tarihine kadar sürecek olan etkinlik dört bölum halinde gerçekleşecek. Lutfü Akad, Türkân Şoray ve Erden.Kıral toplu gösterileri dışında, "80'li Yıllarda Türk Sineması" başhkh bir bölüm de hafta kapsamında izlenebilecek. Pek çok sinema sanatçısının katılacağı "2. Türk Sinema Haftası" çerçevesinde, Ara Guler'in Turk sinemasını anlatan ve 91 parçadan oluşan fotoğraf sergisi de Rohan Sarayı'nda görülebilecek. 'Bahara Merhaba Şenliği' • Kültür Servisi — Amatör Tiyatro Çevresi (ATÇ) ve Pendik Belediyesi'nce, aralarında üniversite ve halkevi tiyatro topluluklannın da bulunduğu 15 amatör tiyatro grubunun katılımıyla "Bahara Merhaba Şenliği" duzenleniyor. 23 şubat - 11 mart tarihleri arasmda Pendik Atatürk Kultür Evi'nde düzenlenecek olan şfenliğin bir yan programı da Istanbul Üniversitesi Avcılar Kampusu'nda gerçekleştirilecek. Michael Powell öldti • LONDRA (AA) — Ingiltere'nin ünlü film yönetmenlerinden Michael Powell önceki gece öldü. İngiliz Ulusal Film Arşivleri Sözcüsü tarafından dün yapılan açıklamada, ülkenin batısındaki Avening kentinde ölen 84 yaşındaki ünlu yönetmenin iki hafta once Nev» York'ta rahatsızlandığı bildirildi. Ünlu İngiliz yönetmen Michael Powell, "Kırmızı Pabuçlar" ve "Albay • Blimp" gibi filmlerle büyuk başarı kazanmıştı. T)arbe' Beyazperde'de Kültiır Servisi — Sinema ve tiyatro dünyasının ünlü isimleri "Darbe" filminin Taksim Sanatevi'ndeki tanıtım kokte>'linde bir araya geldiler. Daha önce.4 eseri sinemaya uyarlanan Bekir Yıldız'ın "Darbe" isimli eseri, Haşmet Ze>bek'in senaryo çalışmasıyla yönetmen Ümit Efekan tarafından filme çekiliyor. 3 ay süren ön hazırlık çahşmalarının sonunda 26 şubat pazartesi günü lstanbul'da çekimlerine başlanacak olan filmin başrol oyuncusu Kadir lnanır. Sanatçı ilk kez bu filmde çekim süresince 'aynı yüj' gorüntüsüyle oynayacak. Pişmanhk yasasından yararlanan bir itirafçıyı canlandıracak olan sanatçının yuz makyajını tanınmış makyör 'Corci' yapıyor. "Darbe" isimli eserinin film senaryosunda edebi ve görsel ağırhğın eşit biçimde yansıtıldığını vurgulayan Bekir Yıldız, yaalı eserlerin sinema sanatına uyarlanmasıyla, daha geniş kitlelere ulaşmanın mümkün olduğunu belirtti. Yapımcılığını Tuğçe Filmcilik'in ustlendiği "Darbe" filminin görüntü yonetmeni Ertunç Şenkay. Filmde rol alan diğer oyuncular: Nilgün Akçaoğlu, Bülent Bilgiç, Menderes Samancılar, İhsan Bavsal. Nevin Aypar, Nuri Tuğ ve Ünal Gürel. FİLM ÖNCESİ YILMAZ GÜNEYIn yaşamından kesitleri içeren, Grup YORUM'un müzikleri eşliğinde dia gösteriml Yalnızca SİNEMAMIZDA Seanslar 12.00 14.15 16.30 18.45 21.00 DEREBOYU CAD NO 110 ORTAKÖY/İST TEL. 158 69 87 / luud 'jtınırunuı:.... iılcuuiği hiç yuktt (ilfnutltın 2 gümle geçecek \iiper rekııe hıızır. Mıı\i kurdele chtıllenşie'i için bu teknenin plıını itlttıiılıtki ini:ıı. bir Turk olan T.rhil Sertel'in. Şııbuı \ayı\ı bavilerde. Tükenmeden alınız. ~fck Hnro\kop hıitlıtı ve T.rkck ııyn tıyn kemliıiK.i At'.şJcılı. BURÇ MUZIK Ftıiz Aii İDSO'nun hafta sonu konserlerini Isviçreli şef Thierry Fischeryönetti Avrupadan îkı Türk solistÇalışmalannı îsviçre'de sürdüren kemancı Tayfun Bozok ve Almanya'da yaşayan flütçü Gülşen Tatu, geçen hafta sonu İDSO eşliğinde çaldılar. Geçen hafta sonundaki senfo- nik konserlerin iki solisti de Av- rupa'da yaşayıp orada çalışan iki Türk sanatçısıydı. Kemancı Tay- fun Bozok tsviçre'de, Cenevre'de yaşıyor, Cenevre Collegium Aca- demicum Orkestrası'nın başke- mancısı. Sanatçı aynı zamanda Cenevre Konservatuvan'nda ke- man öğretmeni. Tayfun Bozok'un şimdi geldiği yere ulaşmak için katettiği yollar az buz dikenli değildi. tlk keman derslerini Ankara'da Nuri Çeket*- den alan Tayfun 1%7'de Ankara Devlet Konservatuvan'na girdi. Orada yedi yıl Jules Hignv ile ça- lıştı. Jules Higny, Lico Amar'dan sonra Ankara Devlet Konservatu- varı'na keman pedagogu olarak gelen ve arkasında güçlü bir ke- man ekolü bırakan ikinci yaban- cı hocaydı. Tayfun çalışmalannı daha sonra lstanbul Devlet Kon- servatuvarı'nda surdurdü ve Gül- den TunuVnın sınıfından diploma aldı. Ancak, Tayfun için diploma al- mak yeterli değildi. Daha da iler- lemek, daha da çok şeyler öğren- mek istiyordu. Hocalarmın da yardımıyla tsviçre'ye, Cenevre"ye GÜLŞEN TATU VE THIERBY FİSCHER - Flütçü Giilşen Tatu, konserde Carl Phillip Emmanuel Bach'ın flüt konçertosunu yorumladı. İsviçreli Şef Thierry Fischer ise konuk yönetmen olarak İDSO'- nun başındaydı. (Fotoğraf: Behzat Şahin) gitti ve Ayla Erdnran'la çahşma- ya başladı orada. 1979'da "virtü- oate diploması", 1982'de de "li- cence de concert" diploması ala- rak okul eğitimini noktaladı. Tay- fun, Ayla Erduran'ın kemana ait bilgisini dipsiz bir kuyuya benze- tiyor. Erduran, üç büyük hocanın, üç büyük ekolün gizlerini, bilgi- lerini taşıyor benliğinde. Galami- an, David Oistrakh ve Zino Fran- çescatti'nin öğrencisi olan Ayla- nın öğrencisi olmarun, her yeni gün yeni bir şey öğrenmek oldu- ğunu vurguluyor Tayfun Bozok. Nitekim son konserinde ve pi- yanıst Aiexis Golovin ile yaptığı Richard Strauss ile Johannes Brahms keman sonatlarını içeren "compact disc"te ilk dikkati çeken şey Tayfun'un artık tam anlamıy- la kusursuzluğa ulaşmış bir ke- mancı olduğu doğrultusundaydı. Kısaca, Tayfun Bozok usta olma yolunda. Son birkaç yıl içinde na- sıl bu kadar ilerlediğini sorduğum- da Tayfun, "Hiç durmadan daha iyiye varmak için çalışmak zorun- dayım, yoksa insanın gözunun ya- şına hakmadan işine son verirler" diyor. Cenevre'de de Bau'daki pek çok orkestrada olduğu gibi, orkestra üyeleri yıllık sözleşmelerle bağla- myorlar. Kendilerinden istenen randıman alınamazsa da islerine son veriliyor. Aslına bakarsanız ben Tayfun'un sadece işinden atıl- mamak için çok çalıştığuu sanmı- yorum. Çok çalışmaktan şikâyeti olsaydı hemen Türkiye'ye döner, istediği gibi az çalışma ortamım derhal bulabilirdi. Bana öyle ge- liyor ki Tayfun, iyi bir kemana ol- mayı aklına koymuş bir kere, bu yolda da sağlam adımlarla ilerle- mekte. Hafta sonu konserlerinde yorumladığı keman konçertosu, ülkemizde az tanınan İsviçreli bes- teci Frank Martin'in olağanüstü guzellikler, renkler ve duyarlıklar içeren koncertosuydu. Eseri, kon- serin konuk şefi yine Cenevreli Thierry Fischer'in çok iyi çalıştır- dığı belli oluyordu. Konserlerin ikinci solisti flütçü Gölşen Tatu Almanya'da yaşıyor. Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde önemli orkestralarda çalan çok sa- yıda müzisyenimiz var. Gülşen Ta- tu herhangi bir orkestra ile çalma- yan, solistlik ve öğretmenlik kari- yerlerini birlikte sürdüren vatan- daşlanmızdan biri. Tatu, hafta so- nu konserlerinde J.S. Bach'ın oğullarından Carl Pfaillip Emma- aud Bach'ın re minör flut konçer- tosunu çaldı. İDSO bu eserde de gayet temiz ve titiz bir eşlik çıkar- dı. Her iki konçertonun eşliğini özenle çahştınp böyle iyi sonuç- lar alan şef Fischer'i kutlamak gerek. Konserin son eseri ise her ne hikmetse Leonard Bemstein'ın "Baü Yakasımn Hikâyesi"nden süit idi. Eser, dinleyici açısından sevimli bir seçim olabilir, ancak ben yine de programın tümünün dengesi ve mantığı açısından altı kaval üstü şişhane deyimini uygun görmekteyim. İSTANBUL RESİMLERİ — Gül Derman'ın tstanbul resimlerinden oluşan sergisi Cağaloğlu'nda So fa Galerisi'nde açıldı. 17 şubat akşamı açılan sergi devam ediyor. Gül Derman'ın sergisiflüt dinletisiyle açıldı Antikacıda müzikli sergi Gül Derman'ın İstanbul resimlerinin yer aldığı sergi, dört genç flütçünün resitaliyle açıldı. Izleyiciler antikacı dükkânının antik ortammda kendilerini bir düş dünyasında buldular. tstanbul her büyuk kent gibi içinde binbirçeşitte.binbir renk- te, binbir bilinçte ve düzeyde in- san barındınyor. Biz, bu birbirinden güzel insanlan gun- delik yaşamımızda, işyerimizde veya sokakta göremiyoruz çoğu kez. Onlar kendi kozalarında özenle seçtikleri dostlarıyla bir- likte yasarlar ve üretirler genel- likle. Cağaloğlu'ndaki "Sofa" adlı antikacı dükkânının sahipleri Hacer ve Kâşif kardeşler böyle özel İstanbul tipleridir. Cnleri ts tanbul semalarını çoktan aşmış, New York'a, Sydney'e, hatta Tokyo'ya kadar ulaşmıştır. Çev- re bilinci, tarih bilinci, sanat bi- Iinci çok yüksek kişilerdir Gündoğdu kardeşler. Uygarca yaşamayı, çevTelerinde uygarca bir ortam oluşturmayı, ince be- ğeniye dayalı güzelliklerden dost- lanyla ortaklaşa zevk almayı severler. Hacer ve Kâşif, 17 şubat ak- şamı "Sofa"da lstanbul'da pek alışılmamış bir "sergi-dinleti" düzenlemişlerdi. Sergi, Gül Der- man'ın İstanbul resimleriydi. Dinletiyi ise dört genç flütçü sun- du. Sofa Galerisi'nin en alt ka- tında antikalar, eski haritalar, Osmanlı gravürleri, resim, desen ve baskılar arasında yerleştiril- miş, yine antika iskemlelere otu- ran konuklar, iri mumlann aydınlattığı, çiçeklerle süslenmiş bu mekânda kendilerini birden yuzlerce yıl gerilere götüren bir rüya ortamında buldular. tstanbul Belediye ve Devlet Konservatuvarlan'nda yetişmiş olan dört genç flütçünün sun- duklan kısa dirüeüde Telemann, Çerepnin, Kuhlau ve Rimski-Korsakov'un dört flüt için uyarlanmış eserleri yer ah- yordu. Sanatçılardan Aydın Bii- ke halen lstanbul Devlet Senfoni Orkestrası elemanı. Erkan Alpay, 1984 yılından beri lstan- bul Üniversitesi Devlet Konser- vatuvarlan'nda flüt dersi veriyor. Neslihan Çiçek ve Me- tin Yavuz da Erkan Alpay'ın öğ- rencileri. Dileğimiz "Sofa"daki sergi- dinletilerin devam etmesi. Tbluy Uğurlu ve dünyası Dinleti diyorum, çünkü Tuluy Uğurlu dinleyicilere normal bir resital vermedi. Bir lokma Bach, iki dirhem Chopin, üç kaşık Rahmaninov ve bol bol açıklamalı "Uğurlu ve Dünyası" ürünleri sundu. 6660 sayılı yasa kapsamında "üstün yetenekli" çocuklara veri-. len bursla Viyana Müzik Akade- misi'nde yedi yıldır eğitim gör- mekte olan piyanist Tuluy ligur- lu, 15 şubat perşembe akşamı Alarko Merkez Salonu'nda bir dinleti sundu. Dinleti diyorum, çünkü Tuluy Uğurlu, dinleyicile- re normal bir resital verraedi. Onun yerine bir lokma Bach, iki dirhem Chopin, üç kaşık Rahma- ninov ve bol bol açıklamalı "Tu- luy Uğurlu ve Dünyası" ürünleri sundu. 1965 doğumlu Tuluy hakkında program niyetine dağıtılan kâgıt- İarda yazüı bilgilerin dışında faz- la bir şey bilmiyoruz. Bu kâğıtta Uğurlu'nun yurtiçinde ye dışın- da pek çok konser verdiği, "Bo- ğaziçi L'niversitesi'nde zamanın Cumhurbaşkanı Kenan Evren'e verilecek resital için özel olarak Vivana'dan getirtildiği" ve "Kenan Evren'in sevgisine ve iltifatına mazhar oldnj^u..." yazıyor. Daha da onemüsi, yine aynı kâğıttan Uğurlu'nun bestecilik çaltşmaları yaptığı, "Anadolu Acısı" ve "Semerkand" gibi yapıtlarının pek çok yorumcu tarafından yıırt dışında seslendirildiğini oğreniyo- ruz. Son cümle ise şöyle: "Mini- mal ve VVorld Music alanında ça- lışmalan olan Uğurlu'nun muzik parolası, Türkülerle evrensel ol- maktır." Bu bilgilerin ışığında tabii ben çok değişik, şimdiye kadar hiç duymadığım türden müzik buluş- ları ile karşılaşacağımdan emiıı- dim dinletiden önce. Ama Tuluy Uğurlu'nun Amerika'yı yeni baş- tan keşfetmekte olduğunu ve bu- nu da safiyetle bizlere kabul ettir- meye çalışacağını hiç mi hiç tah- min etmemiştim. Genç piyanist ya Türkiye'de son 60 yıldır yapılanlardan tümüyle habersiz ya da bizleri karacahil sa- nıyor. "Tiirkiilerle evrensel" ol- mak fikrinin hiç de yeni bir bu- luş olmadığımn farkında değil genç arkadaşımız. Üstelik besbelli hem türkulerimizı binbir çeşit de- ğişik biçimde küıktan kılığa sokan Turk Beşleri'ni, daha sonraki ku- şaklardan Ferit Tüzün, Nevit Ko- dallı,"Muammer Sun, vb. gibi bes- tecilerin eserlerini taumıyor hem de ülkemizde Rıza Silahlıpoda- dan örneğin Şevket Uj^urluel'e, Selçuk Sun'dan Tuna Ötenel'e, hatta Ali Perret'ye kadar uzanan son derece geniş bir piyano iîe pop ve caz yelpazesi bulunduğunun ve bu sanatçılann özel yetenekleri, armoni bilgi ve sezgileriyle Türk ezgilerini evrenselliğe yöneltmeye çahştıklarını, bu yolda epey ilginç ve değerli çalışmalar yapıldığjnm bilincinde değil. Tuluy Uğurlu'nun dinleyici kar- şısına çıkıp o dinleyiciyi karaca- hil yerine koymadan önce bu memlekette şimdiye kadar neler yapüıp neler yapılmadığını iyice araştırması, sonradan kendisi bu yapüanlar ustüne yepyeni ve çok ilginç buluşlar ekleyecekse, ekle- mesi gerekirdi. Türkiye'de şu anda Tuluy Uğur- lu gibi yetenekli en az 10 genç pi- yanist adı sayabilirim. Bunlann çoğu Tuluy gibi şanslı olmadıkla- rından devlet bursu ile Viyana'da okuma fırsatı bulamamışlardı. Ki- mi caz kulüplerinde, kimi oteller- de, kimi barlarda piyano çalarlar, doğaçlamalar yaparlar, ekinek pa- rası kazanırlar. Genç piyanist-besteci adayı Tu- luy Uğurlu'ya bu aşamada verile- cek en iyi öğüt şudur: Amerika'yı yeniden keşfeder durumuna düş- memek için ilk önce kendi evren- sel müzik tarihini iyice öğren. Şimdiye kadar bestelenmiş eserleri incele, evrensel muziğin tüm mo- dern akımlannı çalış ve özümse, sonunda bu birikimden süzülecek olanlar senin özgün yaratıların olacaktır. 40. Uluslararası Berlin Film Festivali'ndeAltın Ayı'yı ABD ve Çekfılmleri aldı Altın Ayı'yı iki blok paylaştı Sııbtıı \uvisi haviniz.de. Tükennıeden alını:,. Büjiik ödül Altın Ayı'nın, ABD adına yarışan Fransız Costa-Gavras'ın savaş suçlanna eğilen filmi "Müzik Kutusu" ve büyük Çek sinemacısı Menzel'in, çevrildiği 1969 yılından beri yasak olan, ilk kez Berlin'de seyirci önüne çıkabüen politik çağnşımlı filmi "Tele Konmuş Tarla Kuşları" arasında paylaştırılması Berlin Festivali'nin siyasal ağırlıklı konulara ve de Doğu Bloku'nun yasaklanmış filmlerine duyduğu özel ilgiyi vurguluyordu. Ikincilik ödülü anlamına gelen Jüri Özel Ödülü, Sovyet kadın yo- netmeni Kira Mnratova'nın çok değişik, ozgün ve soyut çağrışım- h filmi "Asten Scndromu"na ve- rildi. 2,5 saatlik bu uzun filmde, deneyci tavırlı Sovyet yonetmeni, birbirinden bağımsız biçimde ge- lişir gibi gozüken bir dizi öykü ve kişilikle, gunumüz Moskovalılan- nın mutsuzluklannı, kopan aile ve insan ilişkilerini anlatıyordu. Sov- yetler'de ilk "kufürlü" film sayı- lan "Asteni Sendromu" da yasak- lanmış ve ancak birkaç ay once sı- nırlı gosterim izni alabilmiş bir ya- pımdı. En iyi yönetmen ödülü, Alman yonetmeni Michael Verhoeven'e gitti. Verhoeven, bu ödülu Alman toplumunun Nazi suçları karşısın- daki bilinçli suçluluk duygusunu başanylaişlediği "FelaketKız" fil- miyle aldı. En iyi aktör ödulü, "Sessiz Çığhk" fılmiyle tngiliz lain Glen'e ATILLA DORSAY BERLtN — 40. Berlin Şenliği'- nin bu yıl ozel bir dikkatle bekle- nen sonuçlan, Berlin'in gelenek- sel politik ağırlıklı sonuçlanna is- tisna oluştunnadı ve Doğu-Batı blokları arasında ustahklı biçim- de bölüştüruldü. Altın Ayı, yani büyük ödül, ABD adına yanşan Fransız Costa- Gavras'ın "Muzik Kutusu" ve Çek yonetmeni Jiri Menzel'in "Tele Konmuş Tarla Kuşları" arasında paylaştırıldı. Cosla Gavras'm sa- vaş suçlanna eğilen düzeyli me- lodramı ve büyük Çek sinemacısı Menzel'in çevirdiği 1969 yılından beri yasak olan ve ilk kez Berlin'- de seyirci önüne çıkabüen politik çağnşımlı filminin birincilikleri, 40. Berlin Festivali'nin siyasal ağırlıklı konulara ve de Doğu blo- kunun yasaklanmış filmlerine bu yıl duyduğu özel ilgiyi % urguluyor- du gitti. Amerikan filmi "Miss Da- isy'yle GeantBer"in 2 oyuncusu, Jessica Tandy ve Morgan Freeraan ise bu filmden dolayı birlikte "or- tak oyunculuk" ödülüne layık gö- rülduler. Diğer bir ödül, "azınlık sonın- lanna ve insan sevgisi ve hoşgö- nisiine içten yaklaşımı" ile eşcin- sellik sorununa değinen Doğu Al- man filmi "Çıkış - Coming Out"a verildi. Aym değerde bir diğer ödül de, "Siyah Kar" adlı filmi için Çin Halk Cumhuriyeti'nden Xie Fei'ye verildi. Berlin Festivali'nin kurucusu Alfred Bauer adına konan ödül, şenlikte yanşan bir diğer Sovyet filmi olan "Nöbetçi"ye verildi. Sinema yazarlannın oluşturdu- ğu FİPRESCt ödülleri ise bu yıl, yine sovyet filmi "Nöbetçi", Çek filmi "Tele Konmuş Tarla Kuşlan" ve Doğu Alman filmi "Taşlann lzi"ne verildi. Festivalin son günlerde gösteri- lerek büyük yankı yapan ve bu yıl Oscar ödülleri için favori gözüken Amerika filmi "Doğum Tarihi: 4 Temmuz" ise jüriden alamadığı odulleri şenlik yönetiminden aldı ve "40. Berlin Şenliği Özel Ödülü" adlı bir odule layık göruldu. Yo- netmeni Oliver Slone'un bir teşek- kür telgrafıyla açıklanan bu ödül, basından değişik tepkiler aldı. Anadolu Ekini çıktı • Kultür Servisi — Anadolu Ekini yayın yaşamına basladı. 15 günde bir yayımlanacak derginin ilk sayısında Ismet Zeki Eyuboğlu, Sami Karaören, Talip Apaydın, A. Celal Binzet, Behçet Aysan'ın yazılarına, İsmail Gümüş'ün bir öyküsüne öner Yağcı'nın Vedat Günyol ile Ümit Sanaslan'ın Nezih Danyal'la ve Hanefi Yeter'le yapılmış söyleşilere yer veriliyor. Ayrıca Ali Yüce, Ruşen Hakkı, Abdülkadir Paksoy'un şiirteri, Sabahattin Eyübolu'nu anma yazısı ve Fakir Baykurt'un 60. yaşı ile ilgili yazılar da sunuluyor. Burhan Arpad konuk • Kultür Servisi — Türkiye Yazarlar Sendikasf nın duzenlediği "Ustalara Saygı" toplantılarının ikincisi, Beyoğlu Karaca Tiyatrosu salonunda yapılacak. 26 Şubat 1990 Pazartesi günü saat 18.30'da yapılacak olan "Ustalarımızla Birlikte 2" başhkh toplantının konuğu Burhan Arpad. Aralarında Cem Karaca, Toto Karaca ve Cüneyt .Gökçer'in de bulunduğu geniş bir sanatçı topluluğu, Burhan Arpad'ın yapıtlanndan örnekler sunarak konserler verecek. Gecenin davetiyeleri, sendikanın Galip Dede Cad. 48/5 Tunel adresindeki merkezinden, Cumhuriyet Kitap Kulübü, Akademi ve Gençlik kitabevleri ve Karaca Tiyatrosu gişesinden sağlanabilecek. Keman ikilisi konseri • Kültür Servisi — Nuri Iyicil ve Zeynur Erengönül keman ikilisi, 25 şubat pazar günü Caddebostan Kadıköy Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi'nde saat 11.00'de bir konser verecek. Kadıköy Beledıyesi'nin "Pazar Konserleri" etkinlikleri dizisinin ilki olacak bu konserde sanatçılar, Sergey Prokofierin "Op.56 Do Majör Sonat"ını, tlhan Osmanbaş'ın "Mavi Kuş" adlı yapıtını ve Wieniawski'nin "Op.188 Kapris"ini yorumlayacaklar. Turkcede ingiliz şiiri • Kültür Servisi — Türk- Ingiliz Kültür Derneği tarafından düzenlenen "Türkçe'de İngiliz Edebiyatı" başhkh oturumlar dizisi kapsamında bugün saat 18.30'da "Şiir" konusu ele alınacak. Derneğin Harbiye'deki Kültürel Faaliyetler MeTkezi'nde yapılacak oturumda Prof. Cevat Çapan baskanlığında Mehmet Doğan, Erdal Alova, Güven Turan, Fatih Özgüven bir araya gelecek. Yarın aynı saatte "Roman- öykü" konusunda - yapılacak toplantıya ise Prof. Dr. Ünal Aytür, Ülker İnce, Dr. Pınar Kür, Fatih Özgüven, Haluk Şahin ve Tomris Uyar katılıyorlar. UGÜN • Yazın eleştirisi Ahmet Cemal'in yöneteceği, Şahin Alpay, Beşir Ayvazoğlu ve Atilla özkırımlı'nıfl yer alacağı "Yazın Eleştirisi" konulu toplantı 17.30'da Avusturya Kültür Ofısi'nde. • Kısa film günleri Fransız Kültür Merkezi Salonu'nda süren "Kısa Film Günleri" kapsamında 17.00'den itibaren "Alger La Blanche", "Interim", "Argeles", "Hans und Anna", "Fotoğraf", "Pasif Direniş", "Akan Zaman", "Pas a Deux", "Museum", "The Writer", "Hor auf zu Heulen", "La Baie de Souvenirs" adlı filmler gösterilecek. DÜZEY Lt BİR MELODRAM — Costa-Gavras'ın, Jiri Menzel'le birincilik ödülıinii paylaşan "Müzik Kutusu" adlı filminde başlıca rolleri Jessica Lange ve Armin Mueller paylaşıyor. Lange bu film deki roluvle en iyi kadın oyuncu Oscan adaylan arasınada girmişti. "Müzik Kutusu" savaş suçlanna eğilen düzeyli bir melodram. BİLSAK'TA BUGÜN 21 Şubat Çarsamba 18.00 TtYATRO: Kontrbas: Adnan TÖNEL 19.00 HOKKA DERGtSt Okuyucularıyla Tanışıyor Seminer: Edebiyat - Tarih Zaman Yön: Enis Batur Konuşmacı: Ekren Işın 10.00-01.00 arası CAFE-FOYER-BAR BİLSAK Herkese Açıktır. BİLSAK. Sıraselviler, Soğancı Sok. No: 7 ClHANGİR 14Î 28 79 - 143 28 99
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle