Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 ARALIK 1990 CUMHURİYET/17
HAVA DURUMU TÛRKIYE'DE BUGÜN
Devtet Meteorolojı Işterı Genel
Mûdûriûjû'nden alman bilgıye gö-
re yurdun bat keamleri parçalı çok
buıutlu, Marmara'nın babsı ve Ege
kıyıian yağmuriu ötekı yerlerazbu-
drtkjoeçecek. HA/ASICAKLIĞI Ba-
bda artacak. Oiger yerlerde öneml
bir degişik)* oimayacak. RÛZGÂR.
Gûney ve bat yönlefden haflf ara s-
ra orta kuvvette esecek Denizleri-
mızde; Karadenız, Marmara ve Ku-
zey Egete ktie ve lodos Gûney Ege,
Bat Akdeniz ve Doğu Karadentz'de
kıbte ve kesişleme. Doğu Akdenız
1
-
de gûndogusu ve pcyrazdan 3-5 Ak-
deraz'de yer yer 6 kuvvetmde saat-
tE 10-21 Akdenız'de yer yer 27 de-
nfe mjR tazta esecek Dalga yjksekftfli 0 5 -15 m yer yer 2
ila 3 m dolayında olacak Van Gölü'nde hava parçalı bulutiu
sabah saaöerinde sısli geçecek Ftüajâr kıcey ve doğu yön-
lerden hafıf ara sıra orta kuvvette esecek. Göl kûçûk dalgalı
görûş uzaklığı 10 km sts anında 1 km'nm altında olacak
Ariana
Maoazarı
Aetıyaman
AJyon
Hf\
Artara
Antatcya
Antatya
Artvın
^dm
Baiıkesır
Bılecik
&ng(H
Bıtlıs
Boki
Burea
CanaMale
Çonım
DeniTlı
B 15° 3° DıyartJakif By
11° 2°Edıme
10° -3° Erzmcan
5° 5° Eraınım
-5° i7"Esloşetitr
r-6° Gazanfcp
16° Pûresaı
9° -5° Mansa
9° 2°K.Maraş
3° -6° Mersm
•10°-20°MuOla
2°-S°Mu?
9°3°N4d
15° f Gümûşlane B
â S2°-1° Hakkân
M° yisparta
10° -4° Isanbul
7°-1° İ2tı«r
5°-5° Kani
4
8° 3°Ordu
0°-9°(te
1° -i0°Samsun
^-«»Sirt
10° 5°Snop
-7° -18" TetardaJ
4° -6° Kasamonu S 2° -18°Tratızon
1° -14°luncelı
10° yuşak
2°-5°Vin
0° 10°Kaysen
10" fKırttarei
12° 3-Konya
1° -5° Kütanya
11° O»Ma!atya S !••>• ZonguMak
Y 13° 2»
B 12°-1°
B 16° 5°
nr o°
s -r -12°
s o° io°
B 7° 3°
B 8° 3°
B 9° 2°
B 5°-5°
S 9° 6°
S -3°-15°
Y 10° 4°
B r 3°
S ?"-6°
B r-3°
S 1°-M°
s -e ti°
S «f 3»
ack rioriı A-açıfc B-bmuSü G-jüneşiı K-fcart S sret Y-yaOmu*
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Genellikle kau-
çuktan yapılan sıcak
su torbası. 2/ Bağış-
lama... Etli, yuvar-
lakça ve şişkin olan
sap kısmı yenen la-
hana çeşidi. 3/ Geç-
mişe duyulan tarum-
lanamaz ve iç sızla-
tıcı özlem. 4/ Bir
renk... "Ey, hey" an-
lamında kullanılan
eski sözcük. 5/ Bü-
yük ün kazanmış si-
nema ya da müzik
sanatpsı... Konut. 6/
Hastalık etkenlerini zararsız duruma
getirmek için vücudun çıkardığj
madde. 7/ Yardım eden... Damızlık
dişi hayyan. 8/ Bir yüzey ölçüsü bi-
rimi... Bir şeyin yıkılmasını önlemek
için kullanılan ağaç destek. 9/ Sus-
lemede kullanılan esnek bir kâğıt tü-
rü... Su.
YUKARIDAN AŞAGlYA:
1/ Yedi karton parçasından meyda-
na gelen ve bunlarla çeşitli şekiller el-
de etmeye yarayan eski bir Çin oyunu. 2/ Güç, emek, çaba...
Budun ön kısmından elde edilen dana eti. 3/ Tahta üzerindeki
ufak pûrüzleri gidermeye yarayan ince çelik lama.4/ Donuk renk-
1L.. Ruh. 5/ lmkân... Bir nota. 6/ Oyun kâğıdı, kahve telvesi,
cl ayası gibi şeylere bakarak anlam çıkarma... Uzun soluklu bir
yazın türü. 7/ Nesne... Demiryolu. 8/ Bir hükümdara vergi ve-
ren halk... Tropikal bölgelerde yetişen ve nişastaca zengin yum-
nı kökleri yiyecek olarak kullanılan bitki. 9/ Yurdumuzun ba-
tıdaki en uç noktası olan burun.
60 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Gazi Hz'.nin mektubu
TÜRK MüESSESi
MULEN RÜJ'da
Kaikas-Azeri musıkı heyeti
28 ARALIK 1930
[Reisicumhur Hz.- Buyuk
Erkânı Harbiye Reisi Müşür
Fevzi Paşa Hz. ne şu
mektubu göndermişlerdir:]
"Menemen'de ahiren vukua
gelen irtica teşebbüsü
esnasında zabit vekili
Kubilây Beyin vazife ifa
•ederken duçar olduğu
akibetten Cumhuriyet ordusunu taziyet ederim.
Kubilây Beyin şehadetinde murtecilerin gösterdiği vahşet
karşısında Menemen'deki ahaliden bazılarının alkışla
tasvipkâr bulunmaları bütün Cumhuriyetçi ve
vatanperverler için utanılacak bir hâdisedir. Vatanı
müdafaa için yetiştirilen, dahili her politika ve ihtilafm
haricinde ve fevKinde muhterem bir vaziyette bulunan
Türk zabitinin mürteciler karşısındaki yüksek vazifesi
vatandaşlar tarafından yalnız hUrmetle kar>ılandığına
şüphe yoktur. Menemen'de ahaliden bazılannın hatalan
bütün milleti müteellim etmiştir.
İstilânın aalığım tatmış bir muhitte genç ve kahraman
zabit vekilinin uğradığı tecavüzü milletin bizzat
Cumhuriyete karşı bir suikast telâkki ettiği ve
mütecavizler ile müşevvikleri ona göre takip edeceği
muhakkaktır.
Büyük ordunun kahraman genç zabiti ve Cumhuriyetin
mefkûreci muallim heyetinin kıymetli uzvu Kubilây Bey
temiz kanı ile cumhuriyetin hayatiyetini tazelemiş ve
kuvvetlendirmiş olacaktır:'
Reisicumhur GAZİ M. KEMAL
30 YTL ÖNCE Cumhuriyet
Geyikli olayları dâvası
28 ARALIK 1960
19 eylûl 1959 günü Çanakkale
iskelesinde, 23 eylûl günü de
Geyikliye giden yolun 31 inci
kilometresinde iki C.H.P.
milletvekiline karşı hazırlanan
suikasT teşebbüsünün duruşmasına
9.30 da başlandı. Olaym sanıklan
olan Menderes, düşük Çanakkale
milletvekili Nuri Togay, Servet
A
- Menderes
Sezgin ve Ahmet Hamdi Sezen salona alındı. Adnan
Menderesi üçüncü vekili olan Orhan Apaydın
savunmakta idi.
Kararname diğer dâvalarda olduğu gibi okunuyor, ismi
geçen sanıklar tarafından cevaplandırılıyor ve sorgu bu
şekilde yapılıyordu. Kararnamede lbrahim Saffet Omay
ve Daniş Yurdakul'un mafuz kaldığı hareketler uzun
uzadıya izah ediliyordu.
Düşük Başbakan kendisine, zamanın Içişleri Bakanı
Namık Gedik'in Çanakkale"ye gidecek heyetin yeni bir
tahrik teşkil edeceğini bildirdiğini, hatta C.H.P.
teşkilâtının bile milletvekillerinin gelmesini istemediğini
ileri sürdü ve kendisinin de tensip edilen tedbirleri
almasını söylediğini bildirdi.
Menderes dünkü savunmasını doğrudan doğruya intihar
eden düşük İçişleri Bakanı Namık Gedik'in sorumlu
olduğu merkezinde toplamaktaydı. Hatta o kadar ki bir
ara "Dahiliye Vekili bunu haysiyet meselesi haline
getirmişti" bile dedi.
GEÇEN YIL BUGÜN Cumh^et
'Sıcak takip' gündemde
28 ARALIK 1989
PKK militanlarının kasım ayında Ikiyaka köyüne karşı
düzenledikleri saldırının ardından Irak topraklarına
sığınmalan "sıcak takip" konusunu yeniden gündeme
getirdi.
îki ülkenin askeri yetkililerinin geçen günlerde yaptıkları
görüşmelerde, Türk tarafının geçen yıl süresi dolan ve
sıcak takibe olanak sağlayan protokolün yenilenmesi
yönünde bir girişimde bulunduğu bildiriliyor.
DÜZELTME
• Alınak Gazetemizin önceki günkü sayısının S. sayfasın-
da yer alan 'Partilerden' sütunundaki HEP Kars Milletveki-
li Mahmut Alınak a ait "SHP ve DYP'nin farklı bir
ekonomik kalkmma modeli önennediği" yolundaki sözleri
'öoerdigi' biçiminde yer almıştır. Düzeltiriz.
• Katsayı Gazetemizin dünkü sayısında yer alan
normal işçi emeklilerinin yeni maaşlanyla ilgili tabloda
katsayı 522 olarak gösterilmiştir. Doğ^su katsayı 352
olacaktır. Düzeltiriz.
Kahıre <
DÛNYA'DA BUGÜN
Ajnsterdânı
Ainman
ADıu
Bajctai
Bvoton
tas*
Y 6°
A 19°
Y 15°
A 15°
B 9°
Bonr
Brtksel
Lenıngrad B 0°
Laıdra Y 10°
Madnd
tttam
Montrtal
Mostora
Mûnıh
Budapeşe B 2°
C*nnn
Cazayır
Odde
Duba
Franktun
Gme
Hdsnta
Katire
p
KMn
Iffltoşa
Y 4°
Y 17°
A 19°
A 19°
Y 8°
A 15°
K r
Y 16°
Y 6°
Y 9"
A 16°
NewYoıtc B
Osto
Pans
Prag
Roma
Sofya
$am
« Avn
B t4°
B 2°
B 5°
B -2°
Y 9°
Venedık
Vıyana
7°
K 3°
Y 10"
K r
A 17»
Y 12°
Y 4°
A W
A 19°
A W°
8 3°
B S°
B 7°
VÂsftngtuıB 6°
Zûr* Y 4°
IARTISMA
Savaşa 'Hayır*
Bugün genel olarak kanunlarımızda ve eğitim mevzuatımızda
çağdaş görüş ve düşüncelere ters düşen hükümler vardır.
Pendik lisesi öğrencisi Aysd okul duva-
nna, Banazlı Siimercan da işyerinin camı-
na "SAVAŞA HAYIR" sözcüklerini yaz-
dıklan için suçlu görülerek tutuklandılar.
Her iki suçlu (!) da ağır hapis cezası istemi
ile yargılanacaklar veya yargılanmaktalar.
Bir Törk vatandaşı olarak dava sonucunu
merakla beklemekteyiz. Değişik çevrelerde
büyük tepkilere neden olan bu olay, özel-
likle ülke yönetiminde görev alan ve kamu
yönetimindeki tüm görevlilerin ya da her-
kesin üzerinde önemle durması, düşünme-
si gereken önemli bir olaydır.
Once konuya dış görünüşü ile bakıldığı
zaman vanlabilecek sonuç şudur: Türk dev-
leti herhangi bir ülke ile savaş yapmaya res-
men karar vermemiş ki böyle bir slogan suç
sayılsm. Türkiye'nin bütünlüğü herhangi
bir dış tehlike karşısında olmadığına göre
her vatandaş "savaşa hayır" diyebilir. 2.
Dönya Savaşı'run silinmez izler bıraküğı fe-
Iaketlerin sonucu "savasa hayır" sözcük-
leri tüm banşsever uluslarm sloganı haline
gelmişür.
Daha otuzlu yıllarda Atatürk, "Yurtta
banş, diinyada banş" demekle acaba neyi
kasdetmiştir? Bugün okullarınuzın sınıfla-
rının duvarlannda, ders kitaplarının sahi-
felerinde yazılı olan bu veciz sözün anlamı;
yurtta da dünyada da insanlar banş içinde
yaşasın, savaş olmasın, kısaca: "Savaşa
hayır" demek değil midir? Hangi çılgın
"savaşa evet" diyebilir.
Savaşa hayır demenin suç olduğu ülke-
mizde asıl sorun, milli eğitimünizin hâlâ
belli bir sistemden yoksun olmasıdır. Yeti-
şen nesiller nasıl bir eğitim anlayışı ile eği-
tilmelidir, eğitimciler hangi niteliklere sa-
hip olmalıdır? Eğitimle ilgili bu denli soru-
lann yarutlan henüz tam bir açıklığa kavuş-
turulamadığı için her gelen bakana göre
döndürülmeye çalışılan eğitim çarkının diş-
lerini oluşturan öğretmenlerin ve idarecile-
rin bazılannın kafa yapılan da kolayca baş-
ka yönlere saptınlabilmektedir. Lise çağın-
daki bir öğrencisini karakola teslim etme-
yi uygun bulan okul müdürünün eğitim an-
layışı, karşısında kişiliksiz, bilinçsiz, çağ-
daş düşüncelerden habersiz bir öğrenci sü-
rüsü görmek istemek dışında yorumlanabi-
lir mi?
Bu ve benzeri baskılan içeren davraruş-
lann yetişme çağındaki çocuklann beden-
sel ve ruhsal yönden gelişmelerine nasıl et-
ki edeceğini eğitimle ilgili görevlerde bulu-
nanların bilmeleri şarttır.
MiUi Eğitim Bakanı Sayın Akyol, bir ga-
zeteye verdiği demeçte: "Çoculdanmızın bu
çagın ve sosyal ibtiyaçlanmızın gerektirdi-
gi yönde kişUikii, bilinçU, kendine güvenli
ve yeterti, eieştirici, büinçii, inccüyici, araş-
tonnacı ve iıretici, bildikleriyle yetinmeyen
biçimde yetişmelerini sağlamak için engel-
leyfci kanunlann ve diger mevzuatm defiş-
tirilmesi görevi bizimdir" demektedir. Sa-
yın Akyol'un görüşlerine katılmamak ola-
sı değil.
Bugün genel olarak kanunlarımızda ve
eğitim mevzuatımızda çağdaş görüş ve dü-
şüncelere ters düşen hükümler vardır. Hızla
değişen dünycjruzda çağın gerisinde kalan
kanun hükümlerini işlerliğine göz yummak
en azından çağ atlamak iddiası ile bağdaş-
mamaktadır. Bu ortamda yürürlükteki çağ-
dışı kanun hükümlerinin hümanist bir gö-
rüşle yonımlanması kaçınılmaz gözükmek-
tedir. Bu görev doğal olarak adalet dağıt-
makla görevli olan ileri görüşlü yargiçlan-
mıza düşmektedir.
Daha önemlisi de eğitimcilerin ve eğitim
yöneticilerinin pedagojik bilgi ve çağdaş dü-
şüncelerle donatılmış olmalandır. Aksi hal-
de, "savaşa hayır" diyenler karakola sev-
kedilir, "savaşa evet" diyenler de ödüllen-
dirilir.
tBRAHtM TÜRKER
Egitimci-Hnkukçu
Bonn
"Değişen Dimya
9
ve Boğaz Köprüsü
Boğaz Köprüsü, Istanbul'un büyümesindeki plansızlığın, .
düzensizliğin, çarpıklığın, yasadışılığın, gecekondulaşmanın ve
spekülasyonun "atılım yaptığı" bir dönüm noktası olmuştur.
Bir süre önce Hürriyet gazetesinde, ya-
sallaşma savaşırrunı övünçle izlediğimiz sol
bir partimizin genel sekreterinin ban
"yeni" görüşleri yayımlandı. "Siirpriz
açıklama" başlığıyla birinci sayfadan veri-
len habere göre sayın genel sekreter, "Ko-
münist adımn değişebilecegini" duyumyor
ve ardından şunlan söylüyordu: ",..Geç-
mişin hatalanndan ders çıkannalıyu. Vak-
tiyîe çağdaş kent yerine gecekondulaşmayı
destekledik. Popülist yaklaşım içindeydik.
Bogaz Köpriisü'ne karşı çıktık. Bu kafay-
la alternatif olamayız..."
O anda >irmi yıl öncestne gittim. Köp-
rüye karşı sürdürülen o coşku dolu savaşı-
rru anımsadım. Yapılan çalışmalan, hazır-
lanan raporlan yeniden okudum. Bir de bu-
günkü "duruma" baktım... Gerçekten
"hata" mıydj?
Bugün titanbul 1970'lerde Boğaz Köp-
riisü'ne karşı çıkıhrken ileri sürillen tüm ge-
rekçelerin "doğruluğunu" kanıtlayan bir
cıkmaza girmiştir. "Köprii yerine metro
gereklidir" sözünün ne kadar haklı çıktı-
ğı, Narettin Sözen'in son Moskova gezisin-
de bile görülmüş, "geç kalınnuşuğın" yüklü
faturası omuzlanmıza yüklenmiştir.
Salt oto ulaşımına önem veren kentici yol
projeleri, tarihi dokuyu ve tüm yerleşik dü-
zeni parçalamakta; kimlik, kişilik, kültür..
hiçbir şey bırakmamaktadır.
"Tnzak" tanısı öylesine kısa surede hak-
lılık kazanmıştır ki ikinci Boğaz Köprüsü
öncekinden çok daha "ivedi" olarak ta-
mamlanmış; üçüncüsü bile gündeme gelmiş
ve yine o yıllardaki "karşı çıkış
gerekçelerini" doğrularcasına lstanbul'un
yayılması kuzeye doğru hızlanarak Boğa-
ziçi sırtları, kacak ve çarpık yapılaşma al-
tında can çekişmeye başlarruştır. Artık ken-
tin genişleme alanlarını "nazım plan
kararian" değil köprülere ulaşan yeni çev-
re yolları belirlemektedir.
Bütün bunlann yanı sıra Boğaz geçici
projesinin salt Istanbul'u değil tüm ülkeyi
ilgilendiren bir konu olduğu yönündeki
uyanlar da yine yıllar sonra haklı çıkmak-
tadır. 1970'lerin raporlannda bakın ne de-
niyor: "Projenin Avrupa-Asya bağlantısı
olduğu iftiharla söylenmektedir. Oysa bu-
nun önce demiryolu bağlantısı olması icap
ettiği aşikârdır..." Bugün bütün TUrkiye,
demiryolu yerine yıllardır sürdürülen kara-
yolu politikasmm her türlü acısını, her gün
onlarca kişinin ölmesi pahasına çekmiyor
mu? Koca ülke, trenler ve gemiler durur-
ken "kamyon sırtında" kalkınmaya (!) ça-
balamıyor mu?
Ulusal teknik gücümüz ve ulusal çıkar-
lan gözeten bilim çevrelerimiz, tstanbul'-
un başma gelecekleri 20 yıl önceden gör-
müşlerdi. Köprülere ve kentiçi oto yollara
ağırlık veren projelerin salt bu kenti değil,
tüm ülkeyi nasıl darboğaza sokacağını, eko-
nomiye oto montaj sanayiinin nasıl egemen
olacağını, gecekondulaşmanın ise daha da
artacağını; buna engel olmak için köprüye
akıtılacak kaynaklann, "gerçek ulusal kal-
kınma projelerine" ayrılması gerektiğini;
böylece bölgelerarası dengesizliğin de gide-
rilerek goçün önlenebileceğini; metro bir an
önce yapılmazsa lstanbul'un "köprttlü bi-
le olsa" artık "bkanacağını" deyim yerin-
deyse "haykınnışlardı."
Elbette bunlan belirtmek müneccimlik"
değildi.
Ülkenin koşullarını "yakından" bilmek
ve bilimin yol göstericiüğini toplumun iler-
lemesi yönünde değerlendirmek, sonınlan
önceden saptamaya ve gerçekleri savunma-
ya yeterliydi.
Bugün de yeterlidir.
Çünkü "degişen dttnya"nın bile doğru
değerlendirilmesinde, ancak "büim" yol
gösterici olacaktır.
Boğaz Köprüsü, lstanbul'un büyümesin-
deki plansızlığın, düzensizliğin, çarpıklığın,
yasadışılığın, gecekondulaşmanın ve spekü-
lasyonun "atılım yaptığı" bir dönüm nok-
tası olmuştur. Çünkü bizzat kendisi
"spekülatif" bir yatınm olarak doğmuştur
ve aynı işlevini sürdürmektedir.
"Sağlam" bir "alternatif" olabilmek için
bu ve bunun gibi gerçekleri yadsımamak,
tersine bıkmadan üzerine gitmek ve süre-
gelen "tuzaklan" açığa çıkartıp ulusal çı-
karlan gözeten seçenekleri savunmak ge-
rekmiyor mu?
Dünya değişiyor, ama "yasaaıms
doğrulan" da değiştirmek olanaksızdır.
OKTAY EKİNCt
Yüksek Mimar/Mnğla
Grevci maden işçileri,
Kardeşler.
Gûnlerdır bütün Zonguldak halkıyla, ço<uk çocuğunuzla bırlrkte
surdûrduğunuz grevınızle yalnızca yerın altındakı kömüre değil.
toplumun uyuklamakta olan bütün cevherlerıne hayat verecek tek güç
olduğunuzu gösterdınız
Butün ezılenlere ve dırenentere olduğu gıbı bıze de umut ve güven
verdmız Yeni bir hayat ve yeni bir dünya için attığınız her adımda
sızınle bırlıkteyiz Mucadelenızı bütun varlığımızla desteklıyoruz
GAZİANTEP ÖZEL TİP CEZAEVİ'NDEN
SİYASİ TUTUKLULAR ADINA AYDIN ÇUBUKÇU
PAY MENKUL DEĞERLER AŞ"den
DUYURU
Pay Menkul Değerler AŞ'nın ARACILIK FAALlYETl'nde
bulunmasına.Sermaye Pıyasası Kurvlu Başkanlığı'nca
19 12.1990 tarıhırtıbarıyleızın verılmıştır Keyfıyet.
Sermaye Pıyasası Kurulu'nun 19 12 1990 tarıh ve
2805-5706 sayılı yazıiarı gereğınce, aşağıda belırtılen
Borsa Bankerliğı Belgesı ile bırhkte ılan olunuı
BORSA BANKERLİĞİ BELGESİ
Pay Menkul Değerler AŞ'nın 2499 sayılı Sermaye
Pıyasası Kurulu'njn 31 ve 32'ncı maddelen çercevesınde.
19 12.1990 tarıhınden ıtıbaren aracılık faalıyetınde
bulunmasına ızın verılmışlır Bu belge sahıbı aracı
kurum sermaye durumuna ılışkın tercıhı nedenıyle
aracılık yuklemınını (Underwrıtıng) ışlemı yapamaz
19 12 1990
Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı
Prof Dr Mehmet Şukru Tekbaş
(Imza)
PAY MENKUL DEĞERLER AŞ
BuyukdereCad No 99 Arzu Apt K 4
Tel'172 58 40-43 Fax 172 58 44
İZMİR 9. ASLtYE HUKUK
HÂKtMLİCİ'NDEN
E. No: 1990/423 davacı Yalçın Suvar vekili tarafından davalılar
Mustafa Atça ve arkadaşlan aleyhine açılan tazminat davasında da-
valı Mustafa Atça'oın Lzmir Yenışehir 1218 sokak No: 7/A adresine
çıkanlan davetiye bila tebliğ iade edilmiş, zabıtaca yeni adresi de bu-
lunamadığından gazete ile ilan yapılmasına karar verilmekle davalı
Mustafa Akça'nın 4.2.1991 günü 9.30'daki duruşmaya bizzat gel-
mesi veya kendüsini bir vekille temsil ettirmesi, aksi takdirde yargı-
lamaya yokluğunda devam edilip hüküm verileceği dava dilekçesi
yerine kaim olmak üzere ilan olunur.
Basın: 43391
î
• ANNE VE BABALAR
BU KASET ÇOCUKLARINIZA
EN GÜZEL YILBAŞIHEDİYESİ
1- HAPPV BIRTOJV TO TOU
2- M Kİ OOĞOUN «>EGUL
3- BİRGUN OKULA QİO£BKEM
4 ARİ VU VtZ V\Z
5- BAK POSTAC1 GCÜYOA
(- ALI BABA'NIN ÇİFTUÖİ
7 VftLAMCI
• DAHA OÛN ANMCMİZİN
»• BALTALAH EÜMİZOC
10- TMŞAN KAÇ
11- TEKEALEMELER
•) toftmtır iteOfytK
İ
12- TCU.I TUMHAM
13- BtRISIRtLERINC
14- BAKKAL AMCA
15- ŞİHAHMt IAO* VHPUfUJ]
T Ü M K A S E T C İ L E R D E
GAYRİ MENKUL AÇIK ARTTIRMA
ÎLANI
(Antalya Mahkeme Satış Memurluğu'ndan)
Esas: 1990/80
Antalya Basköy 426 parselde kayıtlı tasınmaz Antalya 1. Sulh Htı-
kuk Mahkemesi'nin 1988/493 esas, 1990/765 sayılı karan gereğince
satılacakür.
Satışa konu parsel tapu kaydına göre 79650 m
1
genisliğinde olup
hububat ziraatı yapüabilmektedir. Sulanma imkânı yoktur. Üzerin-
de 27.000 TL. değerinde zeytin ağacı mevcuttur. Mahalli rayiçlere
göre dekan 4.000.000. TL'den muhammen bedeli 349.100.000
TL.'dir.
1. Satış: 01.2.1991 günü saat 15.30-15.45 arasında Antalya Özel
tdare binası kat: 6'da açık arttırma ile yapılacakür. Bu satışta değe-
rinin Vo x XHni bulraadıgı takdirde 11.2.1991 günü aynı yerde ve sa-
atte 2. arttırma yapılacakür. 2. satışta ise değerinin % 40 ve mahke-
me masraflannı geçtiğı takdirde en çok arttırana ihale edilecektir.
Saüş peşin para iledır. Ancak isteyen alıcıya 20 günü gecmemek üze-
re mehil verilebilir. Satışa iştirak edenin değerinin 1t 20'si oranında
teminat yatırması şarttır. Ihaleye iştirak eden şartnameyi gOrmüş ve
münderecatını kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgj aimak ısteyen-
lerin memurluğumuzun 1990/80 esas sayılı dosyasına başvurmalan
ilan olunur.
Basın: 49539
ANKARA^ANKA
MUŞERREF HEKİMOĞLU
Turkuaz
Batıya Türkler götürüyor bu maviyi. Assos kıyılarından
dalgalar, usta ellerle çiçeklenen çiniler gibi. 2. Mehmet
Operası'nda da turkuaz üniformalarla sahneye çıkıyor as-
kerier. Turkuaz bayraklar dalgalanıyor. Turkuaz bayrak otur
mu diye soranlar şaşıranlar var Neden olmasın, bayrak
da simge değil mi? 2. Mehmet'ın bayrağı da yeni bir dal-
ga sahnede. Yeni bir çağın selamı gibi dalgalanıyor. Baş-
ka bir sahnede kadınlar korosu var, hepsi turkuazlar için-
de, güzelim çiniler önünde bir sevgi şarkısı söylüyortar:
"Sevmek en güzel görev kalbe".
Şarkıdan önce dekor alkışlanıyor! Başkerrtteki opera ve
bale gecelerini anımsıyorum. Osman Şengezer'in dekor
ve kostümlerini büyük coşkuyla alkışladığımız bir döne-
mi. O coşkuyu İstanbul'da yaşıyorum bu kez. Sevgiyle olu-
şan ürünlerin güzelliğıni düşünüyorum. 2. Mehmet de bir
sevgi ürünü. Rossini'yi seviyorsanız müziğini hayli uzun
dinliyor, tarihimizde önemli bir dönemı düşünüyorsunuz.
İnsanlık tarihinde çağ atlanan bir dönemi. Çağ atlama-
nın gerçek koşullarını. Opera Müdürü Mesut iktu'yu kut-
lamak gerekir, İstanbul Operası'nda da sevgi şarkıları scy-
leniyor, ayrıca güzel bir gelenek oluşuyor. Türkleri konu
alan operalar ışığa çıkıyor. Batı sahnelerindeki bir yanlış-
lığı da düzeltmek amaçlanıyor. Kimi uygulamalarda yan-
iışlar olması çok doğal değil mi? Doğrusunu göstermek
gerekir. Ünlü operacımız Leyla Gencer'in bu yolda çok
olumlu çabaları var. 2. Mehmet'i seyrederken onun gü-
zel hayalini de gördüm sahnede, kocaman çizgileriyle bir
Leyla Gencer. Yıllar geçiyor, gücünü yitirmiyor, ışığını ye-
ni kuşaklara yansıtıyor, yeni yıtdızlar parlatıyor, kuyruklu
yıldızdan bir uzantı gibi. Leyla Gencer de turkuaz bir ka-
dın bence. Geçen yıl bugünlerde Ankara'daki buluşma-
mızı anımsıyorum. Rossini çalışmalanndan coşku ve
umutla söz etti bana. O umut sahnede gerçekleşiyor. Ley-
la Gencer'in danışmanltğını güzel değerlendiriyor tüm sa-
natçılar.
Bir sanat dalında kuşaklar arası bir diyalog güzel olay.
Deney ve birikimler yeni boyutlara ulaşıyor. Bu diyalog her
dalda kurulabilmeli bence. Her dalda Leyla Gencerler yok,
ama çok değerli birikimlerin değerlenmediği, umursan-
madığı da bir gerçek ülkemizde.
Uzun yıllardır opera izlemedim İstanbul'da. Biraz ayıp,
ama gerçek. İstanbul Operası'nda çok sevdiğim sanatçı-
lar, eski dostlarım var. Ancak bu çok sevdiğim kente az
geliyorum. Sayılı günler çabuk geçiyor, kime, nereye ye-
tişeceğimi bilemiyorum. Bu kez vakit bulunca konsere, ti-
yatroya, operaya koşuyorum. Belki de yeni bir soluk öz-
lemiyle. Okurlarım bilir, sanat olayları bana soluk verir her
zaman. 2. Mehmet Operası'nda da yeni sesler duymak-
tan, bir turkuaz şöleni yaşamaktan çok hoşlandım. 2.
Mehmet'ın turkuaz üniformalı, beyaz çizmeli askerteri de
hayli etkiledi beni.
Bu turkuaz ve beyaz karışımı sanatçı dostum Osman
Şengezer'in bir özlemi ya da uyarısı belki de. Sanatçıla-
rın hayal gücüne biz de ulaşabilsek! Beyaz çizmeleri ay-
dınlık bir dönemin öncüleri olarak düşünüyor Şengezer.
Kirli ya da kanlı çizmeler değil, tertemiz, bembeyaz barı-
şi simgeler, yeni bir çağa yol alır gibi. Seyrederken yüz-
yıllık çağrışımlar oluyor. Yüzyıllık yalnızlıkları hıssediyor
insan. Neleryaşamış bu İstanbulumuz! Nasıl bırgörkem,
nasıl bir tırmanış, sonra nasıl bir iniş. İkibin yılına doğru
da turkuaz üniformalar beyaz çizmelerle bir 2. Mehmet
operası yaşanıyor. Galiba turkuaza ortak bir özlem var. Kü-
tahyalı çini ustası Srtkı Olçar da turkuaz kuşlar, ördekler-
le selamlıyor dünyamızı. Assos kıyılarından bir dalga, İz-
nik'ten bir uzantı mı, yoksa turkuazın simgelediği aydın-
lanma çağına bir pencere mi?
Turkuaz bir özlemin simgesi belki de. Dünyamız, çev-
remiz kararırken aydınlığa açılmayı özleyenlerin selamı.
Operadan çıkınca hava kurşun gibi ağır, soğuk yakıyor,
İstanbul'un kirini, pasını kokluyorum ancak! Boğaz Köp-
rüsü'nü geçerken turkuazı özlüyorum çok dehnden.
• • •
Özlemi duyuranlar dadindirenler de sanatçılar en çok.
Tüm güzellikleri onlar üretiyor, dünyamızı onlar renklen-
diriyoıiar. Karanlığı onlarla deliyor, umutsuzluğu oniarla
aşıyoruz. Bir opera, bir konser, bir oyun, bir sergi itici gü-
cümüz oluyor birden. Kireçli ayaklarımız üzerinde dirili-
yoruz. Göğsümüz daralırken yeni bir soluk alıyoruz.
O solukla hepsine teşekkür ediyor, tüm okurlarıma gü-
zel günler diliyorum. Beyaz çizmelerle bir yürüyüş yeni
yılda.
SERMİN KİRAZ
ile
FARİS GÖLOĞLU
evlendiler
27.12.1990 İstanbul
SAĞLIK BAKANLIĞI'NDAN tLAN
Tababet Uzmanlık Tüzttga ve buna bağlı olarak yflrütülen Taba-
bet Uzmanlık Yönetmeüği hükümlerine göre lzmir Diş Hastanesi'ne
eğitim görmek ve atanmak üzere sınavla Ortodonti ana uzmanlık da-
lında 4 (dört), Diş Protezi ana uzmanlık dalında 4 (dört) asistan alı-
nacaktır.
A) Sınavlara girebilmek için;
1- Diş Hekimliği Fakültesi ya da Diş Hekimliği Yüksekokulu me-
zunu olmak.
2- Muvazzaf askerlik görevini sınav tarihinden itibaren en geç üç
ay sonra bitirecek durumda olmak şarttır.
B) Sınavlar Ankara'da yapılacaktır.
C) Sınavlar yabancı dil (Ingilizce, Fransızca, Almanca, ttalyanca,
Rusça, Ispanyolca) ve meslek gnıbundan olmak üzere iki kısımdır.
Yabancı dil sınavında başanlı olamayanlar meslek gnıbundan sınava
giremezler.
D) Asistan olabilme sartları;
1- Türk vatandaşı olmak ya da Türk soylu yabancılann Türkiye'de
meslek ve sanatlarını serbestçe yapabilmelerine, kamu, Özel kunıluş
ve işyerlerinde çalıştınlabilmelerine ilişkin 2527 sayılı kanun kapsa-
mından sayümak.
2- Kamu haklarından yoksun bulunmamak.
3- Taksirli suçlar dışında ağır hapis ya da 6 aydan fazla hapis ya
da affa uğramış olsalar bile devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlar-
la, zimmct, ihtilas, inikap, rüşvet, hırsızlık, dolandınahk, sahteci-
lik, inancı kötüye kullanmak, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı bir fiil-
den dolayı hapis cezasmdan hüküralü bulunmamak, son iki yıl için-
de olumsuz sicil alnıamış olmak.
4- Askerlikle ilgili bulunmamak ya da askerlik hizmetini yapmış
olmak veya bu görevi ertelenmiş olanlar için 3031 sayılı kanunun 2.
maddesinin (E) fıkrası gereğince 34 yasından gün almadan uzmanlık
eğitimlerini bitirebilecek durumda olmak.
5- Atanmak için başvurma ve atanma sırasında bağlı bulundukla-
n Meslek Odalannca geçici süreyle de olsaraeslektenuzaklaşunlmamış
olmak.
6- Meslek ve sanatını, uygulamasına ve uzman olarak istediği dal-
da çalışmasına sağhk yönünden engel hali bulunmamak.
7- Asistanhk sınavıru kazanmış olmak,
gereklidir.
E) Adaylann ilan tarihinden itibaren en geç 60 gün içerisinde mü-
racaat formu almak için bizzat Saglık Bakanlığı Personel Genel Mü-
dürlüğü Eğitim ve thtisas Dairesı'ne aşağıda belirtilen belgelerle bir-
likte müracaat etmeleri gereklidir. Postayla müracaat kabul edilme-
yecektir.
tSTENEN BELGELER:
1- Mezuniyet belgesi.
2- 2 adet fotoğraf (4x6 ebath)
3- Askerlik belgesi.
F) Sınav tarihleri adaylara bilahare bildirilecektir.
Basın: 43054