Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 ARALIK 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/7
KAMPAHYA
'Baraş konseyi kurulsun'
• Kültiir Servisi— llk kez bir yıl önce yayımlanan
kültür ve sanat dergisi "Homeros", "Dünya Barış •
Konseyi Kurulmalıdır" başlıklı bir kampanya başlatü.
Kampanyaya bugüne kadar çok sayıda sanatçı imza
verdi. Birleşmiş Milletler örgütü'nün birçok
komisyonunun insan haklan ve dünya banşının
sağlanmasında yetersiz kaldığuu vurgulayan Homeros
yetkilileri, "Bu nedenle Birleşmiş Milletler'de var olan
konseylere ek. olarak 'Dünya Banş Konseyi'nin
oluşturulmasını istiyoruz" dediler. Yetkiüler, her ülkeden
bir sanatçının katılacağı bu konseyio, BM nezdinde var
olan bütün birimlerin karannı, temsilcisi oldukları
halklan adına yorumlamak, protesto etmek veya
onaylamakla görevli olacağını bildirdiler. Kampanyaya
imza vermek isteyenlerin posta kutusu 1, Konak-Izmir
adresine başvurmaları gerekiyor.
SERGİ
'DedeTorun' Sergisi
• Kültür Servisi — Ressam Süha Basaran 10. kişisel
sergisini 'Dede-Tonın' adı altmda 3 Ocak 1991 tarihinde
Iş Bankası Erenköy Sanat Galerisi'nde açıyor. Sergide
Başaran'ın 35 peyzajı ile dedesi Bahaddün Başaran'ın 15
yağlıboya tablosu yer alıyor. Asker ressamlardan olan
Bahaddin Başaran'ın resimlerinin Uk kez sergilendiğini ve
Türk resim sanatı açısından öneminin vurgulanması,
gerektiğini belirten Süha Başaran, sergi ile ilgili şunlan
söylüyor: "Dedem Bahaddin Başaran, 150 yıl önce
Istanbul'da yaşamış ve yağlıboya tablolan o dönemde
Paris'te sergilenmiş bir ressam. Ancak bugüne dek,
Bahaddin Bey'ın eserlerini günışığına çıkartmak mümkün
olmadı. Resim literatürümüze Bahaddin Başaran'ın
tanıtılması ve duyurulması zamanının geldiğine
inanıyorum. Bu gecikmiş görevi yerine getirmenin
huzurunu şimdiden duyuyorum;'
Ozen'in resimleri Tem'de
• Kültür Servisi — Genç sanatçılarımızdan Yüksel
Özen'in çalışmaları Tetn Sanat Galerisi'nde sergileniyor.
Resimleri salt duvarda bir köşede konulacak süs olarak
değil, yasama heyecamnın bir ifadesi olarak görülen
Yüksel Ozen'in sanatı, öyküsel bir mantık olmayıp
resimsel bir kurgu mantığıyla oluşmuş. özen'in resimleri
daha çok duyulara ve duygulara yönelik. Yapıtlannda
içgüdü, duygu, inanç, evreni hissetme ve anlamayı
yaşadığını belirten sanatçı, felsefi resimler yapma
modasına sırtını çevirerek kendi dünyasına giren bir
dünya görüşüne ilgi gösteriyor. özen, resimlerini mantık
ve zekânın sınırlılığını aşan duyarlılıkla daha sonsuz
olarak sunuyor. "Kötü olanın karanlık güçlerine karşı,
içimdeki Tann'nın insansı gücünden kuvvet alarak
haykırıyorum" diyen özen'in soyut kompozisyonlannda
duvarlan aşma coşkusu yaşanıyor. Yapıtlardaki renksiz
renkler ve açık-koyu ilişkisi ile dramatik bir gerilim
hissedilmekle birlikte formlardaki aydmlatılmışlık, bize
doğal tepkilerimizi gösterme cesaretini veriyor. Aynca her
gün saat 17.30'da sanatçının tüm sanat yaşamı hakkında
bilgi veren audio-visual program Tem Sanat Galerisi'nde
izlenebilecek.
MÛZİK
Durakoğlu 'Genç Yetenekler'de
• Kültür Servisi —
Piyanist Ayşegül K.
Durakoğlu, yann saat
16.00'da Cemal Reşit
Rey Konser Salonu'nda
bir resital verecek. 1988
yılından bu yana New
York Üniversitesi Oda
Müziği Topluluğu'nun
üyesi olan Durakoğlu,
bu toplulukla New York
Merkin Hall'de pek çok
çağdaş eserin ilk
seslendirilişine katıldı.
Halen New York
Üniversitesi Müzik
Bölümü'nde Gregory
Haimovsky ile doktora
çalışmalannı sürdüren sanatçı, aynı okulda öğretim .
görevlisi olarak da çalışıyor. Çeşitli radyo programlan da
yapan Ayşegül Durakoğlu resitalinde Bach, Schumann,
Brahms ve Chopin'den fantezileri ve Mete Sakpınar'ın
"Antik Fantezi"sini yorumlayacak. Sanatçı Cemal Reşit
Rey'de "Genç Yetenekler Serisi" kapsamında resitalini
verecek.
Mümtaz Çeltik'in resim sergisi Ankara Galeri Nev'de
Âteş lıattında bir savaşçı
ABlDİN DİNO
Resimlere dalarken geçin konunun ötesine.
Konu ne ki zaten, aşılması gereken bir kapı.
Resmin kendisi o eşikten sonra başlar. Mümtaz
Çeltik'i ilgilendiren şey işte bu "ondan sonrası"...
larla kapıştığı besbellidir ve
bunlann çözümü, ona göre ha-
yat memat meselesi, sanki dün-
yanın kaderi buna bağlı...
llk ağızda, (ilk bakışta demek
istiyonım), Mümtaz'ın resimleri
görüntü dünyasına saygılı gibi-
dir: Çizdiği surat, bildiğimiz bir
surat (ya da bildiğimizi sandığı-
mız bir surat), vücutsa vücut,
ayaksa ayak, else el, masaysa
masa, yataksa yatak... Sakın
güvenmeyin bu uysal görünuşe!
Mümtaz'ın resimlerini dikkatie
seyredin, uzun uzun bakın on-
lara, girin resimlerin içine, ora-
da hiç beklemediğiniz şeyler bu-
lacaksımz.
Resimlere dalarken geçin ko-
nunun ötesine. Konu ne ki za-
ten, bir vesile, bir şaşırtmaca ki-
mi kez, ya da aşılması gereken
bir kapı. Resmin kendisi o eşik-
ten sonra başlar. Mümtaz Çel-
tik'i ilgilendiren şey işte bu 'on-
dan sonrası..." Gerçek ve ger-
çekçiliği, ilkel bir yaklaşımla
alelâdeliğin, yüzeyselliğin koru-
yucu meleği kılmıyor Mümtaz.
Görüntüyü sorguluyor, sigaya
çekiyor, imbikten geçiriyor; iki
yönlü bir davranıştır bu, değil
mi ki ressam aynı zamanda ken-
di kendini de sorguya çekiyor,
sigaya çekiyor, imbikten geçiri-
yor ışığa erişmek uğruna...
Mümtaz'ın ışığa âşık olduğu
•şuradan belli ki, karanlıktan
korkmuyor, pencere camından
Paris'in o boz bulanık ışığı oda-
ya sızıncaya kadar çalışa çalışa
PARİS — Resim yapmak
belki de bir çeşit savaş. Müm-
taz Çdtik'e ne zaman rastlasam
sanki karşımda ateş hattından
yeni çıkmış bir savaşçı göriır gi-
bi olurum... Bir çeşit kendinden
geçmişlik, fedailik havası için-
dedir hep. Ne var ki, elinde gör-
düğüm tek silah bir ressam fır-
çasmdan başka bir şey değil. 70
yıllanndan beri Paris'te, salt bu
araçla resim canavanna saldınr
durur; kıyasıya bir hesaplaşma,
kapışma, dövüş!..
Kiîni insan yaptığı işin yaban-
cısı gibidir, kimi insansa yaptı-
ğı işle tıpatıp uyum halinde; avcı
ise anadan doğma avcı, maran-
gozsa anadan doğma maran-
goz, yargıçsa sanki anadan doğ-
ma yargıç... tşte Mümtaz (filin-
ta gibi bu genç adam), ressam-
dan başka bir şey olamazdı. Bir
ömürboyu bunca ressam tanı-
dım, Mümtaz kadar biçim ve
renk dünyasına banmış, resim
deryasında yitmiş bir kişiye pek
az rastladım.
Aklı fıkri resimde. Resmi
yapmak, resmi düşünmek, res-
mi konuşmak, resmi tartışmak
onda sürekli bir saplantı. Aylar-
ca gözükmez, derken çıkagelir
ve selam sabah demeden resim
üstüne laf açar gözunü yumup,
gölgeden ışığa, renksizlikten
renge, boştan doluya geçişin
kahredici tuzaklanm anlatır ba-
na... Her seferinde yeni sorun-
ÖNCE ANKARA'DA, SONRA tSTANBUL'DA—Mümtaz Çel-
tik'in yapıtlan Ankara Galeri Nev'de sergileniyor. Bir otoportresi de
bıdunan Çeltik'in resimleri Istanbul Galeri Nev'de desergilenecek.
sabahhyor. Evet, Mümtaz bir
çeşit ışık peşinde. 20. yüzyılın
alacakaranlığında bir ışık arı-
yor, üryan bir vücut kıvnmla-
nndan sorulanna bir cevap bek-
liyor sanki. Boş bir odada, ya-
takta uzanmış bir sevgilinin öte-
sinde ne olabilir derseniz, ressa-
ma göre modelın ötesinde bu
'doku' olayı var.
Onu son sefer gördüğümde,
Vermeer'in resim dokusu üstu-
rçe varsayım üstüne varsayımlar
sıraladı. 1675'te ölmüş Hollan-
dalının resimlerinde, ufacık
renkli inciler gibi ışıldayan fır-
ça ve boya tekniğini tartışıp dur-
du; Vermeer'in pencereden oda-
ya yayılan ışığı, mektup okuyan
genç kızı, odada yer etmiş eşya-
ları birbirine bağlayan, bütün-
leştiren o eşsiz benekli rengâ-
renk dokusunu sayıklayıp dur-
du. 'Doku' dedim, belki buna
'hamur' demek daha doğru.
Nâzun'ın dizelerini bilirsiniz:
"Ne nurdan/ne camurdan/sev-
gilim, kedisi ve kedisnin/boy-
nundaki boncuk/yağrnmlann-
daki farkla hepsi avnı/hamur-
dan..."
Şair, canlı ve cansızdan söz
ederek, "Aramızda sadece bir
derece farkı var..." demişti.
Mümtaz o derece farkmın bo-
yası peşinde.
'Madde' denen nesneyi meşe
odunu sanan çeşitli kol'dan an-
davallılar, şairin ne demek iste-
diğini anlayabildiler mi, bilmi-
yorum. Anlamamışlarsa, Müm-
taz'ın resimlerinden de bir şey
anlayamayacaklardır çaresiz.
Oysa Mümtaz'ın çizdiği 'çıpUk'
resimlerinin çıplak ötesi yalnız-
lığını, portre resimlerinin dün-
yaya odünsüz bakışını, bir bit-
kiye bile sevgi dolu yönelişini
görmemek olası mı?
Mümtaz'ın resimlerindeki
boya ile 'yofrnlmoş' insanlar,
eşyalar, canlı ve cansızlar, biçim
ve renkler yabancımız değjl na-
sıl olsa. Onlan sanki oldum ola-
sı tanıyor, içimizde taşıyoruz.
Romanda, tiyatroda, sinema-
da, şürde gerçek sanat eserinin
verdiği bir garip duygudur bu.
Yaratıcı ile okuyucu -ya da
seyırci- arasında kurulan derin
bir yakınlık, bir sevgi denklemi
söz konusudur... İşte önemli
olan da bu. Bence Mümtaz'ın
resimleri karşısında bunu derin-
den duyacaksınız.
Ne desem boş, ilkin Ankara'-
da, sonra da Istanbul'da, Galeri
Nev'de gidin görün o sessiz se-
dasız, şatafatsız, palavrasız ha-
lis resimleri. Eminim ki, bundan
böyle beUeğinizde yer edecekler-
dir bende yer ettikleri gibi.
Filiz VuraVın sergisi Urart Sanat Galerisi'nde
Mitologyadantakılara
ASLI KAYABAL
118 parçadan oluşan koleksiyonda altın takılar,
gümüş heykeller, gümüşle mermerin birlikte
kullanıldığı heykel ve objeler yer alıyor.
Filiz Vural, bu takı koleksi-
yonunu hazırlarken, 'Bakkkalar
Tragedyası'ndan etkilenmiş.
Euripides'in Mö 405'te yazdı-
ğı bu tragedyanın kahramanı
Bakkhalar başlangıçta çocuk
Dionysos'u büyüten Nympheler
(peri kızlan), daha sonra Diony-
Şarap ve doğa tanrısı Diony-
sos, Zeus'la Semele'nin oğluy-
du.
Söylenceye göre Hera, Se-
mele'yi kıskanmış, sütnine kılı-
ğma girerek Semele'den Zeus'a
kendini göstermesi için yalvar-
masım söylemiş. Zeus kendini
şimşek ve yıldırunla gösterince
Semele yanarak ölmüş. Zeus,
oglu Dionysos'u baldınnda giz-
lemiş ve Anadolulu tanrı böyle
dünyaya gelmiş. Tann Diony-
sos'u konu edinen bir koleksi-
yondan oluşan sergi, Urart Sa-
nat Galerisi'nde sünlyor.
sos rölyeflerinden oluşuyor. Bu-
nun için tstanbul Arkeoloji Mü-
zeleri'nde bulunan bir tören ka-
bından yararlanmış sanatçı.
Vural, metal olarak alıın vc
gümüş kullanmış. Her iki meta-
lin üzerine konulacak taşlan ya-
pılarına göre seçmiş. Takılarda
Grek vazolan Uzerindeki desen-
ler, Dionysos'un doğa tannsı ol-
ması nedeniyle bitki motifleri
yansıtılmış. Amaca ulaşma-
sos şenliklerini kutlayan kadın- nm yolunu şarap ve sarhoşluk
lar olarak biliniyor. Vural, olarak çizen Dionysos'un söy-
"Ben Hdenbtik dönemin süs lencelerle örülü tann-insan ya-
eşyatanna özgü detaylan takıla- şamını, Vural'm altm gümüş ta-
ra yansıtüm. O çaglann takıla- kılan ve mermer-gümüş kanşı-
nnı modern bir dizayn içinde mı objelerinde yansumş şekliy-
yerdhn" diyor. Koleksiyon kap- le ocak ayırun başına dek göre-
samında yer alan bir set Diony- bilirsiniz.
Asma dalı bezeli gümüş kadeh.
ral, 4-5 ay süren araşürma ve ta-
sanm döneminin ardından Di-
onysos'un karakterine bağlı,
onun doğasını ortaya koymayı
amaçlayan modeller urettiğini
aktanyor. Toplam 118 parça-
dan oluşan koleksiyonda 70-80
kadar altm takı, gümüş ve gü-
müşle mermerin birlikte kulla-
nıldığı heykel ve diğer objeler
yer alıyor.
HaBkarnas Balıkçısı'Anado-
lu Taanlan' adlı kitabında Di-
onysos'un Anadolu'dan Grek
dünyasına göç eden tannlar ker-
vamna geç katıldığını, başlan-
gıçta itibar görmeyen tanrının
adına daha geç dönemlerde şen-
likler düzenlendiğini, gece şen-
liklerine katılanlann ellerinde
meşaleler, sarmaşık sanh çu-
buklar, davul, tef ve flüt eşliğüi-
de mistik bir heyecana kavuştu-
ğunu yazıyor.
William Shakespeane'in 'KralLear'iİstanbul Şehir Tiyatrvları'nda
Lear, tarilı öncesine taşındıK r a l L e a r / Yazan: William Shakespeare / Turkçesi: lrfan
Şahinbaş / Yöneten: Işıl Kasapoğlu / Dekor ve kostüm:
Jean-Baptiste Manessier / Müzik: Joel Simon / Oynayanlar:
Erol Keskin, Tilbe Batum, Şükrü Türen, Kâmran Usluer,
Burçin Oraloğlu, Mustafa Alabora, Haldun Ergüvenç, Betül
Arım / Dramaturji: Salih Ecer / Şehir Tryatrolan.
taca kullanarak akılda kalacak
resimler yakalamış.
Lear ve Cordelia'mn sahneye
girişlerindeki ilkel coşku, Rea-
gan ve Goneril'in babalanmn
topraklanm gösteren kumaşı
DİKMEN GÜRÜN
UÇARER
tletişim Yayınları • PRESSES UNIVERSITAIRES DE FRANCE
CEP ÜNİVERSİTESİ
Kendini yetiştirmek isteyen herkeseögrenmek istediği her konuda
her hafta
bir kitap
Bu Cumartes. ve
H e r Cumartes»
İ R D E
Eşsiz bir genel kültür kitaplığına sahip olun
însan
HaklanJACgUB MOCRGEON
M t l ' ı ıl . AKBK I » U » T I « I I » » « >
tletişim Yayınlm Klodfarer Cad. iletişim Han No: 7 Cağaloğlu 34400 İstanbul Tel: 516 22 60-61-62
Son yıllar sanki 'Lear' üstü-
ne araştrrmalar, denemeler yıh.
Dramaturg A. Holmberg'e göre
Robert Wilson, Jean-Lnc
Odard, Ingmar Bergman, Peter
SeUers, Akira Kurosawa Shake-
speare'in bu metni üzerinde iz
bırakan çağdaş yorumcular. Ta-
dashi Suziki ve Lee Breuer de bu
görkemli yapıta daha değişik
gözlerle bakmamızı sağlayan ye-
niisimler. 1988'de Suziki, "Le-
ar dünyasında aklı başmda in-
sanın yeri yok" diyerek Kent'i
oyundan çıkartırken tamamen
erkek bir kastla çahşıyordu. Bre-
uer ise politik bir yaklaşımla
olayı Amerika'da hâlâ ırkçılığın
güdülduğü güney eyaletlerinde
geçiriyor, ustelik kadın rollerine
erkekleri, erkek rollerine kadın-
ları koyuyordu.
Kısacası, "Knd Lear'Mn zen-
gin iceriği biçemde klasik kalıp-
lan, klasik yorumları zorluyor
dünyanın dört bir yanında. Biz-
deki ilginç yorumda da Işıl Ka-
sapoğlu 'Kral Lear'i tarih öncesi
döneme taşımış. Bu döneme giy-
silerden, müzikten, dekordan ve
Lear'in vücut kullanım estetiğin-
den yola cıkarak Orta Asya'da
bir dönem diyebiliriz. Hıristi-
yanlık öncesi Batı ve Lear, İsla-
miyet öncesi Doğu ve Lear, ya
da günümüz ve Lear. İnsan iliş-
kilerindeki vahşetin çağlar boyu
değişmezliğini vurgulayan bir
yorum Kasapoğlu'nun yorumu.
Oyun boyımca görsel öğeleri us-
ikiye bölerek ihtirasla sarıhşla-
rı, Lear'in sırtına vurduğu Soy-
tan'sıyla fırtmayı kucaklayışı ve
deliliği sanki bir ayindeymiş gi-
bi doğaya tapımrcasına yaşama-
sı, vahşetin en ilkel ölçûlerde
zincire vurulmuş Gloucester ile
Reagan ve Cornwall arasında iz-
lenmesi... Bir anda akla gelive-
ren bu resimlerin ötesinde ilişki-
leri hep bir görsellikle cevrelen-
miş. J.B. Manessier'in Lear'in
dünyasını sanki barbarlığı için-
de daha sınırsız kılan çevre dü-
zeni bu resimlerin tümünü uze-
rinde banndıran bir sal. Doğa-
ran değişkenliğini, acımasızlıgı-
nı, dengesini vurgulayan, Lear'i
doğa-tanrıyla boşlukta baş ba-
şa bırakan bir sembol. J. Si-
mon'un Doğu ezgileriyle düzen-
EROL KESKİN VE TİLBE BATUM — Erol Keskin "Kral Lear"-
de oyunculukta vücut kullanımıoın onemini vurguluyor. Tilbe Ba-
tum da Keskin'in oyun biçimiyle denge kurarak aynı dili kullanıyor.
SSYASAGI DELINDI,
lediği müziği dekor ve giysilerle
yaratılan atmosferi destekleyen
bir unsur.
Kendi başına bir evren olan
insan vücudu ile ondan çok da-
ha karmaşik bir evren olan do-
ğa arasında kurulan üetişimin
hareketle, jestlerle anlatımı fel-
sefesinden giderek ilginç bir
oyunculuk biçimi sergileyen Erol
Keskin, vücut dilini konuşma di-
liyle aynı paralelde hatta ondan
da öte bir yoğunlukta kullanı-
yor. Belki bütün içinde yer yer
abartüı bir yorum, ama oyuncu-
lukta vücut kullanımnun, tekni-
ğin ve araştırmanın önemi
vurgulanıyor. Kanımca, bu de-
ğişik yaklaşım butüne bir fanta-
zi boyutu da getiriyor. Tilbe Ba-
tum, Cordelia ve Soytan'da Erol
Keskin'in oyun biçimi ile bir
denge kurarak onunla aynı dili
kullanıyor. Rollerindeki değiş-
kenliğinin ve dinamizminin ya-
nı sıra Soytan'da "crastyetsiz"
yorumuyla dikkat çekiyor. tki
rol arasında yakaladığı özel bağ-
ları belirgin motiflerle vurgulu-
yor (ayna motifi gibi). Batum,
Lear'in bilincaltı olarak ona
olan sevgisini "akıllı-soytan"
çizgisinde işlerken mantığıyla
Kent'in yanında yerini alıyor.
Aynı şekilde, delilikle soytan-
lık arasında gidip gelen soğu-
ğu.fırtınayı, yağmunı bedenin-
de hisseden Edgar (Şükrü Tü-
ren) de bilinçli delilikten man-
tığa yönelişi sergiliyor. Barbar-
lıkları davranışlarına yansıyan
Reagan ve Goneril ile işgüzar
Oswald'da da Işıl Kasapoğlu1
nun "Lear"e getirdiği değişik yo-
rumun uzantıları yakalanıyor.
Edmund, Kent, Albany ve
Cornwall rollerine yaklaşımda
ise daha düz çizgiler yeğlenmiş.
Klasik boyutlann dışında çar-
pıcı bir çalışma "Knd Lear."
2000'E DOGRU
YENİDEN CIKIYOR
PAZAR GUNU BAYILERDE
Türker kaza
geçerdi
• Kültür Servisi — Tek
kişilik politik kabare "Bir
Zamanlar Memleketin
Birinde"yi sahneleyen Dilek
Türker, önceki akşam
oyunun ikinci yansında
gecirdiği disk kayması
sonucu tedaviye ahndı. Aziz
Nesin'in yazdığı, Yılmaz
Onay'ın yönettiği oyun, 15
gün boyunca
sahnelenemeyecek.
Madenciler
için tiyatro
• Kültür Serrisi—
Balorköy Belediye
Tiyatrolan "Bedava mı
Sandın" isimli oyun için
bugün saat 19.00*3 ek
matine koydu. Oyunun
bütün geliri Zonguldak'daki
maden işçilerine verilecek.
Biletler Adile Naşit Kültür
MeTkezi ve SHP Bakırköy
llce Başkanlığı'ndan temin
edilebilir.
4
Sinema
Söyleşileri
9
• Kültür Servisi — FTV
bünyesinde düzenlenen
'Sinema Söyleşileri'nin
üçüncüsü bugün
gerçekleştiriliyor. Koca
Mansur Sokak 34/5 Şişli
adresinde düzenlenen
söyleşinin bu haftaki
konuğu Hilmi Etikan.
Soyleşi saat 15.00*te
yonetmenin "Tarlabaşı,
Tarlabaşı" adlı fılminin
gösteriminden sonra
gerçekleştirilecek. FTV
ocak ayından başlayarak
Sinema Söyleşileri'ni
İstanbul Büyükşehir
Belediyesi ile ortak olarak
duzenleyecek ve soyleşiler
bundan böyle her cumartesi
Taksim Ataturk
Kitapbğı'nda yapılacak.
'Pir Sıdtan'
KartaTda
• Kültür Servisi — Ankara
Birlik Tiyatrosu, Erol
Tby'un "Pir Sultan Abdal"
adlı oyununu Kartal
Belediyesi, Hasan Ali Yücel
Kültür Merkezi'ni vermediği
için Kartal'daki Pembe
Köşk Dügün Salonu'nda
sergiliyor. Bugün saat 15.00
ve 21.00'de oynanacak
oyunu Zeki Göker
yönetiyor.
İDSO'dan
4
înönti' konserT;
• Kültiir ServM —
lspanya turnesinden dönen
İstanbul Devlet Senfoni
Orkestrası, dün Atatürk
Kültür Merkezi'nde lsmet
Inönü'nün 16. ölürn
yıldönümü dolayısıyla bir
anma konseri verdi.
Ionesco Galati'nin yönettiği
konserin solistliğini harpisı
Sevin Berk yaptı.
Programda, lnönü
Vakfı'mn sipariş ettiği tlhan
Usmanbaş'm Arp ve
Yayülar İçin Konser Aryası
ile lnönü'nün sevdiği eserler
yer aldı.
BUGÜN ~~
• 'Mad«nci' Boğaziçi
Ekin Sanat Derneği'nde
saat 18.00'de "Madenci"
konulu bir dia gösterisi yer
alacak. Gösteride Faruk
Akbaş, Şirin Küçüktabak,
Birol Üzmez, Hatice Tbner,
Sevil Üzrek, Ibrahim
Akyürek, Celal Deniz'in
yapıtlan yer alacak.
• Kltaplıkta söyteşl Yüdız
Üniversitesi Sabancı
Kitaplığı'nda saat 13.00'te
"Mehmet Bayhan'ın 50. % ş
Sergisi" üzerine bir söyleşi
yer alacak. Orta öğrenim
öğrencilerine acık olan
söyleşide Mehmet Beyhan
ve Aramis Kalay
konuşacaklar.
• imza günü Necati
Güngör, Mahmut Alptekin,
Hüseyin Alemdar ve
Derman Bayladı saat
15.30-19.00 arası Bostana
Hatay Restaurant'ta
kitaplarmı imzalayacak ve
okurlarıyla söyleşecek.
BÎLSAK» TA
BUGÜN
22 Aralık Cumartesi:
14.30 GünUrin
Götûrdüğü: Türkiye
Savaşa Girmeli mi ?
Cengiz ÇANDAR
17.30 Bilsak Konserteri S
"Fushion": 440 Jazz Trio
Cafe-Foyer-Bar (Giriş)
12.00-00.30
Rock Cafe-Bar (S.Kat)
12.00-18.00 Heavy Metal
18.00-24.00 Rock
16.00 Grup Temoriuer
21.30 ErkınKoray
BİLSAK, Sıraselviler
Cad., Soğancı Sok.7
CİHANGIR
143 28 79-99