25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
<• 6 EKİM 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5 Agop Arad'ın cenazesi • Kültür Servisi — 4 ekim perşembe günü, bir süredir tedavi gördüğü Yedikule Ermeni Hastanesi'nde ölen, gazetemiz eski mensuplarından ressam Agop Arad'ın cenazesi, 8 ekim pazartesi günü saat 12.00'de Gazeteciler Cemiyeti önüne getirildikten sonra, saat 14.00'te Galatasaray Uç Horan Ermeni I Kilisesi'nde I düzenlenecek dini törenin ardından toprağa verilecek. Uzun yıllar Cumhuriyet Gazetesi'nde çalışan Agop Arad yetmiş yaşındaydı. Babıâli'nin en renkJi kişiliklerinden biri sayılan Agop Arad, resim dünyasında adını 1940'larda Yeniler Grubu'yla duyurmuş, bugüne kadar 45 kişise] sergi açmıştı. Arad, basın alanındaki 50 yıllık hizmetinden ötürü de 1986'da Gazeteciler Cemiyeti'nin Burhan Felek Ödülü'nü almıştı. Arad, tablolannda özellikle yoksul insanlann yaşamından kesitleri pariak, göz alıcı renklerle yansımıştı. Pepgi-Tına Turner • Kültür Servisi — Tina Turner'ın Paris'te Palais Omnysport'ta vereceği konseri izleyecek olan Pepsi talihlileri 13 ekimde Paris'e hareket ediyor. "Pepsi-Tina Turner" kampanyası çerçevesinde Turkiye'den konseri izlemeye hak kazanaii 19 talihli dışında gazetelerden birer temsilci de Pepsi'nin davetlisi olarak konserde yer alacak. Paris'in ianınmış yerlerine yapılacak iki günlük gezi ile 15 ekimdeki konseri kapsayan Paris organizasyonu 16 ekimde sona erecek. 1986 yılından bu yana Pepsi reklamlarına çıkan, 1985 ve 1987'de Pepsi'nin düzenlediği Amerika ve Avrupa turnelerini gerçekleştiren Tina Turner'ın Doğu Bloku'nu da kapsayan bu turnesi, son uzunçalan "Föreign Affairs"le aynı adı taşıyor. 6 ülkeyi kapsayacak ve 22 hafta sürecek olan turne 2 milyonu aşkın müziksevere seslenecek. Otomobil-İş'te fotoğraf-film V Kültür Servisi — Otomobil-lş Sendikası tarafmdan düzenlenen "Fotoğraf-Film Haftası"bngün başlıyor. Sendikanın Kadıköy'deki genel merkezinde açılan Ruhi Su Kültür Salonu'nda (Kırtasiyeci Sok. No: 21) gerçekleşecek hafta 13 ekimde sona erecek. llk gün saat 13.00'te Baytekin Kara'nın 'Insan' başhklı dia gösterisi, 15.30'da Muammer Özer'in 'Toprak Adam' adlı kısa film gösterisi izlenebilecek. Ibrahim Akyürek'in çahşmalarından oluşan 'Yaşamın tçinden' adlı fotoğraf sergisi de açılıyor. Hafta kapsamında Birol Uzmez, Şirin Küçüktabak, Kenan Mendekli, Celal Deniz, Faruk Akbaş, Alberto Modiano ve İFSAK'h fotoğrafçılann dia gösterileri, Semih Taytak, Muammer özer ve Hilmi Etikan'ın kısa filmleri sunulacak. Karpov: Rüşvet yalan • NEW YORK (Reuter) — Pazartesi gününden başlayarak dünya satranç şampiyonluğu için Gari Kasparov'la karşılaşacak olan Anatoli Karpov, rüşvet iddiasını reddetti. Karpov, "Rüşvet iddiası çok saçma. Belki bu karşılaşmamn tanıtımı için ustaca bir hamle, ama aslında çılgınca provokasyondan başka bir şey değil" dedi. Dünya şampiyonu Kasparov ise yardımcılanndan birine çalışma programı karşılığında 100 bin dolar rüşvet teklif edildiği yolundaki iddiada ısrar etti. Kasparov, "Bu rüşvet teklifinin rakibimle bir ilgisi olduğunu söyleyemem, ama benim yenilmemi isteyenler olduğunu biliyorum" dedi. Metalciler AgıkhavaVla • Kültür Servisi — Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda bugün dört genç metal topluluğunun konseri var. Saat 13.00'te başlayacak konserde Metalium, Hazy Hill, Lords ve Brain Dead adlı topluluklar art arda sahneye çıkacaklar. Mazhar Şiriıjgöz, Kaan Süersan, Hakan Savaşır ve Melih Rona'dan oluşan metalium "thrash metal", Ufuk Önen, Barış Tanmcıoğlu, Ekim Can Bayram ve Gültekin Irengün'den oluşan Ankaralı Hazy Hill topluluğu "speed metal", kendilerine Lord soyadını veren Jan, Ayhan, Alpaslan ve Erdinç*ten oluşan Lords topluluğu "heavy metal", Bartu Toptaş, Eymür Oskay, Emre Tüfekçiloğlu ve Emrah'tan oluşan Brain Dead ise "speed metal" türiinde müzik çahşmalan yapıyorlar. John Lennon '50 yaşında' • NEW YORK (AP) — 1980 aralık ayında New York'taki evinin önünde öldürülen John Lennon, 9 ekim salı günu 50. doğum yıldönümü dolayısıyla anılacak. Lennon'ın barış şarkısı "Imagine" aynı anda 130 ülkede çalınacak. Olayı TV ve radyolardan yaklaşık 1 milyar kişinin izlemesi bekleniyor. Yine 9 ekim salı günü saat 14.00'te Birleşmiş Milletler'den canlı yayın yapılacak ve "Imagine" şarkısı çalınmadan önce Lennon'ın eşi Yoko Ono kısa bir konuşma yapacak. BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ın eşi Marcela Perez de Cuellar'ın da bir açış konuşması yapacağı yayın toplam 10 dakika sürecek. "Imagine" çalınmadan önce Lennon'ın teybe alınmış sesi de yayımlanacak. Benadam'da özffünbaskı • Kültür Servisi — Benadam Sanat Galerisi yeni sezonu bugün "Özgün Baskı Resim Sanatımızdan Bir Kesit" sergisiyle açıyor. 3 kasıma kadar açık kalacak olan sergiye yirmi dört sanatçı üçer yapıtıyla katılıyor. Sergide yapıtları yer alan sanatçılar M. Sadık Altınok, Mustafa Aslıer, Atilla Atar, Aydın Ayan, Fiüz Başaran, Gül Derman, Devrim Erbil, Tayfun Erdoğmuş, Mehmet Güler, Mürşide Içmeli, Ergin Inan, Ayşegül Izer, özer Kabaş, Devabil Kara, Fevzi Karakoç, Fethi Kayaalp, Hayati Misman, Mehmet Özer, Mustafa Pilevneli, Gülseren Südor, Teoman Südor, Süleyman Saim Tekcan, A. İsmail Türemen ve Berna Türemen. Ingiliz Reggae'ciNerious Joseph, Türkiye'de beş konser veriyor Bob Marleyhayranları için Nerious Joseph ve Stone Roots Band'in tstanbul konserleri bugün ve yarın 21.30'da Star 88'de. Bursa konseri 9 ekimde 20.00'de Uludağ Üniversitesi Kültür Merkezi'nde. Ankara konserleri ise 11 ve 12 ekimde 20.30'da Hacettepe Üniversitesi M Salonu'nda. CEM YEGÜL 11 Mayıs 1981 'de, Bob Mar- ley, Miami'deki evinde, bildiği- miz dünyaya veda ettiğinde he- nuz 36 yaşında ve tanınmayacak haldeydi. Island Records'un sa- hibi ve Bob Marley'nin plakla- nnın çoğunun yapıması olan Chris Blacwell, son görüşmele- rinde onu tamyamamıştı. Ken- di deyimiyle, 80 yaşında bir ada- mı andınyordu Bob Marley. Oysa aynj Bob Marley, kısa ya- şamında, bir peygamber gibi mesajını btttün dünyaya ulaştı- np, son nefesini verene dek yi- tirmediği aşkını ve umut dolu felsefesini milyonlann ekmeği yapnuştı. Reggae'ydi Bob Mar- ley'nin sesi ve Ras Tafari idi fel- sefesi. Neydi bu reggae... Karayip- ler'den dünyaya yayılan bu bi- teviye ses? Açıkcası, reggae teh- likeliydi, yıkıcıydı, belki de reg- gaeyi yasaklamak en akıllıca iş olurdu... Reggae hipnotikti, transandantal müzikti reggae... Reggae Karayipler'den yayılan kültürel bir dalgaydı. Gerçi, bu tanımlamalardan bazılan, reg- gae'nin doğumu sırasında Ja- maika'da işbaşmda olan hükü- mete ait ama, yine de reggae hakkında bir fikir veriyor. Reg- gae, Afro-Karayip, Afrika ve Soulritmlerininbir senteziydi ve 1960'lann ortalannda, Jamai- ka'da, West Kingston gettola- si ülkelere sıçradı. Ancak gerçek reggae ustalarmın, Jamaika dı- şında tanınmalan epey zaman aldı. Ne zaman ki Anglo- Amerikan pop müzisyenleri, reggaenin hipnotik ritmlerini keşfetmeye ve bu ritmleri ken- di müziklerine-biraz da acemice-entegre etmeye başladı- lar. îşte o zaman reggae, kalın kültürel duvarları yıkıp Batı'yı ve dolayısıyla bütün dünyayı kucakladı. Peki ya, reggaenin köklerin- de ve Bob Marley'nin kalbinde yatan Rastafari felsefesi?... Rasta hareketi Marcns Garvey ile başlar. Garvey, 1887'de, St. Ann's Bay, Jamaika'da dünya- ya geldi. 15 yaşında Kingston'a göç ederek, calışmakta olduğu gazete vasıtasıyla, "Afrika'ya Dönüş" kampanyasım başlattı. 1916'da ABD'ye geldi ve "Uni- versal Negro Improvemenl As- sociation"ı kurdu. Ardından New York'ta, "The Negro World" adında bir gazete baş- lattı. 1919'da "Black Star Line" adı altında bir deniz nakliyat şirketi kurdu. Şirketin hisce se- netleri sadece siyahlara satüıyor ve Garvey bu yolla, amacına inananlardan, Afrika'ya kutsal göç için bağış topluyordu. Ger- çi kutsal göç hiç gerçekleşmedi ama, Garvey'nin 1927'de bir pazar günü, Kingston'da bir ki- lisede vermekte olduğu bir va- az sırasındaki kehaneti, Rasta felsefesinin temel taşlanru oluş- NERIOUS JOSEPH — Yıldızı Ingiltere'de parladı. rında evrimini tamamladı. Bu gettolardan, önce Jamaika'nınturdu: "Afrika'ya dogru bakın. radyo istasyonlarına, sonra kü- çük transistörlü radyolar araeı- lığıyla, yakınlardaki diğer Kara- yip adalanna, daha sonralan ise Londra'ya giden Jamaikalı göç- menler vasıtasıyla, Atlantik öte- Ne zaman ki bir siyah kral taç giyecek, işte o zaman siyah in- sanın evrensel bagunsızhk hare- keti başlayacak" diyordu Gar- vey... Ve kehanet gerçekleşti... 1930'da, Etiyopya'nın ücra bir köşesinden gelen Ras Tafari Makonnen adında bir kabile re- isi, Etiyopya'nın 111. imparato- ru olarak taç giydi. Bu impara- torun kökleri, Kral Solomon'a ve Sheba Kraliçesi Makeda'ya kadar uzanıyordu. Taçla birlik- te, birtakım yeni unvanlann da sahibi oldu Ras Tafari: Krallar Kralı, Tanrılar Tanrısı, Judah kabilesinin Aslan Fatihi, Emperyal Majesteleri. Tannnın seçtiği Ras Tafari yeni bir isim de aldı kendisine: Haile Selasi- ye. Jamaika'da Rasta hareketi- nin gelişimi ise halkm sık sık ln- cillerine başvurmaları sonucu şekillendi. Haile Selasiye'nin her attığj adıma rastlıyorlardı tncillerinde. Kingston'daki ra- hiplerin bazılan da, Haile Sela- siye*ye, "Yaşayan Tann" diye tapmaya başladılar kısa bir sü- re içinde. Haile Selasiye'ye ta- panlar, Ras Tafari'ler veya Ras- tamen olarak isimlendirildiler. Rasta vaizlerinin en başanlısı L.P. Howell'dı. Polis baskısı, Howell'ın ve rnüritlerinin akıl hastahanelerini mesken tutma- larına neden oldu... Howell'ın vaazlan, kolonialist güçler tara- fmdan tehlikeli bulunduğun- dan, otoritelerce deli damgası yemesi kaçınılmazdı. 1940'ta, Howell, akıl hastanesinden çı- kar çıkmaz, Kingston dışında dağlann derinliklerinde Pinnac- le adında eski bir emlak ele ge- çirerek, Kingston ve Morant Bay'den gelen 1500 Rasta mü- ridiyle oraya yerleşip, devlet içinde "özerk" bir devlet kur- du. Rastalann görüntüleri ve yaşam tarzlan evrimini burada tamamladı. 1954'te Pinnacle, si- yasi çevrelerde boşnutsuzluk ya- ratmaya başlayınca, polis tara- fından basılarak ele geçirildi. Böylece, Rastalann birçoğu, Kinston'a ve diğer yerleşim böl- gelerine göç ederek Rasta hare- ketinin yayılmasını sağladılar. Hareketin, doğal olarak West Kingston gettolanna da uğra- ması ve evrim gecirmekte olan reggae müziği ile buluşması, reggaenin Rasta hareketinin sesi olması ile sonuçlandı. Raggae'nin anavatanı Jama- ika'ysa, yavru vataru da Ingil- tere'dir. Ancak, reggae Ingilte- re'ye ük ulaştığında pek ciddi- ye ahnmadı. Hatta küstah Ingi- liz dj'ler, açık açık dalga geçti- ler bu müzikle. Reggac'nin su^- dışıbğmın, îngiltere'de su^a-dışı bir yaşam tarzınj yeğleyen ırkçı Daziaklar tarafından benimsen- mesi de reggaenin işini bir hay- li zorlaştırdı. Daziaklar, 1%8'lerde yeraltından yükselen reggae diskolarmda ahyorlardı soluğu. Reggae'nin ABD'de doğru dürüst duyulmadan, In- giltere'de popülarite kazanma- sının nedeni, savaş sonrasında, Batı Hint adalannda başlayıp Ingiltere'de son bulan büyük göctü. Bugün tngiltere'de reg- gae, belki de Jamaika'da oldu- ğundan daha da popülerdir. Reggae'nin bu ülkedeki öncülü- ğünü, Greeyhound ve The Ci- marrons gibi topluluklar yaptı- lar. Nerious Joseph da lngiltere'- de son yıllarda yıldızı parlayan, hipnotik reggae ritmini dejene- re etmeden kullanmayı yeğleyen ve Marley sonrası Jamaika'da patlak veren ticari "Dj Style" akımına yüz vermeyen şarkıcı- lann başuıda gelmektedir. Sti- liyle Mighty Diaonds ve Dennis Brown gibi reggae efsanelerini andırmaktadır Nerious Joseph. 1960'lardan beri, pek çok yollar aşmdırdı reggae, ama ül- kemizde hâlâ pek tarundığı söy- lenemez bu mistik müziğin. îs- tanbul'daki Nerious Joseph konserleri, bu türün sulanma- mış örneklerini izleyebilmek için bulunmaz bir fırsat. IstanbulBüyükşehirBelediyesiAtatürkKitaplığı'nda'Gravürlerdelstanbursergisi Yabancılar İstanbuFa bakıyorAtatürk Kitaplığı koleksiyonundan derlenen sergide 21 gravür ve 3 litograf yer alıyor. Uzun bir restorasyon çahşması uygulanan gravürler 7 kasıma kadar sergilenecek. fırsat buldukça ressam arkada- ATİLLA BİRKİYE "Gravtirlerde tstanbul" ser- şı Fransız F. Kauffer'in onun için çizdiği haritadan yola çıka- gisi Atatürk Kitaplığı'nda açıl- rak hayran kaldığı Istanbul'un dı. Kitaphk koleksiyonundan çeşiüi semtlerine giderek doğal ortamına uygun taslaklar çiz-derlenen sergide yirmi bir gra- vür ile üç litograf yer alıyor. Gravürlerden biri, 1740yılında Viyana'da basıldığı sanılan, Gu- denus tarafından çizilen genel tstanbul görünümünü içeriypr. Yirmi gravür de ünlü Ahnan ressam ve mimarı Anton Ignaz Melling'e (1763-1831) ait. Melling, 3. SeHm'in padişah- SARIYER ÇEŞMESİ — III. Selimin padişahlığı sırasında İstanbul'da bulunan Melling'in yer Çeşmesi"ni gösteren gravürü de Atatürk Kitaplığı'ndaki sergide. 'Sarı- miş. Nitekim, sergilenen gravür- lerde de görülebileceği gibi oranlar ve yerleşim yerleri tarih- sel bilgiyle zaman ve mekân ola- rak büyük benzerlikler göster- mektedir. Melling'in gravürlerinde, Ga- lata Kulesi'nden, Beyoğlu'nda- ki elciliklerin taraçalanndan, ,lığı sırasında, baa kaynaklara Üsküdar ve Kandilli tepelerin- göre 1790 yüında Istanbul'a gel- den Istanbul'un panoramik gö- miş ve 3. Selim ile kızkardeşi rüntüleri yer alıyor. H»tice Snltan'a hizmet vermiş, 1803'te Paris'e dönen Mel- tstanbul'da kaldığı süre içinde üng, bir yayıneviyle bu resimler- birçok yalı ve saray yapmış. den oluşan bir kitap için anlaş- Melling, yapı çalışmalanndan ma yapmış. 1805'tebaşladığı ki- tap calışması 14 yıl sürmüş. Vo- yage pittoresque de Constanti- nople et des rives du Bosphore (istanbul'da ve Boğaziçi Kıyıla- nnda Resimlerle Bir Gezi) adlı kitap 50 x 60 boyutlarında ha- zırlanmış olup içinde Melling'- in 48 gravürü, taslakların çizil- diği yerleri gösteren bir plan, 3. Selim'in portresi, lstanbul pla- nı ve Boğaz'ın topografik hari- tası yer alıyor. Aynca Melling'- in aldığı notlara dayanarak ya- zar Ch. Lacretelle'in (1766-1855) yazdığı Osmanlı ya- şama biçimini anlatan bir bö- lüm de eklenmiş. Kitaplıkta sergilenen gravür- ler bu kitaptan seçilmiş ve uzun bir restorasyon çalışmasından sonra hazırlanmış. Kitaphk res- toratörleri, gravürleri, içine "hypoclorit" kanştuılmış saf suyla yıkayıp yine saf suyla 7-8 kez durulayıp kuruttuktan son- ra özel bir katkı maddesiyle ko- lahyor, en sonunda da prese ko- yarak sergi için hazırlıyorlar. Bir gravürü, bu işlemlerden ge- çirmek en az bir gün sürüyor. Sergide ayrıca yer alan, L. Sabatier ve Schranz ünzalı iki li- tograf Paris basımlı olup Bo- ğaz'ın genel görünümünü yan- sıtıyor. Üsküdar'dan bakışla, lstanbul çevresini gösteren üçüncü litograf ise J. Pitmen'- in çizimleri esas alınarak Mr. Clark tarafından hazırlanmış. "Gravüıierde tstanbnl" ser- gisinin maddi ve manevi büyük bir zenginlik içermekle birlikte iki önemli özelliği var: 18. ve 19. yüzyıllarda yabancı gözüyle ls- tanbul görünümü ile çok önemli tarihsel ve kültürel değeri olan bir belgeyi günümüze taşıması. îstanbulDevlet Tiyatrosu Yıldız Sahnesi, Necati Cumalı'nın'Ahmetlerim'iyleaçılıyor Cumhııriyetten günümüze bir kadııı OtKMEN GÜRÜN UÇARER lstanbul Devlet Tiyatrosu Yıl- dız Sahnesi Necati Cumalı'nın "AhmeUerim" adlı oyunuyla açılıyor. Serpil Tamur'un oyna- dığı oyunun yönetmeni Kenan Isık. "Ahmetlerim" Cumalı'nın "Mine" gibi, "Derya Giüü" ya da "Boş Beşik", "Nalınlar" gi- bi çok bilinen oyunlarından bi- ri değil. "Niçin Ahmetlerim?" sorusunu şöyle yanıthyor Kenan Işık: "Ahmetlerim", on beş yıl ön- ce Ankara Devlet Tiyatrosu'nda sahnelenmişti. Şimdi yeniden gündeme geldi. Bugünün tıyat- rosunun daha çok resme, beden- sel anlatıma dayalı olduğunu düşünürsek belki eski bir oyun; bugünün tiyatrosuna pek denk düşmeyen ağır bir yapısı var. "Yeni Dünya Ptak, tarihimiz boyunca halkımızın zulme, sömürüye ve baskıya karşt mücadele direncini dile getiren ve direnç veren türküler/marşlar dizisinin ilkini sunar.' SyRLER.» TURKULER • MARSLAÇ . YENİ BİR DUNYA İÇİN SİİRLER : NAZIM HİKMET (KENDİ SESİNDEN) YAPIM: YENİ DÜNYA PLAK • DAĞITIM: ADA MÜZİK (İST. 5130064/ANK. 1315063) AVRUPA DAĞITIM: TÜRKÜOLA (Tel: 0221 / 35 10 95 • FAX: 0221 / 35 30 52 • KÖLN) Ama bunun yanj sıra çok güzel bir malzeme de var içinde. Ti- yatroda önemli olan da böyle bir malzemenin varhğı zaten. 'Ah- metlerim'de cumhuriyetten bu- güne bir kadının yaşamı ele alı- nıyor. Evet, cumhuriyetle birlik- te kadınımız pekçok haklar el- de etti, ama... Kadını üretimin dışında tuttuğunuz sürece ken- di gücünü, kendi var oluşunu üretime katkıda bulunan bir başkası aracıhğıyla ispatlamaya çalışacaktır. Bu kişi de kadına en yakın erkektir. Abi, koca, oğul... Tarihsel boyutlan dikkat çekicidir Türk kadınımn gücü- nün, etkinliğinin. Oyunda da kadın, kendi başansıyla özdeş- leştirir erkeğin başansım. ömür boyu söyleyemediği şeyleri abisine-kocasına söyletir hep, ama bunun sonunda bir yıkıma doğru gider. Biz bugün bile 'sa- çtnı siipürge etmişliği' meziyet olarak gören bir toplumuz. San- ki bir övgüdür bu, ama acaba saçını süpürge etmişliğin o ka- dındaki yansıması nasıldır? Bunlar önemli sorular, önemli noktalar. Bu piyesi sahnelemek için önemh' nedenlerf' — "Ahmetlerim'i tek perde- ye indirmişsiniz. Bu tiir degişik- likJer çalıştığınız yazarlarla ber- hangi bir soruna yol açıyor mu? — "Yasar Yaşamaz"da da Aziz Bey'in (Nesin) iznini aldık- tan sonra bazı değişiklikler yap- tım. Yorumladığım diğer oyun- larda da yazarlarla bir sorunum olmadı. Bizim oyunlanmız ge- nelde reji yapüarak yazıhyor. Bu bir yerde yönetmeni kısıtlıyor. Kaldı ki bence bir tiyatro metni sahneye çıktığı an tiyatro metni- dir. Eğer yazıldığı gibi duruyor- sa edebiyattır. Tiyatro olması gerektiği için yazılı metin sahne üstüne çıktığı andan itibaren başka bir şeye dönüşüyor. Tiyat- ro yaşayan, akmak isteyen bir sanat. İnsanların önünde giden ni bir kez daha vurguluyor gü- niimiiz tiyatrosunda. — Evet. Batı'da tiyatroyu ayakta tutan insanlar bir orkest- ra şefi gibi ellerindeki parçaya yeni bir bakış açısı getiren insan- lar. Resim kaygısı, resimde ha- reket kaygısı ve bunlann oyun- cuya yansıması, oradan seyirci- ye sıçraması. 20-30 oyuncusu olan bir tiyatronun en az 8-10 yönetmeni var Avnıpa'da. Hepsi çok pariak yönetmenler değil, Serpil Tamur Necati Cumalı'nın 15 yıl önce Ankara Devlet Tiyatrosu'nda sergilenen yâpıtı, 10 ekimden başlayarak Yıldız Sahnesi'nde izlenebilecek. Oyunun yönetmeni Kenan Işık, "Ahmetlerim"i nasıl yorumladığım anlattı. bir sanat. Aynı zamanda da o kadar verici bir boyutu var ki ti- yatronun benim için. Geleceği gösteren, geleceğe yöneük bir sa- nat. İşte bu gerçekten yola çıka- rak bugünün insanına, bugünün dış dünyasına, insan ilişkilerine, gündelik yaşamına nasıl bakarız sorusuyla ister istemez elindeki resmi değiştirmek zorunda ka- lıyor yönetmen. — Bu da yönetmenin önemi- ama içlerinden 3-5 tanesi çıkıyor ve dünyayı altüst ediyorlar yo- rum biçimleriyle. Dünyayı peş- lerinden sürüklüyorlar. Batı'da yönetmen tiyatrosu- nun varlığı yadsınamaz. Bizde de şiddetle ihtiyaç var buna. Ba- kıyorsunuz Büchner'Ier, Shakes- peare'ler, Beckett'ler koyuyorlar sahneye, aynı dönemlerde, yan yana tiyatrolarda. Ama birinci izlediğiniz Shakespeare diğerin- den başka şeyler söylüyor, hem de aynı oyunda. Bu, eldeki me- tinlerde yaşama denk düşen pekçok şey bulunmasından kay- naklanıyor. Bunu yakaladığmız an da zaten o metni yazıldığı dö- nem açısmdan ele alıp oynamak değil de bugünün insanına bir şeyler söyleyecek hale getirmekte yarar olduğu çıkıyor ortaya. Ay- nı şekilde, şu kadar yıl önce ya- zıhnış bir oyunu yeniden ele ala- caksak her şeyden önce bu ye- nidenliğin içinde bizim insanı- mıza, bizim dunımumuza bu- gün ne kadar denk düşüyor, bu- nu irdelemek gerekiyor. Bu da az önce sözünü ettiğirn resim.de- ğişikliğinde çözümleniyor. — "Ahmetlerim"de bu resim değişikliğini yaparken zorlandı- nız mı? — Hayır, çünkü zaten malze- me elverişli. Necati Cumalı'nın bir şiiri var. Bu şiir daha önce yazdığı piyeslerde daha saf ve sade bana sorarsanız. "Mine", "Derya Giilii", "Nalınlar", "Boş Beşik" kapsamlan bakımından çok önemh" piyeslerdir. Sağlam özü olan, tiyatroya çok yatkın piyesleridir yazann. "Anmetle- rim"de de bir şürsellik var. Yir- mi yü önce yaalmış. Sanırım ya- zann kendi annesinden, kızkar- deşinden yola çıkarak yazdığı bir oyun. özü sarsmadan birta- kım teatral değişikliklerin yapıl- ması gerekiyordu daha etküi ve çarpıcı olması için. Şiirvetürkü • Kültür Servisi — Yeni Dünya Plak ve Yayınlan tarafından hazırlanan "Şiirler-Türküler- Marşlar"dan oluşan "Yeni Dünya tçin" dizisinin ilk kasedi yayımlandı. "Yeni Bir Dünya İçin-l"in müzik yönetmenliğîni ve aranjörlüğünü, Ezginin Günlüğü grubundan Nadir Göktürk yapmış. Vokallerde Serpil, Güzin, Ramazan Şirin ve Ahmet Aydoğan yer ahyorlar. Kasette yer alan türkü ve marşlar: "Hayali Gönlümde Yadigar Kalan", "Mahsus Mahal", "Ana Kalbi", "Çökertme", "lşçi Marşı", "Eşkıya Dünyaya Hükümdar Ohnaz", "Oy Zulüm Zulüm", "Ayrüık", "Nefes/Zahit", "Türkiye lşçi Sınıfına Selam". Aynca "şiirler" bölümünde Nâzım Hikmet'in kendi sesinden iki şiiri "Kerem Gibi" ve "Beş Satırla" yer alıyor. TYB'den tepki • Kültür Servisi — Geçen günlerde bir vatandaşın kitap yakarak, Başbakan Akbulut'a sevgisini kanıtlamak amacıyla böyle bir davramşta bulunduğunu açıklaması Türkiye Yayıncılar Birliği'nin tepkisine neden oldu. Türkiye Yayıncılar Birliği adına Başkan Aygören Dirim'in konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, "Bundan önce yaşadığımız. olaylar öğrenemeyeceğimizi gösterdiği için siyasal iktidara işini hatırlatma gereği duyuyoruz. Onun islevselliğini kımyor, vatandaşlanmızı bir kez daha bu konuda düşünmeye çağınyoruz" denildi. Karikatürlerle Türkiye • Kültür Servisi — Kartal Halkevi'nin düzenlemiş olduğu "80'den 90'a Türkiye Gerçeği" konulu karikatür sergisi, bugün saat 17.00'de Kartal Hasan Ali Yücel Kültür Merkezi'nde açılacak. Pazar akşamına kadar açık kalacak olan sergi daha sonra 8-25 ekim 1990 tarihleri arasında Kartal Halkevi salonunda izlenebilecek. 'Çardaş Fürstin' • Kültür Servisi — lstanbul Devlet Opera ve Balesi, geçen sezon ilgiyle izlenen "Çardaş Fürstin" operetini bugün saat 15.30'da sergilemeye başlıyor. Macar besteci Emmerich Kalman'ın ünlü yapıtı 3 perdelik bu opereti Serdar Yalçın yönetti. Altan Günbay'm sahneye koyduğu eserin dekorlarını Sezen Altındağ hazırladı. Operetin koro şefi Yıldız Künutku. Koregrafi ise Selçuk Borak'a ait. "Çardaş Fürstin" operetinde başlıca rolleri Songür Ünal, Gönül Onat, Müjde Turan, Ayşe Iktu, Hale Şaher, llhami Uyanık, Cahit Şaher ve konuk oyuncu olarak Ertuğrul İlgın, Lale Belkıs ve Zafer Önen paylaşıyor. Operet 17 ekim günü saat 20.00'de de izlenebilir. 'Duvar' Ümraniye'de • Kültür Servisi — Ortaköy Halk Sahnesi Oyuncuları bugün "Duvar" adlı oyunu Ümraniye Kültür Merkezi'nde sergileyecek. Topluluğun ortak çalışmasıyla yazılıp sahnelenen ve 12 Eylül'den günümüze yaşanan olayları kesitler hal'nde izleyiciye aktarmayı amaçlayan oyun 15.30 ve 19.00'da izlenebilecek. Işılsoy'un oyunu • Kültür Servisi — Kartal Sanat İşliği Tiyatrosu, 1991 tiyatro sezonunu İsmail Işılsoy'un "Vur Bir Mastika" adlı kabare oyunuyla açıyor. Pendik Atatürk Kültürevi'nde saat 20.00'de başlayacak oyunu Çetin Etili yönetti. Müziklerini Tugay Başar'ın üstlendiği oyunda, Ali Osman Ayan, Çetin Etili, Sonnur Güneş, Şebnem Sönmez, Mustafa Şahin, Serhat Özcan ve Nazım Yılmaz rol alıyor. BUGÜN • Dia gösterisi Ersin Alok'un "Anadolu Tannları" başhklı dia gösterisi ve söyleşisi, saat 15.00'te Kadıköy Kültür ve Sanat Merkezi'nde yapılacak. • Sergi Izzet Keribar'ın "Fas- Izlenimler" adh sergisi Refo Sanat Galerisi'nde saat 16.00'da açıhyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle