Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27_ KASIM 1990
DÛNYA SATRANÇ ŞAMPİYONASI
Soluk kesen mücadele
KÜLTÜR-SANAT CUMHURtYET/5
Kiıltiir Servisi —
Fransa'run Lyon kentin-
de devam4eden Dunya
Satranç Şampiyonası'n-
da 14. oyun soluk kesi-
ci bir mücadeleden son-
ra bugune ertelendi.
Beyazlarla oynayan
Kasparov 3. hamlede Is-
koç Açılışı olarak bili-
nen devam yoluna gire-
rek (unvan karşılaşma-
larında ilk defa deneni-
yor) Karpov'u şaşırttı.
14. hamleye gelindiğın-
de Kasparov sadece 10,
Karpov ise 67 dakika
duşunmuştü. Kasparo\
12. hamlede bir piyon
feda ederek şah kana-
dında bir saldırı başlattı.
Siyah (KARPOV)
a b c d e f g h
Beyaz (KASPAROV)
ERTELENME POZISYONU
(40... Kd8)
Karpov da buna karşılık beyazla-
nn şah kanadında bir saldırı başlattı. Ikı tarafın da ters ta-
raflara rok yapmış olması, oyunu kıran kırana bir mucade-
leye dönuşturdu. 23. hamlede ata karşı kale feda eden Kas-
parov şah kanadındaki saldırısını devam ettirmeye çalıştıy-
sa da, şahının elverişsiz konumu yuzunden oyun dengelen-
di. Dün gece T.S. ile 23.05'te ertelenen maç sırasında ko-
nuştuğumuz mıllı oyuncularımızdan uluslararası usta Suat
Atalık, Kasparov'un 23. hamlesi için şu alternatifi sundu:
(23.Kfel Ae2 24.Kxe2 Vxe2 25.a5 Vxc2 26.a6 Vxb3 27.axb7
Vxb7 28.Va2 Şd8 29.Kbl Vc8 3O.Va3! ve beyazlar alet ek-
sikliğine rağmen daha iyi durumda - Fxc6 tehdidiyle.)
Diyagramda gorulen ertelenme pozisyonuyla ilgili görü-
şunu aldığımız Suat Atalık, durumun %90 berabere gözük-
tüğünu belirterek, Kasparov'un zarfa koyduğu 41. hamle-
nin Vc2 olması halinde beraberliğin iyice kesinleşebileceği-
ni soyledi. Taraflar bugun oyuna başlamadan telefonla be-
raberlıkte anlaşabilirler. Diğer turlu bugun T.S. ile 16.00'da
oyuna kahndığı yerden devam edilecek. Ertelenen 14. oyun
sonrasında durum hâlâ 6.5-6.5 berabere.
14. OYUN: Beyaz: KASPAROV. Siyah: KARPOV (ls-
koç Açıhşı) 1 .e4 e5 2.Af3 Ac6 3.d4 exd4 4.Axd4 Af6 5.Axc6
bxc6 6.e5 Ve7 7.Ve2 Ad5 8.c4 Fa6 9.b3 0-0-0 10.g3 Ke8
ll.Fb2 f6 12.Fg2 fxe5 13.0-0 h5 14.Vd2 Af6 15.Va5 Fb7
16.Fa3 Ve6 17.Fxf8 Khxf8 18.Vxa7 Vg4 19.Aa3 h4 2O.Ac2
h3 21.Fhl Ae4 22.a4 Ac3 23.Kaei Ae2 24.Kxe2 Vxe2 25.AM
d5 26.cxd5 cxd5 27.Fxd5 Fxd5 28.Axd5 Vc2 29.Va6 Şd7
3O.Ae3 Ve4 31-Kcl Kb8 32.Vfl Kxb3 33.Vxh3 Şd8 34.Vh5
Şc8 35.Vdl Kxe3 36.fxe3 Vxe3 37.Şhl Ve4 38.Şgl Ve3 39.Şhl
Ve4 4O.Şgl Kd8 Kasparov 41. hamlesini zarfa koydu, oyun
ertelendi.
29. SATRANÇ OLIMPIYATI
Faroe Adaları'nı 3.5-0.5,
Bangladeş'i 3-1 yendik
KAHRAMAN OLGAÇ ~
NOVt SAD — Yugos-
lavya'da devam eden 29.
Satranç Olimpiyatı'nda
Turk erkek takımı 7. ve
8. turlarda başarılı so-
nuçlar aldı. 7. turda Fa-
roe Adaları'nı 3.5-0.5
yendik. Sadece Feridun
Öne> berabere kaldı. 8.
turda ıse Can Arduman
ve Suat Soylu'nun gali-
biyetleri, Turhan Yılmaz
ve Feridun Öney'ın bera-
berlikleriyle Bangladeş'i
3-1 yendik. Bayan takı-
mımız ise 7. turda karşı-
laştığı Norveç'e 2-1 yenil-
di. Bu turda Gulsevü Yıl-
maz kaybederken Nilfi-
fer İpek \e Fatmanur
Siyah (RODGAARD)
ı b c d e f g
Beyaz (YILMAZ)
(18...Kg8 19.Axe6!)
Öney rakipleriyle berabere kaldılar. 8. turda bayan takımı-
mız güçlü rakibi Arjantin karşısında 3-0 yenildi.
8. turun sonunda genel sıralamada SSCB ve Çekoslovak-
ya 21.5 puanla başta bulunuyor. Arkalarından ertelenmiş bir
oyun ve 21 puanla ABD, daha sonra 20.5 puanla Ingiltere,
Yugoslavya, Federal Almanya, Doğu Almanya ve Bulgaris-
tan geliyor.
Bayanlarda ise Macaristan 20 puanla ilk sırada. Hemen
arkasında ertelenmiş bir oyun ve 19 puanla SSCB var. Yu-
nanistan biıytık bir sıçrama yaparak 16.5 puanla 3. sıraya yer-
leşti. Türk erkek takırhının 8. tur sonunda 18.5 puanı bulu-
nuyor. Bayan takımımızın puanı ise 11.5.
Beyaz: Yılmaz (Türkiye), Siyah: Rodgaard (Faroe Adaian)
Fransu Savunması
I.e4 e6 2.d4 d5 3.e5 c5 4.c3 Ac6 5.Af3 Fd7 6.a3 c4 7.g3 Aa5
8.Abd2 Fc6 9.Fh3 Vd7 10.a4 Ae7 11.0-0 Ac8 12.Ag5 g6 13.f4
h6 14.Agf3 h5 15.Vc2 Ab6 16.Ag5 Fxa4 17.Kxa4 Vxa4 18.Vbl
Kg8 19Axe6! fxe6 20.Fxe6.Kg7 21.f5 Ke7 22.Af3 Kxe6 23.fxe6
0-0-0 24.Fg5 Ke8 25.Vxg6 Vc6 26.Ah4 Fe7 27.Af5 Fxg5 28.Ad6
Şb8 29.Vxg5 Kb8 3O.Vg7 Kd8 31.e7 Siyah terk eder (1-0).
SER
Mehmet Nazım, Galeri Nev'de
• Kültür Servisi — Mehmet Nazım'ın resim sergisi,
yarm Galeri Nev'de açılıyor. 1951 İstanbul doğumlu
sanatçı, 1970'te halen çalışmalanru sürdürdüğü Paris'e
yerlesti. 1976-1990 yılları arasında 20 dolayında grup
sergisine katılan sanatçı, ilk kişisel sergisini 1985'te
Ankara'da Galeri Siyah/Beyaz'da açtı. Bunu, 1986'da
Paris'te açtığı iki sergi ile 1988'de İstanbul'da Tem Sanat
Galerisi ve 1989'da Ankara'da Galeri Siyah/Beyaz'da
açtığı sergiler izledı. Mehmet Nazım'ın Galeri Nev'deki
sergisi 2 ocak gıinune dek açık kalacak.
Nantes 3 Kıta Şenliği
• NANTES (Cumhuriyet) — Bu yıl, 20-27 kasım
tarihleri arasında 12. kez düzenlenen "Nantes 3 Kıta
Şenligi"nde (Festival des 3 Continents) "Sürgündeki
Yönetmenler" adlı bir kollokyum yapıldı. Hindistan'da
yayımlanan "Cinemaya" dergisinin, UNESCO'nun
yardımıyla gerçekleştirdiği özel sayı çevresinde
düzenlenen bu toplantıya yönetmen, eleştinnen ve
gazeteciler katıldüar. Değişik nedenlerle ülkeleri dışında
yaşayan ve çalışan yönetmenlerden ve karşılaştıkları
somnlardan söz edilen dergide adı geçen Türk sanatçıiar
şunlar: Yılmaz Guney, Tevfık Başer, Erden Kıral ve Yavuz
Ozkan. Aynca 'sttrgün' sözcüğünün giderek eski anlamını
ve şiddetini yitirdiği günümüzde, ortak yapunlar
aracılığıyla dış ülkelere açılan yönetmenlerde bu tanım
içinde ele aündılar. "Cinemaya" dergisinin söz konusu
özei sayısı için Türk sinemasıyla ilgili yazıyı hazırlayan
Mehmet Basutçu da toplantının konuşmacıları arasında
yer alıyordu.
Kuzgun Acar'ın 'Türkiye9
rölyefınin hurda diye satılmasına tepkiler
Ne yazık kî hep şaşırıyoruzAIiTc
Germaner Türkiye
rölyefi çağdaş boyutu ve
anlamıyla çok güzel bir
heykeldi. Şimdi kayıpiar
hanesinde bir iz.
Meriç Hızal Para
tedavulden kalkabilir, ama
sanat yapıtı konduğu yerde
bulunmayı hak etmişti.
T a m e r Başogln Heykel
kaldırmak, ne amaçla
olursa olsun, doğru bir
eylem değil.
KiUtür Servisi — 1970'li yıl-
larda Emekli Sandığı tarafından
heykeltıraş Knzgiın Acar'a sipa-
riş edUen "Türkiye Rölyefi"-
nin, 1988'de "hurda" diye sa-
tdmasıyla süren öyküsü, yapıtm
bilinmezliklere göraulmesine
dek gitti. Türkiye Rölyefi'nin
başına gelenler konusunda Mi-
mar Sinan Üniversitesi Heykel
sıl besliyorsa bir sanat yapıtı da
yaşadığımız meydanda bulun-
duğuna göre bizi öyle besler.
Hızal, "Bu da yaşama karşı di-
rencimizi arttınr. Bizden sonra
gelecek nesle boylesi ortamlar
hazırlamamız jjerekir" diyor.
Meriç Hızal, Ferit Özşen'in
Akıntıburnu'ndaki "Yağmur"
adlı heykelinin de sanat yapıtı-
na değer verilmeyişi ve umursa-
mazlık sonucu ortadan kaldınl-
dığına dikkati çekiyor.
Prof. Dr. Tamer Başoğlu,
"Heykel kaldırmak ne amaçla
yapdırsa yapüsın doğru bir ey-
lem değü. Bu çok çirkin, ayıp
bir eylem" diyor. Başoğlu yal-
nız Kuzgun'un değil, diğer mes-
lektaşlannın da çalışmalarının
yaşamlan süresince ya da son-
ra, ortadan kaldırılması ve yer-
lerinin değiştirilmesini gerek sa-
natımıza gerek topluma yönelik
saygısızca davranışlar olarak
yorumluyor.
Kuzgun Acar'ın hem döne-
minde, hem de bugün çok
Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ali SANAT YAŞAMININ ÇORUĞUNDAYDI— Artık hayatta olmayan Kuzgun Acar, bir sanatçı ola- önemli bir yere sahip olduğunu
TMtlKflll rÜArmOnAr * TlîrlClVA ral/ s*i7/İıAl nmfirtln an ııcf ns\Lrtatınfiavfit Vamıl/ TAAnS'Vİtnn V•• -*A>In'nn K I M 1*»B> k/ıı ııtlmuin §«••• !•«• _ i l ' t i T 1
' i n r&ccim V ı ı r ı ı f T o V t o tTeoman Germaner, "Türkiye
Rölyefi çagdaş boyutu ve anla-
mıyla çok güzel bir heykeldi.
Şimdi kayıpiar hanesinde bir iz
yalnızca" derken, Doç. Dr. Me-
riç Hızal, "Para değer yitirebi-
Ur, tedavulden kalkabilir, ama
sanat yapıtı konduğu yerde bn-
lunmayı hak etmişti" dedi.
Prof. Dr. Tamer Basoğlu, yıl-
lardır gündemde olan bu konu-
yu çirkin bir-eylem olarak ele
ahrken, Yard. Doç. Dr. Rahmi
Aksungur, Acar'ın calışmasının
kaldınlmasına basırun o dönem-
de yeterince yer vermediğini, geç
de olsa konunun üzerine gidil-
mesini olumlu bir yaklaşım ola-
rak çizdiği grafiğin en üst noktasındaydı. Namık Denizhan, Kuzgun'un bire bir boyutlarda bir hey-
kelini yapmış. heykel Galeri MD'de açılan sergide yer almıstı.
rak değerlendirdi. Plastik Sa-
natlar Derneği Yönetim Kuru-
lu üyesi Ressam Yusuf Taktak
ise "Acar'ın heykellerinin kal-
dınlmasına cesaret ediidigi dö-
nem duvar resimlerinin silindi-
ği, kimi meydan beykellerinin
ortadan kaldınldıgı bir zaman-
dı. O zamanlar bu olayı şaşlun-
hkla karşıladık. Ne yazık ki bep
kınıyoruz, hep şaşınyonız!" de-
di.
öyküsü 1970'li yıllarda baş-
layan "Türkiye Rölyefi" Kızı-
lay'daki gökdelen binasırun ön
yuzünde yer alan, meydanla bu-
tünleşmiş bir yapıttı. Daha son-
ra gökdelen giriş duvannın bazı
özel kunıluşlara jhale edilmesi
nedeniyle, rölyef yaklaşık dokuz
yıl önce söküldü. Uzun süre
Balgat'taki depolarda bekleti-
len yapıt "hurda" diye saülma-
sının ardından, nerede ve kim-
de olduğu öğrenilemeden yok-
lara kanştı.
Prof. Dr. Ali Teoman Ger-
maner, "Heykel btr kültür ürü-
nü. Eskilerin deyimiyle beyke-
lin 'menknl' kabul edilmesine
karşıyım. O gayri menkuldür.
Bir yapıt konuldugu yeıie sim-
gelesir ve kendini kabul ettirir.
Kuzgun'la aynı kuşaktandık.
Kuzgun, bir sanatçı olarak çiz-
diği grafiğin en üst noktasın-
daydı" diyor. Bu türden bir
davranışa uzuldüğünü aktaran
Doç. Dr. Meriç Hızal, "Mey-
danlan estetik açıdan değerlen-
dirifmeyen ülkemizde kırk yılda
bir elde edilmis bir sanat yapıtı
saygı ve özenle korunmalıdır"
diyor. Hızal'a göre bir doğa
parcası bizi estetik yönden na-
aktaran ressam Yusuf Taktak,
"Acar'ın yapıtlan çağdaş Türk
sanatının 196O'lı yülardaki gö-
rünumunun en belirgin ozeilik-
ierinesahip. Üsteiik 1968dePa-
ris Gençlik Bienali'nde birinci-
lik odülu alıp dunya sanat orta-
mında adından soz ettirmesiyle
bize onur kazandırmıştır" di-
yor. Taktak, konuya yönelik
olarak sanatçıların buna bir çö-
züm getirmesi, örgütleriyle
Acar'ın değerli yapıtının yam sı-
ra kendi işlerinin başına gelebi-
lecek felaketleri de düşunerek,
yerel haklar konusunda güçbir-
îiği yapmalan gerektiğini belir-
tiyor.
Yıldız Sarayı'nda, HakkâriEl Sanatları veFotoğrafSergisi
Hem yakın hem uzakÇoraptan cemedaniye el ürünü
800 parça, yerlerde güzelim
kilimler. Ozgün motifler, yün ve
kök boyası. Ve fotoğraflar...
MEHMET BAYHAN
Yıldız Sarayı'ndaki sergiye tırmanırken uzak-
tan davul-zurna sesi karşılıyor. Girişte yöresel
giysilerle oyunlar ovnanıyor. Hoparlörden bir
türkü yükseliyor:
Çölemerg'e vardun, yüreğim yokluyor, / Bül-
bültin ötüşü, oy havar havar / Ey kırgın yürek,
gelecek bekliyor.
Hakkâri Valüifi'nrn düzenledigi"Hakk»ri El
Sanatlan ve Fotoğraf Sergisi"ndeyiz. Peynirli,
bal-cevizli dürümler dağıtüıyor. Ü Kültür Mü-
dürlüğü'nün yöre halkından derlediği çoraptan
cemedani'ye el ürünü 800 parça, yerlerde guze-
Um kilimler. Herbirinin ayn hikâyesi olan özgun
motifler, yün ve kök boyası. Broşürde "Hakkâ-
rimiz doğai güzellikleri, tarihi, költürel değerie-
ri ve konuksever insanı ile göriilmesi gereken gü-
zel bir yurt köşemizdir" diyor. MO 5000'lere gi-
den tarihi, başka bir bölgede bulunmayan ola-
ğanüstü doğası ve içten insanlan ile sanki hem
çok yakın, hem çok uzak. Sert kış koşullarının
yılın yansını kapladığı tanma dayalı kısıtiı eko-
nomisi ve Van üzerinden 27-28 saatlik ulaşımı
ile yurdumuzun bir köşesi.
Serginin yansını Enver Özkahraman'ın fotoğ-
raflan oluşturuyor. Ğ>zkahraman YSE'de teknik
ressam olarak" çalışırken serbest fotoğrafçıhğı
seçmiş, studyosunda hizmet veriyor. Uzun yıl-
lardır heyecanını canlı tutuyor, buralardaki olay-
lâra katılmaya cabalıyor. Doğu'da başka kişi de
pek yok. Hakkâri'de Bir Mevsim'de çevre da-
nışmanlığmı ustlenmiş. Birileri gittiğinde bütün
gucu ile yardıma oluyor. UzakJığm getirdiği yok-
sunluklar, sık sık veya voltajı sürekli değişen
elektrik. Bir saydam fılmi banyo için Avrupa'-
ya yollaması bile sorun, posta ile dönerken yet-
kililerin elinde taküıp kalıyor. öyle ya, bu ne-
dir ki.
Ve fotoğraflar: Şaşırtacak kadar sarp dağlar,
vahşi çiçekler, doruklarda buzullar ve göller, de-
nn vadilerin dibinde akan sular, karlann üzerin-
de düğün alayı ve insanlar, insanlar... tşte Ber-
çelen Yaylası, Reşko Tepesi (4165 m.), boz bu-
lanık Zap Suyu, Sümbül Dağı... tşte Cici Bibi,
Hasan Dayı, Ferman Dayı, doğruhık timsali So-
fu Maho, Hüseyin-e Haso. tçten, onurlu ve bi-
raz hüzünlü gözlerimize bakmaktalar. Fotoğra-
fın gücü bir kez daha baskın çıkıyor. Uzanıp el-
lerinden tutuverilecek, yaylalara doğru yürunü-
verecek gibi karşımızda duruyor Hakkâri. lşte
orada, ama 1500 kilometre uzakta. O sıcacık in-
sanlar, limon-portakaJ-mandalinarun rengini da-
hi bılmeyen, ama Kalaşnikof ve helikopteri çok
iyi tanıyan insanlar sessizce, "Gelin, ügflenin, bi-
ze bütiinün parçası olduğumuzu hissettirin, ge-
lişmemizi hıziandınn, yakınlıgınıza ne kadar da
çok ihtiyacımız var" diye haykınrken; gıtmesek
de görmesek de o kent bizim kentimiz mi?
Duşuncelere dalıp çıkarken türkü devam edi-
yor:
Kaval deresi dardır geçitsiz / Nare, nare, na-
rinim / Altı patlar sesleri her yerde amansız /
Nare, nare, narinim / Narin'imin gömleği renk-
ten yana tasasız / Oy narinim.
CtCl BİBİ— Serginin yansını Enver Özkahraman'uı fotoğrafla-
n oluşturu>or. "Hakkâri'de Bir Mevsim" filminde çevre danış-
manlığını da ustleııen Özkahraman, YSE'de çalışırken serbest fo-
toğrafçılığı seçmiş.
TanınmışAmerikalı davulcu Michael Carvin, 5 aralığa kadar Cazbar'da çalıyor
Kalbi atan herkes davulcudurMichael Carvin,
1965'te
üniversitedeyken
tutuklanmış. Suçu:
Öğrencüik. Cezası: 14
ay. Güneydoğu
Asya'da "kaçak
davulcular tümeni"nde
zorunlu askerlik. Papa
Jo Jones, Mickey
Rocker, Elvin Jones,
hep bu "tümen"de
askerlik yapmışlar.
SADETTİN DAVRAN
Michaei Carvin, "Kazbar'da"
çahşmaktan mutlu. Tanınmış
ABD'li davulcu, topluluk önderi
Michael Carvin bir süredir ça-
hştığı Cazbar'ın adım böyle te-
laffuz ediyor. Carrin'i(1945 Ho-
uston, Texas) Cazbar'da beşlisi-
nin başmda dinledim. Ertesi gün
kaldığı otelde buluştuk, anlattı.
Babası Henry Carvin, Hous-
ton'ın en iyi birkaç davulcusun-
dan biri imiş. Jimmy Lunce-
ford'la Louis Armstrong'Ia çal-
mış. Hatta Michael, Turk mü-
ziğini ilk kez 1959'da babasının
Louis Armstrong'Ia birlikte gel-
diği İstanbuPdan getirdiği plak-
tan dinlemiş. Annesi Isabella, 14
yaşındaki kıarun adı Miquille.
Laf lafı açsın diye "tspanyol ko-
kenli mi?" dedim. "Hayır, cen-
netten gönderildi" dedi. "Peki
neden böyle bir ad koydun" di-
ye usteleyince kızının adını bir
daha, bu kez melodik biçimde
tekrarlayarak, "Guzel değil mi"
dedi.
Michaei Carvin, "guzel çal-
mak için insanm içiode de gü-
zellikler olması gerektigine ina-
nıyor." Yirmi yıldır New York-
ta yaşıyor. Evı Elvin Jones'un
evine dört "blok" uzaklıkta. Sa-
ÇALARKEN FOTOĞRAF ÇEKTİRMİYOR — Michael Carvin, davulunun başında mesleğini ic-
ra ederken fotoğrafının çekilmesinden hiç hoşlanmıyor. Carvin, caz yazanmız Sadettin Davran'a
"Kalbi atan herkes davnlcudur" diyor.
tın alınamayacak şeyleri seviyor.
Oysa satınalınabilecek pekçok
şeyi edinebilir. Özel derslennın
saati yüz dolar. Kendi adını ta-
şıyan bir davulculuk okulu var.
Michael Carvin son derece
teknik, swingli, dinleyiciyi de
birlikte çaldığı muzisyenleri de
rahat ettiren bir davulcu. Uzun
boylu, bir caz muzisyeni için alı-
şılmadık şıklıkta, bakımlı. Son
derece titiz bir insan olduğunu
söyluyor. Bence buna biraz ahn-
gan olduğu da eklenebilir.
Karısını "kendi doğurtmuş"
ABD'li erkeklerden biri Micha-
el Carvin. Çok kısa dalgadan
yayın yapan "WBGO" radyo-
sunda diskjokeylik yapan karı-
sı Rhonda'nın hamileliğinin
uçuncu ayından başlayarak ba-
ba adaylarına verilen malum
kursa katılmış ve günu geldiğin-
de Miquille'yi bizzat çekmiş al-
mış.
Mıchael, 1965'te Houston
Üniversitesi Matematik Bolumü
ikincı sınıfında iken tutuklan-
mış. Suçu: Öğrencilik. Cezası:
14 ay. Infaz yeri: Güneydoğu As-
ya'nın zumrut yeşili ormanları,
çekik gözlü muşfik gardiyanlar,
börtu bocek, kuş cıvıltıları, ana-
kondalar.
Zorunlu askerlik yaptığı ABD
Kara Kuvvetleri'nin unlu Yeşil
Berelileri'ne bağlı 82. Hava In-
dirme Tumeni için, "Kaçak da-
vulcular tümeni" diyor. Papa Jo
Jones, Mkkey Rocker, Elvis Jo-
nes hep bu tumende askerlik
yapmışlar.
"Kalbi atan herkes
davulcudur" diyor Michael Car-
vin, "Hele kadınlarla da ritim
tutturursan en iyi davulcu sen-
sin."
Carvin "öğretmekten" hoşla-
nıyor. Profesyonel, hatta plak-
ları olan öğrencileri var. Bu işe
'W vermek" geleneğinın sürmesi
olarak bakıyor. Bir de kitap yaz-
mış: "Something For AB Dnım-
mers." ABD'de, Avrupa ve Ja-
ponya'da pekçok universitede
ders veren, klinik yoneten Car-
vin'in kendisine ait bir davul so-
pası tasanmı da var. "Türkiye1
deki durumu" sordu bana,
"tyidir" dedim.
Dizzy Gillespie, Dexter Gor-
don, Jackie McLean, Hank Jo-
nes, McCoy Tyner, fllinois Jac-
quet, Pharoab Sanders, Bobby
Hutcherson, James Moody,
Jimmy Smith, Cecil Taylor'la da
çalışan, yüz elliden çok kayıtta
çalan Carvin'in son albümü
"What a Difference" adını taşı-
yor. Bugüne dek kendi adını ta-
şıyan diğer albumler sırasıyla,
"The Camel", "Antiquity",
"First Time" ve "Between Me
And You". Hepsi de olumlu
eleştiriler almış.
5 aralığa kadar Cazbar'da ça-
lacak olan Michael Carvin Beş-
lisi şarkıcı Barbara Sharp'a da
eşlik ediyor. Beşlide Roger Byam
saksofon, Eddie Allen trompet,
Carlton Holmes piyano, David
Jackson bas çalıyor.
Carvin Beşlisi içinde, aynca
bir de piyano üçlusü var. Ikinci
setin başında çahyorlar, Carlton
Holmes, David Jackson, Micha-
el Carvin.
"ABD'deki durumu" merak
ediyorsanız Cazbar'a gıdin.
Edebiyat
ödülleri
• Kültür Servisi —
Fransa'da edebiyat alanında
verilen Femina ve Medici
ödülleri dün sahiplerini
buldu. Bu yılki Femina
ödülü'nü Pierrette
Fleutiaux 'Nous Sommes
Eternels' (Biz ölümsüz)
adlı kitabıyla kazamrken
Medici ödülü 'Les
Quartiers d'hiver' (Kış
Mahalleleri) adlı kitabın
yazan Jean Noel
Pancrazi'ye verildi. Yabana
edebiyat alanında verilen
Medici ödülünu ise
Portekizli yazar Vergilio
Ferreira 'Le Matin Perdu'
(Yitik Sabah) adlı kitabıyla
kazandı. Femina ve Medici
ödülleri Fransa'da edebiyat
alanında verilen Goncourt,
Renaudot ve Interallie ile
birükte en büyük ödüller
arasında yer alıyor.
Mülkiye
Haftası
• Kültür Servisi —
Üçuncu Mulkiye Haftası
bugün başhyor. Hafta
etkinlikleri kapsamında
Ersin Alok'un fotoğraf
sergisi saat 19.00'da
Mülkiyeliler Lokali'nde
açılacak. Yarın ise sinema
TV Enstitüsü'nde Zülfü
Livaneli'nin "Sis" adb filmi
saat 19.00'da gösterilecek.
Cemal Sureya'yı anma
gecesi ise yine saat 19.00'da
Mülkiyeliler Lokali'nda
düzenlenecek.
Ifeni devlet
korosu
• ANKARA (AA) —
Devlet Çok Sesli Çocuk ve
Gençlik Koroları kurulacağı
bildirildi. Devlet Sanatçısı
Prof. Hikmet Şimşek
yaptığı açıklamada, Kültür
Bakanlığı Guzel Sanatlar
Genel Mudurluğü
bünyesinde iki yeni koro
oluşturulmasının
kararlaştırıldığını belirtti.
"Devlet Çok Sesli Gençlik
Korosu" ve "Devlet Çok
Sesli Çocuk korosu" adını
taşıyan yeni korolar 80'er
sanatçıdan oluşacak.
AKJVTde 81
yapıt
• Kültür Servisi — Yaşar
Holding'in bir kuruluşu
olan DYO'nun 24 yıldır
aralıksız surdürerek
geleneksel hale getirdiği
Türkiye çapmdaki ödülü
resim yanşmalannın 81
eserden oluşan bu yılki
sonuçlan 5-15 aralık
tarihlermde AKM Sergi
Salonu'nda sunulacak. Bu
yılki yanşmanın Ferruh
Başağa başkanlığında, Avni
Arbaş, Doç. Hayati
Misman, Prof. Dr. Nese
Erdok ve Yaşar Yeniceli'den
oluşan seçici kurul, Atilla
Atar'ın "Dönüşüm", Hülya
Koçulu'nun "Kapılar", Elif
Okur'un "Bidondan
Soyuta", Sezai özdemir'in
'Tizianolu Boyaa" ve
Vural Yurdakul'un
"Ankara'da Zaman" adh
eserlerini ödüle değer
görürken Sema Boyancı,
Orhan Dayal, Serap
Demirağ, Ahmet Umur
Deniz, Ertuğrul Ergin, Bilgi
Göztepe, .Hasan Pekmezci,
Cengiz Savaş, Lîhıon
Ulukaya ve Burhan
Yıldırım'ın eserleri de
mansiyon kazandı.
UGÜN
• Mısır'da gezintl
Firdevs Sayılan'ın 'Dialarla
Mısu-'da Bir Gezinti'
baslıklı saydam gösterisi
saat 17.30'da Restorasyon
ve Konservasyon
Merkezi'nde izlenebilir.
• Mario Levl Atatürk
Kitaplığı'nda saat 16.00'da
başlayacak okuma
gününün konuğu Mario
Levi.
BILSAK1
TA
BUGÜN
27 Kasım Salı:
19.00 Aym Kitaplan:
Atilla ÖZKIRIMLI
19.00 Sanat Esennin
Anlamı, Yorumu vc
Dcğcrlcndirılmcsi:
Nictszche Psikotcrapi
Yapsaydı ?Ve Doğu
Tavrıyla Karşılaştınlması
ErolCOŞKUNER
Ta'iChiChu'an
Hareketli Meditasyon
llhan GÜNGÖREN
(Hcr Sa. 14.00-20.00)
Cafe-Foyer-Bar (Giriş)
12.00-00.30
Rock Cafe-Bar (S.Kat)
12.00-18.00 HcavyMcüI
18.00-24.00 Rcxt
Kramp'ian Nc/ı'. ü Jan
Cad., Soğancı Sok
CİHANGİR
143 28 '9-99