04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/16 Oğrenci-polis çatışması TRABZON (Cumhuriyet) — Karadeniz Teknik Üniversitesi'n de sorunlarını tartışmak için dün açıkhava toplantısı düzen- leyen öğrencilerle jandarma ara- sında olaylar çıktı. Jandarma birliklerinin toplantıyı dağıtma- sından sonra bir grup öğrenci şehir merkezine yürüyüşe geçti. Karadeniz Gazetesi'ne giderek sorunlannı anlatmak istedikle- rini belirten öğrencilerin bu kez polis tarafından önleri kesildi. Çıkan tartışma sonucu bir grup öğrenci gözaltına alınırken 30 kadar öğrenci de kaçarak gaze- teye sığındı. Öğrenciler, gazeteyi saran polislerden "tşkence ya- pılmayacağına ve hemen savcı- lığa çıkarılacaklanna" dair söz almaları özerine teslim oldular. Gözaltına alınan öğrenci sayısı- nın 41 olduğu bildirildi. 13 ARALIK 1990 T r u m p S O n u n d a b o ş a n d l Amerikalı milyarder emlakçı Donald Trump, sonunda kansı Ivana'dan boşandı. Donald Trump uzun süredir fotomodel sevgilisi Marla Maples'le bir- likte yaşıyor ve kansından aynlmaya uğraşıyordu. Trump'ın İvana'ya ödeyeceği nafaka ve mal- lann böliişülmesi sorunu daha sonra halledilecek. (Fotoğraf: REUTER) 'Bütün yazarlara özgürlük' ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Asya-Afrika Yazarlar Birliği üyeleri, tüm dünya ülke- leri yönetimlerinden "yazarlara özgürlük" istediler. 6 ve 7 ara- lık günJeri İstanbul'da gerçekleş- tirilen Asya-Afrika Yazarlar Bir- liği Sempozyumu'nun dün açık- lanan sonuş raporunda, sürekli bir değişim yaşayan dünyada ba- rış isteği vurgulanarak "düşün- ce özgürlüğü olduğu sürece sa- vaşın engellenecegi" görüşüne yer verildi. Demirtaş Ceyhun'un okuduğu raporda. "Bütün dün- yayı egemenliği altına almış, ti- cari kaygılarla donanmış rnedya tekeli, edebiyatı hedef almıştır. Dolayısıyla halkın ya da özgür- lüğün sözcüsü dunımunda olan yazar da gittikçe bu tekelin altı- na gîrmektedir" denildi. K l Ş İ y İ c e b a s t i r d l Baü ve Orta Avnıpa'ya kış iyice bastırdı. Öyle ki Fransa'nın Alpler bölgesi araç geçişine izin vermeyecek biçimde kar ve buzla kaplandı. Bu otomobü surücüsü de kar lastikleri olmasına rağmen bölgede guçlükle ve neredeyse adım adım ilerleyebiliyor. HABERLERIN DEVAMI Seçim için ortaklık NOTLAR (Baparafı 1. Sayfada) belirterek, "Bu iktidardan kur- tulmak sadece iki partinin değil, berkesio işi" dedi. lnonü ve Demirel arasında beklenen "erken seçim ve sine-i millet zirvesi" dun DYP Grup Yönetim Kurulu salonunda ger- çekleşti. Yaklaşık iki saat süren görüşmeye SHP'den Genel Sek- reter Hikmet Çetin, Grup Baş- kanvekilleri Onur Kumbaraeıba- şı ve Hasan Fehmi Güneş ile DYP'den Genel Başkan Yardım- cıları Hüsamettin Cindoruk, Hasan Ekinci ve Grup Başkan- vekili Vefa Tanır da katıldılar. İktidan erken seçime zorlama yollarının ele alındığı görüşme- de, her iki lider bu konuda top- lumun tüm kesimlerinin hareke- te geçirilmesi yolunda görüş bir- liğine vardılar. Toplantıda belir- lenen görüşler kısa bir "ortak bildiri" ile açıklandı. SHP Grup Başkanvekili Kumbaracıbası ta- rafından okunan ortak bildiri- de şöyle denildi: "SHP ve DYP genel başkan- lan ülkemizin ve halkımızın için- de bulunduğu ciddi ve boyutu giderek genişleyen bunalımdan ancak bir erken seçimle çıkıla- bileceği konusunda iki parti ara- sında kesin bir görus birliği bu- lundugunu bir kez daha belirle- mişkrdir. Bu amaca ulaşmak üzere hal- kımızın erken seçim istemini toplumsal bir lalebe dönüştür- mek dogrultusunda, sine-i mil- let olarak ifade edilen Meclis- ten topluca çekilme karan da dahil; her türlü demokratik çö- ziimün aranması ve oluşturul- ması için başlaülan bu ortak ça- hşmanın sürdürülmesi uygun görülmüştür. Halk iradesine ve hukukun üstünlüğune dayanan çare ve se- çenekleri, partilerin kendi prog- ramlannda öngöriilen ilke ve yaklaşımlan saklı kalmak koşu- luyla, araştırmak ve saptayarak genel başkanlara sunmak için Sayın Hikmet Çetin ve Sayın Hüsamettin Cindoruk'un baş- kanhklaruıda bir çalışma gnıbu- nun görevlendirilmesi kararlaş- tuılmıştır. Bu grubun hazırlıyacağj gün- demi görüşmek üzere sayın ge- nel başkanlar 26 Aralık 1990 gu- nü saat 11.00'de SHP grubun- da yeniden bir araya gelecek- lerdir. Kamuoyuna saygı ile duyuru- lur." tnönü ve Demirel "fevkalade faydalı" olarak niteledikleri gö- rüşmeden sonra, erken seçim ih- tiyacının her zamankinden da- ha fazla gundemde olduğunu vurguladılar. Inönü, ortak bildi- rinin okunmasından sonra TBMM'deki odasına geçti. Bu arada iki lider gazetecilerin gö- rüşmeyle ilgili çeşitli sorularını yanıtladılar. İnönü'nün sözleri SHP lideri, TBMM'deki oda- sında düzenlediği basın toplan- tısında yaptığı açıklamada, özet- le şu noktalar üzerinde durdu: "• Halkımız bugünkü iktidar boşlugundan kurtulmak ve de- mokrasi içinde yeni bir iktidar kurmak istiyor. Bir an evvel hal- kın iradesine saygı gösterip se- çim yapmak istiyor. • Sayın Özal ANAP grubu- nun oylarıyla seçilmiş olmanın rahatsızlığından kurtulmak için şimdi Ana.vasayı kendi maksat- lan dogrultusunda değiştirmek istiyor. Bunun için vapay bir tar- tışma başlatıyor. Anayasa deği- şildiği balkın isteği dogrultusun- da yapılacak ama seçimden sonra. • Göriışmede erken seçim çö- zümünu nasıl getireceğiz? Hal- ka ne söyleyeceğiz, bu ilgiyi na- sıl canlandıracağız konusunu ele aldık. Oluşturulacak çalışma grubunun önereceği çözümler bir amaç için bir an evvel TBMM'nin yenilenmesi ve halk iradesine dayanan bir iktidann kurulması için olacaktır. İki par- ti arasında görüş birliği var. İk- tidardan umudunu kesmiş olan halkımızın muhalefete güven- mesini istiyorum. Halkımız se- çim yaptıracak ve istediği parti- yi seçecek gıice sabiptir. Ama bunları orıaya çıkarma ve yol- larını gostermek için göriişme sureci devam edecektir. Bunda çok umutluyum." Ozal gidecek İnönü, daha sonra gazetecile- rin sorularıru özetle şöyle ya- nıtladı: '— Bildiride parti programla- rına niçin atıfta bulunuldu? İNÖNÜ — Bulunulmaması anormal olurdu da ondan. İki büyük parti buluştuğunda her türlü şey düşünulebilir. 'Ne ol- du, iki parti birleşti mi' denile- bilir. Böyle şey yok. Ama bir or- tak amaç var. Seçimin yapılma- sı 'Ben kazanayım, o kazansın' diye değil. 'Milletin iradesi or- taya çıksın, bugünku halka da- yanmayan iktidardan kurtula- lım' diye. — Birleşemediğiniz bir konu var mı? İNÖNÜ — Birleştiğimiz ko- nular halkımızın umudu olan konulardır. Gosterdiğimiz yol halkımızın beklediği yoldur, umut yoludur. — Anayasa degişikliği günde- me geldi mi? İNÖNÜ — Bildirideki konu- lar dışında birşey söylemem yan- hş olur. Orada her şey var. — Toplu istifa ile ilgili ne gi- bi kaygılar dile getirildi? İNONÜ — Bildirimizde gö- rüşmelerin devam edeceği ve toplu istifa dahil çeşitli araçla- rın göz önüne alınacağı söyleni- yor. Bunun dışında bir şey söy- lemem yanhş olur. Siz diyorsu- nuz ki 15 gün sonra yapacağmız gorüşmeyi şimdi açıklayın. Ku- sura bakmayın, böyle şey olmaz. Basınımızdan ricam, yorumlan- nı kendi yapsınlar ama bizden 15 gün sonraki gorüşmeyi yapıl- mış gibi açıklamayı istemesinler. — Bu süre içinde parlamen- to dışı partilerle lemas kuracak mısınız? Ortak çalışmaya nasıl gelindi? İç Politika Servisi — İnönü-Demirel zirvesi ve buradan çıkan "Erken seçim için SHP-DYP ortak çalışma grubu" kararına, Demirel'in bu konuda gecen hafta yaptığı "sine-i millet'e dönme" çağnsı öncüluk etti. SHP ve DYP'nin "ülkeyi erken seçime götiir- me konusunda ortak hareket etme* karan al- ması şöyle gelişti: DYP lideri Demirel, 5 Aralık günü, Istanbul örgütü tarafından düzenlenen "Aya Bakış" top- lantısında, erken genel seçime gidilebilmesine yönelik bir soruyu yarutlarken, "Buradan bir çağn yapıyorum. SHP sine-i millet'e razı olur- sa biz yann sine-i millet'e döneriz. Bizim 60 mil- letvekilimiz var. SHP de 82 milletvekili ile gel- sin, hep birlikte sine-i millet'e dönelim. O za- man meclisi de ayakta tutamazlar" dedi. Bir gün sonra SHP Genel Başkaru bu çağn- ya, "DYP'den bize bir öneri gelmiş değil. par- tilerin ortak davranışı eğer bir yeni hareket ola- rak ortaya çıkacaksa, partilerin resmi organla- n arasında konuşmalarla olur" karşılığını ver- di. Inönü, "sine-i millef'e dönme yöntemi ko- nusunda ise bunun pratiğinin bugüne kadar kimse tarafından ortaya konmadığını hatırJat- tı. SHP lideri ayrıca, erken seçime gidilmesi ko- nusunda DYP ile anlaşmazlıklan olmadığını da ifade ederek "Bunun için ne gerekiyorsa konuş- maya her zaman hazınz" dedi.'" 7 Aralık günü İnönü başkanhğuıda toplanan SHP Merkez Yürütme Kurulu ise erken seçi- me gidilebilmesi için, "Tüm siyasi partilere, sen- dika ve meslek kuruluşlarına, demokratik ka- muoyu örgütlerine işbirliği çağnsı" yapma ka- ran aldı. Aynca, sine-i millet'in "bir ay içinde erken seçim sağlayacağı güvencesi vermesi du- nımunda, SHP grubunun meclisten çekilmeye hazır olduğu" açıklandı. Bu yolda da Genel Başkan İnönü ile DYP lideri Demirerin bir ara- ya gelmesi görüşünde birleşildi. Aynı gün Demirel, "Benim paralelimde ka- rar almıslar, sevindirici" ifadesini kullandı. İkili görüşme ile ilgili olarak henüz bir talep alma- dığıru belirten Demirel, "Göriişmek isteyen her- kesle görüşüriim, bunun için sart koşmam" dedi. 8 Aralık günü ise SHP Genel Sekreteri Hik- met Çetin ile DYP Genel Sekreteri Gökberk Er- genekon'un görüşmesi sonucu iki liderin 12 Aralık (dün) günü TBMM'de bir araya gelme- si kararlaştırıldı. Aynı gün Cumhurbaşkanı Turgut Özal da "sine-i millet'in hikâye olduğunu" söyledi ve er- ken seçim için anayasa degişikliği önerilerinde bulundu. Özal, bu kapsamda, "Cumhurbaşka- nının halk tarafından seçilmesi, seçmen yaşı- nın 18'e indirilmesi ve parlamenter sayısının 6O0'e çıkanlması"nın sağlanmasını, böylelikle erken seçime gidilebileceğini belirtti. Özal, bu önerilerinin ardından da "Gelin, hodri meydan diyonım. Biz de kendiraizi ortaya koyalım, se- çime gidelim. Ama, ben biliyorum onların kıvırttığını" dedi. Cumhurbaşkanı Özal'ın bu önerilerine SHP Genel Sekreter Yardımcısı Ertuğrul Günay er- tesi gun, "Muhalefetin erken seçim talebine de, Başbakan yerine Sayın Özal yanıt veriyor. Mil- letvekilleri istifa edeceğiz diyorlar, Özal konuşuyor" biçiminde karşıük verdi. DYP li- deri Demirel ise o gün herhangi bir değerlen- dirmede bulunmadı. Demirel, 10 Aralık gunü TBMM'deki bütçe gorüşmelerinde, Özal'ın Anayasa degişikliği önerüerini kabul ettiğini açıkladı. Demirel, mec- listeki konuşmasmda, "Milletvekili sayısını 600'e çıkaralım, seçmen ynşını 18'e, seçilme ya- şını da 25'e indirelim. Cumhurbaşkam'nı da halk seçsin. Ve Nisan 1991'in ilk pazannda er- ken genel seçime gidelim" dedi. DYP lideri, b.u konuda yapılacak anayasa değişikliğine de ha- zır olduklannı vurgulayarak "Var mı kacacak başka yeriniz? Hodri meydan böyle olur. Çık- maz ayın son çarşambasına olmaz" dedi. SHP lideri Erdal İnönü ise bütçe görüşme- lerindeki konuşmasında önceden olduğu gibi, "Cumhurbaşkanı'nı halkın seçmesini" öngören bir anayasa değişikliğine karşı çıktı. İnönü, "Anayasa'daki eksikiik devlet başkanının, baş- bakanın yetkileri değil. Vatandaşlann, sivil top- lum örgütlerinin hakları. Öyleyse cumhurbaş- kanının yetkilerini artüracak bir seçim şekline niçin geçeceğiz" dedi. Toplumun nefes alması- nın tek yolunun "erken seçim" olduğunu savu- nan İnönü, "Sandık gelecek, ANAP gidecek" diye konuştu. Bu arada, SHP üst düzey yöne- ticileri ise "Cumhurbaşkanı'nı halkın seçmesi" dışındaki önerilere kendilerinin de katıldıkla- rını açıkladılar. 11 Aralık günü de SHP lideri İnönü, "Cum- hurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesini öngören" Anayasa degişikliği için, "İşlevini yi- tinniş bir parlamento anayasayı nasıl degişürir" ifadesini kullandı. Aynı akşam toplanan SHP MYK ise tnönü-Demirel zirvesinde, DYP lide- rine. "Son bir kaç günde gösterdiği farklı ta- vırları erken seçimi gerçekleştirmede nasıl bir- lestirebildiği, sine-i millet'e donmekten vazge- çip geçmediği" sorularının yöneltilmesini ka- rarlaştırdı. Bu arada, Cumhurbaşkanhğı Köşkü, tartış- malarla ilgili olarak Özal'ın görüşlerini açıkla- dı. Cumhurbaşkanı Özal açıklamasında, "hodri meydan"ın Cumhurbaşkanhğı seçimi için geçer- li olduğunu, "erken seçim"e ise TBMM'nin ka- rar verebileceğini söyledi. Özal, burada feda- kârlık yapanın da bizzat kendisi olduğunu be- lirtti. Demirel de bunun üzerine, Cumhurbaşkanı Özal'ın "hodri meydan" dediğinde, yetkinin mecliste olduğunu bildiğinl ifade ederek "Onu bugün öğrenmiş değil. Bu sözleriyle 'hodri meydan' deyip kaçmış olur" biçiminde konuştu. Bütün bu tartışmalarla düne gelindi ve İnönü-Demirel zirvesinden, "erken seçim için ortak eylem" karan çıktı. İNÖNÜ — Bizim gorüşmeyi düşündüğümüz demokratik kit- le örgütleri var. Partiler şu an- da yanlış olur. Çünkü iki parti arasındaki göruşme devam edi- yor. Ben hareketimizin sonuca varacağından umutluyum. — Özal, 'Asıl hodri meydan Cumhurbaşkanı'mndır' diyor. Sizin görüşünÜJt ne? İNONÜ — Genel seçim so- nunda herkes görüyor ki bugün- kü muhalefet iktidar olacak. O zaman biz bu Anayasayı değiş- tireceğiz, Cumhurbaşkanı seçi- mi gündeme gelecek. Dolayısıy- la hodri meydan diye bir şey yok. Seçimi hangi parti kazanır- sa kazansın, Cumhurbaşkanhğı seçimini yenileme gücüne sahip olacak. Ö zaman hangi adaylar giriyorlarsa onlar birbirlerine 'hodri meydan' derler. Bunlar belli iken sayın Özal ortalığı ka- rıştınyor. Orta>"a attığı teklifle- rin hiçbir ciddi tarafı yok. Sayın Özal 7 sene orada rahat otura- bileceğini, ama bundan feragat ettiğini söylüyor. Böyle birşey yok. Bütün bunlar onun rahat- sızlığmı gösteriyor. Hiç oralara girmeye gerek yok. Bugunkü mesele TBMM'nin yenilenmesi- dirT Demirerin sözleri DYP Genel Başkanı Demirel de görüşmeden sonra millet ira- desini hakim kılmak için seçi- min bir amaç olduğunu belirte- rek seçime nasıl gidileceği üze- rinde durdukiarını söyledi. De- mirel, özetle şu görüşleri dile getirdi: "Bugün ülkeyi yönetenler se- çimden korkuyoriar. Ödleri ko- puyor. Seçimden daha doğrusu halka gitmekten kaçıyorlar. Halkımız bunalmıştır. Bu ikti- dardan kurtulmak ve bunların seçime zorlanmasını istiyor. Bir suredir bunlan lartışıyonız. Bu- günkü görüşme karşılıklı fikir alışverişiydi. Sanıyorum bir sü- re daba konuşma göruşme ihli- yacı vardır. Herkesin bunu nor- mal karşılaması lazım. Çünkü bu kadar önemli bir konu ile karşı karşıya gelip bir defada her seyi çözmek mumkün değil- dir. Bizim de onların da mülar hazaları var. Bunlan karşılıklı olarak bir defa daha bir çalışma grubunun değerlendirmesi ve yeni bastan bu seviyede yapıla- cak bir toplantıya getirilmesi la- zımdır.'' Demirel, daha sonra gazeteci- lerin çeşitli sorularını şöyle ya- nıtladı: "— BH mülahazalar nelerdir? DEMİREL — Gayet tabii, 'Sine-i millete gitme olayı ile ne- tice alınabilecek mi' şeklinde mülahazalar olacaktır. Amaç sine-i millete gitmek değil, seçi- me zorlamaktır. Acaba böyle bir olay, Türkiye"yi seçime zorlaya- bilecek mi üzerinde birtakım mülahazalar vardır. Tereddütler var demiyorum. Çünkü boyie bir şeyi taraflar reddetmiyor. — Bu mülahazalar sine-i mil- lete dönme dunımunda ara se- çim yapılması ihtimali üzerine mi? DEMİREL — O ihtimal de var tabii. Başka birtakım müla- hazalar da. O ağırlığı olan. bir ihtimal. Bunların hepsini çalış- ma grubu değerlendirip ge- tirecek. — Parti programlanna niye atıfta bulunuldu? DEMİREL — Orada cum- hurbaşkanhğı seçimi olayında farklı düşüncelerimiz var. Ama olay Cumhurbaşkanhğı seçimi değil, Turkiye'nin erken seçime götürülebilmesidir. Türkiye za- ten erken seçime götürülebilir- se cumhurbaşkanhğı meselesini halledecektir. — Parlamento dışı partilerle ilişkiye geçilecek mi? DEMİREL — Onların hepsi olabilir. Yalmz şu anın meselesi değil. Çalışma grubu her tedbi- ri mutlaka netice alacak biçim- de dengeli ve her tarafı birden düşunerek tetkik yapması ge- rekiyor. — Sizin bütçede Özal'a yap- nğımz 7 nisanda seçim çağnsı ne olacak? DEMİREL — O formülü dün Sayın Özal öldürdu. Önce- ki gün 'Ben ne bileyim. meğer TUrkiye'de seçime gitme işine Meclis karar verirmiş' dedi. Onu söylerken seçime nerenin gittiği- ni bilmesi lazımdı. Eğer seçime gidilmeyecekse cumhurbaşkanı- nı halk seçsin ve seçmen yaşını 18'e indirmenin ne anlamı var? Bugünkü sorun cumhurbaşka- nını halkın seçmesi, seçmeme- si değildir. Sayın Özal'ın bu öne- riyi getirmesinin sebebi 'Benden kurtulacaklar, belki ben onlar- dan önce davranır, bir yol bulurum' duşüncesidir. İki sene sonra yapılacak bir seçim için bugünden randevu vermenin bir gereği yok ki. Biz bugünden bahsediyoruz. Halk bugün sı- kıntılar içinde. — Meclis'ten ara seçim kara- rı çıkarsa ne olacak? DEMİREL — 150 kişi istifa etse. Bunlar seçime gitmeyebilir gibi bir endişenin bulunduğu yerde, 23 kişinin istifası ile se- çime giderler demek mümkün mü? Açık söylüyorum, 150 ki- şinin istifası ile seçime gidilebil- menin kesin kanısı mevcut olsa, bugunkü karar başka türlü çı- kardı. — Göriışmede bu kaygı ön planda tutuldu mu? DEMİREL — Onların da bi- zim de kaygılanmız var. Siyaset- te mutlaka doğru oiur diye bir şey yok. İhtimal bu. — Toplumsal muhalefet nasıl büyütülecek? DEMİREL — Türkiye'deki kötü idareden kurtulmak sade- ce muhalefetteki iki partinin işi değil. Herkesin işi. Meclis'te grubu bulunan muhalefet par- tilerini öne çıkarıp da 'Yaşa varol' değil. Veya 'Niye Türkiye 1 yi seçime zorlamıyorsunuz' de- yip herkesin keyfine bakması olacak iş değildir. Seçim muha- lefet partilerine değil, herkese la- zım, ülkeye lazım. Öyleyse her- kesin bunun ucundan tutması lazım. — 26 aralıkta somut öneri mi çıkacak? DEMİREL — Biraz daha ko- nunun araştınhp olgunlaştırıl- ması lazım. Kim neyi yaparsa, Türkiye neyi yaparsa seçim olur, araştınlması lazım. — Neler yapdabilir? DEMİREL — Mesele partüe- rin ayrı ayrı ya da birlikte hare- ket etmesi değil, bir amacı do- ğuracak hareketi yapabilmesidir. Amaç ülkeyi erken seçime gö- türmek. Sadece siyasi muhalefet değil, toplumsal muhalefet la- zımdır. — 7 nisanda seçim önerinizi ANAP kongresini göz önüne alarak sonbahara erteler misiniz? DEMİREL — Eğer nisan ayında seçimi kabul ederlerse kongreyi onlar ileri alsm. Çün- kü belki kongre yapmalanna lü- zum bile kalmayabilir!' DYP GİK Öte yandan dün akşam De- mirel başkanlığında toplanan DYP Genel İdare Kurulu'nca yayınlanan bildiri şöyle: "Çalışma metot ve araçlar Bol anılı zirveHAKKI ERDEM ÜMtT ASLANBAY ANKARA— Beklenen zirve, Demirel'in açıklamasıyia başla- dı. "Nostalji" ile sürdü. "Ortak çalışma kararıyla" bitti. Demirel, "zirvenin" başında, gazeteciler çıkar çıkmaz, Inönü ve arkadaşlarına Özal'a yaptığı son "hodri meydan" çağrısını meseler de konuşmalanndan bu aynı saatlerde alt katta Zongul- sonuç ortaya çıktı. Böylece Çe- dak ve Samsun heyetini kabul tin ve Cindoruk'a görev verildi. ediyordu. Sık sık çay ve ıhlamur taşınan Zirvede ortaya çıkan görüşler toplantıda bir ara înönü Cindo- için bir bildiri hazırlanması ka- ruk'a dönerek dedi ki: rarlaştırıldı. Çok kısa olması is- — Ben sizin ağabeyinizi çok tenen bu bildiriyi Kumbaracıba- iyi tanınm. şı'nın yazmasuıı önerdiler. Kum- Çetin de Genel Başkanı'nm baracıbaşı, Cindoruk'un da kat- bu açıklamasına eklemede kısını isteyince, Cindoruk, "İki bulundu: kişi bir araya gelince böyle şeyi — Ben de sayın Cindoruk'un yazmak zor olur" itirazında bu-açıklama gereğini duydu: — Bu konuda baa mülahaza- küçük kardeşini iyi tanınm. İyi lundu. Ama ikisinin katkılarıy- lara neden olmak istemem. Ama görüşürüz. la Demirel'in deyimiyle "ortak Söz tanışıklardan açılmca, yü- beyanat", İnönü'nün deyimiyle lann politikacısı CHP kökenli "ortak bildiri" ortaya çıktı. DYP Grup Başkanvekili Vefa Tanır İnönü'ye bir açıklama yapma gereğini duydu: — Sayın Inönü, madem tanı- şıklıklardan bahsediyorsunuz. cumhurbaşkamnın açıklaması sine-i millet çağrısından sonra oldu. Amaç da erken seçim ol- duğu için en kısa yoldan bunu gerçekleştirmek düşüncesiyle buna hazır olduğumuzu açıkla- dım. Zaten o iş de Özal'ın açık- laması ile kaldı. Demirel'in bu açıklaması üze- rine ne İnönü ne de arkadaşları bu konuya tekrar girme gereği- ni duymadılar. "Erken seçim zirvpsi", 5 daki- ka kadar geç başlamıştı. Bazı gazetecilerin, TBMM başkanı- mn kabuiunü gerekçe göstererek "5 dakika kadar tolerans göstennelerinj" istemeleri üzeri- ne, SHP lideri, odasında vakit doldurdu. Demirel, konuklannı odasında gazetecilerle sohbet ederek bekledi. Bangladeş eski Devlet Başkaru Muhammed Er- şad'ın tutuklandığının anımsa- tılması üzerine, "Diktatöıiüğün sonu budur. Halkın tepesine çı- kıp oturmak güvenlik değildir" yorumunu yaptı. Gazetecilere akşam izlediği tiyatrodan bö- lümler ve çeşitli fıkralar anlat- tı. Demirel, "asıl konuklannı" kapıda karşıladı. İnönü ve De- mirel gazetecilerin ısran üzerine birkaç kez el sıkıştılar. Demirel- in odasındaki kısa "nezaket soh- beti"nin ardından, görüşmeler için DYP Grup Yönetim Kuru- lu odasına geçildi. Uzun masanın iki yanına di- zilen SHP ve DYP yöneticileri erken seçim ortak görüşlerini vurguladıktan sonra yöntem arayışına başladılar. İnönü, "sine-i milletin" erken seçim için başvurulacak yollardan yalnız- ca biri olduğunu söyledi. Genel Sekreter Çetin, Grup Başkanve- killeri Kumbaracıbaşı ve Güneş liderlerine bu konuda "tam destek" verdiler. Demirel ve he- men yanıbaşında oturan Cindo- ruk, Vefa Tanır ve Hasan Ekin- ci de buna katıldılar. Ama ma- sanın her iki tarafının da ortak kaygısı vardı: — Sine-i millete dönelim ama bu erken seçimi getirir mi? Er- ken seçim yerine ara seçim ya- paıiarsa bunun sonuçlan ne olur? İstifa eden milletvekilleri- nin hepsinin istifalan TBMM'de Şöyle diyeyim: Ben de babanızı çok iyi tanınm. Tanır, daha sonra İsmet İnö- nü ile birlikte yaşadığı "21 Ma- yıs ihtilal girişimi' gecesini anlattı. Nostalji ağır basınca, Demi- rel de dayanamadı, o da bir "pa- şa anısı" aktardı: — Sayın İnönü ile Anıtkabir- de sık sık karşılaşırdık. Bir gün bana sordu: 'Demirel buraya hep geliyorsun. Ama kaç basa- mak olduğunu biliyor musun?'. Bilmediğimi görünce de basa- mak sayısını söyledi. Bir süre sonra yine Anıtkabir'de bana aynı soruyu yöneltti. Basamak âayısını hemen söyleyince 'say- dın mı' diye sordu. 'Hayır. Siz söylemiştiniz' deyince hoşuna gitti. Dışarda gazeteciler uzayan toplantıyı beklerken Çetin de bir anısını ekledi. Zirveden çıkan sonucu "halkı kışlurtmak" diye niteleyen Başbakan Akbulut da Zirvede SHP yöneticileri özel- likle cumhurbaşkanımn halk ta- rafından seçilmesi önerisine iliş- kin itirazlarını dile getirdiler. İnönü, öteki anayasa değişiklik- lerine "evet" dediklerini belirtir- ken, bu yöntemin "tamamıyla diktatörlüğe neden olacabi- leceği" vurguladı. Bu gö- rüşmeler dogrultusunda ortak bildiriye de erken seçim çare ve seçenekleri konusunda "partile- rin kendi programlannda öngö- rülen ilke, ve yaklaşımlan saklı kalmak koşuluyla" sözcukieri yerleştirildi. Çalışma grubu oluşturulma- sına karar verilmesinden sonra ikinci zirve için uygun tarih arandı. 24 aralıkta Meclis'te büt- çe oylaması olunca 25 aralık salı günü üzerinde duruldu. Ancak 25 aralığm İnönü'nün ölüm yıl- dönümü olduğu dikkate alına- rak 26 aralık benimsendi. "Sine-i millet" karan beklen- tisiyle TBMM'ye gelen, grev ha- zırhklanm sürdüren sendika yö- neticilerine de, kamuoyu ile bir- likte 26 aralık tarihini beklemek düştü. Lice'de gösteri: 1 ölü DİYARBAKIR (Cumhuri- sa gruptan mı açdan ateş sonu- yet) — "Güvenlik güçlerinin cu öldurülduğü" sorusu netlik baskı yaptığını" öne sürerek kazanmazken, ilçe merkezinde- kaymakamla görüşmek üzere ki esnafın kepenk kapadığı bil Lice'ye yürüyen yüz kişilik gnıpta bulunan bir kadın, açı- lan ateş sonucu yaşamını yitir- üzerinde de üyelerin görüşleri- kabul edilmezse ne yapacağız? ni dile getirdiği D\T Genel İda- re Kurulu toplantısında, yurt sathında geziler tertip edilmesi, il başkanlarının davet edilmesi, partinin diğer kurullannın hız- la çalışmalara girmesinin sağ- lanması, teşkilat ile ilgili husus- ların, partinin ve göruşlerinin yurt sathında daha ya> gın şekil- de varlık göstermesini temin edecek şekilde yeni bir anlayış ele alınması ve nihayet, büyük şehirlerde özel teşkilatlanma ile özel propaganda yönlemlerinin belirlenip benimsenmesine karar verilmiştir." Bu konu üzerinde durulurken Çetin, milletvekilliğinin düşürül- mesine ilişkin anayasanın 84. maddesinin nasıl uygulanabile- ceğini ayrıntılanyla anlattı. Konuşmalarda erken seçim için ortak mitingler düzenlene- bileceği, kitle örgütlerinin des- teğinin alınabileceği, harekete geçirebileceği gibi olasılıklar da yer aldı. İnönü, Zonguldak mi- tingine de dikkat çekerek sendi- kaların ve işçilerin bu konuda daha etkin olabileceklerini be- lirtti. SHP'liler somut biçimde bir ortak çalışma grubunu öner- Akbulut'tan ara seçim (Baştarafı 1. Sayfada) Şimdi bu bir gelenek midir? Ge- lenek olsa demokrasiyi güçlen- dirir mi? Bu demokrasiye giiç mü zaafiyet mi kazandırır? Öl- çümiiz budur. Şahısların ve par- tilerin kendilerine dönuk birta- kım programlan olabilir. Kendi- leri belki böyle bir politikadan menfaat umabilirier. Toplumun bütün kesimleri muhalefete des- tek olmalı diye beyanları var. Hukuki olan her hareketi sami- miyetle karşılanz. Ama Sayın Demirel, Romanya'da cerej-an eden kanlı olaylann Türkiye'ye sirayelini duşünebilen bir lider- dir." Akbulut, muhalefetin Mec- lis'ten istifa edebileceğine de inanmadığını belirterek zirveye ilişkin de şu değerlendirmeyi yaptı: "İşi kaşımak istemiyorum. Sine-i millete dönecek olanlar bunu bir haftadır konuşuyorlar. Ne getirip ne götüreceğini bili- yorlar. Yok alt komisyon kur- duk, yok toplum kesimlerini ha- rekete geçirmek istiyoruz. Sine- i millete dönecek olan, 26 Mart'ta söylediler onu, oturur- lar, konuşurlar, kararlannı ver- mişlerse hemen icra ederier. Or- tak bildiriyi gördük, bundan ön- ce söylenen sözlerden başka bir şey değil. Toplantının ortaya koyduğu bir şey yok. Bir tek alt komisyon kurulmuş." Akbulut, şu anda gündemle- rinde seçim bulunmadığını da vurgulayarak "Ama sırası gele- cek, olacak. Onun sırasını, gü- nünü, zamanını biz tayin edece- ğiz. Hiç kimsenin şu tarihte şöy- le olsun, bu tarihte böyle olsun demesiyle hareket etmeyeceğiz, kendimiz karar vereceğiz, ken- dimiz icra edeceğiz" biçiminde konuştu. di. Kudret Fıliz adlı kadının "Güvenlik gücterinden mi, yok- KKK'ya Fîsıınoğlu atandı Fisunoğlu'ndan boşalan 1. Ordu Komutanlığı'na atama yapılmadı. Bu göreve Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'mn getirilmesi bekleniyor. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Kara Kuvvetleri Komu- tanlığı'na 1 Ocak 1991 tarihin- den geçerli olmak üzere 1. Or- du Komutam Orgeneral Muhit- tin Fisunoğlu "asaleten" atandı. Fisunoğlu'ndan boşalan 1. Or- du Komutanlığı'na ise henüz biı atama yapılmadı. Genelkurmay Başkanhğı Ge- nel Sekreterliği'nden dün yapı- lan açıklamada, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na Orgeneral Mu- hittin Fisunoğlu'nun atandığı bildirildi. Başbakan Akbulut atamayı önceki gün açıklamış- tı. Fisunoğlu, göreve asaleten 1 Ocak 1991 tarihi itibanyla atan- ması ile 1993 yıünın ağustos ayı- na kadar görevde kalabilecek. 1993 yılında Genelkurmay Baş- kanı Orgeneral Doğan Güreş'in yaş haddi nedeniyle emekli ol- masının ardından da Orgeneral Fisunoğlu'na Genelkurmay Baş- kanlığı yolu da açılmış olacak. Fisunoğlu, atamasırun bu ay içe- risinde yapılması halinde göre- ve 30 Ağustos 1990'da gelmiş sa- yılacak ve 1 yıl 8 ay görevde ka- lacaktı. Fisunoğlu'nun 1 Ocak 1991 tarihi itibanyla atanmasıy- la göreve 30 Ağustos 1991'de gel- miş sayılacak ve 2 yıl 8 ay görev yapabilecek. Orgeneral Fisunoğlu'ndan boşalan 1. Ordu Komutanlığı'- na ise atama yapılmadı. Bu gö- reve yılbaşından sonra Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hak- kı Karadayı'mn getirilmesine ke- sin gözüyle bakılıyor. dirildi. Bir çocuğun da yaralan- dığı olaylardan sonra yaklaşık 25 kişinin gözaltına alındığı öğ- renildi. İlçe merkezine 15 kilometre uzakbktaki Dibek ve Cuıızh kö- yünde oturan yüz kadar yurttaş, "Güvenlik güçlerinin baskı yaptığını" öne sürerek Kayma- kam Beyazıt Tanç'la görüşmek için topluca ilçeye kadar yürü- dü. 10.00 sıralannda ilçe mer- kezine ulaşan grup, dağıtılmak istendi. Topluluğun direnmesi üzerine güvenlik güçlerince ha- vaya ateş edildi. Olay sırasında grupta bulunan Kudret Filiz adb 25 yaşmdaki bir kadın isabet eden kurşunla yaşamını yitirdi. Hadi Dalan (12) adh çocuk da yaralı olarak Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kal- dınldı. Bunun üzerine ilçe mer- kezindeki esnaf kepenkleri in- dirdi. Olaydan sonra ilçe merkezin- deki güvenlik önlemleri arttın- lırken belediye hoparlöründen sürekli olarak "Halkın sakin olması" yolunda anons yapıldı. Olağanüstü Hal Bölge Valili-. ği'nden bir yetkili, olayda bir kadının öldüğünü doğrulayarak şunlan söyledi: "Lice'de üzücü bir olay var. Kanunsuz bir yürüyüs yapümış- tır. Güvenlik güçlerince grubun dağılması için ikaz mahiyetinde havaya ateş açddı. Bu arada karşı gnıptan da ateş açıldı. Olay sırasında gnıpta yer alan bir kadın kurşunla öldü. Kadı- nın hangi gnıptan açılan ateş so- nucu öldüğü benuz belli değil. Lke Cumhuriyet Savcılığı ola- ya el koydu. Gözaltına alınan- lar hızla adliyeye sevk ediliyor- lar. Bölge Valiliği olarak biz d^ soruşturmaya başladık." SHP heyet gönderiyor SHP'nin dün akşam Genel Başkan Erdal İnönü başkanlı- ğında yapılan MYK toplantısın- da, Lice'de meydana gelen olay- lan yerinde incelemek üzere böl- geye bir heyet gönderilmesi ka- rarlaştınldı. Genel Sekreter Yar- dıması Ertuğrul Günay başkan- lığında, Diyarbakır Milletvekili Mehmet Kahraman ve Tunceli Milletvekili Orhan Veli Yıldı- run'dan oluşacak heyetin, bu- gün Lice'ye gideceği ve hazırla- yacağı raporu genel merkeze su- nacağı belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle