25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURlYET/4 HABERLER 19 ARALIK 1990 Şiriııterlikçrııin davası • tç Poutika Servisi — SHP Gölge Kültür Bakanı Fikri Sağlar'ın ÇanakkaleMe geçen yıl yaptığı bir konuşmada Çanakkale Emniyet MüdOrü Celal Şirinterlikçi hakkında "Genelevlerden rüsvet alıyor ve teşkilatta ikUik yaratıyor" demesi üzerine, Şirinterlikçi'nin Sağlar aleyhine açtığı tazminat davası reddedildi. Çanakkale Asliye Hukuk Mahkemesi anayasanın 83. maddesine göre milletvekillerinin Meclis'te söyledikleri sözlerden ve bu sözleri gizlilik derecesi yoksa kamuoyu önünde açıklamalanndan dolayı sorumlu tutulamayacaidan hükmünü dikkate aldı. Büirkişi de ba yönde görüş belirtince Şirinterlikçi'nin davasının reddi kararlaştınldı. Ancak haberi yayımlayan Olay gazetesi hakkında Şirinterlikçi'nin açtığı 60 milyon liralık tazminat davası sürüyor. İşkence davasında karar • ANKARA (AA) — Yasadışı örgüte üye olmak iddiasıyla gözaltına alınan Kutap Meriç'e işkence yaptıkları öne sürülen iki polis memuru, 4 yıl 2'şer ay ağır hapse mahkûm edildi. Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün görülen duruşmada, saruk polisler Mehmet Akçelek, Lütfı Çetin işkence iddiasının iftira olduğunu öne sürdüler. Davaa avukau Şenay Sanıhan ise iskence adli tıp raponıyla sabit olduğunu ifade ederek sanıklann cezalandınlması istemini yeniledi. Mehkeme heyeti, delîllerin incelenmesi sdnucunda, suçun sabit görüldüğünü belirterek sanık polislerin, 4 yıl 2'şer ay hapis ve 2 ay 15 gün sûreyle memuriyetten men cezası ile mahkûmiyetine karar verdi. Yasadışı örgüte üye olmaktan tutuklu Kutay Meriç, kendisine gözaltında iken işkence yapılıdğını öne sürmflş ve adü tıptan iki kolunun darp sonucu kınldığını belirleyen rapor almıştı. İHI) ye bir ödül daha • ANKARA (ANKA) — lnsan Haklan Derneği'ne çalışmaları nedeniyle yurtdışından bir ödül daha verildi. Avusturya Af örgütü'nün eski basbakanlan Bruno Kreinsky onuruna verdiği "lnsan Haklan ödülü"nü bu yü İHD aldı. örgütün ödül dolayısıyla iHD'ye gönderdiği yazıda, Türkiye'de insan haklan ihlallerinin yakından bilindiği kaydedilerek "Yıllardır insan haklannın verleştirilmesi yolunda sizlerin cesur çalışmalarınızı hayranlıkla izliyoruz. Derneğinizin Avusturya kamuoyunda çok saygın bir ismi bulunduğunu bildirmekten sevinç duyuyoruz" denildi. Yaada ödül töreninin 18 ocakta Viyana'da yapılacağı da duyuruldu. Hükümete dava • ANKARA (ANKA) — 1983 yılında vatandaşLıktan çıkanlan ve bu konudaki itirazlan Danıştay tarafından reddedilen gazeteci Doğan özgüden ve înci özgüden Strasbourg'taki Avrupa lnsan Haklan Komisyonu'nda Türk hükümeti aleyhine dava açtılar. özgüdenlerin avukatı Catherine Deman kotnisyona başvurusunda müvekillerinin vatandaşlıktan çıkartılmasının Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi'nin 3., 6., 10., 11., 13. ve 14. maddelerine ve sözleşmeye ek protokolün 1. maddesine aykın olduğunu gösterdi. Deman, iki gazeteciye Türk vatandaşlıklannın iade edilmesini ve uğradıklan zararlann tazmin edilmesini istedi. İHD GenelKurulu'ndaKürtçe konuştukları için tutuklananlarsalıverildi DGM'de Kürtçe krizi POLİTİKA GÛNLÜĞÜ HİKMET ÇETİMKAYA Sanık Vedat Aydm, Türkçe konuşmayarak kimlik tespitini ve sorgusunu Kürtçe vermek istedi. Sanık Okçuoğlu da tutanağa "Türk- îslam" yazılmasına itiraz ederek "Kürt" olduğunu söyledi. Ayukatlar, Aydın'ın Kürtçe kimlik ve sorgusuna izin verilmediği için duruşmaya katılmayacaklarım belirterek topluca salonu terk ettiler. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — tnsan Haklan Genel Kurulu'nda Kürtçe konuştuklan gerekçesiyle tutuklanan Vedat Aydın ile avukat Abmet Zeki Okçuoğlu dün tahliye edildiler. Ankara Devlet Güvenlik Mah- kemesi'nde geniş güvenlik ön- lemleri altındaki duruşmada Aydın, Kürtçe savunma yapmak istedi. tHD Genel Kurulu'nda Kürt- çe konuşan Vedat Aydın ile Türkçeye çeviren Istanbul Baro- su avukatlanndan Ahmel Zeki Okçuoglu ve bu olayı yaptığı ko- nuşma ile savunan HEP Diyar- bakır II Başkanı avukat Musta- fa Özer'in yargılanmalanna dün Ankara IX}M'de başlandı. Di- yarbakır başta olmak üzere Do- ğu ve Güneydoğu illerinden du- ruşmayı izlemeye gelen çok sa- yıda dinleyici nedeniyle mahke- me çevresi ve duruşma salonun- da geniş güvenlik önlemleri alın- dı. Duriışmayı izlemek üzere Di- yarbakır'dan gelenlerin otobusü Ankara girişinde durduruldu ye Abdülbaki Ok ile Mehmel Ül- gen adlı kişiler gözaltına alındı. Otobüs Ankara'ya sokulmaya- rak geri gönderiîdi. Çok sayıda avukatın hazır bulunduğu duruşmada ilk tar- tışma, dışarıda bekleyen dinle- yicilerin salona girmelerine izin verilmemesi üzerine çıktı. DGM Başkanı Muhittin Mıbçak, avu- katlann istemi üzerine salonda- ki boş yerlere dinleyicilerin alın- masına karar verince, bu tartış- ma sona erdi. Ancak Vedat Ay- dın'ın, Türkçe konuşmayarak kimlik tespitini ve sorgusunu Kürtçe vermek istemesi ikinci tartışmayı başlattı. Sanık Aydm, mahkeme başkanı tarafından hazırlık ifadeleri okunarak Türkçe ifade verdiğinin anımsa- tılması üzerine ısrarla Kürtçe konuşmaya devam etti. Sanık- lardan Okçuoğlu da kimlik tes- piti sırasında tutanağa "Tiirk- Isiam" yazılmasına itiraz ederek kendisinin "Kürt" olduğunu söyledi. Diğer sanık Özer ise kimlik tespiti sırasında "Kürt- İslam" olduğunu bildirdi. Mıhçak, iddianame çerçeve- sinde sorgu verip vermeyeceğini de sorunca, Aydın, Kürtçe ko- nuşmaya devam etti. Bunun üzerine Mıhçak, sanığm "Türk- KÜRTÇE'YE TAHLtYE — tHD Genel Kurulu'nda Kürtçe konuştuklan gerekçesiyle tutuklanan Vedat Aydın (ortada) ve avukatı Ahmet Zeki Okçuoğlu, (solda) tahliye edildi. (Fotoğraf: Banş Bil) TUTUKSUZ OLARAK YARGILANAN BEŞÎKÇrNİN AVUKATI KANAR: '142/3 tarihin çöplüğüne atılmalıdır'tstanbul Haber Servisi — Dr. tsmail Be- şikçi'nin, yayımlanan üç kitabında, "milli duygulan zayıflatıcı, bölücü propaganda yaptığı" savıyla tutuksuz yargılanmasına .devam edildi. . r / i , . ' v ' tstanbul 2 nolu DGM'deki dünJcü duruş- mada Beşikçi'nin avukaü İHD Istanbul Şu- besi Başkanı Erean Kanar, TCK'nm 142/3. maddesinin kaldırılmasını talep eden bir di- lekçeyi, Anayasa Mahkemesi'ne sunulma- sı istemiyle mahkemeye verdi. Kanar dilek- çesinde şu görüşlere yer verdi: "Milli duygu konusunda standart bir ka- lıp yoktur, anlamı çağa, şartlara, kisrye, yo- nıma ğöre değişir. Kürtlere Kürt demek Türklerin milli duygulannı zayıflatmaz. Tnrk nlusunun, bir ulusun varlığını ve ana- dilini ink&ra zorlanması, Türkiye'nin ulus- lararaa planda itibannı zedeler. Ülkemiz- de insanlar halen faşist italya'dan alınan 142/3. maddeden yargıianmakta ve ceza al- maktadır. Artık ltalya'da ve dttnyanın hiç- bir yerinde kullanılmayan bu maddenin biz- de de hukukun tarih çöplüğüne atdması za- manı gelmistir. Bunuo onuru maakemeni- ze ait olmalıdır. Dilekçemizin Anayasa Mahkemesi'ne sunıtlmasını mahkememiz- den talep ediyoruz." tskender Tepebaşüı başkanlığındaki mahkeme heyeti 'talebin incelenmeye de- ğer bulunduğunu' bildirerek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. çe berhangi bir cevap vermedi- ğini, anlaşılamayan bir dilde be- yande bulunduğunu" tutanağa yazdırdıktan sonra diğer sanık- lann sorgulanna geçti. Ancak Okçuoğlu, Aydın'ın sorgusunun kendi sorgusu ile ilgili olduğu- nu, bu nedenle Aydın'ın ana di- li olan Kürtçe olarak sorgusu- nun yapılmasını istedi. Okçuoğ- lu, aksi takdirde sorgu vermeye- ceğini, susma hakkını kullana- cağını da belirterek Aydın'ın Kürtçe sorgu verip vermeyeceği konusunda bir karar aiınması- nı istedi. Bu arada savunma avukatlan da izlenen yönteme iliskin usul tartışması başlattılar. Mahkemenin usule aykın dav- randığını da öne süren avukat- lar, kendilerine söz hakkı veril- mediğini öne sürdüler. Avukat- lar Aydın'ın ana dili ile sorgu vermek istediğini belirterek bu konuda konuşmak için usul açı- sından yeniden söz isteminde bulundular. Başkan Mıhçak ise sanık avukatlannın el kol işare- ti yaparak mahkemeyi itham al- tında tutucu konuşmalar yaptık- lannı, söz hakkı verilmeden ko- nuştuklannı, bu durumun ise duruşmanm düzenini bozduğu- nu tutanağa geçirdi. Bu sırada sanık avukatlannın Aydın'ın Yanıt yok Kürtçe kimlik ve sorgusuna izin verilmediği için duruşmaya ka- tılmayacaklannı belirterek top- luca duruşma salonunu terk et- tikleri göruldü. Salondan avu- katlann ve baa dinleyicilerin çıkmasından sonra Okçuoğlu, kendisine yeniden okunan iddi- aname uyannca, sorgusunun is- tenmesi üzerine susma hakkını kullanarak, yanıt vermeyeceğini söyledi. özer de sorgusunda, davanın bir bütün olduğunu, Aydın'ın ana dili olan Kürtçe be- yanda bulunup Kürtçe sorgusu yapılmadığı sürece herhangi bir açıklamada bulunmayacağını, çünkü yargılanan konunun Kürt dili olduğunu belirtti. Bu arada mahkeme heyeti, duruşmaya 10 dakika ara verdi. Aradan sonra mahkeme heyeti- nin, savunma avukatlannın tah- liye taleplerini almaksızın tutuk- lu sanıklar Vedat Aydın ve Ah- met Zeki Okçuoğlu için tahliye karan verdi. Yaklaşık 2 saat süren duruş- ma>ı, SBP milletvekilleri Kenud Anadol, Hüsnü Okçuoğlu, Ka- mil Atesogullan, Ekin Dikmen ile HEP milletvekilleri Mafcmut Alınak, tsmail Hakkı Önal ve Ahmet Türk, SBP kuruculann- dan Sadun Aren, İHD Genel Başkanı Nevzat Helvacı ve Ge- nel Sekreter Akın Birdml da iz- ledi. Anayasa Mahkemesi, 424 ve 425 için inceleme karan aldı . Kararname rapor bekliyor tstanbul Barosu Başkanı, Anayasa Mahkemesi'nin iç yönetmeliğine göre incelemeye hangi üyelerle başlandıysa yine o üyelerle incelemeyi sonuçlandırması gerektiğine dikkat çekerek "Yeni bir KHK çıkararak kararnameyi inceleyecek heyete tarikatçı üye Haşim Kılıç*! da katmaya çahşıyorlar" diyor. tç Politika Servisi — Anayasa Mahkemesi, hukumet tarafından çıkanlan yeni kararname ile tar- tışmalı dunıma düsen Güneydo- ğu kararnameleri için son sözu- nü, raportör tarafından konuya Oişkin yapılacak inceleme sonun- da söyleyecek. Istanbul Barosu Başkanı Avukat Turgut Kazan, 424 sayuı KHK yerine 430'un çı- kartümasımn ardında "Açda- cak yeni bir iptal davasma tari- katçı üye Haşim Kıiıç'ın da ka- tdınunı sağlama"nın yattığını belirtti. Kazan, "Yurttaşlann anayasal teminatını kaldırma oyunu" diye nitelendirdiği uy- gulamaya karşı Meclis'in hesap sormasmı istedi. 424 ve 425 sayıL kararname- ler için SHP tarafından yapılan iptal basvurusunu dün saat I3.00'te esastan incelemeye baş- layan Anayasa Mahkemesi heye- ti, 1.5 saat süren otunım sonun- da, "raportöriin, yeni kararna- me karşısında eski kararname- lerin dunımlannın ber yönden incelenerek ek bir rapor hazıriamasına" oybirliği ile ka- rar verdi. Heyet, Raportör Meh- met Turan'ın bu raporunu "en kısa zamanda" hazırlamasıru da istedi. Mahkeme heyetinin, bu raporun hazırlanmasından son- ra yeniden toplanarak SHP'nin iptal basvurusunu bir sonuca bağlayacağı kaydedildi. Kamuoyunda "Sansür ve Sürgün" karamamesi olarak adlandınlan 424 sayılı KHK'nın yerine yürürlüğe giren 430 sayılı KHK'ya tepkiler sürüyor. ANAP Muş Mületvekılı Ala- addin Fırat, yeni kararnameyle ilgili, olarak "Eski kararname biraz yumuşatılıp esnetilmiş. Bölge valisinin yetkileri biraz danüblmıs. Ama olağanüstü hal devam edivor. Umanm bir ye- aisini daha çıkarıp biraz daha yumuşatırlar" dedi. ANAP Malatya Milletvekili ve TBMM tçişleri Komisyonu Başkanı Galip Demirel, "Yeni karamamenin görüşülmesi için de eskisinden oldugu gibi TBMM iç tüzıiğünün çıkanlma- stnı bekleyecegiz. Çünkü bu ko- nudaki usul tartışması halen açüdığa kavuşmadı" görüşünü savundu. Yeni kararnameyle ilgili basm açıklaması yapan Istanbul Ba- rosu Başkanı Turgut Kazan, 424 yerine 430 sayılı kararname- nin bir yumuşama sağlamak için değil anayasa yargısını ber- taraf edebilmek için çıkartıldı- ğını savlayarak şu görüşe yer verdi: "Önce Başbakan'ın eşi, sonra tarikatçı üye Haşim Kı- lıç'la Anayasa Mahkemesi'ni tesfim alma adımlan atümış, ar- dından anayasaya karşıtaileyo- luna başvurularak hem erken gelecek bir iptalden kurtulma- nın bem de yeni kararnameyi in- celeyecek heyete bu tarikatçı üyeyi sokmanın yollan açdnuş- tır. Anayasa Mahkemesi kendi iç yönetmeliğine göre bir işi in- celemeye başladığı zaman sonu- cu da incelemeye başladığı üye- lerle sonuçlandırmak durumun- dadır. Bunu goz önüne alao Cumhurbaşkanı ve hükümet, eğer bir şe> anayasaya ve huku- ka aykınysa onu hukoka uygun bir duruma getinnenin aksine bir düşiinüşle hukuku bize uy- duraüm fikrinden hareket et- mişlerdir." Vanlan son durumun "hu- kuk devleti açısından vahim " olduğunu ve bir "anayasa ihla- li" niteliğüıde olduğunu vurgu- layan Turgut Kazan, açıklama- sında şu görüşlere yer verdi: "Meclis derhal obya el koyma- bdır. Insanlanmıan anayasal te- minaü çiğneniyor. Anayasa yar- gısı hiçe sayılıyor. Meclis dene- timinden koparılmış kararna- meler, anayasa yargısından da kaçırüıyor. Lütfen anayasanın 91 ve 121'ind maddelerini ayn ayn okuyunuz. Olağanüstü bir kararnameyi aynı gün Meclis onayına sunmak zorundasınız. Bu kararnameler komisyona yollanamaz. Meclis iç tnzüğü çıknuunıştır diyerek yasama de- netimi tıkanamaz." SHP Istanbul ll Başkanı Er- can Karakaş da 424 sayılı karar- nameye ilişkin yaptığı basın açıklamasında özetle şu görüşe yer verdi: "430 sayüı yeni karar- name de 424 sayüı eski kararna- me gibi insan haklanna, de- mokrasiye ve buknk devleti U- keierine tamamen nt bir karar- namcdir. Özde değişen bir şey yoktur. ANAP iktidan Güney- dognda sansür, sürgün ve bas- kıyı devam ettirmek istemekte- dir. Oysa bölgedeld sorunun çö- zümü ancak demokrasi içerisin- de banşçı yöntemlerle müm- kündür." Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku profesörlerinden Erdoğan Teziç ise yeni kararname çıkarılma- sında "açıkça anayasa mahke- mesinin denetiminden kaçma amaonın" güdüldüğünü savun- du. Bir izlenim, bir başka adayın eski bakanlardan Ekrem Pakdemirli'nin usul usul genel başkanhğa yürüdüğü yolunda. Sorduk soruşturduk. Genel hava olumluydu. Zor Olanı Başarmak ANAP'ın SHP-DYP diyaloğundan bir hayit rahatsız oldu- ğu gerçek. Özal'ın çizdıği yöntemin, SHP-DYP işbirliğiyle bozulacağı kuşkusu ANAP tepelerinde şu günlerde yoğun tartışmalara neden oluyor. Özal-Akbulut ilişkisinin bozulduğu yolunda çıkan haber- ler, henüz kortgre takvimi belirmeden kamuoyu anketteriy- le yeni genel başkan arayışına yönelinmesi, başta örgütle- ri ve yöneticileri bir hayii tedirgin ediyor. Anayasa değişikliğiyle kamuoyunda başlatılan başkanlık tartışması SHP-DYP diyaloğuyla birden geri plana atılırken, gözlerin yeniden ANAP'a çevrılmesi için üç bölümlük bir oyun sahneye konulmak istendi, ama tutmadı. Hodri mey- dan, sine-i millet, ara seçim üçgeninde karşılıklı demeç ver- me yarışına taraflar el ense çekerek katıhrken ANAP, Türk- iye'nin gündemini elinden kaçırdı. Çünkü Zonguldak'ta 45 bin taşkömürü işçisi greve git- mişti. Özal, ilk aşamada grevi her zamanki gibi önemsemez göründü. Verdiği demeçlerle kamuoyundan destek alaca- ğını umdu. Ama Zonguldak grevi dalga dalga yayıldı, ka- muoyunun ilgi odağı oldu. Televizyon ve kimi gazetelerle gündem yeniden belirien- meye başlandı. Belki beş yıl önce olsaydı ANAP bu işten çok kâriı çıkardı. Bugün halk destegini yitirmenin verdiği te- laşla daldan dala konma yöntemi tüm hesapları altüst etti. Nedeni açıkça ortadaydı. Halk erken seçim istiyordu. Ak- bulut'un dediği gibi muhalefet erken seçımden kaçmıyor- du. SHP Genel Sekreteri Hikmet Çetin ile DYP Genel Baş- kan Yardımcısı Hüsamettin Cindoruk başkanlıgındaki ko- mısyon, dün çalışmalara başladı. İlk aşamada vanlan or- tak nokta şuydu: — Sine-i millet amaç değil, araçtır... ANAP'ta bir panik ve tedirginlik giderek büyüyor bu ne- denden ötûrü... Başta Başbakan Yıldırım Akbulut, ANAP'ta güçlü oldu- ğunu kanıtlamak için kollan sıvıyor, Elbet bunu yaparken de bir hayii korkuyor. Oturduğu koltuktan bir gün "küt" di- ye düserse sonu ne olacak telaşı giderek büyüyor. Akbulut'a yakın ^ . ^ _ _ _ ^ _ ^ m m m m ^ bir bakan, son ge- lişmeler karşısında bakın ne diyor: — Yıldınm Bey görüldüğü kadar bu işlerden habersiz, politikayı bilmeyen bir kişi değil. Şu ya da bu şekilde, eğer büyük kongre yapı- lırsa tüm adaylara fark atar... Biz de, "iyi, ama" divoruz, "Ak- bulut, Ozal'a baş- kaldınrsa, o zaman kottuğu sallanmaya başlar". ANAP'lı Ba- kan, "Şu anda bir şey söylernek ıstemiyorum" deyip ekli- yor: — Kamuoyuna Mesut Yılmaz havası basılıyor. Once şu- nu söyleyeyim. Sayın Yılmaz Bursa delegasyonundan oy alabilirdi sadece. Şimdi o ihtimal de yok. Dışişleri Bakanı Alptemoçin, oylarını keser. Mesut Bey'in ANAP'ta hiç gü- cü yok... İzlenimlerimiz, bir başka adayın eski bakanlardan Ekrem Pakdemirli'nin usul usul genel başkanhğa yürüdüğü yolun- da. Sorduk, soruşturduk. Genel hava olumluydu. Parti ta- banında iyi gelişmeler gözleniyordu: — Sayın Pakdemirli alternatif program hazırlığı içinde ve genel başkanhğa da aday... Elbet tüm bu gelişmeler Çankaya tarafından izientyor... ANAP'ta Akbulut'un özal'a başkaldınsı -belki göstermelik- siyasal gündemin ilk basamağını oluştururken SHP'de de bir başka sıkıntı yaşanıyor. Belediyelerde yönetim karma- sası SHP PM'de tartışılıyor. Karşıyaka Belediye Başkanı'- nın gazetelere verdiği tam sayfa ilanlarda Erdal İnönü'nün adınm geçmemesi, bir başkasının kendisini "ben erkek güzeliyim" diye tanıtması, genelde yolsuzluk savlarının gi- derek yoğunlaşması SHP'yi bir genelge hazııiığına itiyor. Genelgeyi Genel Sekreter Yardımcısı Yiğit Gülöksüz ha- zırlıyor. Yarın bugün tüm SHP'li belediyelere gonderilecek. Tasarruftan gösterişe, gayri menkul satımından hakedis- lerin ödenmesine dek geniş kapsamlı bir genelge bu. ANAP tepelerindeki SHP-DYP tedirginliği sürerken SHP hem kendi iç sorunlarından arınmaya hem de Türkiye'de siyasal gündemi yakalamaya çaiışıyor. Güç otea da bunu yapmak zorunda olduğunu biliyor. İnönü de yarın Körfez ülkelerine gidiyor... P A R L A M E N T O D A N Aykut grevden söz etmedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Çahşma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın bütçeleri, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Imren Aykut'un bütçe üzerindeki konuşmasında Zonguldak'taki maden işçilerinin grevine hiç değinmemesi muhalefet partilerine mensup milletvekillerince eleştirildi. SHP Erzincan Milletvekili Mustafa Kul, Bakan Aykut'u bu tutumundan dolayı "ciddiyetsizlikle" suçladı. ANAP Yozgat Milletvekili Ahmet Dalkıran ise muhalefet partilerinin "işçileri sokağa dökmek istediklerini" öne sürdü. Bakan Aykut ise konuşmasında, Bağ-Kur prim borçlannın toplanabilmesi ve ilaç yolsuzluklannın önlenebilmesi amacıyla hazırlanan yasa tasansının TBMM'ye sunulacağını bildirdi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bütçesinin görüşülmesi sırasında ise ağırlık olarak çevre ve nükleer enerji konusu tartışıldı. SHP milletvekilleri Fuat Atalay ile Veli Aksoy, Aliağa'da yargı karanna karşın termik santraJ kurmakta direnen Bakan Fahrettin Kurt'ün "suç işlediği" görüşünü savundular. Bakan Kurt ise konuşmasında, "nükleer enerjinin Türkiye'nin dünyadaki saygınhğını arttıracağını" öne sürdü. 430 sayılı kanunhükmündeki karamamenin tam metni e) Bölge illerinin iktisadi, sosyal ve kültü- rel yönden kalkınmasına ve görevinin ifası- na İlişkin yatınm tekliflerinde bulunabilir. 0 Olağanüstü hal bölgesine dahil illerle il- gili veya bu bölgeyi etkileyecek yayınlarda Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğu, Içişleri Bakanhğı ve MiUi Güven- lik Kurulu Genel Sekreterliği Ue koordinas- yon ve işbirliği yapmakla yükümlüdür. g) Görev alanında yürütülen çalışmalar ko- nusunda Bö^ge Valiliği'nce hazırlanan bildi- ri, bülten ve açıklamalann TRT kurumundan aynen yayımlanmasını isteyebilir. MADDE 4—285 sayılı kanun hükmünde karamamenin 4'üncü maddesinin son iki fık- rasmda yer alan "yetki devri" Ue Işçişleri Ba- kanı'na tanınan diğer yetkilerin ilgili huküm- leri, bu kanun hükmünde kararname ile ge- tirilen ilave tedbirlere ilişkin yetkiler için de geçerlidir. MADDE S—285 sayüı kanun hükmünde kararname ile ihtas edilen Olağanüstü Hal Bölge Valiliği ve olağanüstü halin devamı sü- resince Olağanüstü Hal Bölgesi ve mücavir il- lerde ilgili kanun ve kanun hükmünde karar- nameler gereğince alınan tedbirler, yapılan uy- gulamalar, kullanılan yetkiler ve bu maksat- la ahnan kararlar neden gösterilerek, görevli ve yetkililer hakkında Olağanüstü Hal Böl- gesi ile mücavir iller içinde veya dışında ba- sümış olup olmadığına bakılmaksızm yapılan yayınlar sebebiyle kişisel haklanna bulunulan görevli ve yetkililerin Türk Medeni Kanunu ve Borçlar Kanunu'nun hükümlerine dayanan manevi tazminat talepleri sonucunda tazmi- nata hükmedilmesine karar verildiği takdir- de, tazminatın miktan; yayınm mevkuteler ile yapüması halinde, mevkute aylık veya bir ay- dan fazla süreli ise bir önceki fiili satış mik- tarının toplam satış bedeli tutarının; mevku- te bir aydan az süreli ise bir önceki fiili satış miktanmn toplam satış bedeli tutanntn; mev- kute niteliğinde bulunmayanbasılı eserler ile yeni yayına giren mevkuteler hakkında ise en yüksek tirajlı günlük mevkutenin bir önceki ay ortalama satış tutannın yüzde yetmiş be- şinden az olamaz. MADDE 6—Olağanüstü Hal Bölgesi'ne dahil illerde UgiU kanun ve kanun hükmün- de kararnameler gereğince ahnan tedbirler, yapılan uygulamalar, kullanılan yetkiler ve bu maksatla alınan kararlar neden gösterilerek görevli ve yetkililer hakkmda, Olağanüstü Hal Bölgesi'ndeki iller içinde veya dışında basıl- mış olup olmadığına bakılmaksızm Türk Ceza Kanunu'nun 480'inci maddesinde yazılı ha- karet suçlann, gerçeğe aykın yazı, haber, ha- vadis, fotoğraf veya vesikalann neşredilmesi veya her türlü olay ve vesikalann tahrif edi- lerek yayımlanması suretiyle işlenmesi halin- de, faillere ilgili maddelerde yazılı cezalara ila- ve olarak yüz milyon liradan iki yüz milyon liraya kadar ağır para cezası verilir. Bu fülerin 15/7/1950 tarirüi ve 5680 sayılı Basm Kanunu'nun 3'üncü maddesinde belir- tilen mevkuteler vasıtasıyla işlenmesi halinde, sahiplerine de aynı cezalar verilir. Ancak hük- medilecek ağır para cezası yüz milyon liradan az olamaz. Bu mevkutelerin sorumlu müdür- lerine, sahiplerine verilecek cezanın yansı uy- gulanır. Bu maddenin tatbiki, bu hususta aynca şi- kâyette bulunuhnasına bağhdır. Şikâyet dilek- çesi verihnediği takdirde gerçeğe aykırüık re'- sen araştınlamaz. Bu husustaki şikâyetin Türk Ceza Kanunu'nun 490'mcı maddesindeki süre içinde yapılması gerekir. Türk Ceza Kanunu'nun 158, 159 ve 268'inci maddelerinde yazıü hakaret suçlan- na, birinci ve ikinci fıkrada yazılı şekilde iş- lenmesi halinde, bu maddelerde gösterilen suçlan işleyen failler de yukandaki fıkralar hükümleri uygulanmak suretiyle cezalan- dırılır. Türk Ceza Kanunu'nun 481'inci maddesi- nin uygulandığı hallerde bu madde ve hükum- ler tatbik edilemez. MADDE 7—285 sayıh kanun hükmünde kararnamede sayılan iller veya olağanüstü ha- lin devamı süresince; Türk Ceza Kanunu'nun 125'inci maddesindeki suça işleyenler ile ilgi- li olarak aynı kanunun 169'uncu maddesin- deki eylemlerde bulunanlar hakkında, 169'uncu maddeye göre verilecek cezalar, bir kat arttınlarak hükmolunur. MADDE 8—Bu kanun hükmünde karar- name ile tçişleri Bakanı'na Olağanüstü Hal Bölge Valisi'ne ve Olağanüstü Hal Bölgesi da- hilindeki il valilerine tanınan yetkilerin kul- larulması ile ilgili her türlü karar ve tasarruf- larından dolayı bunlar hakkında cezai, mali veya hukuki sorumluluk iddiası ileri sürüle- mez ve bu maksatla herhangi bir yargı mer- ciine başvurulamaz. Kişilerin sebepsiz uğra- dıklan zararlardan dolayı devletten tazminat talep etme haklan saklıdır. MADDE 9—Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü bozmaya, Türk Dev- leti'nin ve Cumhuriyeti'nin varhğuu tehlike- ye düşürmeye, temel hak ve hürriyetleri yok etmeye yönelen eylemlerin mücavir illerde de genişleme istidadı göstennesi hallerindc, bu kanun hükmünde kararname ile Içişleri Ba» kanı'na, Olağanüstü Hal Bölge Vahsi'ne ve- rilen görev ve yetkiler, bu kişilerce mücavir illere de münhasır olmak üzere kuUanıür. MADDE 10—25/10/1983 tarihli ve 2935 sayıh kanun ile 10/7/1987 tarihli ve 285 sa- yıü kanun hükmünde kararname hükümleri saklıdır. MADDE 11—10/5/1990 tarihli ve 424 sa- yıh kanun hükmünde kararname yürürlükten kaldınlmıştır. MADDE 12—Bu kanun hükmünde karar- name' yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 13—Bu kanun hükmünde karar- name hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. BİTTt
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle