07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/10 HABERLER 21 KASIM 1990 P A R L A M E N T O D A N Grup toplanamadı dışında olması nedeniyle ANAP milletvekillerinin çoğu grup toplantısına katılmadı. Grup toplantısından once yapılan grup yönetim kurulu toplantısında genel bir değerlendirme yapılırken, Bayındırhk ve İskân Bakanı Cengiz Altınkaya, bakanlığının çaiışmaları ile ilgili olarak grup toplantısında konuşmayı kararlaştırdı. Grup toplantı saatinde ise ancak 20 kadar ANAP milletvekilinin geldiği grupta konuşmayı planlayan Bayındırhk ve İskân Bakanı Cengiz Altınkaya'nın da gelmediği görüldü. (Ankara/ANKA) Sözleşmeli personel Sn an.lg f Genel Müdürlüğü ve Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, üst düzey kadrolarda sözleşmeli personel çahştırabilecekler. Diyanet İşleri Bakanlığı kuruluş ve görevleri hakkında kanun ile Vakıflar Genel Müdürlüğü Teşkilat ve görevleri hakkında kajıun hükmünde kararnameye bazı maddeler eklenmesini öngören yasa tasarıları TBMM başkanuğına sunuldu. Sözkonusu yasa tasanlanyla Diyanet Işleri, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu'nun Merkez Teşkilatı'nda çalışan memurlarına fazla mesai verilmesi hükmu de getiriliyor. TBMM BaşkanlığVna sunulan bir başka yasa tasansıyla da Istiklal Madalyası sahipleri, Kore ve Kıbrıs'ta savaşanlar ile bunlann eşlerinin askeri ve devlet hastanelerinden ücretsiz yararlanmalan öngörülüyor. (Ankara / ANKA) ANAPMi rVmirpi A N A P M aiatyaj\rsj\r n ı^emıreı MilletVekiii v e jçjjien Komisyonu Başkanı Gaiip Demirel Emniyet Teşkilatı Yasası'nda değişiklik yapan yasa önerisini savunarak, "Bu teklif ile dinamizmden yararlanmak ve poliste sorumluluğu daha genç yaşlara indirgemek amaçlanmıştır" dedi. Demirei, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, 'a' grubu polislerin arnirlik süresinin 21 yıldan 13, 'b' grubu polislerin başkomiserliğe yükselme süresinin de 13 yıldan 9 yıla indirildiğini belirterek, 10 yıl önceki polis teşkilatı ile bugünkü polis teşkilatı arasında müsbet yönde büyük gelişmeler oiduğunu savundu. Demirel, bankalar ve sigorta şirketleri ile finans kuruluşlanndan kesilecek olan yüzde 2'Iik payın vakıf eserlerinin onarımına ayrılmasına ilişkin yasa önerisini de anlatarak, şunlan söyledi: "Bu basının yazdığı gibi cami kesintisi değildir. Oluşturulacak fon vakıf eski eserlerinin onanmı için kullanılacaktır. Bunun uygulama yönetmeliği de başbakanhk tarafından yapılacaktır. Bir ülkenin başbakanı bile bu kanunla gizli bir amaç güdüyorsa, bırakıp gitmek laam. Boyle şey olur mu?" (Ankara / Cumhurıyet Bürosu) P A B T İ L E R D E N Yürütmeyi durdurma bağlı Altmova'nın SHP'li belediye başkanı Süleyman Şahin'in 27 Temmuz 1990 tarihinde İçişleri Bakanlığı'nea görevden alınması üzerine Bursa 2. Bölge İdare Mahkemesi'nin 17 ekimde verdiği "yürütmeyi durdurma" kararına, İçişleri Bakanlığı'nın, 2. İdare Mahkemesi'nin bir üst kuruluşu olan Bursa Bolge İdare Mahkemesi Başkanhğı'na yaptığı itiraz reddedildi. Şahin'in avukatlanndan Balıkesir Barosu Başkanı Turgut Inal, "Esasmda yürutmenin durdurma karan hemen uygulanması gereken bir karardır. İtiraz sonucu beklenmez. Oysa, olaydan 32 gün geçmiş olmasına rağmen, M. Ali Birand'ın 32. Gün Programı'na konu olacak şekilde mahkeme karan uygulanmamaktadır. Ortada ağır bir hizmet kusuru olmanın yanı sıra başkamn şahsından kaynaklanan kişisel kusur ve suç vardır' dedi. (Balıkesir/AA) r * 4 r m r Vw=»İCTf»ci DSP'den ihraç edilen eski W 1 1 U 1 U C l g C M MKYK üyesi üyesi ve Genel Başkan Yardıması Haluk Özdalga, dün yaptığı yazılı açıklamada, "DSP ust yönetim tarzının bir benzerinin Çavuşesku ailesi devrildikten sbnra artık Doğu Avrupa'daki komünist partilerde j bile kalmadığını" söyledi. Özdalga, "Sosyal demokrasinin en temel ilkelerine | taban tabana zıt bir anlayışla yönetilen bir partiden ihraç edilmeyi, demokratik sol ilkelere bağlılığın bir kanıtı ve onur belgesi sayıyorum" dedi. Özdalga, DSP'nin kendi içinde demokrasiyi işletemediğini, kendi üyelerinin hakkını yediğini savunduğu açıklamasında, bu ihracın demokratik sol doğrultuda yaptığı çaiışmaları daha da inançlı bir şekilde sürdürmesi için teşvik yerine geçeceğini vurguladı. DSP'de bugüne değin üst yönetimde gorev alanlardan tek bir kişinin bile partide kalmadığını belirten Özdalga, Necdet Karababa, Necat Hamzaoğlu, Nuri Korkmaz, Murtaza Çelikel, Halil Tunç, Sedat Akman, İsmail Hakkı Aydınoğlu, Cahit Ülkü, Mustafa İmirzalıoğlu, Bedri Demir, Celal Kürkoğlu, Avni Başdoğan'ı örnek gösterdi. (ANKARA Cumhuriyet Bürosu) 'Emek ve Banş' mitingi cumartesi günü, TTK'ya bağlı 42 bin kömur işçisinin işverenle uyuşmazlık halinde olduğu Zonguldak'ta "Emek ve Barış" mitingi düzenleyecek. Genel Sekreter Yardımcısı Ertuğrul Günay, beş aydan bu yana toplu iş sözleşmesi görüşmesi uyuşmazlık içinde olan işçilerin bağlı olduğu Genel Maden-lş Sendikası'nın alnuş olduğu grev karan için 60 günlük yasal surenin 30 kasımda sona ereceğini hatırlatarak, "Bu miting öngörülen yasal sürenin sona ermesine bir hafta kala, işçinin taleplerini yüksek sesle duyuracağı bir miting olacak" dedi. Bu arada, Genel Başkan Erdal İnönü'nün, 22 kasım perşembe günu Ankara'da çeşitli demokratik kitle örgütlerinin temsilcileriyle sabah kahvaltısında bir araya geleceği öğrenildi. (Ankara / AA) tnönü ve Ecevit sempozyumda • İSTANBUL (AA) — Üniversite Oğretim Üyeleri Derneği'nce, "Cniversite ve Sorunlan" konulu sempozyum düzenlendi. Sempozyuma SHP Genel Başkanı Erdal İnönü ile DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in de katılacağı bildirildi. İTÜ Maden Fakültesi'nde 24-25 kasımda gerçekleştirilecek sempozyumun ilk gününde, SHP Genel Başkanı Erdal İnönü bir konuşma yapacak. Aynı gün, Devlet Istatistik Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Orhan Güvenen, "Bilim metodolojisi, üniversite, kamu, özel kesim ilişkisi" konusunda açıklamalarda bulunacak. Sempozyumun ikinci gününde, Prof. Dr. Türkân Saylan'ın oturum başkanhğını yapacağı toplantıda, DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit konuşacak. Mecliste 5 idam daha • ANKARA (AA) — Haklarındaki ölüm cezaları kesinleşen beş kişiye ait bir dosya daha TBMM'ye geldi. Meclise şimdiye kadar dosyaları ulaşan idam hükümlülerinin sayısı 315'e yükseldi. Siyasi suçlu Ali Alkan, Emrullah Gemci, Mehmet İşbilen, Bilgehan Gençkardaşlar ve Halil Yavaş haklarındaki ölüm cezalannın yerine getirilmesine ilişkin Başbakanlık tezkereleri, TBMM Adalet Komisyonu'na sevk edildi. Böylece, TBMM'ye sunulan idam dosyalarının sayısı 201'e yükselirken, hükümlu sayısı da 315'i buldu. Danıştay Başkanı emekli oluyor • ANKARA (ANKA) — Danıştay Başkanı Süleyman Türkoğlu, 1 Aralık 1990 tarihinde, yaş haddiyle emekliye ayrılacak. 7 şubalta bu goreve seçilen Türkoğlu'nun emekliye ayrılma gunü yaklaşırken Danıştay'taki başkanlık yanşı kulisi de hızlandı. 2575 sayılı Danıştay Yasası uyarınca, başkanın emekli olmasından itibaren 15 gün içinde seçimlere geçilmesi gerekiyor. SHP grubunda Baykalcılar GenelBaşkan inönü'yü eleştirdiler: Partidekürsü özgürlüğü yokAnkara Milletvekili Beşer Baydar'ın görevden almalarla ilgili gündetn dışı konuşmasında "Soruyorum Genel Başkanım" sözleri üzerine İnönü ayağa kalkarak, "sor bakalım ne soracaksın" şeklinde konuştu. "gnıbun çalışması için daha et- kin önlemler" konusu üzerinde konuşmak için söz alan Baydar, Çankaya ilçe başkanının disip- line verilmesinin ve görevden al- maların "kendisinde moral bo- zuklnğu yarattığını" söyledi. tnönii'nün olağanüstü kurultay- da "solu birieştinnek, dışa dö- niik mücadele ve parti içinde hukukun egemen kılınması id- dialanyla yönetimi aldıgım" kaydeden Baydar, bu sözlerin hiçbirisinin gerçekleşmediğini, partinin oy grafiğinin düştüğü- nü ve parti içi hukukun çiğnen- diğini savundu. CHP'nin geç- Baykal'a yakın İstanbul Milletvekili Mustafa Timisi, "Oturumu yöneten başkan konuşmanın bütünlüğünü bozamaz. Sayın Genel Başkanın müdahaiesi ile kürsü özgürlüğü ortadan kalkmıştır" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — SHP grubunun basına kapalı bölümü tartışmalı geçti. Deniz Baykal'a yakın Ankara Milletvekili Beşer Baydar'ın, görevden almalarla ilgili gün- dem dışı konuşmasında "Sonı- yorum genel başkanım" sözle- ri üzerine İnönu ayağa kalkarak "Hadi sor bakalım, ne soracak- san sor" dedi. Baydar'ın kürsü- den inmesınin ardından Baykal ve genel merkez yanlısı millet- vekilleri arasında tartışma çık- tı. Toplantmın basına kapalı bö- lümünde gündemde yer alan mişte sorunlan gerektiği gibi çö- zemediğini, bu sorunların CHP'yi çözdüğünü kaydeden Baydar, "CHP'nin geçmişteki yanlışiannı örnek alalım. Taah- hütlerinin yerine gelmeyeceğini gören yöneticiler örgüte hiicum etmişlerdir. Kimdir bunlann so- nımlulan?" diye sordu. Baydar konuşmasının bu bö- lümünde "sonıyonım sayın ge- nel başkanın" deyince tnönü ayağa kalkarak "Sor, hadi sor bakalım, ne soracaksan sor, dinliyorum" dedi. Baydar bu- nun üzerine "Ben böyle olsun istemedim. Soru benim konuş- mamın içinde vardı" derken İnönü, "Sor, sor bekliyonım" diye konuştu. Oturum Başkanı Kumbaracıbaşı, Baydar'ı "Gündem dışına çıkmamaya" çağırırken tnönü, "Demek ki Sayın Baydar'ın soracak sonı- su yokmuş" diyerek yerine oturdu. Baydar, bu durumda konuşamayacağını belirterek kürsüyü terk etti. Aynı anda Ankara Milletvekili Erol Ağagil de Baydar'a "Burası kahveha- ne mi ki genel başkana soru soracaksın" diye seslendi. Baykal'a yakın İstanbul Mil- letvekili Mustafa Timisi usulle ilgili söz alarak kürsünün özgün olması gerektiğini söyledi. Timi- si, "Oturumu yöneten başkan olarak Kumbaracıbaşı, konuş- manın bütünlüğünü bozamazsı- nız. Sayın .Genel Başkan sizin de müdahalenizle kürsü özgürlüğü ortadan kalkmıştır. Müdahale- niz ve tepkiniz yanlıştır" diye konuştu. Daha sonra söz alan tnönü, geçmiş yönetimleri ve liderleri değerlendirirken onlann yapa- madıkiarının eleştiriimesinden çok, yaptıklannın değerlendiril- mesinden yana oiduğunu belirt- ti. İnönü, şöyle konuştu: "Ben, CHP'ye karşı yapılan eleştiriye tepki gösterdim. Bu- güne kadar ne yapıldıysa geç- raişte hepsini CHP >aptı. Biz o partinin birikiminden geliyonız. Aramzda CHP'de büyük so- rumluluklar alnuş, bakanlık yapmış kişiler var. tçinizde CHP'de çauşmamış olan bir tek ben vanm. Beklerdim ki onlar bu sözlere tepki göstersin, CHP'yi savunsıiDİar." Daha sonra Baykal'a yakın Diyarbakır Milletvekili Fuat Atalay "Gend Başkan'a benim de bir sorum var" diyerek söz isteminde bulundu. Bunun üze- rine bazı MYK üyeleri "Yerini- ze otunın, saygısızlık etmeyin" diye çıkışırken oturum başkanı Kumbaracıbaşı da AtaJay'a söz veremeyeceğini belirtti. Atalay da K'umbaracıbaşı'nın "grup içi yönetmeliği objektif olarak uy- gulamadıgını, toplantıyı sabote ettigıni" savundu, "Genel Baş- kan'a bu hak neden tanınıyor da bize tanınmıyor. O da gnı- bun bir üyesi, ben de" diyen Atalay grubu terk etti. 'Sosyalistlerin Birliğilçin Parti GirişimVKurucular Kurultayı toplanacak Solda yenî bir parti doğuyor Girişimin Yürütme Kurulu sözcüsü Kemal Anadol'un verdiği bilgilere göre kurulacak parti tüzüğünde il ve ilçe yönetim kurullarını görevden alma gibi bir yöntem olmayacak. Kadınlara kota ayrılacak. Aile bireylerine karşı şiddet partiden çıkarılma nedeni sayılacak. İç-Politika Servisi — Solda yeni bir parti kurma hazırlıklarında son aşama- ya gelindi. 24-25 kasım tarihlerinde An- kara'da toplanacak olan "Sosyalistlerin Biıiiği İçin Parti Girişimi" kurucular ku- rultayında kurulacak partinin adı, amb- lemi ve İçişleri Bakanlığı'na başvuru ta- rihi de belirlenecek. Başvurunun aralık sonu, ocak başı olması düşünülüyor. Gi- rişimin YürOtme Kurulu sözcüsu Izmir Milletvekili Kemal Anadol, "Şimdiye kadar Türkiye'de geleneksel sol, sosyal demokrat, merkez ve sağ partilerin hiç birinde göriilmeyen bir modele tanık olunuyor. Gerçekten tabandan bir par- ti kunıluyor ve doğuyor" dedi. Anadol, partinin düzene karşı çıkan, resmi ide- olojiyle uyuşmayan her partiye, gruba ve bireye kucak açtığını vurguladı. 24-25 kasım tarihlerinde Ankara Mal- tepe'de Şato Yazar Salonu'nda toplana- cak kurucular kurultayı gündeminin ilk maddesi komisyonlann hazırladığı prog- ram ve tüzük taslaklarının tartışılması ve oylanması. Daha sonra yurtiçinden ve dışından 100'den fazla kişinin yer ala- cağı "kurucular heyeti", bu heyet ara- sından da 30 kişiye yakın 'başvuru grubu' seçilecek. Kurulacak partinin adı ve amblemi de kurultayda tartışılacak. Partinin adı için iki ayrı yaklaşımın ol- duğu belirtildi. Bir grup, parti adında örneğin "komünist", "sosyalist" gibi ideolojik bir sozcüğün olmasını, öteki grup ise parti adında ideolojik bir söz- cüğun oimamasını istedi. Bu grubun ço- ğunlukta olduğu ve "çağdaşlık", "demokrasi' gibi kavramların yer alacağı bir ad konulmasından yana olduklan belirtildi. Partinin amblemi için ise he- nüz somut bir önerinin gelişmediği, ku- rucular kurulunun parti adı belli olduk- tan sonra ambleminin bir uzmana hazır- latılması öngöruldü. Sosyalistlerin Birliği İçin Parti Giri- şimi Yürütme Kurulu sözcusü İzmir Mil- letvekili Kemal Anadol, kurultayda tar- tışılacak tüzük taslağına "parti içi demokrasi" anlayışının egemen oiduğu- nu ve "üyeye saygf'nın on plana çıktı- ğını belirtti. Anadol, uyeye saygı konu- sunu "Diyelim AT'ye girip girmeme gibi çok önemli konularda üyelere sorma, yani referandum tiızükte yer alıyor" di- ye örnekledi. Kemal AnadoFun verdiği bilgilere gö- re kurulacak olan parti tüzüğünde il ve ilçe yönetim kurullarını görevden alma gibi bir yöntem olmayacak. Üst kurul- lara sadece belirli süre içinde alt kurul- lardan kongreye gitme yolunda istemde bulunma hakkı tamnacak. Seçimlerde nispi temsil öngörülecek. Kadınlara kota ayrılacak. Aile bireylerine karşı şiddet kullanma, partiden çıkarılma nedeni sa- yılacak. Anadol, program taslağıyla ilgili şu bil- gileri verdi: "Dünya ve Türkiye insanı- nı önde tutan bir anlayış egemen. Tas- lak, insanlığın 21. yüzyıla girerken amaçladıgı hedefi yakalamaya calışıyor. İnsan haklan, demokrasi, kadın, çevre ve Kürt sorunlanna ağırlık veren, çagın gelişmelerini yakından izleyen, ülke ger- çeklerini goren ve ayağı yere basan bir taslak." Kemal Anadol, program ve tüzük tas- lakları hakkındaki görüşlerini şöyle an- lattı: "Kısaca, Marksist olan ve olmayan tüm demokrat çagdaşlaşmacılara kapı- sını açan bir parti kuruluyor. Kapitaliz- min, devlet sosjalizminin ve sosyal de- mokrasinin Türkiye için geçerli olmadı- fını, katılımcı, çogulcu, özgürlükçü bir sosyalizm anlayışının Türkiye'nin agır- laşan sorunlanna çöziim getirebilecefi- ni söyle>en bir parti doğuyor. Bu parti başta işçi sınıfı olmak üzere düzene mu- halif olan butün grup ve kesimlerin par- tisi olacaktır. Bu parti bugünden haya- tın her alanına müdahale ederek var ola- nı değiştirmeye, insanlan her ölçek ve çerçevede kendi kaderieri üzerinde sü- rekli daha fazla söz ve yetki sahibi kıl- maya, toplumun büıiin gözeneklerine, bütün insan ilişkilerine nüfuz edecek ve gelecekteki sosyalist iktidarın da vazge- çilmez temelini oluşturacak olan demok- ratik siyasal kültürü oluşturmaja çalı- şacaktır." Anadol, partinin, "dil, din, cinsiyet aynmcılığı >apmadan Türk-KUrt bütün yurttaşları sınıfsız. sömürüsüz, tahak- kümsiiz bir evrene doğru cesur, neşeli ve sevinçli bir yüriiyüşe çagırmakta oidu- ğunu" vurgulayarak şunlan söyledi: "Bu parti, solun merkezinin, odağı- nın kendisi oiduğunu iddia etmiyor. Bu nedenle düzene karşı çıkan, resmi ideo- lojiyle uyuşmayan her partiye, gruba ve bireye kucak açıyor. Bu partinin sözlü- ğünde 'katılma' yok, 'birleşme' var. Bu nedenle HEP'le birleşmek, diğer sol ör- gütlenraelerle birlikte olmak. bep biriik- te büyümek, genişlemek ve iktidar ol- mak ans hedefidir." ZtRAAT FAKÜLTESİ ÖĞHETtM ÜYELERt— Ankara Universitesi Ziraat Fakultesi oğretim u>eleri dün Anıtkabir'i ziyaret ettiler. (Fotograf: AA) 'Laikliğe ters girişimleri kınıyoruz'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Üniversite öğretim üyelerinin "anti- laik" girişimleri protesto eylemleri sürüyor. Ankara Universitesi Ziraat ,Fakültesi'nden 300 kadar öğretim üyesi de Anıtkabir'i ziyaret ederek "Laikjigin sadece din özgürlüğü" şeklinde tanımlanmasının "yanlış ve yanıltmaca" oiduğunu belirttiler. A.Ü. Ziraat Fakultesi öğretim üyeleri dün saat 12.30'da Dekan Prof. Dr. İ. Arif Kansu başkanlığında Anıtkabir'e geldiler. Öğretim üyeleri Atatürk'ün mozolesine çelenk ko>-up saygı duruşunda bulundular. Daha sonra Dekan Kansu, Anıtkabir özel defterine şunlan yazdı: "Ölümsüz atamız, son zamanlarda senin ilke ve devrimlerine karşıt görüş ve davranışların, artık açıkça sergilenmesi ve gittikçe belirginleşmesi bizleri ciddi olarak rahatsız ediyor. Bu gibi davranışlara tepki göstermek en bü>ük hakkımız ve senin aziz halırana karşı görevimiz laik cumhuriyete, laik eğitim ve öğretime, özerk üniversite anlayışına ters düşen bu gibi girişimleri şiddetle kınıyoruz. Çağdaş olabilmenin ancak laik düşünce ile mümkun olduğunun inancı, içimizde her gün daha çok kök salıyor. Laikliğin sadece din özgürlüğü şeklinde tanımlanması veya yorumlanmasının yanlış ve yanıltmaca olduğuna inanıyoruz. Bu gibi ters görüşleri artık açıkça ifade edebilen iç ve dış güçlerin üniversitelerimizi kendi amaçlan doğrultusunda kullanmalanna engel olmak, gelecek kuşaklara olan en büyük borcumuzdur. Öğrencilerimizi senin ilke ve devrimlerin doğrultusunda yetiştirme azminde olan biz, Ankara Universitesi Ziraat Fakultesi öğretim elemanlan, senin büyüklük ve ileri görüşlülügüne her gün daha çok inanarak yüksek huzurunda saygı ile eğiliyoruz." Öğretim üyeleri, elemanları ve araştırma görevlileri, daha sonra İsmet İnönü'nün mozolesini ziyaret ederek Anıtkabir'den ayrıldılar. IZMIR'den HİKMET ÇETİNKAYA SHP MYK Kontrgerilla bildirisi açıklanıyor ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — SHP, Genel Sekreter Hikmet Çeün ve Grup Başkan- vekili Onur Kumbaracıbaşı tara- fından hazırlanan "kontrgerilla bildirisini" bugün açıklayacak. SHP Merkez Yürutme Kurulu, konunun parlamento zemininde diğer partilerin de katılımını sağlayacak biçimde ele alınma- sı için girişimlerde buiunmayı kararlaştırdı. MYK, dün Erdal tnönü baş- kanlığında TBMM'de toplana- rak kontrgerilla konusunu gö- rüştü. Genel Sekreter Hikmet Çetin, toplantıdan sonra yaptı- ğı açıklamada, kontrgerilla ko- nusunun "dünü, bugünü ve ge- leceği açısından irdeleneceğini" belirterek şöyle konuştu: "Konu sadece tek partiyi ilgi- lendiDHi bir konu degjl, sivil top- lumu, demokrasiyi, açıklık reji- mini ilgilendiriyor. Bunu parla- mentonun yüklü gündeminin belirli bir sırasında yer alacak bir konu olarak değil, diğer par- tilerin de işbirliği ile bir an ön- ce göruşülmesi gereken bir ko- nu olarak görüyoraz." Kııran kursu denetiminde değişiklik çalışması ANKARA (Cumhuriyet Bii- . rosu) — Başbakanlık, Kuran kurslannın denetiminde Milli Eğitim Bakanlığj'n' devredışı bı- rakan Diyanet İşleri Başkanlığı yönetmeliğinde değişiklik yap- mak amacıyla çahşmalara baş- ladı. Değişiklik çalışmalannın bizzat Başbakanlık Müsteşan Sabahattin Çakmakoglu tara- fından yurütüldüğü kaydedildi. Çakmakoglu, bu çalışmalar çer- çevesinde, Milli Eğitim Bakan- lığı ve Diyanet İşleri Başkanfığı yetkilileri ile görüştü. Çalışma- mn önümüzdeki günlerde ta- mamlanacağı da bildirildi. Edinilen bilgiye göre, Diyanet yetkilileri, yönetmelik değişikli- ğinde Milli Eğitim Bakanlığı'nın kursların denetiminde devredı- şı bırakılmasmda "bir kasıt ol- madığı"nı savundular. Yeni yö- netmelikle Kuran kurslanm de- netleme yetkisinin valilik ve kay- makamlıklara bırakıldığını sa- \"unan Diyanet yetkilileri, yönet- melikte 5442 sayılı İl Idaresi Ya- sası'na atıfta bulunulduğuna da işaret ederek, böylece kursların vaü veya kaymakamın görevlen- direbileceği il ya da ilçe emrin- deki Milli Eğitim müfettişlerin- ce denetlenebileceğine dikkat çektiler. Yeni yönetmeliği haarlayan bazı Diyanet yetkilileri de, Cum- huriyet muhabirine, Kuran kurs- lanrun denetiminde Milli Eğitim Bakanlığı'nın zaten işlevini yitir- diğini savunarak, yapılan deği- şiklikle "fiili durumun yönetme- liğe aktarddığı"nı ifade ettiler. Yeni Yiizler, Eski Yüzler. İZMİR — DYP'de büyük kongreye doğru "ye- ni yüzler" yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Lider De- mirel, sanırız en çok "eski yüzleri" eleştiren- lere kızıyor olmalı. Acaba DYP tabanı "yeni yüzler, eski yüzler" tartışmasına nasıl bakıyor? Yıllarını politikaya vermiş, deneyim kazanmış, ülke yönetiminde söz-sahıbi olmuş "eski yüzler" bir çırpıda sili- nıp atdırsa, DYP kervanı 12 Eylül 1980'den son- ra "polilıka çölüne" dönüşen Türkiye'de nasıl yürüyecek? Sahi hıç düşünüyorlar mı bunu, gerçekten çok merak ediyoruz... İl başKanları toplantılar düzenliyor, kimi ka- rarlar alıyorlar, gazetelere demeçler veriyorlar: — İsmet Sezgin, Nahit Menteşe artık politi- kadan çekılmeli, yerlerini gençlere bırakmalı... Zaman zaman Süleyman Demirel'i de eleş- tıriyor aynı çevreler: — On yıldan beri yurtdışına çıkmadı, çevre- sini değıştirmedi, bu kadroyla bir yere varıl- maz... Polıtikada eleştiri kolaydır. Bakın, SHP'de ye- ni yönetim Adana il örgütünü görevden alınca nasıl çığlık çığlığa eski yöneticiler. Oysa bir yıl önce "seçimle gelen yönetimleri" faks buyru- ğuyla görevden alıp kendi yandaşlarını yöneti- me getiriyorlardı. Sahte üye yazımları, naylon delege seçimleriyle de yaptıklarına ise "demokratik" damgasını vuruyorlardı. Her neyse... Şimdi DYP'de "yeni yüzler" modası egemen. Büyük kongre de genel başkanlık dtşında hayli çekışmeli geçeceğe benziyor. Öyle ya yeni yüz- ler, eski yüzleri arındırmak için çabalayacak. Biz, DYP'de eski yüzleri savunacağız. Çün- kü, düşünceleri ne olursa olsun, politikacı ye- tişmıyor bu ülkede. Bakın CHP'nin, DP'nin, sonra AP'nin yıllar önceki kadrolarına, genel sekreter yardımcılığı koltuklarına kimler otur- muş. Yıllarca aynı koltuğu nasıl korumuş, ne- ler yapmış, bir bakın. TBMM albümünden DYP'nin milletvekilleri- ne bakıyoruz. Çoğunluğu "yeni yüzler"den olu- şuyor. Örneğin, Demirel'in seçim bölgesi Ispar- ta'dan milletvekili seçılen İbrahim Gürdal, Er- tekin Durutürk İ950 doğumlu, A.Aykan Doğan 1936 doğumlu. Sanırız AP Gençlik Kolları'nda 1980 öncesı politika yapmışlar. Atamayla değil, önseçimden gecerek milletvekili seçilmişler. Di- ğer ilierde de ANAP ve SHP'den bir farkı yok DYP milletvekillerinin yaş ortalamasının. Bir Önol Şakar, bir Sümer Oral ve Köksal Toptan, Selahattin Kılıç, Vefa Tanır vs. dışında tümü yeni yüzler, yani gençler... DYP'de büyük kongre öncesi ortaya atılan "yeni yüzler" sloganı tutar mı? Delegeler bir çırpıda, deneyimli devlet adamı kimliğinde olanları yönetimden arındırır mı? Şimdilerde politikayı uzaktan izlemekle ye- tinen eski CHP'Iİ dostumuzun bir sözünü anım- sadık bu soruları yöneltirken. Şöyle diyor her zaman: — Eğer Bülent Ecevit, Demirel gibi eski ar- kadaşlarını yanına alıp politika yapsaydı. bugün sosyaldemokratlar ıktıdara doğru hızfa koşuyor olurlardı... Ecevit bunu yapmadı, ama Demirel yaptı. DYP lideri eski çalışma arkadaşlannı, deneyimli politikacıları yanından hiç ama hiç bırakmayı düşünmedi. DYP'de "eski yüzler gitsin" diyenler, büyük kongreye katılacak delegelere güveniyor. Sa- nırız, Demirel, kongrede "eski yüzleri" savu- nacak. Onlann silkilip atılmasına göz yumma- yacak. Türkiye'de politikacı pek kolay yetişmiyor... Bugün ne DYP ne de SHP bir ANAP değil. Her ikisinin de tarihi bir misyonu var. ANAP'ta bu işler çok kolay yürüyor. Çünkü ANAP bir si- yasal parti gibi değil, bir şirket gibi yönetiliyor. SHP ve DYP partileşme süreci içindeler. Onun içinde sıkıntıları büyük... Konumuz DYP olduğuna göre biz parti taba- nının sesini bir tümceyle verelim isterseniz: — Bizim eski yüzlere de gereksinimimız var yeni yüzlere de... Böyle konuşuyorlar...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle