03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
'22 ARALIK 1990 HABERLER CUMHURİYET/5 înönü de tnrnandı • KAYSERİ (AA)— Kayseri'de bulunan Erciyes Dağı'nın 3 bin 916 metredeki ana zirvesine bugüne kadar bin 366 kişinin tırmandığı, bunlann arasında SHP Genel Başkanı ErdaJ lnönü'nün de bulunduğu bildirildi. Kayseri Dağcılık ll Temsilciliği'nden yapılan açıklamada ana zirveye tırmananlardan 924'Unü Türk, 442'sini de yabancı dağcılar oluşturdu. En çok tırmanan dağcı unvanını ise Kayseri Dağcılık ll Temsilciliği görevini yürüten Nihat Karakaya 27 tırmanışla kazandı. 59 Türk bayan dağcı arasında da Asuman Günday ile Gülistan Kaya 5'er tırmanışla ilk sırayı aldılar. SHP Genel Başkanı Erdal înönu de 10 Temmuz 1954 tarihinde ODTÜ'de görevliyken arkadaşı Necdet NakipogMu ile birlikte zirveye Cırmanmıştı. Akbay-Aral davası • tSTANBUL (ANKA) — Gırgır ve Fırt dergilerinin sahibi Ertuğrul Akbay'ın karikatilrist Oğuz Aral'a hakaret ve haksız rekabet suçlamalanyla açtığı toplam beş ayrı davaya başlandı. Davalann Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde - yapılan ilk duruşmalarında 5 davadan da sanık olarak yargılanan Oğuz Aral'ın sorgusu yapıldı. Hakaret davalarında toplam 12 yıla kadar hapisle cezalandınlması istenen Oğuz Aral, Ertuğrul Akbay'a, Gırgır ve Fırt dergilerini satın aldığı sırada soylediği sözlerin "hakaret kastı ve unsuru" taşımadığını savundu. Beraatini isteyen Oğuz Aral'ın yargılandığı davalar Ertuğrul Akbay'ın da ifade vermesi için ileri bir tarihe ertelendi. Yüksek yargıda seçim • ANKARA (Cumhuriyet Bttrosu) — Danıştay Başkanhğı için yapılan seçimin ilk turundan bir sonuç alınamadı. Süleyman Türkoğlu'nun sah günü yaş haddinden emekli olmasıyla boşalan bu görev için Danıştay Genel Kurulu'nda dün seçim yapıldı. 73 üyeli genel kurulda, başkanlık için aday olan 5 adaydan hiçbiri ilk turda seçilmek için gerekli olan 37 oyu alamadı. 1. Daire Başkanı Hasan Basri Gültekin, 4. Daire Başkanı Ekrem Ispir, 7. Daire Başkanı Atıf Kösebalaban, 8. Daire Başkanı Metin Güven ve 9. Daire Başkanı Kemal Tarsuslugil'in aday olduklan seçimin ikinci turunun sab günü yapılacağı bildirildi. Bu arada Sayıştay'da boş bulunan 4. Daire Başkanhğı için de Sayıştay Genel Kurulu'nda dün seçim yapıldı. Seçim sonunda, 4. Daire Başkanlığı'na Osman Büyükyılmaz, 6. Daire Başkanlığı'na Doğan Ulusoy, 2. Daire Başkanlığı'na ömer Fanık Çulhacı, 7. Daire Başkanlığı'na da Fikret Uludamar seçildiler. Cami yapımına yardım • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Tarun, Orman ve Köyişleri Bakanı Lütfullah Kayalar, bakanlığının bütçesini savunurken, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün köylerde cami, minare ve köy konağı yapımına yardımcı olacağını söyledi. Kayalar, eylül ayına kadar 1 milyar 264 milyon dolarlık tarım ürününün ihraç edildiğini, Avrupa Topluluğu'na uyum çahşmalarının bakanhğı bünyesinde de sürdürülmesi için 24 komisyon oluşturulduğunu anlattı. Kayalar, destekleme fiyatları belirlenirken enflasyonun azdınlmamasına dikkat ettiklerini de sözlerine ekledi. Görüşmelerden sonra Tarım, Orman ve Köyişleri Bakanlığı'nın bütçesi kabul edildi. SHP-DYP çalışma grubunun toplantısından çıkan ortak karar 'Erken seçim bahara 9 SHP Genel Sekreteri Hikmet Çetin ve DYP genel başkan yardımcılarından Hüsamettin Cindoruk başkanlığında toplanan çalışma grubu, liderlerin zirvesinden önce bir kez daha bir araya gelecek. Toplantıda, Körfez krizinin yakından izlenmesi ve eylem planlannın olacak ve olabilecek gelişmelere göre yapılması kararlaştırıldı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — tktidan erken seçime zorlamak yollan- nı belirlemek için SHP ve DYP arasın- da oluşturulan çalışma grubu, 1991 ba- harında Meclis'e erken seçim önerisi ve- rilmesi görüşünü benimsedi. SHP Genel Başkanı Erdal Inönü ile DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel- in bir araya geldiği zirve toplantısmda oluşturulan çalışma grubu, çalışmaları- nı dün de sürdürdü. SHP Genel Sekre- teri HJkmet Çetin ve DYP Genel Başkan Yardımcısı Hüsamettin Cindoruk baş- kanhğındaki çalışma grubunun dünkü toplantısmda taraflar, erken seçim ko- nusunda yapılabilecek eylemlere ilişkin hazırlidıklan raporları birbirlerine sun- dular. Bir saat süren toplantıda çalışmalann sürdürülmesi ve lnonü ile Demirel'in bir araya geleceği 26 aralıktaki ikinci zirve- den önce bir toplantı daha yapılması ka- rarlaştınldı. Çalışma grubu, 25 aralık saü günü toplanarak. liderlere sunulacak ey- lem önerilerine ilişkin rapora son bici- mini verecek. Edinilen bilgiye göre, erken seçimi zor- lamak için gerekirse sine-i milleie dönül- mesi üzerinde de durulan çalışma gru- bunda, Körfez krizi ile ilgili gelişmeler de dikkate alındı. Türkiye'ye NATO Çe- vik Kuvvet'in çağnlması ve sıcak bir sa- vaşa giderek yaklaşılmasını göz önünde bulunduran çalışma grubunun eylem planlamasını da buna göre yapacağı be- lirtildi. Bu nedenle, Irak'a Kuveyt'ten çe- kilmesi için tanınan son tarih olan 15 ocağa kadar Körfez'deki gelişmelerin dikkatle izleneceği ve eylemlerin bu ta- rihten sonra daha da yoğunlaştınlacağı öğrenildi. Bu tarihlerde Körfez krizi ne- deniyle Türkiye'nin savaşa kanşması du- rumunda ise erken seçim kaçınılmaz ola- rak gündemden çıkacak. Bu arada taraflann, iktidan çeşitli yöntemlerle erken seçime zorlarken TBMM içinde de çalışmalar yapmayı planladığı belirlendi. Bu planlar arasın- da Meclis'e bir seçim önerisi getirilerek ANAP'ı erken seçime zorlamak aksi tak- dirde seçimden kaçıyor duruma düşür- mek de bulunuyor. Seçim önerisinin Meclis'e sunulması düşünülen zaman ise 1991 baharı. Bu çalışmalar arasında sine- i millete dönmek, erken seçim yolunu aç- mak için başvurulacak son yöntem ola- rak görülüyor. 26 aralık çarşamba günü yapılacak ikinci zirveden ise bir erken seçim eylem programı çıkması bekleniyor. Çalışma grubunun önerileri doğrultusunda hazır- lanacak bu eylem prograrrunın yanı sıra bir ortak bildiri de yayımlanacak. DYP TemsilcilerMeclisi'nde 'sine-i millete dön' çağnsı yapılacak Orgüt DemirePi zorluyorInönü-Demirel zirvesinden sonra toplanacak DYP Temsilciler Meclisi'nde, 'sıne-i millet'i gündeme getireceğini söyleyen İstanbul tl Başkanı Keçeli, "Sayın genel başkanımız kararlılığını ortaya koyarak tek başına milletvekilliğinden istifayı düşünmeli" dedi. İDRİS AKYÜZ DYP'de, 'erken seçimi zoria- ma konusunda' SHP ile uzlaş- ma sağlanamaması durumunda, "Genel Başkan Demirel'in tek başına sine-i millet'e dönmesi" istendi. DYP İstanbul ll Başka- nı Orhan Keçeli, "Böyie bir ba- reketi halk aDuşlar" derken bazı il başkanlaruun, 27 aralıkta top- lanacak DYP Temsilciler Mec- lisi'nde konuyu gündeme getire- cekleri öğrenildi. DYP lideri Demirei ise sine-i milletin 'am*ç degil, araç' olduğunu ifade ede- rek "Benim tek başıma sine-i millete donmem neyi sağlar? Böyle bir görüşe şu anda evet ya da hayır dersem, erken seçimi zorlayacak bütün kapılar kapanır" karşılığmı verdi. Erken seçime gitmeyi zorla- mak için DYP Genel Başkanı Süle>man Demirel'in önerdiği 'sine-i millet' parti içerisinde de- ğişik tartışmalara neden oldu. DYP örgütünde bazı il başkan- ları, bu konuda SHP ile başla- tılan işbirliğinin sonuçlarımn beklenmesi gerektiğini belirtir- ken bazıları da "SHP katdsın ya da katılmasın DYP grubu- nun Meclis'teo çekilmesini" öneriyor. Bu konuda kendileriy- le görüştüğümüz DYP'li bazı il başkanlan değişik formüller or- taya attı. tstanbul ll Başkanı Orhan Keçeli, "SHP ile işbiriiginden somut sonuçlar çıkması halinde" Genel Başkan Demi- rel'in 'tek başına' sine-i millete dönmesini önerdi. Keçeli, "To- rumUy'ın istifasun halk alkışla- dı. Polonya'da, Walesa zama- nında başbakanhk ÖDerisini geri çevirdi. Thatcher biiyük bir öz- veride bulundu. Şimdi, Tiirki- ye'de de birileri bir şeyler yap- malı. Bunu iktidardan bekle- mek hayalcilik olur. Bu bakım- dan, Sayın Genel Başkanımız, sine-i millet göriışündeki karar- lılığını ortaya koyarak tek başı- na milletvekilliğinden istifayı düşünmeli. Halk bunu oinmlu karşılar ve alkışlar" dedi. Keçdi'nin görüşlerine katıldı- ğını ifade eden DYP Balıkesir ll Başkanı Baki Ataç da 'sine-i miUet' karannın uygulanmasım istedi. Ataç, "Ben SHP Ue uz- laşma saglansın sağlanmasın, tüm grubumuzun çekilmesi ge- rektiğine inamyorum. Otmazsa, Sayın Demirei, sine-i milleti or- taya atan lider olarak, tek başı- T ü r k i y e ****** Derneği G € f l e l K u - y nlu d ü nAnkara'da yapıldı. Genel Kurul'a katılan Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Körfez krizinin, Törkiye'nin önemini bir kez daha ortaya çıkardıguu belirtti. Özal, Türkiye'nin bötgede "banş, huzur ve istikrer adası" olduğunu söy- ledi. Türkiye Kızılay Derneği Genel Başkanı Kemal Demir de Cumhurbaşkanı Özal'ın izniyle Irak'a, ambargo kapsamı dışın- da ilaç ve tıbbi araç yardımı yaptıklarını bildirdi. Demir, Kızı- lay'ın bütçesinin geçen yıla göre 1991'de, yttzde 52 oranında arttınlarak 160 milyar 504 milyon liraya ulaşbgını belirtti. na bunu gerçekleştirmek zorun- dadır" diye konuştu. Muğla ll Başkanı Cavit Kara- göz de "sine-i milletin erken se- çimi sağlayacagına inanmadığı- m" belirtti. Karaöz, "Sadece ara seçim için de Meclis'ten çe- kilmemeliyiz. Sayın Genel Baş- kan, tek başına sine-i milkte dö- nebiür, bu, kararlıgını gösterir ve halktan büyük destek alır" dedi. Adana ll Başkanı Ahmet Şanal da Genel Başkan Demirel'in 'bireyseT hareketi gerektirecek bir neden bulunmadığma dikkat çekti. Şanal, "Sayın Demirel'- in demokratik mücadele içinde en iyi karan alıp yerine getire- cegirte inamyorum" diye konuş- tu. DYP Genel Jdare Kurulu üyesi Erman Yerdelen, "Demi- rel'in tek başına sine-i millete dönme" görüşüne karşı çıktı. Yerdelen, "Meclis'ten toptan cekilmek lazım. Eğer şartlar ge- lişmemişse, bu da işe yaramaz. Kaldı ki tek başına çekilmenin ne yararı olabilir? Halk bunu memnunlukla karşılar. Meclis'- te kttrsii bâkimiyetini kaybede- riz. Böyle bir öneriye kesinlikle karşı çıkanm" dedi. DYP lideri Süleyman Demi- rei ise kendisinin 'tek başına' milletvekilliğinden istifa etmesi- nin 'ne saglayacagım' sordu. Demirei, bu konuda "Sonuç alamayacak bir göriişii benim- seyemem. Sine-i millet araçtır, amaç degil. Erken seçimi zorla- mak için bir yöntemdir. Böyle bir öneriye şu anda evet ya da hayır dersem, bu bağlayıcı olur ve erken seçimi zorlayıcı 20-30 kapıyı kapatır" diye konuştu. öte yandan 27 aralık günü toplanacak DYP Temsilciler Meclisi'nde partinin SHP ile başlatılan 'erken seçimi zortama' formüllerinin tartışıla- cağı öğrenildi. Toplantının tnönü-Demirel zirvesinin bir gün sonrasına rastlamasının bu bakımdan önemli olduğunu be- lirten DYP'li il başkanlan, top- lantıya, "Demirel'in tek başına Meclis'ten çekilmesi de dahil" birçok öneri getireceklerini ifa- de ettiler. ANAP'LI KARADUMAN'IN UMUDU MUHALEFETTE Erken seçim için mücadele edinKaraduman, Keçeciler'in anayasa değişikliği önergesini Konya'da imzaya açmasını eleştirerek "Konunun hüİcümetten ve gruptan habersiz ele alınması yanlıştır. Anayasa değişikliği önemli ve ciddi bir konudur" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Eski TBMM Başkanı Necmettin Karaduman Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler'in Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile birlikte Konya'ya yaptığı gezi sı- rasında, anayasa değişikliğini imzaya açması girişimini eleştir- di. Karaduman, "Hükümetin ve grubun habersiz oMuğu bir ana- yasa degişikUginin gündeme gel- mesi hiçbir şekilde tasvip edilemez" dedi. Anayasa deği- şikliği konusunda son sözü TB- MM'nin söyleyeceğine dikkati çeken Karaduman, böyle ciddi bir girişimin hükümette ve grup- ta tartışılması gerektiğini söyle- di. Karaduman, Devlet Bakam Keçeciler'in seçmen yaşının 18'e indirilmesi konusunda imzaya açtığı anasaya değişikliği öneri- siyle ilgili olarak, "Anayasa de- ğişikliği çok önemli ve ciddi bir konudur. Konunun hükümetten ve gruptan habersiz ele alınma- sı kesinlikle büyük bir yanlıştır" diye konuştu. Anayasa değişik- liğinin önümüzdeki zaman için- de gündeme geleceğinin düşü- nülmesi gerektiğini vurgulayan Karaduman şunlan söyledi: "Çünkü 1982 Anayasası artık Türkiye'nin bugünkü şartlanna cevap veremez bir nitelik taşı- maktadır. Bu nedenle üzerinde tartışmalar acüması, çeşitli fikir- lerin ortaya konulması çok do- galdır. Aslında bu tartışmalar yoğunluk kazanarak düşünüle- cek yeni anayasarun ne gibi şart- lan ve hükümleri kapsaması ko- nusu üzerinde toplum ortak sa- yılabilecek bir yargıya zannede- rim varabilecektir. Ama bunlar hep tartışma platformunda dü- şünülecek girişimlerdir. Bu tar- tışmalar kamuoyunda, basında ve onun dışındaki çeşitli demok- ratik kurumlarda yapılacaktır. Yapılması da lazımdır, ama son sözü TBMM söyleyecektir." Eski TBMM Başkanı Nec- mettin Karaduman UBA muha- birinin sorulanm yanıtlarken de muhalefetle birlikte demokratik kuruluşların 1991 yıh sonbaha- nnda erken seçim yapılması için mücadele etmelerini istedi. Şart- larm ANAP'h milletvekillerini 1991 yılı sonbahannda seçim için zorlayacağını da sözlerine ekleyen Karaduman, 5 yılda bir genel seçim yapılmasımn Türk toplumuna uymadığını, seçim- lerin 4 yılda bir yapılmasımn da- ha uygun olacağını belirtti. Ka- raduman, muhalefetin, "Top- lumsal muhalefet ve sine-i mil- lete dönme mücadelesi" ile ilgi- li olarak da şu görüşleri dile ge- tirdi: "Muhalefet partilerinin kendilerine göre bir taktik uygu- laması normal bir dunımdur. Muhalefet, demokratik yollarla girişimlerde bulunabilir. Toplu- mu huzursuz edecek noktaya gelmedikten sonra muhalefet partilerinin birtakım davranışlar içine girmeleri haklandır. Ama bana göre sine-i millete dönme bir tedbk degildir." Karaduman, seçimlerin 1991 yıh sonbahannda yapılması fik- rinin giderek yoğunluk kazandı- ğım bu tarihe kendilerinin de katıldığım belirterek şöyle ko- nuştu: "1991 sonbahannda seçim yapılmasını isteyenlerin sayısı önümüzdeki günlerde daha da artacaktır. Şu anda ANAP böy- le bir fikre ısınnuş degildir. Ama şartlar, ANAPIı milkrvekilleri- ni 1991 yılı sonbahannda seçim için zortayacaktır." Sosyaldemokrasinin ekonomiye duyduğu kompleksten kurtulmasım istedi Baykal'dan heralanda yenileşme çağnsıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — SHP eski Genel Sekreteri ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, "siyasetin top- lumun gerisine duştüğünü ve işlevini ye- rine getiremediğini" savunarak, "siyaset- çilerin yapması gereken her alanda ye- nileşmenin ana hareket noktalannı saptamakür" dedi. Sosyal demokrasinin "ekonomiye karşı duyduğu kompleksten" kurtulması gerektiğini kaydeden Baykal, ekonomide çıkış yo- lunun "gerçek anlamda pazar ekonomi- sinin uygulanması" olduğunu söyledi. Türk İdareciler Derneği'nce düzenle- nen toplantıda konuşan Baykal, Türki- ye'nin önemli bir dönüm noktasından geçtiğini, sorunların her alanda nitelik değiştirerek karmaşıklaştığını belirtti. Ekonomi, toplumsal yaşam ve idari ya- pıda karşılaşılan çarpıkhklann yanı sı- ra, siyasetin de toplumun gerisinde kal- sdvunan Baykal parlamentonun hızını kaybettiğini, çözüm getirici dina- mizmden uzak olduğunu anlattı. Baykal, "ekonomik, sosyal ve idari sorunların arttığı bu ortamda siyasetin ciddiyet ve ağırlık kazanması, siyasete ilgi ve heye- canın artması gerekirdi, ama bu da yok. Siyaset de tıkandı. Yapılması gereken si- yasetçilerin her alanda yenileşmenin ana hareket noktalannı saptamalarıdır. Kıs- mi degil, global ve sistematik yenileşme arayışlarına ihtiyaç var" diye konuştu. Ekonominin çıkış noktasının pazar ekonomisi olduğunu, ancak pazar eko- nomisinden bugün Türkiye"deki uygula- manın anlaşılmaması gerektiğini belirten Baykal, Türkiye'de pazar ekonomisinin hukuk, altyapı ve kurumsallasmasının bulunmadığını kaydetti. Baykal, borsa- nın mülkiyeti yaygınlaştırmak, sanayiye finansman sağlamak ve ekonomiyi ku- rumsallaştırmak için bir araç olduğunu öne sürerek, "sosyal demokratlar olarak borsaya, ekonomiye karşı kompleks duy- maktan kurtulmalıyız. Bu ezikliği duy- madıgımız zaman Türkiye'de yeni ufuk- lar açıhr" dedi. Baykal, sosyal demok- ratlığın devletin yetki ve varlığının geniş- lemesi olarak değil, "kamu yarannın gelişmesi" olarak algılanmasının zorunlu olduğunu belirtti. Başkanlık sistemi tartışmasının "tek boyutlu olarak yüriıtüldüğünü" konu- nun ayrıntıyla ele alınarak tartışılması gerektiğini anlatan Baykal, "bu tartışma otomatik olarak, Türkiye'nin idari yapı- sının da gözden geçirilmesi gereğini do- ğuracaktır. Ancak kimse Türk halkının her turlü karan bir kişinin eline bıraka- cağını sanmasın" dedi. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, eşi ve oğlunun borsada oy- namalarını da eleştiren Baykal, şunlan söyledi: "Asil Nadir'in başına gelmedik kalma- dı. Hepimiz kaygı ve üzüntüyle izliyoruz. Ama Türkiye'de borsada bunun çok da- ha ötesinde işlem yapanlar saygıdeğer in- sanlar olarak dolaşıyoriar." Baykal'a yakın milletvekilleri Fuat Atalay ve Eşref Erdem'in de izledikleri toplantıda Baykal "dinin siyasallaşması ve etnik benlik kavramı ile ulusal bütün- lük kavramından doğan sorunların de- mokrasi içinde çözümlenmesini" istedi. Baykal, "bizim cumhuriyetimiz bu an- lamda Israil ya da Almanya gibi ırk, ka- fatası, kan cumhuriyeti degildir. Asimi- lasyon çabalanna kimse girmemelidir" diye konuştu. Deniz Baykal ve arkadaş- larının kurultay öncesi hazırladıklarını sürdurdükleri yeni yıl için 52 bin kutla- ma kartı bastırarak tüm yurda postala- dıklan öğrenildi. CUNEYT ARCAYUREK YAZIYOR Kim Daha Etkîn TSK mı, Çevlk Kuvvet mi? ANKARA — İki muhalefet liderinin, verdiği bilgileri yeter- li ve doyurucu bulmadıkları Dışişleri Bakanı Alptemoçin, dü- zenlediği basın toplantısmda, Çevik Kuvvet'in ülkemiz sa- vunmasında ne denli yaşamsal değer taşıdığını açıkladı. Bakan, hemen her paragraf başında TSK'nın ülke savun- masında yadsınmaz gücünü övücü sözcüklerle yineliyordu. TSK'nın her açıdan yeterli gücüne karşın, Çevik Kuvvet'e ne- den gereksinildiğini açık seçik anlatamıyordu. Bakana göre NATO bayrağının Türk sınıriarında dalgalan- ması, Irak üzerinde caydırıcı etki yapacaktı. Ne var ki ba- kan bunları uzun uzadıya anlatırken caydırıcılıkia üstünlü- ğün TSK'da değil, NATO bayrağında olduğunu ilan ettiğinin pek farkında görünmüyordu. Ayrıca bakan, her paragraf ba- şında bu tezadı yinelerken NATO'nun "caydırıcılık öğesine" aylar sonra birdenbire niçin gerek göriildüğünü açıklayacak doyurucu bilgiler vermiyordu. Hükümetin kâğıda döktüğü bir yığın "tedbir arasında" Çe- vik Kuvvet'in çağnlması da yer ahyormuş. 30 kasımda Ba- kanlar Kurulu askerlere NATO'yla ilişki kurulması buyruğu vermiş. Oysa, başka kaynaklar önceki günden bu yana değişik bilgiler taşıyor. 10 ağustosta Bakanlar Konseyi Türkiye'ye ola- sı Irak saldırısını NATO'ya yapılmış sayacağını ilan ediyor. Eylülde bu karan yineliyor. 10 ağustosta ABD, Türkiye'den NATO karanndan sonra he- men Çevik Kuvveti çağırmasını istiyor. Ankara, Irak'tan bir saldırı olasılığı görmediğini öne sürerek öneriyi -tam dört ay süreyie- geri çeviriyor. Nedense kasım ayı sonunda ne hikmetse Çevik Kuvvet'e gereksinim bütün heybetiyle ortaya çıkıyor. Dışişleri Bakanı dün sorumuza verdiği yanıtta, ABD'nin Çevik Kuvvet konu- sunda ağustostan beri doğrudan etkin rol oynadığını dolay- lı ifadelerle doğruluyor. VVashington'un doğrudan etkisinden söz etmemek için Çe- vik Kuvvet'in zaman içinde 'ABD dahil diğer ülkelerle konuşulduğunu" söylüyor. Dört ay Irak'tan saldırı olasılığı görmeyen Türkiye, kasım ayında tehlike çanları çalıyor. NATO gücünün 576 persone- linin, 42 uçağıyla ülkemizi bugün yarın onurlandıracağı hü- kümet kanadından açıklanıyor. Bakan, Çevik Kuvvet'i, ikinci aşamada ABD deniz piya- delerinin izleyip izlemeyeceği, caydırıcı önlemin Irak'ı kış- kırtıpkışkırtmayacağı, r\.._^ . , ,, , . ikinci cephe açıiması Dort ay Iraktan saldırı oiasıiığıhın doğmiuk o /a S ı//ö/ aörmeven derecesi ile ilgili soru- ü ' d ! >»'y' yurff/eyef/ lan yetennce açıkiıkta Türkiye, kasım ayında yanıtlamıyor. "Çevik fahlike* ranlan ralıvnr Kuvvet'in caydırıcılığı, w n ı l K e Çanian Çaiiyor. TSK'nın görkemli gü- NATO gÜCÜPÜn 576 cünden daha mı etki- nf*r<znnf*linin AO li" sorusuna yanıt ver- P^'SOneunin <¥£ meden uzaklaşıyor. UÇaÖlVİa ÜlkemİZİ Bir başka olay bir > - . , _ / ; ' türlü aydınlığa kavu- DUÇUn şamıyor. Bakanların önceki gün basında . .., .. . görünceye dek 30 ka- nUkUITiet sımda karar. al.nd.ğ söylenen Çevik Kuv- vet'ten haberleri var mıydı yok muydu? Başbakanı sinirlen- diriyor soru, "O kadar çok karar var ki şu alındı bu alındı denilemez" diyor. •' Bu sözler ne demeye geliyor? Boş kâğıda imzalar atıldı- ğını mı söylemeye çalışıyor yoksa karan, üzerinde fazla du- rulmaya değmez gördükleri için bakanların dikkatinden kaç- tığını mı anîatıyor, belli değil. Bilinen ise şu: Bir bölüm b'a- kan dün bize 30 kasımdakı karan yeni oğrendıklerıni, ba- sında çıkan bilgilerin hükümette öğrendiklerinden daha fazla olduğunu söylüyor. Muhalefet, Alptemoçin'in tadına varamamış. Örneğin İnö- nü, "Çevik Kuvvet'in nkpin çağnldtğını anlayamamış". Demirei ise başka bir açıklama yapıyor. Bakan, DYP liderine "Bir teh- dit teşkil eden Irak'a karşı Türkiye'yi 'daha iyi' savunabilmek için" çağrıyı yaptıklarını bildirmiş. "Daha iyi savunma?" Demek ki hükümetin, TSK'nın ül- keyi iyi savunamayacağından kaygısı, kuşkusu var ki NA- TO'yu çağırıyor. Çevik Kuvvet TÖ'nün savaşa yatkın hangi eylemiyle sü- recek? Liderlerin bu konuda da kuşkuları var. Örneğin ABD deniz piyadeleri gelecek mi? İnönü, düşünüyor soruyu, ya- nıtın içeriğini tam söyleyecekken vazgeçiyor, "Beni zorlama" diyor. Demirel ise Çevik Kuvvet'te hükümetle "mutabık" ol- madığını bakana söylerken "Bu işler, Çankaya'nın değil, hü- kümetin işidir" diye ekliyor. Bu yargıya Alptemoçin ne diye- bilir? Dış politikanın TÖ'den yönetileceğini daha göreve baş- larken kabul etmiş! Çankaya'nın portresine yeni çizgiler ekleyen taze olay, ön- ceki günkü ANAP MKYK'sında geçiyor. İlk kez ANAP genel merkezinde diktatörlük, tek adamlık sözcükleri yankılanıyor, tepkilere yol açıyor. Ama Hasan Celal Güzel, Başbakanlık Müsteşan'yken ba- şından geçeni çok sade, özenli bir üslûpla anîatıyor. TÖ'nün isteğiyle anayasa inceleniyor. HCG, Evren'in cum- hurbaşkanı olarak hükümet işlerine karışamayacağı, ana- yasaya göre protokol görevi üstlendiğini saptıyor. TO bir ko- şu yukarı. Cumhurbaşkanı Evren'e hükümet işlerinden uzak durmasını söylüyor. HCG soruyor haklı olarak: "Geçen zamanda anayasa ki- şilere göre değişti mi?" Yanar döner doğalar. Dün dündür, bugün ise bugün fel- sefesine bağlı olanlar... P A R T İ L E R D E N SHP kongre takvimi İZMİR (ANKA) — SHP MYK'nın belirlediği kongre takvimi Genel Sekreter Hikmet Çetin tarafından örgüte gönderildi. Buna göre MYK'nın aldığı karar uyannca daha önceden yapılmış olmasına bakılmaksızın tüm delege seçimleri iptal edilecek. 20 Şubat - 15 Nisan 1991 tarihleri arasında mahalle ve ilçe delege seçimleri yapılacak. TBKP'ye keşif I ANKARA (UBA) — TBKP Genel Merkezi'nin bulunduğu dairenin tahliyesi için açılan davada Ankara Sulh Ceza Mahkemesi, parti merkezinin bulunduğu apartmanda keşif yapılmasına karar verdi. Gazi Mustafa Kemal Bulvarı 47 numaralı apartmanda yapılacak keşiften sonra mal sahibi emekli Albay Feridun Inanlı'nın açtığı tahliye davası karara bağlanacak. Düzeltilmesi zor hatalar • ANKARA (UBA) — SHP Genel Sekreter Yardımcısı Abdülkadir Ateş, hükümetin elindeki olanaklan çok kötü kullandığını ve düzeltilmesi çok zor hatalar yapıldığını bildirdL NATO'dan asker istenmesi konusunu değerlendiren Ateş, "Türkiye'nin güvenliği 5 bin askerle sağlanacaksa demek ki savunma şimdiye kadar hiçbir şey yapmıyormuş" dedi. İşsizliği belediyeler çözemez • ANKARA (UBA) — SHP yerel yönetimlerden sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Yiğit Gülöksüz, belediyelerin laf olsun diye eleman almamalarını ve hesaplı hareket etmelerini istedi. İşsizliğin önemli bir sorun olduğunu kaydeden Gülöksüz ancak bu sorunu belediyelerin çözümleyemeyeceğini belirtti. Belediyelerin personel istihdamı konusuyla ilgili görüşlerini açıklayan Gülöksüz, yerel yönetimlerde iktidar olmanın SHP için çok önemli bir deneyim olduğuna dikkat cekerek bu deneyin başarılı sonuçlanması amacıyla parti genel merkezinin her türlü katkıyı sağlamaya devam edeceğini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle