22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 ARALIK 1990 HABERLER CUMHURİYET/5 BaykaTdan yeni model • lç Politika Servisi — Eski SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal, Yeni Oleyis SendiLası tarafmdan düzenlenen eğitim seminerinde "Emeğin Sorunları, Sosyal Demokrasi ve Türkiye" konulu bir konferans verecek. Bugün Çınar Oteli'nde yapılacak toplantıda Baykal'm Türkiye'deki genel durumla ilgili yeni "siyasi ve felsefi" yaklaşımlarını anlatacağı bildirildi. SHP'nin son kurultayından sonra üniversite çevreleri ve bilim adamlanyla SHP'de "yenileşme" modeli çalışmalarını sürdüren Baykal'ın bu konuda ilk kez konuşacağı ve bu yolla SHP tabanına mesaj vereceği belirtüdi. 2000'e Doğru yayımlandı • İSTANBUL (ANKA) — 424 sayılı kanun hükmünde kararnamenin birinci maddesi uyarınca yayını durdurulan "2000'e Doğru" dergisi, kararnamenin değiştirilmesi uzerine yeniden yayımlandı. 2000'e Doğru'nun yayımmın durdurulmasına karşın işleyini surdürduğünU belirten derginin sahibi Mehmet Sabuncu, Anayasa Mahkemesi'ne karşı bir adım attığıru düşunen Cumhurbaşkanı Özal'ın kararnameyi değiştirmekle "geri adun atuğını" savundu. Kapaülmalara tepki • ANKARA (ANKA) — Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Sekreteri Ali Yıldırım, TAYAD ve DEMKAD'ın kapatılmasını ejeştirerek "Iktidar zorbalık içindedir ve zorbalıkta da sınır tammıyor" dedi. Ali Yıldınm yaptığı açıklamada, TAYAD ve DEMKAD'ın kapatılmasını "keyfilik" olarak niteledi. tktidarın demokratik kitle örgütlerine saldırdığını ileri süren Yıldınm, "TAYAD ve DEMKAD'ın kapatılması idarenin kendi hukukunu bile hiçe saydığının, keyfilik ve zorbalığı gelenek haline getirdiğinin açık göstergesidir" göriişünü savundu. HEP milletvekili Kenan Sönmez, dün 'sine-i millet'e döndü Meclis'ten stirpıiz istifaİstifa gerekçesini daha sonra açıklayacağını söyleyen Kenan Sönmez, istifa dilekçesinde, "Gerekçelerimi kısa bir süre sonra açıklamak üzere TBMM üyelik görevimden istifa ediyorum'' dedi. Sönmez politikayı sürdüreceğini vurguladı. Meclis'te boş üyeliklerin sayısı 12'ye çıktı. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — SHP ve DYP arasında iktidarı erken seçime zorlamak için sine-i millete dönme çalış- malan sürerken dün HEP tstan- bul Milletvekili Kenan Sönmez milletvekilliğinden istifa etti. Sömnez'in istifası siyasi kulisleri karıştınrken TBMM'deki boş üyelikJerin sayısı 12'ye yükseldi. Sönmez, istifa gerekçelerini da- ha sonra açıklayacağını bildirdi. Kenan Sönmez, dun saat 12.45 sıralarında TBMM'deki odasına gelerek sekreterine isti- fa dilekçesini yazdırdı. Sönmez dilekçesinde, "Gerekçelerimi kı- sa bir süre sonra açıklamak üze- re TBMM uyeük görevimden is- tifa ediyorum. Geregini bilgiie- rinize arz ederim" dedi. Sön- mez, istifa dilekçesini görevliler- ce Meclis Başkanlığı'na ve gaze- tecilere iletilmek uzere basm bü- rosuna gönderdi. Sönmez, 10 dakika kadar bir sürede bu iş- lemleri tamamladıktan sonra TBMM'den ayrıldı. tstifa gerekçesi merak konu- su olan Sönmez, doğruca Ka- ranfil Sokak'taki HEP Genel Merkezi'ne gitti. istifa haberini alarak kısa surede genel merke- ze gelen Mahmut Alınak, Ismail Hakkı Önal. Adnan Ekmen ve Salih Sttmer gibi bazı milletve- killeri burada Sönmez ile bir toplantı yaptılar. Kenan Sönmez bu arada genel merkeze gelen gazetecilerin sorularını yanıtsız bırakarak, istifa gerekçelerini 1-2 gün içinde açıklayacağını, şim- dilik TBMM Başkanlığı'na su- nulan dilekçe ile yetinilmesini söyledi. HEP yöneticileri ve milletve- killeri genel merkezdeki toplan- tıda Sönmez ile bir siıre istifayı tartıştılar. HEP milletvekilleri Kenan Sönmez'in istifasını geri aldırmak için çaba harcadılar. Ancak bu isteklere olumsuz ya- nıt veren Sönmez, "Ben politi- kayı bıraktığımı söylemedim. Politikayı yine sürdüreceğim" dedi. Toplantıdaki tartışmalar sinirli bir havaya burününce de Sönmez, bir süre hava almak için HEP Genel Merkezı'nden ayrıldı. Sönmez'e HEP Istanbul Milletvekili tsmail Önal da eş- lik etti. İstifa nedeni Bu arada Sömnez'in milletve- killiğinden istifasına, bir süre once însan Haklan Derneği top- lantısında Kürtçe konuştukları için yargılananların duruşması ile ilgili gelişmelerin neden oldu- ğu bildirildi. Kenan Sönmez'in hafta içinde Diyarbakır'dan bu duruşmaya gelen bir otobüs do- lusu yurttaşın polis tarafmdan Ankara'ya sokulmadan geri gönderilmesine çok sinirlendiğı öğrenildi. Bu gelişmeler doğru1- tusunda önceki akşam da Ana- dolu Kulübiı'nde bir tartışmaya katılan Sönmez'in istifaya karar verdiği one süruldu. Öğrenildığine göre Kenan Sönmez, onceki akşam Anado- lu Kulubu'nde eski bakanlardan Recai İskenderoğlu ve bazı par- tililerle birlikte yemek yedi. Bir ara DYP Diyarbakır Milletvekili Ferit Bora'nın da geldiği masa- da oldukça fazla içki içildi. Bu arada Sönmez, duruşma için Ankara'ya gelip de geri çevrilen- lerin sorununu gündeme getir- di. Konu açılınca masada oturan sivil giyimli bir başka kişi, ken- disinin emniyet görevlisi olduğu- nu, bir olay çıkmaması için oto- K o n t r g e r i l l a a r a ş t ı r ı l s ı n Î f J gütünun duzenlediği "tnsan Haklan, Kontrgerilla ve Kahraman- maraş Katliamı" konulu panelde, devletin laik olmadıgı one süruldu. Panelde HEP Adana Milletvekili Cuneyt Canver, Emekli Albay Talat Turhan. İnsan Haklan Derneği Genel Sekreteri Akın Birdal ile gazeteci Ramazan Öztürk konuştu. K.Maraş olayları- nın 12. yddönümü nedeniyle hayatım kaybedenler alkışlarla aml- dı. HEP Milletvekili Cüneyt Canver, devletin bir mezhebin savunuculugunu yaptıgını belirterek kontrgerillanın ne oldugu- nun ve Türkiye'de neler yaptığının araştınlması gerektiğini ifa- de etti. Canver, DYP lideri Suleyman Demirel'in kontrgerilla gündemini değiştirmek için sine-i milleti ortaya attığım öne sür- dü. (Fotoğraf: Behzat Şahin) SHP ve DYP liderleri iktidara "Erken seçime git" diyecekler Muhalefetten deklarasyon 'Ya erken seçim ya sine-i millet" görüşünün yer alacağı muhalefet deklarasyonunu Ertuğrul Günay ile Köksal Toptan hazırlıyor. ÜMtT ASLANBAY ANKARA — SHP ve DYP, iktidarın tutumunu eleştiren or- tak "deklarasyon" yayımlaya- cak. Deklarasyonda, "ya erken seçim ya sine-i millet"görüşu yer alacak. 26 aralık tarihinde yeniden bir araya gelecek olan SHP ve DYP liderleri iktidara, "Baharda erken secimi yazmaz- san, geregini biz yapacagız" mesajını verecekler. Erken seçimi gündeme getir- mek amacıyla önceki gun top- lanan SHP-DYP komisyonu li- derler zirvesine dönük rapor ça- lışmasını hızlandırdı. Toplantı- da her iki tarafın hazırladığı ra- porlar görüş alınmak üzere kar- şı tarafa verilirken, iktidara "baharda seçim" çağnsının ya- pılması da kararlaştırıldı. SHP Genel Sekreter Yardımcısı, Er- tuğrul Günay ile DYP Genel Idare Kurulu Üyesi Köksal Top- tan tarafmdan hazırlanması ön- görülen "erken seçim çağrısT- 'nda bunun "Medis kararı ola- rak çıkması" gereği uzerinde durulacak. tki parti liderince açıklanacak ortak "deklaras- yon"la da hükümete ve ANAP grubuna vapılacak çağrıda, ül- kenin içinde bulunduğu durum belirlenerek erken seçimin tek çıkış yolu olduğu anlatılacak. SHP ve DYP'nin ortak seçim isteği önerisini açıklamasından sonra Meclis dışındaki partiler- le de temasa geçilecek. Dekla- rasyonda Türkiye'nin temel so- runlan sıralanarak ANAP'm se- çime gitmemesi halinde seçim kararı alınana dek her türlü de- mokratik mucadele yönteminin deneneceği anlatılacak. ANAP'm tavnru değiştirmeme- si durumunda kitle örgütleri ve diğer partilerle genişletilecek olan "muhalefet bloku" miting ve gösterilerk canlandırılarak, baharda seçim olmazsa sine-i millete gidileceği belirtilecek. SHP ve DYP yönetimlerinin halen iç ve dış gelişmeleri büyük bir dikkatle izleyerek erken se- çim stratejisini bu değişkenlere göre çizmeye hazırlandıklan bil- dirildi. SHP, Türk-lş gelişmeleri ve yükselecek halk muhalefeti- ni beklerken, bir yandan da Ge- nel Başkan Erdal tnönü'nün Körfez gezisinden dönüşünden sonra bazı çıkışlara hazırlanı- yor. Bunlardan(ilki 5 ocak tari- hinde Iskenderun'da yapılması düşunülen "banş mitingi" ola- cak. Ayrıca yükselen grev dal- gası ve işçi hareketini iki parti yönetiminin de dikkatle izledi- ği, TBMM'deki muhalefeti de bu dalgayla birlikte güçlendir- meyi, ANAP'ı en güçsüz anın- da yakalayarak ara seçime im- kân vermeyecek bir biçimde er- ken seçime götürmeyi hedefle- diği belirtüdi. büsün geri gönderildiğini, bunu yapanlar arasında kendisinin de olduğunu söyleyince sohbet tar- tışmaya dönuştü. Tartışma sırasında Sönmez'in, DYP Diyarbakır Mületvekili Fe- rit Bora ile de kavga ettiği bil- dirildi. Görgü tamklannm anlat- tığına göre Sönmez, kulüpten ayrılacağı sırada asansörün önünde karşılaştığı Bora'ya, tar- tıştığı polis memurunu kastede- rek, "Ben seni iyi biri olarak ta- nırdım. O şerefsizle aynı masa- da niye oturuyorsun?" diye çı- kıştı. Bora, kendisinin de o ma- sada konuk olduğunu ve bir şey söyieyemeyeceğini belirtince iki milletvekili arasında Vartışma başladı. Karşılıklı küfürleşme- nin de olduğu öne sürulen tar- tışma sırasında Bora'run Sön- mez'e vurduğu bildirildi. Kenan Sönmez'in bu gelişme üzerine dün istifasından önce yakın arkadaşlarına, "Ben to- katlandığım bir yere gelemem" dediği de öne sürüldü. İçişleri Bakanlığı Bütçesi görüşüldü 'Eroinci miUetvekili kim?' ANKARA (Cumhuriyet Bu- rosu)—TBMM Genel Kurulu'n- da İçişleri Bakanlığı'nın 1991 yı- lı bütçesi görüşülürken gazeteler- de yer alan "eroinci milletvekili" haberi gündeme getirildi ve bu milletvekilinin kim olduğunun açıklanması istendi. içişleri Ba- kanı Abdulkadir Aksu, ilgili ulke polisinden konuya Uişkin bilgi is- tendiğini, bilgi gelince açıklama yapılacağını söyledi. İçişleri bütçesi görüşülürken, uzerinde durulan başlıca konu, bakanlıktaki "tarikat örgütlenmesine" ilişkin iddialar oldu. SHP grubu adına konuşan Artvin Milletvekili Ayhan Arifa- ğaoglu. bakanhğın çağdışı bir an- layışla yönetildiğini bildirerek, bazı valüerin hacca gidişini eleş- tirdi. Agaoğlu, valilerin, şeriatla yönetilen bir ülkenin davetine uyarak hacca gitmesinin laiklik- le bağdaşmadığını belirtti ve ba- zı valilerin de laikliğe aykın dav- ranışlanna rağmen hâlâ görevde tutulduğunu söyiedi. DYP grubu adına konuşan Er- zurum Milletvekili Ismail Köse/ ise, bu bölgedeki olaylann önlen-' mesinde eğitimin büyuk önemi olduğunu bildirdi ve TRT'nin bölgeye yönelik yayınlarının ye- tersizliğini dile getirdi. Köseoglu tslami terör konusundaki iddia- ların ise tamamen asılsız olduğu- nu öne sürdü ve bunlann maksat- lı olarak ortayaatıldığını iddia et- ti. Köse, silah ruhsatlarının art- masını da eleştirdi ve bunun terör olay larının artmasına neden ola- cağını söyledi. Daha sonraeleştirileri yanıtla- yan içişleri Bakanı Abdulkadir Aksu, bakanhk personeli ile ilgili tarikatçı iddialanna karşı çıktı. CÜNEYT ARCAYUREK YAZIYOR Gizlilik BaşaBela...ANKARA — Bakanlar da Başbakan'ın açıklamasından ög- rendiler. Meğer 30 Kasım günü bir araya gelmişler, Bakanlar Kurulu o gün tarihsel bir toplantı yapmış, uzun tartışmalardan sonra Çevik Kuvvet'i çağıracak hükümet kararının altına imza- yı basmışlar! Gerçek işte bu kadar basit. Akbulut yalın gerçeği anımsatın- ca önceki günler bakanlara egemen olan utanç duygusu dün yavaş yavaş yitıyordu. Demek kı o gün Çevik Kuvvet'i görüş- müşlerdi. Olur ya, insanlık hali, yorgunluktan anımsamıyorlardı. Oysa dün yazdıklarımıza göre durum neydi? Bakanların bil- gısi ve haberi olmadan daha önceden ımzaladıkları boş kağıt- lara karar yazılmıştı. Tabii kamuoyuna yansıtılan bu tür bilgiler baştan aşağı yalan, basının uydurması. Tek doğru Akbulut'un açıklamasında yatıyormuş. Dediğine göre "O kadar çok karar geçmış kı o gece Bakanlar Kurulu1 ndan, Çevik Kuvvet bunlardan sadece biri" ımiş. Başbakan ken- di gerçeğini pekiştirecek daha vurucu bilgiler sıralayabılirdı. Ne var kı devlet terbiyesi, devlet adamlığının hareketlerıne koydu- ğu körolası sınırlar olayın daha renklenmesine, dallanıp budak- lanmasına yol açacak bilinmeyen yeni ögeleri söylemekten alı- koyuyor Başbakan'ı. Bize verilen bilgiler yeni ögeleri olaylarla duyuruyor. "Gizlili- ğe rıayet etmediği suçlaması" ile hükümetin başı dertte. NATO çevreleri Çevik Kuvvet haberini basına Brüksel'deki Türk yetki- lilerin sızdırdığını öne sürerek "tepki göstermeyi" sütdürüyor- lar. "Gizlilik" bu denli önemkazanmışkenbır Başbakan orta ye- re çıkıp Bakanlar Kurulu'nun su tutmaz elege dönüştüğünü nasıl ıtiraf etsın, nasıl savunabilsin? Çevik Kuvvet kararının Bakan- lar Kurulu'nda görüşülmeden tezgahlanmasını savunanlar da dün bize soruyorte'dr. "Çevik Kuvvet haberinın gizli kalması için elimizden gelenı yaptık. On beş, on altı gün saklayabildik haberi, ne çare, sonra stzdı. Ya maazallah hü- _ ^ _ ^ ^ _ _ ^ ^ ^ ^ ^ _ ^ ^ _ _ — kümerte görüşülsey- di. Değil on altı gün, on altı saat gizli kal- mazdı. Ertesi günü manşetlere geçerdı. Sorarız sıze: Bir baş- bakan orta yere çıkıp bu gerçeği açıklaya- bilir mi?" Doğru ve devlet adına hazin. Bir baş- bakan çevresındekı 28 bakana ınanamı- /or, devletin çok önemli sorununu bakanların sızdıracağından kaygılanıyorsa, za- ten sadece bir ıktidar değil, devlet adına pek çok temel kural tükenmiş demektir Zaman ilerledıkçe kuşkusuz kimı gizemlı olaylar ya da karanlıktaki kımi bilgiler açığa çıkacak. Örneğin, Çevik Kuvvet'in çağrılmasıyla Torumtay'ın istifası arasındakı ilişkinin doğruluk derecesi, aydınlığa çıkması zorunlu olaylardan biri, hatta başjıcası. Son olaylann göbeğınde yaşayanlardan bir yetkili dün ilginç bilgiler verdi Körfez bunalımıyla ilgili "hükümet direktifleri arasında Çevik Kuvvet'in yer aldığını" söyledi. Yetkiliye göre Çevik Kuvvet'i çağırmanın dış politikamız açısından kendıne özgü önemli bir mantığı vardı. Türkiye -bize göre TÖ dışındaki yetkililer- hiç istenmeyen savaş başlarsa "ABD ile başbaşa kalmaktan çekiniyorlar"dı. ABD'nın türlü girışımlerle Türkiye'yi "oyuna getıreceğınden" kaygılıydılar. Savaş içine çekilme olasılığına karşılık, NATO'nun "iki ayağıyla" Türkiye'de bulunması uygun görûlmüştû. Hükümet direktifleri arasında Çevik Kuvvet bu nedenle yer aldı. Savaş olasılığında "ABD ile başbaşa kalmamızı engelleyecek NATO önlemine" Torumtay da yanlıydı. Bu bilgilerin doğruluğu ya da yanlışlığı ancak Torumtay'm yapacağı açıklamalarla ortaya çıkacak. Bir yerde Torumtay da yeterli olmayacak. Köşk'e kimler gelip gidiyor, bilinen telefon görüşmeleri dışında kurulan ilişkılerle neler alınıyor, veriliyor. Asiında bu bilgilerin ortaya çıkması veya çıkarılması gerekiyor. Bugünlerde Almanya ve Belçıka'dan iki heyet ağırlayacak Türkiye. Heyetler Çevik Kuvvet'in konuşlandırılacağı yerde incelemeler yapacak. Ver buyruğu Çevik Kuvvet'e, kalksın gelsın. O kadar basit değil. Almanya ve Belçıka 18'er uçak, 36 pılotla katılıyor NATO gücüne. Adamlar ne yapıyor? iki ûlke her şeyden önce 36 pılotun kalacağı binaların yaşama elverişli olup olmadığını saptamaktan başlayarak akaryakıt sorununa kadar önemli konuları araştırmaya girışıyor. İki ülke, 36 pılot için bu ıncelemeleri yaptıktan sonra 36 uçağı göndermeyı önkoşul sayıyor. Bizimki ise binlerce askerı savaşa nasıl sürerim diye aylardır kıvranıp duruyor. Yakaladığımızı söylediğı 21. yüzyıl uygarlığı ile insana bakış açımızda, ışte Batı'yla aramızdakı fark. Savaş içine çekilme olasılığına karşılık, NATCTnun 'iki ayağıyla' Türkiye'de bulunması uygun görülmüştü. Hüküme direktifleri arasında çevik kuvvet, bu nedenle yer aldı. I L L I P I Y A N G O Y I L B A S I O Z E L C E K I L İ S İ N D E MILLI PiyAMGO B İ R B İ L E T A L I N . . . H A Y A T I N I Z D E Ğ İ S S İ N !
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle