04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 ARALIK 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Dimitrov muhalefet lideri • SOFYA (AA) — Yeşiller Partisi üyesi Filip Dimitrov, Bulgaristan'da ana muhalefeti oluşturan Demokratik Güçler Birliği'nin başkanhğına getirildi. Bugüne kadar Demokratik Güçler Birliği'nin başkan yardımcıüğını yürüten 35 yaşındaki Dimitrov, 15 üyeli Işbirliği Konseyi tarafından başkan seçildi. Dimitrov'un parlamento üyesi olmaması dolayısıyla tşbirliği Konseyi'nin parlamentodaki kesimi için de yeni bir başkan seçmesi gerekiyor. Danimarka: Muhalefet önde • KOPENHAG (AP) — Danimarka'da dün yapılan parlamento seçimlerinin ilk sonuçlanna göre, muhalefetteki Sosyal Demokratlar önde gidiyor. 179 sandalyeli parlamentoda Sosyal Demokratlar, koltuk sayısmı arttırırken, Başbakan Paul Schlueter'in muhafazakâr, liberal ve sosyal liberaÜerden oluşan azınlık koalisyon hükümeti önemli kayıplara uğradı. Sosyal Demokrat Parti lideri Svend Auken, ilk sonuçları öğrendikten sonra yaptığı açıklamada, "haberler fevkalade" dedi. Walesa, artık Dayanışma lideri degil • VARŞOVA (AP) — Polonya'da Devlet Başkanlığı seçimini kazanan Lech Walesa, dün Dayanışma liderliğinden istifa etti. Bu arada başkanlık seçimlerinde Lech Walesa'nın karşısında ağır yenilgjye uğrayan işadamı Stanislav Tyrriinski, dün sabah eşi ile birlikte Kanada*ya gitti. 100 bin dolar kefalet ödeyen Tyminski, 15 ocağa kadar Polonya'ya tekrar dönüp hakkındaki iftira suçlamasına yanıt vermeyi taahhüt etti. Tyminski seçimlerin ilk turundan önce 17 kasımda, Zakopane mtF. kasabasındaki seçim kampanyası sırasında, Başbakan Tadeûsz Mazowiecki'yi "ihanetle" suçlamıştı. Türkiye'ye uçak » kaçırmak istedi • MOSKOVA (AA) — Azerbaycan'ın başkenti Bakü'den Gürcistan'ın başkenti Tiflis'e giden, Sovyet Hava Yollan Aeroflot'a bağlı bir yolcu uçağjnı Türkiye'ye kaçırmak isteyen 31 yaşındaki Rauf Mürselov adlı Azeri tutuklandı. Resmi haber ajansı TASS'ın verdiği bilgiye göre, 24 yolcu ve 4 mürettebatı bulunan Yakovlev-40 tipi yolcu uçağının rotasının Türkiye'ye döndürülmemesi halinde uçağı infilak ettireceğini bildiren Mürselov'un bu tehdidi, pilot tarafından inandıncı bulunmadı. Ajans, pilotun uçağı normal rotasında tutarak Tiflis'e indirdiğini -,. ve yapılan arama * sonucunda uçakta ve Mürselov'un üzerinde patlayıa madde bulunmadığını duyurdu. Hamruş'a * güvenoyu • CEZAYİR (AA) — Cezayir Parlamentosu, Mulud Hamruş başkanlığındaki hükümete 2'ye karşı 275 oyla güvenoyu verdi. Güvenoylaması, hükümete karşı hazırlanan bir gensoru önergesinin başansızlığa uğramasının ardından bizzat Başbakan Hamruş tarafından istenmişti. Radyasyonlu yaşam • MOSKOVA (AA) — SSCB'nin Urallar bölgesindeki büyuk sanayi merkezlerinden biri olan yarım milyon nüfuslu Çelyabinsk kentinde, halkın "radyasyonlu bir yaşam" sürdürdüğü ve radyoaktif kirlenmenin ceşitli hastalıklara yol açtığı bildirildi. Arnavutluk'ta ilk kez komünist olmayan birsiyasiparti kuruldu Demokrasi Tirarfa ulaştıÜç gün süren öğrenci gösterilerinin ardından dün kurulduğu açıklanan partinin adı "Demokratik Parti!' Yeni partinin kurulduğunun açıklanmasından sonra sokaklara dökülen on binlerce kişi, "Demokrasi, demokrasi", "Demokratik Arnavutluk" diye sloganlar atarak sevinç gösterileri yaptı. Dış Haberler Servisi — Doğu Avrupa'da geçen yıl komünist rejimlerin peş peşe devrilmesin- den sonra, yaşlı kıtada kalan son komünist ülke Arnavutluk'ta ta- rihi gûnler yaşamyor. Arnavut- luk Devlet Başkanı Ramiz Ali- n'nın önceki gün "mevcut yasa- tar cercevesinde" bağımsız siyasi partilerin kunılmasına izin ver- diğini açıklamasının ardından, dün sosyalist ülkenin tarihinde ilk kez komünist olmayan bir parti kuruldu. Başkent Tiran'da üç gün süren öğrenci gösterile- rinin ardından kurulan yeni par- tinin admın' "Demokratik Parti" olduğu açıklandı. Bu arada Ti- ran'da pazar günü başlayan öğ- renci gösterileri, yeni partinin kunılmasına izin verilmesi Uze- rine sona ererken, dün başkentte hükümetin istifasım isteyen bir grup gösterici ile polis arasında çıkan çatışmada 1 kişinin öldü- ğü, birçok kişinin de yaralandı- ğı bildirildi. Enver Hoca'nın iktidara gel- diği 1945 yıhndan bu yana ko- münist olmayan ilk partinin ku- rulduğunun açıklanması büyük sevinç gösterilerine yol açtı. AP, başkent Tiran'da sokaklara dö- külen on binlerce kişinin "De- mokrasi, demokraa", "Arnavut- luk'un Avrnpa gibi olmasını is- tiyornz" "Demokratik Arnavut- luk" diye sloganlar attığını bil- dirdi. Tiran'daki görgü tanıkla- n bazı gruplann çok partili sis- temi kabul eden Devlet Başka- nı Ramiz Alia için de sevgi gös- HALK SOKAKTA— Anumıtluk'ta dün alınan karan halk, sokaklarda kutladı. terisi yapttğını bildirdiler. "Demokratik Parti" adlı par- tinin kuruculanndan Salih Be- risha, toplananlara yaptığı ko- nuşmada, "Bu demokrasi yo- lunda büyük bir haşandır" de- di. Tiran Üniversitesi öğretim üyesi Gramoz Paschko da yap- tığı açıklamada, partinin, gele- cek yıl şubat ayında yapılacak parlamento seçimlerine katılma- yı planladığıru söyledi. Paschko, "Şiddete başvnrmadan demok- ratik sisteme dönebildigimid bütün dünyaya göstermiş ol- maktan çok muüuyum" dedi. Ogrencilerin zaferi Başkent Tiran'da pazar günü başlayan öğrenci gösterilerinin durdurulamaması üzerine Dev- let Başkanı Ramiz Alia, salı gü- nü öğrencilerle bir görüşme yap- tı. Bu görüşmenin ardından, ba- ğımsız siyasi partilerin kunılma- sına izin verileceği açıklandı. Pazar günü başlayan gösteri- lerin, haziran ayındaki demok- rasi yanlısı gösterilerden sonra, komünist yönetime karşı girişi- len en büyük kitle eylemleri ol- duğu bildiriliyor. Ogrencilerin "refonn" ve "diktatörlüge son" sloganlan attıklan gösteriler so- nucu, Komünist Partisi MeTkez Komitesi derhal toplanırken, Devlet Başkanı Ramiz Alia da öğrenci liderieri ile görüştü. Bangladeş'in eski devlet başkanı görevini kötüye kullanmaktan yargılanacak MuhammedErşadtutuklandıHücre hapsine alınan Erşad'ın altın kaçakçılığı ve görevini kötüye kullanma gibi suçlardan yargı önüne çıkartılacağı bildirildi. D>ş Haberler Servisi — Bangladeş eski Devlet Başkanı Hüseyin Muhammed Er- şad dün tutuklandı. Erşad'ın altın ka- çakçılığı ve görevini kötüye kullanma gi- bi suçlardan yargı önüne çıkartılacağı belirtildi. Erşad'ın tutuklanması üze- rine, Bangladeş halkımn sokaklara çıka- rak sevinç gösterilerinde bulunduklan bildirildi. Ajanslann verdiği habere gö- re, davullar, zurnalar çalan, şarkılar söy- leyen ve dans eden halk, "Erşad yargüansm, Erşad asüstn" diye slogan- lar attı. AFP'nin haberine göre polis yetkili- leri, güvenlik güçlerinin, Muhammed Erşad'ın başkent Dakka yakınlannda- ki askeri garnizonda bulunan evinde tu- tuklandığını bildirdiler. Yetkililer, Er- şad'ın tutuklanma sırasında direnişte bulunmadığını, evinden alınarak üç po- lis arabas'ı ve üç kamyon dolusu asker eşliğinde bir eve götürülerek hücre hap- PORTRE MUHAMMED ERŞAD Halkm baskısına direnemedi 1930 yıhnda do- ğan Huseyin Mu- hammed Erşad, 1952 yılmda Pakis- tan ordusuna katü- dı. 1978 yıhnda Bangladeş Genelkurmay Başkanı olan Erşad, aynı tarihte ordu yönetime el koyunca kendini sıkıyönetim komuta- nı Uan ettirdi. Erşad, 78 darbesini düzenleyen Ab- düs Sattar'ı devirerek 24 Mart 1982'de yönetimi ele geçirdi. Devlet başkanh- ğına Abdul Muhammed Ashanüddin Çovduvi'yi getıren Erşad, vilkeyi perde arkasından yönetti. Bu dönemde özel girişimciliği kollayan bir iktisadi poli- tika yürütüldü ve zarar eden kamu ku- ruluşlan kapatıldı. Yine aynı dönem- de, anayasanın lslam ilkelerine dayan- ması Erşad tarafından savunuldu. Çov- duvi'nin yönetim sırasında, genelkur- may başkanı ve sıkıyönetim komutanı sıfatlarıyla dizginler Erşad'm elindey- di. General Erşad, devrik Abdüs Sat- tar yönetimini suçlayarak 42 askeri mahkeme kurdu, eski yönetimde görev yapan 6 bin kişiyi rüşvet almak suçun- dan mahkûm etti. 11 Aralık 1983'te devlet başkanhğı görevini de üstlenen Erşad, 1986 yıhn- da muhalefetin "şaibeli" diye suçladı- ğı seçimlerle 5 yıl için cumhurbaşkanı seçildi. Erşad'ın 1990 yılına kadar sı- kıyönetimlerle sürdurdüğü yoneümi, geçen hafta içinde büyüyen gösteriler sonunda gücünü yitirdi ve Erşad istifa etti. sine alındığını kaydettiler. Erşad'la bir- likte karısı Begum Rüşhan ve 8 yaşın- daki oğl'i Saad'ın da götüruldüğü belir- tildi. Ajanslar Erşad'ın, Dakka'nm, yüksek gelirli kişilerin oturduğu Gülşan mahal- lesinde, Ingiliz Yuksek Komiserliği'nin (İngiliz Büyükelçiliği) karşısmdaki, hü- ALMANYA kümete ait bir eve götüruldüğünu duyur- dular. Erşad'ın getirildiği bu evin çev- resinde ve Gülşan mahallesinde yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı bildirildi. Bu arada, Erşad'ın getirildiği evin de ye- ni halılar, mobilyalar ve klima cihazla- n ile donatıldığı kaydedildi. Erşad'ın hucre hapsine alındığı evin, diplomatik misyonların yoğun olarak yerleştiği bir bölgede olduğu ve diplo- matların, yapılacak olası gösteriler ne- deniyle işlerinin aksayacağı gerekçesiy- le hükümet nezdinde girişimde buluna- rak Erşad'ın başka bir yere götürülme- sini istedikleri kaydedildi. Polis yetkilileri, Erşad döneminde gö- rev yapmış bazı bakanların ve milletve- killerin de arandığını bildirdi. 1982 yıhnda kansız bir darbeyle yö- netimi ele geçiren Hüseyin Muhammed Erşad, kendisine karşı birlik oluşturan muhalefetin yoğunlaşan protestolan so- nucu 27 kasımda sıkıyönetim ilan etmiş- ti. Ancak sıkıyönetim ilanı da gösteri- leri engelleyememiş, Erşad geçen hafta istifa etmek zorunda kalmıştı. .• • SPD içindeki bunahm büyüyor DİLEK ZAPTÇIOĞLU BERLtN — Alman Sosyal Demokrat Partisi'nin (SPD) içi- ne düştüğü bunalım gün geçtik- çe ağırlaşıyor. 2 aralıktaki genel seçimlerde büyük oy kaybına uğrayan SPD, şaşkınlık içinde. Ancak partinin seçimlerde Hel- mut Kohl'e rakip olarak öne çı- karttığı Oscar Lafontaine'in başkanlık tekliüni geri çevirme- si, bunalımı daha da ağırlaşlır- dı. Şimdi SPD, Bjorn Eng- holm'ü aday belirledi. Engholm, eyaletler halinde idare edilen Al- manya'da Danimarka sınırında- ki Schleswig Holstein eyaletinin başbakanı. Sosyal Demokrat Parti'de seçimden hemen sonra başlayan bunatımın ardından çeşitli faktörler yatıyor. Bunlatdan en önemlisi, SPD Başbakan adayı Oscar Lafonta- ine ve parti yönetimi arasında uzun süredir var olan anlaşmız- lık. Parti yönetimi Lafontaine^ in seçim kampanyasını onayla- mıyordu. Lafontaine, SPD adı- na yürüttüğü kampanyayi "bir- leşmenin getireceği maliyeti" üzerine kurdu."Vergileri artürmayacığını" vaat eden Baş- bakan Kohl'ü yalancılıkla suçla- yan Lafontaine Batı'daki seçme- ne "Vergilerin arttırılması gerekiyor" derken Doğu'daki seçmene "Kötii durumdasınız, ama birleşmeyi, yani bunu siz istediniz" diyerek ters tepen me- sajlar verdi. Oscar Lafontaine, Alman birliğinin apar topar gel- diğini söyledi. 1 temmuzda Do- ğu Almanya'ya Deutsche Maık- ın götürulmesine karşı çıktı ve "birleşme karşısında ulusal bir heyecan duymadığını" beyan et- ti. Lafontaine'in Alman birliği- ne soğuk, hatta âdeta muhalif bakan tavrı secmenin tercihinde buyıik rol oynadı. Doğu Alman- ya'da SPD oylan yüzde 25'in al- tında kaldı. Batı Alman seçme- ni de birleşme yıhnda birliğe sı- cak bakan, onu meydana geti- ren partileri ödüllendirdi. Alman sosyal demokratları- nın manevi lideri Willy Brandl, seçim sonuçlanndan sonra SPD Genel Merkezi'nde yapılan top- lantıda Lafontaine'i çok ağır bir dille suçladı. "Başbakan adayı Lafontaine'in Alman birligini hafife alan, eleştiren demeçlerini işittikten sonra SPD Onur Baş- kanlığı'ndan geri çekilmeyi da- hi düşündüğünü" söyledi. W illy Brandt, duvarm açılmasından beri birleşmeyi savunmuş, Do- ğu Almanya'da yaptığı konuş- LAFONTALNE — Sert biçimde suçlanıyor, Seçimlerde ağır yenilgi alan sosyal demokratlar, şaşkınlık içinde. Partinin seçimlerde Helmut Kohl'e rakip olarak öne çıkartüğı Oscar Lafontaine'in, başkanlık önerisini reddetmesi, bunalımı daha da arttırdı. SPD şimdi Bjorn Engholm'ü başkan adayı olarak belirledi. malarda SPD olarak birliği so- nuna kadar destekleyeceklerini bildirmişti. SPD Genel Başkanı Hans- Jochen Vogel de VVilliy Brandt- tan yanaydı. Lafontaine, SPD başbakan adayı olarak yüruttu- ğü kampanyayi büyük ölçude tek başına ve partisiyle kol ko- la değil, partiye rağmen yürut- tü. Parti yönetimi, seçim hezime- tinden sonra Lafontaine'i yine de yalnız bırakmadı. Brandt'tan Vogel'e kadar bütün üst kademe yöneticiler Lafontaine'i basına karşı savundular. Vogel, mayıs ayında yapılacak genel kurulda başkanlıktan çekileceğini açık- ladı ve koltuğunu Lafontaine'e önerdi. Böylece başkanlık 65 ya- şındaki Vogel'den 47 yaşındaki Lafontaine'e geçecek; SPD 90'h yıllara gençleşmiş olarak girecek ve 1994 seçimlerinde Lafontai- ne parti başkanı ve başbakan adayı sıfatıyla Kohl'ün karşısı- na daha güçlü dikilebilecekti. Lafontaine bu teklifi geri çe- virdi. Ne partisinin meclis gru- bu başkanı ne de genel başkanı olmak istedi. Gerekçesi "yorgunluk" idi. Lafontaine'in kararı partide tam bir soğuk duş etkisi yaptı. Willy Brandt, bir zamanlar kendi "torunu" olarak nitelenen Oscar'ın yuzüne dahi bakmayarak televizyon kamera- ları önünde mesajını vermiş ol- du. Vogel gulunç duruma düş- tü. Ve SPD yeni bir başkan ara- maya başladı. Ama parti, La- fontaine'in yedeği olarak hiç kimseyi yetiştirmemişti. Lafon- taine alternatıtsızdi; bunu ken- disi de kuşkusuz biliyordu. Lafontaine'in "ricat" kararı partiyi hem büyük bunalıma soktu hem de SPD'ye kamuo- yunda muazzam saygınlık kay- bettirdi. Basında Oscar Lafontaine en sert dille eleştiriliyor. Örneğin SPD'ye yakınlık duyan haftalık "Die Zeit" gazetesi yayın yönet- meni Theo Sommer bu sayıda şoyle yazdı: "Sosyal demokrat- lar hasta, ama ölüm doşeğinde değil. SPD'nin iyileşmesine doğ- ru ilk adım, Oscar 1 afontaine- i.n geri çekilmesiyle atılmışlır. Lafontaine, partisinin oylannı 18 ay içinde muhafazakârlarla eşitliklen yuzde 33'e kadar dii- şürmeyi başardı. Kendini teori adamı olarak satan bir muhase- beci; iklidarla flort eden, ama hiçbir zaman e>lenmeye yanaş- mayan bir adam, partisine hiç- bir şekilde uyum sağlavamayan bir politikacı. Lafontaine, bir- kşmenin değil, kendi kavrayış noksanlığının kurbanıdır." Sosyal demokratların düştu- ğü bunalımın arkasında yatan ikinci önemli faktör. Alman bir- liğine hazırlıksız yakalanmış ol- maları ve Kohl'un gösterdiği es- nekliği gosterememeleri. örne- ğin partinin 1990'lar için hazır- ladığı program "llerleme 90" tü- müyle Batı dunyası gözetilerek yazılmıştı. Program, Lafontai- ne'in imzasını taşıyordu. Temel onermeleri "sanayi toplumunun ekolojik sorunlannın giderilme- si", "çevre koruma", "iş saatle- rinin azaltılması" gibi Batı top- lumuna yönelikti. Birleşik Al- manya'ya değil, Birleşik Avru- pa'ya hitap ediyordu. Avrupa'da duvarların yıkıl- ması yepyeni bir durum ortaya çıkardı. Alman sosyal demok- ratlan değil Doğu Avrupa, Do- ğu Almanya'daki gelişmelere da- hi henüz uyum sağlayamadılar. Başbakan Kohl, bütün inisiya- tifi kendisine çekince Lafontai- ne seçim kaygısıyla kendini "bir- liği eleştirmek zorunda" hisset- ti. Batı toplumuna yönelik söy- lernini değiştirmedi. Oysa Al- manya artık bir bütundü ve Bir- leşik Avrupa salt bir Batı kulü- bü olmaktan çıkıp Ural Dağlan'na kadar uzanacak bir perspektife kavuşuyordu. 3 BILGISAYAR Mali Müşavirler için çok özel fırsat: PERSEUS Bügisayar 550.000 TL taksitle..! Mali Müşavirler Birliği Şubeleri'ni veya BESAŞ'ı arayın.Bügisayar sahibi olun. j j J J J j _ l BESAŞ Bügisayar Pazarlama ve Ticaret A.Ş. -1-1 l-l-l Büyükdere Cad. Hamamcıoğlu Han 13/6 Şişli-İSTANBUL Tel: 140 79 20 • 130 56 76 • 130 76 27 Fax 140 79 20 Turtuye Dıslrtıüttfu—QZ53— LK) Ş» ckr POLTTIKADA SORUNLAR ERGUlNBALa Israil'e Dikkat... Korfez krizine diplomatik çözüm bulunur da Irak lideri Sad- dam Hüseyin, askeri gücünü koruyarak sıkıştırıldığı köşeden kurtulursa, bu gelişme, bölgede kimleri tedirgin eder? Irak'a karşı cephe alan tüm ülkelerh Suriye, Mısır, Suudi Arabis- tan, Körfez emirlikleri ve de kraldan fazla kralcı bir tutuma girerek askeri çözütne hevesli görünen Özal yönetimini. Bu arada ABD'ye karşı ara sıra cihat çağrısında bulunmasına karşın, Körfez'deki büyük rakibinin yıpranmasını içten içe memnunlukla seyreden iran da durumdan herhalde pek hoş- nut olmaz. Şattülarap'ı boşuna iran'a geri veren Saddam, bir- kaç yıl sonra kimyasal ve nükleer silahlan ile Tahran'ın kar- şısına dikilip 'Arkadaş nerede kalmıştık?' diyebilir. Ama Saddam'ın savaş makinesinin ayakla kalmasından en fazla kaygılanacak ülke kuşkusuz İsrail'dir. Tel Aviy, Irak liderinin gazabının önce kendisine çevrileceğini bilir. İsrail, üstün sılah teknolojisı ile bu aşamada herhalde Irak'la başa çıkabilir. Ancak Irak birkaç yıl sonra öne sürüldüğü gibi nük- leer silah yaptığı takdirde, İsrail bu avantajını yitirir. Tel Aviv, Körfez krizinde şimdıye dek VVashington'un tel- kinleti tte sahneye çıkmaktan kaçınarak geri planda kaldı. Be- yaz Saray, Saddam'la mücadelenin bir Arap-israil sürtüşme- sine dönüşmesini istemediğinden İsrail'in Körfez krizine bu- laşmasını ve Irak'a karşı saldırgan tutuma girmesini engel- ledi. İsrail de ABD'nin telkinlerine uyarak Irak'a karşı kışkırtıcı ya da tehditkâr tutumdan kaçındı. Tel Aviv'den yapılan açık- lamalar sadece Irak saldırdığı takdirde 'en sert biçimde kar- şılık verileceği' yolundaydı. Ancak İsrail, ABO'nın isteğine uyarken askeri çözümün gerçekleşeceğine, Irak'ın savaş makinesinin ımha edilece- ğine ınanıyordu. VVashıngton'a da el altından sürekli bu yön- de tavsıyede bulunuyordu. Başkan Bush'un, Irak'a görüşme önermesınin işe İsrail1 de şok etkisi yarattığı anlaşılıyor. Nitekim 5 aralıkta İsrail Dı- şışlerı Bakanı David Levy, ABD'nin Tel Aviv Büyükelçisi Wil- liam Brovvn'ı bakanlığa çağırarak VVashington'un 'Irak aske- ri tehdidini ortadan kaldırma' yolundaki taahhüdünü yerine getirmesini istemiştir. Haberi veren International Herald Tri- bune gazetesine göre David Levy, Körfez krizine diplomatik çözüm bulunduğu takdirde İsrail'in Irak'a karşı 'önleyici ha- rekâta gırebileceğıni' ima etmiştir. Tel Aviv'de yayımlanan 'Haaretz' gazetesi David Levy'nin uyarısını 'Irak'a karşı bir askeri harekât olmazsa, İsrail'in bu işi kendisinin yapmaya karar verdiği' şeklınde yorumlamıştır Özetle, Körfez krizine diplomatik çözüm bulunursa, İsrail'in Irak'ın silah merkezle- rini bombalamayı düşündüğü ya da düşünmeye başladığı an- laşılıyor. İsrail bunu yapabilir mi? Uzman olmadığımızdan askeri açıdan bir şey söyleyeme- yeceğız. Ya siyasal açıdan? İsrail'in Irak'a saldırısı, dünya kamuoyunda çok sert tepki- lere yol açmaz mı? Doğrusu, gösterilecek o sert tepkilerin ictenliöi knnnsun- da bizim kuşkularımız var. Şüphesiz herkes İsrail'i sert bi- çimde kınayacak, Araplar israil saldırganlığının bu yeni ör- neğini lanetleyeceklerdır. Ama Irak'ın kimyasal ve nükleer te- sislerinin imha edılmesıne kim gerçekten üzülecektir? Bağ- dat'tan korkusundan titreyen Suudi Arabistan ve Körfez emir- likleri mi? Sadoam'a karşı Suudi Arabista'n'a asker gönde- ren Suriye lideri Hafız Esad mı? Mısır mı? Ya da Körfez'de Irak'ın en büyük rakıbi İran mı? ABD ise kendisinin yapamadığı işi İsrail'in yapmasına her halde memnun olur. ' İsrail, ABD'den umuduna keser, askeri bakımdan başanlı bir darbe vurabileceğine akh yatarsa, Irak'a saldırabılir. Çünkü Irak bir kez nükleer silah"yaptıktan sonra bu fırsatı bulamaz. Körfez'de diplomatik çözüm umudu arttıkça Tel Aviv'in Irak'a saldırması olasılığı da artabilir. 15 ocağın yaklaştığı günlerde, İsrail'i çok dikkatle izleme- li. ANKARA Iran'la Körfez için görüş birliği tran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Velayeti ile Kurtcebe AJptemoçin arasında dün yapılan görüşmede iki ülkenin de Körfez'de barışçı çözümü yeğlediği vurgulandı. Bugün Ankara'ya gelecek olan SSCB Dışişleri Bakanı Eduard Şevardnadze, Velayeti ve AJptemoçin arasında üçlü bir toplantı yapılması olasılığı var. ANKARA (Cumhuriyet Btt- rosa) — Başkentteki yoğun diplomatik temasların ana ko- nusunu Körfez oluşturuyor. tran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Velayeti ile dün kriz konusun- da ayrıntılı görüşmeler yapıldı. Ankara'ya bugün gelecek SSCB Dışişleri Bakanı Eduard Şevardnadze ile görüşmelerin ağırlık noktasını da Körfez kri- zi oluşturacak. Dışişleri Baka- nı Kurtcebe Alptemocin'in Ve- layeti ve Şevardnadze ile üçlü bir değerlendirme toplantısın- da bir araya gelmesi olasılığı bulunuyor. Ziyaret programına Anıtka- bir'i almadığı için başkentteki diplomatik çevrelerin tepkisini çeken tran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Velayeti ile yapılan gö- rüşmeler dün "ohınüu" bir ha- vada geçti. Alptemoçin ile hem ikili bir görtişme, hem de heyet- lerarası toplantıda bir araya ge- len Velayeti, ülkesinin Türkiye ile ilişkilere büyük önem verdi- ğini ve Ankara ziyaretinin za- manlaması nedeniyle kendileri açısından çok değerli olduğunu vurguladı. Iranlı bakanla yapılan te- maslarda ikili ilişkiler ve Kör- fez krizi konuları ayn ayn ele alındı. Dün sabah Alptemoçin ile Velayeti arasında bir buçuk saat süren görüşmeden sonra yapılan heyetlerarası toplantı- da, Körfez krizinin banşçı yol- dan çözümüne öncelik verilme- sinin her iki ülke tarafından da yeğlendiği vurgulanarak, soru- nun niteliği ve çözüm yollan konusunda Türkiye ile tran arasında genel bir görüşbirliği olduğu sonucuna vanldı. Heyetlerarası toplanüda Dı- şişleri Bakanı Alptemocin'in Türk-Yunan ilişkileri ve Kıbrıs konusunda uzun ve bilgilendi- rici bir konuşma yaparak KKTC'nin desteklenmesini is- tediği öğrenildi. tranlı bakan bu konuşmadan sonra, Tah- ran'ın dünyanın bütün ülkele- rindeki Müslümanların ayrım- cüığa karşı korunmasından ya- na olduğunu ve bu çerçevede Kıbrıs Türklerini destekleye- ceklerini ifade etti. Dolaylı uyanlar Velayeti'nin Anıtkabir'i zi- yaret etmemesinden duyulan rahatsızhk görüşmelerde doğ- rudan dile getirilmedi, ancak dolayh biçimde hıssettirildi. Dün akşam Velayeti'nin onu- runa bir yemek veren Alptemo- cin'in buradaki konuşmasında ikili ilişkilerin eşit çıkar ve içiş- lerine karışmama prensibi te- meUnde yükseltilmesi gereğini vurgulaması da Tahran'a "Atatürk ve laiklik karşıtı pro- pagandanın durduruhnası yö- nünde üstü kapalı bir uyarı" olarak yorumlandı. Cumhurbaşkanı özal dün akşam önce Dışişleri Bakanı Alptemoçin ile birlikte lranlı bakanı kabul etti. Daha sonra iki dışişleri bakanıyla birlikte Türk ve tran heyetlerinin bu- lunduğu odaya geçerek, diplo- matik çevrelerde "İran'a sıcak mesaj" olarak nitelendirilen bir konuşma yaptı. Resmi bir ziyaret için bugun öğlen Ankara'ya gelecek olan SSCB Dışişleri Bakanı Eduard Şevardnadze ile yapılacak te- maslarda ikili siyasi ilişkiler, Karadeniz ekonomik işbirliği ve bölgesel sorunlar üzerinde durulacak. Şevardnadze'nin ABD'li meslektaşı James Ba- ker'la yaptığı son görüşme ko- nusunda Türk yetkililere bilgi vermesi ve Körfez krizine iliş- kin yeni değerlendirmeleri ak- tarması bekleniyor. Sovyet bakanın programın- da bir aksama olmaması halin- de, Şevardnadze, Velayeti ve Alptemocin'in bugün Ankara'- da üçlü bir toplantı yapması olasılığı da bulunuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle