27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
i CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 19 ARALIK 1990 Rejim Bımalımı ve Çıkış Yolu Anayasaya göre tarafsız olması gereken ve bu yolda ant içen Cumhurbaşkanı, içinden geldiği bir partiyi desteklemekte, o partinin başkanıymış gibi davranabilmektedir. İç ve dış politikada tek adam görüntüsünü yaratmaya çahşmakta, ülkeyi ateşe ve savaşa atma girişimleri sergilemektedir. Ve bu Cumhurbaşkanına hiçbir güç "dur" diyememektedir. M.ISKENDER OZTURANLI Hukukçu Cumhuriyet, bir devlet biçimidir. Devletin na- sıl yönetileceğini, parlamentonun kuruluşunu, iş- leyişini, devlet organlantun yetkilerini içeren ku- rallar bütünudür. Demokrasi ise bir rejim biçi- midir. Sosyal, külturel bir olgudur. Çağın ger- çeğini ve uygarlık düzeyiru yansıtan bir yön- temdir. Atatürk, silah ve diişün arkadaşlanyla birlikıe Türkiye Cumhurıyeti'ni kurmuş, onun giderek demokrasıye ulaşmasını amaçlamıştır. Demok- rasiye yönelmeyen cumhuriyetin uzun ömürlu ol- mayacağını çok iyi bilmektedir. Bu nedenle de- mokrasiyj, cumhuriyetin yaşam damarı say- mıştır. Türk ulusu, Bağımsızlık Savaşı'ndan sonra "kayıtsız şartsız uinsal egemenlik ve tam bağımsızlık" ılkesi doğrultusunda, laik bir top- lum duzeni kurmayı amaçlamıştır. Dış siyasada- kı "tam bağımsızlık" iç siyasaya laik toplum dü- zeni biçimınde yansımış, "kayıtsız şartsız ulu- sal egemenlik" de cumhuriyeti gerekli kılmıştır. "Yurtta banş, dün\ada barış" duşuncesı, ıç ve dış politikanın temel taşı olmuştur. Ve bu dü- şünce dizgesınin adına "Kemalizm" denilmiştir. Daha sonra Atatürkçuluk adı verilen Kema- lizm, başlangıçta Batı dünyasının tüm özgurluk- lerinı benımseyip uygulayamamıştır. Benimse- mesi ve uygulaması da olanaksızdır. Çunku de- mokrasi, toplumun törel yapısıyla ilintili bir kav- ramdır. Toplum yapısı değişmeden, toplumsal kabuk oluşmadan kamu özgUrluklerinden yarar- lanma olanağı yoktur. Ama 1923 Devrimcileri'nin özlem ve amacı, demokratik bir toplum düzeni ve ozgürlukçu devlet yapısıdır. Ne var ki bu ulku, Atatürkçu çizgiden sapmalar yuzünden, tiırlü sıkıntılar ve iniş çıkışlardan sonra ancak 1961 Anayasası ile gerçekleşmış, demokratik yapılaşma tamamlan- mıştır. Anayasa ile "laik, demokratik ve sosyal hukuk devleti"nin çatısı pekiştirilmiş, demok- ratik kurum ve kuruluşlar ışler duruma getiril- miştir. Rejimin karakterini değiştirdiler Dunyanm en ıleri anayasalarından biri olan 1961 Anayasası, ne yazık ki ona ıçtenlikle inan- mayan devlet adamlannm ve ıktidarlarm eline geçmiştir. Daha halkoylaması sırasında "hayır'- da hayır vardır" sloganı ile anayasaya karşı çı- kanlar, onu uygulama yolunda değil değiştirme yolunda girişimlerde bulunmuşlardır. Bu davra- nış biçimi "eli sopalı sol anarşistin karşısma, eli sopalı sağ anarşisti çıkarmış", "Muslüman Turkiye'yi kurma", çabalan, devletin başbakan- lannı tekbir sesleri arasında imam hatip okulla- rının temellerini atma noktasına getirmiştir. La- iklikten verilen turlu ödunler karşısında rejim sarsılmış ve Atatürkçülukten uzaklaşmıştır. La- iklik ilkesinin Türk devriminin sıgortası ve cum- huriyetin temel direği olduğu unutularak rejimin karakteri değiştirilmiştir. Bu tutum ve davranış Turkiye'yi siyasal bir bunalıma süniklemiş, cumhuriyeti ve rejimi kur- tarma sözde nedeniyie 1980 rejimi ortaya çıkmış- tır. tşin en ilginç yanı 1980'den once Milliyetçi Cephe iktidarları, nasıl Atatürk diye diye Ata- turkçulüğu yok etme girişimlerinde bulunmuş- lar ve "Atatürk ilkelerini baltalama ozgurluğu- nu demokrasi sanmışlarsa" (Nadir Nadi), 1980 rejiminin generalleri de aynı şeyi yapmışlardır. Her girişimlerinde Atatürk'ün adını kullanma- larına karşın kurduklan rejim Atatürkçu olma- mıştır. Çünkü Atatürk, ileriye ve demokrasiye gitmek isteyen bir önderdir. 1980'lerin general- leri ise Atatürk rejimini adım adım geriye gö- türmüşler, ülkeyi kasıp kavurduğunu ve bir iç savaşa surüklediğini ileri sürdükleri teröru dur- durmak için din faktörunden yararlanmaya kal- kışmışlar, zorunlu din dersleri uygulamasıyla Atatürkçu laiklikten uzaklasmışlardır. "Demok- ratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti kurmak" amacıyla ışe baslayanlar.^onunda devleti "ta- rikatçılığı, şeyhliği ve dervişliği" savunan kişi- lere bırakarak politikadan çekilmişlerdir. Bugun Aydmlar Ocağı, Ilim Yayma Cemiye- ti ve Türkocaklan üçgeni doğrultusunda oluşan Türk-lslam sentezi, devlet kadrolarının her ke- siminde egemenligini kurmuş bulunmaktadır. Çarşaf ve türban savaşımı, ideolojik niteliğe bü- ründürülmüştur ve bu savaşım, siyasal iktidann kanatlan altındadır. Laik devletin kemirilmesi yetmiyormuş gibi, laik eğitim ve laik hukuk da sarsıntılar içinde- dir. Bir yandan imam hatip okullarındaki çağ- dışı eğitim politikasıyla bir "iman ordusu" tü- retilmekte, ote yandan da ilahiyat fakültesi, oğ- retmen yetiştiren okullar arasına alınarak Ata- türkçu eğitim sistemi bilinçli olarak orselenmek- tedir. Anayasanın koruması altında bulunan "Öğretim Birliği Yasası" ayaklar altına alınmış, uygulama alanından kaldırılmıştır. Anayasaya aykın yasalar ve uygulamalarla, rejimin demokratik ve laik olma niteliği zede- lenmiştır. Anayasada açıkça "Atatürkçulük ve laiklik" sozcükleri yer aldığı halde, eylem ala- nında bunlan benimseyen ve uygulayan yoktur. Demokratik hukuk devleti de tarihe karışmak uzeredir. Çeşitli özgurluk kısıtlamaları yanında ulusun seçme ozgürluğune de ambargo konul- muştur. Azınlığa duşmuş siyasal bir iktidarın oy- lanyla cumhurbaşkanı seçilebilmış, siyasal bu- nalım son aşamasına ulaşmıştır. Bunalımın baş nedeni Anayasaya göre rejimin adı .Kemalizmdir, Atatürkçüluktur. Ama uygulama ters yöndedir. Ataturkçüluk, yalnız soylev Ataturkçülüğu du- rumuna indirgenmiştir. 10 Kasım'larda radyo ve televizyondan Atatürk'ün Söylev'inden bolüm- ler verilmekte, devlet adamlarımız ekranda boy göstererek Atatürkçu olduklannı belirtmektedir- ler. Atatürkçulüğu benimseyen, savunan ve uy- gulayan yoktur. Teori ile pratik birbirinden ko- parılmıştır. Işin en düşündürucu yanı, Atatürk'un yapıt- larını hiçe sayanlar, onun ilkelerini birer birer uygulamadan kaldıranlar, kendilerini Atatürk- çu olarak niteleyebilmektedirler. Işin en acı yö- nu, meşnıiyet kurallarını çiğneyenler meşnıiyet- ten söz edebilmekte, Atatürk ilkelerini paspas haline getirenler Atatürkçu olduklannı savuna- bilmektedirler. Bu içtenlik yoksunluğu, siyasal ve kültürel bunalımın yanında ülkemizı bir de rejim bunalımına suruklemiştir. Meşrniyeti tar- tışmalı bir devlet başkanının vetkilerini aşması ve vasalaria uygulama arasındaki derin uçunım, bunalım nedenlerinin başındadır. Anayasaya göre sistemin adı parlamenter sis- temdir. Ne var ki Cumhurbaşkam, bu sisteme aykın davranışlar içindedir. Hukümeti ve par- lamentoyu devre dışı bırakarak "başkancı bir sistem" uygulama) a çahşmakta, bu suretle de anayasayı açıkça çiğnemektedir. Anayasaya göre tarafsız olması gereken ve bu yolda ant içen Cumhurbaşkanı, içinden geldiği bir partiyi des- teklemekte, o partinin başkanıymış gibi davra- nabilmektedir. İç ve dış politikada tek adam go- rüntüsunu yaratmaya çalışmakta, ülkeyi ateşe ve savaşa atma girişimleri sergilemektedir. Ve bu Cumhurbaşkanına hiçbir guç "dur" diyememek- tedir. Butün bunlardan cesaret alan militan sağ, son aylarda "işleyeni bilınmeyen, işleyeni bulunmayan" silahlı ve bombalı cinayetler dö- nemini yeniden başlatmıştır. Ülkemizin seçkın Atatürkçuleri birer birer öldurülmekte, suçlular ortaya çıkarılamamaktadır. "Laıkliğe aykın davranışlan ve gericilik olaylarını saptamak" amacıyla verilen bir Meclis araştırma önergesi iktidar partisınin oylanyla, akıl aimaz biçimde reddedilmiştir. Sonuç Yaşadığımız koşullarda rejim bunalımından kurtulmanın tek jolu, vakit geçirmeden cumhur- başkam sonınunu çözıime kavuşturmak, Ata- türk'ün laik devlet-laik eğitim poiitikasına dön- mek ve "\ortta banş, dütnada barış" ozdeyişi- ne yönelmektir. Tersi durumda siyasal iktidar, tarihsel sommluluktan kurtulamayacaktır. Devlet gücünu elinde tutanlara şimdılik, Türk ulusuna her zaman yön ve yol gosteren büyiik Atatürk'ün "üzerinde meşnıiyet tartışması olan bir lider ya da rejimle hiçbir yere gidilemez" tümcesini anımsatmakla yetinmek istiyoruz. Ve de tüm Atatürkçuleri, Atatürk'un yolunda bi- linçli, tutarlı ve inançlı bir savaşıma çağınyoruz. EVET/HAYIR OKT4YAKBAL Zonguldak Bir Simge... ZongukJak deyince aklıma 22 yaşında ölen şair Rüştü Onur gelir. Yaşasaydı yatmış yaşında olacaktı. 0 da kanşacak mrydı Zonguldak'takı grevci işçilerın dirençlı eylemıne? Yürüyecek miydı yazarlar. şaiıier, gazetecilerle birlıkte kent caddelerın- de? Bağırarak "Çankaya'nın şişmanı - Emekçinin düşmanı" diye? "Şehir son uykulannda - Ben ki hâlâ uykusuzum", "Ben kendi halımde yaşarım- Şapkamın altında" dizelerini bir kez daha bizlere duyurarak... Zonguldak'taki grevde kaçıncı güne geldik? Sayması ko- lay: 19. güne! On dokuz gûndür Zonguldak maden işçileri yeraltında değıller. Yer üsiünde savaşım veriyorlar. Haksız- lıklara, köriüklere, acımasızlıklara karşı... Yanlannda eşleri oocukJan... Emekten, emekçiden yana bütün polrtikacılar, sa- KAMUOYUNA Hak gasplarını, baskılan, yasakları şu sıra ülkenın çeşitli yerlerınde artan bir biçimde gorüyoruz Bu baskılan protesto edıyor, ışçı sınıfının genel grev talebının sürdüğü gunümüzde yükselen direniş ve grevleri selamlıyoruz. Zonguldak'takı işçılenn grevını destekliyor, bu nedenle 2 günluk açlık grevıne başlıyoruz. Sağmalcılar Kapalı Cezaevl ve özel Tlp Cezacvl tutuklulan adına MEHMET DOĞAN, İSMAİL DOĞRUER, HALİL ÇAKIROâLU, SEYFETTİN RÜZGAR, SERDAR KAYA, KADİR GÛL, ALİ YALÇ1N, SALİM BAYAR, KEMAL YAZAR, NURET ÇALI», MEHMET ÇİFTÇİ, GÜLTEKİN ENGİN. OURSUN SELÇUK, ERDOĞAN BİÇİCI İLANEN TEBLİGAT S S Denizli Kerem Arsa ve Konut Kooperatıfi'nin 64 No'lu üye- sı Semahat Bınışık, yönetim kurulumuzun 30.11.1990 tarih ve 107 sayılı karanyla ihraç edilmiştir. Duyurulur. YÖNETİM KURULU DEVRİMCİ, DEMOKRATİK KAMUOYUNA Basta Zonguldak maden işçilen olmak üzere şu anda grevde olan 60 bın ışçınin yığrtçe sürdürdüğü onurlu dıremşi selamlıyor; tüm devrımcı-demokratik güçlerı, demokratik kitle örgütlerinı ve kuruluşları bu haklı kavgaya omuz vermeye, demokrasi, özgürlükler tçin mûcadeleye çağınyoruz. Aydın E Tlpl c«za«v< slyui tutuklulan adına: HÖSNÜ ALTUN, RIZA DOĞAN, AYDIN HANBAYAT, HALUK GÜL, MEHMET ARI, RECEP MARAŞLI, EFENOİ YILDIZ, MEHMET AÇIKGÖZ, CUMA CİHAN, AHMET KAYA, İRFAN ÖROEK, HARZ AKDEMİR, KÖKSAL KILIÇ, METİN KARACA, HANİFİ SÜMER TEŞEKKÜR 2.11.1990 tarihinde Anulya'da geçirmi; olduğum ciddi trafik kazasımn ilk anından başlayarak yardıraıma koşan herkese, hcrhangi bir yolla bana ulasarak paha biçilmez bir sevgi, ilgi ve destek çemberi yaratan tüm karagün dosüanna çok teşekkür ederim. PENCERE Devletin Demokratikleştirilmesi... "Uluslararası Çalışma Örgütû (ILO) 1989 tarihli çok yeni bir yaymında, dünya ülkelerinin çoğunun uzun zamandan ben me- muriarın örgûilenme (sendika) hakkını tanıdtğınt; İspanya, Yu- nanistan, Peru ve Portekiz gibi ülkelenn demokrasiye dönme- lerinin ardından bunu gerçekleştirdiğinı belirttikten sonra me- murlann sendikalarda örgütlenmesini hâlâ ilke olarak tanıma- yan şu yedi ülkenin adım vermektedir: Botivya, Çad, Ekvator, LJberya, Nikara'gua, Tayland ve Ye- men..." Ya Türkiye? * Profesör Dr. Mesut Gülmez "Memuriar ve Sendikal Haklar" adlı kitabında (İmge Kitabevi) Türkiye'nin durumunu özellik- le açıklıyor: "ILO'nun 10 yıl öncekı raporunda bu yedi üike yer alıyordu. Ancak o tarihte memurlara sendika yasağı koyan ülkelenn sa- yısı yedi değil, sekizdi ve sekızınci ülke Turkıye ıdı." Peki, nasıl bir gelişme olmuş? Ulkemızde 1982'den bu yana memur sendikaları mı kurulmuş? Hayır. Yalnız 1982 Anaya- sası'nda memurlara sendika yasağı unutulmuş; ILO uzman- ları yasal bir yasak göremedikleri içın Turkiye'yi kara liste- den çıkarmışlar; buna karşıhk kamu görevlileri, örgütlerini kur- makta çekimser kalmışlar; 1990 Türkiyesi'nde bir buçuk mil- yon memur sendikasız yaşıyor. Niçin? İki neden var. Bir: Ülkemizde her şeyin yukarıdan aşağıya verilmesine alışılmıştır. Devrimlerimiz "stvH-asker-aydtn" öncülüğünde ger- çekleşmiş; cumhuriyet, laikiik, kadın hakları, sendikal hak- lar, sosyal devlet, vb. alanlarda atılımlann öncüleri, Batı'da geçerli demokratik hakları tepeden ınme yöntemlerle yasa- lara koymuşlardır; toplumsal yaşamda bu haklann kitlelere sindirilmesi zaman almıştır. İki: Kamu kesiminde memur sendikalannı kuracak olan- lar, 12 Eyiül faşizmınin terörü yuzünden gırışimlere geçmekte ikircikli kalmışlardır. 1980'ler Türkıyesi'ndeki baskı yasaları, küçük memurun tepesinde Demokles'ın kılıcı gibi sallanmak- tadır. Öğretmen kesiminde, değil sendika, dernek kurma gi- rışimı bile önce emekli kesiminde başlatılmıştır. Sonuçta bugün yasal bir engel bulunmamasına karşın Türkiye'de 'ı5 milyon memur sendikasız yaşıyor; ne grev hak- ları var, ne-toplusözleşme... * Prof. Gülmez, yeni çıkan kitabında dünyadaki durumu da anlatıyor. Kamu görevlileri, çağımız dünyasında, çoğu ülke- de sendika kurma hakkına sahiptir. Bu hak demokrasinin trf- mazsa olmaz" koşuluna dönüşmüştür. Öyle ki kimi devlette silahlı kuvvetlere bile örgütlenme hakkı tanınmıştır: Avustur- ya, İngiltere, Danimarka, Almanya, Finlandiya, isveç, Lüksem- burg, Norveç'te asker sendika kurabiliyor. Ya polis? Polisin örgütlendiği ülkeler arasında Avustralya, Avustur- ya, Belçika, Ingittere, Danimarka, Almanya, Fildişi Sahilı, Fin- landiya, Fransa, Gine, Hollanda, İrlanda, İsveç, Izlanda, Lük- semburg, Malavi, Nijer, Norveç, Yeni Zelanda, Tunus bulu- nuyor. Sonuçta, çağımız demokratik toplumu "sonuna dek örgüt- lenme ve hahlım" ılkelennı temel saymaktadır; her meslek ke- siminin örgütlenme özgürlüğü vardır; memur sendikası da doğaldır; toplusözleşme masasına oturan temsilciler, ulusal gelirin paylaşımına katılırlar. Demokrasi, bir ülkede yarat/lan ulusal gelirin halkça ve hak- (Arkası 19. Sayfada) a; DUNYANIN HER YERINDE EN İYİ TELEVİZYONA ULAŞMAK İÇİN TEK KELİME YETERLİ Hangi ülkeye giderseniz gidin, en iyi televizyona sahip olmak için tek kelime bilmeniz yeterli: Philips. Çünkü, flat-square televizyonları ülkemize ilk defa getiren Philips. Türkiye'de olduğu gibi dünyanın da her yerinde en çok tercih edilen televizyondur. Yalnız sizi uyarıyoruz! Düğmesine basmadan hazırlıklı olun. Bir anda pırı! prrıl gönintülere ve mükemmel renklere sahıp televizyonlarm etkisine girebilirsiniz. Ve kendinizi bambaşka dünyalara uçarken... maceradan maceraya koşarken bulabiürsiniz. Ne dersiniz? Yepyeni heyecanlar yaşamaya hazır mısınız? JSiNDEN KURTULAMAYACAKSINIZ ! 21CN44«2 55 EKran Televızyon ^ 0Û2 kare okran 9 Çok fonksıyonlu uzaktan kumanüa * 40 program • Zamai ayarlayc ıte 15 90 ciakıka aras otOTiatk kapar^a • Tt.Tî komuaar e«anoa gostaren on- screen dSp'ay Ozeliıjı • Vayın Bımgtnda 15 dakıka ıçıncje otoTiatık kapanna • Katıtett kayıt ve göruntü ıçın audto / \ndeo Bağlamıs; • Kulaklık gmşı 14 OR 1221 JT Ekran TMavttyon • Uîakiar kumanoa • *0 program • OtomaüK ıstasyon arama • Zaman ayartayıc » 15-* dakıka a'as otomaok kapanma • Tum komutıar e^^nda oösı&an on-screen-dsplay tzeıl-; • Yayın bıUOınde 15 daKıka ıçnoe otomatiK kaoanma • Danıb teleskopık anten MOH12S8 5t B m n TMvlzyen • Çok lonks-yoniu ozaktan kurnaoda • 40 prvgram • OtomabK atasyon aran^a • Zar*an aya'iaycı ile 15-90 dakıka arası otomauk kapanma 9 Tum komuttarı ekraida ops'sren on scresn- dsplay 62eik$t • S«s saddednı «nıiayaMsn "al.ja kıiıjı • Yaym UHiJınae ' 5 dakjka ıçlnde otomat* kapanma 28 GR 9670 70 Ekrm Starvo Tdevteyon • Duz kare ekran • Çok lonksıyonlu uzaktan kumanda # 2x20 watt ses gjcu'KJe sîereo hoparıon«r # Otomatık ıstasyoo ara-na • 60 program • Zâman ayarlayıcı ile 15-90 dakıka arası otomatiK *apanma • Tüm komuflar ekranda göstefen on-sc-'een dısplay 428114ı • Yayın omjmde 15 dakıka ıçınde otomatık kapanma • Kalıtelı kayıt ve goruntu ıçın audıovıdeo Bagiant.sı • SlsraokulaMık gmş, 28 CT 9495 70 Ekran SMtll Tttevlıyon • 002 kare ekran • Çok fonksyonkı uzaktan kurnanda * Istenen saalte ofomat* açıtma^âpanma sağiayân saaf • Otomatık ıstasyon arama ^ 50 program • Tüm komutlan ekfanöa oösteröi or> scrs9n-d spfay O28llı9ı • Yayın bmığınde'5dakka ıçtnde otomatık kapanma * Beâerıye gore ayananan s«s ve göruntunun yenıöen ektt edılnesmı saSiayan kışısel terori rJuğmesı (PP) O KaTıteİ! kayıt ve görûnij ıçtn audıovıaeo bağiantısı • KulaMıkgın^ PHİLİPS
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle