Katalog

19 ARALIK 1990 CUMHURtYET/9 INSAMAR F Ü S U N O Z B İ L G E N GÖRÜŞ Kanat Kedinin kanadı olsaych serçenin adı olrpazdı. Atasftzfi ŞAHİNKAYA: ANAYASAY1 DEĞİŞTİRMENİN MAHZURU YOK Nasıl yani însan hakları?12 Eylül darbesini gerçekleşti- ren Milli Güvenlik Konseyi'nin 5 generalinden biri, eski hava kuvvetleri komutanı emekli orgeneral Tahsin Şahinkaya bir defüe izlemek üzere geldiği The Mannara Oteli salonlann- da gazetecilere yakalandı. Et- rafıru saran gazeteci gençlerle önce tatlı bir sohbete girişen Şahinkaya, Müliyet gazetesinin haşan muhabiri Musa Ağacık sorulanna başlayınca oldukça terledi. Soru ve yanıtlar şöyle gelişti: — Efendim, defilcyi nasıl tHddunuz? — Giizel bir defileydi, ben çok beğendim, siz beğenmedi- niz mi? Hepsi de oldukça mo- dern kıyafetler. tlgiyle izledim. — Shrtl yaşam nasıl geçiyor, sıkılıyor musunuz? — Emekli hayatım çok ra- hat geçiyor. Bende sıkılmak yok. Her gün yogun biçimde doluyum. Ayrıca spor da ya- pıyonun. » — Sayın Şahinkaya, sizin de katkılannızla hazvianan 1982 Aaayasası'nın degiştirilmesi Musa Ağacık Şahinkaya'yı sıkışürdı. hakkında ne dttşönüyor Sizin kanaiınızla mı? sunuz? — Değiştirilmesinde ben yetkili değilim. Jsteyenler de- ğiştirsin. Benimle bir alakası yok. Kim istiyor anayasanın değiştirilmesmi? — Halkımız istiyor efendim... — Kime soylüyor halk ana- yasayı değiştirmek istediğini? — Evet Sayın Şahinkaya, halk 1982 Anayasası'nın gu- nün koşullanna uymadtgını ve degiştirilmesi gerektigini soy- lüyor, bnnu bekliyor. — Halk isterse değiştirsin, isleyenler değiştirsinler. Bence bir mahzuru yok. Yaşam ko- şullan neyi gerektiriyorsa onu İDMHJKSİİRLER Uygarlık için leke İNSAN Hakları Haftası'n- da Istanbul Barosu'nun dü- zenlediği , 'tdam Cezalanna Hayır' kohulu dia gösterisi ve şiir gecesi geçen hafta sonu Dünya Sineması'nda yapıldı. Gecenin sunuculuğunu üstle- nen tiyatro ve sinema sanatçı- sı Gülsen Tuncer idam mahkûmu insanlann cezaevle- rinden "dışandaki" insanlara yazdığı şürlerden örnekler sun- du. Bir idam mahkûmunun yaz- dığı şiirin dizeleri şöyleydi. "Ranzamın yanına bir ayna astım Bir gün utanası bir çocuk gösteriyor Bir gün yaşlı ve cirkin kur- bagayı ' KaîızaTiun yanına bir ayna astım Bir gün burun deliklerini gösteriyor Bir gün yeşil ve mavi renk- leriyle bütün evreni sarıyor Ranzamın yanına bir ayna astım Bir gün gülflmsüyor Bir gün somurtuyor Ranzamın yanına bir ayna astım Asraaz olsaydua Mahvetti beni..." yapsınlar... Siz de anayasanın değiştirilmesini istiyor musunuz? — tstiyoruz Ssyın Şahinka- ya. Çünkü anti-demokratik maddelerle dolu ve yüzde 92 oy verdik, ama bunu baskı al- tında ve bilinçsiz olarak verdik. — Biz hazırladık, ama de- ğiştirilmesinin bence bir mah- zunı yok... — Peki efendim, içinde bu- lundugumuz Insan Hakları Haftası hakkında neler söyle- yeceksiniz. — Nasıl yani, insan hakları?.. — GenişletUmesi, bütün in- sanlann kutlaması gibi. İdam cdilen insanlar, işkence gören ve cezaevlerinde bekleyen in- sanlar var... — Bak burada bu konulara girmeyelim. İnsan Hakları Haftası mı?.. Bak ne güzel şey. Hep beraber kutlayalım, ama böyle sorulara yanıt vererek o kadar ileri gidemem. KENAN EVREN LOKANTAPA 12 Eylül'ün hesabı ESKİ Cumhurbaşkanı Ke- nan Evren, görev süresini ta- mamladıktan sonra Marma- ris'e yerleserek "emelcli" hayatı yaşamaya basladı. Heyecanlı diziler halinde de amlannı ya- zıyor. Bu anılarda anlattığı 1980 öncesi darbe planları savcılık önıinde.1980 sonrası için ise anayasanın geçici maddesinde öngörülen hükme göre hiçbır hesap sonılamıyor. Evren'le ilgili anlatılan bir fıkra şöyle: " Kenan Evren bir akşamüs- tii Marmaris'te bir lokantaya gider. Garsondan yemek liste- sini ister ve siparişini verir. Ev- ren yemeğini bitirince şef gar- son 'hesabı' getirir. Cumhur- başkanlığı yaptığı yıllarda he-, sabı kendi ödemeye alışkın ol- madığı için garsona getirdiği şeyin ne olduğunu sorar. Gar- son da 'Hesabınızı getirdim, onu istiyorum" yanıtını verir. Kenan Evren bunun üzerine derin bir nefes alır, arkasına şöyle bir yaslanır ve babacan bir tavırla garsona der ki: 'Ev- ladırn, hâlâ öğrenemedin mi, 12 Eylülcüler hesap vermez- ler..." EN BÛYÜK MEGALOMAN Köşke çıkan basın kralı KAHRAMANIMIZ Me- galoman, Süperman, Batman ve Heman'in de hazır bulun- duğu süperler zirvesine katılır. Diğerleri kendisini küçümsedi- ği için onlara "nasıl büyük bir megaloman olduğunu" geç- mişten bugiine kadar yaşadığı olaylar zincirinde anlatır: Çocukken annesinin "Be- nim oğlum büyük adam ola- cak, meydanlar dolacak, kah- raman paşa olacak" türünde- ki "ninnileri" ile büyür. Bir dergide şiiri yayımlan- dıktan sonra entel barda şair- lerin arasına katılır. Kadehler arasında boğulan diğer şairle- rin "nutuklarını ve şairleri kötülemelerini" duyunca "Ce- mal'in (Süreya), Edip'in (Can- sever) Cevat'ın (Çapan), "Ata- ol"un (Behramoğlu) şiirleri na- sıl, onlar şair degil mi size gö- re?" diye sorar. "Yok canım onlar kim, şiir yazmak kim, alkolik sayıkla- ması, raısra fukarası." yakın- malarını dinler. Oyunun bu bölümünde "Peki ya Hilmi nasıl bir şair" sorusuna diğer şairler, "Hilmi kiim, şiir kiim, belediye danış- manı ne olacak..." yanıtı verir- ler. (İzleyiciler arasında bulu- nan lstanbul Büyükşehir Bele- diyesi Kültür Danışmanı şair- yazar Hilmi Yavuz kahkahayı patlatır). Megaloman "hıda" ilerle- mektedir... Kışlalara, yatüı okul yemek- hanelerine 'kamyon kamyon' çürük limon satarak "işM dün- yasına atılır. İşler gittikçe ge- nişler, Araplara Boğaziçi sırt- lannı pazarlar... Bir gün işadamı olarak Köşk'e çıkar ve bir gazetenin "toplantı" odasına "patron" olarak girer. O artık basın kralıdır. "Yaa işleri" katındaki haber değerlendirme toplantısında basın kralı gelmeden önce bor- Bir megaloman nasıl yetişir? (Fotoğraf: Muharrem Aydın) nozuyla "manşet" bulmaya çalışan "gazeteciler" vardır. Gazetenin yannki manşeti- ne 'zam' olayını çekmek ister- ler. Genel Yayın Yönetmeni toplantıdaki kadm yazar Ha- sane Duygulu'ya 'zam' konu- sunda ne düşundüğünü sorar: Duygulu "Zam olayına Tür- kiye'de hep şoven erkek açısın- dan bakılıyor" yanıtını verir. Bu sırada içeri giren basın kralı "Az önce Köşk'ten aynl- dım. Hanımefendi kasten kısa boylu ve şişman gösteren fo- toğraflarını istemiyor" talima- tını verince yönetmen atılır: "Tabii efendim, dar acılı ob- jektif kullanır. fidan gibi çı- kartırız". Gazetenin manşeti ise "Yuh be insaf yok mu?" iken "Oh be dünya varmış" olur. Politikaya atılan "megalo- man" burada da istediğini el- de eder. Haluk Şahin'in yazdığı, Ah- met Gülhan'ın yönettiği "En Büyük Megaloman Baska Bü- yük Yok" isimli oyûn Abdul- lah Şahin Nokta Tiyatrosu'nda günümüz toplumuna esprili bir anlayışla yaklaşıyor. HAYVANLAR İSM4İL GÜLGEÇ 1 GALERİ LEBRİZ F\IIRETTİ\ BAYKAL Resim Sergısi 14 .\ralık'9O - 12 Ocak'91 Eytam Cad Açıkhava Apt 16 Nışai!as> U0 22 82 RESTAURANT Düğün Solonlan • Yemekli-Kiti b*n 16.SO0 T L > MezeU-YcmekU 19.500 T L Rez. 147 62 39-147 74 40 ICErarHÖÎILBÜTONrçp 25mm DAHAAÇIK.m p n AÇK. "Ece Bölgesi" BODRUM, GÖLKÖY TEL: (6147) 7387 8 8 - 8 9 FAX: (6147] 7386 İSTANBUL OFİS TEL: 147 99 63. FAX: 146 66 95 KİM KİME DUM DUMA BEHlç AK P İ K N İ K PİYALE M.ADRA HIZLI GAZETECİ \ECDET ŞEJV AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKH4\ GÜRSES GARFIELD JIM DAVIS TARİHTE BUGÜ3V MÜMTAZ ARIKAS TURN£R'İN ÖNCÛLÜĞÜ.. 19 Arabk 185f'D£ &UGÜA1,ÜNU) İUGiÜZ R6SSAMIJOSEPH MAL- LORD V/IUIAM TURNER, 76 YAŞ1NOA ÖLDÜ. KESİM YAPMAYA ÇOCUK VAŞTA BAÇLAM/Ş, İLK SERGİSİNİ S A $ A AÇÇ ftU A İ İ söeeN TURNBJZ DAHA SOUISA AYUI YEJS£ ÖSKETİM ÜYSSİ OLMUfTU. ÖZELÜICLE SUUI- BOVA PeYZATtASU ÇytAM2AeA) IL£ 77HNINAN S&M,KJULLAMI>& R4ELAZ ftEMKLBS VE ATMOS- FERLB, GEMÇ İZIEMIMCI (€Wee£YOUİST) eSSAMlA/SA İmAM VEMeC£kT/'. GeSÇE*:- t TBN DE, BAZII3ESİMIEEJ İZLEKJİMCJ BİR \ YERLEROE. RESİM YAPMA GELEMEĞİNİ 2 \ 1$- YÜ2Y/LDA İLK KIRAN ?• \ LAdOAH BlRİYDİ..