Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 KASIM 1990
E
INSANLAR
F Ü S U N Ö Z B t L G E N
G Ö R Ü Ş
Aydınlar
Eskiden aydınlar, yazartar, belli bir-
takım yerlerde, örneğin
kahvehanelerde toplanırlardı.
Halkın içindeydi yani. Şimdilerde
daha dar çevreli barlara gidiliyor.
Bu, bir kopuş, bir soyutlama.
Aytaç Arman
BİLİNÇSİZ, BAĞNAZ VE BİLGİSİZ OLAN KİM?
Kedi gibi yavrulamak
KEOt gibi yavrulamak ile
insan gibi çoğalmak arasında
büyük fark var. Kedi, mart ge-
• lince kızışır, damlarda sevişir,
bol miktarda yavrular. Yavru-
ları ile küçükken ilgilenir, bü-
yüyünce hatırlamaz. Yavnıla-
nna yaptığı bakım, kendi içgü-
düleri Ûe öğrendiklerine daya-
nır.
lnsanoğlu da bir zamanlar,
doğanın bir parçası olarak
benzer biçimde coğalrruş. Son-
ra aklını kullanmış, kendini
gözlemiş, cinsel ilişkiden do-
ğuma ve çocuk yetiştirmeye
kadar toplumsaJ kural ve bi-
limsel yöntemler geliştirmiş.
Örneğin eski çağlarda normal
kabul edilen kardeşler arası
evlilikleri gerilerde bırakmış,
doğumu doktor ve hastane
yöntemleri ile gerçekleştirmiş,
doğan çocuklan yıllarca egite-
rektoplumun yararlı bir par-
çası haline getirmeye uğ-
raşmış.
Ancak medeniyetin daha az
girdiği kapalı toplumve köy-
lerde, insanoğlunun aldığı bu
mesafeye ulaşılamıyor. Onun
için köylerde çoğalmak daha
ilkel yöntemlerle ve daha faz-
la oluyor. Kentleşme ile birlik-
te doğum oranlan da azalıyor.
Türkân Şoray ve Tank Akan, Berdei niminde.
Türkiye'de nüfus artış hızı çok
yüksek ve bu hız köyler ile geri
kalmış bölgelerden kaynakla-
nıyor. Bu bölgelerden göç
eden ve henüz kentleşmenin
birinci basamağındaki gece-
kondu bölgelerinde de yoğun-
luk devam ediyor. Bu neden-
le kentleri de giderek köy kül-
türü, ahşkanhğı ve yaşam tarzı
sanyor.
Nüfusun 1985 yıünda 50
milyonu aşması üzerine aJarm
zilleri çalmaya başladı. İşa-
damlanndan sendikacılara,
üniversitelere kadar çeşitli des-
teklerle bir vakıf kuruldu. ön-
cülüğü Türk işadamlarının du-
ayeni Vetabi Koç'un yaptığı
Türkiye Aile Sağlığı ve Plan-
laması Vakfı, nüfus artış hızını
kontrol altına almak ve bilinçli
YETİM HÜSMÜ, GAZETECtLERl ADAMAKILLI AYDIMIATTI
Parlak zekâlı bakanGAZETECİLER Cemiyeti
yeni Milli Savunma Bakanı
Hüsnü Dogan ile gazetecileri
bir akşam yemeğinde buluş-
turdu. Basın sordu, Bakan Bey
yanıtladı. Böylece Istanbul ba-
sıru Sayın Bakanı daha yakın-
dan taruma fırsatını elde etti ve
hayran kaldı.
Turgut Özal'ın TV ekranla-
nndan Hüsnü Doğan için yap-
tığı propa^anda halen hatırlar-
dadır. Şöyle demişti:
"Bizim dayıoglu yetim Hüs-
nü çok zekidir. O yüzden de
kafası büyüktür"
özal'ın her dediğine inanan-
lar bu sözlere de inanmış ve
parlak zekâlı Hüsnü Doğan
Milli Savunma Bakanlığı na
atandığı zaman pek sevinmiş-
lerdi. Doğrusu biz o zamanlar
bu zekânın pınltılannı yakala-
yamamıştık, ama geçen ak-
şam ki toplantıda yaptığı ko-
nuşmayı ve sorulara verdiği ya-
nıtlan dinleyince biz de hayran
kaldık. İşte bazı soru ve yanıt
ömekleri:
Sonı - Körfez'e Türkiye de
kuvvet gönderecek mi?
Doğan - ABD'nin orada
önemli sayıda askeri var, ceva-
bım bu.
Soru - Suudi Arabistan'dan
petrol yardımı gelecek mi?
Hüsnü Doğan
Dogan - Kesih bağlanmış ra-
kam yok, değişebilir, Türkiye^
nin menfaatleri olmuştur..
Soru - Askerlik süresi kısa-
lacak mı?
Dogan - AKKA (Avrupa
Güvenlik Antlaşması) çok şü-
kür anlaşma haline geldi. İn-
şaallah, Ortadoğu sorunu da
sonuca bağlanır da biz de as-
kerlik süresinin kısaltılması
şartlanna Inşaallah kavuşuruz.
Soru - Ordudaki irtica ope-
rasyonları hakkında ne dUşii-
nüyorsunuz?
Dogan - Kanun tüzük çerçe-
vesinde götürülmektedir, baş-
ka diyeceğim bir şey yok.
Sonı - Bizleri haber Oksüzü
bıraktınız, yann sizinle ilgili
olarak ne manşet atalım?
Dogan • Ben buraya sohbe-
te geldim.
Soru - Türkiye'nin de atom
bombası olacak mı?
Dogan - Ben de size soruyo-
rum olsun mu?
Soruların sonunda artık
patlama ile gırgır geçme ara-
sında bir noktaya gelen salon
gırgırı seçti ve hep birlikte 'os-
suuun, ossuuun' diye bağnşa-
rak eğlenmeye başladı.
Soru - Askeri darbeler ko-
nusunda köktenci değişiklik
getirmeyi düşünüyor
musunuz?
Dogan - İAİsteft müdahale-
lerin çok fazlâ münakaşa edil-
mesinin memleket haynna ola-
cağı kaanatinde değilim.
Sonı - Kontrgerilla konusu
gündemde, siz ne djyeceksiniz?
Doğan - Genelkurmay Baş-
kanhğı gerekli açıklamayı yap-
tı, ekleyeceğim bir şey yok.
Sonı - Neden seçilmiş bir si-
vil ve bakan olarak kendi gö-
rüşünüzü açıkJamayıp Genel-
kurmay Başkanhğı'mn açıkla-
masının arkasına sığını-
yorsunuz?
Dpfan - Verdiğim cevaplann
sizi tatmin edip etmediği be-
nim meselem değil. Yeterli ce-
vap verdirn. Söyleyeceğim bir-
şey yok, kimsenin arkasına sı-
ğınmıyorum.
ŞERİAT TARTIŞMA5I
Geliyor mu gelmiyor mu?
TÜRK Hukukçu Kadınlar
Derneği'nin düzenlediği "Os-
manJı Dönemi ve Cumburiyet
Türldyesi'nin Hukuki Yapısı"
konulu seminerde konuşan tl-
ber Ortaylı ve Toktamış Ateş,
Türkiye'nin büyük bir şeriat
tehlikesiyle karşı karsıya olma-
dığını, "geliyor, geliyor" den-
mesine rağmen şeriatın kolay
kolay gelemeyeceğini savundu-
lar.
tlber Ortaylı, laisizmin 19.
yüzyılda eğitimde başladığını
ve laik okullar açılarak med-
reselsrin, kilise ve hahamlann
okullarının gerilediğini anlat-
tığı konuşmasmda, kanunlan-
mızın ister istemez şeriatın dı-
şında örgütlenmeye başladığı-
nı ve insanlann artık laik ha-
reket etmek ihtiyaa duydukla-
nnı söyledi. Laikleşmenin ön-
ce pratikte başladığını hatırla-
tan Ortaylı, şöyle dedi:
"Bir ölçekte yanlış laiklik
rnücadelesi yapdıyor. fş dönüp
dolaşıp türbana geliyor. Ve ben
buna çok kızıyorum. Çünkü 5
tane generalimiz ve o zaman
devlet başkanı olan Kenan Ev-
ren, bu konuyu tartışırken sa-
vunurken dünyada hiç görül-
memiş bir şey, anayasaya din
derslerini zorunlu olarak ko-
yarken sustu bu toplıun.
Birçok yerde "trtica yakla-
şırken siz ivimsersiniz, irtica-
nın yaklaşan ayak seslerini
duymuyor musunuz?" diye
suçlandığını söyleyen Toktamış
Ateş ise iyimserliğinin nedeni:
ni açıkladı:
"Aslında bizim evrensel de-
ğerieri benimseyişimiz cumhu-
riyetimizle birlikte ortaya çı-
kan bir olgudur. Bizim Türk
devrimi ya da Atatürk devrimi
dediğimiz şey teokratik bir
monarşiden halk egemenligine
dayanmaya çalışan laik bir
cumhuriyette geçiş, eski deger-
leri bırakıp yeni değerlere sa-
nlış ve teokratik monarşinin
kullanndan, laik cumfauriyetin
vatandaşlannı oluşturmadır."
AHADOUI GBUBU'MUN YEMEĞİHDE SUSKUHUIĞUMU BOZPU
Aydın Menderes: 'Savaşa hayır'
ANADOLU Gnıbu'nun ye-
mekli olarak düzenlediği top-
lantılar bir süre öncesine kadar
'basına kapalı' olarak yapılır-
dı. Bir kurucu üyenin "Eski-
den bizim toptantdarunıza ka-
dınlar bile giremezdi" dediği
Anadolu Gnıbu'nun kasım ayı
toplantısı önceki akşam Maç-
ka Oteli'nde yapıldı. Davetlile-
rin kapıda 50 bin lira ödeyerek
girdikleri yemekli toplantıda-
"kadınlann sayısı" hiç de az
değildi...
Prof. Nevzat Yalçıntaş,
Prof. Tunca Toskay, Prof. Şa-
ban Karatas, Prof. Turan Yaz-
gan, Prof. Necmettin Hacıe-
minoğlu, eski devlet bakanı
Muhammet Kelleci, DYP İs-
tanbul İl Başkanı Orhan Keçe-
li, torun Adnan Menderes'in
yanı sıra çok sayıda Ankara ve
İstanbullu işadamı, bürokrat
ve politikacının dinleyici ola-
rak katıldığı yemekli toplantı-
nın konuşmacısı ise Aydın
Aydın Menderes
Menderes'ti. Önceleri hep
"geride" kalmayı tercih eden
ve konuşmaya yanaşmayan
Aydın Menderes, o akşam sus-
kunluğunu bozarak "Dünya-
daki gelişmeler, Körfez krizi ve
Türkiye'nin rolü" konusunda
görüşlerini aktardı.
Aydın Menderes, 'sa>aşa ha-
yır'ı vurguladığı konuşmasın-
da şu görüşleri vurguladı:
"Ancak Türkiye'nin tavn
'herkesle beraber, herkes kadar
olmalı' idi. Bu çizgi aşılmış
gözüküyor. Bu bölgeye yöne-
lecek askeri bir müdahalede ise
ne yer almalı ne de buna ko-
layhk sağlamalıdır.
Türkiye Müslüman bir ülke
ise -ki öyledir- Müslüman ka-
nının dökülmesine vesile ola-
maz. Olay bu kadar açıktır.
Esasen Türkiye'nin Batı'nın
müttefîki olması dışında bu
bölgeye karışmasına yol aça-
cak ciddi bir nedeni de yoktur.
Zaten ambargoya uyarak ken-
di çıkarlarını hiçe saymıştır.
Mesele lrak ya da Saddam-
ın saldırganlığı defildir. Bölge
halkları, nedeni ne olursa ol-
sun dışandan gelen hiçbir mü-
dahaleyi hoş karşılamayacak-
tır. Türkiye, Ortadoğu ülkele-
rinin yönetimleri ile bu bölge-
nin kamuoyunu mutlaka bir-
birinden ayırmalıdır. Türkiye'-
nin muhatabı Ortadoğu kamu-
oyudur. Asla incitici olmama-
sı gerekir."
doğumu sağlamak üzere 5 yıl-
dır çalışmalar yapıyor. 22 kli-
nik açıldı. Bir yandan da ko-
nuya dikkat çekme ve tanıtım
ite yardım toplama çalışmala-
n sürüyor.
Geçen akşam Vakıf tarafın-
dan finanse edilen 'Berdei' fil-
minin özel bir gösterimini iz-
Iedik. Atıf Yılmaz'ın yönetti-
ği, Türkân Şoray ile Tank
Akan'ın başrolleri paylaştıkla-
rı film yakında sinemalarda
gösterime başlayacak. Köy er-
keğinin 'soyunun devamı' dü-
şuncesi ile erkek çocuk sahibi
olana kadar iki kansına boyu-
na çocuk doğurtmasının aakb
bir öyküsü Esma Ocak'ın öy-
küsünden yola çıkılarak duy-
gulu bir köy filmi halinde iş-
lenmiş.
Bu film, kuşkusuz kent si-
nemalarında bu 'töre'leri aş-
mış insanlara bilinç katmasa
bile sorunun bir boyutunu ta-
nıttığı için oldukca yararlıydı.
Nitekim eski DİE Başkanı,
şimdiki Türkiye Aile Sağlığı ve
Planlaması Vakfı Başkanı Ya-
şar Yaşer, bu konudaki geniş
deneyimlerinin sonucunu şöy-
le yansıttı:
"Kadınlanmız daha bilinç-
li, çok çocuk istemiyor, ama
köylerde yöntemleri bilmiyor
veya ulaşamıyor. Erkeklerimiz
bilinçsiz, bağnaz ve bilgisiz."
Aile planlaması için hızla
çoğalma sorununun temelin-
deki yaklaşım ve yanlışları
yansıtan bu gibi filmlerın ya-
nı su-a, çok çocuk yapmak is-
temeyen kadının yanı başında
bulacağı sağlık ekiplerini oluş-
turmak da büyük önem taşı-
yor.
Bir annenin ilgilenemeyece-
ği kadar çok çocuk yapması-
nın, sonra okullara, dershane-
lere sığmayacak kadar çoğalan
bu çocuklan toplumun eğitip
çağdaş insan olma aşamasına
ulaştıramamasının acısını top-
lum olarak hep birlikte yaşıyo-
ruz. Bu siıreç, bugünkü nüfus
artış hızı ile giderse, eğitimsiz-
leşme, sağlıksız ve gerî foplum
olma süreci hızlanarak büyü-
yecek.
Onun için "70 milyon ola-
lım da dünya bizi umursasın,
Bulgarlar korksun" gibi Tur-
gut Özal akıllarını veya dinci-
lerin dediği gibi "Allah nzkını
verir" anlayışını bir yana bı-
rakıp sorunun üzerine hep bir-
likte gitmek ve bu tür girişim-
leri desteklemek hepimizin gö-
revi.
FpSUN ÖNAL'IN
KITABI
Hayatı
Denedim
KİTAPLARIN arka kapa-
ğında genellikle yazan ve kita-
bı tanıtan yazılar yer alır. Ki-
tabın yazarının yazdığı bu ya-
zılarda, sanki yayıncı, yazan
anlatıyor gibi bir üslup kulla-
nılır.
Sanatçı Füsun Önal da bir
kitap yazmış. "Hayatı
Denedim" ismini verdiği kita-
bının arkasında da hiçbir üs-
luba başvurmadan doğrudan
doğruya kendisini kendi algı-
ladığı biçimde anlatmış. Kita-
bın içinde yazdığı deneyimle-
ri, görüşleri ve yaşamı ile sa-
mimi olan Füsun Önal, arka
kapakta kendini şöyle tanıtı-
yor:
"Ben, meslek sahibi, hiç ço-
cuklu, iki kez dul, bir kedili,
çok çiçekli, şimdilerde bekâr
bir kadınım. Yani, toplumun
genel ve hukuksal deyimi ile
dulum. Hem sevdim hem de
sevildim. Hem de kaç kereler...
Acıyı da hüznü de kederi de
tattım. Hiç aç kalmadım. Sag-
lıklıyım. Enerjigim. Üretke-
nim. Çalışkanım. Duvgusalım.
Becerikliyim. Yaratıcıyım. Sa-
natçıyım. Tiyatrocuyum. Şar-
kıcıyım. Fotoğrafçıyım. Söz
yazanyım. Ev kadınıyım. Ne-
şeliyim. Hoşum. Matragım.
Vejetaryenim. Gırgınm. Sev-
giliyim. Dişiyim. Düriistüm.
Mutluyum. Ve yazanm. fşte
elinizde."
CUMHURİYET/J
PİKNİK PİYALE M4DH4
u
fflZU GAZETECİ NECDET ŞE1
\/6St BûZEM KADINLAIÎA KûgŞI Bu
KADAR YAe&ILA1\C\ fte T4VİI?
-RMCINMAKLA. INSAPSI7LHC
TİSİ OÜŞÜNÜYORUM
AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN GCRSES
GARFIELD JLM DAVIS
HER 1 İ N IÇİME
TÜÎ2PA SU kX)>OUM
KEP.Bll2.lNe. DOKU
m
TARİHTE BUGUN MÜMTAZ ARIKA\ 21 Kasım
»UMUOM
POLONYA
tMCAttiStAN K
0OM4MM
RUSM AVUSTURYA TAHMIN SONU!.
8U6UAJ,
U F8AN2 JOSEPH 86 *MŞfMM ÖUHÜÇTü. TMM 68
YIL nf/rr* KAIA*/ iMP*«4n>#, HEM oeı/i£TİN nr-
ICItlf PÖHfAAtAJDe YÖN£TİCİ OLUfU, H£M O£ VAÇA
P/§l Kip££L /tC/LAe N£O£HİYL£ ÛHU/DÛ'g- 1889
Y/LIMDA, O6UI KUDOLP, AÇKt U6/&JNA
iMrrHAK ETJU/Ç; 1S9SOC £ff
/V -v.V
?
ÖLOÜKÜLMÜŞrV- DAHA SONIZA PA, y£Ğ£Nİ
VE ı/ELi/urrr /9ıeç/ou/>c (
HE&&? OLMUfTU.' BU
OLAY, Z. OÜMY* S/>V*Çf 'AıM YOL AÇAN M£-
SAÇ/NPA
T.C.
ÇORLU ASLİYE CEZA MAHKEMESÎ
Sayı:
Esas No: 1989/5 Karar No: 1989/181
Terme ilçesi Akcagün köyü nüfusunda kayıtlı ve mukim Ahmet
ve Muteber'den olma 1964 doğumlu Cemal Ergen'in
3.11.1988-8.ll.l988 tarihlerinde dolandıncılık suçundan TCK.
503/1.522.647 SK.4, TCK. 72. TCK.503/1.522., 647 SK.4, TCK.72.40
maddelerı uyannca içtımaen 21.000.— TL. ağır para cezası ile ceza-
landırılmasına dair mahkememizden verilen 27.6.1989 gün, 1989/5
esas, 1989/181 karar sayılı gıyabi hüküm bütün aramalara rağmen
sanığa tebliğ olunamadığından 7201 sayılı Tebligaı Kanunu'nun 28
ve müteakip maddelerı uyannca ilanın yayımı tarihinden 15 gün sonra
gıyabi hükmün sanığa tebliğ olunmuş sayılacağı ilanen tebliğ olunur.
Basın: 39269
\
T.C.
ADANA 2. İŞ MAHKEMESİ
Sayı: 1990/336
Dav?cı Çukobirlifc Genel Müdürlüğü vek. Av. Yalçın Erkan tara-
fmdan davalılar Mehmet Civelek ve Yüksel Seyrek aleyhine açılan
R. Tazminat davası ile Hgili olmak üzere:
Davalı Adakale Sk. Ada Apt. No: 8/2 Yenişehir / Ankara adre-
sindebulunan Mehmet Civelek aleyhine 6.177.772 TL. alacak dava-
sında davalının bu adresine tebligat yapümadığı gibi emniyet
müdürlüğü aracılığı ile yaptırılan araştırmada da yeterli adres tespit
edilemediğinden,
13.12.1990 günü saaı 9.00'da duruşmada hazır bulunması ya da
kendisini bir vekil ile temsil ettirmesi aksi halde yokluğunda karar
verileceği dava dilekçesi yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olu-
nur. 6.11.1990
Basın: 39233
BOLVADİN İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
İLANEN TEBLİĞ
990/461
ALACAKL1: Şekerbank T.A.Ş.-Bolvadin
BORÇLU: ö. Sezai Taktak: Sultan Cerullah Sokak No: 10 -
BOLVADİN
BORÇ MİKTAR1: 30.888.809 liranın icra masrafı, ücreti vekâlet
ve takip tarihinden itibaren yüzde 97 faizi.
BORCUN SEBEBİ: 24.11.989 tarihli banka kredi sözleşmesi.
Yukanda adı ve adresi yazılı sahıs hakkında yapılan icra takibin-
de borçluya çıkarılan örnek 49 ödeme emri, zabıta tahkikatına rağ-
men borçluya tebliğ edilemediğinden tebligatın ilanen tebliğine ka-
rar verilmiştir.
Işbu ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren borcu ve takip mas-
raflannı tebligat kanunu gereğince on beş gün ilavesiyle yirmi iki gün
içinde ödemenız (teminatı vermeniz), borcun tamamma veya bir kıs-
mına veya alacaklının takibat icrası hakkında bir itirazınız varsa, se-
net altındaki imza size ait değilse yine yirmi iki gün içinde ayrıca ve
açıkça bildirmeniz, aksi halde icra takibinde bu senedin sizden sadır
olmuş sayılacağı, imzayı reddettiğiniz takdirde merci önünde yapı-
lacak duruşmada hazır bulunmanız, buna uymazsanız vaki itırazını-
zın geçici olarak kaldırılacağı senet veya borca itirazınızı yazılı veya
sözlü olarak icra dairesine yirmi iki gün içinde bildirmediğiniz tak-
dirde aynı müddet içinde 74. madde gereğince mal beyanında bulun-
manız, aksi halde hapisle tazyik olunacağınız, hiç mal beyanında bu-
lunmaz veya hakikata aykırı beyanda bulunursanız hapisle cezalan-
dırılacağınız, borç ödenmez veya itiraz edilmezse cebri icraya devam
edileceği, takibe itiraz ettiğiniz takdirde, itirazla birlikte tebliğ gider-
lerini odemeniz (tebliğ gideri dosyada mevcuttur) aksi halde itiraz et-
memiş sayılacağınız ilanen tebliğ olunur. 25.10.1990.
Basın: 48672
KEŞAN KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 1989/940
Davacı Malıye Hazinesi vekilleri tarafmdan davalılar Abit Akkuş
ve arkadaşları aleyhlerine açılan tespite itiraz ve tescil davasının ya-.
pılan açık yargılamasında verilen ara kararı gereğince:
Davacı vekili dava dilekçesinde Keşan ilçesi Altmtas köyune ait ni-
zalı 853 parselin devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yer-
lerden olduğunu kazandırıcı zamanaşımı zılyedliği yoluyla iktisabı
mümkun bulunmayan yerlerden bulunduğunu ve davalılar adına tes-
piti yapılan 853 parselin tespitinin iptali ile Hazine adına tapuya tes-
ciline karar verilmesini talep ve dava etmiş iseler de davalılardan
Hüseyin kızı îkbal'e dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edileme-
miş olup zabıtaca yapılan araştırmada da tebligata yarar açık adresi
tespit edilemediğinden davalı Hüseyin kızı Îkbal'e duruşma günu olan
22.1.1991 günü saat 9'da mahkememizde hazır bulunması, bulun-
madığı takdirde işbu ilanın tebligaı yerine geçerli olmak üzere ilanen
tebliğ olunur. 10.10.1990 ,
Basın: 48677
İLAN
MENGEN
KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No:
1983/101 Es.
1988/104 Kar.
Davacı Or. Idaresi'nin, davalılar Şefika Çınar ve müşterekleri aley-
hine mahkememize açtığı Tapulama Tesp. iptali ve tescil davasının
açık yargılaması sonunda verilen karar gereğince, niza konusu edi-
len Mengen Demirciler köyü 36 parsel sayılı tasınmazla ilgili davacı
orman idaresinin davasının kabulüne, tapulama tespitinin iptaline dair
verilen karar davalılar Mengen Demirciler köyünden Cevahir Sarı-
can, Ulvi Demirok, Necmettin Çmar, Cevat Çınar, Yusuf Çınar, Azime
Eren, Zahide, Necla Kayan, Hayriye Atala, Gülnehar Aksakal,'Yal-
çın Kayan, Kadriye Demirok, Zehra Demirok, Bilgi, Ülviye Demi-
rok, Fatma Ayhan, Emrne, Mustafa. Hüseyin, Halil, Pakize özçelik'e
tebliğ edilememiş olduğundan bahsi geçen kararın ilgililere tebliğ edil-
miş olacağr. 15 gün içinde temyiz isteğinde bulunulmadığı takdirde
hükmün kesinleşecegi hususu ilanen tebliğ olunur.
Basın: 48572