22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 ARALIK 1990 HABERLER CUMHURÎYET/$ Dalan'dan protesto • ANKARA (ANKA)— Demokratik Merkez Parti Genel Başkanı Bedrettin JDalan, Atatürk'ün Ankara'ya gelişinin yıldönıimü nedeniyle diizenlenen törenleri yetersiz buiduğunu bildirdi. Bedrettin Dalan, TBMM Başkanı Kaya Erdem'le Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Murat KarayaJçın'a gönderdiği protesto telgraflannda, milli mücadele tarihinde çok önemli yeri bulunan bu günde, kurtuluşun ne büyük zorluklar içerisinde kazamldığını hissettirecek, yaşatacak ve o ruhu yansıtacak etkinliklere öncelikle yer verilmesi gerektiğmi belirtti. Doğan başkanhktan düşürüldü • lç Politika Servisi — SHP Istanbul tl Disiplin Kunılu tarafından partiden 2 yıl süreyle ihraç edilen Küçükçekmece Belediye Başkanı Ertuğrul Tığlay'ın hakkındaki ihraç karannı imzalayan tl Disiplin Kurulu Başkanı Suat Doğan, disiplin kurulu üyelerince oybirliği ile başkanhktan düşürüldü. Edinilen bilgiye göre, Tığlay'ın ihraç karan sonrası yaptığı basın toplantısına katılan ve ihraç karanna karşı oy kullandığını söyîeyen Doğan'ın, karar defteri üzerinde oynama yaptığı öne sürüldü. Doğan, Tığlay ile katıldığı basın toplantısında "Ben, Tığlay hakkındaki karara karşı oy kullandım. ama disiplin kurulu başkanı olduğum için ihraç karannı onaylamak zorunda kaldım. Bu durum karşısında gerekirse partiden istifa ederim" demişti. Ancak, yetkiHler il disiplin kurulunun ihraç karannı oybirliği ile aldığını ve Suat Doğan'ın deftere bu şekilde işlenen disiplin kurulu karannın altına daha sonra kendisinin muhalefet şerhi olduğuna ilişkin bir not eklediğini ileri sürdüler. İnönü nikâh şahitligi yaptı • ANKARA (AA) — SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, SHP Genel Sekreter yardımcılarından Cevdet Selvi'nin sekreteri Fatma Feroğlu ile Güneş Gazetesi Parlamento Muhabiri Ismet Demirdöğen'in nikâh töreninde şahitlik yaptı. Altındağ Nikâh Salonu'nda AJtındağ Belediye Başkanı Ali Rıza Koç tarafından kıyılan nikâhta, gelinin şahitliğini SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, damadın şahitliğini de SHP Genel Sekreter Yardımcısı Cevdet Selvi yaptı. Kalabalık bir davetli topluluğun katıldığı nikâh töreninde SHP Genel Sekreteri Hikmet Çetin, genel sekreter yardımcılanndan Güneş Gürseler, Mehmet Moğultay, Genel Sayman Yüksel Çengel ve bazı SHP'Iİ milletvekilleri de bulundular. 3 polise işkence davası • ANKARA(ANKA) — Gözaltında bulunduğu sırada Hüseyin Ispir adlı sanığa işkence yaptıklan gerekçesiyle haidannda dava açılan 3 polis memurunun yargılanmasına başlandı. Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün başlayan duruşmada, tspir'in avukatı, sanık polis memurlan Servet Bozkurt, Osman Menteşe ve Hayrettin Kahveci'nin müvekkiline gözaltında bulunduğu sırada işkence yaptıklarını söyledi. Avukat, işkenceye katıldıklannı iddia ettiği polis memurlan lsmail Bilgin ile Ali Tosun hakkında da soruşturma açılması gerektiğini ileri sürdü. Mahkeme, daha sonra taruklan dinledi. DYP Temsilciler MeclisiAnkara'da toplandı Demirel: '91 seçîm yılı DYP Temsilciler Meclisi toplantısında konuşan Genel Başkan Demirel, Körfez krizi konusunda hükümeti eleştirerek "Düşmanlık ortaya konmadan düşmanı da kendileri yaratıyorlar" dedi. Demirel, 1991'in 'seçim yılı' olacağını belirtti ve örgüte 9 ayrı talimat verdi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, DYP Tem- silciler Meclisi'nde Körfez kri- ziyle ilgili, gelişmeleri anlatırken "Türkiye'nin savaşın kapısını caldığını" söyledi. Demirel, "Yanlış bir zamanda. yanlış biı düşmanla savaşa gitmenin yan- hşlığına" da dikkat çekti. DYP lideri 1991 yılında mutlaka se- çim yapılacağı görüşünü de sa- vunarak örgüte seçime hazırlık için 9 talimat verdi. DYP Temsilciler Meclisi, par- tinin 24-25 kasımdaki büyük kongresinde önüne koyduğu he- defe varması için strateji ve prorgamlarını gözden geçirmek üzere dün toplandı. Demirel'in başkanlığında yapılan ve Genel tdare Kurulu, Merkez Karar Kurulu üyeleri, milletvekilleri, il başkanları, partili belediye baş- kanları ile gençlik ve kadın ko- miteleri temsilcilerinin katıldığı toplantı, Demirel'in açış konuş- masından sonra basına kapalı olarak sürdürüldü. Demirel, toplantıyı açış ko- nuşmasında, Türkiye'nin önün- deki 10 seneyi iyi değerlendire- rek mutlaka çağı yakalaması ge- rektiğini bildirdi. Halkın yüzde 80'inin reddettiği bir cumhuri- yet idaresinin dünyamn hiçbir yerinde olmadığı gibi Türkiye'- de de olmaması gerektiğini an- lattı. Türkiye'de siyasi ve eko- nomik istikrann yalnızca sus- kunlukla varsayıldığmı, demok- ratik istikrar yerine suskunlu- ğun sağladığı sessizüği kabullen- diği için halkın ezildiğini de kay- deden Demirel, ülkenin dalga dalga grevlerle karşı karşıya ol- masının hüzün verici olduğunu söyiedi. Demirel, daha sonra Körfez krizi ve savaş tehlikesi üzerinde durarak söyle dedi: "Savaş kapımızı çalmıştır. Yahut Türkiye savaşın kapısını çalmıştır demek daha doğrudur. Türkiye âdeta isteri halinde sa- vaşa koşmuş, koştunılmuştur. Ülkenin savaşta hiçbir yaran yoktur. Yanlış bir zamanda, yanlış bir düşmanla savaşa gir- menin yanlış bir savaş ulacağı doğaldır. Bunlar, düşmanlık or- taya konmadan düşmanı da kendileri yaratıyorlar." Türkiye'nin bu tür yanlışhk- lar içinde bulunmasının nedeni- ni, hükümet, Çankaya ve Mec- lis çoğunluğundaki yanhşlığa bağlayan Demirel, "Bu yanlış- ları da demokrasinin suçlu san- dalyesine oturtulması yanlışı doğurmuştur" diye konuştu. Demirel, hiç kimsenin halkın önünde duramayacağını da be- lirterek 1991'in seçim yılı olaca- ğını söyledi. Demirel, "Milletin önüne sandık geVecektir ve bu tızun olmayan bir zamanda ge- lecektir. Behamahal 1991 yılı içinde gelecektir" dedi. Demi- rel, daha sonra örgütten "san- dık yann önkrine gelecek gibi" çalışmalannı istedi. Halkın san- dıktan demokratik istikrar çıka- racağından kimsenin kuşkusu olmaması gerektiğini bildiren Demirel, ülkeyi içinde bulundu- ğu durumdan yalmzca kendile- rinin çıkarabileceğini savundu ve sandığa hazırlık için örgüte şu 9 talimatı verdi: — Ocak ayı sonuna kadar, eksik teşkilat ünitelerini, yan kuruluşları, mahalle ve sandık örgütlenmesini, gençlik ve ka- dın komitelerini tamamlayın. — Meslek kuruluşları ve çe- DYP Temsilciler Meclisi topfaurtısı Genel Başkan Süleyman Demirel'in konuşmasıyla başladı. ToplanUya DYP GIK ve Merkez Karar Kuralo üyeleri, milletvekilleri, i) başkanları ve partili belediye başkanları katıldılar;<Fotoğraf: Banş BU) Gemlik'te liman ve depolama tesisi temeliniatan Özat Türkiye, Avrupa gibi oldu"Türkiye'ye girenler bir Avrupa ülkesine girdiklerini sanıyorlar" diyen Cumhurbaşkanı Özal, televizyonun dış gelişmeleri göstermesi gerektiğini vurguladı. ' TUNCAY ÖZKAN ADNAN BAŞTOPÇU GEMLİK/BURSA — Cum- hurbaşkanı Turgul Özal ve Baş- bakan Yıldınm Akbulut, Gem- lik'te belediye ve özel teşebbü- sün girişimleriyle gerçekleştiri- len Türkiye'nin tek özel sektör liman ve depolama tesislerinin temelini attı. Özal, törende yap- tığı konuşmada Türkiye'nin çok değiştiğini belirterek "Türkiye'- ye batıdan ya da dofudan nere- den giriş yapdırsa yapılsın giren insanlar bir Avrupa ülkesine girdikleri izienimine kapılyor- lar" dedi. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, dün saat 09.40'ta beraberinde eşi Semra Özal ile birlikte özel uçak "Ana" ile Ankara'dan Bursa'ya geldi. Cumhurbaşka- m özal'ı Bursa Havaalanı'nda daha önce aynı alana "GAP" uçağıyla gelen Yıldınm Akbulut ve çok sayıda bakan ile millet- vekili karşıladı. Bursa'ya Cum- hurbaşkam Özal'dan önce gelen Başbakan Akbulut, kendisi için düzenlenen askeri törenin Cum- hurbaşkam için düzenlendiğini sandı. Protokol subayının şeref kıtasını denetlemesi için yaptı- ğı çağrı karşısında şaşıran Ak- bulut, daha sonra kendisine ya- pılan uyarılar uzerine "Ben tö- reni cumhurbaşkanı için san- mıştım' diyerek askeri kıtayı de- netledi. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Bursa'ya gelişinde askeri törenle karşılandı. Turgut Özal ve eşi Semra Özal, daha sonra Gem- lik'e geçerek Gemlik Limanı te- mel atma törenine katıldılar. Törende Akbulut'tan sonra söz alan Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Bursa'nın değişiminden ve gelişmesinden söz etti. Mar- mara bölgesinin çok sayıda bü- yük kapasiteli limana ihtiyacı olduğunu belirten Cumhurbaş- kanı, "Son 7 yüdan beri surdü- rülen politikabria özel sektör de altyapıya girmeye başladı. Türkiye, komşulanyla arasında- ki mesafeyi daha da açmaya başladı. tster Bulgaristan'dan ister Suriye'den girin, Türkiye'- nin görüntüsü Avrupa ülkeJeriy- le yanşıyormuş izlenimi verir." Cumhurbaşkanı Turgut Özal, daha sonra birinci kısmı 1991 yıhmn sonunda hizmete girecek olan ve 36 milyar liraya mal ola- cağı belirtilen limanın temelini atarak denize indirilen ilk beton bloka plaket çaktı. Gemlik'ten sonra Bursa'ya konvoy halinde gelen Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile Başbakan Akbulut ve beraberindekiler, kent merke- zinde peş peşe bir süre dolaştı- lar. Cumhurbaşkanı Özal ile eşi Semra Özal, üstü açık makam arabasından halkı selamladılar. Özal ile Akbulut, daha sonra Bursa Küçük Sanayi Sitesi'nin açılışına katıldılar. Cumhurbaş- kanı Turgut Özal, daha sonra akşam Bursa'da, Bursa Sanayici ve İşadamlan Derneği (BUSİ- AD)'ın Ahmet Vefik Paşa Ti- yatrosu'nda düzenlediği "Tür- kiye'nin Ekonomik Durumu" konulu toplantıya katılarak bir konuşma yaptı. Özal, konuşma- sında 1980'li yıllarda dünyada çok büyük bir değişme yaşandı- ğını, bu değişimin daha da hız- lanarak 2000'li ydlara da dam- gasını vuracağını beürtti. Bu bü- yük değişime rağmen Türkiye'- de bazı siyasetçilerin "zaman tünelinde" kaldıklannı vurgula- yan Özal, özetle şunlan söyle- di: "Bu siyasetçiler bir avuç dünyalannda, yıllarca evvelki dünyalannda. kaldılar. Sovyet- ler Birliği başta olmak üzere Dogu Bloku ülkelerinde politik ve ekonomik sistemler değişti. Bundan 2 sene önce birisi çıkıp Sovyetler Birliği'nde komünist sistemin çökeceğini söyleseydi kimse inanmazdı. Bugün boy- nuz kulağı geçer misali serbest piyasayı bizden 10 kat fazla sa- vnnuyorlar." Konuşmâsında enflasyon konusuna da değinen Özal, Körfez krizi olmasaydı toptan eşya fiyatlannda enflas- yonun yüzde 36-37 civarında olacağını vurgulayarak sözleri- ni şöyle sürdürdü: "Devlet ar- tık sanayi yaünmına ginniyor. Girmemeli de. ÜsJelik elindeki- ni de çıkarması lazım. Bu kadar hızlı degişen teknoloji ortamın- da devletin bunu yapması ira- kân dahilinde degil. Eger bir si- yasi parti çıkıp da ekonominin tepe noktalannı devlet kontrol edecek derse siz ona rahatlıkla siz memleketi batıracaksınız di- yebilirsiniz." Cumhurbaşkam Turgut Özal ile Yıldınm Akbulut, toplantı- dan sonra Bursa Havaalanı'na dönerek geldikleri iki ayn özel uçakla Ankara'ya döndüler. şitli demokratik örgütlerle, meş- ru demokratik işbirliği kurun. — Çeşitli platfonnlarda sesi- nizi duyunın. — İl, ilçe, belde, il genel mec- lisi ve belediye meclisi örgütle- rindeki gücümüzü ahenkli ve şevkli bir şekilde çalıştınn, — Büyük sehirler sonınu uze- rine özel programlar ve çalışma şekilleri hazırlayın. — Tanıtma ve halkla ilişkiler konulannda etkin olun. — Halkın her çeşit sorununa duyarlı olun. — Ülkenin her köşesinde olup bitenlerden halkı haberdar etmek için çeşitli toplantılar dü- zenleyin. — Parti üye kütüklerini sağ- lıklı hale getirin, yeniden bir ka- yıt kampanyası başlatın. Önse- çim istediğinizde kayıtlarınızı soranm. Birtakım nayion kayıt- lar üzerinde seçim yaptırmam, yeni gelen kimseye de 'sen eski- den şuradaydın, şöyle yaptın' diye sormayın. DYP Temsilciler Meclisi top- lantısının basına kapalı olarak yapılan bölümünde ilk sözü kı- sa süre önce DYP'ye katılan ANAP eski Milletvekjli Servet Harıpaşaoglu aldı. Hacıpaşaoğ- lu, DYP lideri Demireri öven bir konuşma yaptı. Genel Baş- kan Yardımcısı Tansu Çiller de partideki doğrularla birlikte yanhşlan da söylemeyi görev kabul ettiğini belirterek DYP'nin büyükşehir politikası- nın eksikliklerini anlattı. Çiller, büyükşehirlere ulaşabilmek için medya araçlanm kullanmak ge- rektiğini söyledi. Toplantının öğleden sonraki bölümünde söz alan bazı il ve belediye başkanları halkın bu- naldığını anlatarak bir an önce erken seçime gidilmesi gerekti- ğini söylediler. SHP-DYP işbirliği Dk eylem savaşa hayır ANKARA (Cumhuriyet Bu- rosu) — SHP-DYP işbirüği, Bir- leşmiş Milletler'in Irak'ın Ku- veyt'ten çekilmesi için tanıdığı sürenin sonu olan 15 ocağa ka- dar "savaşa hayır" zemini üze- rinde yoğunlaşacak. İki partinin bakanlar hakkında gensoru, hü- kümet hakkında da genel görüş- me önergeleri hazırlamalan bek- leniyor. Önceki günkü Inönü-Demirel zirvesınde açıklanan ortak bildi- rinin ardından, SHP ve DYP'nin işbirliğinin, "Türkiyei nin Körfez savaşına girmemesi" zemininde somutlaşabileceği be- lirtiliyor. Her iki partinin yetki- lileri, Türkiye açısından önü- müzdeki iki haftanm "kritik" olduğunu belirterek, önemli gündem maddesini "savaşa hayır" kampanyaanın oluştura- cağını kaydediyorlar. SHP, 5 ocakta Iskenderun'da "banş mi- tingi"ni gerçekleştirirken DYP de Ankara'da Körfez ile ilgili bir panel düzenleyecek. Bu tarihten sonra Körfez savaşı ile ilgili ge- lişmeler göz önüne alınarak iki partinin 15 ocağa kadar ortak bir eylem yapabilecekleri öğre- nüdi. Ancak DYP ve SHP ta- banlarının "ortak bir mitingde birleştirilmesinin güçlüğu" üze- rinde durularak ortak eylemin Meclis düzeyde kalması olasılı- ğının yüksek olduğu kaydedili- yor. DYP ve SHP işbirhği çerçeve- sinde iki partinin yapmayı plan- ladıklan öteki ortak eylemler de şöyle sıralanıyor: — Kabineyi oluşturan bakan- lar hakkında çeşitli konularda gensoru önergesi verilmesi. — Hükümet politikalan hak- kında Mecliste genel görüşme is- teminde bulunuhnası. — Bahar aylanna doğru par- lamentoya ortak erken genel se- çim önerisi getirümesi. 1990'DA TBMM 6 ÜYESİNİ KAYBETTİ Meclis'ten bir yılda 95 yasa geçtiANKARA (AA) — TBMM, 1990 yı- lında yaptığı çahşmalar sonunda 95 ya- sa çıkardı. Bu yasalardan 4'ü Cumhur- başkam Turgut Özal tarafından veto edil- di. 1990 yılı içinde muhalefet milletvekil- leri TBMM'ye 7 gensonı önergesi verdi. Bu önergelerden 5'i SHP'li, 2'si de DYP'li milletvekillerine ait. İlk gensoru önergesi SHP tarafından, otoyollan ya- pan firmalara fiyat farkı ödeyerek ma- liyetlerin artmasına ve Hazine^nin zarar etmesine neden olduğu gerekçesiyle Ba- yındırlık ve İskân Bakanı Cengiz Altın- kaya için verildi. Bu önerge daha sonra reddedildi. Diğer gensoru önergeleri şöyle: —SHP Diyarbakır Milletvekili Fuat Atalay ve 38 arkadaşı, olağanüstü hal uygulanan Doğu ve Güneydoğu Anado- lu bölgesinde yurttaşlann temel hak ve özgürlüklerini kaldırdıklan, toplumsal banşm bozulmasma neden olduklan için Bakanlar Kurulu hakkında. —SHP Edirne Milletvekili Erdal Kal- kan ve 31 arkadaşı, tanm ürünlerinde it- halatm serbest bırakılmasının tanm sek- törünü zaafa uğratacağı, tanmda dışa bağımlılığı arttıracağı gerekçesiyle Dev- let Bakanı Güneş Taner hakkında, —DYP Sakarya Milletvekili Ahmet Neidim ve 22 arkadaşı, Fiskobirlik'teki fındıklann, piyasa değerinin altında vade ile faizsiz olarak fmdık firmalanna sa- tılmasını öngören Para Kredi Kurulu ka- ranyla söz konusu firmalann haksız ka- zanç elde etmelerine ve Türk ekonomi- sinin zararına neden olduğu için Sanayi ve Ticaret Bakanı Şükrü Yürür hakkın- da, —SHP Muğla Milletvekili Tufan Do- ğu ve 45 arkadaşı tarafından Aliağa'da termik santral yapılarak çevre kirliliği- ne yol açtığı iddiasıyla Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fahrettin Kurt hak- kında, —SHP Edirne Milletvekili Erdal Kal- kan ve 49 arkadaşı, terörün önlenmesi konusunda yetersiz kaldıklan, demokra- tik ve laik cumhuriyeti ciddi tehlike ai- tına soktuklan gerekçesiyle Bakanlar Kurulu hakkında, —12 Ekim 1990'da DYP Adana Mil- letvekili Orhan Şendağ ve 51 arkadaşı, izledikleri tanm politikasıyla çiftçileri sı- kıntıya soktuklan iddiasıyla Bakanlar Kurulu hakkında. Bu önergeler, TBMM Genel Kurulu'n- da görüşülerek ANAP oylanyla redde- düdi. Kabul edilen yasalar Kamuoyvmda "Nereden buldun?" di- ye adlandırılan kamu görevlilerinin mal bildiriminde bulunmalarına ilişkin yasa, 6 vergi yasasında değişiklik yaparak ha- yat standardı ve götürü vergiyi asgari üc- rete bağlayan yasa, DP'lilerin itibarlan- nın iade edilmesine ilişkin yasa, Batman ve Şırnak'ın il yapılması, TBMM'de in- san haklannı inceleme komisyonu kurul- ması, 12 ayn suçtan idam cezasının kal- dırılması, Medeni Kanun'da değişiklik, kadının statüsü ve sorunlan genel mü- dürlüp kuruhnası, üniversitelerde kıhk ve kıyafet serbestisi getiren yasalar Mec- lis'in kabul ettiği 95 yasanın başhcalan. Bu arada, Cumhurbaşkam Turgut özal'ın, bir defa daha görüşübnek üze- re TBMM'ye iade ettiği dört yasanm üçü milletvekillerinin ödenek, yolluk ve öz- lük haklannı düzenliyordu. Bir yasa ise doçent milletvekillerinin profesörlüğe yükseltilmesini amaçlıyordu. TBMM üyelerinden 6'sı 1990 yılında hayatmı kaybetti. DYP Antalya Millet- vekili Zekeriya Bahçeci, ANAP Samsun Milletvekili Mehmet Aydın, ANAP Ha- tay Milletvekili Kamran Karaman ve ANAP Aydın Milletvekili Mehmet özalp, geçirdikleri trafik kazalannda ve- fat ettiler. ANAP Adıyaman milletvekil- leri Arif Ağaoğlu ile Zeynel Arslan da geçirdikleri kalp krizi sonunda öldüler. CUNEYT ARCAYUREK YUIY0R Sonımluluk Artık Kimin, "Muhatap" Kiırt? ANKARA — ABD'nin Körfez'e yığdığı asker sayısı 400 bin. İngilizi, Fransızı, Arabıyla çokuluslu asker 500 bin dolayın- da. iki bin tank, iki bin uçak, yüze yakın savaş gemisi. Buna karşın ABD ve Batı televizyonları son günlerde ABD askeri çevrelerinin kaygılarını yansıtıyor. O çevreler Körfez1 deki yığınağı, "Henüz oynamaya hazır otmayan takıma" ben- zetıyor. Savaşa başlamak için bir buçuk ile üç ay arasında zamana gereksinildiğini, ABD ve İngiliz askeri çevreleri öne sürüyor. Ya "bizimki"? Yine mangalda kül bırakmıyor. ABD askeri çevrelerindeki kaygıların, ABD kamuoyundaki tartışmalann tersine "Amerikalıların bir vuruşta Irak'ı un ufak edeceğini" söylüyor. Gizlemediği oyun "Irak'ın bir darbeyte bir günde yerle bir olacağına" dayalı. ABD'de söz sahibi kişilerie kamuoyunun önde gidenleri savaştan sonra bölgede doğacak belirsizlik- ten kaygı duyuyor. "Bizimki"nin savaş sonrası ne umuruna? Tek sloganı savaş! Akbulut'a da talim ettirdiği yutturmacayı Erdal İnönü ya- kalamış, iktidarı bir yerde gerçeğe teslim olmaya itiyor. Sahnelenen yurturmaca, savaş ile banş arasındaki çizgi- de oynak sözcüklerle besleniyor. TÖ ile Akbulut her fırsatta "Türkiye'nin savaş istemediğini, Körfez sorununun banşçı yollardan çözümüne yanlı olduklarını" açıklıyorlar. Ne var ki TÖ ile Akbulut, "savaş başlarsa içinde olmayacağımız" güvencesini halka veremiyorlar. İnönü, ik- tidarın banşçı havasını alkışlıyor kuşkusuz; ama "savaşa girmeyeceğini" resmen açıklamasını, hem de Millet Mecli- si'nde kürsüden halkımıza duyurmasını istiyor. Saddam'ı ziyaretten dönüşte Akbulut'u, "savaşa hayır" de- meye zorlamak amacıyla Başbakanlık'ta ziyaret etti. Baş- bakanın savaş istemediği izlenimini almıştı. Ne çare, bütün zorlamalara karşın Akbulut, "savaşa girmeyecegimizi" TBMM kürsüsünden söylemeye, savaş karşıtı görüşümüzü resmileştirmeye bir türiü yanaşmıyordu. Tabii yanaşmaya- caktı. TÖ'nün savun- d » uğu t 4 ^ r ? ! l e , r i n surçytı Akbulut da tıp- . kı TD gibi savaş baş- A7?era/C//7//7 r y layıncaya dek, dalbudak SaldlÖini hlk A t e u ı * "Yüksek siyaset" y halkımızıuyutmakiçin barış havarisi rolünü y başarıyla yürütmeye muhatabm" 7 0 S S L , senaryo OİduğUMJ biliyOf. K,Sa ti: omar banşçıi açıklamalarla önemli yoiiarda direnirierken, dnkunHıırmalar vanan ne yapsmiar ki savaş ooKunaurmaıar yapan Türkiye'nin iradesi dı- GureŞ PaŞaDID da ÖU S Î ! b HaŞ emm enŞ Z ^ paylaşt,ğmdan kanaldan gelen boyle- kUŞkU duyulmuyor. Tek si bilgi ve yorumlar- e \m rÜZPânna l dan sonra, banşçı -,k Qaı/aca maskeye halkın kandı- U' Ke - &avaşa ğına TÖnün inanıp allTllŞ baŞini inanmadığı doğrusu - ^ — • — ^ ^ — ^ Ü — merak konusuydu. Hoş, TÖ'nün halkın inandığı ilkelere, halkın eğilimlerine fazla önem verdiği söylenemezdi. Bir iki TV konuşması, "ta- rihin müsvetteierini" yazmakla övünenlerle bir iki telefon gö- rüşmesi, yeter de artardı bile. inancına göre TV ile basın el ele verdikten sonra gerçeğin üzerine devirmeyecegi dağ yoktu. Kimilerine göre "tek basına" ve başkentteki yorumlafag6> re artık "tarihsel sorumlulukla" baş başaydı. GenelkunRay Başkanı Doğan Güreş, Milli Savunma Bakanımızı ziyarettn- de, "Artık her şey siyasi otoritenin elinde" derken acaba neyi amaçlıyordu? İncirlik için ek protokol sorusunu yanıtlamak istemezken, bundan sonrası "herşeyi siyasi otoriteye" nkjin bırakıyor ve hangi nedenlerle "Bundan sonra beni ilgilen- diren bir şey olamaz" diyordu. Öyle bilgiler var ki hemen her.gün konuşulmuş, hatta ya- zılıp söylenmişti. Genelkurmay'ın bir savaş durumunda Tür- kiye'nin askeri gücü, savaşa katılımıyla doğacak durumlar üzerinde aylardır iktidarı bilgilendirdiği, hatta bir savaşa ka- tılmamızın sakıncalarıyla ilgili uyarılar yaptığı... Gizli saklı degildi. Hatta başbakanlığa daha ağustos başlarında bir yazı göndererek savaşa girmemizin faturasını münasip dille arv lattığı biliniyordu. Bu bilgilerden kaynaklanan dünkü yorumlar şu önemli bir noktaya bağlanıyor: "Güreş Paşa, uygun bir dille bundan boyle her tür sorumluluğun siyasal iktidara ait olduğunu açık- lıyor." Soruları yanıtsız bırakırken Genelkurmay Başkanı "Bun- dan böyle muhatabınız Sayın Bakan'dır" cümtesiyle sorum- luluğun kime ait olduğunu bir kez daha perçinliyor. "Yüksek siyaset" merakının Çankaya'da dalbudak saldt- ğını görenler, "asıl muhatabm" TÖ olduğunu biliyor. Kısa açıklamalarla önemli dokundurmalar yapan Güreş Paşa'nın da bu kanıyı paylaştığından kuşku duyulmuyor. Tek elin rüzgârına kapılmış ülke. Savaşa doğru almış ba- şını gidiyor. P A R T İ L E B D E M SHP'liler grev yerinde lç Politika Servisi— SHP Istanbul İl örgü- tü ve bazı PM üyeleri bugün grevde bulunan ı , GAMAK, General Elektrik veînceler fabrika- Is) lanndaki grev yerlerini gezerek yılbaşı hediye- "/ si dağıtacaklar. fl Başkanı Ercan Karakaş, PM üyeleri Süleyman Çelebi, Perihan Ergun, Ayşe Temuçin'in hazır bulunacağı ziyaretle ilgili ola- rak Karakaş, "Yılbaşı öncesi işçileri ziyaret edeceğiz. Parti ola- rak 3 ocak genel işçi eyleminin hazırlık çalışmalannı sendika- cı arkadaşlarla birlikte surdürUyoruz. Bu arada Istanbul dahilinde grevdeki işçileri de ziyaret ederek sorunlanm öğre- niyor, gerekirse çözumü için ilgili komisyonlanmızı devreye sokuyoruz" dedi. DYP heyeti Doğu'da ANKARA (ANKA)—DYP TBMM Gnıp BaşkanvekiU Vefa Tanır başkanlığında oluşturulan bir parti heyeti "savaş göçü"nü incelemek üzere Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ne gidiyor. Körfez'de meydana gelebilecek bir savaşta "ilk hedef' olacağı kaygısıyla Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden batı bölgelerine göç başladığı haberleri üzerine, DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel'in talimatıyla bir heyet oluştunıldu. Başkanlığım grup başkanvekili Vefa Tamr'm yapacağı heyette Bingöl Milletvekili Haydar Baylaz ile Diyarbakır Milletvekiü Ferit Bora bulunuyor. Mardin, Batman ve Diyarbakır'da, incelemeler yapacak olan DYP heyeti, 30 aralık pazar günü Ankara'ya dönecek. Heyet, incelemelerini bir rapor halinde DYP lideri DemireFe sunacak. ANAP'a dava ANKARA (UBA)— MÇP ve DYP'den sonra ANAP hakkında da Anayasa Mahkemesi'nde "ihtar davası" açıldı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıhğı uyanlara rağmen dolandıncıhk suçunda mahkûm olan Çorum Osmanak ANAP ilçe teşkilat üyesi Hüseyin Bülbül'ü partiden ihraç etmeyen ANAP aleyhine Anayasa Mahkemesi'ne dava açtı. Başsavahk ANAP'a Siyasi Partiler Kanunu'nun 104. maddesi uyannca ihtar verilmesini istedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle