Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbr Cumhıınıeı Matbaacılık \e Gazeıccılık Turk Anonıtn Şırkeıı adıra
Nadir Nadi 0 Genel Ya\ın Mudurır Hasftn Cemal. Mucssese Muduru.
Emine Işaklıgil. Yazı Işlen Muduru Oka> Goneasiıı. 0 Haber Merkezı
Muduru Valçın Bavtr. Sa>fa Duzenı >oneımenı Vli 4or. 0 Temsıialer
ANKARA \hmel T»n. IZMIR Hıkmtl Çetuıkatv. *D<\\-\ Çeaa Yıjjmofclu
I. PDbtıka Otal Btşhopç. I>; Haberler Eljan Balcı, fckonom: Cengız Turtnn. Is Sendıka Şukran kcttari. Kulmr rdal L'4tr.
E^lım CcııcB> ?«}lan. Haber Arajrınna. İSfncl Beritan. Vur Haberter Necdrf Dogaa. Spor Danjjmanj AbduiL&dv lifcefrnan.
0u3 Vazüar Krmn Çalt$kas. Vaşurma. Şm)m Alpn, Duzeltme AbduMah Yum. 0 Koordına'o' U M Kvnıfcuı. 9 S
1atı Is-ef
ErolLriuıl. 0 Muhasebe Buknl Itaıcr 0 ButcePlanlama Scvp Osıunboeogta 0 iteUa.-n \>« Tcna # El 1a>inla.- Hahs
\kyat 0 !&L-e HlKeyn Gıutr. • Işletmc Ondcr Çdik. 0 Bılgı :f
lr-ı Nail IıuL 0 P^ond Sevgi Bostnooftlu
&et»ı «• liıoı Cumhun>« Vlalbaaahk vc Guoedkk TA.Ş. Türk CKağı Cad. 39/41
HÎM '« Pfc 2*-lsanbul Tri İJ2 OS Oî 00 ha). H a . 22246 FJJL (I) 326 «0 72 0
Bummr Ankın. Zıva Gokalp Bl>. lnjubp S. No 19.4. M 1)3 11 41-T. Tdct 42344 Fu. (4) 133
(15 f.- 0 lm»r H Zı>n Blv 1352 Si'3, Td: 13 12 30. Idn. 52359 Flx (51) 19 53 60
: Inonu Cad 119 S. No 1 Kal 1, Td. 19 37 52 (4 ta), TdDC «215!, Fa*. (71) 19 37 52
ŞANLIURFA
TAKVİM: 21 ŞUBAT 1990 tmsak: 5.19 Guneş: 6.44 Öğle: 12.23 îkindi: 15.21 Akşam: 17.51 Yatsı: 19.10
Okullarda
'umre tatiti'Doğu ve Güneydoğu'da öğretmen açığı, eğitimi
aksatırken Şanlıurfa'da 200'e yakın öğretmenin
umreye gönderilmesi nedeniyle ikinci yarı yılda
eğitime başlanamadığı bildirildi.
ŞANLİURFA (Cumhuriyet)
— Kent merkezi ve ilçelerdeki ilk
ve orta dereceli okullarda görev-
li 200'e yakın öğretmenin umre-
ye gönderilmesi nedeniyle ikinci
yanyılda eğitime başlanmadığı
bildirildi. tHD Şanliurfa Şube
Sekreteri Muhis Melik, '^ğitimin
devlet eliyle engellendiğini ve
anayasa suçu işlendiğini" öne
sürdü.
Doğu ve Guneydoğu'da öğret-
men açığı eğitimi aksatırken,
Şanlıurfa'da öğretmenlerin umre
ziyaretine gitmeleri nedeniyle
ikinci yanyılda öğretime başlana-
madığı bildirildi. Kent merkezi ve
ilçelerden umre ziyaretine gönde-
rilen öğretmen sayısının 200'e
ulaştığı belirtilirken, Milli Eğitim
Müdür Yardımcısı MusUfa Ek-
ren, sajnnın 30 olduğunu savuna-
rak, "Öğretmenler, Milli Eğitim
Bakanuğı Din DersJeri Daire Baş-
kanlığı'nın talimatıyla 22 gün izin
verilerek umreye gonderildiler.
Bunlann büyıik bolümü geçen
perşembe günü göreve başladı"
diye konuştu.
Milli Eğitim Müdürluğu'nden
bir başka yetkili ise, öğretmenle-
rin umre oncesi ve sonrasında bi-
rer hafta okullara gitmediklerini
vurgulayarak, "Egitimin aksadığı
doğnıdur. Dersler önernli ölçüde
boş geçiyor. Fakat bunlan hükü-
melin kendisi yapıyor" dedi.
Öğretmenlerin umreye gonde-
rilraesınin "anayasa suçu" oldu-
ğunu söyleyen İHD Şarüıurfa Şu-
be Sekreteri Muhsin Melik ise,
"Göfüyonız ki bu kez eğitim dev-
lel tarafından aksatıldı. Çocnk-
laruı eğitim >« ogretim haklan H-
krinden alınmıştır" dedi.
Bakanlık, 40 tahsisplanhyor
Koy kapatnıa
hazırlığı
MUSTAFA BALBAY
ANKARA — özel çevre koru-
ma alanlarmdaki belirsizlik de-
vam ederken bu alanlar içinde 49
yıllığına kiralanmış yeri bulunan
kişi ve kuruluşlara yeni koylar ve-
rilmesi için hazırlık yapılıyor.
Önumüzdeki günlerde orman
alanlarından 40 yeni tahsis yapı-
lacağı öğrenildi.
Prof. Dr. Tunca Toskay'ın da
başkanlıktan istifa etmesiyle bir-
likte özel Çevre Koruma Kuru-
lu'nun çahşmalarının durma
noktasına geldiği belirtiliyor.
5 Temmuz 1988'de çıkanlan bir
kaıarnameyle Fethiye, DaJyan,
Bodrum ve Marmaris yöresinde-
ki kıyılarda ilan edilen "özel ko-
ruma alanlan" konusunda o
günden bu yana ciddi bir çalış-
ma yapılmadı. Başbakanlık'a
bağlı olarak kurulan Özel Çevre
Koruma Kurulu'nun bu alanlarda-
ki son durumu belirleme çahşma-
sından öte bir girişimi olmadı.
Kamuoyunda olumlu bir adım
olarak değerlendirilen koruma
alanlan içinde tahsisli koyu bu-
lunanlarm durumu da uzun süre
belirsizliğini korudu. 10 Kasım
1989'da Resmi Gazete"de yayım-
lanarak yürürlüğe giren yeni bir
karamameyle bu kişi ve kuruluş-
lara yeni alanlar gösterileceği be-
lirtilmişti. Hükümetin bu doğrul-
tuda yaklaşık 40 yeni tahsis da-
ha yapacağı öğrenildi. Çalışma-
lan Tanm Orman ve Koyişleri
Bakanlığı ile Turizm Bakanlığı-
nın ortaklasa yürüttüğü ve yeni
tahsislerin çoğunlukla orman
aJanlarından olacağı öğrenildi.
Orman alanından özel yer ve-
rilecek kişiler arasında Katrancı
koyunu Tanm Orman ve Koyiş-
leri Bakanhğı'na devreden Yazı-
cı oteller zincirinin sahibi Ibra-
him Yazıcı, daha önce Fethiye-
Sarsala koyunu alan ENKA Hol-
ding, Kille koyuna yatırım yap-
mayı planlayan Ömer Diaçkök
de yer alıyor.
Mimarlar Odası Çevre Komis-
yonu Başkanı Oktay Ekinci son
girişimlerin bir "kurtarma
operasyonu" olduğunu belirte-
rek, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bu tahsislcr yapılmadan yan-
lıştan bir an önce dönülmelidir.
Mimariar Odası'nın ve diger ku-
nüuşlann surdıirdüğü miicadele
suaunda özel çevre koruma böl-
gekrinde iptal edilen yatinmlann
sahiplerine orman arazilerinden
daha boyutlu tahribat yapacak
yeni verler verilmesi onaylanadk
bir davramş degUdir."
Sigortaşirketleri öneriyor
Mînîbüslerde de
sîgorta uygulansın
GÜNEŞ GÜRSON
ANKARA — Halk arasında
"koltuk sjgortasr olarak bilinen
ve 18 Ocak 1990 tarihinde yürür-
lüğe giren "olobüslerde zonınlu
koltuk ferdi kaza sigortası"uygu-
laması, beraberinde çeşitlisorunla-
rı da gündeme getirdi.
"Şehirierarasj yolcu taşıma biz-
metierini, ulke ekonomisi ve sos-
yal hayabn gerektirdiği diızenli ve
giivenli hale getinnek" amacıy-
la başlatılan uygulamada en bü-
yuk eksiklik, "II sınırlan içinde
çalışan olobüsleri kapsamayışı".
Minibüslerin de sigorta kapsa-
mına alınmaması, eleştirilen bir
diğer konu. "35 oturma yeri olan
otobüsJer" için geçerli olan sigor-
tanm, minibüsler için de uygulan-
ması gerektiğini ifade eden bir
yetkili. "Şehirle kaza arasında ça-
lışan minibüsler gozardı edilmiş.
Ama kazalann yüzde 80'ini bun-
lar yapıyor. Gittiği >ol, aynı şe-
hirkrarası karayolu. Üstelik eski
araçlar daha çok kaza yapıyor"
diye konuşuyor.
Uygulamanın zonınlu hale gel-
mesiyle birükte otobüs firrnala-
rından sigorta şirketlerine büyük
bir akım meydana geldi. Bu ise
sigorta şirketleri arasında yoğvn
bir rekabete yol açıyor.Şehirler-
arası yolculuk sırasında meyda-
na gelen herhangi bir kaza sonu-
cu yolcuya ölüm halinde 10 mil-
yon, devamlı sakatlık durumun-
da 10 milyon ve tedavi giderleri-
ni"karşılamak üzere 5 milyon li-
ralık ödeme yapılıyor. Sakatlan-
ma durumunda, sakatlanan
organın işleyişine göre değişen
miktarlarda bir ödeme söz konu-
su. Örneğin iki gözün tamamen
kaybında, sigorta bedelinin yüz-
de 100'u, bir bacağın tamamen
kaybında sigorta bedelinin yüz-
de 4O'ı ödeniyor.
Otobüs firmasının koltuk ba-
şına ödeyeceği sigorta primi ise
20 bin lira olarak belirlenmiş.
Prim oranında maksimum yüz-
de 25 oranında arttırma ya da in-
dirme yapılabiliyor.
Sınav dönemi başlarken uzmanlar öğrencileri 'yanlış' çalışmaya karşı uyarıyor
'Oğrenmeyi bümiyoruz'
tı
'Okudum, okudum
anlamadım. Çok çalıştım,
ama başaramadım' gibi
yakınmalar aslında
öğrenme biçimindeki
hatalardan kaynaklanıyor.
Çünkü öğrenmenin
birtakım ilkeleri var,
aileler ve öğrenciler önce
bunlan bilip uygularlarsa
başan şansı artıyor.
Öğrenmedeki en önemli
unsurların başında 'tekrar
1
geliyor. Ancak bu art arda
tekrar değil, aralıkh olarak
'tekrar'ı içeriyor. Bazı
kişiler görsel, bazıları
işitsel olarak daha kolay
öğrenebilir.
MERİH AK ~
İZMİR — tlk ve orta dereceli
okullarda ikinci yan yıl ile birlikte
zorlu bir maraton başladı. Bir
yandan karnesindeki zayıf notla-
rı duzeltmeye calışanlar bir yan-
dan aralıksız süren ödev, sözlü,
yazılı sınavlarla birlikte yüz bin-
lerce öğrenci Anadolu liselerinden
IYI OGRENMENIN YOLLARI
Ezberi bırak kavramaya bak• Öğrenmek için öğrenciler daha çok
aralıklarla çalışmalıdır. Okuduğunu kavramalı
ve ezberden kaçınmalıdır. Ezber belli bir süre
sonra unutulur, kavramak için de aralıklarla
ve gunü gunüne çalışılmalıdır. Öğrenme
aralannda hafıf spor yapmak, temiz havada
yurumek ve müzik dinlemek yararlı o)ur.
• Okulda dersler en iyi şekilde dinlenmelidir.
Dinlemek öğrenmeyi kolaylaştırır. Dinleyerek
kavranan konu çalışılarak iyice öğrenilir.
• Çahşmalardan sonra mutlaka konu
değerlendirmesi yapılmalıdır, kitap kapatılmal
ve konu tekrar edilmelidir. Eğer bu olmuyorsE
konu anlaşılmamış demektir.
• Kişi kendini tartarak hangi yönde iyi
öğrendiğini saptamalıdır, örneğin görsel
olarak iyi öğrenen kişi okumalı, yazmalı,
çizmeli.
• Yorgunken kesinlikle ders çalışmamalı,
vücut yorgun olduğu için öğrenme çok zor
olur.
• Sabah erkenden ders çalışmak iyi sayılır,
ama prensip olarak uykunun üzerine ders
çalışmak bütun vücut tam olarak harekete
geçmediği için daha az yararlı olur. l/ykudan
önce çalışmak bu yuzden daha yararlıdır.
• Açken ve tokken oğrenmek zordur. Bu
yüzden normal bir karın tokluğu öğrenmeyi
kolaylaştıracaktır.
• Çalışırken aralarda şeker yemek yararlı
olabilir.
• Sınavlardan once kısa sürede ders çalışmak
sakıncalıdır. Bilinenleri tekrar etmek daha
fazla yarar sağlar.
• Grup çahşmalarında yarar vardır. Tartışma
öğrenmeyi mzlandınr.
üniversiteye kadar uzanan "sınav "çok çalışıp başarüı olamama" olduğu bildiriliyor. Uzmanlar öğ-
yanşım" kazanmak için geceli şikâyetlerine verdikleri yanıt ise rencilerin "öğretmen zayıf not
gündüzlü çalışıyor. Öğrencilerin aynı: "Öğrenmeyi bilmiyornz." verdi", "bu noru beklemiyordum"
büyük tempolarda çalışmalanna— Okullarda daha çok ezberci bir-sözlerinin bir tür savunma mekd-
karşın başansız olduklarmda suç- yöntemin uygulanmasının öğren- nizması olduğuna dikkat çekerek
lanan genellikle öğreımenler olu- ciJeri "öğrenme" konusunda ken- öğrencilerin ilk önce nasıl oğren-
yor. Uzmanların oğrencilerin dilerini zorlamamalarına neden meleri gerektiği konusunda çalış-
Artık erkekler 'yıımuşak'Dış Haberier Servisi — Erkek
giyiminde modanın merkezi
Londra. Tweed ceketlerin allına
giyilen konfeksiyon gömlekler
sanki terzi işi. Kraliçe'nin başken-
tinde sokaklar, örneğin City (Bor-
sa) ya da Kensington defıle san-
ki. Ingiliz kadınlan giyimlerine ne
kadar çok rüküş özen verirlerse,
mister'lar da o derece itinalı, kı-
yak kuplu ceketler, pantolonlar gi-
yerler.
Erkek giyiminde modanın mer-
kezi, sanayi ve tabii ki fınans du-
rumları itibarıyla Londra ise işin
estetik hamallığı Italya'da.
Kadm giyiminde şımdiye kadar
kimse deviremedi Paris'in ege-
menliğini. Fransızların, General
de Gaulle, Eyfel Kulesi, şarap-
peynirle birlikte en çok gurur duy-
dukları ulusaJ kurumiardan biri
de kadın modası. "Biz giydirmc-
sini de biliriz!"
Bu yılın başında makas yıyen
80'li yıllar, "tahayyul dönemi"
olarak adlandınlıyordu. Erkek gi-
yim modasında binbir renk, bin-
bir kup vardı. E&arplar, mendiller,
kravatlar cabası. Fransızlann Fel-
liru taraftan tasanmcısı Jean-Paul
Gautier, 80'lerde erkeklere mah-
sus etekler (hem de yırtmaçlı ve
midi) çizmişti. "Iskoc olmak şart
defil etek giymek için!"
Sonbahar defilesi için Ingiliz
"Independent" gazetesinin moda
editöru Roger Tredre'ye "Avmp^
da erkek giyim modası karşı-
devrimin esiginde" tahlilini yap-
tıracak derecede durgun ve sade.
"Euroman" yeni bir deyim.
"Avmpalı erkek" demek. Roman-
tik, centılmen, hatta yumuşak.
1993 Tek Pazar Avrupası'na mo-
dacılar da hazırlanıyor. Erkek gi-
yiminde Italyan, Fransız ve Ingi-
liz ekolünün üzerinde ve dışında
bir Avnıpa stili oluşturma çaba-
ları var.
Herkes Avrupalı, ama ne de ol-
sa Ingiliz, Fransız ya da ttalyan.
Mesela lngıliz erkekleri giyim mo-
dasıyla çok yakından ilgili değil-
ler. Mintel adb araştırma kurumu-
nun yaptığı bir ankete göre Bu-
yük Britanya'da yaşayan erkekle-
rin sadece yüzde 18'i "ciddi ve su-
rekli bir şekilde modayı izliyor."
Geri kalanlar da anneleri ya da
eşleri ne alıyorsa onu giyiyor ol-
sa gerek.
90 sonbahar hazırhklan: Kalın
ya da kaşe kumaşlar, düz renkier
çoğunlukta. Belçikalı tasarımcı
Dirk Bikkembergs ise Afganis-
tan'a takümış durumda. "Afganis-
tan'ın tozlu renklerini benimse-
dim. onlan biraz açıp Avrupa'ya
uygnlamaya çalıştım" diyor. Düz
kahn çubuklu kestane rengi-beyaz
gömleğin uzerine, enlemesine ciz-
güi bir tunik öneriyor. İngiliz Ric-
hard James ise 60'lı yıüann hip-
pi modasından esinlenmeye devam
ediyor.
raalarını ıstediler.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi
öğretim üyelerinden Prof. Dr.
Ahmet Çelikkol öğrenmenin bir-
takım ilkeleri olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Çelikkol öğrencilerin
çalışırken mutlaka dinlenmeleri
gerektiğini de vurgulayarak şöy-
le dedi: "tnsan neyi yapmak is-
tediğini amaçlaraab, buna kendini
hazırlamalıdır, öğrenci sırf oku-
lu bitirmek için okursa amac fark-
lılaşır. Öğrenme zayıflar. Burada
eğitime de büyük görev düşmek-
te, ögrenciye neden öğrendiği izah
edümeli sentez yapması sağlan-
malıdır. Aynca bu konuda eğitil-
raeli ve bilgili olraalıdır."
Çalışırken ögrencilerin bazı ko-
nulara dikkat etmesi gerektiği ne
dikkat çeken Prof. Dr. Çelikkol
şunları söyledi:
"Öğrenmenin birtakım ilkele-
ri var. Eğer öğrenci direkt olarak
kitabından çalışarak öğreniyorsa
kavrayarak oğrenecektir. Burada
ögrencinin ne olduğunu kavraya-
rak oğrenmesi gerekli, eğer okul-
da oluyorsa bu yol da dinleyerek
öğrenmedir. Dinleyerek ögrenen-
ler zaten kavramış olurtar, öğren-
ci çalıştıklan sonra mutlaka tek-
rar etmeli, kitabı kapatıp kendi
kendine konuyu anlatmalıdır. Bi-
üm öğrencimizde bir hastaiık var.
'Efendim ben anlamadım.' 'Ne
yaptın?' 'Okudum.' Bunun kav-
rayarak okuduğunu var sayalım.
Yetmez. Tekrar etmeli. Bu tekrar-
lamalarda mtımkun olduğu kadar
aralıklarla olmalıdır. Dersi liç kez
okuyarak anlıyorsa bunu iist iis-
te üç kez okumamalı aralıklarla
okumalı aralarda dinlenmeü. Bazı
insanlar görsel olarak bazılan da
işitsel olarak daha kolay öğrenir.
Buna göre çalışsınlar."
Dokuz Eylül Üniversitesi Eği-
tim Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Galip Karagözoğlu ise oğrenme-
de çevre etmenlerinin önemli ol-
duğuna dikkat çekti. Konuyu öğ-
renci aile ve öğretmen açısından
üç noktada toplayabileceklerini
belirten Prof. Dr. Karagözoğlu,
ailelerin genel ödevinin çocukla-
rına eğitim disiplkıi vermek oldu-
ğunu söyledi. Prof. Dr. Karagö-
zoğlu, "Aile, çocuklanna diizenli
çaltşmayı aşılamalıdır. Bunun ya-
nında çocuklann arkadaş grupla-
nna da dikkal edilmeli, çocuğun
durumu takip edilerek ona gere-
ken ortarn sağlanmalıdır" diye
konuştu.
JARSE TAKIM — Paul Smith'in 90 sonbahar koleksiyonundan bir jarse takım.
Ailelerin birinci kanaat döne-
minde başansız olan çocuklarını,
devamlı olarak eleştirmeleri ve ça-
lışma azimlerini kırmaları yerine
onun çalışmasıru teşvik edecek tu-
tum içinde bulunması gerektiğini
vurgulayan Prof. Dr. Galip Ka-
ragözoğlu, çocuğu umutsuzluğa
düşürmemek gerektiğini de bildir-
di. Çalışma ortamımn her zaman
rahat olması gerektiğini sozlerine
ekleyen Prof. Dr. Karagözoğlu,
"Onlan teşvik ve ödüllendirmek
gerek. Aynca teievizyon, çocuğun
eğitim hayannı bir dereceye kadar
olumsuz olarak etkileyen eğlence
aracıdır. Bu nedenle bir yanda te-
levizyon seyredilirken öbür taraf-
ta çocuğun ders çalışması isten-
memeli, aileler bu konuda biraz
fedakârlık yapmalıdır" dedi.
Prof. Dr. Galip Karagözoğlu
sözlerini şöyle surdürdü:
"Eğitimde en büyük sorumlu-
luk öğretmenlere duşmektedir.
Öğrencinin başansını değeıiendi-
recek olan öğretmendir. Çocuğun
bilgi düzeyini yiikseltecek olan da
öğretmendir. Bu bakımdan öğret-
men çocuğun başansını değerlen-
dirirken 'acaba ben bu çocuğa ye-
teri kadar bilgi verebildim mi?
Onu geliştirebildim mi?' konula-
nna dikkat etmelidir. tlk önce
kendisine özeleştiri yapmalı ve de-
ğerlendirmeye gitmelidir. Bir de
degerlendirme yaparken öğrenci-
nin gelismesini destekleyici bir tu-
tum içinde olmalı. Dönem basııı-
da 'bir' almış bir çocuğun o dersi
diizdtmesi çok zordur. Bu jüzden
de çocuk o dersi bırakır. Öğret-
men çocuğu biraz teşvik etmek
için not düzeyini altta tutacağına
geçme notuna yakın tutmasında
yarar var."
Uludağ'da yeni animasyon: Müzayede
Antika satışı Uludağ'ın yeni etkinliklerinden
biri. Her hafta sonu yapılan açıkarttırmalarda
120 milyon liralık satış yapılıyor. Bir tek
müşterinin 30-40 milyonluk alım yaptığı da
gözlenebiliyor.
LEYLA TAVŞANOĞLU
VUJDAĞ — "Müzayedeye ka-
tılmak isteyenler bayrak masasın-
dan bayrak alabilirler. Ödemeler-
de nakil, çek, Visa kabul ediyo-
ruz." Bu sözleri FT Antika E\i'-
nin sahibi Fatma Tellioğlu tekdu-
ze bir sesle soyluyor. Uludağ'da,
Kervansaray Oteli'nde bir cumar-
tesi öğleden sonrası düzenlenen
bir açıkarttırmayı izlemek için
20-30 kişi otelin lobisinde toplan-
dık.
Bir kenarda uzun iki masamn
üzerinde "antika" olduğu soyle-
nen, üzecleri yaldızlı birtakım
renkli cam eşyalar. Yerde birkaç
sedef kakma "arabesk" tabır edi-
len turden tahta çerçeve, iskemle,
sini ayağı var.
Bir tarafta gözümüze devasa
iki küp ılişiyor. Koyu tütün rengi
uzerine ince turuncu desenli por-
selenden. Merak edip açılış fiyat-
larını soruyoruz. 25 milyon liray-
mış... Eh, söylendiği gibi antika
değeri de varsa eder herhalde..
Bizi alıcı sanan otel müşterile-
rinden bir hanım vanımıza yana-
şıp gulerek "Hay Allah, şimdi yeni
bir raasraf kapısı çıkü" diyor. "E,
hanım istemiyorsan seni zorlayan
yok" denir mi? Biz de gülümse-
yip susuyoruz.
Acıkarttırma başlamadan önce
arttırmayı yönetecek olan Fatma
Tellioğlu'nu anyoruz. İleride bir
koşede birileriyle baş başa vermiş,
bir şeyler konuşuyor... Daha son-
ra acıkarttırma boyunca bu
"birilerinin" surekli "mal
kapatma" çabasında oldukları
dikkatimızden kaçmıyor.
Arttırmaya katılmak isteyenler
"bayrak masasından bayraklan-
nı" alıyorlar. Ama yanılmayın (bu
bilgileri bir açıkarttırmada buluıı-
mamış kişiler için veriyoruz), bay-
raklar bizim bildiğimiz cinsten öy-
le bir yerin simgesi değil, sadece
bir tahta üzerine yapıştınlmış ra-
kamlar. Açık arttumaya katılmak
isteyen bu "bayrağı" kaldınyor.
Bu açıkarttırmalar Uludağ'da
her hafta sonu yapılıyor, hatta bir
keresinde bir açıkarttırmada 120
milyon liralık mal satışı yapıldığı,
bir tek müşterinin 30-40 milyon li-
ralık "antika parça" kapattığj soy-
leniyor. Otelin lobisindeki afışler-
de açıkarttırmanın 16.30'da baş-
layacağı yazılı, ama ancak
17.00'de içerisi hareketleniyor ve
Fatma Tellioğlu kürsusüne çıkı-
yor. Üç buçuk saat suresince de
hiç durmadan konuşuyor, izleyen-
leri almaya zorluyor, her parçayı
tanıtırken "Çok şirin, böyle güze-
lini bulamazsmız" gibi sözcükler
kullanıyor. Bu arada parçalar ara-
sında "sakat" olanlar da var. Iz-
leyicilerden biri antikacı Fatma
Hanım'ın dikkatinı bir kristal fa-
nuslu lambanın "sakatlığına" çe-
kince ortalık bulamr gibi oluyor;
Fatma Hanım'ın yuzu asılıyor,
"fark etmemişim" demekle yeti-
niyor. Kristal fanuslu lamba ora-
cıkta satıştaıı çekiliyor. İleride,
dükkânda meraklısına takdim
edilmek uzere...
Bu arada surekli olarak "birile-
ri" fiyat arttın>or, mal alıyor...
Sonunda bunlardan birınin anti-
kacı Yavuz olduğunu öğreniyoruz.
Antikacı Yusuf Yavuz o kadar çok
alım yapıp dikkaü çekiyor ki ız-
leyenler kendisini alkışlamadan
edemiyorlar.
Bazı izleyicilerin konuşmalan-
na tanık oluyoruz. Müzayedeleri
düzenleyenler salona, parçaların,
gerçek değerlerinden daha fazla-
sına satılmasını sağlamak için su-
rekli fiyat arttırarak "adamlanm"
getirirlermiş. Bunlara da "dok-
tor", "mezatçı" ya da "yangına"
gibi adlar verilirmiş. Aynı gün
Uludağ'da başka bir otelde açık
arttırma düzenlemeyi planlayan,
ama son anda açıkarttırmadan
vazgeçen Yerlisu firmasının sahi-
bi Cemal Yerlisu şöyle bir açıkla-
ma getiriyor:
"Böyle bir şey bizde yok. Adam
getirip malını bize verir. Biz de
yüzde 15 komisvonla onu satanz,
ama gelir, kendisi de arttırmayı iz-
ler: bakar ki malı ucuza gidiyor,
kendisi de bayrak kaldınr. Malın
değerinden ucuza gitmesini engel-
ler. Bu, son derece yaygın bir
olay."
Cemal Yerlisu, haftada bir açık
arttırma düzenlemenin "işin çor-
basını çıkarmak" olduğunu soy-
luyor. Satışa sunulan malların
K.Maraş, Gaziantep, İran ve Irak1
tan gelen gerçek "antikalar olma-
dığını" belirten Yerlisu, "Gerçek
müzayede antik eşyalaıia 3-4 ay-
da bir yapılmalı ki anlamı olsun.
Biz, dağda haftada bir yapıyoruz.
Zaten otelde kalanlar da mallan
gorünce alışıyorlar" diyor.
Anladığımız kadarıyla dağda
turizm sezonu bitene kadar açık
arttırmalar duzenlenecek ve Yer-
lisu'nun deyişiyle işin "iyice çor-
bası çıkacak."
\arin Miraç
Kandili
• ANKARA (ANKA) —
Miraç Kandili, yann akşam
kutlanacak. Diyanet Işleri
Başkanı Mustafa Said
Yazıcıoğlu, Miraç Kandili
dolayısıyla bir mesaj
yayımlayarak KKTC, Batı
Trakya, Bulgaristan ve
Azerbaycan'da yaşayan
Türklerin kandülerini
kutladı. Miraç Kandili'nin
"Hz. Muhammed'in göklere
yükseliş" gecesi olduğunu
kaydeden Yazıcıoğlu
"Mübarek ramazan ayına
yaklaştığımız şu günlerde
önce kendi faaliyetlerimizi,
sonra çevremizde olup
bitenleri çok iyi bir şekilde
değerlendirmeli, onlardan
gereken dersleri
çıkarmalıyız" dedi.
Tarüıi eser
kaçakçılıgı
• MUCLA (AA) —
Denizli'nin Kale ilçesinde,
Muğla Emniyet Müdürlüğü
Kaçakçılık ve İstihbarat
Şubesi ekipleri, Tann
Zeus'un mermer heykelinin
başını çaldıkları iddiasıyla
4 kişiyi yakaladı. Tanrı
Zeus'un mermerden
yapılmış heykel başının,
Türkiye'de 300 milyon,
yurtdışında ise 3 milyar
liraya kadar alıcı
bulabileceğini ifade eden
yetkililer, eserin Bodrum
Sualtı Arkeoloji Müzesi'ne
gönderileceğini bildirdiler.
Bakü'de Türk
gazeteciler
• MOSKOVA (AA) —
SSCB'de, tutuklandıkları
önceki gün ögrenilen üç
Türk gazetecinin serbest
bırakılması için,
Moskova'daki Türkiye
büyükelçiliği Sovyet
Dışişleri Bakanlığı nezdinde
resmen girişimde bulundu.
Büyukelçilik müsteşarı
Halil Akıncı'nın AA'ya
yaptığı açıklamaya göre, 18
şubatta SSCB sınırlarını
ihlal suçundan tutuklanan
gazeteciler ile ilgili olarak,
haklarında bu suçtan dava
açılmasının planlandığı,
dün Sovyetler Birliği
Dışişleri Bakanlığı
Ortadoğu Masası
yetkililerince Turkiye
Buyukelçiliği'ne iletildi.
Akıncı, bu bilgi üzerine,
Türkiye Büyükelçiuği'nin,
Milliyet ve Günaydın
gazetelerinden uç
gazetecinin serbest
bırakılmalan için resmen
başvuruda bulunduğunu da
belirtti.
Taksitle
telefon
• ANKARA (AA) — PTT
taksitle alınaıı telefonlann
nakil ve devirlerini serbest
bıraktı. Taksitle telefon alan
aboneler taahhüt vermeleri
halinde adres değişikliği
yapabilecekler, telefonu
istedikleri kişilere de
devredebilecekler. Önceki
uygulamada taksitle alınan
telefonun sahibi borcun
bitimine kadar nakil ve
devir talebinde
bulunamıyordu. öte
yandan, PTT, telefon
başvuruları için avans
sistemi getirdi. Telefon
almak için başvuran, ancak
talepleri anında
karşılanamayan istekliler,
sıraya girebilmek için 100
bin lira avans ödeyecekler.
Ozürlülerden
yürüytiş
• Haber Merkezi —
Türkiye Sakatlar
Konfederasyonu
Başkanhğı'nda, "Yaşarna
Sevinci Ozürlüler Dergisi"
yöneticileri, Hollanda
Rotterdarn Zihinsel
Özürluler Vakfı Başkanı,
Hollanda Güzellik
Kraliçesi (1990) ve İstanbul
Sakatlar Derneği
yöneticileri, Fatih Belediye
Başkanı Yusuf Günaydın'ı
24 şubatta ziyaret
edecekler. Lokal
binasından belediyeye
kadar bir yürüyuş şeklinde
gerçekleştirilecek ziyaret
sonrası, ozürluler için PTT,
halk tuvaleti ve yaya
kaldırımı çalışmalarından
dolayı Fatih Belediyesi'ne
bir de teşekkür plaketi
verilecek.