04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 ARALIK 1990 CUMHURİYET/17 HAVA DURUMU TÛRKIYE'DE BUGÜN Devtet Meteorolojı Işterı Genel Mûdûriûjû'nden alman bilgıye gö- re yurdun bat keamleri parçalı çok buıutlu, Marmara'nın babsı ve Ege kıyıian yağmuriu ötekı yerlerazbu- drtkjoeçecek. HA/ASICAKLIĞI Ba- bda artacak. Oiger yerlerde öneml bir degişik)* oimayacak. RÛZGÂR. Gûney ve bat yönlefden haflf ara s- ra orta kuvvette esecek Denizleri- mızde; Karadenız, Marmara ve Ku- zey Egete ktie ve lodos Gûney Ege, Bat Akdeniz ve Doğu Karadentz'de kıbte ve kesişleme. Doğu Akdenız 1 - de gûndogusu ve pcyrazdan 3-5 Ak- deraz'de yer yer 6 kuvvetmde saat- tE 10-21 Akdenız'de yer yer 27 de- nfe mjR tazta esecek Dalga yjksekftfli 0 5 -15 m yer yer 2 ila 3 m dolayında olacak Van Gölü'nde hava parçalı bulutiu sabah saaöerinde sısli geçecek Ftüajâr kıcey ve doğu yön- lerden hafıf ara sıra orta kuvvette esecek. Göl kûçûk dalgalı görûş uzaklığı 10 km sts anında 1 km'nm altında olacak Ariana Maoazarı Aetıyaman AJyon Hf\ Artara Antatcya Antatya Artvın ^dm Baiıkesır Bılecik &ng(H Bıtlıs Boki Burea CanaMale Çonım DeniTlı B 15° 3° DıyartJakif By 11° 2°Edıme 10° -3° Erzmcan 5° 5° Eraınım -5° i7"Esloşetitr r-6° Gazanfcp 16° Pûresaı 9° -5° Mansa 9° 2°K.Maraş 3° -6° Mersm •10°-20°MuOla 2°-S°Mu? 9°3°N4d 15° f Gümûşlane B â S2°-1° Hakkân M° yisparta 10° -4° Isanbul 7°-1° İ2tı«r 5°-5° Kani 4 8° 3°Ordu 0°-9°(te 1° -i0°Samsun ^-«»Sirt 10° 5°Snop -7° -18" TetardaJ 4° -6° Kasamonu S 2° -18°Tratızon 1° -14°luncelı 10° yuşak 2°-5°Vin 0° 10°Kaysen 10" fKırttarei 12° 3-Konya 1° -5° Kütanya 11° O»Ma!atya S !••>• ZonguMak Y 13° 2» B 12°-1° B 16° 5° nr o° s -r -12° s o° io° B 7° 3° B 8° 3° B 9° 2° B 5°-5° S 9° 6° S -3°-15° Y 10° 4° B r 3° S ?"-6° B r-3° S 1°-M° s -e ti° S «f 3» ack rioriı A-açıfc B-bmuSü G-jüneşiı K-fcart S sret Y-yaOmu* BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Genellikle kau- çuktan yapılan sıcak su torbası. 2/ Bağış- lama... Etli, yuvar- lakça ve şişkin olan sap kısmı yenen la- hana çeşidi. 3/ Geç- mişe duyulan tarum- lanamaz ve iç sızla- tıcı özlem. 4/ Bir renk... "Ey, hey" an- lamında kullanılan eski sözcük. 5/ Bü- yük ün kazanmış si- nema ya da müzik sanatpsı... Konut. 6/ Hastalık etkenlerini zararsız duruma getirmek için vücudun çıkardığj madde. 7/ Yardım eden... Damızlık dişi hayyan. 8/ Bir yüzey ölçüsü bi- rimi... Bir şeyin yıkılmasını önlemek için kullanılan ağaç destek. 9/ Sus- lemede kullanılan esnek bir kâğıt tü- rü... Su. YUKARIDAN AŞAGlYA: 1/ Yedi karton parçasından meyda- na gelen ve bunlarla çeşitli şekiller el- de etmeye yarayan eski bir Çin oyunu. 2/ Güç, emek, çaba... Budun ön kısmından elde edilen dana eti. 3/ Tahta üzerindeki ufak pûrüzleri gidermeye yarayan ince çelik lama.4/ Donuk renk- 1L.. Ruh. 5/ lmkân... Bir nota. 6/ Oyun kâğıdı, kahve telvesi, cl ayası gibi şeylere bakarak anlam çıkarma... Uzun soluklu bir yazın türü. 7/ Nesne... Demiryolu. 8/ Bir hükümdara vergi ve- ren halk... Tropikal bölgelerde yetişen ve nişastaca zengin yum- nı kökleri yiyecek olarak kullanılan bitki. 9/ Yurdumuzun ba- tıdaki en uç noktası olan burun. 60 YIL ÖNCE Cumhuriyet Gazi Hz'.nin mektubu TÜRK MüESSESi MULEN RÜJ'da Kaikas-Azeri musıkı heyeti 28 ARALIK 1930 [Reisicumhur Hz.- Buyuk Erkânı Harbiye Reisi Müşür Fevzi Paşa Hz. ne şu mektubu göndermişlerdir:] "Menemen'de ahiren vukua gelen irtica teşebbüsü esnasında zabit vekili Kubilây Beyin vazife ifa •ederken duçar olduğu akibetten Cumhuriyet ordusunu taziyet ederim. Kubilây Beyin şehadetinde murtecilerin gösterdiği vahşet karşısında Menemen'deki ahaliden bazılarının alkışla tasvipkâr bulunmaları bütün Cumhuriyetçi ve vatanperverler için utanılacak bir hâdisedir. Vatanı müdafaa için yetiştirilen, dahili her politika ve ihtilafm haricinde ve fevKinde muhterem bir vaziyette bulunan Türk zabitinin mürteciler karşısındaki yüksek vazifesi vatandaşlar tarafından yalnız hUrmetle kar>ılandığına şüphe yoktur. Menemen'de ahaliden bazılannın hatalan bütün milleti müteellim etmiştir. İstilânın aalığım tatmış bir muhitte genç ve kahraman zabit vekilinin uğradığı tecavüzü milletin bizzat Cumhuriyete karşı bir suikast telâkki ettiği ve mütecavizler ile müşevvikleri ona göre takip edeceği muhakkaktır. Büyük ordunun kahraman genç zabiti ve Cumhuriyetin mefkûreci muallim heyetinin kıymetli uzvu Kubilây Bey temiz kanı ile cumhuriyetin hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır:' Reisicumhur GAZİ M. KEMAL 30 YTL ÖNCE Cumhuriyet Geyikli olayları dâvası 28 ARALIK 1960 19 eylûl 1959 günü Çanakkale iskelesinde, 23 eylûl günü de Geyikliye giden yolun 31 inci kilometresinde iki C.H.P. milletvekiline karşı hazırlanan suikasT teşebbüsünün duruşmasına 9.30 da başlandı. Olaym sanıklan olan Menderes, düşük Çanakkale milletvekili Nuri Togay, Servet A - Menderes Sezgin ve Ahmet Hamdi Sezen salona alındı. Adnan Menderesi üçüncü vekili olan Orhan Apaydın savunmakta idi. Kararname diğer dâvalarda olduğu gibi okunuyor, ismi geçen sanıklar tarafından cevaplandırılıyor ve sorgu bu şekilde yapılıyordu. Kararnamede lbrahim Saffet Omay ve Daniş Yurdakul'un mafuz kaldığı hareketler uzun uzadıya izah ediliyordu. Düşük Başbakan kendisine, zamanın Içişleri Bakanı Namık Gedik'in Çanakkale"ye gidecek heyetin yeni bir tahrik teşkil edeceğini bildirdiğini, hatta C.H.P. teşkilâtının bile milletvekillerinin gelmesini istemediğini ileri sürdü ve kendisinin de tensip edilen tedbirleri almasını söylediğini bildirdi. Menderes dünkü savunmasını doğrudan doğruya intihar eden düşük İçişleri Bakanı Namık Gedik'in sorumlu olduğu merkezinde toplamaktaydı. Hatta o kadar ki bir ara "Dahiliye Vekili bunu haysiyet meselesi haline getirmişti" bile dedi. GEÇEN YIL BUGÜN Cumh^et 'Sıcak takip' gündemde 28 ARALIK 1989 PKK militanlarının kasım ayında Ikiyaka köyüne karşı düzenledikleri saldırının ardından Irak topraklarına sığınmalan "sıcak takip" konusunu yeniden gündeme getirdi. îki ülkenin askeri yetkililerinin geçen günlerde yaptıkları görüşmelerde, Türk tarafının geçen yıl süresi dolan ve sıcak takibe olanak sağlayan protokolün yenilenmesi yönünde bir girişimde bulunduğu bildiriliyor. DÜZELTME • Alınak Gazetemizin önceki günkü sayısının S. sayfasın- da yer alan 'Partilerden' sütunundaki HEP Kars Milletveki- li Mahmut Alınak a ait "SHP ve DYP'nin farklı bir ekonomik kalkmma modeli önennediği" yolundaki sözleri 'öoerdigi' biçiminde yer almıştır. Düzeltiriz. • Katsayı Gazetemizin dünkü sayısında yer alan normal işçi emeklilerinin yeni maaşlanyla ilgili tabloda katsayı 522 olarak gösterilmiştir. Doğ^su katsayı 352 olacaktır. Düzeltiriz. Kahıre < DÛNYA'DA BUGÜN Ajnsterdânı Ainman ADıu Bajctai Bvoton tas* Y 6° A 19° Y 15° A 15° B 9° Bonr Brtksel Lenıngrad B 0° Laıdra Y 10° Madnd tttam Montrtal Mostora Mûnıh Budapeşe B 2° C*nnn Cazayır Odde Duba Franktun Gme Hdsnta Katire p KMn Iffltoşa Y 4° Y 17° A 19° A 19° Y 8° A 15° K r Y 16° Y 6° Y 9" A 16° NewYoıtc B Osto Pans Prag Roma Sofya $am « Avn B t4° B 2° B 5° B -2° Y 9° Venedık Vıyana 7° K 3° Y 10" K r A 17» Y 12° Y 4° A W A 19° A W° 8 3° B S° B 7° VÂsftngtuıB 6° Zûr* Y 4° IARTISMA Savaşa 'Hayır* Bugün genel olarak kanunlarımızda ve eğitim mevzuatımızda çağdaş görüş ve düşüncelere ters düşen hükümler vardır. Pendik lisesi öğrencisi Aysd okul duva- nna, Banazlı Siimercan da işyerinin camı- na "SAVAŞA HAYIR" sözcüklerini yaz- dıklan için suçlu görülerek tutuklandılar. Her iki suçlu (!) da ağır hapis cezası istemi ile yargılanacaklar veya yargılanmaktalar. Bir Törk vatandaşı olarak dava sonucunu merakla beklemekteyiz. Değişik çevrelerde büyük tepkilere neden olan bu olay, özel- likle ülke yönetiminde görev alan ve kamu yönetimindeki tüm görevlilerin ya da her- kesin üzerinde önemle durması, düşünme- si gereken önemli bir olaydır. Once konuya dış görünüşü ile bakıldığı zaman vanlabilecek sonuç şudur: Türk dev- leti herhangi bir ülke ile savaş yapmaya res- men karar vermemiş ki böyle bir slogan suç sayılsm. Türkiye'nin bütünlüğü herhangi bir dış tehlike karşısında olmadığına göre her vatandaş "savaşa hayır" diyebilir. 2. Dönya Savaşı'run silinmez izler bıraküğı fe- Iaketlerin sonucu "savasa hayır" sözcük- leri tüm banşsever uluslarm sloganı haline gelmişür. Daha otuzlu yıllarda Atatürk, "Yurtta banş, diinyada banş" demekle acaba neyi kasdetmiştir? Bugün okullarınuzın sınıfla- rının duvarlannda, ders kitaplarının sahi- felerinde yazılı olan bu veciz sözün anlamı; yurtta da dünyada da insanlar banş içinde yaşasın, savaş olmasın, kısaca: "Savaşa hayır" demek değil midir? Hangi çılgın "savaşa evet" diyebilir. Savaşa hayır demenin suç olduğu ülke- mizde asıl sorun, milli eğitimünizin hâlâ belli bir sistemden yoksun olmasıdır. Yeti- şen nesiller nasıl bir eğitim anlayışı ile eği- tilmelidir, eğitimciler hangi niteliklere sa- hip olmalıdır? Eğitimle ilgili bu denli soru- lann yarutlan henüz tam bir açıklığa kavuş- turulamadığı için her gelen bakana göre döndürülmeye çalışılan eğitim çarkının diş- lerini oluşturan öğretmenlerin ve idarecile- rin bazılannın kafa yapılan da kolayca baş- ka yönlere saptınlabilmektedir. Lise çağın- daki bir öğrencisini karakola teslim etme- yi uygun bulan okul müdürünün eğitim an- layışı, karşısında kişiliksiz, bilinçsiz, çağ- daş düşüncelerden habersiz bir öğrenci sü- rüsü görmek istemek dışında yorumlanabi- lir mi? Bu ve benzeri baskılan içeren davraruş- lann yetişme çağındaki çocuklann beden- sel ve ruhsal yönden gelişmelerine nasıl et- ki edeceğini eğitimle ilgili görevlerde bulu- nanların bilmeleri şarttır. MiUi Eğitim Bakanı Sayın Akyol, bir ga- zeteye verdiği demeçte: "Çoculdanmızın bu çagın ve sosyal ibtiyaçlanmızın gerektirdi- gi yönde kişUikii, bilinçU, kendine güvenli ve yeterti, eieştirici, büinçii, inccüyici, araş- tonnacı ve iıretici, bildikleriyle yetinmeyen biçimde yetişmelerini sağlamak için engel- leyfci kanunlann ve diger mevzuatm defiş- tirilmesi görevi bizimdir" demektedir. Sa- yın Akyol'un görüşlerine katılmamak ola- sı değil. Bugün genel olarak kanunlarımızda ve eğitim mevzuatımızda çağdaş görüş ve dü- şüncelere ters düşen hükümler vardır. Hızla değişen dünycjruzda çağın gerisinde kalan kanun hükümlerini işlerliğine göz yummak en azından çağ atlamak iddiası ile bağdaş- mamaktadır. Bu ortamda yürürlükteki çağ- dışı kanun hükümlerinin hümanist bir gö- rüşle yonımlanması kaçınılmaz gözükmek- tedir. Bu görev doğal olarak adalet dağıt- makla görevli olan ileri görüşlü yargiçlan- mıza düşmektedir. Daha önemlisi de eğitimcilerin ve eğitim yöneticilerinin pedagojik bilgi ve çağdaş dü- şüncelerle donatılmış olmalandır. Aksi hal- de, "savaşa hayır" diyenler karakola sev- kedilir, "savaşa evet" diyenler de ödüllen- dirilir. tBRAHtM TÜRKER Egitimci-Hnkukçu Bonn "Değişen Dimya 9 ve Boğaz Köprüsü Boğaz Köprüsü, Istanbul'un büyümesindeki plansızlığın, . düzensizliğin, çarpıklığın, yasadışılığın, gecekondulaşmanın ve spekülasyonun "atılım yaptığı" bir dönüm noktası olmuştur. Bir süre önce Hürriyet gazetesinde, ya- sallaşma savaşırrunı övünçle izlediğimiz sol bir partimizin genel sekreterinin ban "yeni" görüşleri yayımlandı. "Siirpriz açıklama" başlığıyla birinci sayfadan veri- len habere göre sayın genel sekreter, "Ko- münist adımn değişebilecegini" duyumyor ve ardından şunlan söylüyordu: ",..Geç- mişin hatalanndan ders çıkannalıyu. Vak- tiyîe çağdaş kent yerine gecekondulaşmayı destekledik. Popülist yaklaşım içindeydik. Bogaz Köpriisü'ne karşı çıktık. Bu kafay- la alternatif olamayız..." O anda >irmi yıl öncestne gittim. Köp- rüye karşı sürdürülen o coşku dolu savaşı- rru anımsadım. Yapılan çalışmalan, hazır- lanan raporlan yeniden okudum. Bir de bu- günkü "duruma" baktım... Gerçekten "hata" mıydj? Bugün titanbul 1970'lerde Boğaz Köp- riisü'ne karşı çıkıhrken ileri sürillen tüm ge- rekçelerin "doğruluğunu" kanıtlayan bir cıkmaza girmiştir. "Köprii yerine metro gereklidir" sözünün ne kadar haklı çıktı- ğı, Narettin Sözen'in son Moskova gezisin- de bile görülmüş, "geç kalınnuşuğın" yüklü faturası omuzlanmıza yüklenmiştir. Salt oto ulaşımına önem veren kentici yol projeleri, tarihi dokuyu ve tüm yerleşik dü- zeni parçalamakta; kimlik, kişilik, kültür.. hiçbir şey bırakmamaktadır. "Tnzak" tanısı öylesine kısa surede hak- lılık kazanmıştır ki ikinci Boğaz Köprüsü öncekinden çok daha "ivedi" olarak ta- mamlanmış; üçüncüsü bile gündeme gelmiş ve yine o yıllardaki "karşı çıkış gerekçelerini" doğrularcasına lstanbul'un yayılması kuzeye doğru hızlanarak Boğa- ziçi sırtları, kacak ve çarpık yapılaşma al- tında can çekişmeye başlarruştır. Artık ken- tin genişleme alanlarını "nazım plan kararian" değil köprülere ulaşan yeni çev- re yolları belirlemektedir. Bütün bunlann yanı sıra Boğaz geçici projesinin salt Istanbul'u değil tüm ülkeyi ilgilendiren bir konu olduğu yönündeki uyanlar da yine yıllar sonra haklı çıkmak- tadır. 1970'lerin raporlannda bakın ne de- niyor: "Projenin Avrupa-Asya bağlantısı olduğu iftiharla söylenmektedir. Oysa bu- nun önce demiryolu bağlantısı olması icap ettiği aşikârdır..." Bugün bütün TUrkiye, demiryolu yerine yıllardır sürdürülen kara- yolu politikasmm her türlü acısını, her gün onlarca kişinin ölmesi pahasına çekmiyor mu? Koca ülke, trenler ve gemiler durur- ken "kamyon sırtında" kalkınmaya (!) ça- balamıyor mu? Ulusal teknik gücümüz ve ulusal çıkar- lan gözeten bilim çevrelerimiz, tstanbul'- un başma gelecekleri 20 yıl önceden gör- müşlerdi. Köprülere ve kentiçi oto yollara ağırlık veren projelerin salt bu kenti değil, tüm ülkeyi nasıl darboğaza sokacağını, eko- nomiye oto montaj sanayiinin nasıl egemen olacağını, gecekondulaşmanın ise daha da artacağını; buna engel olmak için köprüye akıtılacak kaynaklann, "gerçek ulusal kal- kınma projelerine" ayrılması gerektiğini; böylece bölgelerarası dengesizliğin de gide- rilerek goçün önlenebileceğini; metro bir an önce yapılmazsa lstanbul'un "köprttlü bi- le olsa" artık "bkanacağını" deyim yerin- deyse "haykınnışlardı." Elbette bunlan belirtmek müneccimlik" değildi. Ülkenin koşullarını "yakından" bilmek ve bilimin yol göstericiüğini toplumun iler- lemesi yönünde değerlendirmek, sonınlan önceden saptamaya ve gerçekleri savunma- ya yeterliydi. Bugün de yeterlidir. Çünkü "degişen dttnya"nın bile doğru değerlendirilmesinde, ancak "büim" yol gösterici olacaktır. Boğaz Köprüsü, lstanbul'un büyümesin- deki plansızlığın, düzensizliğin, çarpıklığın, yasadışılığın, gecekondulaşmanın ve spekü- lasyonun "atılım yaptığı" bir dönüm nok- tası olmuştur. Çünkü bizzat kendisi "spekülatif" bir yatınm olarak doğmuştur ve aynı işlevini sürdürmektedir. "Sağlam" bir "alternatif" olabilmek için bu ve bunun gibi gerçekleri yadsımamak, tersine bıkmadan üzerine gitmek ve süre- gelen "tuzaklan" açığa çıkartıp ulusal çı- karlan gözeten seçenekleri savunmak ge- rekmiyor mu? Dünya değişiyor, ama "yasaaıms doğrulan" da değiştirmek olanaksızdır. OKTAY EKİNCt Yüksek Mimar/Mnğla Grevci maden işçileri, Kardeşler. Gûnlerdır bütün Zonguldak halkıyla, ço<uk çocuğunuzla bırlrkte surdûrduğunuz grevınızle yalnızca yerın altındakı kömüre değil. toplumun uyuklamakta olan bütün cevherlerıne hayat verecek tek güç olduğunuzu gösterdınız Butün ezılenlere ve dırenentere olduğu gıbı bıze de umut ve güven verdmız Yeni bir hayat ve yeni bir dünya için attığınız her adımda sızınle bırlıkteyiz Mucadelenızı bütun varlığımızla desteklıyoruz GAZİANTEP ÖZEL TİP CEZAEVİ'NDEN SİYASİ TUTUKLULAR ADINA AYDIN ÇUBUKÇU PAY MENKUL DEĞERLER AŞ"den DUYURU Pay Menkul Değerler AŞ'nın ARACILIK FAALlYETl'nde bulunmasına.Sermaye Pıyasası Kurvlu Başkanlığı'nca 19 12.1990 tarıhırtıbarıyleızın verılmıştır Keyfıyet. Sermaye Pıyasası Kurulu'nun 19 12 1990 tarıh ve 2805-5706 sayılı yazıiarı gereğınce, aşağıda belırtılen Borsa Bankerliğı Belgesı ile bırhkte ılan olunuı BORSA BANKERLİĞİ BELGESİ Pay Menkul Değerler AŞ'nın 2499 sayılı Sermaye Pıyasası Kurulu'njn 31 ve 32'ncı maddelen çercevesınde. 19 12.1990 tarıhınden ıtıbaren aracılık faalıyetınde bulunmasına ızın verılmışlır Bu belge sahıbı aracı kurum sermaye durumuna ılışkın tercıhı nedenıyle aracılık yuklemınını (Underwrıtıng) ışlemı yapamaz 19 12 1990 Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Prof Dr Mehmet Şukru Tekbaş (Imza) PAY MENKUL DEĞERLER AŞ BuyukdereCad No 99 Arzu Apt K 4 Tel'172 58 40-43 Fax 172 58 44 İZMİR 9. ASLtYE HUKUK HÂKtMLİCİ'NDEN E. No: 1990/423 davacı Yalçın Suvar vekili tarafından davalılar Mustafa Atça ve arkadaşlan aleyhine açılan tazminat davasında da- valı Mustafa Atça'oın Lzmir Yenışehir 1218 sokak No: 7/A adresine çıkanlan davetiye bila tebliğ iade edilmiş, zabıtaca yeni adresi de bu- lunamadığından gazete ile ilan yapılmasına karar verilmekle davalı Mustafa Akça'nın 4.2.1991 günü 9.30'daki duruşmaya bizzat gel- mesi veya kendüsini bir vekille temsil ettirmesi, aksi takdirde yargı- lamaya yokluğunda devam edilip hüküm verileceği dava dilekçesi yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Basın: 43391 î • ANNE VE BABALAR BU KASET ÇOCUKLARINIZA EN GÜZEL YILBAŞIHEDİYESİ 1- HAPPV BIRTOJV TO TOU 2- M Kİ OOĞOUN «>EGUL 3- BİRGUN OKULA QİO£BKEM 4 ARİ VU VtZ V\Z 5- BAK POSTAC1 GCÜYOA (- ALI BABA'NIN ÇİFTUÖİ 7 VftLAMCI • DAHA OÛN ANMCMİZİN »• BALTALAH EÜMİZOC 10- TMŞAN KAÇ 11- TEKEALEMELER •) toftmtır iteOfytK İ 12- TCU.I TUMHAM 13- BtRISIRtLERINC 14- BAKKAL AMCA 15- ŞİHAHMt IAO* VHPUfUJ] T Ü M K A S E T C İ L E R D E GAYRİ MENKUL AÇIK ARTTIRMA ÎLANI (Antalya Mahkeme Satış Memurluğu'ndan) Esas: 1990/80 Antalya Basköy 426 parselde kayıtlı tasınmaz Antalya 1. Sulh Htı- kuk Mahkemesi'nin 1988/493 esas, 1990/765 sayılı karan gereğince satılacakür. Satışa konu parsel tapu kaydına göre 79650 m 1 genisliğinde olup hububat ziraatı yapüabilmektedir. Sulanma imkânı yoktur. Üzerin- de 27.000 TL. değerinde zeytin ağacı mevcuttur. Mahalli rayiçlere göre dekan 4.000.000. TL'den muhammen bedeli 349.100.000 TL.'dir. 1. Satış: 01.2.1991 günü saat 15.30-15.45 arasında Antalya Özel tdare binası kat: 6'da açık arttırma ile yapılacakür. Bu satışta değe- rinin Vo x XHni bulraadıgı takdirde 11.2.1991 günü aynı yerde ve sa- atte 2. arttırma yapılacakür. 2. satışta ise değerinin % 40 ve mahke- me masraflannı geçtiğı takdirde en çok arttırana ihale edilecektir. Saüş peşin para iledır. Ancak isteyen alıcıya 20 günü gecmemek üze- re mehil verilebilir. Satışa iştirak edenin değerinin 1t 20'si oranında teminat yatırması şarttır. Ihaleye iştirak eden şartnameyi gOrmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgj aimak ısteyen- lerin memurluğumuzun 1990/80 esas sayılı dosyasına başvurmalan ilan olunur. Basın: 49539 ANKARA^ANKA MUŞERREF HEKİMOĞLU Turkuaz Batıya Türkler götürüyor bu maviyi. Assos kıyılarından dalgalar, usta ellerle çiçeklenen çiniler gibi. 2. Mehmet Operası'nda da turkuaz üniformalarla sahneye çıkıyor as- kerier. Turkuaz bayraklar dalgalanıyor. Turkuaz bayrak otur mu diye soranlar şaşıranlar var Neden olmasın, bayrak da simge değil mi? 2. Mehmet'ın bayrağı da yeni bir dal- ga sahnede. Yeni bir çağın selamı gibi dalgalanıyor. Baş- ka bir sahnede kadınlar korosu var, hepsi turkuazlar için- de, güzelim çiniler önünde bir sevgi şarkısı söylüyortar: "Sevmek en güzel görev kalbe". Şarkıdan önce dekor alkışlanıyor! Başkerrtteki opera ve bale gecelerini anımsıyorum. Osman Şengezer'in dekor ve kostümlerini büyük coşkuyla alkışladığımız bir döne- mi. O coşkuyu İstanbul'da yaşıyorum bu kez. Sevgiyle olu- şan ürünlerin güzelliğıni düşünüyorum. 2. Mehmet de bir sevgi ürünü. Rossini'yi seviyorsanız müziğini hayli uzun dinliyor, tarihimizde önemli bir dönemı düşünüyorsunuz. İnsanlık tarihinde çağ atlanan bir dönemi. Çağ atlama- nın gerçek koşullarını. Opera Müdürü Mesut iktu'yu kut- lamak gerekir, İstanbul Operası'nda da sevgi şarkıları scy- leniyor, ayrıca güzel bir gelenek oluşuyor. Türkleri konu alan operalar ışığa çıkıyor. Batı sahnelerindeki bir yanlış- lığı da düzeltmek amaçlanıyor. Kimi uygulamalarda yan- iışlar olması çok doğal değil mi? Doğrusunu göstermek gerekir. Ünlü operacımız Leyla Gencer'in bu yolda çok olumlu çabaları var. 2. Mehmet'i seyrederken onun gü- zel hayalini de gördüm sahnede, kocaman çizgileriyle bir Leyla Gencer. Yıllar geçiyor, gücünü yitirmiyor, ışığını ye- ni kuşaklara yansıtıyor, yeni yıtdızlar parlatıyor, kuyruklu yıldızdan bir uzantı gibi. Leyla Gencer de turkuaz bir ka- dın bence. Geçen yıl bugünlerde Ankara'daki buluşma- mızı anımsıyorum. Rossini çalışmalanndan coşku ve umutla söz etti bana. O umut sahnede gerçekleşiyor. Ley- la Gencer'in danışmanltğını güzel değerlendiriyor tüm sa- natçılar. Bir sanat dalında kuşaklar arası bir diyalog güzel olay. Deney ve birikimler yeni boyutlara ulaşıyor. Bu diyalog her dalda kurulabilmeli bence. Her dalda Leyla Gencerler yok, ama çok değerli birikimlerin değerlenmediği, umursan- madığı da bir gerçek ülkemizde. Uzun yıllardır opera izlemedim İstanbul'da. Biraz ayıp, ama gerçek. İstanbul Operası'nda çok sevdiğim sanatçı- lar, eski dostlarım var. Ancak bu çok sevdiğim kente az geliyorum. Sayılı günler çabuk geçiyor, kime, nereye ye- tişeceğimi bilemiyorum. Bu kez vakit bulunca konsere, ti- yatroya, operaya koşuyorum. Belki de yeni bir soluk öz- lemiyle. Okurlarım bilir, sanat olayları bana soluk verir her zaman. 2. Mehmet Operası'nda da yeni sesler duymak- tan, bir turkuaz şöleni yaşamaktan çok hoşlandım. 2. Mehmet'ın turkuaz üniformalı, beyaz çizmeli askerteri de hayli etkiledi beni. Bu turkuaz ve beyaz karışımı sanatçı dostum Osman Şengezer'in bir özlemi ya da uyarısı belki de. Sanatçıla- rın hayal gücüne biz de ulaşabilsek! Beyaz çizmeleri ay- dınlık bir dönemin öncüleri olarak düşünüyor Şengezer. Kirli ya da kanlı çizmeler değil, tertemiz, bembeyaz barı- şi simgeler, yeni bir çağa yol alır gibi. Seyrederken yüz- yıllık çağrışımlar oluyor. Yüzyıllık yalnızlıkları hıssediyor insan. Neleryaşamış bu İstanbulumuz! Nasıl bırgörkem, nasıl bir tırmanış, sonra nasıl bir iniş. İkibin yılına doğru da turkuaz üniformalar beyaz çizmelerle bir 2. Mehmet operası yaşanıyor. Galiba turkuaza ortak bir özlem var. Kü- tahyalı çini ustası Srtkı Olçar da turkuaz kuşlar, ördekler- le selamlıyor dünyamızı. Assos kıyılarından bir dalga, İz- nik'ten bir uzantı mı, yoksa turkuazın simgelediği aydın- lanma çağına bir pencere mi? Turkuaz bir özlemin simgesi belki de. Dünyamız, çev- remiz kararırken aydınlığa açılmayı özleyenlerin selamı. Operadan çıkınca hava kurşun gibi ağır, soğuk yakıyor, İstanbul'un kirini, pasını kokluyorum ancak! Boğaz Köp- rüsü'nü geçerken turkuazı özlüyorum çok dehnden. • • • Özlemi duyuranlar dadindirenler de sanatçılar en çok. Tüm güzellikleri onlar üretiyor, dünyamızı onlar renklen- diriyoıiar. Karanlığı onlarla deliyor, umutsuzluğu oniarla aşıyoruz. Bir opera, bir konser, bir oyun, bir sergi itici gü- cümüz oluyor birden. Kireçli ayaklarımız üzerinde dirili- yoruz. Göğsümüz daralırken yeni bir soluk alıyoruz. O solukla hepsine teşekkür ediyor, tüm okurlarıma gü- zel günler diliyorum. Beyaz çizmelerle bir yürüyüş yeni yılda. SERMİN KİRAZ ile FARİS GÖLOĞLU evlendiler 27.12.1990 İstanbul SAĞLIK BAKANLIĞI'NDAN tLAN Tababet Uzmanlık Tüzttga ve buna bağlı olarak yflrütülen Taba- bet Uzmanlık Yönetmeüği hükümlerine göre lzmir Diş Hastanesi'ne eğitim görmek ve atanmak üzere sınavla Ortodonti ana uzmanlık da- lında 4 (dört), Diş Protezi ana uzmanlık dalında 4 (dört) asistan alı- nacaktır. A) Sınavlara girebilmek için; 1- Diş Hekimliği Fakültesi ya da Diş Hekimliği Yüksekokulu me- zunu olmak. 2- Muvazzaf askerlik görevini sınav tarihinden itibaren en geç üç ay sonra bitirecek durumda olmak şarttır. B) Sınavlar Ankara'da yapılacaktır. C) Sınavlar yabancı dil (Ingilizce, Fransızca, Almanca, ttalyanca, Rusça, Ispanyolca) ve meslek gnıbundan olmak üzere iki kısımdır. Yabancı dil sınavında başanlı olamayanlar meslek gnıbundan sınava giremezler. D) Asistan olabilme sartları; 1- Türk vatandaşı olmak ya da Türk soylu yabancılann Türkiye'de meslek ve sanatlarını serbestçe yapabilmelerine, kamu, Özel kunıluş ve işyerlerinde çalıştınlabilmelerine ilişkin 2527 sayılı kanun kapsa- mından sayümak. 2- Kamu haklarından yoksun bulunmamak. 3- Taksirli suçlar dışında ağır hapis ya da 6 aydan fazla hapis ya da affa uğramış olsalar bile devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlar- la, zimmct, ihtilas, inikap, rüşvet, hırsızlık, dolandınahk, sahteci- lik, inancı kötüye kullanmak, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı bir fiil- den dolayı hapis cezasmdan hüküralü bulunmamak, son iki yıl için- de olumsuz sicil alnıamış olmak. 4- Askerlikle ilgili bulunmamak ya da askerlik hizmetini yapmış olmak veya bu görevi ertelenmiş olanlar için 3031 sayılı kanunun 2. maddesinin (E) fıkrası gereğince 34 yasından gün almadan uzmanlık eğitimlerini bitirebilecek durumda olmak. 5- Atanmak için başvurma ve atanma sırasında bağlı bulundukla- n Meslek Odalannca geçici süreyle de olsaraeslektenuzaklaşunlmamış olmak. 6- Meslek ve sanatını, uygulamasına ve uzman olarak istediği dal- da çalışmasına sağhk yönünden engel hali bulunmamak. 7- Asistanhk sınavıru kazanmış olmak, gereklidir. E) Adaylann ilan tarihinden itibaren en geç 60 gün içerisinde mü- racaat formu almak için bizzat Saglık Bakanlığı Personel Genel Mü- dürlüğü Eğitim ve thtisas Dairesı'ne aşağıda belirtilen belgelerle bir- likte müracaat etmeleri gereklidir. Postayla müracaat kabul edilme- yecektir. tSTENEN BELGELER: 1- Mezuniyet belgesi. 2- 2 adet fotoğraf (4x6 ebath) 3- Askerlik belgesi. F) Sınav tarihleri adaylara bilahare bildirilecektir. Basın: 43054
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle