Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 ARALIK 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/7
ÖDÜL
Varhk, 1000. sayıya ulaştı
• Kiiltttr Servisi — 1933
yıhnda Yaşar Nabi Nayır
tarafından kurulan Varhk
dergisi 1000. sayıya ulaştı.
Varhk Dergisi, 1000. sayıyla
birlikte birinci sayının tıpkı
basımını ayrıca Varük'ın serüvenini, evrelerini dile getiren
1000. sayı özel ekini veriyor. Bu arada Varhk dergjsinin
1000. sayı Gençlik ödülleri belli oldu. Şiir dahnda Altay
öktem, öykü dalında Sibel Türkmenoğlu gençlik
ödülüne değer görülürken eleştiri dahnda adaylardan
hiçbiri yeterli oyu alamadı. Şiir dahnda başarı ödüllerini
Erbil Göktaş ve Cahit ökmen, öykü dalında ise başan
ödüllerini Ayşen Güner Ağın ve Süreyya Evren aldılar.
Şiir dalmın seçici kurulu Mehh Cevdet Anday (ancak
rahatsızlığı nedeniyle oylamaya katılamadı) Kemal özer,
Hihni Yavuz, Ataol Behramoğlu ve Sennur Sezer'den
oluşurken öykü dahnda seçici üyeliği Nezihe Meriç, Tank
Dursun K., Orhan Duru, Adnan Özyalçıner ve Sulhi
Dölek, eleştiri dahnda seçici üyeliği ise Cevdet Kudret,
Tahsin YUcel, Konur Ertop, Doğan Hızlan ve Alpay
Kabacah yaptı. ödüller sahiplerine 12 ocakta Pera
Palas'ta yapılacak 1000. sayı kutlama töreninde verilecek.
Ayrıca Ataturk Kitaplığı'nda "Varhk 1000 Yaşında"
konulu çeşitli etkinlikler gerçekleştirilecek.
TİYATRO
'Kurban' Paris'te sergilenecek
• Kiiltttr Servisi — Halk Oyunculan Güngör Dilmen'in
bu yıl Avignon Festivali'nde buyük başarı kazanan
oyunu "Kurban"ı Paris'te sergilemeye hazırlanıyor.
Avignon Festivali sonrasında yenilenen "Kurban"
ekibinde Jack Coudert, François MiUien, Sema Kuray,
Bianca Toledo ve Cremilda Vela başrolleri oynuyorlar.
Tahsin tncirci tarafından müziği yeniden düzenlenen
oyunda, Stephen Gale, Aşık Meftune, Doğan Ertener ve
Tahsin Incirci canh müziği gerçekleştiriyorlar. Ayşe Emel
Mesçi'nin yönetmenliğini ustlendiği oyunun genel
provalan 13-14 aralık tarihlerinde "Procreat" salonunda
bir davetli topluluğu önünde yapıldı. Gördüğü ilgi
üzerine gelecek yıl yeniden Avignon Festivali'ne katüacak
"Kurban" Zürih Festivali'ne de davet edildi. Oyun şubat
ayından itibaren Paris'te sahnelenmeye başlayacak.
SINEMA
'Robert's Movie'nin çekimleri
• Kiiltür Servisi — Yönetmenliğini ve senaryo
yazarlığını Canan Gerede"nin yaptığı "Robert's
Movie"nin çekimleri başladı. Filmin başrollerinde Ash
Altan (solda), Fransız oyuncu Patrick Bauchau (sağda),
ABD'li oyuncu John Kelly ve Sinan Çetin yer alıyor.
"Robert's Movie", 14 Avnıpa ülkesinin üye olduğu
Euroimages'den 750 milyon liralık destek aldı. Filmin
toplanı bütçesinin iki milyara yakın olması bekleniyor.
Filmin laboratuvar ve montaj işlemleri Fransa'da
gerçekleştirilecek ve tüm çekimleri Türkiye'de yapılacak.
(Fotoğraf: Suat Kozluklu)
BB'nin pişmanlığı
• PARİS (Reuter) — Fransız sinemasının en ünlü 'seks
sembolü' Brigitte Bardot, bir daha hiçbir zaman kamera
karşısına geçmeyeceğini ve filmlerinin biri hariç,
tümünün değersiz olduğunu söyledi. Bardot, "O
dönemde yaptığım bütün filmler sonsuza dek yok olsun,
umurumda değil" dedi. Bugünlerde kendini insan hakları
kampanyalanna veren sanatçı sadece "Gerçek" adlı
filmde hatırlanmak istediğini, çünkü yalıuzca o filmde
kendini gerçek bir oyuncu gibi hissettiğini açıkladı. 1960
yıhnda çevrüen "Gerçek" adlı filmde Brigitte Bardot,
sevgilisini öldüren bir kadın rolünü canlandırmıştı.
Bugün 53 yaşında olan ve 1973'ten bu yana sinemadan
uzak kalan oyuncu, eski yaşamını hatırlamak
istemediğini belirtti.
Tbm Cruise evlendi
• LOS ANGELES (AP) — Sinema oyuncusu Tom
Cruise, kısa bir süre önce Türkiye sinemalannda
gösterime giren "YUdırım Günleri" fılminde birlikte
çahştığı arkadaşı Nicole Kidman ile evlendi. Cruise daha
önce üç yıllık evli olduğu oyuncu Mimi Rogers'tan geçen
ocak ayında ayrılmıştı.
ÖLÛM
Maksut Doğan öldü
• Kıiltıir Servisi — Türkiye Yazarlar Sendikası üyesi,
şair ve öğretmen Maksut Doğan öldü. 1932 Milas
doğumlu Doğan, uzun yıllar köy öğretmenliği yaptıktan
sonra Ankara Gazi Eğitim Enstitüsu Eğitim Bölümü'nü
bîtirdi. Milli Eğitim müfettişliği de yapan Doğan, şiir
yazmaya 1953'te başladı. 1958'de Aydın'da özlem
dergisini çıkaranlar arasında yer aldı. Türkiye
Öğretmenler Federasyonu ve TÖS Yönetim Kurulu
üyeliklerinde bulunan Doğan'ın. "Yağmura Durmuş Üç
Kişi", "Bırak Büyüsün" ve "Korkulmasm" adlı
yayımlanmış üç kitabı vardı. Maksut Doğan son olarak
Eğit Der'in Aydın şubesi başkanıydı.
DARUŞŞAFAKA CEMIYETI'NDEN
SAİT FAİK HİKÂYE
ARMAĞANI
1-1990 yılında basılıp yayımlanmış hikâye kitapları arasından
secilecek bir eserin yazarına, büyük yazar SAİT FAİK anısına ödül
verilecektır.
2- Daha önce aynı armağanı kazanmış yazarlar, beş yıl geçme-
dikçe yarışmaya katılamazlar.
3- Yarışmaya katılacak yazarların, yapıtlarından on beş adedi-
nin 28 Şubat 1991 günü saat 17.00'ye kadar cemiyetimize teslim
edilmesi gereklidir.
4- Sonuç, Mayıs 1991 ayı içinde açıklanacaktır.
DARUŞŞAFAKA CEMİYETİ
Ek Bilgi: 148 48 10
148 48 11
çağdaş Halk Müziği'nin yorumcusu
EMRESALMVe, "BU ÜÇÜNCÜ ÖLMEM..."
Pek yakında kasetçilerde.
SEVEMA/ATİLLÂ DORSAY
Yeni bir Türk sineması ancak eskinin birikimi üzerine kurulabilir
Ve 'hayalet gemf gîdiyor"Ada sahillerinde
beklemekten sıkıhp ilk
gemiye binenler"in yollan
açık olsun! Ama bindikleri
gemi, o pek ilgi gören
"Hayalet" türü filmlerden
biriyse insanı inkârcılığa,
köksüzlüğe götürecektir.
Geçen cuma yazdığımız "Sinema De-
ğil, Kiiltür Krizi" başlıklı yanrnız olduk-
ça ilgi gördü. Özellikle sinema çevrele-
rinden gelen olumlu yankıları adlar da
vererek burada belirtmem belki ilginç
olurdu, ama (övünme sarulabileceği için)
yakışık almazdı. Buna karşılık, doğal-
dır ki, karşıt görüşle de belirdi. Bunlar-
dan özellikle Güneş'te çıkan Kıirşat Ba-
şar'ın yazısını temel alarak birkaç nok-
tayı aydınlatmak istiyorum.
Genç dostum Kürşat Başar'ın yazısı
gereksiz yere sert bence... Gereksiz, çün-
kü yazılannuzı dikkatle okuyanlar, en
azından sinema sanatı konusunda (Ba-
şar'ın diğer sanat dallarında da çeşitli
yoksamalarla uzayıp giden görüşlerini
bu konumuzun dışında tutuyorum) çok
farklı düşünmediğimizi göreceklerdir.
Ben de Türkiye'de sinemanın bunalı-
mından öncelikle bugünkü sinemacı
kadrosunu sorumlu tutuyor, hatta ad-
lar da vererek artık bu "ununu eletniş,
elegini duvanı asmış", diğer bir deyişle
yüzlerce film boyunca sözünü söylemiş
veya söyleyememiş kişilerin köşelerine
çekilmelerini, gençlere fırsat vermeleri-
ni savunuyorum. O yazıda da daha ön-
celeri de! Ama ben Türkiye'de bugün
yaşanan kültür bunalımıru (yoksa genç
bir yazar ilk kitabıyla ödül aldı ve
TRT'de bir sanat programı sunuyor di-
ye böyle bir bunalımı görmezden mi ge-
leceğiz), sinema alanında yalnızca sine-
macı takımına yükleme yanlısı da deği-
lim. Adamları eleştiriyoruz, iyi güzel.
Ama asalım mı? Diğer bir deyişle tüm
suçu onlara mı yükleyelim? Ister poli-
tik, ister ekonomik, isterse kültürel, top-
lumsal olaylarda tek bir etken, tek bir
'fail' yoktur, kültürel çöküş süreçlerinin
'suçu' da tek bir kişi, kurum veya kat-
mana yüklenemez. Gençlerden kendi si-
nemalannı biraz daha iyi izlemelerini, en
azından yaşları kendilerininkine yakın
genç sanatçılann ilk, ikinci fılmlerini gi-
dip görmelerini beklemek doğal değil
mi?
Bu 'bırakalım batan' edebiyatı bir dö-
nemde pek geçerliydi. Halit Refig bile
"YeşUçam, kunıtulması gereken bir
bataklıktır" diye yazıyordu. Ama bu
'batsın bu diinya' veya 'kurutulması ge-
reken bataklık' edebiyatırun hiçbir ger-
çekçi yanı olmadığını zaman bizlere öğ-
retti. Hiçbir şey 'batmıyor', 'yok olmu-
yor', hiçbir şey de gökten zembille in-
tniyor. Kuracağınızı yine eskisinin temel-
leri üzerine, yine belli ölçüde aynı biri-
na defüiz' deriz, olur biter. Gençlere ge-
lince, 'Ada sahillerinde beklemekte sı-
kıtap ilk gemiye biner' iseler, yollan açık
olsun. İyi yokuluklar! Ama bindikleri
o gemi, örneğin bu haftanın o pek ilgi
gören, gençlerle dolup taşan 'Hayalet'
türü filmlerinden biriyse,
'uyuşukluktan' kaçayım derken, insanı
olasılıkla inkâralığa, köksuzluğe ve top-
lum içinde yalnızlığa götürecek olan bu
tür. 'hayalet gemi'lerde, gençlerimiz
FILM GUIDEDA VE LAROUSSE'TA —Tank Akan ve Şerif Sezer'in oyna-
dıklan "Yol" nimi, Leslie HaffiweU'in "Film Guide'ında ve Larousse'un
"Cinema" ansiklopedisinde de yer alıyor.
kime ve aynı insan maizemesine daya-
narak kurabüiyorsunuz. Ve eğer gerçek-
ten yeni bir seyler yapmaya niyetliyse-
niz, eskiyi, eskiden yapılanları bir ölçü-
de de olsa bilmeniz gerekiyor.
öte yandan Başar'ın bizim kimi
'alaturka' şarkı adlanyla soyutlamaya
çalıştığımız, 'ulasal duyarlılık' da dene-
bilecek şeye bu denli tepki göstermesi-
ne gerçekten üzuldük. Ne yapalım, biz
de şair gibi 'melâli anlamayan nesle aşi-
adımlarını denk alsınlar!..
Bu ve başka bir yazıdan yola çıkarak,
bir de şunu anımsatmak isterim. Kimi-
lerine göre (ve bunlar arasında sinemay-
la uzaktan yakından hiç ilgisi olmamış
hızlı kalemler de var) Türk sineması za-
ten 1970'lerde (aslında belki hiçbir za-
man) önemli bir film üretemedi. Tüm
olan, o yılların 'devrimci' eylemleri ve
özlemleri içinde, kimi adların sırf 'sol-
cu', 'devrimci' olduklan veya öyledav-
randıkları için bizim tarafımızdan, ya-
ni belli bir eleştirmen kesüni tarafından
tutulması, baş tacı edilmesi olayıdır.
Ama bu adamlar gerçekten son derece
yeteneksiz olduklan için sinemamızı ka-
yalara çarpmışlar, seyirciyi kaçırmışlar-
dır. Öyleyse onlara ölum!
Bunu yazanlar, eğer gerçekten bu ko-
nularda tümüyle bilgisiz değilseler, şu-
nu unutuyorlar veya unutturmaya çâlı-
şıyorlar: Turk sinemasının dünya litera-
türünde sınırlı da olsa yerini almasmı
sağlayan, bir Türk sineması kavramını
dunya kamuoyuna tanıtan tüm fUmle-
rimız bu dönemde yapılmıştır. Gttney'-
le başlayıp, Ökten, Gönen, Kıral, Oı-
gentürk, Kavur gibi yönetmenlerimizin
1970'lerden itibaren ortaya koydukları
'genç Türk sineması' ürünlerinin dünya
üzerindeki sayısız festivaJde aldıklan
odüllerin listesini mi vereyim burada?
Denecek ki: "Ama o festivaller köşede-
bucaku kalmış kıytınk şeylerdi." ödül-
ler aldığımız Cannes, Berİin veya Vene-
dik mı 'kıytınk'tı? Denecek ki, "O şen-
Hklerdeki tüm ödüller, uluslararası sol-
cu Lşbiriiginden kaynaklanmaktadır."
Peki ama sözgelimi 'Sıiru'nün Berlin
Şenliği'nde iki ayn kilise ödülünü bir-
den almış olmasına ne diyeceksiniz? Ki-
lise ödüllerini de mi 'solcular' veriyor-
du? Ünlü film kılavuzlarıyla tüm dün-
yada sinema ve TV yazarlarının gözde-
si olan, üstelik Anglosakson sineması dı-
şındaki urünleri pek sevmediği için adı
'trkçı'ya çıkan "mütoveffa" Leslie Hal-
li^ell'in ünlu Film Guide'ında, hem de
iki yıldızla yer alan tek Turk filmi "Yol"
değil mi? Ya pek ünlü Larousse'un Ci-
nema ansiklopedisinin sonunda yer alan
sinema tanhinden seçilmiş 2001 film ara-
sında 2 Türk fılminin, "Sttrii" ve
"Yol"un yer almış olduğunu nasıl göz-
den kaçıracağız? Bunlar da mı hep "ev-
rensel sol dayamşması"?
Biz düş görmedik. Bir genç Türk si-
neması var oldu, dünyada buyük ilgi
topladı. Ve kendi kendini tuketti. Tıp-
kı Unlü genç Alman sineması ve daha da
ünlü yeni-dalga gibi. Ama o akımlar yıl-
lar boyu sürmedi diye bugün kimse Fass-
binder'i, Godard'ı, Truffaut'yu yadsı-
mıyor. Bizdeki inkârcılığın, geçmişi tu-
müyle yadsıma tavrının ve "genç" ol-
manın baş koşulunun ilk önüne gelen ge-
miye binip gitmek olduğunu sanmanın
kökenleri ise nereye, hangi nedenlere da-
yanıyor?
Bilge Olgaç'ın Aşkın KesişmeNoktası' bir Osman Şahin uyarlaması
Örtüşen fantezilerAşkn KesişMrfe NokCaa / Yönetim ve Senaryo: Bilge Olgaç / öykü: Osman
Şahin / Görüntü: Hüseyin Özşahin / Müzik: Ahmet Güvenç / Oyuncular: Serpil
Çakmakh, Berhan Şimşek, Yaman Tarcan, Savaş Yurttaş, Zühal Üstüntaş / Bir
Belge Film yapımı. (Beyoğlu Lale, Salon 2)
Bilge Olgaç, talihsiz bir yönetmen. "Kaşık
Düşmau" gibi önemh" fihnleri kimi zaman viz-
yona bile çıkmıyor, kimse tarafından görülme-
den yitip gidiyor. Kimileri ilk kez TV'den kuşa
çevrilmiş olarak yansıyor. Kimi filmleri ise hak
etmediği eleştiriler alıyor. Antalya senliğinden
beri ağır biçimde eleştirilen "Aşkın Kesişme
Noktası", belki çok "iyi" bir film değil. Ama
söylendiği kadar "kötü" de değil.
Film, sıkıcı olma noktasına dek getirilmiş ya-
lmlıkta bir öyku anlatıyor. Ama kimi filmleri,
örneğin "Camdan Kalp"i "gereksiz aynntıUr-
la doldurulmuş" diye batıranlann, bu "sadeüği"
övmeleri gerekmiyor rau? Toros yaylalannda ge-
çen öykü, aslında çeşitli fantezilerin örtüşmesiyle
oluşuyor: Kadınların erkek fantezileri, erkekle-
rin kadın fantezileri. Köylünün kentli, kentlinin
köylü fantezileri. Büyük kentte başı yönetimle
derde girmiş, "Bir bardak beyaz sıvıda adını
yitirmiş" hangi eski "solcu", dağ başında do-
ğal bir yaşam içinde Hürmet gibi bir "köy dil-
beri"yle tanışmak istemez? Ve hangi doyumsuz,
cevresine karşı koşuüanmış "köy dulu", bir gün,
tüfeği, köpeği ve tüm gizemiyle çıkıp gelen ad-
sız bir erkeği beklemez? Ama en doğal çevrede
bile mutluluk olanaksızdır. Ve "ancak yalnız bir
insanın düşmanı olmaz."
Yapıt, doğacı, çevreci, "yeşilci", özellikle
Lawrence'dan ("Bakire ve Çingene"yi düşünü-
yorum) esinlenmiş özellikler içeriyor. Alabildi-
ğine yaün ve yer yer belli bir şiire ulaşan bir si-
nemayla anlatılmış (özellikle Serpil Çakmalı'nın
at üzerindeki erkek tarafından izlendiği o nefıs
kaydırmayı düşünüyorum). Olgaç, yerinde bir
erotizme, sinemamızda ilk kez bir erkek "nü"-
sü de eklemeyi ve Berhan Şimşek'i sırttan (ve ol-
dukça uzaktan) cekilmiş bir sahnede çıplak gös-
termeyi başarıyor. (Eee, kadın yönetmen oldu-
ğu nerden belli olacak?) Bu ilginç nokta, özel-
likle Minyeli Abdullah'ı pek beğenen hanımla-
ra duyurulur. "Aşkın Kesişme Noktası", tam bir
basanya ulaşmamış olsa da, oldukça tutarlı, te-
miz bir çalışma... Daha özerdi prodüksiyon ko-
şullanyla, daha iyi bir fihn olabilirdi.
SERPİL ÇAKMAKLI VE BERHAN ŞİMŞEK — Görüntü yö-
netmenliğini Hüseyin Özşshin'in üstlendigi filmde başrolleri Ser-
pil Çakmakh ve Berhan Şimşek paylaşıyoriar.
Jerry Zucker'in 'Hayalet' adlı filmi lOsinemada birden gösteriliyor
Erotikten polîsiyeye bir kokteylHayalet (Ghost) / Yönetmen: Jerry Zucker /
Senaryo: Bruce Joel Rubin / Görüntü: Adam
Greenberg / Müzik: Maurice Jarre / Oyuncular:
Patrick Swayze, Demi Moore, Whoopi Goldberg,
Tony Goldwyn / Bir UIP (Paramount) filmi / 126
dakika (Atlas, Gazi, Süreyya, Bakırköy 74, Şafak,
Yumurcak, Ankara Metropol, Izmir Deniz, Sema,
Adana Metro vs.)
Kase' rr z Raks tesıste'Tde haz rlaimak'adır
MÜZİK IRETİM LTD. ŞTI.
IMÇ 6 Blok No 6610 UnKapanı Istanbu "elelon 513 71 43 - 520 73 68
"Günesin altında söylenecek
yeni bir şey kalmadı" der kimi
ermiş kişiler... Sinemanın da
söyleyeceği yeni bir sözü sözü
pek kalmadı galiba!.. Evet,
'Hayalet' sanki 'Düşler Tarlası'
veya 'Daima'nın motiflerini yi-
neleyen bir 'kopya' gibi... Ama
'Daima' da zaten 1944 yılının 'A
Guy Named Joe* adh bir fılmi-
nin yeniden çevrimi değil miydi?
Ve Amerikan sineması o yıllar-
da ünlü 'Topper' serisi veya Ha-
yalet ve Bayan Muir-The Ghost
and Mrs. Muir' (Joseph Manld-
ewicz, 1947) gibi fümlerle ölüm-
lülerin arasma kanşıp dolaşan
"nıhlann" öykülerini ustalıkla
anlatmıştı.
Demek ki 'Hayalet'in temel-
de sinemaya getirdiği hiçbir ye-
ni tema ve öğe yok. Belki biri dı-
şında. Tüm bu sözünü ettiğimiz
filmler ve başkaları, Hollyvvo-
od'un altın kurallarından biri
gereğince, belli bir tür'e ve onun
klişelerine sadakatle bağlıydılar.
"Hayalet" ise bu klişeleri allak
bullak ediyor ve çeşitli türlerin
bir kanşımı haline geliyor: Aşk
filmi, erotik film, fantastik fihn,
polisiye, metafizik fantezi, vs.
Aslında bu da olumlu bir şey
denebilir. öyle ya hayatta, ger-
çek hayatta da olaylar elbette
'türlere' göre oluşmuyor, herşey
iç içe, karmakarışık. Çoğu za-
man komediyle dram, sıradan-
la sıradışı, olağanla fantastik
gerçek hayatta da birbirine ka-
nşmıyor mu? Ne var ki ünlü
ZAZ (Zucker-Abraham-Zucker)
ekibinden büyük kardeş Jerry
Zucker'in bu kez kendi başma
gerçekleştirmeye sıvandığı bu
güldürü, bu tavn "gerçek yaşa-
ma daha yakın olmak" için de-
ğil, sadece mümkün olabildlğin-
ce çok seyirciyi, olabildiğince
perdeye bağlamak için kullanı-
lıyor. Örnekse Patrick Swayze ile
Demi Moore arasındaki sevişme
sahnesi, doğrudan doğruya bir
Emmanuelle filminden fırlamı-
şa benzeyen, salonu dolduran
çokluk yeniyetme seyirciyi nefes
nefese bırakacak bir sahne,. Bu
bile filmin oluşturulmasındaki
pek durüst olmayan tavn orta-
ya koymuyor mu?
"Hayalet", bu kargaşa içinde
aslında eğlendirebilen ve vakit
geçirtebilen bir film. özellikle
Zucker'in keskin güldürü usta-
sı daman tuttuğunda film daya-
nılmaz kimi anlara kavuşuyor:
Asansör sahnesi, metrodaki 'ha-
yaletler kavgası' veya Whoopi
Goldberg'in katıldığı hemen
tüm sahneler, ama özelhkle ban-
ka sahnesi gibi.. Steve
SpielbergMn 'Color Purple' fıl-
SAM WHEAT'TE PATRİCK SVVAYZE — Jerry Zucker'in "Hayalet" filminde Sanı \Nheati
Patrick Swayze canlandınyor. Ton> Goldw\n de filmin oyunculan arasında.
miyle tanıttığı zenci oyuncu
Whoopi Goldberg, gerçekten de
efsaneye yaklaşan ününü hak
eden çok yetenekli ve kendine
özgu bir oyuncu. Oyuncu bâbın-
da, yakında "Biz Melek Degi-
liz"de de izleyeceğimiz Demi
Moore da gerçekten seyri çok
zevkli bir oyuncu. Ama eski
Hollywood'da ancak "bad
man" rollerine (o da pistonla!)
yakıştırılabilecek bir oyuncu
olan Patrick Swavze, bana sorar-
sanız yine "tahammül dışı" bir
oyun veriyor.
Ama filmden geride kalan
çok şey yok. Sozunü ettiğim ki-
mi sahnelerin dışında, oldukça
uzun tutulmuş, gerilimi aksayan
bir film "Hayalet." Tipik
"yuppie" kahramanlarının gü-
nümüzün para dolaplan, mone-
tarizm, kompütarize sistem vb.
gözde kavramlarına katılmış
"Mafya sosu" ile kotarılmış bu
öykü boyunca yaşadıkları, öte
yandan geleneksel Hıristiyan
mançlarına ciddi biçimde yas-
lanmış; Olum ötesinde elbette
yaşam vardır, ruhlar çevremizde
dolaşır, kötüleri hemen
'zebaniler' tarafından bilinme-
yen bir yere (kuşkusuz cehenne-
me!) yaka-paça götürülür... Ve
sevgi, ölumün bile yok edeme-
diği 'âlemler arası' bir güçtür.
Tum bunların arka planda ge-
zindiğı, sinema sanatına katkı-
sı sıfır, anıa sonuç olarak 'hoş-
ça vakit gecirten' bir seyirlik si-
zi çekiyorsa yine de görebi-
lirsiniz.
Hacıbektaş'tan
\unııs'a
• Knhnr Servisi— Kültür
Bakanlığı'nın katküanyla
Halk Ozanlan Kültür
Derneği'nin düzenlediği
"Hacıbektaş'tan Yunus'a
Türkülerimiz" adü konser
yann saat 20.00'de Lütfi
Kırdar Spor Salonu'nda
gerçekleştirilecek. Konserde
Musa Eroğlu, Âşık Gülabi,
Tahp Şahin, Deste
Günaydın, Gülcihan Koç,
Mustafa Yalçın, Çoban
Hüseyin ve Ali Sağlam yer
alacak.
Gürdeniz'in
resimleri
• Kültür Servisi— Ressam
özer Gürdeniz'in resim
sergisi 11 ocak-3 şubat
tarihleri arasında Istanbul
Büyükşehir Belediyesi
Atatürk Kitaplığı'nda yer
alacak. 1938 yıhnda
Trabzon'da doğan özer
Gürdeniz, Istanbul Devlet
Güzel Sanatlar Akademisi
Resim Bölümü'nden mezun
oldu. 1%5 yüından bu yana
beş kişisel sergi açan
ressam, karikatür
calışmaları da yaptı.
Gürdeniz halen resim
öğretmeni olarak
çahşmakta.
Soyak'ta sergi
• KSlrür Servisi —
Mecidiyeköy'deki Soyak
Sanat Galerisi'ndeki "Aralık
"90" sergisi acıldı.
Sergide Özdemir Altan,
Hale Arpaaoğlu, Ipek
Aksüğür, Mustafa Ata,
Tomur Atagök, Bedri
Baykam, Adnan Çoker,
Haluk Gedik, Bünyamin
özgültekin, Yusuf Taktak,
Hale Tenger ve ömer
Uluç'un yapıtlan yer alıyor,
Karma sergi 19 ocak
tarihine dek gezilebilecek.
Karma sergi
• Kültür Servisi—
Anadolu Üniversitesi
öğretim üyeleri karma
resim, heykel ve seramik
sergisi Yapı Kredi Kâzım
Taşkent Sanat Galerisi'nde
4 ocak gunü açıhyor. 29
ocağa dek açık kalacak
sergi kapsamında Atilla
Atar, Saadettin Aygün,
Halim Çeliker, Zehra
Çobanlı, AbduJlah Demir,
Aytaç Katı, Şahin özyuksel,
Ali tsmail Türemen ve
Bilgehan Uzuner'in * '.\.iil>
yapıtlan yer alıyor. , -*, , | C
\azarlar Birliği
etkinlikleri
• ANKARA (ANKA)—
Türkiye Yazarlar Birligi'nin
ocak ayı etkinlikleri belli
oldu. Etkinlikler arasında,
Ruşen Çakır'ın, son
günlerde adından söz
ettiren "Ayet ve Slogan"
adlı kitabıyla ilgili
konuşması da yer alıyor.
Birlik LokaU'nde ve saat
14.30"da başlayacak
etkinliklerden ilki, S ocak
tarihinde gerçekleşecek.
Şair Arif Nihat Asya'nın
anılacağı bu etkinliğe
konuşmacı olarak Yrd. Doc.
Dr. Mehmet önal
katılacak. Türkiye Yazarlar
Birligi'nin ayın konuşma
konusu da, "Ürdün
Intibalan" Ahmet Varol'un,
Ürdün'de lntifadanın
yıldönümü ile ilgili
toplantılardan edindiği
izlenimlerini aktaracağı
konuşma, 12 ocak tarihinde
yapılacak.
BUGÜN
• Fotoğraf Gösterisi
Cengiz Civa'nın uygulamah
fotoğraf gösterisi saat
10.30'da Istanbul
Üniversitesi Basın Yayın
Yüksekokulu'nda
gerçekleştirilecek.
• Film gösterisi
Pendik Belediyesi Atatürk
Kültürevi'nde saat 16.00 ve
18.30'da "Baader Meinhoff
Yargılanıyor" adh fihn
gösterilecek.
BİLSAK' TA
BUGÜN
28 Aralık Cuma:
19.30 BilsakTiyatro
Atölyesi:" lşte Baş îşte
Gövde lşte Kanatlar"
Yazan: Sevim BURAK
Görsel Sanat Atölyeleri
Mehmet GÜLERYUZ
yön',timinde (Per.-Cum.)
Cafe-Foyer-Bar (Giriş)
12.00-00.30
Rock Cafe-Bar (5.Kat)
12.00-18.00 HeavyMetal
18.00-24.00 Rock
Murat Pazar-Sonay
BtLSAK, Sıraselvüer
Cad., Soğancı Sok.7
CIHANGIR
143 28 79-99