Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhunvtt Matbaacılık vt Gaznecılılc Türk Anonım Şırketı adına
Nadir N«dı 0 Gcnel Yayın MUduru Hasan Cemal. M\lesses< Mudurü
Emıar l'şalıbgtf, Yazı Ijlcn Müdurtl Ok» OöiKUİa, 0 Habtr Mcrfcezı
Mudurj lılpıı B«j«r, Sayfa Dfizcnı Yönetmcnı. AU V u 0 Temstlcıler
ANkARA AİMKt Tu. IZMtR HfklKI Çctiakasi, ADANA
I; Poiıııka C<U fc»ıtl
, D» Habcrier Eıı» Ma, Ekonomı Cnfk IMaı. I; Scodila Şafau fa««d. Kjhj, CtW tsttr.
Isunbül Hatafcn EraBİ ftçmk. EJııın- GeKV Şvtaı. Vun Hıberlen N«*< Dotu. Spor Duısnum AMtfkatir lııctİBM,
Du Yızılıı b n Çı^ku. Arasıırm» Şatia *!(«. Dazdtm? A M ı U Y«ncı 0 Koorduuıor Aia« konbu 0 Mılı
İSfcr Enl trt.l 0 Muhaicbe BaİMI «ea<r 0 Bu(t-P!ıalajııa Sn|i n«n>i|iınl. 0 Rcklun AJt» I n ı 0 Ek roınta
H«*» Akjtf 0 Idare H m » G««r 0 IsJnnK Odif Çdfk 0 Bıl<> Ijteıı Naü latf 0 Fuv>rwl Sn,ı l<m»oo|lı
Ofcuy Akbtf, lalpa laytr. « m
Hilıan (, M»>1»7., Olı>
U|ır Mnacu. llfcu
A* Sima. Ktmn Taa
Auon ** yajvrn Cumhufı><t Malbucılık *« Guettcıbk T.A Ş. Tttrk Ocafı C*d. 39/41 Cjftıloftlu
343H Ist PK 24* - lnınbul Tel 512 05 05 ( » İMU), Teto 22246, Fu. (1) J» 60 72 0
Bıırotor A.km Zıy» Gakilp Bıv Inkıjap S. No I9'4 fei 13) <1 41-47, Ttitt. 42Î44. Fıx. (<| 133
05 65 0 Izm*- H Zıy» Bl> 1352 i 2/3. Td. 13 12 30. Wc* 52359. F«x (51) 19 53 60
0 «•»• tB»nu Cıd I» S No I Kv I. %< 1» 37 52 14 haıl. Ttta «2155 Fu- 171) 19 25 71
TAKVIM: 23 ARALIK 1990 İmsak- 5.46 Guneş:
n
18 Oğle: 12.07 tkindi: 14.26 Akşam: 16.46 Yatsı: 18.13
Defilelerin babası: Patou
Paton'nun Udvert san çizgili şık bir tayyörü, yıl 1927
NECLÂ SEYHUN "
Patou raoda evinde bir yenilik var önumuzdeki yaz. 1991 yazının sürprizi
orada.
Saint Florentin sokağındaki şu An Deco'lu güzelim salonlan,
merdivenleri, aynaları olan oya gibi moda evinde artık yeni bir soluk var:
Stilist Erik Mortensen.
Yeni bir soluk?.. Balmain moda evi yöneticilerine bakarsanız, eski bir
soluk bu. Stilde eskidiği gerekçesi ile oradaki işine son verildi
Mortensen'in.
Balmain'in ölümünden bu yana moda evinin stilistliğini üstlenen,
Balmain'in sağ kolu Erik Mortensen!..
Son koleksiyonunda, Balmain'e veda son defilesinde öcunü iyi aldı ama.
Paris'in en çok konuşulan defılesi oldu bu son koleksiyon. Çarpıcı,
değişlk, yeni. Eskilikle uzaktan yakından ilgisi yok. Bambaşka!.. Artık
Patou'ya geçti. Bu ünlü modacının bundan sonraki koleksiyonlarıru o
hazırlayacak.
Jean Patou... Moda dunyasının unutulmaz, unutulamaz adı. 20'li yıllann
ilahı. 1936'da ölümünden sonra başka moda evleri gibi yabancı ellere
geçmedi moda evi. Varisleri sürdurdüler işi. Bu nedenle de hep belirli bir
şıklık anlayışını korudu.
Ama Jean Patou ile başkaydı iş. Çağdaştı, öncüydü, yıldızdı. Moda
dünyası onun damgasını hep taşıyacak. Moda defilelelerinin babası odur.
Sporu modaya sokan da o!.. Spor giysilerden esinJenerek yarattığı
olağanüstü kıyafetler unutulur gibi değildi.
Zamanın tenis şampiyonlanndan Suzanne Lenglen'in de bu başanda rolü
vardı. 1921 yılının güzel, güneşli bir gunünde VV'imbledon'da modanın
kaderini degiştirmişti. Ipek pliseden dizlere kadar inen beyaz bir etek vardı
Ustünde, beyaz kolsuz bir kardigon ve portakal rengi bir bando.
Patou'nun hazırladığı bu şık ve sade model, bir anda hayranlıklann odak
noktası oldu, solukları kesti. Tüm kadınlar Suzanne Lenglen'e benzemek
istiyorlardı. Spor giysiler böylece girdi modaya.
Sporla uzaktan yakından ilgili olmayanJar, iki adım atmaya aşenenier bile
spor giyinmek istiyorlardı artık. Deniz ve güneş banyolan, esmer tenler,
çıplak bacaklar... Modaya Patou'nun armağanı.
1922 yılında Victor Margueritte'in yayımladığı bir roman, çıktığı günden
modaya damgasını vurmuştu. "La Garçonne"du kitabın adı. Romancı
Sorbon'daki bir öğrenci kızın öyküsünü anlatıyordu. Saçlannı oğlan çocuk
gibi kesen, sırtına bir erkek kostümünü geçiren, kravat takan bir kız.
Evlilik dışı bir çocuğun annesi, akiına eseni yapan, özgür, göztlpek bir
ku.
La Garçonne çok cüretkâr bir kitaptı. Ama inanılmaz bir sükse yaptı.
Fransa'da ya da yabancı ülkelerde kadınlar romanın kahramanı
Monique'ye benzemeye, onun gibi giyinmeye kalktılar.
La Garçonne bir özgürlük simgesiydi artık. Patou bu stili zevk ve şıklık
süzgecinden geçirip sunuyordu. Bir gazete: "Patou ber se>den önce
çagının adamı" diye yazmıştı.
Patou 5 yılük bir çabanın sonunda 1924'te şöhretin doruğundaydı. 37
yaşındaydı. Bir gazeteciye o yı1larda, "Moda kadına kendi isteklerini
empoze etmek degil, onun arzulannı modaya dökmek, yansıtmakür"
demişti.
Bu nedenle de modacının tüm modelleri aynı stilde olmasına karşın
müşterilerinin kişiliklerini yansıtıyordu. Yalnızca onlar için yaratılmışa
benziyordu.
Her mevsimi bir renge ayuırdı Patou. 1929'daki "siyab Dahlia" ve
1923'te lanse ettiği "Patou mavisi" bunların en Unluleri arasındaydı.
Patou'nun tutkunu olduğu mavi, içinde mor bir ışıltı olan açık bir mavi
idi. Aynca siyaha bakan çok koyu bir maviyi de koleksiyonlarında bol bol
kullandı Patou. Lacivert ve beyazı da kattığı sade 'şık' giysileri Chanel'in
bejinden ve siyahından bıkan kadınlan büyülüyordu.
1924'te bir gazeteci, "Patou'nun modelleri bir erkeğin ve bir sanatçının
eseri" diye yazmıştı. "Herhangi bir kadın için yaratmıyor modellerini
modacı. Rüyalannın kadını için yaratı>or. Yanında gönnek istediği,
tiyatroya, restorana, sergiye beraber gideceği. yollarda beraber yiiriiyecegi
kadın için yaratıyor."
Stili, modelleri kadar görkemli defileleri, davetleri ile de Unlüydü. Kimse
baş edemezdi bu konuda onunla.
Biri beyaz, biri siyah süper lüks iki araba. Biri güneşli günler için, biri
yağraurlu. Styahın şoförü beyaz, beyazın şoförü siyah. Ya!.. Böyie
dönemlerdi işte.
Zaman değişti. Bu rüyalar geldi geçti elbette. Patou artık yok. Ama moda
evi var. Ama defileler var. Ama modaya verdiği o özgür, o spor hava var.
Ister dünde yaşanmış olsun, ister bugunde, ister yarında. Moda,
rengârenk, ışıklı yolunda Patou'nun damgasını hep taşıyacak!..
\
Patou'nun bazıriadığı bir gelinlik, Prenses Emeline de Broglie için.
Tango şarkıası Carlos Gardel, doğumunun 100. yılında anılıyor
Taneoda bir efsaneKültiir Servisi —
tango şarkıası Carlos Gardei-
in doğumunun yüzüncü yılı kut-
lanıyor. Paris'te, Buenos Aires-
te, daha birçok yerde.
55 yıl önce feci bir uçak ka-
zasında ölen Gardel'in yaşamı-
nı saran gizem perdesi o günden
bu yana daha da buyumüş bu-
lunuyor. Gardel'in yaşamıyla il-
gili daha birçok aynntı gibi ke-
sin doğum tarihi ve doğum yeri
de esrarını koruyor.
AnaBritannica'nın "Carlos
GardeJ" maddesini açacak olur-
sanız, ayraç içinde şu bilgiyi
okuyacaksınız: (d. 10 Aralık
1887 Uruguay ya da 1890 Tou-
louse, Fransa- ö. 24 haziran
1935, Medellin, Kolombiya).
ölflm ilmuhaberinde ise yalruz-
ca şunlar yazılı: "Reşit, bekflr,
Aıjantin'de mukim, 40 yaşlann-
Efsanevi şen bir gizem perdesi oluştur-
muştur çevresinde."
Birçok kaynağa bakıhrsa, Bu-
enos Aires'in varoşlannda doğ-
muştu tango. Topraklarından
sürülmüş insanlann, belki de
bütün eşyalannı tahta valizlere
doldurup İtalya'dan kalkan ge-
milerin güvertelerinde Arjan-
tin'e gelenlerin dokunaklı, ama
aynı zamanda öfkeli ve şiddetli
müziğiydi.
Alt kesimlerin argosuyla ttal-
yan külhanbeyi ağzımn bir ka-
nşımı olan sözleriyle tango öy-
lesine "miistfbcen"di ki pek çok
kadın tango yaparken görül-
mekten çekinirdi. Onun için yal-
nızca erkekler tango yapardı.
sı çok gecmeden Buenos Aires'e
yansıyacak, belki de Fransa'da-
ki saygınlığının etkisiyle tango
Arjantin'de de genelevlerden,
batakhanelerden çıkıp seçkin sa-
lonlara, çayhanelere girecekti.
Jorge Luis Borges'in de Eva-
risto Carriego adlı uzun öykü-
sünde yazdığı gibi Gardel, tan-
goyu şiddet içeren maçoluğun-
dan, sustalı kavgalanndan "kur-
tanrfcen", ulusal bir varolma bi-
çimine dönüştürmüştü.
Carlos Gardel, son tangosu-
nu 23 Haziran 1935'te Bogota^
da söyledi. Bir Orta Amerika
turnesine çıkmış olan sanatçı
"Tomo y obligo"yu söyledikten
sonra sanki olacağı sezmiş gibi
Gardel'in elyaasıyla kaleme
alınmış olduğu iieri sürülen bir
belgede de şöyle yazıyor: "Fran-
sızım. Dona Berta Gardes'in oğ-
In olarak 10 Aralık 1890*011 dün-
.yaya geidim. Gerçek adım ve so-
yndımın Charles Romualdo
Gardes olduğunun açtkca bilin-
meslni isterim. Ama mesleki ne-
denlerle Gardel soyadını aldım
ve hep bu soyadını kullandım.
Her yerde bu adla tanınıyonım."
Kimileri Gardel'in bir Fransu
kadınının evlilik dışı çocuğu ol-
duğunu iieri sürer, kimileri de
Uruguay'da doğduğunu. Tiinel,
Kahramanlar ve Mezariar Üze-
rine gibi romanların Arjantinli
yazarı Ernesto Sabato'ya bakı-
lırsa, Carlos Gardel 11 aralıkta
Toulouse'da doğmuştur. Birçok-
lanna göre de Gardel'in 3 yaşın-
dayken Buenos Aires'te bulun-
duğu kesindir.
Nitekim Daniel Vidart'ın
Tango Tarihi'ne bakacak olur-
sak, yaşamının çevresindeki söy-
lenceleri Gardel kendisi uydur-
muştur: "Gardel doğum yeri,
yaşamının ilk dönemleri, sevgi-
iileriyle ilgili sorulan hep giı-
lümseyerek, kaçamak yanıtlar
vcrcrek ya da susarak karşıla-
mış, bu konuda zekice bir belir-
lizİik yaratmıştır. Böylece, 'şar-
lucılann prensi' adına denk du-
Tangonun
evrenselleşmesinde
büyük rol oynayan
Gardel'in doğumu gibi
ölümü de esrarlı.
Kimine göre 1887'de
Uruguay'da, kimine
göre 1890'da Fransa'da
evlilik dışı bir
ilişkiden doğan
Gardel, bir uçak
kazasında ölmüştü.
Ancak sonradan
pilotun başından
vurulduğu ortaya
çıkmıştı.
Dar pantolonları, enli ipek bo- dinleyicilere dönüp "Murat in-
yunbağlan, beyaz tozluklan, ke- sandan, takdir Tann'dan" dedi.
narları aşağı kıvrık fötr şapka- Ertesi gün Gardel'in bulundu-
larıyla dövüş horozları gibi ça- ğu uçak yakıt almak için Medel-
lım atarlardı. lin'e indi. Ama tam kalkarken,
Birçok tango şarkıası gibi havaalanı pistindeki başka bir
Gardel de mesleğine genelevler- uçakla çarpışıverdi. Kimse sağ
de, şöhreti kötü kahvelerde baş- Çikmadı uçaktan. Gardel'in ölü-
ladı. Sahneye ilk kez Ulusal nıüne de bir başka esrar kanşa-
Corrientes Tiyatrosu'nda çjkan
c a k
> yapılacak inceleme sonun-
Gardel, uzun yıllar aynı tiyatro-
d a
pilotun başından vurulmuş
nun oyuncularından Jose Raz- olduğu anlaşılacaktı.
zano'yla çalıştı. Razzano hasta- 7ivarpt vpri
landığında, 1925'te Avrupa'ya
J y
giden Gardel çok gecmeden Gardel'incenazesi biratlıara^'
"Paris'te plaklanm muthiş saü- bayla Chacarita Mezarlığı'na
yor" diye yazacaktı, "Cç ayda götürülürken Buenos Aires so-
70 bin plağım sattı." kaklarını on binlerce Arjantinli
Gardel'in Avrupa'daki başan- doldurdu. Üniiı tangocunun
mezan, Rudolf Valentino'nunki
gibi bir ziyaret yerine dönüşe-
cekti. Chacarita'daki Gardel
heykeline bugun hâlâ teşekkür
mektuplan iliştiriliyor: "Teşek-
kiirter Cariitos, mucizeierin için
teşekkürter!" Gardel hayranla-
rı, kırmızı bir karanfilin heyke-
lin yakasından eksik olmaması-
na özen gösteriyorlar. Heykelin
sağ elindeyse yanık bir sigara var
hep; birçoklan Gardel'in hiç si-
gara içrnediğini iieri sürdüğü
halde.
Belki de bütun söylenceler gi-
bi Gardel de gidereİc çok farkü
kesimlerden insanlann gözünde
değişik anlamlar edindi. Bugün,
"Paris'e demir atmış", ama yü-
reği Buenos Aires'te kalmış Ar-
jantinli sürgün için Gardel nos-
taljik bir ses.
Arjantin'de sol Peronistlerin
gözünde Gardel, ölumsüz bir
"compadrito", ezilenlerin dost
ve elıaçık savunucusu. Gardel-
in fotoğraflan bugün hâlâ tak-
silerde ve belediye otobüslerin-
de. Burjuvazıye göreyse, beyaz
boyunbağı ve frakıyla bir salon
adamı, Arjantinli olmanın
ölümsuz simgesi Gardel.
Peki ya Japonlar nasıl göru-
yor onu? Yalnızca "tangoouo
babası" olarak. Nedendir bilin-
mez, Arjantin tangosu bugün
Japonya'da bir çılgınlık halinde.
Japonlar, şimdilerde dünyamn
en iyi tango orkestralarına, en
iyi bandoneoncularına sahip ol-
makla böburleniyorlar. Son za-
manlarda Japonya'da, Arjan-
tiü'dekinden çok daha fazla tan-
go plağı çıkıyor, bunlar arasın-
da Gardel plaklan da var.
Carlos Gardel'in 100. doğum-
yılı için Toulouse'da "Memleke-
timin Tangolan" adlı bir göste-
ri duzenleyen koregraf Anibal
Pannunzio, Gardel'in sıradan
bir tango şarkıcısı ounadığını,
River Plate nehrinin iki yakasın-
da gelişen tango dansını evren-
selleştirdiğini söylüyor. Arjantin
Senatosu ise 50 ressamın Gar-
dçl'i konu alan yapıtlarını ser-
gilemeye hazırlanıyor. Paris'te
de Gardel, yaşamı ustune bir di-
zi konferansla anıhyor, 2 hafta-
lık bir şenlikte tango konulu
fılmJer gösterilecek.
SAVASÇI KAPLUMBAGA— Y öneünenJiğini Steve Barron'm yaptıgı ve insanlann son derece öoem-
siz bir rol oynadıgı 'Turtles', dört savaşçı kaplumbağanın öykülerini anlatıyor.
Iki ayak üzeriııcle
yürüyen kapliımbağalar
Turtles (Kaplumbağalar), Amerika'dan sonra
Avrupa sinemalarında da vizyona girdi. Filmin
gösterildiği ülkelerde kaplumbağa dişmacunu,
burger, pizza, nevresim, saç jölesi ve beyzbol
şapkaları büyük ilgi görüyor.
Dıs Haberler Servisi — Man-
hattan'ın karanlık ve pis kanal-
larında kendilerine bir impara-
torluk kurmuşlar canavar görii-
nümlü, ama yurekleri ^yilik do-
lu intikamcılar, Rönesans res-
samlarının adlannı taşıyorlar.
Mikelanj ve Donatello, Leonar-
do ve Rafael burada yasıyorlar.
Karate ve zen çalışıyorlar,
"rap" dinliyorlar ve karton pa-
ketlerden pizza yiyorlar.
Yalnızca aradabir kanal ka-
paklannı aralayıp kotüluğun
kol gezdiği büyük kent karanlı-
ğma çıkıyorlar. Mikelanj ve ar-
kadaşlan "gerçek" kaplumba-
ğalar (Turtles). İki ayak ustün-
de yüruseler ve ortalama bir in-
san büyıikluğunde olsalar bile...
"Der Spiegel" dergisine gö-
re Amerika'da büyük ilgi top-
layan "Tnrtles" (Kaplumbağa-
lar) geçen hafta Avrupa sinema-
larında vizyona girdi. Mart
ayında Amerika'da lanse edilea
bu filmin yıl sonuna dek Turtle-
dişmacunu, Turtle-burger,
Turtle-pizza, Turtle-nevresimi,
Turtle-saç jölesi ve Turtle-
beyzbol şapkaları için lisans ge-
lirleri dahil yaklaşık 500 milyon
dolar kâr sağlaması bekleniyor.
Avrupa'da fırtınalar estirdik-
ten sonra "E.T." ve " A l f m
izinden yürüyerek çeşitli Avru-
pa ülkelerinde de oyuncak sana-
yiinden, giyim ve yiyecek sektö-
rune kadar pek çok alanda kârlı
yatınmlara dönüştürülebilen bu
sevimli kaplumbağalar
"savaşçılıklannı" bir fareye
borçlular.
Bir zamanlar bir Japon kara-
te ustasının maskotu olan bir fa-
re; dört çocuğu Yin, Yang, Zen
ve Yen ile birlikte New York
atık sularından radyoaktif bir
bulamaca duşüp insan büyuklü-
ğüne ulaşnuş, konuşmayı oğren-
miş ve şimdi de kaplumbağaia-
ra talimatlar yağdıracak, duru-
ma gelmiş.
Geçen mayıs ayında ölen ef-
sanevi kuklaa, fılm yapunası ve
yonetmen Jim Henson'm yarat-
tığı bu kaplumbağalara Peter
Laid ve Kevin Eastman'a ait bir
"çizgi" dizisi esin kaynağı ol-
muş. Laid ve Eastman'in 1983
yılından bu yana çizdikleri bu
kaplumbağa kahramanlanna da
eleştirmenler tarafından gör-
mezlikten gelinen, ancak geniş
bir gençlik kesimini sinema sa-
lonlarına cekmeyi başaran
"Ninja" ve "karate" fılmleri
ornek teşkil ediyormuş.
1988 yılından bu yana Ame-
rikalı Mark Freedman yaklaşık
300 kaplumbağa ürünüyle 130
ulkede büyük kârlar sağlıyor.
Kaliforniyalı film yapımcısı
Tbomas Gray, Hong Kong'da-
ki karate filmleri "devi" Ray-
mond Cbow'u arayıp "Turtles"
için başlama işaretini verdi.
Yönetmenliğini Steve Barron'
ın yaptığı ve insanlann son de-
rece önemsiz bir rol oynadıgı
'Turtles', dört savaşçı kaplum-
bağanın tantanalı bir gösteriyle
bir "Ninja" çetesini etkisiz ha-
le getirmeşınin öyküsünü anla-
tıyor.
Karpov'dan
son mola
• Haber Merkezi —
Fransa'nın Lyon kentinde
devam eden Dünya Satranç
Şampiyonası'nda dün
oynanması gereken 22.
oyun, Karpov'un son mola
hakkını kullanması üzerine
yanna ertelendi. 21 oyun
sonunda durum 11.5-9.5
Kasparov lehine. Kasparov'a
unvanını koruması için bir
beraberlik yetiyor.
Karpov'un ise 1985'te
kaybettiği unvanı geri
almak için, kalan 3 oyunu
da kazanmaya ihtiyacı var.
Oğrenci kredisi
arüyor
• ANKARA (ANKA) —
Milli Eğitirn Bakam Avni
Akyol, 100 bin lira olan
öğrencı kredisinin 1
ocaktan itibaren 150 bin
liraya çıkanlacağinı
açıkladı. 1991 yılının ocak
ayındatv itibaren 100 bin
lira olan öğrenim kredisinin
100 bin liradan 150 bin
liraya, akşam yemeklerine
katkı olarak verilen 750
liranın da bin liraya
çıkanldığıru açıkladı.
Gebelere
aspirin
• ANKARA (ANKA) —
Türkiye'de yayımlanan
Literatür dergisinin,
dünyamn güvenilir tıp
dergilerınden "The Lancet"
adh dergiden ahntı yaparak
verdiği bir araştırma
yazısında, gebelikte ortaya
çıkan yüksek tansiyonun
tedavi edilme şansının
bulunduğu belirtildi. Yazıya
göre araştırma kapsamına
100 dolayında yüksek
tansiyon şikâyeti olan gebe
kadın alındı. Bu kadınlar
iki gruba aynldı. Birinci
gruba, günde 75 miligram
aspirin verildi. Diğer gruba
ise aspirin benzeri yalancı
(peseodo), yani aktif madde
içermeyen tabletler verildi.
Çağdaş'ta
sözleşme
• İSTANBUL (ANKA) —
Türkiye Gazeteciler
Sendikası (TGS) Ue Çağdaş
Yayıncüık ve Basın Sanayii
A.Ş. arasında sürdürülen
tophısozlesme görOsmeleri
anlaşmayla sonuçlandınldı.
TGS'den yapılan yazılı
açıklamaya göre imzalanan
toplu iş sözleşmesi ile
ücretlerde ilk 500 bin liralık
dilim için yüzde 125, ikinci
500 bin liralık dilim için
yüzde 85, üçüncü 500 bin
liralık dilim için yüzde 75
ve kalanı için de yüzde 60
artı seyyanen 300 bin lira
zam yapılacak. SözJeşmeyle
ücretler birinci yılın ikinci 6
ayı için de yuzde 15 zam
yapılması kararlaştmldı.
Anlaşmaya göre, ücretlere
ikinci yılın ilk altı ayında
yuzde 60, ikinci altı ayında
da yüzde 15 zam
uygulanacak.
Kızılay'da
seçiın
• ANKARA (AA) —
Türkiye Kızılay Derneği'nin
dün yapılan genel kunıl
toplantısında, Genel
Başkanlığa Kema) Demir
veniden seçildi. Yapılan
seçimler sonunda, birinci
genel başkan vekilliğine
Ihsan Saraçlar, ikinci genel
başkan vekilliğine de Ihsan
özdemir getirilirken, genel
sekreterliğe Necmi Hoşver
seçildi.
Erayia And
evlendiler
• ANKARA (Cumboriyet
Bürosu) — Yazar Nazh
Eray ile tiyatro eleştirmeni
Prof. Metin And önceki
gün Ankara'da evlendiler.
Anakent Belediye Başkanı
Murat Karayalçm'ın kıydığı
nikâhın tamklıklannı,
roimar Ragıp Buluç ile
ressam Gönül Duranoğlu
yaptılar.
Kemikiliği
vakfı kıınıldu
• ANKARA (UBA) —
Türkiye Kemik lüği
Transplantasyon Vakfı
kuruldu. Prof. Orhan Seyfi
Sardaş, Prof. Latif Sezai
Yaman, Prof. Gürbüz
Erdoğan, lsıtail Gökmen,
Tevfik önal, Irfan Inanc,
Aykut Kıvanç, Yılmaz
Ersankal, Mehmet Benli,
Murat Inal, Erdal Yurtman,
Doç. Dr. Semra Sardaş,
Doç, Dr. Ahmet Haluk
Koç, Meral Berksaç, Doç.
Dr. Hamdi Akan, Uzm. Dr.
Osman tlhan ve Günhan
Gürman tarafından kurulan
vakıf, kemik iliği
transplantasyonu
konusunda çağdaş
yöntemleri uygulamayı
amaçlıyor.