25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 EKÎM 1990 HABERLER CUMHURÎYET/13 ANAP'lı muhafazakârların ısrarlı tavrı, hükümetin kararnameyiMeclis'ten çekmesinigeciktiriyor Türban kararııaıııesi bu hafta da askıdaKararname konusunda karar verilmesi için Aykut'un Uruguay'dan dönmesi bekleniyor. ANAP Grup Başkanvekili Yasin Bozkurt, "Hükümetin kararnameyi geri çekme olasılığı var" dedi. ANKARA (Cumboriyet Bü- rosu) — Kadının statüsü ve so- nınlan genel müdürlüğü kurul- ması vettniversitelerdetürbanın serbest bırakılmasını öngören kararnamenin, bu hafta da "as- kıda kalması" bekleniyor. ANAFü muhafazakâr ve milli- yetçilerin ısrarlı tavnnın, hükü- metin kararnameyi Meclis gün- deminden çekmesini geciktirdi- ği öğrenildi. ANAP Grup Bas- KARARNAMEYE TEPKİ kanvekili Yasin Bozkurt, "H«- kümetin kararnameyi geri çek- me olasılığı var" diyerek bu ko- nuda karar verilmesi için Çalış- ma ve Sosyal Güvenlik Bakanı lmren Aykut'un Uruguay'dan dönmesi gerektiğini söyledi. SHP'nin engellemesi ve ANAP'ta bölünme nedeniyle görüşulmesi geçen hafta TBMM Genel Kurulu'nda tamamlana- mayan kararname konusunda hükümet henüz bir karara vara- madı. Edinilen bilgiye göre ha- Ien Uruguay'da bulunan Bakan lmren Aykut'un dönüşüne ka- dar, karamamenin çarşamba günü TBMM genel kurulunda göriişülmesı, ilgili Bakan Kemal Akkaya'nın bulunmaması ya da çoğunluğun sağlanmaması yo- luyla önlenecek. lmren Aykut- un önümüzdeki hafta sonunda Türkiye'ye dönmesinden sonra bu konuda bir karar verilecek. Bozkurt, şunlan söyledi: Hükümetin, muhafazakâr ve milliyetçilerle uzlaşmaya vanl- ması halinde kararname TBMM'den geri çekilerek yeni- den düzenlenecek. ANAP Grup Başkanvekili Yasin Bozkurt, Cumhunyet mu- habirine, kararname konusun- daki tavruı önümüzdeki hafta "•etlije kavusaca&ını' belirtti. Bu komploya alet olmasınlar Prof. Saylan Bu yasanın yanlışlarla çıkmasma karşıyız. Prof. Çelikel İki konuyu bir paket olarak Meclise sunmakdanışıklı dövüş izlenimi veriyor. Prof. Arat Kararname bu şekilde yasalaşırsa büyük bir tedirginliğe yol açar. Haber Merkezi — TBMM Genel Kurulu'nda önümüzdeki çarşamba günü ele alınması beklenen, Kadın Statüsü ve So- runlan Genel Müdürlüğü'nun de kurulmasını öngören Kanun Hükmündeki Kararname'ye tepkiler süriiyor. Kadın hakları ve laik düşün- ce dernekleri yöneticileri söz ko- nusu karamamenin hükümet ve ANAP tarafmdan TBMM Ge- nel Kunılu'ndan geçirilmek is- tenmesine tepkilerini şöyk dile getirdiler: Prof. Tiirkan Saylan (Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Baskam) — Kadın statüsü ku- rulması, çok önemli ve gerekli bir konu. Ama bu yasanın yan- lışlanyla çıkmasma karşıyız. lkinci olarak bunun kuyruğuna, inanılmaz bir şekilde her türiu kıhk kıyafet serbesttir diye tür- banı yasallaştıran ve daha önce- ki tüm disiplin soruşturma ve cezalarını kaldıran bir kararın eklenmesi adeta bir komplodur. lktidann ve muhalefetin, laik- lik karşıtı olaylann inanılmaz boyutlara vardığı şu günlerde türbanla ilgili bu girişimden sağ- duyularını kullanarak vazgeçe- ceklerini umuyoruz vcöneriyo- ruz. Prof. Aysel Çeiikel (Türk Hukukçu Kadınlar Derneği Başkam) — Sayın tmren Aykut gerçekten kadın haklanrun dev- let tarafından korunmasını amaçlayan bir kuruluşun var ol- masım içtenlikle istiyorsa ko- nuyla hiç ilgisi olmayan YÖK Kanunu'nda yapılacak değişik- likle ilgili türban konusunun ev- vela aynı karamamenin, şimdi de aynı yasanın içinde bir paket olarak Meclis'e sunulmasına ra- zı ohnaması gerekirdi. Birbiriyle bu kadar yakın bağlantılı, an- cak ayn yasalarda düzenlenmesi gereken iki konuyu bir paket olarak Meclis'e sunmak bir da- nışıklı dövüş olduğu izlenimini vermektedir. Böyle bir yaklaşı- mın, Türk kadınlannın kendi- sinden beklediği laik ve kadın haklanna saygüı davranma ilke- siyle bağdaşmadığı görüşünde- yim. Prof. Neda Arat — Kadının statüsü ve sonınlanna ilişkin kanun hükmündeki kararname bu şekliyle yasalaşırsa büyük bir tedirginliğe yol açacaktır. Laik ve çağdaş değerlere bağlılığını defalarca dile getirmiş bulunan Sayın Bakan lmren Aykut'tan, kadın kuruluşlarınm haklı eleş- tirilerine kulak vermesini ve "türban buhranım" daha da arttıracak ek maddeyi bu karar- nameden çıkartmak için üzeri- ne düşeni yapmasını bekliyonız. Dr. Demet Işık (Laikliğe\:ağ- n Gnıbu Başkam ve ÇağdaşVa- şamı Destekleme Derneği Anka- ra Şube Başkam) — Kanun, öneminden çok uzakta bir cid- diyetle tam anlaşılıp tartışılma- sına ünkân vermeyecek bir ze- min içerisinde, sayın milletvekil- lerinin akıl ve sağduyularmı kul- lanmalanna fırsat tanımadan kim vurduya gitsin telaşı içinde TBMM'ye sunulmaktadır. Bu kanunla, kanuniarm amaa olan düzenleme uygunluk değil, ak- sine özellikle 1983'ten itibaren çeşitli hukuksal düzenlemekr ve değişik uygulamalarla dinsel baskı ve olaylara çekilmek iste- nen üniversite gençliği kampla- ra bölünecek; kendisi kendisi ile karşı karşıya getirüecek ve çeşit- li kaynaklardan beslenen ve tır- mandırılan terör yine üniversi- te gençliğinin sırtına yüklene- cektir. "Hükümetin geri çekme ihti- mali de var. Bakan hanım da burada yok. Meseleye hassasi- yetle bakıyoruz. Hassas bir ko-- nudur. Sadece türban konusu değil, kadımn statüsü ve sorun- lan genel müdürlüğü kurulma- sı da ne dereoe arkadaşlann içi- ne siniyor, o da ayrıca değerlen- dirilmesi gereken bir konu. Ya- ni kararnamelerin yeniden de- ğerlendirmesi söz konusu." Kararname üç ayn konuyu tek bir metinde düzenliyor. Mer- kez Bankası Başkanı'nın görev süresinin Uç yıldan beş yıla çı- kanlması, kadının statüsü ve so- runlan genel müdürlüğü kurul- ması ve "üniversiteterde ahtek «e adaba ayiun olmayan kıhk kıya- fetin serbest btrakılması" konu- larını birlikte içeriyor. TBMM'de sah günü ANAP, SHP ve DYP meclis grupları toplanacak. TBMM Genel Ku- rulu'nda da sah günü SHP Iz- mir MiUetvekili Halil Çulkaog- lu ve 27 arkadaşı tarafından ve- rilen, "tötfln üreticisinin sornalan" konulu genel görüş- me önergesi ele alınacak. TBMM iç tüzüğünde değişiklik yapılması amacıyla oluşturulan hazırlık komisyonu da bugün toplanacak. Bu toplantıda cura- hurbaşkanının yeni yasama yı- hnın açış konuşmasını yapması sırasında uygulanacak protokol ile Meclis'teki güvenlik görevli- lerinin TBMM Başkanlığına bağlanması üzerinde durulacak. flutlA Türk otomobil üretiminin önderi Tofaş'tır. Öncelikle, Türkiye'nin özgün koşullarına göre, özgün olarak tasarlanmış ve üretilmiş olmasından... Tofaş servis örgütünün tüm ülkeyi kapsamasından... Genç ustalar üreten bir okul olmasından... Yedek parçasımn çok bol, çok yaygın-handiyse köy bakkalında bile- bulunmasından. Yedek parçasının hesaplı olmasından... ... Ve ikinci el değerinin daima en yûksek olmasından Tofaş Türkiye'nin otomobili" olmuştur. Ve Tofaş bir yandan kendini yenilerken, öte yandan Türkiye'nin en çok beğenilen modellerini üreîmeye devam edecektir. Şimdi... yeni bir bilinç sahibi olalım... Satın alacağımız her otomobilde, önce Tofaş güvencesine bakaiım. "Türkiye'nin OtomobıVni Tofaş üretir. TOFAS r,ITNT.FRÎN KOPUGU AHMETTAN Seyircisiz Maç ANKARA — Akbulut hükümeti, 1991 bütçesini yarından sonra TBMM Başkanlığı'na teslim ediyor. Önümüzdeki yı- lın bütçesi 104 trilyon lira. Ama bu miktarın beşte biri açık. Yani 21 trilyonluk bir borçlanma ile iktidar, önümüzdeki yılı kurtarmayı hesaplıyor. Ancak bu hesabın içinde, eski iç ve dış borçlar için yapılması gereken ek borçlanmalar yok. Burv ların da hesaba alınması halinde toplam borçlanma 38 tril- yonu yurtiçinden, 6.4 triryonu ise yurtdışından olmak üzere 45 trilyona ulaşıyor. Bu rakam Bütçe Komisyonu'nda daha da artabilecek. Ör- neğin hükümet tasarısında memur maaşları için konulan ödenek, bırinci altı ay içinde maaşlara yalnızca yüzde 20-22'lik bir zamma izin veriyor. Bütçe Komisyonu maaş zammını yükseltirse bütçe açığı, dolayısıyla borçlanma mik- tarı daha da ileri boyutlara ulaşacak. Bu konuda geçen yılın örneği ortada. 1990 bütçesi için geçen yıl hükümetin personel gideri olarak ayırdığı 20 tril- yon lira, şımdiden 26 trilyon liraya yüksetdi. ANAP hükümetleri için açık bütçeden kurtulmak giderek olanaksızlaşıyor. Bütçelerin ortalama yüzde 20'si önceki yıl- larda alınan borçHarın yalnızca faiz ödemelerine gidiyor. Bu- na karşılık yatırımlara, faizlere ödenen miktann neredeyse yarısı aynlabiliyor. Sonuçta hükümetlerin ekonomi politikalarının en etkili si- lahı olan bütçeler, birer maaş ve borç ödeme belgesine dö- nüşüyor. Türkiye'nin güçlenmesi ise bütçe silahının etkili kullanıl- masına bağlı. Enflasyondan refah artışına, işsizlik oranın- dan büyüme hızına hemen tüm ekonomik ve sosyal hedef- lere bu sifahın iyi kullanılması ile ulaşılabiliyor. Ancak Özallı yıllarla birlikte bütçe silahının çapı fon uy- gulamaları ile küçültüldü. Daha sonra da toplumsal yarar gözetilmeden yapılan harcamalar ve buna bağlı olarak ya- pılmak zorunda kalınan borçlanmalarla çapı küçülen bu si- lahın etkisi daha da köreltildi. Bu gidişatın önlenmesi için kamuoyundan bir baskı gel- mesi gerek. Ama Türkiye'de bütçe tartışmalarına halk ve halkın nabzını yansıtan kitle örgütleri katılmıyor, katılamı- yor. Çünkü bu konuda toplumsal bir gelenek ve görenek oluşmamış. Oysa ki "en yakın" müttefikimiz ABD'de büt- çe henüz oylanmadan çiftçisinden ev kadınına, sanayicisin- den bankacısına toplumun tüm kesimlen Başkan Bush'a ter döktürüyor. Bush'un Kongre'de döktüğü terler ise cabası. Amerikalılar için bütçe yal- _ _ _ _ _ _ _ _ _ Bu gidişatın önlenmesi için kamuoyundan bir baskı gelmesi gerek. Ama Türkiye'de bütçe tartışmalanna halk ve halkın nabzını yansıtan kitle örgütleri katılmıyor, katılamıyor. Çünkü bu konuda toplumsal bir gelenek ve görenek oluşmamış. Oysa ki "en yakın" müttefikimiz ABD'de bütçe henüz oylanmadan çiftçisinden ev kadınına, sanayicisinden bankacısına toplumun tüm kesimleri Başkan Bush'a ter döktürüyor. Bush'un Kongre'de döktüğü terler ise ekstra. ', , r nızca ekonomik değil, top- lumsal, siyasal ve diplomatik bir belge. Halk içeceği sigaradan Körfez'e gönderilen askerın kolasına dek hesabın kendi cebinden ödeneceğini bilıyor. Bütçe çıkmazsa kimse maaş alamıyor. Örneğın devlet me- murları ücretsiz zorunlu izne çıkanlıyor. Bütçe son dönemlerde Türkiye'de "âdet yerini bulsun" dıye hazırlanan bir belgeye dönüştü. Bütçesız kalmak diye bir durum söz konusu değil. "Geçici bütçe" diye bir 'kitabına uydurma' ile işler yürütülüyor. Kimse farkında olmuyor. Ama sonuçta top- fam faturayı halk enflasyon- la, daha fazla borç yükü ile ödeyıp duruyor. Paylaşım tartışması Toplum bütçenın farkında değil de parlamento ya da Ba- kanlar Kurulu üyeleri çok mu farkında? Bakanların çoğu için bütçe bir "mal paylaşımı" gibi. Ba- kanlar Kurulu'nda bütçe tartışılırken bakanların tek sızlan- malan oluyor; biraz daha fazla pay sızdırma. Bakanların bütçe kalemleri ile ilgisi, bu kalemlerin enf- lasyonla, ülke kalkınması ile ya da işsizlikle bağlantısı do- layısıyla değil. Yüksek Planlama Kurulu'nda da (YPK) durum hiç farklı değit. Oradaki tek fark yüksek bürokratların yer alması ve bu bürokratların kendi aralarındaki etkinlik çekişmesi. Geçen haftaki YPK topiantısmda, Başbakan'ın huzurun- da Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarı ile Devlet Planlama Tes- kilalı Musteşan arasmda tartışma çıkıyor. DPT'ci Hazine- ci'ye "Namık Bey, siz deflatör nedir bilir misiniz?" diye çıkışıyor. Aslında DPT Müsteşarı bu sorudan Başbakan'ın alınabi- leceğini hesap etmediği için biraz ayıp ediyor. Bütçe halktan kopuk. Bütçenin felsefesini Çankaya be- lirliyor. "Ekonomi yönetimi" ise bu felsefe içinde oynayıp duruyor. Örneğin Işın Çelebi ve DPT ekibi yatırımları arttırarak üre- tim ve istihdamın yükseltilmesi ile enflasyonda ya- vaş inlş sağlama yanlısı. Güneş Taner, Hazine ve Rüşdü Saracoğlu ekibi ise büt- çe ve kamu açıklarını daraltarak, gerekirse yatırımlardan vazgeçerek enflasyonu hızla indirme peşinde. Bu iki takımın maçının seyircisi bite yok. Öteki bakanlar kimden yana alkış tutacaklarını bilmıyorlar. Çünkü maç "liberaller" arasında. Oyunda hiçbir "kutsalcı" bakan yok. Çelebi de Taner de kazansa onlar için fark etmiyor. Aslında bu bütçede kazanan taraf pek yok. 104 trilyon- luk bütçeden 40 trilyonluk pay alan memurlar bile kayıpta olduktan sonra... Oiyarbakır Cezaevi Açlıkgrevi 8. günündeADANA (Cumhunyet Güney İlleri Bürosu) — Sevk olaylan- m ve tek tip hücre uygulaması- nı protesto için açlık grevine başlayan Diyarbakır E Tipi Ce- zaevi'ndeki 250 tutuklu ve hü- kümlü eylemi sürdürüyor. Ma- latya E Tipi Cezaevi'nde sekiz tutuklu ve hükümlünün sürdür- düğü açlık grevi dün 5. gününü doldurdu. Tutuklu ve hükümlü yakınlannın Diyarbakır ve Ga- ziantep'te başlattıkları açlık grevleri de sürüyor. Diyarbakır 1 No'lu E Tipi Ce- zaevi'nden 95 tutuklu ve hü- kümlünün çeşitli cezaevlerine nakledilmesi ve tek tip hücre uy- gulamasını protesto amacıyla 250 tutuklu ve hükümlünün başlaltığı açlık grevi, 7. gününü tamamladı. Merkez Cezaevi- ndeki tutuklu ve hükümlüler, 20'şerli gruplar halinde açlık grevini sürdürüyorlar. Bu arada tutuklu ve hükümlü yakıniannın Diyarbakır Sosyalist Parti bina- sında başlattığı açlık grevi de dördüncü gününü tamamladı. lutuklu ve hükümlü aileleri, ce- zaevinde açlık grevi yapan ya- kmlarının yaşamlanndan endi- şe duyduklarını söylediler. Önceki gün Sosyalist Parti- nin açhk grevini desteklediğine ilişkin bildirilerini dağıtırken gözaltına alınan, aralarında merkez ilçe başkam Mnruvet Cacım'ın da bulunduğu dört kişi dün salıverildi. Insan Hakları Derneği Şube Başkam Hatip Dicle, 'Hüküme- tin açlık grevierinden çıkabile- cek öliımlerin sorumlusu ola- cafını" ileri stirdü. Dicle, "Bü- tün siyasi partileri ve demokra- tik kitle örgütlerini ortak eylem yapmaya çağınyorum" dedi. Malatya E Tipi Cezaevi'nde- ki sekiz tutuklu ve hükümlünün başlattıkları açlık grevi dün be- şinci gününü doldurdu. Tutuk- lu ve hükümlüler açlık grevinin 5 gün süreli olacağını bildirmiş- lerdi. Gaziantep'te 30 tutuklu ve hü- kümlu yakınıyla 15 üniversite öğrencisinin cezaevlerindeki tu- tuklu ve hükümlüleri destekle- mek amacıyla Halkın Emek Partisi'nde başlattığı açlık gre- vi de ikinci gününü tamamladı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle