Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURlYET/4 HABERLER 19 ARALIK 1990
Şiriııterlikçrııin
davası
• tç Poutika Servisi —
SHP Gölge Kültür Bakanı
Fikri Sağlar'ın
ÇanakkaleMe geçen yıl
yaptığı bir konuşmada
Çanakkale Emniyet
MüdOrü Celal Şirinterlikçi
hakkında "Genelevlerden
rüsvet alıyor ve teşkilatta
ikUik yaratıyor" demesi
üzerine, Şirinterlikçi'nin
Sağlar aleyhine açtığı
tazminat davası reddedildi.
Çanakkale Asliye Hukuk
Mahkemesi anayasanın 83.
maddesine göre
milletvekillerinin Meclis'te
söyledikleri sözlerden ve bu
sözleri gizlilik derecesi
yoksa kamuoyu önünde
açıklamalanndan dolayı
sorumlu tutulamayacaidan
hükmünü dikkate aldı.
Büirkişi de ba yönde görüş
belirtince Şirinterlikçi'nin
davasının reddi
kararlaştınldı. Ancak
haberi yayımlayan Olay
gazetesi hakkında
Şirinterlikçi'nin açtığı 60
milyon liralık tazminat
davası sürüyor.
İşkence
davasında
karar
• ANKARA (AA) —
Yasadışı örgüte üye olmak
iddiasıyla gözaltına alınan
Kutap Meriç'e işkence
yaptıkları öne sürülen iki
polis memuru, 4 yıl 2'şer ay
ağır hapse mahkûm edildi.
Ankara 9. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde dün
görülen duruşmada, saruk
polisler Mehmet Akçelek,
Lütfı Çetin işkence
iddiasının iftira olduğunu
öne sürdüler. Davaa
avukau Şenay Sanıhan ise
iskence adli tıp raponıyla
sabit olduğunu ifade ederek
sanıklann cezalandınlması
istemini yeniledi. Mehkeme
heyeti, delîllerin incelenmesi
sdnucunda, suçun sabit
görüldüğünü belirterek
sanık polislerin, 4 yıl 2'şer
ay hapis ve 2 ay 15 gün
sûreyle memuriyetten men
cezası ile mahkûmiyetine
karar verdi. Yasadışı örgüte
üye olmaktan tutuklu
Kutay Meriç, kendisine
gözaltında iken işkence
yapılıdğını öne sürmflş ve
adü tıptan iki kolunun darp
sonucu kınldığını belirleyen
rapor almıştı.
İHI) ye bir ödül
daha
• ANKARA (ANKA) —
lnsan Haklan Derneği'ne
çalışmaları nedeniyle
yurtdışından bir ödül daha
verildi. Avusturya Af
örgütü'nün eski
basbakanlan Bruno
Kreinsky onuruna verdiği
"lnsan Haklan ödülü"nü
bu yü İHD aldı. örgütün
ödül dolayısıyla iHD'ye
gönderdiği yazıda,
Türkiye'de insan haklan
ihlallerinin yakından
bilindiği kaydedilerek
"Yıllardır insan haklannın
verleştirilmesi yolunda
sizlerin cesur çalışmalarınızı
hayranlıkla izliyoruz.
Derneğinizin Avusturya
kamuoyunda çok saygın bir
ismi bulunduğunu
bildirmekten sevinç
duyuyoruz" denildi. Yaada
ödül töreninin 18 ocakta
Viyana'da yapılacağı da
duyuruldu.
Hükümete
dava
• ANKARA (ANKA) —
1983 yılında vatandaşLıktan
çıkanlan ve bu konudaki
itirazlan Danıştay
tarafından reddedilen
gazeteci Doğan özgüden ve
înci özgüden
Strasbourg'taki Avrupa
lnsan Haklan
Komisyonu'nda Türk
hükümeti aleyhine dava
açtılar. özgüdenlerin
avukatı Catherine Deman
kotnisyona başvurusunda
müvekillerinin
vatandaşlıktan
çıkartılmasının Avrupa
İnsan Haklan
Sözleşmesi'nin 3., 6., 10.,
11., 13. ve 14. maddelerine
ve sözleşmeye ek
protokolün 1. maddesine
aykın olduğunu gösterdi.
Deman, iki gazeteciye Türk
vatandaşlıklannın iade
edilmesini ve uğradıklan
zararlann tazmin edilmesini
istedi.
İHD GenelKurulu'ndaKürtçe konuştukları için tutuklananlarsalıverildi
DGM'de Kürtçe krizi
POLİTİKA GÛNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİMKAYA
Sanık Vedat Aydm, Türkçe konuşmayarak
kimlik tespitini ve sorgusunu Kürtçe vermek
istedi. Sanık Okçuoğlu da tutanağa "Türk-
îslam" yazılmasına itiraz ederek "Kürt"
olduğunu söyledi.
Ayukatlar, Aydın'ın Kürtçe kimlik ve sorgusuna
izin verilmediği için duruşmaya
katılmayacaklarım belirterek topluca salonu
terk ettiler.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — tnsan Haklan Genel
Kurulu'nda Kürtçe konuştuklan
gerekçesiyle tutuklanan Vedat
Aydın ile avukat Abmet Zeki
Okçuoğlu dün tahliye edildiler.
Ankara Devlet Güvenlik Mah-
kemesi'nde geniş güvenlik ön-
lemleri altındaki duruşmada
Aydın, Kürtçe savunma yapmak
istedi.
tHD Genel Kurulu'nda Kürt-
çe konuşan Vedat Aydın ile
Türkçeye çeviren Istanbul Baro-
su avukatlanndan Ahmel Zeki
Okçuoglu ve bu olayı yaptığı ko-
nuşma ile savunan HEP Diyar-
bakır II Başkanı avukat Musta-
fa Özer'in yargılanmalanna dün
Ankara IX}M'de başlandı. Di-
yarbakır başta olmak üzere Do-
ğu ve Güneydoğu illerinden du-
ruşmayı izlemeye gelen çok sa-
yıda dinleyici nedeniyle mahke-
me çevresi ve duruşma salonun-
da geniş güvenlik önlemleri alın-
dı. Duriışmayı izlemek üzere Di-
yarbakır'dan gelenlerin otobusü
Ankara girişinde durduruldu ye
Abdülbaki Ok ile Mehmel Ül-
gen adlı kişiler gözaltına alındı.
Otobüs Ankara'ya sokulmaya-
rak geri gönderiîdi.
Çok sayıda avukatın hazır
bulunduğu duruşmada ilk tar-
tışma, dışarıda bekleyen dinle-
yicilerin salona girmelerine izin
verilmemesi üzerine çıktı. DGM
Başkanı Muhittin Mıbçak, avu-
katlann istemi üzerine salonda-
ki boş yerlere dinleyicilerin alın-
masına karar verince, bu tartış-
ma sona erdi. Ancak Vedat Ay-
dın'ın, Türkçe konuşmayarak
kimlik tespitini ve sorgusunu
Kürtçe vermek istemesi ikinci
tartışmayı başlattı. Sanık Aydm,
mahkeme başkanı tarafından
hazırlık ifadeleri okunarak
Türkçe ifade verdiğinin anımsa-
tılması üzerine ısrarla Kürtçe
konuşmaya devam etti. Sanık-
lardan Okçuoğlu da kimlik tes-
piti sırasında tutanağa "Tiirk-
Isiam" yazılmasına itiraz ederek
kendisinin "Kürt" olduğunu
söyledi. Diğer sanık Özer ise
kimlik tespiti sırasında "Kürt-
İslam" olduğunu bildirdi.
Mıhçak, iddianame çerçeve-
sinde sorgu verip vermeyeceğini
de sorunca, Aydın, Kürtçe ko-
nuşmaya devam etti. Bunun
üzerine Mıhçak, sanığm "Türk-
KÜRTÇE'YE TAHLtYE — tHD Genel Kurulu'nda Kürtçe konuştuklan gerekçesiyle tutuklanan Vedat Aydın (ortada) ve avukatı
Ahmet Zeki Okçuoğlu, (solda) tahliye edildi. (Fotoğraf: Banş Bil)
TUTUKSUZ OLARAK YARGILANAN BEŞÎKÇrNİN AVUKATI KANAR:
'142/3 tarihin çöplüğüne atılmalıdır'tstanbul Haber Servisi — Dr. tsmail Be-
şikçi'nin, yayımlanan üç kitabında, "milli
duygulan zayıflatıcı, bölücü propaganda
yaptığı" savıyla tutuksuz yargılanmasına
.devam edildi. . r / i , . '
v
'
tstanbul 2 nolu DGM'deki dünJcü duruş-
mada Beşikçi'nin avukaü İHD Istanbul Şu-
besi Başkanı Erean Kanar, TCK'nm 142/3.
maddesinin kaldırılmasını talep eden bir di-
lekçeyi, Anayasa Mahkemesi'ne sunulma-
sı istemiyle mahkemeye verdi. Kanar dilek-
çesinde şu görüşlere yer verdi:
"Milli duygu konusunda standart bir ka-
lıp yoktur, anlamı çağa, şartlara, kisrye, yo-
nıma ğöre değişir. Kürtlere Kürt demek
Türklerin milli duygulannı zayıflatmaz.
Tnrk nlusunun, bir ulusun varlığını ve ana-
dilini ink&ra zorlanması, Türkiye'nin ulus-
lararaa planda itibannı zedeler. Ülkemiz-
de insanlar halen faşist italya'dan alınan
142/3. maddeden yargıianmakta ve ceza al-
maktadır. Artık ltalya'da ve dttnyanın hiç-
bir yerinde kullanılmayan bu maddenin biz-
de de hukukun tarih çöplüğüne atdması za-
manı gelmistir. Bunuo onuru maakemeni-
ze ait olmalıdır. Dilekçemizin Anayasa
Mahkemesi'ne sunıtlmasını mahkememiz-
den talep ediyoruz."
tskender Tepebaşüı başkanlığındaki
mahkeme heyeti 'talebin incelenmeye de-
ğer bulunduğunu' bildirerek duruşmayı ileri
bir tarihe erteledi.
çe berhangi bir cevap vermedi-
ğini, anlaşılamayan bir dilde be-
yande bulunduğunu" tutanağa
yazdırdıktan sonra diğer sanık-
lann sorgulanna geçti. Ancak
Okçuoğlu, Aydın'ın sorgusunun
kendi sorgusu ile ilgili olduğu-
nu, bu nedenle Aydın'ın ana di-
li olan Kürtçe olarak sorgusu-
nun yapılmasını istedi. Okçuoğ-
lu, aksi takdirde sorgu vermeye-
ceğini, susma hakkını kullana-
cağını da belirterek Aydın'ın
Kürtçe sorgu verip vermeyeceği
konusunda bir karar aiınması-
nı istedi. Bu arada savunma
avukatlan da izlenen yönteme
iliskin usul tartışması başlattılar.
Mahkemenin usule aykın dav-
randığını da öne süren avukat-
lar, kendilerine söz hakkı veril-
mediğini öne sürdüler. Avukat-
lar Aydın'ın ana dili ile sorgu
vermek istediğini belirterek bu
konuda konuşmak için usul açı-
sından yeniden söz isteminde
bulundular. Başkan Mıhçak ise
sanık avukatlannın el kol işare-
ti yaparak mahkemeyi itham al-
tında tutucu konuşmalar yaptık-
lannı, söz hakkı verilmeden ko-
nuştuklannı, bu durumun ise
duruşmanm düzenini bozduğu-
nu tutanağa geçirdi. Bu sırada
sanık avukatlannın Aydın'ın
Yanıt yok
Kürtçe kimlik ve sorgusuna izin
verilmediği için duruşmaya ka-
tılmayacaklannı belirterek top-
luca duruşma salonunu terk et-
tikleri göruldü. Salondan avu-
katlann ve baa dinleyicilerin
çıkmasından sonra Okçuoğlu,
kendisine yeniden okunan iddi-
aname uyannca, sorgusunun is-
tenmesi üzerine susma hakkını
kullanarak, yanıt vermeyeceğini
söyledi. özer de sorgusunda,
davanın bir bütün olduğunu,
Aydın'ın ana dili olan Kürtçe be-
yanda bulunup Kürtçe sorgusu
yapılmadığı sürece herhangi bir
açıklamada bulunmayacağını,
çünkü yargılanan konunun Kürt
dili olduğunu belirtti.
Bu arada mahkeme heyeti,
duruşmaya 10 dakika ara verdi.
Aradan sonra mahkeme heyeti-
nin, savunma avukatlannın tah-
liye taleplerini almaksızın tutuk-
lu sanıklar Vedat Aydın ve Ah-
met Zeki Okçuoğlu için tahliye
karan verdi.
Yaklaşık 2 saat süren duruş-
ma>ı, SBP milletvekilleri Kenud
Anadol, Hüsnü Okçuoğlu, Ka-
mil Atesogullan, Ekin Dikmen
ile HEP milletvekilleri Mafcmut
Alınak, tsmail Hakkı Önal ve
Ahmet Türk, SBP kuruculann-
dan Sadun Aren, İHD Genel
Başkanı Nevzat Helvacı ve Ge-
nel Sekreter Akın Birdml da iz-
ledi.
Anayasa Mahkemesi, 424 ve 425 için inceleme karan aldı .
Kararname rapor bekliyor
tstanbul Barosu Başkanı, Anayasa
Mahkemesi'nin iç yönetmeliğine göre
incelemeye hangi üyelerle başlandıysa yine o
üyelerle incelemeyi sonuçlandırması gerektiğine
dikkat çekerek "Yeni bir KHK çıkararak
kararnameyi inceleyecek heyete tarikatçı üye
Haşim Kılıç*! da katmaya çahşıyorlar" diyor.
tç Politika Servisi — Anayasa
Mahkemesi, hukumet tarafından
çıkanlan yeni kararname ile tar-
tışmalı dunıma düsen Güneydo-
ğu kararnameleri için son sözu-
nü, raportör tarafından konuya
Oişkin yapılacak inceleme sonun-
da söyleyecek. Istanbul Barosu
Başkanı Avukat Turgut Kazan,
424 sayuı KHK yerine 430'un çı-
kartümasımn ardında "Açda-
cak yeni bir iptal davasma tari-
katçı üye Haşim Kıiıç'ın da ka-
tdınunı sağlama"nın yattığını
belirtti. Kazan, "Yurttaşlann
anayasal teminatını kaldırma
oyunu" diye nitelendirdiği uy-
gulamaya karşı Meclis'in hesap
sormasmı istedi.
424 ve 425 sayıL kararname-
ler için SHP tarafından yapılan
iptal basvurusunu dün saat
I3.00'te esastan incelemeye baş-
layan Anayasa Mahkemesi heye-
ti, 1.5 saat süren otunım sonun-
da, "raportöriin, yeni kararna-
me karşısında eski kararname-
lerin dunımlannın ber yönden
incelenerek ek bir rapor
hazıriamasına" oybirliği ile ka-
rar verdi. Heyet, Raportör Meh-
met Turan'ın bu raporunu "en
kısa zamanda" hazırlamasıru da
istedi. Mahkeme heyetinin, bu
raporun hazırlanmasından son-
ra yeniden toplanarak SHP'nin
iptal basvurusunu bir sonuca
bağlayacağı kaydedildi.
Kamuoyunda "Sansür ve
Sürgün" karamamesi olarak
adlandınlan 424 sayılı KHK'nın
yerine yürürlüğe giren 430 sayılı
KHK'ya tepkiler sürüyor.
ANAP Muş Mületvekılı Ala-
addin Fırat, yeni kararnameyle
ilgili, olarak "Eski kararname
biraz yumuşatılıp esnetilmiş.
Bölge valisinin yetkileri biraz
danüblmıs. Ama olağanüstü hal
devam edivor. Umanm bir ye-
aisini daha çıkarıp biraz daha
yumuşatırlar" dedi.
ANAP Malatya Milletvekili
ve TBMM tçişleri Komisyonu
Başkanı Galip Demirel, "Yeni
karamamenin görüşülmesi için
de eskisinden oldugu gibi
TBMM iç tüzıiğünün çıkanlma-
stnı bekleyecegiz. Çünkü bu ko-
nudaki usul tartışması halen
açüdığa kavuşmadı" görüşünü
savundu.
Yeni kararnameyle ilgili basm
açıklaması yapan Istanbul Ba-
rosu Başkanı Turgut Kazan,
424 yerine 430 sayılı kararname-
nin bir yumuşama sağlamak
için değil anayasa yargısını ber-
taraf edebilmek için çıkartıldı-
ğını savlayarak şu görüşe yer
verdi: "Önce Başbakan'ın eşi,
sonra tarikatçı üye Haşim Kı-
lıç'la Anayasa Mahkemesi'ni
tesfim alma adımlan atümış, ar-
dından anayasaya karşıtaileyo-
luna başvurularak hem erken
gelecek bir iptalden kurtulma-
nın bem de yeni kararnameyi in-
celeyecek heyete bu tarikatçı
üyeyi sokmanın yollan açdnuş-
tır. Anayasa Mahkemesi kendi
iç yönetmeliğine göre bir işi in-
celemeye başladığı zaman sonu-
cu da incelemeye başladığı üye-
lerle sonuçlandırmak durumun-
dadır. Bunu goz önüne alao
Cumhurbaşkanı ve hükümet,
eğer bir şe> anayasaya ve huku-
ka aykınysa onu hukoka uygun
bir duruma getinnenin aksine
bir düşiinüşle hukuku bize uy-
duraüm fikrinden hareket et-
mişlerdir."
Vanlan son durumun "hu-
kuk devleti açısından vahim "
olduğunu ve bir "anayasa ihla-
li" niteliğüıde olduğunu vurgu-
layan Turgut Kazan, açıklama-
sında şu görüşlere yer verdi:
"Meclis derhal obya el koyma-
bdır. Insanlanmıan anayasal te-
minaü çiğneniyor. Anayasa yar-
gısı hiçe sayılıyor. Meclis dene-
timinden koparılmış kararna-
meler, anayasa yargısından da
kaçırüıyor. Lütfen anayasanın
91 ve 121'ind maddelerini ayn
ayn okuyunuz. Olağanüstü bir
kararnameyi aynı gün Meclis
onayına sunmak zorundasınız.
Bu kararnameler komisyona
yollanamaz. Meclis iç tnzüğü
çıknuunıştır diyerek yasama de-
netimi tıkanamaz."
SHP Istanbul ll Başkanı Er-
can Karakaş da 424 sayılı karar-
nameye ilişkin yaptığı basın
açıklamasında özetle şu görüşe
yer verdi: "430 sayüı yeni karar-
name de 424 sayüı eski kararna-
me gibi insan haklanna, de-
mokrasiye ve buknk devleti U-
keierine tamamen nt bir karar-
namcdir. Özde değişen bir şey
yoktur. ANAP iktidan Güney-
dognda sansür, sürgün ve bas-
kıyı devam ettirmek istemekte-
dir. Oysa bölgedeld sorunun çö-
zümü ancak demokrasi içerisin-
de banşçı yöntemlerle müm-
kündür."
Istanbul Üniversitesi Hukuk
Fakültesi Anayasa Hukuku
profesörlerinden Erdoğan Teziç
ise yeni kararname çıkarılma-
sında "açıkça anayasa mahke-
mesinin denetiminden kaçma
amaonın" güdüldüğünü savun-
du.
Bir izlenim, bir
başka adayın eski
bakanlardan Ekrem
Pakdemirli'nin usul
usul genel başkanhğa
yürüdüğü yolunda.
Sorduk soruşturduk.
Genel hava
olumluydu.
Zor Olanı Başarmak
ANAP'ın SHP-DYP diyaloğundan bir hayit rahatsız oldu-
ğu gerçek. Özal'ın çizdıği yöntemin, SHP-DYP işbirliğiyle
bozulacağı kuşkusu ANAP tepelerinde şu günlerde yoğun
tartışmalara neden oluyor.
Özal-Akbulut ilişkisinin bozulduğu yolunda çıkan haber-
ler, henüz kortgre takvimi belirmeden kamuoyu anketteriy-
le yeni genel başkan arayışına yönelinmesi, başta örgütle-
ri ve yöneticileri bir hayii tedirgin ediyor.
Anayasa değişikliğiyle kamuoyunda başlatılan başkanlık
tartışması SHP-DYP diyaloğuyla birden geri plana atılırken,
gözlerin yeniden ANAP'a çevrılmesi için üç bölümlük bir
oyun sahneye konulmak istendi, ama tutmadı. Hodri mey-
dan, sine-i millet, ara seçim üçgeninde karşılıklı demeç ver-
me yarışına taraflar el ense çekerek katıhrken ANAP, Türk-
iye'nin gündemini elinden kaçırdı.
Çünkü Zonguldak'ta 45 bin taşkömürü işçisi greve git-
mişti. Özal, ilk aşamada grevi her zamanki gibi önemsemez
göründü. Verdiği demeçlerle kamuoyundan destek alaca-
ğını umdu. Ama Zonguldak grevi dalga dalga yayıldı, ka-
muoyunun ilgi odağı oldu.
Televizyon ve kimi gazetelerle gündem yeniden belirien-
meye başlandı. Belki beş yıl önce olsaydı ANAP bu işten
çok kâriı çıkardı. Bugün halk destegini yitirmenin verdiği te-
laşla daldan dala konma yöntemi tüm hesapları altüst etti.
Nedeni açıkça ortadaydı. Halk erken seçim istiyordu. Ak-
bulut'un dediği gibi muhalefet erken seçımden kaçmıyor-
du.
SHP Genel Sekreteri Hikmet Çetin ile DYP Genel Baş-
kan Yardımcısı Hüsamettin Cindoruk başkanlıgındaki ko-
mısyon, dün çalışmalara başladı. İlk aşamada vanlan or-
tak nokta şuydu:
— Sine-i millet amaç değil, araçtır...
ANAP'ta bir panik ve tedirginlik giderek büyüyor bu ne-
denden ötûrü...
Başta Başbakan Yıldırım Akbulut, ANAP'ta güçlü oldu-
ğunu kanıtlamak için kollan sıvıyor, Elbet bunu yaparken
de bir hayii korkuyor. Oturduğu koltuktan bir gün "küt" di-
ye düserse sonu ne olacak telaşı giderek büyüyor.
Akbulut'a yakın ^ . ^ _ _ _ ^ _ ^ m m m m ^
bir bakan, son ge-
lişmeler karşısında
bakın ne diyor:
— Yıldınm Bey
görüldüğü kadar bu
işlerden habersiz,
politikayı bilmeyen
bir kişi değil. Şu ya
da bu şekilde, eğer
büyük kongre yapı-
lırsa tüm adaylara
fark atar...
Biz de, "iyi,
ama" divoruz, "Ak-
bulut, Ozal'a baş-
kaldınrsa, o zaman kottuğu sallanmaya başlar". ANAP'lı Ba-
kan, "Şu anda bir şey söylernek ıstemiyorum" deyip ekli-
yor:
— Kamuoyuna Mesut Yılmaz havası basılıyor. Once şu-
nu söyleyeyim. Sayın Yılmaz Bursa delegasyonundan oy
alabilirdi sadece. Şimdi o ihtimal de yok. Dışişleri Bakanı
Alptemoçin, oylarını keser. Mesut Bey'in ANAP'ta hiç gü-
cü yok...
İzlenimlerimiz, bir başka adayın eski bakanlardan Ekrem
Pakdemirli'nin usul usul genel başkanhğa yürüdüğü yolun-
da. Sorduk, soruşturduk. Genel hava olumluydu. Parti ta-
banında iyi gelişmeler gözleniyordu:
— Sayın Pakdemirli alternatif program hazırlığı içinde ve
genel başkanhğa da aday...
Elbet tüm bu gelişmeler Çankaya tarafından izientyor...
ANAP'ta Akbulut'un özal'a başkaldınsı -belki göstermelik-
siyasal gündemin ilk basamağını oluştururken SHP'de de
bir başka sıkıntı yaşanıyor. Belediyelerde yönetim karma-
sası SHP PM'de tartışılıyor. Karşıyaka Belediye Başkanı'-
nın gazetelere verdiği tam sayfa ilanlarda Erdal İnönü'nün
adınm geçmemesi, bir başkasının kendisini "ben erkek
güzeliyim" diye tanıtması, genelde yolsuzluk savlarının gi-
derek yoğunlaşması SHP'yi bir genelge hazııiığına itiyor.
Genelgeyi Genel Sekreter Yardımcısı Yiğit Gülöksüz ha-
zırlıyor. Yarın bugün tüm SHP'li belediyelere gonderilecek.
Tasarruftan gösterişe, gayri menkul satımından hakedis-
lerin ödenmesine dek geniş kapsamlı bir genelge bu.
ANAP tepelerindeki SHP-DYP tedirginliği sürerken SHP
hem kendi iç sorunlarından arınmaya hem de Türkiye'de
siyasal gündemi yakalamaya çaiışıyor. Güç otea da bunu
yapmak zorunda olduğunu biliyor.
İnönü de yarın Körfez ülkelerine gidiyor...
P A R L A M E N T O D A N
Aykut grevden söz etmedi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Çahşma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı'nın bütçeleri, TBMM Genel Kurulu'nda kabul
edildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Imren
Aykut'un bütçe üzerindeki konuşmasında
Zonguldak'taki maden işçilerinin grevine hiç
değinmemesi muhalefet partilerine mensup
milletvekillerince eleştirildi. SHP Erzincan Milletvekili
Mustafa Kul, Bakan Aykut'u bu tutumundan dolayı
"ciddiyetsizlikle" suçladı. ANAP Yozgat Milletvekili
Ahmet Dalkıran ise muhalefet partilerinin "işçileri
sokağa dökmek istediklerini" öne sürdü. Bakan Aykut
ise konuşmasında, Bağ-Kur prim borçlannın
toplanabilmesi ve ilaç yolsuzluklannın önlenebilmesi
amacıyla hazırlanan yasa tasansının TBMM'ye
sunulacağını bildirdi. Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı bütçesinin görüşülmesi sırasında ise ağırlık
olarak çevre ve nükleer enerji konusu tartışıldı. SHP
milletvekilleri Fuat Atalay ile Veli Aksoy, Aliağa'da
yargı karanna karşın termik santraJ kurmakta direnen
Bakan Fahrettin Kurt'ün "suç işlediği" görüşünü
savundular. Bakan Kurt ise konuşmasında, "nükleer
enerjinin Türkiye'nin dünyadaki saygınhğını
arttıracağını" öne sürdü.
430 sayılı kanunhükmündeki karamamenin tam metni
e) Bölge illerinin iktisadi, sosyal ve kültü-
rel yönden kalkınmasına ve görevinin ifası-
na İlişkin yatınm tekliflerinde bulunabilir.
0 Olağanüstü hal bölgesine dahil illerle il-
gili veya bu bölgeyi etkileyecek yayınlarda
Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Genel
Müdürlüğu, Içişleri Bakanhğı ve MiUi Güven-
lik Kurulu Genel Sekreterliği Ue koordinas-
yon ve işbirliği yapmakla yükümlüdür.
g) Görev alanında yürütülen çalışmalar ko-
nusunda Bö^ge Valiliği'nce hazırlanan bildi-
ri, bülten ve açıklamalann TRT kurumundan
aynen yayımlanmasını isteyebilir.
MADDE 4—285 sayılı kanun hükmünde
karamamenin 4'üncü maddesinin son iki fık-
rasmda yer alan "yetki devri" Ue Işçişleri Ba-
kanı'na tanınan diğer yetkilerin ilgili huküm-
leri, bu kanun hükmünde kararname ile ge-
tirilen ilave tedbirlere ilişkin yetkiler için de
geçerlidir.
MADDE S—285 sayüı kanun hükmünde
kararname ile ihtas edilen Olağanüstü Hal
Bölge Valiliği ve olağanüstü halin devamı sü-
resince Olağanüstü Hal Bölgesi ve mücavir il-
lerde ilgili kanun ve kanun hükmünde karar-
nameler gereğince alınan tedbirler, yapılan uy-
gulamalar, kullanılan yetkiler ve bu maksat-
la ahnan kararlar neden gösterilerek, görevli
ve yetkililer hakkında Olağanüstü Hal Böl-
gesi ile mücavir iller içinde veya dışında ba-
sümış olup olmadığına bakılmaksızm yapılan
yayınlar sebebiyle kişisel haklanna bulunulan
görevli ve yetkililerin Türk Medeni Kanunu
ve Borçlar Kanunu'nun hükümlerine dayanan
manevi tazminat talepleri sonucunda tazmi-
nata hükmedilmesine karar verildiği takdir-
de, tazminatın miktan; yayınm mevkuteler ile
yapüması halinde, mevkute aylık veya bir ay-
dan fazla süreli ise bir önceki fiili satış mik-
tarının toplam satış bedeli tutarının; mevku-
te bir aydan az süreli ise bir önceki fiili satış
miktanmn toplam satış bedeli tutanntn; mev-
kute niteliğinde bulunmayanbasılı eserler ile
yeni yayına giren mevkuteler hakkında ise en
yüksek tirajlı günlük mevkutenin bir önceki
ay ortalama satış tutannın yüzde yetmiş be-
şinden az olamaz.
MADDE 6—Olağanüstü Hal Bölgesi'ne
dahil illerde UgiU kanun ve kanun hükmün-
de kararnameler gereğince ahnan tedbirler,
yapılan uygulamalar, kullanılan yetkiler ve bu
maksatla alınan kararlar neden gösterilerek
görevli ve yetkililer hakkmda, Olağanüstü Hal
Bölgesi'ndeki iller içinde veya dışında basıl-
mış olup olmadığına bakılmaksızm Türk Ceza
Kanunu'nun 480'inci maddesinde yazılı ha-
karet suçlann, gerçeğe aykın yazı, haber, ha-
vadis, fotoğraf veya vesikalann neşredilmesi
veya her türlü olay ve vesikalann tahrif edi-
lerek yayımlanması suretiyle işlenmesi halin-
de, faillere ilgili maddelerde yazılı cezalara ila-
ve olarak yüz milyon liradan iki yüz milyon
liraya kadar ağır para cezası verilir.
Bu fülerin 15/7/1950 tarirüi ve 5680 sayılı
Basm Kanunu'nun 3'üncü maddesinde belir-
tilen mevkuteler vasıtasıyla işlenmesi halinde,
sahiplerine de aynı cezalar verilir. Ancak hük-
medilecek ağır para cezası yüz milyon liradan
az olamaz. Bu mevkutelerin sorumlu müdür-
lerine, sahiplerine verilecek cezanın yansı uy-
gulanır.
Bu maddenin tatbiki, bu hususta aynca şi-
kâyette bulunuhnasına bağhdır. Şikâyet dilek-
çesi verihnediği takdirde gerçeğe aykırüık re'-
sen araştınlamaz. Bu husustaki şikâyetin Türk
Ceza Kanunu'nun 490'mcı maddesindeki süre
içinde yapılması gerekir.
Türk Ceza Kanunu'nun 158, 159 ve
268'inci maddelerinde yazıü hakaret suçlan-
na, birinci ve ikinci fıkrada yazılı şekilde iş-
lenmesi halinde, bu maddelerde gösterilen
suçlan işleyen failler de yukandaki fıkralar
hükümleri uygulanmak suretiyle cezalan-
dırılır.
Türk Ceza Kanunu'nun 481'inci maddesi-
nin uygulandığı hallerde bu madde ve hükum-
ler tatbik edilemez.
MADDE 7—285 sayıh kanun hükmünde
kararnamede sayılan iller veya olağanüstü ha-
lin devamı süresince; Türk Ceza Kanunu'nun
125'inci maddesindeki suça işleyenler ile ilgi-
li olarak aynı kanunun 169'uncu maddesin-
deki eylemlerde bulunanlar hakkında,
169'uncu maddeye göre verilecek cezalar, bir
kat arttınlarak hükmolunur.
MADDE 8—Bu kanun hükmünde karar-
name ile tçişleri Bakanı'na Olağanüstü Hal
Bölge Valisi'ne ve Olağanüstü Hal Bölgesi da-
hilindeki il valilerine tanınan yetkilerin kul-
larulması ile ilgili her türlü karar ve tasarruf-
larından dolayı bunlar hakkında cezai, mali
veya hukuki sorumluluk iddiası ileri sürüle-
mez ve bu maksatla herhangi bir yargı mer-
ciine başvurulamaz. Kişilerin sebepsiz uğra-
dıklan zararlardan dolayı devletten tazminat
talep etme haklan saklıdır.
MADDE 9—Devletin ülkesi ve milleti ile
bölünmez bütünlüğünü bozmaya, Türk Dev-
leti'nin ve Cumhuriyeti'nin varhğuu tehlike-
ye düşürmeye, temel hak ve hürriyetleri yok
etmeye yönelen eylemlerin mücavir illerde de
genişleme istidadı göstennesi hallerindc, bu
kanun hükmünde kararname ile Içişleri Ba»
kanı'na, Olağanüstü Hal Bölge Vahsi'ne ve-
rilen görev ve yetkiler, bu kişilerce mücavir
illere de münhasır olmak üzere kuUanıür.
MADDE 10—25/10/1983 tarihli ve 2935
sayıh kanun ile 10/7/1987 tarihli ve 285 sa-
yıü kanun hükmünde kararname hükümleri
saklıdır.
MADDE 11—10/5/1990 tarihli ve 424 sa-
yıh kanun hükmünde kararname yürürlükten
kaldınlmıştır.
MADDE 12—Bu kanun hükmünde karar-
name' yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 13—Bu kanun hükmünde karar-
name hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BİTTt