Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 EKİM 1990 HABERLER CUMHURİYET/U
Binlerce yıllık hapishane
• NEVŞEHİR (Cumhurijei) — Nevşehir'in Çat
kasabasında MS 4. ve 6. yüzyıllarda ilk Hıristiyanların
hapishane olarak kullandıkları tahmin edilen bir sığınak
bulundu. Merkez iJçeye baglı Çat kasabasının 3 kilometre
uzağında Karnıyank mevkiinde dik ,bir yamaç uzerinde
bulunan sığınak şeklindeki hapishanede 20 kişinin
kalabileceği belirtildi. Belediye Başkanı Mehmet
Tunçdemir, 20 metrelik geçitlerle ulaşılabilen bu sığınağm
korunacağını söyleyerek "Çok dar girişi bulunan sığınak
tipli hapishanede iki ayrı koridor mevcut. 3 metre
genişliğinde ve 11 metre uzunluğundaki bu birimin taban
kısmı toprakla örtülü durumda. İçeride büyükbaş
hayvanlara ait kemikler bulundu. Ouvarlara özel olarak
oyulmuş, zincir ve başka bağlayıcı görevi gören delikler
mevcut" dedi.
BaykaPı anlatan kitap
• ANKARA (ANKA) — Gazeteci yazar Ahmet
Kahraman'ın eski SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal'ı
anlatan "Hayaletler Prensi" kitabı yayımlandı. Ahmet
Kahraman, eski SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal'ın bir
tür biyografisini yazmayı amaçladığı kitabında, zaman
zaman alaylı bir üslup kullanırken, "Hayaletler Prensi"
kitabı için "Kitabım Osmanlmın son sultanlarından
Abdülhanıit'in ilkelerinin hayalet gölgesine sığınıp bunu
çağımızda sosyal demokratik ambalajıyla yutturmaya
çabalayanlann öyküsüdür" dedi. Kahraman, kitabın
önsözünde Deniz Baykal'ı, "Baykal kaçınılmaz olarak
Türk siyasal tarihinin içinde 'var olan' 'yok'lardan biri
olacaktır" şeklinde tanımladı. Ahmet Kahraman kitabın
önsuzünde, Deniz Baykal'a savunma hakkı için defalarca
başvurduğunu, ancak kendisinin butün talepleri
reddettiğini belirterek "Kitabınızı yazarsınız, sonra bana
getirirsiniz. Incelerim, varsa bir yanlışlık onları
düzeltirim" dediğini belirtiyor.
Alınak'ın soru önergesi
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — HEP Kars
Milletvekili Mahmut Alınak, Meclis Başkanlığı'na verdiği
soru önergesiyle, Grup Yorum'un kasetini
bulundurdukları gerekçesiyle gözaltına alınan 14
yaşındaki A.ö ve O.F'nin durumlarını gündeme getirdi.
Alınak, Başbakan Yıldırım Akbulut tarafından yazıu
olarak yanıtlanması istemiyle verdiği önergede
"Haziranda ölmek Zor" adlı kaseti bulundurmanın suç
olmadığını" belirterek, "Siyasi polis Yargıtay'ı da aşarak
siyasi suçlu yaratınca savcıların yetki ve görevlerini de
askıya almış olmuyor mu?" diye sordu. Alınak,
sorumlular hakkında soruşturma açılması gerektiğini
vurguladığı önergesinde, A.Ö ve O.F'nin beton uzerinde
gözleri bağlı olarak günlerce sorgulandıklannı belirtti.
Ahnak, Başbakan Akbulut'a "M.Ç, N.A, A.Ö ve
O.F'lerin ayıbını daha ne kadar zaman bu ülkeye ve
topluma taşıtmaya devam edeceksiniz? Bu çağdışıhğa ne
zaman son verilecek?" diye sordu.
Bayan Akbulııt'a tepki
• ANKARA (ANKA) —
Istanbul Üniversitesi Hukuk
Fakültesi öğretim üyesi ve
1982 Anayasası hazırlama
komisyonu başkanı Prof.
Dr. Orhan Aldıkaçtı, en az
oy aldığı öne sürülen
Başbakan Yıldınm
Akbulut'un eşi Samia
Akbulut'un Cumhurbaşkanı |
Turgut Özal tarafından
Anayasa Mahkemesi yedek
üyeliğine seçilmesini eleştirdi|
ve "Bu Özal'ın verdiği
demokrasi kültürü
anlayışını, demokrasi
iorunlarını çözuş şeklini gösteriyor" dedi. Aldıkaçtı,
konuya ilişkin sorulan yanıtlarken, "Yasalara göre
gösterilen adayiar arasında en fazla oyu alamn seçilmesi
gerekiyor. Eğer bir kültür düzeni olsa, en fazla oyu alanı
seçerdi. Anlatabiliyor muyum?" dedi. Prof. Aldıkaçtı
Cumhurbaşkanfnın, Anayasa Mahkemesi'ne üye
atamada "o kadar serbest olmadığını" kaydetti.
Deniz Baykal'ın Antalya turu
• ANTALYA (Cumhuriyet) — SHP eski Genel
Sekreteri Deniz Baykal, Antalya'da "seçmenlerle hasret
giderme gezisi"ni sürdürüyor. Dün Kalİcan, Kaş,
Kekova'da partililerle görüşen Baykal, partiiçi .
kırgınlıklannın olmaması gerektiğini söyleyerek, SHP'nin
iktidara gelmesi için hep birlikte çalışacaklarım bildirdi.
Baykal, özellikle partililerin kurultay hakkındaki
sorularını yanıtladı ve "Ben SHP'liyim, partiJiyim.
Siyasette böyle şeyler olur. Aslında ben Genel Başkanlık
için bu yarışa sürüklendira. Ancak böyle bir düşüncem
yoktu" dedi. Baykal, Kaş Belediye Başkanı Musa
Bilgiç'in kardeşinin Demre'de vapılan nişanına katıldı.
Kars'ta 20 tutuklama
• KARS (Cumhuriyet) — Güvenlik güçlerinin Kars'ta
aralıksız sürdürdükleri operasyonlar sonunda yakalanan
20 kişi, yasadışı bir örgüte yardım ve yataklık ettilderi
gerekçesiyle tutuklandı. Kars Valisi Hasan Pakir'den
alınan bilgilere göre pişmanlık duyarak güvenlik
güçlerine teslim olan Bayram Çalışır, Dünya Ulakçı,
Burhanettin Uci ve Hüseyin Çağın adlı yasadışı örgüt
iiyelerinin itirafları sonucu Kars merkezi ve Selim
ilçelerinde yapılan operasyonlarda, örgütü yeniden
canlandırmaya çalışan 16 kişi yakalandı. Tutuklanan 4'ü •
itirafçı 20 sanığın adları şöyle: IHD Kars Şubesi Başkanı,
Kars'ta yayımlanan Mücadele Gazetesi'nin Yazı İşleri
Müdürü Avukat Ayhan Aksüzek, gazetenin eski yazı
işleri müdürü Cafer Darıca, Yukarıdamla köyü muhtan
Musa Çakmak, Latif Mavzer (meraur), Alattin
Menfüloğlu (memur), Şemsettin Bayrambey, Şemsettin
Yıldırım, Bahri Yılmaz, Mevlüt Tabur, Celal Kılıçarslan,
Mehmet Altun, Mirza Yıldırım, Selmani Yıldınm,
Mustafa Türkoğlu, Kerem Yırtık, Halis Ocak.
DGM, PKK'lı sanığı tutukladı
• MALATYA (Cumhuriyet) — Güvenlik güçlerince
Darende ilçesinde yapılan operasyonlarda PKK'lı olduğu
iaviyla gözaltına alınan Haydar Kuş adlı kişi DGM
Savcıüğı'nca tutuklandı. Güvenlik güçlerince 3 ekimde
Darende'de sürdürülen operasyonlar sırasında PKK adına
çeşitli eylemlere katıldığı savıyla yakalanan Haydar Kuş,
dün DGM'ye çıkanidı. DGM yedek hâkimliği, sanık
Haydar Kuş'un PKK'nın Lübnan'daki Mahsun Korkmaz
Akademisi ile Yunanistan'ın başkenti Atina'da bulunan
kamplarına giderek eğitim gördüğünü, daha sonra dâ
Türkiye'ye yasadışı yollardan girdiğinin saptandığını iddia
etti. DGM, Malatya'da iki korucunun silahının gasp
edilmesi, tren tarayarak iki makinistin yaralanması ve bir
jandarma karakolunun taranması eylemlerine karıştığı
savıyla Haydar Kuş'u tutukladı.
Demirel-Cindorukyakınlaşması
DYP'de 'buzlar eridi'Temsilciler Meclisi toplantısında Demirel ile
Hüsamettin Cindoruk arasmdaki gerginlik
giderildi. Demirel, "Cindoruk'u özlemiştik"
derken Cindoruk, DYP'lilere Demirel
etrafmda birleşmeleri çağrısında bulundu.
ANKARA
(Cumburiyet
Bürosu) —
DYP Genişle-
tilmiş Temsilci-
ler Meclisi top-
lantısında, Ge-
nel Baskan Sii-
leyman Demirel ile Hüsamettin
Cindoruk arasmdaki buzlar eri-
di. Cindoruk, DYP'likre, Demi-
rel'in çevresinde toplanmaları
çağrısında bulunurken, Demirel
de "Cindoruk'u özlemiştik"
dedi.
DYP Genişletilmiş Temsilciler
Meclisi'nde konuşan Demirel,
hükümete yönelik eleştirilerini
yineleyerek, şimdi de Anayasa
Mahkemesi'nin hedef ahndığını
söyledi. Demirel, "Yann birta-
kım emir kullanru hakim hali-
ne getirirseniz, bunun kimseye,
sisteme yaran olmaz" dedi.
Demirel, konuşmasmın so-
nunda, DYP eski Genel Başkan
Yardımcısı Cindoruk'u kürsüye
çağırdı. Alkışlar arasında kürsü-
ye gelen Cindoruk, devletin bir
yönetim boşluğu içinde olduğu-
nu belirterek, Batı ülkelerinde ve
sosyalist ülkelerde "Devleti kJm
yönetiyor?" sorusunun sorul-
madığıru vurguladı.
Bugün Türkiye'rün en büyük
sorununun devleti kimin yönet-
tiği sorusu olduğunu kaydeden
Cindonık, "Devleti idare eden
kişi yanlış adreste oturuyor. Bu-
gün devleti idare etmesi gereken
Başbakan'ın arabasımn da arka
koltugu bos. Sadece koruması,
şoförii var arabada" dedi.
Sözü üyelerin alkışlarıyla ke-
silen Cindoruk, "Bu oluş Türk
devlet kimliginin nasıl bozuldu-
gunu gösteriyor. Yanlış bir ida-
re Türkiye'ye getmiş, çökmiistiir.
O kadar ki tarafsıriık ilkesi 1982
Anayasası'nda temel vasfı olan
Cumhurbaşkanı, sadece devleti
degil, siyasal partisini de vönet-
mektedir. Parti içi ihtilaflannda
tarafür, eşiyle birBkte bu siyasal
partiyi de yönetmektedir. Bu,
sonuçta Türk devletinin birligi-
ni, bütünlüğünii tehdit eder, sar-
sar hale gelmiştir" dedi.
"Halef degil haüfe"
Eski Cumhurbaşkanı Kenan
Evren'in anılanna da değinen
Cindoruk, bu anılar okundu-
ğunda devletin neden bu nokta-
ya geldiğinin, devletin demokra-
tik kimliğini nasıl yitirdiğinin
iyice ortaya çıktığını söyledi. Ev-
ren'in, "Hci kurmay subayia bir
orgenerali görevlendirdim. thti-
lali ne zaman yapacağımızı ka-
rarlastırmak için bana zaman
bildirecekler" dediğine dikkat
çeken Cindoruk, şunlan söyledi:
"Bunlar hatıralar degildir, ar-
Uk bunlar itiraflardır. Bunlar bir
devleti çökertmenin gerekceleri.
Karauoyunun önüne yavaş yavas
çıkıyor. İki albayla bir general
iradeyi teftiş ediyor. Darbeye ka-
rar verecekler. Sanki darbe yap-
mıyor, temel atma töreni tarihi
tespit ediyorlar. Atatörk'ün kur-
dugu cumhuriyet bu kadar ilkci
bir düşünceye teslim olmuşsa ve
siyasal yapıyı degtştirmek temel
düşüncesi böylesine sorumsuz
bir hale gelmişse elbette mem-
leket bugün burada olacaktır.
Sebep ve sonuç ilişkisi, bundan
daha güzel anlattlamazdı. Sayın
Evren'i yargdamıyoruz. Kendisi-
ni tarih vargılayacaktır. Ama Sa-
yın Evren'in getirdigi idare bu-
dur. Kendisine halef degil, hali-
fe bırakmışür. Ve bu halife
Türkiye devletini bir macerava
dogru götürmektedir. Burada
bize düşen görev cumhuriyete,
demokrasiye sahip çıkmakbr.
Bir devlet bozulduğnnda düzelt-
mesi zordur. Türldye Cumburi-
yeti bozulmuştur. Devlet keyfi-
yete gecmiş, devletin yönetimin-
de yazıh kuraHar askıya aiınmış-
tir. Devlet keyfi, şahsi idareye,
aUe idaresine geçmiştir."
DYP'nin yapması gerekenin
siyasal boşluğu doldurmak ol-
duğunu kaydeden Cindonık,
başka partilenn iç kavgaları
içinde eridiğinı, temel sorunla-
rın dışındaki ayrıntılarla uğraş-
tıklarını, DYP'nin geçmişinin
Türkiye'rün kurtanlması için ge-
rekçe olduğunu söyledi. Cindo-
ruk, "Birim liderüniz hem eko-
nomik, hem demokratik karak-
teriyle cumhuriyetin simgesidir,
dcmokrasinin teminatıdır" dedi
Cindoruk'un sözlerini ta-
mamlamasmdan sonra yeniden
konuşan Demirel, "Cindonık'u
özlemiştik. Bizi güçlü yapan
inançU birkşmektir. Biz birligi-
mizi, beraberligJmizi kendimizi
daha da ıslah ederek halkın bek-
lentilerine ve çagın gereklerine
uyarak yolnmuza devam edece-
ğiz" dedi.
"ÖZLEMİŞTİK" — Demirel-Cindoruk yakınlaşması DYP'IUeri sevindirdi.
Göreve iadeye engelİçişleri Bakanlığı, yargı kararına rağmen
görevden alınan belediye başkanlarını
görevlerine döndürmüyor. Konya Doğanhisar
Belediye Başkanı İsmail Görgülü ve
Çanakkale Belediye Başkanı İsmail Özay
aklanmalarına rağmen görevlerine iade
edilmediler.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — İçişleri Bakanlığı, çeşitli
nedenlerle görevden alınan mu-
halefet partili belediye başkan-
larını "yüriitmeyi durdurma"
kararlarına ve yargılanıp aklan-
malarına karşın görevlerine ia-
de etmiyor.
26 Mart yerel seçimlerinden
bu yana görevden alınan 11 be-
lediye başkanından, özellikle
"Cumhurbaskam'na ve hükü-
mete hakaretten" suçlu görülen-
ler yargı kararlarına karşın gö-
revlerine döndürülmüyoı. B:
konudaki tek istisna ANAP'h
belediye meclis üyeleri tarafm-
dan "Ozal'a hakaret ettigi" öne
sürülerek, görevden alınması
sağlanan Gocek'in SHP'li Bele-
diye Başkanı Behzat Aktulun ol-
du. Aktulun'un göreve iadesin-
de daha sonra Göcek'e gelen
özal'a takındığı "saygılı tavnn"
etkili olduğu kaydedildi.
Konya Doğanhisar'ın SHP'li
Belediye Başkanı İsmail Görgü-
lü için ise durum farklı oldu.
Görgülü, İçişleri Bakanlığı tara-
fından 24 Ağustos 1990 günü
geçici olarak görevden alındı.
Buna ANAP îlçe Başkanı'mn
oğlu Necdet Yorgancılar ile ara-
sında geçen tartışma neden ol-
du. Görgülü, Yorgancılar'm mü-
dürlüğünü yaptığı Halk Eğitim
Merkezi binasının belediyeye ait
olduğunu belirterek boşaltılma-
sım istedi. Bunun üzerine tele-
fonda tartışma çıktı. Yorgancı-
lar, telefondan gelen sesleri duy-
duğunu iddia eden kişilerle bir-
bkte, devlete, hükümete, Başba-
kan'a ve kaymakama küfrettiği
gerekçesiyle Görgülü hakkında
suç duyunısunda bulundu. Ya-
pılan soruşturma sonucu Gor-
gülü görevden alındı. Görgülü
hakkında 1. Ağır Ceza Mahke-
mesi'nde de dava açıldı.
Ancak Görgülü, Konya İda-
re Mahkemesi'ne başvurarak
yürütmenin durdurulmasmı is-
tedi. İdare Mahkemesi, 19 EylüJ
1990'da yürütmenin durdurul-
ması ve Görgülü'nün görevine
iadesi yönünde karar verdi.
Konya 1. Ağjr Ceza Mahkeme-
si de 28 Eylül 1990 gûnü verdiği
kararla Görgülü'yü beraal
ettirdi.
Bunun üzerine 8 ekim günü
İçişleri Bakanlığı'na başvurarak
görevine iadesinj isteyen Görgü-
lü'ye hâlâ yamt verilmedi. Ko-
nuyla ilgili olarak Cumhuriyet'-
in sorularını yanıtlayan Görgü-
lü, görevden alınmasınâ neden
olan tamklann ifade değiştire-
rek, kendisinin kimseye hakaret
etmediğini belirttiklerini kayde-
derek '*lçisleri Bakanlığı'mn be-
ni göreve iade etmemesinin ne-
denini bir türlü anlayamıyonım"
diye konuştu.
Çanakkale Zaferi törenleri sı-
rasında özal için ayağa kalkma-
dığı ve özal'a hakaret ettiği ge-
rekçesiyle görevinden alınan Ça-
nakkale Belediye Başkanı İsmail
özay'm da hukuk mücadelesi
sürüyor. özay hakkında Çanak-
kale ll İdare Kurulu'nun
"lüzum-n muhakeme" kararı
vermesinin ardından, Danıştay
2. Dairesi "suçun olnşmadıgı"
gerekçesiyle "men'i muhakeme"
kararı vererek özay'm görevine
dönuşüne yesil ışık yaktı. Ancak
özay görevine iade edilmedi.
Görgülü'nün göreve iadesinin
geciktirilmesine Bursa 2. İdare
Mahkemesi'nde açtığı "yüriit-
meyi dardunna" istemli davada,
mahkemenin yüriitmeyi durdur-
ma istemini reddetmesi gösteril-
di.
Bu mahkemede özay'ın gö-
reve iade davasına bundan böy-
le esastan devam edilecek. Özay,
zamanın aleyhine işlediğini be-
lirterek avukatlan aracılığıyla
Bursa Bölge İdare Mahkemesi
1
ne başvuracağını bildirdi.
SHP'li Ersin'in araştırma önergesiMeclis'îe tartışılacak
Özal, mal varlığını açıklasın
SHP tzmir Milletvekili Ahmet Ersin'in
Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve yakınlarının
mal varlığına ilişkin Meclis araştırması
açılması önergesi yann TBMM Genel
Kurulu'nda tartışılacak.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Cumhurbaşkanı Turgut
özal ve yakınlarının mal varlı-
ğına ilişkin Meclis araştırması
açılması önergesi, yann TBMM
Genel Kurulu'nda tartışılacak.
önerge sahibi SHP Izmir Mil-
letvekili Ahmet Ersin, TBMM-
deki görüşme oncesinde, Cum-
hurbaşkanı özal'ı kendisinin ve
yakınlarının mal varlığını açık-
lamaya çağırdı.
Ahmet Ersin ve 24 arkadaşı-
nın "Özal'ın Basbakanlıgı döne-
minde kendisinin ve bazı yakın-
larının edindikleri mal varlıkla-
rıyla ilgili iddialann gerçeklik
derecesini tespit etmek amacıy-
la Meclis araştırması açılması"
için 26 şubatta verdikleri öner-
ge, TBMM gündeminin ilk sıra-
sına ytlkseldi. TBMM Genel
Kurulu salı günleri "denetim" ile
ilgili görüşmeler yaptığı için Er-
sin ve aricadaşlarının önergesi
yann Genel Kurul'da ele alına-
cak. Daha önce Özal'ın mal var-
hğı ile ilgili olarak TBMM'ye so-
ru önergeleri verilmişti, ama
özal'ın ve yakınlanmn mal var-
lığı Meclis kürsüsünde bu denli
geniş biçimde ele alınmamıştı.
Ersin, araştırma önergesiyle
ilgili olarak Cumhuriyet muha-
birine şu değerlendirmeyi yaptı:
"BUindiği gibi ÖzaUar'm mal
variığı 1986 yılında bir işadamı-
mn Zeynep Ozal'a benzin istas-
yonu açması için aracılık etme-
si koşuiuyla Jaguar marka ara-
ba hediye etmesiyle tartışılmaya
başlandı. Sonra bu arabanın
Özal'ın istegiyle geri veriidiği
soylendi. 1986'dan bu yana
Özallar'ın mal variığı kamuo-
yunda tartışılıyor. Bununla ilgili
sayısız soru önergesi verildi.
Meclis kürsüsünde birçok kez
gündeme getirildi, basında peh-
livan tefrikasına benzer şekilde
sıcak lululup anlatıldı. Ama
bunlara rağmen Özallar, mal
varhğım bir türlü açıklamaddar.
Bdkide demokratik hicbirül-
kede olmayan şekilde devletin
yönetimine taiip olmuş bir insan
hakkındaki bütün iddialara,
söylentilere, vazılanlan» rağmen
mal varlığını açıklamıyor. Bu
olay bir karanhk kutu halinde
toplumun gündeminde duruyor.
Üstelik vicdanlan sızlatıyor. Bir-
çok söylenti var, gerek kendisi,
gerek oğullan, gerekse kardeşi
Korkut Özal hakkında...
Artık bu olay Cumhurbaş-
kanlığı makamını yıpratır hale
geldi. Özal'ın başbakan olma-
sından yararlanarak yakınlan-
nın eskisiyle oranlanamayacak
biçimde zenginlestikleri, hatta
yurtdışında mulk edindikleri id-
dialan var. Mal varlıklannın 2 ^
trilyon olduğu yazılıp çiziliyor.
Ama Korkut Özal, 'Ben bu dün-
yada hesap vermem, öbür dün-
yada veririm' diyor."
Ersin, önergenin Cumhurbaş-
kanı özal'ın yanı sıra eşi Semra
Özal, çocuklan Zeynep, Efe ve
Ahmet Özal, kardeşi Korkut
Özal ve eski damadı Asım Ek-
ren'in mal varlığını kapsadtğmı
söyledi. "Özal kendisinin ve ya-
kınlarının mal varlıgiBi ve bun-
lan nasıl edindigini açıklarsa bu
tartışma biter. Önergeyi verdi-
gım günlerde böyle bir acıklama
yaparak konuyu kapatacağını
sanmıştım. ama Özal dört yıldur
aynı tavn sürdürmeyi tercih et-
ti" diyen Ersin, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Özal şimdi bn tartısmalara
son verecek mi, yoksa Meclis-
teki ANAP çogurüugunun arka-
sına sığınacak mı? ANAP'lıla-
ra öneriyorum; artık bu Özal'ı
da aşü, Cumhurbaşkanlıgı ma-
kamını, rejimi zedeler hale gel-
di. Bence 12 Eylül'den önceki
anarşi ve terör, siyasetçikrin tu-
tıunlan yüzanden poiitikayı çir-
kJnkştirmeleri üzerine oturdu.
Ylne aynı tutum, siyasetin tepe
noktalannda oturan insanlann
yüzünden gelişiyor.
Artık bu konuyu kapatalım,
Özal çıksın mal varlığını açıkla-
sın. Bir devlet memunı, bir po-
litikacı bir yolsuzhık yapmadıy-
sa, görevi sırasında yasadışı bir
işlem yapmadıysa, neden mal
varlığını açıklamaz? Ama soyle-
memesi birtakım şöylentileri
gündeme getiriyor. Üstelik bu
iddialann hakhlığı kanısını güç-
lendiriyor."
GUNLEREV KOPUGU
AHMET TÂN
Caz Cuz...ANKARA — Bir Amerıkan şirketinin ticari kampan-
yasına bir ülkenin cumhurbaşkanı onur konuğu olur
mu?
Hele de o Amerikan şirketi sigara üretiyorsa ve o cum-
hurbaşkanı da "sağlığa yaptığı hizmetler" nedeniyle
fahri doktor unvanı taşıyorsa...
Ve hele de söz konusu Amerikan şirketi ile o cum-
hurbaşkanının hükümeti arasında halen sıkı bir pazar-
lık sürüyor ise bu onur konukluğunu sorgulamak
gerekmez mi?
Ve bu "onur konukluğu", yerli tütün üreticisi yönün-
den de kansere karşı mücadele veren sağlık kuruluş-
ları bakımından da umut kıncı değil midir?
Philip Morris şirketinin "Parliament Superband" caz
konserinde Ray Charfes'a. B.B. King'e alkış tutarken
sanmıyoruz ki Cumhurbaşkanı Özal soruna bu pence-
reden bakmış olsun.
Nitekim konser arasmdaki beş dakikalık "sohbet'V
miz Cumhurbaşkanı'nın bu tür bir kaygısı olmadığını or-
taya koyuyordu.
Özal, son on yıida alınan mesafelerden, tabulann kı-
rıldığından, Türkiye'nin "Ooğu'daki Batı" haline gel-
diğinden söz ediyordu.
Eskiden Avrupa'nın doğusuna gidildtkçe yoksulluk
göze çarpardı. Derece derece artardı, şimdi tersi oldu.
Türkiye'ye gelince birden refah yükseliyordu.
Tanık olarak da oğlunu >
gösteriyordu: /H .
"Geçen gün Varşovai V
z a /
'
son on
/
llda
dan Ahmet telefon etti. f'
1
™"
me
!
af
f'
e
f
d
t
n
'
'Baba' dedi, Buras. bizden tebujann kmldığmden.
30 yıl geride. Ne yiyecek ^ ^ " ' P Doğu'daki
var, ne içecek. Halksefalet
Batl f
]
alme
geldığınden
içinde.'"
soz
sdıyordu. Eskiden
Özal, Sovyetler Birliği- Avrupa'nın doğusuna
nin de büyük sık/ntılar için- gidildikçe yoksulluk göze
de olduğunu sözlerine Çarpardı. Derece derece
ekliyor. artardı, şimdi tersi oldu.
Biraz ötemizde Sovyetler Türkiye'ye gelince birden
Birliği'nin Ankara Büyükel- tâ&h yükseliyordu. Tanık
çisi Albert Çernişev, Dev- olarak da oğlunu
let Bakanı Işın Çelebi ile gösteriyordu: "Geçen
ayaküstü sohbet ediyor. gün Varşova'dan Ahmet
Sovyet Sefiri'nin bir telefon etti. 'Baba' dedi,
Amerikan sigara şirketinin 'Burası bizden 30 yıl
promosyon programına ka- geride. Ne yiyecek var,
tılması da, caz konserine ne içecek. Halk sefalet
gelmesi de ilginç. içinde.'"
Onlar da tabu yıkmakla ~ " ~ — ~ ~ - — — — —
meşguller... Ama_ Sovyetler'in tabu
yıkma ameliyesi Özal'ınkınden çok farklı.
Sovyetler'de düzen değişikliği için karar yasama or-
ganından çıktı. Toplumun tüm kurumları bu değişikliği
meşru düzeylerde onayladı. Oeğişiklik buna göre
yürüyor.
Bizdeki tabu yıkma eylemi böyle bir toplumsal siya-
sal karara dayanmıyor. Cumhurbaşkanı'nın kendi kişi-
sel tercihi ile yürütülüyor. Yıkılan tabulardan öncelikle
ve özellikle Özal yararlanıyor.
Cumhurbaşkanı'nın ye oğlunun "gerileyen Doğu
^Avrupa" sözlennde haklılık var. Örneğin daha düne ka-
*dar Türkiye'ye elektrik satan, ekonomik ve sosyal kal-
kınmada örnek gösterilen Bulgarıstan, yoksulluk
batağına düşmüş durumda. Ama bu, Türkiye'nin geliş-
miş olduğundan çok Bulgar sisteminin iflasını ortaya
koyuyor.
Cumhurbaşkanı "birilerine" laf dokundurmak için mi
nedir, sözün bir yerinde, "Eskiden" dedi, Sovyetler
övülürdü. Şimdi Rusların övülecek tarafı pek kalma-
dığı için Saddam'ı övenler ortaya çıktı."
Özal, uyguladığı "aşırı aktif" Körfez politikasına ve
savaşa karşı çıkmayı "Saddam taraftarlığı" olarak ter-
cüme ediyordu.
Tercümenin yanlışlığını bir caz konseri molasında bir
gazetecinin kanıtlaması elbette mümkün değildi.
Özal'a "aklı başında hiç kimsenin Saddamcılık
yapmasının söz konusu olmadığını" söylemekle ye*
tindik.
Değişim güzel şeydi.
Amadeğişim yüreklerde, kafalarda çiçeklenen bir top-
lumsal heyecana dönüşerek yaşanıyorsa güzeldi.
Bir kişinin veya grubun yakaladığı siyasal fırsatlarta
kendi iradesini empoze etmesi değişim olamazdı.
Sovyet Sefiri'nin Amerikan sigara şirketinin düzenle-
diği caz konserini dinlemeye gelmesi değişimdi.
Ama tütünden geçim sağlayan milyonlarca yurttaşı
olan bir ülke cumhurbaşkanının, hele de ön anlaşması
incelemeye alınan bir Amerikan şirketinin sonuçta si-
gara reklamı kampanyası demek olan konserine gitmesi
"değişim" olamazdı.
Olsa olsa "boşvermişim" olurdu.
Güneydoğu'da
operasyon
Diyarbakır'ın Lice ilçesi Kostepe bölgesinde 27
Ekim 1990 günü başlatılan operasyonda
jandarma eri Derviş Demir şehit oldu. Üç
terörist ölü ele geçirildi.
DtYARBAKIR (AA) — Di-
yarbakır'ın Lice ilçesi Kostepe
bölgesinde üç terörist, silahla-
nyla birlikte ölu olarak ele ge-
çirildi. Çatışmada, bir jandarma
eri şehit oldu. Van'ın başkale il-
çesi kırsal kesiminde de bir te-
rörist cesedi bulundu.
Olağanüstü Hal Bölge Valiü-
ği'nden yapılan açılmaya göre,
alınan duyumlann değerlendiril-
mesi sonucu, güvenlik kuvvet-
lerince Diyarbakır'ın Lice ilçe-
si Kostepe Bölgesi'nde 27 Ekim
1990 günü başlatılan operasyon-
larda, bir grup terörist ile kar-
şüaşıldı. Güvenlik kuvvetlerinin
"dur" ihtanna teröristlerin
ateşle karşılık vermeleri üzerine
başlayan ve gece boyunca da
aralıklarla devam eden silahlı
çatışmada, Uç terörist ölü ola-
rak ele geçirildi. Aynı çatışma-,
lar sırasında Jandarma eri Der-
viş Demir şehit oldu.
Öte yandan, güvenlik kuvvet-
lerince Van'ın Başkale ilçesi kır-
sal arazi kesiminde yürütülen
arazi taramaları sırasında, ön-
ceki çatışmalarda yaralanarak
kaçan ve ölmesi üzerine de ar-
kadaşları tarafından araziye gö-
mülen bir teröristin cesedi, bir
el bombası ve bol miktarda ör-
gütsel doküman ile birlikte or-
taya çıkanidı.
Aynca, güvenlik kuvvetlerin-
ce Siirt, Şırnak ve Tunceli'nin
kırsal kesimlerinde yürütülen
arazi tarama çalışmalan sırasın-
da teröristlere ait sığınak ve ba-
nnaklar ile arazide gömülü ola-
rak üç adet uzun namlulu silah,
bu silahlara ait çok sayıda şar-
jör ve mermi, bir telsiz, 25 çu-
val un, 6 çuval şeker, 5 çuval
bulgur, 5 çuval mercimek ile
mutfak eşyalan ve örgütsel do-
küman ele geçirildi.
Bölge valiliği açıklamasında,
ele geçirilen teröristlerin kimlik-
lerini belirleme çalışmalan ile
arama ve operasyonlara devam
edildiği bildirildi.
JAPONGÜLU
İlhan Selçuk
4. bası 10000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yayınlan Türkocoğı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-htanbul
Ödemeli gönderilmez.
TİYATRODA
DEVRİM
Zehra İpşiroğlu
5000 lira (KDV içinde)
Çağdaf Yayınlan Türkocağı
Cad 39-41 Cağaloğlu-tstanbul
Ödemeli gönderilmez.