23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 22 EKİM 1990 Eski Sağlık Bakanı Akarcalı'ya göre artık bazı şirketlerde, sigara içen iradesizler üst yöneticiliğe layık görülmüyor. Sigaraiçenyöneticiolabilir mi?'Elvada Sigara, Merhaba Hayat Kampanyası'nın başlatıcısı eski Sağlık Bakanı Bülent Akarcah şöyle diyor: "Sigaraya karşı duyarhğı topluma mal ettik. Yalnız Batı'da değil, Türkiye'de de sigaranın zararları konusunda kamuoyu şekillenmekte ve kimi şirketlerde sigara içenler iradesiz, şirkette üst yönetici olmaya layık olmayan insanlar olarak yorumlanmaktadır" Sağlık Bakanı Halil Şıvgın da özellikle genç neslin bilgilendirilmesi amacıyla toplum liderleri ve eğiticilerin yanı sıra halk eğiticilerinin de eğitildiğini söyluyor. — 2 — Turklerin tutunle tanışıklığının geçmişi 400 yılı buluyor. İlk kez 1600 başlarında Venedikli ve Ingiliz gemıciler tarafından Osmanlı lmparatorluğu'na getırılen tutu- nun yasaklanması da gecikmiyor. Ilk yasak Genç Osman doneminde uygulanıyor. Ama en etkılısi, 1633 yılında Sultan 4. Murat do- neminde yaşanıyor. Bu yasağa uymayan tir- yakiler, alışkanlıklarının faturasını olduk- ça ağır bır biçimde, canlarıyla odu>or. Gu- numuzde kimse sigara içtiğı için olumle ce- zalandırılmıyor. Ama çeşitli ulkelerde siga- ra ve tutun urunlerı ıle ılgili bir dizı kısıtla- ma bulunuyor. Çunku artık sigara "tehli- keli madde'' olarak algılanıyor. Sigara ve tutun urunlerıyle ılgılı kısıtla- malar; reklam yasaklarıyla başlayıp sigara satışına yaş sırun getırilmesı, kapalı mekân- larda ve ulaşım araçlarında içılmesının ya- saklanmasına dek uzanıyor. Bu yasaklara uymayanlara ise çeşitli para ve hapıs ceza- ları verılebıliyor. Yaklaşık 20 ulkede yasa- lar gereği Radyo \e TV'de sigara reklamı yapılamıyor. Kamuya aıt kapalı yerlerle seyahat araç- larında sigara ıçilmesıne izin verılmiyor. New York eyaletinde, kamuya açık yerler- deki sigara içme yasağına uymayanlara 500 dolardan başlayan para cezaları uygulanı- yor. Fınlandıya'da benzer yasaklara uyma- yanlara, bir yıl kadar hapıs cezası verilebı- İiyor. Sıgaraya karşı "duyarlı" olan çeşitli ulkelerde, sigara içmeyenlerin hakiarını ko- nımak için ışyerlerinde ozel bolum oluştur- maktan, lokanta gıbı ortak kullanım me- kânlarından sigara ıçmeyenler için yuzde 70 oranına varan masalar ayırmaya dek uza- nan uygulamalar bulunuyor. Sigaraya savaş Pekı, Turkıye sigara karşıtı kampanya- ların neresınde? Sigara yasakları denince, Türkiye'de sıgara>la en etkin savaşı başlat- tığı içın akla hemen sağlık eski bakanların- dan Bulent Akarcalı gelıyor. Bu "savaşı" yüzünden kimılerınce, 4. Murat'a gonder- me yapılarak "4. Bulent" olarak da adlan- dırılan Bulent Akarcalı, "Bu kampanyayı başlatırken hedefleriniz nelerdi" sorusuna şu yanıtı verıyor: "Sigaraya karşı savaş açarken ana bede- fim Tiırk millelini sigaranın ve tutun kö- kenti urunlerin zararlanna karşı duyariı kıl- mak, ve bu konuda ilk adımı atabilmekti. Alt hedef olarak da sigara içenleri içmek- ten vazgeçirmek degil sigaraya hiç başlama- mış olanlan başlatmamay ı hedef almıştık." 13 Şubat 1988 gunu, Sağlık Bakanlığı'n- ca "Elveda Sigara Merhaba Hayat" sloga- nıyla başlatılan kampanya ikı buçuk yılını Sigara içip içmemek gunümüzde bir "irade" sorunu olarak da algılanıyor, ve içenlerin toplumdaki imajı negatife donuşuyor. doldurdu. "Nereye gelindi" sorusuna ise Bulent Akarcalı'nın yanıtı şu oluyor: "Geriye donerek baktığımızda hedefle- rimize ne olçude ulaşabildiğimiz hususun- da şunlan soylemek islerim. İlk olarak du- yarlılık konusunu topluma oidukça malet- tiğim kanaatindeyim. Bugun yalnız Batı dunyasında değil Türkiye'de de sigaranın zararları konusunda kamuoyu geniş şekil- de etkilenmekte ve kimi şirketlerde, mese- la sigara içenler iradesiz, şirkette ust yöne- tici olmaya layık olmayan insanlar şeklin- de yorumlanmaktadır. A>nı şekilde şehir- lerarası olobüslerde sigara içilmeyen sefer- ler duzenlenmekte ve her geçen gun o tes- pit ettiğimiz duyaıiılık hedefi genişlemek- tedir. Hiç başlamamış olanlann sigaraya başlamasını onleme hedefi hakkında, elim- de doneler olmadığı için fazla bir şey so>- leme imkânım yok. Ancak gençliğin, sağ- lık konularına giderek daha duyarlı oldu- ğunu kabul edersek bu konuda da duyarlı olabileceğini kabul etmek mantığa ters duş- mez." Akarcalı'nın bakanhk görevinden ayrıl- masından sonra Sağlık Bakanlığı'nın siga- ra kampanyasının "eski hıanı" yıtirdiği ka- muoyunda yaygın bir kanı. Bakanukça sur- durulen çalışmalar ile ilgili bilgileri Sağlık Bakanı Halil Şıvgın veriyor: "1989 yılında, illerdeki akıl ve nıh sağ- lığı şube mudurluklerinin yeniden duzen- lenmesi çalışmalanndan sonra 3 Mart 1989 tarihinde 5901 sayılı 'Yataklı ve Ayakta Tedavı Kurumlarında Sigara tçılmemesr ile ilgili genelge çtkanlarak tum sağlık kurum- larına gonderilmiş ve bunun takibi ile her kurumdan bir sorumlu kişi görevlendiril- miştir." Rutin hizmet Sağlık Bakanlığı'nın konu ıle ılgih çeşit- li sempozyumlar düzenledığını hatırlatan Şıvgın son olarak şunlan söyluyor: "Kampanyalar, konuya halkın ilgisini çekmek amacıyla duzenlenir. Asıl amaç, konunun işlenerek gundelik rutin hale ge- tirilmesi olduğundan bakanlığımız sigara- nın zararlanna >onelik faaliyetlerini rutin hizmet halinde surdurmeye devam etmek- tedir. Daha sağhklı bir toplum yetiştirilmesi amacıyla başlatılan bu çalışmalardan son- ra bakanlığımız, şimdi egitim ve tanıtım fa- aliyetlerini diğer ilgili kurum ve kuruluşlaıia koordineli çalışmalar halinde devam etti- rerek konunun onemine halkın ilgisini çek- me amacındadır. Özellikle genç neslin bil- gilendirilmesi amacıyla sağlık personelinin, toplum liderlehnin ve eğiticilerinin vanın- da halk eğitimleri de surdurulmektedir." Türkiye'de sigara ve tutun urunleriyle il- gili kısıtlamalar yasal bır çerçeve içinde bu- lunmuyor. Radyo ve televızyonda belki si- gara reklamı vapılamıyor. THY'de ıç hat uçuşlannda sigara ıçme yasağı uygulanıyor. Ama bu kısıtlamaların hukuksal bir çerçe- vesi bulunmuyor. Bu konuyla ilgili gerekli hukuksal duzenlemelerin yapılabilmesi için TBMM'ye verilen üç yasa onerisi bulunu- yor. llki Istanbul Milletvekili Reşit Ülker ve arkadaşlarınca 1986'da verilen yasa oneri- lerinin ikıncisinde Adana Milletvekili Cfi- neyt Canver ve arkadaşlannın imzası bu- lunuyor. Uçuncü ve son öneri ise 1989 ta- rihlı, "Sigara, Tutun ve Tutun Mamulle- rinin Zararlı Alışkanlıklanndan Koruma Kanunu Teklifi". Veren, Istanbul Millet- vekili Bulent Akarcalı ve 41 arkadaşı. Bu yasa onerisinin gerekçeleri arasında, Dunya Sağük Orgütu'nun, "Sigara içen bir kimse, bu dumanı teneffus etmek zorunda kalan diğer kişileri de >üzde 40 üa yiızde 80 oranında zehirlemektedir" ifadesi de bu- lunuyor. Yasa onerisinde, "Sigara içilme- si yasaklanan" yerler şoyle sıralanıyor: "Sağlık, eğitim-öğretim ve kültur hizmeti veren yerler ile spor salonlarında ve toplu taşımacılık yapılan her lurlu nakil vasıta- ları ve bunlann bekleme salonlarında tah- sis edilecek yerler dışında sigara, tiıtun ve tulun mamulleri içilemez. Resmi kurum ve kuruluşlarda da yukandaki fıkra hukmii uygulanır." Yarın: Sigara ve hukuk MÜZtSYEN BARIŞ MANÇO Evde içtirmemTelevizyonda yaptığı "7'den 77'ye" adlı programda zaman zaman sigaranın za- rarları uzerinde "mesajlar" veren Banş Manço, yaklaşık 10 yıldır sigara içmiyor. 17-18 yaşlarmda "zamanın modasına" uyarak cebinde Amerıkan sigaraları taşımaya başlayan, daha sonra tiryakilığe dönuşmese bile yarunda sürekli paket taşıyan Manço, sigara karşıtı kampanyalar uzerine şöyle düşunüyor: "Sigara içmeyenlerde, en azından bende sigaranın yasaklanması gibi bir saldır- ganlık yok. Sadece bize, sigara içmeyenlere dokunulmasın yeter. Moda'daki evi- min girişinde 4 lisanda, sigara içilmediğini gosteren bir yazı var. Bizim evde sigara içilemiyor. tçmek isteyen bahçeye çıkarak orada içiyor. Bu benim en doğal hak- kun. Çünku kimsenin sigara içmesine karısmıyorum. Sadece benim evimde içilme- sini istemiyonım. Bu bir yaklaşım. Çunku ben ecelimle olmek istiyorum. Başkala- nnın beni öldurmesini istemiyorum. Ayrıca bu tavır yalnız sigara)la ilgili değil, ge- nel olarak kirlilikle de ilgili. Benim zaten genelde çevreci bir yaklaştmım var. Ko- rumacı hatta muhafazakâr bir yanım var. Bu eski yapılarla da ozde-şleşivor, kelay- nak kuşlanyla da... Dolayısıyla bir çevrenin korunmasında sigara gibi tum öteki kirli gazları da yabana atamazsınız. Hazırladıgım programın sadece Adam Olacak Çocuk bolumunde, çocuklann ağzından anne babalara mesaj veriyorum. Hiç ol-. mazsa evlerde çocuklannın odasında içmemeleri ya da daha az içmeleri için. Çun- kii ben aslında propaganda yoluyla, yayın yoluyla insanları birtakım şeylerden vaz- geçirmenin kolay olmadığı kanısındayım. Ama sigara karşıtı olan butun o ulkele- rin de paranoya gecirdiğini zannetmiyorum." YAZAR MURAT BELGE Aşırı baskı varYazar Murat Belge, 18 yaşından beri sigara içiyor. Şimdiye dek 2 kez bırakmaya girişmiş, ama bunu başaramamış. Halen gunde 2 paket Gitane içen Belge, "Sigara icmek iyidir demiyorum. Ama sigara içme hakkını savunuyorum" diyor. Sigarayı bırakma girışimlerini, "Bir seferinde spor yapmaya başlayacaktım, onun için bı- raktım. İkinci \e son denememde ise ilk çocuğumuz olacakken eşimin bırakması gerekiyordu, ben içersem bırakması zor olur diye bıraktım. Ama ikimiz de ancak 1 ay idare edebildik" sözleriyle anlatan Belge, şoyle surduruyor: "Sigara içenler uzerinde muthiş bir baskı var. Bence bu baskı aşınya gidiyor. Me- sela lngiltere'de birtakım evlere gittigimde sigara içemiyorum. Bir kez kışın verilen bir partide bahçeye çıkarak sigara içebildim. Birtakım ofislerde içilmiyor. Çok si- nirleniyorum." "tleride sağlık nedenıyle sigarayı bırakmak zorunda kahrsanız, nasıl davranırsı- nız?" sorusuna, "Bu konuyu hiç duşunmemeye çalışıyorum. Mecbur olursam ber- halde b'rakınm ama, çok kesin bir mecburiyet olması lazım. Herhalde hayatımın biiyiik bir kısmını kaybetmiş gibi oluram" yanıtmı veren Belge, sigarayla olan dost- luğunu ise şöyle anlatıyor: "Ben Gitane'ı tanıdıktan sonra asıl sigara zevkim başladı diyebilirim. Öteki si- garalar bana Gitane gibi keyif vermiyor. Gitane'ı bir aşk ilişkisi halinde içiyorum. Tadı, kokusu çok hoşuma gidiyor." Sigara karşıtı kampanyalara "farklı bir boyuttan" bakan Belge, İnsanlar aslın- da sağlığın falan otesinde, duşmansız yapamıyorlar. Sigara ıçmeyenler muthiş bir anti sigara ideolojisi geliştiriyorlar. Sigara içenleri toplumsal suçlu durumuna so- kuyorlar. İnsanlarda bir linç etme istegi var. Bir anlamda sigara içenleri linç ediyorlar" diyor. THY HOSTES DERNEĞİ BAŞKANI NEŞE KOCAOĞLU Yolcu yasağa alıştıSağlık Bakanlığı'nın "Elveda Sigara Merhaba Hayat" sloganıyla sigara karşıtı kampanyaya başlamasınm sonuçlarından birisi de THY'nın ıç hat uçuşlarında si- gara ıçılmesını yasaklaması oldu. Hem nikotin bağımlılığından hem de uçuş kor- kusundan 45-50 dakikalık uçuşlarda bile 4-5 sigara birden içen tiryakiler, bu duru- ma çok zor alıştılar. THY'nin sigara içme yasağı başladığı zaman, bu yasağı "delmeye" çalışan yolculara da sık sık rastlanıyordu. THY Hostes ve Kabin Me- murları Dcrneği (TASSA) Başkanı Neşe Kocaoğlu, bu konuyla ilgili izlenımlerini şöyle anlatıyor: "Sigara içme yasağına once butun yolculanmız çok buyuk tepki gosterdOer. Çunku uçuş korkusu yüzünden yolculann hepsi sigara içmek istiyor. Ama şimdi bu yasa- ğa çok alıştılar. Önceleri tuvalete giderek orada içmeye yeltendiler. Bir iki kez tuva- letteki vangın alarmı, duman ikaz sistemleri çalışınca çok korktular. Dolu bir uçakta sigara içmeye yeltenen yolculan diğer yolcular, norraalde sigara içtikleri halde ya- sağa uyarak uçakta içmeyen yolcular da ikaz ettiler. L'zun zamandır uçaklarda sigara içiimedigi için uçaklarunız artık daha temiz bir hale gelmeye başladı. Bu yasagın konulması aslında bizim için de iyi oldu. Çiınkü iç hatlarda uçuş yaptığımız zaman gun boyunca hiç sigara içmemiş oluyoruz." Mlsm 'DAN Mısır'ın tarihsel beşiği: Krallar VadisiMISIRDAN İZLENİMLER — 2 — KÂNİ EKŞÎOĞLU KAHİRE — Mısır'ın başken- tinde, Kızıldeniz kıyılanna gelin- ce Suudi Arabistan'ın batı tara- fında kalan bir kentle karşılaşır- sınız: Hurghada. Mısırlılar bu kentı şimdi bır turızm ussune donuşturmek ıçın kolları sıva- mışlar. Hurghada, de\ bır şan- tiye gıbı. Teknolojinin en son harikala- nyla işin ustesinden gelecekler. Kısa zamanda kıyılar kımıl kı- mıl kumlarla dolacak. Başka se- çenekleri yok. Bu hummalı et- kinlik yuzunden dinamit sesle- riyle nefes nefesesiniz. Tıpkı bir savaş ortamında gibi. Turistler Saddam'ın bir deli- lik yapma olasılığından korku ve endişe ile dopdolular. Zaten Mısırlılar bir TV kanalını Sad- dam'a ozgüledıklennı ve bu ka- naldan ona "delilik" enjekte et- tiklerini savhyorlar. Amaçları Saddam'ı çıldırtmak. Hani bir sağlama kırk kez deli demek gi- bi, Saddam'a da ayru yöntemi uyguluyorlarmış. Soylentiler doğruysa kuşkusuz. Saddam'ı çıldırtmak ne den- li çözum. Ortadoğu ıle Korfez'- deki bunalun Saddam'ın çıldır- tılması, giderek -Bush'un planı doğrultusunda- yaşamını yıtir- mesiyle durulabilecek mi? Bush'un hesabı Körfez'e uya- cakmı? Kuşku yok, şimdılik Bush en kazançlı olanı. Bizler dahil Mısır, Suudi Arabistan ve öteki körfez ülkeleri ekonomı- lerinin ipini Bush'un eline tutuş- turdular. Kimileri belki bıraz da yalvararak. Artık Bush'un ne- fesi her sabah ensemizde soluk- lanıyor, Saddam'ın kıhcmdan daha da beter ve etkin olarak. Hurghada'nın "bitmiş" tesis- leri olabüdiğınce çekıcı. Zaten daha şimdiden Batılı turistleri bünyesinde toplayabilmiş. Gi- EĞLENCE GEMİSİ — Nil'deki gezinti gemisi. Kokteyl salonu ve restorantıyla eğlence merkezi. derek seyrek de olsa ustsuzler bile var. Mıstr bu yönden eğili- mini (tercihinı) belirlemiş sayı- labilir mi? Çunkü bir yandan Is- lami ağırhk üzerinden kaldınla- bilmiş değil. Islami ağırlığm ön- de, çok onde bulunduğu söyle- nebilir. Bu yönden Mıstr da tıp- kı bizdeki gibi ikı cami arasın- da "binamaz". Belki doğrusu da bu. Çağırruzın usları şaşutan kurnaz, somurgen, çıkarcı, iki- yüzlu ve çoğun devekuşu poli- tikalarının gundemden inmedi- ğı hesaba katıürsa... Hurghada'nın kıyılanm kum- layacakları ve böylece Kızılde- niz'in görkemli mavilıklerine ye- ni renkler katacakları kuşku go- turmüyor. Ama kentin arka sırtlannı da yeşile çevirebilecek- ler mi? Bu biraz guç. Mavi ka- dar yeşile de olan gereksinimin karşılanması şimdilik duş gibi. Ola ki Mısırlı varsıllar petrolun yeşîlini doğanın yeşiline donuş- turme gucunu gösterebilirler. Çağımızda "imkânsızla" sart- lanmak doğnı değil. Gerçekten burada Nil'in ye- rine Kızaldeniz var, ama pira- mitler ne olacak? Piramitler şimdilik Hurghada'dan çok çok uzaktalar. Mısır piramitsiz, Nil'siz de yaşayabileceğini Hurghada'da kanıtlayabilecek mi? Nil'den çıkan Kleopatra Evet. Nil'in kocaman bir ağaç kökünu anımsatan delta- sıyla görkemli ağaç govdesinı anımsatan uzantısı nasıl ki Mı- sır'ın l.ö. 4000'li yıllardan »çe- len varsü uygarhğmın çatısında ekonomik bir varlık olarak ya- şamına canlılık katıyorsa; Mı- sır'ın petrole seçenek tuttuğu tu- rizm de Hurghada'da yepyenı bir canlılık ve dirilik getirecek- tir. Çunkü artık her şey ekono- midir, paradır. Petrol değilse tu- rizmdir... Nil, Luxor'da da yaşam kay- nağı... Kleopatra'nın olümu Nil'i fazla etkilememiş bile. Çunku o, öncesi büinmez bir ta- rihten beri çağıltılannı hiç, ama hiç eksiltmemiş. Luxor gerçekten% Mısır'ın onemli yerleşim alanlanndan bi- ri. Nil vadisinden eksilmeyen yeşillik Luxor'da daha bir diri- leşiyor. Vadiler genisleyedurur- ken çeşitli ve verimü bitkiler o çöllerden sonra insana huzur ve rahathk katıyor. Belki de bura- daki bitki ve yeşillik dunyada- kilerden bu nedenle daha bır et- kileyıci. Karalahanalann süsle- diği Nil kıyılan açlığa sunger çe- kiyor. Yolumuz Krallar Vadisi'ne doğru. Oysa önumuzde Asvan kenti var. Bu kentin, Mısır'ın olduğu kadar dunyanın da en önemlı barajlar kenti olduğu soyleniyor. Oraya tam tamına 156 km kala sağa kıvnlıp Kral- lar Vadisi'ne yoneliyoruz. Mı- sırlılan şimdi daha çok sevme- ye başlıyorum. Çunku onlar Nil'in oradaki en genış yerine görkemli bır köpru kurmuşlar. Oysa kopru en dar olan yere ku- rulmaz mı? Hayır, köprü yapı- mı Mehmet Ali Paşa dönemine rastlıyor. O yaptırmış. Orada ve Mısır'ın petrole seçenek tuttuğu turizm, Hurghada'ya yepyeni bir canlılık ve dirilik getirecek. Çünkü artık her şey ekonomidir, paradır. Petrol değilse, turizmdir. Belki Mısırlılar petrolun yeşilini doğapn yeşiline dönüştürebilirler. Krallar Vadisi'nin çağdaş yerleşik adı Esna. Burası Mısır uygarhğının tartışılmaz tarihsel beşiği. Inanıimaz tarihsel varsılhklarla dolu. Bütünüyle dolaşmak, görmek günleri alabilir. Krallar Vadisi'nde, sıradan bir soylunun piramidi bile görkemlidir. Napolyon'un 1798'lerde Mısır'a saldırmasının izlerine rastlamamak mümkün değil. Birçok yerde, Fransızca geçerli dil gibi sanki. Mehmet Ali Paşa hakkında ise kötü söz eden yok. amacı somutlaştınrken Mısır'da da ulusal ayaklanmalar belirgin- leşmeye başlamıştı. Şimdi Mısır ay-nı ulusalhğm sıcaldığına sabip çıkabilmekte midir? Kuşkusuz bu sorunun yanıtmı bizler dahil yirminci yuzyılm başlanndan beri bağımsızlığım kanıyla ka- zanmış bütün devletler vermeli, verebilmelidirler... Lozan banş könferanslarının tutanaklarına kısa bir göz atmak hepimiz için ibret verici b» anımsama ola- cak tır... öteki yerlerde Mehmet Ali Pa- şa bilinen bir isim. Onu kötüle- yip eleştiren pek yok gibi. Üs- telik kötüleyip eleştirmenin pra- tik yararı var mı? Bu kural Ha- çepsut için de firavunlar ıçın de Kleopatra için de Nasır ve Sedat için de geçerli... 1798'lerde Napolyon'un Mı- sır'a saldırmasının izlerine rast- lamamak mümkun değil. Bir- çok yerde Fransızca geçerli dıl gibi sanki. tzlenımim o ki tngi- lizce bütün Mısır'da ikincil bir dil. Mustafa Kemal, tstanbul'da emperyalistlere "tesliın" padi- şahı "gaflet" uykusundan nasıl uyandırabilirdi? Oysa Anado- Iu'yu örgütleyıp ulusal dırenişi başlatmak en ussal olanıydı. 1919'larda Mustafa Kemal bu Krallar Vadisi'ne gitmek için Esna'dan geçmek zorundasınız. Daha doğrusu Krallar Vadisi'- nin çağdaş yerleşik adı Esna. Orası Mısır uygarbğmın tartışıl- maz beşiği. Inanıimaz tarihsel varsıllıklarla dolu. Bütunünü dolaşmak, gör- mek, izlemek günleri alabilir. Üstelik rehberimiz gibi Ram- ses'in torunu olduğu kuşku g<j- tünneyen bir coşkulu Mısırlı ise. Çunku o Mısır krallannın sa- vaşlarını, Kızıldeniz'i nasıl aş- nklaruıı size saatleriniz varsa h^ durmadan ve bir tiyatro sanat- çısınınki gibi gunlerce anlatabi- lir. O anda sizler de antik çağın sahnelerine gözlerinizi dikme- mişseniz mutlaka duştesiniz de- mektir. Anlattıklarımn söylence yanı bir yana, ona purdikkat olma- nın gevşekliği sizleri gizemli bir alana surukleyecektir. Kızılde- niz'i çıplak ayakla doğuya boy- lamanızın artık yadırganacak bir yanı yoktur. Krallar Vadisi'ndeki sıradan bir soylu, bir başbakan duzeyin- de olanının piramidi, gorkemiy- le sizleri şaşırtabilir. Ama buna fazla onem vermeniz gerekmez. Çunku dünyada o kadar önemli olanlar var ki! Duşlerinizi ka- rartmanıza neden yok. Luxor'da ne kadar arasanız da Kleopatra'yı bulma şansuıız yoktur. Ama gelmişken Karnak Tapınaklan'nı gezmemezlik ol- maz. O elli iki sütunun görkemli diriliği size Mısır tarihinin gün- cellikteki varlığını kanıthyor. Hele onlarla ilgili bayıltıcı söy- lenceler yüreğinizi daha da ka- bartabilir. Butun bunlar Mısır'ın petrol- den umudunu kestiğinin değil, ona yeni seçenekler getirebilme- nin; özellikle turizm olgusuna dayanabilmenin belirgin belirti- leri. Mısır, Luxor'un da içinde bulunduğu geniş bir platfonn- da maden gibi turizm anyor. Ama madendeki kuşku turizm- de yok. Çünkü turizmin ayak sesleri Luxor'u ışıklandırmaya yetiyor bile. Yarın: Iskenderfye
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle