Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 EKİM 1990 KÜLTÜR-SANAT
15. TORONTO FESTİVALLER FESTİVALİ
CUMHURİYET/5
Sophia Loren'e ödtil
• Kiiltiir Servisi — 12 ekim günü başlayan Yirmi
Altıncı Uluslararası Chicago Film Festivali'nin bu yılki
onur konuğu, unlü Italyan fîlrn yıldın Sophia Loren.
Sophia Loren, Chicago Film Festivali'nin açılış töreninde,
yaşamboyu sinemaya katkılanndan ötürü bir de ödül
aldı. Loren'e odülünü, festivalin kurucusu ve yöneticisi
Michael Kutza verdi. Sophia Loren, daha önce de son
Fılmi "Cumanesi, Pazar ve Pazartesi"nin dünya galasına
katıldı.
Ulvi Uraz ödüUeri dağıtıldı
• Kültiir Servjsi — Bu yıl on beşincisi düzenlenen Ulvi
Uraz Tiyatro Ödulleri dün Aratürk Kültür Merkezi'nde
yapılan bir törenle sahiplerine verildi. Her yıl bir yerli
oyunu sahneye koyan yönetmen ve yerli oyunda rol alan
oyuncuya verilen Ulvi Uraz Tiyatro ödülleri'nde, bu yıl
ilk olarak bir de jüri özendirme ödülü verildi. Hayati
Asılyazıcı, Cevat Çapan, Haluk Şevket Ataseven, Orhan
Alkaya ve Kemal Bekir'den oluşan bu yılki jüri, Gungör
Dilmen'in "Aşkımız Aksaray'ın En Büyilk Yangmı"nı
yöneten Ergin Orbey'i yılın en başanlı yönetmeni, Aziz
Nesin'in "Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz" adü oyunundaki
rolüyle Ali Sürmeli'yi de yılın en başanlı oyuncusu seçti.
Jüri Özendirme Ödulü'nü ise Bilsak Tiyatro Atölyesi
Sevim Burak'ın "Işte Baş, lşte Gövde, Işte Kanatlar" adlı
oyunuyla aldı. 1974 yılında ölen Uraz'ın esinin de
katıldığı ödul töreninde sunuculuğu Hayati Asılyazıcı
yaptı. Asılyazıcı, Uraz'ın ulusal tiyatroya yaptığı
Katkılardan söz etti.
Pazartesi Konserleri
• Kültür Servisi — Istanbul Devlet Opera ve BaJesi,
1990-91 sezonunda bir dizi konser programını da
repertuarına aldı. "Pazartesi Konserleri" adı altında her
pazartesi akşamı saat 19.00'da Atatürk Kültür Merkezi
Oda Tiyatrosu ve Konser Salonu'nda yapılacak değişik
türde konserlerle yeni dinleyici ve izleyici kazanmak
ilkesinden yola çıkarak çeşiti enstrümanlarla ve küçük
orkestralar eşliğinde şan konserleri ve orkestra
sanatçılarımızın trio ve kuartetleri yer alacak. Ayrıca her
ay bir pazartesi akşamını da ülkelerin bestecilerine
ayırarak ulkeleri ve müziklerinin tanıtımı amaçlanıyor.
"Pazartesi Konserleri" adı altında gerçekleşecek ilk
konser, 15 ekim pazartesi saat 19.00'da AKM Konser
Salonu'nda soprano Remziye Alper'in piyanist Jan Salay
eşliğinde R. Strauss, G. Mahler, A. Dvorak'ın
eserlerinden oluşan "Lied Akşamı!'
Korkıtıazlar'ın heykel sergisi
• Kültiir Servisi — Irfan Korkmazlar'ın heykel sergisi
Vakko Beyoğlu Sanat Galerisi'nde açıldı.
1962 doğumiu sanatçı 1984'te tstanbul Mimar Sinan
Üniversitesi Heykel Bölümü'ne girdi. Çalışmalannı Prof.
Hüseyin Gezer daha sonra Prof. A. Teoman Germaner
atölyesinde sürdürdü. Halen aynı fakültenin son sınıf
öğrencisi olan Korkmazlar'ın bu ilk kişisel sergisinde 20
dolayında bronz heykel yer ahyor. Irfan Korkmazlar,
"Heykel sanatını kendi özyasantımın biçimlerle bir
somutlaşması olarak görüyorum. Konu olarak insanı,
çevremi seçiyorum. Onlann yazgılan, anlık duygulan,
yalnızlıklan ve birbirlerine yabancılaşmalan. Ilkel
cinselliği ve kadını da konulanm arasında söyleyebilirim.
Şimdilik heykellerimi form, doku ve estetik sorun olarak
çözme çabası içindeyim" diyor.
Harold Pinter'a saygı -
• LONDRA (Cumhuriyet)
— Tanınmış Ingiliz oyun ve
senaryo yazarı, yönetmen
Harold Pinter'ın 60. doğum
yüdönümü, BBC
Radyosu'nun kültür, sanat
ve klasik müzik yaytnı
yapan 3. kanalında 4
saatlik bir programla
kutlandı. Pazar geceki
programda Harold
Pinter ile sanat,
tiyatro, sınema,
edebiyat ve insan haklanm
kapsayan bir söyleşi, ikisi
kısa radyo oyunu olmak
iizere 4 oyunu yayımlandı.
Pinter, oyun yazmaya
başlamadan önce kaleme
aldıgı ve yaklasık 40 yıl
saklı duran ve yeni
yayımlanan "Cüceler" (Dwarfs) adlı ilk ve tek
romanından alıntılar okudu. Pinter'ın "sevdiği eserlere"
örnek olarak Bach'm La Minör Keman Konçertosu
çalındı ve Pinter'la eser hakkında konuşuldu. Pinter en
son olarak da Küıtlerin durumundan esinlenerek
yazdığını söylediği "Dağ Dili" adlı oyunundan alıntılar
yaparak insan haklanna ilişkin görüslerini aktardı.
Kültür merkezi için yanşma
• ANKARA (AA) — Kendi alarunda Ortadoğu'nun en
buyüğü olacak Mevlana Kültür Merkezi'nin projesi için
yarışma açıldı. Kültür Bakanlığı yetkililerinden edinilen
bilgiye göre İstanbul'daki AKM'den de büyuk olacak
Mevlana Kultür Merkezi'nde, sema gösterilerinin
yapılacağı 3500 kişilik bir salonun yanı sıra 600 kişilik
çok ve 200 kişilik küçük amaçh salonlar da yer alacak.
Merkezde ayrıca, yeterli büyuklükte sahne ve sanatçı
Dölumleri, Türk tasavvuf müziği ve halk kültürünü
araştırma bölümleri, Mevlana Araştırma Merkezi ve
lhtisas Kütüphanesi, Guzel Sanatlar ve Kültür
Mudurlüğü bölümleri ile idari ve teknik bölümler de
-bulunacak. Kültür merkezi projesini değerlendirecek jüri,
bakanhk musteşar yardımcısı Erten Altaban, Kültür
Merkezleri Daire Başkanı Yılmaz Batur, Prof. Gündüz
Gökçe, Prof. Kaya Ozgen, Prof. Haluk Karamağaralı ve
yüksek mimar Vedat Dalokay'dan oluşacak. 1990 yılı
rakamlarına göre 25 milyar Türk Lirası'na mal olacak
Mevlana Kültür Merkezi'nin dört yılda tamamlanması
planlanıyor.
Beyaz yargıç, siyah suçlutngiliz yönetmen
Chris Curling'in
politik polisiyesi
"Karanlık Kent",
Güney Afrika
gerçeğinin değişik
boyutlarını
beyazperdeye getiriyor. /
MEHMET BASUTÇU
TORONTO — Chris Corling,
yirmi yıl boyunca televizyon için
belgeseller çekmiş bir Ingüiz yö-
netmen. "Hareket Halindeki
Dünya", "Gerçek Yasamlar",
"Kaybolan Dünya" gibi belgesel
diziler gerçekleştirdikten, deği-
şik konular yanında Güney Af-
rika'da yasanan ırkçıhğı da bel-
geledikten sonra ilk konulu fil-
mini bu yaz sonunda tamamla-
mış.
Film, geçen ay Johannesbo-
urg'da, bir şenlik kapsamında
ilk kez seyirci önüne çıkmış.
Hem zenci, hem de beyaz izle-
yicilerin önüne geldiğinde beği-
nilmiş ve alkıslanmış. Bu arada
gösterildiği sinemalardan birine
bomba atümış...
15. Toronto Festivaller Festi-
vali aracılığıyla, sesini uluslara-
rası bir platformda duyuran bu
fılmin adı "karanlık Kent"
(Dark City). Yönetmeni Cur-
lung yine gerçek olaylardan yo-
la çıkmış. Ancak bu kez bir bel-
gesel yerine, gerçekler içine örül-
müş bir öyküyü ısleyerer poli-
tik/polisiye olarak tammlanabi-
lecek bir sinema türunü seçmiş.
Amacı, gözlemlediği Güney Af-
rika gerçeğinin değişik boyutla-
nnı, konusuyla sürukleyici bir
film biçiminde daha geniş kitle-
lere iletebilmek.
"Karanhk Kent" bu amaca
ulaşan bir film. Gerilimli kurgu-
su ve iceriğiyle geniş kitleleri et-
kileyecek bir çalışma. Konusu-
nun çekirdeğini, iki yıl önce Gü-
ney Afrika'da, Sharpesville'de
yasanan bir olay olustunnakta.
Kentin, görevini kişisel çıkarla-
n için kullanarak zenginlesen
zenci belediye başkamna karşı
yapılan bir gösteri sırasında,
başkan sinirlenerek silahını çe-
ker. Gosteriti bir zenci ölünce
SUÇSUZİNSANLAR YARGILANIYOR — Güne> Afrika adaleti, gösteriye katıian suçsuz insanlan yargdıyor. Bu insaolar bütün
kanıt yetersiriiğine karşın olume mahkûm ediliyorlar. Curling'in filmi gerçek olaylardan yola çıkıyor.
çıkan karışıklık sırasında kaç-
maya çakşan bir belediye mec-
lisi üyesi öldürülür. O da zenci-
dir. Katilleri bulamayan Güney
Afrika polisi, göstericilerden bi-
rinden, adlannı işkence altında
aldığı yedi kişiyi bu cinayeti iş-
ledikJeri savıyla mahkeme önü-
ne çıkanr. Bu süçsuz insanlar
"yargılanır" ve tüm delil yeter-
sizliğine karşm ölüme mahkûm
edilirler... Çıkan kargaşa sırasın-
da belediye meclisi üyesini iste-
meyerek öldüren zenci eylemci
ise arkadaşlanm kurtarabilmek
için kıvranmaktadır. Ancak
adaletin gerçek bir adalet olma-
dığı, teslim olsa bile sekizinci bir
kurban olmanın ötesinde bir so-
nuca ulasamayacağı apaçık or-
tadadır.
"Dark City"nin yönetmeni
Curling, ırkçılık gibi taraf tut-
manın çok kolay olduğu, iyile-
rin bir yana, kötülerin de diğer
yana itiliverdiği bir konuyu iş-
lemenin içerdiği doğal tuzaklar-
dan uzak durmayı başarmış.
Çünkü ırkçıbk söz konusu okiu-
ğunda, savunulan tezin içeriği-
ne göre genellikle tüm iyiler de-
rileri aynı renkte olan insanlar-
dır. Kötüler ise karşıt renge bo-
yannuşlardır._ lşte yönetmen bu
kısıtlayıcı yaklaşımın içerdiği
tehlikeden özenle kaçınmış.
"Karanlık Kenf'te izlediğimiz
zenciler, davranışları ve kişilik-
leriyle hiç de tek renkli insanlar
değiller. Tersine, çok renkli, de-
ğişik yapıda ve değişik mizaçta
insanlar var karşımızda. Birlik-
te yaşadıklan gerçeğin dayanıl-
mazlığı karşısında baş kaldınp,
doğal haklanna sahip çıkarak
insanca, onurlu bir yaşam süre-
bilmek için savaşırlarken her bi-
ri kendine göre değişik bir yol
seçecektir...
Beyazlann tutumlanna gelin-
ce, beyaz insanlan tek tek ele
alarak u-kçı ve faşist davranışla-
nnı görüntülemek, böylece ko-
nuyu bireysel bireysel bir düze-
ye indirgeyerek, çözüm yollan-
mn da bireysel düzeyde buluna-
bileceği yanügısına düşmek ye-
rine, filmde yasanan olaylar ku-
nımsal ve politik temellerine ba-
şanyla oturtulmuş.
Beyaz hâkim, beyaz olduğu
için değil de Güney Afrika ka-
nunlarını uyguladığı için ırkçı-
dır her seyden önce... Sonra da
kendini üstün ırk sayan bir top-
lumun moral değerleriyle eğitil-
diği için... Sanıklar ise beyazla-
nn gözünde, zenci oldukiarı için
suçludurlar... Ancak bu demek
değildir ki ezilen, hor görülen,
işkence edilen, öldürülen bu
zenciler, sadece zenci oldukiarı
için her zaman hakhdırlar...
önemli olan onlann içinde bu-
lunduklan koşulları anlayabil-
mek, içine düştükleri açmazla-
rı iyi değerlendirebilmektir.
Chris Curling polisiye bir öykü-
nün gerilimi içinde, çizdiği de-
ğişik kişilikler aracılığıyla işte
bunu başanyor.
Istanbullu antikacılar, Sothebyyönetimini bir mektupla protesto ettiler
siyaset karıştı
Osmanlı-İslam eserleri satışında, Ermeni
eserleri diye ayrı bir bölüme yer verilmesi
tepkiyle karşılandı. Protesto mektubunda, çok
sayıda Türk ustanın Ermeni toplumu için çok
sayıda Ermeni ustanın da Islam toplumu için
eser verdiği belirtildi. İstanbullu antikacı
Yaman Mursaloğlu, "Bu tür ayrımlar
yapaydır" dedi.
EDİP EMİL ÖYMEN
LONDRA — Christie ve Sot-
heby müzayede firmalan tara-
fından duzenlenen ve dört gün
sûrerek cuma günü sona eren sa-
üşlara sîyasal boyut kanştı. Sot-
heby'nin büyük satışında
Osmanlı-lslam eserleri arasında,
Ermeni eserleri diye bir ayn bo»
lüme yer verilmesini, tstanbul-
hı antikacılar Sotheby yönetimi-
ne bir mektup göndererek pro-
testo ettiler. Mektupta, Osmanlı
döneminde çok sayıda Türk us-
tanın Ermeni kilisesi ya da top-
lumu için eser verdiği kadar, çok
sayıda Ermeni ustanın da tslam
toplumu için eser verdiği, bun-
lann bir kültürün bütününü
oluşturduğu ve yapay biçimde
aynlmasının hata olduğu kayde-
dildi
Sothcby'nin satış katalo-
ğunda Ermeni Eseri başlığı al-
tında bazı Rum üriinü eserlerin
de sunulduğu kaydediliyor. Pro-
testo mektubunu kaleme alan-
lardan İstanbullu antikacı Ya-
man Mursaloğlu, "Bu tür ay-
nmlar yapaydır. Osmanlı döne-
mi bir bütnndar, parcaiara ay-
nimasının anfamı yoktur" dedi.
Girişimi yorumlayan İngiliz
uzmanlar, Osmanlı döneminden
önce ayn bir Ermeni sanatından
söz edilebileceği halde, beş yüz
yıl boyunca Osmanlı egemenli-
ği altında kalan bütün yöreler-
den şimdi müzayede salonlanna
gelen eserler için ayn ayn ulu-
sal sanatlardan söz edilrnesinin
pratik bir anlamı olmadığını
kaydettiler. Bir uzman, "Bu du-
rnmda hiçbir zaman bir Hint sa-
natıodan soz edemeyiz. Bugun
büe Hindistan, düzinekrle deği-
şik kühürden oluşan, yüze yakın
dil ve lebce konuşolan bir ülke-
dir. Ama o topraklann sanat
öriinleri Hint sanatı diye biünir.
Başkası miimkiin değildir" de-
di.
Dünya siyaseti, siyaset yerine
çek defterlerinin girdiği müzaye-
de salonlanna yansıdı dört gün
boyunca. Arap alıcılar "fark
edmV biçimde yoktular. Her iki
büyük firma da Irak ve Kuveyt-
ten kimsenin alıcı sıfatıyla mü-
zayedeye katılamayacağına,
kimsenin bu ülke yurttaşlan adı-
na aracı olamayacağına karar
vermişti. Irak ve dolayısıyla Ku-
veyt'e uygulanan Birleşmiş Mil-
letler yaptınmlan yüzünden, bu
ülkelere antika ihracatı da am-
bargo kapsamına girmişti. Bu
nedenle "zengüı Arap alıcılar"
AŞK KADAR TATLI — "Şeytan kadar kara, cehennem gibi sı-
cak, melek kadar saf, aşk kadar tatlı!" Fransız devlet adamı Tal-
leyrand'ın bu "iyi kahve" tanımı, 1870'lerde Italya'da yapdnus
tznik taklidi bir kahveliğin tepesinde yazılı. Kahvelik, Sotheby-
deki müzayedede en çok ilgi gören parçalar arasındaydı.
ortada görünmedi. Basra Körfe- rnan birkaç galeri dışında kim-
zi bunalımı nedeniyle müzaye- se yoktu.
deye Ürdün ve Suudi Arabistanh Türkiye'den ise müzayedeler-
geleneksel alıcılar da katılmadı- de görünen alışık yüzlere, Istan-
lar. Islam sanat eserlerinde uz- bullu antikacılar ile sanatsever-
lere yine rastlandı. Arap alıcıla-
rın bulunmaması, fıyatlann
anormal yüksehnesini önlediği
için Türkler 'iyi alışveriş" yap-
tılar. 15. yüzyılda Timur döne-
minden kalma bir kahve finca-
nına İstanbullu bir antikaa 600
milyon lira (komisyonuyla bir-
likte 660 milyon) öderken yine
Istanbul'dan Sevgi Göniil, 17.
yüzyıldan kalma bir tznik taba-
ğını 24 milyon liraya aldı.
Sotheby'de iki gün içinde (el
yazmalan ve minyatürler hariç)
yapılan satışta beklenildiği gibi
1 milyon sterlin sımn kolayca
aşıldı. Altı ay önceki satışa ba-
kışla, yüzde 35'lik bir artışla 1
milyon 507 bin sterline ulaşıldı
(7,5 milyar lira).
Son yülarda her satışta göz-
de olan lznikler için bu son sa-
tış bir dönüm noktasıydı. Bugü-
ne kadar hemen her lznik'e rağ-
bet gösterilirken bu kez
"olagandışı" sayıJan parçalar
yüksek fıyatlara satıldı, "ola-
ganlar" ise satılmalan beklenen
fıyatlann altında kalarak ya
ucuza gitti ya da satümadı.
Görüş beürten bir antikacı,
"Normal ve sıradan parçalar
çoktu. Körfez bunalımuıı da he-
saba katsak dahi yılda iki
OsmanJı-tslam satışı ne ölçiide
gerçekçi olacak bundan sonra"
diye sordu. Ancak Sotheby Is-
lam Bölümiı Başkanı Profesör
John Carswell, "Piyasa canlıy-
dı. Bazı lznikler umduğumuz
kadar yüksdmedi. Ama bir mü-
za>ede salonunda flyaü tek tttk
kişikr artûrmaz" diyerek satış-
lara rağbetin umulamn altında
kaldıgını ima ettL
• "Al Akgün neden öMürüldü?" • PKK davası tutuklulan
Sakine Cansız, Can Yüce ve Aiı Küçuk'ün açıklaması • Js-
tmbul'un kenar semttertnde 135 öğrencili sınrfiar • Çan-
kaya Betedivesı'nm gecekondu anketı 1 yılda 189 ıntıhar •
MÛğin gûcû: Woodstock'tan Mandela'ya • Işvefen ata-
atşçı yanıtı: Metal ışçıien greve hazırlamyor • İzmir'de
I SN t k n yağniası • Cevdet Se<vı "Genel grev
anrtu" • Kangâc Yıfcnfc perteyi eytedik Batman • Fran-
sa'da basm Kahvaltı kokteyi davetınden şışmanlayan gaze-
tacier. Rrmalardan basına sunulan hazır roporta|iar" Aynı
Tüıfciye gıbı • Mus'ta Zengök ailesinin basına getenler
H A F T A L I K H A B E R Y O R U M D E R G İ S İ
Öıal-Necİp Fozıl görüşmesinde rota çiıildl
SOLUCAN TAKTİĞİÖzal'ın Necip Fanl ölmeden önce Üstad'la yaptığı görüşffienin tutanağı... Necip Fazri'm önerdiği "Solucan
taMiği"nin hedefi neydi, sonuçta nereye vanlacaktı?.. Nedeti askerterle iyi geçJflHmeHycN?.. Necip Ftnl ANAP'a
isim babahğı da yaptı... Erenköy'deki köskte Amerika'yta iliskiter de konuşuldu...
• TURAN DURSUN'UN INCELEMESI: CİHAD KADIN DİNLEMEZ
• DOĞU PERİNÇEK: BAHRİYE ÜÇOK'UN KATİLLERİ KİM?..
• ÖZAL-ORDU KAPIŞMASININ AYAK SESLERİ
Özal-Polıs bir tarafta, Ordu-MİT öbür tarafta. Ardalı'nın gücü nereden gelıyor?
• DİYARBAKIR CEZAEVİ'NDEN KİM NEREYE SÜRÜLDU: TAM LİŞTE. CEZAEVLERİ ALARMDA.
• REFAH PARTİSİ KONGRESİNDE İSTANBUL'UN ALTERNATİF LISTESİ
GENEL MERKEZ, LİSTELERİ İMHA ETTİRDİ
• SİĞBETULLAH BATUR ÖZÜR DİLİYOR. İTİRAFÇILAR SHP'Yİ NASIL YÖNLENDİRDf?
513 83 52 - 513 83 53 - 513 96 78 FAX: 513 96
Roman yaznıa
rekonı
• KUZNETSOVA (UBA)
— Sovyetler Birliği'nde,
konusunu Sovyet basımı
Guinness Rekorlar
Kitabı'ndan alan roman
rekor kırdı. Kitabuı yazan
33 yaşındaki Vyacheslav
Golyashevich, 150 sayfalık
polisiye türü romanını 80
saat 26 dakikada yazdı.
Traktör şoförlüğü ve
denizcilik yapmış olan
Golyashevich'in yazmaya 30
yaşında başladığı bildirildi.
Roman yazma rekorunu
kırarak dikkatleri üzerine
çekmeye çalıştığını beliıten
Golyashevich, romanında
Guinness Rekorlar Kitabı
baskılanm çalarak yüksek
fiyatla satmayı planlayan
bir suçlular grubunun
serüvenine yer verdi.
Türk
sanatçılar
• Kültür Servisi — 6-24
eylül tarihleri arasında
Yugoslav Kültür Bakanlığı
tarafından duzenlenen ve
UNESCO, Ibby ve Icograda
gibi kültür kurumlarının
desteği ile gerçekleştirilen
32. Belgrad Altın Kalem
1990 Birinci Uluslararası
lllüstrasyon Bienali'ne
seçilen eserler arasında
Turk sanatçılann yapıtlan
da yer aldı. Bir barış mesajı
veren bu sergide çocuk
kitabı illustrasyonu dalında,
Mustafa Çakırcalı, A.Sibel
Demirtaş, Nazan Erkmen,
Şakir Gökçebağ, Can
Göknil ve Fethi Güncan
Mermertaş'ın ürünleri
sergilendi.
Atamer'in
sergısı
• Kültör Servisi — Gülden
Atamer'in resim sergisi 15
ekim tarihinde Ayşe Takı
Galerisi'nde açılıyor.
1973-1974 yıllan arasında
Perugia Güzel Sanatlar
Akademisi'nde resim,
gravür ve sanat eğitimi
gö^en Atamer daha sonra
îstanbul Devlet Güzel
Sanatlar Akademisi Bedri
Rahmi Eynboğlu
Atölyesi'ne devam etti.
1975-77 yıllannda ise
Milano Scuola Poh'tecnica
Di Desing bölümunde
çalıştı. Sergi 3 kasıma
dek görülebilir.
BİLSAKTA
BU HAFTA
15 Ekim Pazartesi:
19.00 GÜNLÜK YAŞAM
ÜZERİNE GEVEZEUKLER
"Alışveriş"
Cemil IPEKÇI, Neslihan
YARGICI. Perran KUTMAN
16 Ekim Salı:
19.00 BİUM DİZİSİ
Çağdas ve Çağ ötesi Bir
Teknoıoji: Gen Teknolojisi
Beyazıt ÇIRAKOGLU
19.00 SANAT ESERtNÎN
ANIAM1, YORUMU VE
DEGERLENDlRlLMESt
Doğu Felsefesi, Jung
Felsefesi, Dadaist ve
Sürrealist Resim.
Erol COŞKUNER
17 Ekim Çarşamba:
19.00 ISTANBUÜTARİH VE
YAŞAM l
"Beyoğlu"
Burhan ARPAD
19.00 VENEDİKFİLM
FESTİVALİ
lbrahim ALTTNSAY, Yusuf
KURÇENLI
18 Ekim Perşembe:
19.00 PLASTIK SANATLAR
BtENALLERl
"Venedik, Tunus, Girit"
Handan BÖRÜTECENE,
Mıthat ŞEN, Bedri
B AYKAM, Serhat KlRAZ
19.00 SOSYAÜSTLERİN
BİRUK PARTİSİ GlRlŞtMl
Erdal TALU. ÇaSauy_
ANADOL,Atma AYTEMUR
19 EKİM Cuma:
19.00 BtUM DİZISİ
Biyoteknoloji ve
Uygulamalan: Türkiye'deki
Durum
Beyazıt ÇIRAKOGLU
19.00 MORÇATI KADIN
S/GINAGfVAKFI
Yaprak ZIHNIOGLU
20 Ekim Cumartesi:
14 30 GÜNLERtN
GÖTÜRDÛĞO
"Körfez Krizinde Taraflarm
Hedefleri ve Hesgplan"
Şükrü ELEKDAöT Hasan
YALÇIN, Ismail SOYSAL
Görsel Sanat
Atöiyeleri
MehmetGÜLERYÜZ
yonetiminde (Per.-Cum.)
Ta'i Chi Chu'an
HarekeÜi Meditasyon
Yoga
1930
Cafe-Foyer-Bar (Giriş)
Rock Cafe-Bar (5. Kat)
BİLSAK, S«r«*elvüto Cad.
Soğ«ncı tok.7 CIHANGİR
143 28 79-143 28 99