Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 ARALIK 1990 HABERLER CUMHURÎYET/$
Dalan'dan
protesto
• ANKARA (ANKA)—
Demokratik Merkez Parti
Genel Başkanı Bedrettin
JDalan, Atatürk'ün
Ankara'ya gelişinin
yıldönıimü nedeniyle
diizenlenen törenleri yetersiz
buiduğunu bildirdi.
Bedrettin Dalan, TBMM
Başkanı Kaya Erdem'le
Ankara Büyükşehir
Belediye Başkanı Murat
KarayaJçın'a gönderdiği
protesto telgraflannda, milli
mücadele tarihinde çok
önemli yeri bulunan bu
günde, kurtuluşun ne
büyük zorluklar içerisinde
kazamldığını hissettirecek,
yaşatacak ve o ruhu
yansıtacak etkinliklere
öncelikle yer verilmesi
gerektiğmi belirtti.
Doğan
başkanhktan
düşürüldü
• lç Politika Servisi —
SHP Istanbul tl Disiplin
Kunılu tarafından partiden
2 yıl süreyle ihraç edilen
Küçükçekmece Belediye
Başkanı Ertuğrul Tığlay'ın
hakkındaki ihraç karannı
imzalayan tl Disiplin
Kurulu Başkanı Suat
Doğan, disiplin kurulu
üyelerince oybirliği ile
başkanhktan düşürüldü.
Edinilen bilgiye göre,
Tığlay'ın ihraç karan
sonrası yaptığı basın
toplantısına katılan ve ihraç
karanna karşı oy
kullandığını söyîeyen
Doğan'ın, karar defteri
üzerinde oynama yaptığı
öne sürüldü. Doğan, Tığlay
ile katıldığı basın
toplantısında "Ben, Tığlay
hakkındaki karara karşı oy
kullandım. ama disiplin
kurulu başkanı olduğum
için ihraç karannı
onaylamak zorunda kaldım.
Bu durum karşısında
gerekirse partiden istifa
ederim" demişti. Ancak,
yetkiHler il disiplin
kurulunun ihraç karannı
oybirliği ile aldığını ve Suat
Doğan'ın deftere bu şekilde
işlenen disiplin kurulu
karannın altına daha sonra
kendisinin muhalefet şerhi
olduğuna ilişkin bir not
eklediğini ileri sürdüler.
İnönü nikâh
şahitligi yaptı
• ANKARA (AA) — SHP
Genel Başkanı Erdal İnönü,
SHP Genel Sekreter
yardımcılarından Cevdet
Selvi'nin sekreteri Fatma
Feroğlu ile Güneş Gazetesi
Parlamento Muhabiri Ismet
Demirdöğen'in nikâh
töreninde şahitlik yaptı.
Altındağ Nikâh Salonu'nda
AJtındağ Belediye Başkanı
Ali Rıza Koç tarafından
kıyılan nikâhta, gelinin
şahitliğini SHP Genel
Başkanı Erdal İnönü,
damadın şahitliğini de SHP
Genel Sekreter Yardımcısı
Cevdet Selvi yaptı.
Kalabalık bir davetli
topluluğun katıldığı nikâh
töreninde SHP Genel
Sekreteri Hikmet Çetin,
genel sekreter
yardımcılanndan Güneş
Gürseler, Mehmet
Moğultay, Genel Sayman
Yüksel Çengel ve bazı
SHP'Iİ milletvekilleri de
bulundular.
3 polise işkence
davası
• ANKARA(ANKA) —
Gözaltında bulunduğu
sırada Hüseyin Ispir adlı
sanığa işkence yaptıklan
gerekçesiyle haidannda
dava açılan 3 polis
memurunun yargılanmasına
başlandı. Ankara 5. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde bugün
başlayan duruşmada,
tspir'in avukatı, sanık polis
memurlan Servet Bozkurt,
Osman Menteşe ve
Hayrettin Kahveci'nin
müvekkiline gözaltında
bulunduğu sırada işkence
yaptıklarını söyledi.
Avukat, işkenceye
katıldıklannı iddia ettiği
polis memurlan lsmail
Bilgin ile Ali Tosun
hakkında da soruşturma
açılması gerektiğini ileri
sürdü. Mahkeme, daha
sonra taruklan dinledi.
DYP Temsilciler MeclisiAnkara'da toplandı
Demirel: '91 seçîm yılı
DYP Temsilciler Meclisi toplantısında konuşan
Genel Başkan Demirel, Körfez krizi konusunda
hükümeti eleştirerek "Düşmanlık ortaya
konmadan düşmanı da kendileri yaratıyorlar"
dedi. Demirel, 1991'in 'seçim yılı' olacağını
belirtti ve örgüte 9 ayrı talimat verdi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — DYP Genel Başkanı
Süleyman Demirel, DYP Tem-
silciler Meclisi'nde Körfez kri-
ziyle ilgili, gelişmeleri anlatırken
"Türkiye'nin savaşın kapısını
caldığını" söyledi. Demirel,
"Yanlış bir zamanda. yanlış biı
düşmanla savaşa gitmenin yan-
hşlığına" da dikkat çekti. DYP
lideri 1991 yılında mutlaka se-
çim yapılacağı görüşünü de sa-
vunarak örgüte seçime hazırlık
için 9 talimat verdi.
DYP Temsilciler Meclisi, par-
tinin 24-25 kasımdaki büyük
kongresinde önüne koyduğu he-
defe varması için strateji ve
prorgamlarını gözden geçirmek
üzere dün toplandı. Demirel'in
başkanlığında yapılan ve Genel
tdare Kurulu, Merkez Karar
Kurulu üyeleri, milletvekilleri, il
başkanları, partili belediye baş-
kanları ile gençlik ve kadın ko-
miteleri temsilcilerinin katıldığı
toplantı, Demirel'in açış konuş-
masından sonra basına kapalı
olarak sürdürüldü.
Demirel, toplantıyı açış ko-
nuşmasında, Türkiye'nin önün-
deki 10 seneyi iyi değerlendire-
rek mutlaka çağı yakalaması ge-
rektiğini bildirdi. Halkın yüzde
80'inin reddettiği bir cumhuri-
yet idaresinin dünyamn hiçbir
yerinde olmadığı gibi Türkiye'-
de de olmaması gerektiğini an-
lattı. Türkiye'de siyasi ve eko-
nomik istikrann yalnızca sus-
kunlukla varsayıldığmı, demok-
ratik istikrar yerine suskunlu-
ğun sağladığı sessizüği kabullen-
diği için halkın ezildiğini de kay-
deden Demirel, ülkenin dalga
dalga grevlerle karşı karşıya ol-
masının hüzün verici olduğunu
söyiedi.
Demirel, daha sonra Körfez
krizi ve savaş tehlikesi üzerinde
durarak söyle dedi:
"Savaş kapımızı çalmıştır.
Yahut Türkiye savaşın kapısını
çalmıştır demek daha doğrudur.
Türkiye âdeta isteri halinde sa-
vaşa koşmuş, koştunılmuştur.
Ülkenin savaşta hiçbir yaran
yoktur. Yanlış bir zamanda,
yanlış bir düşmanla savaşa gir-
menin yanlış bir savaş ulacağı
doğaldır. Bunlar, düşmanlık or-
taya konmadan düşmanı da
kendileri yaratıyorlar."
Türkiye'nin bu tür yanlışhk-
lar içinde bulunmasının nedeni-
ni, hükümet, Çankaya ve Mec-
lis çoğunluğundaki yanhşlığa
bağlayan Demirel, "Bu yanlış-
ları da demokrasinin suçlu san-
dalyesine oturtulması yanlışı
doğurmuştur" diye konuştu.
Demirel, hiç kimsenin halkın
önünde duramayacağını da be-
lirterek 1991'in seçim yılı olaca-
ğını söyledi. Demirel, "Milletin
önüne sandık geVecektir ve bu
tızun olmayan bir zamanda ge-
lecektir. Behamahal 1991 yılı
içinde gelecektir" dedi. Demi-
rel, daha sonra örgütten "san-
dık yann önkrine gelecek gibi"
çalışmalannı istedi. Halkın san-
dıktan demokratik istikrar çıka-
racağından kimsenin kuşkusu
olmaması gerektiğini bildiren
Demirel, ülkeyi içinde bulundu-
ğu durumdan yalmzca kendile-
rinin çıkarabileceğini savundu
ve sandığa hazırlık için örgüte
şu 9 talimatı verdi:
— Ocak ayı sonuna kadar,
eksik teşkilat ünitelerini, yan
kuruluşları, mahalle ve sandık
örgütlenmesini, gençlik ve ka-
dın komitelerini tamamlayın.
— Meslek kuruluşları ve çe-
DYP Temsilciler Meclisi topfaurtısı Genel Başkan Süleyman Demirel'in konuşmasıyla başladı. ToplanUya DYP GIK ve Merkez
Karar Kuralo üyeleri, milletvekilleri, i) başkanları ve partili belediye başkanları katıldılar;<Fotoğraf: Banş BU)
Gemlik'te liman ve depolama tesisi temeliniatan Özat
Türkiye, Avrupa gibi oldu"Türkiye'ye girenler bir Avrupa ülkesine
girdiklerini sanıyorlar" diyen Cumhurbaşkanı
Özal, televizyonun dış gelişmeleri göstermesi
gerektiğini vurguladı. '
TUNCAY ÖZKAN
ADNAN BAŞTOPÇU
GEMLİK/BURSA — Cum-
hurbaşkanı Turgul Özal ve Baş-
bakan Yıldınm Akbulut, Gem-
lik'te belediye ve özel teşebbü-
sün girişimleriyle gerçekleştiri-
len Türkiye'nin tek özel sektör
liman ve depolama tesislerinin
temelini attı. Özal, törende yap-
tığı konuşmada Türkiye'nin çok
değiştiğini belirterek "Türkiye'-
ye batıdan ya da dofudan nere-
den giriş yapdırsa yapılsın giren
insanlar bir Avrupa ülkesine
girdikleri izienimine kapılyor-
lar" dedi.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal,
dün saat 09.40'ta beraberinde
eşi Semra Özal ile birlikte özel
uçak "Ana" ile Ankara'dan
Bursa'ya geldi. Cumhurbaşka-
m özal'ı Bursa Havaalanı'nda
daha önce aynı alana "GAP"
uçağıyla gelen Yıldınm Akbulut
ve çok sayıda bakan ile millet-
vekili karşıladı. Bursa'ya Cum-
hurbaşkam Özal'dan önce gelen
Başbakan Akbulut, kendisi için
düzenlenen askeri törenin Cum-
hurbaşkam için düzenlendiğini
sandı. Protokol subayının şeref
kıtasını denetlemesi için yaptı-
ğı çağrı karşısında şaşıran Ak-
bulut, daha sonra kendisine ya-
pılan uyarılar uzerine "Ben tö-
reni cumhurbaşkanı için san-
mıştım' diyerek askeri kıtayı de-
netledi.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal,
Bursa'ya gelişinde askeri törenle
karşılandı. Turgut Özal ve eşi
Semra Özal, daha sonra Gem-
lik'e geçerek Gemlik Limanı te-
mel atma törenine katıldılar.
Törende Akbulut'tan sonra söz
alan Cumhurbaşkanı Turgut
Özal, Bursa'nın değişiminden
ve gelişmesinden söz etti. Mar-
mara bölgesinin çok sayıda bü-
yük kapasiteli limana ihtiyacı
olduğunu belirten Cumhurbaş-
kanı, "Son 7 yüdan beri surdü-
rülen politikabria özel sektör de
altyapıya girmeye başladı.
Türkiye, komşulanyla arasında-
ki mesafeyi daha da açmaya
başladı. tster Bulgaristan'dan
ister Suriye'den girin, Türkiye'-
nin görüntüsü Avrupa ülkeJeriy-
le yanşıyormuş izlenimi verir."
Cumhurbaşkanı Turgut Özal,
daha sonra birinci kısmı 1991
yıhmn sonunda hizmete girecek
olan ve 36 milyar liraya mal ola-
cağı belirtilen limanın temelini
atarak denize indirilen ilk beton
bloka plaket çaktı. Gemlik'ten
sonra Bursa'ya konvoy halinde
gelen Cumhurbaşkanı Turgut
Özal ile Başbakan Akbulut ve
beraberindekiler, kent merke-
zinde peş peşe bir süre dolaştı-
lar. Cumhurbaşkanı Özal ile eşi
Semra Özal, üstü açık makam
arabasından halkı selamladılar.
Özal ile Akbulut, daha sonra
Bursa Küçük Sanayi Sitesi'nin
açılışına katıldılar. Cumhurbaş-
kanı Turgut Özal, daha sonra
akşam Bursa'da, Bursa Sanayici
ve İşadamlan Derneği (BUSİ-
AD)'ın Ahmet Vefik Paşa Ti-
yatrosu'nda düzenlediği "Tür-
kiye'nin Ekonomik Durumu"
konulu toplantıya katılarak bir
konuşma yaptı. Özal, konuşma-
sında 1980'li yıllarda dünyada
çok büyük bir değişme yaşandı-
ğını, bu değişimin daha da hız-
lanarak 2000'li ydlara da dam-
gasını vuracağını beürtti. Bu bü-
yük değişime rağmen Türkiye'-
de bazı siyasetçilerin "zaman
tünelinde" kaldıklannı vurgula-
yan Özal, özetle şunlan söyle-
di: "Bu siyasetçiler bir avuç
dünyalannda, yıllarca evvelki
dünyalannda. kaldılar. Sovyet-
ler Birliği başta olmak üzere
Dogu Bloku ülkelerinde politik
ve ekonomik sistemler değişti.
Bundan 2 sene önce birisi çıkıp
Sovyetler Birliği'nde komünist
sistemin çökeceğini söyleseydi
kimse inanmazdı. Bugün boy-
nuz kulağı geçer misali serbest
piyasayı bizden 10 kat fazla sa-
vnnuyorlar." Konuşmâsında
enflasyon konusuna da değinen
Özal, Körfez krizi olmasaydı
toptan eşya fiyatlannda enflas-
yonun yüzde 36-37 civarında
olacağını vurgulayarak sözleri-
ni şöyle sürdürdü: "Devlet ar-
tık sanayi yaünmına ginniyor.
Girmemeli de. ÜsJelik elindeki-
ni de çıkarması lazım. Bu kadar
hızlı degişen teknoloji ortamın-
da devletin bunu yapması ira-
kân dahilinde degil. Eger bir si-
yasi parti çıkıp da ekonominin
tepe noktalannı devlet kontrol
edecek derse siz ona rahatlıkla
siz memleketi batıracaksınız di-
yebilirsiniz."
Cumhurbaşkam Turgut Özal
ile Yıldınm Akbulut, toplantı-
dan sonra Bursa Havaalanı'na
dönerek geldikleri iki ayn özel
uçakla Ankara'ya döndüler.
şitli demokratik örgütlerle, meş-
ru demokratik işbirliği kurun.
— Çeşitli platfonnlarda sesi-
nizi duyunın.
— İl, ilçe, belde, il genel mec-
lisi ve belediye meclisi örgütle-
rindeki gücümüzü ahenkli ve
şevkli bir şekilde çalıştınn,
— Büyük sehirler sonınu uze-
rine özel programlar ve çalışma
şekilleri hazırlayın.
— Tanıtma ve halkla ilişkiler
konulannda etkin olun.
— Halkın her çeşit sorununa
duyarlı olun.
— Ülkenin her köşesinde
olup bitenlerden halkı haberdar
etmek için çeşitli toplantılar dü-
zenleyin.
— Parti üye kütüklerini sağ-
lıklı hale getirin, yeniden bir ka-
yıt kampanyası başlatın. Önse-
çim istediğinizde kayıtlarınızı
soranm. Birtakım nayion kayıt-
lar üzerinde seçim yaptırmam,
yeni gelen kimseye de 'sen eski-
den şuradaydın, şöyle yaptın'
diye sormayın.
DYP Temsilciler Meclisi top-
lantısının basına kapalı olarak
yapılan bölümünde ilk sözü kı-
sa süre önce DYP'ye katılan
ANAP eski Milletvekjli Servet
Harıpaşaoglu aldı. Hacıpaşaoğ-
lu, DYP lideri Demireri öven
bir konuşma yaptı. Genel Baş-
kan Yardımcısı Tansu Çiller de
partideki doğrularla birlikte
yanhşlan da söylemeyi görev
kabul ettiğini belirterek
DYP'nin büyükşehir politikası-
nın eksikliklerini anlattı. Çiller,
büyükşehirlere ulaşabilmek için
medya araçlanm kullanmak ge-
rektiğini söyledi.
Toplantının öğleden sonraki
bölümünde söz alan bazı il ve
belediye başkanları halkın bu-
naldığını anlatarak bir an önce
erken seçime gidilmesi gerekti-
ğini söylediler.
SHP-DYP işbirliği
Dk eylem
savaşa
hayır
ANKARA (Cumhuriyet Bu-
rosu) — SHP-DYP işbirüği, Bir-
leşmiş Milletler'in Irak'ın Ku-
veyt'ten çekilmesi için tanıdığı
sürenin sonu olan 15 ocağa ka-
dar "savaşa hayır" zemini üze-
rinde yoğunlaşacak. İki partinin
bakanlar hakkında gensoru, hü-
kümet hakkında da genel görüş-
me önergeleri hazırlamalan bek-
leniyor.
Önceki günkü Inönü-Demirel
zirvesınde açıklanan ortak bildi-
rinin ardından, SHP ve
DYP'nin işbirliğinin, "Türkiyei
nin Körfez savaşına girmemesi"
zemininde somutlaşabileceği be-
lirtiliyor. Her iki partinin yetki-
lileri, Türkiye açısından önü-
müzdeki iki haftanm "kritik"
olduğunu belirterek, önemli
gündem maddesini "savaşa
hayır" kampanyaanın oluştura-
cağını kaydediyorlar. SHP, 5
ocakta Iskenderun'da "banş mi-
tingi"ni gerçekleştirirken DYP
de Ankara'da Körfez ile ilgili bir
panel düzenleyecek. Bu tarihten
sonra Körfez savaşı ile ilgili ge-
lişmeler göz önüne alınarak iki
partinin 15 ocağa kadar ortak
bir eylem yapabilecekleri öğre-
nüdi. Ancak DYP ve SHP ta-
banlarının "ortak bir mitingde
birleştirilmesinin güçlüğu" üze-
rinde durularak ortak eylemin
Meclis düzeyde kalması olasılı-
ğının yüksek olduğu kaydedili-
yor.
DYP ve SHP işbirhği çerçeve-
sinde iki partinin yapmayı plan-
ladıklan öteki ortak eylemler de
şöyle sıralanıyor:
— Kabineyi oluşturan bakan-
lar hakkında çeşitli konularda
gensoru önergesi verilmesi.
— Hükümet politikalan hak-
kında Mecliste genel görüşme is-
teminde bulunuhnası.
— Bahar aylanna doğru par-
lamentoya ortak erken genel se-
çim önerisi getirümesi.
1990'DA TBMM 6 ÜYESİNİ KAYBETTİ
Meclis'ten bir yılda 95 yasa geçtiANKARA (AA) — TBMM, 1990 yı-
lında yaptığı çahşmalar sonunda 95 ya-
sa çıkardı. Bu yasalardan 4'ü Cumhur-
başkam Turgut Özal tarafından veto edil-
di.
1990 yılı içinde muhalefet milletvekil-
leri TBMM'ye 7 gensonı önergesi verdi.
Bu önergelerden 5'i SHP'li, 2'si de
DYP'li milletvekillerine ait. İlk gensoru
önergesi SHP tarafından, otoyollan ya-
pan firmalara fiyat farkı ödeyerek ma-
liyetlerin artmasına ve Hazine^nin zarar
etmesine neden olduğu gerekçesiyle Ba-
yındırlık ve İskân Bakanı Cengiz Altın-
kaya için verildi. Bu önerge daha sonra
reddedildi.
Diğer gensoru önergeleri şöyle:
—SHP Diyarbakır Milletvekili Fuat
Atalay ve 38 arkadaşı, olağanüstü hal
uygulanan Doğu ve Güneydoğu Anado-
lu bölgesinde yurttaşlann temel hak ve
özgürlüklerini kaldırdıklan, toplumsal
banşm bozulmasma neden olduklan için
Bakanlar Kurulu hakkında.
—SHP Edirne Milletvekili Erdal Kal-
kan ve 31 arkadaşı, tanm ürünlerinde it-
halatm serbest bırakılmasının tanm sek-
törünü zaafa uğratacağı, tanmda dışa
bağımlılığı arttıracağı gerekçesiyle Dev-
let Bakanı Güneş Taner hakkında,
—DYP Sakarya Milletvekili Ahmet
Neidim ve 22 arkadaşı, Fiskobirlik'teki
fındıklann, piyasa değerinin altında vade
ile faizsiz olarak fmdık firmalanna sa-
tılmasını öngören Para Kredi Kurulu ka-
ranyla söz konusu firmalann haksız ka-
zanç elde etmelerine ve Türk ekonomi-
sinin zararına neden olduğu için Sanayi
ve Ticaret Bakanı Şükrü Yürür hakkın-
da,
—SHP Muğla Milletvekili Tufan Do-
ğu ve 45 arkadaşı tarafından Aliağa'da
termik santral yapılarak çevre kirliliği-
ne yol açtığı iddiasıyla Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Fahrettin Kurt hak-
kında,
—SHP Edirne Milletvekili Erdal Kal-
kan ve 49 arkadaşı, terörün önlenmesi
konusunda yetersiz kaldıklan, demokra-
tik ve laik cumhuriyeti ciddi tehlike ai-
tına soktuklan gerekçesiyle Bakanlar
Kurulu hakkında,
—12 Ekim 1990'da DYP Adana Mil-
letvekili Orhan Şendağ ve 51 arkadaşı,
izledikleri tanm politikasıyla çiftçileri sı-
kıntıya soktuklan iddiasıyla Bakanlar
Kurulu hakkında.
Bu önergeler, TBMM Genel Kurulu'n-
da görüşülerek ANAP oylanyla redde-
düdi.
Kabul edilen yasalar
Kamuoyvmda "Nereden buldun?" di-
ye adlandırılan kamu görevlilerinin mal
bildiriminde bulunmalarına ilişkin yasa,
6 vergi yasasında değişiklik yaparak ha-
yat standardı ve götürü vergiyi asgari üc-
rete bağlayan yasa, DP'lilerin itibarlan-
nın iade edilmesine ilişkin yasa, Batman
ve Şırnak'ın il yapılması, TBMM'de in-
san haklannı inceleme komisyonu kurul-
ması, 12 ayn suçtan idam cezasının kal-
dırılması, Medeni Kanun'da değişiklik,
kadının statüsü ve sorunlan genel mü-
dürlüp kuruhnası, üniversitelerde kıhk
ve kıyafet serbestisi getiren yasalar Mec-
lis'in kabul ettiği 95 yasanın başhcalan.
Bu arada, Cumhurbaşkam Turgut
özal'ın, bir defa daha görüşübnek üze-
re TBMM'ye iade ettiği dört yasanm üçü
milletvekillerinin ödenek, yolluk ve öz-
lük haklannı düzenliyordu. Bir yasa ise
doçent milletvekillerinin profesörlüğe
yükseltilmesini amaçlıyordu.
TBMM üyelerinden 6'sı 1990 yılında
hayatmı kaybetti. DYP Antalya Millet-
vekili Zekeriya Bahçeci, ANAP Samsun
Milletvekili Mehmet Aydın, ANAP Ha-
tay Milletvekili Kamran Karaman ve
ANAP Aydın Milletvekili Mehmet
özalp, geçirdikleri trafik kazalannda ve-
fat ettiler. ANAP Adıyaman milletvekil-
leri Arif Ağaoğlu ile Zeynel Arslan da
geçirdikleri kalp krizi sonunda öldüler.
CUNEYT ARCAYUREK
YUIY0R
Sonımluluk Artık Kimin,
"Muhatap" Kiırt?
ANKARA — ABD'nin Körfez'e yığdığı asker sayısı 400 bin.
İngilizi, Fransızı, Arabıyla çokuluslu asker 500 bin dolayın-
da. iki bin tank, iki bin uçak, yüze yakın savaş gemisi.
Buna karşın ABD ve Batı televizyonları son günlerde ABD
askeri çevrelerinin kaygılarını yansıtıyor. O çevreler Körfez1
deki yığınağı, "Henüz oynamaya hazır otmayan takıma" ben-
zetıyor. Savaşa başlamak için bir buçuk ile üç ay arasında
zamana gereksinildiğini, ABD ve İngiliz askeri çevreleri öne
sürüyor.
Ya "bizimki"? Yine mangalda kül bırakmıyor. ABD askeri
çevrelerindeki kaygıların, ABD kamuoyundaki tartışmalann
tersine "Amerikalıların bir vuruşta Irak'ı un ufak edeceğini"
söylüyor.
Gizlemediği oyun "Irak'ın bir darbeyte bir günde yerle bir
olacağına" dayalı. ABD'de söz sahibi kişilerie kamuoyunun
önde gidenleri savaştan sonra bölgede doğacak belirsizlik-
ten kaygı duyuyor. "Bizimki"nin savaş sonrası ne umuruna?
Tek sloganı savaş!
Akbulut'a da talim ettirdiği yutturmacayı Erdal İnönü ya-
kalamış, iktidarı bir yerde gerçeğe teslim olmaya itiyor.
Sahnelenen yurturmaca, savaş ile banş arasındaki çizgi-
de oynak sözcüklerle besleniyor. TÖ ile Akbulut her fırsatta
"Türkiye'nin savaş istemediğini, Körfez sorununun banşçı
yollardan çözümüne yanlı olduklarını" açıklıyorlar.
Ne var ki TÖ ile Akbulut, "savaş başlarsa içinde
olmayacağımız" güvencesini halka veremiyorlar. İnönü, ik-
tidarın banşçı havasını alkışlıyor kuşkusuz; ama "savaşa
girmeyeceğini" resmen açıklamasını, hem de Millet Mecli-
si'nde kürsüden halkımıza duyurmasını istiyor.
Saddam'ı ziyaretten dönüşte Akbulut'u, "savaşa hayır" de-
meye zorlamak amacıyla Başbakanlık'ta ziyaret etti. Baş-
bakanın savaş istemediği izlenimini almıştı. Ne çare, bütün
zorlamalara karşın Akbulut, "savaşa girmeyecegimizi"
TBMM kürsüsünden söylemeye, savaş karşıtı görüşümüzü
resmileştirmeye bir türiü yanaşmıyordu.
Tabii yanaşmaya-
caktı. TÖ'nün savun-
d
»
uğu
t 4 ^
r
? !
l e
,
r i n
surçytı Akbulut da tıp- .
kı TD gibi savaş baş- A7?era/C//7//7 r y
layıncaya dek, dalbudak SaldlÖini
hlk A t e u ı *
"Yüksek siyaset"
y
halkımızıuyutmakiçin
barış havarisi rolünü y
başarıyla yürütmeye muhatabm" 7 0
S S L , senaryo OİduğUMJ biliyOf. K,Sa
ti: omar banşçıi açıklamalarla önemli
yoiiarda direnirierken, dnkunHıırmalar vanan
ne yapsmiar ki savaş ooKunaurmaıar yapan
Türkiye'nin iradesi dı- GureŞ PaŞaDID da ÖU
S Î ! b
HaŞ
emm
enŞ
Z ^ paylaşt,ğmdan
kanaldan gelen boyle- kUŞkU duyulmuyor. Tek
si bilgi ve yorumlar- e
\m
rÜZPânna l
dan sonra, banşçı -,k
Qaı/aca
maskeye halkın kandı- U'
Ke
- &avaşa
ğına TÖnün inanıp allTllŞ baŞini
inanmadığı doğrusu - ^ — • — ^ ^ — ^ Ü —
merak konusuydu.
Hoş, TÖ'nün halkın inandığı ilkelere, halkın eğilimlerine
fazla önem verdiği söylenemezdi. Bir iki TV konuşması, "ta-
rihin müsvetteierini" yazmakla övünenlerle bir iki telefon gö-
rüşmesi, yeter de artardı bile. inancına göre TV ile basın el
ele verdikten sonra gerçeğin üzerine devirmeyecegi dağ
yoktu.
Kimilerine göre "tek basına" ve başkentteki yorumlafag6>
re artık "tarihsel sorumlulukla" baş başaydı. GenelkunRay
Başkanı Doğan Güreş, Milli Savunma Bakanımızı ziyarettn-
de, "Artık her şey siyasi otoritenin elinde" derken acaba neyi
amaçlıyordu? İncirlik için ek protokol sorusunu yanıtlamak
istemezken, bundan sonrası "herşeyi siyasi otoriteye" nkjin
bırakıyor ve hangi nedenlerle "Bundan sonra beni ilgilen-
diren bir şey olamaz" diyordu.
Öyle bilgiler var ki hemen her.gün konuşulmuş, hatta ya-
zılıp söylenmişti. Genelkurmay'ın bir savaş durumunda Tür-
kiye'nin askeri gücü, savaşa katılımıyla doğacak durumlar
üzerinde aylardır iktidarı bilgilendirdiği, hatta bir savaşa ka-
tılmamızın sakıncalarıyla ilgili uyarılar yaptığı... Gizli saklı
degildi. Hatta başbakanlığa daha ağustos başlarında bir yazı
göndererek savaşa girmemizin faturasını münasip dille arv
lattığı biliniyordu.
Bu bilgilerden kaynaklanan dünkü yorumlar şu önemli bir
noktaya bağlanıyor: "Güreş Paşa, uygun bir dille bundan
boyle her tür sorumluluğun siyasal iktidara ait olduğunu açık-
lıyor."
Soruları yanıtsız bırakırken Genelkurmay Başkanı "Bun-
dan böyle muhatabınız Sayın Bakan'dır" cümtesiyle sorum-
luluğun kime ait olduğunu bir kez daha perçinliyor.
"Yüksek siyaset" merakının Çankaya'da dalbudak saldt-
ğını görenler, "asıl muhatabm" TÖ olduğunu biliyor. Kısa
açıklamalarla önemli dokundurmalar yapan Güreş Paşa'nın
da bu kanıyı paylaştığından kuşku duyulmuyor.
Tek elin rüzgârına kapılmış ülke. Savaşa doğru almış ba-
şını gidiyor.
P A R T İ L E B D E M
SHP'liler grev yerinde
lç Politika Servisi— SHP Istanbul İl örgü-
tü ve bazı PM üyeleri bugün grevde bulunan
ı , GAMAK, General Elektrik veînceler fabrika-
Is) lanndaki grev yerlerini gezerek yılbaşı hediye-
"/ si dağıtacaklar. fl Başkanı Ercan Karakaş, PM
üyeleri Süleyman Çelebi, Perihan Ergun, Ayşe
Temuçin'in hazır bulunacağı ziyaretle ilgili ola-
rak Karakaş, "Yılbaşı öncesi işçileri ziyaret edeceğiz. Parti ola-
rak 3 ocak genel işçi eyleminin hazırlık çalışmalannı sendika-
cı arkadaşlarla birlikte surdürUyoruz. Bu arada Istanbul
dahilinde grevdeki işçileri de ziyaret ederek sorunlanm öğre-
niyor, gerekirse çözumü için ilgili komisyonlanmızı devreye
sokuyoruz" dedi.
DYP heyeti Doğu'da
ANKARA (ANKA)—DYP TBMM Gnıp BaşkanvekiU
Vefa Tanır başkanlığında oluşturulan bir parti heyeti
"savaş göçü"nü incelemek üzere Güneydoğu Anadolu
Bölgesi'ne gidiyor. Körfez'de meydana gelebilecek bir
savaşta "ilk hedef' olacağı kaygısıyla Güneydoğu
Anadolu Bölgesi'nden batı bölgelerine göç başladığı
haberleri üzerine, DYP Genel Başkanı Süleyman
Demirel'in talimatıyla bir heyet oluştunıldu. Başkanlığım
grup başkanvekili Vefa Tamr'm yapacağı heyette Bingöl
Milletvekili Haydar Baylaz ile Diyarbakır Milletvekiü
Ferit Bora bulunuyor. Mardin, Batman ve Diyarbakır'da,
incelemeler yapacak olan DYP heyeti, 30 aralık pazar
günü Ankara'ya dönecek. Heyet, incelemelerini bir rapor
halinde DYP lideri DemireFe sunacak.
ANAP'a dava
ANKARA (UBA)— MÇP ve DYP'den sonra ANAP
hakkında da Anayasa Mahkemesi'nde "ihtar davası"
açıldı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıhğı uyanlara rağmen
dolandıncıhk suçunda mahkûm olan Çorum Osmanak
ANAP ilçe teşkilat üyesi Hüseyin Bülbül'ü partiden ihraç
etmeyen ANAP aleyhine Anayasa Mahkemesi'ne dava
açtı. Başsavahk ANAP'a Siyasi Partiler Kanunu'nun 104.
maddesi uyannca ihtar verilmesini istedi.