03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27KASIM 1990 CUMHURÎYET/7 E INSANLAR F Ü S U N Ö Z B İ L G E N G Ö R Û Ş Kadın ve erkek Erkek kendine güvenmeli, kendini kral gibi görmeli. Her an baktmlı olmalı. Kadın ise güçlü olmalı ve kendine ait gizli bir bahçesi olmalı. Aksi takdirde stygı göremez. Kinı Basinger 'CASA OUYI'NI ANLATAN BİR KİTAP Nakliye uçağı ihalesinin öyküsü 16 Şubat 1990 günü öğle sa- atlerinde Çankaya'da gezinen ekip otosu merkezden talimat alıyor: "34 Bursa 5492 mavi plakalı bir Mercedes HUton Oteö önttnde. 350 SEL marka Mereedes kaytilarda görünmü- yor, gerekeni ympuı." Ekip otosu Mercedcs'i Hil- ton Oteli'nin özel garajına çe- kilirken yakalıyor, ancak polis- lerin otele girmesi yasak oldu- ğu için ve arabanın sahibi de dışarı gelmediği ve kim oldu- ğu otel yönetimince bildirilme- diği için sahibine ulaşamıyor- lar. Sonra oto karakola çekiliyor ve içindeki evraka bakılıyor. Arabanın bir Iranh adına ka- yıtlı olduğu ve kullanma hak- kınm hukuken geçersiz bir no- ter vekaleti ile Sinan Hazun Gürsoy'a bırakıldığmı görü- yorlar. Kimdir bu Sinan Ha- nm Gürsoy? CASA uçaklannın Türkiye temsildsi. Trilyonluk ihaleyi alan bir NimU.Iİ ! CASA OLAYI Bir Alternaîıf SKanda! Önerss finnanın temsildsi kaçak Mer- eedes kullanıyor. Olabilir belki, ama olay bu- rada bıtmiyor. "CASA olayı" nı anlatan kitabın yazan ga- zeteci Nerih Tavlaş bundan sonra yaşananlan şöyle özetli- yor: "Kurtuluş F.kipler Amirliği ve Küçükesat Karakolu Uk de- fa bo denii yogun bir şekilde Tttrkiye Cumhuriyeti'nin ba- kanlan, milletvekilleri, emek- li askerieri, üst diizey emniyet, MİT ve DG.M yetkililerinin il- gisine mazhar oluyordn... Tdefondaki bir devtet baka- nı, karşısındaki yetkiliye ne yapbklannın farkında olup oi- madıkJannı somyordu. Yanlış yere park eden her aracın ka- rakola çekilemeyecegiıü kayde- den bakan, konnşmasuu 'Da- ha fazla uzatmadan derhal aracı sahibine teslim edin' di- yerek bitiriyordu. Bunn, dlkenin güvenügİD- den sorumlu bir bakanlığın başında yer almış bir ANAP •niUetvekilinin telefonu izledi. Kibar ve ürkütücü konuşuyor- du: 'Sonradan pişman olabile- ceğiniz herhangi bir işlem ya- pacağınızı hiç sanmıyorum, sizler akılh insanlarsınız..! SHP'li bir milletvekili de muhalefeti temsilen Mercedes'i kurtanna kervanına kabimış, 'Aracın sahibi çok degerli bir arkadaşundır, ben kefilim' di- yordu. UMRANIYE S.O.S. VERIYOR Çöplük ve insanlar ÜMRANtYE'nin Kâzım Karabekir Mahallesi'nin He- kimbaşı mevkiinde tstanbuFun en bü- yük çöplüklerin- den biri yer ahyor. Bu çöplük Kadı- köy, Ümraniye, Üs- kudar ve Beykoz il- çelerinin çöplerini banndırıyor. 100 bine yakın insanın etrafına yerleştiği çöplük; mikrop, zehir ve koku saçıyor. Ayn- ca çöplüğün zehir- lerinin dip sular yolu ile Elmalı bendine kanştığı da öne sürülüyor. Umraniye Bele- diye Başkanı Şina- si Öktem, çöplü- ğün buradan kaldı- nlması için bir sa- vaşım başlatmış. Kartal'ın da benzer sonınu bulunuyor. öktem ve Kartal Belediye Başkanı Mehmet Ali Biik- lii, Pendik açıkla- rında yeni bir çöp yeri bulmuşlar ve kendi ilçelerindeki bu çöplüklerden kurtulmaya çahşı- yorlar. Bu arada dünya- daki çevre kuruluş- larınır, dikkatini çekmek üzere de acil yârdım iste- minde bulunan broşüTİer bastınl- mış, çeşitli kuru- luşlara postalı- yorlar. KEMAL ANADOL'UN TV'DEN İSTEĞİ: Semra Özal haberlerini yayımlayın İZMİR bağımsız MiUetveki- li Kemal Anadol, geçen hafta Meclis Genel Kurulu'nda yap- tığı gündem dışı konuşmada, TKTnin hesaplarının ibra edil- memesi konusuna değindi ve bazı örnekler verdi. TRT'nin bazı kişilere imtiyaz tanıdığını ifade eden Anadol, şöyle de- vam etti: "Anayasa madde 10, 'Hiçbir kişiye, aileye, zümreye ve> r a sı- nıfa imtiyaz tanınamaz' diyor. TRT aslında bu maddeyi ihlal etti; nasıl ihlal etti, somut bir örnek vereyün: Türkiye'de yüz- lerce vakıf olduğu bir gerçek. Bu vakıflardan birisi de Türk Kadınını Güçlendirme Vakfı ve onun başındakj şahsiyet de Semra Özal. Şimdi, televizyo- na çıkıyor ve 'Türk Kadınını Güvendirme Vakfı, Türk Ka- dınını Güçlendirme Vakfı..! anlatıyor. Her akşam seyreder hale geldik. Basında eleştiriler başladı ve Semra Özal'ın bir demeci çıktı, 'Fazla ekştiri gel- di, söyledim, beni yayımla- masınlar' diye ve yayın kesil- di, azaldı. Azalması fecaat as- lında, yayımlanması değil. Şimdi yayımlanırken bize di- yorlardı ki 'Efendim haber de- ğeri var'. Sanki hiçbir vakıf yokmuş gibi, sadece Türk Ka- dınını Güçlendirme Vakfı var- mış gibi onun çalışmalarının haber değeri var, başka vakıf- lann yoktu; ama Semra Özal emir verince, 'Yayımlamayın, istemiyorum' diye, yayın azal- dı. TRT'nin haberlerine yer ve- rip vermemesi o haberde yer alan kişilerin iradesine bağlı bir şey değildir. Gerçekten Semra Özal'ın istemi üzerine Türk Kadınını Güçlendirme Vakfı haberlerinin azalması TRT'nin tarafsız olmadığını, gayrı resmi kişilerden emir al- dığını somut olarak kanıtlayan en iyi örnektir, bundan iyi ör- nek olmaz arkadaşlar. Varsa haber değeri yayımlamaya de- vam etsin." DYP GENÇLEŞTI Ml? Yugoslav "Doğru Yol "cular ADANA'nın 5 Ocak Anıtı önünde beyaz elbiseleriyle yüzlerce genç göze çarpıyor. 12 kişilik bir grubun elindeki "Dofru Yol" yazıh flama kalabalığın ilgisini çekiyor. Yöresel giysili gruplar sırasıyla oyunlannı sergilerken "Doğru-Yol" flamalı gruptan ha- reket yok. Doğru Yol Partisi'nin büyük kongrede gençleşeceği yolunda çıkan haberleri okuyanlann kafasında "Bu iş bitmiş. Kongrede DYP gençleşmiş" düşüncesi belirirken beyaz giysili kız- lar birden piste fırladılar ve ulusal halk o>Tanlarını oynamaya baş- ladılar. "Doğru Yol" flamalı grup ne DYP'yi ne de Demirel'i tanıyordu. Grup, Uluslararası 1. Karacaoğlan Kültür ve Sanat Haftası'na davet edilen Yugoslavya ekibi, "Ekığru Yol" da Yu- goslav kızlannın halen öğrenim gördükleri halk oyunları oku- lunun ismiydi. (Fotoğraf: Yusuf Toprak) Bo telefonu bir emniyet üst diizey yetkilianin telefonu iz- ledi. Sonra iki emekli asker de çorbaya katkıda bulunmaya çabşlı. Kurtnluş Ekipler Amiıiiği'- ne İstanbul'dan gelen bilgj gö- revlileri bir anda şoka ugraö- yordu: 'Söz konusu araç kaçak de- ğilmiş..: Deneyimli yetkili hemen sordu: 'Aracın dosya numara- sını alabilir miyim?' Yanıt oldukça ilginçti: 'Dosyası yerinde bulunamadı, galiba borcu filan varrruş, o yüzden kaldırmışlar. Büyütü- lecek bir mevzu değil anlayacağımz' dedi." CASA olayı, 1982 yılında başlayıp uzun aşamalardan geçtikten sonra bu yıhn basın- da (İS ocak) sonuçlanan nak- liye uçağı ihalesini nasıl lspan- yolların kazandığını ve bu işin içine hangi üst seviyede isim- lerin bulaştığının öyküsü. 52 adet uçak için açılan ihale yıl- başında sonuçlandığı halde he- nüz ortada ne Türkiye'ye gel- miş bir uçak var ve ne de bu uçaklar henuz irnal edilmiş. lhalenin sonucu açıklanmış, sözleşmesi de 10 aydır her ne- dense imzalanamıyor. Totaliter rejimlerde şaibeli olaylar ancak kulaktan kula- ğa duyulur, kimse açıktan bir şey söyleyemez. Yan demokratık rejimlerde bazı cesur kişiler çıkar, olayı açıklar, yazar-çizer üzerine gi- der. Kamuoyu olayı öğrenir, ama bir şey yapamaz. Gerçek demokratik rejimler- de ise sistem kendi kendini te- mizlemeyi bilir. Herhangi bir kuşku ortaya atıldığı zaman ülkenin araştırma ve soruştur- ma görevlileri harekete geç- mekten ve gereğinde devlet başkanını bile sorguya çek- mekten 0^ixon'ın veya Rea- gan'ın başına geldiğı gibi) hiç çekinmez. Onun için o rejim- ler nefes almaya devam eder, totaliter veya yan demokratik rejimler ise çürür, yozlaşır... OZDALGA'NIN SUÇU Demecin cezası ihraç DSP'nin eski Genel Başka- nı Haluk özdalga, partiden ih- raç edildi. Özdalga bir süre ön- ce gazetemizde çıkan bir de- meci nedeniyle DSP'den ihraç edilmiş. Şöyle diyor: "Böylece konuştuğu için, düşüncelerini açık açık dile ge- tirdiği için, demokrasi istediği için partiden uzaklaştınlan, kaydı yok edilen, ihraç edilen binlerce partiliye yeni bir ör- nek daha ilave edilmiş olmak- tadır. DSP'nin şimdi geldiği nok- ta, bir başka bakundan da dik- kat çekicidir. Çeşitli tarihlerde genel başkan, genel sekreter, genel başkan yardımcısı, parti sözcüsü gibi üst düzey görev- leri yüklenmiş kişilerden tek bir tanesi dahi bugün partide değildir. Bugüne kadar parti- de en üst düzeyde görev yap- mış bu kişilerin istisnasız ta- mamı, partiden ayrılmak du- rumunda kalmış, fıilen parti- den uzaklaştınlmış veya ihraç edilmiştir. Genel Başkanlık yapmış Sa- yın Necdet Karababa, flilen partiden uzaklaştınlmıştır. Ka- rababa'nın partiden kaydının silindiği söylenmektedir. DSP'de bugüne kadar genel sekreterlik yapmış iki kişi var- dır: Necat Hamzaoglu ve Nu- ri Korkmaz. DSP'nin bu iki genel sekreteri de partide kal- mamış, aynlmıştır. Partinin iki Genel Başkan Yardımcısı Murtaza Çelikel ve Haluk Özdalga'dan biri fiilen partiden uzaklaştınlmış, diğeri ihraç edimiştir. Kamuoyunda DSP'nin ilk öncüleri olarak bilinen Halil Ttaaç ve Sedat Akman da şim- di DSP hareketinin dışmda kalmışlardır. Daha sonra parti kuruluş çalışmalannın uzun süre resmi sözcülüğünü yürüten tsmail Hakkı Aydınoglu ve Cahit Ül- kii de bir gün aniden koybo- luvermişlerdir. Partinin resmi kuruluşunu tarnamlayan Kuruluş Hazırlık- lan Bürosu yöneticileri Musta- fa tmirzalıoğlu. Bedri Demir, Celal Kürkoğlu ve Avni Başdo- gan da zamanla, teker teker tasfıye olmuştur. Bu listeyi daha çok uzatmak mümkündür. Ancak DSP'de genel başkanlık yapmış olan- lar dahil insanlar sürekli ola- rak tasfıye edilirken hiç değiş- meyen iki istisna vardır: Sayın Bülent Ecevit ve eşi Sayın Rah- şan Ecevit!' HAYVANLAR tSMAİL GÜLGEÇ PİKNİK PİYALE MADH4 fOMOEM OİHA ÇOtC. SEVIVOC? HIZU GAZETECİ ISECDET §£\ ARTıK "KİM UAKUfDl, KİMİM TOULİLLEÇİ PANA O06- Y&NA KOYUP. Ş f KOHUPA ZOMİUiKl Ş i oe, ono&i BÖYLE YoK Sİ6/' • Bu OYü'VA £tfJ -- SOSYAÜST 'lCBALLEg CIİL,AMA , TEPBOBM IHMEÇİÜK V« de ZAMAfJ PEK5AMB£ZÜ6İ TAZME T/ UıÇ T C \ÇİH KfeNPİNl FEOÛ İSTEYE/MEZS/H 40TflûûŞ İfJSfiHlAKA ÖL Oe, TöRUMAgiN isi 30? Oe(?seJ ÇİZGİLİK KÂMİL MASAK4CI AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAM GÜRSES GARFIELD JIM DAVIS iyi BİR İTABV l'Sl'M ÖL££. BULMAKTIR. B O ^ M 1 ^DİÖ^ATSJ'ZLIK* A*- • S L _ İ mrır . /OK (KİTABM -S iRşeyLER ) OLMALI. Ü'TABIMJM -ZIA/SIZ GECH.E&" TARİHTE BUGUN MLMTAZ ARIKAN 27 Kasım "KÜLTÜR SARAYI" YANDIL 197O'T£ SuSUM, ISTAMBUL TAKSİM ''*, AKŞAM SAATLEG.IN&E ELEKTKİK Ç/KTfĞl SANIlAU Btft YAUGtMtA Yl- oÖMÜşMüçrü. iNÇAArı 23 y/c sûeen ve 1963 'M AÇ/L4H MPt İÇİM Z4MAAJIH PAGASIYLA /CU. MİLYON UGA H4/PCAA/MfÇ77. TİYAreo, MÜZIIC, OP£&4 I/E SBGSİ İÇ'M Ö2SL. OLAGAK rAPtL4M 8>MAPA, O G£C£ A/ervüe MfCLee '/A/ "CAPI tc42*w" ora*/u SAHNEL£NM£lcreYlX- OYUN SIRAStNDA 6ÖZÜ- K£N AL£lSL£fc, SÖNOÜ&ME ÇrSTBMİUİM İŞLEME- MEST NE£>EUIYC£ Ç48UCAK YAY(LMTŞ, TÜM S OIMAD(Ğ/ , PEıV 6Eri&iLEN PADİÇAH fy. MUÜAT'A Afr EffA /CÜCOLMUfruf. ÇORUM 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 1990/113 Hüseyin Tataroğlu Mehmet Eskicioğlu Davaci Erdal Atlamaz Vekili Av. Naci Bilen tarafından davalıtar Hüseyin Tataroğlu ve Mehmet Eskicioğlu akyhine açılan davada Ço- rum Kuduzhan mahallesi İskilip sokak 8 sağında pafta: 17, ada: 385, parsel: 16, sahife: 549'da kayıtlı bulunan gayri menkulün satılarak onaklığın giderilmesine dair 10.7.1990 tarihinde karar verilmiştir. llanın yaymlamdığı tarihten itibaren 8 gün içerisinde itiraz etme- digıniz takdirde karann kesinleşeceği hususu karar lebliğ yerine ka- im olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basm: 48745 MENGEN KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 1982/63 Es. 1988/213 Kar. Davacı Or. idaresinin, davalılar Şükrü Değirmenci ve müşterekleri aleyhine mahkememize açuğı tescil davasının açık yargdaması sonunda davacı orman idaresinin davasının kısmen kabulüne, niza konusu edi- len Küçükkuz köyü 372 parsel sayılı taşınmazın 6416 m 2 'lik bölümü- nün tapulama tespitinin iptaline ilişkin olarak verilen karar ölü da- valı Mustafa Değirmenci mirascılan Bekir kızı, 1927 D.lu Mediha De- ğirmenci, Mustafa oğlu 1958 D.lu Mesut Değirmenci'ye tebliğ edile- memiş olduğundan \% bu karann ilan tarihinden itibaren 15 gün için- dc A-üiyiz edümediği takdirde kesinleşeceği hususu ilanen tebliğ olunur. Basın: 48690
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle