23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 HABERLER 4 KASIM 1990 SHP lideri İnönü, Muş ve Ağrı'nm ilçelerini gezdi, Peşmerge kampını ziyaret etti 'Özal çıkan için savaş istiyor' DYP Demirel: Hükümet buharlaştıİç Politika Servbi —DYP ı Genel Başkanı ' Süleyman De- mirel, Cum- o v hurbajkanı Turgut ÖzaJ'ın Körfez'le ilgili yaptıgı girişimleıde hukuken yetkisiz olduğunu belirterek "Anavasaya göre bu işleri hükii- mefin yapmas gerekir. araa hii- kumet buhartaşcoıştır. Hükiime- tin gölgesi bile kalmamış, o yiiz- den gölge arayışları başlamışbr" dedi. Said-i Nursi için mevlit jokutanların gözaltına aJınma- sıyla ilgili olarak da Demirel, "Türkiye-de 56 bin cami var. Bu- nun bioinde ber giin mevlil oku- nur. Mevlit okutanlann ustiıne mevtit okutttıklan için vanlıyor- sa. bu laisizme aylandır" şeklin- de konuştu. DYP'nin Osmanbey'de bir bi- nanın restore edilmesiyle hazır- lanan yeni il merkezinin açılışı- na katılan Süleyman Demirel, bir basın toplannsı düzenledi. Türk siyasetinin devlet tara- fından parçalandığını, ancak zorla hiçbir şeyin yaşanlmayaca- ğını vurgulayan Demirel, son 10 yıllık ekonomik göstergelerden örnekler verdi. Demirel, orta halli bir işçinin 500 bin lira üc- ret aidığını belirterek "Dünyanın hiçbir yerinde "açız' diyeni, 'sa- vaşa hayır' diyeni karakola götürmezler" dedi. Demirel, Cumhurbaşkanı özal'ın katddığı otoyol açılışına da değinerek "Bir bilgi vereyim; iki şerit gidiş iki şerit gelişli oto- ban olmaz, araştırın bunu" de- di. Son on yıl içinde Türkiye'yi yönetenlerin "beceriksizlikler şampiyonu" olduğunu belirten Demirel, daha sonra gazeteciJe- rin sorularıru yanıtladı. "De- mokrasiyi parçalayan devlet yö- oeticilerinden hesap sormadan, Batı anlamında demokrasi sag- lanabitir mi" sorusuna Demirel, "Siyasette hesaplaşma halkın önünde olur. Siyasi sebeplerle mahkeraeler önünde hesaplaş- maya karşıyun" yanıtım verdi. Demirel, eski Cumhurbaşka- nı Kenan Evren'in bir gazetede yayımlanan anıları ile ilgili ola- rak sorulan bir soruya da şu ya- nıtı verdi: "Sayın Evren'in dtırn- mu zordur. 13 eyliil günii duran kan, 11 eyliil günii niye akıyor- du? tşte, kendi üstiine düşeni yapmadığından, ama başbaka- nın üstiine düşeni yapmaya lcalktığından akıyordu. Kendisi kan çanağının içinde oturuyor. Bir cinayet işlendigi zaman ge- nellikJe o dnayeti işieyeni ara- yanlar cinayetin işlendigi yere bakarlar. Çünkü kişiyi kan tu- tar. Etrafına gelir dolaşır, ora- da yakalarlar. Sayın Evren'i de kan tutmuştur. Günah çıkan- yor. Buna hatırat degil sirkat derler. Anılar birtigi zaman ben de cevap verecegim." Demirel daha sonra DYP bü- yük Kongresi İstanbul delegas- yonu ile Sheraton Oteli'nde bir yemek yedi. Yemekte, kongrenin herkesin konuşmasına açık "hür bir seçim meydanı olarak goriiJmesini" istedi. SHP Genel Başkanı İnönü, Doğu gezisinin | | üçüncü gününde ara seçim isteklerini yineleyerek ' "Ara seçim yapılması anayasa emridir. Buna Özal da Akbulut da karşı çıkamaz. Bunu yapmazlarsa millet ayaklanır" dedi. ALİ DOĞAN MUŞ/AĞRI — SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, Cumhur- başkanı Turgut Özal'ı "kendi prestiji ve reklamı için savaş isiemekle" suçlayarak "Bu, ona en ağır cezayı getirir'dedi. Türkiye ile tran'da farklı rejim- ler olduğunu belirten İnönü, "Türkiye'de Cumhurbaşkanı, Başbakan gibi görüşme yapa- maz. Turkiye'nin böyle macera- lara akıtılacak kanj yok" diye konuştu. SHP lideri Doğu gezisinin üçüncü gününde Varto'dan Ağ merge kampına uğradı. Burada Peşmerge temsilcilerinden kam- pın sorunlan hakkında bilgi alan inönü. daha sonra Muş ve Güroymak'ta kısa birer konuş- ma yaptı. fnönu, buradan Tatvan'a ge- çerek ihraçlar nedeniyle n'ya geçerken Yenikent'teki Peş- SHP'den istifa eden Tatvan Be- lediye Başkanı Meomet Özalp'ı ziyaret etti. Özalp, istifalarla bir sürecin başfadığını, bu sürecin yaşanması gerektiğini belirterek "Şimdilik yerel halka hizmet e- diyoruz. Tavrımızı netleştirece- ğiz" dedi. İnönü de "Ben de- mokrasiye saygılıyım. Tavrınızı nelleştirin. Sizleri partiye bekli- yorum, böylece yalnızlıktan da kurtulmuş olursunuz" diye ko- nuştu. Görüşme sırasında Hizan tl- çe Başkam ve yönetim kurulu üyeleriyle Tatvan DSP eski ilçe başkammn SHP'ye döndükleri- ni belirtmeleri üzerine inönü, "Ben de bu mesajı duymak istiyordum" dedi. inönü, Ağn'ya geçerken uğ- radığı Adilcevaz'da yaptığı ko- nuşmada Özal ve Akbulut'u sert bir dille eleştirdi. İnönü, basın- da özal'ın Iran'a giderek bu ül- kenin olası bir Amerikan müda- halesi sırasında tarafsız kalma- sını sağJayacağı biçiminde ha- berler çıktığına değinerek şöyle konuştu: "Cumhurbaşkanı savaş olsun mu istiyor? ABD'nin çıkan için bizim evlatlanmız gidip kanla- nnı akıtsınlar mı? Sayın Özal anayasaya göre başbakan gibi dışişleri bakanı gibi göriişme yapmaya yetkili degildir. Sayın Akbulut'u bu konudaki sorum- luluğunu hatııiamaya cağınyo- rum. Türkiye'nin böyle macera- lara akıtılacak kanı. kaybedecek zamanı yok. Sayın Özal kendi prestiji, kendi çıkan için ülkeyi savaşa sokamaz." İnönü, Körfez krizi nedeniy- le uğranan zararın Birleşmiş kemesi'ndeki yeni atamalarla Türkiye'ye aile yönetiminin ge- tirildiğini belirten İnönü, ara se- çime ilişkin isteklerini yineledi ve başbakanın sözlerini yanıtla- dı. ANAP'ın seçimden korktu- ğunu belirten inönü, "Becerik- siz iktidan değiştirmek için se- çim istiyoruz. Milletvekili ara se- çimlerinin yapılması anayasa emridir. Bu emre Özal da Ak- Milletler tarafindan karşılanma- bulut da karşı çıkamaz " dedi. sının şart olduğunu, hükümetin Geceyi Doğubeyazıt'ta geçi- süper güçlere yardım etmeyi bı- ren İnönü, bugün Isakpaşa Sa- rakıp bu soruna çözüm buima- rayı'nı gezdikten sonra halka hi- sı gerektiğini bildirdi. taben bir konuşma yapacak, Kabinedeki ve Anayasa Mah- aynı gün Ankara'ya dönecek DSP lideri, Özal'ı ^MESS Başkanı gibi' davranmakla suçladı, SHP'yi sert bir dille eleştirdi Ecevit'in Zonguldak mitîngi keyfiZonguldak mitingine giderken, kendisini bekleyen çok sayıda insan nedeniyle Düzce ve Alaplı'da konuşma yapmak zorunda kalan DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, "SHP'nin fokur fokur kaynayan kazanına biz de girsek eriyeceğiz. Razı mısınız?" diye sordu. VEDAT YENERER HAyRl ÜNLÜTÜRK ZONGULDAK — DSI- Ge- nel Başkanı Bülent Ecevit, par- tisinin Zonguldak'ta yaptığı mi- tinge kalabalık bir konvoyla gel- di. Istanbul'dan gelen gazeteci- leri ve partilileri beklerken olu- şan kalabalık nedeniyle Düzce 1 de, daha sonra da yolu üzerin- deki Alaph'da birer konuşma yapan Ecevit, özal'ı ve ANAP'ı eleştirdi. "Sosyal demokratlann 'HÜKÜMET İSTİFA' — DSP Genel Başkanı Ecevit, Zonguldak'ta raaden işçiierinin sorunlanna \ien SHP'ye sert eleştiriler yö- degindikçe yurttaşlar "Hükümet istifa" diye tempo tuttular. (Fotograf: AA) n e ıt t j Maden işçiierinin sorun- ları ve Körfez krizi konulannda geniş açıklamalar yaptı. Büyük bir konvoyla Zongul- dak'taki miting alanına giren Ecevit'i burada kalabalık bir yurttaş topluluğu karşıladı. 13.00'te başlayacağı duyurulma- sına karşm, ancak 14.20'de baş- layabilen mitingden önce Ecevit genel merkezi Zonguldak'ta bu- lunan Genel Maden tş Sendika- sı'nı ziyaret etti. Ziyaret sırasın- da Sendika Genel Başkanı Şem- si Denizer, "Bizi böyle bir za- manda yalnız bırakmadığuuz için teşekkür ederiz. Kamu- Sen'in son tekufleriyk' de müza- kereye orursak olumlu sonuç aiı- nacagını zannetmiyorum. Bu mevcut iktidarla 1 milyon işçiyi kapsayan toplusözleşmeyle eko- nomik ve siyasai vaşama ışık tu- tulacagına inanmıyorum" dedi. Ziyaretten sonra konuşma vapa- cağı Cumhuriyet Alanı'na bü- yük sevgi gösterileriyle "Başba- kan Ecevit" sloganlarıyla giren DSP Genel Başkam, maden iş- çiierinin sorunlanna değindikçe yurttaşlar "Hükümet istifa" di- ye tempo tuttular. Ecevit dün Düzce, Alaplı ve Zonguldak'taki açıkhava top- lantılannda ANAP iktidarı ve NOTLAR Ecevit'ten bir başka 'birleşme ışığı' CELAL BAŞLANGIÇ ZONGULDAK — Evlerin damında mısır, balkonlarmda kırmıa biber kurutuluyor. Orma- nın içine tek tük dağılmış köy evleri. Karadeniz 1 in dağlarını örten ağaçlar, yeşilden turuncuya, rengârenk yapraklarıyla bir "sonbahar cümbüşü" yaşıyor. Denize doğru kıvrıla kıvnla inen daracık asfalı yol, her seferinde kuçücük bir koya ulaştırıyor insanı. Karadeniz durgun mu durgun. Sonra dağa doğru bir tırmanma başlı- yor yeniden. Bu mevsim "doganın bayramı" var Karadeniz'de. Zonguldak'a yaklaştıkça deniz, dalgalannı usulca kömür karası İcıyıya bırak;yor. Gittikçe mavi daha koyu bir siyahla kucaklaşıyor. Bu Zonguldak'ın habercisi. Ecevit'in konvoyu da Zonguldak'a yaklaştıkça büyüyor. Küçük yerle- şim birimlerinde yolunu kesenler, bir başma araçlanyla yol kıyısında bekleyip Ecevit'in pe- şine düşenler, kocaman bir konvoy oluşturup gi- riyorlar Zonguldak'a. Ecevit'in konuşacağı Cumhuriyet Alanı da tıklım tıklım dolu. Zonguldak'a gelirken de Ecevit yol boyunca büyük bir ilgiyle karşılandı. Ecevit'in yolunu ke- senler arasında Akcakoca'da SHP'li Belediye Başkanı, Alaplı'da da DYP İlçe Başkanı vardı. Ecevit yaptığı konuşmalarda, "daha yumuşak bir yüz anlatımı" kullanmayı yeğledi. Zaman za- man eleştirilerinin dozu artsa da daha önceki ko- nuşmalarına oranla daha güler yüzlü bir Ecevit vardı dün. Alaplı'da konuşurken Akbulut'tan "Başbakan mı boş bakan mı" diye söz etmesi dinleyenleri hayli güldürdü. Türkiye'deki "aile yönetimi"ni anîatırken Turgut ÖzaJ'ın kardeşleri Korkut ve Yusuf Bozkurt'tan, eşi Semra'dan, oğlu Ahmet' ten, yeğeni Hüsnü Doğan'dan söz eden Ecevit'e bir yurttaş seslendi: — Davulcu da var davulcu... Ecevit de yanıtladı: — O davulcu gitti. Başka davulcular var... Zonguldak'taki büyük toplantıdan önce Düz- ce ve Alaplı'da üstü yarım açılabilen bir mini- büsten beline kadar çıkarak konuşan Ecevit'e yurttaşlar soru da sordular: — Bu Özal da şah gibi kaçacak mı? — Inşallah kimse kaçmaya mecbur kalmaz, ama bir an önce ANAP'tan ve özal'dan kurtul- malı. SHP'den kurtulmadıkça ANAP'tan kur- tulmak mümkün degil. — Bu SHP'liler film çevirmekten başka ne ya- pıyor? — Eski genel sekreterlerfnin film çevirmeye hevesiendiğıni sanıyorduk. Şimdi genel başkan- lan da film çeviriyor. Bir sorunun yanıtım vermeye hazırlanıyordu Ecevit. Önce yüksek sesle sordu: — Sosyal demokratlar nasıl iktidar olur? — Minibüsün dibinden Ecevit'i dinleyen bir yurttaş, yolu gösterdi: — BirleşmeyJe... Bu sözü duyan, aracın çevresindeki "DSP özel koruma ekibi", "birleşme" diyen "sosyal demokratı" hemen "derdest edip" götUrmeye kalkınca Ecevit müdahale etti: — Bırakın dursun. cevabını alacak... "SODEP'le HP birleşti de ne oldu?" diye baş- la>an yarutında Ecevit, başka bir "birleşme ışıgı" yaktı! Bayrampaşa seçimleri gösterdi ki DSP ile SHP'nin oylan yüzde elliyi aşıyor. İki parti "adil bir seçim sistemi" ile Meclis'e girecek, işte o za- man da sosyal demokratlar ve demokratik sol- cular ülkeyi kimin yöneteceğine karar verecek- ler... Ecevit, dün Zonguldak'ta konuşacağı Cum- huriyet Alanı'na "Geiyor, geliyor, Karaoglan ge- liyor", "Zonguldak'ın gerçek milletvekili geliyor" duyurularıyla girdi. Caddeler, ara yol- lar insan doluydu. Sanki bütün kent yollara dö- külmüştü. Miting alanında bekleşenle.- arasın- da kadınların yoğunluğu dikkati çekecek ölçü- deydi. Ecevit konuşacağı araca giderken büyük bir izdiham yaşandı^ "Maden yarası" taşıyan in- sanlar, Ecevit ocaklardaki sorunlardan, maden- ciye verilen "utanç ve sefalet ücreti"nden söz et- tikçe alanda "coşku patlaması" yaratıyordu. Za- ten madenciler, Ecevit'e olan sevgilerim", aiana astıklan kocaman bir pankartla göstermişlerdi: "Biz senin adını yerin 400 metre altına yaz- dık. Zonguldak maden işçileri..." Madencilerin sorunlarının yanı sıra Ecevit özal'a yüklendikçe de büyük ilgi gördü. Ancak SHP'yi eleştirirken, kursünün çevresindeki DSP kadroları dısında pek bir tepki alamadı. Karadeniz "sonbahar cümbüşü"nü yaşıyordu. Kasımın ilk günlerinde "doganın bayramı" vardı buralarda. Alanları dolduranlar da "sosyal de- mokratlann bayramı"nı görmek istiyorlardı. Dünkü gezisinde Ecevit, bu "bayram"ın, ancak bir genel seçim sonrasında, sosyal demokratla- nn ve demokratik sokruların Meclis'te sandal- yelerin yarısından fazlasını kazanmasıyla yaşa- nabileceğinin altını ısrarla çizdi. "Siyasette ba>- ram", Karadeniz'de dört mevsimde bir gelen son- bahar gibi kolayca yaşanmıyordu elbet. Cumhurbaşkanı Turgut özal'a yönelik eleştirilerini şöyle diie getirdi: "Cumburiyet kuruMııktan 67 yıl sonra Türkiye çagdışı Körfez ttlkelerine, Kuveyt'e, Bahreyn'e, Katar'a, Suudi Arabistan'a ben- zer durumlara getirüiyor. Ora- larda da millet meclisi yoktur. Devletin başındaki şeyhlerin, emirlerin aileJerinin aile meclis- leri vardır. Bütün karaıiar ora- larda alınır. Anlaşüan Sayın Özal da buna çok merakh." SHP'ye eleştiri Sosyal demokratlann ve de- mokratik solculann birliğinin, ancak SHP ve DSP ile ayn ka- nallardan Meclis'e girerek mil- letvekilliklerinin yüzde 50'sini kazanmaları halinde sağlanabi- leceği görüşünü savunan Ecevit, SHP'ye "Bizim ynkamızı bırak- sınlar. ANAP'ın yakasına yapı- şıp adaletli bir secim sistemi sağlasutlar" diye seslendi. Ecevit kendisini dinleyenlere ayrıca, "SHP'nin fokur fokur kaynayan kazanına biz de girer- sek eriyip gidecegiz. Buna razı mısınız?" sorusunu yöneltti. Maden işçilerine ödenen orta- iama 500 bin lira ücretle ilgili olarak görüş bildiren Ecevit, özal için, "Zaman zaman MESS Başkam gibi davranıyor" diyerek "Bir ülke zengin de yok- sul da olabilir. Fakat sosyal d«y-. let olma iddiasmdaki bir ülke herhalde milletvekili veya bele- diye başkanı aylıkları söz konu- su olduğunda çok zengin, işçi ücreüeri söz konusu olduğunda ise yoksul olamaz" diye konuş- tu. Hükümetin devamlı zarar bi- lançosu gösterip işçiyi "Biz Av- rupa ülkesi degiliz. Bu standart- ta maaş ödeyemeyiz" diye ce- vapladığını söyleyen Ecevit, "Maliyeti düşüriip verimi arttır- mak için gerekli yatırımı yap- maktan yıllardır kaçımyorlar. tsçiler haklannın yukandan ve- rilmesini beklemiyor. Bunlar 10 sene önceydi. Artık haklannı kendüeri auyorlar" dedi. Merhum Tümgeneral Hayrullah ve Mukaddes Fişek'in oğulları, Prof. Dr. Kurthan ve Neyran Fişek, Doç. Dr. Gürhan ve Oya Fişek'in babalan, Başak ve Doruk'un dedeleri, Prof. Dr. Hicri ve Şadan Fişek'in ağabeyleri, Sinan ve Can'ın amcaiarı, Fişek, Alpay, Timaç, Ertür, Akbulut ve Edgü ailelerinin yeri doldurulamayacak büyüğü, Perihan Fişek'in sevgili eşi, Prof. Dr. NUSRET FİŞEK'İ kaybetmenin acısı içindeyiz. AİLESİ Cenaze 6 kasım 1990 Salı günii, öğle namazını müteakip, Maltepe Camii'nden kaldırıiacak ve Cebeci Asri Mezarlığı'nda defnedilecektir. AaKAYBIMIZ Yaşamınm büyük kısmını hekimlik ve sağlık sorunlarını çözmek için çaba harcayarak geçirmiş; TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞÎ MERKEZ KONSEYİ ESKİ BAŞKANI, TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ MERKEZ KONSEYÎ YÖNETİM KURULU ÜYESÎ, HALK SAĞLIĞI ÖĞRETİM ÜYESİ, DEĞERLİ BİLİM ADAMI, ÖRNEK İNSAN, HOCAMIZ; Prof. Dr. NUSRET H. FİŞEK (1914-3.11.1990} yakalandığı hastalıktan kurtulamayarak vefat etmiştir. Cenazesi 6.11.1990 Salı günü Ankara'da yapılacak törenlerle kaldırılacaktır. TÜM HEKİMLERE, SAĞLIK CAMİASINA ve AİLESÎNE BAŞSAĞLIĞI DİLERİZ. İSTANBUL TABİP ODASI YÖNETİM KURULU DUYURU Hekimlerin önderi, yüreği bir yaşam boyu sosyal tıp diye çarpan değerli hocamız Prof.Dr. NUSRET H. FİŞEK 3.11.1990 günü aramızdan aynlmıştır. İnanç ve düşünceleri sonsuza dek yüreğimizde yaşayacaktır. Halkımızm ve tüm sağlıkçıların başı sağolsun. TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ MERKEZ KONSEYİ Not: Cenazesi 6.11.1990 günü yapılacak törenlerden sonra öğle namazını takiben Maltepe Camii'nden kaldırılacaktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle