Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 EKİM 1990 CUMHURÎYET/19
HAVA OURUMU TURKIYE'DE BUGÜN
Meteoroloji Genel Mûdürlü-
Jü'nden alınan bilgıye göre yur-
dun kuzeybatı kesimleri parçalı
bulutlu ötekı yerter az buluttu ve
açık geçecek. HAVA SICAKLIĞI
Artmaya devam edecek. RÜZ-
GÂR: Güney ve batı yönlerden
hafif, ara sıra orta kuvvette ese-
:ek. Doğu Karadenız'de kıble ve
kesışleme, 6tekıdenızlerimi2de
kıble ve lodostan 3 ıla 5 kuvve-
tinde saatte 10-21 denizmili hız-
la esecek. Dalga yüksekiiğı 0,5
ila 1,5 m. görûş uzakfığı 10 km
dolayında bulunacak. Van Gö-
Adapazan
/Vtyaman
Afyon
A#
lü'nde hava az bulutlu ve açık geçecek. Rüzgâr gü-
ney ve doğu yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette
esecek. Göl küçük dalgalı olacak.
y
Mtosır
BJeak
Bmg6l
Sılfts
Bolu
Burea
ÇananfcaJe
Corum
Demzfj
A 36° 1«° Dıyartjaior /
A 25° 13° 6*me t
A 32° 15° Eroncan /
A 28° 6°Erzunım /
A 23° 0°EsloşMıc 1
A 27° 9°6aaönlep /
A 32°W°Sfo*thant
A 25°W°Katt*ı /
A 31° 15° Ispstt /
A 27° 10° IsMul ' 1
A 2e°WİBnir
A 2B°W°Kars 1
A 28° /»KasUmonii 1
A 27° 8°K^sen /
A 25° 10° Kifidara* J
A 28°13°Konya /
A 27° 3°KûO«ıya
A 31° 15° Malatys
V 32° 12° Maınsa
ı 26° 13° K Maraş
> 26° 8° Ufifstf)
^ 23°-2° MuQb
k 27° 8 Muş
k 32° 14 MOde
V 23°14°0rtu
k 25° 6°Rıa
< 2<° 1t° Samsın
k 29° 8°S»rt
k 25° 14° Sıtıop
i 32° 14° Sıvas
^ 23°-2°'felıınJaü
k 28° S°lataon
* 27° 4°lünce»
\ 25° 11° Uşan
* 26° 6°Van
. 28° 10° ^tazgat
\ 26° 8°2onguö*
A 30° 15"
A 32° 16°
A 32° 20°
A 31° 15°
A 27° 8"
A 28° 8°
A 25° 13°
A 24° 13°
A 27° 13°
A 31° 16°
A 23-16°
A 26° 5°
A 24° 14°
A 24° 14°
A 27° 9°
A 2T11
0
A 23° 8°
A 24° 6°
A 23° 14°
ı buluOu 'yajmuriu jsst Jlart A-aç* B-«ukı0u &guiKşlı Knurt S-ssk Y^Omuriu
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Nalbantların,
nallanacak hayvanın
tırnağını kesmekte
kullandıklan arac.
2/ Üstü kapalı ola-
rak aniatma... Bü-
yük sopa. 3/ Uzun
tüylü bir süs köpe-
ği... Bir nota. 4/
Asağılık kirase... Te-
kelci kapitalizme öz-
gü şirketler birliği.
5/ Avlanırken avcı-
lann hayvanlardan
gizlendiği yer. 6/
DaJgalı, kıvnmlı...
Eski Mısır'da insanoğlunun hayati
dayanağı olan üretici güc. 7/ Nijer-
ya'mn para birimi. 8/ Osmanlı İmpa-
ratorluğu'nda en büyük sivil ve as-
keri yönetim bölgesi. 9/ Bir iskam-
bil oyunu... Müzikte bir tam seslik
aralağın bir kesirini oluşturan çok
küçük aralık.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Karbon yerine silisyumun gectiği
organik cisimlere benzer maddelerin
genel adı. 2/ Yılmaz Giiney'in bir filmi... Erişmiş, ulaşmış. 3/
Kimileri uğur sayar... Bayağı. 4/ Bir çalgı... Faiz. 5/ Sahip... Teis-
tar uydulanna benzeyen bir dizi ABD haberleşme uydusuna ve-
rilen ad. 6/ Eski bir sanat eserinin, bir tablonun ya da bir fres-
Wn çoğu zarnan suluboya ile yapılmış kopyası... Birrenk.7/.
.kâr... Nazi partisinin askeri polis örgütu... Uluslararası Ça-
hşma örgütü'nün simgesi. 8/ Kabuğu ayıklanmamış pirinç...
llaç. 9/ Sodyumun simgesi... Petrolden damıtılan bir ürün.
60 YIL ONCE Cumhuriyet
'G-38'
G LAX 0Güzel ve gurbuz yıvrultr
vttistirir. •
8 EKİM 1930
Dünyanın en büyuk kara
tayyaresi olan "G 38
Yunkers"in geniş bir daire
üzerinde ziyaret uçuşu
yapmakta olduğunu ve
Avrupa devletleri
payıiahılarını dolaştığını
yazmıştık.
Bu muhteşem hava gemisi teşrinievvelin dördunde
Berlin'den kalkarak sıra ile Varsova, Belgrat ve Bükreş'e
uğramıştır. Dün sabah saat 8 de İstanbul'a gelmek üzere
Bükrcş'ten uçmuştur. G 38 şehrimizde bir gün kalacak,
Atina, Roma, Madrit, Lizbon, Londra yolile Berlin'e
dönecekti.
G 38 muazzam bir hava ejderidir. Kanatlannın genişliği 48,
tayyarenin uzunluğu 23, yüksekliği 7 metro tutrnaktadır. 4
riıotöründen ikisi 550, ikisi 300 beygir kuvvetindedir.
Tayyare bilâfasıla 3000 kilo metre uçuşa muktedirdir, 50
yolcu alır. On kişi mürettebatı vardır ve en mütekâmil
telsiztelgrafla mücehhezdir.
Tayyarenin dün öğleyin Yeşilköy uçuş meydanma vasıl olmuş
olması hesaplı bulunuyordu. Bu münasebetle Alman sefiri
Her Nadolni, reikası Madam Nadolni, sefaret erkânı,
Başmuharririmiz Yunus Nadi Bey, Alman, Türk matbuat
mümessilleri ile meraklı halktan nıürekkep oldukça
kalabalık bir karşılayıcı heyet Yeşilköy'egitmişlerdi. Hava
gemisinde yolcu olarak doktor Böhm, Çimerman, Bravze
isimlerinde Yunkers şirketi erkânından 3 kişi
bulunmaktadır.
G-38 akşama kadar gelmemiş bulunuyordu. Havanın
enalığından mütevellit bir endişe de çıkmıştı. Istikbalciler
beyhude intizardan sonra avdete mecbur oldular.
30 YBL ONCE Cumhuriyet
Refîk Koraitao
'Düşükler Yassıada'da'
* EKİM 1960
Ordu Foto Filim Merkezi tarafından
hazırlanan ve Yassıadadaki eski
iktidar ileri gelenlerinin gunluk
yaşayışlannı gösteren enteresan bir
filim dün ilk defa olarak gazeiecilere
gösterilmiştir.
40 dakika devam eden ve Celâl Bayar,
Adnan Menderes, Refık Koraltan,
Bakanlar ve milletvekilleriyle di|er
sanıkların Yassıadaya getirilişlerinden itibaren nasıl
yaşadıklannı, nasıl vakit geçirdiklerini teferruatlı bir şekilde
gösteren bu filim, "Düşukler Yassıadada" adını
taşımaktadır.
Kamu oyunun uzun zamandan beri öğrenmek için
sabırsızlandığı birçok hususları aydınlatacak bir mahiyet
taşıyan filim, düşüklerin sağlık durumlannın genellikle çok
iyi olduğunu, mükemmel bir şekilde bakıldıklarını, kitap
okumak veya satranç oynamakla vakit geçirdiklerini,
yemekten sonra gruplar halinde basketbol alanındagezinti
yapmalanna müsaade edildiğini, hastalananlann revirde
itina ile tedavi edildiklerini, açılan kantinden istediklerini
alabildiklerini, aileleri veyakınlanyle hukuki
münasebetlerini tanzim için Adada açılan noterlikten
istifadeettiklerini ortaya koymuştur.
Filimde düşük Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve
Başbakan sık sık görülmektedir. Birkaç gün önce intihara
teşebbüs etmiş olan Celâl Bayar'ın ve Refik Koraltanm gayet
sıhhatli görünüşlerine mukabil Adnan Menderes'in sinirli,
ürkek olduğu ve bir miktar kilo kaybettiği ilk bakışta göze
çarpmaktadır. Münferit odalarda ikâmet ettikleri anlaşılan
"Üç Büyükler"in ütülü pantolonları, muntazam kıyafetleri
ve itinalı halleriyle medeni ihtiyaçların hiç birinden mahrum
bırakılmadıklan anlaşılmaktadır.
Açık gri bir elbise ve siyah-beyaz çizgili bir gravatla görülen
Celâl Bayarın, ceketinin üst cebine beyaz bir mendil
koymayı bile ihmal etmediği dikkati çekmiştir. Koyu gri bir
elbise giymiş ve siyah noktalı bir kravat takmış olan
Menderes'in saçlarının tamamen beyazlaştığı hakkındaki
söylentilerin de doğru olmadığı meydana çıkmıştır. Buna
karşılık Koraltanın saçlarındaki boyalann çıkması
neticesinde tamamen beyazlaştığı goze çarpmıştır. Menderes
ellerini daima önünde kenetlemiş, sinirli bir halde
görülmüştür.
GEÇEN YIL BUGUN
ı3emokrasiye inanıyoruz
8 EKİM 1989
Genel Kurmay Başkanlığı Genel Sekreterli|i dün bir basın
açıklaması yaparak Türk Silahlı Kuvvetleri'nin son günlerde
yaygınlaşan darbe söylentilerinin dışında olduğunu bildirdi.
Dün saat 15.00'tegazeteburolarınadağıtılan 145bülten
numaralı 7 Ekim 1989 tarihli açıklamanın altında Genel
Kurmay Başkanlığı Basm-Halkla Ilişkiler Şube Mudürü
Kurmay Kıdemli Albay Halil Kalaycı imzası bulunuyor.
^ Kopenhagy
DÜNYA'DA BUGÜN
Amstertam y 14°
Amman A 20°
Atna
Bajtiat
Bircelona
Belgrad
Berln
Bonn
Brtjksel
A 25°
A 30°
Y 22°
B 17°
Y 16°
Y 15°
B 16°
B 14°
Bucfapeşte Y 16°
Cmem B 17°
Ceayr
Odde
Ouba
FnnkM
GtflK
Hebmta
Kahıre
Kbpeflhag
Köln
Uftoşa
g
Londra
A 24°
A 35°
A 32°
B 15°
A 30°
Y 10°
A 30°
V 15°
8 16°
A 30°
IMano
Montreai
Moskwa
Mûnh
Osto
Pans
Prag
Roma
Sotya
Sanı
U A m
Vıyana
Y 8°
B 15°
A 23»
Y 18°
Y 11°
Y 8°
B 15°
A 24°
Y 7°
B 15°
Y 12°
A 35°
A 23°
B 18°
A 30°
A29°
A 30°
Y 14°
Y 15°
A 18°
A 22°
B 16°
TARTISMA
Körfez Kıizi ve Türkiye
Amerika'nın emrindeymiş gibi bir tabloda işaret bekleyen ve
komşusunun —üstü kapalı da olsa— bazı kentlerinde umudu
olan bir Türkiye, bu konumuyla bölgede lider olma yerine
çıbanbaşı olur ancak.
Körfez krizi olarak adlandınlan ve Irak'ın
Kuveyt'ı işgal etmesiyle yoğunlaşan olaylar
dizisinde Türkiye başından beri Amerika1
nın yanında yer almıştır.
Unutulmaması gereken noktalar vardır:
Bir kere Amerika'nın, Irak işgalinden ha-
bersiz olduğu düşünülemezdi. Amerika bu
tür bir yaklaşımı önceden önleyebilir, hiç
değilse yaptığı yığınağı daha önce gerçek-
lestirerek bu işgale engel olabilirdi. Ote yan-
dan Amerika'mn bölgede bir sıcak savaş is-
teği de düşünülmemelidir. Amerika bölge-
ye etkin bir karakol kurmak için olayı fır-
sat olarak değerlendirmiş ve bölgeye yerleş-
miştir.
Ne var ki mevcut dengeler ve Vfctnam ör-
neği deneyimler sonucunda Amerika'nın tek
başıaa başanlı olamayacağı bir operasyo-
na Türkiye örneği müttefiklerin bulaşması
savasm yönünü değiştirecek, yarın Ameri-
ka çekip gittiğinde Türkiye ile komşusu
kanlı bıçaklı olacaklardır.
Olaydan AT ölçeğinde yararlanma uğra-
şını veren Türkiye, bunu elde edemeyince
şimdi ATye karşı Amerika ile ekonomik an-
lamda yeni bir flörte başlamıştır. Bu satır-
larm yazarı bağnaz bir Amerikan düşmanı
degıldir, ama Amerika'nın çıkarcı, bencil
politika örneklerinden hiç ders aknmamış
olacak ki varsa yoksa Amerika denilmek-
tedir diye düşünmektedir.
Oysa komsulanrun, Türk ve lslam dunya-
Garip Bir Heykel
Belediye binası ilefiberglastanyapılma Atatürk heykelini, ne
adalılara, ne toplumumuza ve ne de tarihimize yaraştırabildim.
Tarih ve çevre bozulmalarının, yeni yapılaşmalardan
kaynaklandığını Marmara Adası'nda da bir kere daha gördüm.
"Marmara Adası, bu cevrenin mihveri ola-
rak eie alınmalıdır. Adanın iki sahüe olan mer-
kez mevkii, letafeti, kendisinin ve kıyüarının
her turiu ıslah ve tesisata musait olması, em-
salstz bir imkândır." (25 Haziran 1930 / Reisi-
cumhur GAZİ MUSTAFA KEMAL)
Maımara Adası'nda iskeleden çıkar çıkmaz
karşınıza gelen mermer bir anıt üzerinde Ataf-
nın bronzdan yapılmış buyuk ve güzel bir mas-
kını görürsunüz. Altında 60 yıl önce ada için
söylediği yukandaki güzel sözleri yazılıdır.
Marmara halkının ve idarecilerinin vaktiyle
yaptırdjğı bu anıt, Anadolu'daki emsalleri ara-
sında en iyilerinden biri sayılır.
Geçen yıl bu amtın arkasında ne tür mima-
ri üslupta yapıldığı pek belli olmayan acaıp,
büyük bir belediye binası yapıldı. Eski anıt ile
yeni belediye binası arasına, önünü silindir
şapkasıyla kapatmış bir Atatürk heykeli daha
dikiliverdi çabucak. Hem de neden yapılmış
biliyor musunuz? (j'zerine yaldız sürulmuş tı-
berglastan.. Bugün çanak çömlek, kavanoz bi-
le yapılmayan plastikten, Atatürk heykeli ya-
pılmasına kımler karar verdi? Bu hafîfliği ve
bilgisizliğı kimler uyguladı? Merak ettım doğ-
rusu. Belediye binası ile fiberglastan yapılma
Atatürk heykelini, ne adalılara, ne toplumu-
muza ve ne de tarihimize yaraştırabildim. Ta-
rih ve çevre bozulmalanrun, yeni yapılaşmalar-
dan kaynaklandığını Marmara Adası'nda da
bir kere daha gordum.
Adını 'mermer'den alan Marmara Adası'n-
da ortaçağdan beri en guzel mermerler blok
blok çıkartılır. Tarihte adı geçen bütün ünlü-
lerin heykelleri, saraylann, onemli binalann
yapı elemanlan ve aklınıza gelecek bütun gu-
zellikleri yansıtan süslemeler, kolon ve kolon
baslıklan, büstler, masklar, lahitler, her dev-
rin sanatkârları tarafından buranın mermer-
lerinden seçilerek uretilmiş ve buyuk zorluk-
sınm sorunlan ve yaşadıkları olaylar karşı-
sında daha ciddi, uzlaşmacı, yansız ve ağır-
başlı bir poütika izlemiş olsaydı Türkiye bu-
gün Amerika'nın yanında değil, saygın bir
arabulucu olarak ve aynı ortam-koşullar
karşısında olurdu. Uzlaştırıcı olarak karşı-
sında olurdu. Ortadoğu'nun lideri kompo-
zisyonunda karşısında olurdu. Daha çok
puan toplar ve saygınlık görürdü.
Türkiye komşusuyla —hiç kimsenin tas-
vip etmediği— Kuveyt işgaliyle ilgili olarak
göruşmeler yapabilir, çözüm sağlayıcı yol-
lar bulur, ikna edebilir, bu arada petrol gi-
bi önemli bir ihtiyacını da karşılayabilirdi.
Amerika'nın emrindeymiş gibi bir tablo-
da işaret bekleyen ve komşusunun —üstü
kapalı da olsa— bazı kentlerinde umudu
olan bir Türkiye, bu konumuyla bölgede li-
der olma yerine çıbanbaşı olur ancak.
Halkının görüş ve düşuncelerini almaya
gerek duymayan bir liderin kişisel yaklaşım
ve sempatiierle kendi kararlannı uygulama-
sı, ülkeye kötu günler getirebilir. Kimsenin
buna hakkı olmamalıdır.
"Yurtta banş, dünyada banş" sözünün
güzelliği ve doğruluğu yeniden anımsana-
rak kararlar yeniden gözden gecirilir ve sağ-
duyu egemen olur umudunu taşımalıyız.
ABDULLAH TEKİN
larla denizaşın yerlere taşınmıştır. Marmara
Adası çağlar öncesi mimarların, heykeltıraş-
lann ve sanatkârlann büyük bir atelyesi olarak
ün yapmıştır.
Durum böyle iken, adadaki bu yeni çarpık
yapılaşma ve konduımalara bir son vermek
uzere Mimarlar Odası inceleme yapıp karar
vermelıdir. Mimarlar Odası'nın bir üyesi ola-
rak benim göruşüm de şudur:
• Belediye bmasınıngörünumü,kabuledi-
lebilir ve eleştirileri önleyecek bir biçimde ıs-
lah edilmelidir.
• Fiberglastan yapılma Atatürk heykeli he-
men kaldınlmalıdır. Eğer icap ediyorsa, işinin
ehli ustalanna Marmara mermerinden Ata-
ya ve Marmara Adası'na yaraşır bir yenisi yap-
tınlıp yerine konmalıdır.
• Ya da eski anıt yeni belediye binasmın
önüne taşınmalıdır.
• Tarih ve doğayı bozmadan yapılacak
önemli işler veAtatürk 'le ilgili eserler, mutla*
ka bir kurul tarafından yönlendiriuneüdir.
BÜLENT ÇETİNOR
V.Müh. IVTımar İslanbul
'Tıırkey-Hiadi9
Adı Degişnıeliclir
Dünyada tüm ülke adlan, bağlı olduğu kendi ulusunun adıyla da
aynı zamanda hem uyumlu hem de anlamdaştır.
Sovyetler Birliği'nde son gelişmelerden
dolayı devletin adının değişikliği düşünü-
lürken Türkiye'nin isminin hâlâ, "Turkey-
Hiadi" olarak kaiması, mantıkla bagdas-
mamaktadır.
tnsanlarm bilinçlenmelerinde algıların
rolü çok büyûktür. Türk devletinin ve onun
halkının 'hindi' olarak aJgılanması, dünya-
da bizim hakkımızda olumsuz bir koşullan-
manın kurulmasında ilk etkendir. 'Türk'
sözcüğünün yanına 'ey' eklenince sözcük
anlamını yitirmekte ve başka bir sözcük
onun yerine geçmektedir. Böylece Türkiye,
ile hindi özdeş olmaktadır.
Yülarca gözlem ve incelemelerimden var-
dığun sonuca göre yabancüann Türkleri ta-
nıdıklan halde, Türkiye'nin yerini bilme-
meleri, onların bilgisizliğinden kaynaklan-
mamaktadır. Uluslararası haritalarda
Türkiye haritaa üzerinde, 'Hindi' yazmak-
tadır. Onların bu bilgi eksikliği bizi hayre-
te düşürmekte ve üzmektedir. Bu bilinme-
me durumu, bizim neden olduğumuz bir
anlam kanşıklığından doğan yanılmalardır.
Kiiltürel ürünlerimizin, yapıtlarımızın üze-
rinde, "Türk yapısı" yerine "Hindide
yapümısUr" yazmaktadır.
Hakkımızdaki bu yanbş bilgilendirilme-
leri ve psikolojik büinçlendirilmeleri daha
fazla kabul edemeyiz. Amerikalılann argo
literatüründe, 'Tarkey' 'kaz kafa' anlamın-
da kullanılırken biz kendimize hindi de-
mekte ısrar edemeyiz.
Dünyada tüm ülke adlan, bağlı olduğu
kendi ulusunun adıyla da aynı zamanda
hem uyumlu, hem de anlamdaştır. örne-
ğin, ltaJyanların yaşadığı ülkenin adı
'tavşao' değildir. A^erikalıların ulkesinin
adı 'tavuk' olmadîğı gibi.
Ülkemizin adının uluslararası konumda,
"Türk ülkesi" anlamında, "Turkland"
olarak kullanılması doğru olacaktır. Örne-
ğin; Englaad, Dentschlaad, Fınland, Po-
land, Swiszerland, Ireland... gibi. Hepsi-
nin de sonunda bulunan tamamlayıa 'laod'
eki, vatan anlamındadır. Neden "Türk-
famd" olmasın? Hiç değilse bu konuda mil-
letçe umursamazlık göstermeyelim. 55 mil-
yon Türkü ilgilendiren ve geleceğe dönük
her türlü tanıtıma olumlu katkı sağlayacak
ve en azından olumsuzluklan engelleyecek
bir konuyu ciddiye alalun.
Dısisleri Bakanlığunız, bir sure ad düzelt-
me işlemiyle uğrasacaktır. Ancak doğru ad,
bir süre sonra bilinçlerdeki yerine yerleşin-
ce, dış bağlantılann kâğıt üzerindeki yazış-
ma zorluklan da aşılabilecektir.
Türkiye'nin hindi sözünü çağnştırması-
na daha fazla izin veremeyiz. Onemli olan
dünyadaki 5,5 milyar insanın bilincinde
Türkiye'yi ve Türkleri bu haksız sıfatla bi-
linmekten kurtarmaktır. Yoksa her yılba-
şmda, dünyanm her köşesinde, hindi yeme-
ği hazırlıklannı umursamazhkla seyretme-
ye devam edeceğiz.
NUR YAYCIOGLU / Psikolog
INGILTERE'de
İNGİLİZCE
Î5HAFTA
£ 1760
13 hafta flyabna 15 hafta kuts
28 Ekim 1990-23 Şubat 1991
/ Haflada 30 ders+ıki kişilik \
I odadayafmpansjyon I
VkooaklamaSyaladahildir. /
Son yeder için kayıtta acele edinl
BARAT
Yurtdv UKHI OkuBan Tsmlcliğl
Abkde-I Hûrrtyet C. Yonca Ap.
No. 282 K: 4 D.12 ŞişH / İST.
Tel: 147 44 8 8 - 14843 57
Fax & Telesekreter: 131 29 42
DEKORATİF
CELİK KAPI
Konut ve ışyerinızde güveıtli
bir kapıya ihHyacınu varea
görûşslim, Inşm (dmterelim.
ÖZOMUR MİMflRLIK
BÛRO: W 60 03 HB;. 576 20 9f
SERDAR ALTEN, EFRAİM EZGİN,
FARUK ERSAN, HÜRCAN GÜRSES,
OSMAN NURİ UZUNLAR,
SALİH GEVENCİ,
LATİFCAN
Aydınlık bir dünyada
İnsanlar özgür olsun dediler
8 EKİM 1978 BAHÇELİEVLER KATLİAMI
UNUTULMADI
Arkadaşları adına
MUSTAFA ATALAY
ESKİŞEHİR BİRİNCİ SULH CEZA
MAHKEMESt'NDEN BtLDİRİLMtŞTlR
SANIK: BüJenl Dondunıcu - Hamdi ve Fatma'dan olma 1935 do-
ğumlu, Istanbul Beyoğlu, Altınbakkal Sok. No: 25'te otunır ve Es-
kişehir Marmara Mahallesi nüfusuna kayıtlı.
HÜKÜM ÖZETİ: Yukarıda kimligi yaalı sanık mahkememizin
13.6.1990 tarih 1990/206-294 numaralı kararnamesi ile mütecaviz sar-
hoşluk suçundan TCK'nın 572/1, 647/4-1. maddeleri gereğince yüz
seksen bin lira hafif para cezası ile cezalandınlmasına karar verilmiştir.
Sanıgın adresi tespit edilemediğinden karar tebliğ edilememıştir.
Bu nedenle ilanen tebligat kararı verilmiştir.
Hüküm ilan edildiği larihten itibaren yedi gün sonra sanığa tebliğ
edilmiş sayılacaJcUr.
Basın: 34238
BESNİ SULH CEZA
MAHKEMESÎ'NDEN
ESAS NO: 1990/10
KARAR NO: 1990/342
HÂKİM: C.CEM AKIN 28127
KÂTİP: SEYDÎ VAKKAS ÖZTÜRK
Bozuk gıda maddesi satraak suçundan, Besni Sulb Ceza Mahke-
mesi'nin yukanda tarih ve sayısı yazılı kararla Besni ilçesi AJİpaşa
Mahallesi nüfusuna kayıtlı olup Çat Mahallesi'nde ikamet eden Mus-
Ufa ve Fatma'dan olma 1951 doğumlu Ballı BAYBAYLAR'm
TCK'mn 398 ve 402. maddeleri uyannca 5000 TL a^r para cezası,
3 ay hapis, 3 ay muddetle fınncılık meslek sanat ve ücaretten meni
ile işyeri olan ekmek fınmnın 7 gun süre ile kapatümasına karar ve-
rilmiştir, ilan olunur. Basın: 35102
POLİTİKA VE OTESİ
İTİ v\\ İTİM t Iv rjiVl \ I,
Lakaplar Önden Gider...
Erdoğan Tokmakçıoğlu, sadece başanlı bir gazeteci, usta
bir öykücü, okunur bir yazar, çalışkan bir araştırmacı değil-
dir. "Indim yarin bahçesine/ Parsellenmiş" gibi ince dizeleri
olan bir şairdir de... Dirense şairlikte kalabilirdi. Tokmakçı-
oğlu ile bundan otuz yıl kadar önce Ankara'da aynı gazete-
lerde çalıştık. Çalıştı mı nasıl yılmadan çalıştığını çok iyi bili-
rim. Ona bir iş vermeyegörün, sarıldı mı altından girer, üs-
tünden çıkar, dediğı günde bitirir. Siz onun "Çingene Pilici"
adlı öykülerini okudunuz mu? Okumadınızsa büyük bir ka-
yıptır. Elinıze aldığınızda bir daha bırakamazsınız.
Araştırmaları arasında Nasrettin Hoca da öyledir, en usta
yazarlarta yarışır. Elimin altında şimdi "Ke Lalaka" adlı kita-
bı var. Osmanlı'dan günümüze kadar uzanan lakaplar ve hi-
kâyeleri içerryor. Dünden bugüne insanlar sıralan/yor. Ünlü
kişiler niçin böyle lakaplarla anılmışlar, yanıunı buluyorsunuz.
Lakap diyor, lakabın sözlük anlamı şöyie: "Bir kişiye kendi
adından ayrı olarak sonradan takılan ve o kimsenin özelliği-
ni belirten, o kimseyi aynı addakilerden ayıran ad." Böyle ta-
nımlandı mı okulda, işyerinde, sokakta, kahvede kimin laka-
bı yoktur ki? Lakap, takma ad, müstear isim, inisyal ya da
soyadı değildir. Kime bir lakap takılrrnşsa, onun bir nedeni
vardır. Kişi bir hastalıktan kalkmışsa ona "Cenaze Hasan Pa-
şa", "Kel Hasan Paşa" denmiştir. Bir aksaklığı varsa "Topal
Hasan Paşa" dır. Görevi çeviri ise "Mütercim Mehmet Rüş-
tü Paşa"dır. Artık nedenine göre adlar sıralanır: Kavanoz An-
met Paşa, öküz Mehmet Paşa, Melek Ahmet Paşa, Hain Ah-
met Paşa, Küçük Sait Paşa; kişi doğduğu yerte anılıyorsa
Nevşehirli Damat İbrahim Paşa olur. Damatlık da, Nevşehir-
lilik de adın önünde yer alır.
Osmanlı padişahlarının türlü türlü lakaplan olmuştur; ki-
mi Gazi, kimi Yıldırım, Hüdavendigâr, kimi Çelebi, Sarı Se-
lim, Genç Osman, kimi Deli İbrahim, Avcı Mehmet olur.
Sadrazamlar arasında lakaplan ünlüler şoyledir: Alemdar
Mustafa Paşa, Amcazade Sarhoş Hüseyin Paşa, Boynueğri
Mehmet Paşa, Meyyit Hasan Paşa, Cerrah Mehmet Paşa...
Keçecizade Mehmet Fuat Pasa'dan sonra yakınları da cum-
huriyet dönemıne ve ondan sonraya kadar hep Keçeci adını
almışlardır.
Kuyucu Murat Paşa baskısı ve zulmü ile anılır. Dört yıl ye-
di ay yinmi beş gün sadrazamlık etmiştir. Anadolu'da Celâli
isyanlannı ternizledikten sonra suçlu suçsuz dememiş, yüz-
ierce kişiyi astırmıştır. Ölüleri kazdırdığı bir kuyuya gömdür-
düğü için "Kuyucu" lakabını almıştır. Kuyucu Murat Paşa, Di-
yarbakır valisi Nasuh Paşa tarafından zehirlettirilerek öldü-
rülmüştür.
Şeyhülislamlar arasında da ünü günümüze değin ulaşarv
lar vardır. Bunlardan bazılan şöyle: Dürrizade AbduUah Efen-
di, Vahdettin'in şeylülislamıdır. Damat Ferit kabinesinde yer
almış, Atatürk ve arkadaşları hakkında idam fetvaları ımza-
lamıştır. Farmason Musa Kâzım Efendi için türlü söylentiler
vardır. İttihal ve Terakki üyesi iken göreve getirilmıştir. Ma-
son locasına kayıtlıdır. Şair Eşref "Yahudi dönmesi" demiş,
bir dörtlük karalamıştır.
Avdetilerle hükümetimiz
Benzedi devletü Yahuda'ya
Bab-ı Fetvayı da çiftlik edip
verdiler en nihayet Musa'ya
Her dönemde ünlü kişilere, hükümet üyelerine, devlet
adamlarına, hatta devlet başkanlarına lakap takılır. jttihatçı-
lar kızdılar mı Atatürk'e Sarı Paşa derlermiş. Bu ad İttihatçı-
lar arasında kalmış, tutmamıştır. Son cumhurbaşkanlanndan
birine Sultan Reşat, birine Çivitbaş dememişler miydi? Biri--
ne de Zottirik dendiği söylenir Okulda arkadaşları yürüyü-
şüne uygun olarak ona böyle derlermiş. Lakaplar kimilerine
^ya sevgiden takılır ya da bir öç almak için. Erdoğan Tokmak-
çıoğfu'nun kitabından öğreniyoruz ki (Yılmaz Yayınlan) Os-
manlı'da lakapsız kişi yoktur. Bereket sonra Soyadı Yasası çı-
kıyor da lakaplar unutuluyor yahut illegal oluyor. Legali soyadı.
ÇALJ3ANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞİPAL
6
Doğuştan Sakatım
SORU: 12 yülık devlet memnnıyum ve halen 36 yaşındayım.
Doguştan sakatım. Bu nedenle çurüğe aynldım ve as-
kerlik de yapamadım. Halen yıizde 45 sakat sayıJa-
rak Gelir Vergisi'nin sakatlık indiriminden
yararlanmaktayım.
1) 15 vılda Emekli Sandıgı'ndan emekli olma hak-
kına sahip miyim? 15 yılda emekli olma hakkı yal-
nızca sakatlık kontenjanından memuriyete alınanlar
için midir? Ben bu kontenjandan yarartanarak me-
mur olmadım. Ben, olağan devlet memuru kadrosun-
dayım.
2) Eğer 15 yılı doldurduğumda emekli olabilecek-
sem, yeniden bir sağlık kumlu raporuna gerek ola-
cak mı, yoksa askerliğe elverişli olmadıgıma dair
rapor ya da vergi indiriminden yararlanmak için al-
dıgım belge yeterli mi?
H.K.
YANIT: 1) 27.7.1983 günlü Resmi Gazete"de yayırnlanan "Sa-
katlann Devlet Memurluğuna Almma Şartları ile Hangi Işler-
de Çalıştınlacaklan Hakkında Yönetmelik" uyarınca, kamu
kurum ve kuruluşlan, 657 sayılı Devlet Memurlan Yasası'na
göre "Çaüştırdıkları personele ait kadrolarda, yıizde 2 oranm-
da sakat çalıştırmak zorundadır."
Yönetmeliğin bu hükmünden yararlanarak sürekli olarak ça-
lışma gücünden en az yüzde 40 oranında yoksun olup ve sa-
katlığının görevini yapmasına engel olmadığını resmi sağlık
kurulu ile belgeledikten sonra devlet memuru olanlara 5434 sa-
yılı TC Emekli Sandığı Yasası'nın 39. maddesi ile 15fiilihiz-
met yıb sonunda emekli olma hakkı tanınmıştır.
39. maddeye göre, "j) Sakatlıklan sebebiyle ilgili mevzuat
uyannca göreve alınanlardan en az 15 yıl fiili hizmeti bulunan-
lann istekleri üzerine", emekli aylığı bağlanmaktadır.
24.9.1983 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 2889 sayılı ya-
sa sakatlar için yeni uygulama getirmiştir.
"Ek Geçici Madde 22- Sakat olup sakatlarla ilgili mevzuat-
tan yararlanmaksıan ve 25.8.1981 tarihli ve 1475 sayılı İş Ka-
nunu'nun 25. maddesine göre tescili yapılmaksızın TC Emekli
Sandıgı'na tabi görevlere giren ve bedensel ve zihinsel yetenek-
lerindeki eksiklik nedeniyle çalışma güçlerini en az yüzde 40
oranında yitirdiği sağlık kurulu raporu ile belgelenen ve 15 yıl
ye daha fazla fiili hizmeti olanlar da "sakatlıklan nedeniyle ve
ilgili mevzuat uyannca göreve alınanlar gibi 15 fiili hizmet sü-
resinin sonunda, istekleri uzerine emekli olurlar.
2) Görüşumüze göre yasa ile öngörülen bu haktan yararla-
nabilmek için sakatlığın yeni bir sağlık kurulu raporu ile bel-
gelenmesi gerekmektedir.
İLAN
SÜRMENE SULH CEZA MAHKEMESİ
Esas No: 1983/268
Karar No: 1989/83 ^.
Sürmene Arpalı köyu nüfusuna kayıtlı tsmail ve Hatice'den olma,
1934 D.lu İbrahim Kanbur hakkında mahkemernizde köy yoluna te-
cavttz suçundan dolayı açılan kamu davasının yapılan açık yargıla-
ması sonunda;
Sanık İbrahim Kanbur'un köy merasına hendek kazma, taş duvar
yapmak ve ev yapmak suretiyle tecavtız ettiği anlaşıldığından eyle-
mine uyan TCK'nın 513/2, gereğince takdiren 2 ay hapis ve 4500.-
lira agır para cezası ile cezalandırılınasına.
2 ay hapis cezasının 647 sayılı yasanın 4. maddesi gereğince para-
ya çevrilerek neticeten: 18.000.- lira ağır para cezasına çevrilmesine.
Para cezaları toplanarak neticeten: Saruğın 22.500.- lira ağır para
cezası ile cezalandınlmasına.
Sanığın bu para cezasının ertelenmesine takdiren yer oknadjğına.
Mahkeme masrafı olan toplam 64.730.- lira yargılama giderinin
saıuktan alınmasına dair temyiz yolu açık olmak üzere karar veril-
miş olup isbu karar hüküm özeti yerine geçerli olmak uzere 7201 sa-
yılı Tebligat Yasası'nın ilgili maddeleri uyarınca gazete ile ilanı mü-
teakip 15 gün sonra kesinleşeceği ilanen tebliğ olunur.
Basın: 34614