25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHUJlfYET/4 HABERLER '22 ARALIK 1990 Canver 'Kırmızı Koltuk'ta • Iç PoUtika Servisi — Magic Box'ta yayımlanan 'Kınnızı Koltuk' adlı programm bu haftaki konuğu HEP Adana Millctvekili Cüneyt Canver, yapımcı Ahmet Altan ile Neşe Düzel'in, milletvekili secimleri, hayali ihracat, Güneydoğu, Gladio ve partilerle ilgiii sorulannı yanıtladı. Canver, bundan böyle normal bir memur maaşına sahip bir Türk vatandaşının milletvekili olma şansının ortadan kalktığını vurguladığı programda hayali ihracatçı Ertan Sert'le ilgiii bir sonıya bu işe adı kanşmış herkesle görüştüğünü söyledi. Canver, SHP'yi merkeze çekilmiş bir parti olarak değerlendirdiklerini belirtti. Şahin'eMHP avukatı • ANKARA (Cumburiyct Bürosu) — Öğretmen Sıddık Bilgin'i önce işkencede öldürüp, ardından "kaçarken vuruldu" süsü vermek için kurşuna dizdirmekle suçlanan Binbaşı Ali Şahin'in avukatlığını, ana MHP davasında Alpaslan Türkeş'le, llhan Erdost'un katil sanığı olarak yargılanan astsubay Şükrü Bağ'ın avukatı emekli hâkim albay Kaya Alp Kartal üstlendi. Kartal, Bilgin olayını ortaya çıkaran dönemin SHP milletvekilleri Cüneyt Canver ve Ali Ihsan Elgin'i, Ali Şahin'i hedef olarak "devleti yıpratıp, güvenlik güçlerini yıldırmak için kampanya açmak"la suçiadı. 'Eğitim parti hizmetidegiT • SİNOP (AA) — Mili Eğitim Bakanı Avni Akyol, okul açılışları için gittiği Kastamonu ve Sinop gezisi sırasında güzergâh üzerinde bulunan ilçelere de uğrayarak öğretmen ve vatandaşlarla sohbet etti. Akyol, buralarda yaptığı konuşmalarda, eğitim hizmetlerini bir parti mensubu olarak parti hizmeti gibi görmediğini belirterek bunu bir devlet politikası olarak yaptığını söyledi. Ali\alçın nerede? • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — "Savaşa hayır" protestolan nedeniyle gözaltına almarak, eşi ile birlikte 1,5 ay kadar Bayrampaşa Cezaevi'nde tutuklu kalan Ali Yalçın'ın, tahliye edildiği gün yeniden gözaltına alındığı öğrenildi. 18 aralık saJı günii tahliye edilen, ancak cezaevindeki polis karakolu tarafmdan alıkonarak gözaltına alınan Ali Yalçın'ın durumunu araştırarak dün bir basın açıklaması yapan ÎHD Ankara Şube Sekreteri avukat Hüsnü Öndül, "îstanbul Emniyet Müdürlüğü, Yalçın'ın Ankara emniyetine teslim edildiğini söylüyor. Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ise gözetim emri bulunuyor" dedi. öndül, Ali Yalçın'ın başına gelenlerin, kişi özgürlüğünün güvencesizliğini ortaya koyduğunu belirtti. "Cihat"a suç duyurusu • ANKARA (Cumhuriyet Bttrosu) — Mehmet Çivril adlı bir vatandaş, TV'de 8 Kasım 1990 günü yayımlanan "Din ve Ahlak" adlı programda "cihat çağnsı yapıldığı" gerekçesiyle savalığa suç duyurusunda bulundu. Ankara Basın Savcılığı'nca DGM Başsavcılığı'na yansıtılan suç duyurusu başvunısuyla TRT Genel Müdürü Kerim Aydın Erdem, Din ve Moral Yayınlan Müdürü Asaf Demirbaş, Yayın Denetleme Kurulu Başkanı Gülben Dinçmen ve programı denetleyen üyelerin yargılanmaları istendi. Bütçe sonrası hükümet değişikliği gündemde Âkbıüut'a yeııi kabineAkbulut, bir 'kongre hükümeti' oluşturmak amacıyla parti örgütünden eleştiri alan bazı bakanları değiştirmek istiyor. Hükümet dışında kalacak bakanlar arasında Altınkaya, Taşar ve Örüç'ün adları geçiyor. Özal, Âkbulut'a 'Sen hazırlığını yap, bütçe sonrası bakarız' dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)— Başbakan Yıldınm Ak- bulut'un, kendi damgasım vura- cağı bir "kongre hükümeti" oluşturmak için hazırlık çalış- malan yaptığı öğrenildi. Akbu- lut, Cumhurbaşkanı lurgut Özal tarafından onay görmesi halinde bütçe görüşmeleri son- rasında hükümette ve ANAP yönetiminde değişikliğe gidecek. Cumhurbaşkanı Özal'ın, Akbu- lut'un, hükümet ve ANAP yö- netiminde değişiklik isteğini yi- nelemesi üzerine "Sen hazırlıgı- nı yap, bütçe sonrası bakanz" dediği bildirildi. Başbakan Akbulut'un kendi- sine yakın bazı bakanlar ve ANAP milletvekilleri ile yaptı- ğı toplantılarda, hükümet ve parti üst yönetiminde değişiklik düşüncesini açtığı öğrenildi. Ak- bulut, haziran ve ağustos ayla- nnda da hükümet değişikliğini gündeme getirmiş, ancak Oza- ün karşı çıkması üzerine bu is- teğini gerçekleştirememişti. Baş- bakanhğa yakın kaynaklar, Ak- bulut'un, kongre öncesinde teş- kilattan ve gnıptan yoğun eleş- tiriler alan bazı bakanlar ile par- ti yöneticilerini değiştirme iste- ğinde olduğunu diJe getiriyorlar. Cumhurbaşkanı Özal'ın, hü- kümette değişiklik için "bütçe görüşmeleri sonrası" tarihini vermesi, ANAP kulisinde "bn kez Başbakan istediği değişikli- gj yapacak. Kongreden güçni bir şekilde çıkmayı istiyorsa zaten bu defisiklikleri yapmak zorun- da" yorumlanna yol açtı. Başbakan Âkbulut'a yakın kaynaklar, hükümet değişikli- ğinde kongre öncesi parti içi dengelerin esas alınmasınm bek- lendiğim, Akbulut'un, grup ve teşkîlatlann" isteklerini göz- önüne alarak kongreden kendi- sini güçlü çıkaracak bir değişik- lik planladığını bildirdiler. ANAP kulisinde Baymdırlık ve tskân Bakanı Cengiz Altmka- va, devlet bakanları Hüsamettin Örüç ile Mustafa Taşar'ın adla- rı "kabine dışı" kalacaklar ara- sında sayılıyor. 4 Ocak 1991'de bakanlık görevinden istifa ede- ceğini açıklayan Göneş Taner- in durumu da Akbulut'un yapa- cağı değişiklikte belirleyiri ola- rak Akbulut'un Taner'in istifa- sını kabul etme eğüiminde oldu- ğu, ancak Çankaya'nın bu ko- nudaki tavnnın önem taşıdığı Sııra ŞUTH h u ] u V u a başkanüğında toplanan Yüksek Askeri Şûra, yüzbaşılıktan binbaşılığa geçişe yüzde 3 baraj uygulanmasım kararlaştırdı. Binbaşılıktan yarbay- lıga geçişte uygulanan baraj oranı, geçen yıiki gibi yüzde 4 ola- rak kahrken, yarbaylıktan albaylığa terfideki baraj oranı yüzde 3'ten 6'ya yükseltildi. Böylece, yüzbaşılıktan binbaşılığa geçişte elenecek subay sayısı arttmlırken, yarbaylıktan albaylığa geçiş- te eienecek subay sayısı azaltılmış oldu. Astsubayhkta ise kıdemli Ustçavuşluktan başçavuşluğa terfide uygulanan baraj yüzde 4 ola- rak kaldı. Yüksek Askeri Şûra'nın kararına göre baraj uygulan- mayacak sicil notu ortalaması ise subaşlar için 75, astsubaylar için de 70 olarak beliriendi. Yüksek Askeri Şûra, ayrıca Askeri Ceza Yasası'nda yapılması öngörülen degişiklikleri de görüşe- rek karara bagiadı. Şûra üyeleri daha sonra Cumhurbaşkanı Tur- gut Özal tarafından kabul edildi. (Fotograf: Cumhuriyet) ÖZGÜDEN'LER AVRUPA İNSAN HAKLARI KOMİSYONU'NA BAŞVURDU Türkiye'ye bir dava dahatç Politika Servisi — Askeri yönetim ta- rafından vatandaşlıktan çıkanlan, bu ko- nudaki itirazları da Danıştay tarafından reddedilen gazeteci tnci ve Doğan Ozgüden, Strasbourg'daki Avrupa Insan Haklan Ko- misyonu'nda Türk hükümeti aleyhine da- va açtılar. Özgüdenler'in avukatı kararın Avrupa Insan Haklan Sözleşmesi'nin 3, 6, 10, 11, 13 ve 14. maddelerine ve sözleşme- ye ek protokolün 1. maddesine aykın ol- duğunu belirterek iki gazetecinin Türk va- tandaslıklannın iade edilmesini ve uğradık- ları zarann tazmin edilmesini istedi. "Türkiye'deki tüm itiraz olanaklan tü- kendigi için" Avrupa İnsan Haklan Komis- yonu'na başvuran tnci ve Dofan Özgüden 1964-71 yılları arasında Akşam gazetesi ve Ant dergisi yöne.ticiliklerinde bulunmuş 71'de de haklarında açılan yüzlerce yıllık basın davalarından ötürü Türkiye'den ay- rılmışlardı. Halen Belçika'da siyasal mül- teci statüsünde bulunan Özgüden'ler 1975'ten bu yana Info-Türk Yayınları'yla Türkiye'nin sosyal, politik ve kültürel ya- şamı üzerinde çeşitli dillerde yayın yapı- yorlar. ' Türk vatandaşhğından çıkarılmalan Uluslararası Gazeteciler Federasyonu, Uluslararası Basın Enstitüsü ve Helsinki Gözetleme Komitesi tarafından protesto edilen özgüdenler hakkındaki Bakanlar Kurulu karan 8 Haziran 1983 tarihinde alınmış, ancak tebligat yapılmamıştı. Beş yıl sonra o tarihte başbakan olan Turgut Özal'a Brüksel'de düzenlenen bir basın top- lantısında Türkiye'deki insan haklanyla il- giii sorular sormalarının ardından Brüksel Başkonsolosluğu tarafından vatandaşlıktan çıkarıldıkları tebliğedilmişti. Özgüden'ler Damştay'da dava açmış, Danıştay 10. Da- iresi iki yıllık incelemeden sonra iptal da- vasını, "Milli Güvenlik Konseyi dönemin- de alınan kararlar aleyhinde dava açılamayacagı" gerekçesiyle esasa girmeden reddetmişti. Güneydoğu izlenimlerini anlatan Işıklar'ın savu Şikâyetçi köylülere ateş açıldı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — HEP Genel Başkanı Fehmi Işıklar, I Güneydoğu Ana- dolu Bölgesi'nde yaptığı incelemeler sonucu edin- diği izlenimleri Cumhuriyet'e anlattı. Işıklar, yapılan baskıla- n şikâyet için Lice Kaymakamı 1 na dilekçe vermeye giden köylü- lerin üzerine Yüzbaşı Salih Er- yigit'in ateş açtırdığını, bir ka- dın ve bir çocuğun yaşamım yi- tirdiğini bildirdi. Kadının 7.65'lik beyh'k tabancadan çıkan kurşunla öldüğünü, bu tabanca- nm yüzbaşıda bulunduğunu be- lirten Işıklar, köylülerin yaralı- ları korkudan sakladıklarını söyledi. Yüzbaşımn baskın yapars.k "Ya korucn olacaksınız ya göç edeceksiniz ya da dağa çıkacaksınız" seçeneklerini köy- lülerin önüne getirdiğini iddia' eden Işıklar, köylülerin "PKK'ya yatakük yapmak, on- lara yardımcı olmak"la suçlan- dıklannı kaydetti. Yöre halkının baskılar sonucunda ayaklandı- ğını, kaymakama bile ulaşama- dığım bildiren HEP Genel Baş- karu, şöyle konuştu: "Sonuçta, şu çıkıyor ortaya; halk birleşecek, baskı bitecek, bu konuda Meclis araştırması, önergesi verdik. Yörede, ber yer- de baskı var. Muş, Batman, Si- irt, Şırnak... Batman'da bir kah- vede konuşma yaptım, hemen arkamızdan kabveciyi gözaltına almışlar, birkaç saat tuttuktan sonra bırakmışlar. Siirt Valisi 1 ni ziyaret ettik, terörist hareket- lerin azaldığını anlattı. Basluy- la terör gerilemiş. Olaganüstü hal bölgesi büyük bir hapisha- ne olarak değerlendirilebUir. İs- kence ediliyor, köyler boşaltılı- yor, hayvanlar, evler vakılıyor, ne mal, ne de can güvenligi var halkın. Öyle köy gördüm ki yansı ko- rucu, yansı degil. Aynı köyde sı- nır var. Böyle şey olmaz. Gece yolculuk yapmak, komşuya git- mek büyük oiay. Gece yasam ta- mamen duruyor. Biriikler için de durum böyle. Korku egemen, halka 'Korkmayın' dedik, 'Kor- karsanız hep baskı altında kalacaksınız" dedik, 'Haksızlığa karşı birlik olun' dedik." Kadınla, çocuğun ölümü üze- rine bir binbaşının yöreye gele- rek soruşturma açtırdığını, an- cak köylülerin anlattıklanmn ol- duğu gibi yazılmadığım bildiren Işıklar, kendilerinin de halkın ve basının önünde köylülerin ifade- lerini aldıklannı, bunları Mec- lis araştırması önergesi görüşü- lürken TBMM'de dile getirecek- lerini söyledi. HEP Genel Başkanı Işıklar, Haydar Kutlu'nun TV'deki acık- lamalan, SBP kuruculanndan Kemal Anadol'un da serbest pi- yasa ekonomisini savunan gö- rüşlerine karşılık kendilerinin serbest piyasa ekonomisi mode- lini değil, planlı ekonomiyi sa- vunduklarını bildirdi. kulislerde ifade ediliyor. Akbulut'un hükümet operas- yonu ile boş bulunan başbakan yardımcılığı sorununu da çö- zümlemesi bekleniyor. Muhafa- zakâr eğilim, bu göreve Başba- kan'a vekalet eden Mehmet Ke- çeciler'in getirilmesi için yoğun kulis yürütürken, Mesut Yrimaz yanlüan, "liberal" görünümlü bir ismin başbakan yardımcısı olarak atanmasını istiyorlar. Devlet Bakanı Kemal Akkaya^ nın başbakan yardımcılığına ge- tirilebUeceği belirtüiyor. Özal'ın Akbulut'un getirece- ği geniş çaplı değişiklik isteğini benimsemesi halinde Akbulut- un, "jıpranmamış ve teskilatlar- da gücü bulunan" yeni isimlere hükümette yer vermesi bek- leniyor. ANAP Teşkilat Başkanı Or- han Demirtaş'ın birçok parti teş- kilatı ile çekişme içerisine girme- si ve grupta "pasiF kaldığı yo- lundaki eleştiriler nedeniyle bir devlet bakanlığma kaydınlabile- ceği dile getiriliyor. ANAP Genel Başkan adayla- rından Mesut Ydmaz ile Hasan Cebd Güzd de yakın arkadaşlan ile yaptıklan toplantılarda hü- kümet değişikliği olasılığını de- ğerlendirdiler. Yrimaz yanüsı mi- letvekilleri, Akbulut'un yapaca- ğı hükümet değişikliğinde mut- laka parti içerisindeki dengele- ri gözetmesi gerektiğini belirte- rek hükümette veya parti yöne- timinde liberallerin tasfıyesi yo- luna gidilmesi halinde sert tep- ki gösterilmesi eğiliminde ol- duklannı söylüyorlar. Güzel hükümet ve parti yönetiminde değişiklik için "geç kaluunıs" olduğunu savunuyor. Anayasa tartışması başkanlık çagın gereği' ANKARA (AA) — Ankara Barosu'nun düzenlediği "Siyasal Rejim Konusunda Sistem Arayışlan" panelinde, 1982 Anayasası tartışıldı. Adliye konferans salonunda düzenlenen panelde konuşan Prof. Dr. Orhan Aldıkaçtı, Türkiye'de sık sık yapılan ana- yasa değişikliklerinin, ülkede billurlaşmış anayasa kaideleri- nin olmamasmdan kaynaklandı- ğını savundu. Aldıkaçtı, 1982 Anayasası eleştirilirken sanki bu anayasada Cumhurbaşkanı'na olağanüstü yetkiler verilmiş gi- bi bir izlenim yaratıldığım bildir- di. Cumhurbaşkanının halk tara- fmdan seçilmesine karşı olduğu- nu söyleyen Aldıkaçtı, "Ülke- mizde bölgecilik vardır. Bu, bü- yük tehlikeler yaratabilir" diye konuştu. Aldıkaçtı, asıl sorunun anayasada değil, bunun uygu- lanmasında olduğunu kaydetti. Prof. Oya Arasfa, hukuku ko- ruma görevinin Anayasa Mah- kemesi'nin omuzlannda olduğu- nu belirterek "Şu andaki sonın, fiili kuvvetler biriiğinden doğan kargaşanın giderilmesidir" dedi. Prof. Bülent Daver, 1982 Anayasası'nın başkanlık veya yarı başkanlık sistemine geçil- mesini amaçlamadığını, yaJnız- ca cumhurbaşkanının yetkileri- ni arttırdığmı ifade etti. Daver, "Uzlaşma ve diyalogu öngören, insanı amaç olarak algılayan bir sistem isliyonız. Bunu gercekleş- tiren bir anayasa yapılmalıdır" diye konuştu. ANAP Îstanbul Milletvekili Reşit Ülker, dünyadaki eğilimin yürütmenin güçlendirilmesi yö- nünde olduğunu ifade ederek "Hızlı karar verilmesi gereken bir çağda yaşıyoruz. Yan baş- kanlık sistemi, bu çagın geregi- dir" dedi. SHP tstanbul Milletvekili Mehmet Mogoltay, 1982 Anaya- sası'nın yarâttığı en büyük kay- bın hukuk alanında olduğunu bildirerek "Bu anayasanın özii devlet ve otoritedir. Anayasa yö- netilenlerin değil, yönetenlerin sığındığı bir kurum haline geti- rilmiştir" şeklinde konuştu. Açlıkgrevinin sonuçlanması içingirişimlerisonuç vermeyen SHP milletvekilleri: Eylemcilerin siyasi bir talebi yok Buca Bölge Kapalı Ceza ve Tutukevi'nde 20 kişinin sürdürdüğü açlık grevinin amacının "cezaevi koşullarının düzeltilmesi" yönünde olduğu açıklandı. SHP'li milletvekilleri hayati tehlike sınırının aşıldığını söylediler. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) — SHP Meclis grubu tarafından görevlen- dirilen dört milletvekili, Buca Bölge Ka- palı Ceza ve Tutukevi'nde 19 kasımda başlatılan ve 20 kişinin katıldjğı açlık grevi ile ilgiii incelemeler yaptılar. SHP ızmir Milletvekili Ahmet Ersin, tutuk- lu ve hükümlülerin isteklerinin "siyasi" olmadığını belirterek, "Cumhuriyet Başsavcısı ile görüştük. Tuz ve şekerli su verilmesi girişimlerimize olumlu karşı- lık verilmedi. Eğer olumlu sonuçlar alın- mak istenmiyorsa sorunun hemen çö- zümlenmesi gerekiyor" dedi. SHP Milletvekili Ömer Çiftçi, Veli Aksoy, Orhan Veli Yıldınm ve Ahmet Ersin, açlık grevi ile ilgiii olarak tutuk- luların temsilcileri ve Cumhuriyet Baş- savcısı ile göriıştüler. Tunceli Milletve- kili Orban Veli Yıldınm'ın, açlık grevi yapan tutuklulann temsilcisi Hayati Keskin ile görüştüğü ve bu görüşmede Keskin'in kendisine "siyasi bir taleple- ri olmadığını, eylemlerinin tamamıyla cezaevi koşuüanyla ilgiii olduğunu" söy- lediği bildirildi. SHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, hayati tehlike sımnnın çoktan aşıldığını belirterek, "Grev ya- panlara tuz ve şekerli su verilmiyor ol- ması çok ciddi bir durum. Durumun böyle bir gün bile devam etmesi ölümlü sonuçlar verebilir. Biz, cezaevi yetkili- leri ve Cumhuriyet Başsavcısı ile yaptı- gımız görüşmelerde sorunun çozumu, tuz ve şeker verilmesi girişimlerimizden olumlu sonuç alamadık. Yetkililerin (u- tuklularla açlık grevi öncesinde de, son- rasında da bu konuları hiç gorüşmemiş obnası, UgisizUkleri de dikkat çekici" de- '•Ahmet Ersin özellikle şu anda hasta- nede bulunan Ahmet Zencirci, Nevzat Kalaycı ve Fethi Kaçkın'ın durumlan- nın çok kritik olduğuna da dikkat çek- ti. Ersin, açhk grevi yapan tutuklu ve hükümlülere tuz ve şeker verilmemesi- nin tüzük ve yönetmeliklerden kaynak- landığını vurgulayarak, "Bu konudaki maddeler kaldınlmalı. Biz de genel mer- keze bir rapor sunacağız, daha sonra da gerekenlerin yapılması için girişimlerde bulunacağız. İstedikleri, insancıl şeyler. Haklılar. Cezaevi tüzük ve vönelmelik- leri çagın koşullarına uydurulmalı" de- di. Ersin, durumları kritik olan hasta- nedeki üç kişiyle görüşmek için de izin alma girişimlerinde bulunduğunu sözle- rine ekledi. İzmir Tabip Odası Başkanı Ahmet Kahraman da, Dünya Sağlık Örgütü'- nün öngördüğü biçimde açlık grevi ya- pan tutuklu ve hükümlülere şekerli ve tuzlu su verilmesi gerektiğini söyledi. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİMKAYA Giz Perdesi Aralamrken SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, Körfez gezisine dün baş- ladı. İnönü, hareketinden önce bize şöyle diyordu: — Baştan beri Korfez'de barışçıl bir çözüm istiyoruz. Irak- ın Kuveyi'ten çekilmesi ve konunun banş yoluyia haJledil- mesi gerekir. SHP, Körfez bunalımının başından beri tutariı bir politika izliyordu. Yaklaşık bir aydan beri planlanan Körfez ülkeleri- ni kapsayan gezinin ayrıntıları Genel Sekreter Hikmet Çe- tin tarafından hazırlanmıştı. Türkiye, bugün bunalımın odak noktasında olan bir ülke konumunda. Son gelişmeler, hükümetin NATD'dan asker is- teme kararı muhalefet liderierini haklı bir kuşkunun içine dü- şürüyor. İnönü, "Savaşa girmeyeceğimiz açıklansın" derken De- mirel, "Savaşa sürükleniyoruz" diyor. Her iki lider de siya- sal iktidarın Türkiye'yi dönüşü olmayan bir maceranın içine ittiğini yinelıyorlar sık sık. Oışişleri Bakanı Kurtcebe Alptemoçin'in, İnönü'yü Körfez'e hareketinden dört beş saat önce TBMM'deki odasında zi- yaret etmesi, ardından DYP lideri Demırel'le görüşmesi Tür- kiye'nin önemli bir olayın odak noktasında olduğunu göster riyor. Muhalefet iiderlerinin 'macera' olarak nitelendirdikle- ri NATD'dan asker isteme karanna kimi ANAP'lı bakanlar da tepki gösteriyor. Başbakan Yıldınm Akbulut, Irak'ın olası bir saldınsına karşı caydırıcı amacıyla Güneydoğu'ya Çevik Kuvvet isteme ka- rannın 30 kasımda Bakanlar Kurulu'nda alındığını açıklar- ken Devlet Bakanı Mustafa Taşar önemli bir konuya deği- niyordu: — Bu karar eski Genelkurmay Başkanı Necip Torumtayi ın istifasından önce alınmıştı. Orgeneral Torumtay'ın istifa- sına bu karar yol açmıştı... Başbakan Akbulut, alınan bu kararı açıklarken kendisine soru soran gazetecilere öfkeleniyor. Bir meslektaşımıza ba- kın ne diyor: — Sen hangi gazetedensin? Ben senin gazetenin yöne-' ticisi olsam işten atarım. O kararın üstünden çok olayiar1 geçti... Başbakan'ın giderek sinirieri bozuluyor anlaşılan. Olup bi- tenlerden sonradan haberi olan ya da olmuş gibi gözüken Akbulut, Orgeneral Torumtay'ın istifa ettiği gün Başbakan- lık'a gelen Inönü'ye ne diyordu: — Vallahi benim bil- _ ^ ^ _ — — — ^ ^ ^ — — diğim bir şey yok... Oaohakan Ylldmm Dört gün önce Dev- OaŞDaKSn THUinm let Bakanı Mehmet AkbUİUt, Irak'lD OİSSI Keçeciler, secmen ya- şını 18e indiren ana- yasa değişikliğini im- y ' Güneydoğu'ya Çeviköğrenince, yine her KuVVet İSteme zamanki gibi , _ _ . . e •düşünür' pozunu ta- karannin 30 kasımda * km - SöJSfSİ! yap- Bakanlar Kurulu'nda ! mış, Konyada imzaya alındığını açıklıyordu. mı açmış, nasıl ol- muş? Şimdi gelişen olaylar; Orgeneral Torumtay'ın istifası- nın nedenlerinden birisini ortaya çıkarıyor, Devlet Bakanı Mustafa Taşar'ın dışında bir başka bakanın da deyışiyle To- rumtay'ın istifasının sanırız önemli gerekçelerinden birisini oluşturuyor. — Karar Torumtay'ın istifasından üç gün önceki Milli Gü- venlik Kurulu toplantısının ardından yapılan Bakanlar Kuru- lu toplantısında alındı. Körfez bunalımının başından beri İnönü ve Demirel soru- nun barışçıl yotla çözümlenmesinden yana tavır aldılar. Ama Cumhurbaşkanı Ozal, 'yakın arkadaşı' Bush'la her telefon görüşmesinden sonra sanki Irak Türkiye'ye saldıracakmış gibi bir hava yaratması kamuoyunun dikkatinden kaçmadı. 12 Aralık 1990 günü Genelkurmay Başkanı Orgeneral Ne- cip Torumtay, anlamlı bir istifa mektubuyla görevinden ays nldı. SHP lideri İnönü, o gün şöyle diyordu: — Üst düzey sorumlular, bizim bu macerada yerimiz yok deyip, istifa ediyorlar. Özal, sürekli atamalar yapıp devam edecek. Özal'ı durduracak güç TBMM'dir... Cumhurbaşkanı Özal, kişisel bir yaklaşımla Türkiye'yi bir savaş boyutuna hızla götürüyor. İnönü ve Demirel'in deyi- şiyle 'maceraya sürüklüyor.' Mecliste ANAP milletvekilleri vurdumduymazlıkla işi hafife alıyor... Muhalefet 'savaşa hayır' demekten başka ne yapabilir? ; İnönü konuşuyor: . < — Meclis duruma el koysun, Cumhurbaşkanı'na vetkilen- hatırlatılsın... Kişisel maceraya atılma heveslilerine Meclis^ in karşı çıkması gerekir... Ama nasıl olacak bu iş? Yüzde yirmi oyla sayısal çoğun- luğu Meclıs'te elinde tutan, bir kez daha oraya giremeye-, ceklerini bilen ANAP milletvekilleri mi yapacak bunu? 1 ' Devlet Bakanı ve Hükümet Sozcüsü Mehmet Yazar 'sa-i vaş istemiyoruz' diyor. O halde NATO'dan Çevik Kuvvet ni- ye isteniyor? Irak'ın olası bir saldınsına karşı. Bunu baştan beri söylüyor ANAP iktidarı. Cumhurbaşkanı Özal, bu gö- rüntüyü çizerek kamuoyunda nabız yokladı. Ama gördü ki Türkiye'de hiç kimse savaş istemiyor. Demek ki, Orgeneral Torumtay da bu yüzden istifa etti. Giz perdesi aralanıyor. P A R L A M E N T O D A N Atalay'dan önerge • tç Politika Servisi — SHP Diyarbakır Milletvekili ve gölge Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fuat Atalay, TBMM Başkanlığı'na Başbakan Yıldınm Akbulut tarafından yanıtlanması istemiyle NATO j Çevik Kuvvet'i ve olası bir savaşta alınacak r önlemlerle ilgiii iki ayn soru önergesi verdi.} Atalay, Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın inisiyatifleriyle ( Türkiye'nin arzu edilmeyen bir maceraya karışması , durumunda sivil halka dönük olarak şimdiye kadar sivil j savunma konularında alınan önlemleri sordu. Atalay diğer ; soru önergesinde de hükümetin, NATO Çevik Kuvvet'ini Türkiye'ye davet edip etmediğinin yanıtlanmasını istedi. J Dalan'ın dosyaları TBMM'de ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Belediyeler hakkındaki yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarını inceleyen TBMM ! Araştırma Komisyonu, 46 belediye hakkındaki iddialann derinleştirilerek araştırılmasını k'ararlaştırdı. Komisyonun ANAP'lı başkanı Rüştü Kâzım Yücelen, bu dosyalar arasında anakent belediyelerine iüşkin iddialann önemli bir yer tuttuğunu belirterek, tstanbul Belediye Başkanı Nurettin Sözen'in eski başkan ve DMP Genel Başkanı Bedrettin Dalan dönemine iüşkin 12 dosyayı komisyona verdiğini açıkladı. Bedrettin Dalan da bu konuda "Müfettiş raporlan ortada, ben de buradayım. Hodri meydan, buyursun araştırsınlar. Keyfi bir uygulamamız olsaydı Sayın Sözen, şimdiye kadar bin defa ilan ederdi" dedi. . Çocuk mahkemeleri • ANKARA (AA) — DYP Izmir j Milletvekili Akın Gönen, Başbakan Yıldınm , Akbulut'un yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na verdiği soru önergesinde 11-18 vaş grubunda kaç çocuk için ceza mahkemeleri veya DGM'lerde dava açıldığının açıklanmasını istedi. Gönen Türkiye'nin de imzaladığı Dünya Çocuk Haklan Sözleşmesi'nde yargılama yaş sımnnın 18 olduğuna dikkat çekerek bunun iç hukuka yansıtılması için ne gibi calışmalar yapıldığını da sordu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle