22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/16 SPOR 17 EKÎM 1990 Avrupa Şampiyonası'nda ilkmaçımızı Dublin'de Irlanda Cumhuriyeti ile oynuyoruz Iyî başlarsak varızSakatlığı geçen Engin'in oynamaolasılığı arttı. Piontek hava toplannda etkili olan İrlandalılar için özel taktik uygulayacak. Maç saat 16.00'dan itibaren TV'den naklen yayımlanacak. DUBLÎN (Cumhuriyet) — Milli takımımız, Avrupa Futbol Şampiyonası'ndaki ilk maçını bu- gûn Dublin'de Irlanda Cumhuriyeti ile oynuyor. Teknik direktörlüğe Sepp Piontek'in getirilme- si ile yeni bir uraut ve düşüncenin başlatıldığı mil- li takımımız, bugün çetin bir sınav için sahaya çıkıyor. Sakat ve hasta olan futbolcular nedeni ile istediği milli takımı kuramayan Piontek'in elindeki futbolculardan oluşan kadro ile alaca- ğı sonuc, sporseverler tarafından ilgi ve umutla bekleniyor. Milli takım kadrosuna aday gösteri- len futbolculardan bazılarının sakat, bazılannın da hasta olması bu maç öncesi sorun yarattı. Ne var ki Irlanda Cumhuriyeti'nin de Türkiye'den farksız konumda olması, milli takımın bu maç- tan puan alabileceği olasıLğmı doğurdu. Irlan- da Milli Takımı'nda şu anda McLaughin, Whe- alen ve Morris maça çıkamayacak durumda. Dünya Kupası karşılaşmalarından Arjantin- SSCB maçını yöneten Isveçli Frederikson'un gö- CHARLTDN'IN İRLANDÂSÎ Sahasında yenilgisi yok rev yapacağı maç oncesi basın ile görüşme yap- maktan kaçman Teknik Direktör Sepp Piontek, karşılaşmada Irlandalı Cascarino'yu, Ercan ile durdurmayı amaçlıyor. Engin'in sakatlığının geç- mesi ve bu maçta oynama olasılığının yüksek ol- ması Piontek'i sevindirdi. Dublin'deki 51 bin kişilik Road Stadı'nda oy- nanacak olan karşılaşma TRT l'den saat 16.00'dan itibaren naklen yayımlanacak. Şampiyonaya bakış Avrupa Şampiyonası'nda ilk maçımızı bugün Irlanda ile oynayacağız. Bu maç aynı zamanda, grubumuz olan 7. grubun ilk maçı. Grubumuz- da bugün Türkiye-Irlanda maçının yanı sıra tn- giltere, Polonya ile karşılaşacak. Avrupa Şampi- yonası'nda birinci grupta ilk maç îzlanda ile Ar- navutluk arasında oynanmıştı. Bu maçı Îzlanda 2-0 kazanırken, İzlanda'nın oynadığı diğer maç- larda Fransa'ya 2-1, Çekoslovakya'ya 1-0, îspan- ya'ya ise 2-1 yenildi. Bu sonuçlarla izlanda'nın grupta hiçbir şansı kalmazken, Aynı gruptaki di- ğer maçta Fransa, Çekoslovakya'yı 2-1 yendi. Ikinci grupta ise sadece iki maç oynandı. Bu maçlarda tsviçre, Bulgaristan'ı 2-0 yenerken, ts- koçya da Romanya'yı 2-1'le geçti. Ikinci grupta bugün Romanya, Bulgaristan ile, tskoçya ise ts- viçre ile karşılaşacak. Üçüncü grubun favoriler- den S. Birliği ilk maçta Norveç'i 2-0 yenerken, Norveç ikinci maçında Macaristan ile golsüz be- rabere kaldı. Bu grupta bu gece Macaristan, ttal- ya ile karşılaşacak. DördUncü grupta ise üç maç yapıldı. K. Irlanda ilk maçında Yugoslavya'ya 2-0 yenilirken, bu gruptaki en büyük sürprizi Faro- er Adalan, Avusturya'yı 1-0 yenerek yaptı. Ama ikinci maçında aynı başanyı gösteremeyen Faroer Adalan, Danimarka karşısında tutunamadı ve 4-1'Iik bir skorla yenildi. Bu grupta bu gece gru- bun favorilerinden K. Irlanda, Danimarka ile karşılaşacak. S. grupta ise ilk maç bu gece Gal- ler ile Belçika arasmda oynanacak. Altıncı grupta ise oynanan tek maçta Finlandiya ile Portekiz golsüz berabere kaldı. Bu grupta da bu gece bir maç var. Bu maçta Portekiz, grubundaki ikinci maçını, geçen Avrupa Şampiyonası'nın galibi Hollanda ile oynayacak. CUMHUR CANBAZOĞLU "Orta saha rakip topu göre- meyecek şekilde geçiiecek." Ir- landa milli takım teknik direk- törti Jackie Charlton, göreve geldiği gün milli futbolcularla selamlastıktan hemen sonra bu sözleri söylemişti. Dört yıl ön- ce Charlton'ın, John Giles ve John Hard'dan devr aldığı Ir- landa milli takımı kendi halin- de, fazla iddiası olmayan, kura- lara zayıf takımlar kategorisin- de katılan bir ülkeydi. Küçük tr- landa'mn futbol rnucizesi, iki yıl önce Federal Almanya'da başla- dı. Belçika, Bulgaristan ve Is- koçya gibi üç güçlü ekibin ara- sından sıyrılarak Avrupa 88 fi- nallerine yükselen Irlanda, bu- rada ezeli rakibi Ingiltere'yi muhteşem bir oyundan sonra 1-0 yenerek futbolseverlerine ta- rihi bir gün yaşattı. Attığı kafa golleriyle ünlü Charlton, Irlan- da'yı da sıkı sıkıya tngiliz siste- mine bağlı oynatıyordu. Savun- ma uzun toplarla (long ball) çı- kıyor, santrfor, geriden gelenle- re top indiriyordu. Bu sistem Ir- landa'yı Avrupa şampiyonası fi- nallerine getirmişti. 1988'den sonra Charlton maç deneyimle- ri artan takımının tekniğine gü- venmeye başladı. Takım olgun- laştı, kanatlardan akınlar sıklaş- tı, pozisyon zenginliği geldi. Hü- cumda 3,5 metrelik hava hâki- miyeti sağlayan "yürüyen ikiz lndeler", Cascarino ve Quinn gi- bi iki teknik uzun bulunca, yer- den de çesitli oyun sistemleri ge- liştirildi. Ona sahaya "savunma- nın önünde libero" oynayan McGrath, sola uzaktan isabetli şutlar atan Sheedy, sağa da ma- estro Houghton'u (Liverpool) koydu. Tam saha presi uygula- yan savunma çizgi halinde oyna- maktan vazgeçerek ceza sahası- nı kaleci Bonner'a bıraktı. Liver- poollu solbek Staunton, ileri çı- kan Sheedy'nin ardından orta sahayı dörtleyerek hücum gücü- nü artürdı. Son derece basit ve garanti top oynayan Irlanda bu sistemle fspanya'nm ardından Macaristan, Kuzey Irlanda ve Malta'yı eleyerek Italya 90 final- lerine yukseldi. ttalya'da da ay- nı oyun düzenini sürdürerek cey- rek finale kadar gelen Charl- ton'ın öğrencileri, ünlü Brady ve Stapleton'sız da başanh olabile- ceklerini kanıtladılar. Charltonlı Irlanda dört yılda yalnız 7 maç yitirdi. Irlanda son dünya şam- piyonasında Italya'ya 1-0 yeni- linceye dek 19 ayhk (15 maç) na- malupluk rekoruna sahipti. 11. Avrupa Futbol Şampiyo- nası elemelerine Türkiye maçıy- la başlayacak olan trlanda, bu maça ttalya 90 kadrosundan Morris (Celtic) ve Whelan'dan (Liverpool) yoksun çıkıyor. Bu- na karşın Jackie Charlton ve ta- kımı, Türkiye maçından fark beküyorlar. Milli takım kampın- da Türkiye maçıyla ilgili yorum yaparken 7. eleme grubunda tek rakiplerinin Ingiltere olduğunu söyleyen Charlton, Izmir'deki dostluk maçında berabere kaldı- ğı meslektaşı Piontek'e hiç şans j L K S ı N A V _ A M U 1 İ F u t b o l Takımımız, Avrupa Futbol Şampiyonası'ndaki ilk maçında tanımıyor. landa ile karşılaşacak. Takımda bazı as futbolculann sakat oluşu Piontek'i düşündürüyor S.İr- IzLEDİĞİM IRLANDA CUMHURİYETİ RAKİBİMİZÎN MAÇLARI 16.11.1988 Işpanya-lrlanda 2-0, 07.02.1989 İıianda-Franşa 0-0, 08.03.1989 Macaristan-İr- landa 0-0, 26.04.1989 jrlanda- İspanya 1-0, 28.05.1989 İrlan- da-Malta 2-0,04.06.1989 İrlan- da-Macaristan 2-0, 06.09.1989 İrlanda-F.AImanya 1-1, 11.10. 1989 Irlanda-Kuzey Irlanda 3-0, 15.11.1989 Malta-irlanda 0-2, 2&03.1990 İrlanda-Galler 1-0,25.04.1990 İrlanda-SSCB 1-0, 164)5.1990 İrianda-Finlan- diya 1-1, 27.05.1990 Türkiye-jr- landa 0-0,02.06.1990 Malta-ir- landa 0-3,11.06.1990 İngiltere- jrlanda (İT.90) 1-1, 17.06.1990 İrlanda-Mısır (İT.90) 0-0, 21.06. 1990 İrlanda-Hollanda (İT.90) 1-1, 25.06.1990 İrlanda-Ro- marrya (İT.90) 0-0, 30.06.1990 İrlanda-ltalya (İT.90) 1-0. Irlanda 16.11.1988 tarihinde İspanya'ya rakip sahada 2-0 yenildikten sonra 30.06.1990 ta- rıhine dek mağlubiyet tatmadı. TVde spor Spor Servisi — Avrupa Fut- bol Şampiyonası'nda bugün oy- nanacak olan Irlanda-Türkiye maçı saat 16.00'dan itibaren TVl'den naklen yayımlanacak. Gnıbun diğer karşılaşması olan tngiltere-Polonya maçı ise saat 23.15'ten itibaren TVl'den banttan ekrana gelecek. Rakibine futbol oynatmayan zor bir takım METtN TÜKENMEZ ttalya 90 için Roma'ya gittiğimiz ilk günlerde FIFA'mn yeni kurallannı açık- lamasından sonra ilk tepkiyi trlanda Teknik Direktörü Charlton göstermişti. Britanya adalannda "Büyük Jack" ola- rak ün yapan Charlton'ın en buyük kor- kusu, hakemlerin fizik mücadelede dü- düklerini trlanda'nın aleyhine çalmala- fıydı. Gerçekten de oyun anlayışlarının birinci prensibi fizik mücadele ve prese dayanan Serbest Irlanda ile îngiltere'nin en büyük kozları olan "rakibi bozan" oyun yapıları hakemlerin çalacağı dü- düklerle engellenebilirdi. Ancak FIFA 1 nın getirdiği yeni kurallar kasti faullere karşı bir önlemdi. Omuz omuza müca- deleler ve topa karşı sert oyun hiçbir za- man oyunun devamlılığma sekte vurma- yacaktı. Nitekim topa karşı sert oynayan Britanya temsilcilerinden Ingiltere, İtal- ya 90'ın en az faul yapan takımı (59) olurken, Serbest Irlanda ise Ingiltere, AI- manya ve ttalya'dan sonra centümenlikte dördunculuğü aldı (77 faul ile). FIFA- nın yeni kurallan Serbest trlanda'nın oy- nadığı futbolu olumsuz yönde etkileme- di, ama Büyük Jack'ın takımı, Cagliari grubunda "rakiplerine futbol oynatma- >^n", "onları hataya zorlayarak golü düşünen" ve "sabırlı" oyunuyla ttalya 90'ın eleştirilen takımlarından biri oldu. Cagliari grubunda İngiltere, Hollan- da ve Mısır ile birlikte mücadele eden Ir- landa, diğer takımlar gibi "bir kaza goliine" kurban gitmemek için ilkönce bir puanı amaçlayarak oynarruştı. özün- de bu anlayış sadece dünya şampiyona- sının özel koşullarından kaynaklanma- mıştı. Britanya adalarının genel prensi- bi "göze hoş gelen" futboldan daha çok savunmada güvenli, atakta ise rakiple- rinin yapacağı haU-lajı değerlendirmek üzere kurulmuştur. Bu anlayış trlanda1 ya "zor yenikn" bir takım özelliği ka- zandırmıştı. Nitekim grubunda hiç ye- nilmeden üçüncü takım olarak çıkmış- tı. Çeyrek fınal mücadelesi için Cenova- da Romanya karşısına çıkan Serbest tr- landa, oyun anlayışından ödün verme- den oynadı. \ani, gene gol yememek ön plandaydı. Belki de ttalya 90'ın en sıkı- cı maçıydı. Tam 120 dakika izleyiciler eziyet çekti. Ama sonuçta trlanda gene yenilmezliğim korudu ve penaltı atışları sonucunda Romanya'yı eleyerek çeyrek rınale kaldı. Serbest Irlanda son sekiz ta- kıma kalmcaya kadar izleyicilere hoş gö- rünmedi, ama belirlediği hedefe de güç- lü takımlarla oynayarak vardı. trlanda, yan final mücadelesi için Ro- ma Olimpiyat Stadı'nda İtalya karşısına çıktığı zaman daha değişik bir futbol oy- nadı. Biraz daha atağı düşunüyordu. Maçın ilk yanm saatinde 80 bine yakın İtalyan yandaşlannın yureğini ağzına ge- tirdiler. Ama Toto Schillaci'nin çok zor Ümitler yenildi SJrlanda Ümit: 3 - Türkiye Ümit: 2 HAKEMLER: Fredi Flops (5), DanıalRudit (S), Zuffay (5) tRLANDA ÜMİT: O.Devvn (4), F.O.Donogheu (5), K.Coighm (6), McCarthy (7), P.Scuiy (6), R.Kenne (5), K.Anpidou (7), A.Bradv (S). V.Arkins (5), T.Consins (7), M.Kely (5) TÜRKİYE ÜMİÜ Muharrem (6), Murat (6), Ali (6), Orhan (6), Hamdi (7), Ali Nail 7), Kemalletün (6), Mutlu (6), Emin (8), Faruk (8), Aykut (6) GOLLER: Dk. 2-50Emin, Dk. 22-47 Consins, Dk. 87 Arkıns. DUBLİN (Cumhuriyet) — Avnıpa Kupası elemelerinde Ir- landa Cumhuriyeti ile Türk Ümit Milli Takımları arasında oynanan maçı, İrlanda Cum- huriyeti 3-2 kazandı. Karşılaşmaya iyi başlayan Milli Takımımız Emin'in aya- ğından 2. dakikada ilk golü buldu. Bu dakikadan sonra de- fansa çekilen Ümit Milliler 25. dakikada Consins'in . golüne engel olamadılar ve ilk yarı 1-1 berabere sonuçlandı. Ikinci yarıya hızlı başlayan İrlanda Milli Takımı 47. daki- kada penaltı kazandı. Penaltı- yı kullanan Cousins kaleci Mu- harrem'i ters köşeye yatırarak topu ağlara gönderdi. 2-1. 50. dakikada Ümit Milli Ta- kımın bir kontratağında top Emin'e geldi, Emin ters bir vu- ruşla topu ağlara gönderdi: 2-2. Bu dakikadan sonra İrlanda karşısında güzel bir oyun ser- gileyen millilerimiz 87. dakika- da Arkins'in golüne engel ola- madı. G.Saray-TRT davası başladı Spor Servisi — Galatasaray Kulübü'nün TRT aleyhine aç- tığı 3,5 milyar lirabk tazminat davası dün başladı. Galatasa- ray Kulübü avukatı Ertan Sur- sal, TKTnin izin almadan maç yayımladığını ve tazminat öde- meye mahkûm edilmesini iste- di. Avukat Sursal, Galatasaray Kulübü'nün haksız yayın nede- niyle seyirci kaybına uğradığı- nı kaydetti. Mahkemeye TRT adııia kdtıidiı avukdi Guner Korkmaz ise, basketbol maç- larının amatör spor dalı oldu- ğundan yayımlanması halinde telif haklarının gasp edilmesi- nin mümkün olmadığını be- lirtti. TRT avukatı Korkmaz, • davanın asliye hukuk mahke- mesi değil idare mahkemele- rinde görulmesi gerektiğini bil- dirdikten sonra davanın usul yönünden reddedilmesini iste- di. YAVUZ ZAP — Melboume'de kürsüye çıktı. GüNÜNİÇİNDEN Melbourne'da altın aldık MELBOURNE (AA) — Uluslararası Melbourne Maratonu'nda özürlü milli atletimiz Yavuz Zap altın madalya kazandı. Yavuz Zap, önceki gün yapılan maratonün 5.400 -metre özürlüler bölümünde koştu. Koltuk değnekleriyle yanştığı koşuda, daha ilk melrelerde öne geçen Zap, yanşmayı birincilikle tamamlayarak altın madalyanm sahibi oldu. Maratona kendi imkânlanyla katıldığını belirten Yavuz Zap, "Önümüzdcki günlerde Frankfurt'ta da bir yanşma var. Amacım, aynı başanyı orada da göstermek" dedi. Yavuz Zap'ın birinci olduğu yanşmada, ikinciliği Avustralyalı, üçüncülüğü de Şilili sporcular elde etti. • YakJaşık bir haftadır yurtdışında bulu- nan Fenerbahçe Teknik Direktörü Hidding dün akşam İsıanbul'a döndü. Havaalanın- da oldukça sinirli görünen ve gazetecilere fo- toğraf çektirmeyen Hiddink, yabancı futbolcu konusunda yönetim kurulu İle gö- rüştükten sonra bir açıklamada bulunabile- ceğini söyledi. Bu arada Başkan Metin Aşık gazetelerde çıkan haber üzerine yaptığı açıklamada, 'Ben yöne- timde huzursuzluk olmasın diye her zaman susmayı tercih ettim. Ben kişilerin doğrultu- sunda kendime yön vermem. Aziz Yılmaz ve Birleşik Grubun ne icraatı var?' dedi. • Beşiktaş Yönetim Kurulu bir açıklamay- la taraftar ve futbolculann kenetleneceği Adanaspor maçında gelirinden fedakârlık ederek sadece bu maç için bilet fiyatlanndan teberru kısmını kaldırdı. Buna göre açık 15, kapalı 40, numaralı tribün biletleri 50 bin li- radan satılacak. • Spor-Loto'nun 8. hafta kesin değerlendir- me sonuçları belli oldu. Bu hafta Spor- Loto'da 8 bilen çıkmayınca, 9. haftaya 624 milyon 232 bin 641 lira devretti. Spor-Toto Teşkilat Müdürlüğü'nden yapılan açıklama- ya göre 8. haftada 7 bilen 101 kişi ise 6 mil- yon 180 bin 521 *er lira ikramiye kazandı. pozısyonda attığı gol, Btlyük Jack'in "zor takımı" Irlanda'nın beş yıl sonra ilk yenilgisini almasına neden oldu. trlan- da, dünya kupasındaki en güzel futbo- lunu oynadığı halde yenildi. Bu futbo- lun altında, Irlanda'nın beklediği ama- cı yakalamaktan kaynaklanan rahatlığı vardı. Eğer îtalya golü erken atmasaydı trlanda zor takım olma özelliğini orta- ya koyabilirdi. Çünkü rakipleri giderek güç kaybına uğrarken, trlanda fizik gü- cünü daha da yükseltebiliyor ve disiplinli oyununu sabırla sürdürebiliyor. trlanda'nın, genel oyun prensipleri içe- risjnde Ingiltere ile önemli bir farkı var. Artık Ingiltere hazırlık aJanında daha çok pas yapmaya başladı. trlanda ise klasik Ingiliz anlayışını sürdürüyor. Ya- ni kazanılan toplan orta alandan ve sa- vunmadan uzun pas olarak kullanıyor- lar. Doğal olarak, böyle bir uygulama- nın başanya ulaşması için çok uzun boy- lu santrforlar gerekli. Cascarino ve Qu- inn bu tip oyuncular. Herbiri âdeta yü- rüyen kule görünümünde. trlanda genel olarak bu oyunculardan birini ilk ll'de kullamyor. fkisini birlikte oynatmak de- mek tamamen tek yönlü oynamak anla- mına gelir ki bunu dünya sampiyonasın- da denemediler. Genelliİcle Cascarino başlıyor, duruma göre yerini Quinn'e bı- rakıyor. Bu futbolcular kendilerine atı- lan uzun pasları orta alandan gelen ar- kadaşlanna indirerek gol anyorlar. Böyle toplarda en çok etkili olan futbolcu da sol orta alan görevi yapan Sheedy. Sol ayağıyla toplara iyi vuruyor ve takımın şutörü. Ulusal takımımızın son hazırlığımn amacı da, Serbest Irlanda'nın yüksek toplanna karşı önlem almaktı. Ama bi- zim gördüğümüz kadarı ile yan toplar- da Bakırköylü futbolcular daha etkili ol- du. Bu nedenle antrenör Terim, sık sık oyunu keserek yan toplan yineletti. An- cak bir asırdır yüksek toplara dayalı bir ekolün sahibi olan Britanya adalannın temsilcilerine karşı 3-5 günlük çalışma- larla önlem almak da kolay olmasa ge- rek. Biz İrlanda'ya karşı ancak kendi fut- bolumuzu iyi oynayarak başanh olabi- liriz. Yani topu yere indirerek, çabuk ve cesaretli ikiye birler sonucunda ataklan b'firebUmeliyiz. Kaptırdığımız toplar tek pasla kalemize gelip tehlikeye dönüşebi- leceği için topun yitirildiği yerde prese dönmek ve rakibe top kullandırmamak da ilk prensip olmah. Sonuç olarak, formsuz olduğumuz bir dönemde "çok zor bir takım" ile oynuyoruz. Geçen dünya şampiyonası elemelerine tzlanda ile kendi alanımızda başladı k, ama so- nuçta amacımıza ulaşamadık. Şimdi çok daha zor koşullarda ve ilk maçımızı dep- lasmanda oynayarak Avrupa şampiyona- sı grup elemelerine başlıyoruz. Ulusal ta- kımdan ne beklediğimizi, bu zor koşul- ları göz önünde tutarak değerlendirme- liyiz. HAFT4LIK ABDÜLKADÎR YÜCELMAN Hayal ve gerçek Ülkemize gelen yabancıjan bir süre sonra kendimize benzettiğimizi hepimiz kabul etmeliyiz. Ama direnen ya- bancılar da varmış demek ki. Bunlardan birisi de Sepp Pi- ontek. Milli maç öncesi açık- lamalarını herkes yadırgadı. Oysa Piontek her şeyi açık açık söyiemekte yarar gör- müştü. Ne demişti Piontek, "Milli Takıma hevesii, he- yecan duyan, hırslı futbol- cu flerek." Bu lafın arkasın- da Milli Takıma girenlerin pek de heyecanlı olmadıkları, hırslı gözükmedikleri gerçeği yatıyordu. Yalan mıydı bu sözler. Milli Takıma girmek bir angarya değil miydi bazı futbolcular için. Kazanmak için hırslı gozüküyortar mıy- dı? Bunları bir Türk açıklasa vatan haini ilan edilirdi. Ama Piontek bir yabancıydı ve gerçeği ortaya koymakla en azından kamuoyunu uyut- mak gibi bir düşünce içinde olmadığını açık açık ilan etti. Artık bu ülkede bazı tabu- lann yıkılması, bazı gerçekie- rin.de anlatılması açıklanma- sı gerekiyor. Bilmem anımsa- nır mı yaş küçültüp kazık gi- bi adamlarla Avrupa Gençler Basketbol Şampiyonu oldu- ğumuzda bu sahtekârlığı ka- muoyuna duyuran bizler yıl- lar önce vatan haini ilan edil- miştik. Ne oldu, ne kazandı ülke? Sahtekârtıkla alınan bir Avrupa şampiyonluğu bize ne getirdi? O takımdan bu- gün hiçbir iz kalmadı, ama sahtekârlığı hiç unutmuyo- ruz. Biz de Avrupa da... Gerçek daima acıdır, ama ne gariptir ki biz daima güzel ve pohpohlayıcı laftan hoşla- nırız. Ama neye yarar ki? Pi- ontek çıkıp, "ırtanda mı, bi- zim aslanlar evvelallah İr- landa'nın suyunu çıkanr" dese buna kimse inanmaz, ama hoşumuza gider. Ya so- nuç? Sonuç yine hüsran, yi- ne hezimettir. Yıllarımız hep bu gibi ninnilerte geçmedi mi? Cumhurbaşkanımız, Milli Takım kampına uğrayıp milli futbolculara nasihat etmiş, harta taktik vermiş, "Irtan- da'yı halledln", "Başüstüne" dememişler çocuklar, ama içlerinden ne dediklerini Allah bilir. Kuşku- suz duygusal laflarla sporcu- ları motive etmek olastdır. Ama yıllardır aynı şeyleri söy- lemekle, vatan millet, Sakar- ya edebiyatı ile onları hareke- te getireceklerini sananlar sa- dece kendilerini uyuttukları- nın acaba farkındalar mı? Bugün İrlanda'ya karşı 90 dakika mücadele edeceğiz. Kazanmak için sahaya çık- mak, o mücadeleyi göster- mek, şerefli beraberliklerle uyutulmak yerine, sportmen- ce mücadele edip Türkiye'de de futbol oynandığını dosta düşmana göstermek bize ye- ter. Gerisı hayal ve aslını in- kârdır. Bakan Alkollü araba kullanırken yakalanan ingiliz bakan isti- faetmiş, istifa nedenini açık- larken de şunları söylemiş. "Toplumun sorumlutuk sahibi herhangi bir kişisi daha iyi, davranırdı. Ben bunu yapamadım." Ne kışıl'k sahibi bakanlar varmış demek ki... Amatörler şeref kürsüsünde Her yıl şu aylarda bir dost gelir servise. Güleç yüzle "selam" verir, oturur, kıtlama çaytnı içer ve bir süre sohbet ederiz. Bir ytlın muhasebesi- ni yapar, anlatır, anlatır. an- latır. Bu yıl yine geldi. Bir yıl da- ha geçmiş, ama daha dinç, daha esmerleşmiş yüzünde, kırışıklıklar biraz daha çoğal- mış. "Bir yıl daha gençleştim " diyor Mehmet Dede. Bu yıl 82 yaşına girmiş ve tabii 7 yıldır gelenek hali- ne getirdiği Avrasya Marato- nu'na yine katılmış. Taaa An- karalardan kalkıp geimek yıl- da bir gün Asya'dan Avrupa'- ya koşmak onun tutkusu. Ma- ratonkolik adeta. "Evet" di- yor, "Gençleştim, daha şimdiden gelecek maratona hazırlanacağım." Mehmet Dede'nin 8 çocu- ğu ve 15 torunu var. Onlar evde oturadursunlar, o eşof- manını torbasına koyup İs- tanbul'a koşmuş. "Daha ni- ce yıllara" diyip onu yeniden Ankara'ya yolcu ettik. Avrasya Maratonu bir gele- nek oldu. "Yılda bir koşsa- nız ne olur, kosmasanız ne olur?" demeyin. Onun tanta- nası birkaç ay sürüyor. Bu yıl da bu geleneksel maratonu iki kuruluş üstlendi. Akbank ve Lions'lar. Akbank organi- zasyonun tüm giderlerini kar- şıladı, Lions genel yönetimi de birinci gelen maratoncuyu 1 kilo altınla ödüllendirdi. At- letizm adına sevinilecek bir olay. Ama ikinci, üçüncü ha- va aldı maratona katılan. Oy- sa kürsüye çıkan diğer iki at- lete de birer ödül verilmeliy- di. Umarız gelecek yıl, bu da olur. Atletizm adına daha doğru- su amatör sporcular adına sevinilecek bir dayı da Rena- uld Mais gerçekleştirdi. "Ayın şeref kürsüsü" adı altında bir yarış düzenledi ve geride bıraktığımız ay bu kür- süye bir atlet, bir güreşçi ve bir halterci çıktı. Bu şeref kür- süsü sürecek ve amatör spo- run, futbolun altında ezilmiş şampıyonları ayda bir kez de olsa gündeme gelecek. Re- nauld Mais'i kutluyor ve ama- tör spora, gerçek sporcuya sahip çıkanlara alkış tutuyc- ruz. Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü güreşçiler için şu deyimi kullanmış "şezonluk işçi." Bir gün iyi bir gün kö- tü futbol sergileyen futbolcu- lar demek ki "gündelikçi." Beşiktaş bir tarihtir Beşiktaş Kulübü Başkanı Süleyman Seba'nın cebinde uzun bir liste, listede birtakım isimler. Kulübün yeni üyeleri falan değil bunlar. Bu isimler teker teker aranacak, yakala- nacak ve kendilerine birer Beşiktaş piyango bileti satıla- cak. Her şeyıni Beşiktaş'a vakfetmiş Süleyman ağabe- yin listesinde Beşiktaşlı olma- yanlar da var. Diyor ki, "Be- şiktaşlı olmasa bile Beşik- taş'a hizmet bir kutsal görev- dir." Doğrudur, renklerini bi- le mütareke yıllarından aian ve Türkiye'nin en eski ve ta- rihi Beşiktaşı'na bir piyango biletinı çok görmemek gerek. Tarihi yaşatmak ise bir insan- lık görevidir. Glasnost Voleybolumuz Doğu Bloku ülkesinin sporcuları ile doldu. Glansnost dediysek gelip bi- zim voleybolcuları kapı dışa- rı edin demedik ya...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle