25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 ARALIK 1990 HABERLER CUMHURİYET/3 Devlet Bakanı Mehmet Yazar, Eskişehir'dekipanelde Türkiye'nin 'çağdaş değişime direnmemesinV istedi TV'de tekele son!'ÖNDER BALOĞLU ESKİŞEHıR — Anadolu Üniversitesi tletişim Bilimleri Yüksekokulu tarafından düzen- lenen Radyo ve Televizyon Yüksek Kurulu'nun "Özel Te- levizyon ve Radyo UygnUnusı- ns tlişkin Görüs vc Onerileriııi Kapsayan Rapor"un değerlen- dirilmesi amacıyla yapılan pa- nelde konuşmacılar, özel TV ve radyoya olumlu baktılar. Panele Anadohı Ajansı Yö- netim Kurulu Başkanı Aydın Dündar aracüığı iie bir mesaj gönderen Devlet Bakanı Meh- met Yazar, radyo ve televizyo- nun hem tek bir dünyanın olu- şumuna hem de haber alma öz- gürlüğüne büyük işlerlik kazan- dırdığını vurgulayarak "Böyle- slne etkili bir müesseseyi, dev- letjde oin, artık tekd olarak iş- leOneye, kimsenin gücünün yet- medigi bir noktaya gelindi. İstanbul Belediyesi'nden özel TV atağı Kültür Servisi — Devlet Bakanı Meh- met Yazar'ın Bütçe ve Plan Komisyonu- nda "Özel TV" ile ilgili açıklamalarmdan sonra belediyeler de hazırlıklannı hızlan- dırdı. llk hareket İstanbul Büyükşehir Be- lediyesi'nden geldi. Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen, anayasa değişik- liği gerçekleştiğinde belediye radyo ve te- levizyonunun yayına başlayacagını söyle- di.Sözen AA'ya yaptığı açıklamada SHP'nin programında belediye radyo- TV'lerinin kurulacağının ifade edildiğini belirtirken büyükşehir belediyesinin radyo-TV istasyonunda hem yayın yapda- cağını hem de program üretüeceğini söy- ledi. Büyükşehir belediyesi baskanhk da- nışmanı Biltin Toker de kurulaeak istas- yonun TRT ile rekabet etmek niyetinde ol- madığını, kent sorunlan ile ilgili halkı bil- gilendirmek ve eğitmek amacıyla yayın ya- pılacağını sözlerine ekledi. Yayınlann daha renkli olması için can- h yayın ve röportajlann yer verilmesi dü- şunUlen büyükşehir belediyesi radyo-TV istasyonunun kurulması ile ilgili her tür- lü hazırlığın yapıldığı belirtildi. Biltin To- ker finansman, kadro ve statüsüne ilişkin planlann hazır olduğunu belirterek, ku- rulaeak radyo - TV'nin tarafsız olacağını söyledi. Toker yönetim kurulunda demok- ratik kitle örgütlerinden temsilcilerin ola- cağını da bildirdi. Biltin Toker, teknik acı- dan TRT ile anlaşmak zorunda oldukla- nnı, Radyo-TV istasyonunun çaüşmalan- nın yılbaşından sonra hızlanacağını söz- lerine ekledi. Bütün ölketerde yaşanan bo de- gişimeçftgdaşTiirldye'ıımdedi- renmesi düşünülemez. Esasen direnmesi dogru ve faydalı da degildir" dedi. Panelde ilk konuşmayı SHP İstanbul Milletvekili ve TRT es- ki Genel Mudüni tsmail Cem yaptı. Cem, RTYK'nın hazırla- dığı raporun büyük anlam taşı- dığını belirterek "Raporun dog- rulannın, yanhşlannın yanı sı- ra öıcelikk böyle bir kunılun görüşleriıd korkmadan açüdadı- gı önemlidir. Yasakçı devlet an- laytşı ile mesekkre bakmak dogru degildir, giizel degildir. Bu arada dikkat edilınesi gere- ken nokta televizyonda devlet tekeM kötü, sennayenin tekett iyi olacak diye düşünmemeliyiz. özd TV ve radyo muhakkak ol- malıdır, ancak bunun belirli bir sermaye kesiminin eUne veril- mesi bir şeyidetiştinnez"dedi. DYP MiUetvekili ve DYP Ge- nel Başkaı Yardımcısı Yaşar Topçu özel televziyon için bir yasa engelinin bulunmadığını, sadece Çankaya'dan bir torpi- lin olması gerektiğini öne süre- rek "RTYK'mn raporu torpili- yasal dflzenlemeye dönüştür- mektir. Biz anayasa degişikUgi- ne her zaman hazır oldugumu- zu, özel televizyon ve radyoya olumlu baktıgımca, dnzenledi- gimiz basın toplantuannda dile getirdik" şekllnde konuştu. ANAP Milletvekili Metin Gnrdere hukuk elbisesinin top- luma dar geldiğini belirterek "Konu kamuoyunda tarüşjlma- lıdır. Özel televizyon ve radyo- nun kurulabümesi için Sayın Topçu "nun dediği gibi Çanka- ya'dan torpilli olmak gerekmi- yor. Alınan yabancı yayını, tele- vizyon yayınlamu anlaşmalara göre yayunlamak zorundayız. Şimdi yanımda bulunan SHP ve DYP milletvekillerine sonıyo- rum. Anayasayı degiştirmeye var nusuuz" şeklinde konuşma- sı üzerine siyasi parti temsilcileri arasında meydana gelen söz dü- ellosu salonda gülüsmelere rft- den oldu. Fındıkliy Harem ve Yenikapı'da kurulanpazarlar hergeçen gün genişliyor Rıımen usulü pazar ekonomisitstanbul Haber Servisi — Yugoslav, Macar ve Polonyalılardan sonra Istanbul'un yeni "müdavimleri" Romanyalı turistler, özellikle Laleli ve Sirkeci'deki "gece yaşamııu" renklendiriyorlar. Kentin 3 noktasında kurdukları pazarlarda akla gelebilecek her şeyi satışa sunuyorlar. Fındıklı, Harem ve Yenikapı'daki sahil dolgu alanında "kendiliginden oiuşan" bu satış merkezlerinde, Romanya'dan günübirlik gelip ülkesıne dönen satıcılar yanında, Laleli otellerinde geceleyerek "daha yerleşik" pazarcılığa baslayanlara da rastlamak mümkün. Günün erken saatlerinde, yakınlara parkedilmiş otobüslerinden, tıka basa doldumlmuş valizleriyle inip gruplar halinde pazar yerinc gelen Rumenler, günde 10 milyon liralık satış yapıp yurtlanna döndüklerini dile getiriyor. 150 bin lira. Çocnklar için anoraklan 15 bin lira. Büyükler için: 35 bin lira. Viski: 24 bin lira. Deri ei çantalan: 15 bin Kra. Su bardagı takımı: 6 adet 18 bin lira. Çalar saat: 10 bin lira. Pijama takımı alt-öst: 18 bin lira. Elektrik dügmesi: 5 bin lira. tlkoknl ögrendleri için kakm ve boya takımlan: 10 bin lira. Ögrenciler için cetvel takımı: 1000 üra. Kflçiik oyuncak arabaian 1500 lira. Spor ayakkabı: 20 bin lira. Deri pantolon: 90 bin lira. Kazak: 8 bin lira. Büyük boy yfin önne kazak: 50 bin lira. Battaniyeler 18 bin lira. Dantel el isJeme örtnleri: 15 bin lira. Bayan ayakkabuu 40 bin lira. 5 adet oknl defteri: 3 bin lira. Takım elbise: 35 bin lira. Konserve: 1000 lira. Saç knnıtma makinası: 25 bin vJünün erken saatlerinde, yakınlara parkedilmiş otobüslerinden, tıka basa doldumlmuş valizleriyle inip gruplar halinde pazar yerine gelen Rumenler, günde 10 milyon liralık satış yapıp yurtlanna döndüklerini dile getiriyor. Sattıklan eşyalann fiyatlarını soranlan, kâğıda yazmak suretiyle yanıtlayan Rumenlerin çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. Bir iki ay önce yok pahasına satılan mallann aşın rağbet görmesi Yenikapı'daki pazan genişletirken aracı Türk satıcüan da pazardaki yerlerini almış durumda. Pazarda tezgâh açan Türk satıcıların, Rumen turistlerin mallannı otobüsten inerken toptan alarak aynı pazarda daha yüksek fıyattan satması fîyatlın biraz yükseltmiş. Çok sıkı pazarlıklarla geçen bir gonün yorgunluğunu "çok begetdikleri" Türk sigariiarını tuttürerek gideren Rumaı kadınlann çoğu, "fuhış yapüklan" şeklindeki söyleıtilere çok sinirleniyor. Aynı ıddialan duyduğunda gülîinseyerek "yalanlayanlar" da var. Yenikapı'daki Rumen pazaanda viskiden battaıiyeye, su bardağnıdan dürbıne kadar her cins malın dünki fiyatları şöyle: Kafeu divan örtüleri: Küçük boy O bin üra. Büyük boy 50 bn lira. Buyik boj pelus battanive: Bayan yttn manto: 100 bin lira. Işddak 60 bin lira. 5 metre kesilmiş knmaş: 15 bin lira. Bir paket siganu 1000 lira. Kot pantolon: 30 bin lira. Çuknlata tanesi: 1500 lira. Dürbün: 60 bin lira. Şampuan: 5 bin lira. Keman: 100 bin lira. Porselen tabak takımı: 6 adet 10 bin lira. Dantel masa örtiisü: 30 bin lira. Karton Marlboro sigarası: 36 bin lira. Zenit marka kamera: 450 bin lira. Alt-öst eşofman: 15 bin lira. Şemsiye: 15 bin lira. Bir kutu oescafe: 12 bin lira. Limon sıkacagı: 10 bin lira. Çay süzgeci: 1000 lira. Deri ceket: 40 bin lira. tngiliz anahtan: 10 bin lira. Bir kutu makyaj seti: 5 bin lira. Bir şişe vermırt: 3 bin lira Erkek botlan: 60 bin lira. Biblo: 7 bin lira. Bayan knrk şapkası: 20 bin lira. Oyuncak bebeUer 10 bin lira. PAZARDA 'RUMEN SARMASF — Bazı Türk delikanlılan mallardan çok, saUcdarla Ugileniyor. (Fotograf: Uğur Gfinyüz) MlliPiyango GenelMüdürü tlham Küsmenoğlu: Vatandaş talilı oyunlarına bel bağlamasın GÖNÜLLÜ VNKARA — Milyaılar dağıtan Milli Piyango'nun Genel Müdürü Ü- hamtüsm«oglu, insanlann piyango- ya ilısinin artmasım istemiyor. Şans oyutıannı "düdüklü tencereye" benze- "t—'-t^ ten üsmerx>ğlu, "Buhar çıkmazsa pat- lamuolur" diyor. N*lyar kazanma şansı olmayan yak- lasa^lİ mihon net maaşlı Milli Piyan- go <jıel IVüdürü tlham Küsmenoğlu, d ' insanın kendi yarafbgı defe«n luuşdığmda elde ettiği gelirdir. Va«ıdaşlarfli talih oyunlarına bel bag- buKsnalangerekir" diyor. 1 yıldır gö- rev- < bulunan Küsmenoğlu, "Bu za- ma«jçinde bilet almadım. Dolaylı ola- ralac^m dt" diyerek yaşadığı çelişki- yi aLitıyo:: ^ < atısen toplumun şans oyunlanna ilgmain artnaasım isterniyonım. Agre- sif Imamya çalışıyoruz. Ama bir da fazla bilet satmaya çalısı- "Madem insanlan etkilemek istemi- yorsunuz, neden 22 milyarlık bir ikra- miye koydunuz?" "Hakhsnuz ama bilet satmak zorun- Yaptığımız işle ilgili çelişkiyi . Rolüm de farklı. Ben başkası olacak, Bunu dengelemek çok zor. Başanlı oldugu- mu da söyleyemem. Toplumun talih oyunlarına artan bir ilgisinin olduğu- nu da sanmıyorum. Basın her ne ka- ri arttı' sa da en azından Milli Piyango'da bir düsme var." 21 yıllık maliyeci Küsmenoğlu, ge- çen yıla oranla bu yılbaşı için yüzde 35 fazla bilet bastıklannı, ikramiye ve bi- let fıyatlanmn belirlenmesinde, enflas- yon, psikolojik etki ve bozuk para problemlerinin etkili olduğunu söylüyor. Şans oyunlarını "düdüklü tencereye" benzeten Genel Müdür, "Eger buhar çıkmazsa patlama olur. Şans oyunlan da toplumda bir sübap görevi görmekte. Ama kişinin hayatım şans oyunlan üzerine inşa etmemesi la- zım. Abartılmış egilimlerin olmaması lazım." diyerek şöyle konuşuyor: "Örnegin İstanbul ve Ankara'da un- lü bayiler var. Vatandaşlann bu bayi- ler önünde karda, yagmurda saatlerce sırada bekleyip bilet almalanna bir an- lam veremiyorum. Satışlan fazla oldu- ğu için o bayilerde ikramiye çıkma ola- sılığı daha yüksektir, ama vatandaşlar bunu kendileri >aratıyor. Çünkü jan- daki bayi ile o bayi arasında bir fark yoktur. Bunlar abartılmış egüimler- dir." Milli Piyango reklamlarına ilişkin sorumuzu da yanıtlayan Küsmenoğlu, Zeki-Metin ikilisinde, Zeki Alasya'nın bir partinin yönetici konumuna gelme- sinin bilet satışlannı olumsuz yönde et- kileyeceği ve farklı görüşteki insanla- nn bunu "tasvip" etmeyeceği görüşün- den hareket ettiklerini belirtirken "Zeki-Meüa ikilisi Milli Piyango'ya çok şey kazandırmıstır. Ama Milli Pi- yango da onlara yeteneklerini sergile- yebilmeleri için önemli bir fırsat olmuş- tur. Yani bu karşüıklı olmuşrur" diyor. Şans oyunlarının kaldırılmasından yana olmadığını, ancak daha fazla ge- nişletilmesini de uygun bulmadığını be- lirten Genel Müdür, yılbaşındaki ha- sılat ile 90 yılı kârının 300 milyar lira olacağını belirtiyor. Vatandaşlardan gelen talebe göre ik- ramiyeleri böldüklerini, ancak daha fazla bilet satabilmek ve psikolojik etki yapabilmek için büyük bir ikramiye koymak zorunda da olduklannı belir- görevleri de olduğunu ve yine burada da bir çelişki yaşadıklarını belirten Ge- nel Müdür, şöyle konuştu: "Çeşitli sağlık kuruluşlarına destek olmaya çalışıyoruz. Şimdi talepler An- kara'daki hastanelerden gelivor. Bu duyuldukça talepler artıyor. Bir yan- dan daha fazla yardım >apalım diyo- ruz, bir yandan da butçemizin sınııiı olduğunu görüyoruz. Bu >ıl 20 milyar reklam payımız var. Ancak biıtün har- camalar bu paranın içinde. Bunun va- nında Hazine de bizden para bekliyor. Gelecek yıl okul yaptırmayı düşünüyo- ruz. Çocuk parkı yaptırdık. Zihinsel Özürlü Çocuklar Vakfı'na yardımda tenKüsmenoğlu, "22milyann öyleabar- bulundük. Erzurum Valiliği yeni bir tümaması lazım. Çünkü bilet fiyatla- hizmet binası yapmış. Ancak Atatürk nnı arttınrken yüzde 35 fazla bilet ba- büstleri yoktu. Onu biz aldık. orada- sarken yuzde 50 bazını aldık. Geçen yıl ki gazetecilerin bizden bir üst geçit ta- büyük ikramiye 15 milyardı, yuzde 50 lebi oldu. Ancak bunu degeriendireme- arttırarak 22 milyara çıkardık. Ancak dik. Yani paramızın hepsini kullanma- 22 tane 1 milyar ve 22 tane de l'er ki- «nız mumkün degil. Arada seçim jap- loluk alün var" açıklamasını yaptı. mak da bizim için oldukça guçleşiyor. Milli Piyango'nun bazı toplumsal Çünkü talepler artıyor." DUNYADA BUGUN AIİStRMEN Önemli Bir İstifa... Tüm dünyanın gözleri Körfez'e ve Saddam'a çevrili oldu- ğu sırada bomba, Moskova'da patladı. Gorbaçov'un dış po- litikasının mimarı ve simgesi, aynı zamanda da yakın çalış- ma arkadaşı olan Edward Şevardnadze, önceki gün görevin- den istifa etti. İstifa haberi, başta Gorbaçov olmak üzere tüm Sovyetler Birliği ve dünyada gerçekten şok etkisi yarattı. Sovyetler Birliği Devlet Başkanı, kendisine danışılmadan verilmiş bu karardan dolayı yakın calışma arkadaşını kişisel olarak kınadığını belirtti ve gerçekte onu başkan yardımcısı olarak düşündüğünü açıkladı. Şevardnadze'nin istifasının beklenmeden bir anda verilmiş olması kadar nedenleri de ilginçtır. Batı'ya açılma politikasının mimarı, görevinden ay- rılma isteğinin nedenlerini, izlediği dış politikanın gericiler ta- rafınaan surekli eleşttrilmiş olmasına ve ülkenin "reformcu- ların ortadan çekılip meydanı gericilere bırakmasına", gerici kanadın Gorbaçov'u dıktatörlük düzeni kurmaya ıtmesine" bağlıyor ve "ancak", diyor, "kurulaeak düzenin nasıl olaca- ğını ve gelecekte bu düzenin tepesinde kimin yer alacağını kimse bilmiyor". Bu gerekçelerden sonra Şevardnadze, "ül- kemde olanları içime sindiremiyor ve bu nedenle istifa ediyorum" diyor. İstifa gerekçelerini teker teker ele aldığımızda, hemen be- lirtmeliyiz kı gerçekten, Varşova Paktı'nın de facto çöküşü, iki Almanya'nın biıieşmesi konusunda Sovyetier Birliği'nin uy- sal tavrı, Afganistan'dan çekilme ve Körfez bunalımı sırasın- da Moskova'nın, VVashington'un tümüyle dümen suyunda de- ğilse bile yanında, barışçı yolun zorlanması konusunda faz- la bastırmadan Saddam'a karşı tavır koyması, partinin ve or- dunun, ister Ortodoks deyin, ıster tutucu çevreieri tarafından çok sert biçimde eleştirilmekteydt. Acaba eteştırilerin haklılık payı nedir? İsterseniz bu soruya, başka bir soruyla yanıt verelim: "Ekonomik bunalımda olan, mıliıyetçi akımlann dağılma eşiğine getirdiği, bürokratik mekanizmasının hantallığı tartı- şılmaz biçimde ortaya çıkmış bulunan bir ülkede kişisel hak ve özgürlüklere daha fazla yer verecek bir yeniden yapılan- ma sürecini parti içindeki bazı elemanların muhalefetine kar- şın yürütmek zorunluğunu hisseden Gorbaçov yönetimi, sözü edilen koşullarda, nasıl daha sert ve uzlaşmasız bir dış poli- tika izleyebilirdi ki?" Sovyetler'in içinde bulunduğu koşulları dikkate almadan uygulanan dış politikayı eleştirmek kolaydır. Ancak bu politikanın salt bilinçli ve dirençli bir yeğleme- nin sonucu olduğunu ileri sürüp yaşanılan güçtüklerın bir so- nucu olmadığını söytemek o denli kolay değildir. Konunun gelecekte de uzun uzun tartışılacak olan bu yc- nünü bir yana bırakıp istifanın ikinci gerekçesi üzerinde du- ralım biraz da dilerseniz. Gorbaçov'un yakın çalışma arkadaşı, devlet başkanının, tutucuların etkisiyle diktatoryal yetkilerle donatılacak olma- sından ciddi olarak endişe duyduğunu açık biçimde dile ge- tiriyor. Üstelik, daha da kötüsü bu yetkilerin gelecekte baş- kalarının eline geçebileceğini söylüyor. Kısacası Şevardnadze, açıklık ve yeniden yapılanma poli- tikasının geleceğinden çok ciddi biçimde kaygı duyduğunu vurguluyor. Şevardnadze, gelecekten duyduğu kaygı yüzün- den istifa etmiştir ve bu istifanın ardında, ülkenin koyu bir diktaya kayabileceği korkusu yatmaktadır. Başka bir deyişle, Şevardnadze'nin açıklamaları, Sovyet- ler Birliği'ndeki kaosun boyutlarını bir kez daha gözler önü- ne seriyor. Burada şöyle bir soruyla karşılaşmak kaçınılmazdır: "Nasıl oluyor da düne kadar dünya egemenliği ve uzay ya- rışında ABO ile yarışan bir süper güç boylesine büyük bir kaosun içine birdenbire yuvarlanmıştır?" Yukarıdaki soruya sağlıklı bir yanıt verebilmek için orada- ki fazla sözcükleri atmak gerek. Soru tümcesinin fazladan sözcüğü ise "birdenbire"dir. Evet gerçekten Sovyetler'in bu- gün çektikleri sıkıntıların nedenleri ve belirtileri birdenbir&a 1 - taya çıkmış değildir. Birçok kişinin, haksız yere sosyalizmi de suçiamalarına yol açan bu nedenler eskiden beri vardı ve belirtileri görülmekteydi. Ne var ki, Sovyetler'i yönetenler de ideologlar da uygula- madaki bu yanlışlara tanı koymakta ya da gördükleri aksak- lıkları yüreklilikle dile getirmekte, sorunları çözmek için poli- tika üretmekte geç kalmışlar, zamanında harekete geçeme- mişlerdir. Belki de yanlışlan eleştirmek, aksaklıklan gidermek yolurv da Kruşçev zamanında atılan adımlar daha yürekli olup da- ha bir bütün içine oturtulabilseydi, Sovyetler bu denli kaosa düşmeyeceklerdi. Ama tarih, sorunları çözmek yerine ertelemeyi yeğleyen toplumların büyük kargaşalara düştüğünü çok kez kanıtla- mıstır. Bu gerçek günümüzde yalnız Sovyetler Birliği için değil, ama açıklık ve yeniden yapılanma zorunluluğuyla karşı kar- şıya olup da bu zorunluluğun gereğinı yerine getirmeyen ya da getiremeyen tüm toplumlar için geçerlidir. Bu yüzdendir ki, Türkiye'de kimse Sovyetler'e dönerek "Şunların haline bak. Çok şükür biz iyi durumdayız" deme- melidir. Çünkü, aynı yanlışı yapan Türkiye de aynı sonuçları yaşa- mak tehlikesiyle karşı karşıyadır. KISAKISA • Şehlt Türk Emniyet Teşkilatı Şehitleri ve Malülleri Dul ve Yetimleri'nin Eğitim ve Yardım Vakfı'mn (TEYEV) şehit polis ailelerine 500 milyon lira dağıtacağı bildirildi. Vakıftan yapılan açıklamaya göre yılhk yardım çekleri bugun Baltalimanı Polis Moral Eğitim Merkezi'nde düzenlenen törenle dağıtılacak. • Protesto Dicle Üniversitesi kampusunda bir grup öğrenci, Lice olaylarmı protesto etmek ve Zonguldak'taki grevi desteklemek amacıyla bir gösteri yürüyüşü düzenledi. Ögle tatilinde kafeteryada toplanan öğrenciler, ellerinde pankartlar taşıyarak çeşitli sloganlar attılar. Yürüyüşe güvenlik güçleri müdahale etmedi. • Silah zoruyla biri kadın diğeri eşcinsel iki kişiye tecavüz ederek paralarını gasp eden 5 kişi yakalandı. Olayda kullandıkları tabancayla birlikte suç üstü yakalanan kişilerin kendilerini polis olarak tanıttıklan bildirildi. Ankara Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi'nden edinilen bilgiye göre Adem Yıhnaz, Hamit Yerli, Ilhan Yüksel ve Ali Çeliköz'ün, tecavüz ettikleri kişilerin 150 bin liralanru aldıklan anlaşüdı. • Samsun Doğum ve Çocuk Hastanesi'nde bir hastaya serum yerine alkol vererek ölümüne yol açtığı iddiasıyla açığa alınan hemşire Nurgül Satır, yeniden görevine döndü. • Gülhane Askeri Tıp Akademisi Tıp Fakültesi'nin 10. kuruluş yıldönümü 25 arahk salı günü düzenlenecek törenle kutlanacak. • Erztırum'da dün sabah meydana gelen depremde can ve mal kaybı olmadı. Erzurum Valisi Emrullah Zeybek'ten alınan bilgiye göre dün sabah saat 5.30 sıralarında Richter ölçeğine göre 3.9 şiddetinde bir deprem meydana geldi. Merkez ve kuzey ilçelerde hissedilen depremde, can ve mal kaybı olmadı. • Otopark — ütopark yönetmeliği Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlandı. Yönetmeliğe göre nüfusu 50 bin ile 200 bin arasında değişen kentlerde, meskenlerde 3 daire için bir otopark, 200 binden fazla olan kentlerde ise 2 daire için bir otopark yeri hazırlanacak. Yapılarda bina ve otopark yerleri aynlmadıkça yapı ruhsatı, bu otoparklar inşaa edilip hazır hale getirilmedikçe de yapı kullanma izni verilmeyecek. ÖLÜM • Gazeteci — Gazeteci-yazar Behzat Atalar, geçirdiği kalp krizi sonucu hayatım kaybetti. 1932 yılında Zonguldak'ta doğan ve 1960 yılında gazeteciliğe başlayan Atalar, bu süre içinde çeşitli gazetelerde çalıştı. Behzat Atalar, 12 yıldır Şirin Ereğli gazetesinde köşe yazarlığı yapıyordu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle