22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/18 8 EKÎM 1990 «•• nrFilistinli kadının yakarışı hallelerinden Isawiyah'ta Rlistinli gençlerie polis arasında çı- kan çatışmalar ertesinde Filistin-İsrail gerginliği sürüyor. Bir İsrailli sınır koruma görevlisi, bir Filistinli kadını tiim hay- kırmalanna rağmen evinden uzaklaştırmaya çahşıyor. Diğer bir Filistinli kadın ise hemcinsini İsrailli polisin elinden kur- tarmaya çahşıyor. (Fotograf: Reuter) Paralı öğretime şikâyet ANKARA (ANKA) — OD- TÜ, "paralı eğitim" uyguladı- ğı gerekçesiyle İnsan Haklan Dernegi'ne şikâyet edildi. İHD- ye verilen 34 imzalı dilekçe- de, yüksek lisans programını kazananlardan yabancı dil ha- zırlık programına devam etme- leri karşılığında 4.5 milyon lira istenmesi kınandı. Bilim sınavı- nı kazanan ancak yeterli düzey- de îngilizceye sahip olmadıkla- rı için hazırlık programına de- vam eteleri karşılığında kendi- lerinden 4.5 milyon lira istenen Mehmet Demir ve 33 arkadaşı konuyu bir dilekçeyle İHD'ye duyurdular. öğrenciler dilekçe- de karşı karşıya bırakıldıkları durumun anayasanm 2 ve 5'inci rnaddelerinde anılan sosyal dev- let ilkesi ile bağdaşmadığını vur- guladılar. ü/|^_ _ __. C___.__î_ J _ _.„*-,»—. Monaco prenslik ailesi iiyeleri Prenses Stephanie Monaco S a r a y ı n d a m a t e m P r e n s ^a, P r e n s e s J CaroliDe v e ^ Ra_iner (sotdan sagal, Prenses Caroline'in eşi Stefano Casiraghi'nin cenaze töreni için Monaco Katedrali'ndeydiler. Prenses Caroline'in babasının kolunda olduğu halde zoıia ayakta durdu- ğu, Prenses Stephanie'nin yüzünün ise gözyaşlanybdolu oldugu bildirildi. (Totograf: Reuter) Cat Stevens Bağdat'ta Bir zamanlann ttnlü pop şarkıcısı iken, daha sonra Müslümanlıgı seçen ve adtnı Yusuf Islara olarak degiştiren Cat Stevens önceki giin Bağdat'a gitti. Başkentteki bir camide namaz küan tslam'ın, -Irak'ta rehin tutulan tngiliz rehinelerin serbest kalması için çalısacağı bildirildi. (Fotograf: Reuter) HABERLERIN DEVAMI Çıkmaz Sokak: Terör.. (Baştarafı I. Sayfada) lerL onları bu kavgadan vazgeçiremez. öyie düşünenler varsa, kendilerini aldatı- yortar. Laik ve özgür düşünce mücadelesinden hiçbir sapma olamaz; çünkü Muammer Ak- soy'ların, Çetin Emeç'lerin, Turan Dursun'- ların, Bahriye Üçok'ların anısına saygı, çağ- daştık mücadelesinin devamını gerektirir. Bu bir bayrak yanşıdır, yüzyıllar boyu sür- mekte olan. Bayrak elden ele geçecek, dün- yayta birlikte ülkemiz de dün olduğu gibi, bu- gün ve yann da aydınlığa doğru ilerieye- cektir. İrtsanlar ve toplumlar birbirlerini tüketerek bir yere varamıyorlar. Tarihtir, bu gerçeğin en canlı tanığı. Ondan ders almasını öğre- nelim artık, lütfen. Sağdan, soldan, nereden gelirse gelsin, tam bir çıkmaz sokaktır terör. Herkesin bırbirine tahammül ve hoşgörüy- le yaklaşabıldiği demokratık topium düzenin- de buluşmaktan başka çare yoktur. Savaş değil barıştır, çatışma değil diyalog ve uzlaş- madır, diktatörlük değil insan haklan ve de- mokrasidir, çağımıza damgasını vuran. Terörün panzehiri demokrasıdir. Siyasal şiddete karşı en etkili savaşım yo- lu, demokrasinin temel ılkelerinde ulusal bir mutabakatın (konsensüsün) gerçekleşme- sinden geçer. • Bu açıdan Özal ve ANAP iktidarı, yedi yıl- dır çok kötü bir sınav vermiştir. Demokrasi ve insan haklan bakımından karnesi kırıklar- la doludur. Bunun gibi, laik ve özgür düşüncenin Türkiye'deki gelişimine de olumlu bir katkı- sı olmamıştır ANAP iktidannın. Eğitim ve öğ- retim sisteminde bu bağlamda son yedi yıl- dır herhangi bir ilerleme değil, gerileme söz konusudur. TÜSİAD'ın yakınlarda yayımla- dığı Eğitim Raporu bunun çarpıcı ömekleriyie doiudur. Özal ve ANAP iktidan döneminde her ge- çen yıl bozulan gefir dağılımı, başedileme- yen enflasyon ve işsizlik de ülkemizi terorizm açısından uygun bir ortama itmiştir. Bunların tümüne eklenmesi gereken bir nokta daha var kuşkusuz: Yer yuvarlağının bu noktasında savaş rüzgârları eserken, an- cak yüzde 20'Iik bir siyasal desteğe sahip olan ve erken secimi 26 Mart 1989'dan beri reddeden Sayın Özal'ın, inatla başkan ba- ba çizgisinde kendi başına yol almaya ça- lışması... Tabii değişmez bir yazgı değildir ama, böylesi koşullarda terörün boy atmasına da şaşılamaz. Toplumu kutuplaştırmak, cephe- tere bölmek için bundan daha verimli toprak bulmak herhalde kolay değildir. Zincirin halkalan birbiri ardından geliyor: Bir yanda Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Tu- ran Dursun, Bahriye Oçok... Öte yanda Kâ- zım Çakmakçı, Rrfat Uğurlutan, Hiram Abas... ANAP iktidan hiç olmazsa katilleri, katil çe- telerini yakalayıp bir an önce adaiete teslim edebilşe, ne iyi olurdu! Yine ipucu yok İZMİR'den HİKMET ÇETİNKAYA Istekleri var mı? İZMİR — İçişleri Bakanı Ab- (jülkadir Aksu üzüntülerini ile- tiyor. Yazılı olarak yaptığı açık- lamada ise şöyle diyor: — Tecrübeli elemanlardan teşkil edilen ekipler elde edilen ipuçlannı değerlendirmektedir- ler... Nedir ipuçları? Bu konuda şu ana dek bir bilgi yok. Her kanlı cinayet ey- leminde olduğu gibi kınamalar, üzüntüler, ipuçları filan. Diğer- lerinde olduğu gibi bu kanlı ci- nayet de bir süre sonra külle- nec«k. Ardından bir yenisi ge- lecek. Yine aynı demeçler ve- rüecek. Ama hiçbir sonuç alın- mayacak. İçişleri Bakanı yerin- de oturacak. SHP lideri Erdal inönü, PM üyesi Doç. Dr. Bahriye Uçok 1 un bombalı saldırı sonucu öl- dürülmesini "demokrasi güçle- rini yıldırma" eyleminin yeni bir halkası olarak değerlendiriyor. İnönü, "Tek tek hepimizi de öl- dürseler, biz bu yoldan yılmayız" diyor. Hiçbir zaman çağdaş yaşama, demokrasiye ara verilmesini kabul etmeye- ceklerini söylüyor. İnönü soruyor: Bu kaçıncı cinayet? Evet, işlenen cinayetlerin sa- yısını neredeyse unutacağız. Bugüne dek hiçbir cinayetin şuçlusu bulunamadı. Oysa İçişleri Bakanı hâlâ görevi ba- şında. Bu nedenle İnönü'nün söz- lerini çok iyi yorumlamak gere- kiyor. Şöyle diyor İnönü: — Bir masum insan öldürü- lüyor, siyasi bir olay oluyor, belli ki maksatla öldürülüyor. Ama maksat meydanaçıkmıyor. 01- dürenin kim olduğu anlaşılmı- yor. Hangi örgüttür hiçbir ipu- cu ortada yok. Sadece kına- mak hiçbir şey ifade etmez. Bugün çok büyük bir üzüntü içindeyim. Ama bu üzüntüm benim olayı görmeme de engel olmuyor. Bir karanlık olay kar- şısındayız. Bu karanlık olaylar, demokrasimize yönelmiş cina- yetlerdir. Çağdaş yaşama yö- nelmiş cinayetlerdir. Bunlardan bizi koruması gereken güven- lik güçleri neredeler? Bu dör- düncü cinayet bir doğrultuda. Başka cinayetler de var. Bir te- rör tırmanışı karşısmdayız ve terör tırmanışıyla ilgili olarak hangi olayın faili bulundu bu- güne kadar? • SHP lideri güvenlık güçleri ve hükümeti göreve çağırırken soruyor: — İşlenen bu cinayetier kar- şısında iktidann yapacağı bir şey yok mu? Prof. Dr. Muammer Aksoy- un öldürülmesinden birkaç gün sonra SHP lideri İnönü'yle görüşmüştük. İnönü'nün o gün bize söyledikleri bugün yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Anımsatmak için aynen ak- tarıyoruz: — Bu arada her yerde ve Türkiye'de mevcut oian İslam- cı, bağnaz siyasi görüşler, bir komşu ülkenin siyaseti olduğu gibi bir bağnaz görüşü siyase- te oturtmak eğilimidir. Türkiye^ de de var Bu eğilimin sahiple- ri de uzun vadeli calışan insan- lardır. Yavaş yavaş örgütleniyor- lar. Arada bir eylem yapıyorlar belki. Rahmetli Prof. Dr. Mu- ammer Aksoy'un arkasındaki- ler bunlar mıdır? Öyle soyledi- ler. Bu daha vahım. Demek ki daha çabuk bir aşamaya gel- diler, öyle anlaşılıyor, ama da- ha anlaşılmadı, kesin konuş- mam yanlış olur. Bu doğrultu- da ANAP'ın siyasi çıkar için yaptığı şeyler şüphesiz tehlike- ler içeren bir davranıstır. Bun- lar var, tehlike var diye denrcok- rasiden vazgeçmek olmaz. Tehlike var diye bunlan yok farz etmek olmaz. Dolayısıyla ben bu durumdan endişe etmiyo- rum. Ancak bunun da dikkatle takip edilmesi ve mücadele edilmesi gereken bir şey oldu- ğunu biliyorum. Sekiz ay önce söylüyor İnö- nü bunlan. Bu süreç içinde başta Çetin Emeç, Kasım Çak- makçı, Rıfat Uğurlutan, Turan Dursun, Hiram Abas olmak üzere pek çok kişi öldürülüyor. SHP lideri onun için dün so- ruyordu: — Bu kaçıncı cinayet? İnönü ardından ekliyor: — Bundan evvelki cinayet- lerde yitirdiğimiz Muammer Aksoy'u, Çetin Emeç'i, Turan Dursun'u kim öldürdü, onları bulmalıdırlar. Bulabilecekleri güçleri vardır, ama istekleri var mı? Sorun bu noktada düğümle- niyor. İnönü, "istekleri var mı" sorusunu yöneltirken bir gerçe- ği açıkça ortaya döküyor. Bu souıya da kendisi yanıt veriyor: — İşte onu bilmiyoruz... Telefondakî ses: Cezaları idam (Baftara/ı 1. Sayfada) —Size bir de ipucu vereyim. Bahriye Üçok'a gönderilen pa- ket çarşamba gunü Sirkeci'de- ki ekspres kargodan gönderildi. Üstlenme biçimi Muammer Aksoy cinayetindekine çok ben- ziyordu. Yine böyle 21.30'da te- lefon edilmişti: —Muammer Aksoy, tesettür konusunda İslam'a karşı takın- dıgı tavır nedeniyle Müslüman- lar tarafından cezalandırıldı. Aynı saatler, aynı gerekçe- ler... Bir başka benzerlik daha vardı. "Size bir ipucu vereyim" sözü Aksoy cinayetinin üstlenil- mesinde de geçmişti: —Olayda7.65 çapmda Baret- ta marka bir silah kullandık... Öylesine rahat bir yerden te- lefon ediyor olmalıydı ki "Her- hangi bir sorunuz var mı" diye de sordu. —Çetin Emeç'i siz mi öldür- dûnüz? —Hayır... —Muammer Aksoy'u? —Evet, biz öldürdük. Onu da üstlcnmiştik zaten. —Turan Dursun'u? —Jeton bitiyor.Kapatmak zorundayun. İyi akşamlar... Telefon kapanıyor. Konuş- masında herhangi bir yörenin şi- vesiyle ilgili ipucu yoktu. "Va- az vurgulaması" izlenimi de vermiyordu. Mekanik ve heye- cansız bir sesti; bir makineden çıkıyor gibi. Telefonlar dıîrmak bilmiyor. Üzgünler, kızgınlar, hırslanan- lar... "Bastmız sağolsun"a, "Başımız daha dik olsun" kar- şıhğını verenler... Emniyet mü- dürlüğünden üst düzey bir gö- revli arıyor. "İslami Hareket" adına telefon eden kişiyle görüş- memizin içeriğini öğrenmek is- tiyor. Not alıyor, bir sözü bile kaçırmak istemiyor. Çünkü di- ğer suikastlarda olduğu gibi, bunda da ipucu yok. Dinledik- çe "Vay anam vay, bunlar tam şeriat" diye tepki göstermekten kendini alamıyor. Sonra sesli düşünmeye başhyor: —Verdiği 'ipucu' doğru çık- tı. Üstlenenler gerçekten bu işi yapanlar. SHP'yi karşılanna al- mak istememeleri de Ortadoğu politikasıyla ilgili olsa gerek. Bir kişiyi öldürmekten çok, yarata- cağı tepkiye yönelik bir cinayet. Bahriye Hanım, kısa bir süre önce Almanya'da panellere ka- tıldı. Orada yakm takibe almış- lar herhalde. Kendisi koruma is- tememişti, ama biz vermiştik bir kişi. Zaten oturduğu sokakta el- çilikler bulunduğu için gezici koruma da vardı. Bir başkası getirse paketi belki kontrol edi- lebilirdi. Kendileri getirdiği için bu da gerçekleşmedi, Sesli düşünmenin perspektifi giderek genişliyor: —SHP gibi kitle partisini oiaylara çekmek amaç. Şimdi en tehlikelisi yapılacak bir kontur eylem. Bu eylemi yapanlar, şim- di dinci kesimden sivri bir isme suikast yaparak, o kesimi de ayaklandırmayı amaçlayabilir. Onun için, iki taraftaki sivri isimleri de çok yakın koruma- ya almak gerekiyor. Artık sol- culuk sağcılık çabşmalan bitti. Şimdi yeni bir ıvnm buldular: Inananlar ve inanmayanlar... Amaç loplurna kin tobumlan (Baştarafı 1. Sayfada) kaydeden gıivenlik birimleri, bunun ellerindeki en önemli ipucunu oluşturduğunu da söz- lerine eklediler. öte yandan, olaya el koyan Ankara DGM savcılan Lİkü Coşkun ve Nuh Mete Yiiksel'- in gözetiminde, Üçok'un cese- dine dün otopsi yapıldı. Hacet- tepe Üniversitesi Hastanesi morgunda gerçekleştirilen ve yaklaşık 1.5 saat süren otopsi sonucu, Üçok'un cesedinde bu- lunan, patlayıaya ait metal par- çalan ile barut gazı da Üçok'- un giysileriyle birlikte yine ince- lenmek üzere kriminoloji labo- ratuvarma gönderildi. Otopsi iş- lemi sonrasında gazetecilerin so- rularmı yanıtlayan Savcı Coş- kun, eylemi üstlenen örgüte Uişkin ellerinde herhangi bir bil- gi bulunmadığını söyledi. Bu ör- gtltün yabancı kökenli bir örgut olabileceğini de vurgulayan Coşkun, örgütün eylemlerini "çok profesyonelce gerçekleştirdigini" de bildirdi. Istanbul emniyetinin MİT ile iş- birliği halinde olayı araştırdığı- nı, kargo şirketi çalışanlarının ifadelerine başvurularak pake- ti veren kişinin eşkâlinin belir- lenmesine çalışıldığını da kayde- den güvenlik birimleri, Anka- ra'da ise su aşamada sadece kul- lanılan patlayıcının türünün ve gücünun belirlenmesine yönelik balistik incelemenin gerçekleşti- nldiğinı söylediler. Güvenlik birimleri, cinayeti üstlenen orgute ilişkin bilgi top- lanmaya çalışıldığını da beürtir- ken bu konuda şu bilgiyi verdi- ler: "Bu örgüt, büyük bir olası- lıkla ya yabancı kökenli ya da yabancı kökenli terör örgütleri ile baglantılı bir örgül. Tümüy- le yerli bir örgüt olnfası ihtima- li ise bize göre çok zayıf. Çün- kü yerli örgütler arasında bu ka- dar etkili ve profesyonelce ey- lem gercekleştiren, eylemden sonra da biç ipucu bırakmadan ortadan kaybolanlara pek rast- lanmıyor. Üzerinde durduğu- muz olasılık, bu örgütün yaban- cı kökenli olduğu. Ancak bu ör- güte yurtiçinde yardımcı olan dar bir kadrosu darantlakavar- dır. Bu örgütün bir özelliği de çok etkili eylemleri gerçekleşti- riyor. Yani yaygın ve etkisiz ey- lem yapmıyor. Seçtigi kişilere dikkat edin. Amaçları sadece adam öldürmek değil. Onlar Laik cumhııriyete suikast (Baştarafı 1. Sayfada) kr çauşnuyordu. Daha doğrusu vatandaş güvenini yitirmişli. 1980 öncesini bu olaylara ben- zetmek katiyen yanlıştır. Bu olaylan şiddetle kınıyonız. Fa- illerinin yakalanması için emni- yet teşkilatımız çalışmalannı sürdüniyor. Mutlaka bu failler yakalanıp cezalandınlacaktır. Istanbul emniyet teşkilatı her za- man görevinin başındadır. El- bette bir vazife degişikliği olabi- lir, ama bu olaylara baglı olarak değildir. Yanlış anlaşılmasın, olacaktır manasında konuşmu- yorum, her memur nasıl bir yer degisürmey İ€ karşı karşıya kala- büiyorsa İstanbul'da da aynı şe- kilde tasarruflar olabilir ve do- galdır. Memuriyetin tabiatı icfl- bıdır. Mühim olan emniyet teş- kilaünın vazifesini müdrik bir şekilde yapnıasıdır." Gazetecilerin, "İşlenen cina- yetlerin birbiriyle aynı nitelikıe olduğu göriilüyor. Hiçbirinin fa- illeri niçin yakalanamıyor" so- rusu üzerine Akbulut, "Öyle bir şey yok. Failler mutlaka yakalanacak" dedi. DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, dün yaptığı yazılı açık- lamada, Üçok'un öldürülmesi- nin, onun kişiliğinde, laik ve de- mokratik cumhuriyete ve çağdaş Türk kadınına bir suikast oldu- ğunu belirtti. Ecevit şöyle dedi: "Bu ve benzeri suikastlan dü- zenleyenler ve yapanlar, Türk ulusunu çağın gerisine çekerek çökertmeyi amaçlaraaktadıriar. Bunu başaramayacaklardır. An- cak birbirini izteyen benzer ni- telikteki olaylann failleri hak- kında henüz hiçbir ipucunun bulunamaması, bugünkü yöne- timin Türkiye'yi tehlikelerden koruyabilme yeteneği konusun- da ciddi kaygı uyandırmakta- dır." Anayasa Mahkemesi Başkanı Necdet Darıcıoğlu da UBA'ya yaptığı açıklamada konumu ge- saçmak. Olaym üzerine dikkatli gitmek gerek. Dinci kesimdeki aşın uçlan kiüelerden tecrit ede- rek nokta hedefler halinde so- run çözümlenmeli. Yoksa ters bir suikastla bu kesimi ayaklan- dırmayı başarırlarsa, bir cuma namazı çıl.ışında olabilecekleri düşünmek bile istemiyorum. —Bir kitabın içine bu denli güçlü bir bomba nasıl sığmış? —Sığar sıgar, Ortadoğu işi olunca sığar. Ölümün "soguk şoku" atla- tılınca, yaşam yeniden eski rit- mine giriyor. Telefonlar, teleks- ler, fakslar çalışıyor."Son fo- toğraf", "son yazı", "S O n röportaj" derken arşivdeki "son suikasüar"a bir yenisi da- ha ekleniyordu. GÜLERYÜZLÜ CÎDDİLİK Vedat Günyol 5000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yüyınlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-hianbul ÖdemeU gönderttmez. reği yorum yapmasının doğru olmadığını söyledi. Anayasa Mahkemesi'nin tarafsızlığına gölge düşünnemeye özen göster- diğini kaydeden Darıcıoğlu, bir soru üzerine yaşanan olaylan "azap verici" olarak niteledi. ANAP Genel Başkan Yar- dımcısı Galip Demirel de UBA- ya yaptığı açıklamada silahlı zorbalıkla hiçbir yere gelineme- yeceğini belirterek "Devletin güçleri bütün çabalannı göste- recektir" dedi. Refah Partisi (RP) Genel Sek- reteri Oğuzhan Asiltürk de SHP Parti Meclisi üyesi Bahriye Üçok'un toplumun huzurunu kasıtlı olarak ortadan kaldırmak ve Türkiye'yi ne olacağı bilinme- yen kanşıkhklara sürüklemek is- teyenler tarafından öldürüldü- ğünü söyledi. SHP Genel Başkanı İnönü- ye bir başsağlığı mesajı gönde- ren MÇP Genel Başkanı Alpars- lan Türkeş de Üçok'un öldürül- mesini "menfur bir saldın" ola- rak niteledi. SHP Genel Sekreter Yardım- cısı Ertuğrul Günay da Üçok'- un öldürülmesini kınavarak "Bu laik düşünceye karşı girişilen ne ilk ne de son saldındır. Ama hâ- lâ suçlular ortada yok. Bu dü- şünceierimizi karmaşünyor" de- di. HEP Genel Başkanı Fehmi Işıklar da yayımladığı mesajın- da, "L'ygarlık düşmanı bu tür saldınlara karşı tiim demokra- tik güçlerin birleşmesi gerektiği- ne inanıyorum" dedi. SP Genel Sekreteri Ysdçın Bü- yükdağlı ise Doç. Dr. Üçok'un öldürulmesinin, Muammer Ak- soy ile başlayıp Çetin Emeç, Tu- ran Dursun gibi ölümüyle bütün toplumda şok yaratan isimlerle devam eden suikastler zincirinin son halkası olduğunu kaydetti. Cumhuriyetçi Demokrat Gençlik Partisi Genel Başkanı Gökhan Evliyaoğlu da açıkla- masında, "Ona atılan bomba, cumhuriyetimizin temellerine yönelik alçakça bir suikasttır" dedi. Sosyalistlerin Birlik Partisi Girişimi adına bir açıklama ya- pan Kâmil Ateşoğullan, Üçok'- un öldürulmesi ile bilim, sanat ve laik düşünceye yönelik saldı- rı ve cinayetlerin yeni boyutlar kazandığını ifade etti. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mural Karayalçuı, ya- yımladığı bir mesajda, "Çagdı- şı düşünce sahipleri tarafından yapüan, demokratik ve laik, öz- gür düşünce sistemimize yöne- lik insanlık dışı bu saldınlan şiddetle kınıyorum" dedi. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birlifi ve bağlı 19 mes- lek odası yöneticileri de yaptık- lan olağanüstü toplantımn ar- dından yayımladıkları ortak bir açıklamada "Amaç, cumhuriye- tin temel ilkelerinden laikliğin boğulmak istenmesi, ülkemizde demokrasi ve laikllk yanlısı güç- lerin yıldınlmak istenmesidir" denildi. Türk Eczacıları Birliği Mer- kez Heyeti ve 33 oda adına ya- pılan yazılı açıklamada da şu görüşleT dile getirildi: "Bu sal- için amaç, eylemin sonrasında ortaya çıkacak durum. Kamu- oyunu sarsacak, bomba etkisi yapacak ve büyük kitleleri kar- şı karşıya getirecek çapta eylem- ler gerçekleştiriyoriar." Bir örgüt daha üstlendi SHP Parti Meclisi üyesi Bah- riye Üçok'un bombalı saldın so- nucu öldürülmesini "Ülkücü Gençlik Albay Fetih Ordusu' adlı bir örgüt daha üstlendi. Anadolu Ajansı Istanbul Böl- ge Temsilciliği Fotograf Servi- si'ni dün saat 17.50 sıralannda telefonla arayan düzgün şiveli bir erkek, Bahriye Üçok'a dü- zenlenen saldırıyı "Ülkücü Gençlik Albay Fetih Ordusu - 'nun gerçekleştirdigini söyleye- rek telefonu kapattı. Emniyet yetkilileri ise böyle bir örgütün varlığından haber- dar olmadıklannı bildirerek "Bu olayı artık herkes istismar etmek için veya hedef sapürmak için üstlenebilir. Bu örgütün adını hiç duymadık, ancak bu yönde de çalışmalarımızı yapacağız" dediler. Bu arada, özeüikle başkent- te bu tür suikast eylemlerine he- def oluşturabilecek kişi ve ku- dınyı, demokratik düşünceye, laikliğe yapılmış sayıyor, suçlu- ların bir an önce yakalanması ve saldmlann sona erdirilmesini bekliyoruz." Öğretim Üyeleri Derneği Yö- netim Kurulu Başkanı Prof. Ya- kup Kepenek ise Doç. Dr. Bah- riye Üçok'un öldürulmesinin, aydınlık, laik ve demokrat be- yinlere karşı sürdürülen örgütlü saldınlann yeni bir ömeği oldu- ğunu söyledi. tstanbul'da ortak bir açıkla- ma yapan Çağdaş Yaşamı Des- tekteme Dernegi, Türk Hukuk- çu Kadınlar Derneği, Kadın So- nınlan Araşlırma ve L ygulama Merkezi Dernegi, Laikliğe Çağn Grubu, Atatürkçü Düşünce Dernegi, Türk Kadınlar Birliği, Soroptimist Kulüpleri Federas- yonu, Türk Kadınlar Konseyi, Türk Anneler Dernegi, Mor Ça- tı Vakfı İsUnbul Kız Lisesi Me- zunlan ve Mensuplan Dernegi, Türk Üniversiteli Kadınlar Der- neği, Kandilli Ku Lisesi'nden Yetişenler Dernegi, "Üçok'un karanlık güçlerce öldürüldüğü" görüşunü dile getirdiler. Türk Hukuk Kurumu Başka- nı Kâzım Yenice de Üçok'un la- ikliğin savunucusu olduğuna işaret ederek güvenlik güçlerini görevini yerine getirmeye çağır- dı. Yenice, Muammer Aksoy, Çetin Emeç ve Turan Dursun- un da aynı eller tarafından öl- dürüldüğünü öne sürerek "tçe- ride ve dışanda desleklenen ra- dikal İslamcılann bu cinayetler- de eileri olduğunu soyleyebilmek için pek çok neden var" dedi.* Dün bir açıklama yâpan İHD Genel Başkanı Nevzat Helvacı da "ilgilileri göreve çağırarak" "Devlet, işkence yapmak için değil, yaşam hakkını korumak için vardır" diye konuştu. Mül- kiyeliler Birliği Başkanı Prof. Dr. Alpaslan Işıklı da son dö- nemdeki terör olaylanna değin- diği açıklamasında, "Saldınlara hedef olanlar, ülkenin önde ge- len laiklik savaşcılandır" dedi. Dün ayrıca Türk-İş Yönetim Kurulu, TUrk Tabibleri Biriiği Merkez Konseyi, Türkiye Yaym- cılar Birliği, Türkiye Ziraatçılar Derneği, merkezi Ankara'da bu- lunan Gazeteciler Cemiyeti, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Ankara Barosu ve lzmir Baro- su ile Doç. Dr. Bahriye Üçok- un mezun olduğu Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nin dekanı Prof. Dr. Rüçhan Ank tarafın- dan yapılan açıklamalarda da "saldırının laikliğe yönelik olduğu" belirtilerek olay şiddet- le kınandı. Türkiye Belediyecilik Derne- ği ve tzmir Büyükşehir Beledi- ye Başkanı Yüksel Çakmur, "Alalürk devrimlerine karşı la- iklik düşmanları tam bir karşı- devrim hareketi sürdünnektedir- ler" dedi. Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen de sal- dırıyı kınayarak "Siyıısal iktida- nn bu konuda sonımluluğu çok büyük. Demokrasi geregi bütün bu olumsuz gelişmelerden siya- sal iktidar sonımludur ve bunun kaynaklannı, bütün sonımlula- nnı ortaya çıkarmakla yüküm- lüdür" dedi. rumlara yönelik koruma önlem- leri de arttırıldı. Soruşturmayı yürüten Sava Coşkun, dün Üçok'un kızı Kumnı Üçok'un da ifadesine başvurdu. Üçok'un Köroğlu Caddesi'ndeki evine saat 11.00'de giden Coşkun, yanm saat süreyle ifade aldıktan son- ra yaptığı açıklamada, soruştur- madan olumlu bir sonuç alın- ması konusunda "ümitli" oldu- ğunu söyledi. Coşkun, "tstan- bul'da bazı kişilerin gözaltına alınıp alınmadığı" yönündeki bir soruya, "Şu anda bir şey söyleyemeyiz. Tabii bu olay, İs- tanbul ile irtibatlı. İstanbul ile paralel çalışma yapmamız gerekiyor" dedi. Kargo görevlisi eşkâl veremedi Ankara'da polis ve adli bi- rimler patlamadan sonra olay yerinde "Ipncu" elde edebilmek için dün araştırmalarını sürdü- rürken İstanbul'da da bombab paketin kimler tarafından kar- goya verildiği soruşturuluyor. Suikast gecesi Fatih semtinde gözaltına alınan 8 kişinin sorgu- landıktan sonra serbest bırakıl- dıkları bildirildi. Polisin ifade- sini alarak serbest bıraktrgı ki- şiler arasında bombalı pakette adı gönderici bölümünde yazılı "llmi Araştırmalar Vakfı"nın Fatih Şube Başkanı Cevdet Ö2- türk'ün de bulunduğu belirtildi. Istanbul Emniyet Müdürü Hamdi Ardalı, paketin Istan- bul'daki Ekspres Kargo'ya kim- ler tarafından verildiğinin belir- lenmesine çalışıldığını söyledi. Ardalı, "Vakfın İstanbul şube- sinden 9 kişiyi şüpheli görerek aldık. Ancak bir sonuç çıkma- dı. Vakfın merkezi Trabzon'da. Buradaki yetkililere ulaşıp bil- gi almaya çalışıyoruz" dedi. Bombalı paketin gönderildiği Ekspres Kargo'da çahşan ve pa- keti teslim alan bir bayan görev- linin de ifadesine başvurdukla- nm belirten Ardalı, görevlinin paketi göndereni hatırlamadığı- nı, bu yüzden eşkâl belirleneme- diğini kaydetti. Ardalı'nın "Ekspres Kargo'nun Fatih'te bulunduğunu" söylemesine kar- şın adı geçen özel kargo firma- sımn PeTşembepazan Hırdavat- çılar Çarşısı'nda olduğu belir- lendi. Vakıf: tlgimiz yok Merkezi Trabzon'da bulunan llmi Araştırmalar Vakfı'run Is- tanbul'daki avukatı Mehmet Kahraman bir dava nedeniyle bulunduğu Trabzon'dan Cum- huriyet muhabirinin sorusunu yanıtlarken "Bizim bu işle hiç ilgimiz yok ve olamaz da" dr ~ di. Kahraman, Ankara ve Istaı. bul polisinin kendilerine pake- din üzerinde "llmi Araştırma Vakfı" yazıldığını söylediğini belirterek "Böyle bir vakıfla il- gimiz yok" diye konuştu. Avu-, kat Mehmet Kahraman, AA'ya da vakıflannın herhangi bir ya- yını olmadığını ve kimseye ya- yın gönderme faaliyetleri bulun- madığını kaydetti. Kahraman, "Olayda adı geçen vakıf llmi Araştırma Vakfı, bizimkisi tlmi Araştırmalar Vakfı. bgi, sade- ce isim benzerligi" dedi. • Aksoy-Üçok ; cinayetlerinde \ benzerlikler Prof. Muammer Aksoy'un Sldürülmesinden sonra olayı Üstlenen "İslami Hareket" ör- gütü, cinayetten birkaç saat sonra 21.30'da gazeteleri aramış, ipucu da vermişti. Olayda 7.65 çapında Baretta marka bir süah kullandıklannı söyleyen örgüt, Üçok cinayetinde de saat 21.30'da gazetemizi arayarak olayı üstlendi. "Size bir ipucu vereyim", paketi çarşamba gü- nü Sirkeci'den gönderdik" de- di. Her iki cinayette neden ola- rak "tesettür konusunda İslama'. karşı takınılan tavır" niteleme-, si dikkat çekti. inönü:Laikliğe sahip cıkın (Baştarafı 1. Sayfada) demokratik bütün kurum ve ku- ruluşlarla törene kablmalan için çalışma başlattığı öğrenildi. Komite aynca Ankara Ilahi- yat Fakültesi önünde de bir to- ren yapılması ve cenazenin kal- dırılacağı Maltepe Camisi'nden Karşıyaka MezariığYna kadar yürünmesi için girişimlerde bu- lunrna kararı aldı. SHP lideri dün düzenlediği basın toplantısında Üçok'un öl- dürulmesinin "kişisel bir kaybın çok ötesinde toplumun temel ni- teliklerine yapüan bir saldın" olduğunu belirtti. İnönü, Baş- bakan Akbulut'un olay üzerine söylediklerini daha önceki cina- yetlerde de söylediğini anımsa- tarak şöyle konuştu: "Burada Türkiye Cumhuri- yetinin temel niteliklerinden olan laik devlet anlayışı, de- mokratik düzen; bu iki temel ni- teliğe karşı bir saldın var. Bu saldınlara karşı iktidar ülkeyi korumayacak mı? Herhangi bi- risinin ölmesiyle aynı şekilde tepki göstermek yeter mi? İkti- dann Türkiye'deki birinci göre- vi cumhuriyetin niteliklerini, de- mokrasiyi ve laik devleti koru- maktır. İktidar şimdi failler bu- lunacak diyor. Son aylarda ay- nı doğrultuda işlenen dördüncü cinayettir. Öbür cinayetlerin fa- illeri bulundu mu? Hiçbiri hak- kında herhangi bir ipucu soylen- di mi? Demek ki demokrasimi- zin temeline, laik devtete yöne- lik bu saldınlara karşı hiçbir şey yapamadı. İktidann aciz kalma- sı, geçmişe göre daha fazla teç- hiz edilmiş güvenlik güçlerimi- zin hiçbir şey yapamaması bu hareketleri ozendSrmez mi? İk- tidar Türkiye'de demokrasiyi, laik devleti nasıl koruyor?" Üçok'un "bir bilim kadını, bir ilahiyat doçenti sıfatıyla ko- nusunda uzman bir kişi olarak çağdaş yaşamın nasıl olması ge- rektiğini kendi anlayışına göre televizyonda dile getirdiğini" anımsatan İnönü, "Insanlar üs- telik uzman olduklan bir dalda- ki anlayışlannı televizyonda dile getiremeyecekler mi? Bunu söy- ledikleri zaman onlan ertesi gün öldürecekler mi? Türkiye böy- le bir ülke midir?" dedi. Bazı örgütlerin gazeteleri arayarak Üçok'u islami sınırlandırdığı ve tesettüre karşı çıktığı için öldür- düklerini söylediklerini anlatan İnönü, "Bir başka ihtimal de 1980 öncesinde yaşadığımız se». naryonun, yeniden yasanmakta, olması. Yani birtakım karanlık güçlerin 'sorunlar demokrasiy- le çözülmez. Hükümet ve mu- halefet bir şey yapamıyor. Bu- nun çaresi demokrasiye yenide ara verilmesidir' gibi karanlık bir senaryo ile tertipler içinde masum ve takdir görmüş insan- lann öldürulmesi planlan olabi- lir" diye konuştu. SHP lideri sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu ihtimallerin hangisi dog- nıysa veya başka karanlık ter- tiplerin hepsinin demokrasimi- ze ve laik devlet anlayışımıza, yani cumhuriyetimizin temel ni- teliklerioe, yani toplumumuzun benimsediği, Türkiye'de yaşa- mak için olmazsa olmaz koşul diye gördügü laik, demokratik hukuk devleti anlayışına yöne- lik tertipler olduğuna hiç şüp- hem yok." Güvenlik güçlerinin eskiye göre çok daha fazla teçhiz edil- diğini kaydeden İnönü, devletin bu tertiplerin kimler tarafından yapıldığından bilgi sahibi olabi- leceğini vurgulayarak "Ama bu bilgileri nasıl kullanıy orlar ya da neden kullanmıyoriar. Bunu bü- miyorum. Bu iktidar bir ipucu ortaya çıkarıncaya kadar bütün bu şüpnelerle karşı karşıyadır. Hiç kendilerini aldatmasınlar. Sayın Akbuiut'un sözleriaiıı hiçbir anlamı yok" dedi. İnönü bir soru üzerine miting de yapacaklarını bildirdi. İnö- nü, vatandaşlardan Üçok'un ce- naze törenine katıhnalanm iste- yerek "Devlet buna yardıma ol-ı malıdır. Devletin temel nitelik-; lerini korumak, ancak halkıa destegi ile olur" dedi. Üçok, yann Ankara Üniver- sitesi SHP Genel Merkezi ve TBMM'de düzenlenecek töre- nin ardından Maltepe Camisi'- nde öğleyin kılınacak cenaze na- mazından sonra Karşıyaka Me- 1 zarhğı'nda toprağa verilecek.s4 SHP yöneticilerinin Ankara Va-* liliği'ne başvurarak Genel Meî kez'den TBMM'ye kadar yüril-» yttş izni isteyecekleri bildirildi.* Üçok'un yerine Barlas; Öte yandan Üçok'un ölü- müyle boşalan PM üyeliğine 29, eylüldeki olağanüstü kurultay-i da kadın kontenjamndan 407. oy alan Erdal İnönü'nün liste-1 sinden Nesteren Barias'ın geti^ rileceği bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle