06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17ŞUBAT1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Reagan'ın gizli ifadesi • WASHINGTON (AA) — Irangate skandalıyla ilgili olarak Beyaz Saray eski Ulusal Güvenlik Danışmanı John Poindexter'in yargılanmasında tanıklık edecek olan eski ABD Başkanı Ronald Reagan'ın ifadesinin gizlilik taşıyan kısımları açıklanmayacak. Dava yargıcı Harold Greene, Reagan'ın Los Angeles'taki bir mahkemede dün videobanta kaydedilen ifadesinden, sadece gizlilik taşıyan bilgiler bulunmayan bölümlerinin kamuoyuna açıklanraasına karar verdi. Barbara Bush'a operasyon • WASHINGTON (AA) — ABD Başkanı'mn eşi Barbara Bush'un üst dudağındaki kanserli bir hücrenin başanlı bir operasyonla alındığı bildirildi. Bayan Bush'un sözcü yardımcısı Jean Becker tarafından yapılan açıklamada, kanserli hücrenin bir hafta önce farkedildiği kaydedildi. Washington'un bir banliyösü olan Bethesda'daki Naval Hastanesi'nde dün ufak bir operasyon geçiren Bayan Bush'un, evsiz çocuklar için kunılan bir merkezi ziyaret etmek uzere bugün New York'a gittiği belirtildi. Mısır'a ABD'den yeni F-161ar • KAHtRE (AA) — ABD'nin Mısır'a 40 adet F-16 savaş uçağı vermesini öngören anlaşmarun gelecek ay imzalanacağı bildirildi. Al Hayat gazetesinin Londra'daki askeri kaynaklara dayanarak verdiği habere göre F-16'lar Mısır'a 1993-1994 yıllannda teslim edilecek. Anlaşma, ABD ve Mısır arasında 10 yü önce imzalanan askeri protokolün dördüncü ve son aşamasını oluşturuyor. Yeni uçakların teslim edilmesinden sonra Mvsır'ın elindeki F-16'ların sayısı 160'a yükselecek. Mandela:Odün verebilirim • PARtS (AA) — Irkçı Güney Afrika rejiminin 27 yıl cezaevinde tuttuktan sonra salıverdiği siyah lider Nelson Mandela, Pretoria rejimiyle gelecekte yapılacak görüşmelerde "ödün vermeye" hazır olduğunu bildirdi. Fransız TV'sine demec veren Mandela, "Görüşmeler, ödün verilmesini gerektirecektir, uzlaşmaya yanaşmaya hazır değüseniz görüşmelere başlayamazsuıız" dedi. Lübnan'da çatışmalar • BEYRUT(AA) — Lübnan'ın başkenti Beyrut'un Hıristiyan kesiminde çatışmaların giderek arttığı haber veriliyor. General Michel Aoun'a bağlı birliklerle, Şamir Caca liderliğindeki Lübnan kuvvetleri adlı Hıristiyan milisler arasında meydana gelen çatışmaların bütün arabuluculuk girişimlerine rağmen dün devam ettiği kaydediliyor. Başkentin doğu kesiminde ve çevresinde dün sabah erken saatlerde başlayan değişik tipte silahların kullanıldığı çatışmaların alcşaro saatlerinde de devam ettiği belirtiliyor. Avııstralya'da seçimler • CANBERRA (AA) — Avustralya Başbakanı Bob Hawke"un, genel seçimlerin 24 martta yapılmasını istediği bildirildi. Başbakanhk sözcüsü tarafından yapılan açıklamaya göre Havvke, bu tarihi resmileştirmek için ülke genel valisini ziyaret edecek. Sözcü, Başbakan Havvke'un bu ziyaretten çok kısa bir süre sonra bir basın toplantısı düzenleyeceğini kaydetti. Müslüman Türk azınlığın seçim öncesi gündemi kabarık Batı Trakyada 20 sonuıANKARA (Cumhnriyet Bttro- su) — Mustafa Hilmi'nin ölü- rnüyle boşalan tskeçe Müftülü- ğü'ne oğlu Mebmct Emin Aga'- nın getirilmesi Batı Trakya azın- lığında "iyi bir atama" olarak yo- rumlandı, ancak "yeni müftünün seçim yerine atamayla getirilmesi" eleştirildi. Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ise 1920 tarih- li 2345 sayıh Müftü Seçim Yasa- sı'nın ısTarla uygulanmamasının "Yunan makamlannın Batı Trak- ya'daki Türk azınlığın haklannı kısıtJama" egiliminde hiçbir deği- şiklik olmadığını bir kez daha gösterdiğini dile getirdiler. Dışişleri BakanlığYnda 1989 yılı son aylanndan itibaren yoğunlaş- tığı gözlenen Batı Trakya konulu çalışmalarda, düşünce ve inanç dzgürlüğü üzerindeki kısıtlama- lardan güncel yurttaşhk hakları- na kadar uzanan yirmi temel so- run belirlendi. Dışişleri'nden edi- nilen bilgiye göre, bir bölümü 8 nisan genel seçimlerine hazırlık döneminde, Batı Trakya'da Türk azınlığının oylannı almaya yöne- lecek siyasi partiler tarafından da gündeme getirilrnesi beklenen yir- mi sorun şöyle sıralaruyor: "1. Batı Trakya azınlığının ba- ğımsız siyasi ada>lar göstermesi- •i ve bagımsız listeler için propa- ganda yaptlmasııu engellemeye yönelik yüdırma girişimleri, 2. Muftü seçim sandıklannın yetmiş yıldır kurulmaması ve mâftiUeria Yunan makamlannca seçilmesini yasalaştıracak tasan çalışmalan, 3. Türk annlıga ait vakıflann Yunan makamlan tarafından de- netlenmesini ve belli koşullann gerçekkşmemesi halinde devralın- masını öngören karariar ve yasa tasansı, eden azınlık ayderinin hemen nornuü çıkış yapıp uzun süre Türkiye'de yaşayanlann sık sık Yunan vaiandaşbgından çıka- nlması, 7. Baü Trakya'nın \ergi kont- rol pilot bölgesi' Uan edilme&i son- rasında, Türk azınlığın her turlü alanda üst sınır para cezası kes- rae uygulaması, 8. TRT yayınlannın izlenmesi ve dinlenmesinin 'jamming'(eiek- tronik perdeleme) yoluyla engel- malan, 10. Güvenlik gerekçesiyle tnm Yunan vatandaslan için adalar, sınır ve kıyı bölgderinde taşınmaz raal edinilmesinin izne bağlanma- sı. Türk azınlığına uye kişiler Ue yabancılar için ise ülkenin yüzde 55'ini oluşturan bu kesimlerde mülk edinmenin yasaklanması, 11. Türkiye Cumhuriyeti vaUn- daşı olan adalar ve Batı Trakya doğumlu kişilere Yunanistan vi- zesi verilmemesi, bu kişüerin Yu- Yunanistan'm BatıTrakya bölgesinde yaşayanyaklaşık 120 bin Müsltiman Türk azınlık, 8 nisan seçimlerine hazırlanırkeh mülkiyet hakkından eğitime, seyahat hakkından müftü tayinine, ehliyet almadan kültürel varhklarınm tahribine kadar çeşitli sorunlarmahâlâ çözümbulunamamış olmasınm sıkmtısmı yaşıyor. 4. Türk azmlığın ev, işyeri ve dnkkflnlannda onanm ve inşaal yapabilmek için vaptıgı ruhsat başvunılanna olumsuz yanıt ve- rilmesi, 5. Yüzde 85'i tanmla uğraşan azınlığa traklör efaliyetleri, av si- lahı ve ruhsatı verilmesi konusun- da çıkanlan güçlükler, 6. Yunan Vatandaşlık Yasası'- nın 19. maddesine dayanılarak Yıınanistan'ı kaçak olarak terk lenmesi ve camilerden hoparlör- le ezan yayınının yasaklanması, 9. Yunan makamlannca Türk azınlıga verilen pasaportlarda matbu olarak bulunan 'Pour plu- sieurs voyages avec retour' (Çok sayıda yolculuk ve dönüşü için) ibaresinin 'avec retour'(dönüşlü) bölümünün karalanarak, Yuna- nistan'dan çıkış yapanlann dö- nüşte olkeye alınmaması ve son- rasında vatandaşlıktan çıkanl- nanistan'da bıraktıklan taşınmaz mallara el konulraası ve Harine'- ye devredilraesi. 12. Yüksek ögrtnimlerini Tür- kiye'de yaptıktan sonra Batı Trakya'ya dönen azınlık üyeleri- nin, diplomalannın denkliginin Aünadaki DİKATSA (tniversi- telerararası Yabancı Diplomalan Tanıma Merkezi) tarafından ge- rekçe gösterilmeksizin onaylan- maması. 13. Hıristiyanlann azınlık üye- lerinden alacağı araziler için özel kredi ve vergi kesintisi uygulanır- ken, azınlıga ait topraklann aske- ri tesis, sanavi sitesi. universite ve cezaevi yapımı gibi gerekçderle kamulaşbniması ve 'andazasmos' (arazi büieştirflmesi) yoluyla azu- lıgın elindeki verimli topraklana 821/1948 sayıiı yasaya dayanıla- rak çorak araziyle değiştirilmesi, 14. Azınlık üyelerinin yeni ta- şınmaz mal almalannın engd- lenmesi, 15. Egitim yeri, araç gereci, ög- retmen konusundaki sıkınBJar, Tttrkçe ders sayısuun azlığı, 16. Azınlık derneklerinin bir bölümünün adlannda 'Türk' söz- cügü yer aldıgı için kapatılması, 17. Azınlık uyelerinin sınır böl- gesine giriş-çıkışlannın özel paso- larla gerçekleştirilmesi. 18. Türkiye'5 e yılda bir kezden fazla gidecek Yunan vatandasla- nndan 100 dolar sınır vergisi alınması, 19. Batı Trakya'daki kültürel ve sanatsal deger ve yapdann Av- rupa Konseyi'nin ilgili karanna ragmeo tabrip edilmesi, 20. Azınlık üyelerinin hakuksal davalarda avukat bulma sonınu ve taraflı mahkemeier." STRASBOÜRG Metreslere serbest dolaşım STRASBOÜRG (AA) — Avru- pa ülkelerinde yaşayan, üreıime katkıda bulunan ve vergi ödeyen gurbetçiye serbest dolaşım hakkı- nı çok gören Avrupa Parlamento- su, topluluk ülkeleri vatandaşla- nnın sadece yasal eşleri ve çocuk- larına değil, birlikte oturduklan rr.etres veya sevgüüerine de serbest dolaşım hakkı tanınmasını kabul etti. Diğer deyişle, yasal olarak AT ülkelerinde çalışan bir Türk vatandaşı serbest dolaşımdan ya- rarlanamazken, Türkiye aleyhin- de faaliyette bulunduktan sonra topluluk ülkelerinden birine ka- çan ve burada siyasi mülteci sta- tüsü almayı başaran bir kişi, di- lediği AT ülkesinde oturabilecek ve rahatça iş arayabilecek. ltalyan miüetvekıli Ferrucio Pi- soni tarafından hazırlanan karar' tasansı, kacaklann yüksek ögre- nim, mesleki egitim, readaptasyon ve geliştirme -kurslarından yarar- lanarak daha iyi bir meslek edin- mesine de imkân veriyor. Bu haktan yararlanan kişinin ölümü veya boşanma halinde ge- ride kalan eş ve çocuklar diledik- leri ulkede oturma ve çahşma hak- kından yararlanmaya devam ede- cekler. ATINA Mîiffİİ H î l r n P n İ n »rriİnHfin B " t l Tnll 'y«' B1B to*& kentinde 40 yıldan IV1U11U n i l i m n i l l a r a i n a a i l ^ri müftü olarak görev »aptıktan sonra geçir- digi felç sonucu geçen bafta ölen Mustafa Hilmi Aga'nın cenaze toreni gergin ve hüzunlü bir aıraos- ferde yapıldı. Cenaze torenine yaklaşık 2500 Batı Trakyalı Musluman Türk'ün yanı sıra çıkabilecek olaylara karşı çok sayıda da güvenlik görevli&i kanldı. İstanbul'da ölen Mustafa Hilmi gibi tedavi görmek amacıyla Türkiye'de bulunan oglu Mehmet Emin Aga da İskeçe'ye döndu.(Fotograf:Reuter) Devlet BakanıAH Bozer Cumhuriyet'e değerlendirdi 'ÂPden uzun vadeli karar yok' YASEMtN ÇONGAR ANKARA — Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ai Bozer, Avrupa Topluluğu (AT) Bakanlar Konseyi'nin Turkiye*nin durumu- nu yalnızca kısa ve orta vadede ele aldığını belirterek Türkiye*nin tam üyeüği için görüş- melerin başlaınası konusunun olumlu ya da olumsuz karara bağlanmadığıru vurguladı. S şubatta AT Konseyi'nin Bruksel Komisyonu- na Türkiye'yi "tam uyelige hazırlayıa" işbir- liği önerilerini somutlastırma görevini vermesi sonrasında Ankara-Brüksel ilişkilerini değer- lendiren Bozer, Yunanistan'm itirazlannın ya- rattığı sorunun aşılmasının "konseyin kendi görevi" olduğunu savundu. Devlet Başkanı Ali Bozer, AT ile ilişkiler de son durum konusunda Cumhuriyet'in so- rularıru yanıtladı. Bozer'le yaptığımız söyle- şi şöyle: — AT Komtsyonu Türkiye ile işbirliği ko- nusundaki önerilerini somutlaştınna çaJışma- stna bu hafta başladı. Türkiye bu işbirligin- den neler bekliyor? BOZER — Bizim özellikle geüştirilmesini istediğimiz alanlar, gümrük işbirliği, mali iş- birliği, bilimsel-teknolojik alanda işbirliği ve istişare mekanizmasının işletilmesidir. Bunun dışında Türkiye'nin Tek Pazar'a uyum isti- kametindeki çalışmalannda konsey ile daha yakın bir işbirliğinin kurulmasını istiyöruz. Ancak bu öneriler, toplulukla Türkiye ara- sında bir müzakere ya da protokol konusu degildir. îşbirliği alanlannı belvrlemek top- luluğun üstlendiği bir görev dir. — İşbirliğinin gerçekleşmesi için bazı ko- nularda komisvon tek başına tıareket edebi- lirken bazı nnsuriarda konseyin oyçokluğu, bazılannda ise oybirliği gerekiyor. Oysa Yu- nanistan, Türkiye'yle işbiriigine karşı ruturau- nu snrdüıüyor. Avrupa Topluluğu'nun Türkiye'nin durumunu yalnızca kısa ve orta vadede ele aldığını kaydeden Devlet Bakanı Bozer, tam üyelik görüşmeleri için Ali Bozer — Isimser. UZUn Vadede olumlu ya da olumsuz görüş bildirilmediğine dikkat çekti. BOZER — Türkiye ile işbirliğinin kapsamlı bir şekilde geliştirilmesi konusunda topluluk üyesi on bir ülke mutabıktır. Bir ülke bun- dan önceki görüşlerini konseyde tekrarlamış- tır. Önetnlı olan burada bu konunun toplu- luğun görevi olmasıdır. Topluluk, Türkiye ile ilişkileri geliştirme görevini üstlenmiş oldu- ğuna göre kendi iç sorunlarını da kendisi hal- ledecektir. Ancak bazı konularda oybirliği mekanizması sınırlandırılmıştır. Tek senetle yapılan bu değişikliğin işbirliğinin gelişmesi imkânına yardımcı olacağı görüşündeyim. — Konsey, Türkiye'nin ısrarü islemine kar- şın, 5 şnbatta tam üyelik müzakerelerinin 1993 yılından sonra başlayacağı konusunda bir irade beyanında bulunmadı. Sizce toplu- Inğun irade belirtmekten çekinmesinin neden- leri neler? BOZER — Konsey toplanusını müteakip dönem başkanının yapmış olduğu açıklama- da bir husus açıkça ortaya çıkmıştır. O da konseyin kısa ve orta vadede toplulukla Türkiye ilişkilerini ele alnuş olduğudur. Uzun vadede Türkiye ile topluluk arasındaki iliş- kilerin görüşülmediğj dönem başkanı tarafın- dan ifade ediliyor. Türkiye'nin tam üvelığı için muzakerelerin başlaması konusu müspet ve- ya menfi bir karara bağlanmış degildir. An- cak Türkiye'nin önemi, ehliyeti vurgulanmak- ta ve entegrasyon istikametinde işbirliğinin geliştirilmesi gereği belirtilmektedir. Ancak müzakere tarihinin açıkça karara bağlanmamış olmasj beklentilerimize uygun değildir. Sebeplerine gelince topluluk, kendi içinde çok onemli bir değişiklik geçirirken, 93'ten önce genişleme ilkesini tespit konusun- da karar verme cesaretini kendinde görme- miştir. Diğer bir sebep, Avrupa'daki yapısal değişikliktir. Topluluk içindeki sorunlar ile Doğu Avrupa'daki son olaylar birleşince, bunlann müzakere tarihinin tespiti konusun- da şimdiden bir karar alamamasında etken olduğu söylenebilir. Ancak Türkiye de Avrupa'daki bu son ge- lişmeler muvacehesinde daha etkin bir rol oy- namak düşüncesindedir. Bu açıdan Türkiye müzakere tarihinin şimdiden büinmesinde ya- rar görmektedir. — Türkiye'nin tam üyelik muzakereleri en azından 1993 sonrasına bırakıldığına göre bu dönemde ABD, Islam ülkeleri, AT dışı Av- rupa ülkeleri karşısında izlenmesi gereken iş- birliği politikası nasıl olmabdır? BOZGR — Takip ettiğımiz politikanın yö- nü Avrupa Topluluğu olraalıdır. Ancak biz EFTA, Doğu Avrupa, ABD, Kanada ve Uzak- doğu'yla bölgemizdeki ulkelerle siyasi ve eko- nomik ılişkilerimizi geliştirmeliyiz. Türkiye?- nin herkesle iyi ilişkiler içinde olması, böl- gesinde istikrar unsuru olması ve bölge ül- keleriyle geniş bir deneyime sahip bulunma- sı topluluğun çıkarınadır. Topluluk tarafın- dan Türkiye'nin tam üyeliği için göz önünde tutulması gereken en önemli unsurlardan biri budur. Partilerin aday arayışı Yunanistan'da Cumhurbaşkanlığı seçimi için ilk oylama pazartesi günü yapılacak. Paıtiler, Cumhurbaşkanı adayı çıkarmakta zorluk çekiyorlar. STELYO BERBEAAKİS~ ATİNA — Yunanistan parla- mentosu Önümüzdeki pazartesi gunü cumhurbaşkanlığı secimle- rinin ılk tur oylamasına başlıyor. 300 sandalyelik parlamentoda cumhurbaşkanı seçimi için en az 200 oy sağlanması gerekiyor. Eğer bu sağlanamazsa oylama 25 şu- batta. Ikinci tur oylamada da sonuç ahnmazsa yenilenecek. 3 martta 180 oy gerektiren 3. ve son tur oylama yapılacak. Ancak Yunanistan'm üç buyük partisi, cumhurbaşkanlığı için hangi adayı göstereceklerini he- nüz açıklamadılar. Sağ egilımli Yeni Demokrasi Partisi (YDP), cumhurbaşkanı adayı olarak es- ki cumhurbaşkanı Konstantin Ka- ramanlis'ı aday göstereceğini açıklamışsa da bu öneri, Kara- manlis'in kendisi tarafından red- dedıldı. YDP uderi Konstantin Mi- çotakis, bu nedenle parlamento- da yapılacak oylamalarda, diğeı partilerin göstereceği hiçbir ada- ya oy vermeyeceğini açıkladı. Sosyalist PASOK'un ise cum- hurbaşkanlığı için hangi adayı göstereceği henüz açıklanmadı. PASOK lideri Andreas Papand- reu, YDP lideri Miçotakis'in al- mış olduğu karari sert bir dille eleştirirken Cumhurbaşkanlığı se- çimleri için aday gösterilmemesi- ni "demokratik ilkeiere aylun" olarak niteledi. Papandreu'nun cumhurbaşkanlığı için eski parla- mento başkanı ve PASOK millet- vekili Yannis Alevras ve Savun- ma eski Bakanı Yannis Haralam- bopulos'tan başka bugunku Cumhurbaşkanı Hristos Sarçeta- kis'ı aday gösterebileceğinden söz ediliyor. Komunist partilerden oluşan Sinaspismos, dün aldıgı bir karar ile cumhurbaşkanı adayı olarak bugünkü Cumhurbaşkanı Hristos Sartzetakiz'i göstereceğini açıkla- dı. Parti lideri Florakis, Sartzeta- kiz'in 5 yıi bovunca "düıüst ve adil" bir biçimde cumhurbaşkan- lığı görevini yerine getirdiğini ve bu önerinin bütün partiler tarafın- dan kabul edilmesi gerektiğini soyledi. Ne var ki eğer YDP oylamala- ra katılmazsa, parlamentoda, cumhurbaşkanı seçimi için gerekli oylar sağlanamayacak ve cum- hurbaşkanı seçilemeyecek. Yuna- nistan anayasasına gore bu du- rumda parlamento derhal fesh edilecek ve ulkede genel seçimler ilan edilecek. Ama Yunanistan'- daki genel seçimlerin 8 nisan pa- zar günü yapılacağı zaten ilan edilmiş bulunuyor. Bu nedenle partiler, cumhurbaşkanlığı seçim- lerine vermeleri gereken önemi vermiyorlar. DUN\ADA BUGUN WASHINGTON Ermeni tasansı için kritik haftaUFUK GÜLDEMÎR WASH1NGTON — Ermeni ta sarısında kritik hafta başlıyor. 24 Nisan 1990 sözde Ermeni soykı- nnunırun 75. yıldönümü yaklaşır- ken ABD'deki Ermeni lobisi, ka- rar tasansının önümüzdeki gün- lerde Senato'ya getirilmesi için yo- ğun bir çaba içinde. Taraflar bu- güne kadar ellerindeki bütün koz- ları oynadılar. Sıra artık oylama- ya geliyor. ABD Senatosu 20 şubat salı gu- nü tatilden dönüyor. Senatör Ro- bert Dole'ün ofısinden alınan du- yumlar, Senato Genel Kurulu'nda öncelikli olarak ele alınması bek- lenen "Temiz Hava" Yasası'ndan hemen sonra Ermeni karar tasan- sının getirileceği yönünde. Tasan- ya şu ana kadar "ortak snnuctı" olarak imza vermiş olanların sa- yısı, Senatör Dole ile birlikte 46. Senato, yüz üyeden oluşuyor. Ge- riye kalanlar tasan aleyhine oy kullanacak diye bir garanti yok. Geçmişteki deneyimler, ortak su- nucuların dahi zaman zaman al- tında imzalan olan önergeler aley- hine oy kullanabildiğini de göste- riyor. Ancak tasan geçse de geç- mese de bunun az bir oy farkı ile olması bekleniyor. Karar tasansının sahibi Senatör Dole'ün geçen haftalarda Kalifor- niya eyaletine giderek bir uzlaşı metni arayışına dönük çabaları sonuçsuz kaldı. Dole'ün araların- da Kaliforniya'nın Ermeni kökenli Valisi George Dökmeciyan da olan Amerikan Ermeni liderlerine önerisi, "soykınm" sözcüğünün çıkanlarak yerine, "Ermenilerce soykınm olduğu kabul edilen olaylar" tanımlamasının koyul- ması idi. Sıkı pazarlıklarına kar- şın Ennenilerle bir mutabakat ol- madı. Bu durumda da tasannın Senato Genel Kurulu'na. Adalet Komisyonu'ndan geçen şekliyle gelme olasılığı yüksek. Türk ma- kamlannda da tasannın bu haliyle gelmesinin, bir uzlaşı metninin geçmesine tercih edilebileceği yö- nünde bir hava var. Ancak Dole1 un son dakikada Ermenilerle bir uzlaşı metm üztrinde anlaşma olasılığı da her zaman için var. Türk makamlannca şu ana ka- dar yürütulen bir bilinçlendirme kampanyası sonucunda senatörle- rin büyuk bir kısroı, bu tasarının artık basit bir anma karar tasan- sı olmadığını ve buyük yansıma- ları olacağını kavradı. Ama iç si- yasi kaygılarla davrananların sa- yısı az degil. İç politikaya donuk kaygıların mı'yoksa genel menfa- atlerin mi ağır basacağı, tasannın Senato'da oylanması sırasında net- leşecek. ABD yönetiminin performansı bakımmdan son durumu özetle- mek gerekirse yönetim, bugüne kadar ne Beyaz Saray'ı ne Savun- ma Bakanlığı (Pentagon) ne de Dışişleri BakanhğYvla tasarıyı durdurmak için Türkiye'ye taah- hütleri paralelinde bir çaba gös- termedi. Türk makamlan bu gö- rüşte. Beyaz Saray devreye girebi- lir mi? Yine Türk makamlan, şu ana kadar böyle bir duyum alın- madığını kaydediyor. AIİSİRMEN Umar Gösterin Dumanını tüttürenine, hele hete içine çekenine hiçbir hayır sağ- lamayan tütünün, üreticisine de fazla bir gelir getirmediği yıllar- dan beri bilinen bir gerçek. Bilinen bir başka gerçek de tütünün ülkemizin geleneksel dışsatım malları arasında olması. Çağ at- layan, hızla sanayıleştiği söylenen Türkiye'nin dışsatımında hâ- lâ tütün, incir ve üzümün hatırı sayılır bir payı var. Televizyonu izleyenler değil, ama gazeteleri okuyanlann hep- si btliyor ki bu yıl tütün üreticisi fena halde öfkeli. Tütün taban fiyatlarının açıklanması üzerine patlak veren öfKe o boyutlara var- dı ki dükkânlar ve yazıhaneler, oteller basılıyor, ANAP'ın temsil- cileri "Vandık Allah!" telgraflan çekiyorlar Ankara'daki genel mer- keze. Zaten batmakta olan geminin kaptan köşkündeki yöneticiler örneği saşkın olan ANAP kurmayları ise ne yapacaklarını şaşır- mtş halde dolanıp duruyortar, ama ANAP'ın yerel yöneticileri ken- di seçim bölgeleri olan tütün bölgelerinde sokağa bile çıkamı- yortar. ANAP, tütün politikası ile Ege'de tümden çökmek üzere. Tütün bölgelerinde alanlar, DYP ile SHP'ye kalmıştır. İki par- tinin yöneticileri, önde gelenieri, zaten tüm politikasıyia dağıl- mış ve çökmüş olan ANAP'a verip veriştiriyorlar ve meydana ge- lecek yıkıntının altında Özal'ın da kalacağı erken seçimlerin bir an önce yapılabilmesı için demeç üzertne demeç verıp çağn üze- rine çağrı yapıyorlar. Bağrı yanık tütün üreticisi ise öfkeyle sağa sola saldırmayı sür- dürüyor, tutuklamalar da birbirini izliyor. Tütün üreticileri öfkeli, ANAP'lılar saşkın ve dağınık, muhale- fet keyiflidir. Tabloya bugünkü zaman kesiti içinde baktığınızda yitirenle ka- zanan bellidtr. Ama tütünün yarattığı sorun çok daha derındir. Tütün üreticisi bundan böyle de bunalımdan bunalıma, güç- lükten güçlüğe sürüklenecektır, eğer tütün ekimi bu hızla arttı- nlmak yerine sınırlanıp azaltılmaz ise. Türk tütünü dünya piyasalarındakı yerini hızla yitirir, sigara ve tütün tüketimi gelişmiş ülkelerden azgellşmışlere doğru kaydırı- lır, Virginıa tütünü tahta kurulurken; tarım polrtikası olmayan Türki- ye'de babadan kalma tütün ekimini sürdürerek yaşamını kurtar- maya çalışan kişı kaçınılmaz olarak batağa saplanacaktır. Hikmet Çetinkaya, Ege'de ANAP'ın tütün politikasını protesto eden üreticiler arasında bile Amerikan sigarası içenler olduğu- nu vurguluyordu. Virginıa tütününün önlenemez yükselişi Türki- ye'de bile yaşanıyorsa, ANAP da Virginia tütününün önüne ül- kemizde dikilen engelleri kaldırmış, hele hele yıllar yılı Türk tü- tününün yarışta varlığını sürdürebilmesı için hiçbir şey yapma- mış ise (belki yapmaya da olanak yoktur) o zaman bugün varı- lan çıkmazı yadırgamamak gerekir. Eğri oturup doğru konuşalım. ANAP tütün üreticisinın yarası- na kendi felsefesinin sınırları içinde merhem olmaya bile çalış- mış, ensesi kalın ihracatçıya dört yılda 103 milyon dolar vermiş- tir. Belki tütün üreticisi kadar, çıkarının ayırdında olmayan bizler hiç düşünmüyoruz ki bu para bizim cebimizden çıkmıştır. Ama denecek ki şimdi Özal iktidarı bu parayı üreticiye değil ihracatçıya verdi. Kuşkusuz doğru, özal iktidarının felsefesi de zaten üreticiyi değil, aracıyı korumaktı, ama öyle ya da böyle, kendi savunduğu pıyasa ekonomisi kurallarına aykın olarak Özal, tütün sektörünü korumak için kaynak ayırdı ya da başka deyişle kaynak transfer ettı. Ama tutun üretimi yıldan yıla artar, Türk tütünü uluslararası piyasada olduğu kadar ıç piyasada da Virginia karşısında yıldan yıla gerılerken, bunalımın kaçınılmaz olduğunu herkes görebi- lirdi. Ama kımse gerçekle yüz yüze gelmek istemediğinden ger- çek görmezden gelindi. Gerçeği görmemekte direnenler arasırv- 'da tütün üreticisi de bulunuyordu. O, demokrasiyi, yalnızca kendi taban fiyatını elden geldiğince yüksek saptatmak için bir baskı yontemı olarak gorüyordu. Hıç kuşkusuz demokrasınin öyle bir işlevı de vardı. Ama olaya yalnızca bu dar bakış açtstndan yak- laşmak. sorunu çıkmaza atacaktı. Nitekim attı da. Her yönüyle iflas eden ANAP, bu bunalımla iflasına iflası kattı da. Türkiye'nin sorunlarının çözümünde ANAP'ın yeri kalmadığı- na göre olaylar tarafından çoktan aşılmış olan bu şirketin üze- rinde fazla duracak değiliz. Ancak biz, burada yarının olası iktidarı bugünün muhalefeti- ne bir-iki söz söylemek ısteriz: "Beyier, meydanlarda boy gösterecek, köşe dönücü kurnaz iktidarı devirmek için verdiği açıkları değerlendınp puan topla- yacaksınız. Bu sizin en doğal hakkınız. Ancak sizler tütün üreticisine, bundan böyle nasıl bir poJitika izleyeceğinızi, pazannı yitiren Türk tütününün durumu karşısın- da tütün üreticisine ne seçenek önereceğinizi, ne umar getire- ceğinizi söyleyebiliyor musunuz?" DYP'nin anlı şanlı babası Demirel ile SHP merkez yönetimi- nin gerçek lideri Deniz Baykal, çıkıp halka gelecek 10 yılın ta- rım politikasını ve politikanın içindeki tütün üreticisinin yerini ve rolünü açıklıkla anlatıp güvence verebilıyorlar mı? Yoksa politikaları, yine eskiden yapıldığı, tüm savlarının tersi- ne Özal'ın da tüccar ve ihracatçı aracılığıyla yaptığı gibi bizim gelirımızi transfer ederek, tütün üreticisinin oyunu kapatmak mı olacak? Türkiye'dekı öğretmenden, memurdan, işçiden fazla bir artış elde eden (cünkü onların hiçbiri % 53 oranında artış eide etme- diler) tütün üreticisi yine de bu parayla geçınemeyeceğıni, borç- larını kapayamayacağını söyterken haklıdır, ama aynı üretici, yal- nızca öfkesinı bu şekilde açığa vurup kendi durumu konusun- da örgütlü, cıddi bir umar arayışına girmeyerek, günü gününe öfkeler ve tepki yoluyla eski çarkı döndürme politikalarıyla yeti- nirse bilmelidir kı gelecekte yalnızca küfür edecegi, öfkesıni yön- lendireceği kişiler değışecektır. Tütün olayı, cıddi bir tarım politikası zorunluluğunun kapıyı çal- makta olduğunu vurguluyor bir kez daha. Ama acaba bu gerçeği kim anlıyor ve bu gerçek doğrultusunda kim politika üretiyor? Herkes haklı olarak bu soruyu SHP ile DYP'ye soruyor. OXFORD ÜNİVERSİTESİ Delegacy of Local Examinations İ N G İ L İ Z C E Yeterlilik Sınavları TÜRKİYE'DE 2. KEZ Tek Yetkili Merkez Olan TEPUM DİL KURSLARI'NDA verilecektir. • Başanlı olanların uluslararası geçerlilığı olan d i p l o m a l a n INGİLTERE'den gonderılecektir. • SınavTarihleri: Preliminary Diploma: 15 Mart 1990 Higher Diploma: 22 Mart 1990 • Son Başvuru Tarihi: 19 Şubat 1990 TEPVM'un bu yeni hizmetinden vararlanın. Diplomanızı OXFORD Üniversitesinden a/ın. TEPUM LANGUAGE CENTRE "Profesyonel İngilizce Eğitimi" CamiSok.6Teşvikiye Tel: 1361935-1361936
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle