Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/18 SPOR 22 ARALIK 1990
Teknik adam ve başkanlaryabancı oyuncusayısınakısıtlamagetirilmesi gerektiğinisöyledi
Kalitesiz yabancıya hayır
Şeref kürsüsü yarışmasına katılan milli
voleybolcular Hülya, Payidar, Basketbol Milli
Takımı Antrenörü Mehmet Baturalp, Güreş
Federasyonu Başkanı Seçkiner, Masatenisi
Federasyonu Başkanı Ali Abalı ve Beşiktaşlı
futbolcu Metin, yabancı oyuncuların transferinde
bazı şartlar aranması gerektiğini savundular.
Spor Servisi — Ünlü sporcu, teknik
adam ve federasyon başkanları,
"aayion" evliliklerle Türk vatandaşlığı-
na geçip. forma giyen yabancı sporcula-
ra "karşı" olduklannı söylediler. Ayn-
ca kalitesiz yabancıya "hayır" dediler.
Renault-Mais'in düzenlediği "Şeref
Kfirsttsii" ayın sporcusu yanşmasına ko-
nuk jüri olarak katılan Güreş Federas-
yonu Başkanı Yücel Seçkiner, Masate-
nisi Federasyonu Başkaru Afi Abah, Bas-
ketbol Milli Takım Antrenörü Mehmet
Batunüp, milli voleybolcular Hölya El-
çin ve Payidar Demir, Beşiktaşlı Metin,
yabancı oyunculara karşı olmadıklannı,
ancak kalitesiz yabancüann Türk sporu-
na fazla bir şey veremeyeceğini belirtti-
ler. Her spor dalında transfer edilecek
yabana sporculara belirli özellikleri ta-
sunası için şartlar koşulması gerektiğini
savunan sporcu, teknik adam ve başkan-
lar, yabancı sayısının da kısıtlanmasını
istediler.
Milli voleybolcular Payidar ve Hülya,
"naylon" evliliklerle vatandaşlığa geçen
sporcuların Türk voleyboluna fazla bir
şey vermediğini belirttiler. Payidar, "Ev-
lendirilerek Türk yapılan oynnculara
karşıyım. Şimdi bir sistem getiriliyor-
muş, yabancı oyuncu 1 yıl oynadıktan
sonra Türk olabilecekmiş. Bu da yanlış.
6 yılda 6 yabancı, Türk olacak ve Türk
sporcu oynayamayacak. Bu ise kesin bir
çözüm bulunmalı" derken Hülya da "1
yabancıya karşı değilim. Üstelik kaliteli
olursa spora faydalı bile olur, ama ev-
kndirilerek Türk olanlara kesinHkle
karşıyım" diye konuştu. Payidar, Doğu
Bloku'ndan gelen oyuncuların kalitele-
rinin de fiyatlan gibi düşük olduğunu
belirtti.
Basketbol Milli Takım Antrenörü
Mehmet Baturalp ise 'yabancı' sorunu-
nu 5 yıl önce çözümlediklerini belirterek
"Biz, benim önerimie 9 artı 1 kurahnı ge-
tirdik. Ve eskiden 2-3 yabancı oynatan
knlüpler bu oyunculara verdikleri para-
yı iyi bir yabancıya veriyorlar. Artık lig-
lerimizde NBA'da (Amerikan Basketbol
Ligi)oynamış oyuncular bile var" dedi.
Beşiktaşlı futbolcu Metin, konu ile il-
gili olarak yaptığı konuşmada, Kosecki-
ye 6 milyar ödeyen Galatasaray'ın büyük
para vermesine karşın çok kaliteli bir
oyuncu getirdiğini söyledi.
Spor-Toto Genel Müdürü ve Güreş Fe-
derasyonu Başkanı Yücel Seçkiner ise ge-
nel müdürluğu zamanında kalitesiz ya-
bancılara karşı "28 yaş-milli olma" ko-
şulunu getirdiklerini kaydetti. TMOK
Başkanı Sinan Erdem ise yabana oyun-
cularla ilgili bir kanunun danışma ku-
rulundan çıktığını ve sorunun önümüz-
deki günlerde çözümleneceğini açıkladı.
Oldukça samimi bir ortamda geçen
Şeref Kürsüsü yanşmâsında Güreş Fede-
rasyonu'nun yeni kurullan hakkında bil-
gi veren Başkan Yücel Seçkiner, "1992"
olimpiyatlarında madalya sözü verdi ve
asıl hedeflerinin 1996 olimpiyatlan oldu-
ğunu belirtti. Seçkiner, "Demokratik bir
yönetim oluştnrdum. tki hedeflmiz var.
Birincisi, 13 güreş okulundaki 530 spor-
cuyu 1996 oiimpiyatlanna hazırlamak,
diger hedefimiz ise zaten eiimizde olan
elit sporculan 1992 Barcelona Olimpi-
yatlan'na, Akdeniz Oyunları'na ve Av-
rupa Şampiyonası'na hazırlamak.
1992'de sayısı ve rengini soyleyemem,
ama madalya sözü veriyorum. Oluştur-
duğnmnz kurullarla çok sağlıklı bir ça-
bşma içine gireceğiz" dedi.
Masatenisi Federasyonu Başkanı Ali
Abalı ise hâlâ 1967'den kaJma masalar-
da çalıştıklannı ve Avrupa 1. Ligi'nde
mücadele eden Masatenisi Milli Takımı-
nm kendisine ait bir çalışma yeri olma-
dığından yakındı.
Baturalp: Sonuç önemli mi?
Basketbol Milli Takım Antrenörü
Mehmet Baturalp ise bir jüri üyesinin
"Baikan S.Tiğini nasıl degeriendiriyorsu-
nuz?" biçimindeki sorusuna, "Sporda
elbette alınan sonuç onemli. Biz 5. ol-
duk, ama 2. de olabilirdik. Şimdi Bul-
garistan'ı yenip Baikan ikincisi olsak çok
mu başarüı saydacaktık? Türk basketbo-
lunun yeri Baikan S.'liği degildir. Gele-
cekten umutluyum" dedi.
Beşiktaşlı Metin ise yabancı oyuncu
transferlerinin genelde tribünlere hitap
etmek için gerçekleştirildiğini belirtti.
Ayın sporcusu
Cimnastikçi
küçük Suat
Spor Servisi — Renault-
Mais tarafından düzenjenen
"Şeref Kürsüsü'' yanşmasında
Baikan Şampiyonu cimnastik-
çi Snat Çelen ayın sporcusu se-
çüdi.
Yapılan oylama sonunda
Yugoslavya'nın Rıjeka kentin-
de yapılan Baikan Gençler
Cimnastik Şampiyonası'nda al-
tın kazanan 12 yaşındaki Suat
Çelen, kasım ayının sporcusu
seçildi. 77 puan alan Çelen şe-
ref kürsüsüne çıkarken Dünya
Şampiyonu olan milli halterci
Hafu Süleymanoğlu 39 puan-
Ia ikinci, Dünya Karate Şampi-
yonası'nda altın kazanan mil-
li sporcu Haldnn Alagas da 33
puanla üçüncü oldu.
Masatenisinde
•
Ispanyaile
oynuyoruz
Spor Servisi— Masa Tenisi
Federasyonu Başkanı Ali Aba-
lı'nın dün yaptığı basın toplan-
tısında, 1990 yıh çalışmalan ile
birlikte 1991 faaliyet programı
hakkında bilgi verdi. Abalı,
önümüzdeki yıl masa tenisin-
de 17'si uluslararası toplam 70
organizasyonun gerçekleştirile-
ceğini ve Türkiye"nin Avrupa
Gençler en iyi 12'ler şampiyo-
nasına ev sahipliği yapacağını
söyledi. Bu yıl Masa Tenisi
Milli Takımının Avrupa ligin-
de 5. olduklannı kaydeden
Abalı bu spora ilginin her ge-
çen gün arttığıru belirtti ve söz-
lerine şöyle devam etti: "Ma-
sa tenisinde çok başaniı bir se-
zon gecirdik. Bu yıl ABD'yi bi-
le yendik. Bu sponı yapan 28
bini lisanslı okullardaki spor-
cular da dahii 60 bin kişi var.
Tek derdimiz tesis olmaması.
Bunu çözümlersek daha da ba-
şanlı oluruz" dedi. Öte yandan
bugün 16.00'da Burhan Felek
Spor Salonu'nda Avrupa 1. Li-
gi ilk maçı yapılacak. tspan-
ya'yla oynayacak masa tenisi
milli takımında Gürhan Yıldız,
Oktay Çimen, llhan Eren, Sel-
da Doğan ve Tünay Yılmaz yer
alıyor. Bu maçın rövanşı 19
ocakta 1spanya'da oynanacak.
Halimiçin
kararı Milne
verecek
Spor Servisi— Beşiktaş'ta
Halim'in kaderi tamamen tek-
nik direktör Gordon Milne'ye
kaldı.
Dün bir araya gelen başkan
Süleyman Seba ve teknik di-
rektör Gordon Milne Halim'-
in geleceğini konuştular. Baş-
kan Seba, Milne'ye fikrini so-
rarken Milne de Seba'ya "Bo
konnda 3-4 gün düşünmek is-
tiyonım. Karanmı salı veya
çarşamba günu verecegim" de-
di.
Günün programı
FUTBOL
Federasyon Knpası 6. Kademe:
12.00 Istanbul (Yusnf Ziya
Önis): Sarıyer - Karşıyaka,
12.00 Ankara (19 Mayıs):
Gençlerbirliği - Bakırköyspor
BASKETBOL
tstanbul (Lütfi Kırdar): 1630
Beşiktaş - Beslen, Ankara
(Atatnrk): 1630 Kolej - Paşa-
bahçe, Bursa (Atatürk): 15.00
Tofaş - Efes, tçei (Edip Buran):
1630 Çukurova - İTÜ
VOLEYBOL
tstanbul (Burhan Felek): 12.00
Beşiktaş - ENKA, 1330 Kur-
tuluş - Bakırköy, 15.00 Altm-
yurt - Itfaiye
ELTOPU
Ankara (Cebeci): 10.00 Anka-
ragücü - ENKA, 1130 Halk-
bank - Beşiktaş, 13.00 TMO -
Arçelik, 1430 K.K.Gücü - Çu-
kobirlik, Istanbul (Aodi Ipek-
çi): 12.00 Arçelik - Vestel
San-Lacivertliler, 2. yarıya Karşıyaka galibiyetiyle başladı
EBahçe bîldigîniz gibiLevent ve Hüsnü'nün başaniı oyunu ile rahat
sonuca giden, San-Lacivertliler yenilmezliğini
de sürdürdü.
Fenerbahçe: 85 - Karşıyaka: 77
SALON: Lütfı Kırdar
HAKEMLER: Aiper Mûteveliioğlu (6), Musa Keskez (6)
FENERBAHÇE: Can (6) 6, Aliço (5), Bülent (4), Ferhat (5) 3,
Levent (8) 19, Hüsnil (8) 30, Kemal (5) 2, Richard (7) 25
KARŞIYAKA: Ali (6) 14, Mert (4) 2, Derya (4), Ziya (5) 11, Mus-
tafa (6) 16, Cengiz (5) 16, Cengiz (5) 9, Murat (4) 2, Smith (7) 23
İLK YARI: 55-36 (F. Bahçe Önde)
LEVENT YÜCELMAN
Basketbol liginin 2. yansının
ilk maçında Fenerbahçe, Karşı-
yaka'yı 85-77 yenerek yenilmez-
liğini devam ettirdi.
Maça iki ekip de adam ada-
ma savunma ile başlarken Kar-
şıyaka baskıh savunması ile ra-
kibin silahlannı kısa süre için de
olsa tutmayı başarınca 5. daki-
ka 11-9 Fenerbahçe'nin üstünlü-
ğü ile geçildi. Ancak Izmir eki-
bi bu başflfıyı hücumdö -göste-
remedi. Karşıyaka hücumda
aceleci toplar kullanıp pas hata-
lanndan doğan top kayıpları
yaptı. Bütün bunlara boş dönu-
len hücumlar ve kaptınlan top-
lardaki Karşıyakah oyuncuların
geri koşmaya gerek görmemeleri
eklenince Sarı-Lacivertli ekip
zayıf rakibini ciddiye aldı ve Le-
vent, Hüsnü, Larry üçlüsü ile
art arda bulduğu fast-break sa-
yılanyla 10. dakikada skoru
31-15 yaptı. Karşıyaka'da diğer
oyunculann etkisiz olması nede-
niyle Smiht hem ribaunt alıp
mücadele etti hem de zaman za-
man iki kişi ile tutulmasına rağ-
men arkadaşlarına çok iyi pas
cıkarmakla berabere pota alün-
dan takımına sayılar kazandır-
dı. Ancak tecrübesiz Karşıyaka
ekibi bu oyuncuya ayak uydura-
mayınca Smiht de yonıldu ve se-
yircilerin "oley"leri arasında Fe-
nerbahçe ilk yanya 55-36 galip
kapadı. 2. yanda Karşıyaka top
kayıplarını biraz dizginlemeyi
başarınca fark yavaş yavaş ka-
panmaya başladı. Bılnda Fener-
bahçe'nin hücumda ilk yarıda-
ki şut isabetini bulamamasının
da etkisi büyüktü. öyle ki
F.Bahçe, 6 dakika içerisinde an-
cak 4 sayı atabildikten sonra Le-
vent içeri drive edip rakibe şok
anlar yaşatırken, Hüsnu de dı-
şandan şut idmanı yaparcasına
kullandtğı uçlükl^te (znvrjektr
bini yıktı ve 30. dakikada Skor
65-50 oldu. Maçın bundan son-
raki bölümlerinde yedek oyun-
cuiara yer veren Fenerbahçe, far-
kın Mustafa'nın üçlukleri ile
düşmesine rağmen maçı 85-77
kazanmasını bildi.
MAÇINELEŞTİRİSİ
F.BAHÇE RAHAT KAZANDI — Fenerbahçe, Karşıyaka karşı-
sında rahat bir galibiyet alırken 2. yanya da iyi bir başlangıç yap-
mış oldu. (Fotoğraf: Murat Yığcı)
F.Bahçe işi sıkı tuttu
MURAT MURATHANOĞLU
Maç öncesi Fenerbahçe cephesinde en büyük
korku, rakibi küçümsemekti. Ne de olsa Karşı-
yaka gerek kapasite açısından, gerek tecrübe açı-
sından Fenerbahçe karşısında "hafuT" kahyor-
du. Fenerbahçe ilk 20 dakika iyi savunma ya-
pıp, çok yüksek yüzdeyle de oynayınca, maçın
ikinci yarısı sadece formalite oldu. Karşıyaka-
mn yüksek tempoda oynamaya çahşması, ilk ya-
n intihar oldu. Çok top kaybedip neticede kö-
tü geri koşunca, Fenerbahçe, çok kolay sayılar
buldu. Yarı saha oyununda da Fenerbahçe çok
iyi top çevirip sürekli boş adamı bulunca liain
en az sayı yiyen takımı karşısında ilk 20 daki-
kaya 55 sayıyı sığdırdı.
Karşıyaka'mn Amerikalısı Smith, çok fayda-
lı oyuncu. Dün top kayıplanna rağmen, özelükle
savunma ribaundlannda çok başanhydı. Hucum
ribaundunu etkili bir silah olarak kullanan Fe-
nerbahçe, dün ikinci fırsatı fazla bulamadı. An-
cak Smith'in hücumda yalnız kaldığı da bir ger-
çek! Potaya sırtı dönük topu alınca en az iki ba-
zen üç oyuncu tarafından savunuldu. Boş adam-
lara topu çıkarınca iyi takım savunması yapan
Fenerbahçe*de savunma hemen toparlandı. Fe-
nerbahçe'nin işi sıkı tuttuğu maçta Karşıyaka
maça ortak olamadan yenildi.
Koseçki şov
Galatasaray'ın dünkü antrenmanında
adeta bir Koseçki fırtınası esti. Florya
tesislerine gelişiyle birlikte kendisini bir
anda taraftarların omuzlannda buian
Koseçki, 1.5 saat süren antrenmanda ise
adeta şov yaparken izleyenleri büvüledi.
Astakım kadrosunda yedeklere karşı çift
kalede Koseçki, 12-7 asların kazandığı
maçta 4 güzel de gol atarken, hemen
hemen tüm goüerde de pay sahibiydi. Çapa
Tıp Fakültesi Hastanesi'nde dün sağlık
kontrolünden geçen Polonyalı
futbolcunun lisans işlemleri de
tamamlandı. Koseçki, Denizli kadroya
aldığı takdirde yarınki maçta Konyaspor'a
karşı oynayabilecek. Dun antrenman
sonrası ha> van tiyatrosuna giden Koseçki.
gösterileri izledi. Ünlü futbolcu bir sure de
fil ve maymunlarla şakalaştı. Bu arada
Galatasaray'ın gözden çıkardığı ve
Gaziantepspor'a vermek istedigi Hasar.
hiçbir yere gitmeyecegıni açıkladı.
(Fotograf: Mustafa Ersoy)
Ayran ve Tahtırevan
ÜSTÜN AKMEN
Gerek Galatasaraylılann, gerekse Fener-
bahçelilerin aylardır peşinden koştukları
Koseçki, Sarı-Kırmızılı kulübümüz ile 6
milyara anlaştı. Basında, futbol şubesi so-
rumlusunun; asbaşkanın, dışişleri koordi-
natöninün güleç fotoğrafları. Bu arada bir
demeç: "Polonyalı futbolcu sezon başın-
da 800 milyona Ankaragücü'ne gelmek is-
tedi, ancak yönetim pahalı oldugu gerek-
çesi ile almadı". Yetmedi. Bir demeç da-
ha: "Kosecki'yi bir ay önce 3 milyara Ba-
kırköyspor'a getirme ortamı bulduk. Bu
transferdeki ezeli rekabet çekişmesi Polon-
yalının fiyaüm 6 milyara yükseltti". Ardın-
dan bir haber... Galatasaray, "malûm"
transferden sonra beliren para sıkıntısını gi-
dermek için yardım kampanyası başlata-
cakmış. Aaaa! Tanju da "Transfer ayın-
da fiyatun en az 5 milyar olacak" diyor-
rrtus. Eeee, bunca rakam arasında Metin
Aşık durur mu? O da bir başka Polonyalı-
nın peşine düşmüş.
Bu olay da göstermiştir ki, yönetim açı-
sından bu iki seçkin kulübümüzün birbir-
lerinden farklılıklan yoktur. Galatasaray da
Fenerbahçe de aynı bilinçsizükle, aynı "ben
yaptım oldu"culukla yönetiliyor. Nedeni
ise "paralı bay başkan'Mar. Başkan ya da
yönetici çoğunluğunun paralı olmasına da-
yanan yürürlükteki köhnemiş yönetim an-
layışına göre dışanlıklı bir teknik direktör,
iki de yabancı diyar futbolcusu ithal ettin
mi al sana Batılı spor anlayışı. Oysa Batı'-
da kulüplerin arkasında dev sponsor fırma-
lar var. Bizde "en büyük", "başka büyük
yok" hamasetinden başka ne var? Batı'da
işini bilen profesyonel yönetici işbaşında.
Bizde borç bulabilme, borç verebilme ye-
teneklerinden başka erdemi olan kim var?
Batı'da kurumlaşma, bizde hep cüzdanını
göstererek seçim kazanma... Yatınmcı po-
tansiyelinde kaç yöneticimiz var? Batı'da
kulüplerde ekonomik özgürlük... Bizde Da-
mokles'in kılıncını kuşanmış, elinde teın-
lik sopasını sallayan zihniyet...
Bizde, beklenen gelır ve harcamalarla il-
gili varsayımların yeniden yapılmasından
sonra, gerekli mali gereksinimin karşılan-
masına yarayacak seçimlik yolların araştı-
rılması, sözgelimi yeni bir borçlanma du-
şünülüyorsa nereden ve hangi koşullarda
alınacağımn dikkatle araştınlması ve seçim-
lik yollardan tercihi gereken hakkında cid-
diyetle karar verilmesi gibi esaslar uygulan-
maz. Paralı başkan ve paralı yöneticiler el-
lerini cüzdanlarına atarlar, paraları sayar-
lar, cari hesaplannın alacağına yazdırırlar,
nihayette temliki de bastırırlar.
Ekonomik kaynaklar bulunmadan, ve-
rimli ve rasyonel yontemler saptanmadan
önümüzdeki aylarda Tanju da 5 milyarını
alır, Polonyalı ya da bir başkası da belkı
fazlasını. Bizde ayran çoook. Tahtırevan da
bol.
SPORDA DIYALOG ABDÜLKADIR YÜCELMAN
SUÇLAMALAR HAKSIZ — Şahsi oynamakla snçlanıyorum, ama buna katılmıyorum. Çün-
kü ben maça çıkarken takımımın kazanmasından başka bir şey düşunmuyorum.
LeventiHerkese>hatta
kendime bile kızıyorum
1966'da İstanbul'da doğdu. Ortaokuldayken basketbola başladı,
Eczacıbaşı basketbol minik takımında 3 yıl oynadı. Daha sonra
İTÜ'ye girdi. Bu takımda tam 10 yıl basketbol oynayan Levent
Topsakal ilk transferini Efes'e yaptı. 2 yıl sonra da F.Bahçe'ye
girdi. 100'ün iizerinde milli formayı giyen Levent Topsakal
geçen yıl da en iyi basketbolcu seçildi.
Futbolun milyarderleri arasına giremese de
basketbolun milyarderleri arasında en üst sı-
rada yer alan bir basketbolcu Levent Topsa-
kal. Renault Mais'in "şeref kürsüsü" jürisi-
ne gelen Topsakal'a bir gazeteci şöyle sonnuş-
tu: "Siz bir amatör sporcu olduğunuz halde
bilmem kaç yüz milyonu nasıl alabiüyorsu-
nuz?" Levent'in yanıtı gayet açıktı: "Ne ya-
palım, onlar veriyorlar, biz de auyoruz."
Basketbol camiasımn "kravat takmaz" di-
ye bildiği, bazı çevrelerin ise "asi gençllk"ten
birisi olarak tanımladığı Levent Topsakal ile
söyleştik.
— Levent, önce 10 yıl oynadıgın İTÜ'den
neden aynldın diye sorayım.
— İTÜ'den aynhnamın nedeni elbette ki
ekonomik. Yoksa İTÜ'de geçen yülanmı as-
la unutamam.
— Hangi kulübü tutuyorsun?
— Önce Galatasaraylı olduğumu söyleyebi-
lirim. Ama koyu bir Gaiatasarayh olmadığım
Benim düşündüğüm basketbol
şu. Atan, atabilen atar,
atamayan atacak olana pas verir.
Mesela bizde skorer Hüsnü var,
Richard var. Can Sonat var.
Onlar atsın diye ben atmıyorum.
Benim 2 sayı ile 4 sayı ile çıktığım
maçlar oldu. Ama bazen bu
skorerlerden birisi aksıyor. O
zaman ben atıyorum. Onemli
olan maç kazanmak, dedikodu
yapmak değil.
için sonra Beşiktaş'ı tuttum. Şimdi formasını
giydiğim Fenerbahçeliyim. Daha açıkçası ben
kulüp tutmuyorum. öyle diyelim daha doğ-
ru.
— Basketboidan bugüne dek ne kazandın?
— Maddi olarak kazandığım şeylerle geçi-
niyonım. Bir sıkıntım olmadı bugüne kadar.
Ama manevi olarak çok şey kazandım. özgü-
ven kazandım öncelikle. Çevrem, arkadaşla-
nrn oldu. Her şeyim basketbol sayesinde oldu.
— Tahsil durumun.
— Marmara Üniversitesi spor bölflmü, bi-
rinci sınıf. Galiba devam edemeyeceğim.
— Nedenmiş o? Pekala hem sponı hem tah-
sili devam ettirmen olası.
— Saruldığı kadar kolay değil. Maçlar, dep-
lasmanlar, antrenmanlar, milli takım kamp-
lan falan. Ohnuyor.
— Çalışraak için zaman kalmıyor mu?
— Zamanla da alakası yok. Bakın şöyle bir
olay anlatayım. Bizim hocamız var Kut Sarp-
yener. Bir gun bana dedi ki "Sen voleyboldan
kaldm." Nasıl kaldım hocam? "Devamsızlık-
tan kaldın" dedi bana. Peki, dedim başka ne
>apabilirim. Güreşe gittim, ondan da kalmı-
şım. Oradan da devamsızlıktan. Bunlar bana
koyuyor. Mesela ne bileyim 40, 50 kişinin için-
de ben kalıyorum, neden 4 devamsızlıktan. Biz
sporcuyuz, bir yerde sporu meslek edinmişiz.
Ekmek parası peşindeyiz, bırakın ekmek pa-
rasını milli takım için kampa giriyoruz, maç-
lara gidiyoruz, devamsızhğımız diye bir şey
olabilir mi? Bunlar insanın sinirini bozuyor.
Sarpyener hocaya "durum"u anlattım, "Ben
ilgilenirim" dedi, ama o da galiba bir şey ya-
pamadı.
— Bu yalnız senin sorunun değil ki spor ya-
pan ve sporla birlikte eğitimini sürdunneye ça-
İışan berkes için sorun. Ben de yazdım, bir-
kaç yazı konusu yaptım sorunu, ama sonun-
da ilgilenen olmadı.
— Bir de ağnma giden ne büiyor musunuz?
Bunu yapan matematik veya psikoloji hoca-
ları olsa neyse. Bunu yapan spor hocaları.
— Sen basketbol camiasında 'asi' olarak ta-
nımlanıyorsun. Seni ya çok seven, ya da çok
kızan var. Nedir olay?
— Beni basketbol camiasında önce
"şımank" diye tanımhyorlardı. Ben insanla-
ra karşı değişik tavırlar alınm. Mesela çok sev-
diğim insanlar vardır, arkadaşlarım, dostla-
nm. Bunlar için canımı veririm. Ama insan ay-
m dostluğu, yakınlığı karşısmdakinden de gör-
mek ister. Ben onu göremeyince bu kez tepki
gösteriyorum. Mesele budur. O zaman bana
"şımank" diyorlar. Varsın desinler. Ben na-
sılsa onları defterimden silmişim. Yani riya-
kâr insanlardan hoşlanmıyorum. Artık gali-
ba o eski tepki kalmadı. Beni anlayan anladı.
— Şimdi de 'şahsi oynuyor' diye suçlanıyor-
sun. Bunu büiyor muydun?
— Biliyorum, duyuyorum. Ama bu suçla-
malara da katılmıyorum. Çünkü ben maça çı-
karken takımımın kazanmasından başka bir
şey duşünmuyorum. O arada eğer şut atıyor-
sam benim atmam gerektiğine inandığım için
atıyorum. Ben de skorer bir oyuncuyum. Ben
daha iyi bir pozisyondaysam neden başkası-
na pas vereyim. Ben öyle düşünüyorum. Me-
sele bu kadar basit. Yoksa kişisel bir oyun dü-
şüncem olamaz. Ama ben bazen her şeyi unu-
tuyor olmahyım ki antrenörüm beni kenara
ahyor. Haklı olabilir, bir diyeceğim yok.
— O halde sen maç içinde bazen kendinden
geçiyorsun?
— Olabilir. Ne bileyim belki bazen seyirci-
ye, bazen hakeme, bazen top kaptırdım diye
kendime kızmış olabilirim. Maç içinde oyuna
konsantre olmuşken bunlan fark edemezsiniz
zaten. Bir top kaptırmışsın, topu alan gitmiş
sayıya, delirmek işten değil. Benim oyunum
böyle demek ki. Yani biraz uzun oldu, ama
anlatabildim sanıyorum derdimi.
— Son Baikan şampiyonasında taluma alın-
ratdın. Kulagıma şöyle bir laf geldi. 'Antre-
nör laf geçiremedigi için Levent'i taluma
almadı' diye. Ne diyorsun bu söylentilere?
— Mesela ben Çetin hocamla çok iyi geçi-
niyorum. Onun dediklerini harfı harfine ya-
pıyorum. Yapmadığım zaman zaten beni he-
men kenara alır. Benim istediğim hocamla
aramda iyi ilişkilerin, arkadaş ve dostluk an-
layışının olması. Elbette ben hocamın dediği-
ni yapmak zorundayım.
— Peki senin aleyhine bu söylentilerin bir
amacı olabilir mi?
— Sadece benim aleyhime değil. Kim sivri-
lirse onun için de yapıhr. Harun sivrildi, onun
için de yapıyorlar, başkalan için de. lsteniyor
ki bir takımda kimse sivrilmesin, herkes aynı
notu alsın, herkes aynı sayıyı yapsın gibi. Ofa-
bilecek şey değil, ama hep öyle duşünüyorJar.
— Peki senin düşündüğün basketbola an-
latır mısm?
— Benim düşündüğüm ve inandığım bas-
ketbol şu. Atan, atabilen atar, atamayan ata-
cak olana pas verir. Mesela bizde skorer oyun-
cu Hüsnu var, Richard var. Can Sonat var.
Onlar atsın diye ben atmıyorum. Benim 2 sa-
yı ile 4 sayı ile çıktığım maçlar oldu. Ama ba-
zen bu skorerlerden birisi aksıyor. O zaman
ben atıyorum. önemli olan maç kazanmak,
dedikodu yapmak değil.
— Bir de seni kravatsız olarak tanımlıyor-
lar. En ciddi toplantıiara bile spor gidiyorsun,
neden? Bir şeyi protesto etmek gibi bir döşün-
cen mi var?
— Kravat takmamak gibi bir saplantım yok.
Ama takmak gibi bir sıkıntım da yok.
— Galiba bu söylentiler hep evliügin önce-
sinden kalma.
— Olabilir. Bekârken deliliklerim olurdu.
Ama evlilik beni düzene soktu diyebUirim. Ya-
ni Levent gitti bir başka Levent geldi. Kısaca
evlilik bana yaradı.
Beni basketbol camiasında
'şımank'diye tanımhyorlardı.
Ben insanlara karşı değişik
tavırlar alınm. Mesela çok
sevdiğim insanlar vardır,
arkadaşlarım, dostlanm. Bunlar
için canımı veririm. Ama insan
aynı dostluğu, yakınlığı
karşısmdakinden de görmek ister.
Ben onu göremeyince bu kez
tepki gösteriyorum. Mesele
budur. O zaman bana "şımank"
diyorlar. Varsın desinler.
— Ben yine milli takıma geleyim. Bator ho-
cayı ben yıBardır tanınm, Darüşşafaka'da oy-
nadığı yıllardan... Sana karşı da bir düşönce-
si olduğunu sanmıyorum. Ama seni milli ta-
luma almadı. Bunun sence nedeni nedir?
— Benim duyduğuma göre sisteme uymu-
yormuşum, şahsi oynuyormuşum, müdafaa
yapmıyormuşum. Ben nedenlerin bu olduğu-
na inanmıyorum. Ben 16.5 yaşımda Italya'ya
karşı miUi formayı giydim. Bugüne kadar da
yüzün üzerinde milli maç oynadun. Ama iti-
raf edeyim ki çoğu milli mactan huzursuz dön-
düm. Belki takıma uyum sağlayamıyorum.
Belki diğer arkadaşlarım bana uyum sağlaya-
mıyor. Bir şey var, ama ne olduğunu ne ben
anladım, ne de bana bugüne kadar gerçeği söy-
leyen çıktı. Kafamda "ben neden milli takım-
da başarüı ohunıyoram" diye hep bir soru var-
dır. Batur hocayı suçlamıyorum kesinlikle.
Ama gerçeği o kadar acıkça söylemiyor olmalı.
Beni milli takıma almadılar diye elbette üzül-
düm. Ama bir şey daha var, galiba ben çok
koftuşuyorum. Takım idman yapacak, doktor
yok, mesela birimiz sakatlandı, salonda buz
yok. Bunlar belki basit, ama isyan ediyorum.
Benim işim mi. tşim olmasa da diğerlerinin
adına konuştuğum için hep ben ortada gözü-
küyorum. Galiba benim istenmeyişimin bir ne-
deni hatta asıl nedeni de bu olmalı. önemli de-
ğil. Yeter ki maç kazamlsın. Benim istediğim,
tek istediğim o.