Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/16
Oğrenci-polis
çatışması
TRABZON (Cumhuriyet) —
Karadeniz Teknik Üniversitesi'n
de sorunlarını tartışmak için
dün açıkhava toplantısı düzen-
leyen öğrencilerle jandarma ara-
sında olaylar çıktı. Jandarma
birliklerinin toplantıyı dağıtma-
sından sonra bir grup öğrenci
şehir merkezine yürüyüşe geçti.
Karadeniz Gazetesi'ne giderek
sorunlannı anlatmak istedikle-
rini belirten öğrencilerin bu kez
polis tarafından önleri kesildi.
Çıkan tartışma sonucu bir grup
öğrenci gözaltına alınırken 30
kadar öğrenci de kaçarak gaze-
teye sığındı. Öğrenciler, gazeteyi
saran polislerden "tşkence ya-
pılmayacağına ve hemen savcı-
lığa çıkarılacaklanna" dair söz
almaları özerine teslim oldular.
Gözaltına alınan öğrenci sayısı-
nın 41 olduğu bildirildi.
13 ARALIK 1990
T r u m p S O n u n d a b o ş a n d l Amerikalı milyarder emlakçı Donald Trump, sonunda
kansı Ivana'dan boşandı. Donald Trump uzun süredir fotomodel sevgilisi Marla Maples'le bir-
likte yaşıyor ve kansından aynlmaya uğraşıyordu. Trump'ın İvana'ya ödeyeceği nafaka ve mal-
lann böliişülmesi sorunu daha sonra halledilecek. (Fotoğraf: REUTER)
'Bütün yazarlara
özgürlük'
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Asya-Afrika Yazarlar
Birliği üyeleri, tüm dünya ülke-
leri yönetimlerinden "yazarlara
özgürlük" istediler. 6 ve 7 ara-
lık günJeri İstanbul'da gerçekleş-
tirilen Asya-Afrika Yazarlar Bir-
liği Sempozyumu'nun dün açık-
lanan sonuş raporunda, sürekli
bir değişim yaşayan dünyada ba-
rış isteği vurgulanarak "düşün-
ce özgürlüğü olduğu sürece sa-
vaşın engellenecegi" görüşüne
yer verildi. Demirtaş Ceyhun'un
okuduğu raporda. "Bütün dün-
yayı egemenliği altına almış, ti-
cari kaygılarla donanmış rnedya
tekeli, edebiyatı hedef almıştır.
Dolayısıyla halkın ya da özgür-
lüğün sözcüsü dunımunda olan
yazar da gittikçe bu tekelin altı-
na gîrmektedir" denildi.
K l Ş İ y İ c e b a s t i r d l Baü ve Orta Avnıpa'ya kış iyice bastırdı. Öyle ki Fransa'nın Alpler
bölgesi araç geçişine izin vermeyecek biçimde kar ve buzla kaplandı. Bu otomobü surücüsü
de kar lastikleri olmasına rağmen bölgede guçlükle ve neredeyse adım adım ilerleyebiliyor.
HABERLERIN DEVAMI
Seçim için ortaklık NOTLAR
(Baparafı 1. Sayfada)
belirterek, "Bu iktidardan kur-
tulmak sadece iki partinin değil,
berkesio işi" dedi.
lnonü ve Demirel arasında
beklenen "erken seçim ve sine-i
millet zirvesi" dun DYP Grup
Yönetim Kurulu salonunda ger-
çekleşti. Yaklaşık iki saat süren
görüşmeye SHP'den Genel Sek-
reter Hikmet Çetin, Grup Baş-
kanvekilleri Onur Kumbaraeıba-
şı ve Hasan Fehmi Güneş ile
DYP'den Genel Başkan Yardım-
cıları Hüsamettin Cindoruk,
Hasan Ekinci ve Grup Başkan-
vekili Vefa Tanır da katıldılar.
İktidan erken seçime zorlama
yollarının ele alındığı görüşme-
de, her iki lider bu konuda top-
lumun tüm kesimlerinin hareke-
te geçirilmesi yolunda görüş bir-
liğine vardılar. Toplantıda belir-
lenen görüşler kısa bir "ortak
bildiri" ile açıklandı. SHP Grup
Başkanvekili Kumbaracıbası ta-
rafından okunan ortak bildiri-
de şöyle denildi:
"SHP ve DYP genel başkan-
lan ülkemizin ve halkımızın için-
de bulunduğu ciddi ve boyutu
giderek genişleyen bunalımdan
ancak bir erken seçimle çıkıla-
bileceği konusunda iki parti ara-
sında kesin bir görus birliği bu-
lundugunu bir kez daha belirle-
mişkrdir.
Bu amaca ulaşmak üzere hal-
kımızın erken seçim istemini
toplumsal bir lalebe dönüştür-
mek dogrultusunda, sine-i mil-
let olarak ifade edilen Meclis-
ten topluca çekilme karan da
dahil; her türlü demokratik çö-
ziimün aranması ve oluşturul-
ması için başlaülan bu ortak ça-
hşmanın sürdürülmesi uygun
görülmüştür.
Halk iradesine ve hukukun
üstünlüğune dayanan çare ve se-
çenekleri, partilerin kendi prog-
ramlannda öngöriilen ilke ve
yaklaşımlan saklı kalmak koşu-
luyla, araştırmak ve saptayarak
genel başkanlara sunmak için
Sayın Hikmet Çetin ve Sayın
Hüsamettin Cindoruk'un baş-
kanhklaruıda bir çalışma gnıbu-
nun görevlendirilmesi kararlaş-
tuılmıştır.
Bu grubun hazırlıyacağj gün-
demi görüşmek üzere sayın ge-
nel başkanlar 26 Aralık 1990 gu-
nü saat 11.00'de SHP grubun-
da yeniden bir araya gelecek-
lerdir.
Kamuoyuna saygı ile duyuru-
lur."
tnönü ve Demirel "fevkalade
faydalı" olarak niteledikleri gö-
rüşmeden sonra, erken seçim ih-
tiyacının her zamankinden da-
ha fazla gundemde olduğunu
vurguladılar. Inönü, ortak bildi-
rinin okunmasından sonra
TBMM'deki odasına geçti. Bu
arada iki lider gazetecilerin gö-
rüşmeyle ilgili çeşitli sorularını
yanıtladılar.
İnönü'nün sözleri
SHP lideri, TBMM'deki oda-
sında düzenlediği basın toplan-
tısında yaptığı açıklamada, özet-
le şu noktalar üzerinde durdu:
"• Halkımız bugünkü iktidar
boşlugundan kurtulmak ve de-
mokrasi içinde yeni bir iktidar
kurmak istiyor. Bir an evvel hal-
kın iradesine saygı gösterip se-
çim yapmak istiyor.
• Sayın Özal ANAP grubu-
nun oylarıyla seçilmiş olmanın
rahatsızlığından kurtulmak için
şimdi Ana.vasayı kendi maksat-
lan dogrultusunda değiştirmek
istiyor. Bunun için vapay bir tar-
tışma başlatıyor. Anayasa deği-
şildiği balkın isteği dogrultusun-
da yapılacak ama seçimden
sonra.
• Göriışmede erken seçim çö-
zümünu nasıl getireceğiz? Hal-
ka ne söyleyeceğiz, bu ilgiyi na-
sıl canlandıracağız konusunu ele
aldık. Oluşturulacak çalışma
grubunun önereceği çözümler
bir amaç için bir an evvel
TBMM'nin yenilenmesi ve halk
iradesine dayanan bir iktidann
kurulması için olacaktır. İki par-
ti arasında görüş birliği var. İk-
tidardan umudunu kesmiş olan
halkımızın muhalefete güven-
mesini istiyorum. Halkımız se-
çim yaptıracak ve istediği parti-
yi seçecek gıice sabiptir. Ama
bunları orıaya çıkarma ve yol-
larını gostermek için göriişme
sureci devam edecektir. Bunda
çok umutluyum."
Ozal gidecek
İnönü, daha sonra gazetecile-
rin sorularıru özetle şöyle ya-
nıtladı:
'— Bildiride parti programla-
rına niçin atıfta bulunuldu?
İNÖNÜ — Bulunulmaması
anormal olurdu da ondan. İki
büyük parti buluştuğunda her
türlü şey düşünulebilir. 'Ne ol-
du, iki parti birleşti mi' denile-
bilir. Böyle şey yok. Ama bir or-
tak amaç var. Seçimin yapılma-
sı 'Ben kazanayım, o kazansın'
diye değil. 'Milletin iradesi or-
taya çıksın, bugünku halka da-
yanmayan iktidardan kurtula-
lım' diye.
— Birleşemediğiniz bir konu
var mı?
İNÖNÜ — Birleştiğimiz ko-
nular halkımızın umudu olan
konulardır. Gosterdiğimiz yol
halkımızın beklediği yoldur,
umut yoludur.
— Anayasa degişikliği günde-
me geldi mi?
İNÖNÜ — Bildirideki konu-
lar dışında birşey söylemem yan-
hş olur. Orada her şey var.
— Toplu istifa ile ilgili ne gi-
bi kaygılar dile getirildi?
İNONÜ — Bildirimizde gö-
rüşmelerin devam edeceği ve
toplu istifa dahil çeşitli araçla-
rın göz önüne alınacağı söyleni-
yor. Bunun dışında bir şey söy-
lemem yanhş olur. Siz diyorsu-
nuz ki 15 gün sonra yapacağmız
gorüşmeyi şimdi açıklayın. Ku-
sura bakmayın, böyle şey olmaz.
Basınımızdan ricam, yorumlan-
nı kendi yapsınlar ama bizden
15 gün sonraki gorüşmeyi yapıl-
mış gibi açıklamayı istemesinler.
— Bu süre içinde parlamen-
to dışı partilerle lemas kuracak
mısınız?
Ortak çalışmaya nasıl gelindi?
İç Politika Servisi — İnönü-Demirel zirvesi
ve buradan çıkan "Erken seçim için SHP-DYP
ortak çalışma grubu" kararına, Demirel'in bu
konuda gecen hafta yaptığı "sine-i millet'e
dönme" çağnsı öncüluk etti.
SHP ve DYP'nin "ülkeyi erken seçime götiir-
me konusunda ortak hareket etme* karan al-
ması şöyle gelişti:
DYP lideri Demirel, 5 Aralık günü, Istanbul
örgütü tarafından düzenlenen "Aya Bakış" top-
lantısında, erken genel seçime gidilebilmesine
yönelik bir soruyu yarutlarken, "Buradan bir
çağn yapıyorum. SHP sine-i millet'e razı olur-
sa biz yann sine-i millet'e döneriz. Bizim 60 mil-
letvekilimiz var. SHP de 82 milletvekili ile gel-
sin, hep birlikte sine-i millet'e dönelim. O za-
man meclisi de ayakta tutamazlar" dedi.
Bir gün sonra SHP Genel Başkaru bu çağn-
ya, "DYP'den bize bir öneri gelmiş değil. par-
tilerin ortak davranışı eğer bir yeni hareket ola-
rak ortaya çıkacaksa, partilerin resmi organla-
n arasında konuşmalarla olur" karşılığını ver-
di. Inönü, "sine-i millef'e dönme yöntemi ko-
nusunda ise bunun pratiğinin bugüne kadar
kimse tarafından ortaya konmadığını hatırJat-
tı. SHP lideri ayrıca, erken seçime gidilmesi ko-
nusunda DYP ile anlaşmazlıklan olmadığını da
ifade ederek "Bunun için ne gerekiyorsa konuş-
maya her zaman hazınz" dedi.'"
7 Aralık günü İnönü başkanhğuıda toplanan
SHP Merkez Yürütme Kurulu ise erken seçi-
me gidilebilmesi için, "Tüm siyasi partilere, sen-
dika ve meslek kuruluşlarına, demokratik ka-
muoyu örgütlerine işbirliği çağnsı" yapma ka-
ran aldı. Aynca, sine-i millet'in "bir ay içinde
erken seçim sağlayacağı güvencesi vermesi du-
nımunda, SHP grubunun meclisten çekilmeye
hazır olduğu" açıklandı. Bu yolda da Genel
Başkan İnönü ile DYP lideri Demirerin bir ara-
ya gelmesi görüşünde birleşildi.
Aynı gün Demirel, "Benim paralelimde ka-
rar almıslar, sevindirici" ifadesini kullandı. İkili
görüşme ile ilgili olarak henüz bir talep alma-
dığıru belirten Demirel, "Göriişmek isteyen her-
kesle görüşüriim, bunun için sart koşmam"
dedi.
8 Aralık günü ise SHP Genel Sekreteri Hik-
met Çetin ile DYP Genel Sekreteri Gökberk Er-
genekon'un görüşmesi sonucu iki liderin 12
Aralık (dün) günü TBMM'de bir araya gelme-
si kararlaştırıldı.
Aynı gün Cumhurbaşkanı Turgut Özal da
"sine-i millet'in hikâye olduğunu" söyledi ve er-
ken seçim için anayasa degişikliği önerilerinde
bulundu. Özal, bu kapsamda, "Cumhurbaşka-
nının halk tarafından seçilmesi, seçmen yaşı-
nın 18'e indirilmesi ve parlamenter sayısının
6O0'e çıkanlması"nın sağlanmasını, böylelikle
erken seçime gidilebileceğini belirtti. Özal, bu
önerilerinin ardından da "Gelin, hodri meydan
diyonım. Biz de kendiraizi ortaya koyalım, se-
çime gidelim. Ama, ben biliyorum onların
kıvırttığını" dedi.
Cumhurbaşkanı Özal'ın bu önerilerine SHP
Genel Sekreter Yardımcısı Ertuğrul Günay er-
tesi gun, "Muhalefetin erken seçim talebine de,
Başbakan yerine Sayın Özal yanıt veriyor. Mil-
letvekilleri istifa edeceğiz diyorlar, Özal
konuşuyor" biçiminde karşıük verdi. DYP li-
deri Demirel ise o gün herhangi bir değerlen-
dirmede bulunmadı.
Demirel, 10 Aralık gunü TBMM'deki bütçe
gorüşmelerinde, Özal'ın Anayasa degişikliği
önerüerini kabul ettiğini açıkladı. Demirel, mec-
listeki konuşmasmda, "Milletvekili sayısını
600'e çıkaralım, seçmen ynşını 18'e, seçilme ya-
şını da 25'e indirelim. Cumhurbaşkam'nı da
halk seçsin. Ve Nisan 1991'in ilk pazannda er-
ken genel seçime gidelim" dedi. DYP lideri, b.u
konuda yapılacak anayasa değişikliğine de ha-
zır olduklannı vurgulayarak "Var mı kacacak
başka yeriniz? Hodri meydan böyle olur. Çık-
maz ayın son çarşambasına olmaz" dedi.
SHP lideri Erdal İnönü ise bütçe görüşme-
lerindeki konuşmasında önceden olduğu gibi,
"Cumhurbaşkanı'nı halkın seçmesini" öngören
bir anayasa değişikliğine karşı çıktı. İnönü,
"Anayasa'daki eksikiik devlet başkanının, baş-
bakanın yetkileri değil. Vatandaşlann, sivil top-
lum örgütlerinin hakları. Öyleyse cumhurbaş-
kanının yetkilerini artüracak bir seçim şekline
niçin geçeceğiz" dedi. Toplumun nefes alması-
nın tek yolunun "erken seçim" olduğunu savu-
nan İnönü, "Sandık gelecek, ANAP gidecek"
diye konuştu. Bu arada, SHP üst düzey yöne-
ticileri ise "Cumhurbaşkanı'nı halkın seçmesi"
dışındaki önerilere kendilerinin de katıldıkla-
rını açıkladılar.
11 Aralık günü de SHP lideri İnönü, "Cum-
hurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesini
öngören" Anayasa degişikliği için, "İşlevini yi-
tinniş bir parlamento anayasayı nasıl degişürir"
ifadesini kullandı. Aynı akşam toplanan SHP
MYK ise tnönü-Demirel zirvesinde, DYP lide-
rine. "Son bir kaç günde gösterdiği farklı ta-
vırları erken seçimi gerçekleştirmede nasıl bir-
lestirebildiği, sine-i millet'e donmekten vazge-
çip geçmediği" sorularının yöneltilmesini ka-
rarlaştırdı.
Bu arada, Cumhurbaşkanhğı Köşkü, tartış-
malarla ilgili olarak Özal'ın görüşlerini açıkla-
dı. Cumhurbaşkanı Özal açıklamasında, "hodri
meydan"ın Cumhurbaşkanhğı seçimi için geçer-
li olduğunu, "erken seçim"e ise TBMM'nin ka-
rar verebileceğini söyledi. Özal, burada feda-
kârlık yapanın da bizzat kendisi olduğunu be-
lirtti.
Demirel de bunun üzerine, Cumhurbaşkanı
Özal'ın "hodri meydan" dediğinde, yetkinin
mecliste olduğunu bildiğinl ifade ederek "Onu
bugün öğrenmiş değil. Bu sözleriyle 'hodri
meydan' deyip kaçmış olur" biçiminde konuştu.
Bütün bu tartışmalarla düne gelindi ve
İnönü-Demirel zirvesinden, "erken seçim için
ortak eylem" karan çıktı.
İNÖNÜ — Bizim gorüşmeyi
düşündüğümüz demokratik kit-
le örgütleri var. Partiler şu an-
da yanlış olur. Çünkü iki parti
arasındaki göruşme devam edi-
yor. Ben hareketimizin sonuca
varacağından umutluyum.
— Özal, 'Asıl hodri meydan
Cumhurbaşkanı'mndır' diyor.
Sizin görüşünÜJt ne?
İNONÜ — Genel seçim so-
nunda herkes görüyor ki bugün-
kü muhalefet iktidar olacak. O
zaman biz bu Anayasayı değiş-
tireceğiz, Cumhurbaşkanı seçi-
mi gündeme gelecek. Dolayısıy-
la hodri meydan diye bir şey
yok. Seçimi hangi parti kazanır-
sa kazansın, Cumhurbaşkanhğı
seçimini yenileme gücüne sahip
olacak. Ö zaman hangi adaylar
giriyorlarsa onlar birbirlerine
'hodri meydan' derler. Bunlar
belli iken sayın Özal ortalığı ka-
rıştınyor. Orta>"a attığı teklifle-
rin hiçbir ciddi tarafı yok. Sayın
Özal 7 sene orada rahat otura-
bileceğini, ama bundan feragat
ettiğini söylüyor. Böyle birşey
yok. Bütün bunlar onun rahat-
sızlığmı gösteriyor. Hiç oralara
girmeye gerek yok. Bugunkü
mesele TBMM'nin yenilenmesi-
dirT
Demirerin sözleri
DYP Genel Başkanı Demirel
de görüşmeden sonra millet ira-
desini hakim kılmak için seçi-
min bir amaç olduğunu belirte-
rek seçime nasıl gidileceği üze-
rinde durdukiarını söyledi. De-
mirel, özetle şu görüşleri dile
getirdi:
"Bugün ülkeyi yönetenler se-
çimden korkuyoriar. Ödleri ko-
puyor. Seçimden daha doğrusu
halka gitmekten kaçıyorlar.
Halkımız bunalmıştır. Bu ikti-
dardan kurtulmak ve bunların
seçime zorlanmasını istiyor. Bir
suredir bunlan lartışıyonız. Bu-
günkü görüşme karşılıklı fikir
alışverişiydi. Sanıyorum bir sü-
re daba konuşma göruşme ihli-
yacı vardır. Herkesin bunu nor-
mal karşılaması lazım. Çünkü
bu kadar önemli bir konu ile
karşı karşıya gelip bir defada
her seyi çözmek mumkün değil-
dir. Bizim de onların da mülar
hazaları var. Bunlan karşılıklı
olarak bir defa daha bir çalışma
grubunun değerlendirmesi ve
yeni bastan bu seviyede yapıla-
cak bir toplantıya getirilmesi la-
zımdır.''
Demirel, daha sonra gazeteci-
lerin çeşitli sorularını şöyle ya-
nıtladı:
"— BH mülahazalar nelerdir?
DEMİREL — Gayet tabii,
'Sine-i millete gitme olayı ile ne-
tice alınabilecek mi' şeklinde
mülahazalar olacaktır. Amaç
sine-i millete gitmek değil, seçi-
me zorlamaktır. Acaba böyle bir
olay, Türkiye"yi seçime zorlaya-
bilecek mi üzerinde birtakım
mülahazalar vardır. Tereddütler
var demiyorum. Çünkü boyie
bir şeyi taraflar reddetmiyor.
— Bu mülahazalar sine-i mil-
lete dönme dunımunda ara se-
çim yapılması ihtimali üzerine
mi?
DEMİREL — O ihtimal de
var tabii. Başka birtakım müla-
hazalar da. O ağırlığı olan. bir
ihtimal. Bunların hepsini çalış-
ma grubu değerlendirip ge-
tirecek.
— Parti programlanna niye
atıfta bulunuldu?
DEMİREL — Orada cum-
hurbaşkanhğı seçimi olayında
farklı düşüncelerimiz var. Ama
olay Cumhurbaşkanhğı seçimi
değil, Turkiye'nin erken seçime
götürülebilmesidir. Türkiye za-
ten erken seçime götürülebilir-
se cumhurbaşkanhğı meselesini
halledecektir.
— Parlamento dışı partilerle
ilişkiye geçilecek mi?
DEMİREL — Onların hepsi
olabilir. Yalmz şu anın meselesi
değil. Çalışma grubu her tedbi-
ri mutlaka netice alacak biçim-
de dengeli ve her tarafı birden
düşunerek tetkik yapması ge-
rekiyor.
— Sizin bütçede Özal'a yap-
nğımz 7 nisanda seçim çağnsı ne
olacak?
DEMİREL — O formülü
dün Sayın Özal öldürdu. Önce-
ki gün 'Ben ne bileyim. meğer
TUrkiye'de seçime gitme işine
Meclis karar verirmiş' dedi. Onu
söylerken seçime nerenin gittiği-
ni bilmesi lazımdı. Eğer seçime
gidilmeyecekse cumhurbaşkanı-
nı halk seçsin ve seçmen yaşını
18'e indirmenin ne anlamı var?
Bugünkü sorun cumhurbaşka-
nını halkın seçmesi, seçmeme-
si değildir. Sayın Özal'ın bu öne-
riyi getirmesinin sebebi 'Benden
kurtulacaklar, belki ben onlar-
dan önce davranır, bir yol
bulurum' duşüncesidir. İki sene
sonra yapılacak bir seçim için
bugünden randevu vermenin bir
gereği yok ki. Biz bugünden
bahsediyoruz. Halk bugün sı-
kıntılar içinde.
— Meclis'ten ara seçim kara-
rı çıkarsa ne olacak?
DEMİREL — 150 kişi istifa
etse. Bunlar seçime gitmeyebilir
gibi bir endişenin bulunduğu
yerde, 23 kişinin istifası ile se-
çime giderler demek mümkün
mü? Açık söylüyorum, 150 ki-
şinin istifası ile seçime gidilebil-
menin kesin kanısı mevcut olsa,
bugunkü karar başka türlü çı-
kardı.
— Göriışmede bu kaygı ön
planda tutuldu mu?
DEMİREL — Onların da bi-
zim de kaygılanmız var. Siyaset-
te mutlaka doğru oiur diye bir
şey yok. İhtimal bu.
— Toplumsal muhalefet nasıl
büyütülecek?
DEMİREL — Türkiye'deki
kötü idareden kurtulmak sade-
ce muhalefetteki iki partinin işi
değil. Herkesin işi. Meclis'te
grubu bulunan muhalefet par-
tilerini öne çıkarıp da 'Yaşa
varol' değil. Veya 'Niye Türkiye
1
yi seçime zorlamıyorsunuz' de-
yip herkesin keyfine bakması
olacak iş değildir. Seçim muha-
lefet partilerine değil, herkese la-
zım, ülkeye lazım. Öyleyse her-
kesin bunun ucundan tutması
lazım.
— 26 aralıkta somut öneri mi
çıkacak?
DEMİREL — Biraz daha ko-
nunun araştınhp olgunlaştırıl-
ması lazım. Kim neyi yaparsa,
Türkiye neyi yaparsa seçim olur,
araştınlması lazım.
— Neler yapdabilir?
DEMİREL — Mesele partüe-
rin ayrı ayrı ya da birlikte hare-
ket etmesi değil, bir amacı do-
ğuracak hareketi yapabilmesidir.
Amaç ülkeyi erken seçime gö-
türmek. Sadece siyasi muhalefet
değil, toplumsal muhalefet la-
zımdır.
— 7 nisanda seçim önerinizi
ANAP kongresini göz önüne
alarak sonbahara erteler
misiniz?
DEMİREL — Eğer nisan
ayında seçimi kabul ederlerse
kongreyi onlar ileri alsm. Çün-
kü belki kongre yapmalanna lü-
zum bile kalmayabilir!'
DYP GİK
Öte yandan dün akşam De-
mirel başkanlığında toplanan
DYP Genel İdare Kurulu'nca
yayınlanan bildiri şöyle:
"Çalışma metot ve araçlar
Bol anılı zirveHAKKI ERDEM
ÜMtT ASLANBAY
ANKARA— Beklenen zirve,
Demirel'in açıklamasıyia başla-
dı. "Nostalji" ile sürdü. "Ortak
çalışma kararıyla" bitti.
Demirel, "zirvenin" başında,
gazeteciler çıkar çıkmaz, Inönü
ve arkadaşlarına Özal'a yaptığı
son "hodri meydan" çağrısını
meseler de konuşmalanndan bu aynı saatlerde alt katta Zongul-
sonuç ortaya çıktı. Böylece Çe- dak ve Samsun heyetini kabul
tin ve Cindoruk'a görev verildi. ediyordu.
Sık sık çay ve ıhlamur taşınan Zirvede ortaya çıkan görüşler
toplantıda bir ara înönü Cindo- için bir bildiri hazırlanması ka-
ruk'a dönerek dedi ki: rarlaştırıldı. Çok kısa olması is-
— Ben sizin ağabeyinizi çok tenen bu bildiriyi Kumbaracıba-
iyi tanınm. şı'nın yazmasuıı önerdiler. Kum-
Çetin de Genel Başkanı'nm baracıbaşı, Cindoruk'un da kat-
bu açıklamasına eklemede kısını isteyince, Cindoruk, "İki
bulundu: kişi bir araya gelince böyle şeyi
— Ben de sayın Cindoruk'un yazmak zor olur" itirazında bu-açıklama gereğini duydu:
— Bu konuda baa mülahaza- küçük kardeşini iyi tanınm. İyi lundu. Ama ikisinin katkılarıy-
lara neden olmak istemem. Ama görüşürüz. la Demirel'in deyimiyle "ortak
Söz tanışıklardan açılmca, yü- beyanat", İnönü'nün deyimiyle
lann politikacısı CHP kökenli "ortak bildiri" ortaya çıktı.
DYP Grup Başkanvekili Vefa
Tanır İnönü'ye bir açıklama
yapma gereğini duydu:
— Sayın Inönü, madem tanı-
şıklıklardan bahsediyorsunuz.
cumhurbaşkamnın açıklaması
sine-i millet çağrısından sonra
oldu. Amaç da erken seçim ol-
duğu için en kısa yoldan bunu
gerçekleştirmek düşüncesiyle
buna hazır olduğumuzu açıkla-
dım. Zaten o iş de Özal'ın açık-
laması ile kaldı.
Demirel'in bu açıklaması üze-
rine ne İnönü ne de arkadaşları
bu konuya tekrar girme gereği-
ni duymadılar.
"Erken seçim zirvpsi", 5 daki-
ka kadar geç başlamıştı. Bazı
gazetecilerin, TBMM başkanı-
mn kabuiunü gerekçe göstererek
"5 dakika kadar tolerans
göstennelerinj" istemeleri üzeri-
ne, SHP lideri, odasında vakit
doldurdu. Demirel, konuklannı
odasında gazetecilerle sohbet
ederek bekledi. Bangladeş eski
Devlet Başkaru Muhammed Er-
şad'ın tutuklandığının anımsa-
tılması üzerine, "Diktatöıiüğün
sonu budur. Halkın tepesine çı-
kıp oturmak güvenlik değildir"
yorumunu yaptı. Gazetecilere
akşam izlediği tiyatrodan bö-
lümler ve çeşitli fıkralar anlat-
tı. Demirel, "asıl konuklannı"
kapıda karşıladı. İnönü ve De-
mirel gazetecilerin ısran üzerine
birkaç kez el sıkıştılar. Demirel-
in odasındaki kısa "nezaket soh-
beti"nin ardından, görüşmeler
için DYP Grup Yönetim Kuru-
lu odasına geçildi.
Uzun masanın iki yanına di-
zilen SHP ve DYP yöneticileri
erken seçim ortak görüşlerini
vurguladıktan sonra yöntem
arayışına başladılar. İnönü,
"sine-i milletin" erken seçim için
başvurulacak yollardan yalnız-
ca biri olduğunu söyledi. Genel
Sekreter Çetin, Grup Başkanve-
killeri Kumbaracıbaşı ve Güneş
liderlerine bu konuda "tam
destek" verdiler. Demirel ve he-
men yanıbaşında oturan Cindo-
ruk, Vefa Tanır ve Hasan Ekin-
ci de buna katıldılar. Ama ma-
sanın her iki tarafının da ortak
kaygısı vardı:
— Sine-i millete dönelim ama
bu erken seçimi getirir mi? Er-
ken seçim yerine ara seçim ya-
paıiarsa bunun sonuçlan ne
olur? İstifa eden milletvekilleri-
nin hepsinin istifalan TBMM'de
Şöyle diyeyim: Ben de babanızı
çok iyi tanınm.
Tanır, daha sonra İsmet İnö-
nü ile birlikte yaşadığı "21 Ma-
yıs ihtilal girişimi' gecesini
anlattı.
Nostalji ağır basınca, Demi-
rel de dayanamadı, o da bir "pa-
şa anısı" aktardı:
— Sayın İnönü ile Anıtkabir-
de sık sık karşılaşırdık. Bir gün
bana sordu: 'Demirel buraya
hep geliyorsun. Ama kaç basa-
mak olduğunu biliyor musun?'.
Bilmediğimi görünce de basa-
mak sayısını söyledi. Bir süre
sonra yine Anıtkabir'de bana
aynı soruyu yöneltti. Basamak
âayısını hemen söyleyince 'say-
dın mı' diye sordu. 'Hayır. Siz
söylemiştiniz' deyince hoşuna
gitti.
Dışarda gazeteciler uzayan
toplantıyı beklerken Çetin de bir
anısını ekledi. Zirveden çıkan
sonucu "halkı kışlurtmak" diye
niteleyen Başbakan Akbulut da
Zirvede SHP yöneticileri özel-
likle cumhurbaşkanımn halk ta-
rafından seçilmesi önerisine iliş-
kin itirazlarını dile getirdiler.
İnönü, öteki anayasa değişiklik-
lerine "evet" dediklerini belirtir-
ken, bu yöntemin "tamamıyla
diktatörlüğe neden olacabi-
leceği" vurguladı. Bu gö-
rüşmeler dogrultusunda ortak
bildiriye de erken seçim çare ve
seçenekleri konusunda "partile-
rin kendi programlannda öngö-
rülen ilke, ve yaklaşımlan saklı
kalmak koşuluyla" sözcukieri
yerleştirildi.
Çalışma grubu oluşturulma-
sına karar verilmesinden sonra
ikinci zirve için uygun tarih
arandı. 24 aralıkta Meclis'te büt-
çe oylaması olunca 25 aralık salı
günü üzerinde duruldu. Ancak
25 aralığm İnönü'nün ölüm yıl-
dönümü olduğu dikkate alına-
rak 26 aralık benimsendi.
"Sine-i millet" karan beklen-
tisiyle TBMM'ye gelen, grev ha-
zırhklanm sürdüren sendika yö-
neticilerine de, kamuoyu ile bir-
likte 26 aralık tarihini beklemek
düştü.
Lice'de gösteri: 1 ölü
DİYARBAKIR (Cumhuri- sa gruptan mı açdan ateş sonu-
yet) — "Güvenlik güçlerinin cu öldurülduğü" sorusu netlik
baskı yaptığını" öne sürerek kazanmazken, ilçe merkezinde-
kaymakamla görüşmek üzere ki esnafın kepenk kapadığı bil
Lice'ye yürüyen yüz kişilik
gnıpta bulunan bir kadın, açı-
lan ateş sonucu yaşamını yitir-
üzerinde de üyelerin görüşleri- kabul edilmezse ne yapacağız?
ni dile getirdiği D\T Genel İda-
re Kurulu toplantısında, yurt
sathında geziler tertip edilmesi,
il başkanlarının davet edilmesi,
partinin diğer kurullannın hız-
la çalışmalara girmesinin sağ-
lanması, teşkilat ile ilgili husus-
ların, partinin ve göruşlerinin
yurt sathında daha ya> gın şekil-
de varlık göstermesini temin
edecek şekilde yeni bir anlayış
ele alınması ve nihayet, büyük
şehirlerde özel teşkilatlanma ile
özel propaganda yönlemlerinin
belirlenip benimsenmesine karar
verilmiştir."
Bu konu üzerinde durulurken
Çetin, milletvekilliğinin düşürül-
mesine ilişkin anayasanın 84.
maddesinin nasıl uygulanabile-
ceğini ayrıntılanyla anlattı.
Konuşmalarda erken seçim
için ortak mitingler düzenlene-
bileceği, kitle örgütlerinin des-
teğinin alınabileceği, harekete
geçirebileceği gibi olasılıklar da
yer aldı. İnönü, Zonguldak mi-
tingine de dikkat çekerek sendi-
kaların ve işçilerin bu konuda
daha etkin olabileceklerini be-
lirtti. SHP'liler somut biçimde
bir ortak çalışma grubunu öner-
Akbulut'tan ara seçim
(Baştarafı 1. Sayfada)
Şimdi bu bir gelenek midir? Ge-
lenek olsa demokrasiyi güçlen-
dirir mi? Bu demokrasiye giiç
mü zaafiyet mi kazandırır? Öl-
çümiiz budur. Şahısların ve par-
tilerin kendilerine dönuk birta-
kım programlan olabilir. Kendi-
leri belki böyle bir politikadan
menfaat umabilirier. Toplumun
bütün kesimleri muhalefete des-
tek olmalı diye beyanları var.
Hukuki olan her hareketi sami-
miyetle karşılanz. Ama Sayın
Demirel, Romanya'da cerej-an
eden kanlı olaylann Türkiye'ye
sirayelini duşünebilen bir lider-
dir."
Akbulut, muhalefetin Mec-
lis'ten istifa edebileceğine de
inanmadığını belirterek zirveye
ilişkin de şu değerlendirmeyi
yaptı:
"İşi kaşımak istemiyorum.
Sine-i millete dönecek olanlar
bunu bir haftadır konuşuyorlar.
Ne getirip ne götüreceğini bili-
yorlar. Yok alt komisyon kur-
duk, yok toplum kesimlerini ha-
rekete geçirmek istiyoruz. Sine-
i millete dönecek olan, 26
Mart'ta söylediler onu, oturur-
lar, konuşurlar, kararlannı ver-
mişlerse hemen icra ederier. Or-
tak bildiriyi gördük, bundan ön-
ce söylenen sözlerden başka bir
şey değil. Toplantının ortaya
koyduğu bir şey yok. Bir tek alt
komisyon kurulmuş."
Akbulut, şu anda gündemle-
rinde seçim bulunmadığını da
vurgulayarak "Ama sırası gele-
cek, olacak. Onun sırasını, gü-
nünü, zamanını biz tayin edece-
ğiz. Hiç kimsenin şu tarihte şöy-
le olsun, bu tarihte böyle olsun
demesiyle hareket etmeyeceğiz,
kendimiz karar vereceğiz, ken-
dimiz icra edeceğiz" biçiminde
konuştu.
di. Kudret Fıliz adlı kadının
"Güvenlik gücterinden mi, yok-
KKK'ya
Fîsıınoğlu
atandı
Fisunoğlu'ndan boşalan 1.
Ordu Komutanlığı'na
atama yapılmadı. Bu
göreve Orgeneral İsmail
Hakkı Karadayı'mn
getirilmesi bekleniyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Kara Kuvvetleri Komu-
tanlığı'na 1 Ocak 1991 tarihin-
den geçerli olmak üzere 1. Or-
du Komutam Orgeneral Muhit-
tin Fisunoğlu "asaleten" atandı.
Fisunoğlu'ndan boşalan 1. Or-
du Komutanlığı'na ise henüz biı
atama yapılmadı.
Genelkurmay Başkanhğı Ge-
nel Sekreterliği'nden dün yapı-
lan açıklamada, Kara Kuvvetleri
Komutanlığı'na Orgeneral Mu-
hittin Fisunoğlu'nun atandığı
bildirildi. Başbakan Akbulut
atamayı önceki gün açıklamış-
tı. Fisunoğlu, göreve asaleten 1
Ocak 1991 tarihi itibanyla atan-
ması ile 1993 yıünın ağustos ayı-
na kadar görevde kalabilecek.
1993 yılında Genelkurmay Baş-
kanı Orgeneral Doğan Güreş'in
yaş haddi nedeniyle emekli ol-
masının ardından da Orgeneral
Fisunoğlu'na Genelkurmay Baş-
kanlığı yolu da açılmış olacak.
Fisunoğlu, atamasırun bu ay içe-
risinde yapılması halinde göre-
ve 30 Ağustos 1990'da gelmiş sa-
yılacak ve 1 yıl 8 ay görevde ka-
lacaktı. Fisunoğlu'nun 1 Ocak
1991 tarihi itibanyla atanmasıy-
la göreve 30 Ağustos 1991'de gel-
miş sayılacak ve 2 yıl 8 ay görev
yapabilecek.
Orgeneral Fisunoğlu'ndan
boşalan 1. Ordu Komutanlığı'-
na ise atama yapılmadı. Bu gö-
reve yılbaşından sonra Kara
Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay
Başkanı Orgeneral İsmail Hak-
kı Karadayı'mn getirilmesine ke-
sin gözüyle bakılıyor.
dirildi. Bir çocuğun da yaralan-
dığı olaylardan sonra yaklaşık
25 kişinin gözaltına alındığı öğ-
renildi.
İlçe merkezine 15 kilometre
uzakbktaki Dibek ve Cuıızh kö-
yünde oturan yüz kadar yurttaş,
"Güvenlik güçlerinin baskı
yaptığını" öne sürerek Kayma-
kam Beyazıt Tanç'la görüşmek
için topluca ilçeye kadar yürü-
dü. 10.00 sıralannda ilçe mer-
kezine ulaşan grup, dağıtılmak
istendi. Topluluğun direnmesi
üzerine güvenlik güçlerince ha-
vaya ateş edildi. Olay sırasında
grupta bulunan Kudret Filiz adb
25 yaşmdaki bir kadın isabet
eden kurşunla yaşamını yitirdi.
Hadi Dalan (12) adh çocuk da
yaralı olarak Dicle Üniversitesi
Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kal-
dınldı. Bunun üzerine ilçe mer-
kezindeki esnaf kepenkleri in-
dirdi.
Olaydan sonra ilçe merkezin-
deki güvenlik önlemleri arttın-
lırken belediye hoparlöründen
sürekli olarak "Halkın sakin
olması" yolunda anons yapıldı.
Olağanüstü Hal Bölge Valili-.
ği'nden bir yetkili, olayda bir
kadının öldüğünü doğrulayarak
şunlan söyledi:
"Lice'de üzücü bir olay var.
Kanunsuz bir yürüyüs yapümış-
tır. Güvenlik güçlerince grubun
dağılması için ikaz mahiyetinde
havaya ateş açddı. Bu arada
karşı gnıptan da ateş açıldı.
Olay sırasında gnıpta yer alan
bir kadın kurşunla öldü. Kadı-
nın hangi gnıptan açılan ateş so-
nucu öldüğü benuz belli değil.
Lke Cumhuriyet Savcılığı ola-
ya el koydu. Gözaltına alınan-
lar hızla adliyeye sevk ediliyor-
lar. Bölge Valiliği olarak biz d^
soruşturmaya başladık."
SHP heyet gönderiyor
SHP'nin dün akşam Genel
Başkan Erdal İnönü başkanlı-
ğında yapılan MYK toplantısın-
da, Lice'de meydana gelen olay-
lan yerinde incelemek üzere böl-
geye bir heyet gönderilmesi ka-
rarlaştınldı. Genel Sekreter Yar-
dıması Ertuğrul Günay başkan-
lığında, Diyarbakır Milletvekili
Mehmet Kahraman ve Tunceli
Milletvekili Orhan Veli Yıldı-
run'dan oluşacak heyetin, bu-
gün Lice'ye gideceği ve hazırla-
yacağı raporu genel merkeze su-
nacağı belirtildi.