04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 20 KASIM 1990 Anı Yazıııak Am yazarlan, genellikle kendilerinden çok, başkalarımn kusurlarını, hatalarını, başarısızlıklarmı sergilemeye önem verir, ortaya koymaya çalışırlar. Ne var ki özyaşamöyküsüne çok benzeyen, onunla çok sık kanştırılan anı, daha çok dışsal olaylara ve kişilere önem vermesiyle özyaşamöyküsünden ayrılır. NURER UĞURLU Anı, bir kimsenin içinde yaşadığı ya da tanık olduğu, duyduğu olaylan ve kijileri aalattığı yazı türüdilr. Bu yazın (edebiyat) türü genellikle hi- kâye etmek biçiminde yazılır. Anı, yazın türlerinin en yaygın olanlanndan biridir. Eskiden anıya 'gönül, hatır, hayal' anla- mına gelen habra denirdi. Arapça bir sözcük olan hatıra 'hatırlanan, akla gelen şey' anlammda hu- tûr sözünden türemiş kabul edilir. Bu yazın tü- rü ya günü gününe tutulan notlar ya da sonra- dan anımsanan olaylar ve kişiler olarak kale- me alınır. Tanınmış bilim, sanat, kültür, siyasa adamlannın anıları, onlann yaşamlannı, dönem- lerini anlatması, aydınlatması yönünden önerali ve değerli belgeler arasında yer alırlar. Anı türleri ve yazarlar Anı, insanın kendi yaşamasını, kendi izlenim- lerini anlatması olarak da bilinir. Onun için anı, özyaşamöyküsünden (autobiographie) kesin çiz- gilerle ayrılmaz. Çünkü anı, yazan kişinin yaşa- mının belirli bir kesitini içine alır. Bundan olsa gerek, anı yazarlan kendileriyle ilgili gerçekleri gizlemeye, başkalanyla ilgili olanlan açığa çıkar- maya çalışırlar. Böylece kimi aru yazarlan anı uy- durmaya yönelirler. Kimileri de yaşadıkianndan çok, başkalanndan duyduklannj kendilerine mal ederek anlatırlar. Anı yazarlan, genellikle ken- dilerinden çok, başkaJarının kusurlarını, hata- larını, başansızlıklarını sergilemeye önem verir, ortaya koymaya çalışırlar. Ne var ki özyaşamöy- küsüne çok benzeyen, onunla çok sık kanştırı- lan anı, daha çok dışsal olaylara ve kişilere önem vermesiyle özyaşamöyküsünden aynlır. Anı ile günlüğü de birbirine kanştırmamak ge- rekir. Günliik, günü gününe tutulan içe ve dışa dönük notlardan oluşur. Anı ise üzerinden uzun yıllar geçen olaylan ve kişileri anlatır. Bunun için olsa gerek günlük, anıdan daha çok gerçeğe uy- gunluk ve inandırıcıhk gösterir. Anı ile yaşamöyküsu'nu (biographie) de bir- biri içine katmamak gerekir. Yaşamöyküsü, ya- şayışlan, yapükları ilgi çekici, önemli olan insan- lann yaşamlannı inceieyen, bu alandaki bilgile- ri derleyen, anlatan bir edebiyat türüdür. Tarih- sel belgelere ve araştırmalara dayanılarak yazı- lan bu tür yazılara eskiden tereeme-i haJ denir- di. Anı, genellikle belirli bir yaştan sonra kaleme alınır. Bu yaş, anı yazarlannın ileri, yaşlıhk yıl- lan olur. Anı yazarlannın bu yaşlarda işe koyul- malannın başüca nedenleri arasında, unutulmak korkusunun, bir iz bırakmadan gitme buruklu- ğunun ağır bastığı söylenebilir. Denebilir ki ta- rih ve toplum karsısında hesaplaşmak, pişman- ük duygulannı dile getirerek rahatlamak, günah çıkartmak gibi kişisel etkenler de anı yazmada etkili olur. Ayrıca anı yazarlannın birlikte yaşa- dığı kişilerin kişiliklerine duyduğu hayranlık ve bağlılık da gündeme gelebilir. Bilim, kültür, sa- nat ve siyaset alanında karşı olduğu kişileri kö- tülemek, yermek ve kendini savunmak gibi duygu ve düşünceler de anı yazmada söz konusu ola- bilir. Anı yazarı, yaşamının bir bölümünü anlatır- ken istemeyerek de olsa, başkalannın yaşamla- nna girmek, onlardan da kesitler vermek zorun- da kalır. Sanınm anı yazmadaki asıl amaç, anı >-azarınm yaşadıklarmı, gördüklerini içtenlikle doğru, başkalaruıı yanıltmayacak bir yansızlık- la ele alması, anlatması olmalıdır. Anı yazan ya- şadıklannı olduğu gibi, gerçeği değiştirmeden, tarihe katkıda bulunacak bir biçimde dile getir- melidir. Böylece bir tarihçi gibi nesnel (neden- sonuç ilişkileri içinde), bir edebiyat adamı gibi kişisel bir tutum, davranış ve sorumluluk içinde geçmişine bakmalıdır. Bunun için anı yazan, anı- lannın tarih ile özyaşamöyküsü arasında ortak bir nitelik, bir değer taşımasına özen gösterme- lidir. Bütün bunlardan başka belki de en önem- lisi, yanlan anılann kişisellikle toplumsailığı, ya- şam ve zaman kesiti içinde, tam anlamıyla kay- naştırmış olması gerekir. Böyle yazılmış anılar tarihe iyi, doğru, sağlam bir kaynak olabüir, ta- rihin kuruluğunu, sığlığıru giderebilir, onu olaylar ve tarihler kalabalığı olmaktan kurtarabilir, ta- rihe canlılık getirebilir. Anı yazmada anıaçlar Bunun için olsa gerek, anı yazmakta çeşitli amaç güdülür. Bunlardan en önemlisi çağına, za- manma tanık olmaktır. Kendisini önemsemek, unutulmak korkusundan kurtulmak gibi duygu- lar da ilk sıralarda yer alır. Yaşadıklannı, ğör- düklerini gelecek kuşaklara olduğu gibi aktar- mak, onlara yol gösterici olmak, dersler vermek gibi işlevler ve sorumluluklar da anı yazma amaç- lan arasında sayılabilir. Onun için anı yazan, anı- larını yazarken dürüstlükten ayrılmamalı, içten- likten uzaklaşmamalıdır. Çünkü gerçeğe uygun- luk ve içtenlik anı yazmanın temel kurallanndan biridir. Anı vazmanın da çeşitli biçimleri vardır. Ki- mi anı yazarlan, anılannı kronolojik bir sıra için- de anlatmaya önem verirler. Kimileri anımsadık- ça anılannı kaleme alır. Ama bu çeşit anılarda bir gelişigüzelük, dağınıkhk ve savrukluk ağır ba- sar. Aklına geldiği zaman anı yazmada tutarsız- lıklar, çelişkiler, hatalar (kişi ve tarih) çok görii- lüyor. Onun için anı yazan anılarına bir tarihçi gibi yaklaşmalı, bir romana gibi kişileri, olay- lan ve ortamı vermeye çalışmalıdır. Bundan ol- sa gerek anı yazmanın da kendine göre bir biçe- mi vardır. Bu biçemde içtenlik, gerçekçilik, ya- bnhk ve yansızlık ağır basar. Çünkü her anı ya- zarırun biçemi kendine göre bir anlam ve kişilik taşır. Bu amaç okurlarca bilinir, önemsenir, il- giyle izlenir. Onun için anı yazarlan anılannda- ki kişileri ve olayları belirli bir biçem içinde (nesnel-saygılı) vermek zorundadırlar. Yoksa ya- zılan anı, anı olmaktan çıkar, bir çeşit dedikodu yapmak olur, ki bu da anıyı asıl amacından çok uzaklara götürür. Batı yazınında anı türünde çok yapıt (eser) ya- zılmıştır. Bu türün ilk örneğini eski Yunan yazı- nında Ksenophon (M.Ö. 427-355) Anabasis (On- binlerin Dönüşü) adlı yapıtıyla vermiştir. Röne- sans'tan sonra Batı'da birçok sanat ve siyasa ada- mı, anı türünde çeşitli yapıtlar yazmıştır. Bu tür, XVII. yyMan sonra büyük gelişme göstermiştir. Türk yazınında bu türün ilk önemli yapıtı Ba- bürnâme'dir. Hindisıan'da Babür lmparatorlu- gu'nu kuran şair hükümdar Babür Şab'ın (1483-1530) bu tanınmış yapıtı, gezi- özyaşamöy- küsü özelliği göstermesine karşın ilk anı örneği- dir. Babür Şah, hükümdar, komutan ve şair ola- rak başından geçenleri Çağatay Türkçesiyle yaz- mıştır. Eski Türk düzyazı örnekleri arasında sa- yılan Babürnâme akıa bir anlatımla kaleme alm- mıştır. Divan yazınımızda anı, tarih, tezkire, seyahat- name türleri arasında yer almıştır. Türk yazınında anı bağımsız bir yazm türü ola- rak Tanzimat'tan sonra başlamış, Edebiyat-ı Ce- dide ve XX. yüzyıl Türk yazınının ilk yansında önemli gelişme göstermiştir. Cumhuriyetten son- ra anı türü, yazınalann ve poi-tikacıların yazdık- lan eserlerle çeşitlilik ve zenginlik kazanmıştır. Doğu yazımnda da anı türüne büyük önem ve- rilmiştir. Gandı'nin Gerçek Yolundaki Deneyim- lerimin Öykiisii adlı kitabı, bu türün ön sırala- rında yer almakta, bunu Çin yazınında Yu Ta- fou'nun, Se-ma Ts'ien'in, Hintli şair R. Tagore1 un ve Pandit Nehru'nun anıları izlemektedir. XX. yüzyıl başlannda Batı yazınında, yazın yanı ağır basan anılarla birlikte siyasal anılar da çoğalmış, önemli siyasa adamlanmn yazdıklan siyasal anıjarla bu tür zenginleşmiştir. Özellikle fkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yazılan siyasal anılar büyük yankjlar uyandırmıştır. Bunlar ara- sında tngiltere Başbakanı W. Churchill'in, ABD Cumhurbaşkanı Truman'ın, Eisonhover'in ve da- ha sonra Johnson'un, Fransız Generali ve Cum- hurbaşkanı De Gaulle'ün, Sovyetler Birliği lide- ri Kmşçev'in, Alman Başbakanı K.Adenauer'in anılan yamnda, Ikinci Dünya Savaşı'na katılmış Fransız generali Gameli'nin ve Mareşal Juin'in, Rus mareşali Jukov'un anıları önemli siyasal anı- lar arasında yer almıştır. Bu siyasal anılann ço- ğu tarihe ışık tutmuş, değişik yommlar getirmiş, yeni bir dünyanın kurulmasına (banş içinde bir- likte yaşama) katkıda bulunmuştur. Bizdeki anılar Yakın dönem Türk siyasal anı türü de Hüse- yin Cahit, Falih Rıfla, Yunus Nadi, Dr. Rıza Nur, Ruşen Eşref, Yakup Kadri, Samet Ağaoğlu gibi siyasa adamları; General Kâzım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Izzettin Çalışlar, Kâzım Özalp gibi komutanlar; Mustafa Kemal (Atatürk), Ismet lnönü, Celal Bayar gibi cumhurbaşkanlannın an- lattıkları ve yazdıklan anılarla zenginleşmiştir. Eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in anıları- nı okurken bunları düşündûm. (1). (1) Evren, Kenan; Kenan Evren'in Anıları (1. cilt, resimli, 576 sayfa), Milliyet Yayınları, 1990 lstanbul HESAPLAŞMA BURHAN ARPAD Kabak Çekirdeği Kilosu On Bin TL.Bizim politikacılar ve ülkeyi yöneten üst düzeyde bürokrat- lar, ya sayı bilmiyorlar ya da yurttaşla hiçbir yakınlıkları yok! Yemek içmekle, giyimle, okumakla da hiçbir yakınlıkları yok olmalı! Bu varsayımların hiçbiri söz konusu değilse yeme- den içmeden ve giyim kuşam gereksinmesi olmadan tıpkı melekler gibi yaşıyor olmalılar! Ne var ki arada bir bilimsel görüntülü sözler ediyorlar: 'Toptan ederler (fiyallar) yûzde dört buçuk arttı' gibilerden! Onların bu varsayımlarına bakılırsa her şey güllük gülistanlık! Bununla yetinmeyip 'çarşı pazar ekonomisi bu ülkeye refah getirecektir' de diyebiliyorlar. Bu sözlerden içleri rahat mı, bilemeyeceğim. Böyle düşünedursunlar, biz çarşı pazar etiketterine bir göz atalım. Ef: 25 bin, beyazpeytıir: 20-25 bin. Kavun (3-4 kilo- luk): 6-7 bin. Karpuz (orta boy): 4 bin Türk Urası. Elma: 1500-2000 TL Üzüm (satıanın insafına göre): 1500-3500 TL. Şişe bira: 1800 lira, bir bardak maden suyu 500 TL., büyük şişe kaynak suyu: 2000 TL., taze fasulye: 3000 TL., büyük yoğurt (700 gramlık): 3500 TL. Biraz da giyim kuşam: Sıradan bir ayakkabı 30 bin TL. Ka- dın iskarpinleri, semtine ve satıcının insafına göre: 70 bin- den başlıyor! Havadan gayri hiçbir şey vermeyen, her ay 9000 TL. saat ve bakım faturası ödetiyor. Belediye otobüsleri bilet ücretlerı de başlı başına bir âlem! Birkaç aydır uygulanan yeni tarife yolcu taşıma parasını iki ölçüyle alıyor. Tek bilet ve çift bilet diye. Otobüsün ön camına yapıştırılmış bir kâğıda çift ya da tek bilet yazılı. Ne var ki bu aynmın hangi ölçüyle sap- tandığı belli değil. Sözgelimi çift bilet yazıyorsa, siz bir du- raklık bir yolculuk yapacak olsanız da boşuna konuşmayın, çift bilet ödemek zorundasınız. Yöneticilerimiz böyle uygun bulmuşlar! Bir durak için bindim diye direnmeyin. Şoför sizi kolunuz- dan tutup indirir! Çift bilet yazıyorsa Taksim-Sarıyer yolculu- ğu için de çift bilet vereceksiniz, Taksim-Elmadağ yolculuğu için de! İstanbullu yurttaş sinemaya, konsere, tiyatroya gitmek is- terse. güzel sanatlara, edebiyata ve kültür olaylarına ilgi du- yuyorsa bütçesine yüklüce bir gider koymalıdır. Sinemalara 5-10 bin; tiyatrolar, konserlere kişi başına 5-10 bin ödemek zorundadır. Üç kişilik bir aile ayda iki kez bir sanat olayına bilet alsa en azından bir elli bini göze almalıdır. Buna gidiş- geliş taksi parası da eklenince sanat olayını izleme girişimi hızla artar. Şu da var; konser ya da tiyatro geç başlayıp geç bitmişse gece tarifesi olarak yüzde 60-70 artar. Bu gerçeği bilmez görünen salon işletenler, bu sezon oyunun ve konse- rin başlayış saatini gecenin erken saatine aldılar. Ülkeyi yonetenler kimi gün başka ülkeierin Türkiye'den da- ha pahalı olduğunu ileri sürerek sayılar verirler. ilk bakışta doğru görünen bu sav aslında bir aldatmacadır. Verdikleri ör- nekte salt gider yanı örnek alınmıstır. Oysa örnek aldıkları yüksek kazanç bilmezlikten gelinmiştir. Türkiye'yi çarşı-pazar ekonomisiyle kalkındıracaklannı ileri sürenler ülke gerçeklerini daha ne süre izleyebilecekler, kes- tiremeyeceğim. Fakat bu aldatmacanın uzun sürmeyeceği- ni söyleyebileceğim. • Çarşı-pazar ekonomisi diyenler, yurttaşın uğrağı pazarla- ra bir uğrasalar! Uğrasalar da etiketleri bir görseier, zahmet olmazsa!.. Golerİ . Atölye PERA • 146 97 38 • 132 64 26 Sanat AEDPA İ^Tekıtilbank Sa GaleriJi SALİH ZEKİ Resim Sergisi 7 Kasım -26 Kasım H0»m Otn&t Caö. 1» T*«>«khr* 13e 12 n 'MEHME!GÜLER^ RESİM SER66İ 8 KASIM - 5 ARAUK 1990 Gdtmv BatrAHOB» ta*;' TEM SAHAT GALERİSİ HAKKIAMJ Resim Sergisi HÜSEYİN î t İSIK 21.11.1990/3.12.1990 D A mı vf\ Atiye ^^ YuvaApt 8/2 Teş\iki>x; 136 15 38 SANAT MERKEZİ AdnanYalım Resim Seıgisa 5-26K3Sml990,9ûO-18W jModem Sanat vJ.' Valikonağı Caddesi No. 117/2 Nişantaşı-İstanbul Necla Erk Yıldız Alacakaptan resim sergisi 6-30 kasım 199a >DESTEK REASÜRANS Sanat Galerisi Tel: 131 28 32-V. İjgûnlcri: 11.00- IS.30 «JK TAYFUR Resüpler S A N L I M A N Grafobüer * • • » . » • » • » • • • • - S e r g i s i 19 Kasım - 5 Aralık Devtet Güzel Sanatlar Galerisi istiklâl Cad. 209/49 Beyojlu lAlıas Şineması Ü5tû) M. ALİ MERİÇ Resim Sergisi 21 Kasım - 9 Aralık Nap«ti»« Cad. 44/2 EH)«r 165 19 35-165 32 91 N E L L İ Takı Sergisi 19 Kasım - 1 Aralık T A K I C A L E R İ S I \tapur Itt.kMİ Sok. No: S OrtakOy 159 19 11 KEMAL İSKENDER Resim Sergisi 21 Kasım- 16 Aralık LLevent Sülün Sok. A-14 170 03 62 - 168 74 84 SANATU CİDOİ 0LANLAR1 Gü- 2 1 SANATLAR ÜSELERİNE. FAKÜITELERİNE KONSERVA- TUARURA HAZIRUNANURt ONEMSENEN YETîNEKtl Ç0- CUKLARI Her fljrtff blâfıaMAraç/Ge- reç/Malzeme/Rehber Sanat- çı ve Uzman/Ortam/Mekân/ bizden çalışması sizden İBRAMM 0FT0OGLU SELİM KARADANA CANAN BEYKAL EKREM KAHRAMAN ile Resim (Sanat Tarih, Sanat Felsefesi. Estetik. Günûmüz Sanatı. Temel Sanat Tasarımı. Resim teknolojisi, NO çalışması vb.) SERHAT AKYOL llt mibik (Org. piyano, pop, rock, cazz. klasik gitar. Keman, SoKej, Şan. vb.) ÇOK ÇOK OSL VE BtllMSEL HER YAŞA HER İLGİYE. HER OÜZEYE UYGUN CALIŞMA GRUPLARI KAYITIARIMIZ BAŞIAMIŞTIR. Cihangir Cad. No: 42/3 Beyoğlu/İST. Tel: 144 53 10 MEFHARET ERTUĞ Resim Sergisi 15 Kasım -30 Kasım Zlrut Bankıtı Gılerttl Kantarcı Şubesı Erenköy Can dostumuz Prof. Dr. UMtT DOĞANAY tüm güzelliği ile yüreğimizde yaşıyor. DOSTLARI TEŞEKKUR Can \arlığımız FİLİZ BİNYAZAR'ın hastalığı sırasmda hiçbir emegini esirgemeden büyük insanlık örneği veren, Berlin Özgür Universitesi Klinikum Steglitz Kadın Kliniği Başkanı Prof. Dr. H. WEITZEL'e ve çalışma arkadaşlan Prof. Dr. Opri, Prof. Dr. T. Öney, Dr. Torslen. Dr. Rüdiger. Dr. Tıirka)'»; gösterdikleri ilgilerinden dolayı Türkiye, Almanya ve Berlin'deki arkadaş ve akrabalanraıza; son günlerinde başından ayntmayan Berlin'deki aile dostlanmıza; çelenk göndererek, mektup, telgraf ve telefonla acımızı paylaşan yakınlanmıza teşekkür ve rainnet duygulanmızı sunarız. LÂÇİN AİLESİ Eşi ADNAN BtNlüZAR İLAN ANKARA 23. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞt'NDEN Dosya: 1990/358 Davalı: Salih Polat Davacı Milli Savunma Bakanlığı vekili tarafından Salih Polat aley- hine açılan aiacak davasımn yapılan açık yargılamasında: Adınıza çıkarılan tebligatlar tebliğ edilememiş ve adresinizde zabı- taca tahkik edildiğinden bir dahaki duruşma günü olan 18.12.990 günü saat 11.00'de duruşmada hazjr olmanız, olmadığınız takdirde leya ken- dinizi bir vekil ile temsil ettirmediğiniz takdirde tahkikat ve yargıla- maya devam olunarak karar verileceği tebligat yerine kaim olmak üzere tebliğ olunur. Basın 39341 Türk hekimlerinin büyük lideri, deferli bilim adamı, ulûsumuzun en büyük sağlık emekçisi, seçkin insan, höcamız; Prof. I>r. Nusret FlŞEK'i kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyiz. Onun düjünce ve ilkeleri halkımızın sağlıgını koruma ve geliştirmede biz hekimlere ışık tut^ıaya devam edecektir. Dr.Galip Yıldız, Dr. Günsel Yıldız, Dr. Inci Gtıneri. Dr. Mehme! Karakaya, Dr. Hayati Inal, Dr. Ayhan Oral. Dr. Hü^eyin Turk. Dr. llhan Oral. Dr. Musiafa Ze>:indalı. Dr. Mehtnet Karabuluı. Dr. Murat Arslan. Dr Musıafa Başo/. Dr. Vartıan Karaoğlan, Dr. Hamdi Aslan, Dr. Malik Dülgeroğlu. Dr. TUlin Dulgeroğlu. Dr Nuray Ha?er. Dr Musıafa Kulluk, Dr. Yalçın Sucu. Dr. Aiilla Bozkun. Dr. Şakir Elaziz, Dr. Hüseyin Alıcı. Dr. Ali Tüney, Dr. Ali Glire. Dr. Yalçın 07, Dr Ziya Küçük. Dr. Vehbi Esenlik. Dr. Meıin Vural, Dr. Ibrahim Topal. Dr. N'tıri Ozdemir. Dr. Nazım Tugrul. Dr. Muzaffer Karakıs, Dr. Bülenı Bilgiç, Dr. Azime Bilgiç. Dr. Nail Sevinç. Dr Sundü 1 . Yaprak. Dr. Aslı Şirin, dr. Nuran LKIu, Dr. Filiz ünal, Dr. Kazım Kul, Dr Zafer Tan. Dr. Mukadder Tan. Dr Haydar Nehos. Dr. Hsan Dogan, Dr. Ali Akyol, Dr. Selçuk Ünal, Dr. Zekiye Gurcan. Dr. Adnan GUrcan. Dr. Akın Şavklı. Dr. Ali Celebı, Dr. Güvcn Kovan. Dr. Ozkan Kantarcı, Dr. Cumhur Güner. Dr. Kürsaı Ozaner. Dr. Ümiı Eryılmaz, Dr. Ali Nalbanl, Dt. Filiz Özhan. Dr. Ayfer Sağlam. Dr. Ahmel Akkurt, Dr Osman Kıvanç. Dr. Yücel Kavasoğlu. Dr. Ali Abdulo|lu. Dr. Beıul Abdolojlu. Dr Turan Sarı. Dr Haluk Varlıker, Dr. Soysal Yıldınm, Dr. Koksal Kftseler. Dr.F Ziya Saygı. Dr MuMala Soykan. Dr Yücel Kevenoğlu, Dr. Guray îufan, Dr. Nail Scvinı; SATILIK VVOLKSVAGEN 526 48 36 PANEL O R T A D O Ğ U ' D A KÖKTENDİNCİ AKIMLAR • Dinselleştirilen Siyaset • Siyasallaştırılan Din 21 Kasım 1990 Çarşamba Saat: 14.00-17.00 Cemal Reşit Rey Konser Salonu Harbiye-lstanbul Oturum Başkanı Konuşmacılar Prof. Dr. Em. Büyükelçi GazetecKYazar Dr. Prof, Dr. ; Necla Arat ; Semih Günver ; Uğur Mumcu ; Serpil Üşür ; Cahit Tanyol ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ tSTANBUL ÜNtVERSİTESİ SOSVAL BİLtMLER MESLEK YÜKSEKOKULU MÜDÜRLÜCÜ YABANCI DtLLER EĞİTİM KOORDtNATÖRLÜĞÜ VI. DÖNEM İNGtLtZCE KLRSLARI 1) Ingüizce dil kunlan: Yüksekokulumuz Yabana Dil VI. Devre lngilizce Egitim KunUnmız hafta içı ve hafla sonu olarak iki ayn gnıp halindf nçılacaktn. 2) Mesfeki tngilizce: Teknik ve biznteı sektörû için mctleki ıngjlizce ve çeviri kursUnmu da hafta içi ve hâftı sonu oUrak iki ayn grup halinde dttzrnlenmektedir. Kurılanmua mttracaaı eden adaylar seviyt testinden geçirildiktcn sonra sınıf bdirlenmesine göre etitinıe batlayacak- lardır. Kurslanmızın cjjlimt btslama tarihleri; Hafta aruı 27 K*nm 1990 SaJj saat: 16.00 - 19.00 Hafta soou 15 Aralık 1990 Cumanesi saat: 9.30 - 13.30 Genis bilai için merkezimiz sekreterligine bajvurulabüir. Adres: l.Ü. SojyaJ Bilimler Meslek YOJuekokulu Ümi( Dofanay Cad. No: 6 Kat: 1-2 Beyaat tlkokulu Ka/şıtı Bey»- ot/l«anbul Td: 327 58 15 - 512 94 06 • 522 42 00 / 816 PENCERE 1000!.. Cumhuriyet 1000 lira!.. Şaşılası bir iş!.. Rüyamda görsem inanmazdım; ben bu kö- şecfe yazıya başladığım zaman 25 kuruşa satılan gazete na- şıl 1000 lira olabilir? Daha 1980'de 10 lira değil miydik?.. Dün sabah elime 1000 liralık gazeteyi almış düşünürken, bir okurum telefon etti; —1000 lira öyle mi? —Ne yapalım? —900'den 1000'e çıkmak kolay VB doğal görünüyor; ama 1000'in üstüne çıkmayın. —Elimizde mi? Enflasyon canavarı ağzından alevler saçarak gazetenin ka- pısına dayanmış. Bu gidişle biz 1000 değil, 10.000 de olu- ruz. Zaten yakında 100 binlik banknotlar piyasaya çıkacak; eli kulağında eğer yakın sürede 100 binlik ardından 500 bin- lik banknotlar çıkmazsa, İkinci Dünya Savaşı'ndan yanmış, yıkılmış, kan ve ateş çemberinde ekonomisi enflasyon dep- remine uğramış ülkelerdeki gibi kâğıt paralar çuvalla taşına- cak... • Cumhuriyet 1000 lira!.. Nasıl oluyor bu? Cumhuriyet, her yıl bir bütçe yapar; planlı hir yönetim bi- çimini benimsemiştir; ülkemizde çoğu ciddi şirketin çalışma düzeni böyledir. Kabaca anlatırsak, Cumhuriyet gazetesinde giderler baş- lıca üç kalemde toplanır: Personel.. Yatır/m... Kâğıt... Hiç kuşkusuz, akaryakıttan tutun dafilm, fotoğraf, mürek- kep, gezi masrafını da kapsayan yüzlerce kalemi bu köşede saymak ve sıraJamak olanaksızdır; ama bunlara karşılık Cum- huriyet'in gelirı iki kalemdir: Satış ve reklam gelirleri... Her yılın planı, program, bütçesi yapılırken bir enflasyon oranı öngörülür: —Enflasyon bu yıl yüzde kaç olacak? Ben diyeyim, yüzde 50, sana göre yüzde 60 ya da 70 mi? Uzmanlarımız bir ölçüt saptamak zorundadırlar. İşte bu ora- na göre Cumhuriyet'in yıllık bütçesindeki her kalemin hesa- bı yapılır. Kâğıdın ortalama fiyatı neyse, haber yapılarak büt- çeye konur. Ya personel? Gazetede çalışanların ücretleri her yıl enflasyon oranlarına göre arttırılacaktır. Toplusözleşme- nin üç aşağı beş ytıkarı ne getireceği göz önünde tutularak bütçede bir ödenek ayrılır. Akaryakıt, mürekkep, makine ba- kımı, geziler, reklamlar ve başka harcamalar için gerekli kar- şılıklar da enflasyon yönetimine göre saptanır; ayrıntılı bir büt- çe ortaya çıkar. Peki, bütçedeki bu giderler nasıl karşılanacak? Belli ki satış ve reklam gelirlerimiz enflasyona göre bütçeyi zamsız denk- leştiremeyerek. Enflasyon canavarı azdıkça, ne devlet büt- çesi denkleşebilir; ne de deterjan, et, süt, kumaş, kundura, ampul, buzdolabı, otomobil şirketinin bütçesi zam yapma- dan düzenlenebilir Gazeteler de -ister holding gazetesi ol- sun, ister Cumhuriyet gibi fikir gazetesi- belirli aralıkla zam yapmak zorunda kalırlar. Bugün, bir simit 1000 liradır; Cumhuriyet de 1000 lira ol- du. Son günlerde yapılan bir araştırmaya göre, bir tek Cum- huriyet'i en azından yedi kişi okuyor. Herkesin gazeteye gün- de 1000 lira verebilecek gücü var mı? • Ülkemizi 'ucuz emek cenneti'ne çevirip Türk parasını pu- la dönüştüren sayın Özal, ailesiyle birlikte halkın yoksullu- ğuyla alay edercesine yaşıyor; lüks, savurganlık, şatafat, caf- caf ya hey!.. Anayasa paspas... Halka sıfırı tükettirdikten sonra, Özal, paranın sağındaki ' ! Oç^sifırt m atacaff:' " **' "Tarihsel misyonu"nu tamamlamak için geriye ne kalır? Türkiye'yi savaşa sokmak. Eh, ona da az kaldı. İLKOKUL 3. 4. 5'inci sınıflara Anadolu liseleri ve Kolejlere hazırlık kurslan GALATASARAY LİSESİ ORTAKÖY bölümünde Hazırİayan YÜKSEL SÖKMEN Aynca resim, satranç, İngilizce ve basketbol kurslan Her semte servis vardır. Tel.: 158 50 40- 161 54 14 - 161 59 02 - 10.00 10.30 11.00 11.30 PANEL 0 SEMPOZYUM ÜNÎVERSİTE ve SORUNLARI 24.11.1990 AÇIUŞ KONUŞMASI Prof. Dr. Cojkun ÖZDEMtR Üniversite ÖJretim Üyekri Dernegı Başlcartı Prof. Dr. Erdal İNÖNÜ SHP Genel Başkanı Milli E£itim Bakanbgı Temsilcisi Prof. Dr. Orhan GÜVENEN Devlet tstatistik Enstitüsü Başkanı «pfı fv(D1L1İV1 METODOLOJİSİ, ÜNİVERSİTE, KA.VIU, ÖZEL KESİM İLİŞKfSl" 12.00-12.40 TARTIŞMA 12.40 14.00 14.30 15.00 15.15 15.45 ARA Otunım Başkanı Prof. Dr. Ayhan ULUBELEN Prof. Dr. Gülten KAZGAN "ÜNİVERSİTE DEMOKRASt EKSİKLİĞ1 ve SONUÇLARI" Prof.Dr. Kâam TÜRKER "ÜNtVERSıTEMlZDE TEAÎEL BlLİMSEL ARAŞTIRMALAR ve YÖK" ARA Prof. Dr. özer OZANKAYA "BILtMSEL YÖNTEMİN ÖLÇÜLERI İLE DEMOKRATİK DÜZENtN GEREKLERİ ARASINDAK1 İLİŞK1" Arş. Görevlisi Hacer AYDIN "ARAŞTIRMA GÖREVLİLERİNİN SORUNLARI" 25.11.1990 Oturum Başkanı: Prof. Dr. Türkân SAYLAN 10.00 Bülent EÇEVİT DSP Geriel Başkanı 10.30 Prof. Dr. Hamit FİŞEK "TOPLUMSAL DEĞERLERİMİZ ve ÜNtVERStTE SORUNLARI" 11.00 Prof. Dr. Njhat FALAY 11.00 "ÜNİVERSİTENIN MALİ SORUNLARI" 11.30 Öireııci BANU ÖĞRENCt SORUNLARI" 12.00-12.40 TARTIŞMA 12.40 ARA 14.00-16.30 PANEL (*) ÜNİVERSİTELERIMIZİN DÜNÜ. BtGONt« YARfM Panel Yöneticisi: Prof. Dr. Gencay GÜRSOY Prof. Dr. Ulkü AZRAK Prof. Dr. Ayhan ÇAVDAR Prof. Dr. Kemal KAFAL1 Prof. Dr. Erdogan S. ŞUHUBl (•) Alfabetik sıraya göre yazılrrnştır. Gün: 24-25 Kasım 1990 Saat: 10.00-17.00 Yer : l.T.Ü. Maden Fakültesi G.l Salonu MAÇKA Düzenleyen: ÜNİVERSÎTE ÖĞRETÎM ÜYELER1 DERNEĞİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle