Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17ŞUBAT1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3
Reagan'ın gizli
ifadesi
• WASHINGTON (AA)
— Irangate skandalıyla
ilgili olarak Beyaz Saray
eski Ulusal Güvenlik
Danışmanı John
Poindexter'in
yargılanmasında tanıklık
edecek olan eski ABD
Başkanı Ronald Reagan'ın
ifadesinin gizlilik taşıyan
kısımları açıklanmayacak.
Dava yargıcı Harold
Greene, Reagan'ın Los
Angeles'taki bir
mahkemede dün videobanta
kaydedilen ifadesinden,
sadece gizlilik taşıyan
bilgiler bulunmayan
bölümlerinin kamuoyuna
açıklanraasına karar verdi.
Barbara Bush'a
operasyon
• WASHINGTON (AA)
— ABD Başkanı'mn eşi
Barbara Bush'un üst
dudağındaki kanserli bir
hücrenin başanlı bir
operasyonla alındığı
bildirildi. Bayan Bush'un
sözcü yardımcısı Jean
Becker tarafından yapılan
açıklamada, kanserli
hücrenin bir hafta önce
farkedildiği kaydedildi.
Washington'un bir
banliyösü olan
Bethesda'daki Naval
Hastanesi'nde dün ufak bir
operasyon geçiren Bayan
Bush'un, evsiz çocuklar için
kunılan bir merkezi ziyaret
etmek uzere bugün New
York'a gittiği belirtildi.
Mısır'a ABD'den
yeni F-161ar
• KAHtRE (AA) —
ABD'nin Mısır'a 40 adet
F-16 savaş uçağı vermesini
öngören anlaşmarun gelecek
ay imzalanacağı bildirildi.
Al Hayat gazetesinin
Londra'daki askeri
kaynaklara dayanarak
verdiği habere göre F-16'lar
Mısır'a 1993-1994 yıllannda
teslim edilecek. Anlaşma,
ABD ve Mısır arasında 10
yü önce imzalanan askeri
protokolün dördüncü ve
son aşamasını oluşturuyor.
Yeni uçakların teslim
edilmesinden sonra Mvsır'ın
elindeki F-16'ların sayısı
160'a yükselecek.
Mandela:Odün
verebilirim
• PARtS (AA) — Irkçı
Güney Afrika rejiminin 27
yıl cezaevinde tuttuktan
sonra salıverdiği siyah lider
Nelson Mandela, Pretoria
rejimiyle gelecekte
yapılacak görüşmelerde
"ödün vermeye" hazır
olduğunu bildirdi. Fransız
TV'sine demec veren
Mandela, "Görüşmeler,
ödün verilmesini
gerektirecektir, uzlaşmaya
yanaşmaya hazır değüseniz
görüşmelere
başlayamazsuıız" dedi.
Lübnan'da
çatışmalar
• BEYRUT(AA) —
Lübnan'ın başkenti
Beyrut'un Hıristiyan
kesiminde çatışmaların
giderek arttığı haber
veriliyor. General Michel
Aoun'a bağlı birliklerle,
Şamir Caca liderliğindeki
Lübnan kuvvetleri adlı
Hıristiyan milisler arasında
meydana gelen çatışmaların
bütün arabuluculuk
girişimlerine rağmen dün
devam ettiği kaydediliyor.
Başkentin doğu kesiminde
ve çevresinde dün sabah
erken saatlerde başlayan
değişik tipte silahların
kullanıldığı çatışmaların
alcşaro saatlerinde de devam
ettiği belirtiliyor.
Avııstralya'da
seçimler
• CANBERRA (AA) —
Avustralya Başbakanı Bob
Hawke"un, genel seçimlerin
24 martta yapılmasını
istediği bildirildi.
Başbakanhk sözcüsü
tarafından yapılan
açıklamaya göre Havvke, bu
tarihi resmileştirmek için
ülke genel valisini ziyaret
edecek. Sözcü, Başbakan
Havvke'un bu ziyaretten çok
kısa bir süre sonra bir
basın toplantısı
düzenleyeceğini kaydetti.
Müslüman Türk azınlığın seçim öncesi gündemi kabarık
Batı Trakyada 20 sonuıANKARA (Cumhnriyet Bttro-
su) — Mustafa Hilmi'nin ölü-
rnüyle boşalan tskeçe Müftülü-
ğü'ne oğlu Mebmct Emin Aga'-
nın getirilmesi Batı Trakya azın-
lığında "iyi bir atama" olarak yo-
rumlandı, ancak "yeni müftünün
seçim yerine atamayla
getirilmesi" eleştirildi. Dışişleri
Bakanlığı yetkilileri ise 1920 tarih-
li 2345 sayıh Müftü Seçim Yasa-
sı'nın ısTarla uygulanmamasının
"Yunan makamlannın Batı Trak-
ya'daki Türk azınlığın haklannı
kısıtJama" egiliminde hiçbir deği-
şiklik olmadığını bir kez daha
gösterdiğini dile getirdiler.
Dışişleri BakanlığYnda 1989 yılı
son aylanndan itibaren yoğunlaş-
tığı gözlenen Batı Trakya konulu
çalışmalarda, düşünce ve inanç
dzgürlüğü üzerindeki kısıtlama-
lardan güncel yurttaşhk hakları-
na kadar uzanan yirmi temel so-
run belirlendi. Dışişleri'nden edi-
nilen bilgiye göre, bir bölümü 8
nisan genel seçimlerine hazırlık
döneminde, Batı Trakya'da Türk
azınlığının oylannı almaya yöne-
lecek siyasi partiler tarafından da
gündeme getirilrnesi beklenen yir-
mi sorun şöyle sıralaruyor:
"1. Batı Trakya azınlığının ba-
ğımsız siyasi ada>lar göstermesi-
•i ve bagımsız listeler için propa-
ganda yaptlmasııu engellemeye
yönelik yüdırma girişimleri,
2. Muftü seçim sandıklannın
yetmiş yıldır kurulmaması ve
mâftiUeria Yunan makamlannca
seçilmesini yasalaştıracak tasan
çalışmalan,
3. Türk annlıga ait vakıflann
Yunan makamlan tarafından de-
netlenmesini ve belli koşullann
gerçekkşmemesi halinde devralın-
masını öngören karariar ve yasa
tasansı,
eden azınlık ayderinin hemen
nornuü çıkış yapıp uzun süre
Türkiye'de yaşayanlann sık sık
Yunan vaiandaşbgından çıka-
nlması,
7. Baü Trakya'nın \ergi kont-
rol pilot bölgesi' Uan edilme&i son-
rasında, Türk azınlığın her turlü
alanda üst sınır para cezası kes-
rae uygulaması,
8. TRT yayınlannın izlenmesi
ve dinlenmesinin 'jamming'(eiek-
tronik perdeleme) yoluyla engel-
malan,
10. Güvenlik gerekçesiyle tnm
Yunan vatandaslan için adalar,
sınır ve kıyı bölgderinde taşınmaz
raal edinilmesinin izne bağlanma-
sı. Türk azınlığına uye kişiler Ue
yabancılar için ise ülkenin yüzde
55'ini oluşturan bu kesimlerde
mülk edinmenin yasaklanması,
11. Türkiye Cumhuriyeti vaUn-
daşı olan adalar ve Batı Trakya
doğumlu kişilere Yunanistan vi-
zesi verilmemesi, bu kişüerin Yu-
Yunanistan'm BatıTrakya bölgesinde yaşayanyaklaşık 120 bin
Müsltiman Türk azınlık, 8 nisan seçimlerine hazırlanırkeh mülkiyet
hakkından eğitime, seyahat hakkından müftü tayinine, ehliyet
almadan kültürel varhklarınm tahribine kadar çeşitli sorunlarmahâlâ
çözümbulunamamış olmasınm sıkmtısmı yaşıyor.
4. Türk azmlığın ev, işyeri ve
dnkkflnlannda onanm ve inşaal
yapabilmek için vaptıgı ruhsat
başvunılanna olumsuz yanıt ve-
rilmesi,
5. Yüzde 85'i tanmla uğraşan
azınlığa traklör efaliyetleri, av si-
lahı ve ruhsatı verilmesi konusun-
da çıkanlan güçlükler,
6. Yunan Vatandaşlık Yasası'-
nın 19. maddesine dayanılarak
Yıınanistan'ı kaçak olarak terk
lenmesi ve camilerden hoparlör-
le ezan yayınının yasaklanması,
9. Yunan makamlannca Türk
azınlıga verilen pasaportlarda
matbu olarak bulunan 'Pour plu-
sieurs voyages avec retour' (Çok
sayıda yolculuk ve dönüşü için)
ibaresinin 'avec retour'(dönüşlü)
bölümünün karalanarak, Yuna-
nistan'dan çıkış yapanlann dö-
nüşte olkeye alınmaması ve son-
rasında vatandaşlıktan çıkanl-
nanistan'da bıraktıklan taşınmaz
mallara el konulraası ve Harine'-
ye devredilraesi.
12. Yüksek ögrtnimlerini Tür-
kiye'de yaptıktan sonra Batı
Trakya'ya dönen azınlık üyeleri-
nin, diplomalannın denkliginin
Aünadaki DİKATSA (tniversi-
telerararası Yabancı Diplomalan
Tanıma Merkezi) tarafından ge-
rekçe gösterilmeksizin onaylan-
maması.
13. Hıristiyanlann azınlık üye-
lerinden alacağı araziler için özel
kredi ve vergi kesintisi uygulanır-
ken, azınlıga ait topraklann aske-
ri tesis, sanavi sitesi. universite ve
cezaevi yapımı gibi gerekçderle
kamulaşbniması ve 'andazasmos'
(arazi büieştirflmesi) yoluyla azu-
lıgın elindeki verimli topraklana
821/1948 sayıiı yasaya dayanıla-
rak çorak araziyle değiştirilmesi,
14. Azınlık üyelerinin yeni ta-
şınmaz mal almalannın engd-
lenmesi,
15. Egitim yeri, araç gereci, ög-
retmen konusundaki sıkınBJar,
Tttrkçe ders sayısuun azlığı,
16. Azınlık derneklerinin bir
bölümünün adlannda 'Türk' söz-
cügü yer aldıgı için kapatılması,
17. Azınlık uyelerinin sınır böl-
gesine giriş-çıkışlannın özel paso-
larla gerçekleştirilmesi.
18. Türkiye'5 e yılda bir kezden
fazla gidecek Yunan vatandasla-
nndan 100 dolar sınır vergisi
alınması,
19. Batı Trakya'daki kültürel
ve sanatsal deger ve yapdann Av-
rupa Konseyi'nin ilgili karanna
ragmeo tabrip edilmesi,
20. Azınlık üyelerinin hakuksal
davalarda avukat bulma sonınu
ve taraflı mahkemeier."
STRASBOÜRG
Metreslere
serbest
dolaşım
STRASBOÜRG (AA) — Avru-
pa ülkelerinde yaşayan, üreıime
katkıda bulunan ve vergi ödeyen
gurbetçiye serbest dolaşım hakkı-
nı çok gören Avrupa Parlamento-
su, topluluk ülkeleri vatandaşla-
nnın sadece yasal eşleri ve çocuk-
larına değil, birlikte oturduklan
rr.etres veya sevgüüerine de serbest
dolaşım hakkı tanınmasını kabul
etti. Diğer deyişle, yasal olarak
AT ülkelerinde çalışan bir Türk
vatandaşı serbest dolaşımdan ya-
rarlanamazken, Türkiye aleyhin-
de faaliyette bulunduktan sonra
topluluk ülkelerinden birine ka-
çan ve burada siyasi mülteci sta-
tüsü almayı başaran bir kişi, di-
lediği AT ülkesinde oturabilecek
ve rahatça iş arayabilecek.
ltalyan miüetvekıli Ferrucio Pi-
soni tarafından hazırlanan karar'
tasansı, kacaklann yüksek ögre-
nim, mesleki egitim, readaptasyon
ve geliştirme -kurslarından yarar-
lanarak daha iyi bir meslek edin-
mesine de imkân veriyor.
Bu haktan yararlanan kişinin
ölümü veya boşanma halinde ge-
ride kalan eş ve çocuklar diledik-
leri ulkede oturma ve çahşma hak-
kından yararlanmaya devam ede-
cekler.
ATINA
Mîiffİİ H î l r n P n İ n »rriİnHfin
B
"
t l Tnll
'y«'
B1B
to*& kentinde 40 yıldan
IV1U11U n i l i m n i l l a r a i n a a i l ^ri müftü olarak görev »aptıktan sonra geçir-
digi felç sonucu geçen bafta ölen Mustafa Hilmi Aga'nın cenaze toreni gergin ve hüzunlü bir aıraos-
ferde yapıldı. Cenaze torenine yaklaşık 2500 Batı Trakyalı Musluman Türk'ün yanı sıra çıkabilecek
olaylara karşı çok sayıda da güvenlik görevli&i kanldı. İstanbul'da ölen Mustafa Hilmi gibi tedavi
görmek amacıyla Türkiye'de bulunan oglu Mehmet Emin Aga da İskeçe'ye döndu.(Fotograf:Reuter)
Devlet BakanıAH Bozer Cumhuriyet'e değerlendirdi
'ÂPden uzun vadeli karar yok'
YASEMtN ÇONGAR
ANKARA — Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Ai Bozer, Avrupa Topluluğu (AT)
Bakanlar Konseyi'nin Turkiye*nin durumu-
nu yalnızca kısa ve orta vadede ele aldığını
belirterek Türkiye*nin tam üyeüği için görüş-
melerin başlaınası konusunun olumlu ya da
olumsuz karara bağlanmadığıru vurguladı. S
şubatta AT Konseyi'nin Bruksel Komisyonu-
na Türkiye'yi "tam uyelige hazırlayıa" işbir-
liği önerilerini somutlastırma görevini vermesi
sonrasında Ankara-Brüksel ilişkilerini değer-
lendiren Bozer, Yunanistan'm itirazlannın ya-
rattığı sorunun aşılmasının "konseyin kendi
görevi" olduğunu savundu.
Devlet Başkanı Ali Bozer, AT ile ilişkiler
de son durum konusunda Cumhuriyet'in so-
rularıru yanıtladı. Bozer'le yaptığımız söyle-
şi şöyle:
— AT Komtsyonu Türkiye ile işbirliği ko-
nusundaki önerilerini somutlaştınna çaJışma-
stna bu hafta başladı. Türkiye bu işbirligin-
den neler bekliyor?
BOZER — Bizim özellikle geüştirilmesini
istediğimiz alanlar, gümrük işbirliği, mali iş-
birliği, bilimsel-teknolojik alanda işbirliği ve
istişare mekanizmasının işletilmesidir. Bunun
dışında Türkiye'nin Tek Pazar'a uyum isti-
kametindeki çalışmalannda konsey ile daha
yakın bir işbirliğinin kurulmasını istiyöruz.
Ancak bu öneriler, toplulukla Türkiye ara-
sında bir müzakere ya da protokol konusu
degildir. îşbirliği alanlannı belvrlemek top-
luluğun üstlendiği bir görev dir.
— İşbirliğinin gerçekleşmesi için bazı ko-
nularda komisvon tek başına tıareket edebi-
lirken bazı nnsuriarda konseyin oyçokluğu,
bazılannda ise oybirliği gerekiyor. Oysa Yu-
nanistan, Türkiye'yle işbiriigine karşı ruturau-
nu snrdüıüyor.
Avrupa
Topluluğu'nun
Türkiye'nin
durumunu
yalnızca kısa ve
orta vadede ele
aldığını
kaydeden
Devlet Bakanı
Bozer, tam
üyelik
görüşmeleri için
Ali Bozer — Isimser. UZUn Vadede
olumlu ya da olumsuz görüş
bildirilmediğine dikkat çekti.
BOZER — Türkiye ile işbirliğinin kapsamlı
bir şekilde geliştirilmesi konusunda topluluk
üyesi on bir ülke mutabıktır. Bir ülke bun-
dan önceki görüşlerini konseyde tekrarlamış-
tır. Önetnlı olan burada bu konunun toplu-
luğun görevi olmasıdır. Topluluk, Türkiye ile
ilişkileri geliştirme görevini üstlenmiş oldu-
ğuna göre kendi iç sorunlarını da kendisi hal-
ledecektir. Ancak bazı konularda oybirliği
mekanizması sınırlandırılmıştır. Tek senetle
yapılan bu değişikliğin işbirliğinin gelişmesi
imkânına yardımcı olacağı görüşündeyim.
— Konsey, Türkiye'nin ısrarü islemine kar-
şın, 5 şnbatta tam üyelik müzakerelerinin
1993 yılından sonra başlayacağı konusunda
bir irade beyanında bulunmadı. Sizce toplu-
Inğun irade belirtmekten çekinmesinin neden-
leri neler?
BOZER — Konsey toplanusını müteakip
dönem başkanının yapmış olduğu açıklama-
da bir husus açıkça ortaya çıkmıştır. O da
konseyin kısa ve orta vadede toplulukla
Türkiye ilişkilerini ele alnuş olduğudur. Uzun
vadede Türkiye ile topluluk arasındaki iliş-
kilerin görüşülmediğj dönem başkanı tarafın-
dan ifade ediliyor. Türkiye'nin tam üvelığı için
muzakerelerin başlaması konusu müspet ve-
ya menfi bir karara bağlanmış degildir. An-
cak Türkiye'nin önemi, ehliyeti vurgulanmak-
ta ve entegrasyon istikametinde işbirliğinin
geliştirilmesi gereği belirtilmektedir.
Ancak müzakere tarihinin açıkça karara
bağlanmamış olmasj beklentilerimize uygun
değildir. Sebeplerine gelince topluluk, kendi
içinde çok onemli bir değişiklik geçirirken,
93'ten önce genişleme ilkesini tespit konusun-
da karar verme cesaretini kendinde görme-
miştir. Diğer bir sebep, Avrupa'daki yapısal
değişikliktir. Topluluk içindeki sorunlar ile
Doğu Avrupa'daki son olaylar birleşince,
bunlann müzakere tarihinin tespiti konusun-
da şimdiden bir karar alamamasında etken
olduğu söylenebilir.
Ancak Türkiye de Avrupa'daki bu son ge-
lişmeler muvacehesinde daha etkin bir rol oy-
namak düşüncesindedir. Bu açıdan Türkiye
müzakere tarihinin şimdiden büinmesinde ya-
rar görmektedir.
— Türkiye'nin tam üyelik muzakereleri en
azından 1993 sonrasına bırakıldığına göre bu
dönemde ABD, Islam ülkeleri, AT dışı Av-
rupa ülkeleri karşısında izlenmesi gereken iş-
birliği politikası nasıl olmabdır?
BOZGR — Takip ettiğımiz politikanın yö-
nü Avrupa Topluluğu olraalıdır. Ancak biz
EFTA, Doğu Avrupa, ABD, Kanada ve Uzak-
doğu'yla bölgemizdeki ulkelerle siyasi ve eko-
nomik ılişkilerimizi geliştirmeliyiz. Türkiye?-
nin herkesle iyi ilişkiler içinde olması, böl-
gesinde istikrar unsuru olması ve bölge ül-
keleriyle geniş bir deneyime sahip bulunma-
sı topluluğun çıkarınadır. Topluluk tarafın-
dan Türkiye'nin tam üyeliği için göz önünde
tutulması gereken en önemli unsurlardan biri
budur.
Partilerin
aday
arayışı
Yunanistan'da
Cumhurbaşkanlığı seçimi
için ilk oylama pazartesi
günü yapılacak. Paıtiler,
Cumhurbaşkanı adayı
çıkarmakta zorluk
çekiyorlar.
STELYO BERBEAAKİS~
ATİNA — Yunanistan parla-
mentosu Önümüzdeki pazartesi
gunü cumhurbaşkanlığı secimle-
rinin ılk tur oylamasına başlıyor.
300 sandalyelik parlamentoda
cumhurbaşkanı seçimi için en az
200 oy sağlanması gerekiyor. Eğer
bu sağlanamazsa oylama 25 şu-
batta. Ikinci tur oylamada da
sonuç ahnmazsa yenilenecek. 3
martta 180 oy gerektiren 3. ve son
tur oylama yapılacak.
Ancak Yunanistan'm üç buyük
partisi, cumhurbaşkanlığı için
hangi adayı göstereceklerini he-
nüz açıklamadılar. Sağ egilımli
Yeni Demokrasi Partisi (YDP),
cumhurbaşkanı adayı olarak es-
ki cumhurbaşkanı Konstantin Ka-
ramanlis'ı aday göstereceğini
açıklamışsa da bu öneri, Kara-
manlis'in kendisi tarafından red-
dedıldı. YDP uderi Konstantin Mi-
çotakis, bu nedenle parlamento-
da yapılacak oylamalarda, diğeı
partilerin göstereceği hiçbir ada-
ya oy vermeyeceğini açıkladı.
Sosyalist PASOK'un ise cum-
hurbaşkanlığı için hangi adayı
göstereceği henüz açıklanmadı.
PASOK lideri Andreas Papand-
reu, YDP lideri Miçotakis'in al-
mış olduğu karari sert bir dille
eleştirirken Cumhurbaşkanlığı se-
çimleri için aday gösterilmemesi-
ni "demokratik ilkeiere aylun"
olarak niteledi. Papandreu'nun
cumhurbaşkanlığı için eski parla-
mento başkanı ve PASOK millet-
vekili Yannis Alevras ve Savun-
ma eski Bakanı Yannis Haralam-
bopulos'tan başka bugunku
Cumhurbaşkanı Hristos Sarçeta-
kis'ı aday gösterebileceğinden söz
ediliyor.
Komunist partilerden oluşan
Sinaspismos, dün aldıgı bir karar
ile cumhurbaşkanı adayı olarak
bugünkü Cumhurbaşkanı Hristos
Sartzetakiz'i göstereceğini açıkla-
dı. Parti lideri Florakis, Sartzeta-
kiz'in 5 yıi bovunca "düıüst ve
adil" bir biçimde cumhurbaşkan-
lığı görevini yerine getirdiğini ve
bu önerinin bütün partiler tarafın-
dan kabul edilmesi gerektiğini
soyledi.
Ne var ki eğer YDP oylamala-
ra katılmazsa, parlamentoda,
cumhurbaşkanı seçimi için gerekli
oylar sağlanamayacak ve cum-
hurbaşkanı seçilemeyecek. Yuna-
nistan anayasasına gore bu du-
rumda parlamento derhal fesh
edilecek ve ulkede genel seçimler
ilan edilecek. Ama Yunanistan'-
daki genel seçimlerin 8 nisan pa-
zar günü yapılacağı zaten ilan
edilmiş bulunuyor. Bu nedenle
partiler, cumhurbaşkanlığı seçim-
lerine vermeleri gereken önemi
vermiyorlar.
DUN\ADA BUGUN
WASHINGTON
Ermeni tasansı için kritik haftaUFUK GÜLDEMÎR
WASH1NGTON — Ermeni ta
sarısında kritik hafta başlıyor. 24
Nisan 1990 sözde Ermeni soykı-
nnunırun 75. yıldönümü yaklaşır-
ken ABD'deki Ermeni lobisi, ka-
rar tasansının önümüzdeki gün-
lerde Senato'ya getirilmesi için yo-
ğun bir çaba içinde. Taraflar bu-
güne kadar ellerindeki bütün koz-
ları oynadılar. Sıra artık oylama-
ya geliyor.
ABD Senatosu 20 şubat salı gu-
nü tatilden dönüyor. Senatör Ro-
bert Dole'ün ofısinden alınan du-
yumlar, Senato Genel Kurulu'nda
öncelikli olarak ele alınması bek-
lenen "Temiz Hava" Yasası'ndan
hemen sonra Ermeni karar tasan-
sının getirileceği yönünde. Tasan-
ya şu ana kadar "ortak snnuctı"
olarak imza vermiş olanların sa-
yısı, Senatör Dole ile birlikte 46.
Senato, yüz üyeden oluşuyor. Ge-
riye kalanlar tasan aleyhine oy
kullanacak diye bir garanti yok.
Geçmişteki deneyimler, ortak su-
nucuların dahi zaman zaman al-
tında imzalan olan önergeler aley-
hine oy kullanabildiğini de göste-
riyor. Ancak tasan geçse de geç-
mese de bunun az bir oy farkı ile
olması bekleniyor.
Karar tasansının sahibi Senatör
Dole'ün geçen haftalarda Kalifor-
niya eyaletine giderek bir uzlaşı
metni arayışına dönük çabaları
sonuçsuz kaldı. Dole'ün araların-
da Kaliforniya'nın Ermeni kökenli
Valisi George Dökmeciyan da
olan Amerikan Ermeni liderlerine
önerisi, "soykınm" sözcüğünün
çıkanlarak yerine, "Ermenilerce
soykınm olduğu kabul edilen
olaylar" tanımlamasının koyul-
ması idi. Sıkı pazarlıklarına kar-
şın Ennenilerle bir mutabakat ol-
madı. Bu durumda da tasannın
Senato Genel Kurulu'na. Adalet
Komisyonu'ndan geçen şekliyle
gelme olasılığı yüksek. Türk ma-
kamlannda da tasannın bu haliyle
gelmesinin, bir uzlaşı metninin
geçmesine tercih edilebileceği yö-
nünde bir hava var. Ancak Dole1
un son dakikada Ermenilerle bir
uzlaşı metm üztrinde anlaşma
olasılığı da her zaman için var.
Türk makamlannca şu ana ka-
dar yürütulen bir bilinçlendirme
kampanyası sonucunda senatörle-
rin büyuk bir kısroı, bu tasarının
artık basit bir anma karar tasan-
sı olmadığını ve buyük yansıma-
ları olacağını kavradı. Ama iç si-
yasi kaygılarla davrananların sa-
yısı az degil. İç politikaya donuk
kaygıların mı'yoksa genel menfa-
atlerin mi ağır basacağı, tasannın
Senato'da oylanması sırasında net-
leşecek.
ABD yönetiminin performansı
bakımmdan son durumu özetle-
mek gerekirse yönetim, bugüne
kadar ne Beyaz Saray'ı ne Savun-
ma Bakanlığı (Pentagon) ne de
Dışişleri BakanhğYvla tasarıyı
durdurmak için Türkiye'ye taah-
hütleri paralelinde bir çaba gös-
termedi. Türk makamlan bu gö-
rüşte. Beyaz Saray devreye girebi-
lir mi? Yine Türk makamlan, şu
ana kadar böyle bir duyum alın-
madığını kaydediyor.
AIİSİRMEN
Umar Gösterin
Dumanını tüttürenine, hele hete içine çekenine hiçbir hayır sağ-
lamayan tütünün, üreticisine de fazla bir gelir getirmediği yıllar-
dan beri bilinen bir gerçek. Bilinen bir başka gerçek de tütünün
ülkemizin geleneksel dışsatım malları arasında olması. Çağ at-
layan, hızla sanayıleştiği söylenen Türkiye'nin dışsatımında hâ-
lâ tütün, incir ve üzümün hatırı sayılır bir payı var.
Televizyonu izleyenler değil, ama gazeteleri okuyanlann hep-
si btliyor ki bu yıl tütün üreticisi fena halde öfkeli. Tütün taban
fiyatlarının açıklanması üzerine patlak veren öfKe o boyutlara var-
dı ki dükkânlar ve yazıhaneler, oteller basılıyor, ANAP'ın temsil-
cileri "Vandık Allah!" telgraflan çekiyorlar Ankara'daki genel mer-
keze.
Zaten batmakta olan geminin kaptan köşkündeki yöneticiler
örneği saşkın olan ANAP kurmayları ise ne yapacaklarını şaşır-
mtş halde dolanıp duruyortar, ama ANAP'ın yerel yöneticileri ken-
di seçim bölgeleri olan tütün bölgelerinde sokağa bile çıkamı-
yortar. ANAP, tütün politikası ile Ege'de tümden çökmek üzere.
Tütün bölgelerinde alanlar, DYP ile SHP'ye kalmıştır. İki par-
tinin yöneticileri, önde gelenieri, zaten tüm politikasıyia dağıl-
mış ve çökmüş olan ANAP'a verip veriştiriyorlar ve meydana ge-
lecek yıkıntının altında Özal'ın da kalacağı erken seçimlerin bir
an önce yapılabilmesı için demeç üzertne demeç verıp çağn üze-
rine çağrı yapıyorlar.
Bağrı yanık tütün üreticisi ise öfkeyle sağa sola saldırmayı sür-
dürüyor, tutuklamalar da birbirini izliyor.
Tütün üreticileri öfkeli, ANAP'lılar saşkın ve dağınık, muhale-
fet keyiflidir.
Tabloya bugünkü zaman kesiti içinde baktığınızda yitirenle ka-
zanan bellidtr.
Ama tütünün yarattığı sorun çok daha derındir.
Tütün üreticisi bundan böyle de bunalımdan bunalıma, güç-
lükten güçlüğe sürüklenecektır, eğer tütün ekimi bu hızla arttı-
nlmak yerine sınırlanıp azaltılmaz ise.
Türk tütünü dünya piyasalarındakı yerini hızla yitirir, sigara ve
tütün tüketimi gelişmiş ülkelerden azgellşmışlere doğru kaydırı-
lır, Virginıa tütünü tahta kurulurken; tarım polrtikası olmayan Türki-
ye'de babadan kalma tütün ekimini sürdürerek yaşamını kurtar-
maya çalışan kişı kaçınılmaz olarak batağa saplanacaktır.
Hikmet Çetinkaya, Ege'de ANAP'ın tütün politikasını protesto
eden üreticiler arasında bile Amerikan sigarası içenler olduğu-
nu vurguluyordu. Virginıa tütününün önlenemez yükselişi Türki-
ye'de bile yaşanıyorsa, ANAP da Virginia tütününün önüne ül-
kemizde dikilen engelleri kaldırmış, hele hele yıllar yılı Türk tü-
tününün yarışta varlığını sürdürebilmesı için hiçbir şey yapma-
mış ise (belki yapmaya da olanak yoktur) o zaman bugün varı-
lan çıkmazı yadırgamamak gerekir.
Eğri oturup doğru konuşalım. ANAP tütün üreticisinın yarası-
na kendi felsefesinin sınırları içinde merhem olmaya bile çalış-
mış, ensesi kalın ihracatçıya dört yılda 103 milyon dolar vermiş-
tir. Belki tütün üreticisi kadar, çıkarının ayırdında olmayan bizler
hiç düşünmüyoruz ki bu para bizim cebimizden çıkmıştır.
Ama denecek ki şimdi Özal iktidarı bu parayı üreticiye değil
ihracatçıya verdi. Kuşkusuz doğru, özal iktidarının felsefesi de
zaten üreticiyi değil, aracıyı korumaktı, ama öyle ya da böyle,
kendi savunduğu pıyasa ekonomisi kurallarına aykın olarak Özal,
tütün sektörünü korumak için kaynak ayırdı ya da başka deyişle
kaynak transfer ettı.
Ama tutun üretimi yıldan yıla artar, Türk tütünü uluslararası
piyasada olduğu kadar ıç piyasada da Virginia karşısında yıldan
yıla gerılerken, bunalımın kaçınılmaz olduğunu herkes görebi-
lirdi.
Ama kımse gerçekle yüz yüze gelmek istemediğinden ger-
çek görmezden gelindi. Gerçeği görmemekte direnenler arasırv-
'da tütün üreticisi de bulunuyordu. O, demokrasiyi, yalnızca kendi
taban fiyatını elden geldiğince yüksek saptatmak için bir baskı
yontemı olarak gorüyordu. Hıç kuşkusuz demokrasınin öyle bir
işlevı de vardı. Ama olaya yalnızca bu dar bakış açtstndan yak-
laşmak. sorunu çıkmaza atacaktı.
Nitekim attı da. Her yönüyle iflas eden ANAP, bu bunalımla
iflasına iflası kattı da.
Türkiye'nin sorunlarının çözümünde ANAP'ın yeri kalmadığı-
na göre olaylar tarafından çoktan aşılmış olan bu şirketin üze-
rinde fazla duracak değiliz.
Ancak biz, burada yarının olası iktidarı bugünün muhalefeti-
ne bir-iki söz söylemek ısteriz:
"Beyier, meydanlarda boy gösterecek, köşe dönücü kurnaz
iktidarı devirmek için verdiği açıkları değerlendınp puan topla-
yacaksınız. Bu sizin en doğal hakkınız.
Ancak sizler tütün üreticisine, bundan böyle nasıl bir poJitika
izleyeceğinızi, pazannı yitiren Türk tütününün durumu karşısın-
da tütün üreticisine ne seçenek önereceğinizi, ne umar getire-
ceğinizi söyleyebiliyor musunuz?"
DYP'nin anlı şanlı babası Demirel ile SHP merkez yönetimi-
nin gerçek lideri Deniz Baykal, çıkıp halka gelecek 10 yılın ta-
rım politikasını ve politikanın içindeki tütün üreticisinin yerini ve
rolünü açıklıkla anlatıp güvence verebilıyorlar mı?
Yoksa politikaları, yine eskiden yapıldığı, tüm savlarının tersi-
ne Özal'ın da tüccar ve ihracatçı aracılığıyla yaptığı gibi bizim
gelirımızi transfer ederek, tütün üreticisinin oyunu kapatmak mı
olacak?
Türkiye'dekı öğretmenden, memurdan, işçiden fazla bir artış
elde eden (cünkü onların hiçbiri % 53 oranında artış eide etme-
diler) tütün üreticisi yine de bu parayla geçınemeyeceğıni, borç-
larını kapayamayacağını söyterken haklıdır, ama aynı üretici, yal-
nızca öfkesinı bu şekilde açığa vurup kendi durumu konusun-
da örgütlü, cıddi bir umar arayışına girmeyerek, günü gününe
öfkeler ve tepki yoluyla eski çarkı döndürme politikalarıyla yeti-
nirse bilmelidir kı gelecekte yalnızca küfür edecegi, öfkesıni yön-
lendireceği kişiler değışecektır.
Tütün olayı, cıddi bir tarım politikası zorunluluğunun kapıyı çal-
makta olduğunu vurguluyor bir kez daha.
Ama acaba bu gerçeği kim anlıyor ve bu gerçek doğrultusunda
kim politika üretiyor?
Herkes haklı olarak bu soruyu SHP ile DYP'ye soruyor.
OXFORD ÜNİVERSİTESİ
Delegacy of Local Examinations
İ N G İ L İ Z C E
Yeterlilik Sınavları
TÜRKİYE'DE 2. KEZ
Tek Yetkili Merkez Olan
TEPUM DİL KURSLARI'NDA
verilecektir.
• Başanlı olanların uluslararası
geçerlilığı olan d i p l o m a l a n
INGİLTERE'den gonderılecektir.
• SınavTarihleri:
Preliminary Diploma: 15 Mart 1990
Higher Diploma: 22 Mart 1990
• Son Başvuru Tarihi: 19 Şubat 1990
TEPVM'un bu yeni hizmetinden vararlanın.
Diplomanızı OXFORD Üniversitesinden a/ın.
TEPUM LANGUAGE CENTRE
"Profesyonel İngilizce Eğitimi"
CamiSok.6Teşvikiye Tel: 1361935-1361936