22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 ARALIK 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/15 ABD Bush yönetimi diplomasi sınavındaWashington'da bir dizi kritik gelişme yaşanıyor. ABD Kongresi, Bush yönetimini Körfez politikaları konusunda eleştiriyor. Aziz-Bush görüşmesi 17 aralıkta yapılacak. ABD yönetimi, bu görüşmenin bazı Avrupa ve Arap devletlerinin de Saddam'la görüşmelerinin yohınu açacağından korkuyor. UFUK GÜLDEMİR YVASHINGTON — ABD başkenti, son iki gundür bir dizi kritik gelişmeye sahne oldu. Bunların en başında, ABD Kongresi'nin, yönetimi Körfez politika- ları konusunda şiddetle hırpalaması ge- liyor. Kongre Amerikan yönetimini 'gözü kapalı savaşa gitmekle' suçluyor. İkinci önemli gelişme, Irak Dışişleri Bakanı Ta- nk Aziz'in 17 aralıkta Beyaz Saray'da ABD Başkanı George Bush tarafından kabul edilecek olması. Buna bağlı olarak ortaya çıkan üçüncü kayda değer geliş- me ise müstakbel ABD-Irak görüşmesi- nin Arap dünyasında ve Avrupa'da or- taya çıkardığı arayışlar. Ne Avrupa ne de Araplar Irak ile görüşmeye hazırlanan ABD'nin gerisinde kalmak istemiyor. So- nuncu önemli adım ise bu gelişmelere pa- ralel olarak Birleşmiş Milletler'de orta- ya çıkan Filistin konusundaki yeni hare- ketlenme. ABD Kongresi son iki gündür Ameri- kan yönetimini Körfez politikalan konu- sunda, giderek artan dozajlarda köşeye sıkıştırdı. Kongre'nin özellikle muhale- fetteki Demokrat kanadı önceki gun Se- nato Silahlı Kuvvetler Komitesi'nde Dı- şişleri Bakanı James Baker'a sıkıntılı an- lar yaşattı. Yönetimi gözü kapalı olarak savaşa gitmekle suçlayan demokratların savı şu: "Eğer önümüzdeki günlerde Irak ile yapılacak gorıişmelerde Bush. daha önce açıkladığı gibi, müzakereden kaçı- nıp sadece ultimatom verir bir havada konuşacaksa, o zaman 15 ocaktan son- ra savaşa gilmeyi kafasına ko>muş de- mektir. Bu da verdiği izlenimin aksine Bush'un Irak ile gorüşme önerisinin sa- mimi bir barış ara>ışı degil. manevra ol- duğunu göstermektedir. Oysa banşçı çö- züm için ciddi çaba gosterilmesi gerekir ve bu çaba gösterilmeden savaşa gidilme- si yanlıştır." Kongre'nin genel tonu bu. Bu argü- man her ne kadar kendi açısından sağ- lam bir mantıktan yola çıkıyorsa da yö- netimi istediğini yapmaktan alıkoyacak yaptırım gucu taşımıyor. Çunku Kong- re'nin çoğunluğunu oluşturan muhalefet- teki Demokrat Parti içinde de Bush'un tamamen yanlış yolda olduğu yonünde bir uzlaşma bulunmuyor. Ancak buna karşılık Kongre'nin çıkardığı gürültü, Irak ı Amerika'dan gelen sinyalleri yan- lış algılamaya itiyor. Yani ABD yöneti- minin savaşı goze alamayabileceği gibi bir umuda kapılmasını sağlıyor. Yöneti- min Kongre eleştirilerinden fazla etkilen- meyeceği savı, Amerikan Kongresi'nin Bush uzerinde hiçbir ağırlığı olmadığı an- lamına gelmiyor. Sadece, Bush'un Irak ile göruşme önerisinin, manevra dahi ol- sa, son kamuoyu yoklamalarına göre Amerikalılannın yüzde 90'ına yakınının desteğini aldığını, dolayısıyla da muha- lefetteki birkaç ciddi kongre üyesinin yu- karda özetlenen somut eleştirilerinin, gi- dişatı büyuk olçüde değiştirmeyeceğini simgeliyor. Çiinkü Bush'un politikası eleştirilmekle birhkte sadece ambargonun da Irak'ı Kuveyt'ten sökmeye yetmeye- ceği, bizzat bu eleştirileri yapan Kongre üyelerince teslim ediliyor. Nitekim CIA Başkanı VVilliam Websler da önceki gün Kongre'ye bilgi verirken, tek başına am- bargonun Irak'ı çekilmeye zorlamaya ye- tecek ölçüde etkili olmadığını gördukle- rini söyledi. ABD Dışişleri Bakanı Baker ise "Ambargo çalışmadı, daha fazla bek- lemekle biıyük bir bedel ödeyebiliriz" di- ye konuştu. Baker, " Amaamız. eğer güç kullanılacaksa, bunun aniden, kitlesel ve kararlı birşeküde gerçekleşmesini temin etmek" diye ekleyerek de yonetimin te- pelerinde bulunan havayı aktardı. Önceki akşam meydana gelen bir baş- ka ilginç gelişme de Irak'ın Bush'un gö- riişme önerisini resmen kabul etmesi ve göruşme tarihinin 17 aralık olarak iian edilmesiydi. Ancak görüşmenin çerçevesi net olarak ortaya çıkmış değil. ABD Baş- kanı Bush, göruşme önerisini ilk ortaya attığında Tank Aziz'i kabul ederken ya- nında anti-Irak koalisyonunun büyükel- çilerinin de bulunacağını söylemişti. Sad- dam Huseyin de Baker ile görüşürken ya- nına FKÖ lideri Arafal'ı alacağını açık- layınca, Bush, bu fikrinden vazgeçti. Bu yuzden göruşme, büyük bir olasılıkla başka ulkelerin temsilcilerini kapsamaya- cak. Görüşmenin içeriği konusunda ise bazı sinyaller bulunmakla birlikte şimdi- den bir şey söylemek güç. Çünkü Was- hington zaman zaman sürprizler yapabi- liyor. Ancak şu ana kadar gelen sinyal- lere göre Aziz, Irak'ın Washington bü- yükelçisi Meshed'in önceki gün açıkladıgı gibi, "Her konuyu masaya getirecek." ABD ise Bush'un Arjantin'de yöneltilen bir soruya verdiği yanıta bakılırsa, "Sa- dece Irak'ın BM kararlarında öngörül- diiğü gibi Kuveyt'ten çekilmesi konusu- nu masaya getirecek, muzakereye girme- yccek." Diplomatik arayışlar ABD her ne kadar Irak ile BM karar- ları çerçevesinde gorüşuleceğini vurgular- sa vurgulasın, sadece gorüşülecek olma- sı dahi Arap dünyası ve Avrupa'da, iler- de Amerika'nın yakınabileceği bazı ara- yışlar ortaya çıkardı. Ne Avrupa ne de Araplar, ABD'nin inisiyatifinin gerisin- de kalmak istemiyor ve Irak ile gorüşme- ye hazırlanıyorlar. Bu hazırlıkların kri- zin çözumünun ertelenmesine yol açma- sından kaygı duvuluyor. Örneğin Avru- pa Topluluğu geçen salı günu, Aziz'in VVashington donuşünde Roma'da Italya Dışişleri Bakanı ile göruşmesinin sağlan- masını kararlaştırdı. Fransa Dışişleri Ba- kanı Roland Dumas da ABD Dışişleri Bakanı Baker'ın ziyaretinden sonra Bağ- dat'a gitmeye hazırlanıyor. Alman Dışiş- leri Bakanı ise Irak'a gitmek için Baker'- ın ziyaretinin gerçekleşmesini bekliyor. ABD, Irak'ın bu temasların her birinde yeni bazı sinyal ve tavizler vererek zaman kazanmaya çalışacağından urküyor. An- cak Bush'un görüşrrfc onerisi ile 'Pando- ra'nın kutusu' açıldığı için Avrupalılann görüşmelerini de engellemek olanağı bu- lunmuyor. Aynı kaygı, Arap dünyası açı- sından da geçerli. Amerika'nın Irak ile yapacağı göruşme Bağdat'a bölge ülke- leri ile göruşme kapılarını açıcak. Oysa yakın bir süre önceye kadar kimse Irak ile görüşmüyordu. Hele Aziz-Bush gö- rüşmesinden en ufak bir olumlu sinyal çıkması, tüm Arap dunyasını "Arap birliği" şemsiyesi altında bir an önce Irak'a karşı ellerini yıkamak için sefer- ber edebilecek. Bu noktada, özal yöne- timi altında Irak'a karşı "öncü" politi- kalar uygulamış olan Türkiye de muhte- melen durumunu yeniden değerlendire- cek. Son günlerde Washington'da "Kisin- ger doktrini" diye bir formulden bahse- diliyor. Bu doktrin, "Bir sonıntın çözii- münün ea iyi yolu iki tarafın da zafer ilan edeceği bir formül bulmaktr" diye özet- leniyor. Geçmişte eski Dışişleri Bakanı Kissinger'ın bu yöntemle birçok kriz çöz- düğünden söz ediliyor. ABD'nin de el al- tından göz kırptığı BM'deki son hareket- lenme eğer Kissinger doktrininin uygu- lamaya konduğunun işaretiyse, o zaman Irak Dışişleri Bakanı Aziz'in VVashing- ton ziyaretinin tahmin edildiğinden da- ha yumuşak geçebileceği vurgulanıyor. NATO Cheney: Körfez'e asker gönderinABD Savunma Bakanı, NATO üyelerinden Körfez'e tam teşekküllü tugaylar göndermelerini istedi. BRÜKSEL (AA) — ABD Savunma Bakanı Dick Cheney, dün Brüksel'de NATO savunma bakanlarına hitaben yaptığı konuşmada müttefiklerden ABD'yi desteklemek amacıyla Körfez bölgesine tam teşekküllü tugaylar gön- dermelerini istedi. Körfez'de asker ve malzeme ihtiyacı- nın henüz tam anlamıyla karşılanamadı- ğını bildiren Cheney, her üyenin imkân- ları nispetinde katkıda bulunmasını ta- lep etti. Cheney'in Avnıpalı müttefiklerden, Körfez'e asker ve malzeme nakli için uçak ve gemi gibi lojistik destek de iste- yeceğj bildirüdi. Amerikan kaynakları, Dick Cheney'- in talep edeceği lojistik destek arasında, kimyasal silahlara karşı askerleri koruya- cak özel elbiselerin de bulunduğunu ifa- de ettiler. NATO savunma bakanları Brüksel'de yapacaklan toplantılarda Körfez krizi ko- nusunu görüşecekler, ayrıca savunma ve nükleer planlar uzerinde görüş alışveri- şinde bulunacaklar. Bakanların, bu ko- nularla ilgili herhangi bir karar almaları beklenmiyor. Türkiye'yi Milli Savunma Bakanı Hüs- nü Doğan'ın temsil ettiği toplantılarda, bakanlar NATO savunma planlaması çer- çevesinde ittifakın güvenliğinin bir bütün olduğunu bir kere daha tekrarlayacaklar. Bu kapsamda yeni NATO stratejisi de gözden geçirilecek. Doğu Avrupa ve SSCB'deki değişmelerden sonra NATO, esnek mukabele ve ileri savunma strate- jilerinde değişiklik yapma kararı aldı. An- cak bir geçiş dönemi içinde bulunuldu- ğundan, yeni stratejinin ne olacağı henüz tam anlamıyla açıklığa kavuşmadı. Türkiye'nin tutumu AA muhabirine bilgi veren kaynaklar, bununla birlikte, uyelerin toprak bütun- lüğünün korunması, guvenliğin bolun- mezliği gibi ilkelerin yeni stratejide de ka- lıcı unsurlar olarak yer alacağını belirt- tiler. Bu husus Türkiye açısından önem taşıyor ve Türkiye, müttefiklerden birine karşı yapılan saldırının ittifakın tamamı- na yapılmış sayılmasını öngören Atlan- tik Sözleşmesi'nin 5'inci ve 6'ncı madde- lerinden fedakârlığı kabul etmiyor. Genel oturumlar NATO savunma bakanlarının iki gün sürecek toplantıları sırasında nukleer ko- nular da ele alınacak ve menzili 500 km'den kısa olan nükleer fuzelerin gele- ceği tartışılacak. Bakanlann üzerine eğilecekleri bir baş- ka konu da AKKA'dan sonra Almanya ve Polonya'nın yer aldığı NATO ve Varşova Paktı merkez bölgesinde oluşturulacak çokuluslu kuvvetler sorunu. NATO askeri yetkililerinin, bu güce, şimdiye kadar it- tifakın askeri yapısına dahil buluntııayan Fransa'nın da katılmasından yana olduk- lan bildirüdi. Dogan: Türkiye memnun Milli Savunma Bakanı Hüsnü Doğan, NATO Savunma Bakanlan sonbahar toplantısının kapalı otunımunda yaptı- ğı konuşmada, ittifak stratejisi değiştiri- lirken Türkiye'nin de yer aldığı kanat bölgelerin özel durumunun dikkate alın- masım istedi. Türkiye'ye tank ve top ABD'nin, NATO'nun kanat ülkeleri- ne, askeri teçhizatlarını modernleştirme- leri amacıyla yüzlerce tank, zırhlı araç ve top vereceği bildiriliyor. İttifak kaynaklan, Washington'un Türkiye, Yunanistan, Ispanya ve Porte- kiz'e yaklaşık 2 bin M-60 tankı verece- ğini söylediler. ABD'nin Yunanistan, ıtalya, îspanya ve Norveç'e 600 zırhlı araç vereceği ve ayrıca Danimarka, Yu- nanistan ve Türkiye'ye 180 adet 155 mm'lik howitzer topu vereceği belirtildi. SAYELARIARTIYOR — Körfez'de diplomatik girişimler yogunlaşıp 'banş'a baglanan umotlar çof alırken ABD'li askerlerin sayısı da sürekli artıyor. (Fotograf: Reuter) ABD GENELKURMAY BAŞKANI POWELL: Türkiye'den ikinci cephe varsayımABD Genelkurmay Başkanı General Colin Povvell, Irak'la olası bir savaşta Türkiye'nin nasıl bir tutum takınacağına, Türk hükümetinin karar vereceğini söyledi. Dış Haberter Servisi — ABD Genel- kurmay Başkanı General Colin Powell, Irak'a karşı Türkiye'den ikinci bir cephe açılması konusunun şimdilik "varsayım- 'dan ibaret olduğunu söyledi. Cumhur- başkanı Turgut özal da Körfez krizinin gelecek yılın ilk iki ayı içinde tamamen çözülmüş olacağını bildirdi. Londra muhabirimiz Edip Öymen'in büdirdiğine göre ABD Genelkurmay Baş- kanı General Colin Powell, Irak'la olası bir savaşta Türkiye'nin nasıl bir tutum ta- kınacağına "Türkiye hökümetinin karar vereceğini" söyledi. Türkiye'nin, Irak'a yaptırım öngören BM kararlannın ilk ve sadık bir savunucusu olduğunu hatırla- tan Powell, Türkiye'den Irak'a karşı ikinci bir cephe açılması konusunun şimdi "var- sayım"dan ibaret olduğunu, zamanı gel- diğinde bütün seçeneklerin değerlendiri- leceğini kaydetti. Londra'da bulunan Powell, Başbakan John Major ile görüştükten sonra Avam Kamarası Dış llişkiler Komisyonu'nda so- rulan yanıtladı. General Povvell, daha sonra "Silahlı Kuvvetler Enstitüsü"nde yaptığı konuşmada, Amerikan yönetimi- nin Körfez siyasetinde vardığı aşama hak- kında bilgi verdi. Daha sonra sorulan ya- nıtlayan Powell, "Cumhuriyet"in, "Irak'- la olası bir savaşta Türkiye'den ikinci bir cephe açılması fikri ne ölçüde uygulanabilir" sorusunu, "Türkiye, BM karar'anna ilk uyan ülkelerden ve bn ka- rarlan sadık bir şekilde savundu. Ancak bundan sonra takınacağı tavır da alaca- ğı karar da yine Türkiye hükümetine ait- tir. Onun seçeneğidir. Bütün secenekler zamanı geldiğinde değerlendirilir. İkinci bir cephe açılması hakkında bir varsayun- da bulunmak istemiyorum" dedi. Brzezinski savaşa karşı Beyaz Saray'ın eski Danışmanı Zbig- niew Brzezinski, Irak'ı Kuveyt'ten çekil- meye zorlamak için savaş yapılmasına karşı çıktı. Brzezinski, Senato Dışişleri Komisyo- nu'nda yaptığı konuşmada, "Savaşın, Amerikan çıkarları açısından son dere- ce zararlı olacağını, silahlı çatışmanın. bugünkü uluslararası görüşbirligini yok edecegini ve ABD'yle bazı Avnıpalı müt- tenklerini de karşı karşıya getirebile- cegini" söyledi. Brzezinski, "Zaman ve güç, bizden yana" dedi. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Körfez krizinin gelecek yılın ilk iki ayı içinde ta- mamen çözülmüş olacağını söyledi. özal, Ingiltere'nin önde gelen muhafa- zakâr gazetesi The Times'a verdiği demeç- te, ekonomik ambargonun Irak'ta etkisini göstermeye başladığını ve bunun Irak'ın tavnnda görülen yumuşamadan da anla- şıldığıru belirterek, "Irak için şartlar iki- üç ay sonra daha da zor olacak" dedi. Cumhurbaşkanı özal, "Banşa nlaş- mak için savaş gerekU ise bunu herkes ka- bul etmeli, yoksa banşa hiçbir zaman ulaşdamaz" diye konuştu, ancak krizin savaş yoluyla mı yoksa ambargo yoluyla mı çözüleceğini belirtmedi. Terorizmin uluslararası bir konu oldu- ğunu kaydeden Özal, "Türkiye'de bugün terör büyük ölçüde ideoiojik teröristlerin içine kanştıgı mafyanın işidir" görüşüne yer verdi. Özal, "tsfauna köktendinciükten gelen terör tehdidi" konusundaki soruyu yanıt- Iarken de bu konunun Batılı istihbarat kuruluşlannca yanlış algılandığını ve "Türkiye'de köktendincilik tehlikesinin bulnnmadıgını" söyledi özal bu konu- da şunları söyledi: "Köktendincilik, Mısır'ın eski Devlet Başkanı Nasır'ın Arap sosyalizmi gibi yoksulluğun üriinüdür. Türkiye'de son 10 yılda koşullar bir Avrupa ülkesinin dü- zeyine ulaşacak biçimde gelişmiştir. Bu- gün insanlann Avrupa'da bulunan her şe- ye ulaşabildiği ve dükkânlann dolu oldu- ğu göz önune alınırsa bu kişilerin kök- tendincilige doomelerine gerek yoktur." Özal köktendinciliğin "tslami diriliş"ten ayırt edilmesi gerektiğini de belirtti ve Is- lami dirilişin bugün SSCB'de görülen Hı- ristiyanlığın dirilişine benzediğini söyle- dL Yeni yedekler ABD ordusu, 13 bin 614 ihtiyat aske- rini daha silah altına çağırdı. Silah altına çağrılan yedeklerin çoğu- nun, lojistik birlik mensupları olduğu ve Başkan George Bush'un Körfez'e gönde- rebileceğini bildirdiği 200 bin kişilik tak- viye birliklerinin ve onların silah ve mü- himmatının bölgeye aktarılmasında hiz- met vereceği kaydedildi. ABD, KONFERANS ÖNERDİĞİNEİLİŞKİNİDDİALARIYALANLADI BakenOrtadoğu politikamız değişmedi ABD Dışişleri Bakanı "Şu anda Arap-İsrail çelişkisi üzerine bir uluslararası barış konferansı önermiyoruz" dedi. İngiliz yayın kuruluşu BBC, ABD'nin BM Güvenlik Konseyi'nde uluslararası konferans toplanması önerisinde bulunduğunu iddia etmişti. NEW YORK (Cumhuriyet) — Israil Başbakanı İzak Şamir'in Washington zi- yareti arifesinde ABD'nin Ortadoğu'da barış konusunda uluslararası bir konfe- ransı desteklemek gibi önemli bir dış po- litika değişikliği içinde olduğu yolunda- ki haberler Dışişleri Bakanı James Baker tarafından yalanlandı. Baker VVashing- ton'da yaptığı açıklaınada "Şu anda Arap-İsrail çelişkisi uzerinde bir ulusla- rarası banş konferansı önermiyoruz. Gü- venlik Konseyi'nde böyle bir konferansı öneren karar tasanlannı da desteklemi- yoruz" dedi. Baker Senato Dışilişkiler Komitesi'nde yaptığı konuşmada da "Uluslararası konferans hakkındaki gö- rüşlerimizi ya da politikamızı değiştirmiş değili/. Lzun zamandan beri uygun bir zamanda gerektiği gibi hazırlanan bir konferansın faydalı olabileceği göriişü- nü benimsiyoruz" şeklinde konuştu. Baker'ın altını çizdiği "uygun zaman- da gerektiği gibi hazırlanan bir konferans" Ortadoğu için barış konfe- ransının Körfez krizinin çözümünden sonra, katılacak taraftarların da İsrail'- in kabul edeceği şekilde belirlenmesiyle yapılması anlamına geliyor. Bu ifade ABD'nin Ortadoğu politikasında bir de- ğişiklik oluşturmuyor. îngiliz yayın kuruluşu BBC, ABD'nin önceki günkü BM Güvenlik Konseyi top- lantısında, Ortadoğu'da banş konusun- da uluslararası konferans toplanması önerisinde bulunduğunu bildirmişti. Ba- tılı haber ajanslan da, BM'deki diploma- tik kaynaklara dayanarak aynı haberi vermişlerdi. Güvenlik Konseyi önceki gün Bağlantısız uyelerin ortaya attığı ve Israil'in eleştirildiği bir karar tasansını görüşürken, ABD'nin sözkonusu öneri- yi sunduğu kaydedilmişti. Bu arada, tsrail Başbakanı İzak Şanıir, basın mensuplarının BBC'nin haberi ile ilgili sorulan üzerine, "ABD'nin bu tek- lifi konusunda herhangi bir bügimiz yok. ABD'nin uluslararası konferansa karşı olduğunu biliyorum ve bu konuda ABD bizim tutumumuzu da biliyor" dedi. BM göriişecek Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'- nin Israil'in işgali altındaki topraklarda sürdürdüğü tutumu kınayan karar tasa- rısını bugün görüşmesi bekleniyor. Kör- fez krizinden beri Güvenlik Konseyi'nde üçüncü kez Israil'in kınanması kararı ile karşı karşıya kalan ABD uzunca bir sü- redir bu karar metninin gorüşülmesini er- telemeye çalıştı. Diğer Güvenlik Konse- yi üyelerinin prensipte kabul ettikleri ka- rar tasansını veto ederek Irak'a karşı Arap koalisyonunu bozmak istemeyen ABD, karar metninde dilin yumuşatılma- sı için girişimlerde bulundu. ABD'nin bu tutumu karar metninde sözü geçen "iş- gal altındaki bolgede durumun görüşül- mesi için uluslararası konferans düzen- lenmesi" önerisini kabul ediyor izlenimi yarattı. Güvenlik Konseyi'nin bugün görüşme- si beklenen ve Küba, Yemen, Kolombi- ya, Malezya tarafından onerilen karar taslağındaki uluslararası konferans ile il- gili bolum ABD'nin kullandığı ifadelere göre değiştirildi. Son karar metni "Or- tadoğu'da banşın sağlanması için ilgili ta- raflann katılımıyla ujgun bir zamanda gerektiği gibi hazırlanacak bir uluslara- rası banş konferansı çağnlanndan mem- nunivet duyar" ifadesini içeriyor. Ayrı- ca yeni hazırlanan metin ABD'nin istek- leri göz önüne alınarak yumuşatıldı. GÜVENLtKKONSEYt BM kararma uymak zorunlu değil Güvenlik Konseyi'nin geçen hafta Irak'a ilişîcin olarak aldığı 'kuvvet kullanma' kararı, sadece 'Kuveyt'le işbirliği yapan devletlere' kuvvet kullanma izni veriyor. ŞEBNEM ATİYAS NEVV YORK — Geçen hafta, Güven- lik Konseyi'nde onaylanan "Irak'a karşı kuvvet kullanma izni"nin uygulanması, Birleşmiş Milletler'in uluslararası hukuk uzmanlarına göre "çok tehlikeli bir ko- nu." Konunun tehlikesi kararın nasıl uy- gulanacağı yolundaki teknik karmaşadan kaynaklanıyor. Uzmanlar, Güvenlik Konseyi karannın "BM yasasında kuvvet kuDanma izni ve- ren 42. tnaddeye atıfta bulunmadığını" kaydediyorlar. Karar, yasanm "uyulması zorunlu" olan yedinci bölümü altında 41. madde;" den, 51. maddeye kadar tüm maddelerin kapsamına girebilecek bir dille yazıldı. Sadece "Koveyt ile işbirliği yapan devletlere" kuvvet kullanma izni veriyor. Dolayısıyla "Kuvvet kullanma kararı bu devletlerin kendi özgür iradelerine" bıra- kılıyor, zorunluluk getirilmiyor. Karar "herkese kendi başına kuvvet kullanma izni" veriyor. BM'deki uzmanlara göre bu nedenle "siyasi bir karar." Aynı uzmanlara göre Türkiye Körfez'de gücü olmayan bir ulke olduğu için ve Irak'la doğal sınırında asker bulunduğu için bu sınıflandırma içine girmiyor. 1950'de alınan Kore kararında ise 42. maddeye doğrudan atıf yapılarak kuvvet kullanılması çağrısı yapılmıştı. Üye dev- letlerden gelen birliklerin Birleşmiş Mil- letler bayrağı altında ve ABD komutasın- da savaşacakları karar metninde yer almıştı. Karann teknik yapısı Aralık ayı Güvenlik Konseyi Başkanı olan Yemen Daimi Delegesi Buyükelçi Al- Asthal, Cumhuriyet'e kararın teknik ya- pısını şöyle anlattı: "Kararda 42. madde kullanılmıyor, böylece askeri kuvvet gü- venlik konseyinin emri altında kullanıl- mayacak. Bu, orada güç bulunduran dev- letlere bir defaya mahsus bir izindir. Böy- lece bir kere daha konseye gelmeksizin kuvvet kullanılabilecektir. Eğer 42. mad- de kullanılmış olsavdı, bu kuvvet askeri komitenin kumandasında olacaktı. Tabii devletler kuvvetlerinin askeri komite ya da genel sekreter tarafından kumanda edilmesini istemiyorlar. Kendileri kuman- da etmek isliyorlar. bu nedenle bu kara- n getirdiler. Dolayısıyla karann onaylan- masından sonra Güvenlik Konseyi'nin başka bir işlevi kalmıyor. Kararda kuv- vetin nerede ve nasıl kullanıiacağına da- ir hiçbir kriter yoktur, Güvenlik Konseyi-, nin kararlarımn uygulanması ve banş ve guvenliğin sağlanması için kuvvet kulla- nılması kaydedilmektedir. Bu ifadedeki banş ve güveniiğin kunılması her şey ola- bilir. Kuvvet kullanabilecek olan ülkeler için Kuveyt ile işbirliği yapan ülkeler ifa- desi kullanılıyor. Çünkü bir ara İsrail'in de bu kararı uygulayıp uygulamayacağı sorusu gündeme geldi. O zaman "Kuveyt ile işbirliği yapan hukümetler" ifadesin- de karar kılındı. Kararın dili özellikle ye- dinci bölumün hiçbir maddesine doğru- dan atıfta bulunmayacak şekilde duzen- lendi. Bu karar vedinci bolum altında ge- nel bir izin olarak değerlendirilebilir. Si- yasi bir karar olduğu doğrudur." Askeri komuta Amerikalı askerler kendi kumandala- nnda bir koalisyon gücü oluşturulmasın- da çeşitli "bürokratik" engellerle karşı- laştıklarını belirtiyorlar. BM diplomatla- nnın çoğu, Körfez'de askeri operasyonun ABD kumandasında olacağı kanısında. Bir diplomat "Orada 400.000 askeriniz varsa bunu bir Arap komutanın emrine vermeyi düşünmezsiniz değil mi?" sözle- riyle bir kanıyı dile getirdi. ABD geçen hafta sonu Körfez'de ilk ortak operasyon denemesini yaptı. Şim- dilik operasyon merkezi, Riyad'da Suu- di Savunma Bakanlığı içinde bulunan bir oda. ABD ve Suudi komutanları bu oda- da yan yana oturuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle