Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/16 29 EKİM 1990
RııeVrıın
rnısn un
A B D B a
? k a m
B u sh, Pasîn
liderleri toplantısına katılmak uzere bulunduğu Havvai'de de-
nize girerek Körfez krizinin ve bütçe goruşmelcrinin gergin-
liğini bir parça üstünden atma şansı buldu. (Fotograf: Reu(er)
Diyanet Vakfı
Yurdu'nda
zehirlenme
ANKARA (AA) — Altındağ
Diyanet Vakfı Kız Yurdu'nda
dün yedikleri öğle yemeğinden
28 öğrenci zehirlendi.
Öğle yemeğinde yedikleri etli
patates, pilav ve cacıktan dola-
yı baş dönmesi, karın ağrısı ve
kusma belirtüeriyle ortaya çıkan
zehirlenme sonucu öğrenciler
dün akşam 17.30'dan itibaren
Numune, Hacettepe ve Ankaıa
Hastaneleri'nde tedavi altına
alındılar.
Olaydan sonra öğrenci yur-
dunda incelemeler yapan Diya-
net Vakfı Mütevelli Heyeti üye-
si Rıza Salimbaşoglu, zehirlen-
me bulgusuyla çeşitli hastanelere
kaldınlan toplam 28 öğrenci için
hayati tehlikenin sözkonusu ol-
madığını söyledi.
A t l î i n H ü V l i n i r l î i r •SlewY
ori*'ta yapüan bir at yarışı sırasında joke> Randyr l u a l
• u a v U I u
* l a l
Romero'nun atı bir engele takılarak düştü. Sağ diri kın-
lan at, artık yaşama şansı kalmadığı için oldurüldü. (Fotoğraf: Reuter)
CAROLINE'-
NİN
MATEMİ
BtTMEDt —
Monaco
Prensesi
Carokine, bir
deniz
kazasında
olen kocası
Stefano
Casiraghi
anısına Fino
Mornasco
kö>ünün
kilisesinde
düzenlenen
bir anrna
toplantısına
katılırken,
tavırları ve
giysisi,
'matem'in
hâlâ
bitmediğini
gösteriyordu.
(Fotoğraf:
Reuter)
HABERLERİN DEVAMI
Ana Yörüngede Yola Devam
(Baştarafı I. Sayfada)
Batı'nın Doğu karşısındaki üstünlüğünün tc-
humları bir düşünce devrimi ile atılmıştır. Bu
devrim, Uyanış, Akılalık ve Aydınlanma 'nın
meydana getirdiği iç içe üç halkadan oluş-
muştur.
Tüm sancı ve gelgitleriyle yüzyıllar boyu
devam eden bu devrimci süreçte, eleştirel
düşünce ve bilim, ortaçağın karanlığını ay-
dınlığa dönüştürdüler. Akıl, tabuların ve din-
sel dogmalann tutsaklığından gitgide sıyrıl-
dı. Bağnazlık ve kör inançlann egemenliği
zamanla kırıldı. Hoşgörü ve özgür düşünce
giüikçe serpildi. Uygartığın tşımasıyla birlik-
te, çoğulculuk ye demokrasinin boy atacağı
düşünsel ortarri gelişti.
Batı'yı Batı yapan böytesine bir süreçti.
Buna karşılık Dogu'da uygarlık saatinin
çok geri kalmasının temel nedeni, Doğu'nun
böyle bir düşünce devrirninden yoksun bıra-
kılmasıdır.
Cumhuriyet devriminin tarihimizdeki öne-
mi, bu çerçevede belirginleşir. Atatürk'ün
büyüklüğü, Doğu'yu simgeleyen kısır dön-
günün Anadolu topraklarında kırılmasından
kaynaklanır. Laik cumhuriyetin kurulması...
Şeriatın yerine çağdaş hukukun yerleştiril-
mesi... Devlet ve toplum düzeni ıçin laik an-
layışın öngörülmesi... Bunların tümü, insan
akiının özgürleşmesine ve insanın çağdaş-
laşmasına dönük adımlardır. Türkiye'de de-
mokrasinin düşünsel allyapısının oluşturul-
ması da bu adımlar sayesinde gerçeklik ka-
zanabilmiştir.
Ama ne yazık ki bugün geldiğimiz nokta-
da, cumhuriyet ve demokrasi açısından du-
rum iyi değildir. laikliğe mdirilen darbeler-
le, cumhuriyet içi boş bir kavrama dönüştü-
rülmek isteniyor. Demokrasiye açılan kanal-
lardaki tıkanıklıklar bir turlü açılmıyor. Ortak
bir özgürlük ve demokrasi platformunun
oluşturulması, bu açıdan toplumda yaygın bir
mutabakatın (konsensüsün) sağlanması yo-
lunda hiçbir sistemli çabaya rastlanmıyor.
Günümüzde siyasal iktidar, bu konularda
duyarsız davranıyor. Uygartık saatini geri çe-
virmeyi duşleyen akımlara karşı kimi zaman
seyirci, kimi yerde özendirici tutum alabiliyor.
Ancak bir noktayı bir kez daha vurguiamak
isteriz: Türkiye, ana yörüngesini Atatürk'ün
belirlediği çağdaş uygarlık ve demokrasi yo-
lunda ilerlemeye devam edecektir.
Bunu engellemeye kimsentn gücü yet-
mez.
En büyük bayramı kuthıyoruz
Ankara'da Said Nursi ÖzaTdan
(Baştarafı 1. Sayfada)
sındaydı. •
15 bin kişi aldığı bilinen Ko-
catepe Camisi'nin içinde çok az
bir boşluk kahrken avluda da
2-3 bin kişinin biriktiği gözlen-
di. Polis telsizinde de, mevlidi
izleyenler 15 bin kişi olarak du-
yuruldu.
Mevlit programı, Kuran-ı Ke-
rim okunarak başladı. Bunu,
Ankara merkez vaizi Mehmet
Yüce'nin vaazı izledi. öğle na-
mazının kılınmasından sonra
Yeni Asya Gazetesi sahibi Meh-
met Kutlular yaptığı takdim ko-
nuşrnasında, Said Nursi'nin ha-
yatını anlattı. Kutlular, "Risale-
i Nur Külliyatı ile, Kuran'ın bu
asra bakan manalannı asnn id-
rakine uygun bir tarz içinde tzah
ve tefsir eden Bediuzzaman Sa-
id Nursi Hazretleri, çağımıza
Kuran'ın mührünü vurdu" de-
di.
Said Nursi'nin, "Sinsi bir şe-
kilde gelişen dinsizlik cereyanı-
n« karşı 'iman kurtarma' for-
mttlii etrafında gelişen tnüspet
ve güclü bir raanevi cibat
başlattığını" savunan Kutlular,
Said Nursi'nin risalelerinin 600
bin dolayında çoğaltılarak yurt-
çapında dağıtüdığmı kaydetti.
Kutlular, Risale-i Nur'un
dünyayı saran dinsizlik ve mad-
decilik akımlarau kökünden
yıktığını da Öne sürerek Risale-
i Nur'un eşsiz bir Kuran tefsiri
olduğunu kaydetti. Kutlular,
"Bunun içindir ki bu mıibarek
İslam milletinden, asil gençleri-
mizden milyonlarca bahtiyar,
Nurları okumuş, Nur'a talebe
ohnuştur" diye konuştu.
DemirelMn telgrafı
Kutlular'ın konuşması sırasın-
da Yeni Asya gazetesi çalışanla-
nnın yardımıyla gazeteciler de
caraiye girerek fotoğraf çektiler.
Gazetecilere rnevlidi izleme ola-
nağı da sağlandı. Mevlide gelen
telgraflar içinde DYP Genel
Başkanı Süleyman Demirel'inki
dikkat çekti. Demirel'in gazete
sahibi Kutlular'a gönderdiği
telgrafın metni şöyle:
"Büyük alim ve büyük müfes-
sir Bediuzzaman Said Nursi için
okunacak mevlidi Allah kabul
etsin. Hakkın savıınucusu ve iyi-
liğin yol gostericisi olan Bediuz-
zaman Said Nursi'ye Allata rah-
met eylesin. Saygılar."
Yaklaşîk 15" binfcişifikcami-
nin içindeki balkonlara kadınla-
rın yerleştiği görüldü. Bu arada
kadmlann beraberlerindc getir-
dikleri çocukların caminin için-
de koşarak oynamalan ûzerine
;emaatten uyanlar geldi.
Kutlular'ın konuşmasından
sonra mevlide geçildi. Dua ve
ilahilerin ardından mevlidin
"dcrs" bölümünde, Said Nursi-
nin eserlerinden bûlümler okun-
du.
Mevlit sırasında cemaata
gülsuyu dökülürken, "mevlit
şekeri" yerine de "Ülker hobby"
dağıtıldı.
Mevlit, Said Nursi için indi-
rilen hatimlerle sona erdi. Ha-
timde, "tslamiyeün eskiden ba-
riçten makavemet gördügiine,
şimdilerde ise tehlikenin içten
geldiği"ne dikkat çekilerek Sa-
id Nursi'nin, "Cemiyet gittikçe
basiretsizleşiyor, karşımda müt-
hiş bir yangın var. tçinde evlat-
larım, imamm yanıyor. O yan-
gını söndürmek görevimiz" şek-
lindeki sozlerının "ne kadar
haklı olduğu" savunuldu.
Mevliı, ikindi namazında so-
na erdi. öte yandan cami avlu-
sunda kUçük çapta 'dini
panayır' oluştu. Said Nursi'nin
2 bin 500 lirahk posterleri kapı-
şılırken eserleri de çok sayıda
alıcı buldu. Caminin avlusunda
kurulan çayocağı ve meşrubat
standlarında satış yapılırken Sa-
id Nursi'nin yaşamını anlatan
broşürler de bedava olarak da-
ğıtıldı.
PORTRE / SAİD NURSİ
leriata bağlı Islam
)irliğini savundu
Bediuzzaman Said Nursi,
1876 yılında Bitlis'in Hizan
kazasına bağlı Isparit nahiye-
sinin Nurs köyünde doğdu.
Nurculuk harekeünin önderi
ve 6 bini aşkın eserden oluşan
Risale-i Nur'un yazarı olan
Nursi, İstanbul'da medrese
eğitimi gördu. Ikinci Meşruti-
yet'te "İslamcıuk" hareketi-
nin temsilcileri arasında yer
alarak Volkan gazetesinde ya-
zılar yazdı. İttihadı Muham-
mediye Fırkası'nı kurdu.
1909'daki 31 Mart ayaklatı-
masında suçlu görülerek mah-
keme edildi ve Isparta'ya sü-
rüldü.
Daha sonra Doğuya
dönen Nursi, Bitlis savunma-
sında Ruslara esir düştu. Üç
yıl esaretten sonra Türkiye'ye
dönen Said Nursi, 1925 yılın-
daki Şeyh Sait isyanıyla ilgili
görülerek Burdur, Isparta ve
Emirdağ'da sürgün hayati ya-
şadı. Risale-i Nur yapıtıyla
çağdaşlığın ve laikliğin karşı-
sında ycr aldı, ^erwıa bağiı İs-
lam birliğini savundu. Çeşitli
eserleri nedeniyle soruşturma-
ya uğradı. Eskişehir, Denizli,
Afyon mahkemelerinde yargı-
landı. 23 Mart 1%0'ta Şanlı-
urfa'da öldü. Yeni Asya ilgi-
Hleri, Said Nursi'nin 23 mart-
ta ölmesine karşın niye 28
ekimde Cumhuriyet Bayramı'n-
dan önce bir mevlit okutul-
duğu sorusuna, "Bunda bir
maksat yok. Daha önce 21
ekim olarak karaıiaştırmıştık,
ancak sayım olunca bir hafta
erteledik" dediler. Nursi'nin
mezannın Şanhurfa'da gö-
muldukten sonra 27 Mayıs yö-
netimince alınarak Akdeniz'e
atndığı yolundaki iddialar ise
gazete yetkililerince doğrulan-
madı. Bir yetkili, "Bediuzza-
man'ın vasiyeti vardır, benitn
mezanm bilinmesin diye. Ama
mezarı lsparta'dadır. çok az
sayıda talebesi tarafından bi-
linmektedir, berkese söylen-
meraektedir" diye konuştu.
(Baştarafı 1. Sayfada)
lanarak yürurlüğe girdi.
Özal, bu yasalar konusunda
hukuk danışmanlarının rapor
hanrlamasını beklemeden onay
işlemini gerçekleştirdi. Oysa bu
yasalar daha önce TBMM'ye
geri gönderme ve Anayasa
Mahkemesi'nin iptal işlemlerine
konu olmuştu.
Yasalan onay için 15 gün in-
cdeme'süresi bulunan Özal, da-
ha önce hiçbir yasayı bu kadar
hızlı şekilde onaylamamıştı.
SHP Genel Sekreter Yardım-
cısı Abdülkadir Ateş, Cumhur-
başkanı'run türban ve milletve-
killerinin emeklilikleriyle ilgili
yasalan hızla onaylamasını
"Özal'dan beklenen davranış"
olarak niteledi. Ateş, "Sayın
Özal, kendisinin bir an önce
gecmesini istediği bu yasalan za-
ten onaylamaya hazır bir ko-
nu mda idi. Ancak Türkiye
Cumburiyeü'nin ilkeleri açısın-
dan bakıldıgında bu, cumhuri-
ye Ukelerini korumaya yemin et-
miş bir Cumhurbaşkanf na ya-
kışmayan bir davranıştır" diye
konuştu.
Türbana izin verdiği savunu-
lan yasal düzenlemenin üniver-
sitelerle işlerlik kazanabilmesi
için daha önce öğrenci yönetme-
liklerinde yer alan türbanı ya-
saklayan hükümlerin de kaldı-
nlması gerekiyor. Bu nedenle
üniversite yönetim kurullarının
konuyu görüşerek karar verme-
sinden sonra türbamn geleceği
kesinlik kazanabilecek.
Halen türban, Anayasa Mah-
kemesi karanna dayanılarak
Hacettepe Ünhersitesi, ODTÜ,
Gazi Üniversitesi, Ege Üniver-
sitesi, Çukurova Üniversitesi,
Karadeniz Teknik Üniversitesi,
Mimar Sinan Üniversitesi, An-
kara Üniversitesi ve Akdeniz
Üniversitesi'nde yasaklanmış
bulunuyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı tmren Aykut, üniversi-
telere kıhk kıyafet serbestisi ge-
tiren yasanın "türbanı serbest"
bırakmadığmı belirterek "Bir
değişiklik için teşebbüs edildi,
fakat başaramadüar. Yani du-
nımu değiştiremediler" dedi.
AA'nın haberine göre kanunda
"yürürlükteki kanuolara aykı-
n olmamak kaydıyla" biçimin-
de bir hükmün yer aldığına dik-
kat çeken Aykut, mevcut konu-
lar uygulanacağmdan türbamn
yasak kararuıda herhangi bir
değişiklik olmadığını söyledi.
Aykut, "Bana göre benim an-
ladığım mana bu, mevcut du-
rumda bir değişiklik olmadı"
diye konuştu.
Ote yandan 1982 Anayasası'-
nı hazırlayan komisyonun Baş-
kanı Prof. Orhan Aldıkaçtı,
"Anayasa Mahkemesi bu yasayı
da iptal edebilir" dedi. Aldıkaç-
tı konuya ilişkin ANKA'nın so-
rulannı yanıtlarken Danıştay'-
ın türbanla ilgili olarak daha
önce verdiği bir karan anımsa-
tarak şunları söyledi: "Bu ka-
rar Örnek ahnabilir. Kararda,
kıhk kıyafet serbesttir ama siya-
si bir amaea yöneldiği zaman
kısıtlanabiür' deniliyor. Çıkarı-
lan yasa da iptale müsaittir.
Bence Anayasa Mahkemesi tür-
banı serbest bırakan yasayı ip-
tal edebilir."
(Baştarafi 1. Sayfada)
riyette, insan hak ve özgüriük-
terinin varlığı ve vatand«şlar
arasında hukuk ve siyasal açı-
dan tam bir eşitliğin sağlanma-
sı yasalarla güvence altına alın-
mıştır.
Millet adına ber türlü kanun-
lan yapan, kararlar alan ve yü-
rütme organını denetleyen
TBMM, milletin seçtiği temsil-
cilerden oluşan bir Meclis ola-
rak her konuda söz sahibidir ve
bu üstünlügü de sürecektir.'"
Özal'ın mesajı
Cumhurbaşkanı Turgut özal
da dün yayımladığı mesajla
yurttaşlann Cumhuriyet Bayra-
mını kutlarken, Türkiye ve dün-
yadaki son gelişmeleri değerlen-
dirdi. Türk ulusunun insan hak
ve özgürluklerine bağlılığının
her türlü değerin üzerinde oldu-
ğunu kaydeden özal, "2000'li
ydlara girerken, düşünce ve dü-
şünceyi ifade hürriyeti, din ve
vicdan hürriyeti \e teşebbıis
hürriyetini geliştirmek, sımsıkı
korumak, dunyanın önde gelen
devletlerinden biri olmamızın
vazgeçilmez şartıdır" dedi. Özal
mesajında, Turkiye'nin eğitim
ve sağhk alarunda bir reform ge-
reksinimi olduğuna da dikkat
çekti.
1950'de çok partili siyasal sis-
teme geçişle birlikte ekonomik
ve toplumsal yaşamda da bir
canlanma olduğunu anlatan
Özal, " Aradan geçen 40 >ıl için-
de demokrasimiz acı, tatlı tec-
riibeler yaşadı. Bu tecrubelerden
gerekü dersler almasını bildik ve
demokrasimizi sağlam temeller
üzerine oturtmayı milletçe
başardık" dedi.
Akbulut'un mesajı
Başbakan Yıldmm Akbulut
da Cumhuriyet Bayrarru'nın
67'nci yıldönümü dolayısıyla
yayınladığı mesajında, Turki-
ye'nin cumhuriyetin ilanından
bu yana ekonomik, sosyal, siya-
sal ve kültürel alanlarda kaydet-
tiği gelişmelere değinerek,
"Turkiye'nin kaydettiği geliş-
melerin olağanüstü boyutları,
milletçe duyduğumuz gurur ve
coşkunun ne kadar haklı oldu-
ğunu adeta vurgulamaktadır.
Ote yandan, bu gelişmeler,
cumhuriyetin Türk mÛletinin
tabiat ve şianna uygun olduğu
yolundaki görüşü de dofrula-
makladır" dedi.
İnönü
SHP Genel Başkanı Erdal
tnönii, mesajında 'tartjşmalı bir
cumhurbaşkanlığı dönemi ya-
şandtğına" işaret ederek "Sayın
Özal seçildigi günlerden beri bep
eski partisinin genei başkanı gibi
davranıyor, anayasanın cum-
hurbaşkanında aradığı tarafsu-
lık şartına uymuyor, uymayaca-
ğını da açıkça ilan ediyor, gene
anayasada bulunmayan yetkile-
ri partisi üzerindeki genel baş-
kanhk nufu/undan yararlana-
rak kuüanıyor, Başbakanın, Ba-
kanlar Kurulu'nun yetkilerine
sorumsuzca, sürekli müdahale
ediyor" dedi. tnönü, bu "yetkl
karmaşasının ülkeyi her alanda
maceralara sürüklediğini" belir-
terek Cumhuriyet Bayramı'nın
iktidar ve muhalefct partileri li-
derlerince birlikte kutlanama-
masının bile "tartışmalı cum-
hurbaskanının ülkenin birlik ve
beraberliğine verdiği zararı
gösterdiğini" kaydetti.
Demirel
DYP Genel Başkanı Süley-
man Demirel, cumhuriyeti çağın
gereği olan niteliklere kavuştur-
manm "Ancak hürriyet, adalet,
hukukun üstüulüğii ve millet
iradesinin son söz oltnası ilke-
lerinin zihinlere yerleşmesi ile
mümkün olabileceğini" bildir-
di. Demirel, mesajında şu gö-
rüşlere yer verdi:
"Cumhuriyetimizin 67. yıhnı,
bu )üksek duygu ve ideallerin
hayata geçtiğini görerek idrak
ettiğimiz soylenemez. Cumhuri-
yet fikri ve kavramı özunde tah-
rip edilmeye devam olunuyor.
Halkın yüzde sekseninin deste-
ğinden mahrum bir siyasi heyet,
devleün bütün makam, yetki,
kaynak ve nüfuzunu kullanmak
suretiyle 'halksız bir
cumhuriyet' modelini zorla
Türk toplumuna kabul ettirmek
istiyor. Bugün milletçe yaşadı-
ğımız güçlüklerin kaynagında
böyle bir çarpıklığın bulunma-
sı, gıindelik sıkınülanmızın ar<-
masına neden oluyor. Milletimi-
zin bunu kabulleneceğini san-
mak gaflet işaretidir."
Cumhuriyet Bayramı törenle-
rine katılmayacak olan DYP
Genel Başkanı Süleyman Demi-
rel, cumhuriyetin ülkeye çok
büyük nimetler getirdiğini belir-
terek, uygulamada hatalar olsa
bile müessese olarak cumhuriye-
tin bir kusuru olmadığını söyle-
di.
DYP Genel Idare Kunılu
Merkez Karar Kurulu üyeleri ve
il genel başkanlannın bugun sa-
at 10.00'da genel merkezde top-
lanacaklannı ve kendilerinin de
Cumhuriyet Bayramı'nı kutla-
mak için bir tören yapacaklan-
nı bildiren Demirel, "Cumhuri-
yet Bayramı'na halk olarak gi-
delim. Cumhuriyet cumburun
kendisidir. Cumhuru olmayan
cumhuriyet, halkı olmayan
cumhuriyet, böyle şey olmaz.
Halkı olmayan cumhuriyeti,
halkı varmış gibi bir hale geti-
rirsek, biz o zaman yalancı şa-
Komünist partinin ilk
(Baştarafı 1. Sayfada)
70 yıl boyunca ülegal calışma-
larını sürdüren, ancak 5 ay ön-
ce yasal bir parti olarak kuru-
larak "yeraltı çalışmalan"na
son veren "komünistlerin"
kongresinde bir konuşma yapan
TBKP Genel Sekreteri Haydar
Kutlu, "Komünistlerin ilk yasal
kongresi"nin heyecan verici ol-
duğunu söyledi. Kutlu, "Parti-
mizin Anayasa Mahkemesi'nde
olması bu gerçeği değiştirmez.
Anayasa Mahkemesi'ndekî par-
ti ülegal TBKP değildir. Bu ne-
denle yasal bir partiyi kapatmak
o kadar kolay olmayacaktır.
Dahası böyle bir talihsiz dunım
ortaya çıksa bile söz konnsu
olan parti yine de yasal
partidir" dedi.
Dünyanın köklü bir biçimde
değiştiği gerçeğinin taraşılama-
yacağını anlatan Haydar Kutlu,
hiçbir hükumetin "içeride baş-
ka, dışarıda başka bir politika"
uygulamayacağını söyledi.
Türkiye'deki politik rejimin bu
bakımdan açmazda olduğunu
ifade eden Kutlu, daha sonra
şöyle dedi:
"Ekonomik politikalarda dı-
şa açumacı, içeride ise kapalı bir
rejim uygulanıyor, daha doğru-
su dayatılıyor. Hem 12 Eylülcü
rejimden vazgecilmeyecek, hem
liberalizmden söz edilecek. Bu
iki sandalyede oturma politikası
daha fazla devam edemez. Ön-
ce ekonomi, sonra demokrasi
politikası iflas etmiştir. Eğer
çağdaş ve çoğulcu demokrasi
koşullan yaratılmazsa ekono-
mik yeniden yapüanma da ger-
çekleşemeyecektir.''
Toplumda yeni bir mutaba-
kat sağlanabilmesi için tarihte
açılmış yaraların sanlmasına
öncelik verilmesini isteyen Kut-
lu, "Menderes, Zorlu ve Polat-
kan'dan sonra Deniz Gezmiş-
ler'in yanı sıra istiklal mahke-
melerinde yargüanan Kürt yurt-
severierin de itibarlannın iade
edilmesi" gerektiğini söyledi.
Kutlu'dan sonra söz alan ko-
nuşmacılar, TBKP'nin geldiğı
nokta ile iç ve dsş sorunlar üze-
rinde görüşlerini açıkladılar.
TBKP Bakırköy ilçe kongresi-
ne, HEP ve Sosyalistlerin Bir-
lik Partisi'nden birer temsilci de
konuk olarak katıldı. Yaklaşık
170 üyenin katıldığı kongrede
Selahattin Çangal, Osman Ay-
dın ve Kâmil Süleymanoğln il-
çe başkanlığına aday oldular.
Kongresini siyasi partiler yasa-
sına göre yapan TBKP'de yöne-
tim kurulu adaylan da kongre
sırasında belirlendi. Seçim sonu-
cunda ilçe başkanlığına Osman
Aydın getirilirken, yönetim ku-
rulu da İbrahim Çubacı, Halim
Pekinöz, Ümit Duman ve Zeh-
ra Tan'dan oluştu.
Öte yandan TBKP lstanbul İl
Başkanlığı, Cumhuriyet Bayra-
mı nedeniyle Taksim'deki Ata-
türk Anıtı'na ilk kez çelenk ko-
yarken polis tarafından önce en-
gellenmek istendi. Daha sonra
Emniyet Müdürii ve Beyoğlu
Kaymakamı ile görüşen parti
yetkililerine çelenk koymak için
izin verildi. Emniyet Müdürü
Mehmet Ağar da parti yetkili-
lerinden engelleme için özür di-
ledi ve üzüntülerini bildirdi.
hit, figüran, piyon durumuna
düşeriz. Burada toplanıp, cum-
huriyete olan bağlıhğımızı cum-
huriyet yapma kararldığunızı
ortaya koyalım" dedi.
Ecevit
DSP Genel Başkanı Biilent
Ecevit, cumhuriyetin iki büyük
tehlikeyle karşı karşıya olduğu
görüşünü savunarak "Bu tehli-
kelerden biri, cumhuriyetin de-
mokrasisinin, ulusal bilinç ve
biriigünizin güvencesi olan laik-
liği yıpratmaya yönelik girişim-
lerdir. Dışardan kaynaklanan
bu girişimler. gerek 12 Eylül as-
keri yöneliminin gerek ANAP
iktidannın açtığı kapılardan et-
kinliğini arttınyor" dedi. Ece-
vit, ikinci tehlikenin, "Cumhur-
başkanı Turgut Özal'ın,
TBMM'yi, hüknmeti ve bunla-
nn da ötesinde ulusal iradeyi et-
kisiz duruma getirerek sınırsız
iktidar oluşturma çabası oldu-
ğunu" belirterek Osmarüı döne-
minde padişahlann yetkilerinin
bile, özal'ın son zam:jüarda fı-
ilen elinde topladığı yetkiler ka-
dar sınırsız ve dpnetimsiz olma-
dığı görüşünü savundu.
HEP Genel Başkanı Fehmi
Işıklar, "Cumhuriyetin 67. yıl-
dönümü olmasına karşın, onun
başlıca belirieyici nitelikleri olan
halkçıhk, laiklik ve eğitim bir-
liği gibi ilkeleri yok edilmek is-
tenmekte ve rejim teokratik dü-
zen özlemcilerinin istemleri doğ-
rultusunda değiştirilmeye çalı-
şümaktadır" dedi.
RP Genel Başkanı Necmettin
Erbakan, cumhuriyetin 'milletin
kendi kendisini yönettiği bir re-
jim olduğunu' anımsatarak
"Gerek modern müstemlekeci-
lik rejimleri, gerekse güdümlü
demokrasi rejimleri, cumhuriyet
ile bagdaşamaz. Aynı şekilde
yetkilerin ortak pazara devredil-
mesi de cumhuriyet rejimi ile
bağdaşmaz. Ülkemizde cumhu-
riyet rejiminin tam anlamıyla
var olabilmesi için her şcyden
önce insan haklan üzerindeki sı-
nuiamalann kaldınlması gere-
kir" dedi.
SP Genel Başkanı Ferit Öse-
ver mesajında, "Cumhuriyetin
kazanınüannm ortadan kaldınl-
dığı" görüşünü savunarak
'Türkiye'nin Ortadoğu'da
ABD'nin jandarması haline ge-
tirilmeye çalısıldığını" belirtti.
Ilsever, tarikatlann en önemli
devlet kurumlannı ele geçirdik-
lerini öne sürerek "Terörün, şe-
riatçı tırmanışın, devlet içinde
hızla yayıldığı bu koşuüarda, la-
iklik savunuculannı hedef alma-
sı da çarpıcı bir gelişmedir" de-
di.
Cumhuriyet Halk Partisi Ge-
nel Başkanı Selahattin Bingöl,
"Engeller ne olursa olsun, laik
ve demokratik devlet anlayışın-
dan ödün vermemek ilkelerimiz
ve inancırjuzdır" dedi.
Sargın
TBKP Genel Başkanı Nihat
Sargın, "Cumhuriyeti 2000'li
yülara taşryacak ulusal çapta ye-
ni bir mutabakata, yeni bir top-
lum sözleşmesine ihtiyaç var-
dır" dedi. Sargm, düzenlediği
basın toplantısında, Cumhuri-
yet Bayramı nedeniyle yayımla-
dıkları mesajı açıkladı. Sargın,
"Cumhuriyetin 6Tind yıldönü-
münü kutluyoruz. Bu yasal bir
komünist partisi ile birtikte kut-
lanan ilk Cumhuriyet Bayramı'-
dır. Bu aynı zamanda ülkemizin
ve bütün insanlığın yeni büyük
tercihlerle karşı karşıya olduğu
90'lı yıllann ilk Cumhuriyet
Bayramı'dır. TBKP olarak, 67.
yıl dönümünde cumhuriyetin
çok ciddi bir kriz içinde olduğu-
nu saptıyoruz. Çok farklı bir
dünya konjonktüriinün kalıntısı
olan rejim, demokratik temelde
yenilenmedikçe, Türkiye, yeni
dünya konjonktürünü
yakalayamayacaktır" dedi.
Muhalefetsiz tören
Cumhurbaşkanı Turgut Özal,
bugün saat 8.30'da Anıtkabir'-
deki devlet törenine katüacak ve
saat 9.30'da TBMM'de kutla-
malan kabul edecek. özal da-
ha sonra Hipodrom'daki geçit
törenine katılacak. özal akşam
da Cumhurbaşkanlığı Köşkü'-
nde bir resepsiyon verecek.
Devlet törenlerine katılmaya-
caklarım açıklayan muhalefet li-
derlerinden Erdal İnönü, bay-
ramda İstanbul'da olacak, Sü-
leyman Demirel de Anıtkabir'i
ayn ziyaret edecek.
IHDVle tartışmalı genel
(Baştarafı 1. Sayfada)
olduğu genel kurulda IHD'nin
yeni yöneticileri de belirlendi.
Nevzat Helvacı yeniden genel
başkanlığa seçildi.
DSİ Salonu'ndaki genel kuru-
lun divan başkanlığına Av. Ha-
lit Çelenk seçildi. İHD Genel
Başkanı Nevzat Helvacı, açış
konuşmasında Türkiye'de insan
haklan konusunda hiçbir ciddi
adımın atılmadığını söyledi. Do-
ğu ve Güneydoğu'da yaşanan
olağanüstü hal yöneümini, iş-
kence uygulamalarını,
TBMM'de bekleyen idamlara
ilişkin tartışmalan arumsatan
Helvacı, "12 Eylül darbesinin
toplumsal ve hukuksal alanda
yaptıgı yıkım, etkisini
sürdürüyor" dedi.
Bugün Türkiye'de laik devle-
tin, ciddi bir tehdit altında oldu-
ğunu belirten Helvacı, şunları
söyledi:
"Bu noktaya gelinmesinde 12
Eylül askeri darbesinin önemli
rolü unutulmamahdır. Din ders-
lerinin anaynsa ile zorunlu Vüın-
maa, eğitimin laik anlayıştan
uzaklaştınlması, öğretim biriiği
ilkesinin gözardı edilmesi gibi
yönetimden kaynaklanan tu-
tumlar, olumsuz meyvelerini
venneye başlamış bulunuyor.
Muammer Aksoy, Çetin Emeç,
Turan Dursun ve Bahriye Cçoki
un öldürülmeleri, terörün tüm
toplumu tehdit altında tutmak
için bir yöntem olarak seçildiğini
gosteriyor. Cumhuriyetin temel
niteliklerine titizlikle sahip çıkıl-
malıdır. Can güvenliği ve düşün-
ce özgurluğu en üst düzeyde ger-
çekleştirilmelidir."
"Güneydogu karamameleri"
ile getirilen sürgün, sansür ve
grev yasaklanm da anımsatarak
"Olağanüstü hal bölgesindeki
sorunların çözümıi için baskı ve
şiddetin dozunu arttınnak gibi
bir yolun seçildigi anlasılıyor,
demokratik yöntemlerin önem-
li ölçüde ihmal edildigi
görülüyor" diyen Helvacı, son
Körfez krizine de değinerek şöy-
le dedi:
•Bilindiği gibi insan haklan-
nın en yoğun biçimde ihlal edil-
digi dönemler savaş dönemleri-
dir. Bu nedenle BM Halklannın
Barış Hakkı Bildirgesi ile tüm
devletlere ve uluslararası örgüt-
lere, ulusal ve ulusiararası düzey-
de uygun önlemler alarak, banş
hakkının gerçekleştirilmesine
katkıda bulunmalan çağnsında
bulunmuştur. Halkların banş
hakkını korumak, bu bildirgeyle
her devletin temel yükumlulügü
olarak ilan edilmiştir. Savaşlann
yarattığı dehşet ve korku ile ge-
tirdiği açlık ve sefalet karşısın-
da korkudan ve yoksulluktan
kurtulma özgürlüğü, insanlık
için daha yüksek bir amaç ol-
muştur. tşte bu nedenle biz, sa-
vaş değil banş istiyonız ve bu is-
tegimizi buradan yüksek sesle
ilan ediyonız."
SHP'den Genel Sekreter Yar-
dımcısı Yiğit Gülöksüz. Rıza
Yılmaz, Ömer Çiftçi. Abdülka-
dir Ateş, HEP'ten Genel Başkan
Fehmi Işıklar ile Adnan Ekmen,
Ahmet Türk, Bağımsız Ankara
Milletvekili Kâmil Ateşoğullan
ile çeşitli kitle ve meslek örgüt-
lerinin yöneticilerinin de katıl-
dıkları genel kurulda, ikinci ko-
nuşmayı Işıklar vaptı. Kendisi-
ni, "Ben de tşkence gören, işken-
cede bir böbreği işlevini yitiren
bir insanım" diye tanıtan Işık-
lar, "İnsan haklan mücadelesin-
de anayasa ve yasalardan önce
kendi kafamızdaki saksılan
kıralun" dedi.
SP Genel Başkam Ferit Ilse-
ver de bugün Türkiye'de "gerid
vasalann da gerisinde bir baskı
rejimi uygulandığını" savunarak
atılmak istenen antidemokratik
adımların başanh olamayacağı-
nı, tüm emekçilerin bunu göğü^.
leyerek püskürteceğini söyledi
SHP Genel Başkanı Erdal
tnönü, DYP Genel Başkanı Sü-
leyman Demirelve RP Genel
Başkanı Necmettin Erbakan da
birer telgraf göndererek genel
kurul çalışmalarına başarı dile-
ğinde bulundular.
Kürtçe konuşan
delegeye gözaltı
İHD Çalışma raporu üzerine
söz alan Diyarbakır delegesi Ve-
dat Aydın, konuşmasını Kürtçe
yaptı. Bunun üzerine, salon için-
de ve dışında alınan güvenlik
önlemleri arttırıldı. Aydın, ko-
nuşmasına başlarken divan ise
genel kurula 15 dakika ara ver-
di. Bu gelişme salonda çeşitli
tepkilere yol açtı. Bazı delege ve
izleyicilerin tepkileri üzerine di-
van başkanı Çelenk, "divana bir
güvensizlik duyulduğu izlenimi
edindiğini" belirterek, oylama-
ya gidip güven tazeledi.
15.30 sıralannda salonda bu-
lunan iki sivil polis memuru,
Kürtçe konuşan Aydın'ı gözaltı-
na almak istediler. Delegelerin
protestolan üzerine, bu girişim-
den vazgeçen polis, genel kurul
salonu önünde aldığı önlemleri
.arttırdı. Salonda da çok sayıda
sivil güvenlik görevlisi bulundu-
ğu gözlendi.
Bu gelişmeler üzerine Fehmi
Işıklar ve Abdullah Başturk,
Aydın'ı da beraberlerinde götü-
rerek saJondan aynldılar. Bu
arada dışarıda bulunan güven-
lik güçleri Vedat Aydın'ı gözal-
tına aldı. Aydın'ın konuşmasını
Türkçeye çeviren Avukat Ahme
Zeki Okçuoğlu'nun da gözaltı
na alınmasının ardından Halkın
Emek Partisi Diyarbakır İl Baş-
kanı Avukat Mustafa özer,
"Kürtçe konuşmanın kimse ta-
rafından engelenemeyeceğini"
söyledi. Bu sözlerinden sonra
Özer de Ankara Emniyet Mü-
dürlüğü'ne bağb polisler tarafın-
dan gözaltına alındı.
tnsan Haklan Derneği 3'ncü
olağan genel kurulu, daha son-
ra yapılan seçimlerle sona erdi.
Gece geç saatlere kadar süren oy
kullanım ve sayım işlemleri so-
nucunda Nevzat Helvaa 203 oy-
la yeniden genel başkanlığa se-
çilirken, İHD'nin yeni Merkez
Yürütme Kurulu, şu adlardan
oluştu:
Akın Birdal, Hıdır Oktay, Zü-
beyr Aydar, Yusuf Alataş, Mus-
tafa Ekmekçi, Ömer Faruk Ye-
nigün, lsmet Demirdöğen, Ha-
san Uysal.
Açık görüş kısıtlaması
(Baştarafı 1. Sayfada)
lik grupların dönüşümlü açhk
grevi sürerken aynı cezaevinde-
ki dört kadının da uyarı niteli-
ğinde üç günlük açhk grevine
başladıklan bildirildi.
Sosyaüst Parti'nin Diyarbakır
il binasında 54 tutuklu ve hü-
kümlü yakınının sürdürdüğü ey-
lem ise 17. gününe girdi. 16 ka-
dının, açhk grevi eylemini dok-
tor komrolünde sürdürdüğü öğ-
renildi. SP Nusaybin ilçe bina-
sında cezaevlerindeki grevlere
destek vermek amacıyla 65 tu-
tuklu ve hükümlü yakınının baş-
lattığı eylem 8. gününe girerken
SP Cizre ilçe binasındaki yüzü
aşkın tutuklu ve hükümlü yakı-
nının açhk grevi sürüyor. Sağlık
durumu bozulan Halime Çengel
adlı tutuklu annesi önceki gün
Cizre Devlet Hastanesi'ne kaldı-
nldı. Halime Çengel'i hastane-
ye göturen SP ilçe Sekreteri Ab-
dullah Arısoy, sivil polisler tara-
fından 2 saat gözaltında tutul-
duktan sonra salıverildi. Bistnil
Kapalı Cezaevi'nde 21 siyasi tu-
tuklu ve hükümlünün açhk grevi
9. gününü doldurdu.
Cezaevlerindeki uygulamaları
protesto etmek için eylemler
yaygınlaşırken Çanakkale, Bar-
trn, Aydın ve Nazilli cezaevlerin-
deki açhk grevleri de sürüyor.
Adalet Bakanlığı'ndan dün
cezaevlerine gönderüen bir ge-
nelge ile açhk grevi yapüıyor ol-
sa da bütün cezaevlerindeki tu-
tuklu ve hükümlülerle yakınla-
nnın Cumhuriyet Bayramı nede-
niyle bir günlük açık görüş ya-
pabilecekleri öğrenildi. Ceyhan
Cumhuriyet Savcısı Cumhur
Kayacan, Cumhuriyet Bayramı
nedeniyle cezaevlerinde açık gö-
rüş yapılacağını, Adalet Bakan-
lığı'mn da bu yönde kararuun
olduğunu söyledi. "Açhk grevi
yapanlar açık görüş
yapamayacak" biçimindeki ka-
rarın geçerli olmadığını belirten
Savcı Kayacan, "30 ağustostan
sonra açlık grevi yapanlar için
açık görüş yasağı vardı. Bu yön-
de bakanlığımızın bir genelgesi
söz konusuydu. Ancak dün gön-
derilen bir genelge ile isteyen
herkese 29 Ekim Cumhuriyet
Bayramı'nda açık görüş yaptinl-
ması kararlaştınldı. Bir kısıtla-
ma söz konusu değil. Açık gö-
rüş, koşulsuz serbest bırakıldı"
dedi.