25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahlbl Cumhuriyet Matbaauhk *e Gazctccıllk Turk \nonım Şırkeu adına K PoimU tcta* HnıİMtn Dıs Habcrler LrgiMi Bafcı, Ekonomı Ccatu ÜMtaa. Iş Sendıka ş«luaa KHCKI. kultur Crtal l sarr. ls.anbul Nldir Nadi 0 Genet YaMn Mudunl Hasas CeaıL Muessese Mudüru Haberlerı Kcnal Kafak. Eğılım Gcrar y>kw. Hatxr Arajnrma Isntl Bcffcaa, Yun HatKrlcn S«*et Dotaa. SpOT Danrçmanı EIDIIIC U}lkbgıl, Yazı Işlen Muduru Ok» Goarnsııl. 0 Haber Vicrkezı \Mıtkxlır tacHaaaı. 0u> Vazılır b n a <,«fcjk«>. \nşu™a >k» Upay Dıuelırot < U ı U I m 0 koordııuıM Aha«< Ksnhuı Muduru Yalpıı Itayer, Savfa Duzem Yönnmenı Alı Acar 0 Temsılaler 0 Malı Is.er M trt.ı 0 Muhucbe BaMı *ma 0 Buıct Planlama y>jı Oıanafeıeotta 0 Reklam >A»> Tona # Ek «ıNK»ıR»ı Ahncl Tan, IZMİR HlkKI Çtfinkay.. ADAN\ ÇMln Vtgtnothı 1*. nl» H«h»r*k»ol 0 ld»re Hra,« G™« 0 Utomt- O«fef CHİk 0 B,lp Isi™ Na* lul 0 Pmoncl <* >o>u: Aunıtu Bi.kan N«t.r >«* &ıss/ı ur Ifcyoıt Cumhunyet Matbuolık vc Gazeucıiık TA Ş. TBrk Oo* Cad- 39/41 Cajalottu' Otl» AkM \ttfm Baicr Hasaa U\M Isl PK 246 tslanbul Tc 512 05 « 120 hall Tclo 22246. Fax II) ! » «0 72 0 (««J. HikaKI (Mtaka* Okaı Bvtolar Aakan. Zı>a Gûkalp Blv Inkılap S. ho 19 4 Tct 133 11 4147 Td« 42544, Fax. (4) 133 Go««s»« Ij.r M ı s » IHu 01 65 0 Uarir H Zıya Bh 1352 S 2/3, W 13 12 30 Telo. SJ359 Fax. (Sl) 19 53 «0 Stkvk Vı i n n . Aaacl îan 0 tdaa*. Imcnu Cad 119 S Mo I Kat I. Td 19 V 52 14 h«I) Tdoc Ul<5. Fax Cl) 19 23 71 TAKVİM: 4 KASIM 1990 Imsak: 5.04 Guneş: 6.31 Öğle: 11.52 Ikindi: 14.38 Akşam: 17.04 Yatsı: 18.25 Silahzoruiledefileyeçağrı DOUGLAS CHEW'nun Teodonı adını taşıyan bir mini ipek elbisesi. Kırmızı, turkuaz, fuşya ve sarı taşlarla işli. Sarı bir zarf... Üstünde "çok gizli" yazıyor. Hemen açtım heyecanla. İçinden bir tabanca çıkmaz mı? ve not: "Falanca günleri Madam X'in defilesine gelmenizi rica ederiz." Rica mı? Lafı mı olur? Salon kararıp, defile başlayınca Madam X'i gördüm yuvarlak bir ışık çemberinin içinde. Tepeden tırnağa gizem. NECLÂ SEYHUN PARİS — Gelen davetiye ve mektuplar arasında birden dikkatimi çekti. Buyük, sarı bir zarftı bu. Üstunde "Çok gizli" yazıyor. Hayırdır inşallah!.. Hemen açtım heyecanla. içinden bir tabanca çıkmaz mı?.. Aman!.. Başıma gelene bakın. tçinde bir not: "Falanca günleri Madam X defilesine gelmenizi rica ederiz... 1 ' Rica? Lafı mı olur? Hem tabancayı yolla... Ömrumde ilk kez başıma boyle bir şe\ geliyor. .Silah zoru ile defile çağrısı. Gitmemek ne mumkun. Elimiz mahkûm. Gidecek ve Madam X'ın sırrını çozeceğız. Tam bir Mayk Hammer seruvenı. Zarfın içinden bir de karton kalp çıktı. Ustunde bir X var. Ve kırık. Kimin kırık kalbi bu? Madam X'in mi? Bakalım anlayacağız. Günu geldiğinde atlayıp bir taksıye adresı verdim. Seruven başlryordu. Bildik bir yer değildi burası. Değişik, sapa bir yerdi: Bir kutuphane. Modayla ilgisi neydi? Bunda bir iş vardı ama... Acemüer ucuz olsun diye Madam X'in boyle bir yen seçtiğini soyleyebilirlerdi de ben bunun gözlerden uzak gizli kapaklı işler çevirmek içın duşunulen bir plan olduğunu biliyordum. Eh, bu kadar Mayk Hammer'lık da olsun artık. Verilen adrese gelince, arabadan indim. Soğukkanlılığımı muhafaza etmeye çalışarak silahımı uzattım. Beni iceri buyur ettiler. Kutuphanenin avulusuna kurulmuş bir salon- çadırdı burası. Görunurde diğer moda çadırlan türünden bir şeydi. Ama bakalım içeride ne karanlık işler donuyordu?.. Salon kararıp da defile başlayınca, Madam X'i gordum yuvarlak bir ışık çemberinin içinde. Tepeden tırnağa gizem! Başında bir erkek şapkası, trençkotunun yakasını kaldırmış. Gozunde siyah gozlukler, bo>nunda siyah ipek eşarp, ellerinde siyah eldivenler, ayaklarında siyah çizmeler. Trençkotunun uzun eteklerini savurarak yurudu. Geldi, podyumun tam ortasında durdu. Sonra sert bir hareketle başından şapkasını çıkardı, fırlatıp salona attı. Eşarbını çozdu, eldivenlerini çıkardı attı sonra... Sert hareketlerle trençkotunun kemerini çozdu. Kemer bir yana uçtu, trençkot bir başka yana.. tçinden bahk gibi rengârenk pullu, alabildiğine dekolte, mini bir gece elbisesi giymiş dunya güzeli bir esmer çıktı. Tam Mayk'ın aklını başından alacak cinsten. Müziğin ritmine uyup, podyumda doJandı. Bu arada ben de boş durmuyordum. Bir dosya geçirmiştim elime. Bu 'ev'de dönen dolapları çözecektim. Bakalım kim vardı bu Madam X'in ardında? Karşıma çıka çıka bir Malezyalı çıkmaz mı? 28 yaşında bir genç adam: Douglas Chew!.. Demek buydu, gizemin kaynağı. Önceleri Malezya'da başlayan öğretim yılları. Sonra Ingiltere, sonra Fransa... Aksesuardı, trikoydu derken çeşıtli oduller... Sonra unlu bir ismin Loris Azzaro'nun yanına kapağı atış. Orada stilistlik. Bu evi 1990'ın eylülünde kurmuş. Işte Madam X'in ardındakı adam. Ben Douglas Chevv'in ressamİık, dans oğretmenliği yaptığını da okurken bir yanda, podyumda guzellerin biri gidiyor, biri geliyordu. Tam bir zamanların dilberleri... Mayk'lı yılların. Saçları ile abartılı makyajları, giysileri ile... Douglas Chew makasını korkusuzca kullanmıştı. Yakadan açmış, etekten açmış... Seksi havası tam polisiye roman atmosferinin istediği dozdaydı. Takma kirpikli dünya güzelleri bazı modellerde içlerindeki tanga iç çamaşırlarını göstermek için özellikle eğilip.doğruluyorlardı. Ne gösteri! Artık X'in sırrı diye bir şey kalmamış, her şey açığa çıkmıştı. Gösteri bitip de kendimizi kapı önunde bulduğumuzda birden geldi aklıma. Madam X'in sırrı çözulmuştu, tamam. Ama ya o kırık kalp neydi oyle? Tum ışıklar yanmış, karanlık çökmuştu iyice. Bu sapa yerde, bu saatte bir taksı ara ki bulasın. Ortalık yerde kalakalmış, tam başarıya ulaştığımızı sanırken Madam X'in tuzağına duşmuştuk işte. Metroda uç dört aktarma ile yorgun argın otellerimıze dönerken ayaklarımız suya ermişti. Kırık kalplerin bizim kalplerimiz olduğu gerçeğini nihayet anlamıştık, ama artık çok geçti. Madam X kazanmıştı sonunda!.. Modelin adı: "Sophie." Kıpkırmızı jarseden, göğsii alabildiğine cömert, dekolteli bir kı>afet. KONGRESI 'Histeri' tedavülden kalkıyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Biirosu) — Toplam 250 poster ve bildirinin sunulduğu 4 pa- nelin, 14 konferansın ve 3 grup calışmasının gerçekleştirildiği 16. Ulusal Pskiyatri ve Nöro- lojik Bilimler Kongresi bugün sona eriyor. Ibplantının üçün- cü gününde "Histeri" konulu panelde konuşan bilim adam- ları, histerinin giderek "teda- vülden kalkan" bir kavram ha- line gelmesine karşın henüz tum yönleriyle aydınlanmamış olduğuna dikkat çektiler. Histeri konusunda yabanci ülkelerde çıkan ya>ınlann hızla azaldı^ına dikkat çeken Hacet- tepe Üniversitesi'nden Prof. Orhan Öztürk, bu kavrama karşı son yıllarda giderek an- tipati oluştuğunu, hekimlerin böyle bir tanı koymak isteme- diklerini, hastaların da kendi- lerine böyle bir tanı konması- nı istemediklerini vurguladı. Prof. öztürk, histeriye karşı hekimlerin ilgisinin azalması- na karşın, histerinin türn yön- leriyle aydınlanmamış olduğu- na dikkat çekti. Akdeniz Üni- versitesi'nden Prof. Sunar Bir- söz, histerinin tanı değerinin yeniden gözden geçirilmesi ge- rektiğini dile getirdi. Tıp öğren- cileri arasında yapılan bir araş- tırmada histeri ve paranoyanın tarumlarının sorulduğunu be- lirten Prof. Birsöz, öğrencile- rin sadece yüzde 17'sinin his- teriye profesyonelce bir tanım- lama getirebildiğini, paranoya için yuzde 58'inin tam bir ta- nım yapabildiklerini söylpdi. Prof. Birsöz, "Bu ögrencüe- rin bilgisizliğinden degil, His- terinin belirsizliğinden kay- naklanmaktadır" dedi. Prof. Birsöz, Batı ülkelerinde gide- rek azalan histerinin gelişmek- te olan ülkelerde önemli bir so- run olarak gündemde durdu- ğunu açıkladı. Doç. Efser Kerimoglu da histeri konusundaki dış yayın- ların da özellikle Akdeniz ül- kelerinden çok sayıda işçinin bulunduğu Batı ülkelerinden çıktığına dikkat çekti. Moldavya'patlama noktasına' iılaştı Rumen asıllı Moldavyalılarla çıkan çatışmalarda 3 kişinin ölmesi üzerine azınhktaki Ruslar 10 bin 500 kişilik "gönüllü birlikler" oluşturdu. Gorbaçov, Moldavya Devlet Başkanı ile Gagavuz ve Rus azınlığın liderleriyle görüştü. Dış Haberler Servisi — Sov- yetler Birliği'nin Moldavya Cumhuriyeti'nde önceki gün Rumen asıllı Moldavyalılarla azınhktaki Ruslar arasında çı- kan kanlı çatışmalardan sonra dunımun çok gergin olduğu bil- diriliyor. Çatışmalarda 3 kişinin öldüğü, en az 10 kişinin de ya- ralandığı bildirildi. Daha önce verilen haberlerde 10 kişinin öl- düğü bildirilmişti. Rus azınlığın yaşadıgı Bendery, Tiraspol ve Dnbossary kentlerinde ilan edi- len olağanustü duruma karşın gerginliğin tırmanmaya devam ettiği bildiriliyor. AA'nın Moskova kaynakh ha- berine göre resmi haber ajansı TASS, durumun "patlama noktasına" ulaştığını duyurur- ken Rus azınlığın yaşadıgı üç kentte toplam 10 bin 500 kişilik "gönüllü biriikler"in oluşturul- duğunu ve bu gruplann, Rumen kökenli milliyetçi Moldavyah gönullülerle çatışmaya hazırlan- dıklannı bildirdi. Rus azınlık, bölgeye Sovyet tçişleri Bakanlığı birlikleri gön- derilmesini isterken bu önleme başvurulmaması halinde, öz sa- vunmaya başvurmaktan başka çaresi olmadığını ilan etti. Ajans, bölgeyle telefon bağ- lantısının kesilmiş olması yü- zünden yöredeki durumla ilgili olarak haber almanın giderek gtiçleştiğini kaydetti. Moldavya'nın doğusunda, Dinyester Nehri boyundaki yer- leşim merkezlerinde yaşayan Rus azınlığın, kendilerinin kont- rolunde olan, cumhuriyetin baş- kenti Kişinyov'a giden enerji ulaşım hatlarını keserek Mol- davyalılara ekonomik abluka uygulamaya hazırlandıkları ha- ber veriliyor. Moldavya Yüksek Sovyeti de Rus azınhğın yaşadıgı bölgeler- deki durumu görüşmeye devam ediyor. AA'ya Kişinyov'dan bilgi ve- ren yerel gazeteciler, dün sabah- tan itibaren parlamento binası- nın önünde yaklaşık 6 bin kişi- lik bir topluluğun oluştuğunu ve milliyetçi Moldavyalılann, Rus azmlığa karşı sert önlemlere baş- vurması için parlamentoya bas- kı yaptığını kaydettiler. Bu arada SSCB Başkanı Mi- hail Gorbaçov'la, Moldavya Cumhuriyeti Devlet Başkanı, Gagavuz ve Rus azınhğın lider- leri arasında dün yapılan görüş- mede, cumhuriyetteki gerginli- ğin giderilmesi için gerilime ne- den olan kararlarla ilgili mora- toryum ilanı dahil bir dizi önlem alınması konusunda görüş bir- liğine varıldı. Gorbaçov'un yanı sıra SSCB Yuksek Sovyet Başkanı Anato- li Lukanov ile Başbakan Niko- lay Rijkov'un da katıldığı görüş- mede Gagavuz Turkleri, Gaga- vuz Yüksek Sovyeti Başkanı Stepban Topal ve KonsUnün Tavşancı, Rus azınlık da üç ki- şilik bir heyet tarafından temsil edildiler. Resmi haber ajansı TASS, gö- rüşmeye katılanlann bu cumhu- riyetteki sorunlan "SSCB'nin bir parcası olarak Molmdavya- nın toprek bütünlüğüniin ko- nınması ve Moldavya ile SSCB Anayasası'na bağlı kalınarak çözümknmesi" üzerinde tam bir anlaşmaya vardıklannı duyurdu. Görüşmeler sonunda, Gaga- vuz halkının ve Moldavya'daki Rus azınhğın sorunlarının çö- zümlenmesini sağlayacak bir uz- laştırma komisyonu oluştunıl- ması ve bu komisyon sorunlara çözüm getirinceye kadar, Gaga- vuz Cumhuriyeti ve Rus azınlı- ğın kurduğu "Dinyester Boyu Cumhuriyeti" ilanına ilişkin ka- rarlann donduruhnası kararlaş- tınldı. Aynca, Moldavya yönetimi- nin, Milliyetçi Halk Cephesi yandaşlarından oluşturduğu "gönüllü" gruplannın da yasa- dışı ilan edilmesi ve dün meyda- na gelen catışmalara neden olan kişilerin adaletin karşısına çıka- nlarak ağır biçimde cezalandı- nhnası için en kısa zamanda ha- rekete geçilmesi konusunda da anlaşma sağlandı. Şîmdi yelken nıodası Latin yelkeninin keşfedilmesi mesafeleri kısaltmada önemli bir adımdı. Tarih boyunca Mısır'dan, Lubnan'dan avara eden tahıl, şarap, deri yuklü tekneler, Anadolu'nun güney kıyılarını yalayarak ve yıldızlara yol sorarak Atina'ya, Venedik'e gider geürlerdi. Motor çalıştırmarun artan mabyeti ve yükselen çevreci bilinç, yelkenin yıldızının yeniden parlamasına yol açacak gibi. Bugunlerde Bodrum'un, Marmaris'in ağır cüsseli, ahşap yüzer otelleri armalarını yeniliyor, "Şeker çuvalı" diye aşağıladıkları yelken bezlerini sökup direklerini teknoloji harikası dakronla donatıyor. Kaptanlar da mavi yolcular da mutlu. Bundan sonra denizin üstunde mazot kokusu, dizel gurültüsu olmayacak. (Fotoğraf: Necdet Şen) Türkiye'ninAvnıpayerine diğer Türklereyakınlaşması istendi Azeriler ilgi bekÜyor GÜNSELt KARIAY Milletlerarası Azerbaycan Türk Demekleri'nin dün lstan- bul'da başlayan birinci kurulta- yında, Azerbaycan'm Türkiye1 den daha yakın ilgi görmek is- tediği dile getirilerek Türkiye'nin yüzünü Avrupa'ya dönmek ye- rine Azerbaycan ve diğer Türk cumhuriyetlerinin halklarıyla dayanışma içine girmesi gerek- ye ile Azerbaycan'm kültürel ve siyasal anlamda gelişebilmeleri için dayanışma içinde olmaları gerektiğini soyledi. Rustemhan- h, Azerbaycan'm Türkiye ile da- ha yakın iüşkiler kuruhnasını is- tediğini belirterek, bu konuda Türkiye*den ilgi beklediklerini vurguladı. Rüstemhanlı, salon- daki Azerbaycan temsilcilerüı- den büytik alkış toplayan ko- nuşmasmda, Turkiye'nin Avru- Milletlerarası Azerbaycan Türk Dernekleri Birinci Kurultayı'nda konuşan Azerbaycan Halk Cephesi temsilcisi Sabır Rüstemhanlı, "Türkiye'nin yüzünü Avrupa'ya dönmek yerine, Azerbaycan ve diğer Türk halklarına yakınlaşmasını" istedi. tiği savunuldu. Azerbaycan tem- silcilerinin Türklerin birliği için çaba gösterilmesi çağnsmda bu- lunduklan kurultayda, Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek, Turk hukümetinin Azerbay- can'a destek olacağı sözunü ver- di. 18 ülkeden 114 Azerbaycan kökenli delegenin katıldığı ku- rultayda bir konuşma yapan Azerbaycan Halk Cephesi mil- letvekillerinden Sabır Rüstem- hanlı, Türk halkları arasındaki kopukluktan yakınarak, Türki- pa ülkeleriyle yakınlaşma yolun- daki çabalarını eleştirerek, "Türkiye'nin yüzünü Avrupa'ya dönmek yerine Azerbaycania ve diğer Türk halklamla yakınla- şarak destek olması gerektiğini" savundu. Azerbaycanlı temsilcilerin "Türklerin birliği" konusunu sıkça vurguladığı kurultayda, Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek de Türk yönetiminin Azerbaycan halkına destek ola- cağı ve Türkcenin dünya dili ola- rak kabul edilmesi için Bırleşmiş Milletler'e başvuracaklan konu- sunda söz verdi. Kültür Bakanı Zeybek, salondaki Azerbaycan- lılara hitaben "Ülkemize hoşgeldiniz" diyerek başladığı konuşmasında, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Sovyet yöneti- miyle olan sorunlannın çözü- münde ellerinden geleni yapa- caklarını söyledi. Azerbaycan'a bağlı olmasına karşın Ermenis- tan Cumhuriyeti'nin sınırları içinde kalan Nahavan özerk Bölgesi'nin Azerbaycan ile olan sınır kapısının açılmasını sağla- yacaklarını söyleyen Zeybek, bölgedeki Türklerin kopukluğu- na neden olan etkenleri ortadan kaldıracaklarını belirtti. Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek, dünkü kurultayda, "Sovyet yönetimi tarafından Azerbaycan'a zorla benimsetilen Kiril alfabesinin bir an önce terk edilerek Latin alfabesine geçil- mesi" için girişimlerde buluna- caklannı belirtti. Azerbaycanlı temsilcilerin ya- nı sıra Turk mületvekillerinin ve çeşitli üniversitelerde görev ya- pan öğretim üyelerinin de büyük ilgi gösterdiği kurultayda, DYP eskı Genel Başkanı Hiısaraetün Cindoruk da dünyadaki Türk halklarının ortak bir dil oluştur- ma zorunluluklaruu vurguladı. Sirkeci Garı otel oluyor • tstanbul Haber Servisi — Avrupa'ya uzanan demiryolunun başlangıç noktası olan ve dün 100. yılını dolduran tarihi Sirkeci Garı ticaret merkezi ve otele dönüştürülecek. TCDD Basın Burosu, Alman Mimar August Jachmund tarafından projelendirilen larihi garın modern ticaret merkezi ve otele dönüştürulmesi için yabancı firmalarla görüşmelere başlandığını bildirdi. "Yap-işlet-devret" modeline gore yapılması duşunulen projenin onümuzdeki yıllarda gerçekleştirilmesi bekleniyor. Sirkeci Garı 3 Kasım 1890 yıhndan bu yana 100 yıldır hizmet veriyordu. Böceklerin dili • ANKARA (ANKA) — Fransız araştırmacılar son dönemlerdeki cahşmaları sonucu, böceklerin genelilkle sırtlannda bulunan kalın kabuklarımn kımyasal birleşimini inceleyerek bu tabakanın böceklerin haberleşmesinde çok önemli bir yer tuttuğunu ortaya koydular. Fransa'da yayımlanan Science Et Vie dergisinde yer alan haberde, termit denilen beyaz karıncalann, doğuştan kör olmalan nedeniyle duyargalan (antenleri) ile haberleştiği ve birbirlerini tanıdığı belirtildi. Doktorlar: Köreliyoruz • ANKARA (AA) — Doktorlann yuzde 80'inin çalışmalannın bir işe yaramadığını hissettikleri belirlendi. Ankara Tabip Odası Halk Sağlığı Bürosu'nca, çalışma koşullannın doktorlann ruh sağlığına etkisini inceleyen bir araştırma yapıldı. 336 hekim üzerinde yapılan araştınnaya katılanlann yüzde 49!7'sinin hiçbir mesleki yayın izleyemedikleri ya da çok az izleyebildikleri tespit edildi. Doktorlann yansının poliklinik çalışması sırasında bir hastaya 10 dakikadan daha az zaman ayırabildikleri vurgulanan araşnrmada, hekimlerin yüzde 32.1'inin mesleklerinde giderek köreldiklerini ya da gelişemediklerini belirttikleri kaydedildi. Dünya iklim konferansı • ANKARA (ANKA) — Ikinci Dünya tklim Konferansı, tsviçre'nin Cenevre kentinde sürüyor. Dışişleri Bakanlığı'ndan edinilen bilgiye göre konferansın 6-7 kasım tarihleri arasında bakanlar düzeyinde gerçekleştirilecek olan ikinci tur toplantılanna katılmak üzere Devlet Bakanı Ercüment Konukman baskanhğında bir heyet Cenevre'ye gidiyor. Konferansın, bir dünya iklim sözleşmesi imzalanması amacıyla şubat 1991'de VVashington'da başlatılması planlanan görüşmelere ortam hazırlamasını amaçladığı kaydedildi. 'Gelecek yıl da Gökova'dayız' • BODRUM (Cumhuriyet) — Gökova Körfezi'ndeki çöp toplama kampanyasına katılmak amacıyla bu yıl da çok sayıda gönüllü, Türkiye'nin dört bir yanından Bodrum'a geldiler. Ancak kampanyaya katılacaklannı daha önceden bildiren 32 tekneden 12'si çeşitli nedenlerle sefere çıkamayınca çok sayıda gönüllü açıkta kaldı. Palandökene • ERZURUM (AA) — Erzurum'un güneyinde yer alan Palandöken Dağlan'nda 10 yıldan bu yana sürdürülen ağaçlandırma calışmalan ile dağın kuzey yamaçlarına 800 hektar alana sarı çam dikildi. Erzurum Orman Bölge Müdür Yardıması Hikmet Mutlu, Palandöken Dağlan'nda 1980 yıhndan bu yana "yeşil kuşak projesi" kapsamında ağaçlandırma calışmalan yaptıklannı beh'rterek proje hedefınin 2 bin 500 hektar olduğunu bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle