Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 ARALIK 1990 * • • •
SHP-DYP Ortak Bildirisi...
(Baştarafı 1. Sayfada)
da sürekli özlemi çekilen kavramlar olmuş-
tur. Onun için, Sayın İnönü'yle Sayın Demi-
rel'in altı buçuk sayfalık bir metnin üstünde
anlaşıp altına da imza atmalan, demokrasi
açısından bu ülkede iyimserlik verici bir ye-
niliktir.
(2) O yûzden, SHP-DYP Ortak Bildirisi'nin
yalnızca "sine-i millef'e indirgenmesi, bize
öyle geliyor ki, olayı bir hayli basite indirge-
mekle eş anlam taşıyacaktır. iki muhalefet
partisi, Ozal-ANAP iktidannı bir erken seçi-
me zorlamak için sine-i millete dönmeyi red-
detmiyor. Ama bunu başvurulacak yollardan
biri olarak benimseyip, zamanlamasını sak-
lı tutuyor. Ayrıca Millet Meclisi'nden toplu
olarak çekilmenin ne kadar duyarlı bir eylem
olduğu hesaba katılırsa, bu yaklaşımın so-
rumluluk duygusunu yansıttığı söylenebilir.
(3) Ortak bildiride. ıki partinin teşhiste bir-
leştikleri noktalar ağırlık taşıyor. Ulkemizin
bugün karşı karşıya bulunduğu başlıca eko-
nomik, toplumsal ve siyasal sorunların ne-
lerokdukları konusunda, SHP ile DYP'nin gö-
rüş bjrfiği içinde oldukları ortaya çıkmıştır. In-
san haklarından gelir dağılımındaki adalet-
sizliğe, eğitim ve sağlıktaki bozuk düzenden
sosyal güvenlikte olağanüstü yetersizliğe, ış-
sizlikten sağlıksız kentleşme ve çevre sorun-
larına dek bırçok alanda, —kuşkusuz çozüm
yolları saklı kalmak üzere— iki parti ortak
gözlemlere varabilmiştir.
(4) Ortak bildiride ayrıca, Turgut Özal'ın
cumhurbaşkanlığına günü geldiğinde son
verme kararlılığını belli eden şu satırlar da
yer alıyor:
"26 Mart 1989 yerel seçim sonuçlarmdan
sonra cumhuriyet geleneklerini zoriayarak tek
parti seçiciliği içinde cumhurbaşkanı olan
ANAP Genel Başkanı, önceki görevini sürdü-
rerek hükümetin, TBMM'nin ve çoğu kez
ANAP grubunun iradesini hiçe sayan 'Tek
Adam' yönetimini açıkça sergilemektedir.
Türkiye'de parlamenter rejimin temellerizor-
lanmakta; ülke kuralsız. yasasız ve ilkesiz bir
anlayışın elinde hukukun dışında yönetilmek-
tedir."
(5) Ortak bildiride, Türkiye'yi "demokratik
birçıkışın aydınlığına kavuşturma"nın altı çi-
ziliyor. Bunun için varılması gereken ilk he-
def olarak, bir erken seçimle Özal-ANAP ik-
tidarından kurtulmak gösterılıyor. Bu amacı
gerçekleştirmek için sine-i millet dahil her yo-
ia —yasalar çerçevesinde kalarak— başvu-
rulması benimseniyor.
(6) Ortak bildirinin Türkiye'de demokrasi-
nin geleceğini ilgilendiren bir başka boyutun-
dan söz edilebilir. Daha uzun vadeli sayıla-
bilecek bu boyut, ülkemizdeki siyasal rejimin
demokratikleşmesine ilişkindir. Örneğin or-
tak bildirinin bir yerinde, yeni bir seçim ya-
sasına duyulan gereksinme şöyle dıle geti-
rilmiştir:
"Ulkemiz, demokratik katıhmın ve seçmen
eğilimlerinin adil biçimde yansıyacağı, de-
mokratik bir seçim hukukunun sonucunda
gerçek demokrasiye kavuşabilecektir."
(7) Bu satırlar okununca denilebilir ki: Si-
yasal yelpazenin sağında ve solunda yer
alan partiler, keşke yalnızca "seçim huku-
ku"nda değil, anayasa, partiler yasası ve
Meclis iç tüzüğünde uzlaşarak, ortak bir de-
mokrasi platformunda birleşebilseler... Bu
temenni açısından da ortak bildiride demok-
ratikleşmeyi hedef alan olumlu yönelişlerin
varlığı yadsınamaz.
(8) Son olarakL Körfez krizi konusunda
Cumhurbaşkanı Ozal'ın kraldan çok kralcı
politikasına karşı iki partinin ortak eleştirisi
bir başka önemli noktayı oluşturuyor. Bu po-
litikanın Türkiye'yi "Başka ülkelerin çıkarla-
rı için bir savaşa sürükleme tehlikesi karşısın-
da kamuoyunu uyarmak ve iktidan
durdurmak" için iki parti eylem birliği yapa-
bilecektir.
Kısacası SHP ve DYP, Türkiye'de demok-
rasinin geleceği açısından olumlu bir adım
atmıştır.
Öteki muhalefet partilerinin de katılımıyla
bu sürecin gelişerek devamını dileriz.
Yıllık iznimin bir haftalık böiümünü kullana-
cağım için yazılara bir süre ara veriyorum. Bu
arada okurlarımızın yeni yılmı kutlanm. HC.
'Çevikheyet'Ankara'da
ANKARA (Cumhuriyet Bıi-
rosu)— Türkiye'nin NATO'dan
istediği Çevik Kuvvet'in hava
birliklerine katılmak konusun-
da "çekingen" davranan Belçi-
ka'nın askeri heyeti incelemeler-
de bulunmak üzere Ankara'ya
geldi. 10 kişilik Belçika heyeti-
ne, Genelkurmay Başkanlığı-
nda Türkiye'nin Çevik Kuvvet'e
sağlayacağı kolayhklarla ilgıli
bilgi verildi. Bugün Türkiye'ye
gelmesi beklenen Almanya he-
yeti ile aynı doğrultuda görüş-
meler yapılacağı öğrenildi.
Türkiye'nin isteğine Belçika ve
Almanya'nın sıcak bakmaması-
na ilişkin tartışmalar da surüyor.
Çevik kuvvete 18 adet
Mirage-5 uçağı vermek konu-
Aunda henüz bir karar almayan
Belçika'dan, dün 10 kişilik bir
askeri heyet Ankara'ya geldi.
Belçika Savunma Bakanlığı kay-
naklan, bu heyetin Türkiye'de
birkaç gün kalacağını ve Diyar-
bakır'ı ziyaret edeceğini bildir-
di. Genelkurnıay Başkanlığı
kaynaklan ise Belçika heyetinin
bölgede herhangi bir inceleme-
sinin programda bulunmadığını
belirttiler.
Belçika'dan gelen heyete dün
Körfez'de
(Baştarafı I. Sayfada,
kaynak göstermeden verdiği ha-
berinde, Bahreyn, Katar, Suu-
di Arabistan ve Birleşik Arap
Emirlikleri'nde bulunan 30 bi-
ne yalun ABD vatandaşırun tah-
liyesi için hazırlıklann tamam-
| landığını duyurdu. ABD yöne-
ı timi, habere ilişkin bir yorum
< yapmadı.
! Kanada Dışişleri Bakanlığı'-
! nın bir genelgesinde de Körfez
; ülkelerindeki Kanada vatandaş-
; larının bölgeden aynlmaları is-
' tendi. Genelgede, özellikle Su-
ı udi Arabistan'daki Kanadalıla-
\ nn bir an önce bölgeden tahli-
', ye edilmesi gerektiği vurgulan-
; dı. Belçika Dışişleri Bakanlığı
; da vatandaşlannın Körfez bol-
' gesinden uzak kalmalarını
! önerdi.
! AA'nın haberine göre Irak'-
\ ın Sovyet yapımı bir SCUD fü-
; zesinin veya ona benzer başka
; bir füzenin denemesini gerçek-
ı leştirdiği bildirildi.
ı ABD Savunma Bakanlığı
| Sözcüsü, yaptığı açıklamada,
j denemenin Irak topraklan için-
i de gerçekleştirildiğini belirtti,
1
ancak aynntılı bilgi vermedi.
| Körfez'deki İngiliz birlikleri-
; nin komutanı Korgeneral Sir
j Peter de la Billiere, Saddam
i Hüseyin'in Kuveyt'ten çekilme-
,; si için BM tarafından tanınan 15
ı ocağa kadarki süre dolmadan
İ önce bir saldınya geçebileceği-
i ni söyledi.
i Billiere, "Saddam^ın inisiya-
! tifi ele geçirmek için bir şeyler
; yapacagını ve buna karar ver-
j mesi durumunda, askeri yolu
| tercih ederek askeri inisiyalif
j sağlamak isteyecegini ve bu gi-
: rişimi 15 ocaktan önce yapabi-
j leceğini" belirtti.
I Bu arada son günlerde Irak'-
| ın İsrail'e saldırabileceği yclun-
j daki haberler sıklaşmaya başla-
t dı. ABD askeri yetkililerinin Su-
j udi Arabistan'da dün düzenle-
j dikleri bir brifingde, Irak'ın İs-
j rail'e saldırabileceği bildirildi.
S İspanyol özel televizyon şir-
! keti Tele 5'e verdiği demecin
j ikinci bölümü yayımlanan Sad-
j dam Hüseyin ise Körfez krizinin
ı sorumlusunun İsrail olduğunu
i öne sürdu. Saddam, demecinde
| Filistin sorunu çözülmeden, kri-
J ze banşçı bir çözüm bulunma-
; yacağı görüşünu yineledi.
Genelkurmay Başkanlığı'nda
Çe\ ik Kuvvet'in Türkiye'de ko-
nuşlandınlacağı bölge ve bölge-
deki lojistik olanaklar ile ilgili
bir brifing verildi. Genelkurmay
karargahındaki toplantı sonra-
sında, "Genelkurmay Başkanlı-
ğı'ndan açıklanmıştır" şeklinde,
Milli Savunma Bakanlığı faksın-
dan basına iletilen yazılı açıkla-
mada şöyle denildi:
"Ulkemizin NATO'dan isle-
miş olduğu AMF (a) ile ilgili
olarak görüşmelerde bulunmak
maksadıyla bugün Belçika, ya-
nn (bugün) Almanya'dan bir he-
yet gelecektir. Her iki heyete de
ev sahibi ülke destegi kapsamı
içerisinde kendilerine sağlana-
cak çeşitli kolayiıklar, bir süre üs
ve meydanlarda yerleşecekleri
bölgeler ve bu bölgelerin lojis-
tik imkânlan hakkında bilgiler
verilecektir.
Bu tip faaliyetler, her NATO
tatbikatı öncesinde uygulanan
normal faaliyetler kapsamı içe-
risindedir. Nitekim son NATO
tatbikatında İtalya'ya gönderdi-
ğimiz bir ön heyete, oradaki du-
rumu ve sağlanan kolaylıkları
yerinde tespit ettirmiştik. Du-
rum bundan ibarettir."
ABD'nin Ortadoğu'da 50,
Körfez'de ise 22 savaş gemisinin
bulunduğu bildirildi. Amerika-
lı Yarbay Greg Pepin, Suudi
Arabistan'da düzenlediği basın
toplantısında, aralarında Mid-
way uçak gemisinin de yer aldı-
ğı 21 geminin Umman Denizi'n-
de, John Kennedy uçak gemisi
ile birlikte 8 geminin ise Kızıl-
deniz'de bulunduğunu söyledi.
Pepin, bölgeye yerleştirilen
çokuluslu gücün yüzde 65'ini
oluşturan Amerikan Deniz Kuv-
vetleri'nde 35 binden fazla de-
nizcinin bulunduğunu belirtti.
İngiltere ile Fransa'nın da
bölgede 50 gemisinin bulundu-
ğunu kaydeden Pepin, bunların
uçak gemileri, kruvazörler,
destroyerler, firkateynler ve iki
hastane gemisinden oluştuğunu
belirtti.
Pepin, buna karşıhk Irak'ın
bolgeye 500 bin asker, 4 bin
tank ve 2 bin 700 top yığdığını
söyledi ve savaş gemilerini vur-
mak için çok sayıda Silkworm
füzesi yerleştirdiğini kaydetti.
Pepin, Irak'ın hareketli ve sa-
bit fırlatma rampaları ile kısa
menzilli balistik füzeler de yer-
leştirdiğini söyledi.
Bu arada ABD Başkanı Ge-
orge Bush, Amerikan birlikleri-
nin Körfez'deki bir savaşa ka-
tılmaya hazır durumda olduğu-
nu söyledi. Bush gerektiğine
inanması halinde 10 dakika için-
de askeri harekât emri verebile-
ceğini de vurguladı. Beyaz Sa-
ray'daki basın mensuplarına
mutlu Noeller dilemek üzere ba-
sın bürosunu ziyaret eden Bush,
basın mensuplannın soru yağ-
muruna tutuldu.
Başkan Bush, basında Kör-
fez'deki askerlerin Irak'ın Ku-
veyt'ten çekilmesi için tanınan
son tarih olan 15 ocağa kadar
hazır olamayacağı yolundaki
haberleri de böylece yalanlamış
oldu.
Gorbaçov'dan mesaj
George Bush, Sovyet Büyü-
kelçisi Alexander Bessmertnykh
ile Beyaz Saray'da yaptığı yanm
saatliİc göruşme sırasmda SSCB
lideri Mihail Gorbaçov'dan bir
mesaj aldığını kaydetti.
Bush'un yardımcıları, mesa-
jın içeriği konusunda açıklama
yapmadılar.
Genelkurmay Başkanlığı'nda
bugün de 10 kişilik Alman as-
keri heyetine, benzer bir brifing
verilecek. Bu brifınglere Dışişleri
Bakanlığı yetkilileri katılmıyor.
Alman heyetinin Diyarbakır ve
çevresinde inceleme yapmayı
planladığı ve bu konuda gerekli
hazırlıklann tamamlandığı öğ-
renildi.
Türkiye'nin Çevik Kuvvet is-
teği konusunda Federal Alman-
ya ve Belçika'nın çekingenlik
göstermesi, bu isteğin reddedil-
mesi durumunda Türkiye-
NATO ilişkilerinin nasıl etkile-
neceği sorusunu gündeme getir-
di.
'Hayali'de
(Baştarafı 1. Sayfada)
gümrük kacakçıüğı suçu işledik-"
leri gerekçesiyle tutuklu diğeı
sanıklar Cüneyt Can Bozkurt,
tsmail Akdağ, Hikmet Adıya-
man, Osman Nuri Nergiıl, Ah-
met Aysel, Sabahattin Hacıah-
metoglu. Cemal Özsepet, Zafir
Tiktu, Münir Tosun, Ozcan Be-
zal ve Coşkun Şengüllü'nün 9 yıl
2 ay hapse çarptırıldığı kaydedil-
di. Bu sanıklardan İsmail Akdağ
ve Coşkun Şengüllü'nün itiraf
larıyla mahkemeye yardımcı ol-
dukları gerekçesiyle cezaları 4
yıl 7'şer aya indirilirken tutuk-
lu kaldığı süre göz önüne alına-
rak olayın "kilit adamı" olduğu
one sürülen İsmaH Akdağ'ın
tahliyesine karar verildiği
açıklandı.
Firarda bulunan gıyabi tutuk-
lu sanıklar Recep Nahit Koç,
Nail Sevil, Şaban Bezal, Cahit
Koç, Yıldınm Dabakoğlu ve Yu-
suf Şanh'nın dosyalarının tefrik
edilmesine, Tevfik Rıdvan Yeni-
pazar, Vefa tbrahim Aracı hak-
kında ise görevsizlik karan ve-
rilerek sahte fatura suçundan il-
gili mahkemelere suç duyuru-
sunda bulunulmasına karar
verildi.
Hayali ihracat işleminde kul-
lanılan ve olay tarihinde adı
"Nazar-R" olan "Vanm-1" ad-
lı gemiye el konulması da karar-
da yer aldı.
Gümrük müfettişlerinin yap-
tığı denetimler sırasında Antal-
ya'nın Kaş ilçesi Kalkan bucağı
limanmdan 17-18 Ocak 1988 ta-
rihinde Nazar-R adlı gemi ile ya-
pılan 198 milyon dolarlık ihra-
catın gerçel olmadığı belirlen-
mişti.
Olayla ilgili lzmir DGM Sav-
cılığı tarafından açılan davanın
iddianamesinde, sanıkiarın dü-
zenledikleri 174 adet sahte güm-
rük çıkış beyannamesiyle pata-
tes, deri ayakkabı, çanta, çeşitli
sanayi makineİCTİ yedek parça-
ları ihraç etmiş gibi işlem yap-
tıklan, gerçekte ise olayda para-
van olarak kullanılan 10 bin do-
lar tutannda 50 ton patates yük-
lendiği, diğer malların gemiye
yüklenmediği öne sürülmüştü.
Sanıklann bu yolla vergi iade-
•si, KDV iadesi ve ihracatı des-
tekleme primi alarak devleti do-
landırmak ve haksız kazanç el-
de etmek yolunî gittikleri kay-
dedilen iddianamede, "Teşekkül
oluşturarak gümrük kaçakçıhgı
suçu" işledikleri iddia edilmişti
Türkiye'de şimdiye kadar or-
taya çıkarılan 'en büyük hayali
ihracat' olarak bilinen olayla il-
gili dava, 27 Şubat 1989 tarihin-
den beri lzmir DGM'de devam
etmekteydi.
GOZLEM
UGURMUMCU
(Baştarafı 1. Sayfada)
ma Planlama Komitesi'ne bağlıdır.
Ne yapar bu örgüt?
'Sivil olağanüstü halplanlaması' yapar... Nedir, 'sivilola-
ğanüstü hal planlaması?'
Bu etkinlikler şöyle tanımlanıyor:
— NATO ûyesi ülkelerin sosyal veekonomik gücü ile sivil
kaynaklann itüfakın savunma gayretlerinin desteklenmesi yö-
nünde harekete geçirilmesi ayrıca savaş zamanında halkın
korunması maksadıyla planlanan tüm faaliyetler... (Silahlı
Kuvvetler Dergısi, Eylül 1990, NATO Sivil Olağanüstü Hal
Planlaması, Hv. Plt. Kurmay Albay Osman Boyalar, s: 38-41)
Neler yaparmış bu NATO örgütü?
— Yönetim mekanizmasının işlerliğinin sürdûrülmesi hü-
kümetlerin ve genelde idari otoritenin korunması için gerek-
li planların hazırlanması.
— Buhran va savaş zamanında üye ülkelerin ekonomile-
rinin korunması ve doğacak gereksinime göre yönlendirilmesi
için planlar yapılması.
— SMI halkın korunması ve bekası için önlemler alınması,
— Dış takviye kuvvetlerinin sivil kaynaklarla desteklenmesi,
— Savunma gayretlerine ve askeri harekâta sivil destek
sağlanması.
— Ulaştırma, enerji, sınaiüretim, gıda ve tarım, insan gû-
cû ve muhabere atamalanndaki çalışmalar. (SKD, 1990, Ey-
lül, s: 38)
Bu gibi 'seferberlik1
çalışmaları NATO yetkililerinin komu-
tasında yürütülecektir. NATO güdümlü seferbe/lik planları-
nın üç amacı oluyor:
— Uye ülkelerin sosyal ve ekonomik hayatının muhafazası,
— Çatışma sırasmda ve sonrasında halkın desteğinin sağ-
lanması,
— Silahlı kuvvetlere sivil destek sağlamak.
'Çevik Kuvvefm çağrılması ile birlikte NATO'nun bu se-
ferberlik çalışması için de gerekli başvurular yapılmış mı-
dır? Yapılmamışsa, böyle bir başvuru düşünülmekte midir?
Bu başvuru, herhalde, Türkiye'de 'seferberlik hali' ilan edi-
lince yapılır.
Hangi koşullarda seferberlik ilan edilebilir?
— Savaş/ gerektirecek bir durumun başgöstermesi.. ayak-
lanma olması.. eylemli kalkışma olması.. ülke ve ulusun bö-
lünmezliğini içten ve dıştan tehlikeye düşüren davranışların
ortaya çıkması...
1983 yılında çıkarılan 'Seferberlik ve Savaş Hali Kanunu'
seferberliği şöyle tanımlar:
— Devletin tüm güç kaynaklannın, başta askeri güç o/-
mak üzere, savaşın ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde hazır-
lanması, toplanması, tertiplenmesi ve kullanılmasına ilişkin
bütün faaliyetlerin uygulandığı, hak ve hürriyetlerin kanunla
tamamen veya kısmen sınırlandınlması halidir...
Yasanın 5. maddesinde seferberlik halinde hükümetin şu
yetkiye sahip olduğu da kaydediliyor:
— Türkiye'nin taraf olduğu milletlerarası antlaşmaların ge-
rektirdiği hallerde, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yabancı ülkele-
re gönderilmesıne veya yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye1
de bulunmasına, Genelkurmay başkanının da görüşlerini dik-
kate alarak karar vermek...
Grevler dalga dalga ülkeye yayılırken 'genel grev'den söz
edilirken hükümet, 'savaşı gerektirecek bir durum' gerek-
cesini kullanarak seferberlik ilan edebilir ve bu karan da
TBMM'deki çoğunluğuna dayanarak onaylatabilir.
Bu aşamada böyle bir karar verilir mi, verilmez mi? veri-
lecek midir, verilmeyecek midir? Bilemiyoruz. Ancak 'se-
ferberlik ilanı' en azından bir olasılıktır.
Seferberlik ilanına karar verilir ve NATO'ya da başvuru-
lup 'NATO sivil olağanüstü hal planlaması' da uygulatılırsa,
işte o zaman 'hükümetlerin ve genelde idari otoritenin ko-
runması için' NATO desteği de sağlanacaktır.
Bu desteğin siyasal anlamı nedir? Ve nasıl işler bu
SCEPC desteği? NATO, 'hükümet otoritesinin korunması'
için ne gibi planlar yapabilir? Ne gibi önlemler alabilir? Eko-
nominin korunması için ne gibi 'müdahale' yolları işletir?
Ve 'dış takviye kuvvetleri'nm, örneğin, Çevik Kuvvet'in si-
vil kaynaklarla desteği nasıl sağlanır?
Tartışılmaz
Üstünlüğün
artışılmaz Kanıtı:
Panzıen
Çorapları'nın
Kalitesi
belgesi ile
ıtlandı...Parizien Çoraplan'nın modern tesislerinde
en ileri teknoloji ile üretilerek sizlerin beğeni ve
güvenini kazanan Parizien ürünlerine
şimdi büyük bir güvence daha eklendi
ğ BELGESİ ÇORAP SEKTÖRÜNDE İLK
DEFA PARİZİEN ÜRÜNLERİ'NE VERİLDİ.
mRİZİEN"Kalite Hakkınızdır" û.
<