Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/14 HABERLER 4 KASIM 1990
SHP lideri İnönü, Muş ve Ağrı'nm ilçelerini gezdi, Peşmerge kampını ziyaret etti
'Özal çıkan için savaş istiyor'
DYP
Demirel:
Hükümet
buharlaştıİç Politika
Servbi —DYP
ı Genel Başkanı
' Süleyman De-
mirel, Cum-
o v
hurbajkanı
Turgut ÖzaJ'ın Körfez'le ilgili
yaptıgı girişimleıde hukuken
yetkisiz olduğunu belirterek
"Anavasaya göre bu işleri hükii-
mefin yapmas gerekir. araa hii-
kumet buhartaşcoıştır. Hükiime-
tin gölgesi bile kalmamış, o yiiz-
den gölge arayışları başlamışbr"
dedi. Said-i Nursi için mevlit
jokutanların gözaltına aJınma-
sıyla ilgili olarak da Demirel,
"Türkiye-de 56 bin cami var. Bu-
nun bioinde ber giin mevlil oku-
nur. Mevlit okutanlann ustiıne
mevtit okutttıklan için vanlıyor-
sa. bu laisizme aylandır" şeklin-
de konuştu.
DYP'nin Osmanbey'de bir bi-
nanın restore edilmesiyle hazır-
lanan yeni il merkezinin açılışı-
na katılan Süleyman Demirel,
bir basın toplannsı düzenledi.
Türk siyasetinin devlet tara-
fından parçalandığını, ancak
zorla hiçbir şeyin yaşanlmayaca-
ğını vurgulayan Demirel, son 10
yıllık ekonomik göstergelerden
örnekler verdi. Demirel, orta
halli bir işçinin 500 bin lira üc-
ret aidığını belirterek "Dünyanın
hiçbir yerinde "açız' diyeni, 'sa-
vaşa hayır' diyeni karakola
götürmezler" dedi.
Demirel, Cumhurbaşkanı
özal'ın katddığı otoyol açılışına
da değinerek "Bir bilgi vereyim;
iki şerit gidiş iki şerit gelişli oto-
ban olmaz, araştırın bunu" de-
di. Son on yıl içinde Türkiye'yi
yönetenlerin "beceriksizlikler
şampiyonu" olduğunu belirten
Demirel, daha sonra gazeteciJe-
rin sorularıru yanıtladı. "De-
mokrasiyi parçalayan devlet yö-
oeticilerinden hesap sormadan,
Batı anlamında demokrasi sag-
lanabitir mi" sorusuna Demirel,
"Siyasette hesaplaşma halkın
önünde olur. Siyasi sebeplerle
mahkeraeler önünde hesaplaş-
maya karşıyun" yanıtım verdi.
Demirel, eski Cumhurbaşka-
nı Kenan Evren'in bir gazetede
yayımlanan anıları ile ilgili ola-
rak sorulan bir soruya da şu ya-
nıtı verdi: "Sayın Evren'in dtırn-
mu zordur. 13 eyliil günii duran
kan, 11 eyliil günii niye akıyor-
du? tşte, kendi üstiine düşeni
yapmadığından, ama başbaka-
nın üstiine düşeni yapmaya
lcalktığından akıyordu. Kendisi
kan çanağının içinde oturuyor.
Bir cinayet işlendigi zaman ge-
nellikJe o dnayeti işieyeni ara-
yanlar cinayetin işlendigi yere
bakarlar. Çünkü kişiyi kan tu-
tar. Etrafına gelir dolaşır, ora-
da yakalarlar. Sayın Evren'i de
kan tutmuştur. Günah çıkan-
yor. Buna hatırat degil sirkat
derler. Anılar birtigi zaman ben
de cevap verecegim."
Demirel daha sonra DYP bü-
yük Kongresi İstanbul delegas-
yonu ile Sheraton Oteli'nde bir
yemek yedi. Yemekte, kongrenin
herkesin konuşmasına açık "hür
bir seçim meydanı olarak
goriiJmesini" istedi.
SHP Genel Başkanı İnönü, Doğu gezisinin
| | üçüncü gününde ara seçim isteklerini yineleyerek
' "Ara seçim yapılması anayasa emridir. Buna
Özal da Akbulut da karşı çıkamaz. Bunu
yapmazlarsa millet ayaklanır" dedi.
ALİ DOĞAN
MUŞ/AĞRI — SHP Genel
Başkanı Erdal İnönü, Cumhur-
başkanı Turgut Özal'ı "kendi
prestiji ve reklamı için savaş
isiemekle" suçlayarak "Bu, ona
en ağır cezayı getirir'dedi.
Türkiye ile tran'da farklı rejim-
ler olduğunu belirten İnönü,
"Türkiye'de Cumhurbaşkanı,
Başbakan gibi görüşme yapa-
maz. Turkiye'nin böyle macera-
lara akıtılacak kanj yok" diye
konuştu.
SHP lideri Doğu gezisinin
üçüncü gününde Varto'dan Ağ
merge kampına uğradı. Burada
Peşmerge temsilcilerinden kam-
pın sorunlan hakkında bilgi
alan inönü. daha sonra Muş ve
Güroymak'ta kısa birer konuş-
ma yaptı.
fnönu, buradan Tatvan'a ge-
çerek ihraçlar nedeniyle
n'ya geçerken Yenikent'teki Peş- SHP'den istifa eden Tatvan Be-
lediye Başkanı Meomet Özalp'ı
ziyaret etti. Özalp, istifalarla bir
sürecin başfadığını, bu sürecin
yaşanması gerektiğini belirterek
"Şimdilik yerel halka hizmet e-
diyoruz. Tavrımızı netleştirece-
ğiz" dedi. İnönü de "Ben de-
mokrasiye saygılıyım. Tavrınızı
nelleştirin. Sizleri partiye bekli-
yorum, böylece yalnızlıktan da
kurtulmuş olursunuz" diye ko-
nuştu.
Görüşme sırasında Hizan tl-
çe Başkam ve yönetim kurulu
üyeleriyle Tatvan DSP eski ilçe
başkammn SHP'ye döndükleri-
ni belirtmeleri üzerine inönü,
"Ben de bu mesajı duymak
istiyordum" dedi.
inönü, Ağn'ya geçerken uğ-
radığı Adilcevaz'da yaptığı ko-
nuşmada Özal ve Akbulut'u sert
bir dille eleştirdi. İnönü, basın-
da özal'ın Iran'a giderek bu ül-
kenin olası bir Amerikan müda-
halesi sırasında tarafsız kalma-
sını sağJayacağı biçiminde ha-
berler çıktığına değinerek şöyle
konuştu:
"Cumhurbaşkanı savaş olsun
mu istiyor? ABD'nin çıkan için
bizim evlatlanmız gidip kanla-
nnı akıtsınlar mı? Sayın Özal
anayasaya göre başbakan gibi
dışişleri bakanı gibi göriişme
yapmaya yetkili degildir. Sayın
Akbulut'u bu konudaki sorum-
luluğunu hatııiamaya cağınyo-
rum. Türkiye'nin böyle macera-
lara akıtılacak kanı. kaybedecek
zamanı yok. Sayın Özal kendi
prestiji, kendi çıkan için ülkeyi
savaşa sokamaz."
İnönü, Körfez krizi nedeniy-
le uğranan zararın Birleşmiş
kemesi'ndeki yeni atamalarla
Türkiye'ye aile yönetiminin ge-
tirildiğini belirten İnönü, ara se-
çime ilişkin isteklerini yineledi
ve başbakanın sözlerini yanıtla-
dı. ANAP'ın seçimden korktu-
ğunu belirten inönü, "Becerik-
siz iktidan değiştirmek için se-
çim istiyoruz. Milletvekili ara se-
çimlerinin yapılması anayasa
emridir. Bu emre Özal da Ak-
Milletler tarafindan karşılanma- bulut da karşı çıkamaz " dedi.
sının şart olduğunu, hükümetin Geceyi Doğubeyazıt'ta geçi-
süper güçlere yardım etmeyi bı- ren İnönü, bugün Isakpaşa Sa-
rakıp bu soruna çözüm buima- rayı'nı gezdikten sonra halka hi-
sı gerektiğini bildirdi. taben bir konuşma yapacak,
Kabinedeki ve Anayasa Mah- aynı gün Ankara'ya dönecek
DSP lideri, Özal'ı ^MESS Başkanı gibi' davranmakla suçladı, SHP'yi sert bir dille eleştirdi
Ecevit'in Zonguldak mitîngi keyfiZonguldak mitingine giderken, kendisini bekleyen çok
sayıda insan nedeniyle Düzce ve Alaplı'da konuşma
yapmak zorunda kalan DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit,
"SHP'nin fokur fokur kaynayan kazanına biz de girsek
eriyeceğiz. Razı mısınız?" diye sordu.
VEDAT YENERER
HAyRl ÜNLÜTÜRK
ZONGULDAK — DSI- Ge-
nel Başkanı Bülent Ecevit, par-
tisinin Zonguldak'ta yaptığı mi-
tinge kalabalık bir konvoyla gel-
di. Istanbul'dan gelen gazeteci-
leri ve partilileri beklerken olu-
şan kalabalık nedeniyle Düzce
1
de, daha sonra da yolu üzerin-
deki Alaph'da birer konuşma
yapan Ecevit, özal'ı ve ANAP'ı
eleştirdi. "Sosyal demokratlann
'HÜKÜMET İSTİFA' — DSP Genel Başkanı Ecevit, Zonguldak'ta raaden işçiierinin sorunlanna \ien
SHP'ye sert eleştiriler yö-
degindikçe yurttaşlar "Hükümet istifa" diye tempo tuttular. (Fotograf: AA) n e
ıt t
j Maden işçiierinin sorun-
ları ve Körfez krizi konulannda
geniş açıklamalar yaptı.
Büyük bir konvoyla Zongul-
dak'taki miting alanına giren
Ecevit'i burada kalabalık bir
yurttaş topluluğu karşıladı.
13.00'te başlayacağı duyurulma-
sına karşm, ancak 14.20'de baş-
layabilen mitingden önce Ecevit
genel merkezi Zonguldak'ta bu-
lunan Genel Maden tş Sendika-
sı'nı ziyaret etti. Ziyaret sırasın-
da Sendika Genel Başkanı Şem-
si Denizer, "Bizi böyle bir za-
manda yalnız bırakmadığuuz
için teşekkür ederiz. Kamu-
Sen'in son tekufleriyk' de müza-
kereye orursak olumlu sonuç aiı-
nacagını zannetmiyorum. Bu
mevcut iktidarla 1 milyon işçiyi
kapsayan toplusözleşmeyle eko-
nomik ve siyasai vaşama ışık tu-
tulacagına inanmıyorum" dedi.
Ziyaretten sonra konuşma vapa-
cağı Cumhuriyet Alanı'na bü-
yük sevgi gösterileriyle "Başba-
kan Ecevit" sloganlarıyla giren
DSP Genel Başkam, maden iş-
çiierinin sorunlanna değindikçe
yurttaşlar "Hükümet istifa" di-
ye tempo tuttular.
Ecevit dün Düzce, Alaplı ve
Zonguldak'taki açıkhava top-
lantılannda ANAP iktidarı ve
NOTLAR
Ecevit'ten bir başka 'birleşme ışığı'
CELAL BAŞLANGIÇ
ZONGULDAK — Evlerin damında mısır,
balkonlarmda kırmıa biber kurutuluyor. Orma-
nın içine tek tük dağılmış köy evleri. Karadeniz
1
in dağlarını örten ağaçlar, yeşilden turuncuya,
rengârenk yapraklarıyla bir "sonbahar
cümbüşü" yaşıyor. Denize doğru kıvrıla kıvnla
inen daracık asfalı yol, her seferinde kuçücük
bir koya ulaştırıyor insanı. Karadeniz durgun mu
durgun. Sonra dağa doğru bir tırmanma başlı-
yor yeniden. Bu mevsim "doganın bayramı" var
Karadeniz'de.
Zonguldak'a yaklaştıkça deniz, dalgalannı
usulca kömür karası İcıyıya bırak;yor. Gittikçe
mavi daha koyu bir siyahla kucaklaşıyor. Bu
Zonguldak'ın habercisi. Ecevit'in konvoyu da
Zonguldak'a yaklaştıkça büyüyor. Küçük yerle-
şim birimlerinde yolunu kesenler, bir başma
araçlanyla yol kıyısında bekleyip Ecevit'in pe-
şine düşenler, kocaman bir konvoy oluşturup gi-
riyorlar Zonguldak'a. Ecevit'in konuşacağı
Cumhuriyet Alanı da tıklım tıklım dolu.
Zonguldak'a gelirken de Ecevit yol boyunca
büyük bir ilgiyle karşılandı. Ecevit'in yolunu ke-
senler arasında Akcakoca'da SHP'li Belediye
Başkanı, Alaplı'da da DYP İlçe Başkanı vardı.
Ecevit yaptığı konuşmalarda, "daha yumuşak
bir yüz anlatımı" kullanmayı yeğledi. Zaman za-
man eleştirilerinin dozu artsa da daha önceki ko-
nuşmalarına oranla daha güler yüzlü bir Ecevit
vardı dün.
Alaplı'da konuşurken Akbulut'tan "Başbakan
mı boş bakan mı" diye söz etmesi dinleyenleri
hayli güldürdü. Türkiye'deki "aile yönetimi"ni
anîatırken Turgut ÖzaJ'ın kardeşleri Korkut ve
Yusuf Bozkurt'tan, eşi Semra'dan, oğlu Ahmet'
ten, yeğeni Hüsnü Doğan'dan söz eden Ecevit'e
bir yurttaş seslendi:
— Davulcu da var davulcu...
Ecevit de yanıtladı:
— O davulcu gitti. Başka davulcular var...
Zonguldak'taki büyük toplantıdan önce Düz-
ce ve Alaplı'da üstü yarım açılabilen bir mini-
büsten beline kadar çıkarak konuşan Ecevit'e
yurttaşlar soru da sordular:
— Bu Özal da şah gibi kaçacak mı?
— Inşallah kimse kaçmaya mecbur kalmaz,
ama bir an önce ANAP'tan ve özal'dan kurtul-
malı. SHP'den kurtulmadıkça ANAP'tan kur-
tulmak mümkün degil.
— Bu SHP'liler film çevirmekten başka ne ya-
pıyor?
— Eski genel sekreterlerfnin film çevirmeye
hevesiendiğıni sanıyorduk. Şimdi genel başkan-
lan da film çeviriyor.
Bir sorunun yanıtım vermeye hazırlanıyordu
Ecevit. Önce yüksek sesle sordu:
— Sosyal demokratlar nasıl iktidar olur?
— Minibüsün dibinden Ecevit'i dinleyen bir
yurttaş, yolu gösterdi:
— BirleşmeyJe...
Bu sözü duyan, aracın çevresindeki "DSP özel
koruma ekibi", "birleşme" diyen "sosyal
demokratı" hemen "derdest edip" götUrmeye
kalkınca Ecevit müdahale etti:
— Bırakın dursun. cevabını alacak...
"SODEP'le HP birleşti de ne oldu?" diye baş-
la>an yarutında Ecevit, başka bir "birleşme ışıgı"
yaktı! Bayrampaşa seçimleri gösterdi ki DSP ile
SHP'nin oylan yüzde elliyi aşıyor. İki parti "adil
bir seçim sistemi" ile Meclis'e girecek, işte o za-
man da sosyal demokratlar ve demokratik sol-
cular ülkeyi kimin yöneteceğine karar verecek-
ler...
Ecevit, dün Zonguldak'ta konuşacağı Cum-
huriyet Alanı'na "Geiyor, geliyor, Karaoglan ge-
liyor", "Zonguldak'ın gerçek milletvekili
geliyor" duyurularıyla girdi. Caddeler, ara yol-
lar insan doluydu. Sanki bütün kent yollara dö-
külmüştü. Miting alanında bekleşenle.- arasın-
da kadınların yoğunluğu dikkati çekecek ölçü-
deydi. Ecevit konuşacağı araca giderken büyük
bir izdiham yaşandı^ "Maden yarası" taşıyan in-
sanlar, Ecevit ocaklardaki sorunlardan, maden-
ciye verilen "utanç ve sefalet ücreti"nden söz et-
tikçe alanda "coşku patlaması" yaratıyordu. Za-
ten madenciler, Ecevit'e olan sevgilerim", aiana
astıklan kocaman bir pankartla göstermişlerdi:
"Biz senin adını yerin 400 metre altına yaz-
dık. Zonguldak maden işçileri..."
Madencilerin sorunlarının yanı sıra Ecevit
özal'a yüklendikçe de büyük ilgi gördü. Ancak
SHP'yi eleştirirken, kursünün çevresindeki DSP
kadroları dısında pek bir tepki alamadı.
Karadeniz "sonbahar cümbüşü"nü yaşıyordu.
Kasımın ilk günlerinde "doganın bayramı" vardı
buralarda. Alanları dolduranlar da "sosyal de-
mokratlann bayramı"nı görmek istiyorlardı.
Dünkü gezisinde Ecevit, bu "bayram"ın, ancak
bir genel seçim sonrasında, sosyal demokratla-
nn ve demokratik sokruların Meclis'te sandal-
yelerin yarısından fazlasını kazanmasıyla yaşa-
nabileceğinin altını ısrarla çizdi. "Siyasette ba>-
ram", Karadeniz'de dört mevsimde bir gelen son-
bahar gibi kolayca yaşanmıyordu elbet.
Cumhurbaşkanı Turgut özal'a
yönelik eleştirilerini şöyle diie
getirdi:
"Cumburiyet kuruMııktan 67
yıl sonra Türkiye çagdışı Körfez
ttlkelerine, Kuveyt'e, Bahreyn'e,
Katar'a, Suudi Arabistan'a ben-
zer durumlara getirüiyor. Ora-
larda da millet meclisi yoktur.
Devletin başındaki şeyhlerin,
emirlerin aileJerinin aile meclis-
leri vardır. Bütün karaıiar ora-
larda alınır. Anlaşüan Sayın
Özal da buna çok merakh."
SHP'ye eleştiri
Sosyal demokratlann ve de-
mokratik solculann birliğinin,
ancak SHP ve DSP ile ayn ka-
nallardan Meclis'e girerek mil-
letvekilliklerinin yüzde 50'sini
kazanmaları halinde sağlanabi-
leceği görüşünü savunan Ecevit,
SHP'ye "Bizim ynkamızı bırak-
sınlar. ANAP'ın yakasına yapı-
şıp adaletli bir secim sistemi
sağlasutlar" diye seslendi.
Ecevit kendisini dinleyenlere
ayrıca, "SHP'nin fokur fokur
kaynayan kazanına biz de girer-
sek eriyip gidecegiz. Buna razı
mısınız?" sorusunu yöneltti.
Maden işçilerine ödenen orta-
iama 500 bin lira ücretle ilgili
olarak görüş bildiren Ecevit,
özal için, "Zaman zaman
MESS Başkam gibi davranıyor"
diyerek "Bir ülke zengin de yok-
sul da olabilir. Fakat sosyal d«y-.
let olma iddiasmdaki bir ülke
herhalde milletvekili veya bele-
diye başkanı aylıkları söz konu-
su olduğunda çok zengin, işçi
ücreüeri söz konusu olduğunda
ise yoksul olamaz" diye konuş-
tu.
Hükümetin devamlı zarar bi-
lançosu gösterip işçiyi "Biz Av-
rupa ülkesi degiliz. Bu standart-
ta maaş ödeyemeyiz" diye ce-
vapladığını söyleyen Ecevit,
"Maliyeti düşüriip verimi arttır-
mak için gerekli yatırımı yap-
maktan yıllardır kaçımyorlar.
tsçiler haklannın yukandan ve-
rilmesini beklemiyor. Bunlar 10
sene önceydi. Artık haklannı
kendüeri auyorlar" dedi.
Merhum Tümgeneral Hayrullah ve Mukaddes Fişek'in oğulları, Prof. Dr. Kurthan ve
Neyran Fişek, Doç. Dr. Gürhan ve Oya Fişek'in babalan, Başak ve Doruk'un dedeleri,
Prof. Dr. Hicri ve Şadan Fişek'in ağabeyleri, Sinan ve Can'ın amcaiarı, Fişek, Alpay,
Timaç, Ertür, Akbulut ve Edgü ailelerinin yeri doldurulamayacak büyüğü, Perihan Fişek'in
sevgili eşi,
Prof. Dr. NUSRET FİŞEK'İ
kaybetmenin acısı içindeyiz.
AİLESİ
Cenaze 6 kasım 1990 Salı günii, öğle namazını müteakip, Maltepe Camii'nden kaldırıiacak
ve Cebeci Asri Mezarlığı'nda defnedilecektir.
AaKAYBIMIZ
Yaşamınm büyük kısmını hekimlik ve sağlık sorunlarını
çözmek için çaba harcayarak geçirmiş;
TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞÎ MERKEZ KONSEYİ ESKİ BAŞKANI,
TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ MERKEZ KONSEYÎ YÖNETİM KURULU
ÜYESÎ, HALK SAĞLIĞI ÖĞRETİM ÜYESİ, DEĞERLİ BİLİM ADAMI,
ÖRNEK İNSAN, HOCAMIZ;
Prof. Dr.
NUSRET H. FİŞEK
(1914-3.11.1990}
yakalandığı hastalıktan kurtulamayarak vefat etmiştir. Cenazesi 6.11.1990 Salı
günü Ankara'da yapılacak törenlerle kaldırılacaktır.
TÜM HEKİMLERE, SAĞLIK CAMİASINA ve AİLESÎNE BAŞSAĞLIĞI
DİLERİZ.
İSTANBUL TABİP ODASI YÖNETİM KURULU
DUYURU
Hekimlerin önderi, yüreği bir yaşam boyu sosyal
tıp diye çarpan değerli hocamız
Prof.Dr.
NUSRET
H. FİŞEK
3.11.1990 günü aramızdan aynlmıştır.
İnanç ve düşünceleri sonsuza dek yüreğimizde
yaşayacaktır. Halkımızm ve tüm sağlıkçıların
başı sağolsun.
TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
MERKEZ KONSEYİ
Not: Cenazesi 6.11.1990 günü yapılacak törenlerden sonra öğle
namazını takiben Maltepe Camii'nden kaldırılacaktır.