22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/6 DIŞ HABERLER 13 ARALIK 1990 KÖRFEZKRİZİ Savaş senaryolannda İncirlik'e başrolUFUK GÜLDEMİR WASHINGTON — Birieşmiş Millet- Ier Guvenlik Konseyi'nin, 15 Ocak 1991'e kadar Kuveyt'ten çekilmediği takdirde Irak'a karşı "ber yolun kuUanılması" iz- nini onaylamasından sonra başlayan ge- riye sayma işlemi, beraberinde bir çok sa- vaş senaryosunu da gündeme getirdi. Türkiye, her gün bu senaryolarda adın- dan söz edilen ülke olmayı sürdürüyor. Birkaç gün önce, Washington Post ga- zetcsi, Irak'a olası bir hava taarruzuna Türkiye'deki lncirlik Üssü'nden kalka- cak uçakların da katılacağını Pentagon kaynaklarına dayanarak iieri sürmüştu. önceki gece de Amerika'nın en biiyük TV şirketlerinden ABC, ana haber bül- teninde F-lll uçaklarının Türkiye'den kalkarak Irak'a saldırıda bulunduğu bir senaryoyu ortaya attı. ABC, bu hava savaşı senaryosunu, ha- ber bülteninin sonundaki ozel bir bolüm- de, "Bir çok askeri uzmanla konuşula- rak hazırlanan, gerçekleşme oranı inan- dırıcı savaş planı" diye tanıttı. Söz ko- nusu senaryo şöyle gelişiyor: "Körfez'de ilk kurşun sıkılmadan iki hafta önce Anıerikan kuvvetleri en yük- sek alarm durumuna geririlir. Irak ve Ku- veyt'teki düşman kuvvetlerinin mevkileri yapılan gözlem uçuşları ve uydular ara- cüığı ile bir kez daha teyit edilir. Hedef lerin koordinatlan Amerikan avcı uçak- larının bilgisayarlarına işlenir. Gece ka- ranlığında muhimmat yüklemeleri yapı- lır. Taarnız gıinii >aklaşırken Amerika, Irak'ın dikkatini saldmda bulunacagı noktadan başka bir yere çekmek için gündiiz manevralarına girişir. Amerikan >onetimi hâlâ barışçı bir çözümu lercih etliğini açıklar. Saldın gece başlar. Ka- ranlıkta savaşma yelenekli Amerikan jet- leri vargüçleriyle ve sayısız sortilerle Irak'a çullanır. Üç gün boyunca radar- lara bağışık stealth uçakları da dahil ol- mak uzere Amerikan jetleri Irak'ta taş ttstiinde taş bırakmaz. Öncelikle 145 mevkideki 500 uçaksavar fiize batarya- ları tahrip edilir. Bu arada Irak'ın elin- de bulunan Sovyet ve Fransu yapımı yer- den havaya giidünılii füzeler nedeniyle birçok uçak yitirilir. Türkiye'den kalkan Amerikan F-111'leri Irak ve Kuveyt'te- Amerikan hava filosuna kayıplar verdi- rir, ama bu, sonucu degiştirmez. Yakla- şık 100 kadar uçak ve pilotun yitirilme- sine karşın Amerika, ağır bombardıma- nı sürdüriir. Amerikan savaş gemilerin- den ateşlenen seyir füzeleri Irak komuta kontroi tesislerini hedef alır. Amerika 24 saat içinde Irak ve Kuveyt'te göklere hâ- Amerikan ABC televizyonu tarafından ortaya atılan ve 'gerçekleşme oranı inandıncı savaş planı' diye tanıtılan senaryo uyannca, Irak havaalanları ve yerdeki Irak uçakları İncirlik'ten kalkacak F-lll uçakları tarafından vurulacak. Washington Post gazetesi birkaç gün önce aynı yönde senaryo yayımlamıştı. ki 20 hava üssündeki Irak jellerini yerde imha etmeye çauşır. Ama Irak'ın elindeki 1200 adet bombardımana dayanık.lı uçak koruganının tıimü hemen imha edileme- diği için Irak uçaklarından bir bölümü havalanmayı başanr. Sovyet yapımı Mig 29 ve Fransız yapımı Mirage uçakları kira olur. Çöl savaşında hava üstünlüğii belirleyici faktör olduğundan. Irak'ın ha- va savunması yıkıldıkça Amerikan uçak- ları daha alçak irtifalarda uçmaya baş- lar. Avcı uçakları muhimmat, kimyasal, biyolojik silah tesislerine, köpriilere, yol- lara, su depoianna saldınr. Eger planlan- dığı gibi giderse Amerika, hava savaşını bir haftada kazanır. Eğer Saddam Hü- seyin testim olmazsa artık Irak Kara Kuv- vetleri'ne havadan ve yerden taamızun sırası gelmiştir." ABC TV'sinin onceki gece yayımladı- ğı senaryoda adından söz edilen F-lll uçakları, ABD başkentinin etkili gazetesi The VVashington Post'un, birkaç gün ön- ce Pentagon (ABD Savunma Bakanhğı) kaynaklanna dayanarak yayımladığı ay- rıniılj savaş planında da ön plandaydı. Hatırlanacağı gibi Türkiye, Körfez kri- zinin ilk günlerinde bu uçakların Incir- lik'te kalmasına izin verdi. ABD'nin Lib- ya'ya yaptığı saldında da kullanılan F-lll uçaklarının ana üssü, normal za- manlarda tncirlik değil. Ancak bu uçak- lar NATO amaçlan çerçevesinde zaman zaman İncirlik'e de görev uçuşları yapı- yordu. Körfez krizi patlak verince ABD Türkiye'den bir miktar F-lll'in Incirlik'- te kalması için izin istedi, An kara da ver- di. Şimdi, Washington Post ve ABC TV'sinin yayımJadığı savaş senaryoları- na göre bu uçaklar Irak'a yapılacak ola- sı bir hava saldırısında kullanılacak. Bu senaryolarda dikkati çeken nokta şu: ABC TV'si de Washington Post da bu senaryoyu uzmanlara dayanarak ak- tarırken bu üslerin kullanılacağı konu- sunda en ufak bir kuşku payı bırakmı- yor, aksine bu uçakların kullanılacagın- • dan neredeyse kesin bir dille söz ediyor. Türkiye, kriz başladığından bu yana Amerika'ya üsler konusunda hep oium- lu sinyaller verdi. Ancak bilindiği kada- riyle "açık çek" de vermedi. Oysa bu se- naryolardan Amerikan askeri plancılan- nın bu uçakların bir ilk vuruş çerçevesin- de de kullanılabileceği yonünde bir izle- nime sahip olduğu anlaşılıyor. İlk vuruş gerçekleştiğinde de savaşı, uçakların ha- valandığı Uslerin sahipleri başlatmış ko- numuna düşüyor. SUUDIARABISTAN Irak petrolunun denıze ulaşoğı noktalar Öteki petrol öolum tesıslen Batılı mûttefıklere hızmet veren hava ûslen Suudi hava ûslen Petrot kuyularının bulunduğu alanlar FRANSIZ 'SCIENCEETVIE y DERGİSİ' Irak'ı karadayenmek zorDış Haberler Servisi — Fransa'da ya- yımlanan Science et Vie (Bilim ve Yaşam) dergisi, Körfez krizinin gerçek boyutunu ortaya çıkarmak için ünlü askeri uzman Guy Willis'le görüştü. Uzmanın yargıla- rı Batı için ürkütücü bir manzara ortaya koyuyor. Bir birleşik komutanhğın ve iş- birliği yapan ordular arasındaki bağian- tı sistemlerinin yokluğu, Irak Kara Kuv- vetleri'nin üstünlüğü. Eğer Batı bu güç düzeyinde saldırırsa büyuk riske girer. Batılı güçler, ancak bir Irak saldırısı kar- şısında başarı ile kendilerini savunabilir- ler. Yine de böylesi bir savaş, dünyanın 40 yıldan beri görmediği ölçüde kanlı ola- bilir. Gu> Willis'in göruşleri şöyle: "Irak'a karşı kurulan çokuluslu gücün içinde Amerikalıların, Ingilizlerin, Dani- markalılann, İspanyolların, Fransızların, Yunanlıların, Hollandalılann, Avusturya- lıların, Arjantinlilerin, İtalyanların yanı sıra Pakistanlılar, Suriyeliler, Mısırlılar ve Bangladeşliler bulunuyor. Çokuluslu gücün içindeki bu birlikler, Birieşmiş Mllletler'in talimatlanna göre değil, fakat Körfez'e güç gonderen ülke- lerin kendi aralannda imzaladıklan ikili anlaşmalara göre mevzilendiler. Islam ül- kelerinden gelen orduların Körfez'deki varlık nedeni, Riyad hükümetine yardım ve İslamın kutsaJ yerlerini savunmak ol- duğuna göre bu güçlerin Suudilerin ko- mutası altında toplanmalan akla yatkın olurdu. Ancak Batılı güçler, Suudi Silahlı Kuv- vetleri'nin üst düzey komuta kademele- rinin çokuluslu gücün denizde, karada ve havada yürüteceği operasyonların eşgü- dümünü ne ölçüde başarabileceği konu- sunda kuşkular duyabilirler. Bu sorun de- niz kuvvetleri açısından bir dereceye ka- dar çözüldü. Denizlerde belli sorumluluk bölgeleri farklı uluslara göre aynldı. Da- hası bu ülkelerin deniz kuvvetlerinin kur- maylan, aralannda bir haberleşme siste- mini yürürlüğe koydular. Bu sistem, Irak'a karşı uygulanan ambargo sırasın- da iyi işledi. Ancak Saddam'ın güçlerini Kuveyt'ten çrkarabilmek, hatta Suudi Arabistan'ı savunabilmek için birleşik bir askeri komutanlık kurmak gerekli gibi görünüyor. Doğal olarak Amerika Birleşik Devlet- leri bu güç işin altından kalkabilir. Bu ül- ke bölgede öteki ülkelere kjyasla çok da- bii bunu, Körfez'deki öteki güçlerle etkin bir haberleşme imkânları ile destekleye- rek. Gerçekten de öteki ülkelerin güçleri hem aynı malzemeyi, hatta aynı radyo dalgalârını bile kullanıyorlar. Amerikaülar Körfez'e yığdıklan gliç konusunda çok ketum davranıyorlar. An- cak bunun yaklaşık 350.000 kişiden ve 2500 tanktan oluştuğu söylenebilir. Bu- na Suudilerin iki zırhlı tümeni, iki Mısır tümeni ve bir Suriye tümeni eklenirse, çokuluslu gücün bir Irak saldınsı kar- şısında elinde 4.000'e yakm tank olduğu ortaya çıkar. Çok uluslu güç Irak'ı Ku- veyt'ten çıkarmaya kalkarsa, tank sayısı daha da düşecektir. Çunkü Mısır ve Su- riye hükümetleri Irak'a karşı bir saldın- Science et Vie dergisi ünlü askeri uzman Guy Willis'le görüştü. Willis'e göre Irak karşıtı ittifakta, birleşik komutanlığın yokluğu ve Irak kuvvetlerinin üstünlüğü ABD'nin karadan saldırıya geçmesini zorlaştırıyor. ABD'nin en büyük umudu hava üstünlüğünde. ha fazla tecrübe sahibi ve Körfez'deki çokuluslu güce malzeme, para ve insan gücü sağlamak açısından dığerlerirun çok önünde Güçler arası bir komutanlık oluşturul- ması hem bir sürenin geçmesini hem de siyasal bir anlaşmayı gerektiriyor. Fran- sa, güçlerinin mutlak bağımsızlığı üzerin- de ısrarlı oldu. tngiltere ise kendi güçle- rinin Amerikan güçlerinin operasyon ku- mandasında bütünleşmemesine izin vere- bilir. Kısa vadede bir Amerikan komutanlı- ğı gerçekçi tek çözüm gibi görünüyor. Ta- TÜRKİYE/MISIR/ÜRDÜN ABD'den 5 milyar dolarlık ek yardımWashington Post gazetesi, ABD yönetiminin Körfez krizinden ötürü 1991 yılı içinde karşılaşılacak zararları hafifletmek için Türkiye, Mısır ve Urdün'e 4-5 milyar dolar 'ek yardım' sağlayacağım bildirdi. Dış Haberler Servisi — ABD'nin Kör- fez bunalımından ötürü 1991 yılı içinde karşılaşılacak zararları hafifletmek için Türkiye, Mısır ve Ürdün'e 4 ya da 5 mil- yar dolar "ek yardım" sağlamaya karar verdiği bildirildi. AA'run haberine göre Washington Post gazetesine gore ABD, parayı Körfez ül- kelerinden toplayacak. Gazetenin kaynak gösterdiği ve künliğini açıklamadığı bir ABD Maliye Bakanhğı yetkilisine göre Irak ile sorun "beklenenden daha çabuk cözübe de" Uç cephe ülkesinin 1991'de za- rarla karşılaşacağı varsayılıyor. Aynı zamanda ABD, 1990 için belirle- nen miktarlar bu Uç ülkeye verildikten sonra "başlanuş olan ekonomik reform sürecinin devamını" istiyor. Aynı yetkiliye göre 4 ya da 5 milyarlık yeni dilim için Japonya ya da Avrupa1 dan da kaynak istenebiiecek. Ancak ABD, petrol fiyatlarının artışmdan yarar- lanan Körfez ülkelerinden, bu miktarı toplayacağma inanıyor. 1990 yılı zaran için 25 ülkeden 13.4 mil- yar dolar toplanmış, bunun 10.8 milya- nnın Türkiye, Mısır ve Ürdün arasında bölüşülmesine karar verilmişti. Haberde, ABD'nin bu kampanyayı tat- min edici bulduğu, "dağıtımın biçimin- den ve hızından" biraz kaygı duyduğu, ancak 1990 sonuna dek bütün miktarın sahiplerine ulaşacağını tahmin ettiği kay- dedildı. ABD 13.4 milyarın yüzde 30'unun şim- diye dek sahiplerine verildiğini savunuyor. Irak'tan İsrail'e tehdit Irak, dün Israil'i en sert tehdidi yönelt- ti. Hükümet gazetesi El Cumhuriye, ts- rail saldırdığı takdirde bu ülkenin hari- tadan silineceğini bildirdi. El Cumhuri- ye'de dün birinci sayfada yer alan yazıda şöyle dendi: "Eğer Israil, Irak'a karşı bir Mldınya katıürsa, Israil' diye bir şey kal- naz." Gazete İsrail'in kutsal Arap top- raklarının yabancı birlikler tarafından çiğnenmesini kışkırttığını da öne sürdü. Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin, Savunma Bakanı General Abdül Cabbar ŞusaTın yerine, ordu eski komutanlann- dan Tümgeneral Saadi Tu'ma Abbas'ı atadı. Bağdat Radyosu tarafından yayımla- nan devlet başkanlığı açıklamasında, iki yıldır yürüttüğü savunma bakanhğı gö- revinden sonra Şansal'ın askeri işlerden sorumlu devlet bakanı görevine atandığı kaydedildi. Ancak, savunma bakanının neden değiştirildiği belirtihnedi. Bahreyn Başbakanı'nın iddiası Bahreyn Başbakanı Şeyh Halife Bin Sulman El Halife, Irak'ın 2 ağustos tari- hinde Kuveyt'i işgal ettikten sonra, pet- rol zengini diğer ülkeleri de işgal etmeyi planladığını söyledi. El Halife, Bahreyn'de yayımlanan bir gazeteye verdiği demeçte, "Iraklılar, Su- udi Arabistan'ın doğu bölgesini, Bah- reyn'i, Katar'ı ve muhtemelen Birleşik Arap Emirlikleri'ni işgal etmeye niyetlenmişti" dedi. Irak'ın ise Körfez krizi konusunda Av- rupa'yı devreye sokma>ı a çalıştığı ve bu amaçla diplomatik temaslann başlatıldığı öğrenildi. AT Dönem Başkanlığı'nı yürütmekte olan İtalyan kaynaklarından alınan bil- giye göre, Irak Dışişleri Bakanı Tank Aziz'in yardımcısı El-Zalawi bu amaçla Roma'ya geldi ve İtalya Başbakanı Giu- lio Andreotti ile bir görüşme yaptı. Görüşmede El-Zalawi'nin Andreotti'- ye, "Irak, Körfez krizinde Avrupa'nın da- ha aktif bir rol üstlenmesini arzuluyor" mesajını ilettiği belirtildi. Şevardnadze: Müdahalede yer almayacağız Sovyetler Birliği Dışişleri Bakanı Edu- ard Şevardnadze, ülkesinin Körfez kriziyle ilgili bir askeri operasyona katılmasının söz konusu olmadığını söyledi ve krize banşçı bir çözüm bulunmasında ABD- Irak görüşmelerinin önemini vurguladı. Şevardnadze, Sovyetler Birliği'nin as- keri bir müdahalede yer alması konusun- da ise "Ben size şonu söyleyebilirim ki böyle bir seçenek ttzerinde düşünmüyo- ruz ve böyle bir seçenek mevcut değil" dedi. 2 ağustosta Irak tarafından işgal edi- len Kuveyt'in yeniden yapılanmasının en az 60 milyar dolara mal olacağı öne sü- riildü. Kuveytli ünlü mimar-mühendis Sabah Al Rayes, Kuveyt'ten Irak'a nakledilen li- man vinçlerinden süper bilgisayarlara, okullarda kullanılan kara tahtalardan renkli sokak karolarına varıncaya kadar geniş bir yelpazedeki malzemenin sade- ce 40 milyar dolar dolayında bir maliye- tinin bulunduğunu kaydetti. ya katılmayacaklarını daha önce açıkla- dılar. Karada güçler dengesi, çokuluslu gücün Kuveyt'e bir karşı saldınya geçme- sini zorlaştırıyor. Üstelik Kuveyt'e saldı- rı durumunda, büyük bir ihtimalle mey- dana gelecek bir sokak savaşının çok da- ha fazla sayıda insanı gerektirdiği de akıl- dan uzak tutulmamah. Buna karşılık Amerikan. lngiliz, Fran- sız ve Suudi Hava Kuvvetleri'nin tekno- lojik düzeyi dikkate alındığında, Irak'a karşı bir hava savaşı, hızla çokuluslu gü- cün lehine dönüşebilir. SOVYETLER BİRLİĞİ KGB ve Gorbaçov'danuyarıKGB Başkanı Vladimir Kruçkov önceki gece televizyonda yaptığı uyarıda "Dış güçler tarafından desteklenen radikallerin ülkeyi parçalamasına izin vermeyeceklerini" söyledi. Mihail Gorbaçov da Komünist Parti'den ülkeyi parçalamaya çalışanlara karşı mücadele etmesini istedi. Dış Haberler Servisi — Sovyetler Bir- liği'nde KGB Başkanı Vladimir Kruçkov ve Başkan Mihail Gorbaçov art arda yap- tıldan açıklamalarda, ülkede ıstikrarı bozmak isteyenleri sert biçimde uyardı- lar. Gorbaçov ve Kruçkov bu uyanlan ya- parken, Kırgjzistan Cumhuriyeti egemen- lik ilan ederek adından "Sovyet Sosyalist" sözcüklerini çıkarttı. Devlet Guvenlik Örgütü KGB Başka- nı Vladimir Kruçkov, önceki gece televiz- yonda yaptığı konuşmada, radikalleri uyararak "Yabancı güçlerin desteği ile is- tikrarı bozmaya çalışanlara karşı KGB'nin devleti ve yasa diizenini koru- maya kararlı oldugunu" söyledi. Ajansların haberlerine göre Kruçkov konuşmasında, "Bu aşın radikal hareke- tin büyümesi rasüantı değüdir. Bunlardan bazıları yabancı ulkelerden maddi destek alıyorlar" dedi. Ülke dısmdan "maddi ve manevi" yar- dım aldığını savunduğu yıkıcı örgütlerin, ekonomik sabotaj yoluyla ülkenin düze- nini çökertmeye çalışan guçlerle el ele ver- diklerini bildiren Kruçkov, basının yap- tığı olumsuz yayınlann da yasa düzeni- nin korunmasım güçleştirdiğini kaydetti. Kruçkov, ellerindeki gizli bilgüerden ül- kenin birçok yöresinde yıkıcı güçlerin, "uygun zamanda ortadan kaldınlacak ia- şüerin listelerini bile hazırladıklanm öğrendiklerini" açıkladı. Gorbaçov'un talimatıyla KGB Başkanı, Başkan Mihail Gorba- çov'un talimatıyla yaptığım söylediği açıklamasında, tüm bu olumsuz etkenlere karşın KGB'nin ülkede yasa düzenini ko- rumaya ve devletin varuğını sürdürmeye kararlı oldugunu vurgulayarak bu alan- da önlerine çıkarılacak tüm engelleri aşa- caklannı bildirdi. YİYECEK — Sovyet vatandaşları aniden bastıran kışla birUkte açlıkla karşı karşıya kaldılar. Buyaşh kadm da Almanya'dan ge- len yiyecek paketlerinin ulaştığı şanslı insanlardan biri. (Fotograf: Reuter) Mihail Gorbaçov da önceki gece KP Merkez Komitesi'nin iki günlük toplan- tısı sonunda yaptığı konuşmada, Komü- nist Parti'nin Sovyetler'i parçalamak is- teyenlere karşı mücadele etmesini istedi. AP'ye göre Gorbaçov şöyle dedi: "Biz merkezden dikta yönetimini terk ettik. Ama eski sistemi eleştirme görün- tüsü altında ülkeyi parçalamaya çalışan- lara karşı mücadele etmeliyiz. Bir aşın uç- tan digerioe, katı merkezcilikten kaos ve parçalanmaya gidilmesine izin vereme- yiz." Aynlmak yok Öte yandan SSCB Yüksek Sovyet Baş- kanı Anatoli Lukyanov, ülkeyi oluşturan 15 cumhuriyetten hiç birinin birükten ay- rılamayacağını belirtti. Lukyanov, dün düzenlediği basın top- lantısında, gelecek hafta toplanacak 4. Halk Temsilcileri Kongresi'nin gündemi hakkında bilgi verirken, gazetecilerin yeni birlik sözleşmesine ilişkin soru yağmuru- nu da goğüslemek zorunda kaldı. Lukyanov, bu konudaki sonılardan bi- rini yanıtlarken, yeni birlik sözleşmesini imzalamak istemeyen cumhuriyetlerin, ülkenin bugünkü hukuki temelini oluş- turan 1922 tarihli sözleşme çerçevesinde birlikte kalmak zorunda olacaklarını bil- dirdi. "Komünizm" sözcüğü çıkartıldı SSCB'nin en büyük cumhuriyeti Rus- ya Federasyonu'nun en yüksek yasama orgam, cumhuriyetin anayasasının giriş bölümünden "komünizm" sözcüğünü çı- kardı. Rusya Federasyonu Halk Temsil- cileri Kongresi'nin dünkü oturumunda benimsenen anayasa değişiklikleri çerçe- vesinde, Rusya, "Topraklarmdaki tarihin büieştirdiği uluslann oluşturduğu egemen bir devlet" biçiminde tanımlandı. Cumhuriyetin değişiklik öncesi anaya- sası, Rusya'yı '^tüm halklan ve milliyet- leri, komünizmin ortak inşası için biıieş- tiren devlet" olarak niteh'yordu. Kırgızistan Sovyet liderleri peş peşe uyanlarda bu- lunurken Orta Asya'daki Kırgızistan Cumhuriyeti egemenliğini ilan ederek adından "Sovyet Sosyalist" sözcüklerini çıkardı. "Kırgız Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti" adı "Kırgızistan Cumhuriyeti" olarak değiştiriJdi. Reuter Ajansı'nın Pravda gazetesine dayanarak bildirdiğine göre Kırgızistan Yüksek Sov- yeti'nde yapılan ateşli tartışmalardan son- ra egemenlik ilan edilmesine karar veril- di. Yapılan açıklamada cumhuriyette, "a- yasaJ çoğulculuk, kişilerin cnmbııriyet topraklannın zenginliklerine sahip olma ve bunlan işletme hakkı" kabul edildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle