Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/18 8 EKÎM 1990
«•• nrFilistinli kadının yakarışı
hallelerinden Isawiyah'ta Rlistinli gençlerie polis arasında çı-
kan çatışmalar ertesinde Filistin-İsrail gerginliği sürüyor. Bir
İsrailli sınır koruma görevlisi, bir Filistinli kadını tiim hay-
kırmalanna rağmen evinden uzaklaştırmaya çahşıyor. Diğer
bir Filistinli kadın ise hemcinsini İsrailli polisin elinden kur-
tarmaya çahşıyor. (Fotograf: Reuter)
Paralı öğretime
şikâyet
ANKARA (ANKA) — OD-
TÜ, "paralı eğitim" uyguladı-
ğı gerekçesiyle İnsan Haklan
Dernegi'ne şikâyet edildi. İHD-
ye verilen 34 imzalı dilekçe-
de, yüksek lisans programını
kazananlardan yabancı dil ha-
zırlık programına devam etme-
leri karşılığında 4.5 milyon lira
istenmesi kınandı. Bilim sınavı-
nı kazanan ancak yeterli düzey-
de îngilizceye sahip olmadıkla-
rı için hazırlık programına de-
vam eteleri karşılığında kendi-
lerinden 4.5 milyon lira istenen
Mehmet Demir ve 33 arkadaşı
konuyu bir dilekçeyle İHD'ye
duyurdular. öğrenciler dilekçe-
de karşı karşıya bırakıldıkları
durumun anayasanm 2 ve 5'inci
rnaddelerinde anılan sosyal dev-
let ilkesi ile bağdaşmadığını vur-
guladılar.
ü/|^_ _ __. C___.__î_ J _ _.„*-,»—. Monaco prenslik ailesi iiyeleri Prenses Stephanie
Monaco S a r a y ı n d a m a t e m P r e n s ^a, P r e n s e s
J
CaroliDe v e ^ Ra_iner (sotdan sagal, Prenses Caroline'in eşi Stefano Casiraghi'nin cenaze töreni için Monaco
Katedrali'ndeydiler. Prenses Caroline'in babasının kolunda olduğu halde zoıia ayakta durdu-
ğu, Prenses Stephanie'nin yüzünün ise gözyaşlanybdolu oldugu bildirildi. (Totograf: Reuter)
Cat Stevens
Bağdat'ta
Bir zamanlann
ttnlü pop şarkıcısı
iken, daha sonra
Müslümanlıgı
seçen ve adtnı
Yusuf Islara
olarak degiştiren
Cat Stevens
önceki giin
Bağdat'a gitti.
Başkentteki bir
camide namaz
küan tslam'ın,
-Irak'ta rehin
tutulan tngiliz
rehinelerin serbest
kalması için
çalısacağı
bildirildi.
(Fotograf: Reuter)
HABERLERIN DEVAMI
Çıkmaz Sokak: Terör..
(Baştarafı I. Sayfada)
lerL onları bu kavgadan vazgeçiremez.
öyie düşünenler varsa, kendilerini aldatı-
yortar.
Laik ve özgür düşünce mücadelesinden
hiçbir sapma olamaz; çünkü Muammer Ak-
soy'ların, Çetin Emeç'lerin, Turan Dursun'-
ların, Bahriye Üçok'ların anısına saygı, çağ-
daştık mücadelesinin devamını gerektirir.
Bu bir bayrak yanşıdır, yüzyıllar boyu sür-
mekte olan. Bayrak elden ele geçecek, dün-
yayta birlikte ülkemiz de dün olduğu gibi, bu-
gün ve yann da aydınlığa doğru ilerieye-
cektir.
İrtsanlar ve toplumlar birbirlerini tüketerek
bir yere varamıyorlar. Tarihtir, bu gerçeğin
en canlı tanığı. Ondan ders almasını öğre-
nelim artık, lütfen.
Sağdan, soldan, nereden gelirse gelsin,
tam bir çıkmaz sokaktır terör.
Herkesin bırbirine tahammül ve hoşgörüy-
le yaklaşabıldiği demokratık topium düzenin-
de buluşmaktan başka çare yoktur. Savaş
değil barıştır, çatışma değil diyalog ve uzlaş-
madır, diktatörlük değil insan haklan ve de-
mokrasidir, çağımıza damgasını vuran.
Terörün panzehiri demokrasıdir.
Siyasal şiddete karşı en etkili savaşım yo-
lu, demokrasinin temel ılkelerinde ulusal bir
mutabakatın (konsensüsün) gerçekleşme-
sinden geçer.
•
Bu açıdan Özal ve ANAP iktidarı, yedi yıl-
dır çok kötü bir sınav vermiştir. Demokrasi
ve insan haklan bakımından karnesi kırıklar-
la doludur.
Bunun gibi, laik ve özgür düşüncenin
Türkiye'deki gelişimine de olumlu bir katkı-
sı olmamıştır ANAP iktidannın. Eğitim ve öğ-
retim sisteminde bu bağlamda son yedi yıl-
dır herhangi bir ilerleme değil, gerileme söz
konusudur. TÜSİAD'ın yakınlarda yayımla-
dığı Eğitim Raporu bunun çarpıcı ömekleriyie
doiudur.
Özal ve ANAP iktidan döneminde her ge-
çen yıl bozulan gefir dağılımı, başedileme-
yen enflasyon ve işsizlik de ülkemizi terorizm
açısından uygun bir ortama itmiştir.
Bunların tümüne eklenmesi gereken bir
nokta daha var kuşkusuz: Yer yuvarlağının
bu noktasında savaş rüzgârları eserken, an-
cak yüzde 20'Iik bir siyasal desteğe sahip
olan ve erken secimi 26 Mart 1989'dan beri
reddeden Sayın Özal'ın, inatla başkan ba-
ba çizgisinde kendi başına yol almaya ça-
lışması...
Tabii değişmez bir yazgı değildir ama,
böylesi koşullarda terörün boy atmasına da
şaşılamaz. Toplumu kutuplaştırmak, cephe-
tere bölmek için bundan daha verimli toprak
bulmak herhalde kolay değildir.
Zincirin halkalan birbiri ardından geliyor:
Bir yanda Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Tu-
ran Dursun, Bahriye Oçok... Öte yanda Kâ-
zım Çakmakçı, Rrfat Uğurlutan, Hiram
Abas...
ANAP iktidan hiç olmazsa katilleri, katil çe-
telerini yakalayıp bir an önce adaiete teslim
edebilşe, ne iyi olurdu!
Yine ipucu yok
İZMİR'den HİKMET ÇETİNKAYA
Istekleri var mı?
İZMİR — İçişleri Bakanı Ab-
(jülkadir Aksu üzüntülerini ile-
tiyor. Yazılı olarak yaptığı açık-
lamada ise şöyle diyor:
— Tecrübeli elemanlardan
teşkil edilen ekipler elde edilen
ipuçlannı değerlendirmektedir-
ler...
Nedir ipuçları?
Bu konuda şu ana dek bir
bilgi yok. Her kanlı cinayet ey-
leminde olduğu gibi kınamalar,
üzüntüler, ipuçları filan. Diğer-
lerinde olduğu gibi bu kanlı ci-
nayet de bir süre sonra külle-
nec«k. Ardından bir yenisi ge-
lecek. Yine aynı demeçler ve-
rüecek. Ama hiçbir sonuç alın-
mayacak. İçişleri Bakanı yerin-
de oturacak.
SHP lideri Erdal inönü, PM
üyesi Doç. Dr. Bahriye Uçok
1
un bombalı saldırı sonucu öl-
dürülmesini "demokrasi güçle-
rini yıldırma" eyleminin yeni bir
halkası olarak değerlendiriyor.
İnönü, "Tek tek hepimizi de öl-
dürseler, biz bu yoldan
yılmayız" diyor. Hiçbir zaman
çağdaş yaşama, demokrasiye
ara verilmesini kabul etmeye-
ceklerini söylüyor.
İnönü soruyor:
Bu kaçıncı cinayet?
Evet, işlenen cinayetlerin sa-
yısını neredeyse unutacağız.
Bugüne dek hiçbir cinayetin
şuçlusu bulunamadı. Oysa
İçişleri Bakanı hâlâ görevi ba-
şında.
Bu nedenle İnönü'nün söz-
lerini çok iyi yorumlamak gere-
kiyor.
Şöyle diyor İnönü:
— Bir masum insan öldürü-
lüyor, siyasi bir olay oluyor, belli
ki maksatla öldürülüyor. Ama
maksat meydanaçıkmıyor. 01-
dürenin kim olduğu anlaşılmı-
yor. Hangi örgüttür hiçbir ipu-
cu ortada yok. Sadece kına-
mak hiçbir şey ifade etmez.
Bugün çok büyük bir üzüntü
içindeyim. Ama bu üzüntüm
benim olayı görmeme de engel
olmuyor. Bir karanlık olay kar-
şısındayız. Bu karanlık olaylar,
demokrasimize yönelmiş cina-
yetlerdir. Çağdaş yaşama yö-
nelmiş cinayetlerdir. Bunlardan
bizi koruması gereken güven-
lik güçleri neredeler? Bu dör-
düncü cinayet bir doğrultuda.
Başka cinayetler de var. Bir te-
rör tırmanışı karşısmdayız ve
terör tırmanışıyla ilgili olarak
hangi olayın faili bulundu bu-
güne kadar?
•
SHP lideri güvenlık güçleri
ve hükümeti göreve çağırırken
soruyor:
— İşlenen bu cinayetier kar-
şısında iktidann yapacağı bir
şey yok mu?
Prof. Dr. Muammer Aksoy-
un öldürülmesinden birkaç
gün sonra SHP lideri İnönü'yle
görüşmüştük. İnönü'nün o gün
bize söyledikleri bugün yavaş
yavaş ortaya çıkıyor.
Anımsatmak için aynen ak-
tarıyoruz:
— Bu arada her yerde ve
Türkiye'de mevcut oian İslam-
cı, bağnaz siyasi görüşler, bir
komşu ülkenin siyaseti olduğu
gibi bir bağnaz görüşü siyase-
te oturtmak eğilimidir. Türkiye^
de de var Bu eğilimin sahiple-
ri de uzun vadeli calışan insan-
lardır. Yavaş yavaş örgütleniyor-
lar. Arada bir eylem yapıyorlar
belki. Rahmetli Prof. Dr. Mu-
ammer Aksoy'un arkasındaki-
ler bunlar mıdır? Öyle soyledi-
ler. Bu daha vahım. Demek ki
daha çabuk bir aşamaya gel-
diler, öyle anlaşılıyor, ama da-
ha anlaşılmadı, kesin konuş-
mam yanlış olur. Bu doğrultu-
da ANAP'ın siyasi çıkar için
yaptığı şeyler şüphesiz tehlike-
ler içeren bir davranıstır. Bun-
lar var, tehlike var diye denrcok-
rasiden vazgeçmek olmaz.
Tehlike var diye bunlan yok farz
etmek olmaz. Dolayısıyla ben
bu durumdan endişe etmiyo-
rum. Ancak bunun da dikkatle
takip edilmesi ve mücadele
edilmesi gereken bir şey oldu-
ğunu biliyorum.
Sekiz ay önce söylüyor İnö-
nü bunlan. Bu süreç içinde
başta Çetin Emeç, Kasım Çak-
makçı, Rıfat Uğurlutan, Turan
Dursun, Hiram Abas olmak
üzere pek çok kişi öldürülüyor.
SHP lideri onun için dün so-
ruyordu:
— Bu kaçıncı cinayet?
İnönü ardından ekliyor:
— Bundan evvelki cinayet-
lerde yitirdiğimiz Muammer
Aksoy'u, Çetin Emeç'i, Turan
Dursun'u kim öldürdü, onları
bulmalıdırlar. Bulabilecekleri
güçleri vardır, ama istekleri var
mı?
Sorun bu noktada düğümle-
niyor. İnönü, "istekleri var mı"
sorusunu yöneltirken bir gerçe-
ği açıkça ortaya döküyor. Bu
souıya da kendisi yanıt veriyor:
— İşte onu bilmiyoruz...
Telefondakî ses: Cezaları idam
(Baftara/ı 1. Sayfada)
—Size bir de ipucu vereyim.
Bahriye Üçok'a gönderilen pa-
ket çarşamba gunü Sirkeci'de-
ki ekspres kargodan gönderildi.
Üstlenme biçimi Muammer
Aksoy cinayetindekine çok ben-
ziyordu. Yine böyle 21.30'da te-
lefon edilmişti:
—Muammer Aksoy, tesettür
konusunda İslam'a karşı takın-
dıgı tavır nedeniyle Müslüman-
lar tarafından cezalandırıldı.
Aynı saatler, aynı gerekçe-
ler... Bir başka benzerlik daha
vardı. "Size bir ipucu vereyim"
sözü Aksoy cinayetinin üstlenil-
mesinde de geçmişti:
—Olayda7.65 çapmda Baret-
ta marka bir silah kullandık...
Öylesine rahat bir yerden te-
lefon ediyor olmalıydı ki "Her-
hangi bir sorunuz var mı" diye
de sordu.
—Çetin Emeç'i siz mi öldür-
dûnüz?
—Hayır...
—Muammer Aksoy'u?
—Evet, biz öldürdük. Onu da
üstlcnmiştik zaten.
—Turan Dursun'u?
—Jeton bitiyor.Kapatmak
zorundayun. İyi akşamlar...
Telefon kapanıyor. Konuş-
masında herhangi bir yörenin şi-
vesiyle ilgili ipucu yoktu. "Va-
az vurgulaması" izlenimi de
vermiyordu. Mekanik ve heye-
cansız bir sesti; bir makineden
çıkıyor gibi.
Telefonlar dıîrmak bilmiyor.
Üzgünler, kızgınlar, hırslanan-
lar... "Bastmız sağolsun"a,
"Başımız daha dik olsun" kar-
şıhğını verenler... Emniyet mü-
dürlüğünden üst düzey bir gö-
revli arıyor. "İslami Hareket"
adına telefon eden kişiyle görüş-
memizin içeriğini öğrenmek is-
tiyor. Not alıyor, bir sözü bile
kaçırmak istemiyor. Çünkü di-
ğer suikastlarda olduğu gibi,
bunda da ipucu yok. Dinledik-
çe "Vay anam vay, bunlar tam
şeriat" diye tepki göstermekten
kendini alamıyor.
Sonra sesli düşünmeye
başhyor:
—Verdiği 'ipucu' doğru çık-
tı. Üstlenenler gerçekten bu işi
yapanlar. SHP'yi karşılanna al-
mak istememeleri de Ortadoğu
politikasıyla ilgili olsa gerek. Bir
kişiyi öldürmekten çok, yarata-
cağı tepkiye yönelik bir cinayet.
Bahriye Hanım, kısa bir süre
önce Almanya'da panellere ka-
tıldı. Orada yakm takibe almış-
lar herhalde. Kendisi koruma is-
tememişti, ama biz vermiştik bir
kişi. Zaten oturduğu sokakta el-
çilikler bulunduğu için gezici
koruma da vardı. Bir başkası
getirse paketi belki kontrol edi-
lebilirdi. Kendileri getirdiği için
bu da gerçekleşmedi,
Sesli düşünmenin perspektifi
giderek genişliyor:
—SHP gibi kitle partisini
oiaylara çekmek amaç. Şimdi en
tehlikelisi yapılacak bir kontur
eylem. Bu eylemi yapanlar, şim-
di dinci kesimden sivri bir isme
suikast yaparak, o kesimi de
ayaklandırmayı amaçlayabilir.
Onun için, iki taraftaki sivri
isimleri de çok yakın koruma-
ya almak gerekiyor. Artık sol-
culuk sağcılık çabşmalan bitti.
Şimdi yeni bir ıvnm buldular:
Inananlar ve inanmayanlar...
Amaç loplurna kin tobumlan
(Baştarafı 1. Sayfada)
kaydeden gıivenlik birimleri,
bunun ellerindeki en önemli
ipucunu oluşturduğunu da söz-
lerine eklediler.
öte yandan, olaya el koyan
Ankara DGM savcılan Lİkü
Coşkun ve Nuh Mete Yiiksel'-
in gözetiminde, Üçok'un cese-
dine dün otopsi yapıldı. Hacet-
tepe Üniversitesi Hastanesi
morgunda gerçekleştirilen ve
yaklaşık 1.5 saat süren otopsi
sonucu, Üçok'un cesedinde bu-
lunan, patlayıaya ait metal par-
çalan ile barut gazı da Üçok'-
un giysileriyle birlikte yine ince-
lenmek üzere kriminoloji labo-
ratuvarma gönderildi. Otopsi iş-
lemi sonrasında gazetecilerin so-
rularmı yanıtlayan Savcı Coş-
kun, eylemi üstlenen örgüte
Uişkin ellerinde herhangi bir bil-
gi bulunmadığını söyledi. Bu ör-
gtltün yabancı kökenli bir örgut
olabileceğini de vurgulayan
Coşkun, örgütün eylemlerini
"çok profesyonelce
gerçekleştirdigini" de bildirdi.
Istanbul emniyetinin MİT ile iş-
birliği halinde olayı araştırdığı-
nı, kargo şirketi çalışanlarının
ifadelerine başvurularak pake-
ti veren kişinin eşkâlinin belir-
lenmesine çalışıldığını da kayde-
den güvenlik birimleri, Anka-
ra'da ise su aşamada sadece kul-
lanılan patlayıcının türünün ve
gücünun belirlenmesine yönelik
balistik incelemenin gerçekleşti-
nldiğinı söylediler.
Güvenlik birimleri, cinayeti
üstlenen orgute ilişkin bilgi top-
lanmaya çalışıldığını da beürtir-
ken bu konuda şu bilgiyi verdi-
ler:
"Bu örgüt, büyük bir olası-
lıkla ya yabancı kökenli ya da
yabancı kökenli terör örgütleri
ile baglantılı bir örgül. Tümüy-
le yerli bir örgüt olnfası ihtima-
li ise bize göre çok zayıf. Çün-
kü yerli örgütler arasında bu ka-
dar etkili ve profesyonelce ey-
lem gercekleştiren, eylemden
sonra da biç ipucu bırakmadan
ortadan kaybolanlara pek rast-
lanmıyor. Üzerinde durduğu-
muz olasılık, bu örgütün yaban-
cı kökenli olduğu. Ancak bu ör-
güte yurtiçinde yardımcı olan
dar bir kadrosu darantlakavar-
dır. Bu örgütün bir özelliği de
çok etkili eylemleri gerçekleşti-
riyor. Yani yaygın ve etkisiz ey-
lem yapmıyor. Seçtigi kişilere
dikkat edin. Amaçları sadece
adam öldürmek değil. Onlar
Laik cumhııriyete suikast
(Baştarafı 1. Sayfada)
kr çauşnuyordu. Daha doğrusu
vatandaş güvenini yitirmişli.
1980 öncesini bu olaylara ben-
zetmek katiyen yanlıştır. Bu
olaylan şiddetle kınıyonız. Fa-
illerinin yakalanması için emni-
yet teşkilatımız çalışmalannı
sürdüniyor. Mutlaka bu failler
yakalanıp cezalandınlacaktır.
Istanbul emniyet teşkilatı her za-
man görevinin başındadır. El-
bette bir vazife degişikliği olabi-
lir, ama bu olaylara baglı olarak
değildir. Yanlış anlaşılmasın,
olacaktır manasında konuşmu-
yorum, her memur nasıl bir yer
degisürmey İ€ karşı karşıya kala-
büiyorsa İstanbul'da da aynı şe-
kilde tasarruflar olabilir ve do-
galdır. Memuriyetin tabiatı icfl-
bıdır. Mühim olan emniyet teş-
kilaünın vazifesini müdrik bir
şekilde yapnıasıdır."
Gazetecilerin, "İşlenen cina-
yetlerin birbiriyle aynı nitelikıe
olduğu göriilüyor. Hiçbirinin fa-
illeri niçin yakalanamıyor" so-
rusu üzerine Akbulut, "Öyle bir
şey yok. Failler mutlaka
yakalanacak" dedi.
DSP Genel Başkanı Bülent
Ecevit, dün yaptığı yazılı açık-
lamada, Üçok'un öldürülmesi-
nin, onun kişiliğinde, laik ve de-
mokratik cumhuriyete ve çağdaş
Türk kadınına bir suikast oldu-
ğunu belirtti. Ecevit şöyle dedi:
"Bu ve benzeri suikastlan dü-
zenleyenler ve yapanlar, Türk
ulusunu çağın gerisine çekerek
çökertmeyi amaçlaraaktadıriar.
Bunu başaramayacaklardır. An-
cak birbirini izteyen benzer ni-
telikteki olaylann failleri hak-
kında henüz hiçbir ipucunun
bulunamaması, bugünkü yöne-
timin Türkiye'yi tehlikelerden
koruyabilme yeteneği konusun-
da ciddi kaygı uyandırmakta-
dır."
Anayasa Mahkemesi Başkanı
Necdet Darıcıoğlu da UBA'ya
yaptığı açıklamada konumu ge-
saçmak. Olaym üzerine dikkatli
gitmek gerek. Dinci kesimdeki
aşın uçlan kiüelerden tecrit ede-
rek nokta hedefler halinde so-
run çözümlenmeli. Yoksa ters
bir suikastla bu kesimi ayaklan-
dırmayı başarırlarsa, bir cuma
namazı çıl.ışında olabilecekleri
düşünmek bile istemiyorum.
—Bir kitabın içine bu denli
güçlü bir bomba nasıl sığmış?
—Sığar sıgar, Ortadoğu işi
olunca sığar.
Ölümün "soguk şoku" atla-
tılınca, yaşam yeniden eski rit-
mine giriyor. Telefonlar, teleks-
ler, fakslar çalışıyor."Son fo-
toğraf", "son yazı", "S O n
röportaj" derken arşivdeki
"son suikasüar"a bir yenisi da-
ha ekleniyordu.
GÜLERYÜZLÜ
CÎDDİLİK
Vedat Günyol
5000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yüyınlan Türkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-hianbul
ÖdemeU gönderttmez.
reği yorum yapmasının doğru
olmadığını söyledi. Anayasa
Mahkemesi'nin tarafsızlığına
gölge düşünnemeye özen göster-
diğini kaydeden Darıcıoğlu, bir
soru üzerine yaşanan olaylan
"azap verici" olarak niteledi.
ANAP Genel Başkan Yar-
dımcısı Galip Demirel de UBA-
ya yaptığı açıklamada silahlı
zorbalıkla hiçbir yere gelineme-
yeceğini belirterek "Devletin
güçleri bütün çabalannı göste-
recektir" dedi.
Refah Partisi (RP) Genel Sek-
reteri Oğuzhan Asiltürk de SHP
Parti Meclisi üyesi Bahriye
Üçok'un toplumun huzurunu
kasıtlı olarak ortadan kaldırmak
ve Türkiye'yi ne olacağı bilinme-
yen kanşıkhklara sürüklemek is-
teyenler tarafından öldürüldü-
ğünü söyledi.
SHP Genel Başkanı İnönü-
ye bir başsağlığı mesajı gönde-
ren MÇP Genel Başkanı Alpars-
lan Türkeş de Üçok'un öldürül-
mesini "menfur bir saldın" ola-
rak niteledi.
SHP Genel Sekreter Yardım-
cısı Ertuğrul Günay da Üçok'-
un öldürülmesini kınavarak "Bu
laik düşünceye karşı girişilen ne
ilk ne de son saldındır. Ama hâ-
lâ suçlular ortada yok. Bu dü-
şünceierimizi karmaşünyor" de-
di.
HEP Genel Başkanı Fehmi
Işıklar da yayımladığı mesajın-
da, "L'ygarlık düşmanı bu tür
saldınlara karşı tiim demokra-
tik güçlerin birleşmesi gerektiği-
ne inanıyorum" dedi.
SP Genel Sekreteri Ysdçın Bü-
yükdağlı ise Doç. Dr. Üçok'un
öldürulmesinin, Muammer Ak-
soy ile başlayıp Çetin Emeç, Tu-
ran Dursun gibi ölümüyle bütün
toplumda şok yaratan isimlerle
devam eden suikastler zincirinin
son halkası olduğunu kaydetti.
Cumhuriyetçi Demokrat
Gençlik Partisi Genel Başkanı
Gökhan Evliyaoğlu da açıkla-
masında, "Ona atılan bomba,
cumhuriyetimizin temellerine
yönelik alçakça bir suikasttır"
dedi.
Sosyalistlerin Birlik Partisi
Girişimi adına bir açıklama ya-
pan Kâmil Ateşoğullan, Üçok'-
un öldürulmesi ile bilim, sanat
ve laik düşünceye yönelik saldı-
rı ve cinayetlerin yeni boyutlar
kazandığını ifade etti.
Ankara Büyükşehir Belediye
Başkanı Mural Karayalçuı, ya-
yımladığı bir mesajda, "Çagdı-
şı düşünce sahipleri tarafından
yapüan, demokratik ve laik, öz-
gür düşünce sistemimize yöne-
lik insanlık dışı bu saldınlan
şiddetle kınıyorum" dedi.
Türk Mühendis ve Mimar
Odaları Birlifi ve bağlı 19 mes-
lek odası yöneticileri de yaptık-
lan olağanüstü toplantımn ar-
dından yayımladıkları ortak bir
açıklamada "Amaç, cumhuriye-
tin temel ilkelerinden laikliğin
boğulmak istenmesi, ülkemizde
demokrasi ve laikllk yanlısı güç-
lerin yıldınlmak istenmesidir"
denildi.
Türk Eczacıları Birliği Mer-
kez Heyeti ve 33 oda adına ya-
pılan yazılı açıklamada da şu
görüşleT dile getirildi: "Bu sal-
için amaç, eylemin sonrasında
ortaya çıkacak durum. Kamu-
oyunu sarsacak, bomba etkisi
yapacak ve büyük kitleleri kar-
şı karşıya getirecek çapta eylem-
ler gerçekleştiriyoriar."
Bir örgüt daha üstlendi
SHP Parti Meclisi üyesi Bah-
riye Üçok'un bombalı saldın so-
nucu öldürülmesini "Ülkücü
Gençlik Albay Fetih Ordusu'
adlı bir örgüt daha üstlendi.
Anadolu Ajansı Istanbul Böl-
ge Temsilciliği Fotograf Servi-
si'ni dün saat 17.50 sıralannda
telefonla arayan düzgün şiveli
bir erkek, Bahriye Üçok'a dü-
zenlenen saldırıyı "Ülkücü
Gençlik Albay Fetih Ordusu -
'nun gerçekleştirdigini söyleye-
rek telefonu kapattı.
Emniyet yetkilileri ise böyle
bir örgütün varlığından haber-
dar olmadıklannı bildirerek
"Bu olayı artık herkes istismar
etmek için veya hedef sapürmak
için üstlenebilir. Bu örgütün
adını hiç duymadık, ancak bu
yönde de çalışmalarımızı
yapacağız" dediler.
Bu arada, özeüikle başkent-
te bu tür suikast eylemlerine he-
def oluşturabilecek kişi ve ku-
dınyı, demokratik düşünceye,
laikliğe yapılmış sayıyor, suçlu-
ların bir an önce yakalanması ve
saldmlann sona erdirilmesini
bekliyoruz."
Öğretim Üyeleri Derneği Yö-
netim Kurulu Başkanı Prof. Ya-
kup Kepenek ise Doç. Dr. Bah-
riye Üçok'un öldürulmesinin,
aydınlık, laik ve demokrat be-
yinlere karşı sürdürülen örgütlü
saldınlann yeni bir ömeği oldu-
ğunu söyledi.
tstanbul'da ortak bir açıkla-
ma yapan Çağdaş Yaşamı Des-
tekteme Dernegi, Türk Hukuk-
çu Kadınlar Derneği, Kadın So-
nınlan Araşlırma ve L ygulama
Merkezi Dernegi, Laikliğe Çağn
Grubu, Atatürkçü Düşünce
Dernegi, Türk Kadınlar Birliği,
Soroptimist Kulüpleri Federas-
yonu, Türk Kadınlar Konseyi,
Türk Anneler Dernegi, Mor Ça-
tı Vakfı İsUnbul Kız Lisesi Me-
zunlan ve Mensuplan Dernegi,
Türk Üniversiteli Kadınlar Der-
neği, Kandilli Ku Lisesi'nden
Yetişenler Dernegi, "Üçok'un
karanlık güçlerce öldürüldüğü"
görüşunü dile getirdiler.
Türk Hukuk Kurumu Başka-
nı Kâzım Yenice de Üçok'un la-
ikliğin savunucusu olduğuna
işaret ederek güvenlik güçlerini
görevini yerine getirmeye çağır-
dı. Yenice, Muammer Aksoy,
Çetin Emeç ve Turan Dursun-
un da aynı eller tarafından öl-
dürüldüğünü öne sürerek "tçe-
ride ve dışanda desleklenen ra-
dikal İslamcılann bu cinayetler-
de eileri olduğunu soyleyebilmek
için pek çok neden var" dedi.*
Dün bir açıklama yâpan İHD
Genel Başkanı Nevzat Helvacı
da "ilgilileri göreve çağırarak"
"Devlet, işkence yapmak için
değil, yaşam hakkını korumak
için vardır" diye konuştu. Mül-
kiyeliler Birliği Başkanı Prof.
Dr. Alpaslan Işıklı da son dö-
nemdeki terör olaylanna değin-
diği açıklamasında, "Saldınlara
hedef olanlar, ülkenin önde ge-
len laiklik savaşcılandır" dedi.
Dün ayrıca Türk-İş Yönetim
Kurulu, TUrk Tabibleri Biriiği
Merkez Konseyi, Türkiye Yaym-
cılar Birliği, Türkiye Ziraatçılar
Derneği, merkezi Ankara'da bu-
lunan Gazeteciler Cemiyeti,
Çağdaş Gazeteciler Derneği,
Ankara Barosu ve lzmir Baro-
su ile Doç. Dr. Bahriye Üçok-
un mezun olduğu Dil ve Tarih
Coğrafya Fakültesi'nin dekanı
Prof. Dr. Rüçhan Ank tarafın-
dan yapılan açıklamalarda da
"saldırının laikliğe yönelik
olduğu" belirtilerek olay şiddet-
le kınandı.
Türkiye Belediyecilik Derne-
ği ve tzmir Büyükşehir Beledi-
ye Başkanı Yüksel Çakmur,
"Alalürk devrimlerine karşı la-
iklik düşmanları tam bir karşı-
devrim hareketi sürdünnektedir-
ler" dedi.
Istanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı Nurettin Sözen de sal-
dırıyı kınayarak "Siyıısal iktida-
nn bu konuda sonımluluğu çok
büyük. Demokrasi geregi bütün
bu olumsuz gelişmelerden siya-
sal iktidar sonımludur ve bunun
kaynaklannı, bütün sonımlula-
nnı ortaya çıkarmakla yüküm-
lüdür" dedi.
rumlara yönelik koruma önlem-
leri de arttırıldı.
Soruşturmayı yürüten Sava
Coşkun, dün Üçok'un kızı
Kumnı Üçok'un da ifadesine
başvurdu. Üçok'un Köroğlu
Caddesi'ndeki evine saat
11.00'de giden Coşkun, yanm
saat süreyle ifade aldıktan son-
ra yaptığı açıklamada, soruştur-
madan olumlu bir sonuç alın-
ması konusunda "ümitli" oldu-
ğunu söyledi. Coşkun, "tstan-
bul'da bazı kişilerin gözaltına
alınıp alınmadığı" yönündeki
bir soruya, "Şu anda bir şey
söyleyemeyiz. Tabii bu olay, İs-
tanbul ile irtibatlı. İstanbul ile
paralel çalışma yapmamız
gerekiyor" dedi.
Kargo görevlisi
eşkâl veremedi
Ankara'da polis ve adli bi-
rimler patlamadan sonra olay
yerinde "Ipncu" elde edebilmek
için dün araştırmalarını sürdü-
rürken İstanbul'da da bombab
paketin kimler tarafından kar-
goya verildiği soruşturuluyor.
Suikast gecesi Fatih semtinde
gözaltına alınan 8 kişinin sorgu-
landıktan sonra serbest bırakıl-
dıkları bildirildi. Polisin ifade-
sini alarak serbest bıraktrgı ki-
şiler arasında bombalı pakette
adı gönderici bölümünde yazılı
"llmi Araştırmalar Vakfı"nın
Fatih Şube Başkanı Cevdet Ö2-
türk'ün de bulunduğu belirtildi.
Istanbul Emniyet Müdürü
Hamdi Ardalı, paketin Istan-
bul'daki Ekspres Kargo'ya kim-
ler tarafından verildiğinin belir-
lenmesine çalışıldığını söyledi.
Ardalı, "Vakfın İstanbul şube-
sinden 9 kişiyi şüpheli görerek
aldık. Ancak bir sonuç çıkma-
dı. Vakfın merkezi Trabzon'da.
Buradaki yetkililere ulaşıp bil-
gi almaya çalışıyoruz" dedi.
Bombalı paketin gönderildiği
Ekspres Kargo'da çahşan ve pa-
keti teslim alan bir bayan görev-
linin de ifadesine başvurdukla-
nm belirten Ardalı, görevlinin
paketi göndereni hatırlamadığı-
nı, bu yüzden eşkâl belirleneme-
diğini kaydetti. Ardalı'nın
"Ekspres Kargo'nun Fatih'te
bulunduğunu" söylemesine kar-
şın adı geçen özel kargo firma-
sımn PeTşembepazan Hırdavat-
çılar Çarşısı'nda olduğu belir-
lendi.
Vakıf: tlgimiz yok
Merkezi Trabzon'da bulunan
llmi Araştırmalar Vakfı'run Is-
tanbul'daki avukatı Mehmet
Kahraman bir dava nedeniyle
bulunduğu Trabzon'dan Cum-
huriyet muhabirinin sorusunu
yanıtlarken "Bizim bu işle hiç
ilgimiz yok ve olamaz da" dr
~
di. Kahraman, Ankara ve Istaı.
bul polisinin kendilerine pake-
din üzerinde "llmi Araştırma
Vakfı" yazıldığını söylediğini
belirterek "Böyle bir vakıfla il-
gimiz yok" diye konuştu. Avu-,
kat Mehmet Kahraman, AA'ya
da vakıflannın herhangi bir ya-
yını olmadığını ve kimseye ya-
yın gönderme faaliyetleri bulun-
madığını kaydetti. Kahraman,
"Olayda adı geçen vakıf llmi
Araştırma Vakfı, bizimkisi tlmi
Araştırmalar Vakfı. bgi, sade-
ce isim benzerligi" dedi. •
Aksoy-Üçok ;
cinayetlerinde \
benzerlikler
Prof. Muammer Aksoy'un
Sldürülmesinden sonra olayı
Üstlenen "İslami Hareket" ör-
gütü, cinayetten birkaç saat
sonra 21.30'da gazeteleri aramış,
ipucu da vermişti. Olayda 7.65
çapında Baretta marka bir süah
kullandıklannı söyleyen örgüt,
Üçok cinayetinde de saat
21.30'da gazetemizi arayarak
olayı üstlendi. "Size bir ipucu
vereyim", paketi çarşamba gü-
nü Sirkeci'den gönderdik" de-
di. Her iki cinayette neden ola-
rak "tesettür konusunda İslama'.
karşı takınılan tavır" niteleme-,
si dikkat çekti.
inönü:Laikliğe sahip cıkın
(Baştarafı 1. Sayfada)
demokratik bütün kurum ve ku-
ruluşlarla törene kablmalan için
çalışma başlattığı öğrenildi.
Komite aynca Ankara Ilahi-
yat Fakültesi önünde de bir to-
ren yapılması ve cenazenin kal-
dırılacağı Maltepe Camisi'nden
Karşıyaka MezariığYna kadar
yürünmesi için girişimlerde bu-
lunrna kararı aldı.
SHP lideri dün düzenlediği
basın toplantısında Üçok'un öl-
dürulmesinin "kişisel bir kaybın
çok ötesinde toplumun temel ni-
teliklerine yapüan bir saldın"
olduğunu belirtti. İnönü, Baş-
bakan Akbulut'un olay üzerine
söylediklerini daha önceki cina-
yetlerde de söylediğini anımsa-
tarak şöyle konuştu:
"Burada Türkiye Cumhuri-
yetinin temel niteliklerinden
olan laik devlet anlayışı, de-
mokratik düzen; bu iki temel ni-
teliğe karşı bir saldın var. Bu
saldınlara karşı iktidar ülkeyi
korumayacak mı? Herhangi bi-
risinin ölmesiyle aynı şekilde
tepki göstermek yeter mi? İkti-
dann Türkiye'deki birinci göre-
vi cumhuriyetin niteliklerini, de-
mokrasiyi ve laik devleti koru-
maktır. İktidar şimdi failler bu-
lunacak diyor. Son aylarda ay-
nı doğrultuda işlenen dördüncü
cinayettir. Öbür cinayetlerin fa-
illeri bulundu mu? Hiçbiri hak-
kında herhangi bir ipucu soylen-
di mi? Demek ki demokrasimi-
zin temeline, laik devtete yöne-
lik bu saldınlara karşı hiçbir şey
yapamadı. İktidann aciz kalma-
sı, geçmişe göre daha fazla teç-
hiz edilmiş güvenlik güçlerimi-
zin hiçbir şey yapamaması bu
hareketleri ozendSrmez mi? İk-
tidar Türkiye'de demokrasiyi,
laik devleti nasıl koruyor?"
Üçok'un "bir bilim kadını,
bir ilahiyat doçenti sıfatıyla ko-
nusunda uzman bir kişi olarak
çağdaş yaşamın nasıl olması ge-
rektiğini kendi anlayışına göre
televizyonda dile getirdiğini"
anımsatan İnönü, "Insanlar üs-
telik uzman olduklan bir dalda-
ki anlayışlannı televizyonda dile
getiremeyecekler mi? Bunu söy-
ledikleri zaman onlan ertesi gün
öldürecekler mi? Türkiye böy-
le bir ülke midir?" dedi. Bazı
örgütlerin gazeteleri arayarak
Üçok'u islami sınırlandırdığı ve
tesettüre karşı çıktığı için öldür-
düklerini söylediklerini anlatan
İnönü, "Bir başka ihtimal de
1980 öncesinde yaşadığımız se».
naryonun, yeniden yasanmakta,
olması. Yani birtakım karanlık
güçlerin 'sorunlar demokrasiy-
le çözülmez. Hükümet ve mu-
halefet bir şey yapamıyor. Bu-
nun çaresi demokrasiye yenide
ara verilmesidir' gibi karanlık
bir senaryo ile tertipler içinde
masum ve takdir görmüş insan-
lann öldürulmesi planlan olabi-
lir" diye konuştu. SHP lideri
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu ihtimallerin hangisi dog-
nıysa veya başka karanlık ter-
tiplerin hepsinin demokrasimi-
ze ve laik devlet anlayışımıza,
yani cumhuriyetimizin temel ni-
teliklerioe, yani toplumumuzun
benimsediği, Türkiye'de yaşa-
mak için olmazsa olmaz koşul
diye gördügü laik, demokratik
hukuk devleti anlayışına yöne-
lik tertipler olduğuna hiç şüp-
hem yok."
Güvenlik güçlerinin eskiye
göre çok daha fazla teçhiz edil-
diğini kaydeden İnönü, devletin
bu tertiplerin kimler tarafından
yapıldığından bilgi sahibi olabi-
leceğini vurgulayarak "Ama bu
bilgileri nasıl kullanıy orlar ya da
neden kullanmıyoriar. Bunu bü-
miyorum. Bu iktidar bir ipucu
ortaya çıkarıncaya kadar bütün
bu şüpnelerle karşı karşıyadır.
Hiç kendilerini aldatmasınlar.
Sayın Akbuiut'un sözleriaiıı
hiçbir anlamı yok" dedi.
İnönü bir soru üzerine miting
de yapacaklarını bildirdi. İnö-
nü, vatandaşlardan Üçok'un ce-
naze törenine katıhnalanm iste-
yerek "Devlet buna yardıma ol-ı
malıdır. Devletin temel nitelik-;
lerini korumak, ancak halkıa
destegi ile olur" dedi.
Üçok, yann Ankara Üniver-
sitesi SHP Genel Merkezi ve
TBMM'de düzenlenecek töre-
nin ardından Maltepe Camisi'-
nde öğleyin kılınacak cenaze na-
mazından sonra Karşıyaka Me-
1
zarhğı'nda toprağa verilecek.s4
SHP yöneticilerinin Ankara Va-*
liliği'ne başvurarak Genel Meî
kez'den TBMM'ye kadar yüril-»
yttş izni isteyecekleri bildirildi.*
Üçok'un yerine Barlas;
Öte yandan Üçok'un ölü-
müyle boşalan PM üyeliğine 29,
eylüldeki olağanüstü kurultay-i
da kadın kontenjamndan 407.
oy alan Erdal İnönü'nün liste-1
sinden Nesteren Barias'ın geti^
rileceği bildirildi.