22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı Cumhuriyet Matbaacıltk v« Gazetecıtık Türk Anonım Şırkctı adına N«dir N«di 9 Gcnel Yayın MûdürH: Huan Ctmal. Muesscse Muduru E B İ K iMkhgl. Yazı lslerı Mudonl. Ok«y G4MUta. 0 Haber Merkeo Muduru Yılçıa Btyer, Sa>fa Düzenı Yönetmcnı AK Ae»r 0 Tcmsılaler ANkARA AkBKI Tan, IZMİR HikoKt Çefmkan. ADANA. Çethl Yifccnojlu k Polıtıkt C U 1 |l lt I, Dq Habcrln fJl— Mo. Ekonon» C ^ u Tutu. Ir&nlıb. Ş«ku> I m . KuUur Crtal l » . Uunlnıl Haberlen I n l Kâok. E|ıum GOK» $*M. Vurt Hıbnlnı S«4M DoJ.., Spor Dajusmuu AMalknlır Vacdau. Dtzı ftnUr Kcıe« f i | t l ı AraHırm*. ŞaU* Alpt* Duzdunv^ AMallafe Ysna £ koo«liM!ûr Ahil KorvfcM 0 Malı Uleı trol D U 0 Muhlvt* MeM ttacr 9 B t «C ^niMn». So* Oı.ırtımp. 0 Reklajn. Am lana 0 Ek Yıyınlaı Okü» AkM. Vıicu Dw. HaM Coaal, Hikacl Çcuakıs». Ofca> L«ar fttan. llkn A» Skan. AJMR Tal fiaj*. « Kom Conbıutyn Malbucıllk n CıpKIIık T A Ş Tark Oo*ı Cad. 39/41 C*|aloita U334 tıt PK 246 Isuafcui Td 512 05 05 (20 hat), Tdo. 22246, F«J (I) 524 «0 72 0 Bumiar- Aafcm: Zıya Gotajp Blv Inkılap & No 19<4. Td. 133 II 41-47, TcfcL 42344. F«x <4) 131 05 63 # Inlr H 2jyı Bv. 1352 S. 13, TM: 13 12 30, Tria 5235». Fu (51] » 53 W 9 "••• İMaO Cad II» £ No I KU l W 19 37 52 (4 n*J. Trio, «2155 Fıx (711 I* 25 71 TAKVİM: 20 KASIM 1990 Imsak: 5.21 Güneş: 6.49 öğle: 11.54 tkindi: 14.26 Akşam: 16.49 Yatsı: 18.13 Norveçli beyin cerrahı Prof. Nicolaus Zwetnow, "tnsanlıgın geltşmesi bilim ve sanatı birlikte yorumlamaktan geçer" diyor. Ünlü beyin cerrahı Türkiye'de: Beynimîzin çok azını kuüanıyoruz Norveç Oslo Üniversitesi Nöroşirürji Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Zwetnow, 9 diî konuşuyor. 9 yaşından beri balalayka çahyor. Tabanca atıcıhk dalında 21 kez şampiyon olmuş. Haber Merkezi — Cerrah ça- larsa, hasta oynar ıru? Bu so- runun yanıtını asla öğreneme- yeceğiz. Ama "balalayka" ça- lan bir beyin cerrahına her gun rastlanmadığı kesin. Prof. Nicolans Zwetnow, Norveç Oslo Üniversitesi Nöro- şirürji Araştırma Enstitüsü mü- dürü. ÜlkemizdeTürk Nöroloji Derneği'nin çağrılısı olarak bu- lunuyor. Fakat marifetleri, yal- nızca bir bilim adamı ve dünya çapında bir balalayka virtüozu olmakla bitmiyor. Aynı zamanda, müthiş bir tabanca atıcısı. Norveç Olimpi- yat takımından, "sport shooting" dalında Roma ve Tokyo olimpiyatlarına katılmış. Norveçli Prof. Zwetnow kendi- sini şöyle tanıtıyor: 'Yuppies gribinf teşhis için yeni kan testi CHARLOTTE (AA) — ABD'de, kronik yorgunluk be- lirtisiyle ortaya çıkan ve adını genç işadamlarından alan "Yuppies gribini" teşhis edebil- mek için yeni bir kan testi ge- liştirildi. San Fransisco'daki Califor- nia Üniversitesi araştırmacıla- nndan Dr. Jay Levy, Charlotte kentinde duzenlenen konfe- ransta yaptığı açıklamada, be- Iirtileri gribe benzeyen bu has- talığın 90'h yıllara damgasını vuracağıru belirtti ve "Halk, bu hastalıgın kısa zamanda orta- dan kalkmayacagını anlayınca- y« kadar 15 yıl geçecek" uyarı- sında bulundu. AIDS uzmanı olan Dr. Leyy, bir grup araştırmacı ile birlik- te geliştirdiği testle hastalığa yol açan virüsü belirleyemedikleri- ni bildirdi ve baa araştırmacı- ların, bu virüsün AIDS virüsu ailesinden geldiği görüşünde ol- duklannı belirtti. VakaJann tümünde kronik yorgunluğun "CD 8 artı Cyto- toxique T" hücrelerinde artış meydana getirdiğini açıklayan DT. Levy, bunun da viral enfek- siyonun bir göstergesi olduğu- nu sözlerine ekledi. Dr. Levy, geliştirdikleri kan testiyle bu hücrelerin miktarı- nı belirlediklerini vurguladı. Kronik yorgunluk, eklem ve kas ağrılan gibi belirtilerle or- taya çıkan yeni hastalık, fiziki gücü azaltıyor ve aylarca, hat- ta yıllarca sürebiliyor. Onbinlerce Amerikalının şimdiden bu hastaJığa yakalan- dığı ve özellikle 30-40 yaşları arasında eğitim görmüş kadın- lar arasında yaygın olduğu be- lirtildi. Hastalıgın yayılmasını önle- mek için hükümet bünyesinde bir komisyon kurulduğu da konferansta açıklandı. "Babam Rus ordusunda su- baynuş. Devrimden sonra, 1920 yılında ulkesini terk ederek Turkiye'ye gelmiş, oradan da Berlin'e geçmiş. Ben Berlin'de diinyava geldim, İskandinavyai da bu>udum." Tıp oğrenimini Oslo Üniver- sitesınde,askerlik görevini de Norveç Hava Kuvvetleri'nde ta- mamlayan Zwetnow, 'kısa bir süre içio' gittiği Isveç'te tam 25 yıl kalmış. 1980 yılında geri döndüğu Oslo Üniversitesi'nde nöroşirürji kursu başkanlığına getirilmiş. Yasamının sekiz yıh ise Avrupa Nöroşirürji Araştır- ma Komitesi başkanhğıyla geçmiş. "Nöroşirurjiye ilgim çok büyök" diyor ünlü cerrah. "Av- nıpa Komitesi'nde başlattığım araştırma çizgisini, değişik ul- kelerden bilim adamlan topla- yarak kendi unhersilemde siır- diıriiyorum. Laboratuvarları- mızda Türk araştırmacılann çalışmasından da mutluluk du- yanm." Dokuz yaşından beri bala- layka çalan Norveçli bilim ada- mı, dokuz yabancı dili konuşu- yor ve diyor ki: "İnsanoğlu, beyninin çok az bir bölümünu kullanıyor. Beyin kapasitesj, düşiınülenden çok daha buyük- tiir ve beyindeki milyonlarca hücre ve buniann çok sayıdaki baglanülan, astronomik bir sa- yısal ilişki ağına ulaşır. Nobel ödiılıi kazanan Szene Gyorki, 'Beyin dipsiz bir çomlek değil- dir. lçine bir şey koyarken dik- katli davranın. Gereksiz şeyler- ledoldurmayın' demişti. Oysa bugıin biz, beynin dipsiz bir ka- pasiteye sahip olduğunu, onu alabildiğince doldurmak gerekti- ğini sojleyebiliriz." Prof. Zwetnow, beş yüz söz- cukle bir yaşam tüketen ve pek bir şey uretemeyen kalabalıkla- ra inat, bir anıt sanki. "Bilim ve sanat dünyasının tek farkı" diyor, "bir yöntem farkından ibarettir ve insan gelişmesi, bi- lim ve sanatı birlikte yorumla- maktan geçer." Politikaya iliş- kin göruşleri ise şöyle: "Kiiltiir ve sanat adamlannın önemli bir islevi de, politikacıiara uy- gun bir ortam hazııiamaktır. Her iki alanın. yani bilim ve sa- natın gorevi ise yeni ve onemli sorular sormaktır." Yeni sorular bulmak yolun- da sakatlanan beyinleri iyi et- mek görevini üstlenen Zwet- now, tabanca atıcılık dalında 21 kez şampiyon olmuş, 4 Norveç rekoru kırmış. Son rekoru 12 yıldır kırılamıyor. Isveçli üç bestecinin kendisi için balalayka konçertosu yaz- dığı bilim adamının son turne- si, SSCB'de, kendisi kadar un- lu besteci Edward Turbin ile gerçekleşmiş. Adana'da, Türk Nöroşirürji Demeği'nin bu bilim dalında- ki yenilikleri tartışmakta olan sempozyumuna katılan Prof. Zwetnow, söz konusu toplantı- da ekibinın araştırmalarıyla il- gih bır bildiri sunuyordu. Türkiye'desakat insanların toplum dışına itilmesi, bu kesimin sorunlarını ağırlaştırıyor Özürlü de çakşabilirFİGEN ATAJLAY "Biz çok saghklı bir topln- maz." Bu elbette doğru değil. Ancak, yaşadığımz kentte, so- kaklarda gezerken, otobüste, vapurda yolculuk ederken, alış- veriş yaparken, deniz kenann- da bir çay bahçesinde çayınızı yudumlarken, fılm seyrederken çevrenizde hiç sakat görmezse- niz içinde yaşadığımz toplumu sağlıklı sanabilirsiniz. Cami Önlerindeki, köşe baş- lanndaki sakat dilencüerden yo- la cıkarak "Türkiye'de çok az sakat var, onlann da çogu di- lenci" yorumunu da yapabilir- siniz. (Serçekte, bizim ülkemiz- de de çok sayıda görme, işitme, züıinsel ve bedensel özürlü insan var. Buniann sayısı Türkiye Sa- katlar Konfederasyonu başkaru- na göre 5 milyonun üzerinde. Ancak Türkiye'de özürlüler, özellikle bedensel özürlüler, ge- lişmiş ülkelerde olduğu gibi so- kaklarda "normal" insanlarla bir arada değil, kendi dünyala- nnda yaşıyorlar. Izole edilmiş dünyalarında, yani genellikle evlerinde ve yainızca özürlulerin gittikleri lokallerde yaşamak, "insan içine cıkmamak" sakat- lann kendi tericihleri değil. Ama birkaç istisna dışmda ne sokaklarda ne toplu taşıma araçlarında ne de binalarda, özürlulerin hareketlerini kolay- laştına hiçbir düzenieme bulun- muyor. Özürlulerin tek istedikleri toplum içinde yaşamalannı ko- laylaştırıcı önlemler değil. On- lar, buniann yani sıra kendileri için yasal bir çerçeve çizilmesi- ni, toplumda bu konudaki de- ğer yargılanrun, "anhıyiş"ın de- ğişmesini, ayn bir dünyada, farklı okullarda değil toplumun herhangi bir bireyi olarak yaşa- mayı istiyorlar. Türkiye Sakatlar Konfederas- yonu Başkanı Doç. Dr. Turgut Göksoy'un verdiği bilgiye göre gelişmiş ülkelerde nıifusun yüz- de 9-10'u sakat kabul ediliyor. "Biz bu ülkelerden daha geri ol- duğumuza gore bizdeki sakat sayısı daha çoktur. Türkiye'de 5 milyonun üzerinde sakat oldu- ğunıı tahmin ediyonız. Bunun 2 milyonu da bir başkasına muh- (aç olarak yaşamını snrdühiyor" diyen Göksoy, konfederasyon olarak amaçian- nm, sakatları tüketici olmaktan kurtararak üretici hale getirmek olduğunu vurguluyor. Doç. Dr. Turgut Göksoy'un bu konudaki göruşleri, amaçlan ve önerileri şöyle: "Sakatlar Milli Koordinas- yon Kunılu'nun yılda iki kez toplanması gerekir, ancak top- ianmıyorlar. Bu konuda deve- kuşu politikası izleyerek sakat- ları görmüyorlar. Son nüfus sa- yımında Türidye'deld özöriölere yönelik hiç soru yoktu. Kalkın- ma planında özürlülere ilişkin ne koyacaklar? Amacımız, sa- katian izote etmek degil aramız- da yaşayabilecek duruma getir- mek, onlann yaşam standa*la- nnı yükseltmek, çag atlatmak degil çağı yakalamalanna yar- dımcı olmak. Ülkemizde sakatlığa yol açan nedenlerin önceden betirienerek onlem alınraası, refaabilitasyon merkezJerinin çogaJüiması gere- kir. Toplumun bu konudaki de- ger yargılannın da değişmesi önemli. Ne duyarsız ne de aşın duyarlı oiunmaması gerekir. Sk- katlar kendilerine acınmasını değil iş bekliyoriar. Onlan ev- lerinden dışan çıkartmak gere- kir. Toplu taşım araçlannda, kaldınmlarda, hiç olmazsa ye- ni yapılan umuma açık binalar- da sakatlar için düzenlemeler yapılabilir. Cumhurbaşkanlıgı Köşkü'ne bir mobil platform yerleştirilse, cumburbaşkanı ay- da bir saat sakatlan kabul ede- rek sorunlarını dinlese sakatla- nn gönlünde taht kurar. Sokak- lara bakttgımızda 'ne kadar sağ- lıklı bir toplumuz' diyebiliriz. Bu da kara mizah." Türkiye Sakatlar Konfederas- Türkiye'de 'özürlü' tanımına giren insanların sayısı 5 milyonu buluyor. Ancak günlük yaşam içinde bu insanlarla çok az karşılaşılıyor. Çünkü Türkiye'de özürlüler günlük yaşamdan büyük ölçüde dışlanmış durumdalar. Sakatlar Konfederasyonu Başkanı Turgut Göksoy şöyle diyor: "Toplum özürlüler konusunda ne duyarsız ne de aşın duyarlı olmalı. Sakatlar kendilerine acınmasını değil iş bekliyoriar. Onlan evlerinden dışan çıkartmak gerekir!' yonu'na bağlı 4 federasyon var. Bunlar, Körler Federasyon»!, Sağır ve Dilsizler Federasyonu, Zihinsel Özürlüler Federasyonu ve Ortopedik özürlüler Fede- rasyonu. Bu federasyonlara bağlı da 56 dernek var ve bun- iann yaklaşık 23 bin üyesi bu- lunuyor. Buniann dışında 10 ta- ne vakıf da özürlülere yönelik hizmet veriyor. özürlulerin federasyon ve konfederasyon catılan altında örgütlenmelerinin, sorunlann çözümünü engellediğinden ya- kınan Türkiye Sakatlar Derne- ği Istanbul Şubesi Başkanı Ce- mil Şener, Türkiye'de sakatla- nn, "3. sınıf insan" muamele- si gördüklerini söyledi. Özürlu- lerin sorunlanmn çözümü, ya- şamlarının kolaylaştınlması için yasalar oluştunilması gerektiği- ni beUrten Şener, "Çag atladı- ğı beUrtilen Tnrkiye'de sakaüa- nn durumuna göz atılıyor mu? Türkiye'deki sakatlann sayısı- nın ne kadar yüksek oMngu tah- min edikttginden, bu sayımn or- taya çıkmasından korku duyul- duğundan nüfus sayımında hiç- bir şey sorulmadı. Sakatlann çogu ilkokulu dahi bitiremiyor. Sakata deger verüsin, egitiın ve- rilsin, ise yaramaz gözüyle ba- kılmasın" diye konuştu. Bu arada "saghun" insanla- nn yaptıkları pek çok şeyi hat- ta bazen daha da fazlasım yapa- bildiklerini kanıtlamak isteyen, spor yapan, doğuştan kör olma- sına karşın resim yapan öziırlu- Ier var ve buniann tek istekleri biraz destek... Esref Armağan doğuştan kör, yani cisimlerin, renklerin adlan onun için bir şey ifade et- miyor ama 30 yıldır kabartma resimleri inceliyor ve doğada gördüğünüz her şeyin resmini yapabiliyor, üstelik renkli ola- rak. Bugüne kadar 7 sergi açan Eşref Armağan, önümüzdeki günlerde Hollanda'ya giderek burada da sergi açacak. lsteği atölye ve resim malzemesi... Halis Sayar, Sakatlar Spor Kulübü Derneği'nin başkanı. "Spor yapabildiklerini kanıtla- mak" amacını taşıdıkJarını be- lirten Sayar, futbol, masateni- si, yüzme ve basketbolun ilk dü- şündükleri, okçuluk ve voleybo- lun ise ikinci aşamada düşün- dükleri spor dalları olduğunu kaydetti. Derneğin ikinci başka- nı Erdem Göksel, "Türkiye'yi temsil etmek istiyonız, «nkatlaf olimpiyatlarına katılmak istiyo- nız. Destek verilsin, olanak ve- rüsin ne kadar başanlı olacagı- mızı kanjtlayalım" dedi. Deme- ğin ilk aşamada isteği basketbol oynamaJarını sağlayacak 12 özel tekerlekli sandalye... Sebna Gökçek, 17 yaşında biı genç kız. Doğuştan özürlü, sol bacağırun dizden asağısı yok, sağ bacağı ise ameliyatla ve özel ayakkabıyla yürüyebilecek hale getirilmiş. Henüz birkaç aydır koltuk değneklerinin yar- dımıyla yürümeye başlayan Gökçek, yürümeye başlar baş- lamaz da ise girmek istemiş. Çok iş aradığmı ve ancak Bakan lmren Aykut'a mektup yazdık- tan sonra iş bulabildiğini, ilko- kulu dışardan bitirdiğini belir- ten Selma Gökçek, "ailesine ve çevresine yararlı bir insan ola- bUmek, işinde ilerleyebilmek, kendini kanıtlamak" istiyor. ŞAMPtYONLLK SEVtNCt — Yugoslav Monica Seles, Virginia Slim Turnuvası'nda Sabatini'yi yenerek şampiyon oldu. Ustalara gençraket volesi Bayan raketler, Medison Square Garden'da kapıştılar. Son 2 yılın flaş ismi Yugoslav Monica Seles, finalde Arjantinli Sabatini'yi yenerek şampiyon oldu. Frankfurt Ustalar Turnuvası'nın galibi Agassi'ydi. NfURAT YIĞCI Tenis'te artık genç raketlerin borusu ötüyor. Gün geçtikçe ağırhklarıru hissettiriyor 16-17 yaşındaki tenisçiler. Erkeklerde iyi isimlerin çeşitliliği bu yaş sı- nınnın 19-20'ye çıkmasına ne- den oluyor, ama bayanlarda ar- tık tenis içiı\ideaJ yaş 15'te baş- lıyor. Gençlerin ağırhklannı his- settirdikleri 1990 ATP (Profes- yonel Tenisçiler Birliği) sezonu önceki gün sonuçlanan turauva- larla sona erdi. Yıl içinde en iyi dereceleri alan 16 bayan raket Virginia Slim turnuvasında, en iyi 8 erkek raket ise ATP final- lerinde karşı karşıya geldiler. Bayanlarda 16 yaşındaki Seles erkeklerde 20'lik Agassi şampi- yon oldu. Bayanlar New York'ta, Me- dison Square Garden'da kapış- tılar ve son 2 yılın flaş ismi Yu- goslav Monica Seles finalde Ar- jantinli Garbiela Sabatini'yi ye- nerek şampiyon oldu. Seles, al- dığı başarılar dışında ilginç bi- rincilikleri ile de hatırlanacak. En genç şampiyon olmasının yani sıra 1901 'den beri bayan- larda S setlik bir maç kazanan ilk tenisçi olmayı da başardı Se- les. 13 bin 568 kişinin izlediği fi- nal maçında (bu sayı 3 büyük futbol kulübünün topladığı se- yirci sayısının üstünde) Sabati- ni'yi, 6-4, 5-7, 3-6, 6-4 ve 6-2 setlerle üç saat 47 dakikalık bir maçtan sonra yendi. Bu galibi- yetle 1990yılındaki kazancını 1 milyon 629 bin dolara (yaklaşık 4 milyar 640 milyon) yükseltti. Çeyrek finalde de 17 yaşında- ki Sanchez'le 3 setlik, ama 2 sa- at 55 dakika süren bir maç oy- nayan 16 yaşındaki Yugoslav te- nisçinin bu şampiyonluğu, tur- nuvaya sakatlığı nedeniyle katı- lamayan Amerikalı Martina Navratilova'yı da 1981 yüından beri ilk kez ikinciliğin altına dü- şürdü. 1981'den beri 1 ve2 nu- marada bulunan Navratilova te- nis için ilerlemiş yaşına rağmen halen en iyi bayan tenisçiler ara- sında bulunuyor, ama artık en iyi değil. Erkeklerde turnuvalar daha çekişmeli geçiyor. ATP finalle- rinde de izleyenler oldukça zevkü mücadeleler se>Tettiler. Amerikalı Andre Agassi'nin dünyanın 1 numaralı tenisçisi Isveçli Stefan Edberg'i 5-7,7-6, 7-5 ve 6-2'lik setlerle 3 saat 15 dakikada yendiği final maçında tenise doydular. Almanya'nın Frankfurt kentinde yapılan Us- talar Turnuvası'nın yan finali beklendiği gibi sıralamanın ilk 4 tenisçisi arasında oynandı. Agassi, Becker'i yendi. Edberg ise Lendl'ı. Böylece 1990 yılının en büyük para ödüllü turnuva- sının fınalinde ATP sıralaması- nın 1 numaralı raketi ve ABD açık ve Fransa açık tenis turnu- valannda final oynayan Agassi arasında oynandı. Amerikalı tenisçi "kariyeri- nin en önemli galibiyeti" olarak nitelendirdiği şampiyonluk sa- yesinde 600 bini finalden top- lam 950 bin dolar (yaklaşık 2 milyar 700 milyon) para ödülü kazandı. Bir ABD şirketi, 'hayat şartları' bakırnından dünyanın önde gelen 100 kentinepuan verdi Ankara iyi, Istanbul ortanın altı Dünyanın en büyük 100 kentini sınıflama çalışmasında mükemmel kategorisine girenler arasında Melbourne, Montreal ve Atlanta yer alıyor. En düşük puanları ise Lagos, Kinshasa, Kanpur ve Dakka aldılar. WASHINGTON (AA) — Özel bir Amerikan kuruluşu ta- rafından yapılan araştırmada, Melbourne (Avustralya), Mont- real (Kanada) ve Seattle'ın (ABD), hayat şartlan^bakımın- dan dünyanın en iyi şehirleri ol- duğu ortaya çıktı. Dünyanın en büyük 100 yer- leşim merkezini belirlemeye yö- nelik araştırmada, hayat şartla- nnın en güç olduğu şehirler ola- rak da Lagos (Nijerya), Kinsha- sa (Zaire), Kanpur (Hindistan), Dakka (Bangladeş) ve Recife (Brezilya) saptandı. Aile planlaması yoluyla dün- ya nüfusuna istikrar kazandır- mayı amaçlayan 'Popnlation Cris Committee" adlı özel ku- ruluş, listeyi belirleyebilmek için kamu güvenliği, oturulabilir alan, konut normları, beslenme harcamaları, haberleşme ve ula- şım, eğitim, halk sağlığı, huzur, trafik ve hava kirliliğini kriter olarak aldı. Ankara, 'iyi' kategorisindeki yerleşim birimlerinin son sırala- rında yer alırken, Istanbul da 'ortanın altında' kategorisinin ust sıralarında sınıflandjnldı. 100 üzerinden değerlendirme- nin yapıldığı arastırmanın so- nuçları şöyle: 'Mükemmd' kategorisinde yer alan şehirler (her biri 86 pu- an): Melbourne (Avustralya), Montreal (Kanada) ve Seattle (ABD). ABD'nin Atlanta ve Al- manya'nın Essen-Dortmund- Duisburg yerleşim birimi de bir- iki puan eksikle bu üç şehri çok yakından izliyor. 80 puanı aşan şehirler: Detroit-VVindsor (ABD), To- ronto (Kanada), Sydney (Avust- ralya), Houston (ABD), Tokyo- Yokohama (Japonya), San Franscisco (ABD), Osaka (Ja- ponya), Manchester (lngiltere) ve Dallas-Fort Worth (ABD). Bu kategorinin son sıraların- da bulunan şehirler: Chicago, Miami ve VVashing- ton (ABD), Birmingham (tngil- tere), Nagoya (Japonya), Phila- delphia (ABD) ve Singapur. İyi' olarak nitelendirilen şe- hirler (60-74 puan arası: Lizbon (Portekiz), Atina (Yunanistanj, Barcelona (lspan- ya), Roma (ıtalya), Londra (ln- giltere), Milano (Italya), Berlin (Almanya), Paris (Fransa) ve Madrid (Ispanya). Bu kategoride bulunan Sov- yet ve Doğu Avrupa şehirleri: Taşkent, Leningrad, Mosko- va, Kiev (SSCB), Varşova, Katowice-Bytom-Gliwice (Po- lonya) ve Budapeşte (Macaris- tan). New York, Los Angeles, Bos- ton (ABD), Taipeh (Tayvan), Hong Kong ve Ankara da bu kategorinin son sıralarında yer alıyor Orta balU' şehirler (45-59 pu- an): Santiago (Şili), Sao Paulo ve Rio (Brezilya), Caracas (Vene- zuela) ve Bogota'nın (Kolombi- ya) aralannda bulunduğu Ame- rika kıtasındaki 10 şehir ile ara- lannda Pekin veŞanghay'ınbu- lunduğu 7 Çin, 2 Güney Kore (Seul ve Pusan) ve 1 Endonez- ya (Bandoung) şehri (Asya) bu kategoride yer abyor. Son kategori olan 'ortanın altında' sınıflamasında yer alan şehirier (45 puanın altında): Bu kategorinin üst sıraları da şöyle: Manila (Filipinler), Bangkok (Tayland), Karaçi (Pakistan), Tahran (İran), Mexico (Meksi- ka), Kahire (Mısır), Cakarta (Endonezya), tstanbul ve Lima Gen araştırma şirketi • ANKARA (ANKA) — İnsan vücudunun yaptığı birçok maddeyi bakterilere yaptıran ve ilaç araştırma programları üzerinde çalışan gen mühendisliği alanında dev bir şirket kumldu. ABD'li Genentech ile tsviçreli Roche firmasının 2.1 milyar dolar. sermaye ile kurduğu şirlgetin dünyanın bu alandaki en büyük kuruluşlanndan biri olduğu belirtildi. 7 eylülde imzalanan anlaşmayla oluşturulan şirkete Roche fîrmasının 490 milyon liralık sermaye ile katıldığı bildirildi. Kapıcılar, kapıcı Cafer'e karşı • tstanbul Haber Servisi — Istanbul Kapıcı ve Kaloriferciler Derneği Genel Başkanı Muzaffer Ünlü, sanatçı Ercan Yazgan'ın TV'de yayımlanan "Bizimkiler" dizisinde canlandırdığı "Kapıcı Cafer" tipinin kapıcılan kuçük düşürdüğünü öne sürdü. Ünlü, bu nedenle dizinin yayından kaldınlmasını istedi. Dün dernek merkezinde yapılan sohbete ve basın toplantısına çağrılı olduğu halde gelmeyen sanatçı Ercan Yazgan, yöneticilerin tepkisine neden oldu. Kapıcıların dizideki tipi hak eden bir davranış içinde bulunmadığını belirten Genel Başkan Ünlü, dizinin kaldınlmasını veya rolün gerçeklere uyar bir biçimde değiştirilmesini istedi. Ünlü bu yapılmadığı takdirde "hakaret" davası açacaklarını ve dizinin yayından kaldınlması için bölge idare mahkemesine başvuracaklannı bildirdi. Baysal ve Arat imzaladı • tsUnbul Haber Servisi ' — Cumhuriyet Kitap Kulübü "Kadın '90" fuarı sürüyor. Fuar kapsamında duzenlenen imza gününde dün de Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği yaranna Prof. Jale Baysal, Prof. Necla Arat, Prof. Türkân Saylan, "Çağdaş Eğitim" adlı kitapı ortaklaşa imzalayarak okuyucularla sohbet ettiler. TMş hekiıııinden • ANKARA (AA) — Ankara Diş Hekimleri Odası tarafından duzenlenen "Expo-Dental 90" ödüllü slogan yarışmasınıh ilk bölümü tamamlandı. Yanşmaya katılan 7642 slogandan 20'si finale kaldı. Ankara Diş Hekimleri Odası Başkanı Dt. Orhan özkan'ın verdiği bilgiye göre öğrencilere ağız ve diş sağhğmın gereğini, diş hekimliğinin önemini ve diş hekimi sevgisini anlatmak amacı ile açılan slogan yanşmasında finale kalan bazı sloganlar şunlar: "Karnem ve dişlerim en büyük gururum", "Ayşe bih'r işini, hep fırçalar dişini", "Diş hekiminden kaçma, başına işler açma", "Diş hekimi amca, hoş buldum", "Yemek yiyen dişler, sonra fırça ister", "Karnemde kınk, dişimde çürük yok", "Çocuklar sevgisiz, dişler bakımsız yaşayamaz", "Dişler tamam, fırçalamaya devam." İstanbıJa kardeş • MOSKOVA (AA) — tstanbul ve Leningrad "yeniden" kardeş şehir ilan edildi. SSCB'yi ziyaret etmekte olan Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen ile Leningrad Belediye Meclisi Başkanı Alexandr Shelkanov, bugün yaptıkları görüşmede, 1965 yılında imzalanmış olmasına karşın bugüne dek gerçekleştirilmesi için hiçbir çaba gösterilmemiş bulunan aynı konudaki anlaşmayı canlandırmaya karar verdiler. Gagarin İstanbullda • ISTANBUL (AA) — Sovyet kozmik araştırma gemisi "Kozmonot Yuri Gagarin", lstanbul'a geldi. Odessa Limanı'ndan dün ayrılan Gagarin, bu sabah tstanbul Boğazı'ndan giriş yaparak, Ahırkapı açıklarında demirledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle