22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 EKİM 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 İran Uzmanlar Meclisi seçimi • LEFKOŞA — İran'da Uzmanlar Meclisi için pazartesi günü yapılan seçimlerin ilk açıklanan sonuçlarına göre, aralannda Vyetullah Humeyni'nin oğlunun da bulunduğu en az üç radikal Islamcı büyük oy aldı. İran resmi haber ajansı İRNA'nın bildirdiğine göre Cumhurbaşkam Haşimi Rafsancani Uzmanlar Meclisi'ne seçildi. Hükümet, dini açıdan seçilebilirliğe ilişkin bir testten geçemediklerini ileri sürerek pek çok Batı karşıtı radikalin adaybğını engellemişti. 100 hükümet yanlısının yanında seçimlere katılma hakkını kazanan radikallerden dokuzu, hükümetin tutumunu protesto etmek amacıyla seçimlerden çekilmişti. 8 yıl dönemli, 83 üyeli Uzmanlar Meclisi, ülkenin dini liderini seçiyor ve faaliyetlerini gözetliyor. Bııtto'nun eşi tutuklandı • KARAÇİ (AA) — Pakistan'da görevden uzaklaştırılan eski Başbakan Benazir Butto'nun eşi Asıf Ali Zardari'nin tutuklandıgı bildirildi. Butto, lideri bulunduğu Pakistan Halk Partisi tarafından yapılan açıklamada, Benazir Butto'nun eşi Zardari'nin 'dün polis tarafından tutuklandığı kaydedildi. Polis kaynaklan, Zardari'nin bir işadamından haraç almakla suçlandığım bildirdiler. Tutuklamaya ilişkin ayrıntılı açıklama .yapılmadı. Benazir Buttu .eşinin tutuklanmasını kınayarak tutuklama gerekçesinin bir yalana dayandınldığını kaydetti. Papandreu taburcu oldu " • ATİNA (AA) — Yunanistan'da ana muhalefet partisi PASOK'un lideri eski Başbakan Andrea -Papandreu (71), on günden -beri tedavi gördüğü Atina -Devlet Hastanesi'nden dün -taburcu oldu. Düzensiz kalp atışlan ve sojunum :guçlüğü şikâyetleri ile geçen pazartesi gecesi Atina Devlet Hastanesi Kardiyoloji Bölümü'nde yoğun bakıma alınan Papandreu, hastaneden jlaynlırken gazetecilere • vyaptığı açıklamada önemli \iç ve dış sorunlarla karşı İkarşıya bulunan Yunanistan yçin yeniden mücadele f'vereceğinden son derece rmutlu olduğunu söyledi. ;RuandaVla jlOOO ölti \ • MBRARA (UGANDA) KAA) — Ruanda'dan «açarak Uganda'ya gelen mülteciler, Mutara îbölgesinde isyancüara karşı Isaldınya geçen Ruanda Jordu birliklerinin, binden Jfazla sivili öldürdüklerini ;söylediler. Ruanda'da olayların patlak •vermesinden sonra .Uganda'ya geçen ilk mülteci grubu olan bu kişiler, -Ruanda ordusunun katliamının, on küçük yerleşim biriminde gerçekleştiğini kaydettiler. G. Afrika'da saldın • DURBAN (AA) — Güney Afrika'da bir yolcu otobüsüne düzenlenen silahlı saldında 6 siyah öldü, 27 kişi yaralandı. G. Afrika polisi, Natal eyaletinin Turban kenti kuzeyindeki Khamashu siyah yerleşim merkezi yakınlarında önceki gece meydana gelen olayda otobüsün otomatik silahlarla taranması sonucu içindeki 33 kişinin hepsinin de en az bir kurşun yarası aldığını, yaralanan şoförün otobüsü durdurmayı başardığını kaydetti. Lockerbie faciası • NEW YORK (AA) — 270 kişinin ölümüyle sonuçlanan Lockerbie faciasında Pan Am yolcu , uçağının düşmesine yol açan bombayı LibyaJı bir ajanın yerleştirmiş olabileceği ileri sürüldü. New York Times gazetesi dün verdiği haberde ABD yönetimince görevlendirilen araştınnaalann tskoçya'nın Lockerbie kasabası üzerine düşen uçağa bomba konulması için lran'ın Suriye'nin desteklediği bir gerilla grubuna para verdiğine hâlâ inandıklarını belirtti. SSCB Ankara BüyükelçisiAlbert Çemişev'in Cumhuriyet'e demeci: Türk-SSCB ilişkisicilalanıyorBüyükelçi Çernişev, "Ilişkilerimizin ekonomik planda çokgüzel gelişirken siyasi alanda yavaş geliştiği doğru değil. Birçok uluslararası konuda Türk-Sovyet görüşü aynı" dedi. YASEMİN ÇONGAR ANKARA — Türkiye ile Sovyetler Birliği arasında eko- nomik alanda giderek gelişen iş- birliğinin, siyasi ve kültürel iliş- kilere de yansıdığı bildirildi. SSCB'nin Ankara Büyükelçisi Albert Çernişev, pekçok ulusla- rarası konuda Türk ve Sovyet görüşlerinin aynı olduğunu be- lirterek, "siyasi alandaki üişki- lerimiz de en azmdan ekonomik alandaki isbiriiğimiz kadar iyi- dir. Ancak biz bu konuda bağırmıyoruz" dedi. Büyükelçi Çernişev Cumhurbaşkam Özal1 ın 1991'in şubat ya da mart ay- lannda Sovyetler Birliği'ne gide- ceğini, Sovyet Başbakam Rijkov ve Dışişleri Bakam Şevardnad- ze*nin gelecek yıl içinde Türki- ye'yi ziyaret etmesinin beklendi- ğini belirterek, "1991 üiskileri- miziıı cilalandığı yıl olacak" dedi. Çernişev, aynca uzun bir sü- reden beri gündemde olan Türk- Sovyet kültürel işbirliği anlaş- masının bu hafta içinde imzala- nacağını söyledi. Türk-Sovyet ilişkilerinde yoğun günler yaşa- nırken göreve geldiği 1987'den bu yana iki ülke arasında gide- rek artan bir işbirliğinin gerçek- leşmesine katkıda bulunan Bü- yükelçi Albert Çernişev'le gö- rüştük. Çernişev'e ikili ilişkilerin son durumu konusunda yönelttiği- miz sonılar ve yanıtları şöyle: — Ülkelerimiz arasındaki ekonomik işbirliği siyasi planda yansımasını ne zaman göstere- cek? Siyasi işbirliğine yönelik gi- rişimler ve uzun süredir gerçek- leşmesi bekienen ziyaretler ne aşamada? ÇERNİŞEV— İlişkilerimiz ekonomik planda çok güzel ge- lişirken siyasi alanda yavaş ge- liştiği görüşü doğru değil. Bu bi- raz dış görünümden kaynakla- nıyor. Ekonomik alanda atılan adımlar politik, diplomatik ka- zanımlara göre daha çarpıcı... Birçok uluslararası konularda Türk ve Sovyet görüşleri aynıdır. Bu husus, Saym Gorbaçov ile Sayın özal arasındaki telefon görüşmesinde de vurgulandı. Si- yasi açıdan, gerek Moskova'da, Büyükelçi Volkan Vural'ın bizim dişişleri bakanlığımızla, gerekse benim burada Türk Dışişleri Ba- kanlığıyla çok iyi temaslanmız var. Bundan önce bir kez Mos- kova'da, geçen hafta da Anka- ra'da Türk ve Sovyet heyetleri birlikte ilişkilerin ufuklarına bakma amaçlı toplantdar yaptı- lar. Şu anda Ankara'yı ziyaret GüNEYKORE ÜNİVERStTE MUHALEFET ODAĞI — Seul Cniversitesi ögrencileri. yasak olmasıoa rağmen bir Kuzey Kore filmini iiniversite kampusunda gösterime sokunca polis baskısına uğradılar. Ogrenciler polise molotof kokteyller ile cevap verdiler. SeuPde öğrenci-polis çatışmasıDış Haberler Servisi — Güney Kore polisinin, hükümetin ya- şaklamasına rağmen bir Kuzey Kore filminin gosterildiği Seul Üniversitesi'ne girdiği bildirildi. Ogrenciler ile polis arasında şid- detli çatışma çıkması üzerine, zırhlı araçlar desteğindeki yüzler- ce polisin üniversiteye girdiği belirtildi. Olaylar sırasında bazı po- lislerin, oğrencilerin attıkları molotof kokteyİleri ile yaralandık- lan, en az 4 ögrenrinin tutuklandığı kaydedildi. Polisin düzen- KlBRIS SORUNU lediği baskın sırasında, üniversitede "Salt" isimli Kuzey Kore fil- minin gosterildiği belirtiliyor. Güney Kore Ulusal Güvenlik Ya- sası uyarınca bütün Kuzey Kore filnilerinin yasak olmasına rağ- men, ogrenciler bu filmi nasıl ele geçirdikleri konusunda bilgi vermeyi reddettiler. Gözlemciler. polisin bu müdahalesinin, bu akşam Seul'de düzenlenmesi öngöriilen hükümet aleyhtan bir gösteriyi engellemeye yönelik olduğunu belirtivortar. (Reuter) eden Dışişleri Bakan Yardımcı- sı Beloganov'dan sonra, güven- lik ilişkilerinden sorumlu Dışiş- leri Bakan Yardımcısı Karpov da Türkiye'ye gelecek. Sonra Büyü- kelçi özçeri Moskova'yı ziyaret edecek. Ancak siz şu açıdan hakiısı- nız. Siyasi ilişkilerimizin cilası eksiktir. 1991 ilişkilerin cilalan- dığı yıl olacak. Dışişleri bakanı- rruzın Türkiye'yi ziyareti için za- mansızlıktan başka engel yok. Bizzat kendisi gelemediği için üzülüyor. Türkiye'yi yakın za- manda ziyaret edecektir. Ben de bunun için elimden geleni yapı- yorum. İlişkilerimizin tüm bo- yutlannı kapsayacak parlak nokta ise Cumhurbaşkam özal'ın gelecek yıhn şubat-mart ayında yapacağı SSCB ziyareti- dir. Bu ziyaret sırasında çok önemli mutabakatlara varıla- caktır. Yeni işbirliğinin siyasi bo- yutlan ortaya çıkacaktır. — Ya Rijkov'un, Gorbaçov- un ziyaretleri?.. ÇERNİŞEV — Başbakan Rijkov'un Özal'ın SSCB'yi ziya- retinden altı ay kadar sonra Türkiye'ye geleceğini tahmin ediyorum. Sayın Gorbaçov'un ziyareti ise bundan bir süre son- ra, tahminen 1991 yıh sonu ya da 1992 başında gündeme gele- bilir. özetle, ziyaretler açısından çok yoğun bir döneme giriyo- ruz. Çalışma düzeyinde temas- lanmız zaten sayıca çoktur. Si- yasi alandaki ilişkilerimiz de en azından ekonomik alandaki iş- birliğimiz kadar iyidir. — Karadeniz Ortak Pazmn önerisi çerçevesinde somut adımlann ne zaman atılması beklenebihr? Bu konudaki Sov- yet görüşü nedir? Siz projeyi ül- keniz ekonomisi açısından ne derece varariı görüyorsunuz? ÇERNİŞEV— Bu konuda Dı- şişleri Bakanlığı Müsteşar Yar- dımcısı Sayın Tansuğ Bleda ile Sovyet yetkililerinin temasları sürüyor. Ben ve Türkiye Büyü- kelçisi Saym Vural da düzenli te- maslar yapıyoruz. Türk tarafı- na Sovyet tutumu hakkında so- mut bilgiler verdik. Kısa süre içinde Sovyet tutumunun ve Ro- manya ile Bulgaristan'ın yakla- şunlannın belirginJeşeceği görü- şündeyiz. Fikir oarak, Karade- niz'de bir refah ve işbirliği böl- gesi kurulmasını çok faydah gö- rüyoruz. Bizce Karadeniz, dört ülkeyi ayuan değil, birleştiren bir deniz ohnalıdır. Karadeniz, işbirliği ve refah bölgesi tüm Av- rupa'yı kapsayacak tek ekono- mi ve kültür alanımn da önem- li bir başlangıcını oluşturabile- cektir. Şu anda istişareler büyü- kelçiler düzeyinde yürüyor. An- cak kasım-arahk aylannda dört ülkenin katılacağı resmi görüş- meler başlayabilir. Bu görüme- lerin dışişleri bakan yardımcılan düzeyinde olacağmı samyorum. — Peki ya kültürel işbiriigi boyutu... Üzerindeki çalışmalar devam eden kültürel işbirliği an- ne Zaman imyalanarafc? Ankara gelişmelerden huzursuz BM Genel Şekreteri Perez de Cuellar'ın, Kıbns Rum kesiminin AT'ye yaptığı tam üyelik başvurusunu gündeme getirmeden, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve Kıbns Rum lideri Yorgo Vasiliu'yu görüşmelere çağırması Ankara'da "soğuk" karşüandı. ANKARA (Cumhuriyet Btt- rosu) — BM Genel Şekreteri Pe- rez de Cuellar'ın, Kıbns Rum kesiminin ATye yaptığı tam üyelik başvurusundan hiçbir şe- kilde söz etmeyerek KKTC Cumhurbaşkam Rauf Denktaş ve Kıbns Rum lideri Yorgo Va- siliu'yu görüşmelere çağırması, Ankara'da hoşnutsuzluk yarat- tı. De Cuellar'ın, çağrısında, Güvenlik Konseyi'nin 649 sayılı kararuıa atıfla, "görüşmelerde taraflann eşitliğinden" söz et- mesi ise "Genel Sekreter'in mis- yonu çerçevesinde zaten soyle- mesi gereken asgari söz" olarak nitelendirildi. De Cuellar'ıu Rum kesiminin ATye başvuru- sunu etkin bir biçimde gündeme getinnekteki "çekingenliğine" bir anlam verilemezken, Dışiş- Ier Bakanlığı Sözcüsü Murat Sungar, Genel Sekreter'in 31 ekimde Güvenlik Konseyi'ne su- nacağı Kıbns raporunun "soru- nu objektif bir şekilde yansıta- cağım umduklarını" belirtti. KKTC Cumhurbaşkam Denk- taş 30 eylülde kendisine gönder- diği mektupta, Rum kesiminin AT'ye başvurusunun oluşturdu- ğu engele işaret etmişti. Denk- taş'ın gönderdiği mektubun ya- nı sıra Dışişleri Bakanı Ali Bo- zer, BM'nin 45. Genel Kurulu nedeniyle geçen günlerde Genel ya KKTC Cumhurbaşkam Rauf Denktaş ve Kıbns Rum lideri Vasiliu Ue yapacağj bildirilen gö- rümelerden ne umduğu biline- miyor. Dış müdahaleler nede- niyle Kıbns Türk pozisyonunu yıpratmaya yönelik girişimlerin- yoğunlaştığı bir sırada KKTCnin, AT başvurusu konu- Sekreter Ue yaptığı görüşmede sunu sindirmeye hazır olmadığı aynı konuyu gündeme getirmiş- da vurgulamyor. ti. Başbakan Yıldınm Akbulut Dışişleri Bakanlığı sözcüsü da KKTC'ye geçen hafta yaptı- Murat Sungar, dün düzenlediği ğı resmi ziyaret sırasında Rum haftahk basın toplantısında, kesiminin AT'ye yaptığı başvu- Türkiye'nin son gelişmelerden runun ortaya çıkardığı engelin duyduğu hoşnutsuzluğu diplo- aşılmasmın yollanm araştırma- matik ifadelerle dile getirirken, nın Genel Sekreter'in "öncelik- BM Genel Sekreteri'nin 31 li görevi" olduğunu vurgulamış- ekimde Güvenük Konseyi'ne su- tı.Bu durumda, BM Genel Sek- nacağı Kıbns raporunda sorunu reteri'nin, Kıbns Özel Koordina- "objektif bir şekilde" yansıtaca- törü Oscar Camillion'un hafta- ğını umduklarını söyledi. ÇERNİŞEV— Kültür Baka- nınız Namık Kemal Zeybek'in SSCB'deki temasları sırasında bir yıl önce parafe edilen bu an- laşmanın imzalanması bek- leniyor. — Ankara bir Sovyet kültür merkezine kavuşacak nu? ÇERNİŞEV— Zeybek'in zi- yareti sırasında bu konu da eie alınacak. Aynca Karadeniz Kül- tür Festivali düzenlenmesi konu- sunda da görüşmeler yapılacak. Gene çok olumlu bir gelişme, ama biz gene bağırmıyoruz. öte yandan, Ukrayna ve Azerbaycan ile yapılan yoğun temaslardan sonra, Moldavya, Ermenistan ve Rusya da Türkiye ile ikili ilişki- ye girmek istediğini belirten cumhuriyetlerdir. Ermenistan bunu dile getirdi. Halen Istan- bul'da devam eden Türk-Sovyet lş Konseyi toplanüsma bir Er- meni yetkili de katılmaktadır. özetle, birliğimizdeki cumhuri- yetlerin de katılımıyla Sovyet- Türk ilişkilerinin daha olumlu ve daha kapsamlı bir gelişme çizgjsine oturmasma çalışıyoruz. Ankara: ABD'deki Ermeni lobisi, Kongre dışındayoğunlaşacak Ermeni sorunu yine gündemdeGeçen yıl ABD Kongresi'nin gündemine getirilen Ermeni iddialan bu yıl da Türkiye'nin başını ağrıtacak. Ancak Ankara, Körfez krizi ve Byrd-Dole çekişmesi gibi etkenlerin sonucunda Ermeni lobisinin Kongre dışı etkinliklere ağırlık vereceği görüşünde. YASEMİN ÇONGAR ANKARA — Geçen yasama yılında ABD Senatosu'nun gündemine getirilen Ermeni tasansı nedeniyle gergin bir dö- nem geçiren Türk-Amerikan ilişkilerin- de, Ermeni iddialanna bağlı sorunlann önümüzdeki aylarda da yaşanması bek- leniyor. Ancak Ankara, 1990-1991 döne- minde Ermeni iddialannın Kongre dışı- na kayacağını hesaplıyor. Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, ABD'- deki Ermeni lobisinin 1915 -1924 yıllan arasında Osmanlı ve Türkiye Cumhuri- yeti yönetimlerinin Anadolu'daki Erme- nileri toplu bir kıyıma uğrattığı iddiası- nın teşviki yönündeki girişimlerini önü- müzdeki dönemde geniş bir etkinlik programı çerçevesinde sürdüreceklerine ilişkin bilgiler alındığını belirtiyorlar. Ancak bu etkinliklerin geçen yılki gibi "Kongre merkezli" olması beklenmiyor. Ankara'daki yetkililer, Ermeni iddiala- nnın büyük ölçüde Kongre dışına kaya- cağı yolundaki beklentilerini şu neden- lere dayanduıyorlar: 1. KörCez krizi: Irak'ın Kuveyt'i iş- galiyle başlayan ve iki buçuk aydır de- vam eden krizin, 1991 başına dek sıcak çatışma olmaksızın devam edeceği bek- lentisi Ankara ve VVashington'da payla- şıhyor. Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, bu krizin ABD Kongresi gündemini uzun süre meşgul edeceğini belirtiyorlar. Yet- kililere göre Senato ve Temsüciler Mec- lisi alt komiteleri krizin siyasi, askeri ve ekonomik yönlerine ilişkin birçok tasa- rıyı görüşmek durumunda kalacak. Or- tadoğu sonınunun yoğun biçimde ele alı- nacağı yasama yıhnda, Türkiye'yi rahat- sız ettiği bilinen Ermeni iddialannın öne çıkanlması istenmeyecek. Z.ÜKh'H tn\iA Ankara, ABD Başkam Bush'un 24 nisan nedeniyle ya- yımladığı özel mesajı, bu ülkedeki Er- meni lobisine verilmiş ^ok büyük bir ta- viz olarak nitelendiriyor. Ermenilerin soykınmın yıldönümü olduğunu Öne sürdükleri bir tarihte Bush tarafından yayımlanan bu mesajın, "yöneüm ola- rak üzerimize düşeni yaptık, daha faz- lasını beklemeyin" şeklindeki gizli bir mesajı da Ermeni lobisine ilettiği düşü- nülüyor. 3. Yeûniş beşiııei vıl: 1990, Erme- niler tarafından "soykuımın 75'inci vüı" olduğu iddiasıyla büyük anma törenle- rine ayrılmıştı. Bu törenlerin önemli bir bölümü ABD'de gerçekleştirildi. Ancak bu yılda, Kongre*den bir Ermeni tasan- sı geçirilememesi, ABD'deki Ermeni lo- bisinde rahatsızlık yarattı. Bu rahatsız- lığın bilincinde olduklarını belirten Dı- şişleri Bakanlığı yetkilileri, "Gene de yet- miş beşinci yılın geride kalması, Erme- nilerin 1991'de işi biraz daha gevşek tut- maları sonucunu getirebilir" diyorlar. Bu inanç "75'inci yıl" iddiasımn etkisine karşın Kongre'de sonuç almayı başara- mayan lobinin benzer bir yenilgiyi 1991'de yasama olasıhğının daha yüksek olmasından kaynaklanıyor. 4. Kangre deneyfari: Dışişleri Ba- kanlığı yetkilileri, Senatör Robert Byrd'ün geçen yıl Senato azınlık lideri Robert Dole"un tasansı karşısında yap- tığı savununun Washington'daki pek çok çevreyi etkilediği görüşünde. ABD Sena- tosu'nda zor anlar yaşadığı öne sürülen Ermeni lobisinin, bu yıl Byrd'ün tezle- rinin daha geniş bir destek bulma olası- hğını da göz önüne alacağı ve Kongre1 deki başansız deneyiminden ders çıka- racağı tahmin ediliyor. Kongre dışında mücadele Ancak Enneni iddialannın Kongre dı- şına kayacağı beklentisi, ABD'deki Turk ve Ermeni lobilerinin daha geniş bir alanda kültürel mücadele vereceği şek- linde yorumlanıyor. Nitekim ABD'ye göç edenlerin ilk ayak bastıklan yer ol- masıyla tanınan Ellis Adası'nda kurulan bir müzede Ermeni iddialannın 1924 ta- rihi verilerek fotoğraflarla gündeme ge- tirihnesi, bu "yeni" mücadele alanına bir örnek oluşturuyor. Cumhurbaşkam özal'ın ABD'yi ziyaret ettiği günlerde açılan bu müzedeki fotoğrafa ilişkin dip- lomatik yazışmalardan ise henüz bir so- nuç alınamadı. Dışişleri Bakanlığı kay- naklan, Washington BUyükelçiliği'nin gerekli girişimleri sürdürdüğünü belirti- yorlar. POIJÜKADA ERGUNBALa Kudüsteki Katliam Irak'la İsrail birbirlerinin can düşmanı; fırsat bulsalar bir- birlerini yok etmekte tereddüt etmezler. Ama ne ilginçtir ki bu iki ülke karşıtıklı olarak birbirlerine en büyük iyiliği yapı- yorlar. Irak'ın Kuveyt'i işgali, başlangıçta en fazla İsrail'e yaradr. Filistin davası geri plana itilirken VVashington'un daha esnek bir tavır takınması için Tel Aviv'e yaptığı baskı da ortadan kalk- tı. Şimdi İsrail, Doğu Kudüs'te gerçekleştirdiği Filistinli katli- amı ile Saddam'a bu iyiliğin karşılıgını ödemiştir. Irak liderle- ri her zaman, Kuveyt'in işgali karşısında ayağa kalkan Batı dünyasının, İsrail'in Arap topraklarını işgal etmesini sessiz biçimde seyrettiğini belirterek Batı'yı Çifte standart ve iki yüz- lülükle suçlamışlardır. Bu suçlamalarında haksız okjukları da söylenemez. ABD ve Batı Avrupa şimdi büyük bir ikilem içinde kalmış- tır. İsrail'in gerçekleştirdiği katliam karşısında Kuveyt olayın- da olduğu gibi kıyameti koparsalar, gürültü patırdı arasında Kuveyt'in işgali gündemde ikinci sıraya düşecek, kamuoyu- nun dikkati dağılacak, Saddam zaman kazanacaktır. israil'i kuru bir kınamakla yetinseler bu kez Arap dünyası bu çifle standart karşısında ayağa kalkacak, Başkan Bush'un Irak'a karşı oluşturduğu ittifakta çatlaklar meydana gelebilecektir. Doğu Kudüs'teki kanlı olaylar özellikle ABD'nin safında yer alarak Suudi Arabıstan'a asker gönderen Hüsnü Mübarek ve Hafız Esad rejımlerini güç duruma düşürebilir. Suriye ve Mı- sır'da Saddam yanlısı gruplar "Arap kardeşlerimiz İsrail ta- rafından öldürülürken biz Irak'a karşı asker gönderiyoruz. Asıl İsrail'e karşı göndermemizgerekirdi" diyerek kitleleri etkile- yebilirler. Böylece tabanda var olan huzursuzluk büsbütün artabilir. Doğu Kudüs'teki kanlı olaylar aslındaOrtadoğu'da Filistin sorunu çözülmeden hiçbir sorunun çözülemeyeceği gerçe- ğini bir kez daha ortaya çıkarmıştır Saddam, Kuveyt'i işgal ettikten sonra yaptığı ilk konuşmada "Kuveyt sorununu, ancak Arap topraklarının İsrail tarafından işgali sorunu ile birlikte görüşmeyi kabul edebıleceğinı" soy- lemişti. Başka bir deyişle "İsrail Arap topraklarını işgal ederse, benım de Kuveyt'i almaya hakkım vardır" demeye getirmiş- ti. Hoşumuza gitse de gitmese de Arap halklarının gözünde Kuveyt'in işgali ile Arap topraklarının işgali arasında bir bağ- lantı olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Arap ülkelerinde kit- leler, ABD ve Batı Avrupa, Kuveyt'in işgali karşısında Körfez'e on binlerce asker yığdı, dünyayı ayağa kaldırdı. Peki, Arap topraklarının İsrail tarafından işgal edilmesi, Filistinlilerin her gün öldürülmesi karşısında ne yaptılar' diye düşünüyoriar. Böyle düşünmekte haksız olduklarını herhalde hiç kimse id- dia edemez. Kudüs olayları, Türkiye'nin Körfez'e asker göndermesinin ne büyük bir yanlış olacağmı da açık biçimde ortaya çıkar- mıştır. Suudi Arabistan'a asker göndermiş olsaydık Türkiye şimdi herhalde son derece güç bir durumda kalırdı. İşgal al- tındaki topraklarda Araplar öldürülür ve Arap yığınlarının öf- kesi İsrail'le ABD üzerinde yoğunlaşırken Türk askerleri Su- udi Arabıstan çoilerinde Amerikan d£kerlerinin yanı başın- da olacaklardı. Böyle bir şey, tarihsel bir hata olurdu. Kuveyt'in Irak tarafından işgalini haklı olarak kınayan Tür- kiye, israil'in Doğu Kudüs'te gerçekleştirdiği kanlı eylemi de aynı sertlikle kınamalıdır. KP'nin yeni adv Demokratik Sol Parti Italya'da bir dönem kapanıyor Partinin yeni amblemi köklerini orak çekiçten alacak meşe ağacı olacak. ttalyan basmı: "Komünist adını taşımaya cesaret etmek nazi ya da faşist adını taşımaya benzedi. •,«i*.'-- .*' ; NİLGÜN CERRAHOCLU ROMA — Dün gece Italyan siyasi yaşamında bir dönem, bir daha geriye gelmemek üze- resonaerdi. 1921'deSosyalist Parti'den aynlarak kurulan ve faşizme karşı amansız mücade- lesi ile hatırlanan ttalyan Ko- münist Partisi (İKP) ad değiş- tirerek "Demokratik Sol Parti" adını aldı. Uzun süre "tsci Partisi" olasılığı üzerin- de duran partinin Genel Şekre- teri Achille Occhetto; yapılan sondajlarda işçi partisinin mo- dası geçmiş bir ad olarak değer- lendirihnesi nedeniyle bu seçe- nekten vazgeçti. Occhetto, par- tinin yeni amblemi olarak da köklerini orak çekiçten alan bir meşe ağacının benimsenmesini istedi. Meşe; 1917 Rus Devri- mi öncesi Italyan sosyalistlerin simgesi olarak kabul ediliyor. Boşanma ve kürtaj gibi sivil hakların elde edilmesinde önemli bir rolü olan ve Italya'- nın kültürel yaşamında doldu- rulamayacak bir boşluk bıra- kan İKP'nin ad ve kimlik de- ğişimi yalnız komünistler için değil, ttalyanlann çoğu için de bir dönemin kapanışım simge- liyor. Hiçbir zaman iktidara gelmemiş olan ve 1947'den be- ri ülkede ana muhalefet rolü- nü üstlenen İKP pek çok îtal- yan tarafından diğer siyasi ra- kiplerine göre daha temiz ve dürüst bir parti olarak görülü- yordu. Partinin üçte birini kontrol eden Stalinist Arman- do Casutta ile eski ekolü tem- sil eden geleneksel komünist Pietro Ingrao etrafmda birleşen ve isim değişikliğine karşı ko- yan hizibin muhalefeti nedeniy- le Demokratik Sol Parti'nin doğumu aylar aldı. Yılan hikâ- yesine dönüsen yeni isim tartıs- malarından ötürü İKP sekiz aydır "Şey" (Lacosa) diye anı- lıyordu. POLONYA Eski dostları Walesa'ya karşıDış Haberier Servisi — Po- lonya'da ilk kez halk tarafın- dan seçilecek olan ve 25 ka- sımda yapılacak başkanlık se- çimleri için kampanyalar tüm hızıyla sürüyor. Dayanışma Sendikası lideri Lech Walesa, seçim kampanyası için önceki gün gittiği başkent Varşova'- da coşkuyla karşılanırken Baş- bakan Tadeusz Mazowiecki'- nin Polonya aydınlannın tam desteğini arkasına aldığı bildi- riliyor. Seçimlerin galibi ülke- nin son komünist Devlet Baş- kam General VV'ojciech Jaru- zelski'nin yerini alacak. Lech VValesa'nın 22 kenti kapsayan seçim kampanyası turunun Varşova durağında büyük coşkuyla karşılandığı belirtildi. Reuter'in haberine göre bir kamyonun üstünden 5000 kadar çelik işçisine hitap eden VValesa, "Sık sık seçim- de şansım olmadığı söyleni- yor. Şimdi beni kim destekli- yor ögrenmek istiyorum" şek- linde konuştu. Huta Warsza- wa fabrikası işçilerinin kendi- sinin "Lech Walesa" tempo- lanyla yanıtladığı kaydedildi. Gdansk Sendikası lideri Ja- cek Merkel'in başkanlığında 41 kişilik bir kampanya komi- tesi ile çalışan Walesa, komü- nizme karşı birlikte mücade- le ettiği eski dostlan tarafın- dan "manüksu" ve "diktatör eğilimli" olarak niteleniyor. "Ülkeyi istikrarsızlığa süriik- leyecegi" öne sürülüyor. Baş- kanlık seçimlerine girebUmesi için gerekli 100 bin imzayı top- lamaya başlayan Dayanışma lideri, "toptan ve hızlı değişim" sozü veriyor. Sürek- li, "Seçimlerden galip çıkaca- gını" vurgulayan Walesa, "Geçmiş dönemde suç işlemiş herkesin cezalandınlacağını" da ekliyor. Başkanlık seçimlerinin diğer adayı Başbakan Mazowiecki ise Polonya'nın aydm sınıfı ta- rafından destekleniyor. Arala- nnda yazar Adam Michnik, tarihçi Bronislaw Geremek gi- bi isimlerin de yer aldığı 215 kişilik kampanya komitesi "Istikrar ve devlet otoritesi, ekonomik reformlann başan- sı, sosyal güvenlik, özerk ye- rel yönetimler" sözü veriliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle