Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/12 EKONOMİ 22 EKİM 1990
BORSA NOTLARI ABDURRAHMAN YILDIRIM
Akşam borsası şenlikli başlıyor
Iki saatlik seansını tüm güne
yaydığı için "akşam
borsası" olarak bilinen borsa
dışı satışlar bugünden itibaren
sadece İstanbul'da başlıyor.
Borsa yönetimi tarafından
birden çok şehirde uygulama-
ya konulmasf planlanan "lot
artı satışlar" için 28 üye ara-
sından 7 üye seçilerek
SPK'nın onayına sunuldu.
SPK, bir üyeyi eleyerek ve uy-
gulamayı sadece İstanbul'a in-
dirgeyerek onay verdi.
SPK Başkanı Mehmet Şükrü
Tekbaş, bugünden itibaren
Eczacıbaşı, Koç Amerikan,
Pamukbank, iş Bankası, Kat-
kınma Bankası ve Yatınm Fi-
nansman'ın İstanbul'da sade-
ce merkezlerinde başlatacak-
ları "borsa dışı satışlar"ın
"deneme mahiyetinde" ola-
cağını açıkladı. Bu konudaki
sorularımızı yanıtlayan Tek-
baş, sürekii alım satıma ola-
nak veren ve sokak borsasının
gücünü kırması beklenen lot
altı satışların yılbaşına kadar
deneneceğini soyledi.
Uygulama sonuçlanna göre
yılbaşından sonra lot altı satış-
jara ya devam kararı vererek
İstanbul dışındaki şehirlere de
yayacaklarını ya da bu uygu-
lamaya son vereceklerini bil-
dirdi.
SPK ile borsa arasında bu
konudaki görüş farklılıkları.
sermaye piyasasının en çok
işlem hacmini gerçekleştiren
aracı üyesi Yapı Kredi'nin Çu-
kurova davasından dolayı bor-
sa süzgecıne takılması, Ak-
bank'ın listeye girmemesi gi-
bi nedenlerle "akşam
borsası" tartışmalı ve şenlik-
li başlıyor. Haydi hayırlısı.
"Geri alım taahhüdü" geri tepti
Halka açılmalar hızla sü-
rerken yatırımcının aldatıl-
masını önlemek için getirilen
'geri alım taahhüdü' geri
tepti. Şirketler 3 ay süreyle
halka açılma fiyatını borsada
korumaya zorunlu tutulmüş-
lardı. Bu dönemde Körfez kri-
zi çıkmış ve genel fıyat seviye-
sinde düşüşler olmasına kar-
şılık bu hisselerin fiyatı sabit
kalmıştı. Ama süresi dolan şir-
ketin hissesi de hızla düşüyor-
du.
İşte bunlardan vestel his-
sesi, geri alım taahhüdünün
sona ermesiyle birlikte, üç haf-
taiçinde 13.250 liradan 7 bin
liraya kadar geriledi. Silah geri
tepmişti. Burada uygulama
SPK tarafından iptal edildi.
SPK Başkanı Mehmet Şük-
rü Tekbaş iptalin bundan son-
raki halka açılmaları kapsaya-
cağını bildirirken bu uygula-
mayı kaldırış gerçekçelerini
soyle açıkladı:
"Biz şirketlerin borsada
'market maker'lıklanna de-
ğil, tasarnıf sahiplerine yan-
lış mesaj vermelerine karşı-
yız. Hisse senedinde garanti
verilmemelidir. Hisse sene-
di fiyatını suni olarak tek bir
yerde tutmak eşyanın tabia-
tına aykırıdır, hatalıdır. Yani
bu ekonominin temeline
ters düştüğü için biz buna
karşı çıktık."
Yatırımcıyı koruma yönün-
deki bir uygulama, şirketlerin
hisselerini yüksek fiyattan sa-
tışa çıkarmalarıyla başarısız
kaldı ve yürürlükten kaldınldı,
ama yeni önlemlerin alınması
gerekmiyor mu?
Krize direnen yatınmcılar
İ
stanbul Borsası soluksuz
yükseliyordu ki Körfez kri-
zinin rüzgânna yakalandı. ön-
ce bir şok yedi, ama kısa sü?
re sonra bu şoktan çıktı ve en-
deks dalgalanmaya başladı.
Krizin tam kenarında bulundu-
ğumuzdan, yabancı talep
kendini geri çekti. Borsada tek
başına kalan yerti talep düşü-
şe büyük direnç gösterdi.
iMKB endeksi, kriz öncesin-
deki rekor düzeyinden sade-
ce yüzde 10 dolayında aşağı-
da seyrediyor. Yerii yatınmcı-
nın bu direnci, kısa vadeli
günlük oynama, sermaye art-
tıracak hisselere yönelme, li-
kiditesi yûksek ve kriz dönem-
lerine dayanıklı kâğıtlan tercih
etme şeklinde sürüyor.
Piyasanın bu direncinde,
yatınm fonlarına hisse senedi
koyan bankalarm fiyat düşüş-
lerinde destekleme alımlarına
geçmeleri ile yeni halka açılan
şirketlerin geri alım taahhüdü
nedeniyle fiyatlarını suni ola-
rak korumaiarının payı bulu-
nuyor. Özellestirmeyi yürüten
Kamu Ortaklıgı İdaresi'nin ba-
zı hisselerinde destekleme alı-
mı yapması da direncin etken-
leri arasında sayılıyor. Bu dö-
nemde piyasanın fazla bir dü-
şüş göstermemesinde asıl et-
kenin, yeni keşfedilen borsa-
ya büyük umutlar bağlanma-
sı ve alternatif yatınm araçla-
nnın verimlerinin enflasyonun
altında seyretmesi olduğu gö-
rulüyor. Ya kriz çıkmasaydı,
borsa ne olurdu acaba?
yatınmcıymış'
Borsa Öaşkanı Yaman
Törüner, takas ve sakla-
ma sistemlerini incelemek
için gittiği Londra Borsası'n-
da olağacüstü bir ilgiyle kar-
şılanmış. Doğrusu biraz
şaşırmış: "Bir akşam yeme-
gi verdiler bana. Yönetim
kurulunun 14 üyesi de ge-
lince şaşırdım. Ben soru
soracağıma onlar bana sor-
maya başlayınca daha da
şaşırdım. 'İstanbul Borsa-
sı'nda işler nasıl piyasaya
nereye doğru gidiyor? Er-
demir, Çukurova ne ola-
cak?' diye. İlginin sebebi
sonunda ortaya çıktı. Me-
ğerse Londra Borsası yöne-
ticileri İstanbul Borsası'nda
yatınmcıymış."
'Kalemi
elime alsam'
Hisse senedi alım satımı-
nı borsa başkanı mı iyi
bilir, yoksa sokak borsasında
tezgâh açanlar mı? Eline ka-
lem alacağı günler yaklaş-
makta olan borsanın kurucu
başkanı Muharrem Karslı, bu
konuda kendine güvenemi-
yor, 'Onlar kadar
beceremem' diyor. Karslı'-
nın bu konudaki görüşü şöy-
le:
"Ben bu işin teorisini bi-
liyorum, kitap yazdım, kon-
feranslar verdim. Biz
teknokratız. Hisse senedi
alım satımı ise bambaşka
bir iştir. İyi koku almayı ge-
rektirir. Belki de sokaktaki
işportacı kadar becere-
mem. Yani bugün borsa sa-
lonuna insem, elime kalemi
alsam, bu işi onlar kadar
yapabilir miyim, çok şüphe-
liyim. Emin değilim, belki
de yaparım."
Türk-lş GenelBaşkanı Şevket Yılmaz 'eylemprogramı'nı Cumhuriyet'e değerlendirdi'
Eylemlerin hedefi iktidar
IŞIK KANSU
ANKARA — Türk-lş Genel
Başkanı Şevket Yılmaz, konfe-
derasyonunun "eylem progra-
mı" ve "yeni mttcadele dönemi"
ile ilgili değerlendüme yaparken
"Eger Türkiye'de bugün işçiler
ve sendikalar, 'genel grev' sözü-
nü gündeme getiriyorlarsa hü-
kiimet edenlerin ve işverenlerin
bu söze iyi kulak vermeleri
gereklr" dedi. Düzenleyecekleri
eylemlerin, önce yasal sınrlar
içinde, olabildiğince toplu hal-
de gerçekleştirilmesinden yana
olduklannı dile getiren Yılmaz,
"Eğer, işçiler eylem yapamaz"
diyortarsa yapılıp yapüamayaca-
ğını herkes gibi kendileri de bi-
lirler ve görürler" diye konuştu.
Türk-lş Genel Başkanı Şevket
Yılmaz, 30 ekim günü yapılacak
konfederasyon Başkanlar Kuru-
lu'nda görüşülecek "eylem
prognunı" öncesinde Cumhuri-
yer/in konuya ilişkin sorularına
şu yanıtları verdi:
— Bu yıl yenilenecek olan
toplusözleşmelerin görüşmele-
rinde, geçen dönemlere oranla
çok daha cetin bir pazarlık sü-
rüyor. Gerek kamu, gerek özel
sektörde uyuşmazlıklar kilitlen-
miş görünüyor. Sizce, bu yıl ne-
den öyle bir noktaya gelindi?
YILMAZ: 1990 yılının birin-
ci altı ayında süresi biten toplu
iş sözleşmelerinin kapsadığı iş-
çi sayısı 280 bindir. Bunlann bti-
yûk çoğunluğu bağıtlanmıştır.
1990 yılının ilk altı ayından sar-
kan MTA toplu iş sözleşmesi
kapsanunda olan 6000 işçi için
grev kararı aşamasına gelinmiş,
1990 yılının ikinci altı ayında sü-
resi biten ve görüşmeleri devam
Yılmaz:
"Bugünkü siyasi
iktidar, işçi
meselelerine soğuk
baktığı ve hür
sendikacılığı
baltalayan yasal
engelleri halen ele
alıp düzeltmediği
için girişeceğimiz
eylemlerin
hedeflerinden
başlıcasını teşkil
etmektedir.
Bugünkü iktidar
enflasyonu
düşürememiş,
pahalılığa çanak
tutmuştur!'
eden TtS'ler ise genellikle uyuş-
mazlıkla sonuçlanmıştır. Uyuş-
mazlık aşamasındaki işçi sayısı
252 bin, görüşmeleri devam
eden TlS'ler kapsamındaki işçi
sayısı ise 90 bindir.
Sözleşmelerdeki bu tıkanıklı-
ğın başlıca nedeni, kamuda hü-
kümetin müzakerelere dolaylı
müdahalesi ve işçinin karşısın-
da devlet eliyle örgütlenen Ka-
mu İşveren Sendikllannın, işçi
taleplerine karşı belirli bir tek-
lifle gelmek yerine, istediklerimi-
zi çok bulmuş olmalarını ifade
etmeleridir.
Kamu sendikalanmn bu yan-
lış değerlendirmesi, özel kesim
işverenlerine de yansımış, onlar
da işçi taleplerini fazla bulduk-
lanm belirten demeçler verme-
ye başlamışlardır. Özel kesim iş-
verenlerinin, geçen hafta Anka-
ra'da bir araya gelerek işçi istek-
lerine karşı ittifak sağlamaya ça-
lışmalan da ilginç ve üzücüdür.
Gerek kamu, gerek özel olsun,
işverenlerin haklı işçi isteklerir.-î
karşı duyarsız olması, talep-
icabet dengesini bozduğu için
müzakereler iyice çıkmaza itil-
mektedir.
— Türk-tş Başkanlar Kurulu.
yeni mücadele dönemi açtığını
ilan etti. Bu mücadele donemi-
nin hedefi siyasal iktktann lutu-
mu mudur?
YTLMAZ: Geçen günlerde
toplanan Başkanlar Kunılumuz,
yeni bir mücalede döneminin
başlayacağını açıklarken işve-
renlerin ve hükümetin katı tutu-
munu da gözler önüne sermiş-
tir. İşverenlerin bu politikası
sürdükçe, çalışma barışında
olumlu bir ilerleme kaydedilme-
si mümkün olamaz.
Bu ayın 30'unda yeniden top-
lanacak Türk-lş Başkanlar Ku-
rulu, toplusözleşme müzakere-
lerini koordineyle görevli özel
komisyon çalışmalarını da dik-
kate alarak şüphesiz ki bazı ey-
lem türleri saptayacaktır. Bu ey-
BAKIRKÖY
Esas No
Karar No
C. Sav. Es. No
Hâkim
Kâtip
Davacı *
Sanık
Suç
Suç tarihi
Karar
1. SULH CEZA MAHKEMESİ
1989/1557
1990/1194
1989/9777
KARAR ÖZETİ
Sabit Erol 16601
Hayrullah Kurt
K.H.
NURETTİN CÜCÜK: Mehraet ve Hanife oğlu,
1934 doğumlu, Tokat, Merkez, Altuntaş köyü, H.
2. C. 058-02. S. 2'de nüfusa kayıtb olup halen Ba-
kırköy Osmaniye Mah. Fıldamı Sokak Seygiler
Apt. No: 36, D: 3'te oturur, suculuk >apar.
Gıda Maddeleri Tüzüğü'ne avkınlık.
5.9.1989
24.9.1990
Bakırköy C. Başsavcıhğı'mn iddianamesi ile mahkememize tevdi
olunan davanın vapılan duruşması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Sanığın gıda tüzuğüne a>kın Subaşı men-
ba suyunu satışa arz etmek suretiyle müsnet suçu işlediğiraevcutde-
lülerle anlaşıldığından, TCK'nın 396, 402, 647/4-6, maddeleri uya-
nnca 470.000 lira ağır para cezası, 3 ay meslekten men, 7 gün işyeri-
nin kapatılmasına ve cezanın teciline karar verilmiştir. 24.9.1990
Basın: 36900
KARAMÜRSEL ASLİYE CEZA
MAHKEMESİ
Sayı: 1986/65 Esas, 1987/36 Karar
26.3.1986 tarihinde nitelikli hırsızlık suçuudan sanık Nuri Sofu-
oğlu hakkında açılan kamu davasının mahkememizde yapılan açık
dumşrnası sonunda sabit görülen eyleminden ötürü TCK'nın 492/1,
522, 81/2, 525. maddeleri geregince 2 sene 4 ay müddetle hapsine,
2 sene 4 ay emniyeti umumiye nezareti altında bulundurulmasma iliş-
kin 26.2.1987 tarihli karanmız uzun aramalara rağmen Recep ve Fat-
ma oglu, 1952 D.'lu sanık Nuri Sofuoğlu'na tebliğ edilemediğinden
7201 sayılı kanunun 28 ve mOteakip maddeleri geregince ilanen teb-
liğine,
Ilan tarihinden 15 gün sonra karann tebliğ edılmiş sayılacagı hu-
susu tebliğ olunur.
T.C.
BAKIRKÖY 4.'ASLİYE CEZA
MAHKEMESİ
Sayı: 1988/1013 Esas, 1990/582 Karar
Karar Özeti
6.6.1988 tarihinde gıda maddeleri tüzuğüne muhalefet suçundan
sanık, Kâzım ve Nermin oğlu, 1937 D.'lu İstanbul Fatih Alifakih Mah.
H. 327, C.003/06. S.32'de nüfusa kayıth Yılmaz Ateş hakkında mah-
kememizde yapılan yargılama sonunda:
Sanığın eylemine uyan TCK'nın 396, 647 sayılı yasanın 4, TCK
72. maddeleri geregince neticeten 95.000 TL ağır para cezası ile tec-
ziyesine, TCK'nın 402. maddesi geregince 3'ay müddetle sanığın curme
vasıta kıldığı meslek, sanat ve ticaretinin tatiline, 7 gün müddetle iş-
yerinin kapatılmasına, kesinleşen karar ozetinin büyük harflerle ya-
almak suretiyle ve kapatma süresi kadar kalmak üzere kapatılan iş-
yerinin göze çarpan bir yerine yapışnrılmasın^ ve karar ozetinin mas-
rafı sanıktan bilahara alınarak Ankara, istanbul ve lzmir'de yayım-
lanan ve tirajı 100.000'in üzerinde bulunan bir gazete de ilan ettiril-
mesine 24.9.1990 gün, 1988/1013-1990/582 sayı ile karar verilmiş-
tir. İlan olunur. 4.10.1990
Basm: 36904
KARAMÜRSEL ASLİYE CEZA
MAHKEMESİ
Esas: 1986-28
Karar: 1987/40
Tedbırsizlik ve dikkatsizlikle yaralamaya sebebiyet vermek suçun-
dan sanık Huseyin ve Güllu oğ. 1961 D.lu Tahsin Dilli'nin sabit görü-
len eyleminden ötürü TCKÎmn 459/1., son 647 SK'nın 4. maddesi,
2918 Sk. 119. maddesi geregince 1 ay hapis cezasının 9000 lira ağır
para cezasına çevrilmesine ve takdiren 10 gün süreyle ehliyetnamesi-
nin geri ahnmasına ilişkin 12.3.1987 tarihli kararımız uzun aramala-
ra rağmen sanığa tebliğ edilememiş olduğundan 7201 SK'nın 28 ve
müteakip maddeleri geregince ilanen tebliğine,
İlan tarihinden 15 gün sonra karann tebliğ edilmış sayılacagı hu-
susu tebliğ olunur.
Basın: 36897
lemlerin neler olabileceği ve ne
kadar süreceği ise Türk-lş Yöne-
tim ve Başkanlar Kunılu'nun
müşterek iradesiyle ortaya çıka-
cak veilan edilecektir.
"Bu mücadelenin hedefı siya-
sal iktidar mıdır?" sorunuza
gelince:
Bir yerde evet... Çünkü bu-
günkü siyasi iktidar, işçi mese-
lelerine soğuk baktığı ve hur sen-
dikacılığı baltalayan yasal engel-
leri halen ele alıp düzeltmediği
için işçi sendikalannı âdeta dik-
kate almamaya özen gösterdiği
için girişeceğimiz eylemlerin he-
deflerinden başlıcasını teşkil et-
mektedir.
Yine bugünkü iktidar; enflas-
yonu düşürememiş, başıboş pi-
yasa hareketlerine engel olmak
şöyle dursun, pahahlığa çanak
tutmuştur. Son düzenlemeler ve
KDV artışı, buna bir örnektir.
îşsizliğe çare bulamamış, an-
tidemokratik yasa ve uyguiama-
lardan vazgeçmemiş işçi sorun-
lanna sıcak bakmamış ve daha
da önemlisi terörü önleyememiş
bir hükümetin, kendisine çeki
düzen vermesi için gayet tabii ki
demokratik baskı gruplanndan
sayılan işçi sendikaları olarak
üzerimize düşen uyan görevimi-
zi yaparız.
— Kamuoyunda son günler-
de genel grev konusu sürekii
gündeme geliyor. Sorunlann çö-
zümünün sihirli anahtan genel
grev midir? Sizce genel grevin
koşulları oluşmuş mudur?
YILMAZ: Eğer "Türkiye'de
bugun işçiler ve sendikalar, "ge-
nel grev" sözünü gündeme ge-
tiriyorlarsa, hükümet edenlerin
ve işverenlerin bu söze iyi kulak
verip işçilerin içinde bulunduğu
koşullan gerçekçi bir şekilde
gözden geçirmeleri gerekir.
Eğer, "İşçiler eylem
yapamaz" diyorlarsa yapılıp ya-
pılamayacağım herkes gibi ken-
dileri de bilirler ve görürler. Biz,
düzenleyeceğimiz eylemlerin,
önce yasal sınırlar içinde olabil-
diğince toplu halde gerçekleşti-
rilmesinden yanaytz ve progra-
mırruzı da bu ölçüde duzenleriz.
Ancak zedelenmekte olan çalış-
ma banşının koşullan, hangi
boyutta ise bulunduğumuz o
noktadan itibaren yeniden top-
lanıp eylem biçimini ve sürecini
yeninden belirleriz. Şöyle yapa-
nz, böyle yapanz şeklinde soyut
demeçler yerine, daha önceleri
de gerçekleştirdiğimiz gibi yeri
geldiğinde kararlarımızı somut
biçimde ortaya koymayı tercih
ederiz.
İşçi tabanı, sizce geniş kap-
samlı bir eylem programına ha-
zır mıdır?
YILMAZ: Tabanda işçileri-
mizi bu gibi eylemlere hazırla-
mak, biz sendikaaların görevi-
dir. Bunun çalışmalan içinde ol-
duğumuzu belirteyim. Haklı ta-
leplerimizin kamuoyuna yansı-
tılmasında, işçilerimizin kitle
halinde eyleme geçerek, güçleri-
ni ortaya koydukları herkesin
malumudur. Bu defa da sendi-
kalarımızın öncülüğü altında
aynı şekilde hareket edeceklerin-
den kimsenin kuşkusu olma-
malıdır.
REKLAM DUNYASI
Siyasi reklamcılık
Fransa Cumhurbaşka-
nı François Mitter-
rand'ın iletişim
danışmanhğını yapıp
üst üste iki kez seçim
zaferi kazanan Jacqn-
es Segueia, daha son-
ra ttalyan Komünist
Partisi'nden Macaris-
tan Birleşik işçi Sosya-
list Partisi'ne kadar
Batı Avrupa'da birçok
siyasal kuruluşun *Jacques Segueia
seçim kampanyalannda görev aldı. Bu
konuda hem teorik hem de pratik derin
bilgi ve dene>r
imi olan Segueia, Ameri-
kalıların "Ha çamaşır tozu, ha cumhur-
başkanı adayı" ozdeyişi ile özetledikleri
siyasi reklamalığın Avrupalı versiyonla-
rını yaratmayı sürdürüyor.
"SegueTa son olarak Atina'da PA-
SOK'un belediye başkan adayı, eski kül-
tür bakam sinema sanatçısı Melina Mer-
couri'nin seçim kampanyasını düzenle-
di. Sonuç: Yenilgi! Bu siyasi kampan-
yamn değerlendirmesini yapan "yıldız
yaratıcısı Fransız reklamcı" Paris'te ya-
yunlanan "L'Evenement de Jeudi" der-
gisinin 11 ekim tarihli sayısında, siyasi
reklamcılığı şöyle tanımladı:
"Siyasi reklamcılık masal anlatmak
gibidir, ama öyle bir masal olmalıdır ki
her seçmenin içinde >atan çocnk, masa-
lın tek gercek kahramanı 'aday' olduğu
inancına ulaşmalıdır."
Mercouri yenilgisinden sonra Atinalı
çocukJar derin bir uykuya...
Sam Amca, samurailere karşı
Amerikan reklamcılık dünyasında
özellikle de otomotiv sanayii reklamla-
rında son zamanlarda göze çarpan Ja-
pon düşmam reklam ömekleri geniş tar-
tışma yarattı. 1990 yılının ilk altı ayın-
da Amerika'da satılan her 100 otomo-
bilden 28'inin Japon malı olması, Ame-
rikalı otomobil üreticilerini ve reklam-
cılan endişelendirdi. Pontiac'ın 'Yeter
artık!' sloganı perdeyi açan Japon düş-
mam reklam metni oldu. Daha sonra
Oldsmobile reklamlannda çıkan dev
arabanın sloganı da "Biz, Amerikalı ai-
lelerin içine agabileceği arabalar yapı-
yoruz. Onlarm aüelerinin defil" diyerek
Japonlann kısa boyları ve küçük cüsse-
leriyle alay ediyordu. Chrysler'in Başka-
nı Lee A.Iacocca da kendi markasım sa-
vunmak üzere TV ekranlaıma çıkıp
Amerikalı tüketicilerin Japon arabala-
nna olan düşkünlüğünden yakındı. Ne-
redeyse 2. Dünya Savaşı dönemindeki
posterleri andıran Japon düşmam rek-
lamlar, ABD'deki Japon diplomatlan-
m endişeye düşürdü ve çeşitli protesto-
lar oluşmasına neden oldu. Kılıçlı samu-
railer Sam Amca'nın kellesini götürmek
SAM AMCA'NIN OTOMOBİLt KIZGIN
— tşte yuvartak gözlâ ve iriysn bir Ameri-
kaa otomobli, Aınerikan otomotiv sanayii-
njn Japon arabalan tarafından 'istila' edil-
mesi karşısında kı/gınlıgını ifade ediyor.
üzereydiler. Ama reklamcılann çoğu
yaptıklan işlerin ırkçı olduğunu kabul
etmiyor ve "Bunlar Japon düşmam de-
ğil, Amerikan dostu reklamlardır" di-
yorlardı. Japon düşmam reklam? "Pe-
ari Harbour baskımndan söz etmeye
başlarsak... "
Dreyfas'-
l*n Oral'a nektnp
—Gerek Amerikan ge-
rekse Ingiliz basınında
gün geçmiyor ki Saatc-
hi and Saatchi'lerle ilgi-
li bir haber çıkma-
sın."Kriz sürüyor",
"Nakit arayışı devam
ediyor", "Danışmanlık
şirketi için müşteri ara-
nıyor", "Küçülerek
büyüyecekler" türünden
başlıklarda anlatıhyor
Saatchilerin sorunlan.
Anlaşılan genel merkez, bu tür yaym-
ların içeriği konusunda kuşkuya düşmüş
ki S and S'nin bir numarası olan Fran-
sız Robert Louis-Dreyfus ^irketin tüm
ortak ve temsilciliklerine, bu arada
Türkiye'deki ortağı Güzel Sanatlar'ın
yöneticisi Ünver Oral'a aynntılı bir mek-
tup yazarak, Saatchilerin tıkır tıkır iş-
SaatcW & Saatefci f
fl»jrtı fStntto) V
lediğini iletti. Mali durumla ilgili bilgi-
lerin verildiği bu mektupta, dipnotum-
su bir çağrı da var: "Konu hakkında da-
ha aynnülı bilgi edinmek Lsteyen reklam
verenlerimiz veya meslektaşlanmız asis-
tanım Sarah aracılıgı ile bana başvura-
bilirier. "
—Alo Sarah Hanun?
Adalılar Oaranti'ye çıkıyar
— Ajansada casting görevlileri uzun
araştırrnalardan sonra Garanti Bankası
için çekilecek filmde en 'olumlu kahra-
manlar' yani artist olarak ajans çalışan-
larını saptadı. Terziler de böylece sö-
küklerini dikecekler. Ajansada'mn son
kazancı halkla ilişkiler bölümüne ka-
tılan Meltem Türker. Fransız Papillon
Lisesi ve Almanya'dan Nişantaşı'na.
TEKNOLOJI VITRINI
Video için ekolayzer
Evinizdeki videonuzla birlikte
video ekolayzeri kullandığınız za-
man, sayısal devreler herhangi bir
sahnedeki unsurların renklerini
değiştirmeyi sağlıyor. Görüntüde-
ki kişinin kravatından arkada
gözüken evin rengine kadar tüm
renklerde değişiklikler yapılabili-
yor. Tabii, görüntünün rengi,
kontrastı, parlaklığı da ayarlana-
biliyor. Amerikan Videonics fir-
masının geliştirdiği video
ekolayzerin fiyatı 300 dolar.
Videoya, doğru ışık
Amatör video çekimi yaparken ışık yetersiz
olursa, görüntüler seçilemez. ÇoR fazla ışık ol-
duğunda ise parlakhk görüntüyü bozar. Sun-
pak/Tocad America firmasmm geliştirdiği
CV-20SA, video çekimlerinde foto hücreleriyle
odanm aydınlatılma düzeyini belirliyor ve buna
göre 7-20 w arasında değişen şiddette odayı ay-
dınlatıyor. Fiyatı 1S0 dolar.
i
Arabanızı susuz yıkayın
Suyun gittikçe kıtlaştığı günleri yaşıyonız. Bir
Fransız fırmasınm ürettiği ECO'Lav ile arabanı-
zı su kullanmadan yıkayabilirsiniz. Bu temizleyi-
ci hiçbir kirletici unsur da (fosfat ya da CFC)
içermiyor. Eco'Lav'ın takım halinde satış fiyatı
185 Fransız Frangı.
Kalpazanlığa
karşı
Piyasada, kalpazanlığı
kolaylaştıran kopya aygıtla-
nnın çoğalması banknot ba-
sımını çok daha karmaşık
hale getiriyor. Avustralya
araştırma örgütü CSIRO, bu
soruna bir çözüm bulmak
amacıyla bir optik güvenlik
aygıtı geliştirdi. Avustralya1
da 10 dolarlık banknotlann
basımında uygulanmaya
başlayan yöntemin bir adım
ilerisi olan Catpix 2 yönte-
mi kalpazanlığı oldukça zor-
laştırıyor. Catpix 2, kredi
kartlannda kullanılan ho-
logramların iki katı büyük-
lükte, ancak 10.000 bayt veri
içeren bir optik görüntü üre-
tiyor. Görüntü, bugün sofis-
tike "mikrochip'Merin
üretiminde kullanılan yön-
temle, bir elektron ışığı ile
gerçekleştiriliyor.
Sıcak koltuk
Soğuk kış günlerinde buz
gibi bir araba içinde sıcak
bir koltuğa oturmak ister
misiniz? Plastelektro firma-
sının geliştirdiği koltuk ısı-
tıcısı, sıcaklığı kendi
ayarhyor.