Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 22 EKİM 1990
Eski Sağlık Bakanı Akarcalı'ya göre artık bazı şirketlerde, sigara içen iradesizler üst yöneticiliğe layık görülmüyor.
Sigaraiçenyöneticiolabilir mi?'Elvada Sigara, Merhaba
Hayat Kampanyası'nın
başlatıcısı eski Sağlık Bakanı
Bülent Akarcah şöyle diyor:
"Sigaraya karşı duyarhğı
topluma mal ettik. Yalnız
Batı'da değil, Türkiye'de de
sigaranın zararları konusunda
kamuoyu şekillenmekte ve
kimi şirketlerde sigara içenler
iradesiz, şirkette üst yönetici
olmaya layık olmayan insanlar
olarak yorumlanmaktadır"
Sağlık Bakanı Halil Şıvgın da
özellikle genç neslin
bilgilendirilmesi amacıyla
toplum liderleri ve eğiticilerin
yanı sıra halk eğiticilerinin de
eğitildiğini söyluyor.
— 2 —
Turklerin tutunle tanışıklığının geçmişi
400 yılı buluyor. İlk kez 1600 başlarında
Venedikli ve Ingiliz gemıciler tarafından
Osmanlı lmparatorluğu'na getırılen tutu-
nun yasaklanması da gecikmiyor. Ilk yasak
Genç Osman doneminde uygulanıyor. Ama
en etkılısi, 1633 yılında Sultan 4. Murat do-
neminde yaşanıyor. Bu yasağa uymayan tir-
yakiler, alışkanlıklarının faturasını olduk-
ça ağır bır biçimde, canlarıyla odu>or. Gu-
numuzde kimse sigara içtiğı için olumle ce-
zalandırılmıyor. Ama çeşitli ulkelerde siga-
ra ve tutun urunlerı ıle ılgili bir dizı kısıtla-
ma bulunuyor. Çunku artık sigara "tehli-
keli madde'' olarak algılanıyor.
Sigara ve tutun urunlerıyle ılgılı kısıtla-
malar; reklam yasaklarıyla başlayıp sigara
satışına yaş sırun getırilmesı, kapalı mekân-
larda ve ulaşım araçlarında içılmesının ya-
saklanmasına dek uzanıyor. Bu yasaklara
uymayanlara ise çeşitli para ve hapıs ceza-
ları verılebıliyor. Yaklaşık 20 ulkede yasa-
lar gereği Radyo \e TV'de sigara reklamı
yapılamıyor.
Kamuya aıt kapalı yerlerle seyahat araç-
larında sigara ıçilmesıne izin verılmiyor.
New York eyaletinde, kamuya açık yerler-
deki sigara içme yasağına uymayanlara 500
dolardan başlayan para cezaları uygulanı-
yor. Fınlandıya'da benzer yasaklara uyma-
yanlara, bir yıl kadar hapıs cezası verilebı-
İiyor. Sıgaraya karşı "duyarlı" olan çeşitli
ulkelerde, sigara içmeyenlerin hakiarını ko-
nımak için ışyerlerinde ozel bolum oluştur-
maktan, lokanta gıbı ortak kullanım me-
kânlarından sigara ıçmeyenler için yuzde 70
oranına varan masalar ayırmaya dek uza-
nan uygulamalar bulunuyor.
Sigaraya savaş
Pekı, Turkıye sigara karşıtı kampanya-
ların neresınde? Sigara yasakları denince,
Türkiye'de sıgara>la en etkin savaşı başlat-
tığı içın akla hemen sağlık eski bakanların-
dan Bulent Akarcalı gelıyor. Bu "savaşı"
yüzünden kimılerınce, 4. Murat'a gonder-
me yapılarak "4. Bulent" olarak da adlan-
dırılan Bulent Akarcalı, "Bu kampanyayı
başlatırken hedefleriniz nelerdi" sorusuna
şu yanıtı verıyor:
"Sigaraya karşı savaş açarken ana bede-
fim Tiırk millelini sigaranın ve tutun kö-
kenti urunlerin zararlanna karşı duyariı kıl-
mak, ve bu konuda ilk adımı atabilmekti.
Alt hedef olarak da sigara içenleri içmek-
ten vazgeçirmek degil sigaraya hiç başlama-
mış olanlan başlatmamay ı hedef almıştık."
13 Şubat 1988 gunu, Sağlık Bakanlığı'n-
ca "Elveda Sigara Merhaba Hayat" sloga-
nıyla başlatılan kampanya ikı buçuk yılını
Sigara içip içmemek gunümüzde bir "irade" sorunu olarak da algılanıyor, ve içenlerin toplumdaki imajı negatife donuşuyor.
doldurdu. "Nereye gelindi" sorusuna ise
Bulent Akarcalı'nın yanıtı şu oluyor:
"Geriye donerek baktığımızda hedefle-
rimize ne olçude ulaşabildiğimiz hususun-
da şunlan soylemek islerim. İlk olarak du-
yarlılık konusunu topluma oidukça malet-
tiğim kanaatindeyim. Bugun yalnız Batı
dunyasında değil Türkiye'de de sigaranın
zararları konusunda kamuoyu geniş şekil-
de etkilenmekte ve kimi şirketlerde, mese-
la sigara içenler iradesiz, şirkette ust yöne-
tici olmaya layık olmayan insanlar şeklin-
de yorumlanmaktadır. A>nı şekilde şehir-
lerarası olobüslerde sigara içilmeyen sefer-
ler duzenlenmekte ve her geçen gun o tes-
pit ettiğimiz duyaıiılık hedefi genişlemek-
tedir. Hiç başlamamış olanlann sigaraya
başlamasını onleme hedefi hakkında, elim-
de doneler olmadığı için fazla bir şey so>-
leme imkânım yok. Ancak gençliğin, sağ-
lık konularına giderek daha duyarlı oldu-
ğunu kabul edersek bu konuda da duyarlı
olabileceğini kabul etmek mantığa ters duş-
mez."
Akarcalı'nın bakanhk görevinden ayrıl-
masından sonra Sağlık Bakanlığı'nın siga-
ra kampanyasının "eski hıanı" yıtirdiği ka-
muoyunda yaygın bir kanı. Bakanukça sur-
durulen çalışmalar ile ilgili bilgileri Sağlık
Bakanı Halil Şıvgın veriyor:
"1989 yılında, illerdeki akıl ve nıh sağ-
lığı şube mudurluklerinin yeniden duzen-
lenmesi çalışmalanndan sonra 3 Mart 1989
tarihinde 5901 sayılı 'Yataklı ve Ayakta
Tedavı Kurumlarında Sigara tçılmemesr ile
ilgili genelge çtkanlarak tum sağlık kurum-
larına gonderilmiş ve bunun takibi ile her
kurumdan bir sorumlu kişi görevlendiril-
miştir."
Rutin hizmet
Sağlık Bakanlığı'nın konu ıle ılgih çeşit-
li sempozyumlar düzenledığını hatırlatan
Şıvgın son olarak şunlan söyluyor:
"Kampanyalar, konuya halkın ilgisini
çekmek amacıyla duzenlenir. Asıl amaç,
konunun işlenerek gundelik rutin hale ge-
tirilmesi olduğundan bakanlığımız sigara-
nın zararlanna >onelik faaliyetlerini rutin
hizmet halinde surdurmeye devam etmek-
tedir. Daha sağhklı bir toplum yetiştirilmesi
amacıyla başlatılan bu çalışmalardan son-
ra bakanlığımız, şimdi egitim ve tanıtım fa-
aliyetlerini diğer ilgili kurum ve kuruluşlaıia
koordineli çalışmalar halinde devam etti-
rerek konunun onemine halkın ilgisini çek-
me amacındadır. Özellikle genç neslin bil-
gilendirilmesi amacıyla sağlık personelinin,
toplum liderlehnin ve eğiticilerinin vanın-
da halk eğitimleri de surdurulmektedir."
Türkiye'de sigara ve tutun urunleriyle il-
gili kısıtlamalar yasal bır çerçeve içinde bu-
lunmuyor. Radyo ve televızyonda belki si-
gara reklamı vapılamıyor. THY'de ıç hat
uçuşlannda sigara ıçme yasağı uygulanıyor.
Ama bu kısıtlamaların hukuksal bir çerçe-
vesi bulunmuyor. Bu konuyla ilgili gerekli
hukuksal duzenlemelerin yapılabilmesi için
TBMM'ye verilen üç yasa onerisi bulunu-
yor.
llki Istanbul Milletvekili Reşit Ülker ve
arkadaşlarınca 1986'da verilen yasa oneri-
lerinin ikıncisinde Adana Milletvekili Cfi-
neyt Canver ve arkadaşlannın imzası bu-
lunuyor. Uçuncü ve son öneri ise 1989 ta-
rihlı, "Sigara, Tutun ve Tutun Mamulle-
rinin Zararlı Alışkanlıklanndan Koruma
Kanunu Teklifi". Veren, Istanbul Millet-
vekili Bulent Akarcalı ve 41 arkadaşı.
Bu yasa onerisinin gerekçeleri arasında,
Dunya Sağük Orgütu'nun, "Sigara içen bir
kimse, bu dumanı teneffus etmek zorunda
kalan diğer kişileri de >üzde 40 üa yiızde
80 oranında zehirlemektedir" ifadesi de bu-
lunuyor. Yasa onerisinde, "Sigara içilme-
si yasaklanan" yerler şoyle sıralanıyor:
"Sağlık, eğitim-öğretim ve kültur hizmeti
veren yerler ile spor salonlarında ve toplu
taşımacılık yapılan her lurlu nakil vasıta-
ları ve bunlann bekleme salonlarında tah-
sis edilecek yerler dışında sigara, tiıtun ve
tulun mamulleri içilemez. Resmi kurum ve
kuruluşlarda da yukandaki fıkra hukmii
uygulanır."
Yarın: Sigara ve hukuk
MÜZtSYEN BARIŞ MANÇO
Evde içtirmemTelevizyonda yaptığı "7'den 77'ye" adlı programda zaman zaman sigaranın za-
rarları uzerinde "mesajlar" veren Banş Manço, yaklaşık 10 yıldır sigara içmiyor.
17-18 yaşlarmda "zamanın modasına" uyarak cebinde Amerıkan sigaraları taşımaya
başlayan, daha sonra tiryakilığe dönuşmese bile yarunda sürekli paket taşıyan Manço,
sigara karşıtı kampanyalar uzerine şöyle düşunüyor:
"Sigara içmeyenlerde, en azından bende sigaranın yasaklanması gibi bir saldır-
ganlık yok. Sadece bize, sigara içmeyenlere dokunulmasın yeter. Moda'daki evi-
min girişinde 4 lisanda, sigara içilmediğini gosteren bir yazı var. Bizim evde sigara
içilemiyor. tçmek isteyen bahçeye çıkarak orada içiyor. Bu benim en doğal hak-
kun. Çünku kimsenin sigara içmesine karısmıyorum. Sadece benim evimde içilme-
sini istemiyonım. Bu bir yaklaşım. Çunku ben ecelimle olmek istiyorum. Başkala-
nnın beni öldurmesini istemiyorum. Ayrıca bu tavır yalnız sigara)la ilgili değil, ge-
nel olarak kirlilikle de ilgili. Benim zaten genelde çevreci bir yaklaştmım var. Ko-
rumacı hatta muhafazakâr bir yanım var. Bu eski yapılarla da ozde-şleşivor, kelay-
nak kuşlanyla da... Dolayısıyla bir çevrenin korunmasında sigara gibi tum öteki
kirli gazları da yabana atamazsınız. Hazırladıgım programın sadece Adam Olacak
Çocuk bolumunde, çocuklann ağzından anne babalara mesaj veriyorum. Hiç ol-.
mazsa evlerde çocuklannın odasında içmemeleri ya da daha az içmeleri için. Çun-
kii ben aslında propaganda yoluyla, yayın yoluyla insanları birtakım şeylerden vaz-
geçirmenin kolay olmadığı kanısındayım. Ama sigara karşıtı olan butun o ulkele-
rin de paranoya gecirdiğini zannetmiyorum."
YAZAR MURAT BELGE
Aşırı baskı varYazar Murat Belge, 18 yaşından beri sigara içiyor. Şimdiye dek 2 kez bırakmaya
girişmiş, ama bunu başaramamış. Halen gunde 2 paket Gitane içen Belge, "Sigara
icmek iyidir demiyorum. Ama sigara içme hakkını savunuyorum" diyor. Sigarayı
bırakma girışimlerini, "Bir seferinde spor yapmaya başlayacaktım, onun için bı-
raktım. İkinci \e son denememde ise ilk çocuğumuz olacakken eşimin bırakması
gerekiyordu, ben içersem bırakması zor olur diye bıraktım. Ama ikimiz de ancak
1 ay idare edebildik" sözleriyle anlatan Belge, şoyle surduruyor:
"Sigara içenler uzerinde muthiş bir baskı var. Bence bu baskı aşınya gidiyor. Me-
sela lngiltere'de birtakım evlere gittigimde sigara içemiyorum. Bir kez kışın verilen
bir partide bahçeye çıkarak sigara içebildim. Birtakım ofislerde içilmiyor. Çok si-
nirleniyorum."
"tleride sağlık nedenıyle sigarayı bırakmak zorunda kahrsanız, nasıl davranırsı-
nız?" sorusuna, "Bu konuyu hiç duşunmemeye çalışıyorum. Mecbur olursam ber-
halde b'rakınm ama, çok kesin bir mecburiyet olması lazım. Herhalde hayatımın
biiyiik bir kısmını kaybetmiş gibi oluram" yanıtmı veren Belge, sigarayla olan dost-
luğunu ise şöyle anlatıyor:
"Ben Gitane'ı tanıdıktan sonra asıl sigara zevkim başladı diyebilirim. Öteki si-
garalar bana Gitane gibi keyif vermiyor. Gitane'ı bir aşk ilişkisi halinde içiyorum.
Tadı, kokusu çok hoşuma gidiyor."
Sigara karşıtı kampanyalara "farklı bir boyuttan" bakan Belge, İnsanlar aslın-
da sağlığın falan otesinde, duşmansız yapamıyorlar. Sigara ıçmeyenler muthiş bir
anti sigara ideolojisi geliştiriyorlar. Sigara içenleri toplumsal suçlu durumuna so-
kuyorlar. İnsanlarda bir linç etme istegi var. Bir anlamda sigara içenleri linç
ediyorlar" diyor.
THY HOSTES DERNEĞİ BAŞKANI NEŞE KOCAOĞLU
Yolcu yasağa alıştıSağlık Bakanlığı'nın "Elveda Sigara Merhaba Hayat" sloganıyla sigara karşıtı
kampanyaya başlamasınm sonuçlarından birisi de THY'nın ıç hat uçuşlarında si-
gara ıçılmesını yasaklaması oldu. Hem nikotin bağımlılığından hem de uçuş kor-
kusundan 45-50 dakikalık uçuşlarda bile 4-5 sigara birden içen tiryakiler, bu duru-
ma çok zor alıştılar. THY'nin sigara içme yasağı başladığı zaman, bu yasağı
"delmeye" çalışan yolculara da sık sık rastlanıyordu. THY Hostes ve Kabin Me-
murları Dcrneği (TASSA) Başkanı Neşe Kocaoğlu, bu konuyla ilgili izlenımlerini
şöyle anlatıyor:
"Sigara içme yasağına once butun yolculanmız çok buyuk tepki gosterdOer. Çunku
uçuş korkusu yüzünden yolculann hepsi sigara içmek istiyor. Ama şimdi bu yasa-
ğa çok alıştılar. Önceleri tuvalete giderek orada içmeye yeltendiler. Bir iki kez tuva-
letteki vangın alarmı, duman ikaz sistemleri çalışınca çok korktular. Dolu bir uçakta
sigara içmeye yeltenen yolculan diğer yolcular, norraalde sigara içtikleri halde ya-
sağa uyarak uçakta içmeyen yolcular da ikaz ettiler.
L'zun zamandır uçaklarda sigara içiimedigi için uçaklarunız artık daha temiz bir
hale gelmeye başladı. Bu yasagın konulması aslında bizim için de iyi oldu. Çiınkü
iç hatlarda uçuş yaptığımız zaman gun boyunca hiç sigara içmemiş oluyoruz."
Mlsm
'DAN
Mısır'ın tarihsel beşiği: Krallar VadisiMISIRDAN
İZLENİMLER
— 2 —
KÂNİ EKŞÎOĞLU
KAHİRE — Mısır'ın başken-
tinde, Kızıldeniz kıyılanna gelin-
ce Suudi Arabistan'ın batı tara-
fında kalan bir kentle karşılaşır-
sınız: Hurghada. Mısırlılar bu
kentı şimdi bır turızm ussune
donuşturmek ıçın kolları sıva-
mışlar. Hurghada, de\ bır şan-
tiye gıbı.
Teknolojinin en son harikala-
nyla işin ustesinden gelecekler.
Kısa zamanda kıyılar kımıl kı-
mıl kumlarla dolacak. Başka se-
çenekleri yok. Bu hummalı et-
kinlik yuzunden dinamit sesle-
riyle nefes nefesesiniz. Tıpkı bir
savaş ortamında gibi.
Turistler Saddam'ın bir deli-
lik yapma olasılığından korku
ve endişe ile dopdolular. Zaten
Mısırlılar bir TV kanalını Sad-
dam'a ozgüledıklennı ve bu ka-
naldan ona "delilik" enjekte et-
tiklerini savhyorlar. Amaçları
Saddam'ı çıldırtmak. Hani bir
sağlama kırk kez deli demek gi-
bi, Saddam'a da ayru yöntemi
uyguluyorlarmış. Soylentiler
doğruysa kuşkusuz.
Saddam'ı çıldırtmak ne den-
li çözum. Ortadoğu ıle Korfez'-
deki bunalun Saddam'ın çıldır-
tılması, giderek -Bush'un planı
doğrultusunda- yaşamını yıtir-
mesiyle durulabilecek mi?
Bush'un hesabı Körfez'e uya-
cakmı? Kuşku yok, şimdılik
Bush en kazançlı olanı. Bizler
dahil Mısır, Suudi Arabistan ve
öteki körfez ülkeleri ekonomı-
lerinin ipini Bush'un eline tutuş-
turdular. Kimileri belki bıraz da
yalvararak. Artık Bush'un ne-
fesi her sabah ensemizde soluk-
lanıyor, Saddam'ın kıhcmdan
daha da beter ve etkin olarak.
Hurghada'nın "bitmiş" tesis-
leri olabüdiğınce çekıcı. Zaten
daha şimdiden Batılı turistleri
bünyesinde toplayabilmiş. Gi-
EĞLENCE GEMİSİ — Nil'deki gezinti gemisi. Kokteyl salonu ve restorantıyla eğlence merkezi.
derek seyrek de olsa ustsuzler
bile var. Mıstr bu yönden eğili-
mini (tercihinı) belirlemiş sayı-
labilir mi? Çunkü bir yandan Is-
lami ağırhk üzerinden kaldınla-
bilmiş değil. Islami ağırlığm ön-
de, çok onde bulunduğu söyle-
nebilir. Bu yönden Mıstr da tıp-
kı bizdeki gibi ikı cami arasın-
da "binamaz". Belki doğrusu
da bu. Çağırruzın usları şaşutan
kurnaz, somurgen, çıkarcı, iki-
yüzlu ve çoğun devekuşu poli-
tikalarının gundemden inmedi-
ğı hesaba katıürsa...
Hurghada'nın kıyılanm kum-
layacakları ve böylece Kızılde-
niz'in görkemli mavilıklerine ye-
ni renkler katacakları kuşku go-
turmüyor. Ama kentin arka
sırtlannı da yeşile çevirebilecek-
ler mi? Bu biraz guç. Mavi ka-
dar yeşile de olan gereksinimin
karşılanması şimdilik duş gibi.
Ola ki Mısırlı varsıllar petrolun
yeşîlini doğanın yeşiline donuş-
turme gucunu gösterebilirler.
Çağımızda "imkânsızla" sart-
lanmak doğnı değil.
Gerçekten burada Nil'in ye-
rine Kızaldeniz var, ama pira-
mitler ne olacak? Piramitler
şimdilik Hurghada'dan çok çok
uzaktalar. Mısır piramitsiz,
Nil'siz de yaşayabileceğini
Hurghada'da kanıtlayabilecek
mi?
Nil'den çıkan Kleopatra
Evet. Nil'in kocaman bir
ağaç kökünu anımsatan delta-
sıyla görkemli ağaç govdesinı
anımsatan uzantısı nasıl ki Mı-
sır'ın l.ö. 4000'li yıllardan »çe-
len varsü uygarhğmın çatısında
ekonomik bir varlık olarak ya-
şamına canlılık katıyorsa; Mı-
sır'ın petrole seçenek tuttuğu tu-
rizm de Hurghada'da yepyenı
bir canlılık ve dirilik getirecek-
tir. Çunkü artık her şey ekono-
midir, paradır. Petrol değilse tu-
rizmdir...
Nil, Luxor'da da yaşam kay-
nağı... Kleopatra'nın olümu
Nil'i fazla etkilememiş bile.
Çunku o, öncesi büinmez bir ta-
rihten beri çağıltılannı hiç, ama
hiç eksiltmemiş.
Luxor gerçekten%
Mısır'ın
onemli yerleşim alanlanndan bi-
ri. Nil vadisinden eksilmeyen
yeşillik Luxor'da daha bir diri-
leşiyor. Vadiler genisleyedurur-
ken çeşitli ve verimü bitkiler o
çöllerden sonra insana huzur ve
rahathk katıyor. Belki de bura-
daki bitki ve yeşillik dunyada-
kilerden bu nedenle daha bır et-
kileyıci. Karalahanalann süsle-
diği Nil kıyılan açlığa sunger çe-
kiyor.
Yolumuz Krallar Vadisi'ne
doğru. Oysa önumuzde Asvan
kenti var. Bu kentin, Mısır'ın
olduğu kadar dunyanın da en
önemlı barajlar kenti olduğu
soyleniyor. Oraya tam tamına
156 km kala sağa kıvnlıp Kral-
lar Vadisi'ne yoneliyoruz. Mı-
sırlılan şimdi daha çok sevme-
ye başlıyorum. Çunku onlar
Nil'in oradaki en genış yerine
görkemli bır köpru kurmuşlar.
Oysa kopru en dar olan yere ku-
rulmaz mı? Hayır, köprü yapı-
mı Mehmet Ali Paşa dönemine
rastlıyor. O yaptırmış. Orada ve
Mısır'ın petrole seçenek tuttuğu turizm,
Hurghada'ya yepyeni bir canlılık ve
dirilik getirecek. Çünkü artık her şey
ekonomidir, paradır. Petrol değilse,
turizmdir. Belki Mısırlılar petrolun
yeşilini doğapn yeşiline
dönüştürebilirler.
Krallar Vadisi'nin çağdaş yerleşik adı
Esna. Burası Mısır uygarhğının
tartışılmaz tarihsel beşiği. Inanıimaz
tarihsel varsılhklarla dolu. Bütünüyle
dolaşmak, görmek günleri alabilir.
Krallar Vadisi'nde, sıradan bir soylunun
piramidi bile görkemlidir.
Napolyon'un 1798'lerde Mısır'a
saldırmasının izlerine rastlamamak
mümkün değil. Birçok yerde, Fransızca
geçerli dil gibi sanki. Mehmet Ali Paşa
hakkında ise kötü söz eden yok.
amacı somutlaştınrken Mısır'da
da ulusal ayaklanmalar belirgin-
leşmeye başlamıştı. Şimdi Mısır
ay-nı ulusalhğm sıcaldığına sabip
çıkabilmekte midir? Kuşkusuz
bu sorunun yanıtmı bizler dahil
yirminci yuzyılm başlanndan
beri bağımsızlığım kanıyla ka-
zanmış bütün devletler vermeli,
verebilmelidirler... Lozan banş
könferanslarının tutanaklarına
kısa bir göz atmak hepimiz için
ibret verici b» anımsama ola-
cak tır...
öteki yerlerde Mehmet Ali Pa-
şa bilinen bir isim. Onu kötüle-
yip eleştiren pek yok gibi. Üs-
telik kötüleyip eleştirmenin pra-
tik yararı var mı? Bu kural Ha-
çepsut için de firavunlar ıçın de
Kleopatra için de Nasır ve Sedat
için de geçerli...
1798'lerde Napolyon'un Mı-
sır'a saldırmasının izlerine rast-
lamamak mümkun değil. Bir-
çok yerde Fransızca geçerli dıl
gibi sanki. tzlenımim o ki tngi-
lizce bütün Mısır'da ikincil bir
dil.
Mustafa Kemal, tstanbul'da
emperyalistlere "tesliın" padi-
şahı "gaflet" uykusundan nasıl
uyandırabilirdi? Oysa Anado-
Iu'yu örgütleyıp ulusal dırenişi
başlatmak en ussal olanıydı.
1919'larda Mustafa Kemal bu
Krallar Vadisi'ne gitmek için
Esna'dan geçmek zorundasınız.
Daha doğrusu Krallar Vadisi'-
nin çağdaş yerleşik adı Esna.
Orası Mısır uygarbğmın tartışıl-
maz beşiği. Inanıimaz tarihsel
varsıllıklarla dolu.
Bütunünü dolaşmak, gör-
mek, izlemek günleri alabilir.
Üstelik rehberimiz gibi Ram-
ses'in torunu olduğu kuşku g<j-
tünneyen bir coşkulu Mısırlı ise.
Çunku o Mısır krallannın sa-
vaşlarını, Kızıldeniz'i nasıl aş-
nklaruıı size saatleriniz varsa h^
durmadan ve bir tiyatro sanat-
çısınınki gibi gunlerce anlatabi-
lir. O anda sizler de antik çağın
sahnelerine gözlerinizi dikme-
mişseniz mutlaka duştesiniz de-
mektir.
Anlattıklarımn söylence yanı
bir yana, ona purdikkat olma-
nın gevşekliği sizleri gizemli bir
alana surukleyecektir. Kızılde-
niz'i çıplak ayakla doğuya boy-
lamanızın artık yadırganacak
bir yanı yoktur.
Krallar Vadisi'ndeki sıradan
bir soylu, bir başbakan duzeyin-
de olanının piramidi, gorkemiy-
le sizleri şaşırtabilir. Ama buna
fazla onem vermeniz gerekmez.
Çunku dünyada o kadar önemli
olanlar var ki! Duşlerinizi ka-
rartmanıza neden yok.
Luxor'da ne kadar arasanız
da Kleopatra'yı bulma şansuıız
yoktur. Ama gelmişken Karnak
Tapınaklan'nı gezmemezlik ol-
maz. O elli iki sütunun görkemli
diriliği size Mısır tarihinin gün-
cellikteki varlığını kanıthyor.
Hele onlarla ilgili bayıltıcı söy-
lenceler yüreğinizi daha da ka-
bartabilir.
Butun bunlar Mısır'ın petrol-
den umudunu kestiğinin değil,
ona yeni seçenekler getirebilme-
nin; özellikle turizm olgusuna
dayanabilmenin belirgin belirti-
leri. Mısır, Luxor'un da içinde
bulunduğu geniş bir platfonn-
da maden gibi turizm anyor.
Ama madendeki kuşku turizm-
de yok. Çünkü turizmin ayak
sesleri Luxor'u ışıklandırmaya
yetiyor bile.
Yarın: Iskenderfye