Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 EKÎM 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/15
ATZlRVESl
Türkiye'ye AT yardımı, 1991'e kaldıRoma'da 12 AT üyesi ülkenin devlet ve hükümet
başkanlarımn katılımıyla yapılan zirvede, Körfez krizinden
en çok zarar gören Türkiye, Mısır ve Ürdün'e yapılacak
olan 1.5 milyar dolarlık yardımın 1990 bütçesinden
karşılanmayacağı kesinleşti.
NİLGÜN CERRAHOĞLU
ROMA — ABD Dışişleri Bakanı Ja-
mes Baker'ın AT zirvesi öncesinde 12'li
hükumet ve devlet başkanlanna Türki-
ye, Mısır ve Ürdün'e yapılacak Körfez
yardımının 'ivedi olarak* gündeme alın-
ması için yaptığı çağn sonuçsuz kaldı.
Zirve öncesinde Italyan Dışişleri Bakanı
Gianni de Mkhelis'e bir mektup yazan
ve AT Dönem Başkanı Başbakan Ğiulio
Andreotti'yi bizzat telefonla arayan Ba-
ker, ekonomileri Körfez krizinden ağır
yara alan üç ülkeye yapılacak yardıırun
tümünün gelecek yıla ertelenmemesini ve
lusmen bu yıl yapılmasını istemişti. Özel-
likie Ürdün ve Turkiye ekonomilerinin
aldığı yaraya dikkat çeken ABD Dışişle-
ri Bakanı, ivedi yardımın ambargoda ve
Irak'a karşı cephede herhangi bir çatlak
olmaması açısından büyük önem taşıdı-
ğını söylemişti.
Ne ki, önceki gece 12 hukumet ve dev-
let başkanının katıldığı 'Giustiniani' sa-
KÖRFEZ
Barışçı çözüm
umudu artıyorABD Başkanı Bush, "Körfez'de savaş çıkmadan çözüme
ulaşma şansı var" derken Sovyet lideri Gorbaçov'un
temsilcisi Primakov dün Saddam ile yaptığı görüşmede,
'barışçı çözüm' olasıhklarını görüştü. Irak'ta benzin
karnesi uygulaması kaldırıldı, petrol bakanı görevinden alındı.
Dış Haberler Senisi — Körfez krizi-
nin barışçı >oldan çözülebileceği yönun-
deki görüşler, Sovyetler Birliği Başkanı
Mitaail S. Gorbaçov'dan sonra ABD Baş-
kanı Bush'un yaprığı açıklamalarla agır-
lık kazandı. Bush, Körfez'e yerleştirilen
yabancı askeri güçlerin Irak'ın gözünü
korkuttuğunu ve bu nedenle Irak'ın ba-
rışçı çözümden yana tavır alacağını söy-
lerken Gorbaçov'un temsilcisi Yevgeni
Primakov ile Irak lideh Saddam Hüse-
yin'in Bağdat'ta yaptığı görüşmede, ba-
nşçı çözüm olasılıklan ele alındı. Bu ara-
da, Irak'ta S gün önce uyguJamaya ko-
yulan benzin karnesi kaldmldı ve Petrol
Bakanı AbdüJ Rahim El Çelebi görevin-
den abndı.
ABD Başkanı George Bush, Irak Dev-
let Başkanı Saddam Hüseyin'in kendile-
rine karşı Körfez'de mevzilenen ulusla-
rarası güçlerin "olümiıoe ciddi" olduğu-
nu anlamaya başladığını ve bunun Kör-
fez krizine barışçı bir çözüm bulunması
ihtimalini arttırdığını söyledi.
Bush, Honolulu'da düzenlediği basın
toplantısında, Irak Devlet Başkaru'mn
Körfez'deki kara ve denizde konuşlandı-
nlmış ABD ve diğer müttefik ülkelerinin
güçlerini yeni bir gözle değerlendirdiği-
*toi savundu. Bu guçlenn, Saddam'a sal-
dırganlığa prim verilmeyeceğini göster-
mek için Körfez'e gönderıldiğıni belirten
Bush, "Banşçıl çözüm konusunda, ba-
na ekonomik yaptınmlann etkili oldugu
söyleodi, bu cesaret verid. Bana Sad-
dam'u bir çatışmada kendisine üsttin ge-
lecek guçierie karşı karşıya olduğunu gor-
dügıi soylendi, bu nedenle de sorunun
barıscıl bir çözümii olacağı konusnnda
umutluyum" dedi.
Primakov-Saddam göriişmesi
Sovyetler Birliği Başkanı Mihali
S.Gorbaçov'un temsilcisi Yevgeni Prima-
kov ile Irak Devlet Başkanı Saddam Hü-
seyin arasında dün Bağdat'ta yapılan gö-
rüşmede de Körfez krizine "savaşsz" bir
çözüm bulma konusu ele alındı. AFP'-
nin haberine göre, Primakov Irak üde-
rine, Sovyetler Birliği Başkanı Gorba-
çov'dan sözlü bir mesaj Uetti. Irak ha-
ber ajansı INA, Gorbaçov'un mesajının,
'iki dost iilke arasmdaki iliskiler ve Kör-
fez'deki dunım' konularını kapsadığını
duyurdu. Primakov ile Saddam Hüseyin,.
gündıiz yaptıklan bir saatlik görüşmenin
ardından, akşam da bir araya gelerek gö-
rüşmelerini surdurdüler. Gorbaçov'un
önceki gun Ispanya'da yaptığı "Irak
ynmuşayabilir" sekündeki açıklamanın
ardından gelen görüşme, krize banşçı bir
çözum bulunabilmesi yolunda önernli bir
kilometre taşı olarak kabul ediliyor.
Filistinli kaynaklar, Primakov'un,
Bağdat'ta bulunan Filistin Devlet Başka-
nı Yaser Araiat ile de göruşeceğini belir-
tiyorlar. Filistin Kurtuluş Orgütü Yünit-
me Komitesı üyesi Yaser Aben Rabbo,
Primakov-Saddam görüşmesinin Körfez
krizinin banşçı yolla çözümlenmesi yo-
lunda umut verici olduğunu söyledi.
Rabbo, dün gazetecilere yaptığı açıkla-
mada, Fransa ve SSCB'yi, Körfez krizi-
nin banşçı yolla çözümlenmesi için yar-
dımcı olmaya cağırdı.
Benzin karnesi kaldmldı
Bağdat Radyosu'nun dün verdiği ha-
bere göre, uzmanlann, Irak Devlet Baş-
kanı Saddam Hüseyin'e, rafine petrolde
kullanılan ithal katkı madde stokunun
daha önce belirtilen miktardan daha faz-
la olduğunu ve bunlann üretilebileceği-
ni anlatmasından sonra, Petrol BakMU
görevinden alındı. Haberde, "Petrol Ba-
kanltgı, yanlış bilgi üzerine benzinde kar-
ne uygulaması getirdi" denildi.
Bu arada, Irak Haber Ajansı, görev-
den alınan petrol bakanının yerine Dev-
let Başkanı Saddam'ın akrabası Endüstri
ve Askeri Sanayıleşme Bakanı Hüseyin
Kemal Hasan'm vekâleten atandığını bil-
dirdi.
ABD Başkanı George Bush'un, zirveden önce yaptığı 'Irak
karşıtı cephenin sürdürülmesi ve Saddam etrafmdaki
çemberin daraltılması' çağnsı karşılık buldu. AT ülkeleri,
İrak'ı yalnızlığa terk etme politikasında direteceklerini
'Irak'la rehine pazarlığı yapmayacaklarını' belirttiler.
rayındaki yemekte, Körfez krizini tartı-
şan AT liderleri, Baker'ın çağnsma ku-
lak asmadılar. Körfez konusundaki tar-
tışmalarını tamamen Saddam Huseyin'-
in rehineler politikasına karşı izlenecek
strateji ve savaş tehdidi değerlendirmesi
üzerinde yoğunlaştıran liderler, Türkiye,
Mısır ve Ürdün'e yapılacak yardım ko-
nusuna hiç girrnediler. Dün Roma'da
edinilen izlenim, AT'nin 1990 bütçesin-
den böyle bir yardımın çıkamayacağıydı.
Bu konudaki soruları cevaplayan AT
Komisyonu Başkanı Jacques Delors,
"Üç ölkeye Jansis edilmesi öngörülen
toplam 1.5 milyar dolarlık yardımın ya-
nsı AT bütçesinden, diger yarısı da ulu-
sal katkılarla karşılanacaktır. AT kendi
besabına, yardım için 1991 bütçesinden
pay aytrmayı ongörmektedir" dedi ve
sözlerine, "Her kurumun kendisine öz-
gü kurallan vardır. Bana savgı gosteril-
mesi gerekir. Bizi bu nedenle eleşliren ul-
keler varsa, gereken katkıyı kendi mer-
kez bankalanndan karsuasınlar" şeklin-
de devam etti.
Türkiye, Ürdün ve Mısır'a vaat edilen
AT yardımının 1990 bütçesinden verile-
meyeceğine dikkati çeken İngiliz Başba-
kanı Margaret Thatcher da "yardımın
ivedilikle bir ara>a getirilmesi konusun-
da bfirokratik engelleri öne çıkaran"
yaklaşımına ilişkin olarak AT Komisyo-
nu 'na yazdığı mektup konusundaki so-
rularımızı yanıtladı. Ingiltere'nin bu yar-
dıma karşı olmadığını, bilakis Körfez kri-
zinden ağır yara alan ülkelere yapılacak
olan ekonomik katkıya önayaic olan ül-
keler arasında başı çektiğine dikkati çe-
ken Thatcher, AT'nin karar mekanizma-
sının ağırlığından yakınarak "Paranın
1990'da tahsis edilmemesinin nedeni, AT
ülkelerinin bir karar verip gereken mik-
tarian bir araya getirememesidir. tşte şu
ÇÖL FARELERİ — tngilizlerin en seçkin birlikleri arasında yer alan 'Çöl Fareleri'. Suudi Arabistan çöllerinde de gelenek-
lerini bozmajarak "çay saati'ni aksatmıyorlar. (Fotoğraf: Reuter)
DIŞ BASIN gfcrSctogorkgimcs
Irak'ın çekilmesi, ABD'nin kâbusuSaddam Hüse>in'in Kuveyt'teki ışgal
güçlerini hiçbir şart ileri siirraeden ve ta-
mamen geri çektiğini varsaym. Hiçbir
kanh çatışma olmadığını, zehirli gazlar-
la saldınlmadığını, binlerce sivilin ölme-
sine yol açacak bombalann Irak şehirle-
rine atılmadığmı varsayın. Başkan Geor-
ge Bush'un açıkça talep ettiği geri çekil-
me böylece gerçekleşmiş olurdu. Penta-
gon'daki şahinler bu tür bir olasılığı ne-
den "kâbus senarjo" olarak adlandırı-
yorlar?
Çunku bu tür bir geri çekilme Irak'ın
saldırısı karşısında oluşturulan global ül-
keler ittifakının önemini derhal azaltacak
ve Saddam Hüseyin'in dev ordusuna do-
kunuhnamış olunacak. Suudi Arabistan
Savunma Bakanı'nın işaret ettiği gibi bu
olasılıkların daha kötüsu gundeme gele-
bilir. Irak, geri çekilmesi karşıhğında
ödul olarak bazı komşulanndan Kuveyt'-
in bir kısmıru elinde tutmasına anlayış
göstermelerini isteyebilir.
Nasıl olur da tum dünya, özellikle de
Arap komşuları, başka bir gunün saba-
hında Saddam Hüseyin'in yeni bir saldın
başlatmayacağına güvenebilir? Buna ina-
nılmasa da barışın kâbus olarak algılan-
ması için hiçbir neden yok. Uluslararası
ambargonun Irak'ın Kuveyt'ten çekilme-
sini sağlaması durumunda bir sonraki
amaç, Irak'ın kontrol altında tutulması
olur. Sonuçlan tayin edecek kişi Saddam
Hüseyin değil, krizin sona ermesinin ko-
şullarını belirleyecek olan tüm dünya ol-
malıdır.
anda bu ülkelere gilmesi gereken yardım,
bu karar verflemediği için gerektigi yere
gidememektedir" dedi. Thatcher, aynı
zamanda ileride AT'nin genişlemesi ha-
linde ele alınması gereken ilk Uyelik ta-
leplerinin Turkiye, Avusturya ve Kıbrıs
olduğuna dikkati çekerek bu arada Türk-
iye ile ortaklık anlaşmasının da hemen iş-
leme konması gerektiğini bildirdi.
Thatcher'ın bu noktayı özellikle vur-
gulamasına yol acan neden, zirve kulis-
lerinde Isveç'in de tam üyelik talep ede-
ceğine ilişkin yayılan haberlerdi. Bu ko-
nudaki soruları yanıtlayan Delors, "ts-
veç sosyal demokratlanyla olan ilişkim
ve tsvec deraokrasisine olan hayranlığım
nedeniyle bu olasılığı ancak sevinçle
karşılanm" dedi. Aynı konuya parmak
basan Fransa Cumhurbaşkanı Mitter-
rand da "Isveç külturiıne, tarih ve eko-
nomisine çok sempatitn var, ama bize bi-
raz zaman verilmeli. Neticede, Türkiye
ve Avusturya da 1993'ten once bir cevap
alamayacaklar" şeklintle konuştu. Bu
arada, Almanya Başbakanı Hdmut Kohl
de zirvenin açıhşında AT ortaklanna Al-
manya'nın birleşmesi için gösterdikleri
desteğe teşekkur ederken.Macaristan'ın
tam üyelik niyetlerine yeşil ışık yaktı.
AT'nin 12'lerle sınırb kalamayacağına ve
genişlemesinin kaçınılmaz olduğuna işa-
ret eden Kohl, Macaristan'ın, Almanya'-
nın birleşmesinde özel bir rolu olduğu-
nu ve geçen yıl Doğu Almanlara sınırla-
nnı açarak gördüğü tarihi işlevin unutul-
mayacağını söyledi.
Aslında Doğu Avrupa ülkelerinin ge-
leceği ve Sovyetler Birliği'ne verilecek
yardımın tartışılması için planlanmış olan
bu zirvenin baş gündemini, Körfez krizi
belirledi. Zirve sonunda yapılan dekla-
rasyonda 12'ler, Bağdat'ın bölücü tak-
tiklerine bundan böyle fırsat verilmeye-
ceğini vurguladılar. BM'nin kararlarım
uygulamanın gerektiği konusunda tama-
men göruşbirliği içinde olduklannı, Sad-
dam'ın Kuveyt'ten kısmen çekilmesini
kabul etmeyeceklerini ve bu krizden ka-
zançh çıktığı izlenimi verecek hiçbir ta-
vize yanaşmayacaklannı açıkiadılar. Zir-
venin açılışından önce AT Dönem Baş-
kanı Andreotti'ye bir mektup yazan ve
telefonla bizzat arayan ABD Başkanı Ge-
orge Bnsh'un, "Irak karşıtı cephenin sür-
dürülmesi ve Saddam etrafındakj çembe-
rin daraltılması" konusunda yaptığı çağn
başanlı oldu. 12'ler, irak'ı yalnızlığa terk
etme politikasında direteceklerini vurgu-
ladılar. Bu bağlamda, Fransa'nın kendi
rehinelerini kurtarmak için eski bakan-
larından Qude Cheysson yoluyla gerçek-
leştirdiği operasyon, Kohl, Thatcher ve
Andreotti'nin tepkilerine yol açtı. Zirve-
nin sonunda yayımlanan bildiride 12'ler,
bundan böyle 'üye ülke hükümetlerinin
Irak ile rebine pazarlığı >apmak için tem-
silci gondermeyeceğini' belırttıler. Ital-
yanların Körfez kriziyle Ortadoğu'daki
<ü£er -»orunları aynı çerçevede değerlen-ı
dirmek için yaptıklan çabalar sonuçsui
kaldı. Oysa dönem başkanı Italya, öte-
den beri Körfez sorunuyla Filistin soru-
nunun birlikte ele alınmasından yanay-
dı.
Körfez konusunun yanı sıra üzerinde
durulan acil gundem maddelerinden bi-
ri de Sovyetler Birliği için kararlaştınlan
prensip yardımı oldu. Sovyetler Birlıği'-
nin siyasi, ekonomik ve kurumsal moder-
nizasyon programının yıl sonundan ön-
ce hazırlanması halinde, aralık ayındaki
AT zirvesinde, yapılacak yardımın mik-
tarının kararlaştınlabileceğı belirtildi.
Roma zirvesi, Thatcher'ın karşı koy-
duğu parasal ve ekonomik birliğin kilo-
metre taşlannı belirlemek açısından da
önemüydi. 'Demir Leydi", Il'e karşı tek
oyla kaybetti. Avrupa Para Birliği'nin
ortak bir merkez bankası ile birlikte 1
Ocak 1994'ten itibaren başlatılması ve
uçüncU aşamada ortak para biriminin ka-
bul edilmesi kararlaştırıldı. Ortak para
biriminin kabulu için Delors'un öne sur-
düğü tarih, aşağı yukan 2000 yılıydı.
ELEMAN HABERLERIN DEVAMI
OTOMARSAN
TEKNİK DİREKTÖR
ASİSTANI
ARIYOR
Çok iyi derecede Almanca bilen, tercihan
yurt dışında yüksek öğrenim görmüş,
dinamik, mesleği ile ılgilı değişik
konulara hızla adapte olabilen, beşeri
ilişkılerde başanlı
MAKİNA YÜKSEK MÜHENDİSİ
veya
ENDÜSTRİ YÜKSEK MÜHENDİSİ
aranmaktadır.
Askerliğini yapmış ve 35 yaşını geçmemiş
adayların öğrenim belgeleri ve fotoğrafları
ile Personel Müdürlüğümüze
başvurmafarı rica olunur.
OTOMARSAN A.Ş.
Adres: Burmalı Çeşme Sokak
Askeri Fırın Yolu No:2
Davutpaşa/İSTANBUL
Tel : 567 04 30
MERCEDESBENZ
OTOMARSANMERCEDES-BENZ AG Mamullerı Turkiye Uretıcısı
ve Genel Mumess*
Konuyla ilgıli yüksek okul veya teknik lise mezunu.
bilgisayarda tasarmı yapabilecek, elektronik
alanında en az ıkı yıl deneyimli
KONSTRÜKTÖR RESSAM
ARANIYOR
İlgilenenlerin 176 57 50/154
numaralı telefondan randevu almaları gerekmektedir.
Erkek adayların askerlikle ilişkili olmaması
istenmektedır.
Savunmaya sürpriz atama
(Baştarafi 1. Sayfada)
ket etmişti.
Husnü Doğan'ın Milli Savun-
ma Bakanlığı'na atarnasıyla bo-
şalan devlet bakanlığma ise ki-
min getirileceği açıklanmadı. Bu
göreve teşkilat başkanlığında ol-
dukça yıpranan Orhan Demir-
taş'ın getirileceğine ANAP ku-
lislerinde kesin gözüyle bakılı-
yor. Demirtaş'tan boşalacak
Teşkilat Başkanlığj'na yeni ata-
marun yapılmasıyla Başbakan
Akbulut'un rahatlayacağı da di-
le getiriliyor. Husnü Doğan'ın
dün sürpriz bir sekilde Savunma
Bakanhğj'na getirilmesini yo-
rumlayan bazı ANAP'lılar önü-
müzdeki günlerde hukümet ve
parti ust yönetiminde liberal-
muhafazakâr kavgasının büyü-
yeceğine dikkat çekiyorlar.
Hüsnu Doğan, dun gece ken-
disini telefonla arayan Cumhu-
riyet muhabirine, Milli Savunma
Bakanlığı'na getirildiğinı doğnı-
ladı. Doğan yeni göreviyle ilgilı
olarak "Hayıriı olur, bayırlı
olsun" yorumunu yaptı. Milli
Sa\oınma Bakanlığı'na atandığı-
nı daha önceden bildiğini söyle-
yen Doğan, atanmasının kabine
içindeki dengeleri nasıl etkiledıği
ş^klindeki bir soruya da "Şim-
di bu konuda hiçbir yorum yap-
mak istemiyonım" dedi. Do-
ğan'ın Savunma Bakanlığı'na
atanmasına ilişkin kararname
bugünkü Resmi Gazete'de Cum-
huriyet Bayramı tatili nedeniy-
le yayımlanamayacak.
Eğitim
FREE-LANCE
VVRITERSfl-RANSLATORS
We are in need of versatile free-lancers who wil! cope wi!rı
translations, compılations and even ıntervıevvs for a
prospecîive periodicaJ on business management.
Those ınterested are encouraged to apply in person
to Melıh Cılga a! the address belovv.
Yeniçâfi Sokak, 6/5, Dördûncû Levent, Istanbul 179 6610 (6 lınes)
nhcvKJTABEVl A.S
POKTRE / HÜSNÜ DOĞAN
Aileden
Şirketimizin Ticaret Servisi'nde görevlendirilmek
üzere
ELEMANLAR ARANIYOR
ODTÜ İşletme, Boğaziçı İktisat, İşletme veya İstan-
bul Üniversitesi İktisat Fakültesı mezunu, askerliğini
yapmış, çok iyi derecede İngilizce bilen, ticari lisana
hâkim eleman aranmaktadır.
Tercihen hemen işe başlayabilecek, 35 yaşını aş-
mamış adayların, Ticaret Servisi'ne şahsen müraca-
atlan rica olunur.
SİMKO TİCARET VE SANAYİ A.Ş.
Meclısı Mebusan Cad. No: 125 Fındıklı 80040 Istanbul
Tel- 151 09 00
1. Özal hükümeti
açıklandığı sırada, 6 Kasım
1983 seçimlerinde veto
yediği için milletvekili
olamayan Husnü Doğan'ın
parlamento dışından Tarım
Orman ve Köyişleri
Bakanlığı'na getirilmesi
kimseyi fazla şaşırtmamıştı.
Çünkü hemen her şeyini
borçlu olduğu ve kendisine
"\etim Husnü" diyen
dayıoğlu Turgut özal, onu
her zaman bir yerlere
getirecekti.
1944 yılında Malatya'da
dunyaya gözlerini açan
Hüsnü Doğan, dayıoğlu
özal Ue birlikte ANAP'ı
kuranlardan. Turgut Özal'm
partiyi kurup kurmayacağı
konusundaki çelişkili
doneminde "Agabey, biz de
bir şeyier yapmalıyız" diyen,
zamanın DPT Yabancı
Sermayeler "Daire Başkanhğı
görevini sürduren HUsnü
Doğan'dan başkası değildi.
1980 yılı başmda AP azmük
hükümeti doneminde Turgut
özal'm yükselişi ile birlikte
DPT Yabancı Sermaye
Başkanlığı'na getirildi.
Turgut Özal da o dönemde,
hem DPT müsteşan hem de
Başbakanhk musteşarıydı.
ANAP'ın ilk teşkilat başkan
yardımcılanndan olan,
aynca ANAP MKYK
uyelerinden, 1. Özal
hükumetinin göreve
gelmesinden bu yana Tarım
Orman ve Köyişleri
Bakanlığj yapan HüsnU
Doğan, 28 Eylül 1986'da
yapılan ara seçimlerde
ıstanbul 6. bölgeden
milletvekili seçilmişti. 1987
genel seçimlerinde Izmir
milletvekili oldu. Doğan,
Akbulut hukumetinde
Devlet Bakanuğı görevini
yurutuyordu. İngilizce bilen
Hüsnu Doğan, evli ve bir
cocuk sahibi.
(Baftamfi I. Sayfada)
1.14'üne kadar çıktıktan sonra
1970'li yıllarda da binde 8.3'le
6.3 arasında değişti. 1980'li yıl-
larda ise bu oran, ortalama bin-
de 5 düzeyinde gerçekleşti. Eği-
tim yatınmlarımn aldığı en dü-
şük pay binde 3.6 ile 1984 yılın-
da olurken, bu oranın 1987 yı-
lından sonra tekrar yüksehneye
başladığı görüldü. Söz konusu
oranlar 1987 yılında binde 6.2,
1988'de 6.5, 1989'da ise binde
6.4 oldu. 1990 yılında binde
6.5'e cıkacağı tahmin edilen bu
oramn 1991de ise binde 7.9'a
yükseltilmesi hedeflendi. Sağlık
sektörundeki kamu yatınmlan-
nm ulusal gelirdeki payı ise
1968-69 yıllannda binde 3'lere
kadar çıktıktan sonra 70'li yıl-
larda ise binde 1.8'le 2.4 arasın-
da gerçekleşti. 1985 yılında bin-
de 1.4'e düşen bu oran, 1989'da
binde 2.2'ye çıktı. Bu yıl binde
2.7 düzeyinde gerçekleşmesi
beklenen kamunun sağhk yaü-
nmiarının GSMH'ye oramnın
1991'de de binde 3.7'ye çıkanl-
ması öngörülüyor.
DPl verüerine göre Özal'h
yıllarda kişi başına duşen eğitim
ve sağlık yatırımı harcamalann-
da da önemli gerilemeler
görüldü.
1988 yılı sabit fiyatlanyla ya-
pılan bir hesaplamaya göre
1970-79 arasındaki 10 yılhk dö-
nemde devletçe kişi başına or-
talama her yıl 9 bin 776 liralık
sabit sermaye yatınmı, 4.115 li-
ralık da sağlık yatınmı yapılmış-
tı. 1980-89 aralığındaki son 10
yılda ise eğitim sektöründe kişi
başına yılhk kamu yatınmı tu-
tan yüzde 4.5 oranında azalarak
9.336 liraya, sağhk yatınmı da
yüzde 17.1 azalarak 3.412 lira-
ya indi.