Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 EKİM 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3
İran Uzmanlar
Meclisi seçimi
• LEFKOŞA — İran'da
Uzmanlar Meclisi için
pazartesi günü yapılan
seçimlerin ilk açıklanan
sonuçlarına göre, aralannda
Vyetullah Humeyni'nin
oğlunun da bulunduğu en
az üç radikal Islamcı büyük
oy aldı. İran resmi haber
ajansı İRNA'nın
bildirdiğine göre
Cumhurbaşkam Haşimi
Rafsancani Uzmanlar
Meclisi'ne seçildi.
Hükümet, dini açıdan
seçilebilirliğe ilişkin bir
testten geçemediklerini ileri
sürerek pek çok Batı karşıtı
radikalin adaybğını
engellemişti. 100 hükümet
yanlısının yanında seçimlere
katılma hakkını kazanan
radikallerden dokuzu,
hükümetin tutumunu
protesto etmek amacıyla
seçimlerden çekilmişti. 8 yıl
dönemli, 83 üyeli Uzmanlar
Meclisi, ülkenin dini
liderini seçiyor ve
faaliyetlerini gözetliyor.
Bııtto'nun eşi
tutuklandı
• KARAÇİ (AA) —
Pakistan'da görevden
uzaklaştırılan eski
Başbakan Benazir
Butto'nun eşi Asıf Ali
Zardari'nin tutuklandıgı
bildirildi. Butto, lideri
bulunduğu Pakistan Halk
Partisi tarafından yapılan
açıklamada, Benazir
Butto'nun eşi Zardari'nin
'dün polis tarafından
tutuklandığı kaydedildi.
Polis kaynaklan,
Zardari'nin bir işadamından
haraç almakla suçlandığım
bildirdiler. Tutuklamaya
ilişkin ayrıntılı açıklama
.yapılmadı. Benazir Buttu
.eşinin tutuklanmasını
kınayarak tutuklama
gerekçesinin bir yalana
dayandınldığını kaydetti.
Papandreu
taburcu oldu
" • ATİNA (AA) —
Yunanistan'da ana
muhalefet partisi
PASOK'un lideri eski
Başbakan Andrea
-Papandreu (71), on günden
-beri tedavi gördüğü Atina
-Devlet Hastanesi'nden dün
-taburcu oldu. Düzensiz
kalp atışlan ve sojunum
:guçlüğü şikâyetleri ile geçen
pazartesi gecesi Atina
Devlet Hastanesi
Kardiyoloji Bölümü'nde
yoğun bakıma alınan
Papandreu, hastaneden
jlaynlırken gazetecilere •
vyaptığı açıklamada önemli
\iç ve dış sorunlarla karşı
İkarşıya bulunan Yunanistan
yçin yeniden mücadele
f'vereceğinden son derece
rmutlu olduğunu söyledi.
;RuandaVla
jlOOO ölti
\ • MBRARA (UGANDA)
KAA) — Ruanda'dan
«açarak Uganda'ya gelen
mülteciler, Mutara
îbölgesinde isyancüara karşı
Isaldınya geçen Ruanda
Jordu birliklerinin, binden
Jfazla sivili öldürdüklerini
;söylediler. Ruanda'da
olayların patlak
•vermesinden sonra
.Uganda'ya geçen ilk mülteci
grubu olan bu kişiler,
-Ruanda ordusunun
katliamının, on küçük
yerleşim biriminde
gerçekleştiğini kaydettiler.
G. Afrika'da
saldın
• DURBAN (AA) —
Güney Afrika'da bir yolcu
otobüsüne düzenlenen
silahlı saldında 6 siyah
öldü, 27 kişi yaralandı. G.
Afrika polisi, Natal
eyaletinin Turban kenti
kuzeyindeki Khamashu
siyah yerleşim merkezi
yakınlarında önceki gece
meydana gelen olayda
otobüsün otomatik
silahlarla taranması sonucu
içindeki 33 kişinin hepsinin
de en az bir kurşun yarası
aldığını, yaralanan şoförün
otobüsü durdurmayı
başardığını kaydetti.
Lockerbie
faciası
• NEW YORK (AA) —
270 kişinin ölümüyle
sonuçlanan Lockerbie
faciasında Pan Am yolcu ,
uçağının düşmesine yol
açan bombayı LibyaJı bir
ajanın yerleştirmiş
olabileceği ileri sürüldü.
New York Times gazetesi
dün verdiği haberde ABD
yönetimince görevlendirilen
araştınnaalann tskoçya'nın
Lockerbie kasabası üzerine
düşen uçağa bomba
konulması için lran'ın
Suriye'nin desteklediği bir
gerilla grubuna para
verdiğine hâlâ inandıklarını
belirtti.
SSCB Ankara BüyükelçisiAlbert Çemişev'in Cumhuriyet'e demeci:
Türk-SSCB ilişkisicilalanıyorBüyükelçi Çernişev, "Ilişkilerimizin ekonomik
planda çokgüzel gelişirken siyasi alanda yavaş
geliştiği doğru değil. Birçok uluslararası
konuda Türk-Sovyet görüşü aynı" dedi.
YASEMİN ÇONGAR
ANKARA — Türkiye ile
Sovyetler Birliği arasında eko-
nomik alanda giderek gelişen iş-
birliğinin, siyasi ve kültürel iliş-
kilere de yansıdığı bildirildi.
SSCB'nin Ankara Büyükelçisi
Albert Çernişev, pekçok ulusla-
rarası konuda Türk ve Sovyet
görüşlerinin aynı olduğunu be-
lirterek, "siyasi alandaki üişki-
lerimiz de en azmdan ekonomik
alandaki isbiriiğimiz kadar iyi-
dir. Ancak biz bu konuda
bağırmıyoruz" dedi. Büyükelçi
Çernişev Cumhurbaşkam Özal1
ın 1991'in şubat ya da mart ay-
lannda Sovyetler Birliği'ne gide-
ceğini, Sovyet Başbakam Rijkov
ve Dışişleri Bakam Şevardnad-
ze*nin gelecek yıl içinde Türki-
ye'yi ziyaret etmesinin beklendi-
ğini belirterek, "1991 üiskileri-
miziıı cilalandığı yıl olacak"
dedi.
Çernişev, aynca uzun bir sü-
reden beri gündemde olan Türk-
Sovyet kültürel işbirliği anlaş-
masının bu hafta içinde imzala-
nacağını söyledi. Türk-Sovyet
ilişkilerinde yoğun günler yaşa-
nırken göreve geldiği 1987'den
bu yana iki ülke arasında gide-
rek artan bir işbirliğinin gerçek-
leşmesine katkıda bulunan Bü-
yükelçi Albert Çernişev'le gö-
rüştük.
Çernişev'e ikili ilişkilerin son
durumu konusunda yönelttiği-
miz sonılar ve yanıtları şöyle:
— Ülkelerimiz arasındaki
ekonomik işbirliği siyasi planda
yansımasını ne zaman göstere-
cek? Siyasi işbirliğine yönelik gi-
rişimler ve uzun süredir gerçek-
leşmesi bekienen ziyaretler ne
aşamada?
ÇERNİŞEV— İlişkilerimiz
ekonomik planda çok güzel ge-
lişirken siyasi alanda yavaş ge-
liştiği görüşü doğru değil. Bu bi-
raz dış görünümden kaynakla-
nıyor. Ekonomik alanda atılan
adımlar politik, diplomatik ka-
zanımlara göre daha çarpıcı...
Birçok uluslararası konularda
Türk ve Sovyet görüşleri aynıdır.
Bu husus, Saym Gorbaçov ile
Sayın özal arasındaki telefon
görüşmesinde de vurgulandı. Si-
yasi açıdan, gerek Moskova'da,
Büyükelçi Volkan Vural'ın bizim
dişişleri bakanlığımızla, gerekse
benim burada Türk Dışişleri Ba-
kanlığıyla çok iyi temaslanmız
var. Bundan önce bir kez Mos-
kova'da, geçen hafta da Anka-
ra'da Türk ve Sovyet heyetleri
birlikte ilişkilerin ufuklarına
bakma amaçlı toplantdar yaptı-
lar. Şu anda Ankara'yı ziyaret
GüNEYKORE
ÜNİVERStTE MUHALEFET ODAĞI — Seul Cniversitesi ögrencileri. yasak olmasıoa rağmen bir Kuzey Kore filmini iiniversite
kampusunda gösterime sokunca polis baskısına uğradılar. Ogrenciler polise molotof kokteyller ile cevap verdiler.
SeuPde öğrenci-polis çatışmasıDış Haberler Servisi — Güney Kore polisinin, hükümetin ya-
şaklamasına rağmen bir Kuzey Kore filminin gosterildiği Seul
Üniversitesi'ne girdiği bildirildi. Ogrenciler ile polis arasında şid-
detli çatışma çıkması üzerine, zırhlı araçlar desteğindeki yüzler-
ce polisin üniversiteye girdiği belirtildi. Olaylar sırasında bazı po-
lislerin, oğrencilerin attıkları molotof kokteyİleri ile yaralandık-
lan, en az 4 ögrenrinin tutuklandığı kaydedildi. Polisin düzen-
KlBRIS SORUNU
lediği baskın sırasında, üniversitede "Salt" isimli Kuzey Kore fil-
minin gosterildiği belirtiliyor. Güney Kore Ulusal Güvenlik Ya-
sası uyarınca bütün Kuzey Kore filnilerinin yasak olmasına rağ-
men, ogrenciler bu filmi nasıl ele geçirdikleri konusunda bilgi
vermeyi reddettiler. Gözlemciler. polisin bu müdahalesinin, bu
akşam Seul'de düzenlenmesi öngöriilen hükümet aleyhtan bir
gösteriyi engellemeye yönelik olduğunu belirtivortar. (Reuter)
eden Dışişleri Bakan Yardımcı-
sı Beloganov'dan sonra, güven-
lik ilişkilerinden sorumlu Dışiş-
leri Bakan Yardımcısı Karpov da
Türkiye'ye gelecek. Sonra Büyü-
kelçi özçeri Moskova'yı ziyaret
edecek.
Ancak siz şu açıdan hakiısı-
nız. Siyasi ilişkilerimizin cilası
eksiktir. 1991 ilişkilerin cilalan-
dığı yıl olacak. Dışişleri bakanı-
rruzın Türkiye'yi ziyareti için za-
mansızlıktan başka engel yok.
Bizzat kendisi gelemediği için
üzülüyor. Türkiye'yi yakın za-
manda ziyaret edecektir. Ben de
bunun için elimden geleni yapı-
yorum. İlişkilerimizin tüm bo-
yutlannı kapsayacak parlak
nokta ise Cumhurbaşkam
özal'ın gelecek yıhn şubat-mart
ayında yapacağı SSCB ziyareti-
dir. Bu ziyaret sırasında çok
önemli mutabakatlara varıla-
caktır. Yeni işbirliğinin siyasi bo-
yutlan ortaya çıkacaktır.
— Ya Rijkov'un, Gorbaçov-
un ziyaretleri?..
ÇERNİŞEV — Başbakan
Rijkov'un Özal'ın SSCB'yi ziya-
retinden altı ay kadar sonra
Türkiye'ye geleceğini tahmin
ediyorum. Sayın Gorbaçov'un
ziyareti ise bundan bir süre son-
ra, tahminen 1991 yıh sonu ya
da 1992 başında gündeme gele-
bilir. özetle, ziyaretler açısından
çok yoğun bir döneme giriyo-
ruz. Çalışma düzeyinde temas-
lanmız zaten sayıca çoktur. Si-
yasi alandaki ilişkilerimiz de en
azından ekonomik alandaki iş-
birliğimiz kadar iyidir.
— Karadeniz Ortak Pazmn
önerisi çerçevesinde somut
adımlann ne zaman atılması
beklenebihr? Bu konudaki Sov-
yet görüşü nedir? Siz projeyi ül-
keniz ekonomisi açısından ne
derece varariı görüyorsunuz?
ÇERNİŞEV— Bu konuda Dı-
şişleri Bakanlığı Müsteşar Yar-
dımcısı Sayın Tansuğ Bleda ile
Sovyet yetkililerinin temasları
sürüyor. Ben ve Türkiye Büyü-
kelçisi Saym Vural da düzenli te-
maslar yapıyoruz. Türk tarafı-
na Sovyet tutumu hakkında so-
mut bilgiler verdik. Kısa süre
içinde Sovyet tutumunun ve Ro-
manya ile Bulgaristan'ın yakla-
şunlannın belirginJeşeceği görü-
şündeyiz. Fikir oarak, Karade-
niz'de bir refah ve işbirliği böl-
gesi kurulmasını çok faydah gö-
rüyoruz. Bizce Karadeniz, dört
ülkeyi ayuan değil, birleştiren
bir deniz ohnalıdır. Karadeniz,
işbirliği ve refah bölgesi tüm Av-
rupa'yı kapsayacak tek ekono-
mi ve kültür alanımn da önem-
li bir başlangıcını oluşturabile-
cektir. Şu anda istişareler büyü-
kelçiler düzeyinde yürüyor. An-
cak kasım-arahk aylannda dört
ülkenin katılacağı resmi görüş-
meler başlayabilir. Bu görüme-
lerin dışişleri bakan yardımcılan
düzeyinde olacağmı samyorum.
— Peki ya kültürel işbiriigi
boyutu... Üzerindeki çalışmalar
devam eden kültürel işbirliği an-
ne Zaman imyalanarafc?
Ankara gelişmelerden huzursuz
BM Genel Şekreteri Perez de Cuellar'ın, Kıbns
Rum kesiminin AT'ye yaptığı tam üyelik
başvurusunu gündeme getirmeden, KKTC
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve Kıbns Rum
lideri Yorgo Vasiliu'yu görüşmelere çağırması
Ankara'da "soğuk" karşüandı.
ANKARA (Cumhuriyet Btt-
rosu) — BM Genel Şekreteri Pe-
rez de Cuellar'ın, Kıbns Rum
kesiminin ATye yaptığı tam
üyelik başvurusundan hiçbir şe-
kilde söz etmeyerek KKTC
Cumhurbaşkam Rauf Denktaş
ve Kıbns Rum lideri Yorgo Va-
siliu'yu görüşmelere çağırması,
Ankara'da hoşnutsuzluk yarat-
tı. De Cuellar'ın, çağrısında,
Güvenlik Konseyi'nin 649 sayılı
kararuıa atıfla, "görüşmelerde
taraflann eşitliğinden" söz et-
mesi ise "Genel Sekreter'in mis-
yonu çerçevesinde zaten soyle-
mesi gereken asgari söz" olarak
nitelendirildi. De Cuellar'ıu
Rum kesiminin ATye başvuru-
sunu etkin bir biçimde gündeme
getinnekteki "çekingenliğine"
bir anlam verilemezken, Dışiş-
Ier Bakanlığı Sözcüsü Murat
Sungar, Genel Sekreter'in 31
ekimde Güvenlik Konseyi'ne su-
nacağı Kıbns raporunun "soru-
nu objektif bir şekilde yansıta-
cağım umduklarını" belirtti.
KKTC Cumhurbaşkam Denk-
taş 30 eylülde kendisine gönder-
diği mektupta, Rum kesiminin
AT'ye başvurusunun oluşturdu-
ğu engele işaret etmişti. Denk-
taş'ın gönderdiği mektubun ya-
nı sıra Dışişleri Bakanı Ali Bo-
zer, BM'nin 45. Genel Kurulu
nedeniyle geçen günlerde Genel
ya KKTC Cumhurbaşkam Rauf
Denktaş ve Kıbns Rum lideri
Vasiliu Ue yapacağj bildirilen gö-
rümelerden ne umduğu biline-
miyor. Dış müdahaleler nede-
niyle Kıbns Türk pozisyonunu
yıpratmaya yönelik girişimlerin-
yoğunlaştığı bir sırada
KKTCnin, AT başvurusu konu-
Sekreter Ue yaptığı görüşmede sunu sindirmeye hazır olmadığı
aynı konuyu gündeme getirmiş- da vurgulamyor.
ti. Başbakan Yıldınm Akbulut Dışişleri Bakanlığı sözcüsü
da KKTC'ye geçen hafta yaptı- Murat Sungar, dün düzenlediği
ğı resmi ziyaret sırasında Rum haftahk basın toplantısında,
kesiminin AT'ye yaptığı başvu- Türkiye'nin son gelişmelerden
runun ortaya çıkardığı engelin duyduğu hoşnutsuzluğu diplo-
aşılmasmın yollanm araştırma- matik ifadelerle dile getirirken,
nın Genel Sekreter'in "öncelik- BM Genel Sekreteri'nin 31
li görevi" olduğunu vurgulamış- ekimde Güvenük Konseyi'ne su-
tı.Bu durumda, BM Genel Sek- nacağı Kıbns raporunda sorunu
reteri'nin, Kıbns Özel Koordina- "objektif bir şekilde" yansıtaca-
törü Oscar Camillion'un hafta- ğını umduklarını söyledi.
ÇERNİŞEV— Kültür Baka-
nınız Namık Kemal Zeybek'in
SSCB'deki temasları sırasında
bir yıl önce parafe edilen bu an-
laşmanın imzalanması bek-
leniyor.
— Ankara bir Sovyet kültür
merkezine kavuşacak nu?
ÇERNİŞEV— Zeybek'in zi-
yareti sırasında bu konu da eie
alınacak. Aynca Karadeniz Kül-
tür Festivali düzenlenmesi konu-
sunda da görüşmeler yapılacak.
Gene çok olumlu bir gelişme,
ama biz gene bağırmıyoruz. öte
yandan, Ukrayna ve Azerbaycan
ile yapılan yoğun temaslardan
sonra, Moldavya, Ermenistan ve
Rusya da Türkiye ile ikili ilişki-
ye girmek istediğini belirten
cumhuriyetlerdir. Ermenistan
bunu dile getirdi. Halen Istan-
bul'da devam eden Türk-Sovyet
lş Konseyi toplanüsma bir Er-
meni yetkili de katılmaktadır.
özetle, birliğimizdeki cumhuri-
yetlerin de katılımıyla Sovyet-
Türk ilişkilerinin daha olumlu
ve daha kapsamlı bir gelişme
çizgjsine oturmasma çalışıyoruz.
Ankara: ABD'deki Ermeni lobisi, Kongre dışındayoğunlaşacak
Ermeni sorunu yine gündemdeGeçen yıl ABD Kongresi'nin gündemine getirilen Ermeni
iddialan bu yıl da Türkiye'nin başını ağrıtacak. Ancak
Ankara, Körfez krizi ve Byrd-Dole çekişmesi gibi etkenlerin
sonucunda Ermeni lobisinin Kongre dışı etkinliklere
ağırlık vereceği görüşünde.
YASEMİN ÇONGAR
ANKARA — Geçen yasama yılında
ABD Senatosu'nun gündemine getirilen
Ermeni tasansı nedeniyle gergin bir dö-
nem geçiren Türk-Amerikan ilişkilerin-
de, Ermeni iddialanna bağlı sorunlann
önümüzdeki aylarda da yaşanması bek-
leniyor. Ancak Ankara, 1990-1991 döne-
minde Ermeni iddialannın Kongre dışı-
na kayacağını hesaplıyor.
Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, ABD'-
deki Ermeni lobisinin 1915 -1924 yıllan
arasında Osmanlı ve Türkiye Cumhuri-
yeti yönetimlerinin Anadolu'daki Erme-
nileri toplu bir kıyıma uğrattığı iddiası-
nın teşviki yönündeki girişimlerini önü-
müzdeki dönemde geniş bir etkinlik
programı çerçevesinde sürdüreceklerine
ilişkin bilgiler alındığını belirtiyorlar.
Ancak bu etkinliklerin geçen yılki gibi
"Kongre merkezli" olması beklenmiyor.
Ankara'daki yetkililer, Ermeni iddiala-
nnın büyük ölçüde Kongre dışına kaya-
cağı yolundaki beklentilerini şu neden-
lere dayanduıyorlar:
1. KörCez krizi: Irak'ın Kuveyt'i iş-
galiyle başlayan ve iki buçuk aydır de-
vam eden krizin, 1991 başına dek sıcak
çatışma olmaksızın devam edeceği bek-
lentisi Ankara ve VVashington'da payla-
şıhyor. Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, bu
krizin ABD Kongresi gündemini uzun
süre meşgul edeceğini belirtiyorlar. Yet-
kililere göre Senato ve Temsüciler Mec-
lisi alt komiteleri krizin siyasi, askeri ve
ekonomik yönlerine ilişkin birçok tasa-
rıyı görüşmek durumunda kalacak. Or-
tadoğu sonınunun yoğun biçimde ele alı-
nacağı yasama yıhnda, Türkiye'yi rahat-
sız ettiği bilinen Ermeni iddialannın öne
çıkanlması istenmeyecek.
Z.ÜKh'H tn\iA Ankara, ABD
Başkam Bush'un 24 nisan nedeniyle ya-
yımladığı özel mesajı, bu ülkedeki Er-
meni lobisine verilmiş ^ok büyük bir ta-
viz olarak nitelendiriyor. Ermenilerin
soykınmın yıldönümü olduğunu Öne
sürdükleri bir tarihte Bush tarafından
yayımlanan bu mesajın, "yöneüm ola-
rak üzerimize düşeni yaptık, daha faz-
lasını beklemeyin" şeklindeki gizli bir
mesajı da Ermeni lobisine ilettiği düşü-
nülüyor.
3. Yeûniş beşiııei vıl: 1990, Erme-
niler tarafından "soykuımın 75'inci vüı"
olduğu iddiasıyla büyük anma törenle-
rine ayrılmıştı. Bu törenlerin önemli bir
bölümü ABD'de gerçekleştirildi. Ancak
bu yılda, Kongre*den bir Ermeni tasan-
sı geçirilememesi, ABD'deki Ermeni lo-
bisinde rahatsızlık yarattı. Bu rahatsız-
lığın bilincinde olduklarını belirten Dı-
şişleri Bakanlığı yetkilileri, "Gene de yet-
miş beşinci yılın geride kalması, Erme-
nilerin 1991'de işi biraz daha gevşek tut-
maları sonucunu getirebilir" diyorlar. Bu
inanç "75'inci yıl" iddiasımn etkisine
karşın Kongre'de sonuç almayı başara-
mayan lobinin benzer bir yenilgiyi
1991'de yasama olasıhğının daha yüksek
olmasından kaynaklanıyor.
4. Kangre deneyfari: Dışişleri Ba-
kanlığı yetkilileri, Senatör Robert
Byrd'ün geçen yıl Senato azınlık lideri
Robert Dole"un tasansı karşısında yap-
tığı savununun Washington'daki pek çok
çevreyi etkilediği görüşünde. ABD Sena-
tosu'nda zor anlar yaşadığı öne sürülen
Ermeni lobisinin, bu yıl Byrd'ün tezle-
rinin daha geniş bir destek bulma olası-
hğını da göz önüne alacağı ve Kongre1
deki başansız deneyiminden ders çıka-
racağı tahmin ediliyor.
Kongre dışında mücadele
Ancak Enneni iddialannın Kongre dı-
şına kayacağı beklentisi, ABD'deki Turk
ve Ermeni lobilerinin daha geniş bir
alanda kültürel mücadele vereceği şek-
linde yorumlanıyor. Nitekim ABD'ye
göç edenlerin ilk ayak bastıklan yer ol-
masıyla tanınan Ellis Adası'nda kurulan
bir müzede Ermeni iddialannın 1924 ta-
rihi verilerek fotoğraflarla gündeme ge-
tirihnesi, bu "yeni" mücadele alanına bir
örnek oluşturuyor. Cumhurbaşkam
özal'ın ABD'yi ziyaret ettiği günlerde
açılan bu müzedeki fotoğrafa ilişkin dip-
lomatik yazışmalardan ise henüz bir so-
nuç alınamadı. Dışişleri Bakanlığı kay-
naklan, Washington BUyükelçiliği'nin
gerekli girişimleri sürdürdüğünü belirti-
yorlar.
POIJÜKADA
ERGUNBALa
Kudüsteki Katliam
Irak'la İsrail birbirlerinin can düşmanı; fırsat bulsalar bir-
birlerini yok etmekte tereddüt etmezler. Ama ne ilginçtir ki
bu iki ülke karşıtıklı olarak birbirlerine en büyük iyiliği yapı-
yorlar.
Irak'ın Kuveyt'i işgali, başlangıçta en fazla İsrail'e yaradr.
Filistin davası geri plana itilirken VVashington'un daha esnek
bir tavır takınması için Tel Aviv'e yaptığı baskı da ortadan kalk-
tı.
Şimdi İsrail, Doğu Kudüs'te gerçekleştirdiği Filistinli katli-
amı ile Saddam'a bu iyiliğin karşılıgını ödemiştir. Irak liderle-
ri her zaman, Kuveyt'in işgali karşısında ayağa kalkan Batı
dünyasının, İsrail'in Arap topraklarını işgal etmesini sessiz
biçimde seyrettiğini belirterek Batı'yı Çifte standart ve iki yüz-
lülükle suçlamışlardır. Bu suçlamalarında haksız okjukları da
söylenemez.
ABD ve Batı Avrupa şimdi büyük bir ikilem içinde kalmış-
tır. İsrail'in gerçekleştirdiği katliam karşısında Kuveyt olayın-
da olduğu gibi kıyameti koparsalar, gürültü patırdı arasında
Kuveyt'in işgali gündemde ikinci sıraya düşecek, kamuoyu-
nun dikkati dağılacak, Saddam zaman kazanacaktır. israil'i
kuru bir kınamakla yetinseler bu kez Arap dünyası bu çifle
standart karşısında ayağa kalkacak, Başkan Bush'un Irak'a
karşı oluşturduğu ittifakta çatlaklar meydana gelebilecektir.
Doğu Kudüs'teki kanlı olaylar özellikle ABD'nin safında yer
alarak Suudi Arabıstan'a asker gönderen Hüsnü Mübarek ve
Hafız Esad rejımlerini güç duruma düşürebilir. Suriye ve Mı-
sır'da Saddam yanlısı gruplar "Arap kardeşlerimiz İsrail ta-
rafından öldürülürken biz Irak'a karşı asker gönderiyoruz. Asıl
İsrail'e karşı göndermemizgerekirdi" diyerek kitleleri etkile-
yebilirler. Böylece tabanda var olan huzursuzluk büsbütün
artabilir.
Doğu Kudüs'teki kanlı olaylar aslındaOrtadoğu'da Filistin
sorunu çözülmeden hiçbir sorunun çözülemeyeceği gerçe-
ğini bir kez daha ortaya çıkarmıştır
Saddam, Kuveyt'i işgal ettikten sonra yaptığı ilk konuşmada
"Kuveyt sorununu, ancak Arap topraklarının İsrail tarafından
işgali sorunu ile birlikte görüşmeyi kabul edebıleceğinı" soy-
lemişti. Başka bir deyişle "İsrail Arap topraklarını işgal ederse,
benım de Kuveyt'i almaya hakkım vardır" demeye getirmiş-
ti.
Hoşumuza gitse de gitmese de Arap halklarının gözünde
Kuveyt'in işgali ile Arap topraklarının işgali arasında bir bağ-
lantı olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Arap ülkelerinde kit-
leler, ABD ve Batı Avrupa, Kuveyt'in işgali karşısında Körfez'e
on binlerce asker yığdı, dünyayı ayağa kaldırdı. Peki, Arap
topraklarının İsrail tarafından işgal edilmesi, Filistinlilerin her
gün öldürülmesi karşısında ne yaptılar' diye düşünüyoriar.
Böyle düşünmekte haksız olduklarını herhalde hiç kimse id-
dia edemez.
Kudüs olayları, Türkiye'nin Körfez'e asker göndermesinin
ne büyük bir yanlış olacağmı da açık biçimde ortaya çıkar-
mıştır. Suudi Arabistan'a asker göndermiş olsaydık Türkiye
şimdi herhalde son derece güç bir durumda kalırdı. İşgal al-
tındaki topraklarda Araplar öldürülür ve Arap yığınlarının öf-
kesi İsrail'le ABD üzerinde yoğunlaşırken Türk askerleri Su-
udi Arabıstan çoilerinde Amerikan d£kerlerinin yanı başın-
da olacaklardı. Böyle bir şey, tarihsel bir hata olurdu.
Kuveyt'in Irak tarafından işgalini haklı olarak kınayan Tür-
kiye, israil'in Doğu Kudüs'te gerçekleştirdiği kanlı eylemi de
aynı sertlikle kınamalıdır.
KP'nin yeni adv Demokratik Sol Parti
Italya'da bir
dönem kapanıyor
Partinin yeni amblemi köklerini orak çekiçten
alacak meşe ağacı olacak.
ttalyan basmı: "Komünist adını taşımaya
cesaret etmek nazi ya da faşist adını taşımaya
benzedi.
•,«i*.'-- .*'
;
NİLGÜN CERRAHOCLU
ROMA — Dün gece Italyan
siyasi yaşamında bir dönem,
bir daha geriye gelmemek üze-
resonaerdi. 1921'deSosyalist
Parti'den aynlarak kurulan ve
faşizme karşı amansız mücade-
lesi ile hatırlanan ttalyan Ko-
münist Partisi (İKP) ad değiş-
tirerek "Demokratik Sol
Parti" adını aldı. Uzun süre
"tsci Partisi" olasılığı üzerin-
de duran partinin Genel Şekre-
teri Achille Occhetto; yapılan
sondajlarda işçi partisinin mo-
dası geçmiş bir ad olarak değer-
lendirihnesi nedeniyle bu seçe-
nekten vazgeçti. Occhetto, par-
tinin yeni amblemi olarak da
köklerini orak çekiçten alan bir
meşe ağacının benimsenmesini
istedi. Meşe; 1917 Rus Devri-
mi öncesi Italyan sosyalistlerin
simgesi olarak kabul ediliyor.
Boşanma ve kürtaj gibi sivil
hakların elde edilmesinde
önemli bir rolü olan ve Italya'-
nın kültürel yaşamında doldu-
rulamayacak bir boşluk bıra-
kan İKP'nin ad ve kimlik de-
ğişimi yalnız komünistler için
değil, ttalyanlann çoğu için de
bir dönemin kapanışım simge-
liyor. Hiçbir zaman iktidara
gelmemiş olan ve 1947'den be-
ri ülkede ana muhalefet rolü-
nü üstlenen İKP pek çok îtal-
yan tarafından diğer siyasi ra-
kiplerine göre daha temiz ve
dürüst bir parti olarak görülü-
yordu. Partinin üçte birini
kontrol eden Stalinist Arman-
do Casutta ile eski ekolü tem-
sil eden geleneksel komünist
Pietro Ingrao etrafmda birleşen
ve isim değişikliğine karşı ko-
yan hizibin muhalefeti nedeniy-
le Demokratik Sol Parti'nin
doğumu aylar aldı. Yılan hikâ-
yesine dönüsen yeni isim tartıs-
malarından ötürü İKP sekiz
aydır "Şey" (Lacosa) diye anı-
lıyordu.
POLONYA
Eski dostları
Walesa'ya karşıDış Haberier Servisi — Po-
lonya'da ilk kez halk tarafın-
dan seçilecek olan ve 25 ka-
sımda yapılacak başkanlık se-
çimleri için kampanyalar tüm
hızıyla sürüyor. Dayanışma
Sendikası lideri Lech Walesa,
seçim kampanyası için önceki
gün gittiği başkent Varşova'-
da coşkuyla karşılanırken Baş-
bakan Tadeusz Mazowiecki'-
nin Polonya aydınlannın tam
desteğini arkasına aldığı bildi-
riliyor. Seçimlerin galibi ülke-
nin son komünist Devlet Baş-
kam General VV'ojciech Jaru-
zelski'nin yerini alacak.
Lech VValesa'nın 22 kenti
kapsayan seçim kampanyası
turunun Varşova durağında
büyük coşkuyla karşılandığı
belirtildi. Reuter'in haberine
göre bir kamyonun üstünden
5000 kadar çelik işçisine hitap
eden VValesa, "Sık sık seçim-
de şansım olmadığı söyleni-
yor. Şimdi beni kim destekli-
yor ögrenmek istiyorum" şek-
linde konuştu. Huta Warsza-
wa fabrikası işçilerinin kendi-
sinin "Lech Walesa" tempo-
lanyla yanıtladığı kaydedildi.
Gdansk Sendikası lideri Ja-
cek Merkel'in başkanlığında
41 kişilik bir kampanya komi-
tesi ile çalışan Walesa, komü-
nizme karşı birlikte mücade-
le ettiği eski dostlan tarafın-
dan "manüksu" ve "diktatör
eğilimli" olarak niteleniyor.
"Ülkeyi istikrarsızlığa süriik-
leyecegi" öne sürülüyor. Baş-
kanlık seçimlerine girebUmesi
için gerekli 100 bin imzayı top-
lamaya başlayan Dayanışma
lideri, "toptan ve hızlı
değişim" sozü veriyor. Sürek-
li, "Seçimlerden galip çıkaca-
gını" vurgulayan Walesa,
"Geçmiş dönemde suç işlemiş
herkesin cezalandınlacağını"
da ekliyor.
Başkanlık seçimlerinin diğer
adayı Başbakan Mazowiecki
ise Polonya'nın aydm sınıfı ta-
rafından destekleniyor. Arala-
nnda yazar Adam Michnik,
tarihçi Bronislaw Geremek gi-
bi isimlerin de yer aldığı 215
kişilik kampanya komitesi
"Istikrar ve devlet otoritesi,
ekonomik reformlann başan-
sı, sosyal güvenlik, özerk ye-
rel yönetimler" sözü veriliyor.