Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 KASIM 1990**** HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/19
EBahçe zor Atatürk'ü anıyoruz
(Baştarafı 18. Sayfada)
dakika sonra da Ankara takımı
farkı açtı (76-62). Bu dakikadan
sonra Fenerbahçe savunmada
daha baskılı oynadı. Aliço'nun
başanlı savunması hücumda Le-
vent'in takımı iyi organize edip
kritik şutlan, Richard ve Hiis-
nii'nün hırsh mücadelesi ile fark
giderek kapandı son 2 dakika-
da RBahçe 3 sayı farkla öne geç-
ti. Bu üstünlüğünü maçın sonu-
na taşıyan Sarı-Lacivertli ekip
karşılaşmadan 99-95 galip aynl-
dı.
Savunmasız
(Baştarafı 18. Sayfada)
takımlar bizce kaşıruyor. Savun-
mada çok etkili olan Yalçın 5 fa-
ul ile oyun dışı kalınca Kolej'in
savunması gevşedi.
Dünkii maçta Fenerbahçe ka-
zandı, ancak savunma yapma-
dan kazanamayacağıru kavramış
değilse o zaman belki mağlup
olmaları kendileri için daha fay-
dalı olabilirdi. Çetin Yılmaz'ın
takımı savunma açısından mo-
tive ve organize etmesi şart. Dün
herkes Fenerbahçe'nin kötü hü-
cumundan şikâyetçiydi. Ancak
kötü hücuma rağmen bu takımı
99 sayı üretebiliyorsa o zaman
en kötü sartlarda bile hücumda
tehlikeli bir takım demektir. An-
cak savunmayı dünkü gibi gev-
şek tutarlarsa o zaman her ta-
kım Kolej kadar maç sonunda
beceriksiz olmayabilir. Eğer
oyuncular dün son 6 dakika
yaptıkları savunmanın maçı ka-
zanan faktör olduğunu anladı-
larsa o zaman sonın yok.
Futbolumuz
(Baştarafı 18. Sayfada)
Sümer, basının da çok yanlış ve
'yalan' haberler verdiğini öne
sürdü. Sümer, "Basın çirkinlik-
lere alet oluyor. Çirkin olan her
otayın altında basın da var" de-
di. Diğer üç teknik adam ise
yanlış haberlerde tüm suçun ba-
sında olmadığı, teknik adam ve
futbolcuların da basını zor du-
nımda bıraktığını belirttiler.
Ayın golü Hami'den
Derimod tarafından gelenek-
sel olarak düzenlenen 'Ayın
Golü' yarışmasında Trabzon-
s'porlu Hami'nin Avrupa Kupa
Galipleri Kupası 1. tur rövanş
maçında Barcelona'ya attığı gol
'Ayın Golü' seçildi. Hami'nin
golü 14, Rıdvan'ın Karşıyaka'-
ya attığı gol ise 4 oy aldı.
GÜNÜN
PROGRAMI
FUTBOL
14.00 (Ali Sami Yen): Galatasa-
ray - Farul Konstanta
BASKETBOL
tstanbul (Lütfi Kırdar): 16.30
l.T.Ü. - Beslenmakarna, 18.00
Paşabahçe - Nasaşspor, (Ata-
türk Spor Salonu): 17.30 Kar-
şıyaka - Galatasaray, Bursa
(Atatürk Spor Sarayı): 17.00
Tofaş Sas - Beşiktaş, Içel (Edip
Buran Spor Salonu): 16.30 Çu-
kurovaspor - Efes Pilsen.
VOLEYBOL
tstanbul (Burhajı Felek): 13.00
Arçelik - Orestiada (Yunan-
erkek), 15.00 Eczacıba$ı - Sken-
derbeu (Arnavutluk-bayan),
17.00 Eczacıbaşı - Partizan (Yu-
goslavya)(erkek), (Lüksem-
burg): 19.00 GYM Volley - Em-
lak Bankası (bayan), (Israil):
14.00 Hapoel - Galatasaray
(bayan).
QA Başkanı 6
jet' gibi
(Baştarafı 1. Sayfada)
yaşama yolunu gösteren Ata-
türk'e ve fikirlerine sahip çık-
mak ve korumak, genciyle yaş-
lısıyla her Tiirk'iin görevidir.
'Yurtta sulh cihanda sulh' ilke-
si ile dış politikamızın, 'hayat-
ta en bakiki miirşit iiimdir' söz-
leriyle de siyasi, ekonomik ve
sosyal hayaümızın sağlam teme-
lini atan biiyttk Atatürk'ü, bu
duygularla cumhurbaşkanı ola-
rak, Türk milleti adına minnet
ve şükranla anıyor. aziz hatıra-
sı önünde saygı 0e eğiliyorum."
TBMM Başkanı Kaya Erdem
de yayımladığı mesajda, Ata-
türk'ün hayatı boyunca ve baş-
lattığı her mücadelede, milli
OLAYLARIN
ARDENDAK1
GERÇEK
(Baştarafı 1. Sayfada)
maktadır. îslam dünyasında ka-
dını ikinci sınıf insan sayan ve
güneş ışığından yoksun bırakan
akımlarm Türkiye'de yandaş
bulabilmesi ise hepimizi acıyla
ve ibretle düşündürüyor.
Olayın ötekiyanı, belki daha
da düsündürücüdür. Ülkemizde
uzun bir süre, sosyalist kesim-
den kimileri Atatürk'ü "küçük
burjuva devrimcisi" diye nitele-
mek ve azımsamak eğilimi için-
de kalmışlardır. Bugün sosyalist
dünyada yaşananlar, bu tür eği-
limlerin ve eleştirilerin gerçekçi-
likten ne kadar uzak hayallere
dayandığını ortaya koymakta-
dır.
Atatürk 52 yıl önce hayata
gözlehni kapadı. O günleri gö-
renler ve yaşayanlar için bu bü-
yük bir aaydı. Ama artık o ku-
şaktan hayatta çok az kişi kal-
mıştır; Atatürk'ü duygularıyla
benimseyenler gün geçtikçe aza-
lıyor. Buna karşılık daha da ger-
çekçi biryaklaşım ağır basmak-
tadır. Atatürk, Türkiye Cumhu-
riyeti'ni sağlam temeller ve ger-
çekçi ilkeler üzerine oturtmuş-
tur. Zaman geçtikçe kurucunun
değeri daha belirgin biçimde or-
taya çıkmaktadır.
Bugün Atatürk düşmanlığt-
nın kimi kesimlerde doruğuna
ulaştığı da görülüyor. Aydınlan-
maya karsı karanlığın savaşmt
verenler elbette Atatürk'ün
Anıtkabri'ne çiçek göndermeye-
eğemenliği ve millet iradesini
daima temel aldığmı, Cumhuri-
yeti kurarak yolumuzu aydınla-
tan köklü ve büytik inkılaplar
gerçekleştirdiğini belirtti. Er-
dem şöyle dedi.
"Cumhuriyetimizin temelini
oluşturan Atatürk ilke ve inki-
laplanmn en önemlilerinden
olan laiklik ilkesinin, çagdaş atı-
lımlanmızın ve demokratik ya-
şamımızın güvencesi olan din,
vicdan, düşünce ve kanaat öz-
gürlügü olduğu ve temelinde
akılcılık ve hoşgörunün bulun-
dugu bilinmeli ve unutulmama-
üdır."
Başbakan Yıldınm Akbulut
10 kasım mesajında Atatürk'ün
engin bir sağduyu ve uzak gö-
rüşlulükle oluşturduğu ilkelerin
özünden hiçbir şey kaybetme-
den olanca tazeliği ve dinamiz-
mi ile yaşadığı görüşünü vurgu-
ladı. Akbulut,"Cumhuriyetçi-
likten milliyetçiliğe, milli ege-
menlikten laikliğe 'yurtta ve
dünyada barış' yaklaşımından
'halka hizmet' anlayışına kadar
uzanan düşünee ve Ükeleri, kim-
senin hayal bile edemeyeceği de-
ğişmelere sahne olan diinyamız-
da, yol gösterici kimliği ile
parlamaktadır" dediği mesajı-
nı şöyle sürdürdü: "Cumhuriyet
kuşaklan, O'nun yol gösterici-
liğinde ve O'ndan aldıklan il-
ham ve coşku ile Türkiye'yi çag-
daş uygarlık hedefine adım
adım yaklaşürmışlardır. O'nun
ilkelerine inançla sahip çıkılması
ve bir meşale gibi elden ele, gö-
nülden göniile aktarılması, bu
hedefe giden yolu hızlandırmak-
tadır." DYP Genel Başkanı Sü-
leyman Demirel, Atatürk'ün
ölümünün J2. yıldönümü nede-
niyle yayımladığı mesajda,
Türkiye Cumhuriyeti'nin "en-
geller ne olursa olsun, çagdaş
deger yargılannı ve uygar diin-
yanın seviyesini, kendi benligi-
ni ve kişiligini koruyarak hedef-
lemiş olarak hep ileriye dogru
gitmeye devam edecegini" kay-
dederek şöyle devam etti:
"Geçen 52 yıl zarfında yapa-
madıklanmm biliyoruz. Millet
iradesine dayanan, hürriyeti,
adaleti, eşitligi, hukuk üstünlü-
ğünü esas a!an ve zenginleşme-
yi, imar-inşayı gerçekleştirmeye
koyulmuş TC, Atatürk'ün yo-
lundadır. Laik, sosyal ve berke-
se refah, iş, ilaç, hekim ve ek-
mek saglacnş bir Türkiye, mut-
laka gerçekleşecektir.
DSP Genel Başkanı Bülent
Ecevit de mesajında, Atatürk
devriminin "bir ideoloji aygu-
laması değil, bir çagdaşlaşma ve
demokratikleşme programı ol-
dugunu" vurgulayarak "Bu
programın temel uıfsurunun la-
iklik olduğunu" kaydetti. Ata-
türk devriminin Atatürk'ün ya-
şamı sırasında halkoyuna sunul-
sa çoğunluğun oylannı alama-
yabileceğini, ancak bugün Türk
ulusunca özümsendiğini savu-
nan Ecevit, şunları kaydetti:
"Atatürk devrimini Islamla
bağdaşmadıgı sanısıyla ve savıy-
la reddedip kötüleyen bazı Or-
tadogu toplurnları ise dogal
kaynaklannın sagladıgı büyük
zenginlige karşm kendi güven-
liklerini, toprak bütünlüklerini
ve çagdışı yaşam biçimlerini an-
cak bir başka dinden bölge dışı
uluslann silahlı koruyuculugu-
na teslim eder duruma düşmüş-
lerdir. Atatürk devrimi, büyük
ölçüde dışandan kaynaklanan
tüm engellere karşın, bundan
böyle de kökleserek güçlenme-
ye devam edecektir."
DMP Genel Başkanı Bedret-
tin Dalan, "Atatürkçülükten
ödün verilemeyecegini" kayde-
derek "O'nun dogmalardan
uzak, aklın ve ilmin rebberligi-
ni kabul eden manevi mirasına
sahibiz. Türk milletini tamamen
çagdaş, butun rnana ve eşkfiliy-
le uygar bir hale getirmesi gaye-
sini; 'milli kültürümüzü muasır
medeniyet seviyesinin üstüne
çıkarma' hedefini gerçekleştir-
meye kararlıyız" dedi.
(Baştarafı 1. Sayfada)
CIA Başkanı VVebster, daha
sonra Başbakan Yıldınm Akbu-
lut tarafından kabul edildi. Baş-
bakanlık Konutu'ndaki bu gö-
rüşme 40 dakika sürdü. VVebs-
ter daha sonra Dışişleri Bakan-
lığı'na gelerek Bakan Knrtçebe
Alptemoçin'le görüştü.
AIptemoçin-Webster görüşmesi
de yaklaşık 40 dakika sürdü.
Daha sonra ABD Büyükelçisi
Morton Abramowitz, CIA Baş-
kanı'nın temaslarıyla ilgili şu
açıklamayı yaptı:
"VVebster, bölge ülkelerini de
kapsayan uzun bir geziye çıktı.
Türkiye ile birlikte birkaç ül-
keye uğrayacak. Bu görüşme-
de, Körfez'deki son durumu ve
SSCB'deki son gelismeleri tar-
üştık."
Büyükelçi Abramovvitz, CIA
Başkanı'nın Türkiye"den sonra
nereye gideceği yolundaki soru-
ya ise "Bu tür temaslan hiç gö-
rüşmedik. Zaten Başkan'la bun-
ları görüşmeyiz" yanıtını verdi.
Abramovvitz, VVebster'ın Anka-
ra'ya hafta içinde Türkiye'yi zi-
yaret eden Dışişleri Bakanı Ba-
ker'dan ayrı olarak geldiğini de
sözlerine ekledi.
VVebster, ABD Büyükelçiliği
konutunda bir süre dinlendikten
sonra saat 15.30'da Cumhurbaş-
kanı Turgut özal tarafından ka-
bul edildi. özal, VVebster ile bir
süre görüştü.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü
Büyükelçi Kaya Toperi'nin dün
akşam yaptığı açıklamada,
VVebster'ın "bir nezaket ziyare-
ti niteliğindeki" kabulde Cum-
hurbaşkanı Özal'a Türkiye'deki
temaslan hakkında bilgi verdi-
ği bildirildi. özal ile VVebster^
m, çeşitU uluslararası sorunlar
üzerinde görüş teatisinde bulun-
dukları bildirilen açıklamada,
kabul sırasmda ABD'nin Anka-
ra Büyükelçisi Abramowitz ve
MlT Müsteşan Teoman Ko-
Türki>e*do Insan Haklan
(Baştarafı 2. Sayfada)
nu oluyor. Bu tür olayları her
gün görmeyen Batıhlar tanık ol-
dukları bu olaylann dehşeti kar-
şısında neye uğradıklarını şaşı-
nyorlar, rahatsız oluyorlar ve bu
durumun sorumlulanna karşı
büyük öfke duyuyorlar. Ne ya-
zık ki Türkiye de bundan nasi-
ceklerdir. Ancak adına 'irtica"
b i n i
fazlasıyla alıyor. însan ister
denilen tehlikenin Türkiye'yi »«emez düşünüyor, neden bu
çağdtşına sürüklemek boyutlan-
na ulaştığını gören halktmızın
tarihsel sağduyusu güvencemiz-
dir. Atatürk düşmanlığının de-
mokrasinin işlerliği içinde halk
tarafından tasfıye edileceğine
" inanıyoruz.
Yeter ki bir azınlığın siyasal
gücü olarak devleti eline geçi-
renler, demokrasiyi engellemek-
te başarı kazanmasınlar.
Laik cumhuriyeti tepeden in-
me yöntemlerle "Türk tslam
cumhuriyeti"ne dönüştürmek
için var güçieriyle çalışanlar, ser-
best seçimlerden ürkmektedirler.
Bu ürkü, halk çoğunluğunun
çagdaş ve aydmlık hayat özle-
minden korkmak anlamma ge-
liyor.
Demokrasiye karşı kurulan
tuzaklar aştldıkça ve engeller
kaldırıldıkça, Türk ulusunun ir-
ticayı değil Atatürk'ü yeğtediği
gün ışığında ortaya çıkacaktır.
Bu konudaki inancımız, umu-
dumuzun temelidir.
• • •
soruna bir çare düşünülmüyor?
Neden hâlâ cezaevlerinde binler-
ce siyasi tutuklu bulunuyor? Ne-
den bu tutuklular insanlık dışı
şartlar altında bulunduruluyor?
Neden binlerce göçmen hâlâ
dünyanın gözü -örriinde Türki-
ye'de yaşadıklarının canlı birer
kanıtı olarak dolaştınlıyor? Bü-
tün bu uygulamalardan hâlâ ne
umuluyor? Dünyanın siyasi ya-
pısı hızla değişirken ve insan
hakları konusunda Sovyetler
Birliği, Güney Afrika ve Şili gi-
bi ülkelerde bile olumlu değiş-
meler gözlenirken, neden Türk-
iye, bu gelişmelere ayak uydu-
ramıyor?
Türkiye'nin görüntüsünü et-
kileyen bir başka uygalama da
idam cezası.. idam cezası bugün
uygar ülkelerin çoğunda kaldı-
nlmış durumda. Bu tür bir çağ
dışı uygulamanın hiçbir hukuki
ya da bilimsel bir mantığı yok.
idam cezası ile ne amaçlanıyor?
Bu cezanın caydıncı etkisine üiş-
kin kriminoloji literatüründe
hiçbir inandıncı kanıt yok. Bu
nedenle idam cezası, devletin bi-
reyden intikam almasından öte-
ye bir anlam taşımıyor. Yani
göze göz, dişe diş ilkesi.
Bu arada idam cezasının in-
fazında doktorlann rolüne de
değinmek gerekiyor. Birleşmiş
Milletler'in Tlbbi Etik tlkeleri^
nin 2. maddesi şöyle diyor: Bir
sağiık görevlisi, etkin ya da edil-
gin, işkence ve diğer kötü mua-
mele ve ceza eylemlerine katıla-
maz. Bu, uluslararası belgelere
göre suç olduğu gibi tıbbi etike
de aykırıdır. Madde 4/b konu-
yu daha da acmış; Sağlık perso-
neli: 1. Tutuklu ve hükümlülerin
cezalandırılmasında veya kötu
muameleye tabi tutulmasında
bulunamaz, 2. Bu tür uygula-
maları o kişilerin kaldırabilece-
ği doğrultusunda, belge vere-
mez, 3. Böyle bir belgenin hazır-
lanmasında Davı olamaz.
Uluslararası tıp çevreleri, bu
konuya karşı kesin tavır koymuş
durumda ve doktorlann bu ko-
nudaki denetiminin sorumlulu-
ğunu ulusal tıp birliklerine bıra-
kıyor. Yine aynı çevreler, bu etik
ilkelerin uygulamaya konuşu sı-
rasında ulusal tıp kuruluşlarını
desteklemek eğiliminde. Bu ne-
denle, sanıyorum Türk Tabiple-
ri BirliğTne önemli bir rol düşü-
yor.
Sonuç olarak Türkiye, uygar
bir dünyada yerini almak isti-
yorsa, öncelikle bu sorunlan
ciddiyetle gözden geçirmek zo-
runda. Avrupa Topluluğu,
Türkiye'nin üyeliği konusunda
insan haklanna saygıyı şart ko-
şuyorsa, bunu bu konuda hızla
biÛnçlenen kamuoyunun ve ken-
di seçmeninin baskısıyla yapı-
yor. Kuşkusuz, Batı ülkelerinin
yönetimleri de insan haklan ko-
nusunda birer melek değiller.
Ancak ne var ki kendi kamuo-
yunun bu konudaki duyarlılığı-
na ve tepkisine karşı duyarlıiar
ve kendi üzerlerinde bir denetim
sağlıyabiliyorlar. Türkiye'yi dı-
şandan izleyişim ve ayrıca yakın
zamanlardaki ziyaretün sırasın-
man'ın da hazır bulundukları
kaydediiui.
öte yandan VVebster'ın bugün
Ankara'dan Güneydoğu Anado-
lu'ya giderek, Irak sınırında in-
celemelerde bulunabileceği kay-
dediliyor.
VVebster, Türkiye'ye gelen
ikinci CIA Başkanı oluyor. 1982
ekim aymda zamanın CIA Baş-
kanı VVilliam Casey de Ankara-
ya gelmiş, Başbakan Bülent
Ulusu ve yetkililerle görüşmüş-
tü.
Akbulut'un açıklaması
Başbakan Yıldınm Akbulut,
CIA Başkanı VVilliam VVebster^
ın ziyaretinin bir fevkaladeliği
bulunmadığını söyledi.
Başbakan Akbulut, Ankara
Konutkent toplukonut projesi
temel atma töreninden ayrılır-
ken gazetecilerin konuya ilişkin
sorulannı cevaplandırdı. Akbu-
lut, CIA Başkanı ile görüşme-
sinde, diğer konularm yanı sıra
Körfez krizinin de ele ahndığı-
nı bildirdi. Akbulut, "Öyle de-
gişik bir şey yok. Bilinen, her-
kesin bildigi şeyler. Pek öyle fev-
kaladeligi yok" dedi.
Başbakan, bir gazetecinin,
"Bir tarih behrlenecekmiş" şek-
lindeki sözleri üzerine, şöyle
konuştu:
"Nereden çıkarıyorsunuz
bunlan? Senaryo üretiyorsunuz
herhalde. Yok öyle bir şey."
Yıldınm Akbulut, CIA Baş-
kanı'nın, Türkiye'nin Körfez po-
litikasına bakış açısını soran ga-
zeteciye de şunlan söyledi:
•Türkiye'nin politikasının
müspetliği hakkında herhangi
bir tereddüt söz konusu degil.
Her vesile ile o politikanın des-
teklendigi malum. O da aynı şe-
kilde bunu teyit ediyor"
Başbakan Akbulut, "Daha
ileri bir aşama için istekte bulu-
nuldu mu, degeriendirme yapıl-
dı mı" şeklindeki soruyu ise
"hayır" diye cevaplandırdı.
Kerim
(Baştarafı 1. Sayfada)
Akçalan Ilkokulu'nda başladı-
ğı öğrenimini dördüncü sınıfta
bırakmak zorunda kaldı (1932).
Çeşitli işlerde çıraklık yaptı. Is-
tanbul'da berber kalfasıyken tu-
tuklarjdı, on yıl hapis yattı
(1938-1948). özgürlüğünü kaza-
nınca marangozlukla geçimini
sağladı. Kapatılan Vatan Parti-
si'nin yöneticileriyle birlikte
ikinci kez tutuklandığı (1957) iki
yılhk bir mahpusluk dönemin-
den sonra bir ara kitapçılık ya-
parak yaşamını sürdürdü.
da edindigim bir izlenirn bu ko-
nudaki duyarlılığın gerek basın Kendi kendini yetiştiren ve
ve yayın organlarında gerek ki- hapıshane gözlemlerini değer-
mi aydın çevrelerinde gerekse ge- lendirdiği toplumsal gerçekçi
nel kamuoyunda olması gereken yapıtlanyla tanınan Kerim Kor-
düzeyde olmadığı. Kuşkusuz, can'ın yayımlanan kitapları
çok olumlu çabalar var, ancak şunlar: Linç (1%7), Tatar Ra-
kanımca daha da yaygınlaştınl- mazan (1969), Idamlıklar
ması ve hızlandırılması ge- (1971), Ter Adamları (1975),
rekiyor. Dimitrof Geçiyor (1978).
İsrail Lübnan'a saldırdı
G Ö Z L E M U Ğ U R MUMCU
(Baştarafı 1. Sayfada)
Elias Hravi, Suriye ordusunun
desteğiyle General Michel Ao-
un'un gücüne son vermiş, daha
sonra da ülkedeki silahlı milis-
lerin dağıtılması çağnsında bu-
lunmuştu. lran yanlısı Hizbul-
lah ve Suriye destekli Emel,
Hrawi'nin çağnsını olumlu kar-
şılamışlardı.
Güney Lübnan'da Huistiyan-
lann çoğunlukta olduğu Cezine
kenti ise Israil destekli Güney
Lübnan Ordusu militanlannın
denetiminde bulunuyor. Israil,
sürekli olarak Güney Lübnan'-
daki Hizbullah mevzilerinden
Güvenlik Bölgesi'ne saldırılar
düzenlendiğini behrtiyordu.
(Baştarafı 1. Sayfada)
lacak.
Şu sözleri ne TRT'de duyulacak, ne bu sözler söylevler-
de yer alacak:
Efendiler!
Biz bu hakkımızı korumak, bağımsızlığımızı güven altın-
da bulundurabilmek için hepimiz, bütün ulusça, bizleri yok
etmek isteyen emperyalizme ve bizi yutmak isteyen kapita-
lizme karşı ulusal topluluğumuzla savaşmayı seçen bir öğ-
retiyi izleyen insanlarız. (1 Aralık 1921. Söylev ve Demeçler,
1. s: 198)
Efendiler!
Yaşamın felsefesi, tarihin garip oluşumu şudur ki, her iyi,
her güzel, her yararlı şey karşısında onu yokedecek bir güç
belirir. Bizim dilimizde buna yobazlık denir. İyi bir şey yapft-
nız mı, biliniz ki bunu yok etmek için karşınıza ters bir gö-
rûş, gerici bir güç çıkacaktır Onun içindir ki yapmadan ön-
ce o kara gücûn yok edilmesi önlemini de almış olmak ge-
rekir. (An İnan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 1923
Eskişehir-izmit konuşmaları, s: 109)
Yüzyıllardan beri boyun eğmeye alıştığımız bir yönetim bi-
çiminin dışına çıkarak dünyada benzeri olmayan bir devlet
kurduk, ama bu yenileşmenin kesinlikie ters yönden bir dav-
ranışı gerektireceğini aklımızdan çıkartmamak gerekir.
Bu davranışa özel deyimiyle "irtica" derler. Yaptığımız Iş-
ler ve aldığımız sonuçlara göre bu gibi gerilikler her zaman
beklenebilir. (22 Ocak 1923 Söylev ve Demeçler 2, s: 68-69)
Efendiler!
Yeryüzünde 300 milyonu aşkın İslam vardır. Bunlar, ana,
baba, hoca eğitimleri ile eğitilmekte, ahlaklamaktadıhar. Ama
ne yazık ki, gerçek olan şudur ki, bütün bu milyonlarca in-
san yığınları, şunun bunun tutsaklık ve aşağılatıcı zincirleri
altındadır. Aldıklan manevi eğitim ve ahlak onlara bu tutsaklık
zincirini kırabilecek insanlık seçkinliğini verememiştir, vere-
miyor. Çünkü hedef ulusal değildir. (22 Eylül 1924. Söylev
ve Demeçler 2, s: 198)
Uygar ve uluslararası kıyafet, bizim için çok cevherli, ulu-
sumuza yakışır bir kıyafettir, onu giyeceğiz! (...) Yunan baş-
lığı olan fesi giymek caiz olur da şapka giymek neden ol-
maz? Ve yine onlara ve bütün ulusa anımsatmak isterim ki,
Bizans papazlannın ve lahudi hahamlannın özel giysileri olan
cübbeyi ne zaman ve nasıl giydiler? (28 Ağustos 1925; Söy-
lev ve Demeçler 2, s: 210-211)
Kimi yerde kadınlar görüyorum ki, başına bir bez ya da
peştemal ve buna benzer bir şeyler atarak, yüzünü gözünü
gizler ve yanından geçen erkeklere karşı ya arkasını çevirir
ya da biryere oturarak yumulur. Bu davranışın anlamı nedir?
Efendiler!
Uygar bir ulus anası, ulus kızı bu garip şekle, bu vahşi gö-
rünüşe girer mi? Bu hal ulusu çok gülûnç gösteren bir gö-
rünümdür. Hemen düzeltilmesi gereklidir. (30 Ağustos 1925,
Söylev ve Demeçler 2, s: 217)
Efsndiler
Ve ulus!
İyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, mürit-
ler, mensuplar ülkesi olamaz. En doğru yol, en gerçek tari-
kat, uygarlık yoludur. Uygarlığın buyruk ve isteğini yapmak
insan olmak için yeterlidir. (30 Ağustos 1925, Söylev ve De-
meçler 2, s: 215)
Unutmamak gerekir ki, ulusun egemenliğini bir kişide ya
da belirli kişilerin elinde bulundurmakta yarar bekleyen bil-
gisiz ve aymaz insanlar vardır. Hükümdarlar, kendilerini ku-
runtudan doğan bir gücün temsilcisi tanıriar ve bundan hoş-
lanıriar. Onlann çevresindeki çıkarcılar bunu din giysilerine
büründürerek bütün ulusu aldatmaya, kandırmaya çalışırlar.
Nitekim şimdiye kadar çalışmışlardır. En sonunda ulusun ku-
lağı bu nağmelere doğaffâ telkinlerin din gereği ve gerçû'
ğin özü olduğunu sanır. Bu gibilere gerici ve davranışlanna
da gericilikdenir... (...) Kesinlikie ve korkmadan söylerim ki,
ulusal egemenliğimizin her zerresini şu ya da bu yolla kayıt-
lamak isteyenler en koyu gericilerdir. (31 Ocak 1923, Söylev
ve Demeçler 2, s: 88)
Dinsel gericilik bugün devletin resmi siyaseti olmuştur.
Atatürk'ün bu sözleri bunun için anımsanmaz, bu sözleri
okullarda ve TRT'de bunun için dillere alınmaz.
Atatürk'ün bu sözlerini birer inanç ve direnç kaynağı ola-
rak yüreklerimizde taşıyoruz!
ROMAJV VE YAZARLIK ONURU
Samim Kocagöz
5000 lira (KDV içinde)
Çagdaş Yayınları Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu/stanbul
Ödcmeli gönderilmez.
Bırakın işleri AEG yapsın... Siz keyfinize bakın!
Üstelık şimdi çok kolay taksitlerie
Şöyle bir uzanıp en ve sabit fiyat garantisiyle! Hemen
sevdiğiniz yazarı okumak... sinemaya, AEG Yetkilı Satıcınıza koşun...
tiyatroya gitmek sizin de hakkınız. Bu fırsatı değerlendirin.
AEG size, gönlünüzceyaşa- ^ k W*m
*^*% işleri AEG'ye bırakın...
mak için iyi birfırsat veriyor. / ^ M""^ V W Siz yaşamaya bakın!
AEG
S A B İ T F İ Y A T
"
M >
" A E G T A K S İ T K A M P A N Y A S I
Yoğun İstek nedeniyle kampanyamız 15 Kasım 1990 tarihine kadar uzatılmıştır.
Seçtiğınız AEG'yi tercih ettiğiniz teslim tarihi sütununda x ile işaretleyın. Peşinatı aşağıdaki banka hesaplarından bırıne yatırın. Katılma formunu ve banka
havale makbuzunu, AEG Türkiye Genel Daöıtıcısı Grünberg Tıcaret AŞ. Cemal Sahir Sokak 24, Mecıdiyeköy, 80300 istanbul adresine iadeli taahhûttû
postalayın. Işlemtenn tamamlanması için satış sözleşmesı adresınıze gönderılecektir.
Ûrün
SOĞUTUCULAR
1200TekKj*)ılı
1350 Tek K^jılı
1700Tek Kaoılı
2SO0 İki Kapıh
2700 İki Kapıh
2700 No-Frost iki Kaptlı
SR271 No-Frost İki Kaplı
SR 368 No-Frost Ikı Kapıh
SR 332 No-Frost Uç Kapılı
3500 Uç Kapılı
ÇAMAŞtR MAKİNELERİ
2501 Lavamat
2502 Eko-Lavamat
2503 Eko-Lavamat
555 Eko-Lavamat
LavaİLK
Lavamer Mıni Merdanelı
BULASIK MAKİNESİ
Favont
FIRINLAR
Star ı.ikı tepsilı)
Star ES (Ikı tepsilı)
Elektro Turbo (Üç tepsıli)
Etektro Turbo ES [Uç lepsili)
Elektro StarjÇftorrıatık, ûçjepsıli)
Deluxe E (Otomatık, üç tepsilı)
Mıni Fırın t
Mıni Fınn Deluxe
Set Üstü DörtlO OcaK E
ELEKTRttCÜ SÖPOROELER
Vampyr406
Vafnpyr4iO
DtĞER
Söper Buhariı Otü (Teflon tabanlı)
Fınn U»tû Aspıratöf
Kod
• 101
D102
G103
• 104
D105
D106
D107
D108
D10S
D110
D111
D112
D113
D114
D115
G116
H117
• 118
• 119
• 120
C121
G122
D123
D124
D125
• 126
Ü127
Ü128
D129
• 130
rtofnon TosUm*
1Pe?in,
4Taksit
273.000
318.000
356.000
345.000
382.000
474.000
430.000
558.000
524.000
448.000
512.000
585.000
634.000
738.000
270.000
121.000
75t.0O0
137.000
183.000
199.000
225.000
298.000
337.000
65.000
75.000
40.000
122 000
145.000
30.000
64.000
TopJam
1.365 000
1.590.000
1.780.000
1.725.000
1.910000
2.370.000
2.150.000
2.790.000
2 620.000
2.240.000
2.560.000
2.925.000
3.170.000
3.690.000
1.350.000
605.000
3 755 000
685.000
915.000
995.000
1.125.000
1.490.000
1.685.000
33.000
375.000
200.000
610.000
725.000
150.000
320.000
AraMt-Ocak Teslim
Kod
• 201
• 202
• 203
• 204
• 205
• 206
• 207
• 208
• 209
• 210
• 211
• 212
• 213
• 214
• 215
G216
• 217
• 218
• 219
• 220
• 221
• 222
• 223
• 224
• 225
• 226
• 227
• 228
• 230
BTaksit
162.000
189.000
212.000
205.000
227.000
282.000
246.000
320.000
300.000
266.000
304.000
348.000
377.000
439.000
161.000
72.000
446.000
82.000
109.000
119.000
134.000
177.000
200.000
39.000
45.000
24.000
72 000
86 000
37 000
Toplam
1 458 000
1.701 000
1.908.000
1.845.000
2.043.000
2.538.000
2.214.000
2880 000
2.700.000
2.394.000
2.736.000
3.132.000
3.393.000
3.951.000
1.449.000
648.000
4.014.0O0
738.000
981.000
1.071.OOÇ
1.206.000
1 593.000
1.800 000
351.000
405 000
216.000
648 000
774 000
333.000
Ocak-Şubat Teslim
Kod
• 301
• 302
• 303
• 304
• 305
D306
• 307
• 308
• 309
• 310
• 311
• 312
• 313
• 314
• 315
• 316
• 317
• 318
• 319
• 320
• 321
• 322
• 323
• 324
• 325
• 326
• 327
• 328
• 330
1 Pe»in,
10Taksit
140.000
163 000
182.000
177.000
196.000
243.000
212.000
275.000
258.000
229.000
262.000
300.000
325 000
378.000
138.000
62.000
384.000
70.000
94.000
102.000
115.000
152.000
173.000
33.000
39.000
20.000
62.000
74.000
32.000
Toptafli
1.540.000
1.793.000
2.002.000
1.947.000
2.156.000
2.673.000
2.332.000
3.025.000
2 838.000
2.519.000
2 882 000
3.300.000
3.575.000
.4.158 000
1.518000
682.000
4.224 000
770.000
1.034.000
1.122.000
1.265.000
1.672.000
1.903.000
363000
429.000
220.000
682.000
814.000
352.000
•TeSlımat peşınatın yatınlma Sırasına göre yapılacaktır.
Not. Fryatiara % 20 KOV dahildir KDV oranında bir artış olursa, fark. teslımatta alıcıdan talep edılecektır Kampanyamız Merkez Bankası nca
23 Ocak 1988 tarihl Resrni Gazete'de ılan ediMn tablığs uygun, Ö2el bir uyğulamadır. Üretıci fırma ksfaletndedır.
AtoT0rMye0eii*1Da$rtıCı«&0nl>eTgTka^AŞMtget*lsfon<arı: ls«anbul:(i; 175 0306 1750229 Ankanu (4) 127 5983 '7hat|
Izmır (5ij22 86 5OAdana: f71)
1
4 47 9CSamsun: (36") 100
7
0Antalya: ı3i) 1
7
70 59 Erzurum: (C1 0C