23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 KASIM 1990**** HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/19 EBahçe zor Atatürk'ü anıyoruz (Baştarafı 18. Sayfada) dakika sonra da Ankara takımı farkı açtı (76-62). Bu dakikadan sonra Fenerbahçe savunmada daha baskılı oynadı. Aliço'nun başanlı savunması hücumda Le- vent'in takımı iyi organize edip kritik şutlan, Richard ve Hiis- nii'nün hırsh mücadelesi ile fark giderek kapandı son 2 dakika- da RBahçe 3 sayı farkla öne geç- ti. Bu üstünlüğünü maçın sonu- na taşıyan Sarı-Lacivertli ekip karşılaşmadan 99-95 galip aynl- dı. Savunmasız (Baştarafı 18. Sayfada) takımlar bizce kaşıruyor. Savun- mada çok etkili olan Yalçın 5 fa- ul ile oyun dışı kalınca Kolej'in savunması gevşedi. Dünkii maçta Fenerbahçe ka- zandı, ancak savunma yapma- dan kazanamayacağıru kavramış değilse o zaman belki mağlup olmaları kendileri için daha fay- dalı olabilirdi. Çetin Yılmaz'ın takımı savunma açısından mo- tive ve organize etmesi şart. Dün herkes Fenerbahçe'nin kötü hü- cumundan şikâyetçiydi. Ancak kötü hücuma rağmen bu takımı 99 sayı üretebiliyorsa o zaman en kötü sartlarda bile hücumda tehlikeli bir takım demektir. An- cak savunmayı dünkü gibi gev- şek tutarlarsa o zaman her ta- kım Kolej kadar maç sonunda beceriksiz olmayabilir. Eğer oyuncular dün son 6 dakika yaptıkları savunmanın maçı ka- zanan faktör olduğunu anladı- larsa o zaman sonın yok. Futbolumuz (Baştarafı 18. Sayfada) Sümer, basının da çok yanlış ve 'yalan' haberler verdiğini öne sürdü. Sümer, "Basın çirkinlik- lere alet oluyor. Çirkin olan her otayın altında basın da var" de- di. Diğer üç teknik adam ise yanlış haberlerde tüm suçun ba- sında olmadığı, teknik adam ve futbolcuların da basını zor du- nımda bıraktığını belirttiler. Ayın golü Hami'den Derimod tarafından gelenek- sel olarak düzenlenen 'Ayın Golü' yarışmasında Trabzon- s'porlu Hami'nin Avrupa Kupa Galipleri Kupası 1. tur rövanş maçında Barcelona'ya attığı gol 'Ayın Golü' seçildi. Hami'nin golü 14, Rıdvan'ın Karşıyaka'- ya attığı gol ise 4 oy aldı. GÜNÜN PROGRAMI FUTBOL 14.00 (Ali Sami Yen): Galatasa- ray - Farul Konstanta BASKETBOL tstanbul (Lütfi Kırdar): 16.30 l.T.Ü. - Beslenmakarna, 18.00 Paşabahçe - Nasaşspor, (Ata- türk Spor Salonu): 17.30 Kar- şıyaka - Galatasaray, Bursa (Atatürk Spor Sarayı): 17.00 Tofaş Sas - Beşiktaş, Içel (Edip Buran Spor Salonu): 16.30 Çu- kurovaspor - Efes Pilsen. VOLEYBOL tstanbul (Burhajı Felek): 13.00 Arçelik - Orestiada (Yunan- erkek), 15.00 Eczacıba$ı - Sken- derbeu (Arnavutluk-bayan), 17.00 Eczacıbaşı - Partizan (Yu- goslavya)(erkek), (Lüksem- burg): 19.00 GYM Volley - Em- lak Bankası (bayan), (Israil): 14.00 Hapoel - Galatasaray (bayan). QA Başkanı 6 jet' gibi (Baştarafı 1. Sayfada) yaşama yolunu gösteren Ata- türk'e ve fikirlerine sahip çık- mak ve korumak, genciyle yaş- lısıyla her Tiirk'iin görevidir. 'Yurtta sulh cihanda sulh' ilke- si ile dış politikamızın, 'hayat- ta en bakiki miirşit iiimdir' söz- leriyle de siyasi, ekonomik ve sosyal hayaümızın sağlam teme- lini atan biiyttk Atatürk'ü, bu duygularla cumhurbaşkanı ola- rak, Türk milleti adına minnet ve şükranla anıyor. aziz hatıra- sı önünde saygı 0e eğiliyorum." TBMM Başkanı Kaya Erdem de yayımladığı mesajda, Ata- türk'ün hayatı boyunca ve baş- lattığı her mücadelede, milli OLAYLARIN ARDENDAK1 GERÇEK (Baştarafı 1. Sayfada) maktadır. îslam dünyasında ka- dını ikinci sınıf insan sayan ve güneş ışığından yoksun bırakan akımlarm Türkiye'de yandaş bulabilmesi ise hepimizi acıyla ve ibretle düşündürüyor. Olayın ötekiyanı, belki daha da düsündürücüdür. Ülkemizde uzun bir süre, sosyalist kesim- den kimileri Atatürk'ü "küçük burjuva devrimcisi" diye nitele- mek ve azımsamak eğilimi için- de kalmışlardır. Bugün sosyalist dünyada yaşananlar, bu tür eği- limlerin ve eleştirilerin gerçekçi- likten ne kadar uzak hayallere dayandığını ortaya koymakta- dır. Atatürk 52 yıl önce hayata gözlehni kapadı. O günleri gö- renler ve yaşayanlar için bu bü- yük bir aaydı. Ama artık o ku- şaktan hayatta çok az kişi kal- mıştır; Atatürk'ü duygularıyla benimseyenler gün geçtikçe aza- lıyor. Buna karşılık daha da ger- çekçi biryaklaşım ağır basmak- tadır. Atatürk, Türkiye Cumhu- riyeti'ni sağlam temeller ve ger- çekçi ilkeler üzerine oturtmuş- tur. Zaman geçtikçe kurucunun değeri daha belirgin biçimde or- taya çıkmaktadır. Bugün Atatürk düşmanlığt- nın kimi kesimlerde doruğuna ulaştığı da görülüyor. Aydınlan- maya karsı karanlığın savaşmt verenler elbette Atatürk'ün Anıtkabri'ne çiçek göndermeye- eğemenliği ve millet iradesini daima temel aldığmı, Cumhuri- yeti kurarak yolumuzu aydınla- tan köklü ve büytik inkılaplar gerçekleştirdiğini belirtti. Er- dem şöyle dedi. "Cumhuriyetimizin temelini oluşturan Atatürk ilke ve inki- laplanmn en önemlilerinden olan laiklik ilkesinin, çagdaş atı- lımlanmızın ve demokratik ya- şamımızın güvencesi olan din, vicdan, düşünce ve kanaat öz- gürlügü olduğu ve temelinde akılcılık ve hoşgörunün bulun- dugu bilinmeli ve unutulmama- üdır." Başbakan Yıldınm Akbulut 10 kasım mesajında Atatürk'ün engin bir sağduyu ve uzak gö- rüşlulükle oluşturduğu ilkelerin özünden hiçbir şey kaybetme- den olanca tazeliği ve dinamiz- mi ile yaşadığı görüşünü vurgu- ladı. Akbulut,"Cumhuriyetçi- likten milliyetçiliğe, milli ege- menlikten laikliğe 'yurtta ve dünyada barış' yaklaşımından 'halka hizmet' anlayışına kadar uzanan düşünee ve Ükeleri, kim- senin hayal bile edemeyeceği de- ğişmelere sahne olan diinyamız- da, yol gösterici kimliği ile parlamaktadır" dediği mesajı- nı şöyle sürdürdü: "Cumhuriyet kuşaklan, O'nun yol gösterici- liğinde ve O'ndan aldıklan il- ham ve coşku ile Türkiye'yi çag- daş uygarlık hedefine adım adım yaklaşürmışlardır. O'nun ilkelerine inançla sahip çıkılması ve bir meşale gibi elden ele, gö- nülden göniile aktarılması, bu hedefe giden yolu hızlandırmak- tadır." DYP Genel Başkanı Sü- leyman Demirel, Atatürk'ün ölümünün J2. yıldönümü nede- niyle yayımladığı mesajda, Türkiye Cumhuriyeti'nin "en- geller ne olursa olsun, çagdaş deger yargılannı ve uygar diin- yanın seviyesini, kendi benligi- ni ve kişiligini koruyarak hedef- lemiş olarak hep ileriye dogru gitmeye devam edecegini" kay- dederek şöyle devam etti: "Geçen 52 yıl zarfında yapa- madıklanmm biliyoruz. Millet iradesine dayanan, hürriyeti, adaleti, eşitligi, hukuk üstünlü- ğünü esas a!an ve zenginleşme- yi, imar-inşayı gerçekleştirmeye koyulmuş TC, Atatürk'ün yo- lundadır. Laik, sosyal ve berke- se refah, iş, ilaç, hekim ve ek- mek saglacnş bir Türkiye, mut- laka gerçekleşecektir. DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit de mesajında, Atatürk devriminin "bir ideoloji aygu- laması değil, bir çagdaşlaşma ve demokratikleşme programı ol- dugunu" vurgulayarak "Bu programın temel uıfsurunun la- iklik olduğunu" kaydetti. Ata- türk devriminin Atatürk'ün ya- şamı sırasında halkoyuna sunul- sa çoğunluğun oylannı alama- yabileceğini, ancak bugün Türk ulusunca özümsendiğini savu- nan Ecevit, şunları kaydetti: "Atatürk devrimini Islamla bağdaşmadıgı sanısıyla ve savıy- la reddedip kötüleyen bazı Or- tadogu toplurnları ise dogal kaynaklannın sagladıgı büyük zenginlige karşm kendi güven- liklerini, toprak bütünlüklerini ve çagdışı yaşam biçimlerini an- cak bir başka dinden bölge dışı uluslann silahlı koruyuculugu- na teslim eder duruma düşmüş- lerdir. Atatürk devrimi, büyük ölçüde dışandan kaynaklanan tüm engellere karşın, bundan böyle de kökleserek güçlenme- ye devam edecektir." DMP Genel Başkanı Bedret- tin Dalan, "Atatürkçülükten ödün verilemeyecegini" kayde- derek "O'nun dogmalardan uzak, aklın ve ilmin rebberligi- ni kabul eden manevi mirasına sahibiz. Türk milletini tamamen çagdaş, butun rnana ve eşkfiliy- le uygar bir hale getirmesi gaye- sini; 'milli kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkarma' hedefini gerçekleştir- meye kararlıyız" dedi. (Baştarafı 1. Sayfada) CIA Başkanı VVebster, daha sonra Başbakan Yıldınm Akbu- lut tarafından kabul edildi. Baş- bakanlık Konutu'ndaki bu gö- rüşme 40 dakika sürdü. VVebs- ter daha sonra Dışişleri Bakan- lığı'na gelerek Bakan Knrtçebe Alptemoçin'le görüştü. AIptemoçin-Webster görüşmesi de yaklaşık 40 dakika sürdü. Daha sonra ABD Büyükelçisi Morton Abramowitz, CIA Baş- kanı'nın temaslarıyla ilgili şu açıklamayı yaptı: "VVebster, bölge ülkelerini de kapsayan uzun bir geziye çıktı. Türkiye ile birlikte birkaç ül- keye uğrayacak. Bu görüşme- de, Körfez'deki son durumu ve SSCB'deki son gelismeleri tar- üştık." Büyükelçi Abramovvitz, CIA Başkanı'nın Türkiye"den sonra nereye gideceği yolundaki soru- ya ise "Bu tür temaslan hiç gö- rüşmedik. Zaten Başkan'la bun- ları görüşmeyiz" yanıtını verdi. Abramovvitz, VVebster'ın Anka- ra'ya hafta içinde Türkiye'yi zi- yaret eden Dışişleri Bakanı Ba- ker'dan ayrı olarak geldiğini de sözlerine ekledi. VVebster, ABD Büyükelçiliği konutunda bir süre dinlendikten sonra saat 15.30'da Cumhurbaş- kanı Turgut özal tarafından ka- bul edildi. özal, VVebster ile bir süre görüştü. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi Kaya Toperi'nin dün akşam yaptığı açıklamada, VVebster'ın "bir nezaket ziyare- ti niteliğindeki" kabulde Cum- hurbaşkanı Özal'a Türkiye'deki temaslan hakkında bilgi verdi- ği bildirildi. özal ile VVebster^ m, çeşitU uluslararası sorunlar üzerinde görüş teatisinde bulun- dukları bildirilen açıklamada, kabul sırasmda ABD'nin Anka- ra Büyükelçisi Abramowitz ve MlT Müsteşan Teoman Ko- Türki>e*do Insan Haklan (Baştarafı 2. Sayfada) nu oluyor. Bu tür olayları her gün görmeyen Batıhlar tanık ol- dukları bu olaylann dehşeti kar- şısında neye uğradıklarını şaşı- nyorlar, rahatsız oluyorlar ve bu durumun sorumlulanna karşı büyük öfke duyuyorlar. Ne ya- zık ki Türkiye de bundan nasi- ceklerdir. Ancak adına 'irtica" b i n i fazlasıyla alıyor. însan ister denilen tehlikenin Türkiye'yi »«emez düşünüyor, neden bu çağdtşına sürüklemek boyutlan- na ulaştığını gören halktmızın tarihsel sağduyusu güvencemiz- dir. Atatürk düşmanlığının de- mokrasinin işlerliği içinde halk tarafından tasfıye edileceğine " inanıyoruz. Yeter ki bir azınlığın siyasal gücü olarak devleti eline geçi- renler, demokrasiyi engellemek- te başarı kazanmasınlar. Laik cumhuriyeti tepeden in- me yöntemlerle "Türk tslam cumhuriyeti"ne dönüştürmek için var güçieriyle çalışanlar, ser- best seçimlerden ürkmektedirler. Bu ürkü, halk çoğunluğunun çagdaş ve aydmlık hayat özle- minden korkmak anlamma ge- liyor. Demokrasiye karşı kurulan tuzaklar aştldıkça ve engeller kaldırıldıkça, Türk ulusunun ir- ticayı değil Atatürk'ü yeğtediği gün ışığında ortaya çıkacaktır. Bu konudaki inancımız, umu- dumuzun temelidir. • • • soruna bir çare düşünülmüyor? Neden hâlâ cezaevlerinde binler- ce siyasi tutuklu bulunuyor? Ne- den bu tutuklular insanlık dışı şartlar altında bulunduruluyor? Neden binlerce göçmen hâlâ dünyanın gözü -örriinde Türki- ye'de yaşadıklarının canlı birer kanıtı olarak dolaştınlıyor? Bü- tün bu uygulamalardan hâlâ ne umuluyor? Dünyanın siyasi ya- pısı hızla değişirken ve insan hakları konusunda Sovyetler Birliği, Güney Afrika ve Şili gi- bi ülkelerde bile olumlu değiş- meler gözlenirken, neden Türk- iye, bu gelişmelere ayak uydu- ramıyor? Türkiye'nin görüntüsünü et- kileyen bir başka uygalama da idam cezası.. idam cezası bugün uygar ülkelerin çoğunda kaldı- nlmış durumda. Bu tür bir çağ dışı uygulamanın hiçbir hukuki ya da bilimsel bir mantığı yok. idam cezası ile ne amaçlanıyor? Bu cezanın caydıncı etkisine üiş- kin kriminoloji literatüründe hiçbir inandıncı kanıt yok. Bu nedenle idam cezası, devletin bi- reyden intikam almasından öte- ye bir anlam taşımıyor. Yani göze göz, dişe diş ilkesi. Bu arada idam cezasının in- fazında doktorlann rolüne de değinmek gerekiyor. Birleşmiş Milletler'in Tlbbi Etik tlkeleri^ nin 2. maddesi şöyle diyor: Bir sağiık görevlisi, etkin ya da edil- gin, işkence ve diğer kötü mua- mele ve ceza eylemlerine katıla- maz. Bu, uluslararası belgelere göre suç olduğu gibi tıbbi etike de aykırıdır. Madde 4/b konu- yu daha da acmış; Sağlık perso- neli: 1. Tutuklu ve hükümlülerin cezalandırılmasında veya kötu muameleye tabi tutulmasında bulunamaz, 2. Bu tür uygula- maları o kişilerin kaldırabilece- ği doğrultusunda, belge vere- mez, 3. Böyle bir belgenin hazır- lanmasında Davı olamaz. Uluslararası tıp çevreleri, bu konuya karşı kesin tavır koymuş durumda ve doktorlann bu ko- nudaki denetiminin sorumlulu- ğunu ulusal tıp birliklerine bıra- kıyor. Yine aynı çevreler, bu etik ilkelerin uygulamaya konuşu sı- rasında ulusal tıp kuruluşlarını desteklemek eğiliminde. Bu ne- denle, sanıyorum Türk Tabiple- ri BirliğTne önemli bir rol düşü- yor. Sonuç olarak Türkiye, uygar bir dünyada yerini almak isti- yorsa, öncelikle bu sorunlan ciddiyetle gözden geçirmek zo- runda. Avrupa Topluluğu, Türkiye'nin üyeliği konusunda insan haklanna saygıyı şart ko- şuyorsa, bunu bu konuda hızla biÛnçlenen kamuoyunun ve ken- di seçmeninin baskısıyla yapı- yor. Kuşkusuz, Batı ülkelerinin yönetimleri de insan haklan ko- nusunda birer melek değiller. Ancak ne var ki kendi kamuo- yunun bu konudaki duyarlılığı- na ve tepkisine karşı duyarlıiar ve kendi üzerlerinde bir denetim sağlıyabiliyorlar. Türkiye'yi dı- şandan izleyişim ve ayrıca yakın zamanlardaki ziyaretün sırasın- man'ın da hazır bulundukları kaydediiui. öte yandan VVebster'ın bugün Ankara'dan Güneydoğu Anado- lu'ya giderek, Irak sınırında in- celemelerde bulunabileceği kay- dediliyor. VVebster, Türkiye'ye gelen ikinci CIA Başkanı oluyor. 1982 ekim aymda zamanın CIA Baş- kanı VVilliam Casey de Ankara- ya gelmiş, Başbakan Bülent Ulusu ve yetkililerle görüşmüş- tü. Akbulut'un açıklaması Başbakan Yıldınm Akbulut, CIA Başkanı VVilliam VVebster^ ın ziyaretinin bir fevkaladeliği bulunmadığını söyledi. Başbakan Akbulut, Ankara Konutkent toplukonut projesi temel atma töreninden ayrılır- ken gazetecilerin konuya ilişkin sorulannı cevaplandırdı. Akbu- lut, CIA Başkanı ile görüşme- sinde, diğer konularm yanı sıra Körfez krizinin de ele ahndığı- nı bildirdi. Akbulut, "Öyle de- gişik bir şey yok. Bilinen, her- kesin bildigi şeyler. Pek öyle fev- kaladeligi yok" dedi. Başbakan, bir gazetecinin, "Bir tarih behrlenecekmiş" şek- lindeki sözleri üzerine, şöyle konuştu: "Nereden çıkarıyorsunuz bunlan? Senaryo üretiyorsunuz herhalde. Yok öyle bir şey." Yıldınm Akbulut, CIA Baş- kanı'nın, Türkiye'nin Körfez po- litikasına bakış açısını soran ga- zeteciye de şunlan söyledi: •Türkiye'nin politikasının müspetliği hakkında herhangi bir tereddüt söz konusu degil. Her vesile ile o politikanın des- teklendigi malum. O da aynı şe- kilde bunu teyit ediyor" Başbakan Akbulut, "Daha ileri bir aşama için istekte bulu- nuldu mu, degeriendirme yapıl- dı mı" şeklindeki soruyu ise "hayır" diye cevaplandırdı. Kerim (Baştarafı 1. Sayfada) Akçalan Ilkokulu'nda başladı- ğı öğrenimini dördüncü sınıfta bırakmak zorunda kaldı (1932). Çeşitli işlerde çıraklık yaptı. Is- tanbul'da berber kalfasıyken tu- tuklarjdı, on yıl hapis yattı (1938-1948). özgürlüğünü kaza- nınca marangozlukla geçimini sağladı. Kapatılan Vatan Parti- si'nin yöneticileriyle birlikte ikinci kez tutuklandığı (1957) iki yılhk bir mahpusluk dönemin- den sonra bir ara kitapçılık ya- parak yaşamını sürdürdü. da edindigim bir izlenirn bu ko- nudaki duyarlılığın gerek basın Kendi kendini yetiştiren ve ve yayın organlarında gerek ki- hapıshane gözlemlerini değer- mi aydın çevrelerinde gerekse ge- lendirdiği toplumsal gerçekçi nel kamuoyunda olması gereken yapıtlanyla tanınan Kerim Kor- düzeyde olmadığı. Kuşkusuz, can'ın yayımlanan kitapları çok olumlu çabalar var, ancak şunlar: Linç (1%7), Tatar Ra- kanımca daha da yaygınlaştınl- mazan (1969), Idamlıklar ması ve hızlandırılması ge- (1971), Ter Adamları (1975), rekiyor. Dimitrof Geçiyor (1978). İsrail Lübnan'a saldırdı G Ö Z L E M U Ğ U R MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) Elias Hravi, Suriye ordusunun desteğiyle General Michel Ao- un'un gücüne son vermiş, daha sonra da ülkedeki silahlı milis- lerin dağıtılması çağnsında bu- lunmuştu. lran yanlısı Hizbul- lah ve Suriye destekli Emel, Hrawi'nin çağnsını olumlu kar- şılamışlardı. Güney Lübnan'da Huistiyan- lann çoğunlukta olduğu Cezine kenti ise Israil destekli Güney Lübnan Ordusu militanlannın denetiminde bulunuyor. Israil, sürekli olarak Güney Lübnan'- daki Hizbullah mevzilerinden Güvenlik Bölgesi'ne saldırılar düzenlendiğini behrtiyordu. (Baştarafı 1. Sayfada) lacak. Şu sözleri ne TRT'de duyulacak, ne bu sözler söylevler- de yer alacak: Efendiler! Biz bu hakkımızı korumak, bağımsızlığımızı güven altın- da bulundurabilmek için hepimiz, bütün ulusça, bizleri yok etmek isteyen emperyalizme ve bizi yutmak isteyen kapita- lizme karşı ulusal topluluğumuzla savaşmayı seçen bir öğ- retiyi izleyen insanlarız. (1 Aralık 1921. Söylev ve Demeçler, 1. s: 198) Efendiler! Yaşamın felsefesi, tarihin garip oluşumu şudur ki, her iyi, her güzel, her yararlı şey karşısında onu yokedecek bir güç belirir. Bizim dilimizde buna yobazlık denir. İyi bir şey yapft- nız mı, biliniz ki bunu yok etmek için karşınıza ters bir gö- rûş, gerici bir güç çıkacaktır Onun içindir ki yapmadan ön- ce o kara gücûn yok edilmesi önlemini de almış olmak ge- rekir. (An İnan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 1923 Eskişehir-izmit konuşmaları, s: 109) Yüzyıllardan beri boyun eğmeye alıştığımız bir yönetim bi- çiminin dışına çıkarak dünyada benzeri olmayan bir devlet kurduk, ama bu yenileşmenin kesinlikie ters yönden bir dav- ranışı gerektireceğini aklımızdan çıkartmamak gerekir. Bu davranışa özel deyimiyle "irtica" derler. Yaptığımız Iş- ler ve aldığımız sonuçlara göre bu gibi gerilikler her zaman beklenebilir. (22 Ocak 1923 Söylev ve Demeçler 2, s: 68-69) Efendiler! Yeryüzünde 300 milyonu aşkın İslam vardır. Bunlar, ana, baba, hoca eğitimleri ile eğitilmekte, ahlaklamaktadıhar. Ama ne yazık ki, gerçek olan şudur ki, bütün bu milyonlarca in- san yığınları, şunun bunun tutsaklık ve aşağılatıcı zincirleri altındadır. Aldıklan manevi eğitim ve ahlak onlara bu tutsaklık zincirini kırabilecek insanlık seçkinliğini verememiştir, vere- miyor. Çünkü hedef ulusal değildir. (22 Eylül 1924. Söylev ve Demeçler 2, s: 198) Uygar ve uluslararası kıyafet, bizim için çok cevherli, ulu- sumuza yakışır bir kıyafettir, onu giyeceğiz! (...) Yunan baş- lığı olan fesi giymek caiz olur da şapka giymek neden ol- maz? Ve yine onlara ve bütün ulusa anımsatmak isterim ki, Bizans papazlannın ve lahudi hahamlannın özel giysileri olan cübbeyi ne zaman ve nasıl giydiler? (28 Ağustos 1925; Söy- lev ve Demeçler 2, s: 210-211) Kimi yerde kadınlar görüyorum ki, başına bir bez ya da peştemal ve buna benzer bir şeyler atarak, yüzünü gözünü gizler ve yanından geçen erkeklere karşı ya arkasını çevirir ya da biryere oturarak yumulur. Bu davranışın anlamı nedir? Efendiler! Uygar bir ulus anası, ulus kızı bu garip şekle, bu vahşi gö- rünüşe girer mi? Bu hal ulusu çok gülûnç gösteren bir gö- rünümdür. Hemen düzeltilmesi gereklidir. (30 Ağustos 1925, Söylev ve Demeçler 2, s: 217) Efsndiler Ve ulus! İyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, mürit- ler, mensuplar ülkesi olamaz. En doğru yol, en gerçek tari- kat, uygarlık yoludur. Uygarlığın buyruk ve isteğini yapmak insan olmak için yeterlidir. (30 Ağustos 1925, Söylev ve De- meçler 2, s: 215) Unutmamak gerekir ki, ulusun egemenliğini bir kişide ya da belirli kişilerin elinde bulundurmakta yarar bekleyen bil- gisiz ve aymaz insanlar vardır. Hükümdarlar, kendilerini ku- runtudan doğan bir gücün temsilcisi tanıriar ve bundan hoş- lanıriar. Onlann çevresindeki çıkarcılar bunu din giysilerine büründürerek bütün ulusu aldatmaya, kandırmaya çalışırlar. Nitekim şimdiye kadar çalışmışlardır. En sonunda ulusun ku- lağı bu nağmelere doğaffâ telkinlerin din gereği ve gerçû' ğin özü olduğunu sanır. Bu gibilere gerici ve davranışlanna da gericilikdenir... (...) Kesinlikie ve korkmadan söylerim ki, ulusal egemenliğimizin her zerresini şu ya da bu yolla kayıt- lamak isteyenler en koyu gericilerdir. (31 Ocak 1923, Söylev ve Demeçler 2, s: 88) Dinsel gericilik bugün devletin resmi siyaseti olmuştur. Atatürk'ün bu sözleri bunun için anımsanmaz, bu sözleri okullarda ve TRT'de bunun için dillere alınmaz. Atatürk'ün bu sözlerini birer inanç ve direnç kaynağı ola- rak yüreklerimizde taşıyoruz! ROMAJV VE YAZARLIK ONURU Samim Kocagöz 5000 lira (KDV içinde) Çagdaş Yayınları Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu/stanbul Ödcmeli gönderilmez. Bırakın işleri AEG yapsın... Siz keyfinize bakın! Üstelık şimdi çok kolay taksitlerie Şöyle bir uzanıp en ve sabit fiyat garantisiyle! Hemen sevdiğiniz yazarı okumak... sinemaya, AEG Yetkilı Satıcınıza koşun... tiyatroya gitmek sizin de hakkınız. Bu fırsatı değerlendirin. AEG size, gönlünüzceyaşa- ^ k W*m *^*% işleri AEG'ye bırakın... mak için iyi birfırsat veriyor. / ^ M""^ V W Siz yaşamaya bakın! AEG S A B İ T F İ Y A T " M > " A E G T A K S İ T K A M P A N Y A S I Yoğun İstek nedeniyle kampanyamız 15 Kasım 1990 tarihine kadar uzatılmıştır. Seçtiğınız AEG'yi tercih ettiğiniz teslim tarihi sütununda x ile işaretleyın. Peşinatı aşağıdaki banka hesaplarından bırıne yatırın. Katılma formunu ve banka havale makbuzunu, AEG Türkiye Genel Daöıtıcısı Grünberg Tıcaret AŞ. Cemal Sahir Sokak 24, Mecıdiyeköy, 80300 istanbul adresine iadeli taahhûttû postalayın. Işlemtenn tamamlanması için satış sözleşmesı adresınıze gönderılecektir. Ûrün SOĞUTUCULAR 1200TekKj*)ılı 1350 Tek K^jılı 1700Tek Kaoılı 2SO0 İki Kapıh 2700 İki Kapıh 2700 No-Frost iki Kaptlı SR271 No-Frost İki Kaplı SR 368 No-Frost Ikı Kapıh SR 332 No-Frost Uç Kapılı 3500 Uç Kapılı ÇAMAŞtR MAKİNELERİ 2501 Lavamat 2502 Eko-Lavamat 2503 Eko-Lavamat 555 Eko-Lavamat LavaİLK Lavamer Mıni Merdanelı BULASIK MAKİNESİ Favont FIRINLAR Star ı.ikı tepsilı) Star ES (Ikı tepsilı) Elektro Turbo (Üç tepsıli) Etektro Turbo ES [Uç lepsili) Elektro StarjÇftorrıatık, ûçjepsıli) Deluxe E (Otomatık, üç tepsilı) Mıni Fırın t Mıni Fınn Deluxe Set Üstü DörtlO OcaK E ELEKTRttCÜ SÖPOROELER Vampyr406 Vafnpyr4iO DtĞER Söper Buhariı Otü (Teflon tabanlı) Fınn U»tû Aspıratöf Kod • 101 D102 G103 • 104 D105 D106 D107 D108 D10S D110 D111 D112 D113 D114 D115 G116 H117 • 118 • 119 • 120 C121 G122 D123 D124 D125 • 126 Ü127 Ü128 D129 • 130 rtofnon TosUm* 1Pe?in, 4Taksit 273.000 318.000 356.000 345.000 382.000 474.000 430.000 558.000 524.000 448.000 512.000 585.000 634.000 738.000 270.000 121.000 75t.0O0 137.000 183.000 199.000 225.000 298.000 337.000 65.000 75.000 40.000 122 000 145.000 30.000 64.000 TopJam 1.365 000 1.590.000 1.780.000 1.725.000 1.910000 2.370.000 2.150.000 2.790.000 2 620.000 2.240.000 2.560.000 2.925.000 3.170.000 3.690.000 1.350.000 605.000 3 755 000 685.000 915.000 995.000 1.125.000 1.490.000 1.685.000 33.000 375.000 200.000 610.000 725.000 150.000 320.000 AraMt-Ocak Teslim Kod • 201 • 202 • 203 • 204 • 205 • 206 • 207 • 208 • 209 • 210 • 211 • 212 • 213 • 214 • 215 G216 • 217 • 218 • 219 • 220 • 221 • 222 • 223 • 224 • 225 • 226 • 227 • 228 • 230 BTaksit 162.000 189.000 212.000 205.000 227.000 282.000 246.000 320.000 300.000 266.000 304.000 348.000 377.000 439.000 161.000 72.000 446.000 82.000 109.000 119.000 134.000 177.000 200.000 39.000 45.000 24.000 72 000 86 000 37 000 Toplam 1 458 000 1.701 000 1.908.000 1.845.000 2.043.000 2.538.000 2.214.000 2880 000 2.700.000 2.394.000 2.736.000 3.132.000 3.393.000 3.951.000 1.449.000 648.000 4.014.0O0 738.000 981.000 1.071.OOÇ 1.206.000 1 593.000 1.800 000 351.000 405 000 216.000 648 000 774 000 333.000 Ocak-Şubat Teslim Kod • 301 • 302 • 303 • 304 • 305 D306 • 307 • 308 • 309 • 310 • 311 • 312 • 313 • 314 • 315 • 316 • 317 • 318 • 319 • 320 • 321 • 322 • 323 • 324 • 325 • 326 • 327 • 328 • 330 1 Pe»in, 10Taksit 140.000 163 000 182.000 177.000 196.000 243.000 212.000 275.000 258.000 229.000 262.000 300.000 325 000 378.000 138.000 62.000 384.000 70.000 94.000 102.000 115.000 152.000 173.000 33.000 39.000 20.000 62.000 74.000 32.000 Toptafli 1.540.000 1.793.000 2.002.000 1.947.000 2.156.000 2.673.000 2.332.000 3.025.000 2 838.000 2.519.000 2 882 000 3.300.000 3.575.000 .4.158 000 1.518000 682.000 4.224 000 770.000 1.034.000 1.122.000 1.265.000 1.672.000 1.903.000 363000 429.000 220.000 682.000 814.000 352.000 •TeSlımat peşınatın yatınlma Sırasına göre yapılacaktır. Not. Fryatiara % 20 KOV dahildir KDV oranında bir artış olursa, fark. teslımatta alıcıdan talep edılecektır Kampanyamız Merkez Bankası nca 23 Ocak 1988 tarihl Resrni Gazete'de ılan ediMn tablığs uygun, Ö2el bir uyğulamadır. Üretıci fırma ksfaletndedır. AtoT0rMye0eii*1Da$rtıCı«&0nl>eTgTka^AŞMtget*lsfon<arı: ls«anbul:(i; 175 0306 1750229 Ankanu (4) 127 5983 '7hat| Izmır (5ij22 86 5OAdana: f71) 1 4 47 9CSamsun: (36") 100 7 0Antalya: ı3i) 1 7 70 59 Erzurum: (C1 0C
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle