07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı Cumhuriytt Malbaacüık ve Gazetecihk Türk Anonım Şirfcetı adına NMtar N»dı £ Genel Yayın Mııduru H«5ln Cemal, Muetscsc Müduru EmiM Lşakhgl, Yazı Işlerı Müdurü Ok*y Goncıısm. # Habcr Merkezı Mudurıl Yalçın Ba>«r, Sa>fa Dûzenı Yonetmenı AM Acmr 0 Temsıtcıier ANKARA Akınıt T.o, 1ZMİR HikllKt Çrtınk.m. ADANA Çrtin Ylgmoglu I; Pohtıka CcU BulsifK. Dıs Haberier Eı«m Mn. Ekonomı Cofiz T.rta». Is-Sradıkı. Şikna KMnKi. Koltur CcU t'Mtr. :su-ıbul H«t»trkn k m l K«ak. Etmm GOKV Şaflaa. >un Habericn S«*I Datu. Spof Damsmanı Akdollıdır Vıtdraı Chi Y,2..J: Krrtn Çah;kn. Ansı.nna Şataı «p«J. Duzettme « U ı l U tancı 0 KoorfinıtOr UlMl kamiıu 0 MHı işler EJvt Erkat £ Muhascbe- WeM V*ci 0 Bulçc-PSaoiama Sr*f> Oaaa&tMfcothi Q fUklaın \1* Tonrt 0 Ek iravınUr H.ly. \kyoi 0 Ida.t HKt» Gmtr # Islcımc 0**r Çdik # Bı.fi l)l«n Nall laal 0 PmOK S«vji IWau<K>th )iıı,,*r«run/B»ıkın Nadıı^adl Ofctm 4fcM. lıtpa B*)«f, Huaa . Hıkm Çcuıkan, OVaı ll Sva». Akmn 1» gossa vr )i»> Cumhunjn Mnbucıhk v< GajnesiHk T VŞ. Turk Oca*ı Cad 39/41 34>M k[ Pk 246 lıunbul Tel. 512 05 0! (20 hal) Tdo. 22246. Faı (I) 526 60 72 £ Surotor Aakan: Zlyı GOkatp Blv Inkılap S No 19/4, TU 133 I ] 41-T. Teta- 42344, Fta (4) 1J3 05 63 % lıa*-. H 2ıvı Blv 1352 S 2/3 Td 13 12 30. Tetat İ23S9. T*x (51) 19 53 60 : Inonü Cad U9S.No 1 kaı I, Td 19 3^ 52 (4 haı) Tetet 62153 F« flj) 19 23 71 TAKVIM: 7 ARALIK 1990 Imsak: 5 36 Guneş: "> 08 Oğle: 12 00 Ikındı: 14.21 Akjara: 16.42 Yatsı: 18.08 ne olacak? Afrodisiâs, babaarıyor Arkeologlar Prof. Erim'in özel çabası sonucu çok iyi korunan Afrodisias antik kentinde aynı özenli politikayı sürdürebilecek bir kazı başkanının saptanmasıgerektiğini vurguluyorlar. MUSTAFA BALBAY ANKARA — Prof. Dr. Ke- Dan Erim'in 30 yıldır kazdığı, ortaya çıkardığı ve koruduğu Afrodisias antik kentinin gele- ceği tartışma konusu. Arkeolog- lar Prof. Erim'in özel girişimJe- riyle çevresi de çok iyi korunan antik kentte aynı politikayı Lzle- yebilecek bir kazı başkanının bir an önce saptanması gerektiğini vurguluyorlar. Milattan önce birinci yüzyıl- dan milattan sonra altıncı yüz- yıla dek dünyanın en önemli heykeltıraşhk merkezlerinden ve Anadolu'nun en ünlü Afrodit kentlerinden birisi olan Aydın- ın Karacasu yakınlarındaki Af- rodisias, Prof. Erim'in ölümüyle "öksüz" kaldı. Ankara Üniversıtesı Dil Tarih Coğrafya Fakültesi oğretim üye- si Prof. Dr. Coşkun Özgünel, "Ben kazıvı biiyiik bir senfoni orkestrasına benzetiyorum" di- yor ve şunlan soyluyor: "120'nin iıstiinde saz ve kişi. Bir de şef. Aynı seslerini birieş- tinnek, eseri yorumlamakla, bir kazryı, işçisi, bilim adatru ve og- rencileriyle >onetmek gerçekten büyük beceri. Prof. Erim, gerek arkeolojide gerek restoras>onda böyle bir kişiydi. Türkiye'de kazı başkanı olmak, özellikie de Türk olarak böyle bir kaayı yö- netmek oldukça giiç. Ancak ben aramızda böyle kişUerin oMuğu- na inanıyorum." DTCF öğretim uyesi Doç. Dr. Aliye Öztan da Afrodisias kazı- sının başına geçecek kişinin" "diplomasiyi de bilen bir arkeolog" olması gerektiğini b«- lirterek, "Mevcut kadronun ko- runması çok önemli. Diğer ta- raftan yurtdışından geien para- nın devamını da saglayacak ve Türk arkeologlannı yanına ala- cak bir kişi belirienmeli" diye konuşuyor. Antalya Karain kazısı başka- nı, DTCF öğretim üyesi Prof. Dr. Işın Yalçınkaya da Prof. Erim'i tanıyan, onun politikasım iyi bilen bir kişinin kazının ba- şına getirilmesi gerektiğini vur- guluyor. Akdeniz Üniversitesi Arkeo- loji Bölümü öğretim üyesi ve Kaunos Kazılan Başkan Yar- dımcısı Doç. Dr. Cengiz Işık, ALMANYA'DA KIZILORDU— Doğu Almanya ortadan kalktıktan sonra kendilerini Almanya'nın göbeginde bulan Kızılordu askerieri yeni dunıma 'uyum' zor- logn çekiyor. Ordudan kaçanlann sayısı hayli yüksek. EskiDoğu Almanya topraklarında kalan Sovyet askerieri arasındaBatı'ya sığınmahevesi artıyor nun kendi kaasına angaje oldu- ğunu belirterek şunlan söylüyor: "Afrodisias çok komplike bir kazı yeri. Yabancı uzmanlar, dı- şandan sağlanan maddi olanak- İar. Bütün bunlann devamını sağlamak için yurtdışı deneyimi olan, yani diplomasi deneyimli bir arkeolog seçilmeli." DTCF öğretim üyesi Prof. Dr. Cevdet Bayburtluoğlu, Afrodisi- as'ın diğer kazılara da örnek bir ören yeri olduğunu vurguladık- tan sonra, "Etkin bir kazı baş- kanı şart, araa bu kişinin yerli ve yabancı bilim adamlan ve ku- ruluşlar larafından da destek- lenmesi gerekli" diyor. 27 yıldır Afrodisias kanların- da fotoğraf uzmanı olarak çalı- şan Mehmet Ali Dövenci ise "Acaba bir Türk bilim adamı, sessizliğe gömulmüş bu oren ye- rimizi aynı sevgi ve özdeşleşme ile devam ettirebilir mi" diye so- ruyor. Dövenci, "Erim bu cami- adakilerin çok i>i bildiği gibi heykellerine 'çocuklanm' derdi. Onlan yaşadıgı yerde onarmak ve korumak islerdi" diyor. Kızılordu kaeaklarıDİLEK ZAPTçıoĞLu BERLİN — Berün'in Span- d î i i d i i kamp var. Mültecilerin banndı- rıldığı kampın sakinleri arasın- da üç Sovyet vatandaşı bulunu- yor. Alexej Balahonov, Stanis- lav Kaminski ve Dya Şirokolo- bov, Doğu Almanya'daki gar- nizonlarından firar etmiş üç Kı- zılordu mensubu. Doğu Almanya'da, üslenmiş 380 bine yakın Sovyet askeri var. 1994'e kadar tamamen ge- ri çekilmesi kararlaştınlan as- kerler, şimdiye kadar ülkenin her yanında, toplam bin altı yüz üs ve karargâhta kapah bir ha- yat süruyordu. Almanya'nın birleşmesi, Kı- alordu'nun 'Batı Grubu' olarak adlandırılan bu kuvvetleri için- Doğu Almanya'da üslenmiş olan 380 bine yakın Sovyet askeri iki Almanya'nın birleşmesi ile birden kendilerini 'Batı' topraklan içinde buldular. Şimdi bu askerler arasında 'firar' eğilimi gözleniyor. de buyuk sorunlara yol açtı. So- runlann başında disiplinsizlik ve firar olayları geliyor. Alman makamları, şimdiye kadar yüzü aşkın Sovyet askerinin iltica ta- lebinde bulunduğunu beliıtiyor- lar. Kesin rakamlan sadece Sov- yet yetkililer biliyor. Ama iti- nayla gizliyorlar. Yakalanma halinde idam ce- zasını goze alıp gamizondan ka- çan ve Alman mercilerine sığı- nan Ale.\ej, yaklaşık bir yıl on- ce Ural Dağlan'ndan kalkıp Al- manya'ya gelmiş. Doğuda bir piyade böluğunde eğıtime baş- lamış. Kendi anlatımıyla "30 ki- şinin aynı odada yatırıldıgı, bir yıl boyunca yemege bir kere bi- le et katılmadıgı, caya atacak şe- ker bulunmadıgı, her yerden, gizli mikrofonlann çıktığı" gar- nizonda firar düşüncesi kafasın- da şekillenmiş. Alexej, önce çoğu Sovyet as- kerinin yaptığı gibi karaborsa işine girmiş. Almanlara el altın- dan bidonlarla benzin, kurşun geçirmez yelekler ve başka or- du malları satmış. Şansı yaver gitmemiş, yakalanmış. On beş gün hapis yatmış. Karaborsacı- lıktan vazgeçmek niyetindey- miş. Ama subaylardan biri ona şantaj yapmaya başlamış. Ale- xej'den, getirdiği malları satma- sını, kendisine pay vermesini is- temiş. Alexej, buna razı olmayınca subay onu yeniden hapse attır- maya kalkmış. Işte Alexej'in Kı- zılordu'dan firar etmesine bu durum neden olmuş: Kendi de- yişiyle "çaresizlik." Alman Kızıl Haç kampında iltica dilekçelerinin kabulunü bekleyen diğer iki Sovyet aske- rinin firar nedeni biraz farkh. Alman 'Stern' dergisi iki askeri firara teşvik ediyor, yüklu para öneriyor, fıran organize ediyor. Kirlilik her yıl artıyor Izmir Körfezi, kahverengi Izmir Körfezi bugün 1960'h yıllara göre 3-4 kat daha kirli, her yıl da kirliliği yüzde 5 oranında artıyor. Körfezin rengi maviden kahverengiye dönüştü. Canlıların yaşayamadığı bir "ölü deniz" durumu aldı. TÜREY KÖSE İZMİR — 1960'h yıllarda kir- lenmeye başlayan ve artık "ölü bir deniz" durumuna gelen Izmir Körfezi'nin temizlenmesi için bu- güne dek çeşitli "kuruluş projekri" eskitildi. Son olarak uy- gulamaya konan ve 1992'de ilk bö- lümunün tamamlanması öngöru- len Büyük Kanal Projesi de şim- diden 5 yıl "sarko". Üstelik bu projenin de "kurtuluş"u sağlayıp sağlamayacağı tartışmalı. Tartışılmayan tek bir konu var: Körfezin hastalığı artık kronikleşti ve körfez bugün 6O'lı yıllara göre 3-4 kat daha kirli, her yıl da kir- liliği yuzde 5 oranında artıyor... Körfezin kirliliği ilk olarak 196O'lı yıllarda gündeme geldi. Geçen zaman içinde körfezin rengi maviden kahverengiye dönüştü. Özellikie iç körfez canlıların ya- şayamadığı bir "ölü deniz" duru- mu aldı. Deniz kıyısına "girmek tehlikeli ve yasaktır" leyhalan konuldu. Körfezin eskittiği projeler Masmavi körfezin "yasak bir kahverengi" denize dönuşmesi su- recinde çeşitli kurtuluş projeleri gündeme geldı. ilk proje 1971 yı- lında DSt tarafından Camp- Harric-Mesara fırmasına hazırla- tıldı. Bunu 1978 yılında Alman Holferder fırması danışmanlığın- da Su-Yapı Muşavirlik Mühendis- Bk Kolektif Şirketi'nin hazırladı- ğı proje izledi. Son olarak da 521 milyon 800 dolarhk Buyük Kanal Projesi gündeme geldi. Bu proje- nin onaylanmasından sonra 1983 yılında ilk ihaleler yapıldı. Büyük Kanal Projesi 1983 yıün- dan bu yana finansman sorunla- rı nedeniyle ağir aksak ilerledi, sık sık durma noktasına geldi. Baş- langıçta öngörülen hedeflere ula- şılamadı. öyle ki projenin ilk bo- lümünun 1992 yılında tamamlan- ması öngörülüyordu. O>'sa proje şimdiden 5 yıl sarktı. İZSU yöne- ticileri projede bugüne dek kendi- lerine duşen işin ancak yüzde 5.7'sini gerçekleştirdiklerini, lllar Bankası'nın da kendisine dü- şen işin yuzde 67'sini tamamladı- ğını söylediler. İZSU, projeyi hız- landırmak için Romanya'dan kre- di ahnması gibi çeşitli arayışlar içi- ne girerken, yeni bir programla ye- ni hedefler de belirledi. Buna gö- re 1993 yılında 700 lt/sn- lik bir atıksuyu antüabilecek dunıma ge- linmesi, bunun kademeli olarak arttınhp 1997 yılında evsel ve en- dustriyel atıklann tamamına ya- kın bölümünün antabilmesi he- defleniyor. 1 Daha Büyük Kanal Projesi ta- mamlanmadan bu projenin yeterli olup olmayacağı tartışmaları baş- ladı. Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Muhendisliği Bölüm Başka- nı Prof. Dr. Orhan Uslu, körfezin iyileştirilmesi için Buyuk Kanal Projesi'nin tamamlanmasının bir önkoşul olduğunu söyledi ve "Bu olmadan olmaz. Ama olursa olur mu? Bu sorunun yanıtı ortada" diye konuştu. Buyuk Kanal Pro- jesi ile arıtılan atıksuların ona körfeze verilmesinin amaçlandığı- nı anımsatan Prof. Dr. Orhan Us- lu, "Orta körfez arıülmış atıksu- lan bile 2010'lu yıllardan sonra kaldıracak durumda degil. Büyük Kanal Projesi'ni 20 yıldır duşünu- yoruz, 30 yıl sonra yeterli olma- yacagı kesin. Acilen bu projenin ötesinde stratejiler geliştirilmeli" dedi. Prof. Dr. Orhan Uslu, körfezin kurtuluşu için tzmirlilerin de kat- kısı olmasından yana. Belediye ve IZSU'nun payına düşen 200 mil- yon dolar dolayındaki paranın kentte yaşayanlar tarafından kar- şılanabileceğini savunan Prof. Dr. Orhan Uslu, "Her Izmirli ayda 2-3 dolar verse bu iş bitecek" diye konuştu.. ODTÜ Çevre Muhendisliği Bö- lümu'nden Prof. Dr. Turgut Bal- kaş'ın, özellikie antma ve antılmış suyun nereye verileceği konusun- da kaygıları var. "Antılmış suyun orta körfeze verilmesi durumun- da bana göre orası kıpkırmızı olacak" diyen Prof. Dr. Turgut Balkaş, antma sistemlerinin, çe\- resel etki değerlendirmesi rapor- lannın ivedilikle hazırlanması ge- reğine dikkati çekti. Prof. Dr. Tur- gut Balkaş, körfezin atık özumle- me kapasitesinin saptanması ge- rektiğini vurguladı. Körfezin yarını 196O'lı yıllardan bu yana kirli- lik 3-4 katına çıkarken körfez gi- derek "yasak" bir deniz oldu. Her yaz sezonu öncesinde valilik "de- nize girilmesi yasak" bölgeler ilan ediyor. Körfezin unlü balığı çipu- ra, trança çoktan bu denizi terk et- ti. Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Hidrobiyoloji Anabilim Dalı oğ- retim üyelerinden Prof. Dr. Savaş Mater, 1965 yılında korfezde 285 tür balık saptandığını ammsata- rak "Artık bahklar iç körfezi terk etti. Kirlenme sürerse sadece iç körfez değil, tum körfez balıklar için ölu bir deniz haline mi gele- cek? Bu çok önemli" dedi. Seles, gösteri t u r n u v a s ı n d a den YugoslavMonicaSelesve Ame . rikalı Jennifer Capriati önceki gün Ispanya'nın başkenti Madrid'de Madrid Turnuvası'nda karşı karşıya geldiler. 77 lurnuvadan oluşan ATP Tunı'nun dışında kalan gösteri turnuvasında 16 jaşın- daki Seles, 14 yaşındaki Capriati'yi 6-4 ve 6-3'lük setlerle 2-0 yendi. 1990 yılında aldığı başarılı sonuçlarla dunya sıralamasında 2 numaraya kadar yükselen ve otoritelerce yılın en başarılı tenisçi- si seçilen Monica Seles'in oldukça zorlandıgı gözlendi. (Fotoğraf: AFP) Stanislav Kaminski ve Ilya Şi- rokolobov, 'Stern' muhabirleri- nin objektifleri karşısında gar- nizonun duvarlannı tırmanıyor, ormana kaçıyor, üniformalan- nı çıkarıp sivillere bürünüyor ve sonunda Kızıl Haç mülteci kam- pmı boyluyorlar. Firar eden Sovyet askerieri genellikle kimliklerini gizliyor ve fotoğraf çektirmek istemiyor. KGB'nin peşlerinde olduğuna inanıyorlar. Hatta, bu yüzden silahlı geziyorlar. Anlattıkları, Sovyet askerinin düşüncelerine, sorunlarına ışık tutuyor. Ale- xej'i dinliyoruz: "Kızılordu'da askerier, bü- tün haklardan yoksundur. Stı- bay ere, "Sen suçlusun" derse buna karşı çıkılmaz. Glasnost ve demokratikleşme orduda masaldır." Nereye gitmek iste- diği sorusuna Alexej 'Kanada' diye cevap veriyor. "Mürakün oldugunca uzaga gidecegim." Stanislav Kaminski'nin hede- fl ise Güney Afrika. Orada bir- kaç ay zarfında vatandaşlığa ka- bul edilindığini duyan Lening- radlı Kaminski, Güney Afrika Cumhuriyetı ordusunda veya polis teşkilatında çabşmak isti- yor. Leningrad'da kalan beş ya- şındaki oğluyla ailesini böylece Güney Afrika pasaportuyla zi- yaret edebileceğini düşünüyor. Oradaki ırkçılık ve Apartheid rejimi, eski Kızılordu eri Ka- minski'yi 'hiç ilgilendirmiyor.' 'Almanlar' deyince yüzu ası- lıyor. Geçen yaz, Doğu Alman- ya'daki Kızılordu Başkarargâhı VVünsdorPta nobet tutarken ka- ranhktan Uzerine ateş açılmış. Bacağından vurulmuş. Kalaşni- kof'uyla ateşe karşılık vermiş, ama isabet ettirememiş. Alman makamlarının korku- lu rüyası da işte bu: Doğudaki Sovyet düşmanlığı! Doğu Al- manlar, bir zamanlar kendileri- ni Hitler'den kurtaran ve yerle- şip kalan Kızılordu'ya hiç sem- patiyle bakmıyor. Gun geçmiyor ki bir garnizo- nun duvarına 'Rus domuzlan dışan!' yazılmasın. Eğer Sovyet askerlerinden biri bir Neonazi'- nin kurşunlanna hedef olursa ya da kendisi bir KalaşnikoPun ateşiyle can verirse... Alman makamlan, bunun sonuçlarını duşunmek dahi istemiyorlar. Kızılordu'nun 'Batı Grubu' içinde kol gezen disiplinsizliğin, huzursuzluğun kaynağını, Al- manya'nın birleşmesinde ara- mak gerekiyor. Ülkeye dolan Batı tüketim malları, askerlerin gözünü kamaşttnyor. Yuz binlerce kişiye konut, iş, çocuklarına kreş gibi harcama- lar Almanlarca karşılanacak. 12 milyar mark, bu iş için Mosko- va'ya veriliyor. Başbakan Kohl ise onümüzdeki bahar aylann- da Kızılordu garnizonlannı biz- zat ziyaret edip 'iyiniyet gösterisinde' bulunacak. Moskova'nın aç kaplanları • MOSKOVA (AA) — Gıda sıkıntısı çekilen SSCB'de, Moskova Sirki'nin Mudüru Yuri Nikulin, belediye yöneticilerini, ^ sirkin et gereksinmesini karşılamayı taahhüt etmemeleri halinde, sirkteki aç kaplanları üzerlerine salmakla tehdit etti. Sirk Müdur Yardımcısı Mihail Sedov, müdürünün, Başkan Mihail Gorbaçov'a geçenlerde yolladığı bir mektupta, "Moskova belediyesinin sirkteki yırtıcı hayvanları aç bırakması halinde, kafeslerin ardındaki hayvancağızlann çok kızacağım, kendisinin de aç kaplanları götürüp belediye önünde serbest bırakacağını" bildirdiğini anlattı. Moskova Sirki'ndeki 22 kaplan, puma, leopar ve köpek için günde 200 kilo et gerekiyor. Rüşdü, kitap imzaladı • Dış Haberier Servisi — Yazar Salman Rüşdü, 1989 şubatından beri ilk kez ortaya çıkarak Londra'da varhklı sanatçı ve yazarlann oturduğu seçkin "Hampstead" semtindeki "Waterstones" kitapçısında son eserini imzaladı. Salman Ruşdu'nun kitapçıya gideceği önceden açıklanmadı. Korumalarıyla kitapçıya giden Rüşdü, müşterilerin hayret dolu bakışları arasında "Harun ve öyküler Denizi" adlı, saklandığı sürede yazdığı çocuk masal kitabını imzalamaya başladı. Kardeş üniversiteler • IZMtR (UBA) — Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Sermet Akgün, Ege Üniversitesi ile Azarbaycan'ın Bakü Üniversitesi'nin "kardeş" üniversite olduklarını v açıkladı. Azarbaycan'a yaptığı ziyaretten dönen 7 kişilik üniversite heyeti adına konuşan Rektör Prof. Dr. Sermet Akgün Bakü Üniversitesi ile yapılan anlaşma gereği, her iki üniversite öğrencileri arasında mübadelenin onümüzdeki aylarda gerçekleştirileceğini söyledi. Çociık kurultayı • Haber Merkezi — Yapı Kredi yayınları 17-23 Nisan 1991 tarihleri arasında bir Çocuk Kurultayı düzenliyor. Böyle bir Kurultay, dünyada ve Türkiye'de ilk kez yapıhyor. Türkiye'nin tum illerinden seçilecek ikişer temsilcinin katıhmıyla toplanacak çocuklarımız "Yaşamak İstediğimiz Dünya" projesini geliştirecek, bunu buyuklerinin bilgilerine sunacaklar. Çocuklar önerdikleri projenin izleyicisi olacaklar. Egoiste TtirkiyeVie • Haber Merkezi — Chanel'in yeni erkek kokusu Egoiste, 15 aralıkta piyasaya çıkacak. Egoiste; Chanel'in 1955'te pi>>asa çıkardığı Pour Monsieur ve 1981'de üretilen Antaeus'ten sonra, erkekler için hazırlanan uçüncü koku olma özelüğini taşıyor. Chanel'in koku uzmanı Jacque Polge ve artistik yönetmeni Jacques Helleu tarafından tasarlanıp hazırlanan ve 2000 koku üzerinde çahşılarak ortaya cıkarılan Egoiste'in karışımı sandal ağacı, vanilya, amber tohumu ve baharattan oluşuyor. ABD'de, Rap Grubu için açılan müstehcenlik davasında mahkeme kararı 6 Açık saçıkiık da sanattır' ŞEBNEM ATtYAS NEW YORK— ' Açık saçıklık sanat mı- dır?" tartışması ABD'de çeşitli sergiler, gös- teriler, albümlerle tekrar tekrar gündeme ge- liyor. Rap Grubu "2 live crew"un şarkı söz- leri ve gösterilerinin yasaklanmasına yone- lik mahkeme "açık saçıklıgın da sanat oklugu" yargısıyla sonuçlandı. Dört kadın, iki erkekten oluşan Florida/Fort Lauderda- le mahkeme jürisi söz konusu şarkı sözle- rini "kesinlikle belden aşağı nitelendirme- dikkrini, komik ve eglendirki bulduklannı" açıkladılar. Fort Lauderdale'deki mahkeme, ifade öz- gürluğüne yönelik bir girişim olduğundan ABD çapında ilgiyle izlendi. Juride bulu- nan 65 yaşındaki emekli kadınlardan biri Rap Grubu'nun "As nasty as they wanna be" adlı albümündeki şarkı sözlerini "Gü- nün gençiiğinin hoşlandıgı seyter" olarak ni- telendirdi. Diğer bir jüri üyesi ise "savaş- maya gidebiliyorsanu, Irak'a gidebiliyorsa- nız, bir gece kulübüne de gidebilirsiniz demekür" şeklindeki sözleriyle ilgi çekti. Grubun üç rapçısı, Luther Campbell, Mark Ross, Christopher Wongwon Holl- ywood'da bir gece kulübundeki gösterileri sırasında "Oral ve analseks" anlatılan içe- ren şarkı sozleri nedeniyle tutuklanmışlar- dı. Önceki gun karar sonrasında grubun üyelerinden Luther Campbell jürinin kara- rını "beklenmedik" bulduklannı soylemek- ten kendini alamadı. Üçü 60 yaşının uze- rinde kadın olan ve sadece bir siyahtan olu- şan juriyi Rap Grubu ve destekçileri, "Bun- ları anlaj-amayacak kadar yaşlı, beyaz, ya da orta sınıf şeklınde değerlendirmişler- di. Juri üyelerinden en genci David Garso, rap grubunu eleştirerek "Tıpkı onlan ste- reotip olarak değerlendiren sansur yanlıla- rı gibi onlar da bizi stereotip gibi degerlen- dirmeye kalkıştılar ve yanıldıklan anlaşıldı" dedi. Jürı üyelerinden 64 yaşındaki Beverly Resnick ifade özgürlüğünun korunmasmın onemine değinerek "Siz bir ozgürlüğü alır- sınız, ondan sonta bir de bakarsınız hepsi gidivermiş" diyerek görüşünu açıkladı. Cincinati'de halen devam eden bir baş- ka "sanatta açık saçıklık" mahkemesi ise yine Robert Mapplethorpe'un fotoğraflannı sergileyen bir galeri hakkmda. 1987-1988 yıl- ları arasında Mapplethorpe'un fotoğrafla- nnı derleyen, Philadelphıa Çağdaş Sanat Enstitusü yöneticisi Janet Kardon geçen hafta açılan mahkemede jüriye "Homosek- süel ve sadomazoşist barekeüeri" de içeren fotoğrafları neden sanatsal açıdan çok de- ğerli gördüğünü anlattı. Kardon fotoğraf- lardaki ışık, kompozisyon mükemmellıği- ne değinerek savcuun örnek fotoğraflar uze- rindeki sorularına "Bunlar biçim çalışmalandır" şeklinde yanıt verdi. Savcı ise kızgınlıkla "Siz bunlara biçim çalışma- lan diyorsunuz, bense seks olarak nitelendi- riyonım" dedi. '•^fî^r Bir musibet bin nasihatten yeğmiş... "E; dost o kadar söyledi, dlnlemedlm. Çocuklann bir ihmali az kaldı tum fabrikayı yakıyordu. Neyse ki, büyumeden söndürmeyi başardık Telefon ettim Halk Sigorta'ya, hemen geldi Risk Mühendisi Fabrikayı Inceledi. Ne yalan söyleyeyim, fabrlkam hakkında bilmedigim bir sürü şey ögrendim onlardan BUe uyan Yançn Slgortası'nın abonman poliçesl olduğunu söylediler Boylece stoklanmız artıp eksildikçe, teminatımız da ona göre yûkseUp düşüyor Laf aramızda hesaplı da oldu." r Halk 1 Sigorta Bir yaşam seregi 1 Ekın 1990 dan ıtıbaren yangın ^e naklıyat bfanşlarında başlavan serbest prım uygulaTiası Halk Sigorta da "ozei'dır Yangın Slgortası
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle