Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 ARALIK 1990 CUMHURİYET/17
HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGÜN
Uevlet MeteoroıOı, Islerı Geneı Mü-
dürlüğü'nden alınan bılgrye göre Mar-
mara. Ege. Batı Karadenu, lc Anado-
lu'nun batısı Batı Akdenız yağışlı ge-
cecek Yağıslar yer yer sağanak sek-
lındeolacak HAVA SICAKLIĞI Değıs-
meyecek RUZGÂR Gür.ey ve Doğu
yönlerden rıafif ara sıra orta kuvvette
esecek Denızlenmızde Karadenızıle
Akdenız gün doğusu ve keşışleme dı-
ğer denıziemtıızde kıSle ve lodostan
2-4 yer yer 5 ılâ 6 Ege açıklannda 7
kuvvetınde saatte 4 ılâ 6 yer yer 21
ılâ 27 Ege açıklannda 33 denızmılı
Adana
Adıyaman
A<>On
anîakya
hızla esecek Dalga yukseklığı 0.3-05 yer yer 1 ılâ 1 5 Ege açıkla-
nnda 25 m dolayında olacak Van Golûnde hava çok bulutiu
ve yağmurlo geçecek Ruzgâr değişık yönlerden hafif ara sıra orta
kuvvette esecek Görus uzaklığı 10 km. yağıs anında 3-5 km do-
layında olacak Göl kücuk dalgalı olacak
Balstea:
Bılecık
Brıs
BO'L
Bursa
Canakkale
Corum
Demzl
r"> 10° D-yaröalar
11C
5° Edıme
16° 6c
Erancan
7° 1o
Eskıseh«
10° 3" Gazıartteo
20° 14° Gııesun _ .
14° B°GumuSlıaneB 11"
13° S=haltkan B 8°
14° 7° Ispafe v
7°
10° 2°lst2nüul
10» 5°l2-nır
10° 5'ka's
9° 4° Kastamomı
9° 3° Ka>^en
•1° 4°kırklaw
Y 7°
S 10°
S 5°
Y 9°
A 15°
B 11°
Y 10°
v 13°
S 5=
•0»
•2°
Y 9°
B 10°
Y 7°
Y 9°
Y 8°
B 12°
3° K Maras
5° Mersın
13
Muğla
2°Muş
6° Nığoe
*>Otdu
5°te
3° Samsun
2°Sır
6°Sınop
6°Sıvas
0° fe«ırdaö
4° Trabzon
3° Tuncelı
2°Usak
2° Van
3°Vozgat
6° Zonguöak
1 15° 5°
B 15° 9°
B 15° 10°
Y 15° 8°
B 10° 5°
B 11° 4°
B 15° 11°
B 19° 12°
B 14° 9=
A 16° 9°
Y 12° 9°
B 10° 2°
Y 9° 6°
B 18° 12°
B 11° 5°
Y 8° 3°
B 8° 4°
B 10° 3°
Y 11° 7°
açı*
y yaû'mrtJ A-açık B-Duiutlu G-guneşJ' K-kartı S-sıslı Y-yaOmurtu
DUNYA'DA BUGÜN.
BULMACA
SOLDAN SAGA
1/ Yağmurdan ve so-
ğuktan korunmak
için kullanılan, giy-
sinin yakasınadikili
sivri başlık. 2/ Ses
çıkarma yeteneği
kaybolmadığı halde
istenilen sözü bulup
söyleyeraeme hasta-
lığı... Balıkesir ilin-
deki Kaz Dağı'nın
mitolojideki adı. 3/
Saatte binlerce baskı
yapabilen basım ma-
kinesi. 4/ Çevrebi-
lim. 5/ Uğur, talih...
Öldükten sonra Isa tarafından diril-
tildiğine inanılan kişi (Marksçı ter-
minolojide toplumun en düşkün ke-
simine onun adı verilir). 6/ Dağla-
lesi... Bir nota. 7/ Dudak boyası...
Yalnız iki geniş yüzü testere ile dü-
zeltilmiş tahta. 8/ Zihin... Giysilerin
yırtmacına ve eteğine eklenen ensiz
kumaş parçası. 9/ Asya'da bir ır-
mak... Sevgide üstün tutulan.
YUKARIDAN AŞAGlYA
1/ Fırat Irmağı üzerinde kurulu olan, Türkiye'nin ikinci büyük
barajı. 2/ Kimliği belirlenemeyen uçan cisimlere verilen ad...
öğütülmüş tahıl... Numaranın kısa yazılışı. 3/ Vücudun için-
deki organ boşluklanna erişebilmek için kullanılan yapay bo-
rucuklara verilen genel ad. 4/ Irak... Yumuşak başlı. 5/ Taşla-
rın yapısını inceleyen bilim. 6/ Açıkça duyurma... Eski Mısır-
da güneş tanrısı. 7/ Tifoya benzeyen ateşli hastalık hali... Kun-
duracılann delik açmakta kullandıkları çelik tığ. 8/ Şöhret...
Şerit biçiminde le\ halardan oluşan bir tür pencere kapama dü-
zeni. 9/ Deniz Kuvvetleri'ude bir rtitbe.
60 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Asrî Balıkpazarı
7 ARALIK 1930
Şehrimizde bahkçıhk teşkilâtı yapmak üzere tetkikatta
bulunan ve bu hususta Iktisat Vekâleti ile temasta
bulunarak, Vilâyete de bir rapor veren bahkçılık
mütehassısı M. Veberman dün kendisile görüşen bir
muharririmize demiştir ki:
"— Deniz cereyanlarile balıklar gıdalarım bulmak için
yerlerini değiştiriyorlar. Bu hususta evvelce bazı etütler
yapılmış idi. Fakat şimdi fennî etütler lâzımdır.
Bahkpazan kâfi derecede iyi ve müsait değildir. Vilâyetçe
bir asrî balıkhane yapılması mutasav'verdir.
Vilâyet asrî bir Balıkpazan vücude getirmek için ne
yapılmak lâzım geldiğini de benden sormuştur. Bu
husustaki mütaleatımı vilâyete bildireceğim. Asrî
Bahkpazan'nda, balıklan muhafaza etmek için soğuk
hava depoları da lâzımdır. Bugünkü tesisat ile gününde
satılmıyan balıklar
bozulmaktadır. Halbuki
soğuk hava depolarmda
balıklar uzun müddet
muhafaza edilebilir. Bundan
başka muhtelif balıklan
- birbirinden ayırmak için de
tesisat yapılması lâzım gelir.
Canh balıklar için de
havuzlar yapılmalı ve
ahalinin oradan balık
alabilmesi temin edilmelidir.
\Y.\\ MODKL
Torpedo
Makinelerimizi
Tecrube edinlzAlmanya ve Ingiltere'de
bahklan pişirme ocaklan vardır. Aşağı ve orta tabaka
halk bundan çok istifade eder. Biz burada balıklan
pişirebihnek için en güzel zeytinyağlarına malik
bulunuyoruz. Yeni teşkilâta başladıktan sonra, bu
ocaklardan birini kendi enstitümüzde yapacağız. Her
memlekette olduğu gibi burada da bir balık ve balıkçı
gazetesi neşredilecektir."
30 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Kongo'da durum
7 ARALIK 1960
Kongo'daki durum kanşıkhğını
muhafaza etmektedır. tki gün önce
AJbay Mobutu kuvvetleri
tarafından yakalanarak tevkif
edilen sâbık Başvekil Lumumba'nın
Sekreteri Kaloma, kendisini
Stanleyville'de Doğu Kongo Eyaleti
Genel Valisi olarak ilân etmiştir.
Stanleyville'de duruma hâkim olan Mobutu
Kaloma, yayınladığı bir tebliğde Lumumba serbest
bırakılmadığı takdirde Doğu Kongo Eyaleti'nin Merkezi
Hükümetten aynlarak bağımsızlığını ilân edeceğini
söylemiştir.
Lumumba taraftarlannın kalesi olarak tanınan
Stanleyville'den gelen haberlerde bildirildiğine göre
Lumumba'nın 8 gün önce Leopoldville'den kaçtığından
beri bu eyalette kargaşalıklar hüküm sürmektedir.
Kongo Kuvvetleri Kumandaru Albay Joseph Mobutu, *
Thysville'de hapsedilmiş bulunan eski Başbakan
Lumumba'yı, Birleşmiş Milletler idarecilerinin ziyaret
etmelerine izin vermiyeceğini söylemiştir.
Albay Mobutu gazetecilere demiştir ki: "Birleşmiş
Milletler Genel Sekreteri Hammarskjoeld, Lumamba'mn
tevkifı karşısında çok heyecana düşmüş bulunuyor ve
sıhhati ile yakından alâkadar oluyor. Bununla beraber,
Stanleyville'de alıkoyulan Parlâmento mensuplanna böyle
bir alaka göstermedü'
CEÇEN YIL BUGÜN CumhuriYet
Havada diyalog
7 ARALIK 1989
Istanbul'da dün kadın hakları ve Türk kadınının
çağdaşlığı üzerine düzenlenen toplantıda konuşan SHP
Genel Başkanı Erdal Inönü ile DYP Genel Başkanı
Süleyman Demirel öğleden sonra başkente aynı uçakta
dönerlerken, 45 dakika baş başa bir görüşme yaptılar.
İki lider uçakta siyasal ve ekonomik güncel konular
üzerinde fikir alışverişinde bulundular, partilerinin
görüşlerini birbirlerine aktardılar. Demirel, Inönü ile bir
rastlantı sonucu uçakta bir araya geldiklerini söyledi.
Esenboğa Havalanı'nda 45 dakika süre ile yapılan "uçak
zirvesinin" içeriği ile ilgili sorulanmıza yarut vermeyen
ŞHP ve DYP liderlerinin, çeşitli konularda görüş birliği
içinde oldukları, bir süre önce duran iki partinüı işçi
hakları ile ilgili yasal çalışmaları yeniden başlatmayı
kararlaştırdıkları öğrenildi.
1ARTKMA
Költürttn Arabcsk Sonıı
Toplu eğlence her toplumda ortak kültürün bir parçasıdır. Bir
araya getirdiği iki kesime eglenceyi yasaklayan arabesk
eğlence bu toplumda kültürün birleştiriciliği, ortaklığı adına
ne varsa onun yitip gitmekte olduğunu söylüyor.
Birbirierini sonsuz bir aşkla seven sevgi-
liler "arabesk" şeytanın her türlii oyunu-
nun kurbanı oluyorlar. Sonsuz sevgiye so-
nu gelmeyen aynlıklar! Onlan ancak öliim
birleştirebilir. Evet, tek umut bu: Ölümle
birleşmek. Her biri öteki için öliimün ta
kendisi, titreyerek uzanan elleriyle yakla-
şıyorlar birbirlerine. Ama Fılm henüz bit-
medi. Öliimden sonra da ne olacağt önem-
li. "Arabesk" kendini bir kez daha belli
ediyor ve sevgilileri öbiir dünyada da ayı-
nyor, her birini ayrı bir cehenneme ya da
aynlık cehennemine göndererek.
Müzik, şarkı metni, senaryo, roman vb.
olarak bıktırasıya işlenmiş, parodisi yapıl-
mış, parodisi aslmdan ayırt edilmez hale
gelmiş bu konuyu burada gerçek bir olay,
daha doğrusu bir olgu olarak anlatmama
izin verilsin. Yer, Karadeniz kıyısında, Is-
tanbul'a yakın, kötü turistikleşmiş bir köy
ya da turistikleşirken anormal köyleşmiş bir
gemici, balıkçı limanı. Yaz ortasında sıcak
bir cumartesi gecesi, Istanbul'dan getirilen
"sanaıçı" takırruyla acele diskoya dönüş-
türülen bir motel lokantasmda sabahın sa-
at 03'ünde ne anyorum? Ya önümdeki içe-
mediğim bir duble rakı? Yalnız arabeks
müziğin yankılanıp uğuldadığı bu kuyunun
içine nasıl düştüğüm değil, orada ne gör-
düğüm önemli.
Daha bir gece önce, yani cuma gecesi, ay-
nı yerde yine böyle bir arabesk disko Istan-
bullu tatikilerin katkılanyla yaşanmıştı.
Kentliler raküannr'yuvarlayıp gövdelerini
birbirleri karşısında çılg'.nca titretip hopla-
tarak "aşk", "öliim", "hicran" sözlerine
eşlik eden "nagme"lerle göbek atmışlaıdı.
Ama bu gece bir terslik var. tstanbul'-
dan özel olarak getirtilen arabesk gırîlak
şimdiye dek iki kez şarkısını kesti, "Bayan-
lar baylar, danslanmız başladı, başlıyor!"
gibi bir şeyler söyledi, ama boşuna. Kent-
soylular, hemen hemen daima aynı kişiler,
bu çağrılar üzerine ne oyun havası ne or-
yantal dans, ne tango, ne samba, ne rum-
ba, ama bunların hepsi ve hiçbiri olan mü-
zikle yine göbek atmaya yeltendilerse de tu-
tukluk giderilemedi. Dün geceye göre çok
daha fazla kalabalık olan lokalin sol yan
masalarından kimse dansa kalkmıyor. Ni-
çin? Kasabalı aileler oturuyor orada, kadm-
ların hemen hemen hepsinin başlan örtü-
lu, yalnızcadinlemeye, kentlileri seyretmeye
gelmişler gibi. Masaları ayrı, kendileri ay-
n, ama yine de oradalar. Dans etmemeleri
ya da tempo tutmamaları "arabesk"i -
benim gibi- onaylamamaları anlamına gel-
miyor: Hayır, onlar da en az kentliler ka-
dar arabeskin içindeler, yalnızca kendi
sınıf-toplum-aile koşullannın izin verdiği
tarzda. Bu kadın ve erkeklerin kendi türkü
ve danslarına ne olmuş? Unutmuşlar mı?
Yalnızca bakıyorlar. Onlar bakışlanyla ara-
besk, ötekiler gövdeleriyle. Hepsi bu. Yal-
nız bu bakışlan üzerlerinde duyan gövde-
ler bu gece hareketlerini yapmakta güçlük
çekiyor.
O anda düşunüyorum: nasıl arabesk fan-
teziye göre nasipsiz sevgilileri birleştiren tek
şey ölum olabiliyorsa, burada da halkın bu
iki kesimini ancak "arabesk" bir araya ge-
tirebiliyor. Ama iş burada bitmiyor, asıl
bundan sonra ne olduğu önemli. Arabesk
şeytan bir araya getirdiklerini son bir kez
daha ayınp ayn masaların cehennemine
yolluyor. Güya eğlendirmek için bir araya
getiriyor, sonra da eğlenmeyi yasakhyor.
Toplu eğlence her toplumda ortak kül-
türün bir parçasıdır. Bir araya getirdiği iki
kesime eğlenceyi yasaklayan arabesk eğlen-
ce bu toplumda kültüriin birleştiriciliği, or-
taklığı adına ne varsa onun yitip gitmekte
olduğunu söylüyor. Arabesk, kültürün rast-
lantısai bir bozulması değil, kültürün yok
olması olgusunu kendi açısından en başta
yansıtıyor. Ortak yaşama biçimi anlamın-
da kültür böylece yok artık, ya da hiç
olmadı.
lçemediğim, artık içemeyeceğim rakıyı o
en karanlık gecenin kuyusu içine boşal-
tıyorum.
ÖNAY SÖZER
Istanbul
Sigortacılık ve
Bilgi İşlem
Giiçlü ve çağdaş bir sigorta şirketinin,
yaratıcı ve dinamik ortamında,
geleceğin mesleğine adım atmak isteyen:
1- Üniversitelerin Bilgisayar Miihendisliği/
Bilgisayar Programcılığı bölümlerinden
mezun, iyi derecede tngilizce bilen;
BÎLGÎSAYAR PROGRAMCILARI
2- En az lise mezunu, İngilizce bilen,
askerliğini yapmış;
BtLGISAYAR OPERATÖRLERİ
24.12.1990 tarihine kadar aşağıdaki adrese
özgeçmişinizi içeren bir yazı, varsa telefon numarası
ve bir fotoğraf göndererek başvurun.
Yurtiçi ve yurtdışı eğitim olanaklanndan
yararlanarak sigortacılığı da öğrenin.
Meclisi Mebusan Cad.
No:91 Sahpazan 80040 İSTANBUL
T. Genel Sigorta'da bütün başvurular gizli tutulur.
GENETSÎGORTA
TÜRKİYE KIZILAY DERNEĞİ
GENEL MERKEZİ'NDEN
Türkiye Kızılay Derneği'nin 1990 yılı Olağan Genel
Kongresi açılış töreni 21 Aralık 1990 Cuma günü sa-
at 10.00'da Ankara'da Karayofları Genel Müdürlüğü
Konferans Salonu'nda yapılacak ve çalışmalarına
22-23 Aralık 1990 Cumartesi ve Pazar günleri de ay-
nı yerde devam edecektir.
Kongre ilk günü çoğunluk olmadığı takdirde ertesi
günü aynı yerde ve saatte toplanacaktır.
TÜRKİYE KIZILAY DERNEĞİ GENEL
MERKEZ KURULU
1990 Yılı Olağan Genel Kongre Gündemi: '
1. Yoklama ve Genel Başkanın Genel Kongreyi açışı.
2. Başkanlık Divanı için bir başkan, iki başkanvekili ve
en az iki sekreter seçimi.
3. Saygı Duruşu (Atatürk, Şehitler, Kızılaycılar) ve İstik-
lal Marşı
4. Genel Başkanın konuşması.
5. Genel Merkez Kurulu ve Denetçiler Kurulu raporları-
nın takdimi.
6. Genel Merkez ve Denetçiler Kurulu raporlarıyla, büt-
çe, bilanço, kati hesap cetvelleri ve dilekleri ile taalluk eden
işleri incelemek üzere en çok on birer üyeden teşekkül et-
mek üzere Bütçe-Dilek Komisyonlarının seçilmesi.
7. Komisyonların çalışmalarından sonra verecekleri ra-
porlar üzerine.
a) Genel Merkez Kurulu'nun çalışma raporunun bilanço
ve kesin hesap cetvelleriyle, Denetçiler Kurulu raporunun
görüşülmesi ve Genel Merkez Kurulu'nun ibrası.
b) 1991 Yılı Bütçe Tasansının incelenerek onaylanması.
c) Genel kongreye sunulmuş bulunan şube dilekleriyle,
delegelerin ileri süreceklerı serbest dileklerin ve Genel Mer-
kez Kurulu'nca yapılacak tekliflerin tüzük hükümlerine gö-
re karara bağlanması.
8. Genel Merkezce yapılacak tekliflerin görüşülmesi.
a) Madalya ile taltifleri teklif edilenler.
b) Şube kongrelerinin ve Genel Merkez Kurulu'nun ter-
kin talepleri.
9. Genel Merkez Kurulu'ndan ayrılacak üyelerin yerine
yenilerinin ve yedeklerinin seçilmesi.
10. Beş kişilik Denetçiler Kurulu ile yedeklerin seçilmesi.
11. Kapanış
8 Aralık 1990 Saaf. 15.00
Ritsos, Halkıyla
Bütünleşen Bir Şair
Prof. Dr. Cevat Çapan
9 Aralık 1990 Saaf. 14.00
Camdan Kalp ve
Türk Sineması
Fehmi Yaşar
15 Arahk 1990 Saat: 15.00
Türkiye'de
Iktisat Eğitimi
Prof. Dr. Gülten Kazgan
Dr. E. Ahmet Tonak
22 Aralık 1990 Saat: 15.00
Idam ve Terör
Av. Turgut Kazan
ElkınJıkkr ucretsızdır
İÜ İKTİSAT FAKÜLTESİ MEZUNLARI CEMİYETİ
Cumhuriyet Cad. 27/6 Taksım Tel: 150 50 34. 150 16 42
717. ŞEB-İ ARÛS
BÜYÜK MEVLÂNA GECESİ
Nezih Uzel yönetiminde
İstanbul Sema Grubu ve Mutrip Heyeti
Cüzamla Savaş Vakfı yaranna
ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ
24 Aralık 1990 Pazartesi saat 20.30
Biletler AKM gişelerindedir, tükenmeden
A alımz.
f\ NİŞANTAŞI
' RESTAURANT
Düğün Salonlart
O Yemeklı-Kiîi başı 16.500 TL.
t> Mezeli-Yemekli 19.500 TL.
Rez. 147 62 39 - 147 74 40
Salonlanmız klimalı ve
400-1000 kişıliktir.
Şişli'nin merkezinde
isyerine kiralık daire.
Tel.: 147 46 27
146 95 06
İNGİLİZCE'yi
6 ayda konuşun
SİZİ AMERİKALI
DOSTLARIMIZLA
BULUŞTURALIM
Tel: 337 88 97
FRANSIZCA
DERS VERİLİR
175 64 33
Yatıh, çocuk
bakıcısı aranıyor.
369 11 84
ANKARA...ANKA
MÜŞERREF HEKtVIOCLU
Bir İstifa
Kırk yılı aşan gazeteciliğimde istifa olayına hayli tanık
oldum. Ama beni etkileyen birkaç olay var. Biri Ekrem Hay-
ri Üstündağ'ın istifası, Menderes hükümetinin Sağlık Ba-
kanı. Hayat Dergisi'nde çalışıyorum, Ankara'ya geldim; ba-
kanlar, eşleri, yabancı diplomatlarla röportajlar yaD"/
orum.
Sağlık Bakanı'yla da randevum var. Bakanlıkta^ odası-
na gittim, beni odanın ortasında çok zarif sözlene karşı-
ladı. Bu ayrıntıyı unutamıyorum. Kırk yıl önce genç bir ga-
zeteciyi ayakta karşılıyor bir bakan. Bugün elini uzatma-
yanlar var! Belki de günah diye.
İlginç rastlantı, o gün görevinden ayrılıyor Ustündağ.
Nedenini de içtenlikle açıkladı. Masasında yükselen dos-
yaları gösterdi:
— Bu sorunlar çözüm bekliyor, ama bakanlar kurulu
toplanamıyor. Başbakanla görüşülemiyor, bu durumda ba-
kanlık koltuğunda kalamam...
Yıllar boyunca bu sözler çok çınladı kulağımda. Bir kol-
tukta oturmanın onuru var kuşkusuz. Bir görev anlayışı,
o göreve bir bakış. Bir de Bakan Esat Işık'ın Milli Savun-
ma Başkanlığı'ndan ayrılmasını anımsıyorum. Bir gece ön-
ce savunma bütçesi görüşülüyor komisyonda. Orgeneral
Saltık, birçok general izliyor görüşmeleri. CHP'nin üç yıl-
dızlı üyeleri şimşekler çaktırıyorlar sorularıyla. Hasan Işık
hepsini yanıtlıyor, bakanlığını savunuyor. Sonra aşağıya
yemeğe iniyoruz. Orgeneral Saltık telefon bölümlerine gi-
diyor, ben de dışarda bekliyor, konuşmasmı duyuyorum
ister istemez. İkinci başkan genelkurmay başkanına ko-
misyon görüşmelerini aktarıyor galiba. Her şeyin iyi geç-
tiğini söylüyor. Yemek de neşelı gecti, ama her şey yo-
lunda değilmiş demek! Ertesi sabah istifa etti Hasan Işık.
Ancak Sayın Evren'in anılarında öne sürdüğü gerekçe-
lerle değil. Kimi bellekler yanılabilir, ama bu olayı yakın-
dan yaşadım ben. Sayın Ecevit de gereken yanıtı verdi.
İstifanın gerekçesi Hasan Işık'ın görev anlayışı hiç kuş-
kusuz. Bir devlet adamının ilkelerine ters düşer durum-
larda gösterdiği tepkiyi kanıtlıyor. Orgeneral Necip Torum-
tay'ın istifasını da böyle bir belge diye düşunüyorum ben.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin doruğundaki komutan görevin-
den ayrılıyor. Niçin? İlkeleri ve görev anlayışı doğrultusun-
da çalışmasını sürdüremeyeceği için. İstifa mektubu açık,
seçik anlatıyordurumu. Asker deyişiyle bir durum değer-
lendirmesini de çok kapsamlı özetlıyor. Bu olay karşısın-
da belli kişilerin yorumları da hayli yapay kalıyor doğrusu.
Gazeteciliğin bir özelliği de kimi oiayları önceden sez-
mek bence. Parmak uçlarınız sancır nerdeyse. Somut bir
dokunuş değil, ama havada bir ekşilik, bir toplantıdan bir
an, bir fotoğraftan buruk bir gülüş, yan yana oturanlar ara-
sında bir uzaklığı, tersliği belirtır birden. Bir beklenti baş-
lar derken... Sayın Akbulut'un bu olaya dönük konuşma-
ları hayli şaşırtıcı doğrusu. Genelkurmay Başkanı'yla bir-
likte çalıştıkları dönemde hiçbir görüş aynlığı olmadığını,
istifanın Körfez krizi ile ilgisi bulunmadığını vurguluyor. Sa-
yın Özal da olayı demokratik yaşamın göstergesi diye dü-
şünüyor. Ancak bir olay karşısında konuşmak başka, inan-
dırıcı olmak daha başka değil mi?
Sayın Torumtay ve eşiyle güzel bir dostluğumuz var.
Türkan Torumtay ile ortak konularımız nedeniyle başladı.
Önce resim; halı da dokuyor, seramik de yapryor, ama res-
samlığı güzel boyutlara varıyor giderek. Bir yandan ders
alıyor, ünlü ressamların atölyesinde çalışıyor, sergiler açı-
yor. Boş zamanlarını değerlendirmenin ötesinde bir resim
tutkusu bu. Kocası da hoşgörüyle, saygıyla bakıyor bu tut-
kuya. Çünkü uygar bir kişı. Tüm davranışlarına yansıyor
uygar kişiliği. Ben de kimi davranışlarını hiç unutamam,
Evime gelişi, kırkıncı yıldönümüme katılması, beni içtert-
likle kutlaması, evinde bir yemeğe emir subayı aracılığıy-
la değil, doğrudan seslenerek çağırması beni çok etki-
ler. Ayrıntı değil bunlar, bir kişinin yapısını belirten ince-
likler. Bir dostluğa verilen değeri, bir rahatlığı, bir güveni,
cumhuriyetin ilk kuşaklarından bir kadına, bir fikir işçisi-.
ne duyulan saygıyı içeriyor bu özellikler. Kuşkusuz karşı-
sındakine de güven veriyor.
Özellikle laiklik konusunda ödün vermeyen konuşma-
larına tanık olduğum zaman bu güveni çok derinden duy-
dum. İstifası da başka bir güvence bence. Aynca bir umut.
Çünkü toplumumuzda belli tepkileri, direnişleri görmek
özlemi de var. Demokrasinin işlerliği bakımından çok
önemli bu tepkiler. Duyarsız davranışlar insana karamsar-
lık, bir görev bilincinin duyarlığını belirten tepkiler de iyim-
serlik veriyor.
Anı yazmaktan hoşlanmıyor, konuşmayı da sevmiyor,
ama bu dönemin öyküsünü mutlaka yazmalı Sayın Torum-
tay. Bir gazetede yayımlanmasını, kitap olmasını isteme-
yebilir, şu günlerde konuşmasmı ulusal çıkarlanmız açı-
sından sakıncah bulabilir, bunda yerden göğe kadar haklı
da olabilir. Ancak kesin bir suskunluk olamaz. Silahlı Kuv-
yetler'in arşivine, gelecek kuşaklara yansımalı bu belge.
İkibinli yıllara doğru, bölgede savaş rüzgârları eserken Ge-
nelkurmay Başkanı'nı görevinden ayrılmaya iten oiayları
gelecek kuşaklar da öğrenmeli...
Orgeneral Torumtay, Karadeniz kökenli, bir memur çc-
cuğu; babasının görevi nedeniyle lıseyi Gazıantep'te oku-
yor. Fizik, matematik derslerinde parlak bir öğrenci, ede-
biyat, özellikle o zamanki deyişiyle "tasvir"de de hayli ge-
ride. Canı sıkılıyor, ama ne yapsın! Bir gün edebiyat öğ-
retmeni görev veriyor. Güzel bir tablo göstererek o resim-
den esinlenen bir tasvir rstiyor. Delikanlı pencereden dı-
şarısını seyrediyor uzun uzun. Sonra alıyor eline kalemi,
başlıyor yazmaya. Birkaç gün sonra edebiyat öğretmeni
geliyor, elinde kâğıtlar, tasviri en iyi yapan öğrenciyi açık-
layacağını söylüyor. Herkes bekliyor, tanıdıkları bir kişi
açıklanacak sanıyorlar. Sınıfta güzel yazılarıyla tanınan bir
arkadaşları var. Ama o değil. 'Necip Torumtay", diyor öğ-
retmen. Sonra da ekliyor:
— Bu yazı bu kadar güzel yazılabilir!
O en güzel yazıyı yazan öğrenci, belki de elli yıl sonra
en güzel istifa mektubunu yazıyor. Askerlik mesleğinde
komutlar kısa ve kesin yazılır, ama özünü yitirmez hiçbir
zaman. Bu mesleğin doruğunda bir komutanın kişilığine
de böyle bir mektup yaraşır kuşkusuz. Gerçeklere bir ışık,
bir uyarı gibi.
Elbet yerine ulaşırsa.
İLAN
TAŞOVA İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
Dosya No: 1990'243 Esas
Alacaklı: Ibrahım Yeter - Dereköy/TAŞOVA
Vekili: Av. Hakkı Denizli - Taşova
Borçlu: Fahrettin Meşhur - Kuçük Sanayi Sokak Taşova
Borç miktan: 5.O33.OOO - masraflar hariç.
Mustenidat: 2.7.1990, tanzim 27.8.1990 vade tarihli bono.
Borçlunun adresi meçhul kaldığından iş bu odeme emrinin tebliği
tarihinden nibaren 10 gun içinde odemeniz, lakibin dayanağı senet
kambiyo senedi niteliğine haiz değilse (5) gun içinde mercie şikâyet
etmeniz, takip dayanağı senet altındaki imza size ait değilse yine bu
(5) gun içinde aynca ve açıkça bir dilekçe ile icra tetkik merciine bil-
dirmeniz, aksi takdirde icra takibındeki kambiyo senedi altındaki im-
zanın sizden sadır sayılacağı, ımzanızı haksız yere inkâr ederseniz ala-
cağın "/»10'u kadar para cezası ile mahkûm edileceğiniz, borçlu ol-
madığınız ve>'a borcun itfa ve>a imhal edildiği veya alacağın zaman
aşımına uğradığı hakkında itirazınız varsa bunu sebepleriyle birlikte
(5) gun içinde tetkik merciine bir dilekçe ile bildirerek merciden itira-
zınızın kabulune dair bir karar getırmediğiniz takdirde cebri icraya
devam olunacağı, ıtiraz edilmediğı ve borç ödenmediği takdirde 10
gün içinde 74. madde uyarınca mal beyanında bulunmanız, bulun-
mazsanız hapisle tazyik olunacağınız, hiç mal beyanında bulunmaz
%eya hakikate aykın beyanda bulunursamz hapisle cezalandırılacağı-
nız, kanunı 10 gunluk muddete 15 gun ila\e ile 25 gün ıçerısinde yu-
kanda yazılı hususlann yerine getirilmesine dair ihtar, ödeme emri
yerine kaim olmak uzere ilanen tebliğ olunur. 11.10.1990
Basın: 49137