Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHUJlfYET/4 HABERLER '22 ARALIK 1990
Canver 'Kırmızı
Koltuk'ta
• Iç PoUtika Servisi —
Magic Box'ta yayımlanan
'Kınnızı Koltuk' adlı
programm bu haftaki
konuğu HEP Adana
Millctvekili Cüneyt Canver,
yapımcı Ahmet Altan ile
Neşe Düzel'in, milletvekili
secimleri, hayali ihracat,
Güneydoğu, Gladio ve
partilerle ilgiii sorulannı
yanıtladı. Canver, bundan
böyle normal bir memur
maaşına sahip bir Türk
vatandaşının milletvekili
olma şansının ortadan
kalktığını vurguladığı
programda hayali ihracatçı
Ertan Sert'le ilgiii bir
sonıya bu işe adı kanşmış
herkesle görüştüğünü
söyledi. Canver, SHP'yi
merkeze çekilmiş bir parti
olarak değerlendirdiklerini
belirtti.
Şahin'eMHP
avukatı
• ANKARA (Cumburiyct
Bürosu) — Öğretmen
Sıddık Bilgin'i önce
işkencede öldürüp,
ardından "kaçarken
vuruldu" süsü vermek için
kurşuna dizdirmekle
suçlanan Binbaşı Ali
Şahin'in avukatlığını, ana
MHP davasında Alpaslan
Türkeş'le, llhan Erdost'un
katil sanığı olarak
yargılanan astsubay Şükrü
Bağ'ın avukatı emekli
hâkim albay Kaya Alp
Kartal üstlendi. Kartal,
Bilgin olayını ortaya
çıkaran dönemin SHP
milletvekilleri Cüneyt
Canver ve Ali Ihsan Elgin'i,
Ali Şahin'i hedef olarak
"devleti yıpratıp, güvenlik
güçlerini yıldırmak için
kampanya açmak"la
suçiadı.
'Eğitim parti
hizmetidegiT
• SİNOP (AA) — Mili
Eğitim Bakanı Avni Akyol,
okul açılışları için gittiği
Kastamonu ve Sinop gezisi
sırasında güzergâh üzerinde
bulunan ilçelere de
uğrayarak öğretmen ve
vatandaşlarla sohbet etti.
Akyol, buralarda yaptığı
konuşmalarda, eğitim
hizmetlerini bir parti
mensubu olarak parti
hizmeti gibi görmediğini
belirterek bunu bir devlet
politikası olarak yaptığını
söyledi.
Ali\alçın
nerede?
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — "Savaşa hayır"
protestolan nedeniyle
gözaltına almarak, eşi ile
birlikte 1,5 ay kadar
Bayrampaşa Cezaevi'nde
tutuklu kalan Ali Yalçın'ın,
tahliye edildiği gün yeniden
gözaltına alındığı öğrenildi.
18 aralık saJı günii tahliye
edilen, ancak cezaevindeki
polis karakolu tarafmdan
alıkonarak gözaltına alınan
Ali Yalçın'ın durumunu
araştırarak dün bir basın
açıklaması yapan ÎHD
Ankara Şube Sekreteri
avukat Hüsnü Öndül,
"îstanbul Emniyet
Müdürlüğü, Yalçın'ın
Ankara emniyetine teslim
edildiğini söylüyor. Ankara
DGM Cumhuriyet
Başsavcılığı'nın ise gözetim
emri bulunuyor" dedi.
öndül, Ali Yalçın'ın başına
gelenlerin, kişi
özgürlüğünün
güvencesizliğini ortaya
koyduğunu belirtti.
"Cihat"a suç
duyurusu
• ANKARA (Cumhuriyet
Bttrosu) — Mehmet Çivril
adlı bir vatandaş, TV'de 8
Kasım 1990 günü
yayımlanan "Din ve Ahlak"
adlı programda "cihat
çağnsı yapıldığı"
gerekçesiyle savalığa suç
duyurusunda bulundu.
Ankara Basın Savcılığı'nca
DGM Başsavcılığı'na
yansıtılan suç duyurusu
başvunısuyla TRT Genel
Müdürü Kerim Aydın
Erdem, Din ve Moral
Yayınlan Müdürü Asaf
Demirbaş, Yayın Denetleme
Kurulu Başkanı Gülben
Dinçmen ve programı
denetleyen üyelerin
yargılanmaları istendi.
Bütçe sonrası hükümet değişikliği gündemde
Âkbıüut'a yeııi kabineAkbulut, bir 'kongre hükümeti' oluşturmak
amacıyla parti örgütünden eleştiri alan bazı
bakanları değiştirmek istiyor. Hükümet
dışında kalacak bakanlar arasında Altınkaya,
Taşar ve Örüç'ün adları geçiyor. Özal,
Âkbulut'a 'Sen hazırlığını yap, bütçe sonrası
bakarız' dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)— Başbakan Yıldınm Ak-
bulut'un, kendi damgasım vura-
cağı bir "kongre hükümeti"
oluşturmak için hazırlık çalış-
malan yaptığı öğrenildi. Akbu-
lut, Cumhurbaşkanı lurgut
Özal tarafından onay görmesi
halinde bütçe görüşmeleri son-
rasında hükümette ve ANAP
yönetiminde değişikliğe gidecek.
Cumhurbaşkanı Özal'ın, Akbu-
lut'un, hükümet ve ANAP yö-
netiminde değişiklik isteğini yi-
nelemesi üzerine "Sen hazırlıgı-
nı yap, bütçe sonrası bakanz"
dediği bildirildi.
Başbakan Akbulut'un kendi-
sine yakın bazı bakanlar ve
ANAP milletvekilleri ile yaptı-
ğı toplantılarda, hükümet ve
parti üst yönetiminde değişiklik
düşüncesini açtığı öğrenildi. Ak-
bulut, haziran ve ağustos ayla-
nnda da hükümet değişikliğini
gündeme getirmiş, ancak Oza-
ün karşı çıkması üzerine bu is-
teğini gerçekleştirememişti. Baş-
bakanhğa yakın kaynaklar, Ak-
bulut'un, kongre öncesinde teş-
kilattan ve gnıptan yoğun eleş-
tiriler alan bazı bakanlar ile par-
ti yöneticilerini değiştirme iste-
ğinde olduğunu diJe getiriyorlar.
Cumhurbaşkanı Özal'ın, hü-
kümette değişiklik için "bütçe
görüşmeleri sonrası" tarihini
vermesi, ANAP kulisinde "bn
kez Başbakan istediği değişikli-
gj yapacak. Kongreden güçni bir
şekilde çıkmayı istiyorsa zaten
bu defisiklikleri yapmak zorun-
da" yorumlanna yol açtı.
Başbakan Âkbulut'a yakın
kaynaklar, hükümet değişikli-
ğinde kongre öncesi parti içi
dengelerin esas alınmasınm bek-
lendiğim, Akbulut'un, grup ve
teşkîlatlann" isteklerini göz-
önüne alarak kongreden kendi-
sini güçlü çıkaracak bir değişik-
lik planladığını bildirdiler.
ANAP kulisinde Baymdırlık
ve tskân Bakanı Cengiz Altmka-
va, devlet bakanları Hüsamettin
Örüç ile Mustafa Taşar'ın adla-
rı "kabine dışı" kalacaklar ara-
sında sayılıyor. 4 Ocak 1991'de
bakanlık görevinden istifa ede-
ceğini açıklayan Göneş Taner-
in durumu da Akbulut'un yapa-
cağı değişiklikte belirleyiri ola-
rak Akbulut'un Taner'in istifa-
sını kabul etme eğüiminde oldu-
ğu, ancak Çankaya'nın bu ko-
nudaki tavnnın önem taşıdığı
Sııra
ŞUTH
h u ] u V u a başkanüğında
toplanan Yüksek Askeri Şûra, yüzbaşılıktan binbaşılığa geçişe
yüzde 3 baraj uygulanmasım kararlaştırdı. Binbaşılıktan yarbay-
lıga geçişte uygulanan baraj oranı, geçen yıiki gibi yüzde 4 ola-
rak kahrken, yarbaylıktan albaylığa terfideki baraj oranı yüzde
3'ten 6'ya yükseltildi. Böylece, yüzbaşılıktan binbaşılığa geçişte
elenecek subay sayısı arttmlırken, yarbaylıktan albaylığa geçiş-
te eienecek subay sayısı azaltılmış oldu. Astsubayhkta ise kıdemli
Ustçavuşluktan başçavuşluğa terfide uygulanan baraj yüzde 4 ola-
rak kaldı. Yüksek Askeri Şûra'nın kararına göre baraj uygulan-
mayacak sicil notu ortalaması ise subaşlar için 75, astsubaylar
için de 70 olarak beliriendi. Yüksek Askeri Şûra, ayrıca Askeri
Ceza Yasası'nda yapılması öngörülen degişiklikleri de görüşe-
rek karara bagiadı. Şûra üyeleri daha sonra Cumhurbaşkanı Tur-
gut Özal tarafından kabul edildi. (Fotograf: Cumhuriyet)
ÖZGÜDEN'LER AVRUPA İNSAN HAKLARI KOMİSYONU'NA BAŞVURDU
Türkiye'ye bir dava dahatç Politika Servisi — Askeri yönetim ta-
rafından vatandaşlıktan çıkanlan, bu ko-
nudaki itirazları da Danıştay tarafından
reddedilen gazeteci tnci ve Doğan Ozgüden,
Strasbourg'daki Avrupa Insan Haklan Ko-
misyonu'nda Türk hükümeti aleyhine da-
va açtılar. Özgüdenler'in avukatı kararın
Avrupa Insan Haklan Sözleşmesi'nin 3, 6,
10, 11, 13 ve 14. maddelerine ve sözleşme-
ye ek protokolün 1. maddesine aykın ol-
duğunu belirterek iki gazetecinin Türk va-
tandaslıklannın iade edilmesini ve uğradık-
ları zarann tazmin edilmesini istedi.
"Türkiye'deki tüm itiraz olanaklan tü-
kendigi için" Avrupa İnsan Haklan Komis-
yonu'na başvuran tnci ve Dofan Özgüden
1964-71 yılları arasında Akşam gazetesi ve
Ant dergisi yöne.ticiliklerinde bulunmuş
71'de de haklarında açılan yüzlerce yıllık
basın davalarından ötürü Türkiye'den ay-
rılmışlardı. Halen Belçika'da siyasal mül-
teci statüsünde bulunan Özgüden'ler
1975'ten bu yana Info-Türk Yayınları'yla
Türkiye'nin sosyal, politik ve kültürel ya-
şamı üzerinde çeşitli dillerde yayın yapı-
yorlar. '
Türk vatandaşhğından çıkarılmalan
Uluslararası Gazeteciler Federasyonu,
Uluslararası Basın Enstitüsü ve Helsinki
Gözetleme Komitesi tarafından protesto
edilen özgüdenler hakkındaki Bakanlar
Kurulu karan 8 Haziran 1983 tarihinde
alınmış, ancak tebligat yapılmamıştı. Beş
yıl sonra o tarihte başbakan olan Turgut
Özal'a Brüksel'de düzenlenen bir basın top-
lantısında Türkiye'deki insan haklanyla il-
giii sorular sormalarının ardından Brüksel
Başkonsolosluğu tarafından vatandaşlıktan
çıkarıldıkları tebliğedilmişti. Özgüden'ler
Damştay'da dava açmış, Danıştay 10. Da-
iresi iki yıllık incelemeden sonra iptal da-
vasını, "Milli Güvenlik Konseyi dönemin-
de alınan kararlar aleyhinde dava
açılamayacagı" gerekçesiyle esasa girmeden
reddetmişti.
Güneydoğu izlenimlerini anlatan Işıklar'ın savu
Şikâyetçi köylülere ateş açıldı
ANKARA
(Cumhuriyet Bü-
rosu) — HEP
Genel Başkanı
Fehmi Işıklar, I
Güneydoğu Ana-
dolu Bölgesi'nde
yaptığı incelemeler sonucu edin-
diği izlenimleri Cumhuriyet'e
anlattı. Işıklar, yapılan baskıla-
n şikâyet için Lice Kaymakamı
1
na dilekçe vermeye giden köylü-
lerin üzerine Yüzbaşı Salih Er-
yigit'in ateş açtırdığını, bir ka-
dın ve bir çocuğun yaşamım yi-
tirdiğini bildirdi. Kadının
7.65'lik beyh'k tabancadan çıkan
kurşunla öldüğünü, bu tabanca-
nm yüzbaşıda bulunduğunu be-
lirten Işıklar, köylülerin yaralı-
ları korkudan sakladıklarını
söyledi.
Yüzbaşımn baskın yapars.k
"Ya korucn olacaksınız ya göç
edeceksiniz ya da dağa
çıkacaksınız" seçeneklerini köy-
lülerin önüne getirdiğini iddia'
eden Işıklar, köylülerin
"PKK'ya yatakük yapmak, on-
lara yardımcı olmak"la suçlan-
dıklannı kaydetti. Yöre halkının
baskılar sonucunda ayaklandı-
ğını, kaymakama bile ulaşama-
dığım bildiren HEP Genel Baş-
karu, şöyle konuştu:
"Sonuçta, şu çıkıyor ortaya;
halk birleşecek, baskı bitecek,
bu konuda Meclis araştırması,
önergesi verdik. Yörede, ber yer-
de baskı var. Muş, Batman, Si-
irt, Şırnak... Batman'da bir kah-
vede konuşma yaptım, hemen
arkamızdan kabveciyi gözaltına
almışlar, birkaç saat tuttuktan
sonra bırakmışlar. Siirt Valisi
1
ni ziyaret ettik, terörist hareket-
lerin azaldığını anlattı. Basluy-
la terör gerilemiş. Olaganüstü
hal bölgesi büyük bir hapisha-
ne olarak değerlendirilebUir. İs-
kence ediliyor, köyler boşaltılı-
yor, hayvanlar, evler vakılıyor,
ne mal, ne de can güvenligi var
halkın.
Öyle köy gördüm ki yansı ko-
rucu, yansı degil. Aynı köyde sı-
nır var. Böyle şey olmaz. Gece
yolculuk yapmak, komşuya git-
mek büyük oiay. Gece yasam ta-
mamen duruyor. Biriikler için
de durum böyle. Korku egemen,
halka 'Korkmayın' dedik, 'Kor-
karsanız hep baskı altında
kalacaksınız" dedik, 'Haksızlığa
karşı birlik olun' dedik."
Kadınla, çocuğun ölümü üze-
rine bir binbaşının yöreye gele-
rek soruşturma açtırdığını, an-
cak köylülerin anlattıklanmn ol-
duğu gibi yazılmadığım bildiren
Işıklar, kendilerinin de halkın ve
basının önünde köylülerin ifade-
lerini aldıklannı, bunları Mec-
lis araştırması önergesi görüşü-
lürken TBMM'de dile getirecek-
lerini söyledi.
HEP Genel Başkanı Işıklar,
Haydar Kutlu'nun TV'deki acık-
lamalan, SBP kuruculanndan
Kemal Anadol'un da serbest pi-
yasa ekonomisini savunan gö-
rüşlerine karşılık kendilerinin
serbest piyasa ekonomisi mode-
lini değil, planlı ekonomiyi sa-
vunduklarını bildirdi.
kulislerde ifade ediliyor.
Akbulut'un hükümet operas-
yonu ile boş bulunan başbakan
yardımcılığı sorununu da çö-
zümlemesi bekleniyor. Muhafa-
zakâr eğilim, bu göreve Başba-
kan'a vekalet eden Mehmet Ke-
çeciler'in getirilmesi için yoğun
kulis yürütürken, Mesut Yrimaz
yanlüan, "liberal" görünümlü
bir ismin başbakan yardımcısı
olarak atanmasını istiyorlar.
Devlet Bakanı Kemal Akkaya^
nın başbakan yardımcılığına ge-
tirilebUeceği belirtüiyor.
Özal'ın Akbulut'un getirece-
ği geniş çaplı değişiklik isteğini
benimsemesi halinde Akbulut-
un, "jıpranmamış ve teskilatlar-
da gücü bulunan" yeni isimlere
hükümette yer vermesi bek-
leniyor.
ANAP Teşkilat Başkanı Or-
han Demirtaş'ın birçok parti teş-
kilatı ile çekişme içerisine girme-
si ve grupta "pasiF kaldığı yo-
lundaki eleştiriler nedeniyle bir
devlet bakanlığma kaydınlabile-
ceği dile getiriliyor.
ANAP Genel Başkan adayla-
rından Mesut Ydmaz ile Hasan
Cebd Güzd de yakın arkadaşlan
ile yaptıklan toplantılarda hü-
kümet değişikliği olasılığını de-
ğerlendirdiler. Yrimaz yanüsı mi-
letvekilleri, Akbulut'un yapaca-
ğı hükümet değişikliğinde mut-
laka parti içerisindeki dengele-
ri gözetmesi gerektiğini belirte-
rek hükümette veya parti yöne-
timinde liberallerin tasfıyesi yo-
luna gidilmesi halinde sert tep-
ki gösterilmesi eğiliminde ol-
duklannı söylüyorlar. Güzel
hükümet ve parti yönetiminde
değişiklik için "geç kaluunıs"
olduğunu savunuyor.
Anayasa
tartışması
başkanlık
çagın
gereği'
ANKARA (AA) — Ankara
Barosu'nun düzenlediği "Siyasal
Rejim Konusunda Sistem
Arayışlan" panelinde, 1982
Anayasası tartışıldı.
Adliye konferans salonunda
düzenlenen panelde konuşan
Prof. Dr. Orhan Aldıkaçtı,
Türkiye'de sık sık yapılan ana-
yasa değişikliklerinin, ülkede
billurlaşmış anayasa kaideleri-
nin olmamasmdan kaynaklandı-
ğını savundu. Aldıkaçtı, 1982
Anayasası eleştirilirken sanki bu
anayasada Cumhurbaşkanı'na
olağanüstü yetkiler verilmiş gi-
bi bir izlenim yaratıldığım bildir-
di.
Cumhurbaşkanının halk tara-
fmdan seçilmesine karşı olduğu-
nu söyleyen Aldıkaçtı, "Ülke-
mizde bölgecilik vardır. Bu, bü-
yük tehlikeler yaratabilir" diye
konuştu. Aldıkaçtı, asıl sorunun
anayasada değil, bunun uygu-
lanmasında olduğunu kaydetti.
Prof. Oya Arasfa, hukuku ko-
ruma görevinin Anayasa Mah-
kemesi'nin omuzlannda olduğu-
nu belirterek "Şu andaki sonın,
fiili kuvvetler biriiğinden doğan
kargaşanın giderilmesidir" dedi.
Prof. Bülent Daver, 1982
Anayasası'nın başkanlık veya
yarı başkanlık sistemine geçil-
mesini amaçlamadığını, yaJnız-
ca cumhurbaşkanının yetkileri-
ni arttırdığmı ifade etti. Daver,
"Uzlaşma ve diyalogu öngören,
insanı amaç olarak algılayan bir
sistem isliyonız. Bunu gercekleş-
tiren bir anayasa yapılmalıdır"
diye konuştu.
ANAP Îstanbul Milletvekili
Reşit Ülker, dünyadaki eğilimin
yürütmenin güçlendirilmesi yö-
nünde olduğunu ifade ederek
"Hızlı karar verilmesi gereken
bir çağda yaşıyoruz. Yan baş-
kanlık sistemi, bu çagın geregi-
dir" dedi.
SHP tstanbul Milletvekili
Mehmet Mogoltay, 1982 Anaya-
sası'nın yarâttığı en büyük kay-
bın hukuk alanında olduğunu
bildirerek "Bu anayasanın özii
devlet ve otoritedir. Anayasa yö-
netilenlerin değil, yönetenlerin
sığındığı bir kurum haline geti-
rilmiştir" şeklinde konuştu.
Açlıkgrevinin sonuçlanması içingirişimlerisonuç vermeyen SHP milletvekilleri:
Eylemcilerin siyasi bir talebi yok
Buca Bölge Kapalı Ceza ve Tutukevi'nde 20 kişinin
sürdürdüğü açlık grevinin amacının "cezaevi koşullarının
düzeltilmesi" yönünde olduğu açıklandı. SHP'li
milletvekilleri hayati tehlike sınırının aşıldığını söylediler.
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) —
SHP Meclis grubu tarafından görevlen-
dirilen dört milletvekili, Buca Bölge Ka-
palı Ceza ve Tutukevi'nde 19 kasımda
başlatılan ve 20 kişinin katıldjğı açlık
grevi ile ilgiii incelemeler yaptılar. SHP
ızmir Milletvekili Ahmet Ersin, tutuk-
lu ve hükümlülerin isteklerinin "siyasi"
olmadığını belirterek, "Cumhuriyet
Başsavcısı ile görüştük. Tuz ve şekerli su
verilmesi girişimlerimize olumlu karşı-
lık verilmedi. Eğer olumlu sonuçlar alın-
mak istenmiyorsa sorunun hemen çö-
zümlenmesi gerekiyor" dedi.
SHP Milletvekili Ömer Çiftçi, Veli
Aksoy, Orhan Veli Yıldınm ve Ahmet
Ersin, açlık grevi ile ilgiii olarak tutuk-
luların temsilcileri ve Cumhuriyet Baş-
savcısı ile göriıştüler. Tunceli Milletve-
kili Orban Veli Yıldınm'ın, açlık grevi
yapan tutuklulann temsilcisi Hayati
Keskin ile görüştüğü ve bu görüşmede
Keskin'in kendisine "siyasi bir taleple-
ri olmadığını, eylemlerinin tamamıyla
cezaevi koşuüanyla ilgiii olduğunu" söy-
lediği bildirildi. SHP İzmir Milletvekili
Ahmet Ersin, hayati tehlike sımnnın
çoktan aşıldığını belirterek, "Grev ya-
panlara tuz ve şekerli su verilmiyor ol-
ması çok ciddi bir durum. Durumun
böyle bir gün bile devam etmesi ölümlü
sonuçlar verebilir. Biz, cezaevi yetkili-
leri ve Cumhuriyet Başsavcısı ile yaptı-
gımız görüşmelerde sorunun çozumu,
tuz ve şeker verilmesi girişimlerimizden
olumlu sonuç alamadık. Yetkililerin (u-
tuklularla açlık grevi öncesinde de, son-
rasında da bu konuları hiç gorüşmemiş
obnası, UgisizUkleri de dikkat çekici" de-
'•Ahmet Ersin özellikle şu anda hasta-
nede bulunan Ahmet Zencirci, Nevzat
Kalaycı ve Fethi Kaçkın'ın durumlan-
nın çok kritik olduğuna da dikkat çek-
ti. Ersin, açhk grevi yapan tutuklu ve
hükümlülere tuz ve şeker verilmemesi-
nin tüzük ve yönetmeliklerden kaynak-
landığını vurgulayarak, "Bu konudaki
maddeler kaldınlmalı. Biz de genel mer-
keze bir rapor sunacağız, daha sonra da
gerekenlerin yapılması için girişimlerde
bulunacağız. İstedikleri, insancıl şeyler.
Haklılar. Cezaevi tüzük ve vönelmelik-
leri çagın koşullarına uydurulmalı" de-
di. Ersin, durumları kritik olan hasta-
nedeki üç kişiyle görüşmek için de izin
alma girişimlerinde bulunduğunu sözle-
rine ekledi.
İzmir Tabip Odası Başkanı Ahmet
Kahraman da, Dünya Sağlık Örgütü'-
nün öngördüğü biçimde açlık grevi ya-
pan tutuklu ve hükümlülere şekerli ve
tuzlu su verilmesi gerektiğini söyledi.
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİMKAYA
Giz Perdesi Aralamrken
SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, Körfez gezisine dün baş-
ladı. İnönü, hareketinden önce bize şöyle diyordu:
— Baştan beri Korfez'de barışçıl bir çözüm istiyoruz. Irak-
ın Kuveyi'ten çekilmesi ve konunun banş yoluyia haJledil-
mesi gerekir.
SHP, Körfez bunalımının başından beri tutariı bir politika
izliyordu. Yaklaşık bir aydan beri planlanan Körfez ülkeleri-
ni kapsayan gezinin ayrıntıları Genel Sekreter Hikmet Çe-
tin tarafından hazırlanmıştı.
Türkiye, bugün bunalımın odak noktasında olan bir ülke
konumunda. Son gelişmeler, hükümetin NATD'dan asker is-
teme kararı muhalefet liderierini haklı bir kuşkunun içine dü-
şürüyor.
İnönü, "Savaşa girmeyeceğimiz açıklansın" derken De-
mirel, "Savaşa sürükleniyoruz" diyor. Her iki lider de siya-
sal iktidarın Türkiye'yi dönüşü olmayan bir maceranın içine
ittiğini yinelıyorlar sık sık.
Oışişleri Bakanı Kurtcebe Alptemoçin'in, İnönü'yü Körfez'e
hareketinden dört beş saat önce TBMM'deki odasında zi-
yaret etmesi, ardından DYP lideri Demırel'le görüşmesi Tür-
kiye'nin önemli bir olayın odak noktasında olduğunu göster
riyor. Muhalefet iiderlerinin 'macera' olarak nitelendirdikle-
ri NATD'dan asker isteme karanna kimi ANAP'lı bakanlar da
tepki gösteriyor.
Başbakan Yıldınm Akbulut, Irak'ın olası bir saldınsına karşı
caydırıcı amacıyla Güneydoğu'ya Çevik Kuvvet isteme ka-
rannın 30 kasımda Bakanlar Kurulu'nda alındığını açıklar-
ken Devlet Bakanı Mustafa Taşar önemli bir konuya deği-
niyordu:
— Bu karar eski Genelkurmay Başkanı Necip Torumtayi
ın istifasından önce alınmıştı. Orgeneral Torumtay'ın istifa-
sına bu karar yol açmıştı...
Başbakan Akbulut, alınan bu kararı açıklarken kendisine
soru soran gazetecilere öfkeleniyor. Bir meslektaşımıza ba-
kın ne diyor:
— Sen hangi gazetedensin? Ben senin gazetenin yöne-'
ticisi olsam işten atarım. O kararın üstünden çok olayiar1
geçti...
Başbakan'ın giderek sinirieri bozuluyor anlaşılan. Olup bi-
tenlerden sonradan haberi olan ya da olmuş gibi gözüken
Akbulut, Orgeneral Torumtay'ın istifa ettiği gün Başbakan-
lık'a gelen Inönü'ye ne diyordu:
— Vallahi benim bil- _ ^ ^ _ — — — ^ ^ ^ — —
diğim bir şey yok... Oaohakan Ylldmm
Dört gün önce Dev- OaŞDaKSn THUinm
let Bakanı Mehmet AkbUİUt, Irak'lD OİSSI
Keçeciler, secmen ya-
şını 18e indiren ana-
yasa değişikliğini im-
y
' Güneydoğu'ya Çeviköğrenince, yine her KuVVet İSteme
zamanki gibi , _ _ . . e
•düşünür' pozunu ta- karannin 30 kasımda *
km
- SöJSfSİ! yap- Bakanlar Kurulu'nda !
mış, Konyada imzaya alındığını açıklıyordu.
mı açmış, nasıl ol-
muş? Şimdi gelişen olaylar; Orgeneral Torumtay'ın istifası-
nın nedenlerinden birisini ortaya çıkarıyor, Devlet Bakanı
Mustafa Taşar'ın dışında bir başka bakanın da deyışiyle To-
rumtay'ın istifasının sanırız önemli gerekçelerinden birisini
oluşturuyor.
— Karar Torumtay'ın istifasından üç gün önceki Milli Gü-
venlik Kurulu toplantısının ardından yapılan Bakanlar Kuru-
lu toplantısında alındı.
Körfez bunalımının başından beri İnönü ve Demirel soru-
nun barışçıl yotla çözümlenmesinden yana tavır aldılar. Ama
Cumhurbaşkanı Ozal, 'yakın arkadaşı' Bush'la her telefon
görüşmesinden sonra sanki Irak Türkiye'ye saldıracakmış
gibi bir hava yaratması kamuoyunun dikkatinden kaçmadı.
12 Aralık 1990 günü Genelkurmay Başkanı Orgeneral Ne-
cip Torumtay, anlamlı bir istifa mektubuyla görevinden ays
nldı.
SHP lideri İnönü, o gün şöyle diyordu:
— Üst düzey sorumlular, bizim bu macerada yerimiz yok
deyip, istifa ediyorlar. Özal, sürekli atamalar yapıp devam
edecek. Özal'ı durduracak güç TBMM'dir...
Cumhurbaşkanı Özal, kişisel bir yaklaşımla Türkiye'yi bir
savaş boyutuna hızla götürüyor. İnönü ve Demirel'in deyi-
şiyle 'maceraya sürüklüyor.' Mecliste ANAP milletvekilleri
vurdumduymazlıkla işi hafife alıyor...
Muhalefet 'savaşa hayır' demekten başka ne yapabilir?
;
İnönü konuşuyor: . <
— Meclis duruma el koysun, Cumhurbaşkanı'na vetkilen-
hatırlatılsın... Kişisel maceraya atılma heveslilerine Meclis^
in karşı çıkması gerekir...
Ama nasıl olacak bu iş? Yüzde yirmi oyla sayısal çoğun-
luğu Meclıs'te elinde tutan, bir kez daha oraya giremeye-,
ceklerini bilen ANAP milletvekilleri mi yapacak bunu? 1 '
Devlet Bakanı ve Hükümet Sozcüsü Mehmet Yazar 'sa-i
vaş istemiyoruz' diyor. O halde NATO'dan Çevik Kuvvet ni-
ye isteniyor? Irak'ın olası bir saldınsına karşı. Bunu baştan
beri söylüyor ANAP iktidarı. Cumhurbaşkanı Özal, bu gö-
rüntüyü çizerek kamuoyunda nabız yokladı. Ama gördü ki
Türkiye'de hiç kimse savaş istemiyor.
Demek ki, Orgeneral Torumtay da bu yüzden istifa etti.
Giz perdesi aralanıyor.
P A R L A M E N T O D A N
Atalay'dan önerge
• tç Politika Servisi — SHP Diyarbakır
Milletvekili ve gölge Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Fuat Atalay, TBMM
Başkanlığı'na Başbakan Yıldınm Akbulut
tarafından yanıtlanması istemiyle NATO j
Çevik Kuvvet'i ve olası bir savaşta alınacak r
önlemlerle ilgiii iki ayn soru önergesi verdi.}
Atalay, Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın inisiyatifleriyle (
Türkiye'nin arzu edilmeyen bir maceraya karışması ,
durumunda sivil halka dönük olarak şimdiye kadar sivil j
savunma konularında alınan önlemleri sordu. Atalay diğer ;
soru önergesinde de hükümetin, NATO Çevik Kuvvet'ini
Türkiye'ye davet edip etmediğinin yanıtlanmasını istedi.
J
Dalan'ın dosyaları TBMM'de
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Belediyeler hakkındaki
yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarını inceleyen TBMM
!
Araştırma Komisyonu, 46 belediye hakkındaki iddialann
derinleştirilerek araştırılmasını k'ararlaştırdı. Komisyonun
ANAP'lı başkanı Rüştü Kâzım Yücelen, bu dosyalar
arasında anakent belediyelerine iüşkin iddialann önemli
bir yer tuttuğunu belirterek, tstanbul Belediye Başkanı
Nurettin Sözen'in eski başkan ve DMP Genel Başkanı
Bedrettin Dalan dönemine iüşkin 12 dosyayı komisyona
verdiğini açıkladı. Bedrettin Dalan da bu konuda
"Müfettiş raporlan ortada, ben de buradayım. Hodri
meydan, buyursun araştırsınlar. Keyfi bir uygulamamız
olsaydı Sayın Sözen, şimdiye kadar bin defa ilan ederdi"
dedi. .
Çocuk mahkemeleri
• ANKARA (AA) — DYP Izmir j
Milletvekili Akın Gönen, Başbakan Yıldınm ,
Akbulut'un yanıtlaması istemiyle TBMM
Başkanlığı'na verdiği soru önergesinde 11-18
vaş grubunda kaç çocuk için ceza
mahkemeleri veya DGM'lerde dava
açıldığının açıklanmasını istedi. Gönen
Türkiye'nin de imzaladığı Dünya Çocuk Haklan
Sözleşmesi'nde yargılama yaş sımnnın 18 olduğuna dikkat
çekerek bunun iç hukuka yansıtılması için ne gibi
calışmalar yapıldığını da sordu.