05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 KASIM 1990 CUMHURİYET/7 ANKARA HAVASICumhuriyet Ankara Bürosu DEMİRTAŞTAN Gorbaçov da ANAFIı olurdu Bolu'nun Yeniçağ ilçesinin SHP'li Belediye Başkanı İbrahim Soysal'ın ANAP'a geçtığini öğrenen ANAP Teşkilat Başkanı Orhan Demirtaş, "tarihi" bır yorum yaptı: "Gorbaçov da ANAP'lı oldu zaten. Yakında Rusya'ya gidip, teşkilatlanmaya orada da başlayacağız." Başbakan Yıldırım Akbulut da, geçen hafta ANAP merkez karar toplantısından sonra, ANAP'ı eleştiren gazetecilere seslendi: "Muhalefetle problemimiz yok. Ama basın elini partimizin içine kadar sokuyor. Onlan da partiye kaydedeceğim, hem böyle daha rahat polıtıka yaparlar." TİLKİ İSİ Kaplumbağayı kim öldürdü? 1. Uluslararası Ekoloji ve Çevre Sorunları Sempozyumu'nda çevrecilerın en çok tartıştığı konu, Dalyan'daki kaplumbağalann kimin tarafından öldürüldüğü otdu. Hacettepe Üniversitesi, öğretım üyesı Doç. Fûsun Erekan iki yildır Datyan'da yaptığı araştırmalarda denize giren yavrulann sayısında büyük bir düşüş saptadığını kaydetti. Araştırmada, ölümlerdeki artışın "tilki sayısındaki artış" a bağlı otduğu savunuldu. Erakan, sözünü bitirir bitirmez, salonda bir anda söz almak üzere parmaklar kalkmaya başladı. Sözü ilk, Mılli Parklar Dairesi Başkanı Sami Ölçer aldı. Ölçer'in konuşması bir anda salonda destekleyici sözlerle desteklendi. Çünkü ölçer, araştırmalara karşı çıkıp, "caretta'Mann ölme nedenini bal gibi insanlara bağlıyordu. Daha sonra söz alan Türkiye Tabiatı Koruma Derneği Başkanı Hasan Asmaz da, Ölçer'i destekledi: "Arastırmanın kHayetslz okfcığunu toylemek istemiyorum, ama..." şeklinde söze başlayan Asmaz, kaplumbağalann öldürülmesinde tüm suçun tilkilere atılmasını eleştirerek "1989'da sahll şerfdinin 31 metre uzağına semsiyelerin kurulmasına karar verildi, ama insanlar 31 metre sınınnı aşıp yumurtalan eze eze denize girdiler" dedi. Tartışmalardan sonra sözü alan Erakan, kaplumbağaları 1989'da tilkilerin öldürdüğü konusunda ısrariıydı, ama 1990'da "31 metre sının mının" kalmadığını da söyleyiverdi. Erakan'ın açıklamasından sonra tartışma büyüyordu ki yönetici sözü değiştirdi. Ama salonda, insanların tilkilerden daha tehlikeli olduğu inancı hâkimdi. GÜNÜN FOTOĞRAFİ "Kimin rektörlüğü?" (Fotoğraf: Banş Bil) TBMM'DE GECE YARISI SOHBETLERI TAKDIRNAME Ayetli, bikinili Diyanet bütçesi Bütçe komisyonunda, görüşmelerin kısa sürmesi için çoğu kuruluşun bütçesi bir arada ele alınıyor. Diyanet, çevre, spor, meteoroloji, tapu kadastro, çocuk esirgeme ve vakıflar için de aynı şey oldu. Bu "ergonomlk" tavır, yine de fayda etmedi, görüşmeler sabaha kadar sürdü. Üstelik her söz alanın yedi kuruluşu birden değerlendirmesi ortaya kelaynaklarla laikliğin, Kırkpınar'la yağmur bombasının bir arada tartışıldığı ilginç bir tablo çıkardı. • * * Isparta DYP Milletvekili Aykon Dogan, Komisyon Başkanı Yusuf Bozkurt Özal'ın 'ne olur az konuşun' şeklindeki uyarılarına inat, en "marjinal" konulara bile dalmaktan çekinmedı. Doğan, "camilerin kurşun kaplamasını değiştirecek usta bulunamaması"ndan bile yakındı. Dıyanet'in bu konuya sahip çıkrnasını istedi. * • • Bağımsız Siirt Milletvekili Zeki Çeliker, bütün oylamalarda parmağını ANAP'hlarla birlikte kaldırıp indırerek "bağımsız ANAP milletvekili" unvanını aldı. Her konuda konuşan Çeliker, "babasınm hâlâ yaşadıgı ve 107 yaşında olduğunu" bile söyledi. "Allah uzun ömürler versin" yönünde temenniler aldı. Çeliker, "kendisine yobaz diyenler çıkabileceğini" belirttikten sonra da bu olası nitelemeyi şu sözleriyle yalaniadı: "Biz mılletin bikinisine kanşıyor muyuz? Çeliker, "spor' konusunda ise "büyük tevazu" içindeydi: "Spor faalıyetleri fevkalade, konuşmaya gerek yok, zaten anladığım da yok." • • • DYP Kocaeli Milletvekili Alaettin Kurt ise "cami"yle TBMM'yi kanştırdı. Tam yarım saat Kuran'dan ayetler, hadisler okuyan Kurt, bütün uyarı ve gülüşmelere karşın sözünü kesmedi. Gerekçesi de hazırdı: "Ben bu konuşma için bütün hafta sonunu harcadım, çoluğun çocuğun yüzüne bile bakamadım." Kurt'u susturmak için "son takttk" de denendi: "Ezan okunuyor, ara verseniz." Komisyon Başkanı özal, hemen esprıyı patlattı: "Hocalar hutbe verirken ezan okunabılir." Kurt da bu espriden destek alarak, "vaaz"ını tamamladı. * • • Görüşlerle ilgili en sağlıklı değerlendirmeyi ise SHP Aydın Milletvekili Hilmi Ziya Postacı yaptı: "Benim konuşmam da potpori olacak." UNIVERSITE Selçuk'ta bir sokak. (Fotoğraf: Musa Uiutaş) Gördükleriniz benim bursum Ankara'da bir bankanın Bahçelievler şubesi... Yaşlıca bir hanım önündeki bankoya dayanmış, genç memurenin elindeki işini bitirmesini bekliyor. İçeride banka görevlileri dışında kadınlı erkekli birkaç kişi var. Bir ara kapı açıldı ve içeriye, başını genişçe bir eşarpla boyun hızasına kadar sıkıca kapatmış, sırtındaki geniş pardösüsünün etekli yerlere değen bır genç kız girdi. Elindeki kitaplardan öğrenci olduğu belli. O da, belki de tanıyor olmalı ki yaşlıca hanımın işlemlerini yapan memureyi beklemeye başladı. Yaşlı hanım bir taraftan işinin yapılmasını bekliyor, bir yandan da yan gözle yanıbaşında duran genç kızı suzüyordu. Sonunda dayanamadı, kıza biraz daha yaklaştı ve etraftan duyulmayacak sıcak, sevecen bir ses tonuyla, "Kızım, maşallah melekler kadar güzelsin. Fakat şu başındaki acayip örtüyle bu sırtındaki yerteri süpüren garip pardösü ne oluyor?" dedi. Genç kız da yaşlı bayanı aynı sevecenlikle şöyle bir süzdü, hiçbir şaşkınlık ve öfke belırtmeyen aynı yumuşakiıkta bir ses tonuyla, "Efendim, şu dışarıdan gördüklerinizin hepsi benim üniversite öğretimimi yapmamı sağlayan bursumdur" yanıtını verdi. Bütçenin yıldızı Taner Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Güneş Taner, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı bütçesi görüşülürken göz doldurdu. Kalitesisıni haklı eleştıreye hak vererek gösteren Taner, "enflasyona endeksli istlfa sozünde" de durdu. 4 Ocak 1991 'den itıbaren "kendi göreyine son verdiğini" bildirdi. Taner, sözlerini şöyle tamamladı: "Sanırım eleştirilerinizin çoğuna yanıt verdim. Veremediklerimde de ya siz haklısınızdır ya da daha sonra konu araştırılarak size bilgi verilecektir." Taner'in tavrı, muhalefet tarafından da sempatiyle karşılandı. SHP Edirne Milletvekili Erdal Kalkan bile sözlerıne Taner'e teşekkür ederek başladı: "Efendim, uzun yıllardır hasret kaldığımız bir sahneyi bıze yaşattınız. İlk defa bu salonda Batılı parlamentolara yakışır bir tartışma oldu. Sayın bakana teşekkür ediyorum." Muhalefetın Taner'in istıfasına ilışkin değerlendirmesi ise en ılgıncıydi: "Siz niye istifa ediyorsunuz ki hükümet istifa etsin." MECLIS KULİSİ Aydın havası Kültür Bakanlığı teşkilat ve görevlerine ilişkin kararnameler TBMM Anayasa Komisyonu'nda hiç tartışılmadan. büyük bir hızla kabul ediliyordu. SHP Denizli Milletvekili Hüdai Oral dayanamadı: — Başkan, boyle olmaz. Bize hiç müzakere hakkı tanımıyorsunuz. ANAP Kastamonu Milletvekili Sabri KeskJn, Oral'a laf attı: — Ne olacak, Denizli havası yapryoruz. Oral düzeltti: — Yanılıyorsun. Denizli horozları uzun öter. Bu Aydın havası oluyor. Komisyon başkanı bu ciddi tartışmayı kesıp Oral'a "O zaman buyrun konuşun" dedi. Ama bu kez maddelerin tartışılmadığından yakınan Oral, konuşmadı. Ve görüşme devam etti: "Kabul edenler, etmeyenler, madde kabul edilmiştir." KİM KÎME DUM DUMA BEHİÇ AK PÎKNİK PİYALE K4DRA BOGÜUMJC Ü2E8J2/İZ. HIZLI GAZETECİ NECDET Ş£/v ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN GÜRSES SAVAŞA VA- PıCAK MIVİZ? GARFIELD jm DAVIS B/Ef SAPn.B-P ÖNÛMÜZPE UPUZUM BİC GÛN VAR. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 10 Kasım MROMfTO JAPONM /MPARATORU 1928'OE 8U6ÜU, HiltOHtTO, GELEHEK2EL TAÇ GİY- ME TÖeEtJIME KATllAKAK, g£SAA£A/ JAPOfjyA IMPARATUBU OLMUÇTV. A£UMl>A, 1924 YIUHOA, ÖLEH &4&4S/MW YEfiİMe SEÇMtÇTf. OUUU rAUTA GEÇTİĞI SlgALAR, ULK£D£ TrfAE ASIÜLIK. KOYMAtcrAYDI. BU £. OUMV/İ SAi/AŞt'NDAKı JHPO/V EYLEMLE- Rl SOZ KOMJŞU OLDU&UNPA, HtZOHrrDA/UM SO. RüMUILUK ÖLÇÜSU AULAÇILAUAUtŞn. SAl/Af SONUUDA JAPOfJYA rESLıM OLUfJC/),MUTTB - FİKLER tMPAMrOlSA 'LtÇAA£MfŞr/.AtJCAK, YÖUET/M SAK/MfAJPAA/ /i&nK g/£ StMGS- DE-fJ SAÇ/CA 6İR t$l£l/İ MLAAAM/ŞT/. TÜM IL- SİSlNI DENlZ BtYOLOJıSİNPE YOĞU İLAN ESKİŞEHİR İKİNCİ SULH CEZA MAHKEMESİ'NDEN BİLDİRİLMİŞTİR Eskişehir Sancakaya Asfaltı üzeri 5'nci küometrede peynir imalatı yapan sanık Rasim Yılmazbaş, Mahkememizın 18.9.1990 tarih ve 199O/139-4H esas ve karar sayılı ilamı ile; imal ettiği peynirlerin içindeld ya£ oranının V» 20'den aşağı olması nedeniyle gıda maddeleri tü7üğüne muhalefet suçundan T.CKInın 398, 647/4-1, 72, 402/1-2 raaddeleri gerejince 490.000 lı- ra agır para cezasıyla cezalandırılmasına, sanıgın cüraıe vasıta kıldı- ğı meslek, sanaat ve ticaretinin takdiren üç ay süre ile tatiline, takdi- ren yedı gun işyerinin kapatılmasına karar verilmij, Karar temyiz edilmeyerek 18.10.1990 tarihinde kesinleşmiştir. Baan: 37953 İLAN ESKİŞEHİR İKİNCİ SULH CEZA MAHKEMESİ'NDEN BİLDİRİLMİŞTİR Eskişehir Hamıdiye Mahallesı nufusuna kayıtlı SaLh ve Şerife'den I968'de dogma Servet Emek, Mahkememizin 13.9.1990 tarihli 1989/499 esas 1990/395 karar nu- maralı ilamı ile, minibüsün içerisinden sigara çaJraak suretiyle hırsız- bk suçundan TCK'nın 491/İlk, 62, 522/1, 647/4-1, 6'ncı maddeler gercğjnce 200.000^ lira ağır para cezasına mahkûm edilmiş ve ceza tecil olunmuştur. Sanığın adresi tespıt edilemediğindcn karan tebliğ edilememiştir. Bu nedenle ilanen lebhgat karan verilmiştır. Hüküm ilan edildiğı tarihten itibaren yedi gün sonra sanığa tebliğ edilmiş sayılacaktır. İlan olunur. 19.10.1990
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle